PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şikebahçe Dolandırıcılığı



Burçak
18.10.2012, 12:58
http://www.ilkhabergazete.com/d/news/3894.jpg

Dollar Dirk’in Fenerbahçe’deki harika dünyası.
Bu yazı Hollanda'da satılan Voetbal International dergisinin 41. sayısında yayınlanan yazının çevirisidir.


Temiz Kramponlar Operasyonu

Türkiye’de kanallar bu görüntüye doyamıyorlar: Televizyonda üzerinde “polis” yazan hırka giymiş 2 sakallı adam ellerindeki el arabasını dengede tutmaya çalışıyor. Üzerinde 12 bin sayfadan oluşan 26 mavi dosya bulunuyor. Bunlar Fener Dolandırıcılığının kayıtları.

Fenerbahçe geçen sene şampiyonluğu satın aldı. Yönetim hapse atıldı. Oraya gidecek en son adam Kuijt olabilirdi herhalde. Taraftarların sevgilisi geçen sene hiç de kararsız değildi. Futbol’da gerçek aşk diye bir şey vardı. Feyenoord’a dönmeyi çok istiyordu! Bonservisi sadece 1 milyon Euro olduğu için Feyenoord’un sansı varmış gibi görünüyordu. Görünüyordu...

Türkiye’de profesyonel futbol tamamen rayından çıkmış durumda. Türkiye ligi için “match-fixing” yerine “league-fixing” tabirini kullanmak daha doğru olur. Başrolde de Kuijt’un yeni takımı var. Dirk’ciğin harikalar diyarını burada göreceğiniz polis dosyalarında okuyabilirsiniz.

http://www.ilkhabergazete.com/d/other/sike-belgeleri.20121018115329.jpg

İstanbul, Nisan 2011

Beyaz bir spor araba ilkbahar güneşinde ışıldıyor. Ali Kıratlı yeni Porsche Panamera arabası ile yola çıkıyor. İstikamet Fenerbahçe’nin bir sonraki rakibi olan Eskişehirspor’un antrenörünün evi. Patron Aziz Yıldırım sevinebilir, çünkü 3 puan yine yolda. Fakat... Biraz sonra aynasında polislerin kendisini takip ettiğini fark eder ve dur işareti gelir. Bu bir tesadüf değildir. Sert bakışlı memurlar oyuncu menajerine bagajını açmasını emreder. Düğmeye basılır ve bagaj kapısı açılır. “O çantayı açın bakalım” denir. Çantayı açar açmaz içinden bir kaç deste para dökülür. Çantada en az 400 bin lira var. Memurlar Ali Kıratlı’ya bakarak: “Bu kadar parayla ne yapacaksınız?” diye sorar. Ali Kıratlı kısaca “Ev almaya gidiyordum” diye cevap verir.

Tam bir film gibi. 2011’in başında polis gizli bir şekilde soyunma odalarına kadar her yere dinleme cihazları ve kameralar yerleştirdi. Türkiye ligi The Godfather filminin 4. bölümü gibi adeta. Sadece oyuncu yatağına yerleştirilen kesilmiş bir at kafası eksik. Şike iyice kök salmış durumda. Maç sonuçları önceden belirleniyor, pahalı hediyeler ve yığınlarca peşin para ile galibiyetler satın alınıyor.

Özelikle Eskişehirspor’un teknik direktörü Bülent Uygun ile işlerin iyi yürüdüğü belli oluyor. Kendisi doksanlarda Fenerbahçe’nin kaptanıydı, taşınmaz mülk zengini oldu, fakat büyük bir depremde her şeyini kaybetti. Futbola dönmüşken eline geçen fırsatları değerlendiriyor! Çok kısa bir sürede 50 tane altın Rolex’ten oluşan bir koleksiyona sahip oluyor. Sevgili Yıldırım Bey sayesinde bütün kulüp bundan yararlanıyor.

Bir gün oyuncularından birine telefon açar: “Dinle. Sana Mini Cooper ayarladım.” Oyuncusunun yapması gereken tek şey biraz daha az iyi oynamak. İsabetsiz bir pas, ıskalanan bir top mesela. Yeter ki yenilsinler. Futbolcunun aklında bir soru var: “Arabanın jantları ne renk?” Kendisi jantların siyah olmasını istiyor. Koç oyuncusunu ikna eder. Hiç sorun değil. Biraz zaman geçtikten ve ikilinin yaptığı konuşmadan hiç memnun olmayan partneri ile görüştükten sonra yapılan teklife geri dönen oyuncu: “Koç, jantlar beyaz olsun” diyor.

Görünüşe göre Fenerbahçe’nin rakipleri Mini Cooper’larda keyifli bir şekilde oturuyor. Sivasspor’un kalecisi de ligin sonunda birden yeni arabasının içerisinde görünüyor. Tapelere bakılırsa Dirk Kuijt’un su an 5. sırada bulunan takımı ile ilgili endişe etmesine hiç gerek yok, zira şuan hala Fenerbahçe’nin başkanı olarak görevine devam eden Aziz Yıldırım’ın birçok kulüple son derece iyi ilişkileri var. Her kademeden insanlarla irtibatını 21 farklı cep telefonu ile sağlıyor. Hakem atamalarını bile etkilemeye çalışıyor.

Bu Futbol Federasyonu’nun bir temsilci ile yapılan bir görüşmenin kaydında belli oluyor. Bu görüşmede Fenerbahçe’nin başkanı 2010’da oynanan Trabzon maçlarına atanan zayıf hakemlerden şikâyet ediyor. Kendisinin gözünde onlar kendi kulübünün aleyhinde düdük çalan adamlar ve görüştüğü federasyon temsilcisine “O (kötü) kararların listesini gönderirim” diyor. Sonrasında Yıldırım su soruyu soruyor: “25. hafta oynanacak Trabzonspor - Kasımpaşa maçına hangi hakem atandı?” Hattın diğer tarafındaki kişi cevap veriyor ve Yıldırım “Tamam” dedikten sonra bir de “O hakem adil olmadığı için biriyle görüşülmesi gerekiyor” diyerek görev veriyor.

Kuijt’un yeni kulübünde yaşananların gerçek olduğunu düşünmek kısa bir süre öncesine kadar inanılmaz geliyordu. “Ama maalesef böyle” diyor Erkan Alkan. Kendisi 2012 itibariyle Nordin Amrabat’in menajeri ve iş gereği sürekli Türkiye’de bulunuyor. “Süreci televizyondan takip ettim. Mini Cooperlar, para, hepsi gerçekten oldu. Fenerbahçe’de bunların merkezindeydi. Bunlar Türk futbolu için bir utanç.”

http://www.ilkhabergazete.com/d/other/aziz-yildirimin-sike.20121018115351.jpg

SİLAHLAR VE BOMBALAR

Ön sayfaları süsleyen sadece Fenerbahçe değildi. İ.B.B.’li bir oyuncunun birden hızlı bir yarış atının sahip olduğu ortaya çıkıyor. Futbol liginden tanıdığı ve tesadüf yarış atları konusunda uzman olan Beşiktaş kulübünün bir yöneticisinin hediyesiydi. Mini Cooper veya paradan biraz daha farklı bir ödül. İki kulüp kupa finalinde karsılaşıyor ve Beşiktaş galibiyet şansını büyütmek istiyor. Bahsi geçen futbolcu ülkenin en hızlı ikinci atını talep etmiş, fakat pahalı olduğu için sonunda daha yavaş ama aynı kandan olan bir at için anlaşıyorlar. Kuijt, ata gururla sahip olan bu oyuncuyla karsılaşmayacak çünkü bu oyuncu, İbrahim Akın, 2015’e kadar futboldan men edildi. Kendisi at anlaşmasından bir kaç ay önce o zamanlar milli takımın teknik direktörü olan Guus Hiddink tarafından Hollanda ile oynanan hazırlık maçının kadrosuna seçilmişti.

Hiddink 2011’de ligin düğümünün inanılmaz bir şekilde çözülmesine şahit oluyor. Fenerbahçe 2010/2011 liginin ilk yarısında baya gerideydi, fakat üst üste 18 maç yenilmeyerek tekrar şampiyonluk yarısına dahil oluyor. Tüm Türkiye Sivasspor’la oynanan son maça kilitleniyor. Sokaklarda 90 dakika boyunca sessizlik hakim oluyor. Mac 4-3 bitiyor ve Fenerbahçe gol averajı ile şampiyon oluyor. 17 galibiyet, 1 beraberlik inanılmaz bir performans. İstanbul’un Anadolu yakasında bayram yaşanıyor. Fakat kısa bir zaman sonra konfetilerin yerini su bombaları, nargilelerin yerini de göz yaşartıcı gaz alıyor. Gözleri kanlanmış çılgın adamlar gazetecilere saldırıyor.

Çünkü az önce Avrupa futbolunda yaşanan tarihi bir olayla ilgili haber almışlardı. Bir Pazar akşamı Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna bambaşka bir gözle bakılmaya başlandı. Futbolcuların villalarına, kulüplerin yönetim odalarına, futbolcu menajerlerinin evlerine, ülkenin her yerinde baskınlar yapılıyor. En az 60 kişi tutuklanıyor. Bunların arasında kulübün direktörü olan Hasan Çetinkaya da bulunuyor.

Yöneticilerin odalarında bulunan laptoplar ve cep telefonları poşetlere koyuluyor. Polis günün sonunda 3 tane 9 mm tabanca, 4 tane 7.65 mm revolver tabanca, 1.38 kalibre silah, kurşunlar, sahte ehliyet ve futbolcu menajerlerinin sınav kağıdı kopyaları gibi bir çok şey elde etmiş oluyor. Kuijt’un kulübünün başkanının villasında 2 el bombasının bulunduğu ortaya çıkıyor. O da tutuklanıyor. Onun tutuklanması ülkede şok etkisi yaratıyor. Bu karizmatik başkan Türkiye’nin en güçlü adamlarından biri. Kendisi askeri üsler yaptırarak zengin oldu.

Şimdilerde ülkenin farklı yerlerinde bulunan inşaat, turizm ve savunma şirketlerine sahip, ama o özellikle futbol sayesinde tanınıyor. 20 seneden uzun bir suredir kulüp için çalışıyor. 1990’da Guus Hiddink’i takıma getirdi, fakat Hollandalı 1 sene bile dayanamadı. Yıldırım yeni stat yaptırdığında kahraman oldu. Kulüp inanılmaz bir şekilde ilerledi. Öyle ki Türkiye ufak gelmeye başladı. Asıl olay Şampiyonlar Ligi’ydi.

Aziz Yıldırım’a dokunduğunuz zaman birçok kişiye dokunmuş oluyorsunuz. Politika ve ekonomi dünyasının içerisinde bulunan kişilerle olduğu yakınlığını anlatarak sizi sıkmayacağız, fakat kendisi sokakta Fenerbahçe’nin Babası olarak biliniyor. Fenerbahçe Feyenoord’dan çok daha fazla taraftara sahip olan bir kulüp. Paralı yayın satın alanların yarısı Fener taraftarı. Sonuçlar iyi olunca restoran ve barların gelirleri artıyor. Tutuklamalardan sonra Fenerbahçe taraftarı toplu bir şekilde dekoderlerin iade edilmesi konusunda duyuru yaptı. Ortalık karıştı. Parlamento’da bile aniden şikeye verilen cezaların azaltılması için oy verildi. Ortaya çıkanlar Michel Platini ve UEFA’nın korktukları şeylerin gerçek olduğunu ispatlamış oldu.

Platini Erdoğan’la yaptığı görüşmede, özellikle de Türklerin Euro 2020’yi organize etmek istedikleri için, endişelerinin olduğunu açıklıyor. Fransız başkan sert bir tavır sergiliyor, fakat sözleri tıpkı bir Türk hamamı gibi sisli olan bu ortamda kayboluyor. Olayların dışında kalanların gelişmeleri anlaması neredeyse imkânsız. Türkiye dedikodu kültürüyle tanınıyor. İlginç anlaşmalar, Yıldırım’ın tutuklanması, Federasyonun sessiz tutumu, olaylara karışan politikacılar, hepsi en inanılmaz komplo teorilerine yol açıyor. Onları bir kenara bırakıyoruz. Asıl soru Futbol Federasyonunun ve adaletin Kuijt’un yeni kulübüyle ilgili nelerin ispat edebildiğidir.

TEMİZLİKÇİLER VE MISIR

Toplam 93 kişi hakkında dava açıldı. Mahkemede açıklayıcı tapeler ortaya çıkıyor. Mesela bir oyuncu bir imama Fenerbahçe’ye gol atmamak için para alıp alamayacağını soruyor. Bazıları ise Kuijt’un yeni kulübüne karsı iyi oynamamaları için araba teklifleri alıyor.
Her şey her zaman açık değil. Şüpheliler çoğu zaman konuşurken kod kullanıyor, mesela “Yeni ofisin için kaç tane temizlikçiye ihtiyacın var?”, “10 tane temizlikçiye ihtiyacım var”, “Temizlikçilerin hangi binaya gitmeleri gerekiyor?” gibi. Bir başka kod da mısır. Yıldırım’ın bu sebze ile ilgili göze batan bir sıklıkta bahsettiği görünüyor. Mesela “Mısırları hasat ettiniz mi?” diye bir soru soruyor. Kendisi mahkemede mısırların hobisi olduğunu açıklıyor. “Mısır tarlaları olan arkadaşlarım var” diyor. Un ve ekmek de görüşmelerde sevilen maddeler olarak geçiyor.

Rüşvetler, gözdağı, şiddet. Futbol Federasyonu onca baskın ve göz altıdan sonra rapor hazırlamak zorunda kalıyor. Raporda tüm şüpheli maçlar elden geçiriliyor. Aziz Yıldırım’ın ismi raporun birçok yerinde geçiyor, kardeşi Ali’nin de öyle. Ali’nin ismi 31 kez geçiyor raporda. Görüşmelerden birinde Fenerbahçe’nin bir yöneticisi ona ”Serbest kalacaksın, bu hafta ayarla” diyor. Buna verdiği cevap: “Ben ayarlarım, fakat önemli olan diğer taraf.” Mahkemeye göre ‘diğer taraf’la şampiyonluk yarışındaki en önemli rakipleri Trabzonspor’un rakibi kastediliyor.

Görünüşe göre sonuçları satın almak iyi işleyen bir aile şirketi. Aziz kadar olmasa da Ali de aktif. Raporda arkadaşı olan illegal bir menajer aracılığı ile Galatasaray’ın kadrosunu öğrenmeye çalıştığı yazıyor. Futbol Federasyonu şike’nin ispat edilmediğini söylüyor, fakat Ali’nin daha fazla araştırılmasına karar veriyor. Ali maçtan önce rakipleri Bursaspor’un Brezilyalı oyuncusu Vederson’la irtibata geçmiş. Vederson daha önce Fenerbahçe’de oynamıştı. Bu olaylarla ilgili sorulan şaşırtıcı sorulara “kâğıt işlerini ayarlamak için” görüşme ayarladım cevabını verdi.

Sevgili Ali aynı zamanda Karabük’le de görüşüyor. Bu görüşmeler kulübünün 9 milyon Euro’ya almak istediği forvet Emmanuel Emenike ile ilgili. Söylenenlere göre bu görüşmede Emenike’nin Fenerbahçe’ye karşı oynanamaması, Trabzonspor’a karşı ise oynaması konuşulmuştu. Sonrasında bu oyuncunun sakatlıktan dolayı ne yazık ki Fenerbahçe’ye karşı oynayamayacağı ortaya çıkıyor. Lig biter bitmez Fenerbahçe onu yüksek bir rakama satın aldı. Ne yazık ki yeni forveti isteyen başkaları da vardı: polis. Kendisi tutuklanan oyunculardan bir tanesi. Serbest bırakılır bırakılmaz bir an önce ülkeden çıkmaya çalışmıştı. Fenerbahçe için henüz bir kez bile oynamadan Spartak Moskova’ya satıldı. Kuijt’den önceki forvet transferinden sonra “Hayatım için kaçmam gerekiyordu, hayatım için endişelenmek istemiyordum ve gittim” diye açıklama yaptı.

http://www.ilkhabergazete.com/d/other/fft1mm1773540.jpg

Amsterdam, 3 Haziran 2012

Federasyonun raporunda Ali Yıldırım’ın dışında Hasan Çetinkaya’nın da ismi geçiyor. Toplam 12 kez. Hatta hapse girdi, fakat kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.

Ali ve Hasan yavaşça Hollanda’ya iniyor. Hollanda’da kış varmış gibi. Gri bulutların arasından Shiphol (Amsterdam Havaalanı) yazısı görünüyor. Bu ziyaret için sabırsızlanıyorlar. Bu sefer başarmayı umuyorlar. Sonuçta Fenerbahçe’nin adı ve şanı zedelenmişti. Bunlar hep o Michel Platini yüzünden olmuştu. Medya’ya elinde şike ile ilgili binlerce belgenin bulunduğunu açıklamıştı. Hatta Türklerin futbolu lekelediğini ve şike skandalının Türk futbolu için hayırlı olmadığını söylemişti. Sonuçlar ortada olmasına rağmen etkisi yurtiçinde pek de belli olmuyor. Taraftarlar toplu bir şekilde UEFA’nın yalanlarına inanılmaması gerektiği yönde açıklama yapıyor. Hasarın yurtdışında daha büyük olduğu görünüyor. Kimse kolay kolay gelmek istemiyor, ama eğer alınan sinyaller yanıltmıyorsa Hollanda’da durum farklı olacaktı.

Kuijt ve menajeri oldukça hevesli görünüyorlar. İki taraf da bugün anlaşmaya varmayı umuyor. Turuncular ertesi gün Avrupa Kupası için Polonya’ya gidecek. Türkiye turnuvaya katılmıyor. Belki de perde arkasındaki ortam için böylesi daha iyi. Platini’nin hoşuna gitmese de federasyon tüm bulgulara rağmen başta bulunanları men etmeyi reddetti. Bu zehir yavaşça Avrupa Futbolu’nun kanına işliyor. Platini daha önce bu milyarlık endüstrinin taraftarların maçların adil bir şekilde sonuçlanmasına inanmaları sayesinde var olabildiğini açıklamıştı. Şike olaylarının sürekli ortaya çıkması ölümcül. UEFA çaresiz bir şekilde Türkiye Futbol Federasyonu’nun kişileri teker teker aklamasını izliyor.

Skandalda isimleri geçen Ali ve Hasan’ın futbolcu almak gibi işlerini yapmalarına izin veriliyor. Kuijt ve Jansenla buluşmaya giderken yolda uygulayacakları taktikleri konuşuyorlar. Liverpool’la daha önce anlaştılar. Oyuncuyu sadece 1 milyon Euro’ya alabiliyorlar. Fakat Kuijt’un maaşı için daha büyük bir bütçeye ihtiyaçları var ve bunun farkındalar. Boşu boşuna erkenden kalkmamış olsalar bari. İkilinin yanında teknik direktör de gelmişti. Sabah saat 10’da Jansen ve Kuijt ile el sıkıştılar.

Katwijkli oyuncu Kuijt heyecanlı. “Fenerbahçe hakkında çok iyi bir şekilde bilgi edindim.” Bunlar Kuijt’un Bert van Marwijkle beraber Polonya’ya uçmadan önceki son izinli günleriydi, fakat Kuijt “Bu günleri görüşmeler için seve seve harcarım. Umarım buğun her konuda anlaşırız” demişti.

Ve öyle de oldu. Kuijt senelik 2.85 milyonluk maaşa evet dedi. Ayrıca oynadığı her maç için 17.500 Euro bonus alacak. Ali’nin abisi haberi hemen alıyor. Hapishane’de ayrıcalıkları var! Transferle ilgili onunla görüşüldüğü açıkça ortada. Az da olsa Yıldırım kardeşlerinin en büyüğü için iyi bir haberdi bu. Kendisi 2 gün önce mahkemeden kötü bir haber almıştı, senelerce hapiste yatması gerekiyordu. Davacı hem Aziz hem kardeşi Ali için uzun bir hapis cezası talep ediyor.

Kuijt aynı akşam NOS (Hollanda TV kanalı) kameralarının önüne geçiyor. Eski bir plak gibi sürekli ayni cümleleri tekrarlıyor. Bu tür transferler için söylenenler arasında mutlaka hep “macera”, “hırs” ve “ödüller için oynamak” geçer. Ayrıca Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nin ön elemelerinde yer aldığını söylüyor. O anda UEFA Fenerbahçe’nin ön elemelere katılıp katılmayacağı konusunda henüz karar vermemişti, Kuijt bu bilgiyi belli ki atlamış. UEFA Fenerbahçe’nin ön elemelere katılması için (transferden) 3 hafta sonra yani 22 Haziran’da yeşil ışık yaktı. Ona bakılırsa transfer görüşmeleri sırasında Feyenoord’un Şampiyonlar Ligi’ne katılması daha garantiydi. Bir şekilde Kuijt bir başkasına aşıktı: “Fenerbahçe planlarını açıklar açıklamaz ikna oldum.”

İyi bir kelime oyunu. Neyse ki röportajı yapan Han Kok “Şike skandalının kararında hiç mi etkisi olmadı” diye soruyor. Kuijt’un cevabi hazır: “Futbol dünyasında çok çılgın şeyler görüyoruz elbette, ama bu kulübün tekrar doğru yolda ilerleyeceğine güveniyorum.”

İstanbul, 21 Haziran 2012

İki hafta sonraki atmosfer muhteşem. Avrupa Kupası hala devam ediyor, ama Hollanda elendi. Rob Jansen özel uçakla vardıktan sonra Çetinkaya’ya sarılıyor. Kuijt o arada boynunda atkısıyla gelişlere doğru yürüyor. Onun için röportaj maratonu başlıyor. Bu da başlı başına bir iş sayılır. O gün o kadar çok mikrofon görüyor ki, futbolcudan çok dışişleri bakanı gibi görünüyor. Her zamanki gibi saygılı bir şekilde kamuoyuna duymak istedikleri şeyleri söylüyor. Sağlık kontrolünden sonra bile “dünya’nın en iyi doktorlarından biri” tarafından muayene olduğunu soyluyor.

Daha sonra kendisini bekleyen 10 bin taraftarın bulunduğu stadyumdaki tanıtımı için üstünü değiştiriyor. Eşi Getrude gelenleri görünce etkileniyor. Dolu olan tribünü kamerasıyla çekiyor. Bir süre sonra eşini iki kişinin arasında görüyor. Sağında uzun siyah saclı ismi Samet Güzel olan Fenerbahçe’nin tercümanı oturuyor. O da şüphelilerden biri. Fenerbahçe’nin rakiplerinin rakiplerine para vermekle suçlanıyor.

Solunda ise zaten tanıdığımız Ali oturuyor. Arkadan siyah gözlükleriyle Dirk’in 3 senelik sözleşme imzalamasına şahit olan kalabalığı izliyor. Günün sonunda polis tarafından yakından takip edilen tercümanla İstanbul’a gelişini konuşuyor. Kuijt’a göre bu “çok özel” bir durum.

İstanbul, 2 Temmuz 2012

2 Temmuz 2012 tarihe geçiyor. Kulübü Fenerbahçe en kara günlerinden birini yaşarken Dirk Kuijt eşi Gertrude ile Aruba’da bir plajda yatıyor. Bu gün Fenerbahçeli bazı yöneticilerinin hakkında karar verildiği gün. Hapishanedeyken tekrar başkan seçilen Aziz’e 6 yıl ceza veriliyor. Fenerbahçe 4 aylık bir zaman diliminde 5 maç satın almış, 3 maç için de teşebbüste bulunmuş. Şampiyonluk yarısındaki rakibinin rakiplerine teşvik primleri verilmiş. Tüm bu olanlarda Aziz’in parmağı varmış.

Kardeşi Ali de suçlu. Davacı onun için 3 senelik hapis cezası talep etti. Ama hakim 3 şüpheli maça karıştığı gerekçesiyle 1 sene 5 ay hapis cezası verdi. Kuijt’e göre kulübe kalpten bağlı olan küçük Yıldırım, yasa dışı bir örgüte mensup olmaktan suçlu bulunuyor.
Kulübün tercümanı da teşvik primleri dağıtmaktan 2 sene ceza alıyor. Ve cezalar bu şekilde devam ediyor. İki başkan yardımcısı da suçlu bulunuyor ve habise gireceklerini öğreniyorlar, tıpkı muhasebeci ve amatör branşlar koordinatörü gibi. Dirk Kuijt için iyi haber ise daha önce tutuklanan Hasan Çetinkaya hakkında yeterli delil bulunmaması ve serbest bırakılması.

Bu arada bu sürecin ismi Temiz Kramponlar Operasyonu, fakat UEFA buna Temiz Yanıltma Operasyonu diyor. Hapis cezası alan yöneticiler hala Avrupa’nın en yüksek seviye maçlarında localarda oturuyor. Türkiye’nin karışık adalet sisteminden dolayı hakimin verdiği kararı bir de savcının onaylaması gerekiyor. O zamana kadar hersek eskisi gibi devam edecek.

Kuijt’un patronları savaşmaya kararlı. UEFA’yı, Şampiyonlar Ligi’nden men edildikleri için kaybettikleri milyonları geri isteyerek tehdit etmişlerdi. Yıldırım kararlı: “Darağacında kalsam bile, son sözüm Fenerbahçe!” O ve kardeşi oturdukları yerden bağırmaya ve alkışlamaya devam ediyorlar. Yeni forvet Kuijt sayesinde şimdiden 2 kez yerlerinden zıplayabildiler.

Türkiye ligi hala 2011’de şike ağı oluşturan adamların etkisi altında. Tek basına Fenerbahçe bile hüküm giyen 4 kişiyi kulüpte barındırmaya devam etti. Bunlardan üçü yönetici biri ise tercümandı. Bu arada tercüman geçtiğimiz pazartesi kulüpten ayrıldı. Savcının anca bir kaç ay sonra kararı açıklaması bekleniyor. Türk futbol dünyası telefonların hala dinlendiğini var sayıyor. Kuijt en iyisi eşi ile yaptığı görüşmelere dikkat etsin. Gazeteler tapelerde geçen görüşmeleri ayrıntılı bir şekilde yayınlıyor. Böylece sporsever Türkiye, ünlü bir oyuncu menajerinin bazı oyunculara cinsel içerikli mesajlar attığını okuyabiliyor mesela. Onu para karşılığında ziyaret edebiliyorlar, sözleşmelerin üzerinden geçmek için değil bu arada. Gizli ilişkiler de ortaya cıktı, eşlerini başka oyuncuların eşleriyle aldatan futbolcular gibi. Tapeler yüzünden çeşitli evliliklerde sorun yasandı.

Ağustos’un sonunda oynanan Şampiyonlar Ligi maçında olduğu gibi yaşananların etkisi hala sürüyor. Nasıl bir tesadüftür ki, Fenerbahçe ön elemelerde daha önce tutuklanan Emenike’nin takımı Spartak Moskova ile esleşiyor. Kuijt’den önce alınan ve tek bir dakika bile oynamadan satılan Emenike’nin takımı. Türkiye’ye tekrar ayak bastığında kendisini sıcak bir karşılama beklemiyordu. Kuijt bu önemli maça sakin bir şekilde hazırlanırken, Emenike onun kadar rahat bir şekilde hazırlanamadı. Kendisi polisler tarafından 6 saat boyunca sorgulandı. Kafası bulanmış Emenike maçın 74. dakikasında, takim arkadaşı Demy de Zeeuw ikinci sari kartı görmeden hemen önce oyundan alındı. Sonuçta kazanan o oldu; o’nun attığı golün de sayesinde, Kuijt’un gol atmasına rağmen, Fenerbahçe Şampiyonlar Liginden elendi.
İlkhabergazete.com (http://www.ilkhabergazete.com/fenerbahce-dolandiriciligi-2225h.htm)

Halit M. MOLLASALİHOĞLU
18.10.2012, 14:24
Başkasının gözünden ne kadar net herşey...

Necmettin ALTUNTAŞ
18.10.2012, 16:06
Çok enteresan ve bir okadar da acı.

Badaloğlu
18.10.2012, 16:16
Bu pisliği örtmeye çalışanların Türk futbolunu dibe nasıl vurdurduklarını Romanya ve Macaristan maçının sonuçlarıyla hep birlikte gördük değil mi?

Romanya ve Macaristan maçlarını izlemedim. Ama bir ara kumandayla kanalları dolaşırken kameralar Romanya maçında şeref (!) tribününü gösterdiğinde devlet erkanın suratının gülmediğini gördüm. Bırakın gülmeyi Allah'ın tüpçüsünün başbakanın yanında suratının mosmor olduğunu gördüm. Açık söyleyeyim bundanda müthiş müthiş keyif aldım. Milli takım yenildi diye değil ama tüpçünün, başbakanın, Suat efendinin suratlarının morardığını görmek beni çooook ama çoook mutlu etti...

My
18.10.2012, 17:46
Cemaatin işi bunlar. İhaleden oldu hep. Darağacında olsam bile son sözüm dolar, şey fb olar. Ekin ektim tarlaya.. neler oluyor inşaatta.. Gak, guk, hık, mık...

http://img6.ressim.net/out.php/i6304474_deve-kuslari.gif

Paksoy
18.10.2012, 18:45
bu metnin ingilizcesi var mı?

Göktuğ Altuntaş
18.10.2012, 18:56
adamlar güzel tespitlerde bulunmuşlar.

fteotdgs
18.10.2012, 19:06
Nihayet yabanci basin bu konuya lutfedip ilgi gostermis, yer vermis sayfalarinda. Sikede yilin degil, onyilin degil, asrin degil, tarihin gordugu en buyuk skandal bu ve nihayet ilgi gosteriyor beyzadeler. Nihayet!

Ugur Kurucelik
18.10.2012, 19:22
Müthiş bir yazı, keşke alman dergileride bu tür yazılar yayınlasa.

Paksoy
18.10.2012, 19:32
Bu haberin ingilizcesini bulabilir miyiz...

güneyli
18.10.2012, 19:42
Dirk kuyt feyenerdo gitseydi bunlarda yazılmazdı..Hollandalı yinede güzel yazmış..

fteotdgs
18.10.2012, 19:45
Dirk kuyt feyenerdo gitseydi bunlarda yazılmazdı..Hollandalı yinede güzel yazmış..

Dogru. Insallah bu, bu tur haberlerin baslangici olur. Hem Kuyt, hem FB bin pisman olur bu transferden umarim.

macka61
18.10.2012, 19:49
şikecilerin basketçisininde sınırdı edilmesi gündemdeymiş slovenyaya almamışlar her yerde bu pislikler

Ilelioglu
18.10.2012, 19:57
Biliyorlar ama pek birsey yapmiyorlar. Onlarda UEFA'yi uyarabilirler mesela..

..

fteotdgs
18.10.2012, 20:06
Biliyorlar ama pek birsey yapmiyorlar. Onlarda UEFA'yi uyarabilirler mesela..

..

Onlar kimler? Kastettigin bu haberi yapan/yazan spor dergisi ise onlar yapmalari gerekeni, bayagi bir gec de olsa, yapmislar zaten. Darisi diger dut yemis bulbul gibi susan yabanci basinin basina. Bu kadar tiraji olan yazili basinda cikan Turkiye'deki sike olayi ile ilgili haberler kadar hicbir seyin UEFA uzerinde kamuoyu baskisi yaratamayacagini dusunuyorum. O yuzden bu haber onemli.

Tayfun Aydın
18.10.2012, 20:26
Vay be çok güzel yazmış adamlar korkuları olmayınca gayet güzel giydirmişler.

Ilelioglu
18.10.2012, 20:29
Onlar kimler? Kastettigin bu haberi yapan/yazan spor dergisi ise onlar yapmalari gerekeni, bayagi bir gec de olsa, yapmislar zaten. Darisi diger dut yemis bulbul gibi susan yabanci basinin basina. Bu kadar tiraji olan yazili basinda cikan Turkiye'deki sike olayi ile ilgili haberler kadar hicbir seyin UEFA uzerinde kamuoyu baskisi yaratamayacagini dusunuyorum. O yuzden bu haber onemli.

Hollanda Futbol Federasyonu mesela, UEFA'ya neden ceza yok diye soramaz mi?

..

SEDER
18.10.2012, 20:33
hay ağızlarını, kalemlerini sevdiklerim.adamlar ne güzel özetlemişler.şerefsizlerin gerçek yüzünü dünyaya duyurduk yaa yeterde artar bile. bu yazının orjinal metnini, dillerini bilen uefa yetkililerine yollamak lazım.

fteotdgs
18.10.2012, 21:10
Hollanda Futbol Federasyonu mesela, UEFA'ya neden ceza yok diye soramaz mi?

..

Renkdas, Hollanda FF'na gelene kadar Romanya FF, Rusya FF (haberde gecen "tesadufe bakin ki Emenike'nin gittigi Moskova takimi ile eslestiler" cumlesi onemli) ve simdi FB ile ayni grupta takimlari olan Fransa ve Almanya futbol federasyonlari nasil bu sikeye duyarsiz kalir, koyun gibi kaderine razi, ses cikarmaz, aklim almiyor benim. O yuzden Avrupa'da tiraji yuksek yazili basinda cikan, (Insallah daha da cikacak) bu tur haberler tum bu andigim cevreler, kurumlar uzerinde (sadece UEFA uzerinde degil) gerekli duyarlik ve baskiyi olusturacaktir diye umuyorum.

Hatice Aslan
18.10.2012, 22:43
Mükemmel yazılmış. İngilizce'ye çevirip Uefa'ya yollamamız gerekir.

TS-AKCAABAT-61
19.10.2012, 01:13
Bu pisliği örtmeye çalışanların Türk futbolunu dibe nasıl vurdurduklarını Romanya ve Macaristan maçının sonuçlarıyla hep birlikte gördük değil mi?

Romanya ve Macaristan maçlarını izlemedim. Ama bir ara kumandayla kanalları dolaşırken kameralar Romanya maçında şeref (!) tribününü gösterdiğinde devlet erkanın suratının gülmediğini gördüm. Bırakın gülmeyi Allah'ın tüpçüsünün başbakanın yanında suratının mosmor olduğunu gördüm. Açık söyleyeyim bundanda müthiş müthiş keyif aldım. Milli takım yenildi diye değil ama tüpçünün, başbakanın, Suat efendinin suratlarının morardığını görmek beni çooook ama çoook mutlu etti...

hepsi mal gibiydi, suratlari asikti. ALLAHin tokadi budur iste

ibrahim
19.10.2012, 02:23
The Godfather 4 benzetmesi güzeldi. :)

İlkhaber hariç başka bir gazetede veya internet sitesinde yayınlandımı bu??

Gesendet von meinem HTC Sensation XE with Beats Audio Z715e mit Tapatalk 2

Burçak
19.10.2012, 13:37
tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz Şikebahçelileri.
Bunlar Trabzonspor camiasınıda herhangi bir anadolu kulübü sandılar. ensesine vur alacağını al sandılar.
ama çomak sokmaya devam edeceğiz tekerlerine.
Bir Mahmut hoca bir de Trabzonspor..
Boşuna filmlere konu olmadı bu takım.
Belanız olmaya devam edeceğiz..