Ender Kuyumcu
05.10.2012, 22:03
Bir çoğumuzun yapmayacağı iki tercihle başladı Şenol Güneş karşılaşmaya. Son iki haftanın saç baş yolduran oyuncusu Olcan ve santrafor olarak oyuna başlayan Halil. Olcan attığı muhteşem gol ve geçen haftalara oranla nispeten daha olumlu oyunuyla hocasının güvenini boşa çıkarmazken, Halil kaçırılması hemen hemen imkânsız iki golü kaçırarak daha ilk yarıda bitmesi gereken karşılaşmaya noktayı koyamayan isim oldu.
Şurası bir gerçek ki Trabzonspor takımı rakip kim olursa olsun oyun kontrolünü elinde tutamıyor, işin düşündürücü yanı da bu yönde bir çaba içinde de değil bordo mavililer. Bunda oyunu bekleyerek oynamalarının yanı sıra yaptıkları pas hatalarının ve seken topları kazanamamalarının da payı büyük…
Soner’in olmayışı oyunun dikine oynanmasını olumsuz yönde etkilemiş gözüktü. Sapara’nın verimsiz oyunu, Zokora’nın bu yönde herhangi bir çabasının olmaması topun karşı bölgeye geçmesi sorumluluğunu Alanzinho’nun omuzlarına yıktı Kasımpaşa karşısında. Bu sorumluluğu dönem dönem yüklenen Brezilyalı hızlı oynadığı anlarda takımının rakip kaleye çabuk inmesini sağlasa da fazla fayda sağlayamadı ve yerini de ikinci yarının başında Barış’a bıraktı.
Direnci düşen orta sahaya Barış hamlesiyle müdahale eden Şenol Güneş Sapara’yı ön bölgeye sürerek pas akışını daha doğru yapma şansını yakalamak istediyse de bu düşünce sahaya tam olarak yansımadı. Volkan-Olcan değişikliği ile kanatları hareketlendiren bordo mavililer bu dönemde bir Janko hamlesi yapabilse daha rahat pozisyon bulabilirdi.
Baştan sona düşük tempoda geçen karşılaşmada Trabzonspor gol kaçırma rekoru kırdığı karşılaşmada atması gerekenin çok altında gol atarak sahadan ayrılırken, puan tablosunda üstünde yer alan Kasımpaşa’nın bu başarıyı nasıl elde ettiğini bu oyuna bakarak anlayamadığımı söylesem sanırım haksızlık etmiş olmam.
Son olarak Trabzonsporlu futbolculara işlerini ciddiye almalarını, rakip kim olursa olsun en az rakipleri kadar mücadele etmelerini, birbirleriyle yardımlaşarak oynamalarını ve boş zamanlarında mutlaka ama mutlaka gol vuruşu çalışmalarını tavsiye ediyorum. Unutmasınlar ki her zaman karşılarında bugünkü Kasımpaşa gibi bir takım olmaz. Bütün bunların ışığında alınan 3 puan takım için bir artıdır ve lige verilecek olan arada yapılacak çalışmalarla takım olma yolunda ilerleme kaydederek bu 3 puanın değerini de alacakları diğer galibiyetlerle artırabilirler.
Şurası bir gerçek ki Trabzonspor takımı rakip kim olursa olsun oyun kontrolünü elinde tutamıyor, işin düşündürücü yanı da bu yönde bir çaba içinde de değil bordo mavililer. Bunda oyunu bekleyerek oynamalarının yanı sıra yaptıkları pas hatalarının ve seken topları kazanamamalarının da payı büyük…
Soner’in olmayışı oyunun dikine oynanmasını olumsuz yönde etkilemiş gözüktü. Sapara’nın verimsiz oyunu, Zokora’nın bu yönde herhangi bir çabasının olmaması topun karşı bölgeye geçmesi sorumluluğunu Alanzinho’nun omuzlarına yıktı Kasımpaşa karşısında. Bu sorumluluğu dönem dönem yüklenen Brezilyalı hızlı oynadığı anlarda takımının rakip kaleye çabuk inmesini sağlasa da fazla fayda sağlayamadı ve yerini de ikinci yarının başında Barış’a bıraktı.
Direnci düşen orta sahaya Barış hamlesiyle müdahale eden Şenol Güneş Sapara’yı ön bölgeye sürerek pas akışını daha doğru yapma şansını yakalamak istediyse de bu düşünce sahaya tam olarak yansımadı. Volkan-Olcan değişikliği ile kanatları hareketlendiren bordo mavililer bu dönemde bir Janko hamlesi yapabilse daha rahat pozisyon bulabilirdi.
Baştan sona düşük tempoda geçen karşılaşmada Trabzonspor gol kaçırma rekoru kırdığı karşılaşmada atması gerekenin çok altında gol atarak sahadan ayrılırken, puan tablosunda üstünde yer alan Kasımpaşa’nın bu başarıyı nasıl elde ettiğini bu oyuna bakarak anlayamadığımı söylesem sanırım haksızlık etmiş olmam.
Son olarak Trabzonsporlu futbolculara işlerini ciddiye almalarını, rakip kim olursa olsun en az rakipleri kadar mücadele etmelerini, birbirleriyle yardımlaşarak oynamalarını ve boş zamanlarında mutlaka ama mutlaka gol vuruşu çalışmalarını tavsiye ediyorum. Unutmasınlar ki her zaman karşılarında bugünkü Kasımpaşa gibi bir takım olmaz. Bütün bunların ışığında alınan 3 puan takım için bir artıdır ve lige verilecek olan arada yapılacak çalışmalarla takım olma yolunda ilerleme kaydederek bu 3 puanın değerini de alacakları diğer galibiyetlerle artırabilirler.