Zafer Keskin
28.06.2013, 16:05
Spor Borsası üzerine yazı yazmayalı epey vakit olmuş. Bu süreçte epey açıklama ve epey de gelgitler olmuş. Bunun için kısa bir derleme yapmak ve kendi yorumumla sizlere bazı konular hakkında açıklık getirmek istedim.
Konuya ilk olarak kulübümüzün borsa alt yapısındaki son durumunu söyleyerek girmek istiyorum. Daha önceki iki yazımda da belirtmiş olduğum gibi üzerine basa basa söylüyorum ki eski başkanımız Sadri Şener yönetiminde Trabzonspor hisselerinin -şirket toplamının- %43 ü satılmış durumdadır.
Borçlar konusunda birçok kişi fikir beyan etmiş, birçok arkadaşımız açıklanan verileri baz almış, birçoğu da medyada yer alanları baz alarak eleştirisini yapmış olduğundan detay olarak fazla değinmeden güncel konulardan kısa kısa bahsetmek istiyorum.
Haziran ayının başlarından bu yana birçok acabalar ve sınavlardan geçen camia içerisinde yeni başkanımız İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’nu tebrik edenin yanında, yadırgayıp muhalefet edenlerin çoğunlukta olduğu yadsınamaz gerçektir.
Hacıosmanoğlu hakkında en büyük eleştirilerin başında, bugüne kadar söylemleriyle bir hayran kitlesi oluşturmasının ve camianın farkında olup bildiği, bu sayede büyük güven duyduğu sert mizacının, siyasi parti mitinginde bulunmasından sonra deprem etkisi yaratmasıdır. Tolunay hocanın gönderilme şekliyle alakalı, saygı duyduğum Şenol Güneş hocamın gidiş şeklindeki rolüyle bendeki notunu aldığından şahsım adına hiç yadırgamadım. Futbolcuların gönderiliş tarzıyla alakalı bugüne kadar gösterdikleri performanstan dolayı Serkan Balcı ve Halil Altıntop’a teşekkür ediyor ve bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyorum.
Şimdi asıl yazı yazma sebebine gelirsek… 26.06.2013 tarihli sermaye piyasası kuruluna verilen dilekçede de söylendiği üzere, iki yöneticimizin ve 22.06.2013 tarihindeki genel müdürün istifası nedeniyle kulübün kendi içinde yeniden yapılanması amacıyla 28.06.2013 tarihinde yapılacak olan olağan genel kurul toplantısına kadar üç yönetim kurulu üyemizin kayyum tayin edilmesi için mahkemeye başvuru yapılmıştır. Bunun sonucunda mahkeme kararıyla yönetim kurulu üyelerimizden Engin Hacısalihoğlu, Yakup Aslan, Ahmet Emre Turan’ın şirketi temsil etmek üzere yetkili olmasına karar verilmiştir.
İmza yetkilendirmesi adına yapılan bu işleyişin camia içinde ortamı germek için kullanılma sebebini ve bunun gibi birçok şeyin acemilik, vizyonsuzluk, iş bilmezlik gibi adlandırılmasının yorumunu siz renktaşlarıma bırakıyorum.
Konuya ilk olarak kulübümüzün borsa alt yapısındaki son durumunu söyleyerek girmek istiyorum. Daha önceki iki yazımda da belirtmiş olduğum gibi üzerine basa basa söylüyorum ki eski başkanımız Sadri Şener yönetiminde Trabzonspor hisselerinin -şirket toplamının- %43 ü satılmış durumdadır.
Borçlar konusunda birçok kişi fikir beyan etmiş, birçok arkadaşımız açıklanan verileri baz almış, birçoğu da medyada yer alanları baz alarak eleştirisini yapmış olduğundan detay olarak fazla değinmeden güncel konulardan kısa kısa bahsetmek istiyorum.
Haziran ayının başlarından bu yana birçok acabalar ve sınavlardan geçen camia içerisinde yeni başkanımız İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’nu tebrik edenin yanında, yadırgayıp muhalefet edenlerin çoğunlukta olduğu yadsınamaz gerçektir.
Hacıosmanoğlu hakkında en büyük eleştirilerin başında, bugüne kadar söylemleriyle bir hayran kitlesi oluşturmasının ve camianın farkında olup bildiği, bu sayede büyük güven duyduğu sert mizacının, siyasi parti mitinginde bulunmasından sonra deprem etkisi yaratmasıdır. Tolunay hocanın gönderilme şekliyle alakalı, saygı duyduğum Şenol Güneş hocamın gidiş şeklindeki rolüyle bendeki notunu aldığından şahsım adına hiç yadırgamadım. Futbolcuların gönderiliş tarzıyla alakalı bugüne kadar gösterdikleri performanstan dolayı Serkan Balcı ve Halil Altıntop’a teşekkür ediyor ve bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyorum.
Şimdi asıl yazı yazma sebebine gelirsek… 26.06.2013 tarihli sermaye piyasası kuruluna verilen dilekçede de söylendiği üzere, iki yöneticimizin ve 22.06.2013 tarihindeki genel müdürün istifası nedeniyle kulübün kendi içinde yeniden yapılanması amacıyla 28.06.2013 tarihinde yapılacak olan olağan genel kurul toplantısına kadar üç yönetim kurulu üyemizin kayyum tayin edilmesi için mahkemeye başvuru yapılmıştır. Bunun sonucunda mahkeme kararıyla yönetim kurulu üyelerimizden Engin Hacısalihoğlu, Yakup Aslan, Ahmet Emre Turan’ın şirketi temsil etmek üzere yetkili olmasına karar verilmiştir.
İmza yetkilendirmesi adına yapılan bu işleyişin camia içinde ortamı germek için kullanılma sebebini ve bunun gibi birçok şeyin acemilik, vizyonsuzluk, iş bilmezlik gibi adlandırılmasının yorumunu siz renktaşlarıma bırakıyorum.