PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şikenin Sahaya Yansımaması Yalanı (Hukuki Bakış)



Külünkoğlu
24.04.2012, 20:53
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/p480x480/575353_10150824845296815_8715106814_12196324_14549 91140_n.jpg


ŞİKENİN SAHAYA YANSIMASI
VE
ŞİKE SUÇLARINDA ŞAHISLARLA KULÜPLER

03 Temmuz 2011 tarihinde kamuoyuna yansıyan Türk Futbolundaki şike tartışmaları her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.

Son olarak Sayın Başbakanın da dahil olduğu süreçte; şike sahaya yansımamışsa takımlar küme düşürülebilir mi? Şahısların eylemlerinden kulüpler sorumlu tutulabilir mi? tartışması yaşanıyor.

Bu tartışma, yaygın yazılı ve görsel basında sürekli yer almasına rağmen nedense bu konuda hukuki bir inceleme yayınlanmıyor.

Bu konuda gördüğümüz boşluğu gidermek, konu ile ilgilenen kişileri aydınlatmak amacıyla bu satırları kaleme aldık.

Şikenin sahaya yansıması meselesi; şikeye teşebbüs (müsabaka sonucunu etkilemeye teşebbüs) kavramında düğümlenmektedir.

Bu nedenle öncelikle teşebbüs ile ilgili kısa ve net açıklamalar yapmak gerekir. (Bu yazı; teşebbüs konusundaki bilimsel teorilere girmeden, hukukçu olmayan kişilerin de anlayabileceği şekilde, mümkün olduğunca hukuki terim kullanmadan ve örnekler verilerek hazırlanmaya çalışılmıştır)

Futbol Disiplin Talimatı 58. Madde’ye göre yasak olan eylemler şunlardır:

1. Müsabaka Sonucunu etkilemek.
2. Müsabaka Sonucunu etkilemeye teşebbüs etmek.
3. Teşvik primi vermek.


Müsabaka Sonucunu etkileme disiplin suçunu tanımlamaya dahi gerek yoktur. Müsabaka sonucunu etkilemek (şike); tarafların anlaşması ve müsabakanın istenilen şekilde sonuçlandırılması demektir.

Müsabaka Sonucunu etkilemeye teşebbüs etme (şikeye teşebbüs) disiplin suçunu izah edebilmek için öncelikle Ceza Hukukundaki teşebbüs kavramını açıklamak gerekir.

A) CEZA HUKUKUMUZDA TEŞEBBÜS:

1) Türk Ceza Kanunu’nda teşebbüs:

Teşebbüs; TCK’ nın 35. maddesinin 1.fıkrasında şöyle tanımlanmıştır: “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

Maddenin 2. fıkrasında ise teşebbüs durumunda cezalarda yapılacak indirimlere yer verilmiştir. (2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Bir suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde yukarıda belirtildiği şekilde o suça verilecek cezada indirim yapılacaktır. Örneğin bir suçun cezası müebbet hapis ise teşebbüs halinde kalması durumunda 9-15 yıl arasında ceza verilecektir.

Ceza yasaları suçun teşebbüs halinde kalması durumunda cezada indirim öngörmekle beraber bazı teşebbüs halinde kalan eylemleri ayrı bir suç olarak düzenlemiştir. Burada teşebbüsün kendisi ayrı bir suç olduğundan teşebbüs indiriminden yararlanamaz. Örnek TCK 312. madde (Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.) Burada teşebbüs eylemi ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Hükümet ortadan kaldırılmasa bile eylemler cezalandırılır ve TCK 35. maddede düzenlenen indirimlerden yararlanılamaz.

2) Teşebbüsün Niteliği ve Cezalandırılmasının Nedeni:

Teşebbüs, özü itibariyle suç teşkil eden fiilin kısmen işlenmesidir. Ceza Hukuku sistemimizde; hem tamamlanmış, sonuç meydana getirmiş eylemler hem de tamamlanmamış, sonuç alınmamış eylemler cezalandırılmaktadır.

Teşebbüs aşamasında kalan eylemlerin cezalandırılmasının asıl nedeni, tamamlanmış suçların cezalandırılmasının nedeni ile ortaktır. Her iki durumda da genel olarak toplumsal barış ve düzen bozulmaktadır.

Failin (suç işleyen kişi) meydana gelmesini istediği neticenin çeşitli sebeplerle gerçekleşmemesi halinde dahi, toplumsal barış ve düzene zarar gelmektedir.

Daha basit bir anlatımla Ceza Hukukunda sadece zarar değil tehlike de cezalandırılmaktadır. Teşebbüsün cezalandırılmasını öngören hükümler olmasaydı, suç işlemeye yönelmiş ancak tamamlanamamış hareketler de cezalandırılamazdı.

3) Teşebbüsün Şartları:

I. Kast:

Kast: kısaca, “bilerek, isteyerek, suç işleme iradesi” olarak tanımlanabilir. Hukuki olarak ise “yapılan eylemin belli bir neticeyi doğuracağını bilme ve bu neticenin gerçekleşmesini isteme” olarak tanımlanır.

Örnek : (müsabaka sonucunu etkileme isteği, iradesi)

II. İcra hareketlerinin başlaması:

Teşebbüsün ikinci şartı, “icra hareketlerinin başlamasıdır.” Failin, suçun maddi konusunun ceza normuyla korunan hukuksal alanına tecavüz iradesi taşıdığı, şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılabiliyorsa, icra hareketleri başlamıştır. Ceza hukuku, ancak toplumda gerginlik yaratan, toplumsal barışı bozan olgularla ilgilenmektedir. Dış dünyada gerginlik yaratan hareketler, ceza hukukunun ilgi alanı içindedir.

Yapılan hareket, kurallarla korunan hukuksal yarara saldırı iradesini kesin olarak ortaya koymakta ise artık gerginlik doğmuştur ve cezalandırılmalıdır.

Örnek : (silah çekerek bir kişiye doğrultmak, suya zehir katmak, şike için karşı tarafla konuşmak )

III. Araç ve konunun elverişli olması:

Teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için gereken diğer bir koşul, elverişli araçlar kullanılarak hareket kullanılmasıdır. Elverişli hareket, eyleme uygun araçlar seçilerek belirlenen sonuca bilinçle yönelme olarak tanımlanabilir. Hareketin elverişliliği, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun niteliği, işleniş biçimi, diğer bütün şartları, mağdur ve failin durumu, kullanılan araçlar, bu araçların kullanılış biçimleri birlikte değerlendirilerek her somut olayın özelliğine göre değerlendirilir.

Görüldüğü gibi, elverişlilik sadece kullanılan araç yönünden değil, suçun konusu, mağdurun konumu da (şeker hastasına şeker verilmesi gibi) dahil olmak suretiyle suç fiilinin (eylem) tümü bakımından bulunmalıdır.

IV. Suçun Tamamlanmasına Failin Elinde Olmayan Engel Sebeplerin Neden Olması:

İcra hareketlerinin tamamlanmasına rağmen failin elinde olmayan nedenlerle neticenin meydana gelmemesi halinde suç teşebbüs aşamasında kalmış olur.

Failin icra hareketlerini bitirememesinin yahut bitirmesine rağmen neticenin gerçekleşmemesi, yani suçun tamamlanmamasının sebepleri değişik olabilir. Failin beceriksizliği (ateş edip isabet ettirememe), mağdurun tutumu veya karşı koyması (ateş edildiğini görünce duvarın arkasına saklanması ve bağırması nedeniyle failin paniğe kapılması), üçüncü bir kişinin müdahalesi (polisin failin elinden silahını alması veya yakalaması), kesintisiz takip sonucu failin yakalanması ya da maddi bir engel (hırsızlık için kasayı açmada kullanılan maymuncuğun kırılması) nedeniyle suç tamamlanmamış, netice gerçekleşmemiş olabilir. Failin elinde olmadıkları ve iradesinden kaynaklanmadıkları için tüm bu sebepler arasında hiçbir fark yoktur.

Örnek : (Şike anlaşması yapılmasına rağmen anlaşılan sporcunun pişman olarak anlaşmayı yerine getirmemesi)

Gönüllü vazgeçme durumunda ise teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Fail kendi iradesiyle icra hareketlerini bitirmemişse ya da neticenin meydana gelmesine engel olmuşsa bu duruma “ihtiyariyle vazgeçme” (gönüllü vazgeçme) denmektedir. Örneğin Şike anlaşması teklif eden bir yönetici, neticenin meydana gelmesinden önce anlaştığı sporcuya ulaşarak vazgeçtiğini belirtmesi.


B) 6222 SAYILI YASADA TEŞEBBÜS HÜKÜMLERİ:

6222 sayılı yasanın 11. maddesinin ikinci fıkrasında “kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur” düzenlemesi mevcuttur.

Bu düzenlemeye göre (bu düzenleme olmasa idi bile TCK’nun 35. maddesi gereğince aynı sonuca varılacaktı) şike suçlarının tamamlanması için bu suçları işlemeye elverişli kişilerle şike anlaşması yapmak yeterlidir. Cezalandırma için şike anlaşması yapılan kişilere menfaat sağlanmasına gerek yoktur. Yine anlaşmadan beklenen neticenin yerine gelmemesi halinde bile eylem cezalandırılmaktadır.

Şike suçuna teşebbüs ve teşvik primi eyleminin cezalandırılması için bu suçları işlemeye muktedir kişilere (yönetici, futbolcu, teknik direktör gibi) ulaşılması ve menfaat teklif edilmesi, ancak anlaşmaya varılamaması gerekir. Şike teklif edilen kişi, teklif edilen parayı az bulduğu için, korktuğu için veya başka nedenlerle bu teklifi reddedebilir. Bu hallerde şike teklif eden taraf için şikeye teşebbüs suçu gerçekleşmiş olur.

C) FUTBOL DİSİPLİN TALİMATINDA TEŞEBBÜS HÜKÜMLERİ:

I. Genel olarak: Ceza Hukukunun Temel ilkeleri Disiplin Hukukunda da geçerlidir. Bu nedenle Ceza Hukukunda tanımlanmış olan teşebbüs hükümleri Disiplin Hukukunda da aynen uygulanır.

Futbol Disiplin Talimatının 9. maddesinde teşebbüse ilişkin hükümlere yer verilmiştir. “(1) Fiilin teşebbüs derecesinde kalığı hallerde cezada indirim yapılır. (2) Disiplin Kurulu bu hallerde cezayı yarısına kadar indirebilir.”

II. Şikeye teşebbüs:

Şikeye teşebbüs; Disiplin Suçu olarak Futbol Disiplin Talimatının 58. maddesinde tanımlanmıştır. Futbol Disiplin Talimatının 58. maddesinde (1) “Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır” düzenlemesine yer verilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise bu suçlara verilecek cezalar belirtilmiştir. (2) “Bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir".

Şikeye teşebbüs; müsabaka sonucunu etkilemek üzere elverişli kişilere müsabaka sonucunu etkilemek üzere teklifte bulunulması demektir.

58.maddedeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere; Futbol Disiplin Talimatı, şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi eylemlerini cezalandırırken aralarında hiçbir ayırım yapmamıştır. Bu eylemlerin cezası da ikinci fıkrada kulüpler için “küme düşürme” olarak belirtilmiştir. Küme düşürme cezası söz konusu maddede bir alt lig olarak ta sınırlanmamıştır. Futbol Disiplin Talimatının 4.maddesine göre özel şartların varlığı halinde (belirtilen suçların birden fazla işlenmesi gibi) küme düşme cezası birden fazla alt lige düşürme olarak ta uygulanabilir.

Görüldüğü üzere Futbol Disiplin Talimatında “şikeye teşebbüs” bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiş, cezası da kulüpler için “küme düşürme” olarak öngörülmüştür. Şikeye teşebbüs bağımsız bir diplin suçu olarak düzenlendiğinden talimatın dokuzuncu maddesindeki indirimden yararlanılamaz.


D) ŞİKE, ŞİKEYE TEŞEBBÜS VE TEŞVİK PRİMİ EYLEMLERİNDE KULÜPLERİN SORUMLULUĞU:

Kulüplerin sorumluluğunu belirlerken Futbol Disiplin Talimatı’nın 6. maddesine bakmak gerekecektir. Talimatın 6. maddesinin üçüncü fıkrasına göre; “Kulüpler, futbolcularının, görevlilerinin, başkanlarının, onursal başkanlarının, yöneticilerinin, çalışanlarının, üyelerinin, özel güvenlik görevlilerinin ve taraftarlarının ihlallerinden dolayı objektif olarak sorumludur.

Her şike yapan, şikeye teşebbüs eden veya teşvik primi veren kişinin eyleminden kulübü sorumlu tutmak, eylemi kulübe izafe etmek tabii ki mümkün değildir. Kulüplerin sorumluluğu belirlenirken her olayın özelliğine göre karar verilmesi gerekir. Örneğin; bahis oyunlarında para kazanmak için iki takımın bir veya birkaç futbolcusu yöneticilerin haberi olmadan aralarında anlaşıp; müsabaka sonucunu etkilerseler bu eylemden kulüpleri sorumlu tutarak küme düşme kararı verilemez.

Kulüplerin sorumluluğuna karar verilirken; şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi eylemlerinin kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığına bakılmalıdır. Kulüplerin yöneticileri tarafından, kulüp menfaatine (kulübün şampiyon olması, küme düşmemesi, kupa kazanılması, kulübün başka bir şekilde menfaat sağlaması gibi), yarışta avantajlı kılmak adına işlenen şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi suçlarında kulüpler hakkında küme düşme cezası verilecektir.

Şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi suçlarında, eylemin ağırlığına göre 58. maddenin ikinci fıkrasının son cümlesine göre “ihlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.”

Talimatın 4. maddesinde belirtilen özel şartların neler olduğu Futbol Disiplin talimatında yer almadığından takdir yetkisi Disiplin Kurulunda olup; Kurul her olayın özelliğine göre Disiplin Talimatının 8. maddesine göre takdir yetkisini kullanacaktır.

Disiplin Talimatının 8. maddesinde “Bu talimat hükümleri uyarınca verilecek cezalar, somut olayın objektif ve sübjektif tüm şartları, ihlalde bulunan kişinin kusur derecesi, ağırlaştırıcı ve hafifletici tüm nedenler değerlendirilmek suretiyle belirlenir.” düzenlemesi mevcuttur.



E) ŞAHISLAR İLE KULÜPLER AYRIMI:

Futbol Disiplin Talimatında, son günlerde seslendirilen “şahıslarla kulüplerin ayrı tutulmasını”, “kişilerin eylemleri nedeniyle kulüplerin cezalandırılmamasını” mümkün kılan genel bir kural yoktur. Bu şekilde bir kural konulması, konulmaya çalışılması, korunan hukuki yarar açısından son derece tehlikeli ve sakıncalıdır. Bu ayırım zaten her eylem değerlendirilirken Futbol Disiplin Talimatının 6. maddesine göre ilgili kurullar tarafından yapılacaktır. Şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi eylemlerini yapan kişilerin eylemlerinin kulüplerine izafe edilip edilemeyeceği, bu eylemlerden kulüplerin sorumlu olup olmayacağı her olayda tek tek değerlendirilecektir.

Yukarıda “kulüplerin sorumluluğu” bölümünde belirtildiği üzere bu disiplin suçlarının kimler tarafından ve hangi amaçla, işlendiğine bakılacaktır.

F) HAFİFLETİCİ VE AĞIRLAŞTIRICI SEBEPLER:

Futbol Disiplin Talimatı’nın 4. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu talimatta belirtilen disiplin cezaları temel cezalardır. Özel şartların varlığı halinde, bu cezalar ağırlaştırılabilir ya da hafifletilebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu maddeye göre eylemin veya eylemlerin özelliklerine göre Disiplin Kurulu tarafından değerlendirme yapılacak, özel şartların varlığı halinde ceza ağırlaştırılacak ya da hafifletilecektir.

G) UEFA VE FİFA KURALLARI İLE BAĞLILIK:

Türkiye Futbol Federasyonu’nun hem FİFA hem de UEFA üyesi olduğu, FİFA ve UEFA kurallarına uymakla mükellef olduğu gerek ilgili kanun gerekse TFF statüsünde açıkça belirtilmiştir.

TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 3. maddesinde TFF’ nin görevleri düzenlenmiştir. 3. maddenin c) fıkrasında; “FIFA ve UEFA’nın yetkili organları tarafından konulan kuralların gereği gibi uygulanmasını sağlamak, ulusal talimatlar hazırlamak” f) fıkrasında ise “…. tüm ilgililerin FIFA, UEFA ve TFF tarafından konulan Statü, talimat ve düzenlemeleri ile bunların yetkili kurulları tarafından verilen kararlara uymalarını sağlamak” düzenlemesi mevcuttur.

Türkiye Futbol Federasyonu Statüsünün 2. maddesinde TFF’nin amaçları düzenlenmiştir. 1.fıkranın c) bendinde “FIFA ve UEFA tarafından konulan kuralların gereğince uygulanmasını sağlamak, bu konuda yurt içinde ilgili düzenlemeleri yapmak”, f bendinde “ … tüm ilgililerin FIFA, UEFA ve TFF’nin statü, talimat ve kararlarına ve ayrıca adı geçen futbol otoritelerinin yetkili organ ve kurullarının verdiği kararlara uymalarını sağlamak”, l bendinde ise “FIFA ve UEFA’nın statülerine, talimatlarına ve kararlarına riayet etmek” düzenlemesi mevcuttur.

Yine FIFA ve UEFA talimatlarında üye ülkelerin uymak zorunda olduğu kurallar mevcuttur.

Bu düzenlemelere göre TFF futbolun yönetimi ile ilgili olarak FIFA ve UEFA talimatları ile bağlı olup; bu kurallara uymak zorundadır. Aksi hallerde FIFA ve UEFA’nın takımlara ve federasyona yaptırım uygulama yetkisi vardır.


H) DEĞERLENDİRME:

I. Kulüpler hakkında küme düşme kararı verilebilmesi için müsabaka sonucu etkilemek amacıyla şike yapmak, şikeye teşebbüs etmek ve teşvik primi vermek eylemlerinin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Bu üç disiplin suçunun 58. maddeye göre yaptırım olarak birbirinden hiçbir farkı yoktur. Özellikle, bu makalenin konusu olan şikeye teşebbüs eylemi, disiplin talimatının 58. maddesinde bağımsız bir disiplin suçu olarak düzenlendiğinden şikeye teşebbüs halinde küme düşme cezası verilecektir. Yukarıda belirtildiği üzere kulüp yöneticileri tarafından, kulüp menfaatine, elverişli kişilere şike teklifi yapılması halinde, teklif eden kulüp açısından şikeye teşebbüs suçu gerçekleşmiş olur ve yaptırımı da kesinlikle küme düşmedir.

II. Şike sahaya yansımamış demek Talimatın 58. maddesindeki şikeye teşebbüs etmek (müsabaka sonucunu etkilemeye teşebbüs etmek) suçunu yok saymak demektir. 58. maddedeki bu hüküm değiştirilmediği sürece “şike sahaya yansımamış bu nedenle küme düşürme cezası verilemez” ifadesinin hiçbir hukuki dayanağı ve geçerliliği yoktur. 58. maddedeki bu düzenlemenin amacı futbolu korumak, futbolun kirlenmesine ve tartışılmasına neden olacak her türlü eylemin önüne geçmektir. Sonuca ulaşsın ya da ulaşmasın, sahaya yansısın ya da yansımasın her türlü eylem talimatla yasaklanmıştır.

Talimat hazırlanırken eğer amaç şahıslar ile kulüplerin ayrılması olsa idi bu husus açıkça talimata yazılırdı. Kanunilik ilkesi gereğince suç talimatta açıkça belirlenmiştir. Ceza hukukunda kıyas ta yasak olup; kıyas yolu ile cezalar hafifletilemez. (istifa eden Mehmet Ali Aydınlar federasyonunun 58. maddeyi değiştirmek istemesindeki amaç teşebbüs halinde küme düşürmenin önüne geçmektir.)

III. Kişilerle kulüplerin ayrı tutulması demek sporun doğasına aykırıdır. Bu gün birçok spor, kulüpler aracılığı ile yapılmaktadır. Kulüpler, organları aracılığı ile yönetilmekte olup; yöneticilerin hukuka uygun ve başarılı yönetimlerinden kulüp yararlandığı gibi, hukuka aykırı yönetimlerinin yaptırımı da kulüp aleyhine olmalıdır. Kulüplerin sorumluluğundaki kıstas, suçun kimler tarafından ve hangi amaçla işlendiğidir. Kulüp organları, (başkan, yöneticiler ve onların talimatı ile hareket edenler gibi,) kulüp menfaatine suç işlemiş ise elbette ki hem kişiler hem de kulüp cezalandırılacaktır.

IV. Şahıslarla kulüplerin ayrılması, kulüplere ceza verilmemesi demek “yasaların ve talimatların uygulanamaz hale getirilmesi, şikenin serbest bırakılması” demektir. Korunan hukuki değerin korunmasız bırakılması demektir.

Konunun daha iyi anlaşılması için Spor Yazarı Sayın Mehmet Demirkol’un 03.04.2012 tarihli yazısından alıntılar yapmak istiyoruz. “Bir yöneticinin yaptığı nedeniyle tüm camiayı cezalandırmazsanız, rakip camiayı, yöneticileri bir şey yapmadığı için cezalandırmış olursunuz. İşte bu yüzden söz konusu olan yöneticilerse kişilerin yaptığı camiaları bağlar... Eğer camiaları bağlamazsa... Kişiler şike yapar ve sadece onlar ceza alacak olursa, şike yapmak da bir fedakârlığa dönüşür.” “Şike saha dışında yapılır. Sahada uygulanır. Eğer bir itirafçı yoksa sahada şike olup olmadığını anlamak olanak dışıdır (Tabii eğer olağanüstü 10-0/20-0 gibi skorlar yoksa). Dolayısıyla şike sahaya yansımıştır ya da yansımamıştır gibi saçmalıklara futbolda yer yoktur. “Eğer A takımı B takımına şike teklif etmişse, B takımının bunu reddetmesi A takımını kurtarmaz, kurtarmamalıdır. Siz bir memura rüşvet teklif ederseniz onun bunu reddetmesi sizi kurtarmaz.”


I) SONUÇ

Yukarıda izah edildiği üzere “Şike sahaya yansımamışsa kulüplere küme düşme cezası verilemez” ve “Şahısların eylemlerinden dolayı kurumlar cezalandırılamaz” sözleri kamuoyuna söylenen HUKUKİ BİR YALANDIR. Hiçbir yasal altyapısı yoktur. Bu sözlerin hukuki olduğu yönünde kamuoyunda oluşturulan imajın silinmesi gerekir.


Av.Hakan ORHAN
24.04.2012

brushfield
24.04.2012, 21:29
Şikenin teşebbüsünün de aynı suç kapsamında olduğunu güzel hatırlatmış avukat bey. Sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz. Sorun ise ülkemizde yasaların kişiye göre uygulanıp uygulanmaması. Yasa uygulanmazsa ne gibi hak arama seçeneklerimiz olabilir bence bundan sonra asıl üzerinde durulması gereken soru bu. Zira anlaşılan o ki yasa fenere uygulanmayacak.

cerasus
24.04.2012, 21:54
Şikeye teşebbüs; müsabaka sonucunu etkilemek üzere elverişli kişilere müsabaka sonucunu etkilemek üzere teklifte bulunulması demektir.



58.maddedeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere; Futbol Disiplin Talimatı, şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi eylemlerini cezalandırırken aralarında hiçbir ayırım yapmamıştır.



Bu eylemlerin cezası da ikinci fıkrada kulüpler için “küme düşürme” olarak belirtilmiştir.



Küme düşürme cezası söz konusu maddede bir alt lig olarak ta sınırlanmamıştır.



Futbol Disiplin Talimatının 4.maddesine göre özel şartların varlığı halinde (belirtilen suçların birden fazla işlenmesi gibi) küme düşme cezası birden fazla alt lige düşürme olarak ta uygulanabilir.



Görüldüğü üzere Futbol Disiplin Talimatında “şikeye teşebbüs” bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiş, cezası da kulüpler için “küme düşürme” olarak öngörülmüştür. Şikeye teşebbüs bağımsız bir diplin suçu olarak düzenlendiğinden talimatın dokuzuncu maddesindeki indirimden yararlanılamaz.



Kulüplerin sorumluluğunu belirlerken Futbol Disiplin Talimatı’nın 6. maddesine bakmak gerekecektir. Talimatın 6. maddesinin üçüncü fıkrasına göre; “Kulüpler, futbolcularının, görevlilerinin, başkanlarının, onursal başkanlarının, yöneticilerinin, çalışanlarının, üyelerinin, özel güvenlik görevlilerinin ve taraftarlarının ihlallerinden dolayı objektif olarak sorumludur.



Her şike yapan, şikeye teşebbüs eden veya teşvik primi veren kişinin eyleminden kulübü sorumlu tutmak, eylemi kulübe izafe etmek tabii ki mümkün değildir. Kulüplerin sorumluluğu belirlenirken her olayın özelliğine göre karar verilmesi gerekir. Örneğin; bahis oyunlarında para kazanmak için iki takımın bir veya birkaç futbolcusu yöneticilerin haberi olmadan aralarında anlaşıp; müsabaka sonucunu etkilerseler bu eylemden kulüpleri sorumlu tutarak küme düşme kararı verilemez.



Kulüplerin sorumluluğuna karar verilirken; şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi eylemlerinin kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığına bakılmalıdır. Kulüplerin yöneticileri tarafından, kulüp menfaatine (kulübün şampiyon olması, küme düşmemesi, kupa kazanılması, kulübün başka bir şekilde menfaat sağlaması gibi), yarışta avantajlı kılmak adına işlenen şike, şikeye teşebbüs ve teşvik primi suçlarında kulüpler hakkında küme düşme cezası verilecektir.




Avukat beye tesekkürler, ayrica bu yaziyi buraya paylastiginiz icinde tesekkürler @Külünkoglu.

Peki bu avukat bey kimdir? Ilk defa ismini duyuyorumda, merak ettim. Televizyon programlarina cikabilse keske.

Külünkoğlu
25.04.2012, 08:12
Avukat beye tesekkürler, ayrica bu yaziyi buraya paylastiginiz icinde tesekkürler @Külünkoglu.

Peki bu avukat bey kimdir? Ilk defa ismini duyuyorumda, merak ettim. Televizyon programlarina cikabilse keske.
Kendisi Trabzon Barosu avukatlarından. O kadar yetkisiz bilgisiz adamın konuştuğu yerde bizde isteriz televizyonlara çıkmasını.

Külünkoğlu
25.04.2012, 08:16
Ben hukukçu değilim dolayısıyla düz mantıkla bakıyorum.
Bir başbakan yaptığı bir icraat veya aldığı bir karar sonunda "yaptım ama hükümetimi bağlamaz" diyemez.
Bir Genel Müdür yaptığı bir işte "yaptım ama şirketimi bağlamaz" diyemez.
Bir işletme bir çalışanı tarafından devlete borçlu hale getiriliyorsa o işletme "gidin o borcu o şahıstan alın, banane" diyemez.

Avukat Hakan Orhan'a teşekkür ediyorum. Kişilerle kurumları ayırmak özellikle bu davada asla mümkün değildir hukuki bir yalandır.

ozturk
25.04.2012, 08:28
Avukat Bey'e teşekkürler..

Davaya müdahil olacağız.Bence bu yazıyı ve bununla birlikte elimizde olan dava ile ilgili bilgi,belge,dökümanları kulüple veya savcı Mehmet BERK'le paylaşmalıyız..

Külünkoğlu
25.04.2012, 08:42
Avukat Bey'e teşekkürler..

Davaya müdahil olacağız.Bence bu yazıyı ve bununla birlikte elimizde olan dava ile ilgili bilgi,belge,dökümanları kulüple veya savcı Mehmet BERK'le paylaşmalıyız..
Bugün öyle bir toplantı var ve görüşlerimizi bir rapor halinde Kulübümüze ilettik Adem.

winner
25.04.2012, 09:15
Meslektaşım güzel bir çalışma yapmış...Eline sağlık...Zaten konu ile ilgili hukuk normları tartışmaya yer vermeyecek kadar açık...bugün şike cezalarına kılıf aramaya çalışan hukukçular da mızrağı çuvala sokmaya çalıştıklarını çok iyi biliyorlar...ama işte burası Türkiye..Bir de şunu ekleyeyim...bu tezleri savunanlar bir tane bile emsal karar koyamıyor ortaya...yani kişi-kulüp ayrımı ya da sahaya yansıma kriterini destekleyen...çünkü ne yerel federasyonların ne uefa tahkim mahkemesinin ne de Cas'ın verdiği bu tezleri destekleyen kararlar yok, olması da imkansız...olsaydı zaten istanbul medyası mal bulmuş mağribi gibi olayın üzerine atlardı...İlla ki dünyaya kendimizi güldüreceğiz başka türlü rahat edemiyoruz...

metehan
25.04.2012, 10:00
Kişilerle kurumların ayrılmasının mümkün olamayacağını bizzat Platini söyledi. Başbakan'a ayıp olmasın diye "Bence de öyle olmalı ama mevcut şartlarda mümkün değil" dese de gerçek düşüncesinin bu olmadığını düşünüyorum. Hukuken ve mantıken böyle birşey mümkün olamaz.

Sahaya yansıma olayına gelince. Ne ceza hukukunda, ne de TFF ve UEFA talimatlarında "şikenin sahaya yansıması" gibi bir şart bulunmuyor. Infantino da "Elbette sahaya yansıyan şike ile yansımayan arasında bir fark vardır ama temelde birşey değişmez" demişti. Yasada "anlaşmaya varılmış olması dahi yeterlidir" deniyor. TFF talimatında teşebbüs etmenin cezası da malum.

Bunların hepsi yapay şeyler, hiçbir hukuk ve mantık dayanağı yok.

Gökhan ARSLAN
25.04.2012, 10:02
Yazı güzel olmuş..
Umarım sesimizi duyurabiliriz...

ECvelek
25.04.2012, 10:21
şike saha dışında ayarlanır
sahada yapılır
bu da bi örnek futbol ve organize suçlar adlı kitaptan

bağlanmış defans oyuncularının yaptığı hareketler
-rakibin geçmesine izi vermek
-gereksiz ofsayt taktikleri yapmak
kendi kalesine gol ,kırmızı kart vb dikkat çekici hareketleri çok ama çok az yaparar

http://www.youtube.com/watch?v=S02vbViRxsc (http://www.youtube.com/watch?v=S02vbViRxsc)

Halit M. MOLLASALİHOĞLU
25.04.2012, 10:36
Maktülü etkilemeyen cinayet gibi sahaya yansımayan şike...

Detaylı çalışmaları için Avukat bey'e teşekkür ederim.

ESER
25.04.2012, 10:47
Avukat beye cok tesekkurler.

Gamze
25.04.2012, 11:15
Hakan beye çok teşekkürler.
Bu tür çalışmalar özellikle kendi taraftarımızı ikna etmek ve bilgilendirmek adına çok çok önemli.

demirel
25.04.2012, 18:08
Sahaya yansıyıp yansımadığının anlaşılması imkansız bir konuyu bize yutturmaya çalışıyorlar,bir oyuncu topu filelere yere auta atıyorsa hiç bir kimse bunu bilerek attı ya da atmadı diyemez,insanın motivasyonunu düşürmek bile şikedir,10 km koşacağına 9 km koşmasına neden olmak şikedir, kimse sahaya yansımadı yalanını bana yutturamaz

Ömer Faruk61
25.04.2012, 19:13
Şike var Sahaya yansımadı uçtu buhar oldu.....Rezil Türkiye....