ilhan
02.07.2013, 16:10
http://bordomavi.net/images/haber/02-07-2013/1372769156_b.jpg
Ülkemizde şike süreciyle ilgili olarak UEFA kararlarına yönelik yapılan açıklamalara CHP başkanı Kemal Kılıçdaoğlu da kendisinden beklediğimiz bir yaklaşımla dâhil olmuştur. Zaten fenerbahçe kulübünün şikeden hapis cezası almış başkanını ayağına giderek ziyaret etmiş bir siyasi parti liderinden başka türlü bir üslup kullanması da beklenemezdi. Dün bir diğer muhalefet partisinin lideriyle başlayan ‘adaletin karşısında güçlüye biat et’ zihniyeti ideolojik olarak karşı yönde bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu tarafından da aynen dile getirilmiştir.
Futbol bilgisi ve derinliği "Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum" sözleriyle net olarak anlaşılan Kılıçdaroğlu'nun adalet anlayışının da bundan farklı olmadığı görülmektedir.
Dünkü hamaset edebiyatı yaparak Trabzonspor’u hiçe sayma anlayışı, bugün yargılama süreçlerini töhmet altına alarak Trabzonspor’u hiçe saymaya dönüşmüştür.
Ne kadar acıdır ki bu sefer adaletin hiçe sayılmasını isteyen Atatürk’ün modern bir Türkiye için öncü olabilmesi adına kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda da ahlaklısını severim derken cumhuriyetimizin kurucusu ‘siyasiler bundan muaftır’ demek istememiştir. Ama görülüyor ki ahlak yoksunluğu bu ülkede sadece futbolu değil tüm kirli elleriyle siyaseti de, ticareti de, günlük yaşamı da etkisi altına almıştır. Bu ahlaksızlığı oy kaygısı yarışına dönüştüren tüm siyasiler de bu utanç tablosunun bir parçası olma hususunda bir sorun görmemektedirler.
Hiçbir zaman siyasi bir duruş sergilemeyen ve de bunu ŞAMPİYONLUĞUNU ÇALAN tüm siyasi partilere karşı duruşuyla sergileyen BMN olarak ülkenin içinde bulunduğu süreçlerden bihaber olmadığımızı da belirtmek isteriz. Son bir ayda yaşananlar esnasında sesi çıkmayan Kılıçdaroğlu konu fenerbahçesini korumaya geldiği zaman tam bir amigo gibi bağırabilmektedir. Siyaset yapmayı bilemeyen ama taraftar olmayı çok iyi bilen bu anlayış her anlamda bu ülkenin bir sorunudur. Bu taraftarlık ve güç aşkı Trabzonspor üzerine oynanan oyunların da temelini oluşturmaktadır.
CHP başkanının konu hakkında hiçbir fikri olmadığı, sadece ve sadece fenerbahçe Ulusal Basını tarafından yapılan haberleri kaynak aldığı yaptığı açıklamalarından da bellidir. Haklarını Avrupa’dan almak zorunda kalan bir Türk takımı karşısında utanç duyup, bu süreci düzeltmeye çalışacaklarına, tüm ‘şikeciler’ cehalet dolu savunmalar yapmaya dört bir koldan devam etmektedirler.
Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Atatürk’ün bu ülkede de olması için mücadele ettiği medeni bir devlet anlayışı, bunu yüzyıllardır uygulayan Avrupalılar tarafından şike sürecinde adaletin uygulanmasıyla kendisini zorla da olsa gösterecektir.
Dün dediğimiz gibi bugün de “Oy kaygısıyla hareket ettiklerini anlamanın zor olmadığı ve sayısal çoğunlukları çok seven siyaset, sürekli adını andığı ancak uygulamaktan imtina ettiği adalet ve ahlak söylemlerini yerine getirmemenin bedelini ağır ödeyecektir” diyoruz!
Bordomavi.net Yönetim Kurulu
Ülkemizde şike süreciyle ilgili olarak UEFA kararlarına yönelik yapılan açıklamalara CHP başkanı Kemal Kılıçdaoğlu da kendisinden beklediğimiz bir yaklaşımla dâhil olmuştur. Zaten fenerbahçe kulübünün şikeden hapis cezası almış başkanını ayağına giderek ziyaret etmiş bir siyasi parti liderinden başka türlü bir üslup kullanması da beklenemezdi. Dün bir diğer muhalefet partisinin lideriyle başlayan ‘adaletin karşısında güçlüye biat et’ zihniyeti ideolojik olarak karşı yönde bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu tarafından da aynen dile getirilmiştir.
Futbol bilgisi ve derinliği "Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum" sözleriyle net olarak anlaşılan Kılıçdaroğlu'nun adalet anlayışının da bundan farklı olmadığı görülmektedir.
Dünkü hamaset edebiyatı yaparak Trabzonspor’u hiçe sayma anlayışı, bugün yargılama süreçlerini töhmet altına alarak Trabzonspor’u hiçe saymaya dönüşmüştür.
Ne kadar acıdır ki bu sefer adaletin hiçe sayılmasını isteyen Atatürk’ün modern bir Türkiye için öncü olabilmesi adına kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda da ahlaklısını severim derken cumhuriyetimizin kurucusu ‘siyasiler bundan muaftır’ demek istememiştir. Ama görülüyor ki ahlak yoksunluğu bu ülkede sadece futbolu değil tüm kirli elleriyle siyaseti de, ticareti de, günlük yaşamı da etkisi altına almıştır. Bu ahlaksızlığı oy kaygısı yarışına dönüştüren tüm siyasiler de bu utanç tablosunun bir parçası olma hususunda bir sorun görmemektedirler.
Hiçbir zaman siyasi bir duruş sergilemeyen ve de bunu ŞAMPİYONLUĞUNU ÇALAN tüm siyasi partilere karşı duruşuyla sergileyen BMN olarak ülkenin içinde bulunduğu süreçlerden bihaber olmadığımızı da belirtmek isteriz. Son bir ayda yaşananlar esnasında sesi çıkmayan Kılıçdaroğlu konu fenerbahçesini korumaya geldiği zaman tam bir amigo gibi bağırabilmektedir. Siyaset yapmayı bilemeyen ama taraftar olmayı çok iyi bilen bu anlayış her anlamda bu ülkenin bir sorunudur. Bu taraftarlık ve güç aşkı Trabzonspor üzerine oynanan oyunların da temelini oluşturmaktadır.
CHP başkanının konu hakkında hiçbir fikri olmadığı, sadece ve sadece fenerbahçe Ulusal Basını tarafından yapılan haberleri kaynak aldığı yaptığı açıklamalarından da bellidir. Haklarını Avrupa’dan almak zorunda kalan bir Türk takımı karşısında utanç duyup, bu süreci düzeltmeye çalışacaklarına, tüm ‘şikeciler’ cehalet dolu savunmalar yapmaya dört bir koldan devam etmektedirler.
Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Atatürk’ün bu ülkede de olması için mücadele ettiği medeni bir devlet anlayışı, bunu yüzyıllardır uygulayan Avrupalılar tarafından şike sürecinde adaletin uygulanmasıyla kendisini zorla da olsa gösterecektir.
Dün dediğimiz gibi bugün de “Oy kaygısıyla hareket ettiklerini anlamanın zor olmadığı ve sayısal çoğunlukları çok seven siyaset, sürekli adını andığı ancak uygulamaktan imtina ettiği adalet ve ahlak söylemlerini yerine getirmemenin bedelini ağır ödeyecektir” diyoruz!
Bordomavi.net Yönetim Kurulu