Berke6198
21.01.2013, 11:10
Kayıp Aranıyor
Ligin ilk yarısında yaptığımız hatalara bir ara verelim, en azından bir kendimize gelelim derken bozguna uğradık...
Bir yandan kendi sonumuzu hazırlarken, bir yandanda 14 kişiyle mücadele etmek zorunda kaldık. 14 kişi kimmiydi ? 11 rakip futbolcu 3 te hakem komitesi.
3.dakikada ofsayttan yediğimiz haksız bir gol vardı, sonrasında çok gecikmeden güzel bir golle cevap verdik... aaa, bu kadarla biter mi ? baskıda yedik tabiiki.
Trabzonspor’un maçlarını hatırladığım şu 5-6 seneden beri hiç böyle rezil bir ortasaha görmemiştim. Bu kadar direnci düşük bir takım zaten nasıl ayakta kalabilirdi ki ?
Dün bu takımda oynamayı hak etmeyen, yada limiti dolmuş oyuncuları gördük diyebiliriz. Pekala sayalım öyleyse ; Serkan Balcı, Olcan Adın, Yasin Öztekin, Sapara. Benim kafamda bu oyuncular bu takımda oynamayı hak etmiyorlar.
Tabii ki önce yapmamız gereken iş ortasahayı dirençli tutmaktı. Zaten bir takımın ortasahası düşük olursa maç boyu baskı yemeye ve gol yemeye mahkum oynar... bir sürü hakem hatası vardı diyorduk, 2 tane ofsayttan gol, bir verilmeyen penaltı, birde saçma sapan bir penaltı.
Maçı izlerken etmediğimiz beddua kalmadı, söylemediğimiz hakaret kalmadı. Ancak bunlara izin verenlerde biz değil miyiz ? göz göre göre yapılan hataları kabul ediyoruz.Dün Fenerbahçe maçı sonrası Yılmaz Vural’ın açıklamalarını izlediğimde gerçekten kendisini takdir ettim, çünkü hakemlere öyle güzel giydirdi ki.
Şenol Hoca sanki maçı rakip kendi emekleriyle kazanmış gibi, rakip bu galibiyeti hak etmiş gibi, hakemlerle ilgili ağzını bile açmadı. O konuda Şenol Hocanın büyük bir hatası var.
Gelelim bizim eksiklerimize. Yarıda kalmıştı sözümüz, ortasahası dirençsiz bir takım takım olamaz diyorduk. Evet aynen öyle, çünkü bu gün ortasahasız bir takımın nasıl güzel maç kaybettiğinin basit bir örneğini izledik.
Elimize öyle büyük bir fırsat geçtiki yenseydik kesinlikle yeniden doğmuş gibi olacaktık. Bu takıma oturtup 1461’in kupa maçlarını izletmeleri gerekmekte. Bir takım ruhu nasıl olurmuş, bir takım hep beraber nasıl mücadele edermiş, görsünler diye...
Rezillikte sınır tanımayan bir takımı izlemek adete Çin işkencesi gibi oluyor, öyle ölü gibi oynarak 2-1’den maç çevirmek her baba yiğidin harcı değildir. Oyunu öyle bir ısıracaksın, oyunun yakasına öyle bir yapışacaksın ki, ne rakibin ne de hakemlerin sana karşı kurduğu hain planları gerçekleştirmesine izin vermeyeceksin.
Oynadığımız oyun açısından, böyle bir yenilgiyi hak ettiğimizi herkesler biliyor sanırım. Şenol Hocada bunun farkındadır İnşallah. Şenol Güneş gider mi, kalır mı bilemeyeceğim. Bununla ilgili yorumda yapmak istemiyorum, ancak ortada bir gerçek var ki bu o da bu takımın bir an önce kendisine gelmesi gerektiğidir.
Mahalle takımlarından farksız kaldık resmen Spor Toto Süper Lig’de...
Ortada büyük bir kayıp var, teknik direktöründen tutunda, yedek futbolcusuna kadar, ortada büyük bir kayıp var.
Görenler lütfen bildirsinler...
Ligin ilk yarısında yaptığımız hatalara bir ara verelim, en azından bir kendimize gelelim derken bozguna uğradık...
Bir yandan kendi sonumuzu hazırlarken, bir yandanda 14 kişiyle mücadele etmek zorunda kaldık. 14 kişi kimmiydi ? 11 rakip futbolcu 3 te hakem komitesi.
3.dakikada ofsayttan yediğimiz haksız bir gol vardı, sonrasında çok gecikmeden güzel bir golle cevap verdik... aaa, bu kadarla biter mi ? baskıda yedik tabiiki.
Trabzonspor’un maçlarını hatırladığım şu 5-6 seneden beri hiç böyle rezil bir ortasaha görmemiştim. Bu kadar direnci düşük bir takım zaten nasıl ayakta kalabilirdi ki ?
Dün bu takımda oynamayı hak etmeyen, yada limiti dolmuş oyuncuları gördük diyebiliriz. Pekala sayalım öyleyse ; Serkan Balcı, Olcan Adın, Yasin Öztekin, Sapara. Benim kafamda bu oyuncular bu takımda oynamayı hak etmiyorlar.
Tabii ki önce yapmamız gereken iş ortasahayı dirençli tutmaktı. Zaten bir takımın ortasahası düşük olursa maç boyu baskı yemeye ve gol yemeye mahkum oynar... bir sürü hakem hatası vardı diyorduk, 2 tane ofsayttan gol, bir verilmeyen penaltı, birde saçma sapan bir penaltı.
Maçı izlerken etmediğimiz beddua kalmadı, söylemediğimiz hakaret kalmadı. Ancak bunlara izin verenlerde biz değil miyiz ? göz göre göre yapılan hataları kabul ediyoruz.Dün Fenerbahçe maçı sonrası Yılmaz Vural’ın açıklamalarını izlediğimde gerçekten kendisini takdir ettim, çünkü hakemlere öyle güzel giydirdi ki.
Şenol Hoca sanki maçı rakip kendi emekleriyle kazanmış gibi, rakip bu galibiyeti hak etmiş gibi, hakemlerle ilgili ağzını bile açmadı. O konuda Şenol Hocanın büyük bir hatası var.
Gelelim bizim eksiklerimize. Yarıda kalmıştı sözümüz, ortasahası dirençsiz bir takım takım olamaz diyorduk. Evet aynen öyle, çünkü bu gün ortasahasız bir takımın nasıl güzel maç kaybettiğinin basit bir örneğini izledik.
Elimize öyle büyük bir fırsat geçtiki yenseydik kesinlikle yeniden doğmuş gibi olacaktık. Bu takıma oturtup 1461’in kupa maçlarını izletmeleri gerekmekte. Bir takım ruhu nasıl olurmuş, bir takım hep beraber nasıl mücadele edermiş, görsünler diye...
Rezillikte sınır tanımayan bir takımı izlemek adete Çin işkencesi gibi oluyor, öyle ölü gibi oynarak 2-1’den maç çevirmek her baba yiğidin harcı değildir. Oyunu öyle bir ısıracaksın, oyunun yakasına öyle bir yapışacaksın ki, ne rakibin ne de hakemlerin sana karşı kurduğu hain planları gerçekleştirmesine izin vermeyeceksin.
Oynadığımız oyun açısından, böyle bir yenilgiyi hak ettiğimizi herkesler biliyor sanırım. Şenol Hocada bunun farkındadır İnşallah. Şenol Güneş gider mi, kalır mı bilemeyeceğim. Bununla ilgili yorumda yapmak istemiyorum, ancak ortada bir gerçek var ki bu o da bu takımın bir an önce kendisine gelmesi gerektiğidir.
Mahalle takımlarından farksız kaldık resmen Spor Toto Süper Lig’de...
Ortada büyük bir kayıp var, teknik direktöründen tutunda, yedek futbolcusuna kadar, ortada büyük bir kayıp var.
Görenler lütfen bildirsinler...