PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 26 Nisan Çernobil Felaketinin 22. Yıldönümü



eys_61
17.04.2006, 01:07
26 Nisanda Çernobil felaketinin üzerinden tam 20 yil geçmis olacak.20 yil zarfinda kapsamli bir arastirma ile çernobilin insan sagligi üzerine etkileri açikliga kavusturulamadi.


Bugüne kadar elde edilen veriler isiginda karalahana.com ve bazi sivil toplum kuruluslarinin önderliginde 23 Nisan Pazar Saat:14:00'te Dedeman Otelinde "Çernobil,nükleer enerji vekanser" konulu panel düzenlenecektir.Ilgilenen arkadaslara duyurulur.


http://www.cernobiliunutma.org/panel.jpg


www.cernobiliunutma.org (http://www.cernobiliunutma.org)

Tunga
17.04.2006, 09:58
Sevgili Emrah,


Duyarliligin için tebrik ve tesekkür ediyorum. Yasadigimiz hayatin tüm hengamesi içinde unuttugumuz, daha da acisi unutturuldugumuz bu vahametin bir kere daha hatirlanmasini sagladigin için.


Herhalde Karadeniz'de bu beladan etkilenmemis bir aile yoktur. Ne acidir ki ates hep düstügü yeri yakmis. Fidanlarimizi kurutmus, yakmis, soldurmustur.


Artik babasiz, anasiz evlat, evlat acili ana-baba olmasin. Kolay degil, hiç kolay degil.


Bir söz de Sevgili Kazim'a: Güzel insan, varligin bir güzellikti, bu sekildeki ayriligin bile memleketine nur birakti. Evet sen yanmazsan, ben yanmassam nasil çikar karanliklar aydinliga. Sen yandin, ailen yandi, sevenlerin yandi kardesim.


Artik çiksin karanliklar aydinliga. Karadeniz "KANSER" olmasin, kanser baska Kazimlari almasin.

LazAnisT
17.04.2006, 15:17
böyle bir organizasyonu neden 150 kisi ile sinirlandirdilar anlayamadim

sümela61
17.04.2006, 15:19
sevgili Emrah, bilgilendirmen için çok sagol... emegine, yüregine saglik...

eys_61
17.04.2006, 15:33
böyle bir organizasyonu neden 150 kisi ile sinirlandirdilar anlayamadim


Kisi sinirlamasi otel yöneticilerinin istekleri dogrultusunda yapiliyor.Katilmak isteyen arkadaslarin http://www.cernobiliunutma.org/kayit/adresinden kayit yaptirmalari gerekiyor.


Tunga ve Mehmet abiler asil ben tesekkür ederim ilginize.Umarim bmn|istanbul panelegereken ilgiyi gösterir.

Gülşen
17.04.2006, 15:45
Bir aksilik olmazsa gidecegiz miyendis bey..

eys_61
17.04.2006, 15:55
Bir aksilik olmazsa gidecegiz miyendis bey..


amanin desifre oldumsmileys/smiley1.gif.ilginize tesekkürler...

Nytre
17.04.2006, 18:27
kazim koyuncuyuda çernobilin basinda anmak lazim çerbonilde etkilenen bütün karadenizliler adina..


ayrica karadeniz bölgesinde su anda kanser tedavisi gören , kanserden vefat eden ailelerin de topluca bir yürüyüs yapmasi gerekir ama böyle bir BILINÇ türk insaninda yok.simdi bizim yerimizde bir avrupa ülkesi olsa onbinler sokaklara dökülürdü

Gülşen
19.04.2006, 14:32
''Karadenizlilere kendi sarkilari gibi bir hayat layiktir diye düsünüyorum. O sarkilari gibi coskulu, o sarkilari gibi özgür, o sarkilari gibi açik sözlüdür. O sarkilari gibi demokrat ayni zamanda. Ben nasil sarki yapiyorsam öyle yasamaya çalisiyorum. Karadenizliler de kendi yaptiklari sarkilar gibi yasasin istiyorum.''



Kazim böyle diyor röportajlarinin birinde... Ve devam ediyor;


O çayi içen biri geri zekâlidir... Ben kendi zekâmla ve felsefemle ölümü, hayati uzatabilirim, kisaltabilirim, her seyi yapabilirim. Peki benim köyümdekiler, anasinin kuzusu çocuklar, 16 yasindaki kiz o neyi düsünsün, hangi felsefeyi düsünsün? Onun annesi hangi felsefeyle acisini yumusatsin? Sen kimsin, o acilari onlara tattirabiliyorsun? Bu ülkenin politikacilara, yalancilara ihtiyaci yok. Kendi onuruna sahip çikmis, kendi kisiligine sahip çikmis haline ihtiyaci var.



Bir aksilik olmazsa, ben, Sevgi ve Deniz kayitlarimizi yaptirdik, pazar günüpanele gidiyoruz. Birsey yapamiyoruz bari yapilanlara bu sekilde destek verelim...

Gülşen
20.04.2006, 00:03
Fatih (kuzey lee), Hilal (fanatik pacci), Ebru, Nuran, Nuran'in arkadasi Hürriyet, aksilik olmazsa Recep, yine aksilik olmazsa Berat ve Gizem Tekke depanele katilacaklar...

Sönmez Özlü
20.04.2006, 01:47
"Nükleere inat yasasin hayat"smileys/smiley24.gif


Insanin buna karsi viva la muerte diyesi geliyor.

İ.Öztel
20.04.2006, 01:57
oraya giden arkadaslardan panelde anlatilanlar hakkinda bizi burada bilgilendirmeleri hepimiz acisindan cok güzel olur. Simdiden bunu düsünen ve bize hatirlatanlara tesekkür ediyorum.

eys_61
20.04.2006, 02:08
"yasasin ölüm" enteresan tabi.(franco'yuhatirladim birden)

Sönmez Özlü
20.04.2006, 02:10
"yasasin ölüm" enteresan tabi.(franco'yuhatirladim birden)





Eh nükleer enerji karsiti olunca hayat yasadigina göre bizim payimizada Falanjizm düser.

eys_61
20.04.2006, 02:12
nükleer santral yapimini desteklemek çernobili lanetlemeyi engellememeli bence.

Sönmez Özlü
20.04.2006, 02:20
Çernobil'i lanetliyorum.

eys_61
20.04.2006, 02:23
samimiyetinize güveniyorum,tesekkürler.bir ricam daha olacak daha fazla bu konuyu amacindan uzaklastirmamak adina konu disinda yazmayalim artik.

Sönmez Özlü
20.04.2006, 02:27
Elbette.

eys_61
20.04.2006, 14:59
http://img76.imageshack.us/img76/2593/afissonson5no.jpg


Panelin resmi afisi

LazAnisT
21.04.2006, 14:00
siteden kesin gidecek olanlar kimler ?

Samsa
21.04.2006, 14:15
Çernobildeki felaketten sonra rus makamlarinin felakete önlem oalrak santralin çevresine duvar ördügü biliniyor. Bu duvarin ne kadar daha dayanayacagini bilen varmi? biyerde okumustum bu duvar ancak 30 yil dayanir diye smileys/smiley5.gifyani 1986 - 2016 smileys/smiley5.gif

Sevgi
21.04.2006, 14:53
siteden kesin gidecek olanlar kimler ?


ne önemi var kimler gidecek gitmek çernobile hassasiyeti olan herkesin katilmasi lazim.


ben gidicem insallah benimle birlikte Denizcimde gelecek.Gülsen, NUran, Hürriyet,Hilal,Ebru , Berat+1,Fatih(kuzey_lee),Osman (l-m)benim bildiklerim unuttugum varsa eklesin kendini lütfensmileys/smiley1.gifEdited by: sevgi

Bülent Bayraktar
21.04.2006, 16:44
bu faciada hayatini kaybedenler yüregimizdeeeeee.......

eys_61
22.04.2006, 15:55
<TABLE =xl2517006 style="TABLE-LAYOUT: fixed; WIDTH: 1194pt; BORDER-COLLAPSE: collapse" cellSpacing=0 cellPadding=0 width=1589 border=0 x:str>
<T>
<TR style="HEIGHT: 16.5pt" height=22>
<TD =xl9617006 style="HEIGHT: 16.5pt" colSpan=8 height=22> 23 NISAN 2006, PAZAR - SAAT 14:00</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 16.5pt" height=22>
<TD =xl9617006 style="HEIGHT: 16.5pt" colSpan=8 height=22> DEDEMAN OTEL, ESENTEPE, ISTANBUL</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15.75pt" height=21>
<TD =xl9717006 style="HEIGHT: 15.75pt" colSpan=8 height=21 x:str=" PROGRAM AKISI "> PROGRAM AKISI </TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15.75pt" height=21>
<TD =xl3017006 style="HEIGHT: 15.75pt" height=21></TD>
<TD =xl2817006></TD>
<TD =xl2417006></TD>
<TD =xl2817006></TD>
<TD =xl2417006></TD>
<TD =xl2917006></TD>
<TD =xl2417006></TD>
<TD =xl2917006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR =xl3817006 style="HEIGHT: 12.75pt" height=17>
<TD =xl2617006 style="HEIGHT: 12.75pt" height=17>AKIS</TD>
<TD =xl3917006 style="BORDER-LEFT: medium n&#111;ne">SAAT</TD>
<TD =xl4017006></TD>
<TD =xl3917006>SÜRE</TD>
<TD =xl4017006></TD>
<TD =xl3917006>KONUSMACI</TD>
<TD =xl4017006></TD>
<TD =xl4117006>SUNUM KONUSU</TD>
<TD =xl3817006></TD>
<TD =xl3817006></TD></TR>
<TR =xl3817006 style="HEIGHT: 13.5pt" height=18>
<TD =xl2717006 style="HEIGHT: 13.5pt" height=18>SIRASI</TD>
<TD =xl4217006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4417006>DAK.</TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4417006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4517006></TD>
<TD =xl3817006></TD>
<TD =xl3817006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4617006 x:str="14:00 - 14:05 ">14:00 - 14:05</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006 x:num>5</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Yerlesme</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 6.75pt; mso-height-source: userset" height=9>
<TD =xl3217006 style="HEIGHT: 6.75pt" height=9></TD>
<TD =xl5017006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5117006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5217006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5317006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3417006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl5917006>14:05 - 14:15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>10</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6117006>Semiramis - Aykun - Atak</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6217006>Kazim Koyuncu Sarkilari</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4617006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Vokal - Gitar - Yan Flüt</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>Kisa Müzik Dinletisi</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>1</TD>
<TD =xl4317006>14:15 - 14:25</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>10</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6317006>MEVLUT YILMAZ</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006 x:str="KFK, Olusum, ">KFK, Olusum,</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6417006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Karadeniz Fikir Kulübü Platformu</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>Amaç ve Hedefler</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>2</TD>
<TD =xl4317006>14:25 - 14:35</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006 x:num>10</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6517006>Maryann De Leo</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006 x:str="Chernobyl Heart ">Chernobyl Heart</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>Dokümanter Film</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3417006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>3</TD>
<TD =xl6017006>14:40 - 14:55</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6117006>DOÇ R. METIN ARAN</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6217006>Radyasyon ve Kanser</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3217006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl5117006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5117006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5217006>Kanserle Savas Vakfi</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl5317006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>4</TD>
<TD =xl4317006>15:00 - 15:15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006 x:num>15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6317006>Ünal ERDOGAN</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006 x:str="Türkiye'de Enerji Durumu ">Türkiye'de Enerji Durumu</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl9917006>EMO</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006 x:str="ve Nükleer Enerji ">ve Nükleer Enerji</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>5</TD>
<TD =xl4317006>15:15 - 15:30</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6117006>MEHMEDALI BARIS BESLI</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6217006 x:str="Nükleere karsi ">Nükleere karsi</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15.75pt" height=21>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15.75pt" height=21></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4417006 style="BORDER-LEFT: medium n&#111;ne"></TD>
<TD =xl4717006 style="BORDER-LEFT: medium n&#111;ne"></TD>
<TD =xl4817006>Avukat</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>hukuki önlemler</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 25.5pt; mso-height-source: userset" height=34>
<TD =xl3517006 style="HEIGHT: 25.5pt" height=34 x:num>6</TD>
<TD =xl6617006>15:30 - 15:40</TD>
<TD =xl6617006></TD>
<TD =xl6717006 style="BORDER-TOP: medium n&#111;ne" x:num>10</TD>
<TD =xl6617006></TD>
<TD =xl6817006>ARA</TD>
<TD =xl6617006></TD>
<TD =xl6917006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>7</TD>
<TD =xl4317006>15:40 - 15:55</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006 x:num>15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6317006>UZ. DR. MEHMET TEOMETE</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>Kanser</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Marmara Üni. Onkoloji ABD</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3417006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>8</TD>
<TD =xl6017006>16:00 - 16: 20</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>20</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6117006>HILAL ATICI</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6217006 x:str="Greenpeace ">Greenpeace</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Greenpeace</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>2006 Çernobil Raporu</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3417006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>9</TD>
<TD =xl6017006 x:str="16:20 - 16:35 ">16:20 - 16:35</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6017006 x:num>15</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6117006>OYA KOCA</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl6217006>Nükleer Santral Projesine</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4817006>Sinopbizim.org</TD>
<TD =xl4717006></TD>
<TD =xl4917006>Karsi Çalismalar</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 9.75pt; mso-height-source: userset" height=13>
<TD =xl3317006 style="HEIGHT: 9.75pt" height=13></TD>
<TD =xl5417006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5717006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5817006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3417006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>10</TD>
<TD =xl6017006>16:35 - 16:50</TD>
<TD =xl7017006></TD>
<TD =xl7117006 x:num>15</TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl8117006>SIBEL KALAYCI</TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl7217006>Deneyimler</TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3117006 style="HEIGHT: 15pt" height=20></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl7017006></TD>
<TD =xl7317006></TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl8217006>Gazeteci-Yazar</TD>
<TD =xl4317006></TD>
<TD =xl7417006></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 6pt; mso-height-source: userset" height=8>
<TD =xl3617006 style="HEIGHT: 6pt" height=8></TD>
<TD =xl7517006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl5617006></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl7617006 style="BORDER-TOP: medium n&#111;ne"></TD>
<TD =xl5517006></TD>
<TD =xl7717006 style="BORDER-TOP: medium n&#111;ne"></TD>
<TD =xl2517006></TD>
<TD =xl2517006></TD></TR>
<TR style="HEIGHT: 15pt" height=20>
<TD =xl3717006 style="HEIGHT: 15pt" height=20 x:num>11</TD>
<TD =xl7817006 x:num="0.70138888888888884">


16:50


fgh





</TD>
<TD =xl7917006></TD>
<TD =xl7917006></TD>
<TD =xl7917006></TD>
<TD =xl8017006>BASIN</TD>
<TD =xl7917006></TD>
<TD =xl8017006>SORU - YANIT</TD></TR></T></TABLE>

l-m
23.04.2006, 00:22
Serbest Kürsü'de ilk sayfada yer almasi gerektigini düsünüyorum, imkani olabilenler gelebilirse güzel olacak. Duyarsiz kalmamaliyiz.

eys_61
24.04.2006, 16:13
panele katilan arkadaslar bilgi verebilir mi?

LazAnisT
24.04.2006, 17:27
aslinda sözü çok uzatmaya gerek yok.resmen t.c devleti tarafindan kandirildik ve kandirilmaya devam ediyoruz.konferansta olayin özü buydu.

Sönmez Özlü
25.04.2006, 01:45
aslinda sözü çok uzatmaya gerek yok.resmen t.c devleti tarafindan kandirildik ve kandirilmaya devam ediyoruz.konferansta olayin özü buydu.





Siz ne söylediginizi zannediyorsunuz? T.C. devleti imis. Kandirilmak imis.... Terörist agzi ile konusmayin haddinizi bilin.smileys/smiley7.gif

FcTrabzon
25.04.2006, 01:54
smileys/smiley7.giflazanist agzindan çikani kulagin duysun, yazdigin seyin ne demek oldugunu ya bilmiyosun yada baska bi yaran var seninsmileys/smiley7.gif

eys_61
25.04.2006, 02:02
arkadasin cümleyiyorumladigiz manada kurmadigini düsünüyorum.bu ülkeyi karsiliksiz sevmis,sevmeye de devam eden insanlariz biz.geçmis yöneticilerimiz çernobil,kanser,karadeniz gibi konularda büyük hatalar yaptilar ve ne yazik ki pek de fazla degisen birsey yok.


arkadasimiz maksadini asan seyler yazmis,yarin düzeltilecektir.birbirimizin iyi niyetine güvenmeliyiz önce.

Sönmez Özlü
25.04.2006, 02:25
arkadasin cümleyiyorumladigiz manada kurmadigini düsünüyorum.bu ülkeyi karsiliksiz sevmis,sevmeye de devam eden insanlariz biz.geçmis yöneticilerimiz çernobil,kanser,karadeniz gibi konularda büyük hatalar yaptilar ve ne yazik ki pek de fazla degisen birsey yok.


arkadasimiz maksadini asan seyler yazmis,yarin düzeltilecektir.birbirimizin iyi niyetine güvenmeliyiz önce.








Ben hiçbir sey yorumlamadim olani aynen yazdim. Farkli bir sey anlatmaya çalisti ise bu istedigini yazamayan arkadasinizin sorunudur.

eys_61
25.04.2006, 03:17
Panelden görüntülere http://www.cernobiliunutma.org/panel_resimleri.phpadresinden ulasabilirsiniz.

hayat61
25.04.2006, 03:59
Çernobilde facianin ne kadar büyük ve etkilerinindebizleri nasil etkiliyeceginianlayamayan basiretsiz,eyhamci zihniyet tarafindan kandirildik.Aman canim medya abartmasi,bakin ben çayda içiyorum,findikta tüketiyorum deyip olaylari kapatmak isteyen,ileriyi görmeyen görmek istemeyen kisilerce kandirildik.Bu olayi bilen ama susan en alt kademeden en üst kademeye yetkililer tarafindan kandirildik.Ama artik çernobilin etkileri ne,nasil etkilendik,nasil etkilenmeye devam edecegiz vb sorularin cevabini arastirmamiz,konusmamiz gerekiyor.(çok geç bile kaldik)Isin aci tarafi çernobilin üzerinden yaklasik 20 yil geçtikten sonra acaba bu olayin etkiside ne diye arastirma yapiyoruz.(kisitli ve dar çalismalar).


not:lazanistinhükümetle devlet kelimelerini karistirdigini düsünmek istiyorum.Yoksa cümle bölücü bir söyleme girer.Ne demek istedigini netaçiklaman gerekir ki bizde ona göre tepkimizi ortaya koyalim.

eys_61
26.04.2006, 00:39
20 yil önce bugün basladi Karadeniz'in,Karadenizli'nin çilesi...

hayat61
26.04.2006, 02:48
20 yil önce bugün basladi Karadeniz'in,Karadenizli'nin çilesi... Kesinlikle katiliyorum.Artik bu çilenin büyüklügünün açiklanmasini istiyorum.Maalesef ki çok daha da bekleyecegiz.Çevrenizden falanca kansermis filanca kanserden öldü laflarini;çevremizde sakat,anormal doganlari(her türlü canli için);niye kisirlik bu kadar arti söylemlerini biz degerlendirerek etkisini anlamaya çalismaya devam edecegiz.


Trabzon'da 1998(tek gidisim oldugu için ne durumda oldugunu bilmiyorum)yilinda gittigimde Farabi Hastahanesinin yanina yapilan binanin Türkiye'nin en büyük kanser hastahanesinin(özellikle çocuklar içinmis)yapildigini söylemislerdi.(hakikaten bina büyüktü).Bu hastahanenin yapilmasi bir tesadüf degil.

Nytre
26.04.2006, 15:54
o gün faciada yasamini yitirenler ile facianin yaydigi zehirden etkilenerek hasta olup ölen tüm insanlara Allahtan rahmet diliyorum ...


ve su anda hala o facianin etkisi ile hasta olanlara da acil sifalar diliyorum....


ve faicanin sorumlularini ve Türkiyede bu faciayi dikkate almayan önemsemeyen bütün hükümetleri ilgili kurumlari ve tüm sorumlulari Allaha havale ediyorum... bu ilgisizlik hala devam ediyor.

Nytre
26.04.2006, 16:14
Çernobil faciasinin 20'inci yildönümü

Dünyanin en kötü nükleer faciasi olarak tarihe geçen ve etkileri hala süren Çernobil faciasinin 20'inci yilinda Ukrayna'nin yani sira dünya çapinda kurbanlar aniliyor.

Ukrayna'nin baskenti Kiev'de Devlet Baskani Viktor Yusçenko'nun da katildigi törende yaklasik 300 kisi bu sabah, facianin hemen ardindan ölenler anisina insa edilen anita çelenk koydu.

Rusya'nin baskenti Moskova'da, Devlet Baskani Vladimir Putin'in dün, Çernobil Santrali'nin zarar gören reaktöründeki yangina müdahale etmekle görevlendirilen Rus itfaiyeci, asker
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0 width=300 align=right>
<T>
<TR>
<TD>
< = =text/>

<!--

if (!.sbnr_used) .sbnr_used = ',';

.write ("<" + " ='' ='text/' src='");

.write ("http://ads1.sabah.com.tr/ad/sbnr.ads?");

.write ("bj1hZjJkZjQ0MyZ3aGF0PXpvbmU6MTk3");

.write ("&amp;exclude=" + .sbnr_used);

if (.referer)

.write ("&amp;referer=" + escape(.referer));

.write ("'><" + "/>");

//-->



< = src="http://ads1.sabah.com.tr/ad/sbnr.ads?bj1hZjJkZjQ0MyZ3aGF0PXpvbmU6MTk3&amp;exclude= ," =text/>


<!--
var swf_click = "http://ads.sabah.com.tr/adxx/click.ads?YmFubmVyaWQ9MTEwNCZ6b25laWQ9JnNvdXJjZT0m ZGVzdD1odHRwJTNBJTJGJTJGd3d3LnNuaWNrZXJzLmNvbS50ci UyRmZ1dGJvbGhhYmVyY2lzaSUyRg%3D%3D";
var dcswf_click = escape(swf_click);
var plugin = (navigator.mimes && navigator.mimes["applicati&#111;n/x-shockwave-flash"]) ? navigator.mimes["applicati&#111;n/x-shockwave-flash"].enabledPlugin : 0;
if ( plugin ) {
plugin = parseInt(plugin.dei&#111;n.substring(plugin.dei&#111;n.index Of(".")-1)) >= 4;
}
else if (navigator.userAgent && navigator.userAgent.indexOf("MSIE")>=0 && (navigator.userAgent.indexOf("Windows 95")>=0 || navigator.userAgent.indexOf("Windows 98")>=0 || navigator.userAgent.indexOf("Windows NT")>=0)) {
document.write('<SCR' + 'IPT =>');
document.write('on error resume next \n');
document.write('plugin = ( IsObject(CreateObject("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.4")))\n ');
document.write('if ( plugin <= 0 ) then plugin = ( Is(Create("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.5")))\n');
.write('if ( plugin <= 0 ) then plugin = ( Is(Create("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.6")))\n');
.write('</SCR' + 'IPT> ');
}
if ( plugin ) {
document.write('<div style=": relative; width: 300px; height: 250px">');
document.write('< id="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" code="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#versi&#111;n=6,0,29,0" WIDTH="300" HEIGHT="250" style=": ; left: 0; top: 0">');
document.write('< NAME=movie VALUE="http://adsim.sabah.com.tr/adimages/snickersfootball_300x250_sabah.swf?clicktag='+dcsw f_click+'">');
document.write('< NAME="Quality" VALUE="High">');
document.write('< NAME="WMode" VALUE="Transparent">');
document.write(' < src="http://adsim.sabah.com.tr/adimages/snickersfootball_300x250_sabah.swf?clicktag='+dcsw f_click+'" quality=high ');
.write(' WMODE="Transparent" NAME="flashad" swLiveC&#111;nnect="TRUE" WIDTH="300" HEIGHT="250"');
.write(' ="applicati&#111;n/x-shockwave-flash" PLUGINSPAGE="http://www.macromedia.com/shockwave/download/index.cgi?P1_Prod_Versi&#111;n=ShockwaveFlash" >');
document.write(' </>');
document.write(' </>');
document.write('</DIV>');
} else if (!(navigator.appName && navigator.appName.indexOf("Netscape")>=0 && navigator.appVersion.indexOf("2.")>=0)){
document.write('<A TARGET="_blank" HREF="http://ads.sabah.com.tr/adserver/click.ads?YmFubmVyaWQ9MTI0JnpvbmVpZD0mc291cmNlPSZk ZXN0PWh0dHAlM0ElMkYlMkZ3d3cub3lha2JhbmsuY29tLnRy" target="_blank">');
document.write('http://ads.sabah.com.tr/adserver/viewd2hhdD16b25lOjcwJm49YTk1ZjMxN2E%3D</A>');
}
//-->


on error resume next
plugin = ( IsObject(CreateObject("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.4")))
if ( plugin <= 0 ) then plugin = ( Is(Create("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.5")))
if ( plugin <= 0 ) then plugin = ( Is(Create("ShockwaveFlash.ShockwaveFlash.6")))


<DIV style="WIDTH: 300px; : relative; HEIGHT: 250px">
< style="LEFT: 0px; : ; TOP: 0px" code=http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#versi&#111;n=6,0,29,0 height=250 width=300 id=clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000>< NAME="_cx" VALUE="7938">< NAME="_cy" VALUE="6615">< NAME="FlashVars" VALUE="7938">< NAME="Movie" VALUE="http://adsim.sabah.com.tr/adimages/snickersfootball_300x250_sabah.swf?clicktag=http%3 A//ads.sabah.com.tr/adxx/click.ads%3FYmFubmVyaWQ9MTEwNCZ6b25laWQ9JnNvdXJjZT 0mZGVzdD1odHRwJTNBJTJGJTJGd3d3LnNuaWNrZXJzLmNvbS50 ciUyRmZ1dGJvbGhhYmVyY2lzaSUyRg%253D%253D">< NAME="Src" VALUE="http://adsim.sabah.com.tr/adimages/snickersfootball_300x250_sabah.swf?clicktag=http%3 A//ads.sabah.com.tr/adxx/click.ads%3FYmFubmVyaWQ9MTEwNCZ6b25laWQ9JnNvdXJjZT 0mZGVzdD1odHRwJTNBJTJGJTJGd3d3LnNuaWNrZXJzLmNvbS50 ciUyRmZ1dGJvbGhhYmVyY2lzaSUyRg%253D%253D">< NAME="WMode" VALUE="Transparent">< NAME="Play" VALUE="-1">< NAME="Loop" VALUE="-1">< NAME="Quality" VALUE="High">< NAME="SAlign" VALUE="">< NAME="Menu" VALUE="-1">< NAME="" VALUE="">< NAME="AllowAccess" VALUE="always">< NAME="Scale" VALUE="ShowAll">< NAME="DeviceFont" VALUE="0">< NAME="Movie" VALUE="0">< NAME="BGColor" VALUE="">< NAME="SWRemote" VALUE="">
<
src="http://adsim.sabah.com.tr/adimages/snickersfootball_300x250_sabah.swf?clicktag=http%3 A//ads.sabah.com.tr/adxx/click.ads%3FYmFubmVyaWQ9MTEwNCZ6b25laWQ9JnNvdXJjZT 0mZGVzdD1odHRwJTNBJTJGJTJGd3d3LnNuaWNrZXJzLmNvbS50 ciUyRmZ1dGJvbGhhYmVyY2lzaSUyRg%253D%253D"
quality=high WMODE="Transparent" NAME="flashad" swLiveC&#111;nnect="TRUE"
WIDTH="300" HEIGHT="250" ="applicati&#111;n/x-shockwave-flash"
PLUGINSPAGE="http://www.macromedia.com/shockwave/download/index.cgi?P1_Prod_Versi&#111;n=ShockwaveFlash"
> </> </></DIV>
<DIV id=beac&#111;n_1104 style="LEFT: 0px; VISIBILITY: ; : ; TOP: 0px">http://ads1.sabah.com.tr/adserver/adlogbannerid=1104&amp;clientid=683&amp;z&#111;neid=197&amp;source= &amp;block=0&amp;capping=0&amp;cb=02bd0c8e5deddb94896cca0a2712 1dc7</DIV><NO>http://ads.sabah.com.tr/adserver/viewd2hhdD16b25lOjE5NyZhbXA7bj1hZjJkZjQ0Mw%3D%3D ('http://ads.sabah.com.tr/adserver/click.ads?n=af2df443')</NO></TD></TR></T></TABLE>ve sivillere madalya verdigi belirtilirken, ABD Baskani George Bush'un Çernobil kurbanlarini saygiyla andigi mesajin Kiev'deki ABD Büyükelçiligi tarafindan yayimlandigi bildirildi.

Bush'un mesajinda, ''Çernobil faciasini takiben hayatini kaybeden ya da faciadan etkilenen toplumlari saygiyla aniyoruz'' ifadesini kullandigi belirtildi. Kazadan sonra olusan radyoaktif buluttan agir biçimde etkilenen Belarus'ta da muhalefetin bugün geleneksel ''Çernobil Yolu'' gösterisini düzenlemesi bekleniyor.

Çernobil Santrali'nin 4 numarali reaktöründen geriye kalanlar betonlanmisti, ancak betonda olusan çatlaklarin çökme tehlikesi bulunuyor. Uluslararasi toplumdan yardim alan Ukraynali yetkililer, onarim çalismalarina bu yaz baslamak ve 2010'a dogru çalismalari tamamlamak istiyor. Kanada da Ukrayna'ya ek yardim yapilacagini açiklamisti.


FACIA GELIYORUM DEDI

Yeni Aktüel dergisinin son sayisinda da Çernobil Faciasi'na genis yer ayrildi. Dergide Sinop'a nükleer santral tartismasi süredururken, 20 yil önceki felaketin Karadeniz Bölgesi'ndeki etkisiyle ilgili arastirmalara yer veriliyor. Yeni Aktüel'de yer alan makalede facia ve etkileri söyle anlatiliyor:

Nisan 1986 günü Isveç'in baskenti Stockholm'deki Formsak Nükleer Santrali'nin çalisanlari da, santraldeki cihazlar da ters giden bir seyler oldugunu fark etti!

Radyoaktivite ölçüm cihazlari alarm veriyordu! Danimarka ve Finlandiya'daysa radyasyon oranlari normalden 6-10 kat fazlaydi. Önce sorunun kendi santrallerinden kaynaklandigini düsündüler. Fakat izledikleri yön onlari doguya, Ukrayna'ya götürdü.

Nükleer felaketin merkezi Çernobil'di! Çernobil Santrali'nin 190 ton zenginlestirilmis uranyum içeren 4 numarali reaktörü 1983'te hizmete açildi. 25 Nisan 1986'da bir güvenlik testi için reaktörün gücü yari yariya düsürüldü.

Bir gün sonra, yani 26 Nisan gecesi 1000MWth düzeyine inmesi gereken güç 30MWth'e düstü ve bu durum reaktörün kontrolden çikmasina neden oldu. Saatler 01:23:48'i gösterdiginde meydana gelen patlama reaktörün 2 bin tonluk çatisini havaya uçurdu. Üstelik geçmisi 1960'lara dayanan R.B.M.K tipi reaktörler, nükleer radyasyonun yayilmasini önleyecek bir üst yapiya da sahip degildi!

Çernobil'e en yakin yerlesim yeri Pripiyat'ta yasayip Çernobil'de çalisanlar,patlamayi izleyen 48 saat boyunca kol gezen ölümü görmezden geldi. Herkes sadece "bir kaza"dan bahsediyordu. Onlara ortalik sakinlesene kadar üç gün evlerinden uzaklasmalari söylendi.

Ertesi gün Kizil Ordu'nun genç askerlerine üsleri tarafindan bir emir verildi: "Ya Çernobil Santrali'nin çevresini iki dakikada temizleyeceksiniz ya da Afganistan'da iki yil savasacaksiniz!"Emri alan askerlerden bugün kaçinin hayatta oldugu bilinmiyor!Pripiyat'ta 150 bin kisi evini terketti. Bir yil sonra, 1987'de radyasyon düzeyi hâlâ çok yüksek olmasina ragmen "babuskalar" (yasli kadinlar)birinci derece yasak bölgeye geri döndü. Devlet yetkilileriyse bu kadinlarin nükleer çagda sezyum-137 ile yüz yüze gelmeyi sehir hayatina tercih etmesine karsi kayitsiz kaldi.

Fotograflarla Çernobil için tiklayin (http://www.sabah.com.tr/ozel/nukleer1929/dosya_2077.html)

sümela61
26.04.2006, 16:20
aslinda sözü çok uzatmaya gerek yok.resmen t.c devleti tarafindan kandirildik ve kandirilmaya devam ediyoruz.konferansta olayin özü buydu.





Siz ne söylediginizi zannediyorsunuz? T.C. devleti imis. Kandirilmak imis.... Terörist agzi ile konusmayin haddinizi bilin.smileys/smiley7.gif





arkadaslar bunu yapmayin iste... T.C. Devleti lafinin içinde ne gibi bir terörist ifade var?... her seye iyi tarafindan bakin... iyi düsünen, iyi bakar... iyi bakan, iyi görür... ben o lafla hemserimin, "resmi kurumlarin bizi nasil aldattiklarina ve bazi seyleri nasil örtbas ettiklerine" dikkat çekmek istedigini düsündüm... neden bu kadar paranoyak olduk biz ya?... insanlar kandirilmadi mi, yalan mi söylüyor o renkdasimiz?...


diyeceksiniz ki "sana ne oluyor?"... ben sadece birbirimize karsi bu kadar sert oldugumuz zamanüzülüyorum... bu yüzden yaziyorum bunlari, birbirimizden nefret etmeyelim... herkes bizim gibi düsünmek zorunda degil... ama birbirimizden nefret etmeyelim, yarina çikmamizin garantisi yok...


sevgilerimle...

eys_61
26.04.2006, 17:41
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Ayse,Ahmet ne farkeder ki...[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Ne kadar ömrünün kaldigini bilmiyordu Ahmet.Belki üç ay belki daha da az...Nerden bilebilirdi daha ömrünün baharinda,henüz yirmili yaslarinda göçüp gidecegini.Ona sorsan göçüp gitmek degildi koyan, sorun su kemoterapideydi, canini acitiyordu.Genç bir delikanliya yakismiyordu baskalarinin önünde aci çekip gözyasi dökmek. Her gözyasi döküsünde ölsem de kurtulsam diye geçirdi aklindan.<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Saçlari dökülmüs, aynalar düsmani olmustu son zamanlarda. Çevresindekilerin aci dolu bakislarini fark ediyor, daha da kahroluyordu Ahmet. Annesi bir baska sariliyordu artik ona, babasi gözünün içine dahi bakamiyordu.Zoraki gülümsemelerle geçiyordu günler?[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Oysa alti ay önce her sey ne kadar da normaldi Ahmet için.Ailecek gidilen piknikler.Trabzonspor maçlarinda atilan nese dolu haykirislar? Hayat mükemmeldi o an için.Hersey bir hali saha maçinda omzunu incitmesiyle basladi.Ne kadar da severdi top oynamayi.Gerçi annesi zayif olusunu top pesinde kosmasina baglardi ama Ahmet asla vazgeçmemisti sevgisinden. Gece boyu sizlamisti omzu,sabaha kadar zor dayandi. Sabah erkenden hastaneye gittiler.Doktor önce röntgen istedi, ögleden sonraya da randevu aldilar. Muayenehaneye gittiklerinde doktorun bakislarindan bir seyler seziyordu ama en fazla ne olabilirdi ki.Fakülteye sevketmisti doktor,sevk kagidina da anlayamadigi seyler yazmisti.Iyiden iyiye huzursuzluk kaplamisti Ahmet?i.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Apar topar düsülen fakülte yolunda uzun uzun denizi izledi. Yeni yapilan sahil yolunu düsündü. Çocuklugunda denize girdigi,arkadaslariyla oynadigi sahil yoktu; yol olmustu artik.Ona yolun medeniyet oldugu anlatilmisti.Yol yapilirken hiç bu gözle bakmamisti Ahmet, medeniyet gelecekti bölgesine, daha ne isterdi ki...Simdi anliyordu o günlerde yol yapimina itiraz edenlerin neyi kastettigini, ama artik çok geçti.Çocuklarina birakabilecegi bir hazinesi yoktu artik,sahili kendi elleriyle bitirmislerdi.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> KTÜ Tip Fakültesi?nin dik yokusunu çikarken hiç bu kadar zorlanmamisti. Daha önce sadece hasta ziyareti için gelmisligi vardi buraya. Simdi kendisi ?hasta?ydi ve en kötüsü hastaliginin ne oldugunu dahi bilmiyordu. Babasi islemleri yaparken çevresine bakti. Herkes hastaydi; yorgun bakislar vardi insanlarin gözlerinde. Kendi durumuna bakti, sadece omuzu aciyordu. Haline sükretti birden.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Babasinin isaretiyle yerinden kalkti. Konusmadan babasini takip etmeye basladi. Koridor bitmek bilmiyordu. Sonunda babasina sordu; [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">?Nereye gidiyoruz baba??. [/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Adamcagiz cevap veremedi. Ardi ardina asilan kapilardan geçerken banklarda oturan insan tipleri de degisiyordu. Agzi maskeli,bitkin insanlar,çocuklar görmeye baslamisti Ahmet. Kalp atislari hizlanmisti. Aklindan geçenin olmasindan korkuyordu. Son kapiya geldiklerinde kapinin üstündeki yaziyi okudu. Hayatinin en zor kelimesiydi belki de ?ONKOLOJI?.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Ondan sonra basladi gurbet seferleri. Yeteri kadar yatak yoktu çünkü memleketinin hastanelerinde. Olan kapasite zaten asilmisti, servisler dolup tasiyordu. Yillardir çok söz veriliyordu ama birkaç temel atmandan öteye geçmiyordu bu sözler. Önce Istanbul?a gittiler, türkülere konu olan Cerrahpasa?ya. Daha sonra da amcasinin oturdugu Ankara?ya gitmeye basladilar. Baslangiçta doktorlar oldukça iyimserdi. Ilaç tedavisine basladilar hemen. Ayda bir de kontrolleri vardi. Geçen ay son kez kontrole gittiginde almisti kötü haberi. Lenf bezlerinde oldugunu sandigi kanser, cigerlerine de siçramisti. Yatarak tedavi gerekiyor demisti doktor. Hemen hastaneye yatti. Bir an önce iyilesmeyi umuyordu.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Belli etmemeye çalisiyorlardi ama Ahmet anliyordu bir seylerin ters gittigini. Çok sevdigi Kazim agabeyini hatirladi birden. Onun için de iyilesiyor, kanseri yenmek üzere diyorlardi ama o ansizin çekip gitmisti buralardan. Ne kadar da aglamisti ardindan? Bilemezdi ayni seyleri kendisinin de yasayacagini?[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Artik son zamanlarini yasadigini farkindaydi.Son zamanlarda iyice kisilan sesi çikmaz olmustu adeta. Düsünüyordu ama düsündüklerini dile getiremiyordu.Bir bebege dönüstügünü düsünüyordu Ahmet.Yataga mahkum olali birkaç hafta oluyordu zaten.Kafasinda bir soru vardi ?NEDEN??[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> Cevap ariyordu. Düsündü,yirmi yil öncesini düsündü. Kilometrelerce uzakta yasanan bir facia vardi. Radyasyon diye bir kavram girmisti hayatina. Büyükler aralarinda konusuyorlardi, o da çocuk akliyla yorumlamaya çalisiyordu. Derken bir amca çikti televizyona elinde fincaniyla. Rahatça çayini yudumluyordu amca,hatta ciddi ciddi ?az radyasyon iyidir? diyordu. Yillarca islandigi yagmuru düsündü Ahmet. Meger yagan sey yagmur degil radyasyonmus dedi, ama kimseye duyuramiyordu sesini. Bir yapbozun son parçasini da yerine koymus gibi hissetti, bu duygunun adini koyamiyordu. Belki nefret belki de sonsuzlugun verdigi huzurdu hissettigi sey.[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Derken yavasça isiklar karardi. Kulaginda ise tek bir ses vardi: ?Kesik kesik çalan siren??[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">?[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]
Not:-Yukaridaki yazi çevremde gördügüm,duydugum ?gerçek? olaylardan yola çikilarak yazilmistir.Muhtemel imla,sözdizimi vb yanlislar için simdiden özür dilerim.

Sönmez Özlü
26.04.2006, 18:10
aslinda sözü çok uzatmaya gerek yok.resmen t.c devleti tarafindan kandirildik ve kandirilmaya devam ediyoruz.konferansta olayin özü buydu.





Siz ne söylediginizi zannediyorsunuz? T.C. devleti imis. Kandirilmak imis.... Terörist agzi ile konusmayin haddinizi bilin.smileys/smiley7.gif





arkadaslar bunu yapmayin iste... T.C. Devleti lafinin içinde ne gibi bir terörist ifade var?... her seye iyi tarafindan bakin... iyi düsünen, iyi bakar... iyi bakan, iyi görür... ben o lafla hemserimin, "resmi kurumlarin bizi nasil aldattiklarina ve bazi seyleri nasil örtbas ettiklerine" dikkat çekmek istedigini düsündüm... neden bu kadar paranoyak olduk biz ya?... insanlar kandirilmadi mi, yalan mi söylüyor o renkdasimiz?...


diyeceksiniz ki "sana ne oluyor?"... ben sadece birbirimize karsi bu kadar sert oldugumuz zamanüzülüyorum... bu yüzden yaziyorum bunlari, birbirimizden nefret etmeyelim... herkes bizim gibi düsünmek zorunda degil... ama birbirimizden nefret etmeyelim, yarina çikmamizin garantisi yok...


sevgilerimle...








Hükümetler baskadir devlet baskadir. Devleti idare edenler baskadir devlet baskadir. "T.C. devleti" lafinin kimler tarafindan kullanildigini bilmiyoruz sanki.


Benim kutsal devletim TÜRKIYE CUMHURIYETI kimseyi kandirmaz. Devletime laf edeni, Trabzonlu mrabzonlu dinlemem düsman bellerim.

Sevgi
26.04.2006, 20:34
@Moyuncur


bu topraklar üzerinde yasan tek vatan sever olarak sizi kutluyorum.Inanin sevgininz karsisinda inanilmaz duygulandim.Iyiki varsiniz ve iyiki bakanlarin basbakanlarin tv lerde radyasyonlu çayi içerek bukadar radyasyondan bisey olmaz diyerek halki kandirdigini radyasyonlu findiklari çaylari halka yedirdigini, çernobilden etkilenen her ülke önlem alirken bizim devlet büyüklerimiz enerjilerini halki kandirmak için harcadiklarini her firsatta hatirlatan kisilere karsi vermis oldugunuz mücadele gözlerimi yasartti.Iyiki Varsiniz

Sönmez Özlü
27.04.2006, 06:56
@Moyuncur


bu topraklar üzerinde yasan tek vatan sever olarak sizi kutluyorum.Inanin sevgininz karsisinda inanilmaz duygulandim.Iyiki varsiniz ve iyiki bakanlarin basbakanlarin tv lerde radyasyonlu çayi içerek bukadar radyasyondan bisey olmaz diyerek halki kandirdigini radyasyonlu findiklari çaylari halka yedirdigini, çernobilden etkilenen her ülke önlem alirken bizim devlet büyüklerimiz enerjilerini halki kandirmak için harcadiklarini her firsatta hatirlatan kisilere karsi vermis oldugunuz mücadele gözlerimi yasartti.Iyiki Varsiniz








Kaybedecek en degerli seyiniz, caninizsa, yazdiklarimi okumayarak basinizi sikintidan kurtarabilirsiniz hanimefendi. Çernobil dolayisiyla olusan radyasyonun neden oldugu kanser riskine önlem alinmamasi "T.C. devleti tarafindan kandirildik" seklinde ifade olunacaksa ve insanlik bu ise, birçok akrabasini kanser nedeniyle kaybetmis olan sahs-i acizanemden insanlik beklenmemesini arz ve talep ederim vesselam.Edited by: Moyunçur

Kaya
27.04.2006, 13:47
Nükleer Enerji Tartismalari<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><?:NAMESPACE PREFIX = O /><O:P></O:P>


Su ise Erol Manisali'nin kaleminden bakalim. <O:P></O:P>


"Uygarlik insanin dogaya hükmetmesidir, bunun için de teknoloji kaçinilmaz olur, nükleer olsa bile"... Attila Ilhan bu görüsü savunur ve bu nedenle nükleer enerji santrallerinin gerekli olduguna inanir.<O:P></O:P>


Ben de nükleer santrallerin gerekli olduguna inananlardan biriyim.<O:P></O:P>


Benim gerekçelerim sunlar:<O:P></O:P>


- Bati ülkeleri ve Dogunun teknolojik alanda gelisenleri son 50 yildir bunu kullaniyorlar. Bol ucuz enerji; enerji her sey, enerji ekonomik ve teknolojik gelismenin motoru, enerji uygarligin kalbi.<O:P></O:P>


- Enerji yetersiz ise ne ekonomi, ne uygarlik; hiçbir sey gelisemez, her sey katanlikta kalir, ne bilgisayar, ne de kalorifer kullanabilirsiniz. Sanayinin dislileri dönmez, tramvaylar bile çalismaz.<O:P></O:P>


- Batinin güçlüleri nükleer teknolojiyi ellerinde caydirici bir silah olarak kullaniyorlar, mazlumlari ezmek, piyasalari sonuna kadar açmak, onlari kendilerine baglik kilmakiçin.<O:P></O:P>


- Türkiye samar oglani gibi itelenip kakalanmak istemiyorsa nükleer teknolojili (her alanda) gelismek, tesisler kurmak zorunda;<O:P></O:P>
<UL ="square">
<LI style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; COLOR: black; mso-margin-top-alt: auto; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" ="Ms&#111;normal"> hem gelismeler karsisinda basini dik tutmak için,<O:P></O:P>
<LI style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; COLOR: black; mso-margin-top-alt: auto; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" ="Ms&#111;normal"> hem de ufukta beliren büyük enerji açigini kapatmak için.<O:P></O:P></LI>[/list]


Bati kendisi kurmus, sonra da bana, "Sen kurma, sen bu islere girisme" diyor. Bunu derken de, içeride, çok defa kendi yönlendirdigi sivil toplum örgütlerini kullaniyor.<O:P></O:P>


Senin gelirin benim kadar düsük olsa, büyük enerji açigi ile karsilasacak olsan, bu alana girmez miydin? Zaten girmissin.<O:P></O:P>


Bir-ikisi hariç, Bati ülkeleri enerji santrallerini gelistiriyor.<O:P></O:P>


Attila Ilhan Cumhuriyet'te epey yazdi, birçoguna ters geldi. Çünkü onlar kafalarinda hesap-kitap yapmadan, sahibinin sesini oynuyorlardi.<O:P></O:P>


Aman çevre sorunu deyip, kömürlü-petrollü santrallere farkinda olmadan arka çikiyorlardi, çeliskilerinin farkinda bile degillerdi.<O:P></O:P>


Attila Ilhan savunuyordu, ben de bir-iki yazimda ve konferasnlarda destek vermistim.<O:P></O:P>


Attila Ilhan'a ciddi raporlar ulastiriliyordu, hem de konuyu çok iyi bilen profesyoneller tarafindan. Bu bilimsel raporlari gözden geçirdigimizde ne kadar hakli oldugumuzu görüyorduk.<O:P></O:P>


Ama gel de anlat; karsimizda cahilce kosullanmis, bir kismi dis çevrelerin güdümünde hareket eden sivil toplum örgütleri vardi.<O:P></O:P>


Sadece, göz boyama niteliginde laf ebeligi yapiyorlardi, ayaklari tere basmiyordu.<O:P></O:P>


Insan dogru bildigi seyi, dünyada tek basina kalsa savunmak zorundadir, aynen Galile'nin yaptigi gibi.<O:P></O:P>


Attila Ilhan bunu cesaretle yapmistir, ari kovanina çomak sokmustur, fincanci katirlarini ürkütmüstür. Bugün bunlari konusuyoruz, ben de destek verdigim için mutluyum.<O:P></O:P>


Insan bir tercih yapmak zorundadir: "Bunun dogruluguna inaniyorum, ama yalniz kalacagim. Yalniz kalmamak için yalan mi söylemem gerekiyor?" sorusuna evet dediginiz zaman, her sey biter, ortada hiçbir sey kalmaz; basta kendiniz olmak üzere...<O:P></O:P>


Ve biz böyle düsündügümüz için de gerçekten mutluyduk, baskalari ne düsünürse düsünsün...<O:P></O:P>


Iste yazi budur. Umarim tekrar düsünmenize yol açar bu yazi...<O:P></O:P>

sümela61
27.04.2006, 13:54
bu konudakig son cümlem:


"bir insanin hayati bütün her seyden çok daha degerlidir benim için..."


diger arkadaslarin görüslerine de saygi duyuyorum sonuna kadar... onlarin böyle düsünmemesi "cahil" ya da "duygusuz" olduklari anlamina gelmez, sadece bakis açilarimizin farkli oldugunu gösterir...


sevgilerimle...

halil ibo
27.04.2006, 14:17
Ülkemin insani nükleer santral yada siyanürlü altin aramaneticesinde refaha ulasacaksa,ekonomik olarak sinif atlayacaksa buna hayir demek pek akilci olmaz herhalde.Fakat buralardan gelecek kazançta mutlu azinliga akacagi için HAYIR.

hayat61
28.04.2006, 00:11
Gerekli önlemler almak kaydiyla nükleer santrallere karsi degilim.Ama santralden ufak bir sizinti oldugu zaman gerekli tedbirleri almak yerine; "aman canim ne de olsa ufak bir sizinti millete korkutmayalim.Hem basin duyarsa abartir" diye düsünmelerinden korkuyorum.Olusan artiklarin nasil yok edilecegi sorusunu hiç sormuyorum duyarliligimiz ortada.Sanayi atiklarin dogru dürüst imha edilmedigi bilinmesine ragmen kardes bu kadar ürün var ortada,atiklarin nerede denilmedigi(fabrikalarin-bir kisim-filitresiz çalismalarina ragmen denetimlerden büyük basariyla geçmelerini hiç saymiyorum) bir ortamda kendi yöntemlerimize göre nükleer atiklardan kurtulmaya kalkarsak.(Ucuza çikartiriz evvlallah deyip)

Nytre
28.04.2006, 14:01
su anda cnn turkte izledim ... sinopta genis katilimli bir miting yapilacak ve 30,000bin kisilik sehirde 25,000 imza toplanmis..


ayrica mitingte KAZIM KOYUNCU sarkilari çalacak...


YANINDAYIZ SINOP!...

Kaya
28.04.2006, 14:04
Cnn Türk satilmis basinin önde gidenlerinden Emincan. Kusura bakmayin ama neye hayir dedigimizin farkinda degiliz.

Nytre
28.04.2006, 14:35
o da olan haberi veriyor sanirim..


bu devlet neyine sahip çikabiliyor ki çöpüne sahip çikabilsin? koskoca karadenizi bir anda yok edecekler...

Kaya
28.04.2006, 14:42
o da olan haberi veriyor sanirim..


bu devlet neyine sahip çikabiliyor ki çöpüne sahip çikabilsin? koskoca karadenizi bir anda yok edecekler...








Neyi yok edecekler Emincan. Bu santrallerin yapilmamasini sizden çok ABD ve AB istiyor.

LazAnisT
28.04.2006, 15:47
Cnn Türk satilmis basinin önde gidenlerinden Emincan. Kusura bakmayin ama neye hayir dedigimizin farkinda degiliz. bence neye hayir demedigimizin farkinda degiliz.evet buülke ileriki yillarda enerjiyeçok fazla ihtiyaç duyacaktir.bunun için acil önlemler alinmalidir.ama bu önlem hammaddesi tamamen üç ülkenin elinde olan(rusya,amerika fransa)nükleer enerji olmamalidir. çernobil çocuklari olarak buna en fazla tepkiyi bizim vermemiz gerekirken böyle söylemler birazanlamsiz duruyor.Edited by: lazanist

eys_61
28.04.2006, 15:56
---Edited by: eys_61

Kaya
28.04.2006, 16:10
Ne geliyor...Edited by: Kaya

eys_61
28.04.2006, 16:29
---Edited by: eys_61

Sönmez Özlü
28.04.2006, 23:37
Bu santrallerin yapilmamasini sizden çok ABD ve AB istiyor.

eys_61
29.04.2006, 00:32
uykusuzluk basa bela.özür diliyorum yanlis okudum,yanlis anladim,yanlis yorumladimsmileys/smiley9.gif

eys_61
26.04.2008, 00:00
26 Nisan 2008,felaketin 22.yıldönümü :(

hakankurt1967
26.04.2008, 00:10
su an ise Türkiye nin dört bir yanında nükleer santral yapılmaya calısılıyor Iğdır sınırına 25 km kadar mesafede dünyanın en zararlı nükleer enerji santrali mevcut.Artvin de son 11 yılda ölenlerın %30 kanserden. Daha ne diyeyim ki...

KUTADGU
26.04.2008, 00:22
Ahh O Acı...
Kahrolası acı....

Ne demeli bilemiyorum.
Ne demeli?

ilhan
26.04.2008, 01:03
Çernobili lanetliyorum!

Kahrolsun nükleer santraller!

Tunga
26.04.2008, 01:11
Çernobil Felaketi'nin 22. Yıldönümü

http://www.bordomavi.net/images/haber/cernobil260408.jpg

22 yıl önce bugün Çernobil'de yaşanan patlama, etkileri günümüze kadar süren bir çevresel felakete dönüşmüştü.

26 Nisan 1986'da Çernobil Nükleer Santralı'nda yaşanan patlama etkileri günümüze kadar süren bir çevresel felakete dönüşmüştü.

Yapılan bir deney sırasında, güvenlik sisteminin devre dışı kalması sonucu büyük miktarda radyoaktif madde atmosfere yayılmış binlerce kilometrekarelik alanda insan hayatını olumsuz etkilemiş, ölümlere yol açmıştı. Ülkemizde de başta Karadeniz Bölgemiz olmak üzere nice vatandaşımızın hayatını kaybetmesine nicesinin de amansız hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmasına sebebiyet veren Çernobil Felaketi’nin üzerinden bugün itibariyle 22 yıl geçti. Bu süre zarfında kaybettiklerimizi rahmetle anıyor, tedavisi devam edenlere acil şifalar diliyoruz.

Böyle felaketlerin bir daha yaşanmaması dileklerimizle...

http://www.bordomavi.net/index.php?page=duyurular&d_id=895

Haberin hazırlanmasındaki yardımları için eys_61'e teşekkürler.

LazAnisT
26.04.2008, 10:09
Belki yukarıdaki sayfalarda yazılmıştır ama tekrar yazılmasında bir sakınca görmüyorum.

Çernobil santralindeki zehirli gaz hala aktif faaliyettedir.Geçen yıl yapılan bir antlaşmayla bu nükleer santralin üzeri Fransızlar tarafından tekrar kurşunla kapatılarak gazın dışarıya sızdırılması önlenmeye çalışılmaktadır.

22 yıl önce patladı ve zehirli gaz hala faal.
İlerki yıllarda ülke nereji sorunu yaşamasın diye Nükleer santrallre karşı çıkma gereği duymayan arkadaşlarıma şahsım adına çok üzlüyorum.
Hiç bir şey insan hayatından değerli değildir.

Çağatay_
26.04.2008, 10:21
"En son nehir kuruduğunda, en son ağaç kesildiğinde, en son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenecek birşey olmadığını anlayacak."

Çernobil sebebi ile hayatını kaybeden herkese Allah rahmet eylesin.Dünyanın en sağlıklı insanları bizim karadenizimizden çıkardı, şimdi kanserde rekor kırıyoruz.Kanser illeti sebebi ile bir yakınını kaybetmeyenimiz yok..

Umarım bu tip olaylarda ve çevre ile ilgili olaylarda daha duyarlı gençler yetiştiririz.

Nuray
26.04.2008, 10:30
sırf bu yüzden hayatım da birçok şey yarım kaldı ve kalacak!!

kanseri bizim içimize soktuğu için çernobile lanet ediyorum

TSelif
26.04.2008, 10:43
O çenobil faciası ile o yıllarda doğan dayımın oğlu lösemiye yakalanmıştı. Çok şükür ki şimdi sağlığı gayet iyi.
Onun kadar şanslı olmayanlar da oldu . ALLAH rahmmet etsin diyorum hepsine.
Bir daha böyle faciaların tekrarlanmaması dileğiyle !!!

ÜNAL
26.04.2008, 11:55
●3 milyon çocuğun tedavi görmesi gerekiyor

●Kazanın sonuçlarıyla başa çıkılması, “temizlik” ve patlayan reaktörün üzerini örten lahdin inşa edilmesi işlerinde çalışan 600 bin insanın “radyasyona maruz kalmanın etkileri açısından sürekli olarak izlenmeleri gerekmektedir”.

●Yetişkinlerde tiroid kanserine rastlanma oranı kazadan sonra on kat artış gösterdi.

●1986 - 2000 yılları arasında, kaza sırasında henüz çocuk olan 1400 gencin ameliyatla tiroid bezleri alınmak zorunda kaldı.

●3 milyondan fazla insan faciadan doğrudan etkilenen Çernobil kurbanları statüsünde kayıtlı bulunuyor.

●2,5 milyon hektarı aşkın zengin tarım toprağında artık kullanılamamaktadır.

●Şu anda bir milyonu çocuk olmak üzere 3,5 milyon insan, Ukrayna’nın radyasyonla kirlenmiş topraklarında yaşamaktadır.

●Sakat doğumlar ve büyüme bozuklukları Ukrayna’da %230, Beyaz Rusya’da ise %180 artmıştır.

●Şiddetli bağışıklık sistemi bozuklukları görülen çocuklara, 2 ile 3,5 kat daha fazla rastlanmaktadır.

●“Temizlik” çalışmalarında yer alanlarda, bir kontrol grubuna oranla, 15 kat daha fazla gen ya da kromozom bozuklukları görülmüştür.

●380 bin kadar çocukta kan kanserleri, tiroid sorunları ve anemiler saptanmıştır.
Çöken bağışıklık sistemleri nedeniyle, genelde ölümcül olmayan hastalıkların yol açtığı, ölümler o kadar artmıştır ki bugün Ukrayna’da ölüm oranları, doğum oranlarını aşmış durumdadır.

●Ukrayna’nın, Çernobil kazası nedeniyle kaybı şimdiden 140 milyar dolardır.
Ukrayna hükümeti kazada yayılan radyasyonun temizlenmesi için şimdiden beş milyar dolar harcamıştır.

●7,1 milyon insanın gelecekte ciddi sağlık sorunları yaşaması beklenmektedir.

Çernobil Felaketi’nden 19 yıl sonra Almanya’da radyoaktivite tespit edildi
Alman Radyoaktiviteye Karşı Korunma Dairesi, Çernobil faciasının üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen, özellikle Almanya'nın güneyindeki ormanlarda avlanan yaban domuzlarının yenilmemesini istedi. Bavyera ormanlarında bitkilerde, toprakta ve hayvanlarda yapılan ölçümlerde yaban domuzlarında yoğun radyoaktivite tespit edildiği, geyiklerde ölçülen radyoaktivite miktarının ise sınırı aşmadığı açıklandı.

Kaynak:antinükleer.org

ÜNAL
26.04.2008, 12:01
Anadolu Ajansı'ndan - 12 Nisan 2006

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Çernobil Nükleer Santrali'nde meydana gelen kazanın etkileri üzerinde yapılan araştırmada, “Hopa'da son 3 yılda meydana gelen ölümlerin yüzde 47,9’unun nedeninin kanser olduğunun belirlendiğini” bildirdi. “Çernobil Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser” konulu araştırmanın sonuçları, İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında açıklandı.
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Orhan Odabaşı, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin kaynak sularına ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatarak, insanların içtikleri sulardan, yedikleri gıdalardan emin olamadıklarını, vücutlarında meydana gelen en ufak bir değişiklik veya ellerinin üzerinde çıkan küçük bir yaradan bile kaygılandıklarını söyledi.
Kanser hastalığı ile ilgili “Sağlık Bakanlığı'nın elinden düzenli veriler olmadığını” anlatan Odabaşı, o dönemde Karadeniz Bölgesi'nde kolu, bacağı veya kafası olmayan bebeklerin dünyaya geldiğinin kendilerine anlatıldığını, ancak bunlara hiçbir kayıtta rastlanılmadığını ileri sürdü.
Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu da, resmi verilere göre kanserin diğer coğrafi bölgelere göre Hopa ve Karadeniz'de daha çok görüldüğünü savundu. TTB tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarının Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirmesi, hastalığın erken dönemde tespit edilerek tedavisinin başlatılmasına yönelik çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Topaloğlu, kendi ailesinden de 2 kişinin kanser hastalığı sonucu hayatını kaybettiğini ve halen 4 kişinin aynı hastalıktan tedavi gördüğünü belirtti.

Triod ve meme kanseri
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kayıhan Pala da, araştırmanın sanatçı Kazım Koyuncu'nun kanserden ölümünün ardından, duyarlılığın arttığı Hopa'da gerçekleştirildiğini, 1939 ev ve 7 bin 831 kişi ile görüşüldüğünü bildirdi.
Kayıhan Pala, 1–30 Eylül 2005 tarihleri arasında yapılan araştırmaya göre, Hopa'da, tanısı doğrulanmış 49, doğrulanmamış 27 olmak üzere toplam 76 kanser hastası olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Araştırmaya göre, Hopa'da yıllık kanser görülme sıklığının erkeklerde yüzbinde 149,5, kadınlarda yüzbinde 117,5 olarak ortaya çıktığını ifade eden Pala, bu oranının dünyaya göre çok yüksek olduğunu vurguladı.
Pala, “Hopa'da son 3 yılda meydana gelen ölümlerin yüzde 47,9’unun nedeni kanser olarak belirlenmiştir” dedi.
Çernobil kazasının en önemli etkisinin, tiroid kanserinin görülmesindeki artış olduğunu belirten Pala, ayrıca radyoaktif kirliliğin olduğu riskli bölgede yaşayan kadınlarda da, meme kanserinin görülme sıklığında artış olduğunun bilindiğini söyledi.
Kayıhan Pala, “Geçerli ve güvenilir bir kayıt-bildirim sisteminin kurulmaması nedeniyle, kazanın bölgede kanser olguları ve ölümleri üzerine etkisini kanıta dayalı değerlendirmek mümkün değildir” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı tarafından bütün Türkiye'de ivedi olarak “Toplum Tabanlı Kanser Kayıt Sistemi” ile Doğu Karadeniz'de Kanser Araştırma, Tanı ve Tedavi Merkezi kurulması gerektiğini kaydeden Pala, bölgede ayrıca kanser taraması yapılması gerektiğini söyledi.

Santral hala sızıntı yapıyor
Araştırmada görevli Edirne İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Gamze Varol Saraçoğlu da, Çernobil'deki kazanın 26 Nisan 1986'da meydana geldiğini hatırlatarak, “Çernobil Nükleer Santrali'nin hala sağlık, sosyal ve ekonomik alanlarda zararları sürmektedir. Santral, 2000 yılında kapatıldı, ancak sızıntılar var. Tehlike devam ediyor” dedi.
Kayıhan Pala, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pala, radyasyonlu çay konusundaki bir soruya karşılık, “Ben çayı güvenle içmiyorum. Radyasyon var, demiyorum” diye konuştu. Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu da, bir soru üzerine, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nca özellikle Sarp Sınır Kapısı'nda ölçümler yapıldığını, ancak bunların açıklanması noktasında sıkıntı yaşandığını ileri sürdü.
Türk Tabipleri Birliği'nin Raporu (http://www.antinukleer.org/arsiv/ttb_hopa.pdf)

ÜNAL
26.04.2008, 12:01
Bir Çernobil çalışanının ağzından nükleer kaza
(2004 yılında New Scientist dergisinde yayımlanan röportajdan kısaltılarak...)

Aleksandr Yuvçenko, Çernobil Nükleer Santralı 26 Nisan 1986 tarihinde patladığı gece 4 numaralı reaktörde görevliydi. Yuvçenko, o gece hayatta kalabilen çok az sayıda görevliden biri.
Vücudunda çok ciddi yanıklar oluştu. Doktorlar kendisini yaşatmak için bir dizi ameliyat yapmak zorunda kaldılar. Ne var ki Yuvçenko, radyasyondan dolayı hâlâ hasta. Yuvçenko New Scientist dergisine o gece neler olduğunu anlattı.

Çernobil’de çalışmaya nasıl başladınız?
Aleksandr Yuvçenko- Orada çalışmayı ben istedim. Sovyetler Birliği’ndeki en iyi santrallerden biriydi. Ayrıca Çernobil yaşamak için güzel bir kasabaydı. Ve akademik çalışmalarım sırasında bir süre orada bulunmuştum. Üstelik maaşım da iyiydi. Nükleer mühendislik Sovyetlerde prestijli bir meslekti. Oysa şimdi Rusya’daki insanlar işadamı ve avukat olmayı tercih ediyor.
Reaktörün patladığı gece ne yapıyordunuz?
-Gece mesaisindeydim. Görevimin başına geçtiğim zaman gün için planlanmış olan güvenlik testinin akşama kadar ertelendiğini fark ettim. Reaktörün gücü düşürülmüştü ve soğutma işlemini yapmak bize kalmıştı. Bu da çok kolay bir işti. O gece çok fazla yapacak bir işimin olmadığını düşündüm.
Patlamayı duyduğunuz zaman neredeydiniz?
-Ofisimdeydim. Benden boya almaya gelmiş bir arkadaşımla konuşuyor ve bazı belgeleri okuyordum. İlk duyduğum bir patlama değil, yalnızca bir sarsıntıydı. Derken iki veya üç saniye sonra patlama oldu. Ofisimin kapıları dışarı doğru patladı. Eski bir binanın yıkılması gibi her taraf buhar ile karışık toz bulutları ile kaplandı. Etraf çok nemli, çok tozluydu, çok güçlü bir hava akımı vardı. Bu arada sürekli sarsılıyorduk, pek çok şey yere düşüyordu. Işıklar söndü. İlk düşüncemiz güvenli bir şekilde saklanabileceğimiz bir yer bulmaktı. Nakliye koridoruna doğru seğirttik. Burada alçak tavanlı küçük bir geçit vardı. Orada dururken çevremizdeki her şey yıkılıyordu. Gümbürtüyü duyduğum zaman çok ağır bir şeyin düştüğünü sandım. Daha sonra savaş filan çıktığını düşündüm.
Bunun reaktör olabileceğini hiç düşündünüz mü?
-Hayır. Bu olmadan önce hiç bir titreşim veya bir ses duymadık. Bazı şeylerin bozulduğuna ilişkin en ufak bir belirti yoktu. Hepimiz çeşitli acil durumlar için eğitilmiştik. Bizler mühendis olarak reaktörlerin neler yapabileceğini, neler yapamayabileceğini ve nelerin olabileceğini öğrenmiştik. Yangın ve başka şeyler için hazırlıklıydık, ancak bunun için eğitilmemiştik. Güvenlik önlemlerinin yeterli olduğunu düşünüyorduk ve eğer kontrol çubuklarını indirmek için acil durdurma düğmesine basılırsa -ki kontrol odasındaki arkadaşım Leonid Toptunov da bunu yapmıştı- santral duracaktı. Ancak durmadı. İnsanlar hata yapabilir, ancak güvenlik önlemlerinin bunu telafi edebileceğini düşünüyorduk. Hepimiz işletme talimatnamesinde yazılanların doğruluğuna inanıyorduk.
Patlamadan sonra ne yaptınız?
-Ofisime geri döndüm ve 4. reaktörün kontrol odasına telefon açmaya çalıştım. Ancak hatlar kesikti. Derken 3. reaktörün kontrol odasında telefon çaldı. Sedye getirmem emredildi. Sedyeleri kaptım ve koşmaya başladım. Kontrol odasının dışında patlama merkezinin yakınlarında bulunan bir arkadaşıma rastladım. Kendisini tanıyamadım. Giysileri simsiyahtı ve yüzü tanınmayacak haldeydi, çünkü başından aşağı kaynar su dökülmüştü. Kendisini sesinden tanıdım. Bana patlama bölgesine gitmemi söyledi, çünkü orada başka yaralılar vardı. Bu arkadaşımla başkaları ilgilendiği için bir fener kapıp soğutma tanklarının yakınındaki diğer operatörü bulmak için koştum.
-Orada ne buldunuz?
-Operatörü bulacağımı sandığım yere gittim ama kimseyi bulamadım. Yalnızca kocaman bir yıkıntı ile karşılaştım. Operatörü diğer tarafta idi, sürünerek oradan uzaklaşmayı başarmıştı. Yine aynı tablo ile karşı karşıya idim: Üstü başı pislik içinde ve sırılsıklamdı; en kötüsü, sıcak sularla haşlanmıştı. Ayakta durabiliyordu, fakat şoktaydı ve titriyordu. Bana ana patlamanın olduğu yere gitmemi ve orada arkadaşım Vera Khodemçuk’u bulabileceğimi söyledi.
Daha sonra neler oldu?
-Bu noktada Yuri Tregub’u gördüm. Bu arkadaşım Çernobil’in yardımcı baş mühendisi Anayoli Deatlov tarafından 4. kontrol odasından gönderilmişti. Deatlov, Tregub’a acil yüksek basınç soğutma suyunu açarak bölgeyi sulama görevini vermişti. Bunu tek başına yapamayacağını fark ederek, Tregub ile suyu açmaya gittik.
Başardınız mı?
-Muslukların olduğu bölüme erişemedik. Soğutucu tanklar reaktöre yakın bir holdeydi. İçeriye girmek için iki kapısı vardı. Birincisinden giremedik, çünkü duvarlar çökmüştü. Bunun üzerine aşağı indik ve diğer kapıyı denedik. Dizlerimize kadar suyun içindeydik. Kapıyı açamadık ancak aralıktan içeriyi görebiliyorduk. Gördüklerimiz yıkıntıdan başka bir şey değildi. Devasa su konteynırları patlayıp parçalanmıştı. Geride yalnızca bir duvar ve bir kapı kalmıştı. Biz açık alana bakıyorduk.
Gerçekten mi?
-Ne olup bittiği hakkında daha net bir şeyler öğrenmek için dışarıda yürüdük. Gördüklerimiz gerçekten ürkütücüydü. Her şey mahvolmuştu. Su soğutma sisteminin tümü gitmişti. Reaktörün bulunduğu salonun sağ kanadı tümüyle yıkılmıştı, sol tarafta borular sarkıyordu. O anda Khodemçuk’un kesin olarak öldüğünü anladım. Bulunduğu yer yıkılmıştı. Büyük türbinler hâlâ ayaktaydı, ancak çevresindeki her şey harabeye dönmüştü.
Khodemçuk, büyük bir olasılıkla bu yıkıntıların altında kalmıştı. Durduğum yerden reaktörden sonsuza doğru uzanan bir ışık huzmesinin yayıldığını gördüm. Havanın iyonize olmasıyla oluşan lazer ışığına benziyordu. Mavimsi bir ışıktı ve çok güzeldi. Birkaç saniye ışığı izledim. Eğer orada birkaç dakika kalsaydım hemen oracıkta ölebilirdim, çünkü gama ışınları, nötronlar ve dışarıya çıkan her türlü zararlı maddeye hedef oluyordum. Fakat Tregub orayı hemen terk etmem için beni uyardı. O benden daha yaşlı ve tecrübeliydi.
Daha sonra ne yaptınız?
4 no’lu kontrol odasına ulaşmaya çalıştık. Fakat yolda, reaktör salonuna giderek kontrol çubuklarını elle indirmeleri için Deatlov tarafından gönderilmiş üç işçiye rastladık. Tregub, kontrol odasına koşarak giderek gördüklerimizi rapor etti. Ben yardım etmek için bu üçü ile birlikte gittim. Onlara kendilerine verilen emrin saçma olduğunu, çünkü ortada reaktör salonu diye bir şeyin kalmadığını söyledim. Dolayısıyla kontrol çubuklarının kalmamış olması büyük bir olasılıktı. Ancak onlar salonu yalnızca aşağıdan gördüğümü, yukarıdan da bakmak istediklerini söylediler.
Reaktör salonuna geri döndüğünüzde ne oldu?
-Bir çıkıntının üzerine çıktık, oradan merdivenlere atladık. Ben üçünün arkasındaydım ve feneri taşıyordum. İşçiler feneri benim elimden alıp içeri girdiler. Ben dışarıda kalıp, kapıyı tuttum ve reaksiyonlarına kulak verdim. Salon bir volkan kraterine benziyordu. Yapacak bir şey olmadığına karar verip dışarı çıktılar.
Bu üçüne ne oldu?
-Üçü de çok kısa bir süre içinde öldüler. Duvar ve kapı benim hayatımı kurtardı. Ben yalnızca kapıyı tuttuğum halde oldukça yüksek dozda radyasyon almışım. Yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Bu çok kötü bir duygu. Yani yapacağınız hiçbir şeyin olmaması.
Neler hissettiniz?
-Hastalandığımı anladım. Radyasyon hastalığının ilk belirtilerinden birinin kusma olduğunu biliyordum. Ancak zararlı bir şey yiyip yemediğimi düşünmeye başladım. En kötü düşünceleri kafamdan atmaya çalışıyordum. Patlamadan yarım saat sonra elinde bir dosimetre taşıyan bir adam görmüştüm. Her tarafı kapalı olduğu için kim olduğunu anlayamamıştım. Ona ölçümü sorduğumu hatırlıyorum. Bana cihazın kendisini gösterdi. İbre skalanın dışındaydı. Çok korkutucu bir andı. Ne kadar radyasyon aldığımızı söylemek mümkün değildi, ancak çok yüksek bir dozda olduğunu tahmin ediyorum. Sabaha karşı saat 5 civarında yerel bir hastaneye götürüldüm, çünkü kendi başıma gidemeyecek kadar halsizdim. O gece Moskova’ya götürdüler beni.
Sizi nasıl tedavi ettiler?
-Çok yoğun ve zor bir tedaviydi. Sizin de buna dayanmanız için çok güçlü olmanız gerekiyordu. Bana sürekli olarak kan ve plazma verdiler. Birkaç ay başkalarının kanı ile yaşadım. Daha sonra radyasyon yanıklarının açtığı ülserler belirmeye başladı. Çok fazla yanığım vardı. Ancak birkaç ay sonra yaşama şansımın olduğu anlaşıldı.O noktadan sonra vücudum kendi olanaklarıyla çalışmaya başladı. Artık kan verme gereği kalmamıştı. Ama sürekli olarak morfin veriyorlardı. Karım Nataşa çok kilo kaybettiğimi ve ölmekte olan birine benzediğimi, çok sessiz ve yavaş konuştuğumu söylüyor. Ancak aklım berraklığını hiçbir zaman yitirmedi. Neler olup bittiğini anlıyordum.
Sizi ayakta tutan neydi?
-Çok iyi bir tedavi gördüm. Doğal olarak sağlıklı ve güçlüydüm. O sırada yalnızca 24 yaşında olduğumu düşünürseniz... Hâlâ sürekli olarak deri nakli yapılıyor. Hâlâ ülserlerim var. Eğer yanıklar olmasaydı durumum daha iyi olabilirdi.
Rus halkı size nasıl davranıyor?
-Bu konuda konuşmamaya çalışıyorum. İnsanların bu konuyu bilmelerini de istemiyorum. Bana iki madalya verdiler. Biri o gece yaptıklarım için şeref madalyası ve birini de 10 yıl sonra verdiler. Ancak herkes bu tür madalyalar aldı. Günlük yaşantımı sürdürmeye çalışıyorum. Komşularım benim kim olduğumu bilmiyor. Bu kaza arkasında leke bırakan bir durum.
Çernobil’e bir daha gittiniz mi?
-Bir kez, 2000 yılında kapattıkları zaman. Özel davetli olarak gittim. 3. reaktör bloğunun çevresinde dolaştım. Bu, patlayanın tam bir kopyasıydı. Kendimi çok iyi hissettiğimi söyleyemem. Reaktörün tepesine çıktığım zaman dizlerim titriyordu.

ÜNAL
26.04.2008, 12:13
http://img205.imageshack.us/img205/7775/1150985325kazimrr6.jpg (http://imageshack.us)


http://img128.imageshack.us/img128/4266/kazim20koyuncu202610200ns5.jpg (http://imageshack.us)


http://img205.imageshack.us/img205/8739/kazimkoyuncu2jy8.jpg (http://imageshack.us)


http://img87.imageshack.us/img87/9367/kazimkoyuncuah1.jpg (http://imageshack.us)

eys_61
26.04.2008, 13:30
Belki yukarıdaki sayfalarda yazılmıştır ama tekrar yazılmasında bir sakınca görmüyorum.

Çernobil santralindeki zehirli gaz hala aktif faaliyettedir.Geçen yıl yapılan bir antlaşmayla bu nükleer santralin üzeri Fransızlar tarafından tekrar kurşunla kapatılarak gazın dışarıya sızdırılması önlenmeye çalışılmaktadır.

22 yıl önce patladı ve zehirli gaz hala faal.
İlerki yıllarda ülke nereji sorunu yaşamasın diye Nükleer santrallre karşı çıkma gereği duymayan arkadaşlarıma şahsım adına çok üzlüyorum.
Hiç bir şey insan hayatından değerli değildir.


Şimdiye kadar içerideki radyasyonun çok küçük bir bölümü dışarı çıkabildi. Bilim adamlarının çoğu %90'ından fazlasının hâlâ lahdin altında olduğuna inanıyor. İçeride kalan radyoaktif yakıtın adı farklı şeklinden dolayı 'Fil Ayağı'. Yaklaşık 190 ton uranyum ve 1 ton gerçekten tehlikeli olan plütonyum hâlâ içeride, ve eğer bu büyük, kötü radyoaktif fil dışarı adım atacak olursa, başımız gerçekten belâda olur...

Yüzlerce yıl da geçse hala potansiyel bir tehdit olmaya devam edecek santral kalıntıları.

Mayls
26.04.2008, 13:36
Yüzlerce yıl da geçse hala potansiyel bir tehdit olmaya devam edecek santral kalıntıları.
Patlama bölgesi yaklasik 2 bin yil sonra kullanilabilir halde olacak. Ama hala 10% oraninda bir hastalanma riski tasiyacak.

macka61
26.04.2008, 13:47
çok kötü bir şey ve biz hala hem tehlikeli hemde 2020 yılında enerjimizin %4 nü karşılayacak maliyeti bakımındanda yüksek olan orta cağ enerjisi nükleer enerji kullanmaya çalışıyoruz

OYılmaz
26.04.2008, 18:04
......................

OYılmaz
26.04.2008, 18:06
...............................