UğuR
07.07.2012, 16:47
Nihayetlenen şike davası ile birlikte aylardır konuşulan iddialar somut kararlara bağlanmıştır.
Her kurum ve yetkililere söylenecek sözümüz vardır.
Başbakan’a:
Başında olduğunuz partinin adındaki “Adalet”i hâkim kılmak, yine başında olduğunuz yürütmenin de temel görevidir. Bizim sizden tek beklentimiz budur. Taraf olduğunuzu biliyor ve görüyoruz; ama hukukun, adaletin yanında olduğunuzu görmek istiyoruz. Oysa ki, gelinen noktada itiraf edilemese de sizden görevlendirme ve icazet aldığını belirten kurumlar, tersine, adaletin üzerini örtmeye çalışmaktadır. Buna müdahale etmemek adalete karşı taraf olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na bunu yakıştıramayız.
Muhalif Siyasilere:
Ülkenin en ilgi çeken davasında alınan kararlara rağmen, göz göre göre yapılan hukuksuzluklara sessiz kaldınız. Belki de ülkede potansiyel savaş tehdidi dışında ilgilenilmesi gereken, en geniş kitleleri ilgilendiren, ülkedeki hukuksuzlukların ortaya konmasında en net gösterge olan bu davada, suçlunun yanında, adaletin karşısında taraf aldınız. Tüm muhalefetiniz, yolsuzlukla mücadele söylemleriniz inandırıcılığını kaybetti. Pozisyonunuz son derece hatalı; düzeltiniz.
İktidar – muhalefet tüm siyasilere:
Dava sürerken belki renk aşkınız, belki oy hesabınız ile taraf oldunuz; ama dava bitti. Onlarca maddi delile, fiziki takibe, ahlaklı insanların okurken tüylerinin diken diken olduğu ses kayıtlarına bağlı olarak alınan kararın, gizlenecek bir tarafı kalmadı. Siyaseti, doğruları yapmak üzerine kurgulamak zorundasınız. Büyük bir sessiz çoğunluğun vicdanı ve yaptırım gücü sesi çıkanlardan çok daha fazladır. Bu kadar net verilmesi gereken bir kararda, kararın yanında dolaşıp durarak sabırları sınamanın bedeli ağır olur. Artık formalarınızı çıkarıp, görev üniformanızı giyme vaktidir.
TFF’ye:
Dava sonucu sizlerden bir talep değil, BİR EMİRDİR! Bu emri size Türk Adaleti ve kamu vicdanı vermektedir. Hukuksuz oluşturduğunuz kurullardan çıkan kararlar, mahkeme tarafından somut deliller ve verilen kararlar ile geçersiz hale getirilmiştir. Derhal düzeltmek, o makamı terk etmek ve Türk Futbolu’ndan uzak durmak zorundasınız.
Basına:
Beslendiğiniz düzenin en önemli kalesi hüküm giydi. Ya temizlik yapacak, arınacaksınız, ya da pisliklerin içinde boğulacaksınız. Kararın açıklandığı günden beri, hükümlülerin avukatlarına açtığınız ekranlarınızı, köşelerinizi, eğer en ufak vicdan kırıntısı taşıyorsanız, Trabzonspor avukatlarına da açmak zorundasınız. Göreviniz kamuoyunu yönlendirmek değil, bilgilendirmektir. 16. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği karar, gerçeklerin aylardan beri kendiniz çalıp kendiniz söylediğiniz gibi olmadığının en açık ispatıdır. Bilgisi, liyakatı ve hatta ahlakı ekran karşına çıkmaya asla yetmeyecek kişileri aylarca bu ülke insanına seyrettirmek zulmünu terk ederek, karşınızda ciddi muhataplar bulun ki; biz size özgür ve güdümsüz diyebilelim. Hodri Meydan!
Anadolu Kulüpleri Yöneticilerine:
Önümüzdeki sezondan itibaren özellikle büyük maçlar sonunda televizyonlarda “hakkımız yendi” diye dert yanacak olursanız, yüzünüze “hadi oradan” diyecek büyük bir kitleyle muhatap olacaksınız. Durduğunuz yer yanlış. Bu görevi kaldıramıyorsanız, şehrinizin, camianızın ağırlığını kaldırabilecek, rezil etmeyecek olanlara derhal devredin koltuklarınızı.
Sayın Başkanımız’a ve Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyeleri’ne:
Tarihiyle, varoluş felsefesiyle sizlere emanet ettiğimiz Trabzonspor’a hiçbir zarar vermediniz. Şükranlarımızı sunuyoruz. Vekâletimiz sizdedir. Siz yön göstereceksiniz, biz o yöne yol açacağız. Etrafınıza duvar örme gayreti gösteren kim varsa, o duvarı onun başına yıkacağız.
Trabzonspor Taraftarları’na ve Özelinde bordomavi.net Üyeleri’ne:
3 Temmuz 2011’den beri bu davanın peşindeyiz. 12 Temmuz 2011 tarihinden bugüne UEFA’ya 2 000 000’u aşan elektronik posta gönderdik, telefon açtık, faks çektik. İddianameyi, telefon kayıtlarını ana sayfamızdan yayınladık, şike organizasyonu üyelerinin gerçek yüzlerini gözler önüne serdik. 1 Ocak günü TFF’ye milyonlarca Trabzonsporlu’nun selamını getirdik. Tüm üyelerimize müteşekkiriz; ancak davamız daha bitmedi. 1 yıllık süreçte şikenin sadece 3 Temmuz’dan önce sahada yapılmadığını, 3 Temmuz’dan bugüne de ve üstelik bu sefer gizlenmeksizin, açıkça yapıldığını gördük. Türk Futbolu’nun temiz ve adil oyuna tahmin ettiğimizden de uzak olduğunu gözlemledik. Davamız kupayı alıncaya kadar değil, tüm pislikler temizleninceye kadar sürecektir. Trabzonsporlu isek sebebimiz var, bunu başaracak gücümüz var. Mücadeleye devam edeceğiz.
Saygılarımızla,
bordomavi.net
Trabzonsporlular Birliği 1999
Her kurum ve yetkililere söylenecek sözümüz vardır.
Başbakan’a:
Başında olduğunuz partinin adındaki “Adalet”i hâkim kılmak, yine başında olduğunuz yürütmenin de temel görevidir. Bizim sizden tek beklentimiz budur. Taraf olduğunuzu biliyor ve görüyoruz; ama hukukun, adaletin yanında olduğunuzu görmek istiyoruz. Oysa ki, gelinen noktada itiraf edilemese de sizden görevlendirme ve icazet aldığını belirten kurumlar, tersine, adaletin üzerini örtmeye çalışmaktadır. Buna müdahale etmemek adalete karşı taraf olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na bunu yakıştıramayız.
Muhalif Siyasilere:
Ülkenin en ilgi çeken davasında alınan kararlara rağmen, göz göre göre yapılan hukuksuzluklara sessiz kaldınız. Belki de ülkede potansiyel savaş tehdidi dışında ilgilenilmesi gereken, en geniş kitleleri ilgilendiren, ülkedeki hukuksuzlukların ortaya konmasında en net gösterge olan bu davada, suçlunun yanında, adaletin karşısında taraf aldınız. Tüm muhalefetiniz, yolsuzlukla mücadele söylemleriniz inandırıcılığını kaybetti. Pozisyonunuz son derece hatalı; düzeltiniz.
İktidar – muhalefet tüm siyasilere:
Dava sürerken belki renk aşkınız, belki oy hesabınız ile taraf oldunuz; ama dava bitti. Onlarca maddi delile, fiziki takibe, ahlaklı insanların okurken tüylerinin diken diken olduğu ses kayıtlarına bağlı olarak alınan kararın, gizlenecek bir tarafı kalmadı. Siyaseti, doğruları yapmak üzerine kurgulamak zorundasınız. Büyük bir sessiz çoğunluğun vicdanı ve yaptırım gücü sesi çıkanlardan çok daha fazladır. Bu kadar net verilmesi gereken bir kararda, kararın yanında dolaşıp durarak sabırları sınamanın bedeli ağır olur. Artık formalarınızı çıkarıp, görev üniformanızı giyme vaktidir.
TFF’ye:
Dava sonucu sizlerden bir talep değil, BİR EMİRDİR! Bu emri size Türk Adaleti ve kamu vicdanı vermektedir. Hukuksuz oluşturduğunuz kurullardan çıkan kararlar, mahkeme tarafından somut deliller ve verilen kararlar ile geçersiz hale getirilmiştir. Derhal düzeltmek, o makamı terk etmek ve Türk Futbolu’ndan uzak durmak zorundasınız.
Basına:
Beslendiğiniz düzenin en önemli kalesi hüküm giydi. Ya temizlik yapacak, arınacaksınız, ya da pisliklerin içinde boğulacaksınız. Kararın açıklandığı günden beri, hükümlülerin avukatlarına açtığınız ekranlarınızı, köşelerinizi, eğer en ufak vicdan kırıntısı taşıyorsanız, Trabzonspor avukatlarına da açmak zorundasınız. Göreviniz kamuoyunu yönlendirmek değil, bilgilendirmektir. 16. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği karar, gerçeklerin aylardan beri kendiniz çalıp kendiniz söylediğiniz gibi olmadığının en açık ispatıdır. Bilgisi, liyakatı ve hatta ahlakı ekran karşına çıkmaya asla yetmeyecek kişileri aylarca bu ülke insanına seyrettirmek zulmünu terk ederek, karşınızda ciddi muhataplar bulun ki; biz size özgür ve güdümsüz diyebilelim. Hodri Meydan!
Anadolu Kulüpleri Yöneticilerine:
Önümüzdeki sezondan itibaren özellikle büyük maçlar sonunda televizyonlarda “hakkımız yendi” diye dert yanacak olursanız, yüzünüze “hadi oradan” diyecek büyük bir kitleyle muhatap olacaksınız. Durduğunuz yer yanlış. Bu görevi kaldıramıyorsanız, şehrinizin, camianızın ağırlığını kaldırabilecek, rezil etmeyecek olanlara derhal devredin koltuklarınızı.
Sayın Başkanımız’a ve Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyeleri’ne:
Tarihiyle, varoluş felsefesiyle sizlere emanet ettiğimiz Trabzonspor’a hiçbir zarar vermediniz. Şükranlarımızı sunuyoruz. Vekâletimiz sizdedir. Siz yön göstereceksiniz, biz o yöne yol açacağız. Etrafınıza duvar örme gayreti gösteren kim varsa, o duvarı onun başına yıkacağız.
Trabzonspor Taraftarları’na ve Özelinde bordomavi.net Üyeleri’ne:
3 Temmuz 2011’den beri bu davanın peşindeyiz. 12 Temmuz 2011 tarihinden bugüne UEFA’ya 2 000 000’u aşan elektronik posta gönderdik, telefon açtık, faks çektik. İddianameyi, telefon kayıtlarını ana sayfamızdan yayınladık, şike organizasyonu üyelerinin gerçek yüzlerini gözler önüne serdik. 1 Ocak günü TFF’ye milyonlarca Trabzonsporlu’nun selamını getirdik. Tüm üyelerimize müteşekkiriz; ancak davamız daha bitmedi. 1 yıllık süreçte şikenin sadece 3 Temmuz’dan önce sahada yapılmadığını, 3 Temmuz’dan bugüne de ve üstelik bu sefer gizlenmeksizin, açıkça yapıldığını gördük. Türk Futbolu’nun temiz ve adil oyuna tahmin ettiğimizden de uzak olduğunu gözlemledik. Davamız kupayı alıncaya kadar değil, tüm pislikler temizleninceye kadar sürecektir. Trabzonsporlu isek sebebimiz var, bunu başaracak gücümüz var. Mücadeleye devam edeceğiz.
Saygılarımızla,
bordomavi.net
Trabzonsporlular Birliği 1999