PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nevin Yanıt Avrupa Şampiyonu



winner
31.07.2010, 21:52
Barcelona da devam eden Avrupa atletizm şampiyonasında Kadınlar 100 Metre engellide Nevin Yanıt altın madalya kazandı. Bu başarı Türk spor tarihi için bir milat. İlk kez sprint koşusunda üstelik engelli bir dalda bir Türk sporcu altın madalya kazandı.Gerçekten önemli bir başarı. Sporun temel dalı olan atletizmde umarım önümüzü açar bu madalya.

macka61
31.07.2010, 21:52
tebrikler Nevin Yanıt çok büyük bir başarı bu

ilhan
31.07.2010, 21:56
Helal olsun...
Tebrikler...

Hüseyin İlkin
31.07.2010, 21:57
Tebrikler.

Sefaenes
31.07.2010, 22:00
tebrikler devami gelir insallah

Gökhan KAN
31.07.2010, 22:01
Tebrikler. Süper başarı..

h@msi61
31.07.2010, 22:35
Muthis gercekten, helal olsun Nevin'e...

Atılay
31.07.2010, 22:36
Helal olsun

Kaya
01.08.2010, 00:13
Helal olsun, tebrikler... Sonsuz başarılar ilerisi için...

A.Hilal Çakıroğlu
01.08.2010, 00:23
Allah başarılarını daim etsin:)
Darısı diğer sporcularımızın başına.

Özge
01.08.2010, 02:03
Tebrikler.

SAMSUNLU60
01.08.2010, 03:43
Fenerbahce`yi sevmesem de, yigidi öldür hakkini yeme derler, hem sporcumuzu hemde bagli bulundugu ve destegini hic esirgemeyen Fenerbahce kulübünü tebrik ederim.

Bıyıklıoğlu
01.08.2010, 04:01
Helal olsun.Sevinmesi gerçekten görülmeye değer.

f1bekir
01.08.2010, 08:39
Müthiş bir gelişim. Tebrikler Nevin Yanıt.

Atakan
01.08.2010, 09:37
Artık olması gerekiyordu.Muhteşemsin Nevin.:)

Mustafa ÖZDEMİR
01.08.2010, 10:15
tebrikler nevin...

Cengiz Çubukcu
01.08.2010, 10:23
tebrikler Nevin Yanıt ....müthiş ötesi bir başarı, bu başarısı ve coşkunla beni ağlattın ya helal olsun..

ilhan
01.08.2010, 11:04
Yarışın bitiş anından sonrası gerçekten izlenmeye değer. "Kim??? ben mi? ben mi???" demesi insanın tüylerini ürpertiyor.:)

Tolunay Abdioğlu
01.08.2010, 11:05
Tebrikler.

Gerçekten çok büyük bir başarı.

Cengiz Çubukcu
01.08.2010, 11:36
Yarışın bitiş anından sonrası gerçekten izlenmeye değer. "Kim??? ben mi? ben mi???" demesi insanın tüylerini ürpertiyor.:)

bir de Ntv'ye ''çalıştım, çalıştım, çalıştım'' demesi var ki anahtar burada...

ceserdar
01.08.2010, 13:01
Bir yanlışlık ya da başka türlü bir şey vardır dedim televizyonda alt yazı geçince. Tebrikler Nevin Yanıt. Atletizmde böyle bir dalda bir Türk'ün başarı sporumuz için bir milat bence.

fincher
01.08.2010, 13:04
Sprint yarışında bir Türk.Üstelik birinci oluyor.Böyle bir sahneyi hayal bile edemezdim.Tebrikler...

Mira_61
01.08.2010, 13:19
Tebrikler Nevin Yanıt.:)
Bizlere böyle büyük bir mutluluk yaşattığın çok teşekkür ederiz.:)

metinulusoy
01.08.2010, 13:20
Tebrikler Nevin YANIT.....süper bir başarı....devamı gelir inşallah...

Samet Berber
01.08.2010, 13:26
Terbrikler .. Helal olsun ..

Umarım başarıların artarak devam eder :) ..

Cengiz Çubukcu
01.08.2010, 14:25
HINCAL ULUÇ

Süreyya ve Elvan’ın önünde çünkü;

Nevin YANIT’In yarışı en zoru

TÜRK atletizm tarihinin en büyük başarısı. Daha evvel Süreyya Ayhan ve Elvan, Avrupa şampiyonlukları getirmişlerdi. Ama o branşlar uzun ve orta mesafeli koşulardı. Coğrafyaya ve Elvan’ın geldiği coğrafyaya uygun yarışlardı. Oysa, Nevin’in 100 metre engellisi, dünyanın en zor branşlarından.
Beyaz adale, kırmızı adale
Hem sprint hem de müthiş bir adale gücü gerektiriyor. Yani biraz bilimsel konuşmak gerekirse, sprint adaleleri, beyaz adaleler... Ve bunlar insanın doğuştan sahip olduğu adaleler. Orta ve uzun mesafe adaleleri kırmızı adaleler. Bunlar antrenmanla oluşan adaleler. Beyaz adale, kırmızı adaleye dönüşür. Ama kırmızı adale, beyaz adaleye dönüşmez.
Bilimsel çalışma şart
O yüzden sprinterlerin çok dikkatli antrenman yapması lazım. Belli bir ölçüde yapacaksın, ipin ucunu kaçırmayacaksın. Sonra sana hız kazandıran beyaz adalelerin, kırmızı adaleye dönüşmesin. Yani müthiş bir bilimsel çalışma gerektirir sprint koşular. Sprint koşuların içindeki engelli koşular ayrı bir bilimsel çalışma gerektirir.
Dünyanın en zor yarışı
Çünkü engel atlama ayrı bir teknik, koşudan bambaşka bir teknik. Engel atlama tekniği ile koşu tekniğini birleştirmek dünyanın en zor işi. 3 bin metre engelli gibi değil bu. Yani öyle bir koşacaksın ki, engeller arasında adımlarını öyle bir ayarlayacaksın ki... Bu adımları atarken süratini de kaybetmeyeceksin.
İlk defa bir Türk başardı
Yani bunların hepsini bir araya getirebilmek akla hayale gelmez bir teknolojik çalışmayı gerektirir. Allah vergisi bir yetenekle 1500, 5 bin, 10 binde şampiyon olabilirsin, ama Allah vergisi yetenekle 100 metre engellide şampiyon olmana imkan, ihtimal yok. Bunu ilk defa bir Türk atlet yapıyor, Avrupa şampiyonu oluyor.
Dünya çapında derece
Hem de dünya çapında bir derece ile yapıyor. Çünkü 12.63 dünya çapında bir derece. 12.63, olimpiyatlarda, Dünya Şampiyonası’nda madalya getirecek bir derece. Hem şampiyon oluyor hem müthiş bir derece ile şampiyon oluyor hem de fevkalede bir alanda şampiyon oluyor. Türk atletizm tarihinde bunun karşılığı henüz yok.

Sabri Kurban
01.08.2010, 15:02
Canlı izleyemedim ama çok iyi koşmuş. Bence de bu Altın madalya atletizm de Türkiye'nin elde ettiği en önemli madalyadır. Devşirme olmayan Nevin'in kazanması da daha da önemli.

oguzhann
01.08.2010, 15:11
şahsen çok gururlandım.tebrikler!

Oğuz B.
01.08.2010, 15:34
Helal olsun..

Travelair
01.08.2010, 15:48
Harika kız tebrikler :alkış:

Hayriye Ayan
01.08.2010, 16:34
tebrikler nevin:alkış::alkış:

Oğuz B.
01.08.2010, 19:43
http://media1.ntvspor.net//C/I/53/ny3_6I7TG.jpg



http://media1.ntvspor.net//C/I/53/nevinn3_IH8PO.jpg

Misina
01.08.2010, 21:05
Tebrikler.Umarım Süreyya Ayhan gibi kaybolmayıp aksine yükselir.

Fatih BALTA
01.08.2010, 22:36
O ne coşkulu bir sevinç.:)
İnsanın duygulanmaması elde değil.
Tebrikler Nevin ve bu başarıya emeği geçen herkese.

macka61
01.08.2010, 22:56
10 bin metrede de bekele 1.ci elvan 2.ci oldu onlarıda canı gönülden kutluyorum bu şampiyona Türk atletizimi için bir milattır

pazarkapılı
02.08.2010, 12:51
tebrikler nevin yanıt....tebrikler....bekele ve elvan kızımızada tebrikler....

Cengiz Çubukcu
03.08.2010, 07:54
Nevin: Bugünler için çok çalıştım


İspanya'nın Barcelona kentinde sona eren 20. Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda bayanlar 100 metre engellide altın madalya kazanan Fenerbahçeli sporcu Nevin Yanıt ve yüksek atlamada finalde yarışan Burcu Ayhan, basın mensuplarının karşısına çıktı.




Sporcular, antrenör Cüneyt Yüksel ve Fenerbahçe Kulübü Atletizm Şube Kaptanı Fikret Çetinkaya'ın katılımıyla Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki basın toplantı odasında soruları yanıtladı.

Altın madalyayı Türkiye'ye getirdiği için çok mutlu olduğunu belirten Nevin Yanıt, ''Çok çalıştım, çok emek verdim, çok inandım ve başardım. Bundan daha büyük mutluluk yok'' dedi.

Nevin Yanıt, Avrupa Şampiyonası'ndan önce Budapeşte'de takımlar şampiyonasında yaptığı 12.74'lük derece hatırlatılarak yöneltilen soru üzerine şunları söyledi:

'Antrenör ve sporcu kendini bilir. Performansım çok iyiydi. Bu yıl çok iyi çalıştım. Tabii sadece bu yılla kıyaslamamak gerekir. 2007'de Macaristan'da 23 yaş altı Avrupa Şampiyonu oldum. 3 yıl sonra neden büyüklerde de şampiyon olmayayım diye kafama koymuştum.

Bunun için antrenmanlarda kendimi biliyordum. Macaristan benim için çok önemli bir yarıştı. Kendimi gösterdim ki 6. engele de takılarak 12.74'ü koştum. Birinci olacağımı biliyordum, kafama koymuştum. Stresli falan değildim. Bugün benim günüm olacak dedim.''

Cengiz Çubukcu
03.08.2010, 08:20
Ercan Güven milliyette yazmış , çok önemli...


Nevin sakin ol... Annene hakim ol


Avrupa Avrupa 100 metre engelli şampiyonu Nevin Yanıt, gönlümüz sultanı... Ah şu annesi olmasaydı!..
Tartan pistteki Türk Bayrağı ile gözlerimiz kan çanağına dönmüş tam da böbürlenecekken, “Teknik branşta Türk atlet olamaz lafını” cümle aleme yedirmeye niyetlenmişken, “Bakın, çalışan yapıyor” falan gibi bilgece laflar edecekken, Valide Semra Yanıt eski defterleri açmış ve “Nevin 11 yaşındayken araba lastiklerinden set kurup engelli koşu çalışırdı” demiş...
Lütfen Semra hanım... Lütfen...
Yani, Avrupalı rakipleri o yaşta “doktorlu, hocalı, tesisli” atletizm yaparken Nevin “kort bezi fırlamış, çelik telleri çıkmış, kirli, pis” araba lastiklerinden mi atlıyordu?
Evet...
Ne bekliyorsunuz; anne Semra Yanıt, iki yüz metre ötede süper bir tesis vardı da kızını yollamadı mı?
Yani, Nevin bu “müthiş” antrenmanlarına yanlış bir adımla başlasa, eski lastiklere dolanacak ayağıyla “araba mezarlıklarına” veda edecek ve bugün hafif aksak basan, yaprak sarması çatal yutturan bir ev kadını mı olacaktı?
Evet... Tabi, tetanozdan ölmemişse.
Bu kadar mı tesadüflere bağlıydı bizim spor tarihimizin yeniden yazılması?
Evet... Maalesef evet.
Bu kadar “yok etme” ve “vazgeçirme” odaklıdır futbolumuz dışında her spor branşı.
Nevin Yanıt, sadece istisnaydı.
Daha önce de Süreyya Ayhan diye bir istisna çıkmıştı, çok şükür onu el birliği ile halletmiştik.
Nevin ikinci.
Israrcı olmasa, atletizmden gelmiş Mersin İl Müdürü Emrullah Aşkın tartan pist için canını dişine takmasa, Fenerbahçe ona sahip çıkmasa, Nevin Yanıt da binlerce üstün yetenekli benzeri gibi, kürsüyü göremeden isyanını gömecekti yüreğine ve evine dönecekti.
Nereden mi biliyorum?
Gördüm, şahit oldum. Ve sonunda ben bile isimlerini unuttum o çocukların. Sadece yüzleri aklımda.
Sıradan yüz değil onlar; kristalize olmuş sorumluluktan yakıcı bir ayna.
Mesela Van’da bir Atatürk koşusu... En önde, kalın telli saçları yele gibi uçuşan bir kız. Uzak ara. Yaşı, Nevin’in oto lastiğinden engelleri aştığı yaşa denk. En az Nevin kadar üstün yetenek.
Lakin ayaklar çıplak...
“Nerede bunun ayakkabısı diye sormuştum İstanbul’lu öğretmenine”...
Yüzü kızarmıştı.
“Ben kendi cebimden ancak defter kalem alabiliyorum ihtiyacı olan çocuklara” demişti.
On yıl geçti. O çocuk Nevin Yanıt olabilirdi. Muhtemelen kerpiç bir evde çocuk fabrikası olmuştur.
Bitlis’te, antrenmandan sonra ayakkabıları dolaba kilitlenen kızlar vardı mesela... “Sokakta giyerlerse çabuk eskir, yenisi kim bilir kaç yıl sonra gelir”!
Hayatında tartan pist görmemiş çocuklar vardı. Pist olsa, tesis olsa, ayakkabı, eşofman olsa, koşacak besin alamayanlar vardı.
“Tarhana çorbası şampiyonları”!
Binlerce, on binlerce.
Bugün yok mu?
Neyse...
Aslında bir çuval inciri berbat etti Nevin!.. Ne güzel Afrika’dan falan hazır sporcular getiriyorduk. Şimdi bizim çocukların da yapabileceği ortaya çıktı.
Hem de araba lastiklerinden engel, asfalttan pist ile.
Hele Nevin’in annesi... Yaktı bizi!
İşin yoksa, tesis/ malzeme/ilgi sorgulamasına dön şimdi.
Sporcu yokken, gerekirse ithal ederek ne güzel idare ediyorlardı atletizmi.

The Legend
03.08.2010, 10:48
tebrikler nevin

Cengiz Çubukcu
03.08.2010, 11:02
Bu da Mehmet Demirkol'un yazısı.... hemşerisini es geçmemiş :)
İlahi bir işaret
100 metre engellide Avrupa Şampiyonu çıkarmak herhangi bir başarı değildir. Herhangi bir büyük başarı da değildir. İlahi bir işarettir.
Kısa mesafede, bir sprint yarışında hem de teknik bir yarışta bir Türk kızının bu başarıyı kazanması, bu topraklardan her türlü sportif başarının çıkabileceğinin sinyalidir.
Hem de bir antrenör, Cüneyt Yüksel’in sadece kendi özel çabasıyla dar bir çevrede yaptığı taramayla bulunan bir yıldız adayıyla yapabildik bunu. Nevin Yanıt’ın yaptığı işte bu yüzden önemli. Hem de çok önemli.
Avrupa’nın en değerli sporcu kaynağının üzerinde oturan bizlere ilahi dersler ve işaretler hep musibetlerle gelecek değil.
Bu kez böylesine zor bir branşta bir şampiyon Yanıt oldu sorularımıza. Her spor dalında zirveye gidebileceğimizin, sporu bir yaşam biçimi ve ekonomik güç yapabileceğimizin daha güzel bir işaretini göremezsiniz.
Bu ders için teşekkürler Cüneyt Yüksel, teşekkürler Nevin Yanıt, teşekkürler Yanıt ailesi ve teşekkürler Mersin...

pazarkapılı
03.08.2010, 15:28
spordan sorumlu bakancagızın büyük basarısı....10 yıl sonra benim zamanımda birinci cıkmıstı avrupada 5.olmustuk derse sasırmayalım...belki 10 belki secimden de yakın!!!....

Cengiz Çubukcu
04.08.2010, 08:23
Atilla Gökçe Yazmış...

Mehmet Terzi: Yılın spor adamı

Sessiz. Alçak gönüllü, sakin... Çok konuşmayı değil, çok düşünmeyi seviyor...
Söyleyen değil, dinleyen bir yapısı var...
Tıpkı sporculuk döneminde olduğu gibi... Çok iyi hazırlanıyor...
Yarışlara da, kararlara da!
Popülist tavırlardan, demagojiden, polemiklerden, tartışmalardan uzak duruyor.
Siyasetçilerimizin de çoğu spor yöneticimizin de bir türlü gösteremediği büyük bir becerisi var:
Egolarını yenmiş, ihtiraslarını tüketmiş, ama ideallerinden asla vazgeçmemiş bir sabır maratoncusu o
O nedenle 3 altın 1 gümüş madalya ile taçlanan muhteşem Barcelona macerası sırasında hep gölgede kaldı. Fotoğraflarına ya da ekran görüntülerine rastlayamadınız.
Şöyle bir hatırlayın bakalım eski başkanları...
Mesela Süreyya Ayhan’ın en parlak günlerinde, Mehmet Yurdadön’ün girmediği kaç fotoğraf karesi, kaç TV programı kaldı belleğinizde?
Hayır, Mehmet Terzi bunları yapmadı. Sporcusunun sırtına çıkmadı. Onların rolünü çalmadı. Başarıyı fırsat bilip siyasetçilere selam, rakiplere mesaj çakmadı.
Barcelona 2010, bu yönüyle de unutulmaz bir Avrupa Şampiyonası oldu.
Elvan’ın Alemitu’nun ve özellikle Nevin’in altın madalyaları kadar, bir spor adamı, federasyon başkanı olarak Mehmet Terzi’nin onurlu ve sakin duruşu da önemli.
Mehmet Terzi, Pekin’e 16 atletle gittiklerini, bu defa Londra Olimpiyat Oyunları’na en az 25 atlet götürmek istediklerini söylüyor.
Böyle bir kafile büyümesini, geçmişte örneğini çok gördüğümüz bürokratik cambazlıklarla değil, akıllı yatırımları, programları ve hedefleriyle sağlayacağını
Biliyoruz artık.
Bu adam boş konuşmuyor.
Boş durmuyor, çok çalışıyor.
Evi ve işi Eskişehir’de... Ama 1,5 saatlik tren yolculuğuyla her sabah federasyona gidiyor. Personelinden önce orada oluyor. Programlarının ve hedeflerinin titiz takipçisi. Sporcularının her türlü sorunuyla ilgileniyor.
Christophe Lemaitre’nin 100 metredeki 9.98’lik ilk beyaz başarısı şampiyonadan önce ilham vermiş ona... 10.46’lık Türkiye rekortmeni İzzet Safer’i, sırf “Sen de yapabilirsin” demek için Barcelona’ya götürmüş. Bayrak yarışında koşturmuş. Çocuğun, oradan alacağı ilhamla Mersin’de başka bir motivasyonla çalışacağını söylüyor.
2012’de Londra’dan en az 5- 6 altın madalya ile dönmeyi hedefliyor.
Hayır, bu adama dudak bükemezsiniz.
Yaptıkları, yapacaklarının teminatı çünkü.
Mehmet Terzi, Türk sporunun hayallerini hayata taşıyor.
Tıpkı Barcelona’da olduğu gibi.
...Ve Terzi bize, bir ezberden daha vazgeçmemizi hatırlatıyor sessizce...
Hani her yıl futbolda lig şampiyonu olan kulüp başkanını “Yılın Spor Adamı” seçme ezberimiz var ya, işte o ezberi bozuyor.
Benim oyum Atletizm Federasyonu Başkanı’na..
Evet, 2010’un spor adamı Mehmet Terzi!