PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Genç BMN'lilere Mektup



Gökhan Koç
11.09.2012, 17:02
Evet haklısınız,
Sürekli olarak şike ve türevi konular üzerine konuşuyorum, düşünüyorum, çalışıyorum.Bu sefer de farklı şeylerden bahsetmeyeceğim. Dolayısıyla benden ve bahsettiklerimden sıkılmış olan varsa yazının bundan sonraki kısmını okumasına gerek yoktur.

Öncelikle belirteyim, bu bir organizasyon yazısı değildir.



İyi bir yazar değilim, hatta kötü yazar bile değilim.Yazılarımın neredeyse her cümlesinde imla hatası (tekrar tekrar inceliyor olmama rağmen) bulabilirsiniz. “de” ve “ki” leri ayırmak benim için hep zor olmuştur.



Ama kötü yazar olmak, iyi bir gözlemci ve düşünür olmaya engel değildir.
Buradan cesaret bulup sizlerle aşağıdaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bu yazıyı Tunga Abi'nin bugünki yazısından ilham alarak yazdım. Tunga Abi de yazısını Ulaş Bey'in yazısından ilham alarak yazmış :)



BMN çoğunluğunun, National Geopraphic ve Discovery Channel gibi kanallara büyük ilgi duyduğunu biliyorum. Ve gene büyük bir çoğunluğumuz tarih kitapları içerisinde kaybolup gideriz her zaman.
Devrimsel savaşları kazanmak için ne gerekir?
Bir savaşın kazanılabilmesi için öncelikle “inançlı insanlar” gerekir.
Bu inançlı insanlar, çevrelerine umut saçar, motivasyonu yükseltir ve kendileri gibi inananların sayısını çok hızlı artırır. Tamamen doğal bir süreçtir bu, yani “inanıyormuş gibi” yapmazlar. Gerçekten inananlardır bunlar. Dahası, koşullar ne kadar kötüleşirse kötüleşsin, inançlarından hiçbir zaman vazgeçmezler, pes etmezler.
Ortak inanç yaygınlaşmaya başladıktan sonra mücadelenin ilk adımları atılır. Sadece bu ilk adımlar ile başarı elde etmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Ve tam o noktada yeni bir ihtiyaç doğar; “Araçlar”.
Öncelikle lojistik ve iletişim ağları kurulur ve inançlı insanların iradeleri ile kilit araçlar türetilir.
Bu araçları türetme ve kullanma becerisi birçok zaman savaşların gidişatını kökünden değiştirmiştir.
Örneğin hitler için dev gemiler, araplar için facebook, amerikalılar için atom bombası, ingilizler için diplomasi, yahudiler için para, kendi dönemlerinde mücadelelerinin kilit araçları haline dönüşmüştür.
Araçların kullanılmaya başlanması ile “güç” doğar ve artık inananların dışında kalan insanlarında mücadeleye katılımı başlar.
Artık değişim başlamıştır ve sürecin başarı ile sonuçlanması kaçınılmazdır.

Şimdi gelelim şike sürecinde ve öncesinde verdiğimiz devrimsel mücadeleye,
Bundan yıllar evvel, “inançlı insanlar” BMN’yi kurdu.
Mücadelelerine yıllar öncesinde başladılar ve koşullar ne kadar kötü giderse gitsin hiç pes etmediler. Çünkü bunlar gerçek inananlardı.
Bu gerçek inananlar, mücadelelerinin ilk adımlarını attılar ve araçlara duydukları ihtiyaçları farkettiler.
Facebooktan yıllar önce, Google ile eş zamanlarda BMN’yi kurdular. BMN’nin kuruluşuyla beraber inanç yayılmaya başladı ve türedi.
Bana göre, bir gün “Türk Futbolu” ve belki de daha fazlası temizlenecek ve bu sürecin kilit aracı BMN olacaktır.
Bugün Trabzonspor camiasının gündemini belirlediği gibi bundan yıllar sonra Türk Futbolunun ve belki de fazlasının gündemini belirleyeceğine inancım tamdır.
Bugün kendi içinden yazarlar çıkardığı gibi bundan yıllar sonra siyasetçiler, kulüp başkanları ve yöneticileri çıkaracağına inancım tamdır.
İnanmayanların katılımı BMN’nin bir “güç” olduğunun kanıtıdır.
Bundan sonra BMN üyelerinin gün geçtikçe büyüyen özverili çalışmaları, hayalini bile kurmanın güç olduğu bir geleceğe doğru bizleri götürecektir.
Bu mücadelelerin içerisinde yıllarca bulunmuş büyüklerimizin var. Onlar hiçbir zaman yorulmadı, kendi hayatlarından, paralarından, vakitlerinden, ailelerinden fedakarlık yaparak geleceğe dair umutlarımızı yeşerttiler.
Artık onların sırtlarındaki yükleri hafifletmek biz gençlere düşmektedir.
Eğer bir adım öteye gidemediğimizi düşünürseniz bir gün, o gün BMN kurucuları değil BMN gençliği çalışmamış demektir.
Hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için deliler gibi çalışmayacaksak, o hayalleri kurmamızın da bir anlamı yoktur.
Büyüyoruz,
Büyürken kavga da olacaktır, küslüklerde
Ama pes etmek olmaz,

Şenol Altunsoy
11.09.2012, 17:32
Forumda son zamanlarda gördüğüm en iyi yazı ne yazık ki dikkat çekmemiş

Demek ki doğru yerdesin Gökhan Kardeşim

Yüreğine sağlık

Erdal DİLEK
11.09.2012, 17:53
beğendi. . .

melekcilingir
11.09.2012, 18:04
Teşekkürler Gökhan!
Unutturmayalım!

Hasan YAYLI
11.09.2012, 18:43
Teşekkürler Gökhan,yüreğine sağlık....

Kalbi her an Trabzonspor ve Bmn için atan birinin kaleminden çıkan muhteşem tespitler...

:alkış::alkış::alkış:

Halit M. MOLLASALİHOĞLU
11.09.2012, 19:05
"Hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için deliler gibi çalışmayacaksak, o hayalleri kurmamızın da bir anlamı yoktur."

Çok önemli bir tespit;
inşallah el ele, omuz omuza hayallerin ideallere,
ideallerin gerçeklere dönüştüğü günleri görürüz...

Yaşar
11.09.2012, 19:11
Gençlerimize ''Trabzonspor şu adamı aldı'' falan yazsaydık burada üye patlaması yaşardık.
Ne yapsak anlamıyorlar çalınan şampiyonluğun üzerine bir soğuk su içtiler ama bu mantıkla bundan sonra da çok şampiyonluğumuz çalınır bunun farkında değiller.

Yiğit Gayretli
11.09.2012, 19:18
Gökhan... Yazıyı okumadan önce "Eline sağlık yazarım muhakkak" diyordum. Şimdi ne diyeceğimi bilemiyorum. O kadar haklı ve yerinde tespitler var ki yazında...

Bravo, bravo, bravo! Sağol, sağol, sağol!

Hatice Aslan
11.09.2012, 19:21
Dikkate alınması ve hergün okunması gereken bir yazı.. Yüreğine sağlık! :alkış:

Hürgün Aygün
11.09.2012, 19:51
Tek kelimeyle müthiş, her Trabzonspor taraftarının ve BMN üyesinin okuması bir gereken yazı.Ellerine sağlık abi...

Gökhan Koç
11.09.2012, 20:11
Herkese teşekkür ederim, umarım faydalı olur

tturkmen
11.09.2012, 20:18
Kardeş ağzına sağlık. Umutsuzluğa kapılmadan yanlışlar olsa bile o yanlışların düzeleceğine inanarak bu takımı sahipleniyoruz zaten.

Sümeyye Şahin
11.09.2012, 20:54
Payımızı alalım yazıdan.
Yüreğinize sağlık.

TekfurÇayır 61
11.09.2012, 21:07
Ellerine sağlık, yapılacak çok iş var ve genç, pırıl pırıl zihinler bu işlerin altından kalkacak kapasitede.

Mollasalihoğlu
12.09.2012, 09:50
"Hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için deliler gibi çalışmayacaksak, o hayalleri kurmamızın da bir anlamı yoktur."


Bununla motive olmayandan zaten beklentim yok. :)


Eline, aklına, fikrine sağlık...

Tunga
14.09.2012, 03:23
Sevgili Gökhan,

Organizasyonlarımızın birinde bir kardeşimiz gelip bana "abi bir gün BMN kadar iyi bir oluşum ortaya çıkarsa ne yaparsınız" diye sordu. Güldüm. "O gün tüm görevlerimi bırakır, sadece televizyondan izlerim Trabzonspor'u ve rahata ererim" dedim. :)

Yıllar içinde, bugün ondan bir parça daha koparabilmek için yırtınan kişiler de dahil pek çok insanı vitrine çıkardı BMN. Bunu yaparken görev alan insanların sürekli bir adım geri durma özverisi ile çalıştı. İçinden siyasetçi de çıktı, yazar da, düşünür de. Hala da çıkıyor (yukarıdaki yazının varlığı ile görüldüğü üzere). Eskiden "sanal" diye bir itham vardı; oysa BMN inadının üzerinden 5-6 yıl geçtikten sonra insanlar "sosyal medyadan Allah razı olsun" deme boyutuna girdiler. BMN'yi zaman zaman çok ağır eleştirenler, hatta sınırlarını aşıp olmayacak şeylerle itham edenlerin, itham ettiklerini kendilerinin yaptıklarına şahit olduk.

Yıllar içinde karşılaştığımız onlarca olay ve akıl almaz, zaman zaman aptalca saldırılar ve ihanetler görev yaptığımız dönemde bizleri kızdırsa da hiç yıldırmadı. Bir türlü anlayamıyorlar ki, bunlar bizi ve bizim gibi düşünenleri motive ediyor. Zira bu olumsuz insanları ve onların yıllarca saklayabildikleri ikinci yüzlerini gördüğümüzde "Trabzonspor'u bunlara bırakıp gitme lüksümüz yok! Mücadeleye devam" dedik. "Dik oyna" sloganımız sadece sahadaki takımımıza, yöneticilerimize söylenmiş bir söylem değildi. Aynı zamanda taraftarlarımıza da seslenmiştik: "Dik oyna". İnsan kendi hayatında iki kuruşluk menfaat için dik duramazsa, Trabzonspor'a da tüm olumsuzluk, ahlaksızlık ve hırsızlıklara karşı, yeri geldiğinde iktidarlara karşı "dik oyna" diyemezdi çünkü.

Dik oynamak çok önemli. Bir büyük önemi de, bunun Trabzonspor'un anahtar karakteristiği olmasıdır. Dik oynayamadığı müddetçe, Trabzonspor asla Trabzonspor olamayacaktır. Ve Trabzonspor küçük parçalardan oluşturduğumuz bir bütün olduğuna göre yapımız amorf (düzensiz) değil kristal (homojen) olmalıdır. Yani dik oynamak bir erdemse, tüm Trabzonsporlular bu erdemi göstermelidir. İşte bunu tüm camiaya aşılamak için verdiğimiz mücadele BMN'yi BMN yapmıştır.

BMN'nin 5 sene önce ayağını kaldırdığı yere, bugün birileri ayak basmaktadır; ama bunu yaparken 5 yıl önce aynı adımı attığımız için bizi eleştirdiklerini unutmuşlardır.

BMN'nin ne olduğu ortadadır. Ne olması ve ileride ne gibi yeni misyonlar üstlenmesi gerektiği de tartışılmalıdır. Elbette ki bu tartışmada eski üyelerin deneyimi, yeni üyelerin ve gençlerin de katkısı ve çizgi dışı yeni fikirleri de ayrıca önemlidir.

BMN, camları koyu renkli bir araç gibi. kimin kullandığını içine binmeden anlayamıyorsunuz; ama nereye ve nasıl gideceğine eminsiniz. Oysa bir şoförü yok bu işin. Burada oluşturulan ortak akıl yönlendiriyor. Güzelliği burada.

Bu görevi yıllarca yapıp, 1,5 sene önce devretmiş biri olarak, bir genç arkadaşımızın bu hassasiyeti göstermiş olması harika. Çok mutlu oldum. Yazıyı bugün okuyabildim. Ama kötü geçen bir gündü ve iyi ki bugün okumuşum. Teşekkürler Gökhan, eline sağlık.

Senin gibi hassasiyeti yüksek arkadaşlarımızın artık kendilerini gösterme vakti geldi.

Külünkoğlu
14.09.2012, 08:36
Gökhan'ın yazısı güzel içi dolu bir eleştiri ve misyona yön verecek yazı olmuş. Çok teşekkürler Gökhan.
Tunga'nın cevabi yazısı daki kısa özette çok şey ifade ediyor anlayana. Ona da teşekkürler.

Alican Altunbaş
14.09.2012, 08:59
Çok güzel ve yerinde bir yazı olmuş.
Duygularına sağlık Gökhan.
Teşekkür ederiz.

Gökhan Koç
14.09.2012, 22:16
Sevgili Gökhan,

Organizasyonlarımızın birinde bir kardeşimiz gelip bana "abi bir gün BMN kadar iyi bir oluşum ortaya çıkarsa ne yaparsınız" diye sordu. Güldüm. "O gün tüm görevlerimi bırakır, sadece televizyondan izlerim Trabzonspor'u ve rahata ererim" dedim. :)

Yıllar içinde, bugün ondan bir parça daha koparabilmek için yırtınan kişiler de dahil pek çok insanı vitrine çıkardı BMN. Bunu yaparken görev alan insanların sürekli bir adım geri durma özverisi ile çalıştı. İçinden siyasetçi de çıktı, yazar da, düşünür de. Hala da çıkıyor (yukarıdaki yazının varlığı ile görüldüğü üzere). Eskiden "sanal" diye bir itham vardı; oysa BMN inadının üzerinden 5-6 yıl geçtikten sonra insanlar "sosyal medyadan Allah razı olsun" deme boyutuna girdiler. BMN'yi zaman zaman çok ağır eleştirenler, hatta sınırlarını aşıp olmayacak şeylerle itham edenlerin, itham ettiklerini kendilerinin yaptıklarına şahit olduk.

Yıllar içinde karşılaştığımız onlarca olay ve akıl almaz, zaman zaman aptalca saldırılar ve ihanetler görev yaptığımız dönemde bizleri kızdırsa da hiç yıldırmadı. Bir türlü anlayamıyorlar ki, bunlar bizi ve bizim gibi düşünenleri motive ediyor. Zira bu olumsuz insanları ve onların yıllarca saklayabildikleri ikinci yüzlerini gördüğümüzde "Trabzonspor'u bunlara bırakıp gitme lüksümüz yok! Mücadeleye devam" dedik. "Dik oyna" sloganımız sadece sahadaki takımımıza, yöneticilerimize söylenmiş bir söylem değildi. Aynı zamanda taraftarlarımıza da seslenmiştik: "Dik oyna". İnsan kendi hayatında iki kuruşluk menfaat için dik duramazsa, Trabzonspor'a da tüm olumsuzluk, ahlaksızlık ve hırsızlıklara karşı, yeri geldiğinde iktidarlara karşı "dik oyna" diyemezdi çünkü.

Dik oynamak çok önemli. Bir büyük önemi de, bunun Trabzonspor'un anahtar karakteristiği olmasıdır. Dik oynayamadığı müddetçe, Trabzonspor asla Trabzonspor olamayacaktır. Ve Trabzonspor küçük parçalardan oluşturduğumuz bir bütün olduğuna göre yapımız amorf (düzensiz) değil kristal (homojen) olmalıdır. Yani dik oynamak bir erdemse, tüm Trabzonsporlular bu erdemi göstermelidir. İşte bunu tüm camiaya aşılamak için verdiğimiz mücadele BMN'yi BMN yapmıştır.

BMN'nin 5 sene önce ayağını kaldırdığı yere, bugün birileri ayak basmaktadır; ama bunu yaparken 5 yıl önce aynı adımı attığımız için bizi eleştirdiklerini unutmuşlardır.

BMN'nin ne olduğu ortadadır. Ne olması ve ileride ne gibi yeni misyonlar üstlenmesi gerektiği de tartışılmalıdır. Elbette ki bu tartışmada eski üyelerin deneyimi, yeni üyelerin ve gençlerin de katkısı ve çizgi dışı yeni fikirleri de ayrıca önemlidir.

BMN, camları koyu renkli bir araç gibi. kimin kullandığını içine binmeden anlayamıyorsunuz; ama nereye ve nasıl gideceğine eminsiniz. Oysa bir şoförü yok bu işin. Burada oluşturulan ortak akıl yönlendiriyor. Güzelliği burada.

Bu görevi yıllarca yapıp, 1,5 sene önce devretmiş biri olarak, bir genç arkadaşımızın bu hassasiyeti göstermiş olması harika. Çok mutlu oldum. Yazıyı bugün okuyabildim. Ama kötü geçen bir gündü ve iyi ki bugün okumuşum. Teşekkürler Gökhan, eline sağlık.

Senin gibi hassasiyeti yüksek arkadaşlarımızın artık kendilerini gösterme vakti geldi.

Öncelikle güzel yazınız için teşekkür ederim Tunga Abi,

Geleceğe yönelik bizi her zaman tecrübelerinizle aydınlatıyorsunuz.

Zaten siz bunu yapmasanız, sürekli aynı teker içerisinde döneriz.

Fakat bazen detaylara inip geçmişi birlikte inceleyebilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Sizin önünüze çıkan engeller, toplumun değişmez tabiatının ürünüyse aynı sorunlarla bizler de karşılaşacağız. Ve o detaylarda ki incelikleri bilmek kayıplarımızı minimize edebilir.