PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye ve kitap okuma orani



DieGo
07.12.2005, 13:28
TÜRKIYE'DE </span>kitap
okuma orani yalnizca yüzde 4,5. Japonya'da bir yilda 4 milyar 200 milyon kitap
basilirken, Türkiye'de bu sayi yalnizca 23 milyon 386. Yani, Türkiye'de bir
yilda basilan kitap, Japonya'da neredeyse bir günde basiliyor. Kitap okuma aliskanliginin
ise çok küçük yaslarda basladigi bir gerçek.
1995 YILINDA

KITABA KIM NE KADAR PARA VERMIS

BILMEK ISTIYORMUSUNUZ.



• KISI BASINA

• Norveç’li 137 Dolar.

• Alman 122 Dolar

• Belçika’li 100 Dolar

• Avusturya’li 100 Dolar

• Güney Kore’li 39 Dolar

• Ispanya’li 39 Dolar

• Dünya Ortalamasi 1,3 Dolar

• Türkiye’li 0.45 Dolar( 45 Sent)<br style="">
<br style="">
</span>

KITAP OKUMAK IÇIN

• Türk’ün ayirdigi zamanin;

• 300 katini bir norveçli ayiriyor.

• 210 katini bir Amerika’li ayiriyor.

• 87 katini bir Ingiliz ayiriyor.

• 87 katini bir Japon ayiriyor.

• Dünya ortalamasi bile bizim ayirdigimiz zamandan 3 kat fazla..!



Bir Japon bir yilda ortalama 25 kitap okuyor.

Bir Isviçre’li yilda ortalama 10 kitap okuyor.

Bir Fransiz yilda ortalama 7 kitap okuyor.

Türkiye’de 6 Türk’e yilda bir kitap düsüyor.

Halen Yurdumuzda 95 kisiye bir kahvehane,

65.000 kisiye bir kütüphane düsüyor.



Ilkögretim Okullari Ders Kitaplarinda Kelime ve Kavramlar

• DERS KITAPLARINDA KI KELIME KAVRAM SAYISI

• A.B.D. Ders kitaplarinda 71.618

• ALMANYA Ders kitaplarinda 70.400

• JAPONYA Ders kitaplarinda 44. 224

• ITALYA Ders kitaplarinda 31.762

• FRANSA Ders kitaplarinda 30.193

• SUUDI ARABISTAN Dre. Kit. 13.576

• TÜRKIYE Ders kitaplarinda 7.260

Arkadaslar bunlarin hepsini farkli sitelerden alinti olarak yapistirdim.Son yapilan arastiramanin gösterdigi Türkiye'de bir günlük kisi basina kitap okuma süresi 4 SANIYE,televizyon ise 4 SAAT.Durumumuz çok vahim görünüyor.

DieGo
07.12.2005, 13:29
Dünyada günlük tiraji en çok olan 10 gazete </span>

<div align="center">

<table ="Ms&#111;normalTable" style="width: 445px; height: 224px;" border="1" cellpadding="0" cellspacing="0">
<t><tr style="">
<td style="padding: 0cm; width: 30%;" width="30%">
Gazete</span>
</td>
<td style="padding: 0cm; width: 30%;" width="30%">
Ülke</span>
</td>
<td style="padding: 0cm; width: 30%;" width="30%">
Günlük Tiraj</span>
</td>
<td style="padding: 0cm; width: 10%;" width="10%">

</td>
</tr>
<tr style="">
<td style="padding: 0cm;">
1. Yomiuri

2. Asahi

3. Mainichi

4. Nihon Kezai

5. Chunichi

6. Bild

7. The Sun

8. Sankei

9. Usa Today

10.Canako
</td>
<td style="padding: 0cm;">
Japonya

Japonya

Japonya

Japonya

Japonya

Almanya

Ingiltere

Japonya

ABD

Çin
</td>
<td style="padding: 0cm;">
14.246.000

12.326.000

5.635.000

4.737.000

4.571.000

4.220.000

3.461.000

2.665.000

2.603.000

2.530.000
</td>
<td style="border: medium n&#111;ne ; padding: 0cm;">
</span>
</span>
</span>
</span>
</span>
</span>
</td>
</tr>
</t></table>

</div>

Zafer Keskin
07.12.2005, 13:34
walla ne demeli bilmiyomki ama o oranlarin ben tahmini yapildigini saniyorum eski verilere göre hesaplanmis bir veridir bu bugünkü okuyucu sayisi epey fazla eskiden böle degildi.......

Onur
07.12.2005, 13:40
Walla bu Japonların da okumaktan başka işi yokmuş ha..smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif

Barış
07.12.2005, 13:45
Türkiye nin % 80 i geçinemiyor nerde kaldi kitap alip okumak.


Derdimiz çok bizim,onlar gibi degiliz.





(Kitaba para verip alma açisindan)Edited by: Oflu144

Külünkoğlu
07.12.2005, 13:54
Japonya'yi Japonya yapan degerlerden biri dehepimizce malum "kitap okuma aliskanligi"dir.


Peki Bizim Japonya'yi Japonya yapan degere "bos zamanlarimda kitap okurum" diye karsilik vermemiz mi gerekiyor ?


Kültürümüze bu kangreni sokanlar gün yüzü görmesin.


Okuyalim, okutalim...

DieGo
07.12.2005, 14:24
Kitap artik pahali bir sey degil 3.50 YTL'ye Atilla Ilhan kitaplari alabiliyorsun.Aslinda haklisin asgari ücretin 3.50 YTL'si degerlidir buna çare olarak kütüphaneler var.Bazi kesim kitap okumayi bos zaman(!) geçirme araci olarak görüyor yalniz bunu söyleyenlere sorun bos vakitleri hiç yoktur.

#10 Fietra
07.12.2005, 15:24
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

DieGo
07.12.2005, 16:57
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

Ingiliz dilinde tam rakami bilmiyorum ama 600'den az kelime var.Sunu düsün RAM (Random Access Memory) yani bir parçayi anlatmak için üç kelimeyi bir araya getiriyorlar bunun yaninda bilgisayardan anlamayan bir Ingiliz'e RAM dersen "keçi" olarak algilar. Bi de Türkçe'ye bakalim. Biz insanin soguktan titremesi ile yapragin rüzgardan titremesini ayri ayri ve açik olarak anlatacak dil yapisina sahibiz.

DieGo
07.12.2005, 17:12
Bunlari anlatan o dönemi yasamis bir edebiyat ögretmeni: 80'li yillardan önce Türkiye'de çok büyük bir kitap okuma potansiyeli vardi.Herkesin elinde kesin kitap oluyordu.Daha sonra insanlar bir anda sagci-solcu gibi bölünmeye basladilar sorsaniz ikiside bu vatan için ugrasiyor,bu vatan için savasiyordu.Bu olaylarin sonunda olanlari biliyorsunuz?Ölen insanlar,siki yönetimler vs.
Hepiniz bilirsiniz CIA 20 yilda bir arsivlerini yayinlar.Adamlarin o zamanki Türkiye görüsü : Türkiye'de okur-yazar orani,düsünen insan orani artiyor.Herkes kitap okuyor.Eger böyle giderse Orta Dogu'da yeni bir Japonya(ya da Çin) ortaya çikabilir.Bunu bölmek gerekir.
Not:araya kendi yorumumuda kattim.

Sönmez Özlü
07.12.2005, 17:20
Ülkemizde okuma aliskanliginin güçlü olmadigi kesin. Ancak abartildigi gibi olduguna da inanmiyorum. Turistlerin güneslenirken bile kitap okudugu anlatilir hep. Dogrudur ama okuduklari kitaplar ya ask romanlaridir ya benzer yararsiz kitaplar.


Dogan Cüceloglu bazi aylar ABD'de ve bazi aylar Türkiye'de kalir. Söyle bir tespitte bulunmus. Diyor ki Türkiye'deki halk ile Amerika'daki halkin genel kültür seviyesinin arasinda fazla fark yok. Hatta Türkler biraz daha önde. Asil fark Amerika'daki aydinlar ile Türkiye'deki aydinlar arasinda ortaya çikiyor.


Bilgilerinize.

Sönmez Özlü
07.12.2005, 17:22
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

Ingiliz dilinde tam rakami bilmiyorum ama 600'den az kelime var.Sunu düsün RAM (Random Access Memory) yani bir parçayi anlatmak için üç kelimeyi bir araya getiriyorlar bunun yaninda bilgisayardan anlamayan bir Ingiliz'e RAM dersen "keçi" olarak algilar. Bi de Türkçe'ye bakalim. Biz insanin soguktan titremesi ile yapragin rüzgardan titremesini ayri ayri ve açik olarak anlatacak dil yapisina sahibiz.






Türkçe dünyanin en zengin dillerinden biridir. Sadece bir lehçesinde onbinlerce kelime var. Bana kalirsa her seyi elestirmeden önce biraz düsünün. Bugün masallah her buldugunuz basliga bir olumsuz görüs eklemissiniz.

Can basten
07.12.2005, 19:08
Ülkemizde okuma aliskanliginin güçlü olmadigi kesin. Ancak abartildigi gibi olduguna da inanmiyorum. Turistlerin güneslenirken bile kitap okudugu anlatilir hep. Dogrudur ama okuduklari kitaplar ya ask romanlaridir ya benzer yararsiz kitaplar.


Dogan Cüceloglu bazi aylar ABD'de ve bazi aylar Türkiye'de kalir. Söyle bir tespitte bulunmus. Diyor ki Türkiye'deki halk ile Amerika'daki halkin genel kültür seviyesinin arasinda fazla fark yok. Hatta Türkler biraz daha önde. Asil fark Amerika'daki aydinlar ile Türkiye'deki aydinlar arasinda ortaya çikiyor.


Bilgilerinize.





Isin açikçasi Amerika Istanbul Bogazi'na bakip "Bu hangi nehir?" diye soran cografya ögretmenlerine sahip bir sabalaklar ülkesidir... Türkler entelektüel donanim bakimindan onlarla mukayaese bile edilemez.Fakat avrupalilarin ve özellikle de ruslarin bize göre daha fazla okuduklari ve arastirdiklarini söyleyebilirim, bunu sebebi de kanimca bu ülkelerin tarihsel rollerinin farkinda olarak halklarini kendi ülkülerinin pesinden gitmeye hazirlamalaridir..


Ancak Türkiye'de insanlarin bildikleri genelliklemedyadan ögrendikleriyle sinirli kaliyor, böyle olunca da müthis bir yönlendirmeye maruz birakiliyorlar... Insan haklari, demokrasi, dis politika (özellikle AB) gibitemel konularda aslinda kendi fikirleriyle bile çelisen,yabanci bilgileri edinmesi insanlarimizda kavram karisikligina ve sonuçta da düsüncelerini ifade etmede zaafa yol açmaktadir... Bu asildigi takdirde Türklerin öz yeteneklerini harekete geçirerek kültürde en öne geçeceklerini düsünmek hayalcilik olmaz...


Bir de sunu eklemek gerekir ki Türkiye'de arastirmacilik müessesi de gelismemistir... Ne yazik ki okudugumuz birçok Türkçe temel kaynak da yabanci kaynaklarin taklidi konumundadir. Moyunçur'un bahsettigi "aydinlar sorunu" iste kenddini belli ediyor, çünkübu aydin geçinenlerin tüm yaptigiyabancilarin söyledikleri ve yazdiklari seyleri papagan gibi tekrarlamaktan ibaret... Kendin tarihimizi bile yabancilarin bize bakisi baglaminda okumamiz gerçekten üzücü bir durum...

kutoz
07.12.2005, 20:52
Can'a ilaveten, Amerikan 50'li yillarda ülke düzenine sunmus oldugu postmodern sanat anlayisi, tamamiyla bizim gibi ülkeleri vurmustur. Bugün bile bu sistemin etkisinden siyrilamadik. Gerek görsel medya, gerekse yazili basin gerçekçilikten uzak tamamen magazinsel bir yayin tarzini benimsemektedirler. Bütün bu kusatmanin farkina varip siyrilanlar ise tamamen kitab kurdu oluyor. Siyrilamayanlar ise benim gibi, tv karsisina oturup, internette BMN.ye takiliyor. smileys/smiley36.gifAslinda espri degil. TV ve interneti bir türlü dengeleyemedigim için, ne kitap okuyabiliyorum ne de resim yapabiliyorum. Hayirlisi artik...

Kaya
08.12.2005, 00:05
Benim üniversitede ki hocam Amerika'da da hocalik yapmistir. Hocalik yaptigi üniversitenin 4.sinifta olan bir çocuga Amerika'nin kuzeyindeki komsusunu sormustur ve cevap alamamistir. smileys/smiley1.gif

mavidenizim61
08.12.2005, 02:16
abi benim durumda kötü ama ne yapalim artik baslicaz bir seklide....

DieGo
09.12.2005, 12:34
Resmi kayitlara göre ülkemizde 194 bin kütüphaneye karsin, 400 binden
fazla kahvehane mevcuttur. Internet ve bilardo salonlari bu sayinin
haricindedir.

Üniversite ve yüksekokul mezunlarina yönelik bir arastirma sorusu olan,
"Niçin okumuyorsunuz?"a verilen cevaplarda; % 30.3'ü TV ve internetin
insanlari kitap okumaktan uzaklastirdigini, % 15.6'si geçim sartlarinin
agir olusunu, % 10.3'ü kitaplarin pahali olmasini, % 19.7'si okullar ve
üniversitelerin kitap okuma aliskanligi kazandirmadigini, % 23'ü ise
diger sebepler yüzünden kitap alip okuyamadiklarini açiklamislardir.

Türkiye, kitap okuma aliskanliklari içinde Libya, Malezya ve Ermenistan
gibi geri kalmis ülkelerin de yer almis oldugu 173 ülke arasinda 86'nci
sirada yer almaktadir. Bu durum ülkemiz ve milletimiz açisindan çok
üzücü bir görüntü sergilemekte, hiç de hos olmayan bir sonuç ortaya
koymaktadir. Bu arada bir gerçegi daha açiklayalim ki; ülkemizde her
yil kitap alanlarin ve okuyanlarin sayisinda önemli azalmalar vardir.
Bu azalmanin en önemli etkenlerinden birinin TV oldugu, yapilan
arastirmalarla ortaya çikmistir.(alintidir.)
</span></font></font>

#10 Fietra
09.12.2005, 13:51
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

Ingiliz dilinde tam rakami bilmiyorum ama 600'den az kelime var.Sunu düsün RAM (Random Access Memory) yani bir parçayi anlatmak için üç kelimeyi bir araya getiriyorlar bunun yaninda bilgisayardan anlamayan bir Ingiliz'e RAM dersen "keçi" olarak algilar. Bi de Türkçe'ye bakalim. Biz insanin soguktan titremesi ile yapragin rüzgardan titremesini ayri ayri ve açik olarak anlatacak dil yapisina sahibiz.






Türkçe dünyanin en zengin dillerinden biridir. Sadece bir lehçesinde onbinlerce kelime var. Bana kalirsa her seyi elestirmeden önce biraz düsünün. Bugün masallah her buldugunuz basliga bir olumsuz görüs eklemissiniz.





Benim Türkçe'nin Ingilizce'den geri oldugu degildir zinhar.Türkçe'de bir sözcügün bir çok anlami var ve bunlar sözlüge sigrdirilmayacak çok.Anlatmak istegim bu.Sözlük kelimelerini kiyaslarsak bizim kelime oranimizin daha düsük oldugunu biliyorum.

TheCrow
11.12.2005, 08:04
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

Ingiliz dilinde tam rakami bilmiyorum ama 600'den az kelime var.Sunu düsün RAM (Random Access Memory) yani bir parçayi anlatmak için üç kelimeyi bir araya getiriyorlar bunun yaninda bilgisayardan anlamayan bir Ingiliz'e RAM dersen "keçi" olarak algilar. Bi de Türkçe'ye bakalim. Biz insanin soguktan titremesi ile yapragin rüzgardan titremesini ayri ayri ve açik olarak anlatacak dil yapisina sahibiz.






Türkçe dünyanin en zengin dillerinden biridir. Sadece bir lehçesinde onbinlerce kelime var. Bana kalirsa her seyi elestirmeden önce biraz düsünün. Bugün masallah her buldugunuz basliga bir olumsuz görüs eklemissiniz.





Bu konuda Osman'a katiliyorum arkadaslar.Türkçe'deki kelime sayisi yetersizdir.Eski lehçelerden degil,günümüz Türkçesinden bahsediyorum.Bir örnek vereyim,Ingilizce volume:tv,radyo,vb. sesi için,sound:insan sesi,doga sesleri için,noise:gürültü,tikirti,vb. sesler için,voice:konusma sesi için kullanilirken,biz hepsine SES demisiz,çikmisiz isin içinden.Bu da yetmemis,adamlar silent,quiet,loud ,vb,...bir sürü anlam derinligi olan kelimeler kullanirken biz,hepsine "sesli" ya da "sessiz" demis,olayi bitirmisiz,bir de seslenmek gibi kelimeler türetmiisz...Ingilizce'de quiet kelimesini kullandiginiz her yerde "silent" kelimesini kullanamazsiniz,bizde ise fark etmez,ikisi de "sessiz" demektir...


Simdi siz bir Ingilizce-Türkçe çeviri yaptiginizi ve bir cümle içinde sound,noise,voice,volume,quiet,loud,call olan bir cümleyi Türkçe'ye çevirmeniz gerektigini düsünün...Yandiniz...


Yillardir duydugumuz "Türkçe müthis zengin bir dildir" cümlesi bence hikayedir,belki eskiden öyleydi,ama nerdeyse yüz yildir sadece yabanci dillerden kelime araklayan bir dil olmustur maalesef...

DieGo
11.12.2005, 12:03
Ders kitaplarimizin kelime sayisi düsükmüs ee sanki sözlükteki kelime sayimiz yüksek mi.Çok da ilgilendirmiyor beni.

Ingiliz dilinde tam rakami bilmiyorum ama 600'den az kelime var.Sunu düsün RAM (Random Access Memory) yani bir parçayi anlatmak için üç kelimeyi bir araya getiriyorlar bunun yaninda bilgisayardan anlamayan bir Ingiliz'e RAM dersen "keçi" olarak algilar. Bi de Türkçe'ye bakalim. Biz insanin soguktan titremesi ile yapragin rüzgardan titremesini ayri ayri ve açik olarak anlatacak dil yapisina sahibiz.






Türkçe dünyanin en zengin dillerinden biridir. Sadece bir lehçesinde onbinlerce kelime var. Bana kalirsa her seyi elestirmeden önce biraz düsünün. Bugün masallah her buldugunuz basliga bir olumsuz görüs eklemissiniz.





Bu konuda Osman'a katiliyorum arkadaslar.Türkçe'deki kelime sayisi yetersizdir.Eski lehçelerden degil,günümüz Türkçesinden bahsediyorum.Bir örnek vereyim,Ingilizce volume:tv,radyo,vb. sesi için,sound:insan sesi,doga sesleri için,noise:gürültü,tikirti,vb. sesler için,voice:konusma sesi için kullanilirken,biz hepsine SES demisiz,çikmisiz isin içinden.Bu da yetmemis,adamlar silent,quiet,loud ,vb,...bir sürü anlam derinligi olan kelimeler kullanirken biz,hepsine "sesli" ya da "sessiz" demis,olayi bitirmisiz,bir de seslenmek gibi kelimeler türetmiisz...Ingilizce'de quiet kelimesini kullandiginiz her yerde "silent" kelimesini kullanamazsiniz,bizde ise fark etmez,ikisi de "sessiz" demektir...


Simdi siz bir Ingilizce-Türkçe çeviri yaptiginizi ve bir cümle içinde sound,noise,voice,volume,quiet,loud,call olan bir cümleyi Türkçe'ye çevirmeniz gerektigini düsünün...Yandiniz...


Yillardir duydugumuz "Türkçe müthis zengin bir dildir" cümlesi bence hikayedir,belki eskiden öyleydi,ama nerdeyse yüz yildir sadece yabanci dillerden kelime araklayan bir dil olmustur maalesef...

Asil Türkçe'nin zenginligi burdan çikiyor.Ingilizler dagarcik zayifligindan dolayi bir seyi anlatmak için birden fazla kelime kullaniyorlar.Anlatmak istedigin olayla ilgili bin bir kelime kullanmak yerine tek kelimede anlatabiliyoruz ve yinede kelime dagarcigimiz daha genis.

Can basten
11.12.2005, 13:17
Bu konuda Osman'a katiliyorum arkadaslar.Türkçe'deki kelime sayisi yetersizdir.Eski lehçelerden degil,günümüz Türkçesinden bahsediyorum.Bir örnek vereyim,Ingilizce volume:tv,radyo,vb. sesi için,sound:insan sesi,doga sesleri için,noise:gürültü,tikirti,vb. sesler için,voice:konusma sesi için kullanilirken,biz hepsine SES demisiz,çikmisiz isin içinden.Bu da yetmemis,adamlar silent,quiet,loud ,vb,...bir sürü anlam derinligi olan kelimeler kullanirken biz,hepsine "sesli" ya da "sessiz" demis,olayi bitirmisiz,bir de seslenmek gibi kelimeler türetmiisz...Ingilizce'de quiet kelimesini kullandiginiz her yerde "silent" kelimesini kullanamazsiniz,bizde ise fark etmez,ikisi de "sessiz" demektir...


Simdi siz bir Ingilizce-Türkçe çeviri yaptiginizi ve bir cümle içinde sound,noise,voice,volume,quiet,loud,call olan bir cümleyi Türkçe'ye çevirmeniz gerektigini düsünün...Yandiniz...


Yillardir duydugumuz "Türkçe müthis zengin bir dildir" cümlesi bence hikayedir,belki eskiden öyleydi,ama nerdeyse yüz yildir sadece yabanci dillerden kelime araklayan bir dil olmustur maalesef...





Pek dogru bir yaklasim degil çünkü, Ingilizce'de ya da diger bazi dillerdeolmayan birçok kelime de Türkçede yer almaktadir. Örnegin Ingilizce'de Türkiye'deki türden akrabalik isimleri yoktur, birak elti, görümcevesaireyi mesela kayinvalide kelimesi bu dile ancak "mother in law"olarak çevrilebilmektedir. Veya diger bir örnek olarak mesela yemek fiiliyleilgili kavramlara bakalim: yemek, atistirmak, tikinmak, açligini bastrimak vs. vs. liste daha da uzatilabilir. Diger bir örnek olarak mesela ingilizce de ask kelimesi deyoktur, ask ile sevgi ayni anlamdadir... Bir insanin arkadasina duydugusevgiyle, sevgilisine duydugu aski tarif eden kelime Ingilizce'deaynidir (love)...

TheCrow
11.12.2005, 18:40
"ask" kelimesi Türkçe bir kelime degildir,Arapça'dan dilimize geçmistir.Zaten büyük ünlü uyumuna ve küçük ünlü uyumuna uyan kelimelerin sayisi dilimizde çok azdir.Alin elinize bir Türkçe sözlük,çogu kelimenin yaninda hangi dilden geldigi yazmaktadir,bu sorun,Oktay Sinanoglu'nun kitaplarinda da belirtilmektedir.Yabanci dili iyi olan (herhangi bir dil olabilir) biri,Türkçe'nin kelime yetersizligi olan bir dil oldugunu bilir."mother in law" örnegine gelirsek,Türkçe'de de aynidir,"kaynimin validesi"nin kisaltilmisidir bizdeki de,bu arada,"valide" de Türkçe bir kelime degildir,Arapça'dir.Bakin verdiginiz iki örnek de Türkçe kelimeler degil...

Can basten
11.12.2005, 19:54
The Crow anlamadin galiba, benim bunlari gösterme nedenim Türkçede su kadar kelime vardir demek degil, Ingilizcedeöyle heren küçük bir anlamiçinbirkelimebulunmadigini göstermektir. Kaldi ki Türkçede yukarida verdigim fiillerde degörüldügü gibitemel ayni olmasina ragmen, çok küçükanlamfarkliliklarinda bileayri kelimeler kullanilmaktadir.. Yani bu biraz kültüre bagli bir konu... Ingiliz toplumunda akrabalik baglari Türk kültüründeki kadar önde olmadigi için terim sayisi azdir...Bununla birlikte o verdigin kayinvalideörnegi dedeIngilizcenin bilesik kelimeyapisina uygun olmamasi ve kelime türetilmesindeki zorluk nedeniyle, bu dilde duygulari ve akrabalik baglarini anlatmak için 2, 3 kelimeyi yanyana getirebilmekgereksinimini göstermek içindir...


Ask konusuna gelince bu kelimenin Türkçesi vardir, bu da tutkudur, fakat ask kelimesi daha yaygin olarak bilindigi için verdigim örnegin iyi anlasilmasi bakimindan onukullandim...Yanien azindan bu örnektenbileTürkçenin Ingilizceye yetersizligi teziçürüyor...

TheCrow
12.12.2005, 00:03
Tartisma biraz konu disina çikar gibi oldu ama olsun,bilgi alis verisinde bulunmak iyidir.Arkadaslar bakin,en güncel TDK sözlügü olarak TDK'nin resmi sitesini kabul edersek,2005 yilinda burada 104.000 civarinda kelime var,bir aralar elime geçen 1968 basimli Redhouse Ingilizce sözlükte kelime sayisi 160.000 idi.40 yil önceki rakam bu...Neticede Ingilizce'deki sözcük sayisi daha fazladir,ve bu yüzden Ingilizce'den Türkçe'ye çeviri yapmak zordur...Tabiki Türkçe'de olup diger dillerde olmayan sözcükler de vardir...Bazi arkadaslarimiz da Türkçe'nin zenginliginin zaten az kelimeyle çok sey anlatmak oldugunu söylemis,olabilir,ben sadece kelime haznemizin zengin olmadigini biliyorum...

oflubektas
12.12.2005, 18:12
1908'de çikarilan Kamus-i Türki -yanlis hatirlamiyorsam-120.000 kelime idi. 1944'tekiT.C'nin ilk sözlügündebu sayi 65.000'e düstü.1966 yilindaki "Öztürkçe Sözlük" ise sadece15.000 civarinda kelime barindiriyordu.Bu sözlükte sizin deyiminizle "Türkçe olmayan" ask,kalem,KITAP...vb.kelimeler bulunmuyordu.Bir dili zenginlestirmek te fakirlestirmekte toplumun elindedir. Ha illa ki "öztürkçe" konusmak istiyorsak "Ol bidining ay-tay görünp Tengüzek'e ügürseler"diyecek,ya da bugün birilerinin yaptigi gibi TDK'nin yabanci kelimelere çekiç ve levye kullanarak verdigi sekilleri "öztürkçe" zannedip "gönenç"li,"özgül"lü,"kamutay"li,"gereksinim"li bir dil kullanacagiz. Bir sairimizin deyimiyle "hiçbirsey" söyleyemeyecegiz.Çünkü "bir" ve "sey"köken olarak Arapça,"hiç" ise Farsça'dan gelmektedir.

hakomako
12.12.2005, 22:01
türkiyede okunan gazetelerin çogunlugunu posta takvim vs gibi bulvar gazeteleri olusturuyor. korsanini da oranin düsmesine etkisi var ama yine de çok az, benim babam annem ögretmen ama bir kitap alirken çok düsünüyorlar, emre kongarin bir kitabi olmus 40 milyon, kütüphaneler var derseniz türkiye de kütüphaneler hiç bir seye derman olmaz, sadece devletin seçtigi, uygun gördügü kitaplar, suratsiz kütüphane memurlari, vs okumayi zevk olmaktan çikarir.

kutoz
12.12.2005, 22:25
Alman siirinin zeusu Goethe, 2000 küsür kelime dagarcigiyla yazarmis eserlerini. Altangillerden Ahmet Altan sizce kaç kelimeyle yaziyor. 845... Sahi Altangillerden Ahmet Altan, daha ne kadar yurdum insaninin beynini uyusturmaya devam edecek, soyut eserlerle.


Türk dilindeki kelime sayisinin zenginligi, kullanilan kelimelerin ifade ettigi anlamla ölçülürken, diger dillerde ise bir anlama bir kaç kelimenin denk geldigini görürüz. Zenginligi bu baglamda degerlendirmek gerek. Yani kelimenin içerdigi anlam ve anlamlarla. Tabi ki Türkçe'de de bazi kelimeler birkaç anlama gelmektedir. Ama bu Türkçe'nin gücünü asla düsürmez.


Ne demis üstad Fazil Hüsnü Dalarca;
Unutmusum ana demesini bile, <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><O:P></O:P>
Öykünmüsüm türküsünü ellerin
Agzima bir kara düsmüs bagisla beni,<O:P></O:P>
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Türkçem, benim ses bayragim?[/B]Edited by: kutoz

Armağan Dere
12.12.2005, 22:41
Türkiye nin % 80 i geçinemiyor nerde kaldi kitap alip okumak.


Derdimiz çok bizim,onlar gibi degiliz.





(Kitaba para verip alma açisindan)

kutoz
12.12.2005, 22:53
Türkiye nin % 80 i geçinemiyor nerde kaldi kitap alip okumak.


Derdimiz çok bizim,onlar gibi degiliz.


(Kitaba para verip alma açisindan)





Kitap okumak istedikten sonra seçenek çok. Yol gösterme amaciyla küçük bir örnek. Kütüphaneler... Evet, kütüphaneler. Kütüphane diyince akla, okul yillarinda ödev hazirlamak için basvuru kaynagi geliyor akla. Oysa, orada da okunasi bir çok kitap var dimi... Insanin içinde olduktan sonra, bir sekilde bu eksikligini tamamlar. Ekonomik sikinti hep vardi. 1950'den önce de vardi, sonra da. Ama inanin 1950 yillardan önce, okuma orani nüfusa orantiladiginizda daha fazlaydi... Asil üzerinde durulmasi gereken konu bu bence. Neden 1950'li yillardan sonra, kitap okuma orani düsü ve yerine ne aldi...

Gülşen
13.12.2005, 01:08
Kitleleri uyutma ve onlara bunu layik görme" her ne kadar dogru olsa da... Hayat sadece "kandirma ve kandirilma" dan ibaret degildir. "Gönüllülük" diye bir sey de var.
Insanlar sadece kandirildiklari için, sadece uyutulmak istendikleri ve uyuduklari için mevcut kültürel tüketime riza göstermiyor.
Gündelik hayatin ufkunun sinirlari içinde, kendilerine yakin gördükleri, etraflarinda benzerini pekala bulabildikleri veya "hayatta yirtmanin biricik yolu" diye düsündükleri seyirliklere sariliyorlar.
Kaynanasindan gelinine, damadina; bir oda içine kapanmis insanlarin enti püften tartismalarina, dizilerin felsefesine, susuna busuna...<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />
Para ve iktidar sahipleri ?iyi egitim? alsin diye çocuklarini yurt disina gönderirken,bu ülkenin çocuklarini ve gençlerini neden bu rezil televizyonlara ve lümpen egitim ve kültürüne müstahak görüyorlar?
"Halkin ne durumda oldugu" nun, "kitlesel egitimin hali" nin, "ülkede okur yazarlik, ögrenim düzeyi, cehaletin boyutu" nun yani sira bir baskafacialardan biri de; "Parasi olmayanin kitap alamamasi" sorunundan mustarip ülkede, parasi olanlarin ne aldigi ve okudugu... Dünyaya, topluma, insanlara, olaylara kesif ilgisizlik, duyarsizligi. Istisnalar hariç, bir sürü özel vakif üniversitesinde, "bilgi, bilinç ve vicdan cahili" para, iktidar, imkan sahibi, is yönetip is yürütecek kusaklar yetistiriliyor.
En çok imkana sahip olanlarin bile kendi dünyalarini nasil bir "kültürel çöle" çevirdigini görüyoruz.
Bir diger ve temel facia ise;
Bu ülkenin basbakani okumanin hiçbir ise yaramadigini söyleyip, ?okuyanlari görüyoruz, sefilleri oynuyorlar?, düzeyinde (düzeysizlik mi demeliyim) laflar edecek, sonra da kizlarini okutmak için yurtdisina gönderecek- sefilleri oynatmak için herhalde?, sonra yine bu ülkenin bir baska basbakani red kitten baska kitap okumadigini söyleyecek... Sonra da biz hala burada bunlari tartisacagiz...

Bir arkadas yukarida okuma oraninin 80?lerde yüksek oldugunu söylemis. Ona ilave olarak sunlari söyleyebilirim; 80?de bu ülkeyi silindir gibi ezen 12 Eylül?den önce bu ülkede isçi, milli gelirin yüzde 35-37?sini aliyordu. Milletin karni doyuyordu. Karni doyan millet de düsünmeye, sormaya ve sorduklarina cevap aramaya basliyordu. Dogasi geregi insan, yeme, içme, barinma ihtiyacini karsiladiktan sonra bunlari yapar... 12 Eylül?den sonra bu milletin anasini aglattiklari için, hala da aglatmaya devam ettikleri için, her seyi satip savdiklari için, milleti ?aksam eve ekmek götürebilecek miyim?, sorusundan baska soru sordurmayacak hale getirdikleri için gelinen bu nokta pek de sasirtici degil.
Özellestirmeye suna buna itiraz etmeyen, satilsin diyen, milli servetlerimizin peskes çekilmesine ses çikarmayanlar da gelinen bu noktadan en az onlari satanlar kadar suçludur. Bu halkin fakirlesmesinde, cehaletinde, okuyamamasinda, sununda, bununda...

Yani, "gaflet, dalalet, hiyanet" almis basini gitmis. Hatta "fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düsmüs" vaziyetteyiz. Sonra, "bu ahval ve serait içinde", "damarlarimizdaki asil kan"la horul horul uyuyoruz!

Tigin ?80?li yillarda çocuklugumuz? konusunu açtiginda, aslinda ne çok söylenecek sey vardi.Aslinda konustugumuz seyin "çocuklugumuz" olmadigini bilerek elbette.O dönemin çocuklarinin simdi köksüz, aidiyetsiz, kayip bir kusak haline gelmesinin, getirilmesinin bir anlamda açiklamasidir aslinda burada konustuklarimiz.

DieGo
16.12.2005, 13:15
Kitleleri</span></span> uyutma ve onlara bunu layik görme" her ne kadar dogru olsa da... Hayat sadece "kandirma ve kandirilma" dan ibaret degildir. </span></span>"Gönüllülük"</span> diye bir sey de var. </span></span>
Insanlar sadece kandirildiklari için, sadece uyutulmak istendikleri ve uyuduklari için mevcut kültürel tüketime riza göstermiyor.</span>
Gündelik hayatin ufkunun sinirlari içinde, kendilerine yakin gördükleri, etraflarinda benzerini pekala bulabildikleri veya "hayatta yirtmanin biricik yolu" diye düsündükleri seyirliklere sariliyorlar.</span>
Kaynanasindan gelinine, damadina; bir oda içine kapanmis insanlarin enti püften tartismalarina, dizilerin felsefesine, susuna busuna...</span></span></span>
Para ve iktidar sahipleri �iyi egitim� alsin diye çocuklarini yurt disina gönderirken,bu ülkenin çocuklarini ve gençlerini neden bu rezil televizyonlara ve lümpen egitim ve kültürüne müstahak görüyorlar?</span></span></span></span>
"Halkin</span></span> ne durumda oldugu" nun, "kitlesel egitimin hali" nin, "ülkede okur yazarlik, ögrenim düzeyi, cehaletin boyutu" nun yani sira</span></span> bir baskafacialardan biri de; "Parasi olmayanin kitap alamamasi" sorunundan mustarip ülkede, parasi olanlarin ne aldigi ve okudugu... Dünyaya, topluma, insanlara, olaylara kesif ilgisizlik, duyarsizligi.</span> Istisnalar hariç, bir sürü özel vakif üniversitesinde, "bilgi, bilinç ve vicdan cahili" para, iktidar, imkan sahibi, is yönetip is yürütecek kusaklar yetistiriliyor.</span>
En çok imkana sahip olanlarin bile kendi dünyalarini nasil bir "kültürel çöle" çevirdigini görüyoruz.</span></span></span>
Bir diger ve temel facia ise; </span></span></span></span>
Bu ülkenin basbakani okumanin hiçbir ise yaramadigini söyleyip, �okuyanlari görüyoruz, sefilleri oynuyorlar�, düzeyinde (düzeysizlik mi demeliyim) laflar edecek, sonra da kizlarini okutmak için yurtdisina gönderecek- sefilleri oynatmak için herhalde�, sonra yine bu ülkenin bir baska basbakani red kitten baska kitap okumadigini söyleyecek... Sonra da biz hala burada bunlari tartisacagiz...</span></span>
</span></span></span></span></span>
Bir arkadas yukarida okuma oraninin 80�lerde yüksek oldugunu söylemis. Ona ilave olarak sunlari söyleyebilirim; 80�de bu ülkeyi silindir gibi ezen 12 Eylül�den önce bu ülkede isçi, milli gelirin yüzde 35-37�sini aliyordu. Milletin karni doyuyordu. Karni doyan millet de düsünmeye, sormaya ve sorduklarina cevap aramaya basliyordu. Dogasi geregi insan, </span>yeme, içme, barinma ihtiyacini karsiladiktan sonra bunlari yapar... 12 Eylül�den sonra bu milletin anasini aglattiklari için, hala da aglatmaya devam ettikleri için, her seyi satip savdiklari için, milleti �aksam eve ekmek götürebilecek miyim�, sorusundan baska soru sordurmayacak hale getirdikleri için gelinen bu nokta pek de sasirtici degil. </span></span></span></span>
Özellestirmeye suna buna itiraz etmeyen, satilsin diyen, milli servetlerimizin peskes çekilmesine ses çikarmayanlar da gelinen bu noktadan en az onlari satanlar kadar suçludur. Bu halkin fakirlesmesinde, cehaletinde, okuyamamasinda, sununda, bununda... </font></span>
</font></font></span>
Yani, "gaflet, dalalet, hiyanet" almis basini gitmis.</span></span> Hatta "fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düsmüs" vaziyetteyiz. Sonra, "bu ahval ve serait içinde", "damarlarimizdaki asil kan"la horul horul uyuyoruz!</span></span></span></span>
</span></span></span></span>
Tigin �80�li yillarda çocuklugumuz� konusunu açtiginda, aslinda ne çok söylenecek sey vardi.Aslinda konustugumuz seyin "çocuklugumuz" olmadigini bilerek elbette.O dönemin çocuklarinin simdi köksüz, aidiyetsiz, kayip bir kusak haline gelmesinin, getirilmesinin bir anlamda açiklamasidir aslinda burada konustuklarimiz.</span></span></span></span>

Sorunun ne oldugu burda yaziyor.Yani konu kelime sayisina bagli olrak çok dagilmisti.Simdi çözüm önerisi olanlar

Külünkoğlu
17.12.2005, 22:08
Çözüm evlerimizden ve hemen baslayacak, televizyon denilen ve sürekli yanlis kullandigimiz bir elektronik ve çogu zamanda gayri ahlaki, gayri nizami savas veren bizi can evimizden vuran bir aygit söz konusu.


Kitap okumanin ekonomi ile direkt baglantisi olduguna inanmiyorum. Eskiden yani bizim zamanimizda :)) 12 eylül öncesinin son yansimalarimidir bilinmez, bir kütüphane merakimiz vardi. Küitüphane'ye gider saatlerce orda kalirdik hatta çogu zamanödevlerimizi de orda yapardik.


Ilk satirlarimda belirttigim o aygitin bizim toplumumuza etkisi ve uyusturuculugu korkunç boyutta, bu konuyla ilgili bir animi anlatayim 1999 yilinda bir takim elbisenin ugruna tam 2 gün dolasmis ve tv spikerlerine takim elbise diken meshur modaci ya kadar gelmistim. 2 gün bir takim elbisenin pesine dolasilir mi demeyin önemli bir gün içindi. Neyse uzatmayalim, oradaen büyük televizyon kanallarindan birinin genel yayin yönetmeni ve spikeri de vardi. Tanisma faslidan sonra hemen sunu söyledim. "ana haber bülteninde bile televole ürünü görüntüleri agir çekimde veriyorsunuz bunu neden yapiyorsunuz ?"dedim. cevap aynen su "bu endüstrinin ürünlerine, bu halk doyana kadar bu ürünler verilecek"


nefesim kesilmisti "o an" hiçbir zaman gözümün önünden gitmedi. Garip bir hirs ve eda ile söylenmisti. Çok etkilenmistim.


Ben hep kalabalik ortamlarda büyüdümbu yüzden muhabbet bizde girla giderdi. Onun için bizde televizyon uzunca bir zaman ilk sirayi alamadi biraz da ataerkil yapida var tabi "kapat hau kutuyi " Yine o zamanlar elektrik kesintileri olurdu. Arkadaslarimdan "ceryanlar kesildi de aramizda bi konusabildik" seklinde konusmalar duyardim. Televizyondan uzak durmak sart arkadaslar, sart.


Evlerimizde mutlak suretle okuma saatlerimiz olmali bilassa aksamlari yatmadan önce degil yada uykumuz gelsin diye degil. kütüphanemiz olmasa bile mutlaka bir kitapligimiz olmali. Okumayan hiçbir sey üretemez. Üretmeyen kafalarda bedenlerinde yük oldugu gibi ileri de okuyanlara yük olurlar. Biraz uzun oldu ama isin özeti çekirdekten ve hemen baslamali yani Ailemizden, yanibizden baslamaliyiz.Edited by: Külünkoglu

DieGo
21.12.2005, 22:43
Kitap okumak için ne kadar ugrasiyoruz?Eminim ki okumadigimiz sürece neler olup bittiginden haberimiz olmayacak.Iste bu yüzden insanlar onlara dogru diye gösterilene inaniyorlar.Arastirmak için ugras vermiyolar.Yok oluyoruz kültürümüz sömürülüyor kimin umrunda?

MrbLack
21.12.2005, 23:01
ne yazik ki ülkemizdeki sorunlardan biri de bu..gerçi bende okumuyordum ama bu ara basladim...insanlar okuyarak hem bos zamanlarini degerlendiriyor hemde biseyler daha kazaniyor...

DieGo
22.12.2005, 12:17
Bana göre ülkenin en büyük sorunu bu.Cahil toplumlari yönlendirmek kolay oluyor.Bu yüzden Ingiltere bizden Orhan Pamuk'u yargilamayin diyebiliyor.Okumak için ne kadar zaman ayiriyorsunuz ya da okumaya zaman ayiriyor musunuz? Okumak bir bos vakit degerlendirme yöntemi olmamali veya uyumak için kitap okunmamali.Aramizda kaç kisi ben kitap okumak için okuyorum diyebiliyor?Basladiginiz herhangi bir kitabi en fazla kaç günde bitirebiliyorsunuz?Bitirdiginiz kitap ile sonraki kitaba baslama süresi ne kadar sürüyor?Bir sayfa yaziyi okurken kaç defa okudugunuz cümlenin basina dönüyorsunuz?Aramizda kaç kisi ihtiyaçlari disinda ansiklopedi veya sözlük karistiriyor?Hepimiz Türklügümüzden gurur duyariz kaçimiz Türk Tarihi'ni okul disinda ayrintili olarak arastirdi?Kaçimiz konusurken bozuk cümle kurmamaya çalisiyor?

hay1699
22.12.2005, 12:37
göçebe toplumlarin sozlu edebiyatlarinin guçlu oldugunu bilyoruz fakat yazili kültürün ayni oranda gelisemedigini de..turk toplumu hala bunun etkisi altinda (ozellikle karadenizliler, hala goçuyoruz: gerek yaylalara, gerek buyuk sehirleresmileys/smiley2.gif)..tabi tembelligi, umursamazligi da neden olarak gormek gerekiyor. su gazete ve kitap okuma oranlarini pek onemsemiyorum, çünkü ilmin yerini malumat almasinin sonucudur bunlar...gazete okumak, populer kitaplari elinde gezdirmek vs. bir oneme haiz degildir. imam gazalinin bir sözü vardir soyle der:"faydasiz ilimden allaha siginirim". bana sorarsaniz herkes dunya gorusu çerçevesinde ilim tahsil etmelidir yoksa malumat degil...

TheCrow
27.12.2005, 02:29
Bu sekilde kitap gazete okumanin faydalarini küçümseyemeyin lütfen.Her okudugumuz kitaptan bilmedigimiz tek bir sey ögrensek bile,bu hem bizim hem de toplumun genel kültür seviyesini yükseltir.Okuma aliskanligi olan kimse tahsil hayatinda da daha kolay yol alir. Edited by: TheCrow

TheCrow
27.12.2005, 03:12
Alman siirinin zeusu Goethe, 2000 küsür kelime dagarcigiyla yazarmis eserlerini. Altangillerden Ahmet Altan sizce kaç kelimeyle yaziyor. 845... Sahi Altangillerden Ahmet Altan, daha ne kadar yurdum insaninin beynini uyusturmaya devam edecek, soyut eserlerle.





Sevgili Kutoz,öyle iki adami kiyasladin ki simdi...Goethe,ünlü eseri Faust'u 60 yildan fazla zamanda yazmistir.18 yasinda yazmaya basladigi eserin,83 yasindaölümüne kadar hala üzerinde ugrasiyordu,yani tam da içine sindirip bitirememistir bile...Ahmet Altan 60 yilda 60 kitap yazar ama,6 ay sonra hepsi unutulur,Faust ise 6 yüzyil da geçse degerinden bir sey kaybetmez...Ama hiç okumamaktansa Ahmet Altan okumak yegdir bence.Son zamanlarda Hitler'in "Mein Kampf" adli eserinin moda olmasi gibimesela...Hitler ne ki kitabi ne olsun?..Hayatinda eline kitap alip okumayanlar bile sirf meraktan ya da modaya uymak istediklerinden bu kitabi alip okudular -yanlis anlasilmasin,kitabi ben de okudum-,ama aralarindan biri bile az da olsa kitap okuma aliskanligi kazandiysa ne mutlu...

Gülşen
27.12.2005, 14:10
Diego madem böyle bir tartisma baslatti, devam ettirelim ve taze tutalim. Hem konuya genel bakis açimizi hem de kisisel hikayelerimizianlatarak konuyu devam ettirebiliriz. Diego sorular sormus, bunu bir anket olarak düsünüp cevaplayabiliriz mesela.


Yukarda DIEGO'nun yazdiklarini söyle yanitlayabilirim:


Evet, bu ülkenin entemel sorunlarindan biridirokumamak ya da cehalet. Ama Orhan Pamuk'la baglantiyi fazla zorlama buluyorum. Türkiye uzun bir zamandir kendi iradesiyle yönetilmiyor. Bunu sirf AB ile açiklamak biraz zorlama olur sanirim. Konuyu uzatirsam konuhedefledigi amaçtan çikar, o yüzden kisa tutuyorum.


Okumak için ne kadar zaman ayiriyorsunuz ya da okumaya zaman ayiriyor musunuz?: Böyle bir zaman sinirim yok. Isim gücüm okumak zaten. Var olma biçimim okumak.


Okumak bir bos vakit degerlendirme yöntemi olmamali veya uyumak için kitap okunmamali.: Kesinlikle katiliyorum. Okumayi bir "trend", bir akim yani moda akimiolarak görenler bile var diyebilirim.


Aramizda kaç kisi ben kitap okumak için okuyorum diyebiliyor?: Yukarida yazdiklarim bunu cevapliyordur sanirim. Tekrara düsmeyeyim.


Basladiginiz herhangi bir kitabi en fazla kaç günde bitirebiliyorsunuz?: Kitabin türüne ve sayfa sayisina bagli olarak degisir.Genellikle1-3 gün arasi. Islerimin yogun oldugu dönemler en fazla 5'e çikar sinir.


Bitirdiginiz kitap ile sonraki kitaba baslama süresi ne kadar sürüyor?: Bazen bir saat bazen bir gün. Ama genelde hazirda ara ara göz attigim kitaplar her zaman mevcuttur. O yüzden araliksiz demem daha dogru olacaktir.


Bir sayfa yaziyi okurken kaç defa okudugunuz cümlenin basina dönüyorsunuz? Genelde bir kere okudum mu anlarim. Konsantrasyon sorunu yasamam. Ama inceleme- arastirma kitaplari okurken döndügüm olur.


Aramizda kaç kisi ihtiyaçlari disinda ansiklopedi veya sözlük karistiriyor?: Baskalarini bilmem kendimi bilirim. Sürekli elimin altinda olan ansiklopediler var.Sizlere de önerebilecegim ansiklopediler; Sosyalist Kültür Ansiklopedisi (8 cilt), Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi (8 Cilt), Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi (6 Cilt), Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi (15 cilt- Son bes cildi Yüzyil Biterken alt basligiyladir)


Hepimiz Türklügümüzden gurur duyariz kaçimiz Türk Tarihi'ni okul disinda ayrintili olarak arastirdi? : Açikcasi benim alt kimlik -üst kimlik gibi bir derdim yok. Önüm arkam sagim solum INSAN'dir. Türklügümün altini çizerek kendimi ifade etmeyi gerekli bulmuyorum. Bulmadim da.Kitap okumakla bunun nasil bir baglantisi var onu da kurabilmis degilim. Ben hayatim boyunca önceligi her zaman INSAN'a verdim. Bundan sonra da böyle olacaktir benim için.


Kaçimiz konusurken bozuk cümle kurmamaya çalisiyor?Evet bu konuda ben de sanciliyim. Bozuk cümle kurmaktan geçtim, kelime bozmak bir ayricalikli hal aldi son yillarda.Bunu maharetmis gibi sunanlar var.Popüler olmanin kosullarindan biriymis gibi... Hatta internet de bu duruma omuz veriyor dersek yanilmayiz. Sanki internet kullanicilarinin genelde zaman sorunu varmis gibi (ki çoguöldürmeye geliyorlar zamani) kisaltarak yazma gibi bir akim var. Sessiz harfleri kullanmama durumundan bahsediyorum. Ve bunu güncellik, çaga ayak uydurma, hizlilik, gençlik, kusak farki olarak tanimlayip algiliyorlar. Galiba gençligin genel olarak hayati algilamada bir sorunu var.Kusak farkini kelimeleri bozarak degil ortaya bir fikir koyarak, "ideal" sahibi olarak koysalar daha akillica olacaktir sanirim.


Hay1699'a bir sekilde katiliyorum. Bilgi ile malumat karistiriliyor. Malumat bilgi degildir. Aktüaliteyi takip açisindan gündelik basini takip etmenin bir sakincasi yok ama sadece buralardan beslenmeyi de dogru bulmuyorum. Çünkü medya sürekli maniplasyon yaptigi için arastirip okumayan insanlaraçisindan tek tarafli beslenmedir ve saglikli degildir.


The Crow'a katiliyorum. Okumanin iyisi kötüsü yoktur. Zaten okuma aliskanligi kazandiginizda, okudugunuzda ve kendinize bir saf tuttugunuzda neyi okuyup neyi okumayacaginizi belirlersiniz.


Edited by: Gülsen

Külünkoğlu
27.12.2005, 15:53
Kaçimiz konusurken bozuk cümle kurmamaya çalisiyor?


Belki de sivelerin çikis sebebidir, Mesela"degerli arkadasim istersen dün konustugumuz gibi çarsiya gidebiliriz" el cevap ve siveli karsiligi


"hadi gidek"


her seyi kisa yoldan halletmeye çalismanin dayanilmaz hafifligi... harfleri, kelimleri, cümleleri yutmus simdilerde ise chat dili çikagelmiskapimizi büyük bir gürültü ile zorluyor.Çözüm nedir ? galiba çözüm konusu korkarim bu hiz çaginda 50 sene geriden gelecek.


Hepimiz Türklügümüzden gurur duyariz kaçimiz Türk Tarihi'ni okul disinda ayrintili olarak arastirdi ?


Arkadasin isaret etmek istedigi konu mangalda kül birakmadan bazi degerleri savunanlarin, o çok savunduklari degerler hakkinda en ufakbir makale, kitap vs. okumadiklarina dair inanci ve serzenisiolsa gerek.


Aramizda kaç kisi ihtiyaçlari disinda ansiklopedi veya sözlük karistiriyor?: Baskalarini bilmem kendimi bilirim. Sürekli elimin altinda olan ansiklopediler var.Sizlere de önerebilecegim ansiklopediler; Sosyalist Kültür Ansiklopedisi (8 cilt), Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi (8 Cilt), Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi (6 Cilt), Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi (15 cilt- Son bes cildi Yüzyil Biterken alt basligiyladir)


Valla Gülsen söylemeden edemeyecegim bu bana ortaokuldaki Türkçe (simdi öyle bir ders kaldi mi bilmiyorum) ögretmenimin kendi siyasi görüsünü engaje etmek için "koltugunuzun altinda bir cumhuriyet gazetesi mutlaka olmali" seklinde yaptigi baskiyi hatirlatti. Çesitli dallarda Ansiklopediler mevcut iken, Sosyalist Kültür Ansiklopedisi, Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi demen bana bu baskiyi ister istemez çagristirdi. Kültür Ansiklopedileri hatta spor ve rekorlar ansiklopedileri her evde bulunmali diyeyim.


Bir sayfa yaziyi okurken kaç defa okudugunuz cümlenin basina dönüyorsunuz?


O yazinin diliyle alakali olarak keskin dönüsler sert virajlar olabilir.Yazinin genel kanisini tek seferde okuma aliskanligi olan birisinin anlamamasi zor bir ihtimal, pekistirme ve detay bilgiler açisindan da geri dönüsler normal kabul edilebilmelidir.


Bitirdiginiz kitap ile sonraki kitaba baslama süresi ne kadar sürüyor?:


15 - 20 gün ne yapayimkitabi elime alana kadar tembelim.


Okumak bir bos vakit degerlendirme yöntemi olmamali veya uyumak için kitap okunmamali.:


"Peki Bizim Japonya'yi Japonya yapan degere "bos zamanlarimda kitap okurum" diye karsilik vermemiz mi gerekiyor ?" Demistim.





Edited by: Külünkoglu

Gülşen
27.12.2005, 16:04
Vallahi Metin, bende bu ansiklopediler var. Ve burda kimseye kendi siyasi görüsümü angaje etmiyorum. Böyle bir dil kullandigimi da sanmiyorum.Siz de sizde olanlari yazin ne yapabilirim. Bildik ansiklopedi sözlük disinda ansiklopedi alip bakiyor musun demis diego, ben de evet, bunlara bakiyorum, demisim.Benim kaynaklarim bu. Senin kaynaklarin baska olabilir. Sadece neden sosyalist ansiklopediyi aliyorsun ki, orda Tanzimat ve Cumhuriyet de yazmisim. Bence gereksiz bir hassasiyet seninki.

DieGo
27.12.2005, 16:17
Okumak için ne kadar zaman ayiriyorsunuz ya da
okumaya zaman ayiriyor musunuz?

Okumak için günün her saatini kullaniyorum.Bunun disinda aksamlari
derslerimden sonra en az bir saat kitap okurum.</span>

Okumak bir bos vakit degerlendirme yöntemi olmamali
veya uyumak için kitap okunmamali.

Bana göre insan bos vakitlerinde kitap okumaz.Bos vakitlerimde kitap
okuyorum diyen insanlarin hiçbirinin bos vakti yoktur. Çünkü bosluk buldukça
televizyon karsisina geçerler.</span>

Basladiginiz herhangi bir kitabi en fazla kaç günde
bitirebiliyorsunuz?

Basladigim bir kitabi 1 günde bitirebilirim.Yalniz Nutuk veya Ince Memed
gibi uzun,anlasilmasi zor kitaplar 2-3 gün sürüyor.</span>

Bitirdiginiz kitap ile sonraki kitaba baslama süresi
ne kadar sürüyor?</span>

Ikinci kitabim her zaman hazirdir.Kitaplari belirledigim siraya göre
okurum.Yani bir sonraki kitabim hep hazirdir.Mesela bir arkadasim bir kitabini
verdi o kitabi önce okurum sonra siraya devam ederim.</span>

Bir sayfa yaziyi okurken kaç defa okudugunuz
cümlenin basina dönüyorsunuz?

Geri dönüs yapmak gibi bir sorunum yok.(Okuma yavasligindan ve okurken
konsantrasyon güçlügü çekenlere Ziya Baran?in ?Kendi kendine hizli okuma? kitabini
tavsiye ederim. Zambak Yayinlari)</span>

Aramizda kaç kisi ihtiyaçlari disinda ansiklopedi
veya sözlük karistiriyor?</span>

Sözlük veya ansiklopedi karistirmayi sikça yapiyorum çünkü bu is insana
bilgi kattigi gibi okuma hizi da kazandiriyor.Söyle ki okudugunuz </span>sözcügün anlamini bilmiyorsaniz ikinci defa
okuma geregi duyarsiniz.</span>

Hepimiz Türklügümüzden gurur duyariz kaçimiz Türk
Tarihi'ni okul disinda ayrintili olarak arastirdi?

Gerek Türk Tarihi?ni gerekse Dünya Medeniyetleri tarihini arastirmayi
seviyorum.(@Gulsen yanlis anlama bu soruyu alt kimlik-üst kimlik için
yazmadim.Maalesef ki ülkemizde Türklerin Anadolu?da dogdugunu zannedenler var.</span>

Kaçimiz konusurken bozuk cümle kurmamaya çalisiyor?

Konusurken ve yazarken bozuk cümle kurmamaya dikkat ediyorum.Bazen hata
yaptigim oluyor.Hatami anladigim an düzeltmeye çalisirim.</span>






Ayrica su yazdiklarimi okuyanin sok olacagina eminim.Bir hafta önce bulundugum
yerdeki lise 3.sinif ögrencilerine sorulan Inkilap Tarihi sorularindan biri ?Atatürk?ün
dogum yeri ve tarihini yaziniz.?seklindeydi. Buna cevap olarak ?MEKKE 1881?
yazan var. Düsünebiliyor musunuz? Bunun gibi bir çok örnek verebilirim. ?Istanbul?u
Atatürk fethetti.? Diyeni bile gördüm. </span>

Kaya
27.12.2005, 16:26
Okumak için ne kadar zaman ayiriyorsunuz ya da okumaya zaman ayiriyor musunuz?: Özellikle kitap okumak için kendime bir zaman ayirmiyorum. Bir kitaba baslamissam onu bitirmek için baska ugraslarima ara veriyorum.


Okumak bir bos vakit degerlendirme yöntemi olmamali veya uyumak için kitap okunmamali.:Bos vakitler kitaba baslamak için en iyi zamandir benim için. Yogun bir dönemde kitabi eline almak baya zor oluyor. Uyumak için ise hiç kitap okumadim. :)


Aramizda kaç kisi ben kitap okumak için okuyorum diyebiliyor?:Merakli olan herkes kitap okur...


Basladiginiz herhangi bir kitabi en fazla kaç günde bitirebiliyorsunuz?: 300 sayfalik bir kitabi 1 günde bitirdigim de olmustur. 100 sayfalik bir kitabi 5 günde bitirdigim de olmustur. Hatta ve hatta kitabin 3'te 1'ini bitirmeme ragmen okumaya ara verdikten sonra tekrar bastan okudugum kitaplarda oldu.


Bitirdiginiz kitap ile sonraki kitaba baslama süresi ne kadar sürüyor?: Iste asil mesele bu. Bu süreyi az tutmak lazim.Süreyi uzun tuttugumuz vakit kitap okuma hevesi kiriliyor.Ibadet gibi diyebilirim. Sürekli olani iyidir.


Bir sayfa yaziyi okurken kaç defa okudugunuz cümlenin basina dönüyorsunuz? Genelde bir kez okumayla anlasilir ama bazi yazarlarin üsluplari okumayi zorlastirabiliyo.


Aramizda kaç kisi ihtiyaçlari disinda ansiklopedi veya sözlük karistiriyor?:Koca bir kütüphane var bizim evde. Her türlü ansiklopedi mevcut. Kültür, politika, siyaset cografya, tarihi bilim, teknoloji vs. Internet ortaminda bulamadigim seyleri ansiklopedilerde hala bulabiliyorum.


Hepimiz Türklügümüzden gurur duyariz kaçimiz Türk Tarihi'ni okul disinda ayrintili olarak arastirdi? : Türk olmaktan ve böyle bir milletin parçasi olmaktan dolayi çok gurur duyuyor ve Allah'a sükür ediyorum. Bu millet yeri gelmis yurtsuz kalmis yahudiye bile kucak açmistir. Türk tarihini basindan sonuna kadar okumadim. Sadece önemli hadiseleri kitaplardan okumaya çalistim. Örnek olarak; Ermeni Sorunu...


Kaçimiz konusurken bozuk cümle kurmamaya çalisiyor?Buna çok dikkat ediyorum ve etmek zorunda hissediyorum kendimi. Üniversitedeegitimin Ingilizce olarak verilmesi beni buna zorluyor. Ingilizce egitimin kendi Türkçe'mi bozduguna inaniyorum.

Külünkoğlu
27.12.2005, 16:31
Siz de sizde olanlari yazin ne yapabilirim.


Kutuplasalim yanibence hiç gerek yok "Türkçe ögretmenimi animsatti" dedim.Ayrica bir türlü Sizde'den "bizim" e "hepimiz" e geçis yapamiyoruz ya ona üzülüyorum. Neyse konu dagilmasin.

TheCrow
27.12.2005, 17:01
Ayrica su yazdiklarimi okuyanin sok olacagina eminim.Bir hafta önce bulundugum yerdeki lise 3.sinif ögrencilerine sorulan Inkilap Tarihi sorularindan biri ?Atatürk?ün dogum yeri ve tarihini yaziniz.?seklindeydi. Buna cevap olarak ?MEKKE 1881? yazan var. Düsünebiliyor musunuz? Bunun gibi bir çok örnek verebilirim. ?Istanbul?u Atatürk fethetti.? Diyeni bile gördüm. <O:P></O:P>





Diego'nun verdigi örnek çok çarpici ve maalesef çok aci..."Düsünen gençlik istemiyoruz,yasayan gençlik istiyoruz" diye beyanat verenlerin temennileri maalesef gerçeklesiyor...


Benzer bir örnek de ben vereyim,askerdeyken Egitim subayi idim,egitim saatinde askerlere "Atatürk'ün Ilke ve Inkilaplarinikim sayabilir" dedim,koca bölükte bir kisi bile çikmadi."Bazilarini saysaniz da olur" dedim,yine yok yine yok...Sonra,"bölükteki herkes bunlari ögrenene kadar ne atis,ne de spor yapilmayacak" dedim demecbur kalip ögrendiler.Simdi hepsi unutmustur büyük ihtimalle,o da ayri bir konu...