A.Hilal Çakıroğlu
16.12.2005, 22:04
<TABLE id=HB_Mail_Container height="100%" cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%" border=0 UNABLE="on">
<T>
<TR height="100%" width="100%" UNABLE="on">
<TD id=HB_Focus_Element vAlign=top width="100%" background="" height=250 UNABLE="off">
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=5 width=468>
<T>
<TR>
<TD =mansetSpot>Paris-istanbul
</TD></TR>
<TR>
<TD =haberSpot-little align=right>14 Aralik 2005</TD></TR>
<TR>
<TD>
Yakin zamanda kaybettigimiz Attila Ilhan ?Zenciler Birbirine Benzemez? adli eserinde Yankoviç adli kahramaninin dilinden su sözleri söyler: Paris?te ******luk güzel sanatlarin sekizincisidir?
Cumhuriyetle birlikte büyüyen futbol rekabetimiz aslinda iki ?esas oglan? üzerine kurulmus ve bu temel ilke bugüne kadar degismemis. Hasköy?ler, Yesildirek?ler, Vefa?lar ve Süleymaniye?lerin yerini; Antep?ler, Samsun?lar, Denizli?ler Elazig?lar almis ama sahneye konan oyun hiç degismemistir: Beyaz Oglanlar ve ötekiler.
Iki beyaz oglan?in yaninda zaman zaman gördügümüz bir de melez oglan olagelmistir. Saray çalisanlarindan yakinlari sayesinde zaman zaman sahneye çikmasina izin verilen melez oglan; sporun etik degerlerine diger iki rakibine göre daha çok bagli kalmasinin bedelini sürekli ödemis ve ödemeye devam etmektedir.
Her sey üç oglana göre sekillenmis ve yerli yerinde giderken, 70? li yillarda Anadolu?nun kuzey kiyilarindan nasirli eller düzene çomak sokmus ve tabii senatörler gibi sirayla icra-i faaliyette bulunan 3 kardeslere ?durun bakalim? demis. Bu nasirli eller futbolda Anadolu devrimini gerçeklestirmis ve günümüze kadar bu baskaldirisini sürdürmüs ve sürdürmektedir.
Iste Türk futbolu dedigimiz orta oyununun tüm kahramanlari bunlardir; yani iki esas oglan bir melez oglan bir de kuzeyin nasirli elleri. Genellikle 18 takimli olan cicili bicili ligimizde bu dördünü çikardigimiz da geriye ne kaliyor dersiniz: Tabi ki HIÇ. Ya da bir baska deyisle ömürleri boyunca figüran kalmayi içsellestirmis hayalleri sifirlanmis çesitli takimlar. Peki bu tabloyu nasil yorumlamak gerekiyor dersiniz?
Bir ülke kent düsününki; kendi sehrinin takimi ile esas oglanlardan birinin maçinda kendi tribünlerinde azinlikta kalabiliyor ve karsi tribünü dolduranlar da ayni apartmandan kapi komsusu veya bakkal riza amcasi olabiliyor. Dünya?da baska hiçbir cografyada rastlanamayacak bu ucube sosyal ve kentsel dokudan ; kurulu sisteme baskaldiran ve hayaller kurup ?ben de varim? diyecek bir yapinin çikmasi düsünülemez. Sosyal ve psikolojik açidan sorgulanmasi gereken bu durumu uzmanlarina birakip kendimize su soruyu soralim: Rekabet ortami olmayan bir yapidan, yani ligimizden, saglikli ve enternasyonal arenada basimizi dik tutmamizi saglayacak bir futbol kültürü yaratabilir miyiz? Bu sorunun yanitini yakin zamanda esas oglanlarin yasadiklari ?son? fiyaskolarla aldik zaten.
Neymis?
Demek ki, kendi liginizdeki rekabete, beyaz oglanlar lehine sürekli müdahale ederseniz elin oglunun karsisinda ?öteki? durumuna düser, hiçbir önemli maçta hakemleriniz deger olarak görülmez ve federasyon olarak fifa?nin sanik sandalyelerinden öteye geçemezsiniz.
Paris?te ******luk güzel sanatlarin sekizincisiymis. Ya Istanbul?da, Türkiye?de?
yukaridaki makale TRABZONSPORlu bir abimiz Sedat Tunali'ya ait. Eger daha önceki yazilarini da görmek yada yorum yapmak isterseniz; http://www.sonsayfa.com/cat.php?categories_id=305 (http://www.sonsayfa.com/cat.php?categories_id=305)
</TD></TR></T></TABLE></TD></TR>
<TR hb_tag="1" UNABLE="on">
<TD style="FONT-SIZE: 1pt" height=1 UNABLE="on">
<DIV id=hotbar_promo></DIV></TD></TR></T></TABLE>
<T>
<TR height="100%" width="100%" UNABLE="on">
<TD id=HB_Focus_Element vAlign=top width="100%" background="" height=250 UNABLE="off">
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=5 width=468>
<T>
<TR>
<TD =mansetSpot>Paris-istanbul
</TD></TR>
<TR>
<TD =haberSpot-little align=right>14 Aralik 2005</TD></TR>
<TR>
<TD>
Yakin zamanda kaybettigimiz Attila Ilhan ?Zenciler Birbirine Benzemez? adli eserinde Yankoviç adli kahramaninin dilinden su sözleri söyler: Paris?te ******luk güzel sanatlarin sekizincisidir?
Cumhuriyetle birlikte büyüyen futbol rekabetimiz aslinda iki ?esas oglan? üzerine kurulmus ve bu temel ilke bugüne kadar degismemis. Hasköy?ler, Yesildirek?ler, Vefa?lar ve Süleymaniye?lerin yerini; Antep?ler, Samsun?lar, Denizli?ler Elazig?lar almis ama sahneye konan oyun hiç degismemistir: Beyaz Oglanlar ve ötekiler.
Iki beyaz oglan?in yaninda zaman zaman gördügümüz bir de melez oglan olagelmistir. Saray çalisanlarindan yakinlari sayesinde zaman zaman sahneye çikmasina izin verilen melez oglan; sporun etik degerlerine diger iki rakibine göre daha çok bagli kalmasinin bedelini sürekli ödemis ve ödemeye devam etmektedir.
Her sey üç oglana göre sekillenmis ve yerli yerinde giderken, 70? li yillarda Anadolu?nun kuzey kiyilarindan nasirli eller düzene çomak sokmus ve tabii senatörler gibi sirayla icra-i faaliyette bulunan 3 kardeslere ?durun bakalim? demis. Bu nasirli eller futbolda Anadolu devrimini gerçeklestirmis ve günümüze kadar bu baskaldirisini sürdürmüs ve sürdürmektedir.
Iste Türk futbolu dedigimiz orta oyununun tüm kahramanlari bunlardir; yani iki esas oglan bir melez oglan bir de kuzeyin nasirli elleri. Genellikle 18 takimli olan cicili bicili ligimizde bu dördünü çikardigimiz da geriye ne kaliyor dersiniz: Tabi ki HIÇ. Ya da bir baska deyisle ömürleri boyunca figüran kalmayi içsellestirmis hayalleri sifirlanmis çesitli takimlar. Peki bu tabloyu nasil yorumlamak gerekiyor dersiniz?
Bir ülke kent düsününki; kendi sehrinin takimi ile esas oglanlardan birinin maçinda kendi tribünlerinde azinlikta kalabiliyor ve karsi tribünü dolduranlar da ayni apartmandan kapi komsusu veya bakkal riza amcasi olabiliyor. Dünya?da baska hiçbir cografyada rastlanamayacak bu ucube sosyal ve kentsel dokudan ; kurulu sisteme baskaldiran ve hayaller kurup ?ben de varim? diyecek bir yapinin çikmasi düsünülemez. Sosyal ve psikolojik açidan sorgulanmasi gereken bu durumu uzmanlarina birakip kendimize su soruyu soralim: Rekabet ortami olmayan bir yapidan, yani ligimizden, saglikli ve enternasyonal arenada basimizi dik tutmamizi saglayacak bir futbol kültürü yaratabilir miyiz? Bu sorunun yanitini yakin zamanda esas oglanlarin yasadiklari ?son? fiyaskolarla aldik zaten.
Neymis?
Demek ki, kendi liginizdeki rekabete, beyaz oglanlar lehine sürekli müdahale ederseniz elin oglunun karsisinda ?öteki? durumuna düser, hiçbir önemli maçta hakemleriniz deger olarak görülmez ve federasyon olarak fifa?nin sanik sandalyelerinden öteye geçemezsiniz.
Paris?te ******luk güzel sanatlarin sekizincisiymis. Ya Istanbul?da, Türkiye?de?
yukaridaki makale TRABZONSPORlu bir abimiz Sedat Tunali'ya ait. Eger daha önceki yazilarini da görmek yada yorum yapmak isterseniz; http://www.sonsayfa.com/cat.php?categories_id=305 (http://www.sonsayfa.com/cat.php?categories_id=305)
</TD></TR></T></TABLE></TD></TR>
<TR hb_tag="1" UNABLE="on">
<TD style="FONT-SIZE: 1pt" height=1 UNABLE="on">
<DIV id=hotbar_promo></DIV></TD></TR></T></TABLE>