PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Akıl Oyunları



Cyzio
29.06.2013, 19:13
Aslında böyle bir başlık Ganita kısmında mevcuttu. BMN'nin en beğendiğim, en sık takip ettiğim köşelerinden biriydi. Üyelerin birbirlerine zekâ doruları sorup, çözmeye çalıştıkları; çok faydalı bir başlıktı. Maalesef, epeydir faaliyette değil.



Öte yandan pek çoğunuzun bildiği gibi, seyretmesem de (ve seyretmeye cesaretim olup olmadığını hâlen daha kestiremediğim) neler anlatıldığını az çok bildiğim, konusunu gerçek hayattan alan bu isimde bir film vardır. Şizofren bir bilim adamının, uzun uğraşlar sonunda, zor da olsa kendi rahatsızlığını kabullenişini anlatan bir film. Filmi seyreden akademisyen bir arkadaşım, uzun müddet filmin etkisinden kurtulamadığını, ve bütün yaşadıklarını sorgulamaya başladığını söylüyordu. Aslında hepimiz hayatı farklı şekilde algıladığımızdan, zaman zaman çok büyük hayal kırıklıkları yaşamıyor muyuz? Çok sevdiğimiz ve bizi çok sevdiğine inandığımız insanların aslında bambaşka kişilikler olduklarını gözlemlemiyor muyuz? Bu konuda beni en çok düşündüren mesele, o kişinin mi basit bir hadiseyle değiştiği, yoksa benim mi onu senelerce tanımadığım olmuştur.


Muhakkak ki hiç birimiz dünyayı salt gerçekler olarak algılayamıyoruz. Çünkü insanız ve duygularımız var. Ve genellikle "olan"ı değil, "bize göre olması gereken"i algılıyoruz.


Bu konu son iki yıldır zihnimi çok ciddî şekilde meşgul ediyor. Olayları biraz daha ciddî analiz edip değerlendirdiğimde, geride kalan ömrümün önemli bir kısmını yanlış algıladığımı anladım. Ve tâbir-i caizse, bazı konularda nasıl da rüyalar aleminde yaşadığımı. Bu rüyalardan birinin de Trabzonspor olduğunu yaklaşık üç dört ay önce tam olarak anladım. Maalesef anladım ki, çok büyük bir oyunun piyonlarıyız.


Şampiyon olduğu ilk seneden beri paranın, gücün ve şımarıklığın karşıtı olarak görüp de tuttuğum Trabzonspor, benim "Akıl Oyunları"mdan biriydi. Son şampiyonluğu kazandıktan sonra birkaç sene daha mücadele etmişti ama düzen onun artık oyunun içinde olmasını istemiyordu. Daha doğrusu, oyunun içinde olmasını ama hiç bir zaman şampiyon olmamasını istiyordu. Bu kurala ya seve seve uyacaktık, ya da...


Aslında daha şampiyon olduğumuz yıllarda bile süreç başlamıştı. İşin bu raddelere gelmesini sağlayan oyunun temelleri o yıllarda atıldı. Yaşı kırkın üzerinde olanlar hatırlayacaktır, Mustafa Günaydın isimli başkanımız, "İskender'i kaleye koyacağım, Şenol sol açık oynayacak" gibi ciddiyetten uzak demeçlerle yolu açtı.


Uzun yıllar "Öz Evlât" hikayesiyle uyutulduk. Bunu İstanbul takımları çok iyi becerdiler. Şenol Güneş'i Trabzonspor'un başındayken hep övdüler, şiddetle sahip çıkmamızı söylediler. Ama takımımızdan Ali Kemal'i, Serdar'ı, Mehmet Ekşi'yi, Ogün'ü, Abdullah'ı, Selçuk'u, Burak'ı, Egemen'i, Engin'i alan İstanbul takımları nedense kendi takımlarında bu başarılı teknik direktörü görmeyi hiç istemediler. İsteseler, her zamanki gibi parayı bastırıp yapamazlar mıydı? Hayır, Şenol Güneş Trabzonspor'un başında kalmalıydı. İstanbul takımlarını şampiyon yapamayacağını herkes biliyordu. Her şey bir tarafa, Trabzonspor'un başındayken övgüler yağdırdıkları Şenol Güneş'e Millî Takım'ın başındayken niye tahammül edemiyorlardı? Ya da, Mehmet Ali Yılmaz 1997 başında kongreyi kazanıp da Show TV'ye bağlandığı zaman, Şansal Büyüka'nın ilk söylediği sözleri hatırlar mısınız:


-"Sayın başkan, tebrik ediyoruz. Ama bir şeyin sözünü sizden almak isteriz. Yola Şenol Güneş'le devam edeceksiniz, değil mi? Şenol Hoca, bizim hoca."


Hayatımda ilk defa bir program sunucusunun kongreyi yeni kazanmış bir başkana, hocayı değiştirmemesinin lanse edildiğini görüyorum. Şansal Bey kardeşim; Şenol Güneş'i çok beğeniyorsan, Fenerbahçe'ye aldırsana. Aslında son cümlesi herşeyi açıklıyordu: " Şenol Hoca, bizim hoca."


Bu yolda yaptığımız saçmalıklar yıllarca bize hep kahramanlıkmış gibi lanse edildi. Ali Kemal'in İstanbul'a gittiği ilk senenin yazında özel maçta Fenerbahçe'yi İstanbul'da 1-0 yenmiştik. Ertesi gün rahmetli İslam Çupi şöyle yazmıştı:


-"Oyuncularını alarak Trabzonspor'u zayıflatacaklarını sanıyorlar. Hiç Karadeniz çay kaşığıyla boşalır mı?"


Gururum nasıl da okşanmıştı. Ama sübliminal olarak Trabzonspor'un iyi oyuncularını satması gerektiği, hafızalara kazınıyordu. Bu durumu ben yıllarca bir kahramanlık zannettim. Yıllar sonra Türkiye Ligi'nin en iyi oyuncularından biri hasbelkader takımımıza gelip de bir sezon oynadıktan sonra yazılan manşet de hâlâ hafızamdadır:


-"Sergen şutlanacak."


Aman ne iyi. Ne müthiş bir iş beceriyorduk. Takımın en iyi, en tanınmış oyuncusunu şutluyorduk. Bizim şutladığımız Sergen, bu olaydan üç dört sene sonra İngiltere'de Chelsea'ye iki gol atıyordu.



Son yirmi yıldır iyi teknik direktöre kötü kadro, yetersiz teknik direktöre iyi kadro veriyorduk. Ben de hep "Bu ne biçim şanssızlık?" diye hayıflanıyordum. Şimdi anlıyorum ki, bu olanlar şanssızlık değil, kasıtlı adılmış adımlardır. Ve gene anlıyorum ki, Trabzonspor'da göreve gelen her insan, belirli mercilere bu işin sözünü verdiği için geliyordur. Yani Trabzonspor'u bu oynanan oyunun içinde tutup, hiç bir zaman gerçek başarıya ulaşmama sözü.


Şu ana kadar yazdıklarım, pek çoğunuza fikirlerim sebebiyle önyargılı gelebilir. Peki, konuyu biraz daha derinleştirelim. Sizce aşağıdaki beyanatlar hangi görüşe hizmet etmektedir:


-" Trabzon’da son dönemde yaşananları bir anlatsam, orada ne futbolcu, ne de yönetici kalır"


-"Cenaze evinde düğün olmaz."


-"Aykut ve öğrencileri şike yapmadı."


-"Trabzonspor Fenerbahçe ile iyi geçinmeli."


-"Biz de muhakkak şike yapmışızdır."


-"Mehmet Ali Aydınlar'ın Trabzonspor taraftarına bir helallik borcu var."
Ve en son bugünkü beyanat:


-"Mecnun başkan da bizim dostumuzdur, arkadaşımızdır. Bizim ne kadar bu kirli iş ilişkilerle mücadele ediyorsak, o da aynı şekilde mücadele eden bir arkadaşımızdır ve bu sürecin içerisinde kirliliğe bulaşmayan da bir arkadaşımızdır. Bu da benim kendimin kendimden nasıl eminsem ondan da eminim"


Çok beğendiğim bir lâf vardır: "Cehlin ol mertebesi , sehl olmaz, kesbsiz, taa bu kadar cehl olmaz!" Yani: "Bu kadar yanlışlık, bilmezlikten gelmek, yanlışlıkla olmaz; bu kadar cehl, çalışmaksızın olmaz."


Yani bu kadar hata bilmeden yapılamaz, muhakkak ki işin içinde kasıt vardır. Kimler nelerin diyetini ödüyor bilemem; ama yıllarca uyutulduğumuz aşikâr. Ve başımıza kim gelirse gelsin, bu kirli senaryo değişmeyecek. Yanlış anlaşılmasın; belki UEFA sayesinde şampiyonluğumuzu alabiliriz. Ama görün bakın, en geç dört seneye kadar burnumuzdan fitil fitil getirirler. Emarelerini de zaten görüyoruz. Bu seneye 2010-2011 şampiyonu olarak girsek bile, bu kadro ve bu hocayla, müthiş bir facianın yaklaşmakta olduğunu herhalde görmeyenimiz yoktur.


Böyle gelmiş, böyle gider...

.

Yiğit Gayretli
29.06.2013, 19:27
Konunun Şenol Güneş üzerinden örneklenmesi anlatılmak istenen düşüncenin doğru olduğu gerçeğini zedelese de değiştirmiyor.

Katılıyorum...

Cyzio
29.06.2013, 19:34
Konunun Şenol Güneş üzerinden örneklenmesi anlatılmak istenen düşüncenin doğru olduğu gerçeğini zedelese de değiştirmiyor.

Katılıyorum...



Teşekkür ederim.

.

Erdal DİLEK
29.06.2013, 19:57
Yüzde bir milyon doğru tespit, doğru yorum. Aynı görüşteyim. Hatta bu sisteme bjk yide katabilir genişletebiliriz türk futbolu adına. Yalnız işte bu trabzonspor kullananlar veya kullanmaya calışanları nasıl ayıracağız veya ifşa edeceğiz.

Sorun burdan başlıyor. .

Kasım Hilal
29.06.2013, 20:33
Şenol Güneş takıntınızı anlamasam ve hala ona haksızlık ettiğinizi düşünsem de haklılık payınız çok.. Maalesef sevilmiyoruz, çekilmıyoruz...

Oğuz B.
29.06.2013, 21:42
Bu teziniz doğru olsa, Şenol Güneş'i başa getirmeyi başaramadıklarında müthiş( (http://tr.wikipedia.org/wiki/Trabzonspor_teknik_direkt%C3%B6rleri_listesi)!) hocalarla çalışmış olmamız lazım değil mi?

Güle gûş ettiremez boş yere bülbül inler
varak-ı mihr-ü vefâyı kim okur kim dinler


Ancak bu ülkede pastanın İstanbul'un dışına çıkması istenmiyor. Orası ayrı.

Cyzio
29.06.2013, 22:00
Bu teziniz doğru olsa, Şenol Güneş'i başa getirmeyi başaramadıklarında müthiş( (http://tr.wikipedia.org/wiki/Trabzonspor_teknik_direkt%C3%B6rleri_listesi)!) hocalarla çalışmış olmamız lazım değil mi?

Güle gûş ettiremez boş yere bülbül inler
varak-ı mihr-ü vefâyı kim okur kim dinler


Ancak bu ülkede pastanın İstanbul'un dışına çıkması istenmiyor. Orası ayrı.



Bu linki verdiğiniz için teşekkür ederim. Şenol Güneş'le ne kadar süre çalışıldığını, müthiş hocalarla toplam ne kadar süre çalışıldığını hiç incelediniz mi?

Eee.. Birileri emrediyorlar, bizimkiler yapıyor.

.

MaEsTrO
29.06.2013, 22:12
Abi, bütün resmi koydun önümüze.

Gel de simdi zevk al futboldan.

Şahin Yılmaz
29.06.2013, 23:20
Trabzonspor lige çıkıp kendi özkaynakları ve değerleriyle şampiyonluklara ambargo koyup, belkide 100 yıl sürecek bir travmaya soktu İstanbul takımlarını ve o takımla beslenen medya güruhlarını.

Bu vesile ile takım ne zaman toparlanıp başa oynasa panik atak durumuna giriyorlar. Tapelerde Azize nin konuşmalarında var. Şike yapmalarının ve bu reziliğe düşmelerinin sebebi de budur.

CamilloVillegas
29.06.2013, 23:20
Ilginc fikirler. Güzel yazılmış. Benimde türkcemin böyle olmasını isterdim.
Ama Şenol Güneş yorumuna hiç katılmıyorum. Çok zorlama olmuş bence.

S.Seymen
29.06.2013, 23:39
Şenol Hoca Bu takımı şampiyon yapmış hocadır... önce bunu bir ortaya koyalım...Dünya 3. sü ve o yıl Dünya'da yılın antrenörüdür yanlış hatırlamıyorsam... Önce bir bunu ortaya koyalım daha önce 96 şamp çalındığında da Şenol Hoca vardı... biraz had bilerek ahkam keselim

İst medyası siyaset tff yani bilimum sistem rantının FB GS türü bir İspanya modeli hayalledikleri bu doğrultuda çalıştıkları doğrudur...

şike süresince bir tek tuğlanın kopmaması gerektğini söylemiştim kendi çocuklarımızı yemeyelim diye.. siyasetin Trabzonspor'u ele geçireceği öylesine belliydiki Hangisi kazansa sonuç değişmeyecekti...

Sadri Başkan gitmeliydi ama bu şekilde değil şike süreci sonlandığında benim düşüncem buydu...

umarım İHO Başkanın yaptığı kayıkçı kavgası değildir... siyasetin güdümünde olduğumuz kesindir .. konjonktür kupanın bize verilmesi şeklinde işliyor.. sanırım sistem bunun için erken davranamamıştır.. UEFA ya rağmen vermemeyi yok saymayı deneyebilirlermi bilmiyorum...

ama şunu biliyorum çok iyi biliyorum ki, bütün şampiyonlukları yerinde görme şansına sahip biri olarak..

futbolcu olarak da hoca olarak da; Şenol GÜNEŞ eleştirilmez değildir elbette ama; SEMBOL olduğu kesindir.
yukardaki eleştiri değil rövanş amaçlı bir yazıdır tespitlerin Trabzondışı nedenlerine hak versem de ki görünen köy klavuz istemez; Trabzonspor içi olan tespitler tamamen saçmalıktır;

önce kendimize bakacağız Trabzonspor'a ne verdim? onca yıllardır Trabzonspor'un neresindeydim de konuşuyorum diye; sonra da Şenol Güneş'e

insaf

Cyzio
29.06.2013, 23:47
....

yukardaki eleştiri değil rövanş amaçlı bir yazıdır tespitlerin Trabzondışı nedenlerine hak versem de ki görünen köy klavuz istemez; Trabzonspor içi olan tespitler tamamen saçmalıktır;

....



Kendi seviyemdeki insanlarla tartışmaktan müthiş bir zevk alıyorum.

.

CamilloVillegas
29.06.2013, 23:50
Kendi seviyemdeki insanlarla tartışmaktan müthiş bir zevk alıyorum.

.

;)

Cyzio
29.06.2013, 23:54
;)



Meselâ sizinle :).

.

S.Seymen
29.06.2013, 23:59
kırmak dökmek amacında değilim...

Başkan seviyesinde Sistem ve siyasetin başarılı olduğu dönem Onursal Başkanla başlamıştır daha öncesi kabadayısal ve ufak tefek sistemsizliklerdi..

Şenol Güneş üzerinden bu tez savunulamaz, dediğim gibi bu isim düşünülüpte konuşulması gereken bir isimdir...

buradaki yazılara gelince kontrol edilmeden çok ta fazzla noktalama gözetilmeden yazılıyor o nedenle bende bir sürü imlasal yanlış ve hatalı cümleler görüyorum

dediğim gibi dönüp tekrar okumadan göndermekle ilgili.

Oğuz B.
30.06.2013, 00:03
Vahid Halilhodziç dışında kalburüstü hoca yönetmemiş ki takımımızı. Vahid hocadan sonra gelense Lazaroni. :rolleyes: Bence sorun biraz da burada. Şenol Güneş'e verilen süre onlara verilmedi demek işin kolaycılığı, zira hiçbiri Şenol Güneş'in sınıfında değil.



Bu linki verdiğiniz için teşekkür ederim. Şenol Güneş'le ne kadar süre çalışıldığını, müthiş hocalarla toplam ne kadar süre çalışıldığını hiç incelediniz mi?

Eee.. Birileri emrediyorlar, bizimkiler yapıyor.

.

TS-FAN
30.06.2013, 00:04
[SIZE=2]Son yirmi yıldır iyi teknik direktöre kötü kadro, yetersiz teknik direktöre iyi kadro veriyorduk. Ben de hep "Bu ne biçim şanssızlık?" diye hayıflanıyordum. Şimdi anlıyorum ki, bu olanlar şanssızlık değil, kasıtlı adılmış adımlardır. Ve gene anlıyorum ki, Trabzonspor'da göreve gelen her insan, belirli mercilere bu işin sözünü verdiği için geliyordur. Yani Trabzonspor'u bu oynanan oyunun içinde tutup, hiç bir zaman gerçek başarıya ulaşmama sözü.



Şu andaki durum nedir sizce?

Kadro kötü ,TD iyi mi?
TD kötü,kadro iyi mi ?

salihismet
30.06.2013, 00:08
Cyzio hocam yazdiklariniza biri disinda tamamen katiliyorum, bu hocayla olmaz kismina katilmiyorum. felaketler
bizi bekliyor, dogrudur, ancak bu hoca kaynakli olmaz diye düsünüyorum. Bu yönetime bu anlayisa ve bu kadroya
dünyanin en iyi hocasini getirseniz bile yasanacak felaketlerin önüne gecilmez.

Cyzio
30.06.2013, 00:10
kırmak dökmek amacında değilim...

Başkan seviyesinde Sistem ve siyasetin başarılı olduğu dönem Onursal Başkanla başlamıştır daha öncesi kabadayısal ve ufak tefek sistemsizliklerdi..

Şenol Güneş üzerinden bu tez savunulamaz, dediğim gibi bu isim düşünülüpte konuşulması gereken bir isimdir...

seviye konusu oldukça ilginç bir söylem çünkü; ben sizi tanımıyorum bunu bilemem sizde beni tanımıyorsunuz , tespitiniz zor olur; tanışalım isterseniz;

http://ilkoku.net/dus-teknesi-ah-su-erkekler/ (bu link ve civarında bir kaç yazım ve tanıtım yazım var

http://www.antoloji.com/suat-seymen/ (buradanda bakılabilir)

http://www.hayalyayinlari.com/suat_seymen.html

biraz aydınlatıcı olabilir buradaki yazılara gelince kontrol edilmeden çok ta fazzla noktalama gözetilmeden yazılıyor o nedenle bende bir sürü imlasal yanlış ve hatalı cümleler görüyorum

dediğim gibi dönüp tekrar okumadan göndermekle ilgili...



Öncelikle özür diliyorum. Gecenin geç vakitleri olmasının da etkisiyle, "Benimle aynı nezakette" diyeceğime, "Benimle aynı seviyede" yazdım. Yoksa kimsenin seviyesini tartışmak haddim değildir elbet. Ki yazdıklarınıza bakınca, benden daha yüksek bir seviyede olduğunuzu da sevinçle müşahade ediyorum. Çünkü bu forumda sizin gibi donanımlı insanlara gerçekten ihtiyaç var.

Ama bu seviyede bir insanın (sizden bahsediyorum), beğenmediği bir fikre "saçmalıktır" yazması yakışık aldı mı?

.

Cyzio
30.06.2013, 00:17
Vahid Halilhodziç dışında kalburüstü hoca yönetmemiş ki takımımızı. Vahid hocadan sonra gelense Lazaroni. :rolleyes: Bence sorun biraz da burada. Şenol Güneş'e verilen süre onlara verilmedi demek işin kolaycılığı, zira hiçbiri Şenol Güneş'in sınıfında değil.



Siz "zira hiçbiri Şenol Güneş'in sınıfında değil" diyerek benim cevap hakkımı kapamışsınız zaten. Onun için birşey diyemeyeceğim.




Şu andaki durum nedir sizce?

Kadro kötü ,TD iyi mi?
TD kötü,kadro iyi mi ?



Bu sefer istikrarı yakaladık: Kötü hocaya kötü kadro.




Cyzio hocam yazdiklariniza biri disinda tamamen katiliyorum, bu hocayla olmaz kismina katilmiyorum. felaketler
bizi bekliyor, dogrudur, ancak bu hoca kaynakli olmaz diye düsünüyorum. Bu yönetime bu anlayisa ve bu kadroya
dünyanin en iyi hocasini getirseniz bile yasanacak felaketlerin önüne gecilmez.



Oyunun taşları...

.

S.Seymen
30.06.2013, 00:19
haklısınız özür dilerim..

ama biraz biriktim sanırım çünkü çok değerli insanlara çok çabuk ve güzelce irdelenmeden çok şeyler yazılabiliyor.. galiba size yansıdı.. malum sahaya falan yansımıyor bazı şeyler...

çöp muamelesi yapılan bir çok değer oluyor..

bakın 96 da da Şenol Hocaya haksızlık yapıldı evet iyi kadromuz vardı deniyor kabul ama yarıştığımız takımda çok iyiydi oğuz aykut rüştü vs vs say say bitmez

td leri Dünya ŞAMP Pereriaydı onların kalelerinde Rüştü vardı bizimkinde Metin ve yine çalındı diyebiliyoruz Bence Şenol Hoca ciddi anlamda üst seviye hocadır...

en azından İyi hocalar gelmedi Şenol Hocaya sabrettik denilemeyecek kadar iyi hocadır..

bu benim düşüncem elbette

ama evet bazen aceleyle ve birazda kızgınlıkla hatalar yapılabiliyor tekrar özür dilerim...

Cyzio
30.06.2013, 00:26
haklısınız özür dilerim..

ama biraz biriktim sanırım çünkü çok değerli insanlara çok çabuk ve güzelce irdelenmeden çok şeyler yazılabiliyor.. galiba size yansıdı.. malum sahaya falan yansımıyor bazı şeyler...

çöp muamelesi yapılan bir çok değer oluyor..

bakın 96 da da Şenol Hocaya haksızlık yapıldı evet iyi kadromuz vardı deniyor kabul ama yarıştığımız takımda çok iyiydi oğuz aykut rüştü vs vs say say bitmez

td leri Dünya ŞAMP Pereriaydı onların kalelerinde Rüştü vardı bizimkinde Metin ve yine çalındı diyebiliyoruz Bence Şenol Hoca ciddi anlamda üst seviye hocadır...

en azından İyi hocalar gelmedi Şenol Hocaya sabrettik denilemeyecek kadar iyi hocadır..

bu benim düşüncem elbette

ama evet bazen aceleyle ve birazda kızgınlıkla hatalar yapılabiliyor tekrar özür dilerim...



İkimiz de birer hatamızdan dönmüş olduk :). Elbette ki ben de sizin görüşlerinize katılmamakla beraber saygı gösteriyorum.

Selamlar.
.

TekfurÇayır 61
30.06.2013, 00:51
Ne güzel bir başlık olmuş. Açanın, katkı sağlayanların eline sağlık.

TS-FAN
30.06.2013, 01:02
Şu andaki durum nedir sizce?

Kadro kötü ,TD iyi mi?
TD kötü,kadro iyi mi ?


Bu sefer istikrarı yakaladık: Kötü hocaya kötü kadro.


.[/QUOTE]

Sonunda be,sonunda :)

İstikrar için dedim,yanlış anlaşılmasın :D

TekfurÇayır 61
30.06.2013, 01:36
Cyzio ağabeyim Şenol Güneş konusunu biraz daha açabilir misin ricâ etsem...

Yazdıklarından anlayabildiğim şu: Şenol Güneş kötü bir teknik direktör, bunu kendisi de biliyor, iyi bir teknik direktör olduğu zannedilmeye devâm edilsin diye ve ayrıca kötü bir teknik direktör olarak normalde görev alamayacağı Trabzonspor gibi bir kulüpte görev almayı sürdürebilmek için bu oyunun içinde rol alıyor. Özetle salla başı al maaşı taktiği uyguluyor. Doğru anlamış mıyım?

MaEsTrO
30.06.2013, 01:41
Su görüse de hastayim: 'Yazi güzel, tespitler dogru ama Senol Günes kismi haric...'

Yazinin özü o kisim zaten. Bu ne perhiz ne lahana tursusu? :)

TekfurÇayır 61
30.06.2013, 01:47
Su görüse de hastayim: 'Yazi güzel, tespitler dogru ama Senol Günes kismi haric...'

Yazinin özü o kisim zaten. Bu ne perhiz ne lahana tursusu? :)

Yazıda eleştiriden aslan payını alan Şenol Güneş değil, yöneticiler.

Şenol Güneş'te hatâ bulmayıp yöneticilerde hatâ bulmak da pekâlâ mümkün.

MaEsTrO
30.06.2013, 01:55
Yazıda eleştiriden aslan payını alan Şenol Güneş değil, yöneticiler.

Şenol Güneş'te hatâ bulmayıp yöneticilerde hatâ bulmak da pekâlâ mümkün.

Yöneticiler tarafindan mecbur birakildigimiz yetersiz idarecilerin elestirisi desek daha dogru olur sanirim.

Ahmet Öztürk
30.06.2013, 11:00
Kendi adıma malumun ilamıdır. Katılıyor, tebrik ediyorum...

Cyzio
30.06.2013, 12:28
Cyzio ağabeyim Şenol Güneş konusunu biraz daha açabilir misin ricâ etsem...

Yazdıklarından anlayabildiğim şu: Şenol Güneş kötü bir teknik direktör, bunu kendisi de biliyor, iyi bir teknik direktör olduğu zannedilmeye devâm edilsin diye ve ayrıca kötü bir teknik direktör olarak normalde görev alamayacağı Trabzonspor gibi bir kulüpte görev almayı sürdürebilmek için bu oyunun içinde rol alıyor. Özetle salla başı al maaşı taktiği uyguluyor. Doğru anlamış mıyım?



İlginç bir şekilde sorunuzun cevabını kendiniz aşağıdaki mesajınızda cevaplamışsınız.




Yazıda eleştiriden aslan payını alan Şenol Güneş değil, yöneticiler.

Şenol Güneş'te hatâ bulmayıp yöneticilerde hatâ bulmak da pekâlâ mümkün.



Ama gene de görüşümü biraz daha detaylandırayım: Bence öncelikli olarak burada önemli olan birilerinin Trabzonspor'un parasını yemesi değil, işin kasıtlı olarak ehil ellere verilmemesi gerçeğidir. Bu durum da bize İstanbul medyasının bir "uyanıklık" ve "doğru yol" olarak lanse etmesiyle oluşmuştur.

Nedir bu "doğru yol"? Öz Evlatçılık. Açın gazeteleri, her birini okuyun. Hiç birinde "Trabzonspor Şenol Güneş'ten Kurtulmalı" diye bir başlık görebilecek misiniz? Bulamazsınız. Bilakis onu korumamız, sahip çıkmamız, her an klübün içinde bir yerlerde tutmamız gereği kazınır beyinlerimize.

Şimdi burada bir soru uyanıyor kafamda: Bunlar Şenol Güneş'i mi beğeniyor, yoksa öz evlat politikasını mı?

Eğer Şenol Güneş'i beğeniyorlarsa, neden kendi takımlarına getirmek için bir çaba göstermiyorlar? Şu Şenol'u alın da, biraz da biz ölelim, değil mi? Alın işte Şubat'tan beri kendisi boşta. Haydi Fenerbehçe ile malûm durumlar var diyelim. Beşiktaş neden bu değerli teknik direktörü bünyesine katmıyor? Ya da Galatasaray? Bizden Umut'u, Burak'ı, Selçuk'u, Engin'i havada kapmayı beceriyor. Peki, "bu futbolcuları harika bir şekilde oynatıp Türk Futbolu'na kazandıran çok değerli dâhî kurt" teknik direktörü neden almıyor? Herhalde Fatih Terim'den daha iyi bir teknik direktördür, değil mi?

Eğer hâlâ Şenol Güneş'i beğendiklerini düşünüyorsanız, yazının bundan sonraki kısmını okumanıza gerek yok.

O zaman herhalde Öz Evlat politikasını beğeniyorlar. Peki nerede Rıza Çalımbay? Nerede Samet Aybaba? Nerede Tayfur Havutçu? Nerede Bülent Korkmaz? Nerede Aykut Kocaman (Aykut'taki durum biraz farklıdır. "Bakın biz takımı şampiyon yapmiş hocamıza sahip çıkıyoruz." mesajı verilmiştir. Yoksa bundan sonra klübün içerisine adımını atamaz.)? Nerede Rıdvan Dilmen? Nerede Ziya Doğan? Nerede Hamza Hamzaoğlu? Offf... Saymaktan bıktım.

Görüldüğü gibi İstanbul takımları da ara sıra bizim düştüğümüz hataya düşüp takımı öz evlâda teslim etmişler. Ama bir iki küçük istisna dışında hiç biri ikinci yılını görememiş. Hele hele ikinci defa çağrılan hiç yok. Nerede üçüncü, nerede dördüncü?

Allah Allah... E bu adamlar öz evlat politikasını da beğenmiyorlar o zaman. Demek ki, Şenol Güneş'i de, Öz Evlât politikasını da Trabzonspor'da olduğu zaman beğeniyorlar. Aynen kendini beğenmiş beyazların "En iyi zenci, ölü zencidir." vecizesindeki gibi "En iyi Şenol Güneş ve en iyi Öz Evlât Politikası Trabzonspor'da olur" derler. Ya da bazı Fransız Üniversiteleri Fransa dışından gelen bazı öğrencilerin başarısızlığından sonunda bıkınca; onlara, üzerinde "Sadece Şark Ülkelerinde geçerlidir" ibaresi yazan bir diploma vermesi gibi. Yani bu futbol felsefesi sadece Trabzon'da geçerlidir.

Şimdi bütün detaylarıyla anlattığım şu tabloyu yöneticilerimizin görememesinin imkânsız olduğunu düşünüyorum. O zaman da aklıma bir tek açılış yazısında yazdığım senaryo geliyor. Yani klübün başına geçen hiç bir başkan aslında şampiyon olmamızı istemiyor (ya da istettirilmiyor). Aslında 2010-2011'de bile durum böyleydi. Pek çoğunuzun allandıra ballandıra yazdığı gibi harika bir futbol filan oynamıyorduk. Ama pek çok maçımızı futbol olarak hak etmesek de, şansımız ve (bana göre) Cenab-ı Allah'ın dürüstlüğe bir lütfu olarak kazandık. Herhalde tarihimiz boyunca atmadığımız son beş dakika gollerini o sezon atmışızdır. Yani hesapta kimse bizden o sezon şampiyonluk filan beklemiyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Takımların birinin başında Aykut Kocaman, birinin başında Tayfur Havutçu, öbürünün başında Cevat (Galatasaray o sezona Rijkaard'la başladı ama başarısız olunca şu anda soyadını hatırlayamadığım bu hoca gelmişti) olunca; yani İstanbul'un üç klübü birden öz evlât hatasına aynı anda düşünce; eh bu ligde herhalde Bucaspor şampiyon olmayacaktı. Yani az evvel yazdığım "Biraz da bizim öldüğümüz" bir sezon olmuştu. İşte bu hesaplanabilir ama -sistem tarafından- göz ardı edilen hata Aziz Yıldırım'ı malûm yola itti.

Çünkü hiç bir zaman Trabzonspor'un şampiyon olmaması gerekiyordu. Diğer bütün klüpler de bu durumu bildikleri halde ses çıkarmadılar. Hani Fatih Terim play-off'tan sonra müthiş açıklamalarda bulunacaktı? Oyun kendine dokunmayınca sustu kaldı. Onun için o sene Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını çok arzu ettim.

Haydi onu geçtim. 2010-2011 sezonunda düşen takımlar neden "Fenerbahçe düşmeli, biz ligde kalmalıyız" demiyorlar? Cevabı çok basit: Bizim yöneticiler nasıl şampiyon olmamızı istemiyorlarsa, onlarınki de -ucu İstanbul takımlarına dokunacaksa- ligde kalmayı istemiyor.

Yani son yirmi yıldır her sene oynanan, başrollerini üç İstanbul takımının paylaştığı oyunda, Trabzonspor da maalesef küçük takımlar gibi kendisine verilen figüranlık rolünü başarıyla oynamaktadır. Son yıllarda Beşiktaş da oyunun dışına atılmaya çalışılmaktadır. Eğer küme düşerlerse, uzun yıllar sadece Galatasaray'ın oynayacağı "Tek Kişilik Orkestra"yı seyrederiz artık.

Hayatta hiç birşeyin mükemmel olmamasından dolayı, sistem 2009-2010 sezonunda bir açık vermiş ve Bursaspor aradan sıyrılmıştır.

Biliyorum uzattım. Ama ben hâlâ ısrarla yöneticilerimizin bu oyunu okuyamadıklarına inanmıyorum. Eğer gerçekten okuyamıyorlarsa, o zaman durum gerçekten çok facia.

Para meselesine gelince. Şenol Güneş'in kazandığı parayı sene içinde sevgili Gökhan'a defalarca sorup, onun da klüpten defalarca talep ettiği halde, tam olarak öğrenemediğimiz için yorum yapamıyorum. Ama burada paradan önce başka oyunlar oynanıyor, önce onu çözmek gerek. Çözülebildiğini görmeye benim ömrüm yeter mi; onu da bilemiyorum. Allah'tan ümidi kesmemek lâzım tabii.

.

Kasım Hilal
30.06.2013, 15:03
Bu linki verdiğiniz için teşekkür ederim. Şenol Güneş'le ne kadar süre çalışıldığını, müthiş hocalarla toplam ne kadar süre çalışıldığını hiç incelediniz mi?

Eee.. Birileri emrediyorlar, bizimkiler yapıyor.

.

Hocam isimlere baktım da... Halilhodzic dışında gittiğine üzüldüğüm hiç kimse yok.

Cyzio
30.06.2013, 15:12
Hocam isimlere baktım da... Halilhodzic dışında gittiğine üzüldüğüm hiç kimse yok.



Ne mutlu size. En azından ömrünüz "Bakalım ne gün dönüp bu klübün başına yeniden problem olacaklar?" korkusuyla geçmiyor.

.

Fatih Özkan
30.06.2013, 15:23
Son derece güzel bir yazı olmuş.
Hepimizin aklından en az 1 kere geçen tespitler bunlar.
Daha farklı yönleri ile ele alınmış bir yazı.
Teşekkürler Hocam.
Peki sadece ve sadece Trabzonspor'un menfaatleri için çalışacak, görev yapacak bir başkan bulmak çok mu zor ?
B tespiti nasıl yapacağız ?
Hep diken üstünde mi olacağız ?

Cyzio
30.06.2013, 15:32
Yüzde bir milyon doğru tespit, doğru yorum. Aynı görüşteyim. Hatta bu sisteme bjk yide katabilir genişletebiliriz türk futbolu adına. Yalnız işte bu trabzonspor kullananlar veya kullanmaya calışanları nasıl ayıracağız veya ifşa edeceğiz.

Sorun burdan başlıyor. .






Abi, bütün resmi koydun önümüze.

Gel de simdi zevk al futboldan.






Kendi adıma malumun ilamıdır. Katılıyor, tebrik ediyorum...






Son derece güzel bir yazı olmuş.
Hepimizin aklından en az 1 kere geçen tespitler bunlar.
Daha farklı yönleri ile ele alınmış bir yazı.
Teşekkürler Hocam.
Peki sadece ve sadece Trabzonspor'un menfaatleri için çalışacak, görev yapacak bir başkan bulmak çok mu zor ?
B tespiti nasıl yapacağız ?
Hep diken üstünde mi olacağız ?



Hepinize teşekkürler. Çözüme gelince... Çok zor, ama imkânsız değil. Aslında çözüm de filmin içinde yatıyor: Önce hasta olduğunu kabûl edeceksin.

Yani önce, yıllardır süren bir oyunda aldatıldığımızı (ya da yöneticilerimiz yüzünden oyuna geldiğimizi) kabûl edeceğiz.

Çünkü Türkiye'de yıllardır futbol değil, sonucu belli bir smackdown oynanıyor.

.

Fatih Özkan
30.06.2013, 15:35
Hepinize teşekkürler. Çözüme gelince... Çok zor, ama imkânsız değil. Aslında çözüm de filmin içinde yatıyor: Önce hasta olduğunu kabûl edeceksin.

Yani önce, yıllardır süren bir oyunda aldatıldığımızı (ya da yöneticilerimiz yüzünden oyuna geldiğimizi) kabûl edeceğiz.

Çünkü Türkiye'de yıllardır futbol değil, sonucu belli bir smackdown oynanıyor.

.

Yakın zamanda sıkça dile getirilen "Kulübe üye olmak" mevzusu kilit rol oynuyor galiba Hocam.
En kısa zamanda bunu gerçekleştireceğim İnşallah!

Courage
30.06.2013, 15:37
Nasıl bir düzen ki 30 yıldır hem şampiyonluğumuzu çalıyor hem teknik direktörümüzü belirliyor ezcümle burnumuzun içine kadar müdahil!

Ama aynı düzen zamanında 9 yılda 6 şampiyonluğumuzu ağzı açık seyrediyor. Sonra birden aklına ''dur orda'' demek geliyor.:rolleyes:

Düşmanımız gerçek, ama korktuğumuz kadar eli uzun değil. Yıkılabilecek olduklarını şu son 2 yılda olanlara bakarak göremiyormuyuz?

Düzen dediğiniz sistemin,yıllardır semirttiği adam kaçtır (en sonuncusu geçen haftaydı) basın toplantısı yapıyor. Ne kadar aciz,ne kadar zavallı olduğunu görüp,hiç ders almadık mı?

MuratJ
30.06.2013, 15:59
Harika bir yazı. %100 katılıyorum. Tespit diye buna denir.

Şenol Güneş bir tabudur, hiçbir zaman arkasında durmadığım, desteklemediğim bir tabudur. Trabzonspor'un sahip olduğu asrın kadrosunu bu hale getirene kadar o görevde kalabilmesi nasıl bir tabu olduğunu son olarak net şekilde gösteren bir durumdur aslında.

Bu yönetim başta başkanıyla bana göre kesinlikle cahil bir kukladır. Dedikleriniz çok doğru. Uefa'nın adaleti ve çırpınışlarımız sayesinde zaten alacağımız kupamızın diyetini bu cahil kukla başkan ile bize en az 10 yıl ödetme planındalar. Şu icraatlar bu planları gün yüzüne çıkarıyor aslında. Aslında herşey çok basit ve ortada. Takım kadrosuna bakın kepazeden farksız bir takım. İğrenç bir takım. İlk diyetimiz bu takımın korunup takviye edilmeden türlü bahanelerle yola devam etmesidir. Bu alenen yapılıyor. Vasıfsız Ünal Karaman önderliğinde. Hoca konusu zaten kendilerini ele veren birşey. 55 yaşına kadar hayalgücüyle alt liglerde kendi çapında takılmış etmiş Akçay hoca koca Trabzonspor'a getiriliyor. Şenol Güneş tabusunun etkileri bu adamı yüceltiyor. Ben ise Akçay hocaya saygı bile duymuyorum. Bence çok yetersiz bir isim. Elinde kepaze bir takım var. Oda incil modelleri üzerine doktora yapıyor. Şöyle bir bakıyorumda acıyorum takıma. Hoca bulutların üzerinde sadece bir hayalgücünden oluşuyor. Heidi midir nedir anlamadım.

Yani hakkımızla alacağımız kupanın 10 yıl sürece diyeti cahil kukla başkanımız ve ekibiyle bize ödettirilmeye başlandı bile. Seneye ciddi anlamda küme mücadelesi vereceğiz. Yakın zamanda küme düşme ihtimalimiz ciddi anlamda var.

Özevlatçılık öze dönüş denen zırvalamalar aslında bana dönüş bende olsun küçük olsun menfaatlerimde olsun demektir. Öze dönüş diye bir saçmalık futbol dünyasının hiçbir takımında yoktur. Futbolda yoktur. Bu her seferinde lanetler ettiğim saçma bir mantıktır. Altyapısından dünyanın en iyi futbolcularını her sene çıkaran Barça bile her sene transfere 100 milyon euro harcıyorken sizin zırvaladığınız öze dönüşte nedir !

Büyük Trabzonspor için bir hayalim vardır her zaman. Başkanı ve hocası Trabzon'lu olmayacak. Hiçbir futbolcusu Trabzon'lu olmayacak. Bir Trabzon'lu olarak en büyük hayalim hep budur Trabzonspor için. Trabzonspor'un büyümesini ve başarılı olmasını engelleyen en önemli hatta bence tek neden bu hayalimin karşıtı her durumların camiada hakim olmasıdır.

sasone
30.06.2013, 16:15
bizi başarılı yapan Ahmet Suat Hoca,Özkan Hoca ve Şenol Hoca.
özevlatçılıkmı dersiniz,şehrin yapısını bilmekmi dersiniz ne derseniz deyin ama bunu sanki yanlış bir şeymiş gibi anlatmayın.
başkalarına verilen şanslar olmasa tamam ama yine en başarılısı Şenol Güneş.

TekfurÇayır 61
30.06.2013, 16:22
Cevâbın için teşekkürler ağabey.

Konunun netleşmesi için bir zihinsel! oyun oynayalım, ben kötü adam olayım, federasyon başkanlığını ve kurulları bana ver - hakemler de bende :) - medyayı bana ver, sen de Trabzonspor'a başkan ol, yönetimi, teknik direktörü, kadroyu gönlünce kur - hem iyi td, hem iyi kadro, hem iyi başkan, bundan ötesi Şam'da kayısı :) - İşe polis karışmadığı sürece sana şampiyonluk yaşatmayacağımın garantisini veriyorum. Var mı ötesi? :)

Not: Bir başka garanti daha... Arada bir Türkiye kupası ve süper kupayı alacağının garantisi de benden. Futbola renk lâzım.

Şahin Yılmaz
30.06.2013, 20:53
Hocam yazınız güzel olmuş. Lakin katılmadığım kısmı Trabzonspor un bu düzende şampiyonluk kazanamayacağı kısmıdır.
Trabzonspor tarihine baktığımızda imkansızları başarıp Türk futbol tarihinde hiç kapanmayacak yeni bir sayfa açarak Şampiyonlukları Anadolu ya taşıması, çalınan şampiyonluklarına rağmen her defasında dibe vurup tekrar şampiyonluğa oynamasıdır. Küllerinden doğmayı artık fazlasıyla öğrenmiş, fazlasıyla hayal kırıklığı yaşayarak krizleri absorve etme gücünü arttırmıştır.

Bunun yanısıra 2010-2011 sezonunda şampiyon olarak sözüm ona 100 yıllık tertemiz uluçınar Fenerbahçe nin yöneticilerinden, başkanından, antrenöründen, tercümanına kadar şike ve teşvik eylemlerinde bulunmak zorunda bırakarak Türk futbol tarihinde temizeller operasyonunu başlatmıştır.

Operasyonun Türkiye ayağı sıkıntılı olsa da, UEFA tarafı temizlik için düğmeye basmış gerekenin er veya geç yapılacağının sinyalini vermiştir. Türk futbolu için Dişmacunu artık tüpten çıkmıştır.

Bu operasyon sonucunda tahminimce birçok yönetici futboldan men olacak, sözüm ona bir büyük camiada alnına sürülen şike lekesiyle alt liglere düşerek bu lekeyi ömür boyu silemeyecektir.

Tüm bunları sizin bahsettiğiniz şartlarda gerçekleştiren Trabzonsporumuz Türk futbolunun en marjinal takımı olarak futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

Evet doğru antrenör, doğru kadro, doğru yönetim belki aynı anda elimize geçmeyecektir. Ama birisi elimize geçtiği anda da yeniden küllerimizden çıkarak şampiyonluklar yaşayacağımıza inancım tamdır.

Şike süreci uzun vadede sözüm ona İstanbul büyüklerine büyük darbeler vuracak, ve takımımız birçok defalar Şampiyon olacaktır.

Evet fazla iyimser olduğumu düşünebilirsiniz ama ben bu takımı alacağı şampiyonluklar için değil, açtığı futbol devrimleri için seviyorum.

Yazınızıda bize farklı persfektiflerde olaylara bakmamız açısından çok dikkate değer buldum.

Ellerinize sağlık.

irfanb
30.06.2013, 21:58
Alın işte Şubat'tan beri kendisi boşta.





Alın işte Şenol Güneş hâlâ teknik direktörümüz...
Kim demiş boşta olduğunu?
Her ne kadar Cyzio hocam görmek istemese de.
:)

Devletin en ciddi kurumunun bugünkü sayfa linki:

:)
http://www.trtspor.com.tr/Kategori.aspx?id=231

http://img829.imageshack.us/img829/8017/ilmw.png (http://imageshack.us/photo/my-images/829/ilmw.png/)

S.Seymen
30.06.2013, 23:11
Sapla saman karıştırılıyor gibi duruyor...

Sistem tffsi basını siyaseti vs ülkede İspanya türü Real, Barselona türü ikili bir rekabet için çalışıyor bunu İhsan Kalkavan yıllar önce dile getirdi gidişat öyleydi (3 temmuz bu süreci karıştırdı)

Başkan seçimlerinde M. Ali Yılmaz döneminden itibaren sisten çok etkilidir buraya kadar her şey doğru Tekfur Arkadaşın yazdıkları tam doğru işlemektedir.

ama buna rağmen 96 ve 2010 da Trabzonspor karşısındaki tüm güçlere rağmen şampiyon olmuştur..

bilinen nedenlerle de kupasız dır...

İst üçlüsü Güneşi (BJK taraftarının aşırı isteği ve saygısına rağmen ) almazlar; bunun nedeni yukardaki düşünce tarzı değildir; Trabzonspor'lu olduğunu bilmelerinden ileri gelir başka neden aramayın...

Şenol Güneşin Trabzonsporlu olup olmadığını (51 yaşında bir Trabzon Taraftarı olmama rağmen) tartışmak haddini kendimde görmem... kendisiyle selamım olmamış, konuşmamışımdır babamın oğlu da değil (futbolcu seçimi noktasında pek başarılıda görmem açıkçası)

buna rağmen Dünya 3. sü olmuştur.

seçim yapabildiği yeni bir kadro oluşturarak gittiği konfederasyon kupasında da oldukça iyi sonuçlar almıştır..( yani GS formatının ekmeğini yedi olayıda çok oturmuyor buna)

bu sistemin karşısında bunca pahalı kadroların karşısında 2 kez şampiyon olmak Milli TD olayını göz ardı etsek bile (ki sistem onu Milli TD de yaptı) oldukça başarılı hocalık nosyonu gerektirir.

her iki yılda da karşısında çok iyi kadrolar vardı.. yazıp karşılaştırın..(96...2010)

bazı savlar iyi düşünüldükten sonra dillendirilmelidir....

bazı arkadaşlarda Trabzonlu olmayan hoca ve Td lerin olduğu bir kadro hayali kuruyorlar; :)

o tür kadrolardan İst civarlarında çok var... hem her sene birbirinden pahalı transferler yapıyorlar.. yani?

oflubektas
01.07.2013, 10:31
Futbolda istikrar, topun kale çizgisini geçmesiyle doğru orantılıdır. Yabancı hocalar da saha sonuçlarında başarı sağlasın, bu camia onları da sırtında taşır. Mesela Urbain Breams hala Trabzon'a gelir gider, son hocalığından bu yana 20 yıl geçmesine rağmen Trabzon şehri için Belçikalar'da lobi çalışması bile yapar. Bize de Breams gibi, Derwall gibi takıma sınıf atlatacak, en önemlisi saha sonuçlarında başarı sağlayacak yabancı hocalar gelirse tüm camia onun etrafında birleşir, kimsenin kuşkusu olmasın.

Seçimden itibaren her gün yeni bir skandala imza atan Hacıosmanoğlu ve ekibinin acemilikleri konusunda neredeyse konsensus oluştu. Ama ligin ilk 5 haftasında -es kaza- 15 puan gelsin, emin olun ki buralar yönetim için cennet bahçesine döner :)

Dallı budaklı komplo teorilerine gerek yok, vaktiyle takımı şampiyonluğa oynattığı için Ziya Doğan bile ikinci kez göreve getirildi. Aslen komşu şehir Gümüşhaneli olması dışında Trabzon'da bir tane bile akrabası, lobisi, çok abartılan "Derin Trabzon"da adamı bilmemnesi yoktu. Ayrıca ismi ne olursa olsun, bir hoca kulüp takımıyla bir sezonda 82 puan topluyorsa, Milli Takımı'nı da dünya 3.'sü yapıyorsa başarılı sayılıyor maalesef :)

Kısaca şu Derin Trabzon meselesine de değinelim; Derin Trabzon dediğiniz olgu, Trabzon şehir merkezinde olup da kulüpten nemalanamayan bir takım zevatın (bu zevatın tamamı da vaktiyle hasbelkader yönetimde yer almış esnaf ve bazı eski futbolculardan teşkil edilmiştir) oluşturduğu dedikoduların toplamıdır, fazlası değildir. Bu dedikoducu zevatın bazı mensupları paralı bir şahsa veya siyasi bir güç odağına dayanır da, kulüpten nemalanamazsa gördüğü herkesin kuyusunu kazmaya uğraşır. Peki dedikodunun temeli nedir? Tabi ki iş ve değer üretmemek... Mesela bakan olana kadar Trabzonspor'un maçlarını izlemek dışında kulüple hiçbir bağlantısı olmayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Erdoğan Bayraktar, şimdi Trabzonspor'da en büyük güç ve belirleyici şahıs konumuna geldi. Peki bunda çok abartılan "Derin Trabzon"un katkısı nedir? El-Cevap: 0 ...

Kasım Hilal
01.07.2013, 11:10
Ne mutlu size. En azından ömrünüz "Bakalım ne gün dönüp bu klübün başına yeniden problem olacaklar?" korkusuyla geçmiyor.

.

Bilmiyorum, benim sorun belki de yaştan mütevellittir. Ben seksenlerin sonuna doğru öğrendim futbolun ne olduğunu. Teknik direktör diye bir şeyi ilk duyduğum yıl da herhalde doksanların ortalarıdır. Ondan öncekiler ile ilgili pek bir şey söyleyemeyeceğim. Hoş, Halildodziç için de fazla sözüm yok aslında, zira koltuğa oturamadı bile. Zaten ben onun gidişinden çok gönderiliş biçimine üzülmüştüm.


Ama her zaman için Şenol Güneş'i ayrı tutuyorum.
Tamam, belki kulüple ve Şenol Güneş ile ilgili benden kat be kat fazla şeyler biliyorsunuzdur. Hatta bunun böyle olduğuna eminim.
Ama ben de biraz aklıma ve daha çok da kalbime güveniyorum.
Bir insanın bir ömür boyu rol yapabileceğine inanamıyorum. Şenol Güneş kesinlikle bu takım için bir değerdir ve Trabzonspor en büyük başarılarını hep onunla yakalamıştır. 6 şampiyonluk, 96'da ne 2011'de çalınan şampiyonluklar.. Artı mili takım da en büyük ulusal başarısını onunla kazandı ise, ben bunların hepsinin bir tesadüf olduğuna inanamıyorum.
Aksi yöndeki fikirleriniz beni düşündürmekle birlikte ikna olmadığımı belirtmeliyim.
Tabi; Kasım Hilal'i ikan etmezsen ne olur? Hiç bir şey olmaz.

Gökhan Koç
01.07.2013, 11:23
Şenol Güneş yarın bir televizyonda şunları söylese : "Arkadaşlar, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerim boyunca fb,bjk ve gs'den yaklaşık 30 adet teklif aldım, hepsi de çok iyi tekliflerdi, Trabzonspor sevgim dolayısıyla bunları reddettim."

Hemen peşine de bu takımlar Şenol Güneş'in söylediklerini onaylasa,

Acaba Şenol Güneş'e haksızlık edildiğini mi söyler yazar ? Yoksa bu iki söylemin de bilinçli olarak hazırlanmış bir kurmaca olduğunu mu ? Lakin, bu düzenin böyle işlemesini sağlayacak kadar zekiyse karşımızdakiler, heralde bu seviyede önlemler de almıştır.

İşte o noktada nasıl inançla çıkmaya çalışacaksak işin içinden, bu noktada da inançla çıkabiliriz. (bence)

3 sersemlerin bu seviyelerde işler yapmadığına eminim, niye mi ? Çünkü yıllardır onların yönettiği zihniyetin sahip olduğu firmalarda çalışıyorum ve kendi işlerinde bile ne kadar saçmaladıklarını görebiliyorum.

3 sersemlerin gücü bence zekalarından değil ahlak kurallarını görmezden gelebilme becerilerine dayanmaktadır.

Cyzio
02.07.2013, 11:18
Çok güzel bir fikir çalıştayı olmuş, hepinize teşekkürler.




...

Ama aynı düzen zamanında 9 yılda 6 şampiyonluğumuzu ağzı açık seyrediyor. Sonra birden aklına ''dur orda'' demek geliyor.

...



Endüstriyel futbolun başlangıcı.




bizi başarılı yapan Ahmet Suat Hoca,Özkan Hoca ve Şenol Hoca.
özevlatçılıkmı dersiniz,şehrin yapısını bilmekmi dersiniz ne derseniz deyin ama bunu sanki yanlış bir şeymiş gibi anlatmayın.
başkalarına verilen şanslar olmasa tamam ama yine en başarılısı Şenol Güneş.



Başkalarına verilen şansın süresiyle Şenol Güneş'e verilen şansın süresini hiç kontrol ettiniz mi?

Meselâ Hugo Broos'un dört ayda ne yapmasını bekliyordunuz?

Bu meseleyi hatırlattığınıza ayrıca sevindim. Broos'un gönderilmesine sebep olan maçta bir yöneticinin Teknik direktörün "şutlanması" için futbolculara yenilmeleri yönünde telkin yapıldığını söylediğini hatırlamıyor musunuz?

Broos gönerildikten sonra apar topar kimin getirildiğini?

Sayenizde gün geçtikçe tezimi kuvvetlendiricek deliller buluyorum.

Teşekkürler.




Cevâbın için teşekkürler ağabey.

Konunun netleşmesi için bir zihinsel! oyun oynayalım, ben kötü adam olayım, federasyon başkanlığını ve kurulları bana ver - hakemler de bende - medyayı bana ver, sen de Trabzonspor'a başkan ol, yönetimi, teknik direktörü, kadroyu gönlünce kur - hem iyi td, hem iyi kadro, hem iyi başkan, bundan ötesi Şam'da kayısı - İşe polis karışmadığı sürece sana şampiyonluk yaşatmayacağımın garantisini veriyorum. Var mı ötesi? :)

Not: Bir başka garanti daha... Arada bir Türkiye kupası ve süper kupayı alacağının garantisi de benden. Futbola renk lâzım.



Dediklerinize tamamen katılıyorum. Biri tedbir, öbürü stepne. Ama hangisi, hangisi; ona karar veremiyorum.




Hocam yazınız güzel olmuş. Lakin katılmadığım kısmı Trabzonspor un bu düzende şampiyonluk kazanamayacağı kısmıdır.
Trabzonspor tarihine baktığımızda imkansızları başarıp Türk futbol tarihinde hiç kapanmayacak yeni bir sayfa açarak Şampiyonlukları Anadolu ya taşıması, çalınan şampiyonluklarına rağmen her defasında dibe vurup tekrar şampiyonluğa oynamasıdır. Küllerinden doğmayı artık fazlasıyla öğrenmiş, fazlasıyla hayal kırıklığı yaşayarak krizleri absorve etme gücünü arttırmıştır.

Bunun yanısıra 2010-2011 sezonunda şampiyon olarak sözüm ona 100 yıllık tertemiz uluçınar Fenerbahçe nin yöneticilerinden, başkanından, antrenöründen, tercümanına kadar şike ve teşvik eylemlerinde bulunmak zorunda bırakarak Türk futbol tarihinde temizeller operasyonunu başlatmıştır.

Operasyonun Türkiye ayağı sıkıntılı olsa da, UEFA tarafı temizlik için düğmeye basmış gerekenin er veya geç yapılacağının sinyalini vermiştir. Türk futbolu için Dişmacunu artık tüpten çıkmıştır.

Bu operasyon sonucunda tahminimce birçok yönetici futboldan men olacak, sözüm ona bir büyük camiada alnına sürülen şike lekesiyle alt liglere düşerek bu lekeyi ömür boyu silemeyecektir.

Tüm bunları sizin bahsettiğiniz şartlarda gerçekleştiren Trabzonsporumuz Türk futbolunun en marjinal takımı olarak futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

Evet doğru antrenör, doğru kadro, doğru yönetim belki aynı anda elimize geçmeyecektir. Ama birisi elimize geçtiği anda da yeniden küllerimizden çıkarak şampiyonluklar yaşayacağımıza inancım tamdır.

Şike süreci uzun vadede sözüm ona İstanbul büyüklerine büyük darbeler vuracak, ve takımımız birçok defalar Şampiyon olacaktır.

Evet fazla iyimser olduğumu düşünebilirsiniz ama ben bu takımı alacağı şampiyonluklar için değil, açtığı futbol devrimleri için seviyorum.

Yazınızıda bize farklı persfektiflerde olaylara bakmamız açısından çok dikkate değer buldum.

Ellerinize sağlık.



Teşekkür ederim, ben de sizin yazınızı çok beğendim. Evet, bana göre oldukça iyimsersiniz. Ama zaten forumlar, farklı düşüncelerin ortaya konduğu mekânlar değil midir?




Alın işte Şenol Güneş hâlâ teknik direktörümüz...
Kim demiş boşta olduğunu?
Her ne kadar Cyzio hocam görmek istemese de.


Devletin en ciddi kurumunun bugünkü sayfa linki:


http://www.trtspor.com.tr/Kategori.aspx?id=231

http://img829.imageshack.us/img829/8017/ilmw.png (http://imageshack.us/photo/my-images/829/ilmw.png/)



Freddy'nin kâbusu :D.

Şimdi "Akıl Oyunları" filmine daha çok inandım. Çünkü ben Şubat'tan bu yana teknik direktörümüzün Şenol Güneş olmadığı bir hayâl aleminde yaşıyorum :D.




...

İst üçlüsü Güneşi (BJK taraftarının aşırı isteği ve saygısına rağmen ) almazlar; bunun nedeni yukardaki düşünce tarzı değildir; Trabzonspor'lu olduğunu bilmelerinden ileri gelir başka neden aramayın...




O zaman size göre Ali Kemal, Serdar, Ogün, Hami, Ünal, Gökdeniz, Fatih Tekke Trabzonsporlu değil.




Şenol Güneşin Trabzonsporlu olup olmadığını (51 yaşında bir Trabzon Taraftarı olmama rağmen) tartışmak haddini kendimde görmem... kendisiyle selamım olmamış, konuşmamışımdır babamın oğlu da değil (futbolcu seçimi noktasında pek başarılıda görmem açıkçası)




Güzel birşey öğrendim: Sizinle yaşıtmışız. Ay olarak, hangimiz büyüğüz acaba :D?




buna rağmen Dünya 3. sü olmuştur.

seçim yapabildiği yeni bir kadro oluşturarak gittiği konfederasyon kupasında da oldukça iyi sonuçlar almıştır..( yani GS formatının ekmeğini yedi olayıda çok oturmuyor buna)

bu sistemin karşısında bunca pahalı kadroların karşısında 2 kez şampiyon olmak Milli TD olayını göz ardı etsek bile (ki sistem onu Milli TD de yaptı) oldukça başarılı hocalık nosyonu gerektirir.




Benim de ısrarla üzerinde durmak istediğim konulardan biri budur. Haydi sizin dediğiniz gibi Türkiye liglerindeki takımlar Trabzonsporlu olduğu için kendisini istemiyorlar. Peki Türk Millî Takımını yıllar sonra Dünya Kupası Finallerine çıkarıp, dünya üçüncüsü yapmış bir teknik direktörü neden hiç bir Avrupa klüp ya da milli takımı düşünmez? Gide gide adı sanı duyulmamış Seoul klübüne gider?




...

bazı arkadaşlarda Trabzonlu olmayan hoca ve Td lerin olduğu bir kadro hayali kuruyorlar;




Dedim ya, "Akıl Oyunları". Herkes kendi hayâl dünyasında yaşıyor :D.




...

Mesela Urbain Breams hala Trabzon'a gelir gider, son hocalığından bu yana 20 yıl geçmesine rağmen Trabzon şehri için Belçikalar'da lobi çalışması bile yapar. Bize de Breams gibi, Derwall gibi takıma sınıf atlatacak, en önemlisi saha sonuçlarında başarı sağlayacak yabancı hocalar gelirse tüm camia onun etrafında birleşir, kimsenin kuşkusu olmasın.




Breams kaç sene görev yaptı, Şenol Güneş kaç sene?




Dallı budaklı komplo teorilerine gerek yok, vaktiyle takımı şampiyonluğa oynattığı için Ziya Doğan bile ikinci kez göreve getirildi. Aslen komşu şehir Gümüşhaneli olması dışında Trabzon'da bir tane bile akrabası, lobisi, çok abartılan "Derin Trabzon"da adamı bilmemnesi yoktu. Ayrıca ismi ne olursa olsun, bir hoca kulüp takımıyla bir sezonda 82 puan topluyorsa, Milli Takımı'nı da dünya 3.'sü yapıyorsa başarılı sayılıyor maalesef :)

...



Şenol Güneş'in son gelişi dördüncüydü. Şimdilik...

[/QUOTE]




Aksi yöndeki fikirleriniz beni düşündürmekle birlikte ikna olmadığımı belirtmeliyim.
Tabi; Kasım Hilal'i ikan etmezsen ne olur? Hiç bir şey olmaz.



Genel olarak ayrı fikirlerde olsak da, üslbunuza özel teşekkürlerimi belirtmem gerekir. Tabii ki birbirimizi ikna etmek zorunda değiliz. Olmuyoruz da zaten. Ama bu tartışma sizin de hoşunuza gitmiyor mu :)?




Şenol Güneş yarın bir televizyonda şunları söylese : "Arkadaşlar, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerim boyunca fb,bjk ve gs'den yaklaşık 30 adet teklif aldım, hepsi de çok iyi tekliflerdi, Trabzonspor sevgim dolayısıyla bunları reddettim."

Hemen peşine de bu takımlar Şenol Güneş'in söylediklerini onaylasa,

Acaba Şenol Güneş'e haksızlık edildiğini mi söyler yazar ? Yoksa bu iki söylemin de bilinçli olarak hazırlanmış bir kurmaca olduğunu mu ?



Dürüst olmak gerekirse -ki gerekir- şu an cevap veremiyorum. Nefsim ikinciyi söylememi emrediyor.

Ama varsayımlarla yola çıkmak ne derece doğru; bence orası tartışılmalı. Ben de böyle bir varsayımla ortaya çıkabilirdim.




Lakin, bu düzenin böyle işlemesini sağlayacak kadar zekiyse karşımızdakiler, heralde bu seviyede önlemler de almıştır.

İşte o noktada nasıl inançla çıkmaya çalışacaksak işin içinden, bu noktada da inançla çıkabiliriz. (bence)

3 sersemlerin bu seviyelerde işler yapmadığına eminim, niye mi ? Çünkü yıllardır onların yönettiği zihniyetin sahip olduğu firmalarda çalışıyorum ve kendi işlerinde bile ne kadar saçmaladıklarını görebiliyorum.

3 sersemlerin gücü bence zekalarından değil ahlak kurallarını görmezden gelebilme becerilerine dayanmaktadır.



Dikkate değer tesbitler. Tebrik ediyorum.

Bu arada, ben artık işin ucunu bıraktım ama bazı arkadaşlar hatırlattı. Maaşı öğrenebildiniz mi?

.

cem1990
02.07.2013, 11:41
Bende olaya farklı bir çerçeveden gireyim
İsmini bilmediğim babamdan büyük,yazılarını beğenerek okuduğum bu sevgili abim için merak ettiğim tek bir soru vardır
Neden Şenol Güneş ?
Niye bu ısrarlı düşmanlık veya istememezlik.
Büyük teknik direktör olmak için Avrupayı gezmek mi gerekir alex ferguson olunamaz mı ?
Neden hep Şenol Güneşin karşısında durmak bu konu da büyüğünüz benim bir taş da ben koyayım gençler neden demiyorsunuz.
Bende fazla kişisel kitabı okuduğumdan hep kişilerin cümleleri kurarken neden bilinçaltının bu uyarıyı verdiğini merak etmişimdir o yüzden sorum direk size,kendinizedir.
Neden halilhodzic,tolunay kafkas,ziya doğan,lazaroni vb. değil de Şenol Güneş ?

Cyzio
02.07.2013, 11:47
Bende olaya farklı bir çerçeveden gireyim
İsmini bilmediğim babamdan büyük,yazılarını beğenerek okuduğum bu sevgili abim için merak ettiğim tek bir soru vardır
Neden Şenol Güneş ?
Niye bu ısrarlı düşmanlık veya istememezlik.
Büyük teknik direktör olmak için Avrupayı gezmek mi gerekir alex ferguson olunamaz mı ?
Neden hep Şenol Güneşin karşısında durmak bu konu da büyüğünüz benim bir taş da ben koyayım gençler neden demiyorsunuz.
Bende fazla kişisel kitabı okuduğumdan hep kişilerin cümleleri kurarken neden bilinçaltının bu uyarıyı verdiğini merak etmişimdir o yüzden sorum direk size,kendinizedir.
Neden halilhodzic,tolunay kafkas,ziya doğan,lazaroni vb. değil de Şenol Güneş ?



Aslında bu bir Şenol Güneş köşesi değil. Pek çok önemli konuya değiniyorum. Ama bütün üyeler israrla yazının Şenol Güneş kısmına takılıyorlar. Yazdıklarımı bir kere daha dikkatle okuyun. Bütün sorulara cevap verince onun ismi çok geçmiş oluyor.

.

GÖLONSA
02.07.2013, 14:13
Amacına ulaşan,insanı tamamen farklı bakmaya teşvik eden bir yazı.Yazı demek biraz haksızlık olur,çalışma demek sanki daha doğru.

Bu çalışmayı çok beğenmeme rağmen taşıdığı görüşe katılamayacağım.

Nedenlerine gelince;

Şike süreci futbol dünyasının iç yüzünüde görmemizi sağladı.Gördüğümüz bu iç dünyada ne bir stratejist vardı,ne bir ideolog nede bir bilim adamı.İsimlerinin başında Prof yazanlar maalesef sadece avukatlık sıfatıyla oradaydılar.

Peki kimler vardı futbol dünyamızın içinde.

Bir takım zengin ve şımarık tiplerin vakit geçirme aracıydı futbol.

Sadece onlar değil tabi;her şeyi olupta sadece bir ünvanı olmayan kimselerde bu ünvanı en kolay elde edecekleri yer olan futbol dünyasının içindeydi.Çünkü futbol,futbolcu değilken bile meşhur olunabilecek yerdi.

Peki başka;yukarıda bahsedilenlere yardakçılıp yapıp kendi refahlarını garantiye alanların alanıydı futbol.

Ya politikacılar;kendi seçim çevrelerindeki seçmenlere en rahat ulaşılacak yerdi futbol.

Hele hele medya;en çok satan ve en çok izlenen şeyin adıydı futbol.

Bu adamların neredeyse tamamına yakınının futbola olan ilgisi yüzeyseldir. Hele hele şike sürecinde gördüklerimiz, bu adamların futbol konusunda ne kadar sığ ve de çiğ olduklarını bize öğretti.

Bu adamlar bu çalışma konusu olan stratejiyi planlayıp üstelik bu plana sadık kalarak topluca hareket edemezler.Bu adamların birlikteliği yüksek egoları yüzünden pek mümkün görünmüyor.Birliktelikleri ancak kısa süreli çıkar birlikteliği şeklinde olur bunların.

Bu adamlardan bu kadar derin çalışmalar beklenemez.Yaptıkları tek şey mafyavari bir çalışmaydı.O çalışmadada kurulan ilk radara,üstelik yerini bildikleri halde yakalanıverdiler.

Bu çalışmadaki Şenol Güneş örneklemesine de ciddi itirazım var.Gerçi bu çalışmada ki amaç Şenol Güneş karşıtı bir söylem geliştirmek değildir.Ama yinede örnekleme o olunca insan yazmadan edemiyor.

Şenol Güneş'in İstanbul takımlarının gündemine gelmediği iddiası doğru değildir.96-97 sezonu sonunda fb nin Şenol Güneş'le yaptığı görüşmeler kamuoyunca bilinmektedir.Ayrıca önümüzdeki sezon için bjk nın da Şenol Güneş'le ilgilendiği medya tarafından çok yazıldı,çizildi.

Bugün kendi camiasında simge olmuş birinin rakip camiada herhangi bir görev yapmasının zorluğunuda hesaba katmak gerekir.Teknik adamlar konusunda bunun tek istisnası M.Denizli'dir.

Şenol Güneş bence teknik adamlık kariyerinde de son derece başarılı olmuştur.Türkiye liglerinde bana göre tescil edilmesi gereken en az 3 şampiyonluğu çalınmış bir adamdır.Bu şampiyonlukları çalındığı için gardı düşmüş ve dağılmış takımlarla yüzyüze kalmamış olsaydı şampiyonluk sayısının çok daha fazla olacağı gerçeğinide göz ardı etmemeliyiz.

Ayrıca bence çarpıcı bir örnektir.Herkes milli takımdaki başarının kaynağının F.Terim'in takımı olan gs olduğunu düşünüyor.Oysaki F.Terim'i F.Terim yapan 1996 av.kupasına milli takımı götürmesiydi.96 daki o şampiyonaya giden takımın iskeleti kimin oyuncularıydı acaba.O şampiyonadaki takımdan bahsetmiyorum,gitmeyi başaran takımdan bahsediyorum. Nihat(yedek),Osman,Ogün,Abdullah,Cengiz(yedek),Tol unay,Hami,Orhan,Ünal,Lemi(yedek).


Şenol Güneş Trabzonspor'da sadece teknik adamlık yapmadı.Asla böyle bir şansı olmadı.Aydınlar federasyonun son kongresinde yaptığı konuşma bile buna yeterli bir örnektir.Diğer örnekleri hatırlatmama gerek yok,çünkü forum ahalisi tarafından zaten biliniyorlar.

Zaten futbolculuk döneminde de sadece kalecilik ve kaptanlık yapmamıştı.Bir önceki kaptan bizim için nasıl neredeyse kutsal bir kişilik haline geldiyse Şenol Güneş'te aynı seviyeye gelmişti.Futbolda sorumluluk almaya başladığı andan itibaren,futbolu dizayn etmeye kalkanlara hep karşı geldi.

Örnek mi;

1983-84 sezonu c.başkanlığı kupası töreni.Kenan Evren seranomide kupayı kaybeden takımımıza madalyaları takıyor.En önde takım kaptanımız Şenol Güneş.Evren Paşa ''Hepsini siz mi kazanacaksınız.Birazda başkaları kazansın'',Şenol Güneş'ten kendi uslubunca gelen yanıt''Biz haddimizi biliriz paşam!!''.O güne kadar kimseden emredersiniz lafından başka bir şey duymayan Evren Paşa'nın kekelediğini ve şaşırdığını çok iyi hatırlıyorum.(bu olay canlı yayında oldu.Tüm türkiye'nin gözleri önünde.)

Ve yine 84-85 sezonu.Hakemler tarafından ısrarla biçildiğimiz bir sezon.O sezonun bir maçından sonra Şenol Güneş'in futbolculuk yaşamında ender olarak aldığı disiplin cezalarından birini aldığını görüyoruz.Sebebimi;Şenol Güneş'in hakemlere söylediği bir söz ''Ulusu'nun çoçukları,siyah gömlekliler''.Ulusu mevcut federasyon başkanının soyadıdır.Siyah gömleklilerin kim olduğunu merak eden arkadaşlar bir zahmet kendileri araştırsın.(sezon85-86 da olabilir.)

Şenol Güneş bizim için öyle biri ki ondan aynı anda her şeyi yapabilmesini bekliyoruz.Bir alanda eksik kaldımı da acımadan hemen infaz ediyoruz.

Son olarak yukarıdaki itirazlarıma rağmen bu çalışmanın gerçekten amacına ulaştığını,tüm olup bitene farklı bir açıdan bakmamı sağladığını itiraf etmeliyim.En azından kafamda ''acaba''sorularını uyandırdı.

Bu çalışmayı ortaya koyan kabul ederse ''Cyzıo''ağabey diye hitap etmek istediğim renkdaşıma tebriklerimi sunarım.

Not:Kullandığınız ''Cyzıo'' lakabının gerçek sahibinide sevgiyle yadediyorum.Bence Trabzonspor'a gelmiş en değerli yabancı oyunculardan biriydi.Trabzonspor'un Polonya liglerine bu kadar yönelmesinin sebebininde hala o olduğuna inanıyorum.

magicyattara
02.07.2013, 14:16
Öncelikle elinize sağlık bu yazı için Cyzio hocam..

Söylediklerinizle birebir uyuşan çeşitli mecralarda yazılmış bir çok mesajım vardır..

Yalnız benim bakış açım sizden farklı..Trabzonspor bu oyunda ki rolünü biliyor fikrine kesinlikle katılmam..çünkü 2011 senesinde fb 7 maçta şike yapmasaydı Trabzonspor açık ara şampiyon olacaktı..eğer Trabzonspor bu role uygun hareket etseydi farkı o kadar açmazdı en baştan..veya 2010 sezonunda fbye maçı verir oyunu devam ettirirdi..

Bana göre Trabzonspora biçilen bir rol var..o rol de Trabzonsporun bu mücadelenin içinde yer alması ama asla zirveyi ele geçirecek bir hamle içinde olmamasıdır..olsa bile bir şekilde ayağı kaydırılıp aşağı alınmasıdır..ki bu yıllarca başarıyla uygulandı..

Lakin Trabzonspor camiasının da bu oyunun içerisinde olduğunu söylemek yanlıştır..

*

Bilhassa yayın gelirlerinin 450 milyon liraya çıkmasından sonra bu bahsettiğimiz oyun açık açık yürürlüğe sokulmuştur..3 istanbul takımının haricinde bundan sonra zirve hesabı yapabilecek tek takım bizden hariç bursa kalmıştır..diğer takımlar oyunun birer parçası zaten..görevleri bağlı oldukları istanbul takımlarına uşaklık etmek olacaktır bundan sonra..zaten 3 temmuz operasyonunda bu birlik ortaya çıkarılmıştır..

Bundan böyle bu anadolu kulüplerinden yetişecek önemli oyuncuları Trabzonsporun alması mümkün görülmüyor..kim hangi istanbul takımına bağlıysa ya da güç dengesi kimden yana değişecekse bu oyuncular o takıma gidecekler..bu şartlarda Trabzonsporun yerli oyuncu bazında güçlenmesi hayal olacaktır..

Trabzonspor için tek çıkış yolu altyapı,kaliteli yabancılar ve yıldızını parlatacağı yerli oyuncular olabilir ancak bu saatten sonra..alper potuk gibi olmuş adamları almamız hayal bu saatten sonra zira buna kurulu sistem izin vermeyecektir..veya selçuk inan gibi oyuncuları elde tutmamız da mümkün olmayacaktır buna da izin vermeyeceklerdir..

Böyle kurulmuş bir para oyununun içinde Trabzonspor camiasının bilinçli olarak yer aldığını söylemek,imkanları dahilinde 3-5 yılda bir şampiyonluğa oynayan ve elinden bu şampiyonluklar şike ile alınan bir camia için ağır olur kanaatindeyim..

Gökhan Koç
02.07.2013, 14:45
öğrenemedim :)

Kasım Hilal
02.07.2013, 15:49
Genel olarak ayrı fikirlerde olsak da, üslbunuza özel teşekkürlerimi belirtmem gerekir. Tabii ki birbirimizi ikna etmek zorunda değiliz. Olmuyoruz da zaten. Ama bu tartışma sizin de hoşunuza gitmiyor mu :)?

Ben sizinle bir ömür boyu ayrı cephelerden tartışsam yine de hoşuma gider herhalde..

maxim
02.07.2013, 16:46
Bazı oyunlar ve düzmeceler olduğu muhakkak, ancak ben şunu anlayamıyorum;

Bize gelen bir teknik direktör ya da oyuncu, beklentilerin aksine işini iyi yapsa bunu nasıl engelleyecekler? Mesela Mustafa Akçay mutlaka kendi başarısını, şampiyon olmayı istiyordur, Henrique mutlaka bol gol atmak istiyordur. Bu sezon adamlar kendilerini geliştirip, iyi bakıp, motive olup başarılı olurlarsa bunun nasıl kim önüne geçebilir ki...

Fanatik34
02.07.2013, 18:34
Trabzonspor´un üzerine oynanan oyunlar icinde benimde gözüme batan en aci sey, Trabzonspor´u basari ile yöneten bir tek kisinin bile olmamasi. Basari sansini yakalayan Özkan Sümer ise sadece 50bin $ yüzünden bu vasfini kaybetmistir.
Sampiyonluga oynadigimiz sezonlarda bile basta bulunan Faruk Özak, Atay Aktug ve Sadri Sener Yönetimlerinin takimi ne kadar kötü yönettiklerini görmemize ise, saha ici basarilar engel olmustur (daha dogrusu göremeyenlere)

Ama bir gercek var, o da Türkiye´de futbola yön verenlerin, Trabzonspor´u basibos birakmalarinin (özellikle 80´den sonra) mümkün olmadigidir.

Ülke insanini ise 3 Istanbul takimina mahkum etmek ise, sadece futbolu yönetenlerin degil, bu Bölge üzerinde emelleri olanlarin bir oyunudur.

1996, 2005 ve 2011..calinan sampiyonluklarimiz (tesadüf ya, yaristigimiz takim hep Sikebahce olmustur). Ve tablonun göbeginde Senol Günes..basarilidir, basarisizdir, yeterlidir, yetersizdir (tartisilir). Buna ancak, Senol Günes´in karakter analinizini yaptiktan sonra karar verilebilir!

Cyzio
02.07.2013, 21:20
Çok değişik ve güzel fikirler üretiliyor. Zihinlerinize sağlık




...
Bugün kendi camiasında simge olmuş birinin rakip camiada herhangi bir görev yapmasının zorluğunuda hesaba katmak gerekir.Teknik adamlar konusunda bunun tek istisnası M.Denizli'dir.



Bu çok dolu yazınızı çok alıntı kirliliği oluşmaması açısından maalesef kırptım. Öncelikle kuvvetli kaleminiz ve engin fikirlerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim.

Dikkatimizi çektiğiniz hususu gerçekten düşünememiştim. Hattâ iki farklı şampiyonluk yaşamış takım çalıştıran bir de galiba Lucescu var.




Şenol Güneş bence teknik adamlık kariyerinde de son derece başarılı olmuştur.Türkiye liglerinde bana göre tescil edilmesi gereken en az 3 şampiyonluğu çalınmış bir adamdır.Bu şampiyonlukları çalındığı için gardı düşmüş ve dağılmış takımlarla yüzyüze kalmamış olsaydı şampiyonluk sayısının çok daha fazla olacağı gerçeğinide göz ardı etmemeliyiz.

Ayrıca bence çarpıcı bir örnektir.Herkes milli takımdaki başarının kaynağının F.Terim'in takımı olan gs olduğunu düşünüyor.Oysaki F.Terim'i F.Terim yapan 1996 av.kupasına milli takımı götürmesiydi.96 daki o şampiyonaya giden takımın iskeleti kimin oyuncularıydı acaba.O şampiyonadaki takımdan bahsetmiyorum,gitmeyi başaran takımdan bahsediyorum. Nihat(yedek),Osman,Ogün,Abdullah,Cengiz(yedek),Tol unay,Hami,Orhan,Ünal,Lemi(yedek).



Ben de "kötü hocaya iyi kadro" derken bunu kast ediyordum. Bir kadro düşünün ki, neredeyse tamamı millî (Arçil ve Şota da dahil).




Son olarak yukarıdaki itirazlarıma rağmen bu çalışmanın gerçekten amacına ulaştığını,tüm olup bitene farklı bir açıdan bakmamı sağladığını itiraf etmeliyim.En azından kafamda ''acaba''sorularını uyandırdı.

Bu çalışmayı ortaya koyan kabul ederse ''Cyzıo''ağabey diye hitap etmek istediğim renkdaşıma tebriklerimi sunarım.

Not:Kullandığınız ''Cyzıo'' lakabının gerçek sahibinide sevgiyle yadediyorum.Bence Trabzonspor'a gelmiş en değerli yabancı oyunculardan biriydi.Trabzonspor'un Polonya liglerine bu kadar yönelmesinin sebebininde hala o olduğuna inanıyorum.



İltifatlarınıza çok teşekkür ederim. Siz nasıl hitap ederseniz, benim hoşuma gidecektir.

Sevgilerimle.




Öncelikle elinize sağlık bu yazı için Cyzio hocam..

Söylediklerinizle birebir uyuşan çeşitli mecralarda yazılmış bir çok mesajım vardır..

...

Bana göre Trabzonspora biçilen bir rol var..o rol de Trabzonsporun bu mücadelenin içinde yer alması ama asla zirveyi ele geçirecek bir hamle içinde olmamasıdır..olsa bile bir şekilde ayağı kaydırılıp aşağı alınmasıdır..ki bu yıllarca başarıyla uygulandı..

Lakin Trabzonspor camiasının da bu oyunun içerisinde olduğunu söylemek yanlıştır..



Aslında ben "caima" değil, "yönetim" diyorum.

Bilmem şimdi biraz daha anlaştık mı :)?





Bilhassa yayın gelirlerinin 450 milyon liraya çıkmasından sonra bu bahsettiğimiz oyun açık açık yürürlüğe sokulmuştur..3 istanbul takımının haricinde bundan sonra zirve hesabı yapabilecek tek takım bizden hariç bursa kalmıştır..diğer takımlar oyunun birer parçası zaten..görevleri bağlı oldukları istanbul takımlarına uşaklık etmek olacaktır bundan sonra..zaten 3 temmuz operasyonunda bu birlik ortaya çıkarılmıştır..

Bundan böyle bu anadolu kulüplerinden yetişecek önemli oyuncuları Trabzonsporun alması mümkün görülmüyor..kim hangi istanbul takımına bağlıysa ya da güç dengesi kimden yana değişecekse bu oyuncular o takıma gidecekler..bu şartlarda Trabzonsporun yerli oyuncu bazında güçlenmesi hayal olacaktır..

Trabzonspor için tek çıkış yolu altyapı,kaliteli yabancılar ve yıldızını parlatacağı yerli oyuncular olabilir ancak bu saatten sonra..alper potuk gibi olmuş adamları almamız hayal bu saatten sonra zira buna kurulu sistem izin vermeyecektir..veya selçuk inan gibi oyuncuları elde tutmamız da mümkün olmayacaktır buna da izin vermeyeceklerdir..

Böyle kurulmuş bir para oyununun içinde Trabzonspor camiasının bilinçli olarak yer aldığını söylemek,imkanları dahilinde 3-5 yılda bir şampiyonluğa oynayan ve elinden bu şampiyonluklar şike ile alınan bir camia için ağır olur kanaatindeyim..



Bu kısımlar için de "camia" yerine "yönetim" koyup, bira daha okuyun.




Ben sizinle bir ömür boyu ayrı cephelerden tartışsam yine de hoşuma gider herhalde..



Çok teşekkür ederim :).




Bazı oyunlar ve düzmeceler olduğu muhakkak, ancak ben şunu anlayamıyorum;

Bize gelen bir teknik direktör ya da oyuncu, beklentilerin aksine işini iyi yapsa bunu nasıl engelleyecekler? Mesela Mustafa Akçay mutlaka kendi başarısını, şampiyon olmayı istiyordur, Henrique mutlaka bol gol atmak istiyordur. Bu sezon adamlar kendilerini geliştirip, iyi bakıp, motive olup başarılı olurlarsa bunun nasıl kim önüne geçebilir ki...






Trabzonspor´un üzerine oynanan oyunlar icinde benimde gözüme batan en aci sey, Trabzonspor´u basari ile yöneten bir tek kisinin bile olmamasi. Basari sansini yakalayan Özkan Sümer ise sadece 50bin $ yüzünden bu vasfini kaybetmistir.
Sampiyonluga oynadigimiz sezonlarda bile basta bulunan Faruk Özak, Atay Aktug ve Sadri Sener Yönetimlerinin takimi ne kadar kötü yönettiklerini görmemize ise, saha ici basarilar engel olmustur (daha dogrusu göremeyenlere)

Ama bir gercek var, o da Türkiye´de futbola yön verenlerin, Trabzonspor´u basibos birakmalarinin (özellikle 80´den sonra) mümkün olmadigidir.

Ülke insanini ise 3 Istanbul takimina mahkum etmek ise, sadece futbolu yönetenlerin degil, bu Bölge üzerinde emelleri olanlarin bir oyunudur.

1996, 2005 ve 2011..calinan sampiyonluklarimiz (tesadüf ya, yaristigimiz takim hep Sikebahce olmustur). Ve tablonun göbeginde Senol Günes..basarilidir, basarisizdir, yeterlidir, yetersizdir (tartisilir). Buna ancak, Senol Günes´in karakter analinizini yaptiktan sonra karar verilebilir!



Sayın maxim ve Fanatik34;

Yazılarımda Şenol Güneş'in kasten yenildiğine dair ifadeler yoktur. Benim iddiam, yönetimlerin kasıtlı olarak başarılı olamayacak hocaları getirdiğidir. İkisi ayrı ayrı şeylerdir.

.

Courage
02.07.2013, 22:56
Hocam

Şampiyonluklarımızın kesildiği (2010 yılına kadar) seneyi endüstriyel futbolun başlangıcı olarak tanımlıyorsunuz ama bu endüstriyellik modelini ,bu modeli besleyen diğer bütün faktörleri Avrupadan aldığımızı es geçiyorsunuz.

Orada da büyük takımların pastadan daha fazla pay alma durumları olmasına rağmen hiçbir zaman 3 takımın kendi aralarında bu kadar uzun zaman paslaştikları bir zaman dilimi yok. Araya başka takımlarda girebiliyor,şampiyon olamazsalar bile Avrupada final & Kupa alabiliyorlar.

magicyattara
02.07.2013, 23:09
yöneticiler bu camianın içindeki insanlardan seçiliyor..yüzlerce insan yönetici oldu Trabzonsporda..tüm bu insanların bilinçli bir oyunun parçası olduğunu söylemek ne demek oluyor sizce..:)

fteotdgs
02.07.2013, 23:11
Hocam

Şampiyonluklarımızın kesildiği (2010 yılına kadar) seneyi endüstriyel futbolun başlangıcı olarak tanımlıyorsunuz ama bu endüstriyellik modelini ,bu modeli besleyen diğer bütün faktörleri Avrupadan aldığımızı es geçiyorsunuz.

Orada da büyük takımların pastadan daha fazla pay alma durumları olmasına rağmen hiçbir zaman 3 takımın kendi aralarında bu kadar uzun zaman paslaştikları bir zaman dilimi yok. Araya başka takımlarda girebiliyor,şampiyon olamazsalar bile Avrupada final & Kupa alabiliyorlar.

Renkdas, aradan maydanoz olmami hos gorursen :), bahsettigin faktorleri Avrupa'dan almisizdir belki ama tum sistem uzerindeki algi, anlayis degismedigi muddetce bunlar, pozitif ya da negatif dogrultuda, bir dereceye kadar etkili oluyor, suni kaliyorlar.

Ikinci paragrafta bahsettigin olgunun sebebi de, bana gore, su ustte anlatmaya calistigim sey. Turkiye'de 3 takim kendi arasinda sonsuza kadar paslassin, genel olarak kimse de cikip "Yaa millet, bir yanlislik var bu iste" demez. Bunun sebepleri hakkinda ise baska baslik acmak gerekir (arada sirada buna deginen cok guzel yazilara denk geldigimi hatirliyorum bu forumda). Cok genel olarak, ulke ve insanlarina onyillar hatta asirlar boyunca sindirilmis merkeziyetci yonetim, yaninda ortaya karisik gelen, israrla dayatilan, yonlendirilen "guce tapma", "uslu cocuk" olmanin dayanilmaz hafifligi, ezilen birey ve bireysellik ve bununla dogrudan ilintili sehir plan(siz)lama, kisilik kazanamamis koy kentler diyorum sebeplerin baslicalari icin.

Not: Belki tartisma konusu farkli idi, dedigim gibi, dayanamadim, maydanoz oldum. Cesni gozu ile bakin lutfen :)

Cyzio
02.07.2013, 23:26
Hocam

Şampiyonluklarımızın kesildiği (2010 yılına kadar) seneyi endüstriyel futbolun başlangıcı olarak tanımlıyorsunuz ama bu endüstriyellik modelini ,bu modeli besleyen diğer bütün faktörleri Avrupadan aldığımızı es geçiyorsunuz.

Orada da büyük takımların pastadan daha fazla pay alma durumları olmasına rağmen hiçbir zaman 3 takımın kendi aralarında bu kadar uzun zaman paslaştikları bir zaman dilimi yok. Araya başka takımlarda girebiliyor,şampiyon olamazsalar bile Avrupada final & Kupa alabiliyorlar.



Benim vurguladığım dönem yaklaşık son yirmi yılı içine almaktadır.




yöneticiler bu camianın içindeki insanlardan seçiliyor..yüzlerce insan yönetici oldu Trabzonsporda..tüm bu insanların bilinçli bir oyunun parçası olduğunu söylemek ne demek oluyor sizce..:)



Bana sorarsanız yola hulûs ile çıkıyor olabilirler. Ama ya son anda bir icazet alıyorlar, ya da koltuğun dayanılmaz cazibesi.

Yönetici derken bütün kurulu kast etmiyorum tabii ki. En önemlisi başkan. Onun dışında dediğini yaptıracak adamlar oluyor mu klüplerde?




Renkdas, aradan maydanoz olmami hos gorursen :), bahsettigin faktorleri Avrupa'dan almisizdir belki ama tum sistem uzerindeki algi, anlayis degismedigi muddetce bunlar, pozitif ya da negatif dogrultuda, bir dereceye kadar etkili oluyor, suni kaliyorlar.

Ikinci paragrafta bahsettigin olgunun sebebi de, bana gore, su ustte anlatmaya calistigim sey. Turkiye'de 3 takim kendi arasinda sonsuza kadar paslassin, genel olarak kimse de cikip "Yaa millet, bir yanlislik var bu iste" demez. Bunun sebepleri hakkinda ise baska baslik acmak gerekir (arada sirada buna deginen cok guzel yazilara denk geldigimi hatirliyorum bu forumda). Cok genel olarak, ulke ve insanlarina onyillar hatta asirlar boyunca sindirilmis merkeziyetci yonetim, yaninda ortaya karisik gelen, israrla dayatilan, yonlendirilen "guce tapma", "uslu cocuk" olmanin dayanilmaz hafifligi, ezilen birey ve bireysellik ve bununla dogrudan ilintili sehir plan(siz)lama, kisilik kazanamamis koy kentler diyorum sebeplerin baslicalari icin.

Not: Belki tartisma konusu farkli idi, dedigim gibi, dayanamadim, maydanoz oldum. Cesni gozu ile bakin lutfen :)



Bu ne güzel bir maydonoz, ne güzel bir çeşni :)...

Ellerinize sağlık. Aşağı yukarı benimle paralel düşünüyorsunuz.

.

Bera B.
02.07.2013, 23:35
Başlığı okurken seviyemin kademe kademe arttığını hissettim resmen. :)

magicyattara
02.07.2013, 23:40
şampiyonlukların nasıl çalındığı ortadayken bu şekilde düşünmek ne derece mantıklı..bu yazıyı 23 mayıs 2011 günü yazsaydınız tamam diyebilirdim;zira yıllarca çalındığını iddia ettiğimiz şampiyonluklarımıza "hak etmedik" yaftası vurulmuştu ve çaresiz kabullenmiştik..lakin her şey ortaya belgeleriyle dökülünce,bence sizin uzun zamandır aklınızda olan bu iddianız kendiliğinden çürümüş oldu..:)

Trabzonsporun 4-5 şampiyonluğu aleni çalınmıştır..

Cyzio
02.07.2013, 23:58
Haydi gene, kalbiniz temizmiş (Şu forumda size takılma hususunda bazen kantarın topuzunu kaçırırım. Ama Allah selamet versin hiç hiddetlemmezsiniz. Takılıyorsak, sevdiğimizdendir :)) . 61'inci mesajı kaptınız :D.

.

magicyattara
03.07.2013, 00:12
buralara daha sık uğramalısınız hocam..biz de sizi seviyoruz..:)

Fanatik34
03.07.2013, 05:46
Sayın maxim ve Fanatik34;

Yazılarımda Şenol Güneş'in kasten yenildiğine dair ifadeler yoktur. Benim iddiam, yönetimlerin kasıtlı olarak başarılı olamayacak hocaları getirdiğidir. İkisi ayrı ayrı şeylerdir.

.Hocam bende birilerinin, Kulübün basina kasitli olarak bu isbilmez Yönetimleri getirdiklerini söylüyorum :) Senol Günes´te son gelisi ile bu oyuna alet oldugunu bizzat göstermistir..

maxim
03.07.2013, 13:50
Sayın maxim ve Fanatik34;

Yazılarımda Şenol Güneş'in kasten yenildiğine dair ifadeler yoktur. Benim iddiam, yönetimlerin kasıtlı olarak başarılı olamayacak hocaları getirdiğidir. İkisi ayrı ayrı şeylerdir.

.

Benim anlatmak istediğim başka birşey. Tamam yönetim başarılı olamayacak adamları getirmiş olsun ama bunun garantisi yok ki, adamlar kendilerinden beklenmeyecek şekilde iyi iş çıkarabilirler.

Courage
03.07.2013, 17:06
Renkdas, aradan maydanoz olmami hos gorursen :), bahsettigin faktorleri Avrupa'dan almisizdir belki ama tum sistem uzerindeki algi, anlayis degismedigi muddetce bunlar, pozitif ya da negatif dogrultuda, bir dereceye kadar etkili oluyor, suni kaliyorlar.

Ikinci paragrafta bahsettigin olgunun sebebi de, bana gore, su ustte anlatmaya calistigim sey. Turkiye'de 3 takim kendi arasinda sonsuza kadar paslassin, genel olarak kimse de cikip "Yaa millet, bir yanlislik var bu iste" demez. Bunun sebepleri hakkinda ise baska baslik acmak gerekir (arada sirada buna deginen cok guzel yazilara denk geldigimi hatirliyorum bu forumda). Cok genel olarak, ulke ve insanlarina onyillar hatta asirlar boyunca sindirilmis merkeziyetci yonetim, yaninda ortaya karisik gelen, israrla dayatilan, yonlendirilen "guce tapma", "uslu cocuk" olmanin dayanilmaz hafifligi, ezilen birey ve bireysellik ve bununla dogrudan ilintili sehir plan(siz)lama, kisilik kazanamamis koy kentler diyorum sebeplerin baslicalari icin.

Not: Belki tartisma konusu farkli idi, dedigim gibi, dayanamadim, maydanoz oldum. Cesni gozu ile bakin lutfen :)

abi estağfurullah,hoş görmek ne demek? Tespitleriniz doğru.

Aslında bu hegemonyanın yalnızca futbol rantı paylaşımı,mafyatik ilişkiler,gücün hukuku v.b. kavramlara dayanması imkansız. Bu adaletsiz paylaşımın ,toplumun geneli ilgilendiren bazı alışkanlıklardan / adetlerden beslendiği aşikar.

Toplumumuzun düşünme ve eylem tarzında ''radikal'' bir dönüşüm olmadığı müddetçe kapıyı zorlayan adam rolünden kurtulamayacağız anlaşılan :rolleyes:.

Artık gittiği yere,kapıyı kırdığımız an'a kadar ;)

Cyzio
03.07.2013, 22:52
Benim anlatmak istediğim başka birşey. Tamam yönetim başarılı olamayacak adamları getirmiş olsun ama bunun garantisi yok ki, adamlar kendilerinden beklenmeyecek şekilde iyi iş çıkarabilirler.



Haklısınız. Bu dünyada hiç birşeyin garantisi yok. Şikenin bile...

.

memmedaga
04.07.2013, 01:48
hepsı doğru ama tabi biraz korkarak biraz yakıştıramayarak biraz da konduramadığımdan yüksek sesle söylemediğimizi düşündüğüm yanılgımız nedir?

madem Türk futbolu sorunlu ve madem Trabzonspor öyle veya böyle bu sorunun ortasındadır

madem yolsuzlukluk,mafyacılık vs vs vs Tüm Türkiyede ve Trabzonda da olmaktadır

madem siyaset mafya futbol içiçedir Türkiyenin heryerinde

madem en ünlü mafyalar karadenizden çıkmışlar

neden ve nasıl şikeye hiç bulaşmadan bugünlere geldik?

ben bunu çözemiyor

dikkat edin ama 90 ndan sonra diyorum

memmedaga
04.07.2013, 01:53
birde bence sizde kendinize itiraf edin Şenol Hocaya ciddi manada takmışsınız kafayı

Cyzio
05.07.2013, 17:01
birde bence sizde kendinize itiraf edin Şenol Hocaya ciddi manada takmışsınız kafayı



Peki, itiraf ediyorum.

.

kalavara
17.07.2013, 04:48
sayın cyzio, bence belli noktalarda doğru yargıları içeren bir yazı kaleme almışsınız ama (ama dendiğinde önceki cümlelerin anlamını yitirdiği safsatasına takılmazsınız umarım) ciddi bazı hataların olduğunu belirtmek zorundayım. öncelikle şenol güneş meselesinden başlayalım. size göre şenol güneş ortalama bir td ve TS başarısını istemeyen sistem bu ortala tdnin görevde kalması için can atıyor, madem iyi hoca neden kendileri almıyor? mantıksız değil ama yeni fiziğe göre neden sonuç ilişkileri her zaman şüphelidir, bu da öyle. şenol güneş enteresan bir adamdır ve her camia buna katlanmak istemez dersem yanlış mı olur. ya da özevlatçılık övgüsü yapan istanbul klüpleri neden kendil özevlatlarını almıyor diyorsunuz ama yakın geçmişe bir bakın, hatta gs'nin başında kim var, fb'nin hırsızlık dönemi tdsi kimdi, rıza, ertuğrul bjk'da görev almadı mı vs vs?
diğer yandan türkiyedeki sporun kirliliği şike meselesinden çok doping skandallarıyla ortadayken herşeyin adil bir oyun ile sonuçlandığı söylemek safdillik olur, amenna!
daha yazılacak çok şey var ama burada kesmek istiyorum,devam etmek üzere...
herşeyden önce fikrin hürriyeti bağlamında saygılarımı iletiyorum.

Cyzio
17.07.2013, 18:36
sayın cyzio, bence belli noktalarda doğru yargıları içeren bir yazı kaleme almışsınız ama (ama dendiğinde önceki cümlelerin anlamını yitirdiği safsatasına takılmazsınız umarım) ciddi bazı hataların olduğunu belirtmek zorundayım.



Neden takılayım? Bilakis, "ama"dan önceki kısımlarda hakkımı verdiğiniz için memnun olurum.




öncelikle şenol güneş meselesinden başlayalım.




Başka bir meseleden başlasaydınız zaten beni müthiş hayretlere gark ettirecektiniz. Bu yaşta bana kalp krizi geçirtmediğiniz için teşekkür ederim.

Demek, Şenol Güneş?.. İlginç... Okuyalım bakalım...




size göre şenol güneş ortalama bir td ve TS başarısını istemeyen sistem bu ortala tdnin görevde kalması için can atıyor, madem iyi hoca neden kendileri almıyor?



Evet, tam olarak bunu demek istiyorum.




mantıksız değil ama yeni fiziğe göre neden sonuç ilişkileri her zaman şüphelidir, bu da öyle. şenol güneş enteresan bir adamdır ve her camia buna katlanmak istemez dersem yanlış mı olur.



İkimiz de kendi görüşümüze inanırız. Yani "bu enteresanlık yalnız Şenol Güneş'e mi aittir?" diye soramadan da duramıyor insan.




ya da özevlatçılık övgüsü yapan istanbul klüpleri neden kendil özevlatlarını almıyor diyorsunuz ama yakın geçmişe bir bakın, hatta gs'nin başında kim var,



Sanırım, Fatih Terim'den bahsediyorsunuz. Şu Ramazangünü beni güldürdünüz, Allah da sizi güldürsün. Yahu adam Galatasaray'da göreve getirildiği ilk dönem peşpeşe 4 lig şampiyonluğu, 1 UEFA Kupası, 1 de Süper Kupa kazandı. Sonra başarısız bir 2 sezon (Haydi bunu Şenol Güneş'in ikinci başarısız gelişine sayalım), sonra da gene peşpeşe 2 şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkış.

Gerçekten bunu mu Şenol Güneş'le mukayese ediyorsunuz? Şenol Güneş'in ilk gelişini hatırlıyor musunuz?




fb'nin hırsızlık dönemi tdsi kimdi, rıza, ertuğrul bjk'da görev almadı mı vs vs?



Bu konuda yazdıklarımı sanırım gözden kaçırdınız. Ama gene de bir kısmını sizin için bir kere daha yazayım: Bu isimlerden hangisi kovulduktan sonra ikinci defa çağrıldı? Nerede üçüncü, nerede dördüncü? Ve hangisine ondört brüt sezon (net galiba yaklaşık sekiz-dokuz) takım teslim edildi?




diğer yandan türkiyedeki sporun kirliliği şike meselesinden çok doping skandallarıyla ortadayken herşeyin adil bir oyun ile sonuçlandığı söylemek safdillik olur, amenna!




Önemli olan o oyunun dışında olabilmek.




daha yazılacak çok şey var ama burada kesmek istiyorum,devam etmek üzere...
herşeyden önce fikrin hürriyeti bağlamında saygılarımı iletiyorum.



Bilmukabele, aynı duygularla ben de size saygılarımı iletiyorum.

.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 13:38
Konuların içine dalmadan önce 29.02.2012 tarihinde yazdığım '' Türk Futbol Tiyatrosu ve Trabzonspor '' adlı yazımı sizinle paylaşmak istiyorum.

Buradan yola çıkarak en azından benin yaşananlara ve yaşanacak olanlara dair fikrimi ve değerlendirme kriterlerimi anlayabilir ve bu zemin üzerinden fikirlerimizi tartışıp ortak bir paydada buluşma imkanı yakalayabiliriz.



Dünyanın neresinde olursa olsun ortada rant sağlanan bir oluşum ya da organizasyon varsa bilin ki o ülkenin zengin ve nüfuzlu kişileri tarafından yönetiliyor ya da yönlendiriyordur. Dolayısıyla da işin kaymağını da bu kişiler kendi aralarında paylaşıyordur. Bunu aklınıza gelebilecek her sektör için aynı olarak kabul edebilirsiniz ve yine aklınıza gelebilecek bütün ülkeler için bu durumun bu şekilde cereyan ettiğine de... Cereyan ediş şekilleri ise ülkeden ülkeye o ülkenin medeniyet ve gelişmişlik seviyesiyle orantılı olarak farklılık gösterir.

Gelişmiş ülkeler olarak kabul edilen ve sanayileşmesini tamamlamış, medeniyet seviyesi yüksek ve demokrasisi oturmuş ülkelerde bu durum bizim gibi kendi tanımımızla gelişmekte olan ama aslında 3. Dünya Ülkesi olan ülkelerle farklılıklar gösterir. Gelişmiş olan ülkeler, (ki bunlara AB ülkeleri, Amerika, Kanada, Japonya vb. ülkeler örnek olarak gösterilebilir) bütün bu oluşum ve organizasyonları demokratik kurallar çerçevesinde, halkın menfaati için, hak ve adalet duygusunu da temin ederek oluşturur ve sağlıklı bir şekilde yürümesini ve gelişmesini sağlayarak ortaya çıkan rantı da katkılarıyla orantılı biçimde paylaşarak ve buradan elde ettiği rantın yine büyük bir kısmını aynı çarkın işlemesi ve gelişmesi için kullanarak herkesin mutluluğu için uğraşırlar. Çünkü bilirler ki bir işin uzun ömürlü ve kaliteli olabilmesi için bu şarttır.

Bizde ise durum bunun tam tersi şekilde gelişme göstermektedir. Hemen hemen bütün sektörler belli başlı ailelerin elindedir ve bu ailelerin bu sektörlerde bulunmalarının tek nedeni de kendi güç ve servetlerini daha da arttırmak istemeleridir. Gelişmiş ülkelerde amaç olan insan, onlar için sadece bir araçtır ve insanların oluşturmuş olduğu halkının da mutluluğu bir gram olsun umurlarında değildir. Bunun için onlar servetlerine servet katarken, zevk-ü sefa içinde yaşarken fabrikalarında ya da şirketlerinde çalıştırdıkları insanları işini kaybetme korkusuyla daha da ezerler, ağır şartlarda çalıştırırlar, fazla mesailerini ödemez, sosyal haklarını vermez, sendikalı olanlarını işten çıkarır üç kuruşa çalıştırırlar. Bu düzenin devamlılığını sağlamak için de gerek siyaseti ve siyasileri gerekse mafya ve çeteler gibi kanun dışı güçleri kullanarak hükümdarlıklarını devam ettirirler.

Bunun yapıldığı belki de yüzlerce sektör arasından benim bugün üzerinde durmak istediğim ise Türk futbolu ve bizi en çok ve en yakından ilgilendiren Trabzonspor.

Dikkat ederseniz Trabzonspor’un şampiyonlukları 70’li yılların ikinci yarısı ve 80’li yılların ilk yarısına denk gelir. Yani futbolun içine henüz paranın, dolayısıyla da yukarıda belirttiğimiz kişi ve unsurların girmediği, siyasi olarak da karışık olan dönemlere denk gelir Trabzonspor efsanesi; çünkü o dönem futbolun ve ülkenin bugün kanını emenlerin puslu havanın dağılmasını bekledikleri, kendilerinden farklı güçlerin de egemen olduğu, borularının bu denli net ötmediği bir dönemdi ve bu dönemi iyi değerlendiren Trabzonspor camiası henüz adaletsizlik futbolu ele geçirmemişken alnının akıyla 6 şampiyonluk ve nice kupalar kazandı. Bununla da yetinmedi; Liverpool, Inter gibi dünya devlerini dize getirdi hem de şimdinin "Avrupa Fatihi" olarak kabul edilen takımları sıradan takımlardan fark yerken.

Türk siyaseti ve demokrasisi için çok önemli bir tarih olan 6 Kasım 1983 aslına bakarsanız Türk Futbolu ve Trabzonspor için de bir milattı. Askeri rejimin sona ermesiyle yapılan ilk seçimlerde Turgut Özal’ın başında bulunduğu Anavatan Partisi 400 milletvekilli meclisin 211 sandalyesini alarak iktidara geldi. Bu artık yeni bir devirdi Türkiye için ve Özal felsefesinin mihenk taşı olan ‘Benim memurum işini bilir.’ sözünün bir ülkenin bütün düzenini değiştirecek olan tarihiydi. Benim memurum işini bilir derken aslında ben işimi bilirim herkes de işini bilsin demek istiyordu yeni başbakanımız. Türkiye’de iktidarların seçimle gelip gitmediğini bilenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Bu konuya fazla girmeden asıl konumuz olan futbol ve Trabzonspor’a dönelim.

Anavatan Partisinin dolayısıyla da yeni zihniyetin iktidara geldiği sezon olan 1983-1984 sezonu Trabzonspor’un da son şampiyonluğunu kazandığı sezon olmuştu ve bu şampiyonlukta ve başarıda ne kadar katkısı olduğu tatışılabilecek olan M. Ali Yılmaz başkan olarak geçiyordu. İşte sevgili Trabzonsporlular gerek takımımızın gerekse Türk futbolunun kaderinin değiştiği dönem tam da bu tarihlere denk gelir. O zamandan bu zamana kadar hiç şampiyon olamamış olmamız bir tesadüf müdür? Gelin isterseniz biraz da buna bakalım ve bazılarınız için komplo teorisi olarak kabul edilecek olan düşüncelerimi sizlerle paylaşayım.

Özal’ın iktidara gelmesi ile birlikte ülkenin her alanında olduğu gibi futbolda da yeni bir yapılanmaya gidilmiş, yavaş yavaş profesyonellik adı altında sektörün içine para enjekte edilmiş, isimleri kanun dışı işlerle anılan başkan ve yöneticiler futbolun patronları olmaya başlamış ve futbol siyasetin de yardımıyla belli bir zümrenin eline geçmiş ve her türlü ticari manevranın yapıldığı bir alan haline gelmiştir. Böylece amatör ruhun değil ARMATÖR ruhun egemen olduğu "Türk Futbol Tiyatrosu" da başlamıştır.

Evet bu dönemden sonra Türkiye’de oynanan tam anlamıyla bir "Futbol Tiyatrosu"dur. Senaryosunun önceden yazıldığı, dönem dönem başrol oyuncularının değiştiği ama mutlaka tekrar rol aldıkları bir oyun. Bunun bir tiyatro olduğu 3 Temmuz 2012’de belgelenmiş olmasına rağmen aynı oyun yine aynı aktörler tarafından oynanmaya devam ediyor. Konumuzu fazla dağıtmadan tekrar Trabzonspor’a ve M. Ali Yılmaz’la başlayan düzenin kulübü olma tezime dönelim isterseniz. Dikkat ederseniz düzenin kulübü dedim, takımı değil, camiası değil !!!

Bu dönemden sonra Trabzonspor birden bire etkisiz eleman haline getirilmiş, M. Ali Yılmaz da dahil İstanbul takımlarının kongre üyeleri, taraftarları kulüpte başkan ya da yönetici olmuştur. Kulüp alt yapısından ve kendi değerlerinden uzaklaştırılmış, kulüp ve takım başarısız yönetilmiş ve dolayısıyla başarısız olmuş ama hep aynı isimler belli aralıklarla kulübü kurtaracak ilahi bir güç gibi sunulmuş ve her gelişinde kulübü daha da batırarak ayrılmıştır.

Bu noktada ağzımdaki baklayı çıkararak devam edeyim yazıma:" TRABZONSPOR BAŞKANLARI DA ATANARAK GELMİŞTİR". O dönemden bu döneme kadar Özkan Sümer haricindeki bütün başkanlar İstanbul takımlarını egemen kılan güçler tarafından bir takım siyasi ve ticari oyunlar sonucu Trabzonspor kulübüne başkan seçtirilmişlerdir. Trabzonspor kongrelerini ve kongre öncesi süreçleri takip edenler ne demek istediğimi anlamışlardır diye düşünüyorum. Bu ATANMIŞLAR da kendilerine verilen görevleri yerine getirerek ‘MIŞ GİBİ’ yaptılar başkanlıkları süresince. Yani, İstanbul takımlarıyla mücadele ediyorMUŞ GİBİ, Trabzonspor’un haklarını koruyorMUŞ GİBİ, sanki gerçekten de Trabzonspor’u şampiyon yapmak için uğraşıyorMUŞ GİBİ yaptılar hep.

Trabzonspor son şampiyonluğundan bu yana 3 kere çok net biçimde şampiyonluğa yaklaştı. Aslına bakarsanız bu üç defada da şampiyonluğu Fenerbahçe camiası tarafından yine malum güçler kullanılarak gasp edildi. Peki Trabzonspor camiasının önde gelenleri ne yaptı bu esnada? Yine ‘MIŞ GİBİ’ yaptı, çünkü fazlasını yapmaya ne istekleri ne de yetkileri vardı. Bu konuları düşünürken yaşanan sezonları, verilen tepkileri kişileri aklınıza gelebilecek bütün etkenleri göz önüne getirmenizi ve aşağıdaki sorulara cevap aramanızı rica ediyorum.

· 1995-1996, 2004-2005 ve 2010-2011 sezonlarında saha dışı oyunlarla elinden alınan şampiyonlukların ardından tartışmasız ligin en kuvvetli kadrolarını oluşturan kilit oyuncular neden gönderilmiştir?

· Bu gönderilen oyuncular gittikleri takımları şampiyon yapmış mıdır, yapmamış mıdır?

· Saha dışı oyunlarla kaybedilen bu şampiyonluklar sonrası fatura bir şekilde neden hep Şenol Güneş’e çıkarılıp takımdan uzaklaştırılmıştır?

· 1995-1996 sezonunda kaybedilen şampiyonluktan sonra dönemin Fenerbahçe kulübü başkanı Ali Şen senelerce televizyonlarda aynı yıl çevirmiş olduğu oyunları ve buna alet ettiği resmi kurum ve kişleri böbürlenerek anlatmamış mıdır? Aynı Ali Şen Trabzonspor tribünlerinde Trabzonsporlu taraftarların içinde misafir edilmemiş midir?

· Gerek dönemin başkanı gerekse bugünkü başkan Sadri Şener her fırsatta kulüplerinin haklarını gasp eden kişilerle olan ve uzun yıllara dayanan dostluklarını, iş ilişkilerini övünür bir eda ile dillendirmemiş midir?

· İstisnalar hariç Trabzonspor başkan ya da yöneticilerini görevde olmadıkları dönemde herhangi bir Trabzonspor maçında göreniniz var mıdır?

· Bu kişilerin Trabzonspor kulübüne yine görevde olmadıkları dönemlerde ( ki görevde olduklarında da farklı değil) herhangi maddi ya da manevi bir katkısını göreniniz var mıdır?

· Yukarıda bahsettiğim türlü oyunlarla elimizden alınmış olan 3 şampiyonluğun haricinde birkaç dönemde daha zirve ve Avrupa yarışı yaparken, takım neredeyse açık ara şampiyon olacakken, çok kilit noktalara yapılması gereken transferler nasıl olup da bütün baskıya rağmen yapılmamıştır? Bu bazen Atay Aktuğ’un alamadığı stoper, bazen Sadri Şener’in alamadığı santrafor bazen Faruk Özak’ın alamadığı sol kanat olmuştur.

· Trabzonspor’dan ve Trabzon’dan prim yapan, lafa geldiği zaman her ikisine ait olmakla övünen, siyasetçi, iş adamı, sanatçı, spor adamı ve aklınıza gelebilecek önemli ailelerin mensubu herhangi biri saha dışı olaylarla elimizden alınan bu şampiyonluklardan sonra ortada hiç görünmüş müdür?

· Taraftar ve takım olarak her zaman dik ve temiz olan bu takımın, başkanları ve yöneticileri (istisnalar hariç) de acaba bizler kadar temiz midir?

· 1. ve 2. Etik Kurulu Raporunda temiz olmasına rağmen, bu temizliği UEFA tarafından da Şampiyonlar Ligi’ne alınarak tescillenmiş olmasına rağmen Sadri Şener nasıl olup da takımının emeklerini gasp edenlerle ( ki bu Türkiye Cumhuriyeti savcılarının iddianamesiyle desteklenmiş bir durumdur) aynı safta yer alabilmiştir?

· Kulübünün temiz olduğu resmi raporlarla onaylanmış olmasına rağmen takımı aleyhine karar almaya çalışan bir grup ve başkan adayı ile aynı safta yer almak ve 3 Temmuz’dan bu yana TFF ve UEFA nezdinde herhangi bir çalışma yapmamak resmi başvuru ve ya talepte bulunmamak acaba kişinin temizliğiyle mi alakalıdır?

· Son olarak 3 gün önce mahkemede hakkında yalan yanlış beyanlarla suçlamada bulunan bir şahısla aynı kare içinde bulunmak ve aynı yönde oy kullanmak nasıl yorumlanmalıdır?

İşte sevgili Trabzonsporlular, futbol sadece futbol değildir derken insanlar bu durumları kast ederler ama bunları dillendirmeye ne yürekleri ne de ahlakları yeter. Ben aklımın erdiğince dilimin döndüğünce fikirlerimi söylemeye çalıştım. Bundan sonrası sizin kendi zihninizde yapacağınız muhakemelere kalmış.

Cyzio
27.07.2013, 13:58
Bu çok güzel yazınız için size hem teşekkür eder, hem de gerçekleri benden 1 sene önce görüp de kaleme aldığınız için tebrik ederim. Yani kısaca ustam oldunuz.

Öte yandan, nasıl ki pek çok üye benim bu sayfalardaki görüşlerime katılmakla beraber, Şenol Güneş konusunda haksız olduğumu düşünüyorlarsa, ben de müsaadenizle sizin için aynı ifadeleri kullanacağım. Siz olaya "Saha dışı oyunlarla kaybedilen bu şampiyonluklar sonrası fatura bir şekilde neden hep Şenol Güneş’e çıkarılıp takımdan uzaklaştırılmıştır?" tarafından bakarken; ben de "Eğer fatura Şenol Güneş'e kesiliyorsa, neden döne dolaşa her seferinde gene takımın başına o getiriliyor?" makamındayım.

Bunun dışında birkaç küçük ayrıntıyı göz ardı edersek, birbirimizden habersiz hemen hemen aynı şeyleri yazdığımızı gözlemliyorum.

Eğer görüşümün gerekeceği bir cevap yazarsanız, yaklaşık yarım saatlik bir aradan sonra size dönebileceğim.

Selamlar.

.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 14:06
Bu çok güzel yazınız için size hem teşekkür eder, hem de gerçekleri benden 1 sene önce görüp de kaleme aldığınız için tebrik ederim. Yani kısaca ustam oldunuz.

Öte yandan, nasıl ki pek çok üye benim bu sayfalardaki görüşlerime katılmakla beraber, Şenol Güneş konusunda haksız olduğumu düşünüyorlarsa, ben de müsaadenizle sizin için aynı ifadeleri kullanacağım. Siz olaya "Saha dışı oyunlarla kaybedilen bu şampiyonluklar sonrası fatura bir şekilde neden hep Şenol Güneş’e çıkarılıp takımdan uzaklaştırılmıştır?" tarafından bakarken; ben de "Eğer fatura Şenol Güneş'e kesiliyorsa, neden döne dolaşa her seferinde gene takımın başına o getiriliyor?" makamındayım.

Bunun dışında birkaç küçük ayrıntıyı göz ardı edersek, birbirimizden habersiz hemen hemen aynı şeyleri yazdığımızı gözlemliyorum.

Eğer görüşümün gerekeceği bir cevap yazarsanız, yaklaşık yarım saatlik bir aradan sonra size dönebileceğim.

Selamlar.

.


Öncelikle estağfurullah, ustalık durumu söz konusu değil. Bu yazı benim yaklaşık 17 senedir futbola ve Trabzonspor'a bakış açım. Yani 96'da çalınan şampiyonluğumuz sonrası bir tespitim kaleme almak geçen seneye nasip oldu.


Şenol Güneş meselesine gelecek olursak; şayet Şenol Güneş de bu işin bir parçası olsa her seferinde bu yapılanlara maruz kalmaz süreçten kendi suçlanarak değil soyutlanarak uzaklaştırılırdı ki bir sonraki gelişi daha kolay olsun.

Her seferinde Şenol Güneş'in getirilmesi ise kredisi biten yönetimlerin kendileri gitmemeleri için Şenol Güneş'in kredisinden yararlanma ve saltanatlarını uzatma çabalarıdır.

Hesaba katmadıkları nokta Şenol Güneş'in bu kadar saboteye rağmen takımı şampiyon yapabilme olasılığıdır.

Bu arada siz de hemfikirsinizdir ki Şenol Güneş 1996, 2005 ve 2011 şampiyonudur.

nakzo
27.07.2013, 14:32
Konunun Şenol Güneş üzerinden örneklenmesi anlatılmak istenen düşüncenin doğru olduğu gerçeğini zedelese de değiştirmiyor.

Katılıyorum...

asıl püf nokta burada zaten bize yıllradır efsane hoca diye dikta ettirelen hocanın hiç bir büyük takım tarafından düşünülmemesi.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 14:45
Ayrıca insanların baktığı ama görmek istemediği bazı konuları sevgili Metin Mollasalihoğlu'nun bu başlığında http://bordomavi.net/forum/showthread.php?t=40798

ve benin ona ekleme yaptığım aşağıdaki görüşlerde de düşünmek gerekir.

sadri şener kulüpler birliğinin düşme olmasın kararına imza atmış olmasına rağmen YALAN söyleyerek imza atmadım demiştir ama imza atıldığı ortaya çıkmıştır...

sadri şener bütün uyarılara rağmen mehmet ali aydınlar ve yıldırım demirören'i desteklemiş, kendisini uyaran taraftarı da bunlar ince zekâ işidir diyerek aşağılama yoluna gitmiştir...

sadri şener anlaşılmaz bir şekilde 2005'de çalınan şampiyonluğumuzda hakkımızı yiyenlerden biri olan dönemim TFF başkanı levent bıçakçıyı kulüp avukatı yapmıştır...

sadri şener Nihat Özdemir'in şirketi Limak'ın avukatlarından ve Şikecilerin savunucusu olan bir zatı da daha geçenlerde kulübün hukuk kuruluna dahil etmiştir...

sadri şener ŞİKE ile mücadele eder rolü yapmasına rağmen bugüne kadar BİR TANE bile somut adım atmamıştır!!! Açalım konuyu:
--- görevi kötüye kullanan herhangi bir kişi ve kurum hakkında gerekli suç duyurusunu yapmamıştır.
--- UEFA'dan randevu almamış, bu yönde çalışma yapılması için bir ekip oluşturmamıştır.
--- FIFA ve Interpol'ün şike kurultayına davet edilmesine rağmen gitmemiş, tepki görünce hukukçular gidecek YALANINI ortaya atmış am öyle olmadığını anladığımız zaman verdiğimiz tepki üzerine Erden Egemen'den ikinci gün toplantıya katılması rica edilmiştir. Bunun üzerine azalmayan tepkilere bir manevra yaparak yetkililerden randevu alındığı YALANI ortaya atılmıştır.


sadri şener, aziz yıldırım için adam mı öldürdü de bu kadar çok ceza isteniyor, umarım mahkemeden ceza almadan çıkar deme cüretini bile göstermiştir.

sadri şener kendisi ve camiası için birkaç gün önce mahkemede teşvik yolladılar iftirasını atan mecnun odyakmaz ile TFF genel kurulunda yan yana oturmuş, gelen tepki üzerine o yanıma geldi oturdu ben yüz vermedim YALANINI ortaya atmıştır...

sadri şener iki hafta önce oynanan sivas maçı öncesi otelde ve maç günü stadta mecnun odyakmaz ile can ciğer kuzu sarması pozlar vermiş ve bundan da yüzü kızarmamıştır...

sadri şener her fırsatta Selçuk ve Egemen bana söz verdi kalacak demesine rağmen sezon ortasında Selçuk'un Trabzon'da kalmak istemediğini kendisine söylediği gerçeği ortaya çıkmıştır...

sadri şener gelirler üç katına çıkmasına rağmen, eldeki bütün futbolcuları kaçırmasına ve yerlerine sıradan oyuncular almasına rağmen ve de ŞL'nden ve Burak'tan 25 milyon avro gelir gelmesine rağmen kulübün borcunu da 150 milyon liraya dayandırmıştır...

sadri şener ADALETİ engelleyenin RTE olduğunu bildiği halde bırakın bunu dillendiremeyi, bunu ima etme cesareti bile gösterememiştir...

sadri şener bunun yanında atması gereken hiç bir adımı atmayarak, Şike davasında burada yazamayacağım ama süreç sonuçlanın yazmaya söz verdiğim daha bir çok hataya imza atarak hem TS'a hem de davaya büyük zararlar vermiştir...

sadri şener kendini vaz geçilmez göstererek Şike mücadelesinin önünde durmaya devam etmek istemektedir ama şunu bütün samimiyetimle söylüyorum ki gece gündüz çalışan gönüllü insanların önündeki en büyük engel sadri şener ve yönetimidir...

Cyzio
27.07.2013, 14:53
Öncelikle estağfurullah, ustalık durumu söz konusu değil. Bu yazı benim yaklaşık 17 senedir futbola ve Trabzonspor'a bakış açım. Yani 96'da çalınan şampiyonluğumuz sonrası bir tespitim kaleme almak geçen seneye nasip oldu.



İyice ezin bakalım :D. Yani "sizin anca son üç ayda görebildikerlinizi ben zaten 17 yıldır biliyordum." diyorsunuz. Öyle olsun :).




Şenol Güneş meselesine gelecek olursak; şayet Şenol Güneş de bu işin bir parçası olsa her seferinde bu yapılanlara maruz kalmaz süreçten kendi suçlanarak değil soyutlanarak uzaklaştırılırdı ki bir sonraki gelişi daha kolay olsun.



Bence Şenol Güneş bu oyunu bilmeden oynuyor. Veya bir başka deyişle oyunun içinde olduğunun farkında değil.




Her seferinde Şenol Güneş'in getirilmesi ise kredisi biten yönetimlerin kendileri gitmemeleri için Şenol Güneş'in kredisinden yararlanma ve saltanatlarını uzatma çabalarıdır.



O kredi nereden açılıyor, hiç düşündünüz mü? Çünkü takımın başına Şenol Güneş'i getirince İstanbul basını tarafından size çok büyük bir kredi açılıyor. Bugün birkaç ters sonuçla, başkan kendisine haber verme gereği bile duymadan Mustafa Reşit Akçay'ı görevden uzaklaştırıp, yeniden Şenol Güneş'i takımın başına getirse, hiç bir İstanbul basınının buna itiraz edeceğini sanıyor musunuz? Hattâ, adım kadar eminim ki bu hareket alkışlanacaktır.




Hesaba katmadıkları nokta Şenol Güneş'in bu kadar saboteye rağmen takımı şampiyon yapabilme olasılığıdır.



Evet o olasılık her zaman var.




Bu arada siz de hemfikirsinizdir ki Şenol Güneş 1996,



"Etik" olarak evet




2005



İnşaallah gün gelir, o sene de mercek altına alınıp yargılanır





ve 2011 şampiyonudur.



Kesinlikle.

.

Cyzio
27.07.2013, 14:59
Ender Bey;

Sadri Şener hakkında harika tesbitlere yer vermişsiniz; bir kere daha tebrik ediyorum.

Müsaadeniz olursa, ben de birşeyler karalamak isterim:

Bu kadar art niyetli bir insanın, takımın başına dördüncü defa aynı teknik direktörü getirmesi hangi tür bir iyi niyetle açıklanabilir?

.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 15:01
[QUOTE=Cyzio;1919223422]





O kredi nereden açılıyor, hiç düşündünüz mü? Çünkü takımın başına Şenol Güneş'i getirince İstanbul basını tarafından size çok büyük bir kredi açılıyor. Bugün birkaç ters sonuçla, başkan kendisine haber verme gereği bile duymadan Mustafa Reşit Akçay'ı görevden uzaklaştırıp, yeniden Şenol Güneş'i takımın başına getirse, hiç bir İstanbul basınının buna itiraz edeceğini sanıyor musunuz? Hattâ, adım kadar eminim ki bu hareket alkışlanacaktır.



Şenol Güneş'e sevdiklerinden ya da başarılı olmasını istediklerinden değil önceki mesajda da anlatmaya çalıştığım üzere zaten şike lobisine hizmet eden bir yönetimin devamını sağlamak açısından destek verir gibi görünüyorlar çünkü biliyorlar ki sistem yine Şenol Güneş'in ve Trabzonspor'un şampiyonluğunu çalacak, Trabzonspor yönetimi yine MIŞ gibi yapacak ve kadro yine İstanbul takımlarına peşkeş çekilecek.

Cyzio
27.07.2013, 15:04
Birbirimize bayağı yaklaştık :).

.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 15:04
Ender Bey;

Sadri Şenel hakkında harika tesbitlere yer vermişsiniz; bir kere daha tebrik ediyorum.

Müsaadeniz olursa, ben de birşeyler karalamak isterim:

Bu kadar art niyetli bir insanın, takımın başına dördüncü defa aynı teknik direktörü getirmesi hangi tür bir iyi niyetle açıklanabilir?

.

Şenol Güneş'ten nefret eden biri olan Sadri Şener seçeneği kalmadığı ve kendisinin gitmemesi için Hayrettin Hacısalihoğlu'nun zorlamasıyla Şenol Güneş'i getirmiştir.

Sadri Şener'in başkan olduğundaki ekonomik durumu ile görevi bıraktığı dönemdeki ekonomik durumunu değerlendirecek olursanız bırakın Şenol Güneş'i gemisini yürütmesi için beni bile göreve getirmeye razı olacağını kabul edersiniz sanırım :)

Cyzio
27.07.2013, 15:09
Şenol Güneş'ten nefret eden biri olarak Sadri Şener seçeneği kalmadığı ve kendisinin gitmemesi için Hayrettin Hacısalihoğlu'nun zorlamasıyla Şenol Güneş'i getirmiştir.

Sadri Şener'in başkan olduğundaki ekonomik durumu ile görevi bıraktığı dönemdeki ekonomik durumunu değerlendirecek olursanız bırakın Şenol Güneş'i gemisini yürütmesi için beni bile göreve getirmeye razı olacağını kabul edersiniz sanırım :)




Keşke öyle olsaydı...

Çünkü sizin de Trabzonspor'u şampiyon yapma olasılığınız var ;) (Rakibi kendi silahıyla vurmak :D).

En az Şenol Güneş'in şampiyon yapma olasılığı kadar :).

.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 15:12
Keşke öyle olsaydı...

Çünkü sizin de Trabzonspor'u şampiyon yapma olasılığınız var ;) (Rakibi kendi silahıyla vurmak :D).

En az Şenol Güneş'in şampiyon yapma olasılığı kadar :).

.

:)

Hocamıza haksızlık etmeyelim, belki mükemmel bir hoca değil ama Trabzon şartlarında Trabzonspor'u çalıştırabilecek en iyi hoca.

Trabzonspor hainlerden kurtulur, doğru bir yapıya kavuşturulabilirse daha iyi ya da daha değişik özelliklerle kulübe artılar katacak hocalar da gelecektir.

Gökhan Koç
27.07.2013, 15:19
Cyzio Hocam,

Nedir sizdeki bu dinmek bilmeyen Şenol Güneş mevzusu,

Hocaya gidip kağıt imzalatacağım "birdaha TS'yi çalıştırmayacağım" diye, sırf sizi rahat ettirmek için. :)

Cyzio
27.07.2013, 15:20
:)

Hocamıza haksızlık etmeyelim,



Bence siz kendinize haksızlık ediyorsunuz. Ben sizin futbolu en az Şenol Güneş kadar bildiğinizden eminim.





belki mükemmel bir hoca değil ama Trabzon şartlarında Trabzonspor'u çalıştırabilecek en iyi hoca.



Bakın sübliminal çalışmalar nasıl da beyninize bu duyguyu nakış nakış işlemiş. Öğretilmiş çaresizlik.




Trabzonspor hainlerden kurtulur, doğru bir yapıya kavuşturulabilirse daha iyi ya da daha değişik özelliklerle kulübe artılar katacak hocalar da gelecektir.



İşte benim mücadelem de bu yönde.

.

Cyzio
27.07.2013, 15:21
Cyzio Hocam,

Nedir sizdeki bu dinmek bilmeyen Şenol Güneş mevzusu,

Hocaya gidip kağıt imzalatacağım "birdaha TS'yi çalıştırmayacağım" diye, sırf sizi rahat ettirmek için. :)



Dima....


:sevinç:

.

Gökhan Koç
27.07.2013, 15:24
Dima....


:sevinç:

.

Trabzonspor'u tutmak sürekli bir ağlamayı gerektiriyor zaten, Şenol Güneş'i özelleştiren nedir onu anlamıyorum :)

Edit: thnks to google

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 15:27
[QUOTE=Cyzio;1919223471]Bence siz kendinize haksızlık ediyorsunuz. Ben sizin futbolu en az Şenol Güneş kadar bildiğinizden eminim.


- futbolu bilmediğimden değil hocalık yapmanın çok farklı olduğunu bildiğimden...




Bakın sübliminal çalışmalar nasıl da beyninize bu duyguyu nakış nakış işlemiş. Öğretilmiş çaresizlik.

- o zaman farklı bir yerden yaklaşayım. Şimdi Trabzonspor'un başına Alex Ferguson, Mourinho ya da Fergusun getirilse ve Şenol Güneş'in uğradığı sabatolere uğrayıp hakları da yenilse meşhur Trabzon şehrinin siz de hocamısınız deyip küfürlerle, hakaretlerle yollamaya çalışmaları ne kadar sürer?



İşte benim mücadelem de bu yönde.

Mücadele tabi ki olmalı ama mevcut şartlar altında da o amaca ulaşana kadar eldeki en iyi ve en güvenilir seçenekle de mücadele güçlendirilmeli. yani Şenol Güneş ile :)

Cyzio
27.07.2013, 15:49
Trabzonspor'u tutmak sürekli bir ağlamayı gerektiriyor zaten, Şenol Güneş'i özelleştiren nedir onu anlamıyorum :)



Ben 51 yaşımdayım. Ömrümün yarısına yakın bir kısmı bu adamı seyretmekle geçti. Siz gençler daha ilk senelerinde Janko'ya, Bamba'ya, Emerson'a hakarete varan eleştiriler yöneltirken, biraz empati yapar mısınız :)?




Edit: thnks to google



Burayı anlayamadım :(.




- futbolu bilmediğimden değil hocalık yapmanın çok farklı olduğunu bildiğimden...



Tamam o zaman. Yani futbolu en az onun kadar bildiğinizi siz de teslim ettiniz sonunda. Ama haklısınız; hocalık zordur ;).




- o zaman farklı bir yerden yaklaşayım. Şimdi Trabzonspor'un başına Alex Ferguson, Mourinho ya da Fergusun getirilse ve Şenol Güneş'in uğradığı sabatolere uğrayıp hakları da yenilse meşhur Trabzon şehrinin siz de hocamısınız deyip küfürlerle, hakaretlerle yollamaya çalışmaları ne kadar sürer?



"Öğretilmiş çaresizlik" mevzusunu ustaca görmezlikten geldiğinize göre :D, sorunuzu maddeler halinde cevaplayayım:

1-) Verdiğiniz üç yabancı teknik direktör örneğindeki 1'inci ve 3'üncü örnekler arasındaki farkı anlayamadım.

2-) Broos'un yalnızca Trabzon dışı saboteler değil, klüp içinden de "Ulan şu adam yenilip gitse de, gene canımız ciğerimiz, ama ille de öz evlâdımız Şenolumuz Güneşimiz'i Koreler'den mukavelesini bozdurup getirtsek. Bunun için de bir takım oyuncularımıza Kasımpaşa maçında kasten kötü oynamalarını söylesek." diyen yönetcilerimizn varlığını eminim benden daha iyi hatırlarsınız.

3-) Taraftar tarafından küfür ve hakaretle gönderilen bir yabancı teknik direktör hatırlıyor musunuz? Meselâ tribünlerde hiç "Leekens istifa", "Vahid istifa" sesleri duydunuz mu?




Mücadele tabi ki olmalı ama mevcut şartlar altında da o amaca ulaşana kadar eldeki en iyi ve en güvenilir seçenekle de mücadele güçlendirilmeli. yani Şenol Güneş ile :)



Umarım bu sefer gene göz ardı etmezsiniz. Cevap gene aynı: "Öğretilmiş çaresizlik"

.

Yaşar
27.07.2013, 15:51
Benim gibi Şenol Güneş'in bütün dönemlerini gören ancak 3. döneminin son zamanlarında aklı başına gelen, her seferinde aynı şeylere mahsur kalmasının tesadüf olamayacağının farkına varan başka taraftarlar var mıdır bilmiyorum ama söylediklerinizin hepsine, harfi harfine katılıyorum üstadım.
İlk zamanlarda sizin gibi ''Şenol Güneş düşmanlarına''(:D) kızardım ama sonrasında dediklerinizin çoğunun doğru çıktığını ve beni de ''Şenol Güneş düşmanı'' yaptığınızı söyleyebilirim.

Cyzio
27.07.2013, 15:53
"Düşman" (:D) kelimesi her ne kadar şık olmasa da, görüşlerime verdiğiniz değerden dolayı çok teşekkür ederim.

.

Gökhan Koç
27.07.2013, 16:30
Anlamadığınız yerlerde google yardımcı olur hocam :)

Sadece sizin değil, yaklaşık yaşlardaki herkesin ömrünün yarısı Şenol hoca ile geçti, ama sizin eleştirileriniz eşsiz ve sonsuz süreklilikte

Halen niye sizin için özel olduğunu anlamadım.

Ender Kuyumcu
27.07.2013, 16:35
Ben 51 yaşımdayım. Ömrümün yarısına yakın bir kısmı bu adamı seyretmekle geçti. Siz gençler daha ilk senelerinde Janko'ya, Bamba'ya, Emerson'a hakarete varan eleştiriler yöneltirken, biraz empati yapar mısınız :)?



Burayı anlayamadım :(.



Tamam o zaman. Yani futbolu en az onun kadar bildiğinizi siz de teslim ettiniz sonunda. Ama haklısınız; hocalık zordur ;).



"Öğretilmiş çaresizlik" mevzusunu ustaca görmezlikten geldiğinize göre :D, sorunuzu maddeler halinde cevaplayayım:

1-) Verdiğiniz üç yabancı teknik direktör örneğindeki 1'inci ve 3'üncü örnekler arasındaki farkı anlayamadım.

2-) Broos'un yalnızca Trabzon dışı saboteler değil, klüp içinden de "Ulan şu adam yenilip gitse de, gene canımız ciğerimiz, ama ille de öz evlâdımız Şenolumuz Güneşimiz'i Koreler'den mukavelesini bozdurup getirtsek. Bunun için de bir takım oyuncularımıza Kasımpaşa maçında kasten kötü oynamalarını söylesek." diyen yönetcilerimizn varlığını eminim benden daha iyi hatırlarsınız.

3-) Taraftar tarafından küfür ve hakaretle gönderilen bir yabancı teknik direktör hatırlıyor musunuz? Meselâ tribünlerde hiç "Leekens istifa", "Vahid istifa" sesleri duydunuz mu?



Umarım bu sefer gene göz ardı etmezsiniz. Cevap gene aynı: "Öğretilmiş çaresizlik"

.

İkinci Ferguson Wenger olacaktı. :)

Öğretilmiş çaresizliği görmezden gelmedim, bana o kadar uzak bir kavram ki size değil ama o yoruma gerçekten bir şey yazma gereği hissetmedim.

Bu kadar yaptığım yorumdan öğretilmiş çaresizliği kabul edebilecek bir yapım olduğunu çıkarıyorsanız bir şey diyemem.

Bu olaya farklı bakıyoruz ve uzlaşmamız imkansız, onun için yabancı hoca örneği verdim.

Leekens'ten bahsetmişken kendisiyle 93 senesi olması lazım İzmir'de yarım saat kamp yaptıkları otelde konuşmuştum ve özetle şunu dedi;
Trabzon ilginç bir şehir hiç çalışmadan herşey olsun ve biran önce olsun istiyorlar ama olmaması için de elinden geleni yapıyorlar.

Cyzio
27.07.2013, 17:03
Sevgili Gökhan ve Ender Bey;

Cevaplarınıza teşekkürler :).

Bilahare tartışmaya devam ederiz.

.

TekfurÇayır 61
27.07.2013, 23:39
Cyzio ağabeyim Şenol Güneş konusunu biraz daha açabilir misin ricâ etsem...

Yazdıklarından anlayabildiğim şu: Şenol Güneş kötü bir teknik direktör, bunu kendisi de biliyor, iyi bir teknik direktör olduğu zannedilmeye devâm edilsin diye ve ayrıca kötü bir teknik direktör olarak normalde görev alamayacağı Trabzonspor gibi bir kulüpte görev almayı sürdürebilmek için bu oyunun içinde rol alıyor. Özetle salla başı al maaşı taktiği uyguluyor. Doğru anlamış mıyım?




....

Bence Şenol Güneş bu oyunu bilmeden oynuyor. Veya bir başka deyişle oyunun içinde olduğunun farkında değil.
....

.

Ben de sorumun net cevâbını almış oldum.

Mert Pasa
28.07.2013, 00:12
Trabzonsporun 30 senelik sorununda verilecek en onemli ornek Senol Gunesse bunu kabullenmek cok zor,iki yakamizin bir araya gelmemesinin sebebi belki de bu vefasizlik.

1996 kadrosunun hepsi milliydi denmis,acin bakin Unal-Hami-Ogun disinda diger oyuncularin Senol Gunes doneminden once parmaginizin ucu kadar taninmisliklari veya kariyerleri varmiydi zannedersin Osman Milandan Cengiz de Dereagzindan kacirilarak transfer edildi

tsloner
28.07.2013, 00:20
bir kere bu polonyali arkadasin takintisi senol gunes, demis ki bunlar kendi takimlarinda niye gormek istemiyorlar. Gorende 95-96 sezonu sonrasi ali senli fb senol hocaya teklif goturmedi, yada 2011den bu yana bjk gibi klupler calismak istemedi. Senol hoca'nin hatalarini elestirmek farkli onun uzerinden abuk subuk komplo teorisi kurmak farkli seyler. Istanbul medyasi anadolu'dan cikabilecek hicbir basariya tahamul edemedi. Yani sizin teori dogruysa yarin senol hoca fbbjkgs uc soysuzundan birinde calisirsa rustunu ispat eder iyi hoca olur. Civisi cikmis kepaze futbol duzeninizin basari ve rust ispatina bak hizaya gel

Yaşar
28.07.2013, 00:32
Şenol Güneş'in 3 dönemini de görmüş bir kişi olarak, Şenol Güneş hakkındaki olumsuz görüşlerimin nedenlerini yazıp, bir zamanlar bu forumun meşhur sözü olan ''Şenol Güneş düşmanı'' olmadığımı sadece teknik anlamda yetersiz bulduğumu anlatmaya çalışayım.
Şenol Güneş'in ilk dönemi olan ve 1996 sezonunda kaçan şampiyonluktan sonra dağılan ve uzun süre toparlanamayan kadronun temelini atan hoca Leekens , başkanı da Faruk Özak'dı. O dönem Türkiye'nin tartışmasız en iyi kadrosu olan o kadro, son 4 maçta şampiyonluğu kaybetmiş ve ertesi senelerde yıldız oyuncuları birer birer gitmiş, Şenol Güneş ile yeniden bir kadro kurulmaya çalışılmış ancak başarılı olunamamış.

Ardından 2004 senesinde tekrar gelmiş, temelini Samet Aybaba'nın attığı ve Atay Aktuğ'un başkan olduğu o dönemin en iyi kadrolarından bir tanesini (Ziya Doğan'ın bile 2. yaptığı takımı) ayak oyunları oynandığı bir sezonda 2. yapmış. Ardından o kadro da dağılmış ve önce Şenol Güneş gitmiş, sonra da birkaç kayıp sezon geçmiş. O dönemde yaşanan bir Anarthosis faciası da var.

Son olarak 2009 senesinde ve temeli Ersun Yenal tarafından atılan, Sadri Şener'in başkan olduğu takıma 2 sezonda 3 tane büyük başarı yaşatarak tarihinin en iyi performansını göstermiş. Ancak sonrası yine aynı ve dağılan kadroya engel olamamış, transfer becerisi yetersiz kalmış, başarısız olunmuş geçen sezonun yarısında istifa etmiştir. Bence Şenol Güneş gitmeseydi de aynı oyuncular yine Türkiye Kupası finali oynarlar, yine 8. olurlardı.

Bu 3 döneme bakınca farklı başkanlarla çalışan Şenol Güneş'in iyi kadrolarla elde ettiği başarılar var fakat dağıtılan ve enkaz oluşturulan kadrolarda da Şenol Güneş var. Teknik olarak iyi oyuncular ile başarılı olabilecek (Dünya Kupası 3.lüğü de örnek gösterilebilir) fakat kadro kuramayan, oyuncu tanımayan, oyuncularla iyi diyaloglar kuramayan, kriz yönetemeyen bir teknik direktör. Bir liderde olması gereken birçok özellik kendisinde bulunmuyor, Trabzonspor da sürekli yıldız transfer edip iyi kadrolar kurabilecek bir ekonomiye ekonomiye sahip olmadığı için sıradan kadrolarla başarısız oluyor.

Mert Pasa
28.07.2013, 00:49
Yasar Kardesim 1996 kadrosunun Leekensle alakasini aciklayabilirmisin yani takimin taktigini mi o olusturmus,futbolculari mi ilk onbire monte etmis

Yakin zamanda Onuru Tolgayi Burak Yilmazi once 11 oyuncusu sonra yildiz olmaya iten duzende kim vardi?

Senol Gunese yapilacak en buyuk elestiriyi kimseye birakmadan ben yapmak isterim

Cok buyuk bir kamu destegiyle gelmisdi,kendini yonetimin bir maasli calisani pozisyonuna getirmesine hic gerek yoktu,kac yildan sonra ilk defa bir insanda dogal olarak toplanmis insiyatifi kendi elleriyle yine populist yoneticilere birakti.Mesela Fatih artisti bugun 20 milyon euroya Burak'i biraktirtmiyor cunku kendi kariyerine risk goruyor,Senol Hoca ise Burak'i gidin ikna edin zam yapin susturun (tutardi tutmazdi ayri konu) yoksa ben yokum diyebilirdi ama yapmadi

Sozun ozu butun hatalarina ragmen Trabzonspor tarihinin en onemli adamlari arasinda suphesiz yeri olan insanlara bu kadar kolay yakistirma yapilirsa su an oldugu gibi efsanesiz Trabzonspor olur,herkes ilk firsatinda arkasina bakmadan kacar,kimse vazifeye gelmez

Ender Kuyumcu
28.07.2013, 01:07
Arkadaşlar;

Şenol Güneş'i hoca olarak beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama klasikleşmiş ve yanlış bilgiler ve yaklaşımlar ile yargılayamazsınız.

1) Şenol Güneş Dünya üçüncülüğü ve Konfederasyon kupası üçüncülüğü kazanmış ilk ve tek milli takım hocasıdır.

2) Şenol Güneş 1996-2005 ve 2011 de Trabzonsporla şampiyon olmuştur ama sadece 2011'deki çalınan şampiyonluğu tescillenmiştir.

3) Şenol Güneş sıfırdan kadro kurma konusunda başarılı olmayan ama verilen iyi kadrolara küçük dokunmalar yaparak şampiyon yapan bir hocadır. ( Avrupa'da hiç bir hoca kadro kurmaz, eksik yerleri söyle, izleme komitesinin raporu doğrultusunda oyuncular alınır )

4) Transfer işlerine karışmamasının özel bir sebebi de transferlerde yapılan yolsuzluklardır ki Şenol hoca yapılan hırsızlığın parçası olmak istemez.

5) Genç yetenekleri ortaya çıkarmak gibi bir özelliği yoktur ama ortaya çıkması gereken bir genç oyuncu olursa da önünü kesmez. Onur ve Mustafa'ya verdiği şans, Burak'ı tekrar futbolcu yapması örneklerdir.

6) Başkalarının kurduğu kadrolarla şampiyon olmuştur denir peki o başkaları kendi kurdukları kadrolarla ne yapmıştır?

7) Dağılan kadroların sorumlusu olarak da Şenol Güneş'i göstermek ... ( harbiden de yazacak bir şey bulamadım ) . Her giden futbolcu Şenol Güneş'e övgüler yağdırırken bari bunu yapmayın.

Yaşar
28.07.2013, 01:23
Arkadaşlar;

Şenol Güneş'i hoca olarak beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama klasikleşmiş ve yanlış bilgiler ve yaklaşımlar ile yargılayamazsınız.

1) Şenol Güneş Dünya üçüncülüğü ve Konfederasyon kupası üçüncülüğü kazanmış ilk ve tek milli takım hocasıdır.

2) Şenol Güneş 1996-2005 ve 2011 de Trabzonsporla şampiyon olmuştur ama sadece 2011'deki çalınan şampiyonluğu tescillenmiştir.

3) Şenol Güneş sıfırdan kadro kurma konusunda başarılı olmayan ama verilen iyi kadrolara küçük dokunmalar yaparak şampiyon yapan bir hocadır. ( Avrupa'da hiç bir hoca kadro kurmaz, eksik yerleri söyle, izleme komitesinin raporu doğrultusunda oyuncular alınır )

4) Transfer işlerine karışmamasının özel bir sebebi de transferlerde yapılan yolsuzluklardır ki Şenol hoca yapılan hırsızlığın parçası olmak istemez.

5) Genç yetenekleri ortaya çıkarmak gibi bir özelliği yoktur ama ortaya çıkması gereken bir genç oyuncu olursa da önünü kesmez. Onur ve Mustafa'ya verdiği şans, Burak'ı tekrar futbolcu yapması örneklerdir.

6) Başkalarının kurduğu kadrolarla şampiyon olmuştur denir peki o başkaları kendi kurdukları kadrolarla ne yapmıştır?

7) Dağılan kadroların sorumlusu olarak da Şenol Güneş'i göstermek ... ( harbiden de yazacak bir şey bulamadım ) . Her giden futbolcu Şenol Güneş'e övgüler yağdırırken bari bunu yapmayın.

-İyi oyuncu kadrosunu takım yapabilme ve oynatabilme yeterliliğinde olduğunu ben de söylüyorum.
-1996 daki şampiyonluğu kendisi vermiştir, 2005 ve 2011 dekiler ise çalınmıştır.
-1996 yılında oynattığı kadronun temeli Leekens zamanında, 2005 deki kadro Samet Aybaba zamanında(o kadro 2 Türkiye Kupası ve Ziya Doğan ile birlikte 1 tane ikincilik kazandı), 2011 deki kadro da Ersun Yenal zamanında kuruldu.
-İyi bir lider, çalışanlarına iyi ortam sunarak, onların çalışma ortamlarında rahat olmalarını ve onlara o ortamı sevdirmeyi ve lider olarak en iyi çalışılacak kişinin kendisi olduğunu çalışanlara hissettirebilmeyi becerebilmelidir.
Şenol Güneş'in çalıştığı futbolcular tabi ki Şenol güneş hakkında kötü şeyler söylemeyecekler ama onları o ortamda tutmayı da başaramadı. 3 tane yönetim ve üçü de beceriksiz, sadece Şenol Güneş suçsuz demek haksızlıktır. O giden futbolcular da yöneticiler kadar, Şenol Güneş'in de suçu vardır.

poetricus
28.07.2013, 03:20
Neymiş bu Şenol Güneş arkadaş, yüzüne gözüne bulaştırdığı, beceriksiz olduğu için karışmaya cesaret edemediği işlerde bile hikmet ve ahlakî erdem var?
Şahsa tapıcılık bir kitleye bulaşmaya görsün, sonrası felakettir. Neyse yeni oyuncular alıyoruz, gençler de hazır olur da iyi bir kadro kurarsak çıkar gelir bir yerlerden. Özleyenler fazla beklemez.

titanic
28.07.2013, 04:27
Bir anadolu kulübü, ekonomisi belli,taratar sayısı belli gideri belli gideri belli,her şeyiyle bir anadolu takımını destekliyoruz. Futbolun futbol olmaktan çıktığı son yirmi yılda üç defa şampiyonluğumuz çalınmış, birisi geliyor ama diğer ikisinin üzerine soğuk sular içelim.Ayak oyunlarıyla çalınan şampiyonlukların hepsinde aynı adamın ismi var.Bir gazla alıp götürmemiş,geldiği her dönemde bu başarıya ulaşmış bir adamdan bahsediyoruz.Sen bir anadolu takımısın.Yukarıda yazdığım gibi bütçen cüzi,rekabet artık 70 li yıllardaki gibi değil,sen trabzon sanayisinden bir çırağı hadi aslanım diye sahaya süremezsin o dönemler geride kaldı.Bizim takımın genel bütçesi kadar adamlar transfere para harcıyor.Bu haksız rekabetten son 20 yılında 3 kere sıyrılmışssın.Hak edene hakettiği verilmeli Şenol Güneş başarısızdır yazan bir trabzonspor taraftarı şikecilere hizmet eder, onlar şampiyonluğunu çalar,sen en azından hakkını teslim etmelisin.Yukarıda bir renkdaşım 96 da Trabzonsporun şampıyonluğu son dört maçta verdiğini yazmış.E insaf yani,bu tapeler v.s hiç mi fikir vermiyor size.Bugün yapılanlar o gün yapılanlardan farklı değilki. İstanbul güdümlü olarak takımın başına getirilen hocalar olmuşsa Şenol Güneş bunlardan birisi değildir. Çünkü Şenol Hoca trabzonun başındayken oraya buraya şike parası yetiştirmekten ekonomileri sarsılır.Şenol Güneş Trabzonsporu Trabzonspor yapan değerlerden biridir.En kısa zamanda geri gelmesi dileğiyle

TekfurÇayır 61
28.07.2013, 10:01
Neymiş bu Şenol Güneş arkadaş, yüzüne gözüne bulaştırdığı, beceriksiz olduğu için karışmaya cesaret edemediği işlerde bile hikmet ve ahlakî erdem var?
Şahsa tapıcılık bir kitleye bulaşmaya görsün, sonrası felakettir. Neyse yeni oyuncular alıyoruz, gençler de hazır olur da iyi bir kadro kurarsak çıkar gelir bir yerlerden. Özleyenler fazla beklemez.

Hocam çevrende yakından tanıdığın eş, dost, akraba v.s. arasında bir kişi bile yok mu, beceriksizliğinden değil, bir tercih olarak kendi sorumluluğunda görmediği için karışmadığı işler olsun ve tanımayanlar tarafından bu sebeple beceriksiz olarak değerlendirilsin.

poetricus
28.07.2013, 11:14
Hocam çevrende yakından tanıdığın eş, dost, akraba v.s. arasında bir kişi bile yok mu, beceriksizliğinden değil, bir tercih olarak kendi sorumluluğunda görmediği için karışmadığı işler olsun ve tanımayanlar tarafından bu sebeple beceriksiz olarak değerlendirilsin.
O dediğinden yok, ama hazır iş ve emeklere konan, bulaştırdıktan sonra da işler düzelince tekrar gelmek üzere sıvışan sürüsüyle var, bir tanesi de çok ünlü.

TekfurÇayır 61
28.07.2013, 15:51
O dediğinden yok, ama hazır iş ve emeklere konan, bulaştırdıktan sonra da işler düzelince tekrar gelmek üzere sıvışan sürüsüyle var, bir tanesi de çok ünlü.

Senin adına üzüldüm, inşaallah senin çevrende de olur böyle insanlar. İyidirler, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar.

akrep_3527_189
28.07.2013, 16:18
Şenol güneş futbol bilgisi zayıf bence.Yaptırdığı transferler,oyuncu değişiklikleri,teknik taktik düzen.

Efsane ama sadece öyle kalsın.İyi bir teknik direktör değil.

Gökhan Koç
28.07.2013, 16:27
İlk şampiyonluğumuz sonrası milliyette yazılan şampiyonluk yazısı:

http://p1307.hizliresim.com/1c/w/qw30l.jpg (http://bit.ly/c25MCx)

Emerson benzetmesi dolayısıyla koydum bunu buraya hocam :)

poetricus
28.07.2013, 21:13
Senin adına üzüldüm, inşaallah senin çevrende de olur böyle insanlar. İyidirler, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar.
Onlardan var...

alper*
30.08.2013, 20:08
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/5/5e/Missing_square_puzzle.svg/300px-Missing_square_puzzle.svg.png

Eksik parça nerede?

Ömer SEVİNÇ
30.08.2013, 20:31
İki üçgenin eğimleri farklı :) Parçaların birleşik halleri tam bir üçgen gibi görünse de aslında öyle değil.

alper*
30.08.2013, 20:51
Saydım hepsi aynı ama eksik parça yok. :)

Büyük üçgen 5'e 13 alttaki de öyle.

Mavi 2'ye 5 alttaki de öyle.

Her iki sarı parça da 7 küçük kareden oluşuyor.

Büyük kırmızı üçgenlerin ikisi de 3'e 8.

Yeşil parçalar da 8 küçük kareden oluşuyor işte.

Çözemedim :D

alper*
30.08.2013, 20:53
Bu arada başlıkta bambaşka şeyler konuşuluyormuş :D

Ben konu başlığına aldandım :D

Ömer SEVİNÇ
30.08.2013, 21:05
Hayır. Mavi üçgen 2'ye 5, kırmızı üçgen 3'e 8. Eğimleri, açıları farklı. Bunları alt alta koyduğun zaman üçgen elde edemezsin. Yani demek istediğim alt ve yan kenarlar aynı ama aradaki boşluk hipotenüsün alttaki ve üstteki üçgende farklı olmasından kaynaklanıyor. Çok ufak bir fark var, 1 kare farkettiriyor :)

Demek istediğim parçaların birleşmesiyle olan şekiller üçgen değil dörtgen aslında :)