PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bu kulüpler kimin?



Burçak
09.05.2013, 16:58
Adları büyük kulüplerimizin taraftarlarının kulüplere üye olmasından ziyade forma alması yeğlendiği için dernek üye sayısı taraftar sayısının küsüratından bile az oluyor.

Her ne kadar yaşadığımız topraklar için 'futbol ülkesi' yakıştırması yapılsa da coğrafyanın DNA’sından olsa gerek abartma huyumuzun bir tezahürü bu yaklaşım. Ülkenin taraftar profilini oluşturan nüfusun %80 ila %90 arası ülke kulüplerinin aşağı yukarı %2’sine tekabül eden dört takım taraftarı.

Bu çarpıklık üzerinden taraftar olmanın müşteriye evrilmesine yönelik çabalar son dönemde artmış da olsa taraftara biçilen rolün bu mu olması konusunda ciddi şüpheler var.

Adları büyük kulüplerimizin taraftarlarının kulüplere üye olmasından ziyade forma alması yeğlendiği için dernek üye sayısı taraftar sayısının küsüratından bile az oluyor.

Ülkemizde kulüplerin yapısı 'Dernekler Kanunu' ile belirlenmiş durumda. Bir ara Cem Uzan gibi yatırımcılar da olsa genel olarak futbol kulüpleri amiyane tabirle 'halka' ait. Kulüpler bir sermayenin güdümünde değil; en azından teorik olarak. İsteyen herkes kulüplerin tüzüğünde yer alan üyelik şartlarını taşıyorsa ve ücretini ödemişse kulübe üye olabilir ve orda burda ''x takımının genel kurul üyesiyim'' diye caka satabilir. Ama asıl önemli olan Dernek başkanı bu üyelerin oyları ile seçiliyor. Aslında kulüp üyeliğinin daha derin anlamları var.

Ülkemizde en çok üye sayısına sahip kulüp sezon başında üyelik aidatlarında indirime giden Beşiktaş, 25 bin üyesi var kulübün, onu 19 bin üye ile Trabzonspor izliyor. Taraftar kart satışında 300 bin sayısını Fenerbahçe’nin üye sayısı ise 13 bin civarında. Liseye tanıdığı ayrıcalık nedeni ile sık sık eleştirilen Galatasaray’da üye sayısı ise aktif üye sayısı 8901...

Taraftar sayısını milyonlarla ifade eden kulüpler için rakamlar oldukça az. Kafamızı biraz kaldırıp Avrupa’daki örneklere bakarsak Real Madrid ve Barcelona üye sayısında 100 bini geçmiş durumda. Almanya’da ise Bayern Munich 130 bin kayıtlı üye sayısına ulaşmış durumda. Madencilerin takımı Schalke ise 58 bin üyeyi geçmiş durumda...

Taraftar olmak bedava. Ama kulüp üyesi olmanın bir bedeli var tabiki. Kulüplerin resmi sitelerinden alınan bilgilere göre üyeliği en değerli iki kulübümüz Fenerbahçe ve Galatasaray. Bu iki kulübe sıradan vatandaşın üye olmasının bedeli 10 bin TL. Galatasaray Lisesi mezunları için ise üyelik giriş bedeli 600 TL olarak belirlenmiş durumda.

Beşiktaş kulübüne üye olmak isterseniz 1,200 TL bir bedele katlanmak gerekiyor. Dört kulüp içinde üyelik bedeli en az olan ise 500 TL ile Trabzonspor...

Kulübe üye olduktan sonra ise devreye yıllık aidatlar geliyor ve aidatını ödemeyen üye oy verme hakkından yoksun kalıyor. Beşiktaş’da yıllık üyelik tutarı 120 TL. Trabzonspor’da yıllık aidat bedeli 60 TL olarak belirlenmiş. Galatasaray’ın yıllık aidat tutarı 100 TL. Fenerbahçe ise en az üyelik aidatı alan kulüp. Fenerbahçe’nin de yıllık aidatı 50 TL...

http://media.totemspor.com/ContentFiles/117/uye1.jpg

Kulüplere üye olan kişiler oy verme hakkına üyelikte 2 senesini doldurduktan sonra kazanıyor. Bunun sebebi seçimlerde manipülasyon olmaması.

Üyeliğin yanına bir de taraftar kart uygulaması 4 kulübün gerçekleştirdiği. Ekim 2012 tarihli verilere göre 4 kulübün bu kartlardan geliri 45 milyon TL’yi buldu. Piyasadaki Taraftar Kart sayısı ise 500 bin’i çoktan geçti.

Fenerbahçe taraftar konusunda öncü ve lider konumda. En fazla üye sayısı uygulamaya 2005 yılında Fenerbahçe’de var. 6 yılda 300 bin üyeye ulaşan Fenerbahçe’yi 150 bin taraftar kart ile Galatasaray izliyor. 2009 yılında başladığı Taraftar kart uygulaması ile 55 bin üyeyi yakalayan Trabzonspor’u 24 bin üye ile Beşiktaş izliyor. Son olarak Orduspor taraftar/kredi kartı uygulamasına başladı ancak üye sayısı hakkında kesin bir bilgi yok.

http://media.totemspor.com/ContentFiles/117/uye2.jpg

Fenerbahçe ve Trabzonspor kredi kartı özelliği bulunmayan taraftar kartlara da sahip ki bu kartların bütün geliri kulübe kalıyor. Bankalar ile yapılan iş birliğinde ise kulüplere bu kartlarla yapılan harcamaların %0,3’ü aktarılıyor. Yani taraftarlar kulüplerinin kredi ile yaptıkları 1000 TL’lik alış veriş karşılığında kulübün kasasına 3 TL giriyor.

Gelirinden fazla harcama hastalığı hem bireysel hem de kurumsal olarak bir kanser gibi etrafımız sarmış durumda. Finansal Fair Play’in en temel özelliği olan gelir gider dengesi için gelirlerde bir artış zorunlu hale gelmiş durumda. Kulüp üyeliğini daha cazip hale getirerek insanların kulübe üye olmaları ve taraftar kart sahiplerine bir kısım ayrıcalıklar sağlanması uzun vadede gelirin artmasını sağlayacaktır.

Taraftarlık özünde aidiyet olan bir unsurdur ve bu aidiyet üstüne giydiğin forma, cüzdanında taşıdığın karttan çok daha fazlasıdır. Taraftarların kulüp yönetiminde en azından bir oy ile söz sahibi olması kulüplerin sağlıklı yönetilmesi açısından oldukça önemli.
http://totemspor.com/yazarlar/kerem-akbas/bu-kulupler-kimin-090513