artvints
19.02.2013, 16:56
Evet ilk yazıyı okuyanlar geldiyseniz başlıyorum...Şimdi gelelim hiçbirimiz suçlu değiliz kısmına yani iyi habere.
Hepimiz takımımızı, ligi bu sistemi Türkiye'ye getiren kişilerin kurduğu televizyonlardan takip ediyoruz.Bunlar sistemi kutsayan, amaçları doğrultusunda herşeyi yapabilecek kurumlar.Bilinç altımız bunların zırvalarıyla dolu.Ama bu durumdan kurtulmak sanıldığı gibi zor değil.Biraz farkındalık çok şeyi değiştirir.
Şimdi bunlar güya sistemi eleştirir falan ama hiç reçete sunmazlar nedense.Ya da altyapıyı düzeltmek gibi çözümleri uzak hedefmiş gibi, yapılması imkansız birşeymiş gibi gösterirler.Sözde doğru birşey konuşuyormuş gibi gözükseler de hal ve hareketleriyle bilinç altımıza çaresizlik mesajını yerleştirirler.İşte buna öğrenilmiş çaresizlik diyoruz dostlar.Bizi o devrimci ruhtan uzaklaştıran şeyler bunlar.(yaa açarsın ağzını öyle işte, ya ne sandıydın?dur bak daha neler var :) ) Bu iğrenç insanlar ki, bazılarının ne yaptığından haberi yoktur çok üzerlerine gitmek istemem; gerçek hayatta bu tip idealist işlerin( idealist deyince aklında oluşan o gerçek hayattan kopuk imgesine dikkat et.Ettin mi? İşte bunlar hep bilinç altı dediğimiz şey.) yapılması imkansıza yakın olduğunu kafamıza kazımışlardır.Bir diğer taktikleri ; gerçek olmayan birşeyi kabul ettirmek istediğinde bir çok doğruyla beraber sunmalarıdır.Bu da etkili taktiktir anlaşılması zordur.Birisi çok doğru konuşuyor diye bütün söylediklerini doğru saymaya başlarız ya, ona benziyor işte.Önce milletin güvenini kazanır sonra pompalar fikirlerini savunmasız zihinlere.Aman dikkat diyorum...
Durum böyle dostlar.Sürekli yozlaştırılıyoruz.Doğru yanlışı ayırt edemeyecek duruma getiriliyoruz.Değerlerimizi yitiriyoruz derler ya bunu slogan gibi söylerler, altını da doldurmazlar.Sen de olur öyle diye kabul edersin, ciddiye almasın pek.Bu duruma bir örnek vereyim.Normalde bu topraklarda yetişmiş bir futbolcu, hani övünürüz ya değerlerimizle, ha işte onlara sahip bir futbolcu düşünün.Bu futbolcu yetiştiği takıma karşı minnet duyar, sorumluluk duyar değil mi?Ahde vefa deriz buna, çok baba, çok harbi, insanı insan yapan bir duygudur.Bu düzenin sahipleri bu duyguyu profosyönellik adı altında kötü gösterirler, yok sayarlar.zaten ne ara bir halt yeseler buna profosyönellik deyip beni çıldırtıyolar.Neyse dostlar profösyönel futbolda böyle duygulara yer yok derler.Bunu çoğumuz kabullenmişizdir artık, ama aynı oyuncudan hırs, takım için oynama gibi şeyler bekleriz.Bu kaypaklık değil midir?Önce duyguları öldür, sonra işine geldiğinde yine aynı duyguları sömürmeye kalk.İki yüzlülüğün daniskası.Oyuncunun aklı karışıyor haliyle ne yapsın garibim?Bu örnekle birlikte geldiğimiz noktada insanın gerçeği yalanı belirleyen bütün değerleri altüst edilmiş oluyor ve ortaya böyle puşt gibin ibne gibin bişey çıkıyor işte :D
Şimdi sorular geliyor?Bizim istediğimiz takım böyle bir takım mı?Gerektiğinde çıkar için herşeyi yapmaya, kötülüğe göz yummaya hazırmıyız?Sadece bize haksızlık yapıldığında mı bağıracağız?Akhisarspor'u kim savunacak?Onlar küçük takım ezilmek zorundalar mı diyeceğiz?Benim haberim mi yok, orman kanunlarına geri dönüş mü yaptık?
Gel buraya otur hepsini cevaplayacaksın.Yok mu cevap dinle o zaman.Sen arka sıradaki bu köyün delisi biz miyiz?Biz mi düşüneceğiz herşeyi diyen arkadaş.Dinle dedim.Az sabırlı ol.
Öncelikle bu duygu düşünce yani başkaları yapsın biz de faydalanalım düşüncesi tüketim toplumunun bize hediyesidir!(yazar burda ünlem işareti kullanmış.Ona göre okuyun :) )Sistem ürünü bir düşüncedir ve insanları derin bir bekleyişe sürükler.Kim yapacak acaba?
Laannnn öyle birşey yok.Biri yapıp diğerleri bakmayacak.Bilgi kimseninin tekelinde değil( şimdi ki sistemde öyle de çaktırmayın :D ).Nasıl yani diyorsunuz?Bakın şöyle.Öncelikle ilk iş farkındalık yaratmakta.Herkes bu sistemin ne mal olduğunu bilecek.Kelebek etkisi gibi herkes birbirine anlatacak sistemin gerçeklerini.Hoca kötü, yok yönetim kötü diye ayırıyorlar ya bizi ikiye, ha bunun sistemin ürünü bir kavga olduğunu herkes bilecek.Çünkü bizi meselelerin böyle çözüldüğüne ikna etmişler.Olay insanların gözlerine inmiş perdeyi aralamakta.Yani fight club'ı izleyip de ya bu Brad abi de ne munzur, afacan bir adam.Yemeklere falan işiyo, filmlerin arasına erotik resimler koyuyor demeyecek taraftarımız.Ha bu arada adam karizma çok yakılışıklı da demeyecek(yok lan diyebilirsiniz adam yakışıklı yapacak bişey yok :D ).Bunların sistemin başının altından çıktığını sistem eleştirisi olduğunu bilecek.Tabanda bu bilinç ve inanç yayıldıktan sonra, herşey kendiliğinden, önlemez bir hızla olacak zaten.Sen bile şaşıracaksın.Arz talep diyorlar ya çok bilmişler.(Talebi da hep kendi kontrollerinde yaratıp, aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri satarlar ya bize, düşün bunu biraz).İşte karşınızda baba gibi talep.Karşılama da göreyim.
Bunun adıdır işte devrim.Yüreklerde başlar. Ağzımızdan düşmüyor ya biz devrimciyiz lafı, hatırlatayım dedim.Sandığınız gibi sadece hayattan kopuk, idealist geçinen(size göre tabi) bir avuç uzun saçlı, top sakallı, üniversiteli gence ait değildir devrim fikri.Basit bir farkındalık halidir aynı zamanda dünyayı değiştirecek ateşi yakacak heyecanı ve inancı hissetmektir ve peygamber meslediğir devrim evet peygamber mesleğidir.( böyle çoştururum adamı işte, hüseyin oğlum abartma tamam otur yerine :D)
Buraya kadar sağ gelebilen Trabzonsporlu.Aferin başardın, büyük mesajı veriyorum şimdi dinle..........................
Bak hala mesaj bekliyor.Oğlum yok öyle birşey.Hayattan kopmayın o kadar.Basit bir farkındalık haline gireceksin ve öğrendiklerini, süzgecinden geçirip kabul ettiklerini paylaşacaksın o kadar.(Ki o süzgeç küçüklüğümüzden beri paramparça ediliyo ta ki ne verilirsa alacak seviyeye gelinceye kadar.)Herşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmekten de vazgeçeceksin, herşeye hemen inanmayacaksın, bizim durumumuzda bu yetkililerin dediğine hiç inanmayacaksın.Büyük planı gördün inanıp inanmamak sana kalmış(İnanmayıp da ne yapacan, seni kale alıp bu kadar geniş bilgilendirme yapan oldu mu hiç?Nankör evlat :) )
Şimdi iki yüzlülüğü bırak.Yok ben öyle iyiyim, böyle devrimciyim, şöyle hırslıyım, ah ben olacaktım o sahada diye gezen sen değil misin?Hadi biraz hareket görelim, devrimci ruh görelim hadi hadi.Sıkıyorsa yap, al önünde herşey bekliyoruz, yap hadi.
Bir avuç insan yazmadı mı koskoca Trabzonspor tarihini.O sahadan çıkıp önce Trabzon'u sonra Türkiye'yi(az daha gideydi dünyayı) sarmadı mı o ateş?Şimdi sahada umut yok, oyuncular,yönetim, teknik kadro hepsi kolu kanadı kırık bekliyorlar.Çünkü çok ağır yara aldılar sistemden, umutları kırıldı.Eee biz öyle bakacak mıyız peki?Bu seferde tribünden çıksın o kıvılcım.Trabzonspor için çok mu?Verme zamanı geldi artık dostlar.(ulan hemen heyecan yapıyosunuz, gaz vermeye gelmiyo :D) Bu sefer bir avuç insandan fazlası gerecek, tek sorun bu gözüküyor.Hadi bakalım devrimciler saz da söz de sizde, sıra da geldi durmak için neden kalmadı.
Evet buraya kadar anlamayan sorusu olan var mı?Bu uyarı geldiğinde, öğretmenin de işine yarayan garip sınıf sessizliği istemiyorum.soru istiyorum ona göre.
not: Yazı çok uzun oldu farkındayım ama yapacak bişey yok.Çoğu konuyu da atladım veya açamadım fazla.O yüzden sistem, iç hesaplaşma, ne yapabiliriz? konu başlıklı daha detaylı yazılar yazmak istiyorum.
not2: Hiç birşey boşuna değildir.Yaprak oynamasa yerinden umrumda olmaz, devam ederim.Tek istediğim biraz farkındalık.Zira ben sıkıldım meseleyi o niye oynuyor, bu niye oynamıyor veya o kötü, bu iyi diye tartışmaktan.Sistemin içinde kalırsak kötü, değiştirirsek iyi, bu kadar net.İnandım bir kere, daha da dönmem.Vakit ayırdığınız için teşekkürler.
Hepimiz takımımızı, ligi bu sistemi Türkiye'ye getiren kişilerin kurduğu televizyonlardan takip ediyoruz.Bunlar sistemi kutsayan, amaçları doğrultusunda herşeyi yapabilecek kurumlar.Bilinç altımız bunların zırvalarıyla dolu.Ama bu durumdan kurtulmak sanıldığı gibi zor değil.Biraz farkındalık çok şeyi değiştirir.
Şimdi bunlar güya sistemi eleştirir falan ama hiç reçete sunmazlar nedense.Ya da altyapıyı düzeltmek gibi çözümleri uzak hedefmiş gibi, yapılması imkansız birşeymiş gibi gösterirler.Sözde doğru birşey konuşuyormuş gibi gözükseler de hal ve hareketleriyle bilinç altımıza çaresizlik mesajını yerleştirirler.İşte buna öğrenilmiş çaresizlik diyoruz dostlar.Bizi o devrimci ruhtan uzaklaştıran şeyler bunlar.(yaa açarsın ağzını öyle işte, ya ne sandıydın?dur bak daha neler var :) ) Bu iğrenç insanlar ki, bazılarının ne yaptığından haberi yoktur çok üzerlerine gitmek istemem; gerçek hayatta bu tip idealist işlerin( idealist deyince aklında oluşan o gerçek hayattan kopuk imgesine dikkat et.Ettin mi? İşte bunlar hep bilinç altı dediğimiz şey.) yapılması imkansıza yakın olduğunu kafamıza kazımışlardır.Bir diğer taktikleri ; gerçek olmayan birşeyi kabul ettirmek istediğinde bir çok doğruyla beraber sunmalarıdır.Bu da etkili taktiktir anlaşılması zordur.Birisi çok doğru konuşuyor diye bütün söylediklerini doğru saymaya başlarız ya, ona benziyor işte.Önce milletin güvenini kazanır sonra pompalar fikirlerini savunmasız zihinlere.Aman dikkat diyorum...
Durum böyle dostlar.Sürekli yozlaştırılıyoruz.Doğru yanlışı ayırt edemeyecek duruma getiriliyoruz.Değerlerimizi yitiriyoruz derler ya bunu slogan gibi söylerler, altını da doldurmazlar.Sen de olur öyle diye kabul edersin, ciddiye almasın pek.Bu duruma bir örnek vereyim.Normalde bu topraklarda yetişmiş bir futbolcu, hani övünürüz ya değerlerimizle, ha işte onlara sahip bir futbolcu düşünün.Bu futbolcu yetiştiği takıma karşı minnet duyar, sorumluluk duyar değil mi?Ahde vefa deriz buna, çok baba, çok harbi, insanı insan yapan bir duygudur.Bu düzenin sahipleri bu duyguyu profosyönellik adı altında kötü gösterirler, yok sayarlar.zaten ne ara bir halt yeseler buna profosyönellik deyip beni çıldırtıyolar.Neyse dostlar profösyönel futbolda böyle duygulara yer yok derler.Bunu çoğumuz kabullenmişizdir artık, ama aynı oyuncudan hırs, takım için oynama gibi şeyler bekleriz.Bu kaypaklık değil midir?Önce duyguları öldür, sonra işine geldiğinde yine aynı duyguları sömürmeye kalk.İki yüzlülüğün daniskası.Oyuncunun aklı karışıyor haliyle ne yapsın garibim?Bu örnekle birlikte geldiğimiz noktada insanın gerçeği yalanı belirleyen bütün değerleri altüst edilmiş oluyor ve ortaya böyle puşt gibin ibne gibin bişey çıkıyor işte :D
Şimdi sorular geliyor?Bizim istediğimiz takım böyle bir takım mı?Gerektiğinde çıkar için herşeyi yapmaya, kötülüğe göz yummaya hazırmıyız?Sadece bize haksızlık yapıldığında mı bağıracağız?Akhisarspor'u kim savunacak?Onlar küçük takım ezilmek zorundalar mı diyeceğiz?Benim haberim mi yok, orman kanunlarına geri dönüş mü yaptık?
Gel buraya otur hepsini cevaplayacaksın.Yok mu cevap dinle o zaman.Sen arka sıradaki bu köyün delisi biz miyiz?Biz mi düşüneceğiz herşeyi diyen arkadaş.Dinle dedim.Az sabırlı ol.
Öncelikle bu duygu düşünce yani başkaları yapsın biz de faydalanalım düşüncesi tüketim toplumunun bize hediyesidir!(yazar burda ünlem işareti kullanmış.Ona göre okuyun :) )Sistem ürünü bir düşüncedir ve insanları derin bir bekleyişe sürükler.Kim yapacak acaba?
Laannnn öyle birşey yok.Biri yapıp diğerleri bakmayacak.Bilgi kimseninin tekelinde değil( şimdi ki sistemde öyle de çaktırmayın :D ).Nasıl yani diyorsunuz?Bakın şöyle.Öncelikle ilk iş farkındalık yaratmakta.Herkes bu sistemin ne mal olduğunu bilecek.Kelebek etkisi gibi herkes birbirine anlatacak sistemin gerçeklerini.Hoca kötü, yok yönetim kötü diye ayırıyorlar ya bizi ikiye, ha bunun sistemin ürünü bir kavga olduğunu herkes bilecek.Çünkü bizi meselelerin böyle çözüldüğüne ikna etmişler.Olay insanların gözlerine inmiş perdeyi aralamakta.Yani fight club'ı izleyip de ya bu Brad abi de ne munzur, afacan bir adam.Yemeklere falan işiyo, filmlerin arasına erotik resimler koyuyor demeyecek taraftarımız.Ha bu arada adam karizma çok yakılışıklı da demeyecek(yok lan diyebilirsiniz adam yakışıklı yapacak bişey yok :D ).Bunların sistemin başının altından çıktığını sistem eleştirisi olduğunu bilecek.Tabanda bu bilinç ve inanç yayıldıktan sonra, herşey kendiliğinden, önlemez bir hızla olacak zaten.Sen bile şaşıracaksın.Arz talep diyorlar ya çok bilmişler.(Talebi da hep kendi kontrollerinde yaratıp, aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri satarlar ya bize, düşün bunu biraz).İşte karşınızda baba gibi talep.Karşılama da göreyim.
Bunun adıdır işte devrim.Yüreklerde başlar. Ağzımızdan düşmüyor ya biz devrimciyiz lafı, hatırlatayım dedim.Sandığınız gibi sadece hayattan kopuk, idealist geçinen(size göre tabi) bir avuç uzun saçlı, top sakallı, üniversiteli gence ait değildir devrim fikri.Basit bir farkındalık halidir aynı zamanda dünyayı değiştirecek ateşi yakacak heyecanı ve inancı hissetmektir ve peygamber meslediğir devrim evet peygamber mesleğidir.( böyle çoştururum adamı işte, hüseyin oğlum abartma tamam otur yerine :D)
Buraya kadar sağ gelebilen Trabzonsporlu.Aferin başardın, büyük mesajı veriyorum şimdi dinle..........................
Bak hala mesaj bekliyor.Oğlum yok öyle birşey.Hayattan kopmayın o kadar.Basit bir farkındalık haline gireceksin ve öğrendiklerini, süzgecinden geçirip kabul ettiklerini paylaşacaksın o kadar.(Ki o süzgeç küçüklüğümüzden beri paramparça ediliyo ta ki ne verilirsa alacak seviyeye gelinceye kadar.)Herşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmekten de vazgeçeceksin, herşeye hemen inanmayacaksın, bizim durumumuzda bu yetkililerin dediğine hiç inanmayacaksın.Büyük planı gördün inanıp inanmamak sana kalmış(İnanmayıp da ne yapacan, seni kale alıp bu kadar geniş bilgilendirme yapan oldu mu hiç?Nankör evlat :) )
Şimdi iki yüzlülüğü bırak.Yok ben öyle iyiyim, böyle devrimciyim, şöyle hırslıyım, ah ben olacaktım o sahada diye gezen sen değil misin?Hadi biraz hareket görelim, devrimci ruh görelim hadi hadi.Sıkıyorsa yap, al önünde herşey bekliyoruz, yap hadi.
Bir avuç insan yazmadı mı koskoca Trabzonspor tarihini.O sahadan çıkıp önce Trabzon'u sonra Türkiye'yi(az daha gideydi dünyayı) sarmadı mı o ateş?Şimdi sahada umut yok, oyuncular,yönetim, teknik kadro hepsi kolu kanadı kırık bekliyorlar.Çünkü çok ağır yara aldılar sistemden, umutları kırıldı.Eee biz öyle bakacak mıyız peki?Bu seferde tribünden çıksın o kıvılcım.Trabzonspor için çok mu?Verme zamanı geldi artık dostlar.(ulan hemen heyecan yapıyosunuz, gaz vermeye gelmiyo :D) Bu sefer bir avuç insandan fazlası gerecek, tek sorun bu gözüküyor.Hadi bakalım devrimciler saz da söz de sizde, sıra da geldi durmak için neden kalmadı.
Evet buraya kadar anlamayan sorusu olan var mı?Bu uyarı geldiğinde, öğretmenin de işine yarayan garip sınıf sessizliği istemiyorum.soru istiyorum ona göre.
not: Yazı çok uzun oldu farkındayım ama yapacak bişey yok.Çoğu konuyu da atladım veya açamadım fazla.O yüzden sistem, iç hesaplaşma, ne yapabiliriz? konu başlıklı daha detaylı yazılar yazmak istiyorum.
not2: Hiç birşey boşuna değildir.Yaprak oynamasa yerinden umrumda olmaz, devam ederim.Tek istediğim biraz farkındalık.Zira ben sıkıldım meseleyi o niye oynuyor, bu niye oynamıyor veya o kötü, bu iyi diye tartışmaktan.Sistemin içinde kalırsak kötü, değiştirirsek iyi, bu kadar net.İnandım bir kere, daha da dönmem.Vakit ayırdığınız için teşekkürler.