Berke6198
06.04.2013, 23:23
Adalet Adalet...
“Adalet”... bu kavramı duyunca herhalde gerçekten Trabzonspor’lu olanların, 2 yıldır verdikleri yoğun mücadele akıllara geliyor... 2 yıldır verilen bu mücadelede yüzlerce konuşma, bildiri, mail organizasyonu vs. Yapıldı...
Adalet adalet dendi, 2011 yılında başımıza gelen olay herkesin malumudur. 1 senelik emeğimizin çalındığı seneden bahsediyorum, emeklerin,çabaların çalındığı seneden bahsediyorum...
Şimdi, biz adaleti ararken “neticelerini” yayıp oturan, kadehini yudumlayan insanlar, çamur üstlerine sıçrayınca adalet arar olmuşlar. İlhan Özmen’in yaptığı çok güzel bir tespitle bu noktaya değinmek istiyorum;
Şenol Güneş: "Futbolu ve ülkeyi yönetenlere güvenmiyorum."(2011)
Fatih Terim: "Federasyona ve PFDK'ya güvenmiyorum." (2013)
Taa, 2011 yılında üzerine basa basa, vurgulaya vurgulaya söylenmiş bir cümle var ortada, ortada “Adalet” arayan bir Trabzonspor var, taraftar var... “seyirci” yok.
Trabzonspor’un 2 senedir yılmadan adalet için verdiği bu mücadelede ağzını açmayan kurumlar veya kişiler, başlarına gelen en ufak bir felakette ortalığa dökülür olmuşlar. Adalet aramak herkesin hakkıdır,
Ancak hakeme saldıran, bela okuyan, başı sıkışınca oyuncularını çirkefliğe yönlendiren, sahanın içine defalarca girip oyuna müdahale eden, her türlü çirkefliği elinden geldiğince yapan birisi çıkıp ben adalet istiyorum, verin benim adaletimi derse, bende onun alnını karışlarım...
Hakemin aleyhlerine verdiği en ufak kritik bir pozisyonda, elinden geldiğince seyirciyi kışkırtan, ortalığı birbirine katan bir adam adalet isteyemez.
Diyelim ki istedi, peki sorarlar adama, 2 yıldır hak ettiklerini almak için canlarını feda edebilecek bu kadar insan varken, senin aklına başına anca mı geliyor ? Diye... ben sordum, baktım ki bu onların mayasında var.
Biz bu mücadeleyi verirken ben bu şahısların veya kurumların hiç birisinden adalet “Trabzonspor’un” hakkıdır diye açıklama yapıldığını görmedim veya duymadım... bu şahıslar veya kurumlar adaleti sakız gibi kullanıyorlar, tadı kaçınca çöpe atıyorlar...
Biz şimdi çektik kendimizi siğneye, 3 maymunu oynayanların haykırışlarını izliyoruz. Adalet er yada geç tecelli edecektir. Adaleti işi düşünce arayanlar anca sahtekâr olabilir...
Ve yazımın sonunda da dayanamayarak isim vereceğim, Fatih Terim beyefendi, 2010-2011 sezonunda haksızlığın alası yapılmışken, kendinize verilebilecek en ufak bir cezayı engellemek için, masum ayaklarına yatıp, kendinizi adalet arayan kişiler arasına sokarak, akıllı olduğunuzu mu zannediyorsunuz ?
Sadece Galatasaray kurumu veya Fatih Terim ile bitmiyor bu, sözlerim "sahte adaletçi"lerin hepsine gelsin...
TARİH BUNLARI UNUTMAZ... Tarih Trabzonspor’a yapılan bu haksızlığı unutmaz... Trabzonspor’luluk yaşadığı sürece, bu ülkede adalet arayışları devam edecektir. Bu saltanat “adalet avcıları” tarafından, illa ki 8.kez, 80.kez yıkılacaktır... sizin şüpheniz olmasın.
“Adalet”... bu kavramı duyunca herhalde gerçekten Trabzonspor’lu olanların, 2 yıldır verdikleri yoğun mücadele akıllara geliyor... 2 yıldır verilen bu mücadelede yüzlerce konuşma, bildiri, mail organizasyonu vs. Yapıldı...
Adalet adalet dendi, 2011 yılında başımıza gelen olay herkesin malumudur. 1 senelik emeğimizin çalındığı seneden bahsediyorum, emeklerin,çabaların çalındığı seneden bahsediyorum...
Şimdi, biz adaleti ararken “neticelerini” yayıp oturan, kadehini yudumlayan insanlar, çamur üstlerine sıçrayınca adalet arar olmuşlar. İlhan Özmen’in yaptığı çok güzel bir tespitle bu noktaya değinmek istiyorum;
Şenol Güneş: "Futbolu ve ülkeyi yönetenlere güvenmiyorum."(2011)
Fatih Terim: "Federasyona ve PFDK'ya güvenmiyorum." (2013)
Taa, 2011 yılında üzerine basa basa, vurgulaya vurgulaya söylenmiş bir cümle var ortada, ortada “Adalet” arayan bir Trabzonspor var, taraftar var... “seyirci” yok.
Trabzonspor’un 2 senedir yılmadan adalet için verdiği bu mücadelede ağzını açmayan kurumlar veya kişiler, başlarına gelen en ufak bir felakette ortalığa dökülür olmuşlar. Adalet aramak herkesin hakkıdır,
Ancak hakeme saldıran, bela okuyan, başı sıkışınca oyuncularını çirkefliğe yönlendiren, sahanın içine defalarca girip oyuna müdahale eden, her türlü çirkefliği elinden geldiğince yapan birisi çıkıp ben adalet istiyorum, verin benim adaletimi derse, bende onun alnını karışlarım...
Hakemin aleyhlerine verdiği en ufak kritik bir pozisyonda, elinden geldiğince seyirciyi kışkırtan, ortalığı birbirine katan bir adam adalet isteyemez.
Diyelim ki istedi, peki sorarlar adama, 2 yıldır hak ettiklerini almak için canlarını feda edebilecek bu kadar insan varken, senin aklına başına anca mı geliyor ? Diye... ben sordum, baktım ki bu onların mayasında var.
Biz bu mücadeleyi verirken ben bu şahısların veya kurumların hiç birisinden adalet “Trabzonspor’un” hakkıdır diye açıklama yapıldığını görmedim veya duymadım... bu şahıslar veya kurumlar adaleti sakız gibi kullanıyorlar, tadı kaçınca çöpe atıyorlar...
Biz şimdi çektik kendimizi siğneye, 3 maymunu oynayanların haykırışlarını izliyoruz. Adalet er yada geç tecelli edecektir. Adaleti işi düşünce arayanlar anca sahtekâr olabilir...
Ve yazımın sonunda da dayanamayarak isim vereceğim, Fatih Terim beyefendi, 2010-2011 sezonunda haksızlığın alası yapılmışken, kendinize verilebilecek en ufak bir cezayı engellemek için, masum ayaklarına yatıp, kendinizi adalet arayan kişiler arasına sokarak, akıllı olduğunuzu mu zannediyorsunuz ?
Sadece Galatasaray kurumu veya Fatih Terim ile bitmiyor bu, sözlerim "sahte adaletçi"lerin hepsine gelsin...
TARİH BUNLARI UNUTMAZ... Tarih Trabzonspor’a yapılan bu haksızlığı unutmaz... Trabzonspor’luluk yaşadığı sürece, bu ülkede adalet arayışları devam edecektir. Bu saltanat “adalet avcıları” tarafından, illa ki 8.kez, 80.kez yıkılacaktır... sizin şüpheniz olmasın.