PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Rıdvan Dilmen'e Cevap Hasan Bahadır'dan...



hüseyin toraman
13.10.2011, 22:11
"Şeytan Dil"men...



UEFA’nın Fener’i temiz bulmayıp Trabzonspor’u Şampiyonlar Ligi’nde görmek istediğini söylediği günden bu yana, Fenerbahçe camiası ve yandaşları Trabzonspor üzerinde adeta simetrik bir baskı oluşturdu. Trabzonspor yönetimi ve Trabzon’daki Sivil Toplum Örgütleri’nin bu duruma yeterince tepki göstermemesi, Trabzonspor’a saldıranları daha da cesaretlendirdi. Medyası, kalemşoru, kadını, kızı, çoluk çocuğuyla hurra Trabzonspor’un üzerine çullandılar.

Son günlerde takındığı tavır ve kullandığı üslupla Trabzonspor’u linç etme furyasına Rıdvan Dilmen de dahil oldu. Dilmen, yorumcu olarak katıldığı programda, Avrupa’da Türkiye’yi temsil noktasında sadece Beşiktaş’ın kaldığını söyleyerek, Inter ve Lille gibi güçlü rakiplerle çarpışmasına rağmen grubundaki liderliğini sürdüren Trabzonspor’u, kendince yok saydığını işaret etti.

***

Bildiğiniz üzere, Rıdvan Dilmen futbolculuğu dönemdeki hızı, tekniği, becerisi, üstün kabiliyeti ve ince zekâsından dolayı “şeytan” lakabını almıştı. Futbolu bırakmasının ardından aynı “şeytan”lık maharetini teknik adamlık pozisyonunda sergileyemeyince, pes ederek, ekranlar karşısında yorumculuğa soyunmuş, çok da başarılı olmuştu. “Tarafım ama objektifim!” diyerek de insanların beğenisini kazanmış, futbola getirdiği farklı bakış açısıyla sahip olduğu donanımı ortaya koymuştu.

Ne yazık ki yorumculuktaki bu başarısı, karısını, sevgilisini, en yakın arkadaşlarını içindeki “şeytan”a engel olamayıp, tele kulak yöntemiyle, illegal olarak dinlettiği ortaya çıkınca, yerini buhrana bırakmıştı. Dilmen bu skandal patlak verip, “şeytan”i yüzü tescillenince güvenilirliğini, taraflı-tarafsız taraftarını kaybetmişti. Ne yapacağını şaşıran “Şeytan”, son bir şeytanlık olarak da Fenerbahçe borazanlığı yapıp, Fenerbahçe camiası ve taraftarının sempatisini kazanarak, kendisini onların güvenli(!) kucağına atmıştı. Bu yolda araç olarak da Trabzonspor’u kullanmaya çalışmıştı.

***

E be Rıdvan Dilmen! Sen değil miydin, “Futbolculuğum döneminde Trabzonspor yarı alanına girdiğimizde kendimizi başarılı sayar, korner kullandığımızda ise galip gelmiş kadar mutlu olurduk.” diyen?

Sen değil miydin, “Trabzonspor ligde hangi sırada olursa olsun, şampiyonluğa oynamasa dahi bir markadır!” diyerek, “şeytan”i bir manevrayla Trabzonspor taraftarının gönlünü yapmasını bilen?

Sen değil miydin, “Trabzonspor bir ekol, bir semboldür.” diye, televizyon ekranlarını inleten?



Şimdi ne değişti, nasıl bir ruhalite içerisindesin ki, Trabzonspor gibi geçmişte Anadolu’dan gelip, İstanbul hegemonyasına son vererek 4’üncü büyük unvanını elde eden, bugünse Şampiyonlar Ligi’nde grubunun en tepesinde oturan böylesine güzide bir kulübü, yok sayarak, görmezden gelme cesaretini ve cüretini kendinde buluyorsun? Bu nasıl bir psikolojidir?



***

Aslında Şeytan Rıdvan ve saz heyetinin bir suçu yok. Bu sadece bizim takımımıza, kulübümüze, camiamıza yapılan hunharca saldırılara karşı üç maymunu oynayarak, suçluymuş gibi bir köşeye sinmemizden kaynaklanıyor. “Hergele meydanı”nda at koşturan bu şahıslar, ortalığı böyle boş buldukça daha çok naralarla kulaklarımızı çınlatırlar. Bize de sadece eyvallah demek düşer.

Bu saatten sonra yapılacak tek şey, yıllar önce Cem Papila’nın Trabzonspor’a uyguladığı kıyımın ardından, Trabzonspor taraftarlarının ve Sivil Toplum Örgütleri’nin ortaklaşa organizasyonun neticesinde yapılan 50 bin kişilik protesto yürüyüşünün tekrarlanmasıdır. Gücümüzü, kuvvetimizi, birlikteliğimizi, yekvücut olduğumuzu cümle âleme bir kez daha gösterdikten sonra, bizim arkamızdan sallayanların, tırsıp pırsarak bir kenara çekileceklerinden, hatta çil yavrusu gibi dağılacaklarından hiç kuşkunuz olmasın.

***

Gün, birleşme günüdür arkadaşlar.

Gün, toplanma günüdür.

Gün, yürüme günüdür.

Gün, başkaldırma günüdür.

Başkaldırıyoruz!

Gün, zorbalığa, sindirilmeye, haksızlığa, aymazlığa son verme günüdür!

Başkaldırıyoruz!



***

Sonsöz: Tepkinin ne kadar etkili bir silah olduğunu “Şeytan Dil”men’in çark etmesinden, Trabzonspor taraftarından özür dilemesinden anlıyoruz. Yok, beyefendi söylediğinin farkında değilmiş de, yok bir anda ağzından çıkmış da, yok hatırlamıyormuş.



Sen hatırlamak, hatırlatmak, bir şeylere farklı bir pencereden yorum getirmek için oradasın! Yerini, konumunu, kime laf ettiğini, kimden bahsetmediğini, kimi iplemediğini bundan böyle unutmaman dileğiyle





:alkış::alkış::alkış::alkış::alkış::alkış::alkış:

Barış Burak
14.10.2011, 10:16
Ellerine sağlık Hasan Bahadır'ın,her özürde yelkenleri suya indirmememiz gerektiğini öğreniyoruz.

Travelair
14.10.2011, 10:23
Her zaman ki gibi tepkiyi abartıyoruz. Rıdvan'ı eleştirmek farklı, Rıdvan'a hakaret etmek farklı. Üstelik çoğu medya mensubundan bize saygı açısından iyidir Rıdvan. Hata kullar içindir. Özür diledi. Abartmayı doğru bulmuyorum

bordolumavi
14.10.2011, 10:24
yuregıne ellerıne saglık...