PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Habil, Galileo, Takiyüddin Mehmet ve Trabzonspor



Emirhan Makul
07.12.2012, 14:46
https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/423102_577279715631422_1339550372_n.jpg



Yasak meyve yenilir ve düşer gökten iki insan, başlar tüm hikaye baş kahramanlar Adem ve Havva ile.

Yaratılan bu koca evren, bu gökyüzü bu ölümlü dünya ve bir çift insan, hem de yaratıcıları tarafından cezalandırılıp cennetten kovulan ve “Birbirinize düşman olarak inin, size dünyada bir süre kadar kalma ve yararlanma imkanı veriyorum. Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz, yine oradan diriltilip mezardan çıkarılacaksınız” denilen iki kutsal varlık.

Ve indiler uçsuz bucaksız yeryüzüne, yirmi doğumda kırk insan evladı getirdiler dünyaya, ilk çocukları Kabil ve Habil‘di. Kabil kıskandı Habil’i kendi yapamadıkları kendi beceriksizlikleri yüzünden, şeytana yenildi, ilk cinayet o gün işlendi, ilk kardeş katli o gün yapıldı, taş kuyuya düştü bir kere, çıkarması tüm cihana kaldı.

Dünya Adem ve Havva’dan olmuş bir çok insanlarla donatıldı, ırklar, nesiller, çeşit çeşit insanlar kavimler geldi. Bir çok Habil oldu, haksız yere öldürülen sürüce fani. En acısı da düşünceleri uğruna öldürülenlerdi, evet sadece bir şey, bir uktecik düşündükleri için katledilenler.

Galileo Galilei mesela, dünyanın yuvarlak olduğunu söylediği için giyotin ile öldürülen bu İtalyan bir şey düşünmüştü, ki doğruydu düşündüğünü, suç işlediği gerekçesi ile çıkarıldığı mahkemede özür dileyip çıkışta “ama ne yapayım dönüyor işte” diyen o cesur yürekli bilim adamı, evrenin merkezi dünya değildir dedi belki de farkında olmadan, tüm bağnaz insanlara “siz hiç bir şey bilmiyorsunuz” dedi ve düşünceleri onun sonu oldu, “dünya tepsi gibi düz ve evrenin merkezidir” diyenler tarafından kafası uçuruldu

Gözleri ile gerçeği görenler asla susamazlar, gerçeği gözlediği için kafası uçurulan İtalyan Galileo’nun kaderini çok uzak topraklarda yaşayan bir başka bilim adamı yaşadı.

Takiyüddin Mehmet Efendi, Osmanlı’nın, evrenin gökbilimcisi, kendisine tahsis edilen gözlem evinden dünyanın sırlarını çözen bir dahi, enlem ve boylamların kordinatlarını o güne kadar hesaplayabilmiş tek insan, matematik kurallarının yaratıcısı, astronomi biliminin yaratıcısı, optik düzeneğini geometri ile ilişkilendirip göz sistemini açıklığa kavuşturan insan. Buldukları, tasarladıkları, keşfettikleri kitaplara sığmayan, kendinden sonra kalanlara bildiklerini miras bırakan bir maktül. Evet bir maktül çünkü Takiyüddin efendi dönemin Şeyhülislamı Ahmet Şemsettin tarafından 3. Murat’a “Gözlem kulesinden meleklerin bacaklarını gözetliyor” şikayet edilmiştir ve rasathanesi yıkılıp 3. Murat’ın emri üzerine idam edilmiştir.

Bir çok insan sayılabilir bu şekilde, haksızca öldürülen. Çok uzaklarda da var onlardan, yanı başımızda da, sadece bedenler ölmüyor gerçeğin savaşında, nice insanlar mapus damlarını ev edindi düşündüler diye, nice insanlar sürgün yedi, döndüklerinde geriye hiç bir şeyin kalmadığını gördüler, kalsa bile artık kendilerine faydası olmadığını bilmekteydiler. Yanı başımızda yaşadık düşünceler yüzünden ölmeyi, sürgün yemeyi, mapuslara düşmeyi, ihtilaller yaşadı bu ülke, önce birbirlerini öldürdü insanlar, sonra sürgün yediler daha sonra mapusa düştüler. Esas olay geride kalanlara oldu, gözleri önünde düşünceleri yüzünden işkence çeken insanları görenler ilk önce kitaplardan, daha sonra düşünmekten vazgeçtiler.

Galileo’yu, Takiyüddin Mehmet Efendi’yi öldürenler insanları düşünmemeye sadece tüketmeye tutsak bırakıyorlardı. O kadar güçlüydüler ki her istediklerini alabilirlerdi insanların elinden…
Ve bir gün zaten toplumun eline afyon diye verdikleri futbolu, o iğne iplik ile tutunan, bağımlılık, saldırganlık, düşmanlık ile dostluk, centilmenlik, paylaşmak ve spor arasında gidip gelen futbolu tamamı ile çaldılar.

Kimsenin bir başka futbol takımından başarı beklemediği anda bir takım çıktı ve o zamana kadar bilinen her şeyin değişebileceğini gösterdi bu koskoca ülkeye, “Kral Çıplak” diye bağırdı. Ey halk ezilmeyin çıkın siz de başarabilirsiniz, ben sizim dedi. 6 kez bağırdı bu ülkenin futbolunun sadece 3 tane güruhun elinde olmadığını. Futbol hepimizin ve iyi oynarsak hepimiz olabiliriz dedi.

Kimse gelmedi bu doğrucu davutun arkasından, zalim devam etti işkencelerine, sürgün ettiler düşünceleri, en aşağı gördüler kendileri dışında kalan herkesi ve bir gün o çocuk yeniden çıktı meydana, zaten hep çelme takmak için tekmesini sallıyordu sözde ulu hakanlara.

Habil’e atılan taştan daha büyük bir taş attılar, Galileo’yu kestikleri bıçtaktan daha keskini ile kestiler, Takiyüddin Mehmet Efendi’den daha yükseğe astılar bu çocuğu, kazandıklarını, keşfettiklerini, hayallerini, düşündüklerini elinden aldılar, şaha kalktı ey yüce devlet bundan aksi hüküm yoktur çalan haklıdır çalınan sürgün yemelidir en uzağından.

Düşünmekten, kitaplardan, konuşmaktan alıkoydukları gibi futboldan da uzaklaştırdılar insanları, o mavi gözlü bordo hırkalı, sarışın, sivri burunlu çocuğun katlini gören kimse yanaşmak istemedi “kral çıplak” demeye ve kral anadan üryan dolaşmaktaydı artık bu alem-i cihanda.

Dünya fani, ölüm ilelebet gerçek fakat tek bir şey unutulmayacaktı;

Habil asla Kabil’in düşündüğü gibi aileyi bölen, kendisini küçük düşürmek isteyen bir insan değildi,

Dünya Galileo’nun dediği gibi yuvarlaktı ve evrenin merkezi güneşti.

Takiyüddin Mehmet Efendi’nin söylediği kordinatların hepsi doğruydu, bulduğu yıldızların hepsi vardı, kuramını yaptığı matematik ifadelerini kimse değiştiremeyecekti ve o gözetleme kulesinde ki teleskopundan dünyada herkesin görebileceği fakat kimsenin anlayamayacağı gerçekleri görüyordu.

Ve futbol artık masum çocukların oynayacağı temiz bir oyun değildi ve o mavi gözlü bordo hırkalı sarışın ve sivri burunlu çocuklar asla ölmeyeceklerdi.

TekfurÇayır 61
07.12.2012, 15:08
Ellerine sağlık, böyle güzel bir yazıyı okuma imkânı verdiğin için teşekkürler.

İlker Yazıcıoğlu
07.12.2012, 15:12
Adamım Emirim benim.
Yüreğine sağlık canım kardeşim.
Merakla ve de tebessümle okudum.
Ayrıca da çok kızdım.
Ancak bu kadar güzel bir bağlantı kurulabilirdi gerçek örnekler verilerek.

Alihan Ertürk
07.12.2012, 20:25
Her yazıda ayrı bir ders veriyor bu adam, her seferinde daha çok hüzünlendiriyor..
Hüzünlendiriyor belki ama okurken zevk veriyor yazdıkları.

Yüreğine sağlık Sultan!

Tolga
07.12.2012, 20:47
Yüreğine sağlık Sultan, helal olsun . . .

Şenol Altunsoy
07.12.2012, 20:55
Ula Sultan o beyninin derinliklerini bir insanlığa akatarabilsen çok şeyi değiştirirsin sen

Eline yüreğine sağlık.

M.S.SOFU
07.12.2012, 21:34
helal
çok iyi yzılmış düşünülmüş kurgulanmış bir yazı
bildiğin döktürmüş emirhan

biz galileoyuz,takiyyüddiniz,zenciyiz
ben bu takımı bu yüzden seviyorum
benzeri çalışmaların çoğalması dileğiyle
bunu vurguladıkça kimliğimiz diğer takımlardan ayrılacak

k.çını istanbul sermayesine dayayıp asi olduğunu zanneden ama anarşiden zorbalıktan içmekten beyinsizleşmekten öte gidemeyen bazıları bunu okumalı.

biz bi tarafımızı ne istanbul sermayesine dayadık ne de anarşi çıkardık.
biz kendi gücümüzle sistemin içinden sistemin kendisine yapılmış bir eleştiri,bir içerden yıkma girişimi bir dik duruştur.
doğruyu söyledik ve şimdi bizi köyden kovuyorlar.
lakin elbet gün gelip biz köye geri döneceğiz.
şimdi güç onların elinde,iktidarın hiç değişmeyeceğini düşünüp çeşitli eş dost ilişkileriye borularını öttürmekteler.
gün gelir iktidardaki değişir,medya el değiştirir.
bu ülkede olmaz denilen şeyler oldu,yine olur,yine olur.
ha velev ki biz bunu göremedik
biz bunun hayaliyle yaşayıp başımız dik bir şekilde ölmeyi beklerken,siz zevk sefa içinde yaşamaya çalışıp ölme korkusuyla bu sefadan bile zevk alamayacaksınız.

zekeriyya
08.12.2012, 10:12
Ve futbol artık masum çocukların oynayacağı temiz bir oyun değildi ve o mavi gözlü bordo hırkalı sarışın ve sivri burunlu çocuklar asla ölmeyeceklerdi.

ula biz sivri burunluyumuz vurun kellesini !!!!

Gurpas
08.12.2012, 10:45
tek bir kelime yeterli ,

Mükemmel!

Necmettin ALTUNTAŞ
08.12.2012, 13:08
Güzel bir değerlendirme.Kalemine sağlık.

oflubektas
08.12.2012, 13:15
Takiyuddin Mehmet değil, doğrusu "Takiyuddin Raşid" veya "Takiyuddin Mengüş" olacak, büyük astronom Galileo'nun hayat hikayesi de pek yazıldığı gibi değil ama bunun dışında meramını çok iyi anlatmış, harika bir yazı çıkarmış Emirhan kardeşim.

"Transparan duygular" yazısını unutamıyorum, bunu da yazdım aklımın bir köşesine.

Tebrikler, teşekkürler...

Ömer Faruk61
08.12.2012, 13:18
Mükemmel bir yazı.Helal Olsun...

hanifta
08.12.2012, 13:29
bizim forum da ne cevherler varmış...helal olsun...mükemmel yazı...

Mollasalihoğlu
08.12.2012, 13:31
Eline sağlık sultanım.

Gökhan ARSLAN
08.12.2012, 13:53
Helal olsun...

ilhan
11.12.2012, 18:08
İnternetim yoktu geç yazıyorum. Mükemmel bir yazı olmuş Emirhan. Valla okurken hem keyif aldım hem de seninle iftihar ettim.

Badaloğlu
11.12.2012, 18:49
Emirhanım,

Yazının ana fikrini çok beğendim ama bir konuda yanlış bilgi verdiğin için kurgu haliyle bozuluyor. Evet Galileo engizisyon mahkemelerinde yargılanmıştır, bu doğru ama giyotunle kafası kesilmemiştir. Kendisi engizisyon mahklemelerinde ömür boyu hapis cezası almıştır ama bu daha sonra ev hapsine çevrilmiş, sonrasında ise 78 yaşında ölmüştür.

Tabi bu durum yazının ana fikrini, söylenmek istenenleri değiştirmiyor ama bu bilgiyi de düzeltmek gerek. Galileo, dönemine göre söylemleriyle benimde çok ilgimi çeken bir kişiydi. Yanlış hatırlamıyorsam onunla ilgili birde film izlemiştim. Kilisenin söylemlerinin önüne nasıl set çektiğini, özelliklede mahkeme safhasını konu eden bu filmi çok dikkatlice izlemiştim. Kilise dünya tepsi gibidir derken, kendisi mahkemede bile '' ama ne yapayım dönüyor işte'' diyecek kadarda yürekli birisiydi.

Yüreğine sağlık Emirhan... Bu tip yazılarını daha sık görmek istiyorum.

Tolga
11.12.2012, 19:30
Emirhan, gardaşım Galileo başına dert oldu bu yazıda sana cidden :)

Bahadır Şimşek
11.12.2012, 21:31
Çok güzel bir yazı olmuş, yüreğine sağlık ve bundan sonraki yazıların için de kalemine kuvvet...

Zafer Keskin
13.12.2012, 10:05
Ellerine sağlık gadam... Sivri burunlu, tek kaşlı uşak. Senmisin tabiri çok seven...

OrkHun
13.12.2012, 10:33
Galilei giyotinle falan öldürülmüş değildir. Öğretim faaliyetlerinden men edilmiş ve ev hapsine alınmıştır. ki ev hapsindeyken de kitap yazmıştır.
Düzeltmiş olalım.

Tunga
13.12.2012, 10:46
Eline sağlık Emirhan.

Ancak bir düzeltme de ben yapayım: Dünyayı mert olması gereken bir yer diye tasvir etmişsin. Unutma; mert olsa, yuvarlak olmaz, fırdöndü gibi dönmezdi.

Lütfen bu gibi maddi hatalardan kaçınalım :cool:

Ama yazı güzel; fena değil yani :eek: