Kamplara bölünmek güçsüz bir zamanimizda düsmanlarimizin arkamizdan kis kisgülecegi,hoslanacagi en büyük zaafimiz.Bu Avrupa ölçeginde Türkiye'miz için geçerlioldugu kadar Trabzonspor'umuz içinde yurt içinde geçerlidir.
Sagduyulu duyarli Trabzonspor taraftari sadece topik açarak degil,mail yoluylada kendi sifatiniTürkiye'ye duyuran vekile cevabini vermistir.Lütfen kamplara ayrilmadan Trabzonspor'umuzun çikarlari için gerekeni yapalim.Parali asker lafi bu baskanin gaflarindan biridir.Yapilan olay o topikte övülmüyor.Aksine bunu yapanlar lanetlenerek yönetimin yetersizligine bir baska pencereden bakiliyor.Taka'dan Burak Gayretli'nin yazisiyla noktaliyorum.:
<TABLE borderColor=#111111 height=559 cellSpacing=0 cellPadding=3 width=384 align=center>
<T>
<TR bgColor=#ffffff>
<TD vAlign=center width=182 bgColor=#ffffff height=79>
<DIV align=center> Hikayesi ve Ihanet
</DIV></TD>
<TD width=190 height=79>
<DIV align=right> http://www.takagazete.com/yazarlar/bgayretli.jpg</DIV></TD></TR>
<TR bgColor=#f3f3f3>
<TD width=378 colSpan=2 height=453>
<DIV align=left>
<TABLE id=Autonumber2 style="BORDER-COLLAPSE: collapse" borderColor=#111111 height=525 cellSpacing=0 cellPadding=0 width=382>
<T>
<TR vAlign=top>
<TD width=382 height=1>
http://www.takagazete.com/resim/img/bullet_yesil.gif Hikaye bu ya? Eski sadrazam koltugunu yenisine devrederken, kösedeki kasayi göstererek, "Ileride basin sikisirsa seni rahatlatacak ögütlerimi içinde bulacagin üç zarf var o kasada; mektuplari üzerinde yazili sirayla açip oku" der.
Gerdege girme heyecanindaki yeni sadrazam, selefinin bu sözlerine pek kulak asmaz. Ancak, bir süre sonra isler kötüye gider. En bunaldigi noktada eski sadrazamin zarflari gelir aklina.
Kasayi açip üzerinde kocaman '1' rakami yazili ilk zarfi açar sadrazam:
Mektupta söyle bir yazi vardir?
"Bu zarfi açtigina göre isler ilk günlerdeki kadar iyi gitmiyor demektir. Hiç kaygilanma, bu senin durumundaki herkesin basina gelen bir olaydir. Sakin panikleme. Yapacagin sey basit: Eski yönetimi kiyasiya elestir."
Ilk zarfta yazilani uygulamaya koyan yeni sadrazam, üstünde dolasan gölgelerin sanki sihirli bir el degmis gibi dagiliverdigini fark eder. Mektup rahatlatici etkisini hissettirmistir. Isini gücünü birakmis yeni yönetimi elestiren herkes, bir an, "Yahu hakli adamlar, eskiler çok kötüydü" demeye ve sadrazama yönelttigi elestiri oklarinin ucunu eskisi kadar sivriltmemeye baslamistir.
Bir süre sonra bahar havasi yeniden dagilir. Elestiriler iyiden iyiye koyulasir. Sadrazam müthis bunalir. Bu defa 'kasadaki zarflar' daha çabuk aklina gelir. Ikinci zarfi açtiginda içinde ilkinden kisa yeni bir not bulur:
"Demek isler yine iyi gitmiyor. Çok yazik. Fakat üzülme, bu her sadrazamin basina gelmistir. Bu defa yapacagin sey seni biraz üzebilir, ama bunu yapmak zorundasin: Etrafini suçla ve suçladiklarini etrafindan uzaklastir."
Kellesi her uçurulan eski yönetici 'samar oglani' durumuna dönüsüp simsekleri üzerine çektigi için, sadrazam büsbütün rahatlar.
Son dalga ülke siyasetini yeniden çalkalandirdiginda son zarfi açma zorunda hisseder kendini sadrazam; tek cümlelik bir nottan ibarettir son mektup:
"Kötü sans ha, çok yazik; yapabilecegin fazla bir sey oldugunu sanmiyorum: Sen de halefin için simdiden üç zarf hazirla?"
Evet, iktidar olan herkesin ilk günden bilme zorunlulugu bulunan bu hikaye, su siralar Trabzonspor yönetimi için de çok geçerli.
Atay Bey baskanligindaki Trabzonspor yönetimi, önceki yönetimden kalan ilk zarfi açip eski yönetimi suçlayarak enkaz edebiyatini yeterince yapti.
'Parasiz, borçlu bir kulüp aldik, borsaya açildik, kulübü kasasinda parasi olan borçsuz bir hale getirdik' falan filan?
Hikayedeki gibi isler daha da kötüye gidince, Atay Bey ve yönetim bu sefer 2. zarfi açti ve etrafindakileri kötüleyip, onlari etrafindan uzaklastirma yolunu tercih etti.
Istifalari beklenen Senol Günes ve Murat Bozoglu'na yol verildi, garibim Orhan Çikrikçi zaten sessiz sedasiz bir adamdi, Ihsan Derelioglu güya Senol Günes'le hareket etmeyi tercih etmisti ve bu durumda gitmesi de en uygun yoldu, Bilal Çetinkaya ise onlara göre 'Yeni olusum' geregi 'olsa ne olur olmasa ne' cinsinden biriydi? Aslinda suçlananlar bunlarla da kalmadi, asbaskana göre 'ruhsuz' futbolcularla hedef aranmaya çalisildi?Nasil olacaksa?
Iki zarfin ardindan is 3. zarfi açmaya gelmisti. Aslinda 3. zarf da çoktan açildi ancak her ne hikmetse yönetim herkesin çok iyi bildigi ve genelde uyguladigi bu hikayeye ihanet etti. Kendisinden sonrakilere 3 zarf birakip gitmesi gerekirken, onlar 4'üncü, 5'inci, 6'inci zarflarla kasayi doldurmaya basladi.
Yönetimin bu tavri inanilmaz bir aymazligin ve bundan sonra yeni gelecek yönetimler için 'Tabii Atay Bey varken gelecek 30 yilda baska bir baskan ve yönetim gelir mi bilemem ama' artik örnek alinacak yanlis bir yolun da sebebi oldu.
Artik gelen yönetimlerin Atay Bey modelini takip etmesi ve üç zarf hikayesine ihanet etmesi kaçinilmaz oldu. Bundan sonraki yönetim modellerinde de, yanlislari art arda sayip, 'Her seye ragmen koltugu birakmiyoruz' demek moda olacak.
Bundan sonra gelen yönetimler de, 'basariyi yakalayana kadar görevdeyiz' diyerek basarisizliklarda görevde kalmanin kendince mazeretini üretecek.
Ve her gelen yönetimin bir sonraki yönetime birakacagi zarf sayisi, en az su anki yönetimin bir sonraki yönetime birakacagi zarf kadar olacak.
Bu yönetimin daha kaç tane zarfi var ve bu zarflar ne zaman bitecek bilemiyorum.
Ancak bildigim bir gerçek var?
Bu yönetim her basarisizlik sonrasi birilerine zarf atmaya ve kasasindaki zarflarinin sayisini arttirmaya devam ettikçe, bu sehrin gerginligi daha da artacak, isin kötüsü Trabzonspor geleneginde de artik 'Basarisizliklarda da yönetimler göreve devam edebilir' sayfasi açilmis olacak.
</TD></TR></T></TABLE></DIV></TD></TR></T></TABLE>