Recep Çaltepe
14.01.2013, 17:07
Adı 1461 Ruhu 1976
Trabzonspor taraftarları olarak yıllardır bahsettiğimiz bir konu var: Altyapı. İstanbul takımlarıyla ekonomik olarak mücadele etmenin imkansızlaştığı son dönemlerde, özellik sezon başlarında dışarıdan yapılan transferlerin merhem olmadığının da görülmesiyle, yaklaşık Mart-Nisan ayları gibi bu kelime yine gündeme gelir, sonra Temmuz ayı gibi gazetelerin transfer dedikodularından ibaret sayfaları daha bir aşkla ve şevkle karıştırılır, kelime bir sonraki senenin Mart-Nisan ayına kadar da rafa kaldırılır. Bu ve bunun gibi bazı kısır döngülerdir Trabzonspor’u içinden çıkılmaz tartışmalara sürükleyen.
Belirli dönemlerde altyapı ile ilgili bazı projeler gündeme gelir, heyecan yaratır ama sonrasında unutulur gider. Yine belirli dönemlerde altyapıdan bazı futbolcular gündeme gelir, hayaller beslenir ama sonra onlar da ya unutulur ya da kendini unutturur, adını Federasyon takım listesine bakar gibi türlü türlü kulüplerin yanında görürüz; yani umutların sonu yine elde var sıfır işlemine döner.
Ancak beklentimizle uyuşacak dönemlerden birinde bu sefer bazı şeyler sanki oluyor gibi.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere 1461 Trabzon takımından, pilot takımımızdan bahsediyorum. Bundan birkaç sene evvel proje başladığında yine aynı heyecanı duyduk. Aslında başlangıçta da yöreye özgü bazı sıkıntılar yaşanmadı değil, bölgenin diğer takımları neden kendilerinden altyapı konusunda yardım alınmadığı konusunda sitemde bulunup, pilot takım için harcananın paranın 10’da 1’ine yerli Messi’ler çıkaracaklarını iddia ettiler; haklı veya haksız olarak. O dönemki yönetimin bir bildiği vardı da bu taleplere sırtını döndü ve pilot takım uygulamasına gitti deyip işin bu tarafını şimdilik, en azından bu yazıda tekrar açmayacak şekilde kapatalım.
Projenin kahramanı ve o dönemlerin farklı ismini taşıyan takımı bu süreçte belirli gelgitler yaşadı. Yükselme maçlarını kaçırdığı da oldu, bir alt lige düşme korkusunu yaşadığı da. En sonunda takımın başına, öncesinde Tavşanlı Linyitspor ile Süper Lig’in kapısından dönen Mustafa Reşit Akçay getirildi, ve ne olduysa ondan sonra oldu. Takım önce şimdiki adıyla PTT 1. Lig’e yükseldi ve bu sezon da bu ligde zirveye oynar hale gelmekle kalmayıp, Ziraat Türkiye Kupası’nda dikkat çekici sonuçlara da imza attı. Şimdi etrafta kim ne dersin desin, sadece Trabzon şehrinde değil, ülke genelinde de bir 1461 Trabzon gerçeği var.
Takımın neredeyse tamamı Trabzonlu oyunculardan oluşuyor, altyapı konusu açıldığında her kesim tarafından arzu edildiği üzere ama en önemlisi sahaya büyük bir mücadele ruhu konuyor bu çocuklar tarafından. Biz PTT 1. Lig’de izleyebildiğimiz maçlar kadar vakıftık konuya ama hem deplasmanda oynanan Galatasaray maçı hem de dün oynanan Fenerbahçe maçında izleyen-izlemeyen tüm gözlere, duyan-duymayan tüm kulaklara Trabzon futbolunun ve futbolcusunun mücadele azmini, isterse-imkan verilirse neleri yapabileceğini gösterdi, işittirdi. A takımda on yılda bir gördüğümüz hırsı, bu sezon göz önünde oldukları 2 maçta sahaya fazlasıyla yansıttılar. Trabzonspor’un peş peşe şampiyonluk kazanmış olduğu dönemleri göremeyen biz bazı taraftarlara o dönemlerden her hattıyla kesitler sundular, hatta Türkiye Kupası serüvenleri bile o dönemki fırtına başlangıcının neredeyse aynısı olarak gerçekleşmekte. Gözlerimizin pasını silmekle kalmadılar, gönüllerimizi okşadılar, heyecanlandırdılar, hırslandırdılar, coşturdular, duygulandırdılar, ağlattılar. Trabzon futbolu gerçeğini tüm Türkiye’ye bir kez daha duyurdular. Soğutulduğumuz futbola bizi tekrar ısındırdılar, geleceğe daha umutla bakmamızı sağladılar.
Resmi kayıtlarda adı “1461 Trabzon”.
Ama aslında bu takımın adı “1976 Trabzon”.
http://c1301.hizliresim.com/15/g/hybd2.jpg (http://bit.ly/c25MCx)
Trabzonspor taraftarları olarak yıllardır bahsettiğimiz bir konu var: Altyapı. İstanbul takımlarıyla ekonomik olarak mücadele etmenin imkansızlaştığı son dönemlerde, özellik sezon başlarında dışarıdan yapılan transferlerin merhem olmadığının da görülmesiyle, yaklaşık Mart-Nisan ayları gibi bu kelime yine gündeme gelir, sonra Temmuz ayı gibi gazetelerin transfer dedikodularından ibaret sayfaları daha bir aşkla ve şevkle karıştırılır, kelime bir sonraki senenin Mart-Nisan ayına kadar da rafa kaldırılır. Bu ve bunun gibi bazı kısır döngülerdir Trabzonspor’u içinden çıkılmaz tartışmalara sürükleyen.
Belirli dönemlerde altyapı ile ilgili bazı projeler gündeme gelir, heyecan yaratır ama sonrasında unutulur gider. Yine belirli dönemlerde altyapıdan bazı futbolcular gündeme gelir, hayaller beslenir ama sonra onlar da ya unutulur ya da kendini unutturur, adını Federasyon takım listesine bakar gibi türlü türlü kulüplerin yanında görürüz; yani umutların sonu yine elde var sıfır işlemine döner.
Ancak beklentimizle uyuşacak dönemlerden birinde bu sefer bazı şeyler sanki oluyor gibi.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere 1461 Trabzon takımından, pilot takımımızdan bahsediyorum. Bundan birkaç sene evvel proje başladığında yine aynı heyecanı duyduk. Aslında başlangıçta da yöreye özgü bazı sıkıntılar yaşanmadı değil, bölgenin diğer takımları neden kendilerinden altyapı konusunda yardım alınmadığı konusunda sitemde bulunup, pilot takım için harcananın paranın 10’da 1’ine yerli Messi’ler çıkaracaklarını iddia ettiler; haklı veya haksız olarak. O dönemki yönetimin bir bildiği vardı da bu taleplere sırtını döndü ve pilot takım uygulamasına gitti deyip işin bu tarafını şimdilik, en azından bu yazıda tekrar açmayacak şekilde kapatalım.
Projenin kahramanı ve o dönemlerin farklı ismini taşıyan takımı bu süreçte belirli gelgitler yaşadı. Yükselme maçlarını kaçırdığı da oldu, bir alt lige düşme korkusunu yaşadığı da. En sonunda takımın başına, öncesinde Tavşanlı Linyitspor ile Süper Lig’in kapısından dönen Mustafa Reşit Akçay getirildi, ve ne olduysa ondan sonra oldu. Takım önce şimdiki adıyla PTT 1. Lig’e yükseldi ve bu sezon da bu ligde zirveye oynar hale gelmekle kalmayıp, Ziraat Türkiye Kupası’nda dikkat çekici sonuçlara da imza attı. Şimdi etrafta kim ne dersin desin, sadece Trabzon şehrinde değil, ülke genelinde de bir 1461 Trabzon gerçeği var.
Takımın neredeyse tamamı Trabzonlu oyunculardan oluşuyor, altyapı konusu açıldığında her kesim tarafından arzu edildiği üzere ama en önemlisi sahaya büyük bir mücadele ruhu konuyor bu çocuklar tarafından. Biz PTT 1. Lig’de izleyebildiğimiz maçlar kadar vakıftık konuya ama hem deplasmanda oynanan Galatasaray maçı hem de dün oynanan Fenerbahçe maçında izleyen-izlemeyen tüm gözlere, duyan-duymayan tüm kulaklara Trabzon futbolunun ve futbolcusunun mücadele azmini, isterse-imkan verilirse neleri yapabileceğini gösterdi, işittirdi. A takımda on yılda bir gördüğümüz hırsı, bu sezon göz önünde oldukları 2 maçta sahaya fazlasıyla yansıttılar. Trabzonspor’un peş peşe şampiyonluk kazanmış olduğu dönemleri göremeyen biz bazı taraftarlara o dönemlerden her hattıyla kesitler sundular, hatta Türkiye Kupası serüvenleri bile o dönemki fırtına başlangıcının neredeyse aynısı olarak gerçekleşmekte. Gözlerimizin pasını silmekle kalmadılar, gönüllerimizi okşadılar, heyecanlandırdılar, hırslandırdılar, coşturdular, duygulandırdılar, ağlattılar. Trabzon futbolu gerçeğini tüm Türkiye’ye bir kez daha duyurdular. Soğutulduğumuz futbola bizi tekrar ısındırdılar, geleceğe daha umutla bakmamızı sağladılar.
Resmi kayıtlarda adı “1461 Trabzon”.
Ama aslında bu takımın adı “1976 Trabzon”.
http://c1301.hizliresim.com/15/g/hybd2.jpg (http://bit.ly/c25MCx)