Emir BAYRAK
25.05.2006, 20:35
FATIH TEKKE'YE AÇIK MEKTUP!
Seni daha 16 yasinda PAF takimi oyuncusuyken tanidim. Bir idmanda Okan Özke?nin, Mehmet Ipek?in, Metin Aktas?in, Akin Saglam?in genç milli takimda oynadigi yillardi. Yani 1995?ler? Senin için de, ?Müthis bir yetenek? deniyordu. Idmanda gördügüm Fatih yetenekleriyle gerçekten sasirticiydi. Patlayici süratinle 10 metrede rakibine 3 metre fark atiyordun. Kivraktin, müthis dripling yapabiliyor, iki ayagin da raket gibiydi. Kafan havada top sürebiliyor, vucudunun her yerini kullanabiliyordun. Öldürücü toplar attigina tanik oldum. "Iste gelecek ?15 yil Trabzonspor?u zirvede tutacak yeteneklerden biri? dedim kendi kendime..
Ve Bir sezon sonra Senol Günes seninle birlikte 4 arkadasini A takima alabilmek için savas verdi.
Altyapi sorumlusu Özkan Sümer ise, "Henüz olgunlasmadilar. PAF takiminda en azindan bir yil daha oynamalilar, eksiklerini tamamlamalilar. Sonra sadece idman oyuncusu olacaklarsa kaybolurlar" diyordu. Günes?in israrlari sonucu A takima çiktiniz. Ilk sansi bulan oyuncularin basindaydik. O görkemli Trabzonspor kadrosu içinde güven duyulmaya baslanan bir isimdin? Zaman zaman orta sahada oynadin ve gelecek için umut veriyordun. Ama daha o sezonun sonunda bir Eskisehir deplasmani vardi. Kadrodaydin ama, ?Kadroda yokum? diyerek kafileye katilmadin. Trabzon?da bir arkadasinla birlikte isyeri bastin, araya hatirli insanlar girerek savcilik olmaktan kurtuldun.
Sikintili bir süreç baslamisti. Senin bir kulübe gidip biraz olgunlasman istendi ve Altay?a gönderildin. Çok da iyiydin. Henüz 19 yasinda Bayern Münih pesindeydi. Ancak sansiz bir sekilde ayagin kirildi. Uzun süre sahalardan uzak kaldin. Trabzonspor?a dönüs yaptin. Yine herkes senden umutluydu. Ve "degistim" diyordun? Ama döndükten sonra takimdaki agabeylerini dinlememekle ünlendin. Sorun yaratiyordun. Belki de babanin iki kati yasi olan ve Trabzonspor efsanesini yaratan isimlerden biri olan Ahmet Suat Özyazici?ya karsi geldigin oldu.
Giray Bulak geldi, Hami?ye karsi seni vitrine etmek istedi. Bir türlü gol atamiyordun, simdiki gibi? Bir de sahada vurdumduymaz bir hava sergiliyordun. Tribünleri sildirtmistin, aldigin tepkiye ayni sekilde karsilik vermistin. Burada ömrün yine tükeniyordu. Harcanmak istenen Hami, tribünlerle baristirdi seni? Giray Bulak?i bile yildirdin? Gaziantepspor?a hem de Erhan Namli gibi bir oyuncuya karsilik, üste 950 bin dolar verilerek gönderildin.
Antep?de de futbol yeteneklerini konusturuyordun. Fenerbahçe?ye karsi sampiyonlugu kilpayi kaçirmistiniz. Ama ne hikmetse Samet Aybaba?da seni kadro disi birakmisti. Süreç içinde o kadar basarili olmana ragmen Gaziantepspor devre arasinda kapi önüne koydu seni? Sadece Kocaelispor vardi pesinde? Hem de küme düsmemek için çirpinan bir takimdi? Faruk Özak, Rasim Yilmaz gibi isimler, Trabzonspor?a getirilmen için çabaladilar. Özkan Sümer de, Trabzonspor?un degerlerini yeniden kazanma adina aldi götürdü seni Trabzonspor?a? Gaziantepspor?a ödenen bedel sadece 400 milyar liraydi.
Ve Trabzonspor formasiyla çiktigin ilk maç olan Adanaspor?a karsi attigin golle galibiyeti getirdin. ?Degistim, olgunlastim ve futbolu Trabzonspor?da birakacagim? diyordun? Ilk iki yilin sonunda belli bir seviye kazanmistin?
Önceki sezon sözlesmenin yenilenmesi için masaya oturulmak istendiginde seninle, "Gökdeniz?in isini halledin, ben hemen imza atarim" diyordun. Oysa takima geldiginin daha 10?ncu haftasinda kaptanlik mertebesine çikarimlas olan senin imza atman ve Gökdeniz?i de zorlaman gerekiyordu. Ama ne yazik ki sen Gökdeniz?i toplumun önüne atip, ?iyi polis?i oynadin? Ve Gökdeniz 1 trilyon 650 milyar lira yillik ve her yil enflasyon oraninda zam alma kaydiyla imza attin.
Takim kaptani olarak senden camiani iyi temsil etmen isteniyordu. Yaptigin ise her basarili sonuçtan sonra, "Biz rakiplerimize oranla çok az para aliyoruz. Buna ragmen arkadaslarimiz büyük özveriyle mücadele ediyor ve basarili olur" seklindeydi. Yani sürekli parayi konusuyordun. Kazanilan paranin sonunun olmadigini bir türlü anlamiyordun. Hep baskalarinin kazandigindaydi gözün? Imza attiginda, "Eger param zamaninda ödenmezse ortaligi bir birine katarim. Tepki gösteririm, çünkü hiçbir yönetici benim kadar Trabzonsporlu degil" diyerek de saskinlik yaratiyordun. Siradan taraftarin bile kulübü için senden çok daha fazla özveride bulundugunu, yöneticinin ise Bordo-Mavi sevgisiyle zamanini, parasini, sagligini harcadigini da hiçe sayiyor gibiydin?
Sonra gol krali oldun. Avrupa?dan teklifler gelmeye basladi. Vitrindeydin artik. Gaziantep?de çok önemli isler yapmana ragmen, seni görmeyenlerin Trabzonspor formasi altinda yaptiklarinla gözlerini kamastiriyordun. Bu da Bordo-Mavi formanin görkemini anlatmaya yeterdi her halde?
Takim arkadaslarinin birçogu senden rahatsizdi. Korkuyorlardi, kiziyorlardi. Bazilari senin gitmen halinde bayram yapacak gibiydi. Sanki hiç kimsenin senden daha çok vitrine çikmasini istemiyordun. Kaptan olarak toparlayici rolü alman, en çok çalismasi gerekenlerin basinda gelmen gerektigini unuttun. Hemen hemen her Ramazan ayinda sakatlik geçirdin. Artik sahada mücadele eden, savasan, top kazanan Fatih Tekke yoktu. Fatih sadece kendisine sunulan gol paslarini degerlendiren bir futbolcu oldun çiktin. Hafta baslari ve sonlarinda ya adale, ya bel agrilarini öne sürerek idmanlara çikmadin.
Bir gün kursunlanma olayinda bas aktör oldun. Girdigin iliskiler nedeniyle Trabzonspor camiasinin sarsilmasina neden olan, Asim Atmaz?in dövülmesi, hakem tokatlanmasi ve daha bir dizi huzursuzluk kaynagi olayda adin geçti. Gol attin ama camiayi da rencide ettin. Gün geldi, ?Misyonumu tamamladim? dedin? Simdi de, "Kulübüm beni satarsa para kazanir, yoksa gelecek sezon bedava giderim" diyorsun.
Siradan Anadolu kulüplerinde iki-üç sezon forma giyen futbolcular, kulüplerine para kazandirma adina sözlesme yenileme yoluna giderken, senin bir sezon öncesinden yönetime adeta ?aba altindan sopa gösterme? gayretini anlayamadik.
Bugün zirvedesin ve isteyenin de çoktur. Bunlar çok da cazip olabilir. Bas döndürebilir. Trabzonspor sana onlarin yarisini da veremeyebilir. Ama Kaptanlik mertebesine yükseldigin ve futbolda Anadolu Devrimine imza atmis bir kulüpte simgelesmenin ne anlama geldigini hala bilmiyorsun. Ogün-Abdullah gitti de ne oldu? Çok daha fazla para kazandilar peki simdi neredeler? Kaptanlar, camialarin sahadaki temsilcileridir. Davranislariyla, konusmalariyla, ilkeleriyle formasini giydikleri kulüplerin vizyon ve misyonu üstlenirler. Futbola getirdikleri bakis açisinin yesil çimler üzerindeki uzantilaridir. Ordu komutani, savasta yaralandigi için misyonunu bitirmez. Ölüm döseginde olsa bile savasin kazanilmasi için strateji gelistirmeye çalisir. Gerçek kahramanlar o meydanda ölümü göze alabildiginde ortaya çikarlar. Ve onlar için ölüm, hayatin sonlanmasi degil, savasin kaybedilmesidir.
Ve seni izliyorum 12 yildir? Vardigim sonuç senin anlayisindaki bir kaptanla birlikte Trabzonspor?un büyük ideallere ulasma sansinin olmadigidir. Git ve üstlendigin yeni misyonunu tamamla? Güle güle Fatih Tekke?
Yolun açik olsun!
yazan: Adnan Sungur (Trabzon Günebakis Gazetesi Spor Müdürü)
Seni daha 16 yasinda PAF takimi oyuncusuyken tanidim. Bir idmanda Okan Özke?nin, Mehmet Ipek?in, Metin Aktas?in, Akin Saglam?in genç milli takimda oynadigi yillardi. Yani 1995?ler? Senin için de, ?Müthis bir yetenek? deniyordu. Idmanda gördügüm Fatih yetenekleriyle gerçekten sasirticiydi. Patlayici süratinle 10 metrede rakibine 3 metre fark atiyordun. Kivraktin, müthis dripling yapabiliyor, iki ayagin da raket gibiydi. Kafan havada top sürebiliyor, vucudunun her yerini kullanabiliyordun. Öldürücü toplar attigina tanik oldum. "Iste gelecek ?15 yil Trabzonspor?u zirvede tutacak yeteneklerden biri? dedim kendi kendime..
Ve Bir sezon sonra Senol Günes seninle birlikte 4 arkadasini A takima alabilmek için savas verdi.
Altyapi sorumlusu Özkan Sümer ise, "Henüz olgunlasmadilar. PAF takiminda en azindan bir yil daha oynamalilar, eksiklerini tamamlamalilar. Sonra sadece idman oyuncusu olacaklarsa kaybolurlar" diyordu. Günes?in israrlari sonucu A takima çiktiniz. Ilk sansi bulan oyuncularin basindaydik. O görkemli Trabzonspor kadrosu içinde güven duyulmaya baslanan bir isimdin? Zaman zaman orta sahada oynadin ve gelecek için umut veriyordun. Ama daha o sezonun sonunda bir Eskisehir deplasmani vardi. Kadrodaydin ama, ?Kadroda yokum? diyerek kafileye katilmadin. Trabzon?da bir arkadasinla birlikte isyeri bastin, araya hatirli insanlar girerek savcilik olmaktan kurtuldun.
Sikintili bir süreç baslamisti. Senin bir kulübe gidip biraz olgunlasman istendi ve Altay?a gönderildin. Çok da iyiydin. Henüz 19 yasinda Bayern Münih pesindeydi. Ancak sansiz bir sekilde ayagin kirildi. Uzun süre sahalardan uzak kaldin. Trabzonspor?a dönüs yaptin. Yine herkes senden umutluydu. Ve "degistim" diyordun? Ama döndükten sonra takimdaki agabeylerini dinlememekle ünlendin. Sorun yaratiyordun. Belki de babanin iki kati yasi olan ve Trabzonspor efsanesini yaratan isimlerden biri olan Ahmet Suat Özyazici?ya karsi geldigin oldu.
Giray Bulak geldi, Hami?ye karsi seni vitrine etmek istedi. Bir türlü gol atamiyordun, simdiki gibi? Bir de sahada vurdumduymaz bir hava sergiliyordun. Tribünleri sildirtmistin, aldigin tepkiye ayni sekilde karsilik vermistin. Burada ömrün yine tükeniyordu. Harcanmak istenen Hami, tribünlerle baristirdi seni? Giray Bulak?i bile yildirdin? Gaziantepspor?a hem de Erhan Namli gibi bir oyuncuya karsilik, üste 950 bin dolar verilerek gönderildin.
Antep?de de futbol yeteneklerini konusturuyordun. Fenerbahçe?ye karsi sampiyonlugu kilpayi kaçirmistiniz. Ama ne hikmetse Samet Aybaba?da seni kadro disi birakmisti. Süreç içinde o kadar basarili olmana ragmen Gaziantepspor devre arasinda kapi önüne koydu seni? Sadece Kocaelispor vardi pesinde? Hem de küme düsmemek için çirpinan bir takimdi? Faruk Özak, Rasim Yilmaz gibi isimler, Trabzonspor?a getirilmen için çabaladilar. Özkan Sümer de, Trabzonspor?un degerlerini yeniden kazanma adina aldi götürdü seni Trabzonspor?a? Gaziantepspor?a ödenen bedel sadece 400 milyar liraydi.
Ve Trabzonspor formasiyla çiktigin ilk maç olan Adanaspor?a karsi attigin golle galibiyeti getirdin. ?Degistim, olgunlastim ve futbolu Trabzonspor?da birakacagim? diyordun? Ilk iki yilin sonunda belli bir seviye kazanmistin?
Önceki sezon sözlesmenin yenilenmesi için masaya oturulmak istendiginde seninle, "Gökdeniz?in isini halledin, ben hemen imza atarim" diyordun. Oysa takima geldiginin daha 10?ncu haftasinda kaptanlik mertebesine çikarimlas olan senin imza atman ve Gökdeniz?i de zorlaman gerekiyordu. Ama ne yazik ki sen Gökdeniz?i toplumun önüne atip, ?iyi polis?i oynadin? Ve Gökdeniz 1 trilyon 650 milyar lira yillik ve her yil enflasyon oraninda zam alma kaydiyla imza attin.
Takim kaptani olarak senden camiani iyi temsil etmen isteniyordu. Yaptigin ise her basarili sonuçtan sonra, "Biz rakiplerimize oranla çok az para aliyoruz. Buna ragmen arkadaslarimiz büyük özveriyle mücadele ediyor ve basarili olur" seklindeydi. Yani sürekli parayi konusuyordun. Kazanilan paranin sonunun olmadigini bir türlü anlamiyordun. Hep baskalarinin kazandigindaydi gözün? Imza attiginda, "Eger param zamaninda ödenmezse ortaligi bir birine katarim. Tepki gösteririm, çünkü hiçbir yönetici benim kadar Trabzonsporlu degil" diyerek de saskinlik yaratiyordun. Siradan taraftarin bile kulübü için senden çok daha fazla özveride bulundugunu, yöneticinin ise Bordo-Mavi sevgisiyle zamanini, parasini, sagligini harcadigini da hiçe sayiyor gibiydin?
Sonra gol krali oldun. Avrupa?dan teklifler gelmeye basladi. Vitrindeydin artik. Gaziantep?de çok önemli isler yapmana ragmen, seni görmeyenlerin Trabzonspor formasi altinda yaptiklarinla gözlerini kamastiriyordun. Bu da Bordo-Mavi formanin görkemini anlatmaya yeterdi her halde?
Takim arkadaslarinin birçogu senden rahatsizdi. Korkuyorlardi, kiziyorlardi. Bazilari senin gitmen halinde bayram yapacak gibiydi. Sanki hiç kimsenin senden daha çok vitrine çikmasini istemiyordun. Kaptan olarak toparlayici rolü alman, en çok çalismasi gerekenlerin basinda gelmen gerektigini unuttun. Hemen hemen her Ramazan ayinda sakatlik geçirdin. Artik sahada mücadele eden, savasan, top kazanan Fatih Tekke yoktu. Fatih sadece kendisine sunulan gol paslarini degerlendiren bir futbolcu oldun çiktin. Hafta baslari ve sonlarinda ya adale, ya bel agrilarini öne sürerek idmanlara çikmadin.
Bir gün kursunlanma olayinda bas aktör oldun. Girdigin iliskiler nedeniyle Trabzonspor camiasinin sarsilmasina neden olan, Asim Atmaz?in dövülmesi, hakem tokatlanmasi ve daha bir dizi huzursuzluk kaynagi olayda adin geçti. Gol attin ama camiayi da rencide ettin. Gün geldi, ?Misyonumu tamamladim? dedin? Simdi de, "Kulübüm beni satarsa para kazanir, yoksa gelecek sezon bedava giderim" diyorsun.
Siradan Anadolu kulüplerinde iki-üç sezon forma giyen futbolcular, kulüplerine para kazandirma adina sözlesme yenileme yoluna giderken, senin bir sezon öncesinden yönetime adeta ?aba altindan sopa gösterme? gayretini anlayamadik.
Bugün zirvedesin ve isteyenin de çoktur. Bunlar çok da cazip olabilir. Bas döndürebilir. Trabzonspor sana onlarin yarisini da veremeyebilir. Ama Kaptanlik mertebesine yükseldigin ve futbolda Anadolu Devrimine imza atmis bir kulüpte simgelesmenin ne anlama geldigini hala bilmiyorsun. Ogün-Abdullah gitti de ne oldu? Çok daha fazla para kazandilar peki simdi neredeler? Kaptanlar, camialarin sahadaki temsilcileridir. Davranislariyla, konusmalariyla, ilkeleriyle formasini giydikleri kulüplerin vizyon ve misyonu üstlenirler. Futbola getirdikleri bakis açisinin yesil çimler üzerindeki uzantilaridir. Ordu komutani, savasta yaralandigi için misyonunu bitirmez. Ölüm döseginde olsa bile savasin kazanilmasi için strateji gelistirmeye çalisir. Gerçek kahramanlar o meydanda ölümü göze alabildiginde ortaya çikarlar. Ve onlar için ölüm, hayatin sonlanmasi degil, savasin kaybedilmesidir.
Ve seni izliyorum 12 yildir? Vardigim sonuç senin anlayisindaki bir kaptanla birlikte Trabzonspor?un büyük ideallere ulasma sansinin olmadigidir. Git ve üstlendigin yeni misyonunu tamamla? Güle güle Fatih Tekke?
Yolun açik olsun!
yazan: Adnan Sungur (Trabzon Günebakis Gazetesi Spor Müdürü)