Miraç Atalay Çiftçi
04.10.2010, 15:06
Biri 3 puan aldı ama kimse kaybetmedi
Son iki maçında 5 puan yitiren ve temel oyun felsefesindeki en önemli yapı taşı pas trafiğinde sorunlar yaşayan Trabzonspor kendi saha ve seyircisi önünde Beşiktaş karşılaşmasını kazanmak ve liderin puan kaybettiği haftada en azından küçük bir teselli bulma peşindeydi.
Avrupa’da yoluna devam eden ve oynadığı ofansif futbolla taraflı tarafsız tüm otoritelerin beğenisini kazanan, ligin en güçlü şampiyonluk adaylarından Beşiktaş’ta deplasmanda kazanacağı bu önemli maçla hem ligi hem de Avrupa’yı bir arada yürütebiliyorum mesajı verme amacındaydı.
Peki kim kazandı?
Aslına bakarsanız oyun stratejisi birbirine çok benzeyen iki takımın ofans mücadelesinde kazanan golü atan Trabzonspor oldu. Beşiktaş ise oyun anlamında doğruları yaparken yediği gol sonucunda kaybettiği sadece 3 puandı. Geçtiğimiz hafta Kayseri’de yokları oynayan ve verilen yanlış “gol iptali” kararıyla 1 puan’a sevinmesi gereken Trabzonspor’un durumu gibiydi adeta Beşiktaş’ın durumu.
Yani işin matematiğini bir kenara bırakırsak kaybeden olmadı.
Q7 ve Bobo’nun ilk on birde olmayışı ofansif gücünde zaaf yaratmış olsa da, Guti’nin defalarca denediği ve bir çoğunda sahanın çaylak ismi Mustafa’nın engellemeleriyle sonuç bulamayan ara paslarına güvenerek çıkmıştı Beşiktaş sahaya. Zaman zaman Hilbert’in sağ kanatta rüştünü ispatlama maçına da dönüşen mücadelede stoperlerinin ilk müdahalelerde yakaladığı başarıyla her defasında savurdukları Beşiktaş ataklarını Yattara’nın pasif oyunu ve ile uçtaki isimlerin son vuruş etkisizlikleri yüzünden net kontralara dönüştüremeyen Trabzonspor’un duruşu maçtaki tek golün duran toplardan geleceğinin sinyalini vermişti. Keza ilk yarıda sol ileri uçta kazanılan bir serbest vuruş sonrası ekranlara gelen Shuster’in elleri arasındaki başı; “Zaafımız yan toplar ve rakibe pozisyon veriyoruz. Korkuyorum” ifadesini yansıtıyordu.
Yanıltmadık.
“Mustafa Hakkında Her Şey”in yazıldığı bir gece oldu golden sonraki dakikalar. Penaltı noktası yakınında, iyi anlamda; “Kendinden büyük işler başaran” bir adamın hikayesi. Daha ilk maçında karşısında ligin-ne kadar eksik olsa da-en iyi ofansif kadrosuna karşı hatasız oynamasının yanına 3 puanı da koydu. Yetmedi sakatlanıp kenara geldi yüreğiyle arkadaşlarına destek verdi. Yeri geldi pozisyonunu alan Ceyhun’a; “Yapış Ceyhun bırakma, dönmesin yüzünü” direktifi verdi. Sonuçta beklenen ruh geldi, tribünlerin istediği hareketlerdi bunlar. Güneş’in oğlu, hocasının yüzünü kara çıkarmadı ve ona cesaret verdi.
“Gençlerimize güvenebilirsiniz hocam” mesajı Şenol Güneş’e giden iyi bir ileti olurken; bazı isimlerin saha içerisinde yaptığı bireysellikler ligin tartışmasız en iyi takım oyunu oynayan Trabzonspor için kötü bir bildirim oldu. Maç sonu basın toplantısında bu konuya da değinen Şenol Güneş’in lige verilen arada takımın üzerine yoğunlaşacağını düşünüyoruz.
Liderin puan kaybettiği hafta da kazanan Trabzonspor zirveye doğru sıkı bir adım daha attı. Belirtmek gerek ki takımlar arasındaki barajın daraldığı ligde daha çok sular akar, zira ligin yeni takımı Karabük, Galatasaray’ın önünde. Benim de yazımda defalarca övdüğüm Beşiktaş ile en çok eleştirilen takım Fenerbahçe aynı puanda…
Miraç Atalay Çiftçi
mciftci@bordomavi.net
Son iki maçında 5 puan yitiren ve temel oyun felsefesindeki en önemli yapı taşı pas trafiğinde sorunlar yaşayan Trabzonspor kendi saha ve seyircisi önünde Beşiktaş karşılaşmasını kazanmak ve liderin puan kaybettiği haftada en azından küçük bir teselli bulma peşindeydi.
Avrupa’da yoluna devam eden ve oynadığı ofansif futbolla taraflı tarafsız tüm otoritelerin beğenisini kazanan, ligin en güçlü şampiyonluk adaylarından Beşiktaş’ta deplasmanda kazanacağı bu önemli maçla hem ligi hem de Avrupa’yı bir arada yürütebiliyorum mesajı verme amacındaydı.
Peki kim kazandı?
Aslına bakarsanız oyun stratejisi birbirine çok benzeyen iki takımın ofans mücadelesinde kazanan golü atan Trabzonspor oldu. Beşiktaş ise oyun anlamında doğruları yaparken yediği gol sonucunda kaybettiği sadece 3 puandı. Geçtiğimiz hafta Kayseri’de yokları oynayan ve verilen yanlış “gol iptali” kararıyla 1 puan’a sevinmesi gereken Trabzonspor’un durumu gibiydi adeta Beşiktaş’ın durumu.
Yani işin matematiğini bir kenara bırakırsak kaybeden olmadı.
Q7 ve Bobo’nun ilk on birde olmayışı ofansif gücünde zaaf yaratmış olsa da, Guti’nin defalarca denediği ve bir çoğunda sahanın çaylak ismi Mustafa’nın engellemeleriyle sonuç bulamayan ara paslarına güvenerek çıkmıştı Beşiktaş sahaya. Zaman zaman Hilbert’in sağ kanatta rüştünü ispatlama maçına da dönüşen mücadelede stoperlerinin ilk müdahalelerde yakaladığı başarıyla her defasında savurdukları Beşiktaş ataklarını Yattara’nın pasif oyunu ve ile uçtaki isimlerin son vuruş etkisizlikleri yüzünden net kontralara dönüştüremeyen Trabzonspor’un duruşu maçtaki tek golün duran toplardan geleceğinin sinyalini vermişti. Keza ilk yarıda sol ileri uçta kazanılan bir serbest vuruş sonrası ekranlara gelen Shuster’in elleri arasındaki başı; “Zaafımız yan toplar ve rakibe pozisyon veriyoruz. Korkuyorum” ifadesini yansıtıyordu.
Yanıltmadık.
“Mustafa Hakkında Her Şey”in yazıldığı bir gece oldu golden sonraki dakikalar. Penaltı noktası yakınında, iyi anlamda; “Kendinden büyük işler başaran” bir adamın hikayesi. Daha ilk maçında karşısında ligin-ne kadar eksik olsa da-en iyi ofansif kadrosuna karşı hatasız oynamasının yanına 3 puanı da koydu. Yetmedi sakatlanıp kenara geldi yüreğiyle arkadaşlarına destek verdi. Yeri geldi pozisyonunu alan Ceyhun’a; “Yapış Ceyhun bırakma, dönmesin yüzünü” direktifi verdi. Sonuçta beklenen ruh geldi, tribünlerin istediği hareketlerdi bunlar. Güneş’in oğlu, hocasının yüzünü kara çıkarmadı ve ona cesaret verdi.
“Gençlerimize güvenebilirsiniz hocam” mesajı Şenol Güneş’e giden iyi bir ileti olurken; bazı isimlerin saha içerisinde yaptığı bireysellikler ligin tartışmasız en iyi takım oyunu oynayan Trabzonspor için kötü bir bildirim oldu. Maç sonu basın toplantısında bu konuya da değinen Şenol Güneş’in lige verilen arada takımın üzerine yoğunlaşacağını düşünüyoruz.
Liderin puan kaybettiği hafta da kazanan Trabzonspor zirveye doğru sıkı bir adım daha attı. Belirtmek gerek ki takımlar arasındaki barajın daraldığı ligde daha çok sular akar, zira ligin yeni takımı Karabük, Galatasaray’ın önünde. Benim de yazımda defalarca övdüğüm Beşiktaş ile en çok eleştirilen takım Fenerbahçe aynı puanda…
Miraç Atalay Çiftçi
mciftci@bordomavi.net