PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ayıp ve Yeter!..



Nytre
07.08.2006, 08:39
Nedir karadenizden istediğiniz?
Önce denizimizi elimizden aldınız şimdide yeşilimizi ve o paha biçilmez vadilerimizi mi elimizden alacaksınız????

------------------------------------
------------------------------------

http://www.milliyet.com.tr/2006/08/07/yasam/ayas.html

evliya
07.08.2006, 09:41
her tarafa bişi kuruyolar s.çtılar şu ülkenin içine :mad: çok bi iş yaptıklarını sanıolar!!!!! :mad:

Nytre
17.08.2006, 11:31
Yasada devlet hilesi

Okan KONURALP Oya ARMUTÇU

CHP Danıştay’ın iptal ettiği planda ufak bir değişiklik yaparak, ayrı bir şey projeymiş gibi işe devam etmek istiyorlar. Daha da üzüntü verici olan bu hileyi bizzat devlet görevlilerinin yapması.

VAKIF Fransa’dan bir profesör çift geldi, davayı tez konusu yaptı. "Dünyada böyle bir olayda başarılı olan bir örnek yok" dediler ve üniversitede ders olarak okutacaklarını belirttiler.

ENERJİ Piyasası Denetleme Kurulu’nun Danıştay’ın "Fırtına Vadisi’nde santral yapılamaz" prensip kararına rağmen 10 kilometre aşağıda hidroelektrik santralı yapımına onay vermesi yine Danıştay’da davalık oldu. Bu santralın da örnek karar ışığında yargıdan dönmesi bekleniyor. CHP Artvin Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu üyesi Yüksel Çorbacıoğlu, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nun (EPDK), Danıştay’ın iptal kararına rağmen Rize’deki Fırtına Vadisi’nde yeni bir hidroelektrik santral (HES) kurulması onayı vermesine, "Kanuna karşı hile yapıyorlar" sözleriyle tepki gösterdi.

Çorbacıoğlu, benzer enerji santrallarının Karadeniz’in tüm sularında yapımı düşünüldüğünü ve Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı projelerin yerli ve yabancı şirketler tarafından kapatılmış durumda olduğunu vurguladı. Çorbacıoğlu, "HES’lerin yapımı planlanırken de çevre hiç dikkate alınmıyor. Sadece enerji ve para hesabı yapılıyor. Bu duruma karşı yasal haklarını kullanan yerel örgütlerin almayı başardığı iptal kararlarına karşı da hile yöntemi uygulanıyor" dedi.

SONUNDA YÜCE DİVAN’A GİDERLER

Çorbacıoğlu, "Danıştay kararına rağmen yeni bir onay verilmesi, kanuna karşı hile yönteminin en somut örneği. Danıştay’ın iptal ettiği planda ufak bir değişiklik yaparak, ayrı bir şey projeymiş gibi işe devam etmek istiyorlar. Daha da üzüntü verici olan bu hilenin bizzat devlet ya da kamu görevlilerinin tarafından yapılmış olması" dedi. Çorbacıoğlu, "AKP hükümeti, geçmiş dönemin bazı siyasetçilerini sahil yoluyla ilgili yolsuzluk iddiaları nedeniyle Yüce Divan’a göndermişti. Emin olsunlar, AKP Hükümeti’nin konuyla ilgili isimleri de Yüce Divan’a gidecek. Bu yolsuzluk nedeniyle olur mu bilmem; ancak kanuna karşı uyguladıkları hile nedeniyle kesin olacak" uyarısında bulundu. Çamlıhemşin Vakfı adına davayı açan avukatlardan Yaşar Akdeniz ise "Danıştay’ın prensip kararından sonra santraldan vazgeçileceğini düşünmüştük. Yanılmışız" dedi. Akdeniz, Anayasa’ya göre yargı kararlarının Hükümet’i bağladığını ve yargı kararlarına uymamanın da suç olduğunu anımsattı. Akdeniz, "Orman Mühendisleri Odası’nca açılan davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun, Fırtına Vadisi’ne, 1/5 ve 1/25 binlik koruma amaçlı imar planı yapılmadan ülke çıkarı bulunsa bile bölgede santral dahil hiçbir yapılaşmaya girilemeyeceğine ilişkin prensip kararı var. Bu karar ışığında bu santral de zaten yargıdan döner" dedi. Akdeniz, Fırtına Vadisi davasıyla ilgili şöyle dedi: "Yönetmeliğe hüküm koydular ve 100 megavattan küçük santrala ÇED raporu alınmasını kaldırdılar. On kilometre aşağıda 48 megavatlık daha küçük bir santral planladılar. Biz de Çamlıhemşin’in 10 km aşağısındaki 48 megavatlık santrale Enerji Piyası Denetleme Kurulu’nca Sanko Holding’e bağlı Ark Enerji’ye üretim lisansı verilmesi işleminin iptali için Danıştay’da dava açtık.

Bu davanın dünyada eşi benzeri yok. Fransa’dan bir profesör çift geldi ve bu davayı tez konusu yaptılar. Bana onlar da "Dünyada böyle bir olayda başarılı olan bir örnek olmadığını" söylediler. Üniversitede ders olarak okutacaklarını belirttiler.

Bir taş ocağı eksikti

FIRTINA’yı sadece santral tehdit etmiyor. Dünyanın korumada öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biri olan ve üzerinde yetişen 2 bin 460 ayrı bitki türü nedeniyle Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından "korunması öncelikli" yer olarak belirlenen Fırtına Vadisi, bölgedeki kum ve taş ocaklarıyla da tahrip ediliyor.

ozturk
17.08.2006, 12:06
olay abartıldığı gibi değil chp heyecan arıyor bence

61viya
18.08.2006, 13:40
İçine etmeye doyamıyorlar bu bölgenin.Nasıl bir coğrafyaymış yahu?

Nedir Karadenizden istedikler? Bir rahat bırakın şu bölgeyi ya?

Arkadaşlar ne yapabiliriz bu konuda? Bir fikri olan?

sweetrose
19.08.2006, 12:16
Karadeniz yaşamıyor artık eskisi gibi; çağlayan ırmakların muazzam gürültüsü yok artık---çam ormanlarının silueti artık yanık ve kesik ağaç kütlelerini belirtiyor ağlarcasına; denizin çocuklarının top oynamıyor artık düz ve yeşil alanlarda aleme küfrederek; ne suçu vardı Karadeniz'in; suladınız tepesinden, yaktınız dibinden..Alçak karanlıklar gölgesini haince vururlar artık yeşil yaprağımın üzerine; karayemiş soldu,mısırı sorma zaten; çay sizlere ömür(çernobili hatırlatma hiç) daha neler neler.. Beni daha ölmeden gömdüler bu kutsal topraklara nefes almama izin vermeyerek;; babamın anlattıkları yalan geliyor bana artık; karadeniz içindi...

Cengiz Çubukcu
19.08.2006, 12:34
nerde benim de çocukluğum geçtiği yaylaların kokusu, dokusu , derelerin şırıltısı...insan sayısı azalmasına rağmen kişi başına orman ve arazii tahrip etme yüzde yüz arttı...

fatihanar
19.08.2006, 15:03
ya hemserim bakarmisin bu fatih tekkenin zenit teki gollerini izliyemiyorum nasil olcak o is bitane golu vardi yuklediler bi seferligine miyoksa yuklediler merak ediyorum bunun gollerini yine yayinliyacaklarmi acaba merak ediyorum ve cok bekliyorum

Nytre
20.10.2006, 10:52
Resmi onaylı katliam

Arda AKIN

Çamlıhemşin 1. Derece Sit Alanı’nda 1976’dan beri yapılan yolun bitimine 3 kilometre kala çalışmalara son verilerek, başka bir yaylada yeni yol yapımına başlandı. Çevre halkı, binlerce ağacın kesileceğini, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu’nun da buna izin verdiğini belirterek, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

TRABZON Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu, Doğu Karadeniz’de bir çevre katliamına izin verdi. Çamlıhemşin 1. Derece Sit Alanı’nda bulunan yaylaları birbirine bağlamak için 1976’da yapımına başlanan yol çalışmaları, bitimine 3 kilometre kala terk edildi. Yeni bir güzergahta dozerler, tarihi patikayı ve ağaçları yok ederek ilerlemeye başladı. Yaylalarda yaşayan vatandaşlar yeni yolun çevre felaketine yol açacağını belirterek Çamlıhemşin Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

SİT ALANINDA DOZER

Rize Özel İdare Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün yazısı üzerine yol yapım projesini görüşen Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 22 Eylül’de verdiği sit alanındaki Hazindak-Samistal yaylaları arasında genişliği 5 metreyi geçmeyecek şekilde yol yapılabileceğine ilişkin karar uyarınca, Rize İl Özel İdaresi’ne ait dozerler 13 Ekim’de çalışmaya başladı. Ancak karar Hazindak-Samistal arasında yol yapılması öngörülürken, çalışmanın Sal-Hazindak yaylaları arasında başlaması dikkat çekti.

AĞAÇLARI KESECEKLER

Çalışmalar süresince binlerce ağacın kesilmesi öngörülürken, bölge halkı katliama isyan ediyor. 1976’da yapımına başlanan Palovit Vadisi ile Hazindak Yaylası arasındaki yolun son kalan 3 kilometrelik kısmı bitirilirse yol sorunu kalmayacağını söyleyen bölge halkı, gereksiz yeni bir yol yapımına başlanarak çevre felaketine dikkat çekiyorlar. Yaylalarda yaşayan vatandaşların savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, koruma amaçlı imar planı yapılmadan sit alanı içinde fiziki müdahele sayılacak herhangi bir girişime izin vermesinin yasa gereği mümkün olmadığına dikkat çekilerek, şöyle denildi:

"Şu anda birinci derece sit alanları içinde, Fırtına ekosistemi içinde hiçbir bozulmaya maruz kalmamış, doğal yaşlı ormanların en güzel örneklerinin sergilendiği bir güzergahtan ve üstelik insanlık tarihi kadar eski kadim patika yola zarar verilerek çalışmalar başlamıştır. Kurulun kararı Hazindak -Samistal Yaylaları arasına ilişkin olup, dozerlerin çalıştığı Sal Pokut Yaylası, Hazindak arısında izin yoktur. Yolu inşa ettirenler, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na açık bir muhalefette bulunmaktadırlar."

2 AYRI SUÇ DUYURUSU

Yörenin 1998 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edildiği ileri sürülen dilekçede, 2006 tarihine kadar koruma amaçlı imar planı yapılmamış olduğundan yasanın açık hükmü gereği kurulun kararının yasaya aykırı olduğu da vurgulandı. Yaşananları ’İkinci Fırtına Deresi katliamı’ olarak değerlendiren yaylalardaki vatandaşlar, suç duyurusunun ardından ayrıca Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun yol yapımına ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Trabzon İdare Mahkemesi’ne aynı gerekçelerle dava açtı.

Nytre
20.10.2006, 10:59
gerekli yeri aradım müdür bana böyle bir açıklama yapmadıklarını başka bir birimin (valilikte) karar verdiklerini ve bizde uyguluyoruz diyor.. o zaman siz niye varsınız başkasından emir alıyorsanız?
valilkte bir yerin adını dedi onun tasarrufu ne ise oymuş... herşeyimiz tam sanki!.. denizen tasarruf ettik... dağdan tasarruf ettik... yeşilden tasarruf ettik ... derelerden tasarruf ettik.. daha neyden tasarruf edeceğiz lan?

Külünkoğlu
20.10.2006, 11:04
Benim anlamadığım fırtına vadisinin belirtilen yerinde (10 km sonra) 4 yıldan beri kendi gözlerimle gördüğüm taş ocağının çalışıyor olmasıdır. Hatta bilenler bilir yolun kenarında da muazzam yek pare bir kaya vardır.

Kimin ne dediği pek belli değil. Ama benim fikrim belli Fırtına vadisinde Nükleer Santral'e Hayır !

Naim
20.10.2006, 11:09
ne pis bir yolmuş ya
denizi sahili vadileri yedi hala doymadı

Gürkan
20.10.2006, 11:25
Devlet yönetiminde önemli yerlerde Karadenizliler görev almasına ragmen, karadenızın dogal dokunsunun bu kadar bozulması hayret verıcı. iş adamlarında ayrı cekıyoruz burokratından ayrı.millet ıkı tane yesıl yapragı olsa korumaya alıyo.

bız maşallah denız kıyı vadı yesıl orman ırmak yok edıyoruz.

torunlarımıza sunu demeyız ınsallah.


Karadenız bız gencken yesılı ıle unluydu.eskıden burlarda denıze bıle gırerdık. burası yemyesıl denızle ormanların ıcıce oldugu bır yerdı.

-Dede orman ne demek.:(

Nytre
20.10.2006, 12:59
TRABZON KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ

GÖREV ALANI
:
TRABZON + ARTVİN + GÜMÜŞHANE + GİRESUN + RİZE
MÜDÜR
:
SERPİL YÜKSEL
ADRESİ
:
Cumhuriyet Mahallesi Nemlioğlu Cemal Sokak No:25 TRABZON
TELEFON
:
- 0 (462) 322 36 89 - 0 (462) 326 29 88
FAKS
:
- 0 (462) 326 29 88

-----------------------------

işte bu kurul karar veriyor!...

yeşil kesilsin mi kesilmesin mi? yol geçsin mi geçmesin mi? kodamanların sahip olduğu taş ocakları çalışsın mı çalışmasın mı diye...

geleceğimize yeşil kalsın mı kalmasın mı diye..

ben aradım başından savmaya çalıştı.. yok burası yetkili değil dedi.. bende inadına 15 dk konuştum..
sizde açıp müdürle 5 dakika konuşunda anlasınlar "sessiz" kalmadığımızı..

Nytre
20.10.2006, 13:07
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULLARININ

2005 YILI ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN BİLGİLER

Koruma Bölge Kurulu
Toplantı Sayısı
Karar Sayısı

Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
25
1002

Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
47
1000

Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
17
569

Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
29
863

Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
33
1267

Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
27
467

Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
30
583

Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
16
201

Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
39
720

İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
106
1128

İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
50
474

İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
85
934

İzmir I Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
29
873

İzmir II Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
51
1424

Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
27
373

Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
47
602

Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
49
1146

Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
19
419

Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
17
411

Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
20
415

TOPLAM
763
14.871




toplantı sayıları ve alınan karar sayıları yukarıda.. o kadar az toplantıda bu kadar kararı nasıl alıyorlar şaşırdım?...

az çok bu kararların ne kadar baştan savma yapıldığını göstermiyor mu?

sümela61
20.10.2006, 13:57
içim sızlıyor... kendi ellerimizle geleceğimizden çalıyoruz...

@Nytre... renkdaşım göstermiş olduğun duyarlılık ve çaba takdire değer, seninle renkdaş olmak gurur verici...

Gürkan
31.10.2006, 18:21
Santraldan kurtulan Fırtına Vadisi, taşocağına yenik düştü. Dünyanın en önemli 200 ekolojik bölgesinden biri olan vadi, sahil yoluna mıcır sağlamak için dinamitleniyor

Dünyanın korumada öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biri olan ve üzerinde yetişen 2 bin 460 ayrı bitki türü nedeniyle Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından "korunması öncelikli" yer olarak belirlenen Fırtına Vadisi, hidroelektrik santralına karşı verdiği mücadeleyi kazandı ama taşocaklarına yenik düştü. Sit kapsamındaki vadide izin ise oldukça ilginç bir yöntemle alındı.
Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü, daha önce Çamlıhemşin yolu için açılan ve sit kapsamında olduğu için kapatılan taşocağını, heyelan çalışması yapacakları gerekçesiyle yeniden işletmeye açtı. Şimdi bu taşocağı, Karadeniz sahil yolu için dolgu malzemesi ve mıcır üretiyor.
Rize ili Çamlıhemşin beldesindeki Fırtına Vadisi üzerine kurulması planlanan hidroelektrik santralları (HES) çevrecilerin hukuk mücadelesiyle engellenmişti. Bölgede şu anda ise taşocakları sıkıntısı yaşanıyor. Vadide ilk taşocağı, Çamlıhemşin'e yol yapılacağı gerekçesiyle açıldı. Ancak bölge 3. derecede sit kapsamında olduğu için bu ocak bir süre sonra kapatıldı.
Bu arada Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Çayeli- Ardeşen - Hopa Devlet Yolu ve yol yapımında kullanılacak malzeme ocaklarının Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan görüş istedi. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, 14 Şubat 2005 tarihli, "ÇED Yönetmeliği kapsamı dışında değerlendirilebilir" yazısıyla taşocağının önü yeniden açıldı. Ancak, 3. derece sit kapsamındaki Fırtına Vadisi üzerinde taşocağı açmak için bu yeterli değildi. Kurul izni gerekiyordu.

Yine Karadeniz sahil yolu
Karayolları, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na 4 Nisan 2005 tarihinde başvurarak, Köprüköy sınırlarında bulunan Ardeşen - Çamlıhemşin yolu üzerindeki taşocağıyla ilgili olarak hazırladığı rehabilitasyon projesini onaya sundu. Projeye göre, "heyelan tehlikesinin giderilmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanabilmesi" amaçlanıyordu.
Kurul, 26 Mayıs 2005 tarihinde, bu projeyi onayladı. Ancak Karayolları, daha önce Çamlıhemşin yolu için açılmış olan ve sit kapsamında olduğu için bir süre sonra kapatılan taşocağını rehabilite etmek ve kapatmak yerine, ocakta Karadeniz sahil yoluna dolgu malzemesi üretmeye başladı.

http://www.milliyet.com.tr/2006/08/07/yasam/resim/ayas1.jpg 'Bitki örtüsü yok ediliyor'

Fırtına Vadisi davalarının avukatı ve Çamlıhemşin Vakfı üyesi Yakup Okumuşoğlu, vadide yaşananları şöyle anlattı: "Bakan Pepe imzalı yazıda Fırtına Vadisi üzerinde bulunan 1, 2 ve 3 no'lu taşocağından bahsediliyor. Köprüköy, Köprübaşı ve Ayder'de bulunan bu taşocaklarından ikisi Ayder ve Köprübaşı da yine Karayolları'nın, heyelanı önleme adı altında açtığı taş- ocağıydı. Heyelanı önleme yerine bir yıldan fazla taş çıkarıp doğayı tahrip ettiler. Vali, il özel idare müdürü ve Karayolları Bölge Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundum. 1 no'lu dedikleri taşocağı Köprüköy'deki yer. Aynı oyunla Fırtına Vadisi dinamitleniyor. Buna göz yuman tüm yetkili kurum amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyoruz."
Bölgede tek tahribatı taşocağının yapmadığına dikkat çeken Okumuşoğlu, "Dere yatağında yaşayan ve nesli tükenmek üzeri olan "deniz alası"nın yaşam alanları da yok ediliyor. Ayrıca, turizm adı altında yaylalara giden yollar usulüne uygun yapılmıyor. Dağ yolu tekniği yerine, iş makineleriyle yardan aşağı toprakı yarılıp yol yapılıyor. İş makineleri önüne gelen bitki örtüsünü alıp yine yardan aşağıya döküyor. Aşağıdaki bitki örtüsü de yok oluyor" dedi.