Gamze
06.10.2011, 14:59
Hayatta bazı değişmezler var. Gariptir; onlardan bir tanesi de son günlerin en çok konuşulan rezaletlerinden birine kucaklık eden Hürriyet’in Trabzonspor tavrı…
Birkaç yıl önce, ders aralarında Beyazıt Kütüphanesinde zaman geçirdiğim günlerde, gazetenin eski arşivlerine bakmış, Trabzonspor’un şampiyon olduğu ilk senede çeşitli günlerdeki sayfaları incelemiştim. O zaman net olarak anladığım bir şey vardı: 35 sene önce de Trabzonspor üvey evlattı… 35 senede hiçbir şey değişmemişti. 35 sene sonra yine bir şey değişmeyecekti…
Sofraya dördüncü bir misafir olarak gelmiş; hakkı olan ekmeği yediği için hor görülür olmuştu Trabzonspor. İstenmeyen çocuğuydu futbolun; yediği, içtiği, giydiği haramdı, fazlaydı. Artık iyice kevaşeye dönmüş bu oyunun, pırıl pırıl bir evladıydı… O yüzden yakışmıyordu onlara. Haklılardı. Trabzonspor üzerine yığılmış binlerce tonun arasından iğneyle adalet aradığımız bu futbol için çok fazlaydı…
Her yaramazlık nasıl ki rahatlıkla atılır evin en yenisinin, en kıskanılanın üstüne, işte Trabzonspor’un yaşadığı da bu biraz. Bugün, uğradığımız onlarca haksızlığın artık perdesizce gerçekleştirildiği, ayarsız dillerde hakaretlerin umarsızca saçıldığı bir dönemdeyiz. Öfkeliyiz. Peki kimlere? Neden?
Hürriyet’e neden kızıyoruz?
Hürriyet neler yaptı?
Bilmeyenler ya da toplu bir halde elinin altında bulunmasını isteyenler için sıra sıra özetleyelim şimdi. Atladıklarımızı siz söyleyin, zihnimizde arşivlensin hepsi bir bir.
22 Mart 2011- İşte Süper Ligin Penaltı Raporu – Ahmet Ercanlar
Henüz Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın “Trabzonspor’un penaltıları irdelensin” sözünün yankıları sürerken, Hürriyet gazetesinde Ahmet Ercanlar imzalı bir haber yayınlandı.
“Trabzon aleyhine ligde tam 63 hafta ve 688 gündür penaltı düdüğü çalınmıyor. F.Bahçe ise son 3 sezonda aleyhine verilen 9 penaltı ile zirve yapmış durumda” özetiyle verilen haberin niyeti belli imaları, Trabzonsporluları kızdırırken, hasta bir Fenerbahçeli olduğu bilinen Ahmet Ercanlar, haberini “objektivite” olarak savunmuştu.
Meslektaşlarından Mehmet Demirkol kendisi için “Kullandığı lisanla ancak Fenerbahçe dergisinde çıkmalı bu haber” demişti. Bu haberler yayıladursun, Fenerbahçe ikinci yarıda lehine verilen garip penaltı kararlarıyla zirveye doğru tırmanmaktaydı…
Gariptir; aynı gazeteci, amigosu olduğu Fenerbahçe’nin resmi sitesinden de 5 Eylül 2010 tarihli bir başka haberi için (Alex 10 Guti Eder ) açık açık yalancı damgası yemişti.
Ercanlar, şike soruşturması sürecinde de Fenerbahçelileri motive etme, Fenerbahçe lehine kamuoyu oluşturma ve rakiplerini sindirme çabasıyla kalemini oynatmaya devam etmiş, haberleriyle başka amigolara da örnek olmuştu. Maraton.com yazarlarından Cem Dalmaz da bu isimlerden sadece biriydi…
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=20760
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/17337240.asp
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18200652.asp?gid=381
http://www.maraton.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=140233
20 Mayıs 2011 – Fener Formasıyla Sahaya İnecekler – Feridun Niğdelioğlu
Trabzonspor’a Eskişehirspor tarafından şikeyle çelme takılmış, son maçlar öncesinde gerilim ayyuka çıkmıştı. Derken Hürriyet’ten bir haber daha geldi. Feridun Niğdelioğlu imzasıyla yayınlanan haberdeki iddiaya göre Trabzonspor taraftarları Fener formasıyla Sivasspor – Fenerbahçe maçında sahaya girip, maçı iptal ettirmeye çalışacaktı. Formayı ibadet önlüğü sayan Trabzonsporlular, harama el uzatacaktı iddiaya göre yani!
Niğdelioğlu’nun bu densiz haberi tüm basında yer bulmuş, zaten gerilmiş olan ortamda Trabzonspor ve Trabzonsporlular diken üstüne oturtulmuş, psikolojik savaş Fenerbahçe lehine yürümeye devam etmişti.
Ve aradan çok geçmeden, 3 Temmuz’da başlayan şike operasyonu sırasında, Feridun Niğdelioğlu’nun bu yalan haberi, Aziz Yıldırım’dan emir alan Sinan Engin’in ısmarlamasıyla yazdığı ve utanmadan servis ettiği ortaya çıktı. Savcıya ifade veren, sorgulanan Niğdelioğlu, hiçbir şey olmamış gibi riyası kanıtlanmış haberlerine devam etti Hürriyet’te.
Adına “gazeteci” diyen bu kalem, Fenerbahçelilerin moral gazetesi haline gelen Hürriyet’te tekzip edilmeye doymuyor hala. Henüz birkaç hafta önce Emenike ile ilgili satırlarca “Beni buradan kurtarın, Fenerbahçe’yi çok özledim” haberi yazan Niğdelioğlu, aynı oyuncu tarafından bir radyo programında yalanlandı… “Ben bundan sonra Türkiye’ye ancak tatil için gelirim” sözleri de, tabii ki bu yazıcıyı yalanlarını dile getirmekten alıkoyamadı…
Kendisi çırpınışlarını sürdürüyor.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/17829716.asp
8 Haziran 2011 – Olimpik Oyunlar Heyecanı Trabzon’da – Funda Ayaz
Üzerinden çok geçmedi. Şampiyonluk yarışı sırasında alt metni Trabzonspor aleyhtarı vurgularla dolu haberlerle üzerimize gelen Hürriyet, emeline ulaşıp Fenerbahçe’nin şampiyonluğunun keyfini çıkardıktan sonra, yine yerinde duramadı. İşte tam bu anda günün konusu Funda Ayaz çıktı meydana. EYOF 2011 münasebetiyle Trabzon’a gönderilen bu “hanımefendi”, gazetedeki köşesini kahvehaneye çevirerek ciddiyetsizliğin ve laubaliliğin dibine vuruyor, acemice bir kinayeye başvuruyordu. Trabzon insanına ve özelinde Trabzonspor başkanı Sadri Şener’e yaptığı ortaokul ergeni seviyesindeki göndermelerle haddini aşıyor, tepkilerin orta yerine yerleşiyordu. Bu saygısızlığı kendisine prim olarak döndü pek tabii…
Zira edebin ar kabul edildiği yerlerde, edepsizlik baş tacı edilirdi.
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=17983284&tarih=2011-06-08
17 Eylül 2011 – Trabzonspor Kimin Umurunda? – Koray Durkal
Şike soruşturması sürecinde Fenerbahçe’yi aklamak, Trabzonspor’u da sürece aktif olarak dahil etmek için elinden geleni ardına koymayan gazetenin çarpıtmalarından bir diğeri de Şampiyonlar Ligi konusundaydı. Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi’ne haksız gittiğini vurgulama çabasından geri durmayan Hürriyet, aynı konu üzerinde farklı yöntemlere başvurup, yalan habercilik sekmesini açıyordu. Koray Durkal imzalı bu haber de örneklerden yalnızca biriydi. Durkal’ın iddiasına göre İngiliz spor yazarı Philip Durwall bir haber yazmış, bu haber içerisinde Karl Heinz Rummenigge FIFA Başkanı Sepp Blatter’i eleştirmiş, bunu yaparken de “… Apoel Nicosia ve Trabzon galibiyetleri kimin umurundaydı ki? Bu maçları ne statlarda ne de evlerinde izleyen insanlar yoktu. Sadece kendi taraftarları için önemliydi” demişti. Fakat komiktir ki Türkiye’de İngilizceyi sadece kendilerinin bildiğini mi sandıklarını anlayamadığımız bu kalemşörler, internette yapılacak kısacık bir araştırmayla haberin orijinaline ulaşılabileceğini hesap edememişti… Yahut onu bile umursamayacak kadar kör fanatiklerdi.
Bizzat bulduğum haber kaynağında, Rummeninge’nin böyle ifadeleri bulunmadığı gibi, yazar Philip Cornwall Trabzonspor ve Apoel’in çok önemli galibiyetler aldığını ifade ediyor, grup safhasında yaşanan bu ve diğer ilginç olaylara karşın yine de genel bir ilgisizlik olduğunu söylüyordu. Rummeninge, çizelgeden şikayetçiyken, Cornwall, bu eleştirilerin çok da yerinde olmadığını savunuyordu. Anlayacağınız üzere, Hürriyet’in art niyetli çıkarımlarının zerresinin bulunmadığı bu haber de, “Trabzonspor Kimin Umurunda” başlığıyla, aymazlık içerisinde sunuluyor, kamuoyu Trabzonspor’un flaş galibiyetlerinin uyandırdığı müthiş yankının etkilerinden uzak tutulmaya çalışılıyordu…
Aynı gazetenin Inter zaferini, anasayfasında küçücük bir "Trabzon sürprizi" haberiyle geçiştirdiği, mağlubiyet üzerine hazırladığı sayfayı yıkmak zorunda kaldığı, "Ona her yer Trabzon" diyerek ötekileştirme taktiği güttüğü zaten malum...
http://www.football365.com/news/21554/7178541/Being-Anti-Blatter-Not-Always-Pro-Truth
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18755799.asp
03 Ekim 2011 – Ayça Alemdar Röportajı – Funda Ayaz
Tüm bunlar ve nice minik ayrıntıları aştıktan sonra, nihayetinde yine Funda Ayaz’ın imzasını attığı bu utanmaz Ayça Alemdar röportajına kadar geldik. İleriki zamanlarda referans olması ve derlemede yer bulması adına hepinizin çok yakından bildiği bu olayı da kısaca özetlemek isterim. Genç Fenerbahçeliler Grubu başkanlarından Ayça Alemdar’la yapılan röportaj, Hürriyet’in internet sayfasının manşetinde yer bulurken, şimdilerde Trabzonspor dava açtığı için korkusundan ne yapacağını şaşıran bu kadın “Başkasının hakkıyla Şampiyonlar Ligi´ne gidip bir de buna sevinen takıma "ezik" derim ben. Trabzon ve Trabzonsporlular için "Onur" sadece kalecilerinin ismidir.” diyordu. Sadece kadın ve 12 yaşından küçük çocukların bulunduğu maçta 61. Dakikada Trabzonspor’a küfredilmesini bir gurur nişanesi olarak görenlerden olan Funda Ayaz da bu sözlerin üzerine atlıyor ve ülkenin en köklü gazetelerinden biri, fanatizmin bir kere daha kurbanı olarak kese kağıdı kadar bile değer biçilemez hala geliyordu…
ŞENOL HOCA NE DEMİŞTİ?
Ligin bitimiyle birlikte sezonu değerlendiren Şenol Güneş, bu arsızlıklara sessiz kalmamış ve yaptığı basın toplantısında açık açık Hürriyet’in ismini vererek durumu özetlemişti:
“…Ligin heyecanı kaybolduğu şeklindeki yorumlar Trabzonspor aleyhine kullanıldı. Rakip takım yayın organı gibi çalışanlar olmuştur. Özellikle Hürriyet Gazetesi'nin ismini vermek istiyorum. Ben hürriyetimi kaybettim ama cesaretimi kaybetmek istemiyorum. Özellikle ilk yarıda TSYD toplantısında konuşmamdan alıntı yaparak benim antrenörlükten ayrılacağımı söylediler. Medyanın şampiyonluk yarışında üzerimizde olumsuz etkisi oldu.”
http://www.internethaber.com/senol-gunes-cok-sert-konustu-349122h.htm#ixzz1Zzk7mNV7
BİR TANE DEĞİLLER
Damat Ercan paşanın eline düştükten sonra zaten var olan taraflılığı aşama aşama daha da zirveye çıkan ve müdürleri değişse de tavrı sabit kalan Hürriyet’te Trabzonspor düşmanlığı yapan tek isimler bunlarla sınırlı da değildi. Her yazdığı yazısında sarı lacivert körlüğünü satır aralarına sıkıştıran Meriç Tunca da Hürriyet’in misyonunu yüklenen yazarlardan sadece biriydi…
http://haber.gazetevatan.com/hepinize-sinkaf/363584/5/Haber
Tabii bu arada, hazır söz yalan dolandan açılmışken, Vatan’ın Erdal Cömert’ini de es geçmemeli. Beşiktaş – Trabzonspor maçında tribüne gönderilen ve burada edepsiz bir kadının hakaretlerine maruz kalan Şenol Güneş için “Vatana millete küfretti” diye haber yapan o kirli eller de hafızalardan silinmesin. (Ayakkabıyı fırlatan Menekşe Güngör de verilen 6 aylık cezasını, sezon arasından faydalanıp bitirmiş oldu. Hayattaki tek başarısı yarı çıplak verdiği pozlar olan bu utanç vesikası da tribünlerdeki yerini alır yakında. Herkes dikkatli olsun.)
SESSİZLİK BİTMELİ
Garip bir örnek olarak kabul edilmesin; Trabzon’a karşı cüretkarlığın hangi seviyede olduğunu gösteren bir örnektir bu:
Hepinizin malumu. Birkaç yıl önce Türkiye’nin gündemini sarsan alçakça bir cinayetin faillerinin nüfus kağıdı, koskoca Trabzon kentini ve onun bağrından çıkmış yüz binlerce insanı zan altında bıraktı o medya, o insanlar yüzünden… Sözü açılınca başı önüne eğilir oldu Trabzonlunun… Suçlu, sorumlu ilan edildi o kent. Gazetelerin, televizyonların, yazarların yiğitliği Trabzon’aydı yine yani…
İşte bugün; Fatih'in fethettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni'nin doğduğu Trabzon kenti, tek sanayisi Trabzonspor aracılığıyla onurundan vuruluyor…
Trabzon’a karşı yürütülen bu kampanyalara sessiz kalmak, ihanetle eş değerdir artık…
Sesiniz çıksın Sivil Toplum Kuruluşları…
Sesiniz çıksın “kentin önde gelenleri”…
Sesiniz çıksın vekiller…
Sesiniz çıksın sanatçılar…
Sesiniz çıksın…
Birkaç yıl önce, ders aralarında Beyazıt Kütüphanesinde zaman geçirdiğim günlerde, gazetenin eski arşivlerine bakmış, Trabzonspor’un şampiyon olduğu ilk senede çeşitli günlerdeki sayfaları incelemiştim. O zaman net olarak anladığım bir şey vardı: 35 sene önce de Trabzonspor üvey evlattı… 35 senede hiçbir şey değişmemişti. 35 sene sonra yine bir şey değişmeyecekti…
Sofraya dördüncü bir misafir olarak gelmiş; hakkı olan ekmeği yediği için hor görülür olmuştu Trabzonspor. İstenmeyen çocuğuydu futbolun; yediği, içtiği, giydiği haramdı, fazlaydı. Artık iyice kevaşeye dönmüş bu oyunun, pırıl pırıl bir evladıydı… O yüzden yakışmıyordu onlara. Haklılardı. Trabzonspor üzerine yığılmış binlerce tonun arasından iğneyle adalet aradığımız bu futbol için çok fazlaydı…
Her yaramazlık nasıl ki rahatlıkla atılır evin en yenisinin, en kıskanılanın üstüne, işte Trabzonspor’un yaşadığı da bu biraz. Bugün, uğradığımız onlarca haksızlığın artık perdesizce gerçekleştirildiği, ayarsız dillerde hakaretlerin umarsızca saçıldığı bir dönemdeyiz. Öfkeliyiz. Peki kimlere? Neden?
Hürriyet’e neden kızıyoruz?
Hürriyet neler yaptı?
Bilmeyenler ya da toplu bir halde elinin altında bulunmasını isteyenler için sıra sıra özetleyelim şimdi. Atladıklarımızı siz söyleyin, zihnimizde arşivlensin hepsi bir bir.
22 Mart 2011- İşte Süper Ligin Penaltı Raporu – Ahmet Ercanlar
Henüz Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın “Trabzonspor’un penaltıları irdelensin” sözünün yankıları sürerken, Hürriyet gazetesinde Ahmet Ercanlar imzalı bir haber yayınlandı.
“Trabzon aleyhine ligde tam 63 hafta ve 688 gündür penaltı düdüğü çalınmıyor. F.Bahçe ise son 3 sezonda aleyhine verilen 9 penaltı ile zirve yapmış durumda” özetiyle verilen haberin niyeti belli imaları, Trabzonsporluları kızdırırken, hasta bir Fenerbahçeli olduğu bilinen Ahmet Ercanlar, haberini “objektivite” olarak savunmuştu.
Meslektaşlarından Mehmet Demirkol kendisi için “Kullandığı lisanla ancak Fenerbahçe dergisinde çıkmalı bu haber” demişti. Bu haberler yayıladursun, Fenerbahçe ikinci yarıda lehine verilen garip penaltı kararlarıyla zirveye doğru tırmanmaktaydı…
Gariptir; aynı gazeteci, amigosu olduğu Fenerbahçe’nin resmi sitesinden de 5 Eylül 2010 tarihli bir başka haberi için (Alex 10 Guti Eder ) açık açık yalancı damgası yemişti.
Ercanlar, şike soruşturması sürecinde de Fenerbahçelileri motive etme, Fenerbahçe lehine kamuoyu oluşturma ve rakiplerini sindirme çabasıyla kalemini oynatmaya devam etmiş, haberleriyle başka amigolara da örnek olmuştu. Maraton.com yazarlarından Cem Dalmaz da bu isimlerden sadece biriydi…
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=20760
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/17337240.asp
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18200652.asp?gid=381
http://www.maraton.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=140233
20 Mayıs 2011 – Fener Formasıyla Sahaya İnecekler – Feridun Niğdelioğlu
Trabzonspor’a Eskişehirspor tarafından şikeyle çelme takılmış, son maçlar öncesinde gerilim ayyuka çıkmıştı. Derken Hürriyet’ten bir haber daha geldi. Feridun Niğdelioğlu imzasıyla yayınlanan haberdeki iddiaya göre Trabzonspor taraftarları Fener formasıyla Sivasspor – Fenerbahçe maçında sahaya girip, maçı iptal ettirmeye çalışacaktı. Formayı ibadet önlüğü sayan Trabzonsporlular, harama el uzatacaktı iddiaya göre yani!
Niğdelioğlu’nun bu densiz haberi tüm basında yer bulmuş, zaten gerilmiş olan ortamda Trabzonspor ve Trabzonsporlular diken üstüne oturtulmuş, psikolojik savaş Fenerbahçe lehine yürümeye devam etmişti.
Ve aradan çok geçmeden, 3 Temmuz’da başlayan şike operasyonu sırasında, Feridun Niğdelioğlu’nun bu yalan haberi, Aziz Yıldırım’dan emir alan Sinan Engin’in ısmarlamasıyla yazdığı ve utanmadan servis ettiği ortaya çıktı. Savcıya ifade veren, sorgulanan Niğdelioğlu, hiçbir şey olmamış gibi riyası kanıtlanmış haberlerine devam etti Hürriyet’te.
Adına “gazeteci” diyen bu kalem, Fenerbahçelilerin moral gazetesi haline gelen Hürriyet’te tekzip edilmeye doymuyor hala. Henüz birkaç hafta önce Emenike ile ilgili satırlarca “Beni buradan kurtarın, Fenerbahçe’yi çok özledim” haberi yazan Niğdelioğlu, aynı oyuncu tarafından bir radyo programında yalanlandı… “Ben bundan sonra Türkiye’ye ancak tatil için gelirim” sözleri de, tabii ki bu yazıcıyı yalanlarını dile getirmekten alıkoyamadı…
Kendisi çırpınışlarını sürdürüyor.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/17829716.asp
8 Haziran 2011 – Olimpik Oyunlar Heyecanı Trabzon’da – Funda Ayaz
Üzerinden çok geçmedi. Şampiyonluk yarışı sırasında alt metni Trabzonspor aleyhtarı vurgularla dolu haberlerle üzerimize gelen Hürriyet, emeline ulaşıp Fenerbahçe’nin şampiyonluğunun keyfini çıkardıktan sonra, yine yerinde duramadı. İşte tam bu anda günün konusu Funda Ayaz çıktı meydana. EYOF 2011 münasebetiyle Trabzon’a gönderilen bu “hanımefendi”, gazetedeki köşesini kahvehaneye çevirerek ciddiyetsizliğin ve laubaliliğin dibine vuruyor, acemice bir kinayeye başvuruyordu. Trabzon insanına ve özelinde Trabzonspor başkanı Sadri Şener’e yaptığı ortaokul ergeni seviyesindeki göndermelerle haddini aşıyor, tepkilerin orta yerine yerleşiyordu. Bu saygısızlığı kendisine prim olarak döndü pek tabii…
Zira edebin ar kabul edildiği yerlerde, edepsizlik baş tacı edilirdi.
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=17983284&tarih=2011-06-08
17 Eylül 2011 – Trabzonspor Kimin Umurunda? – Koray Durkal
Şike soruşturması sürecinde Fenerbahçe’yi aklamak, Trabzonspor’u da sürece aktif olarak dahil etmek için elinden geleni ardına koymayan gazetenin çarpıtmalarından bir diğeri de Şampiyonlar Ligi konusundaydı. Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi’ne haksız gittiğini vurgulama çabasından geri durmayan Hürriyet, aynı konu üzerinde farklı yöntemlere başvurup, yalan habercilik sekmesini açıyordu. Koray Durkal imzalı bu haber de örneklerden yalnızca biriydi. Durkal’ın iddiasına göre İngiliz spor yazarı Philip Durwall bir haber yazmış, bu haber içerisinde Karl Heinz Rummenigge FIFA Başkanı Sepp Blatter’i eleştirmiş, bunu yaparken de “… Apoel Nicosia ve Trabzon galibiyetleri kimin umurundaydı ki? Bu maçları ne statlarda ne de evlerinde izleyen insanlar yoktu. Sadece kendi taraftarları için önemliydi” demişti. Fakat komiktir ki Türkiye’de İngilizceyi sadece kendilerinin bildiğini mi sandıklarını anlayamadığımız bu kalemşörler, internette yapılacak kısacık bir araştırmayla haberin orijinaline ulaşılabileceğini hesap edememişti… Yahut onu bile umursamayacak kadar kör fanatiklerdi.
Bizzat bulduğum haber kaynağında, Rummeninge’nin böyle ifadeleri bulunmadığı gibi, yazar Philip Cornwall Trabzonspor ve Apoel’in çok önemli galibiyetler aldığını ifade ediyor, grup safhasında yaşanan bu ve diğer ilginç olaylara karşın yine de genel bir ilgisizlik olduğunu söylüyordu. Rummeninge, çizelgeden şikayetçiyken, Cornwall, bu eleştirilerin çok da yerinde olmadığını savunuyordu. Anlayacağınız üzere, Hürriyet’in art niyetli çıkarımlarının zerresinin bulunmadığı bu haber de, “Trabzonspor Kimin Umurunda” başlığıyla, aymazlık içerisinde sunuluyor, kamuoyu Trabzonspor’un flaş galibiyetlerinin uyandırdığı müthiş yankının etkilerinden uzak tutulmaya çalışılıyordu…
Aynı gazetenin Inter zaferini, anasayfasında küçücük bir "Trabzon sürprizi" haberiyle geçiştirdiği, mağlubiyet üzerine hazırladığı sayfayı yıkmak zorunda kaldığı, "Ona her yer Trabzon" diyerek ötekileştirme taktiği güttüğü zaten malum...
http://www.football365.com/news/21554/7178541/Being-Anti-Blatter-Not-Always-Pro-Truth
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18755799.asp
03 Ekim 2011 – Ayça Alemdar Röportajı – Funda Ayaz
Tüm bunlar ve nice minik ayrıntıları aştıktan sonra, nihayetinde yine Funda Ayaz’ın imzasını attığı bu utanmaz Ayça Alemdar röportajına kadar geldik. İleriki zamanlarda referans olması ve derlemede yer bulması adına hepinizin çok yakından bildiği bu olayı da kısaca özetlemek isterim. Genç Fenerbahçeliler Grubu başkanlarından Ayça Alemdar’la yapılan röportaj, Hürriyet’in internet sayfasının manşetinde yer bulurken, şimdilerde Trabzonspor dava açtığı için korkusundan ne yapacağını şaşıran bu kadın “Başkasının hakkıyla Şampiyonlar Ligi´ne gidip bir de buna sevinen takıma "ezik" derim ben. Trabzon ve Trabzonsporlular için "Onur" sadece kalecilerinin ismidir.” diyordu. Sadece kadın ve 12 yaşından küçük çocukların bulunduğu maçta 61. Dakikada Trabzonspor’a küfredilmesini bir gurur nişanesi olarak görenlerden olan Funda Ayaz da bu sözlerin üzerine atlıyor ve ülkenin en köklü gazetelerinden biri, fanatizmin bir kere daha kurbanı olarak kese kağıdı kadar bile değer biçilemez hala geliyordu…
ŞENOL HOCA NE DEMİŞTİ?
Ligin bitimiyle birlikte sezonu değerlendiren Şenol Güneş, bu arsızlıklara sessiz kalmamış ve yaptığı basın toplantısında açık açık Hürriyet’in ismini vererek durumu özetlemişti:
“…Ligin heyecanı kaybolduğu şeklindeki yorumlar Trabzonspor aleyhine kullanıldı. Rakip takım yayın organı gibi çalışanlar olmuştur. Özellikle Hürriyet Gazetesi'nin ismini vermek istiyorum. Ben hürriyetimi kaybettim ama cesaretimi kaybetmek istemiyorum. Özellikle ilk yarıda TSYD toplantısında konuşmamdan alıntı yaparak benim antrenörlükten ayrılacağımı söylediler. Medyanın şampiyonluk yarışında üzerimizde olumsuz etkisi oldu.”
http://www.internethaber.com/senol-gunes-cok-sert-konustu-349122h.htm#ixzz1Zzk7mNV7
BİR TANE DEĞİLLER
Damat Ercan paşanın eline düştükten sonra zaten var olan taraflılığı aşama aşama daha da zirveye çıkan ve müdürleri değişse de tavrı sabit kalan Hürriyet’te Trabzonspor düşmanlığı yapan tek isimler bunlarla sınırlı da değildi. Her yazdığı yazısında sarı lacivert körlüğünü satır aralarına sıkıştıran Meriç Tunca da Hürriyet’in misyonunu yüklenen yazarlardan sadece biriydi…
http://haber.gazetevatan.com/hepinize-sinkaf/363584/5/Haber
Tabii bu arada, hazır söz yalan dolandan açılmışken, Vatan’ın Erdal Cömert’ini de es geçmemeli. Beşiktaş – Trabzonspor maçında tribüne gönderilen ve burada edepsiz bir kadının hakaretlerine maruz kalan Şenol Güneş için “Vatana millete küfretti” diye haber yapan o kirli eller de hafızalardan silinmesin. (Ayakkabıyı fırlatan Menekşe Güngör de verilen 6 aylık cezasını, sezon arasından faydalanıp bitirmiş oldu. Hayattaki tek başarısı yarı çıplak verdiği pozlar olan bu utanç vesikası da tribünlerdeki yerini alır yakında. Herkes dikkatli olsun.)
SESSİZLİK BİTMELİ
Garip bir örnek olarak kabul edilmesin; Trabzon’a karşı cüretkarlığın hangi seviyede olduğunu gösteren bir örnektir bu:
Hepinizin malumu. Birkaç yıl önce Türkiye’nin gündemini sarsan alçakça bir cinayetin faillerinin nüfus kağıdı, koskoca Trabzon kentini ve onun bağrından çıkmış yüz binlerce insanı zan altında bıraktı o medya, o insanlar yüzünden… Sözü açılınca başı önüne eğilir oldu Trabzonlunun… Suçlu, sorumlu ilan edildi o kent. Gazetelerin, televizyonların, yazarların yiğitliği Trabzon’aydı yine yani…
İşte bugün; Fatih'in fethettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni'nin doğduğu Trabzon kenti, tek sanayisi Trabzonspor aracılığıyla onurundan vuruluyor…
Trabzon’a karşı yürütülen bu kampanyalara sessiz kalmak, ihanetle eş değerdir artık…
Sesiniz çıksın Sivil Toplum Kuruluşları…
Sesiniz çıksın “kentin önde gelenleri”…
Sesiniz çıksın vekiller…
Sesiniz çıksın sanatçılar…
Sesiniz çıksın…