PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hepimiz Suçluyuz , Hiçbirimiz Suçlu Değiliz - 2



artvints
19.02.2013, 16:56
Evet ilk yazıyı okuyanlar geldiyseniz başlıyorum...Şimdi gelelim hiçbirimiz suçlu değiliz kısmına yani iyi habere.

Hepimiz takımımızı, ligi bu sistemi Türkiye'ye getiren kişilerin kurduğu televizyonlardan takip ediyoruz.Bunlar sistemi kutsayan, amaçları doğrultusunda herşeyi yapabilecek kurumlar.Bilinç altımız bunların zırvalarıyla dolu.Ama bu durumdan kurtulmak sanıldığı gibi zor değil.Biraz farkındalık çok şeyi değiştirir.

Şimdi bunlar güya sistemi eleştirir falan ama hiç reçete sunmazlar nedense.Ya da altyapıyı düzeltmek gibi çözümleri uzak hedefmiş gibi, yapılması imkansız birşeymiş gibi gösterirler.Sözde doğru birşey konuşuyormuş gibi gözükseler de hal ve hareketleriyle bilinç altımıza çaresizlik mesajını yerleştirirler.İşte buna öğrenilmiş çaresizlik diyoruz dostlar.Bizi o devrimci ruhtan uzaklaştıran şeyler bunlar.(yaa açarsın ağzını öyle işte, ya ne sandıydın?dur bak daha neler var :) ) Bu iğrenç insanlar ki, bazılarının ne yaptığından haberi yoktur çok üzerlerine gitmek istemem; gerçek hayatta bu tip idealist işlerin( idealist deyince aklında oluşan o gerçek hayattan kopuk imgesine dikkat et.Ettin mi? İşte bunlar hep bilinç altı dediğimiz şey.) yapılması imkansıza yakın olduğunu kafamıza kazımışlardır.Bir diğer taktikleri ; gerçek olmayan birşeyi kabul ettirmek istediğinde bir çok doğruyla beraber sunmalarıdır.Bu da etkili taktiktir anlaşılması zordur.Birisi çok doğru konuşuyor diye bütün söylediklerini doğru saymaya başlarız ya, ona benziyor işte.Önce milletin güvenini kazanır sonra pompalar fikirlerini savunmasız zihinlere.Aman dikkat diyorum...

Durum böyle dostlar.Sürekli yozlaştırılıyoruz.Doğru yanlışı ayırt edemeyecek duruma getiriliyoruz.Değerlerimizi yitiriyoruz derler ya bunu slogan gibi söylerler, altını da doldurmazlar.Sen de olur öyle diye kabul edersin, ciddiye almasın pek.Bu duruma bir örnek vereyim.Normalde bu topraklarda yetişmiş bir futbolcu, hani övünürüz ya değerlerimizle, ha işte onlara sahip bir futbolcu düşünün.Bu futbolcu yetiştiği takıma karşı minnet duyar, sorumluluk duyar değil mi?Ahde vefa deriz buna, çok baba, çok harbi, insanı insan yapan bir duygudur.Bu düzenin sahipleri bu duyguyu profosyönellik adı altında kötü gösterirler, yok sayarlar.zaten ne ara bir halt yeseler buna profosyönellik deyip beni çıldırtıyolar.Neyse dostlar profösyönel futbolda böyle duygulara yer yok derler.Bunu çoğumuz kabullenmişizdir artık, ama aynı oyuncudan hırs, takım için oynama gibi şeyler bekleriz.Bu kaypaklık değil midir?Önce duyguları öldür, sonra işine geldiğinde yine aynı duyguları sömürmeye kalk.İki yüzlülüğün daniskası.Oyuncunun aklı karışıyor haliyle ne yapsın garibim?Bu örnekle birlikte geldiğimiz noktada insanın gerçeği yalanı belirleyen bütün değerleri altüst edilmiş oluyor ve ortaya böyle puşt gibin ibne gibin bişey çıkıyor işte :D

Şimdi sorular geliyor?Bizim istediğimiz takım böyle bir takım mı?Gerektiğinde çıkar için herşeyi yapmaya, kötülüğe göz yummaya hazırmıyız?Sadece bize haksızlık yapıldığında mı bağıracağız?Akhisarspor'u kim savunacak?Onlar küçük takım ezilmek zorundalar mı diyeceğiz?Benim haberim mi yok, orman kanunlarına geri dönüş mü yaptık?

Gel buraya otur hepsini cevaplayacaksın.Yok mu cevap dinle o zaman.Sen arka sıradaki bu köyün delisi biz miyiz?Biz mi düşüneceğiz herşeyi diyen arkadaş.Dinle dedim.Az sabırlı ol.

Öncelikle bu duygu düşünce yani başkaları yapsın biz de faydalanalım düşüncesi tüketim toplumunun bize hediyesidir!(yazar burda ünlem işareti kullanmış.Ona göre okuyun :) )Sistem ürünü bir düşüncedir ve insanları derin bir bekleyişe sürükler.Kim yapacak acaba?

Laannnn öyle birşey yok.Biri yapıp diğerleri bakmayacak.Bilgi kimseninin tekelinde değil( şimdi ki sistemde öyle de çaktırmayın :D ).Nasıl yani diyorsunuz?Bakın şöyle.Öncelikle ilk iş farkındalık yaratmakta.Herkes bu sistemin ne mal olduğunu bilecek.Kelebek etkisi gibi herkes birbirine anlatacak sistemin gerçeklerini.Hoca kötü, yok yönetim kötü diye ayırıyorlar ya bizi ikiye, ha bunun sistemin ürünü bir kavga olduğunu herkes bilecek.Çünkü bizi meselelerin böyle çözüldüğüne ikna etmişler.Olay insanların gözlerine inmiş perdeyi aralamakta.Yani fight club'ı izleyip de ya bu Brad abi de ne munzur, afacan bir adam.Yemeklere falan işiyo, filmlerin arasına erotik resimler koyuyor demeyecek taraftarımız.Ha bu arada adam karizma çok yakılışıklı da demeyecek(yok lan diyebilirsiniz adam yakışıklı yapacak bişey yok :D ).Bunların sistemin başının altından çıktığını sistem eleştirisi olduğunu bilecek.Tabanda bu bilinç ve inanç yayıldıktan sonra, herşey kendiliğinden, önlemez bir hızla olacak zaten.Sen bile şaşıracaksın.Arz talep diyorlar ya çok bilmişler.(Talebi da hep kendi kontrollerinde yaratıp, aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri satarlar ya bize, düşün bunu biraz).İşte karşınızda baba gibi talep.Karşılama da göreyim.
Bunun adıdır işte devrim.Yüreklerde başlar. Ağzımızdan düşmüyor ya biz devrimciyiz lafı, hatırlatayım dedim.Sandığınız gibi sadece hayattan kopuk, idealist geçinen(size göre tabi) bir avuç uzun saçlı, top sakallı, üniversiteli gence ait değildir devrim fikri.Basit bir farkındalık halidir aynı zamanda dünyayı değiştirecek ateşi yakacak heyecanı ve inancı hissetmektir ve peygamber meslediğir devrim evet peygamber mesleğidir.( böyle çoştururum adamı işte, hüseyin oğlum abartma tamam otur yerine :D)

Buraya kadar sağ gelebilen Trabzonsporlu.Aferin başardın, büyük mesajı veriyorum şimdi dinle..........................


Bak hala mesaj bekliyor.Oğlum yok öyle birşey.Hayattan kopmayın o kadar.Basit bir farkındalık haline gireceksin ve öğrendiklerini, süzgecinden geçirip kabul ettiklerini paylaşacaksın o kadar.(Ki o süzgeç küçüklüğümüzden beri paramparça ediliyo ta ki ne verilirsa alacak seviyeye gelinceye kadar.)Herşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmekten de vazgeçeceksin, herşeye hemen inanmayacaksın, bizim durumumuzda bu yetkililerin dediğine hiç inanmayacaksın.Büyük planı gördün inanıp inanmamak sana kalmış(İnanmayıp da ne yapacan, seni kale alıp bu kadar geniş bilgilendirme yapan oldu mu hiç?Nankör evlat :) )

Şimdi iki yüzlülüğü bırak.Yok ben öyle iyiyim, böyle devrimciyim, şöyle hırslıyım, ah ben olacaktım o sahada diye gezen sen değil misin?Hadi biraz hareket görelim, devrimci ruh görelim hadi hadi.Sıkıyorsa yap, al önünde herşey bekliyoruz, yap hadi.

Bir avuç insan yazmadı mı koskoca Trabzonspor tarihini.O sahadan çıkıp önce Trabzon'u sonra Türkiye'yi(az daha gideydi dünyayı) sarmadı mı o ateş?Şimdi sahada umut yok, oyuncular,yönetim, teknik kadro hepsi kolu kanadı kırık bekliyorlar.Çünkü çok ağır yara aldılar sistemden, umutları kırıldı.Eee biz öyle bakacak mıyız peki?Bu seferde tribünden çıksın o kıvılcım.Trabzonspor için çok mu?Verme zamanı geldi artık dostlar.(ulan hemen heyecan yapıyosunuz, gaz vermeye gelmiyo :D) Bu sefer bir avuç insandan fazlası gerecek, tek sorun bu gözüküyor.Hadi bakalım devrimciler saz da söz de sizde, sıra da geldi durmak için neden kalmadı.

Evet buraya kadar anlamayan sorusu olan var mı?Bu uyarı geldiğinde, öğretmenin de işine yarayan garip sınıf sessizliği istemiyorum.soru istiyorum ona göre.

not: Yazı çok uzun oldu farkındayım ama yapacak bişey yok.Çoğu konuyu da atladım veya açamadım fazla.O yüzden sistem, iç hesaplaşma, ne yapabiliriz? konu başlıklı daha detaylı yazılar yazmak istiyorum.

not2: Hiç birşey boşuna değildir.Yaprak oynamasa yerinden umrumda olmaz, devam ederim.Tek istediğim biraz farkındalık.Zira ben sıkıldım meseleyi o niye oynuyor, bu niye oynamıyor veya o kötü, bu iyi diye tartışmaktan.Sistemin içinde kalırsak kötü, değiştirirsek iyi, bu kadar net.İnandım bir kere, daha da dönmem.Vakit ayırdığınız için teşekkürler.

lazibere
19.02.2013, 18:13
İki yazını da dikkatlice okudum. farkında olmak ve farkındalık çok önemli mücadeleye nereden başlayacağımızın tarifi yok

vahşi kapitalizmin bütün öğretilerini tek tek açıkladın hepsi doğru ama o vahşi kapitalizim içimizdeki bizleri de yaratıyor.

Bu kapitalizmin bidekı temsilcisi '' İşte yönetim ''

Sadri Başkan ve daha evveldekilerde yine aynı öğretinin devamı olarak , Medyanın bize inandırdığı ve herkesin de altına tereddütsüz imza atmak zorunda kaldığı ANADOLU'DAN ŞAMPİYON ÇIKMAZ öğretisidir. Göreve geldiklerinde de habire bağırdıkları ve bizlere adapte etmek istedikleri buydu. ''Sistem içinde büyüklerle uğraşmak zordur, bizim sadece Kartal'dakı petrol istasyonumuz var, onlar şu kadar kombine satıyor, onlar şu kadar forma satıyor '' mazaretleri ile aslında başarısızlığı yada kupasal anlamda başarısızlığa hepimizi hazırlıyorlardı.

Ne zaman ki; Bursa kazara ( kesinlikle katılıyorum ) şampiyon oldu, O zaman artık bu idarecilerimizin de ''ANADOLU'DAN ŞAMPİYON ÇIKMAZ TEZİ ÇÜRÜDÜ '' Az parayla şampiyon da olunuyordu.

Bu yükün altında ezilen ve Bursa'nın başarısnın başka takımlar tarafından da tekrar edilebilirliği gerçeği dolayısıyla bizim idarecileri de bir hem mutlu etti, hemde yaraladı, çünkü artık daha ciddi kadrolar kurulmalıydı ve daha iyi paralar harcanmalıydı.

O sene elde edilen başarımız ise oncekı kadronmun birikmiş bir enerji patlamasıydı..

Ya sonrası dağılan kadromuz ve v.s gerekçelerler bugun bu haldeyiz.

Esasında Sorunda işte odur

İdarecilerimizin '' Peşinen rekabeti kaybettiklerine dair teslimiyetleri ''

Aslında onlar da bununla yetinebilirler, Amacı kar elde etmek olan bir kurumun bundan daha öte kaygıları ancak bizlerin egolarına cevap verebilmektir.

Söylediğin şeyleri başlamak için; Once yüreğini ortaya koyacak, Yeri geldi futbolcusuyla yatacak, yeri geldi taraftarının arasında olacak idareci,lere ihtiyacı vardır. Siz 10 senedir Trabzon'lu bir futbolcu ile idarecinin yana yana bir görüntüsünü gördünüz? mü

Abdurrahim Albayrak gibi takımına sonsuz sahip çıkacak bir idarecimizi gördünüz mü??

Kapalı kapılar arkasında, Sadri Şener'in gölgesi içinde kaybolmuş ve ihale kovalayan ve Siyasilere yalakalanmaktan öte birşey yapan bir idareci gördünüzü mü??

Siz son 10 senedir, Başbakan ve partisinin istemeyeceği ve onlara hizmet etmeyecek bir idareci kalitesi gördünüz mü??

Siz hiç; Faruk Özak'ın istemeyeceği bir kişinin bizde yönetici olabileceğini düşünebilirmisiniz??

Sorun, Her alanda olduğu gibi,i Faşist ve yalaka bir nesilin yetişiyor olmasıdır. bu nesil var olduğu müddetçe, Birileri hep pompalayacak ve birileri de hep pompalanacaktır.

Biz taraftar olarak; SİYASETTEN SIYRILMADAN ASLA BU İŞTEN KURTULAMAYACAĞIZ

Tebrikler , teşekkürler

artvints
19.02.2013, 18:33
İki yazını da dikkatlice okudum. farkında olmak ve farkındalık çok önemli mücadeleye nereden başlayacağımızın tarifi yok

vahşi kapitalizmin bütün öğretilerini tek tek açıkladın hepsi doğru ama o vahşi kapitalizim içimizdeki bizleri de yaratıyor.

Bu kapitalizmin bidekı temsilcisi '' İşte yönetim ''

Sadri Başkan ve daha evveldekilerde yine aynı öğretinin devamı olarak , Medyanın bize inandırdığı ve herkesin de altına tereddütsüz imza atmak zorunda kaldığı ANADOLU'DAN ŞAMPİYON ÇIKMAZ öğretisidir. Göreve geldiklerinde de habire bağırdıkları ve bizlere adapte etmek istedikleri buydu. ''Sistem içinde büyüklerle uğraşmak zordur, bizim sadece Kartal'dakı petrol istasyonumuz var, onlar şu kadar kombine satıyor, onlar şu kadar forma satıyor '' mazaretleri ile aslında başarısızlığı yada kupasal anlamda başarısızlığa hepimizi hazırlıyorlardı.

Ne zaman ki; Bursa kazara ( kesinlikle katılıyorum ) şampiyon oldu, O zaman artık bu idarecilerimizin de ''ANADOLU'DAN ŞAMPİYON ÇIKMAZ TEZİ ÇÜRÜDÜ '' Az parayla şampiyon da olunuyordu.

Bu yükün altında ezilen ve Bursa'nın başarısnın başka takımlar tarafından da tekrar edilebilirliği gerçeği dolayısıyla bizim idarecileri de bir hem mutlu etti, hemde yaraladı, çünkü artık daha ciddi kadrolar kurulmalıydı ve daha iyi paralar harcanmalıydı.

O sene elde edilen başarımız ise oncekı kadronmun birikmiş bir enerji patlamasıydı..

Ya sonrası dağılan kadromuz ve v.s gerekçelerler bugun bu haldeyiz.

Esasında Sorunda işte odur

İdarecilerimizin '' Peşinen rekabeti kaybettiklerine dair teslimiyetleri ''

Aslında onlar da bununla yetinebilirler, Amacı kar elde etmek olan bir kurumun bundan daha öte kaygıları ancak bizlerin egolarına cevap verebilmektir.

Söylediğin şeyleri başlamak için; Once yüreğini ortaya koyacak, Yeri geldi futbolcusuyla yatacak, yeri geldi taraftarının arasında olacak idareci,lere ihtiyacı vardır. Siz 10 senedir Trabzon'lu bir futbolcu ile idarecinin yana yana bir görüntüsünü gördünüz? mü

Abdurrahim Albayrak gibi takımına sonsuz sahip çıkacak bir idarecimizi gördünüz mü??

Kapalı kapılar arkasında, Sadri Şener'in gölgesi içinde kaybolmuş ve ihale kovalayan ve Siyasilere yalakalanmaktan öte birşey yapan bir idareci gördünüzü mü??

Siz son 10 senedir, Başbakan ve partisinin istemeyeceği ve onlara hizmet etmeyecek bir idareci kalitesi gördünüz mü??

Siz hiç; Faruk Özak'ın istemeyeceği bir kişinin bizde yönetici olabileceğini düşünebilirmisiniz??

Sorun, Her alanda olduğu gibi,i Faşist ve yalaka bir nesilin yetişiyor olmasıdır. bu nesil var olduğu müddetçe, Birileri hep pompalayacak ve birileri de hep pompalanacaktır.

Biz taraftar olarak; SİYASETTEN SIYRILMADAN ASLA BU İŞTEN KURTULAMAYACAĞIZ

Tebrikler , teşekkürler

eyvallah çok teşekkürler, benim kendi çapımda çözümüm bu farkındalık halini geniş bir tabana yaymaktan geçiyor.Yani kimseden ekstra birşey beklemiyoruz.herkes anladıklarını başkasına anlatacak.ufak ufak sorunlar söylüyoruz ya benim gördüğüm bunlar etkili olmuyor.çünkü geniş bir çerçeve çizilmemiş sorunlar neden sonuç ilişkisine bağlı olarak ele alınmamış oluyor.
işte bunlara bakıp geniş bir çerçeve çizdim.sonra tüm bu ufak problemlere gelen çözüm önerilerinin katkı sağlayacağı bir ortak amaç ve proje sunmaya çalıştım.ilizyonlardan da sıyrılmamız gerektiğini söyledim.
gördüğümüz üzere artık can boğaza dayandı.bişeyler yapmak lazım.inşallah daha geniş ve detaylı yazılar yazacağım.o zaman daha kapsamlı tartışır amaca hizmet edecek çözümler sunarız belki.

yazdıklarınıza istinaden sizden kişisel bir ricam olur.bu geçiş döneminde suçu hepimize eşit bir şekilde dağıtarak sorumluluk altına girmemizdir.çünkü bu lanet sistemde karşılıklı kavga hali bile onlara yarıyor.ben çok detaya inip suçlu yönetim demek istemedim.biz suçluyuz ve çözüm de biziz demek istedim.tek kavgamız değişimi istemeyenlerle olmalı.zira bu kadar delilden sonra çok da direnen olmaz.ince ince tabana yayılırsak çözüme gideriz.o zaman o bakan olacak adama da ince ince öyle değil böyle çalışılır demek istiyorum:)

Selçuk Keleş
19.02.2013, 21:02
Yazan arkadaşların tespitlerin de doğruluk payı olsa bazı eksiklikler var. Öncelikle kapitalist bir sistemin egemenliği konusunda tereddütlerim sürüyor. Feodal yapıya tasfiye edememiş topraklarda kapitalist toplum dememiz biraz zor gibi geliyor bana, olsa olsa oligarşik bir yapıdan söz edebiliriz. Aslında uzun bir konu, söyleyeceğim asıl bu değil. Eğer denklemi yazılardaki gibi kuracaksak bu çelişkilerle mücadele etmenin en güçlü yolu örgütlü olmaktır. Peki soru şu: taraftar grupları, dernekler ve hatta bordomavi.net örgütlülük müdür? Evet örgütlülüktür diyorsak izlenecek yola daha kolay yaklaşırız.(Burda da tereddütlerim var)Ama değilsek o zaman gidecek çok yolumuz, aşacak çok dağımız var demektir. Aslında çok uzun tartışılabilir ama kısa kesiyorum. Yine de kendi görüşlerime göre çözüm yolları oluşturabiliriz;
örgütlülüğümüz güçlüyse en alttan yukarıya değişim başlatabiliriz (TS yönetimi çıkarana kadar da sürdürürüz)Trabzonda yaşayan arkadaşlar için böyle bir lideri bulup bunu tüm taraftarlara-örgütlülüğe anlatmak bir çözümdür mesela, sonrası daha da kolaylaşır. Kendimi de katarak en azından üç kişi bu "faşist ve yalaka nesil" olmadığına göre...

artvints
19.02.2013, 21:21
Yazan arkadaşların tespitlerin de doğruluk payı olsa bazı eksiklikler var. Öncelikle kapitalist bir sistemin egemenliği konusunda tereddütlerim sürüyor. Feodal yapıya tasfiye edememiş topraklarda kapitalist toplum dememiz biraz zor gibi geliyor bana, olsa olsa oligarşik bir yapıdan söz edebiliriz. Aslında uzun bir konu, söyleyeceğim asıl bu değil. Eğer denklemi yazılardaki gibi kuracaksak bu çelişkilerle mücadele etmenin en güçlü yolu örgütlü olmaktır. Peki soru şu: taraftar grupları, dernekler ve hatta bordomavi.net örgütlülük müdür? Evet örgütlülüktür diyorsak izlenecek yola daha kolay yaklaşırız.(Burda da tereddütlerim var)Ama değilsek o zaman gidecek çok yolumuz, aşacak çok dağımız var demektir. Aslında çok uzun tartışılabilir ama kısa kesiyorum. Yine de kendi görüşlerime göre çözüm yolları oluşturabiliriz;
örgütlülüğümüz güçlüyse en alttan yukarıya değişim başlatabiliriz (TS yönetimi çıkarana kadar da sürdürürüz)Trabzonda yaşayan arkadaşlar için böyle bir lideri bulup bunu tüm taraftarlara-örgütlülüğe anlatmak bir çözümdür mesela, sonrası daha da kolaylaşır. Kendimi de katarak en azından üç kişi bu "faşist ve yalaka nesil" olmadığına göre...

daha derin bir yazı yazıcam mutlaka sistem hakkında.ben çok ülkenin durumuna girmedim.tabi onlar daha derin konular ve çok su götürür şeyler.futbol üzerinden konuşursak bu durum çok net gözüküyor.adını ne koyarsan koy.benim için idare edenlerin de önemi yok.o konuda da düşüncelerim var ama pek konumuzla alakalı değil.

şunu da söyleyeyim.şu durumda fenerbahçe bile kullanılıyor.bu takımlar sadece bir kar acı takımın isminin önemi yok.futbolun ruhuna aykırı bu.ama bu şekilde söyleyip altını doldurmayınca yanlış anlaşılırsın.bu da ülkede ki büyük sorunlardan. herkes aforizma büyük laflar peşinde ama altını dolduran yok.inşallah yapıcaz bişeyler.ama sen ben değil hep birlikte yapacaz.yardımlarınızı bekliyorum.bilgi alış verişi de çok önemli. o zaman daha iyi anlarız birbirimizi.

Selçuk Keleş
19.02.2013, 21:50
Katılıyorum. Ancak eklemem gereken bişeyler daha var. TS bir parçasıyla da takım tutmanın ötesinde bir kimlik, hatta bir duruş(hala bu duruşun herşeye rağmen bozulmadığını düşünüyorum). O halde kimliği açıkça ortaya koymanın zamanı geldi diyorum. Bakın ben Ankara'da yaşıyorum. Sanırım f0rumun 60 yaşla en yaşlı üyesiyim. Arabam 08 plakali arkasında TS arması var ve heryerde dile getiriyorum, yeni tanıştıklarıma bile önce takımımdan başlıyorum anlatmaya, diğer takımlara nasıl diklendiğimizi, yönetim değil taraftar ne diyor ona bakın diyorum, biz şikeninin ş' sini yapsaydık acaba Eynesi (bilerek öyle yazdım l harfini koymadım) tünelinden bu tarafa geçebilirler miydi diyorum, takımı yenildiği için değil sadece, haksızlıklara uğradığı için ağlayan taraftar gördüm benden yaşlı diyorum, sonra ben de ağlıyorum ve arıyorum benle ağlıyacak birisini...Ama sonra da gülecek...

artvints
19.02.2013, 22:02
benim de canım ona sıkılıyor ya kimliğimizle değerlerimizle alay edilir duruma geldi.ve sanki haklıymışçasına konuşuyorlar.bu durumun yanlış olduğunu ve neden vazgeçemediğimizi en ince ayrıntısıyla anlatmaya karar verdim.çok fazla şey var ama o inancı doğru düşünceyi yakaladık mı gerisinin kendiliğinden geleceğini düşünüyorum.

salihismet
19.02.2013, 23:35
Böyle bir bakis acisini ilk defa okudum, hosumada gitti, ancak bu sistem icerisinde bazi seylerin kolay asilamiyacaginida
düsünüyorum. Her alanda her sey insanlarin gözünün önünde ceryan etmesine ragmen, bu kadar sessiz kalan bir topluma
bazi seyleri nasil anlatacaksin ki etkili olsun?

artvints
19.02.2013, 23:56
Böyle bir bakis acisini ilk defa okudum, hosumada gitti, ancak bu sistem icerisinde bazi seylerin kolay asilamiyacaginida
düsünüyorum. Her alanda her sey insanlarin gözünün önünde ceryan etmesine ragmen, bu kadar sessiz kalan bir topluma
bazi seyleri nasil anlatacaksin ki etkili olsun?

çok acayip fikirlerim var abi :) bu bir giriş yazısıydı.ne yapmalıyız diye geniş bir yazı yazacam.orda detaylı şekilde açıklayacağım.

ama sen yabancı sayılmazsın biraz ipucu vereyim.önce bu sistemde yaşadıkça nasıl iki yüzlü davranmak zorunda olduğumuzu yazacağım.sinir uçlarına dokunacağım biraz.sonra herkesin herşeyi bildiği halde neden hiçbirşey yapılamadığını açıklamaya çalıcağım.en ufak detayına kadar inmek istiyorum.insanlar okursa, bi süre sonra bu gerçeğe sırt çeviremez hale gelecekler elbet.yok olmazsa da,hiç sorun değil 3 5 kişiye derdimi anlatmış olurum.onlar da başkalarına anlatmaya ihtiyacı duyacaktır.ben de bu şekilde bu derde ortak oldum zaten.benim için okuyup düşünmeniz yeterlidir şimdilik.yani karadeniz çocuğuyuz, gerekirse insanları bilgimizle döveriz. :) takipte kalın.

Şenol Altunsoy
20.02.2013, 01:29
Sabırla 3. yazıyı bekliyorum eyvallah

zekeriyya
20.02.2013, 08:29
toplumları bilinçlendirmek heleki bu sistem sorunsuz ve tıkır tıkır çalışırken çok uzun zaman alır
her geçen zaman senin benim gideceğimiz yolu uzatır daha çok koşmamız gerekir yorulur sıkılırız
ve bahsettiğin sistemin parçası olmaya devam ederiz.
bu süreci hızlandırmanın çok basit ve kolay uygulanabilmesi için iyi bir sarsıntı lazım
o sarsıntıyıda tam yalamaşıtık ki elimizden çalındı ... eee sistem böyle :)

TekfurÇayır 61
22.02.2013, 18:32
Evet ilk yazıyı okuyanlar geldiyseniz başlıyorum...Şimdi gelelim hiçbirimiz suçlu değiliz kısmına yani iyi habere.

Hepimiz takımımızı, ligi bu sistemi Türkiye'ye getiren kişilerin kurduğu televizyonlardan takip ediyoruz.Bunlar sistemi kutsayan, amaçları doğrultusunda herşeyi yapabilecek kurumlar.Bilinç altımız bunların zırvalarıyla dolu.Ama bu durumdan kurtulmak sanıldığı gibi zor değil.Biraz farkındalık çok şeyi değiştirir.

Şimdi bunlar güya sistemi eleştirir falan ama hiç reçete sunmazlar nedense.Ya da altyapıyı düzeltmek gibi çözümleri uzak hedefmiş gibi, yapılması imkansız birşeymiş gibi gösterirler.Sözde doğru birşey konuşuyormuş gibi gözükseler de hal ve hareketleriyle bilinç altımıza çaresizlik mesajını yerleştirirler.İşte buna öğrenilmiş çaresizlik diyoruz dostlar.Bizi o devrimci ruhtan uzaklaştıran şeyler bunlar.(yaa açarsın ağzını öyle işte, ya ne sandıydın?dur bak daha neler var :) ) Bu iğrenç insanlar ki, bazılarının ne yaptığından haberi yoktur çok üzerlerine gitmek istemem; gerçek hayatta bu tip idealist işlerin( idealist deyince aklında oluşan o gerçek hayattan kopuk imgesine dikkat et.Ettin mi? İşte bunlar hep bilinç altı dediğimiz şey.) yapılması imkansıza yakın olduğunu kafamıza kazımışlardır.Bir diğer taktikleri ; gerçek olmayan birşeyi kabul ettirmek istediğinde bir çok doğruyla beraber sunmalarıdır.Bu da etkili taktiktir anlaşılması zordur.Birisi çok doğru konuşuyor diye bütün söylediklerini doğru saymaya başlarız ya, ona benziyor işte.Önce milletin güvenini kazanır sonra pompalar fikirlerini savunmasız zihinlere.Aman dikkat diyorum...

Durum böyle dostlar.Sürekli yozlaştırılıyoruz.Doğru yanlışı ayırt edemeyecek duruma getiriliyoruz.Değerlerimizi yitiriyoruz derler ya bunu slogan gibi söylerler, altını da doldurmazlar.Sen de olur öyle diye kabul edersin, ciddiye almasın pek.Bu duruma bir örnek vereyim.Normalde bu topraklarda yetişmiş bir futbolcu, hani övünürüz ya değerlerimizle, ha işte onlara sahip bir futbolcu düşünün.Bu futbolcu yetiştiği takıma karşı minnet duyar, sorumluluk duyar değil mi?Ahde vefa deriz buna, çok baba, çok harbi, insanı insan yapan bir duygudur.Bu düzenin sahipleri bu duyguyu profosyönellik adı altında kötü gösterirler, yok sayarlar.zaten ne ara bir halt yeseler buna profosyönellik deyip beni çıldırtıyolar.Neyse dostlar profösyönel futbolda böyle duygulara yer yok derler.Bunu çoğumuz kabullenmişizdir artık, ama aynı oyuncudan hırs, takım için oynama gibi şeyler bekleriz.Bu kaypaklık değil midir?Önce duyguları öldür, sonra işine geldiğinde yine aynı duyguları sömürmeye kalk.İki yüzlülüğün daniskası.Oyuncunun aklı karışıyor haliyle ne yapsın garibim?Bu örnekle birlikte geldiğimiz noktada insanın gerçeği yalanı belirleyen bütün değerleri altüst edilmiş oluyor ve ortaya böyle puşt gibin ibne gibin bişey çıkıyor işte :D

Şimdi sorular geliyor?Bizim istediğimiz takım böyle bir takım mı?Gerektiğinde çıkar için herşeyi yapmaya, kötülüğe göz yummaya hazırmıyız?Sadece bize haksızlık yapıldığında mı bağıracağız?Akhisarspor'u kim savunacak?Onlar küçük takım ezilmek zorundalar mı diyeceğiz?Benim haberim mi yok, orman kanunlarına geri dönüş mü yaptık?

Gel buraya otur hepsini cevaplayacaksın.Yok mu cevap dinle o zaman.Sen arka sıradaki bu köyün delisi biz miyiz?Biz mi düşüneceğiz herşeyi diyen arkadaş.Dinle dedim.Az sabırlı ol.

Öncelikle bu duygu düşünce yani başkaları yapsın biz de faydalanalım düşüncesi tüketim toplumunun bize hediyesidir!(yazar burda ünlem işareti kullanmış.Ona göre okuyun :) )Sistem ürünü bir düşüncedir ve insanları derin bir bekleyişe sürükler.Kim yapacak acaba?

Laannnn öyle birşey yok.Biri yapıp diğerleri bakmayacak.Bilgi kimseninin tekelinde değil( şimdi ki sistemde öyle de çaktırmayın :D ).Nasıl yani diyorsunuz?Bakın şöyle.Öncelikle ilk iş farkındalık yaratmakta.Herkes bu sistemin ne mal olduğunu bilecek.Kelebek etkisi gibi herkes birbirine anlatacak sistemin gerçeklerini.Hoca kötü, yok yönetim kötü diye ayırıyorlar ya bizi ikiye, ha bunun sistemin ürünü bir kavga olduğunu herkes bilecek.Çünkü bizi meselelerin böyle çözüldüğüne ikna etmişler.Olay insanların gözlerine inmiş perdeyi aralamakta.Yani fight club'ı izleyip de ya bu Brad abi de ne munzur, afacan bir adam.Yemeklere falan işiyo, filmlerin arasına erotik resimler koyuyor demeyecek taraftarımız.Ha bu arada adam karizma çok yakılışıklı da demeyecek(yok lan diyebilirsiniz adam yakışıklı yapacak bişey yok :D ).Bunların sistemin başının altından çıktığını sistem eleştirisi olduğunu bilecek.Tabanda bu bilinç ve inanç yayıldıktan sonra, herşey kendiliğinden, önlemez bir hızla olacak zaten.Sen bile şaşıracaksın.Arz talep diyorlar ya çok bilmişler.(Talebi da hep kendi kontrollerinde yaratıp, aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri satarlar ya bize, düşün bunu biraz).İşte karşınızda baba gibi talep.Karşılama da göreyim.
Bunun adıdır işte devrim.Yüreklerde başlar. Ağzımızdan düşmüyor ya biz devrimciyiz lafı, hatırlatayım dedim.Sandığınız gibi sadece hayattan kopuk, idealist geçinen(size göre tabi) bir avuç uzun saçlı, top sakallı, üniversiteli gence ait değildir devrim fikri.Basit bir farkındalık halidir aynı zamanda dünyayı değiştirecek ateşi yakacak heyecanı ve inancı hissetmektir ve peygamber meslediğir devrim evet peygamber mesleğidir.( böyle çoştururum adamı işte, hüseyin oğlum abartma tamam otur yerine :D)

Buraya kadar sağ gelebilen Trabzonsporlu.Aferin başardın, büyük mesajı veriyorum şimdi dinle..........................


Bak hala mesaj bekliyor.Oğlum yok öyle birşey.Hayattan kopmayın o kadar.Basit bir farkındalık haline gireceksin ve öğrendiklerini, süzgecinden geçirip kabul ettiklerini paylaşacaksın o kadar.(Ki o süzgeç küçüklüğümüzden beri paramparça ediliyo ta ki ne verilirsa alacak seviyeye gelinceye kadar.)Herşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmekten de vazgeçeceksin, herşeye hemen inanmayacaksın, bizim durumumuzda bu yetkililerin dediğine hiç inanmayacaksın.Büyük planı gördün inanıp inanmamak sana kalmış(İnanmayıp da ne yapacan, seni kale alıp bu kadar geniş bilgilendirme yapan oldu mu hiç?Nankör evlat :) )

Şimdi iki yüzlülüğü bırak.Yok ben öyle iyiyim, böyle devrimciyim, şöyle hırslıyım, ah ben olacaktım o sahada diye gezen sen değil misin?Hadi biraz hareket görelim, devrimci ruh görelim hadi hadi.Sıkıyorsa yap, al önünde herşey bekliyoruz, yap hadi.

Bir avuç insan yazmadı mı koskoca Trabzonspor tarihini.O sahadan çıkıp önce Trabzon'u sonra Türkiye'yi(az daha gideydi dünyayı) sarmadı mı o ateş?Şimdi sahada umut yok, oyuncular,yönetim, teknik kadro hepsi kolu kanadı kırık bekliyorlar.Çünkü çok ağır yara aldılar sistemden, umutları kırıldı.Eee biz öyle bakacak mıyız peki?Bu seferde tribünden çıksın o kıvılcım.Trabzonspor için çok mu?Verme zamanı geldi artık dostlar.(ulan hemen heyecan yapıyosunuz, gaz vermeye gelmiyo :D) Bu sefer bir avuç insandan fazlası gerecek, tek sorun bu gözüküyor.Hadi bakalım devrimciler saz da söz de sizde, sıra da geldi durmak için neden kalmadı.

Evet buraya kadar anlamayan sorusu olan var mı?Bu uyarı geldiğinde, öğretmenin de işine yarayan garip sınıf sessizliği istemiyorum.soru istiyorum ona göre.

not: Yazı çok uzun oldu farkındayım ama yapacak bişey yok.Çoğu konuyu da atladım veya açamadım fazla.O yüzden sistem, iç hesaplaşma, ne yapabiliriz? konu başlıklı daha detaylı yazılar yazmak istiyorum.

not2: Hiç birşey boşuna değildir.Yaprak oynamasa yerinden umrumda olmaz, devam ederim.Tek istediğim biraz farkındalık.Zira ben sıkıldım meseleyi o niye oynuyor, bu niye oynamıyor veya o kötü, bu iyi diye tartışmaktan.Sistemin içinde kalırsak kötü, değiştirirsek iyi, bu kadar net.İnandım bir kere, daha da dönmem.Vakit ayırdığınız için teşekkürler.

Fatih Tekke gelseydi böyle mi olurdu yada Jaja gitmeseydi? Yada o penaltımız verilseydi... Zâten yazında bir mesaj da yok. :) 3. Yazı da böyleyse ben atacam kafana ıslak terliği. :)