PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Karadeniz'lilerin Kıvrak Zekası..



Melek
24.07.2010, 12:20
http://www.kenthaber.com/Resimler/2010/07/20/AY324974_detay.jpg
Trabzon’un Dernekpazarı ilçesi Güney mahallesinde yaşayan Ali Düzenli adlı vatandaşın yaptığı hayvan kovar ile ilgi çekiyor.
Adına " Tak Tak " ismini verdiği hayvan kovarının çıkardığı sesle tarlasında yetişen mısır, fasülye ve kabak gibi tarım ürünlerine yabani hayvanların zarar vermesini engelleyen Ali Düzenli, “Önceleri domuz ve ayılar bahçemize zarar veriyordu. Ancak artık bu ‘Tak Tak’tan sonra bahçeme yabani hayvanlar dadanmaz oldu” dedi.
Buluşuna rüzgarın etkisi ile hareket eden kolun tenekeye vurması sonucu çıkan sesten dolayı “Tak Tak” ismini verdiğini belirten Düzenli, görenlerin ilk bakışta çok şaşırdığını ancak yel değirmenleri gibi basit bir düzenekle çalışan “Tak Tak”ın hayvanları kovmada çok etkili olduğunu sözlerine ekledi.

Melek
24.07.2010, 12:22
Karadeniz zekası sineği bitirdi.
http://img5.imageshack.us/img5/3177/27434.jpg
Sineklerden muzdarip olan Karadeniz köylüsü kıvrak zekasıyla bu dertten kurtuldu. Hem de hiçbir ücret ödemeden.
Trabzon'da bazı köylüler ve esnaf, yaz aylarında artan, insanlara büyük rahatsızlık veren sinekleri, lambanın yakınına astıkları şeffaf poşet içindeki su ile uzaklaştırmayı başardı.


Trabzon merkeze bağlı Akoluk beldesine bağlı köylerde yaşayan bazı vatandaşlar ile belde esnafı, bir süre önce şeffaf bir poşet içine doldurulan suyun lambanın yanına asılması halinde sineklerin ortamdan uzaklaştığını fark etti.


Karadenizlinin kıvrak zekasının ürünü olarak gösterilen yöntem, işe yaradığını fark eden diğer köylülerin de kullanmaya başlamasıyla yaygınlık kazandı.


Böylece köylüler, sineklerin su dolu poşetten neden uzaklaştıklarını tam olarak çözemeseler de ilaç ve sinek kovucu parası vermekten kurtuldular. Beldede sineklerden kurtulmak için doğaya zarar verdiği belirtilen ilaçlar, kimyasal spreyler ya da bazı cihazların kullanımı azaldı. Bu ilginç sineksavarla evlerinde, iş yerlerinde rahat rahat oturma, uyuma imkanı bulduklarını belirten belde sakinleri hallerinden son derece memnun olduklarını dile getirdi.


POŞET ASILAN LAMBAYA SİNEK GELMİYOR
Beldede kahvehanesine kurduğu bu yöntemlerle müşterilerini de memnun eden 25 yıllık kahvehane işletmecisi Hasan Karaahmet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yöntemi, arkadaşının tavsiyesi üzerine kullanarak sinek sorununa son verdiğini vurguladı.
Sineklerin, ışığın suda yansımasıyla gözlerinin kamaştığını, dolayısıyla ortamdan uzaklaşmış olabileceklerini düşündüğünü belirten Karaahmet, şunları söyledi: ''Yaz sezonu olduğu için müşterilerimiz genelde salona gimeyip kahvehanenin önünde oturuyor, sinek fazla olduğu için de rahatsız oluyorlar. Bir arkadaş bu yöntemi tavsiye etti, ben de denedim. Bayağı da faydası oldu. Sineklerin ortamdan ışığın suda yansımasıyla mı, yoksa başka nedenle mi uzaklaştığını bilmiyorum. Yanında su dolu poşet bulunan lambaya sinek gelmezken, diğer lambaya sinek gelebiliyor. Yöntemi her lamba için uygulamak en faydalısı. Hiçbir maliyeti de yok.''
''KIRILAN ÜZÜM BAĞINA, YARA BANDIYLA ÇÖZÜM''
Müşteri Kadir Uzunismail de ilginç sineksavarı ilk gördüklerinde çok güldüklerini ifade ederek, şunları söyledi: ''Hasan ağabey sürekli bu tür icatlar yapar, sineksavarı gördüğümüzde güldük ama fazla da yadırgamadık. Hasan ağabeyin daha önce kırılmış üzüm asmasını yeniden kaynaması için yara bandı ile sardığını bile görmüştük. İşe de yaramıştı. Bu yöntemin de onlardan biri olduğunu düşündük. Gerçekten de işe yaradı'' dedi.


Kahvehanenin bazı müşterileri de ilginç sineksavara, ''telefondan sonra en büyük icat'' benzetmesi yaptılar.
Öte yandan, kahvehanedeki lambanın yanına poşet asıldığını gören bazı muzip müşterilerin toplu iğne ile poşeti delip suyun masada oturan arkadaşlarını ıslatmasıyla eğlendikleri öğrenildi.Beldede aynı yöntemi kullanıp sinek sorunundan kurtulan bazı esnaf ve köylüler de yöntemden memnun olduklarını anlattılar.

Great White
24.07.2010, 12:56
Zaytung (http://www.zaytung.com/)' dan mı alınmış bunlar:)

Adil ÖZGÜR
24.07.2010, 13:12
Zaytung (http://www.zaytung.com/)' dan mı alınmış bunlar:)

aa nın haberi, Radikal gazetesinde gördüm, yanlız fotoğrafı daha değişik.

Karadeniz usulü sineksavar


http://i.radikal.com.tr/644x385/2010/07/24/fft5_mf496340.Jpeg

24/07/2010 11:46
Trabzon'da bazı köylüler ve esnaf, yaz aylarında artan, insanlara büyük rahatsızlık veren sinekleri, lambanın yakınına astıkları şeffaf poşet içindeki su ile uzaklaştırmayı başardı.



TRABZON - Trabzon merkeze bağlı Akoluk beldesine bağlı köylerde yaşayan bazı vatandaşlar ile belde esnafı, bir süre önce şeffaf bir poşet içine doldurulan suyun lambanın yanına asılması halinde sineklerin ortamdan uzaklaştığını fark etti.

Karadenizlinin kıvrak zekasının ürünü olarak gösterilen yöntem, işe yaradığını fark eden diğer köylülerin de kullanmaya başlamasıyla yaygınlık kazandı. Böylece köylüler, sineklerin su dolu poşetten neden uzaklaştıklarını tam olarak çözemeseler de ilaç ve sinek kovucu parası vermekten kurtuldular. Beldede sineklerden kurtulmak için doğaya zarar verdiği belirtilen ilaçlar, kimyasal spreyler ya da bazı cihazların kullanımı azaldı. Bu ilginç sineksavarla evlerinde, iş yerlerinde rahat rahat oturma, uyuma imkanı bulduklarını belirten belde sakinleri hallerinden son derece memnun olduklarını dile getirdi.

-POŞET ASILAN LAMBAYA SİNEK GELMİYOR-
Beldede kahvehanesine kurduğu bu yöntemlerle müşterilerini de memnun eden 25 yıllık kahvehane işletmecisi Hasan Karaahmet, yöntemi, arkadaşının tavsiyesi üzerine kullanarak sinek sorununa son verdiğini vurguladı.

Sineklerin, ışığın suda yansımasıyla gözlerinin kamaştığını, dolayısıyla ortamdan uzaklaşmış olabileceklerini düşündüğünü belirten Karaahmet, şunları söyledi:

"Yaz sezonu olduğu için müşterilerimiz genelde salona gimeyip kahvehanenin önünde oturuyor, sinek fazla olduğu için de rahatsız oluyorlar. Bir arkadaş bu yöntemi tavsiye etti, ben de denedim. Bayağı da faydası oldu. Sineklerin ortamdan ışığın suda yansımasıyla mı, yoksa başka nedenle mi uzaklaştığını bilmiyorum. Yanında su dolu poşet bulunan lambaya sinek gelmezken, diğer lambaya sinek gelebiliyor. Yöntemi her lamba için uygulamak en faydalısı. Hiçbir maliyeti de yok."

-"KIRILAN ÜZÜM BAĞINA, YARA BANDIYLA ÇÖZÜM"-
Müşteri Kadir Uzunismail de ilginç sineksavarı ilk gördüklerinde çok güldüklerini ifade ederek, şunları söyledi:

"Hasan ağabey sürekli bu tür icatlar yapar, sineksavarı gördüğümüzde güldük ama fazla da yadırgamadık. Hasan ağabeyin daha önce kırılmış üzüm asmasını yeniden kaynaması için yara bandı ile sardığını bile görmüştük. İşe de yaramıştı. Bu yöntemin de onlardan biri olduğunu düşündük. Gerçekten de işe yaradı" dedi.

Kahvehanenin bazı müşterileri de ilginç sineksavara, "telefondan sonra en büyük icat" benzetmesi yaptılar. Öte yandan, kahvehanedeki lambanın yanına poşet asıldığını gören bazı muzip müşterilerin toplu iğne ile poşeti delip suyun masada oturan arkadaşlarını ıslatmasıyla eğlendikleri öğrenildi.Beldede aynı yöntemi kullanıp sinek sorunundan kurtulan bazı esnaf ve köylüler de yöntemden memnun olduklarını anlattılar. (aa)

Melek
24.07.2010, 13:17
Çamaşır Makinesini Bakın Ne Yaptı
http://www.haber61.net/images/news/25357.jpg
Rize'nin Ardeşen ilçesinde bir kişi, eski kullanılmayan çamaşır makinasını değerlendirerek bıçak bileme aleti yaptı
Rize'nin Ardeşen ilçesinde ikamet eden 56 yaşındaki Aziz İnce adlı kişi, 10 yıl önce emekli olduğunu, evinin altında bulunan dükkanında atıl vaziyette olan aletleri değerlendirerek onları faydalı hale getirmeye çalıştığını belirterek, son buluşunun ise bıçak bileme aleti olduğunu söyledi.
Atıl durumdaki merdaneli çamaşır makinasının motorunu değerlendirerek bıçak bileme aleti yaptığını kaydeden İnce, "Eskimiş, kullanılmayan merdaneli çamaşır makinesinin motorunu değerlendirerek bu aleti oluşturdum. Bu sayede ev aletlerini, bıçak, hatta döner bıçaklarını dahi bileyebiliyorum. Komşularımın artık bıçak ve benzeri kesici aletlerini bilemek için çarşıya gitmelerine gerek kalmıyor. Boş zamanlarımı eskimiş, kullanılmayan makinaları değerlendirmek ve onlardan yeni buluşlar nasıl yapabilirim diyedüşünerek geçiriyorum. Bunların dışında kendi buluşuma özgü masa, sandalye gibi birçok ev aletleri de yaptım" dedi.

Hasan YAYLI
24.07.2010, 15:26
http://www.kenthaber.com/Resimler/2010/07/20/AY324974_detay.jpg

Trabzon’un Dernekpazarı ilçesi Güney mahallesinde yaşayan Ali Düzenli adlı vatandaşın yaptığı hayvan kovar ile ilgi çekiyor.
Adına " Tak Tak " ismini verdiği hayvan kovarının çıkardığı sesle tarlasında yetişen mısır, fasülye ve kabak gibi tarım ürünlerine yabani hayvanların zarar vermesini engelleyen Ali Düzenli, “Önceleri domuz ve ayılar bahçemize zarar veriyordu. Ancak artık bu ‘Tak Tak’tan sonra bahçeme yabani hayvanlar dadanmaz oldu” dedi.

Buluşuna rüzgarın etkisi ile hareket eden kolun tenekeye vurması sonucu çıkan sesten dolayı “Tak Tak” ismini verdiğini belirten Düzenli, görenlerin ilk bakışta çok şaşırdığını ancak yel değirmenleri gibi basit bir düzenekle çalışan “Tak Tak”ın hayvanları kovmada çok etkili olduğunu sözlerine ekledi.


Emrullah abi habu emice neyin oliii :D :D :D

Melek
28.07.2010, 17:13
Rizeli’nin hayatın zorluklarına karşı geliştirdiği ilginç çözümlerden bir tanesi daha...
Rize’de objektiflere yakalanan ilginç fotoğraf kareleri, Rizeli’nin hayatın zorluklarına karşı geliştirdiği ilginç çözümlerden bir tanesini daha ortaya koydu.
Rize’nin Derepazarı ilçesi Maltepe köyünde çekilen bu fotoğraf karelerinde eski model bir otomobil ile taşınan 17 yaş çay bohçası görülüyor.

http://img227.imageshack.us/img227/669/rizecayy.jpg
Kamyonet ile bile taşınması bir hayli güç olan 17 bohça çayın otomobil ile taşınması görenleri şaşkına çeviriyor.

Mustafa Umut
29.07.2010, 22:29
Rizeli’nin hayatın zorluklarına karşı geliştirdiği ilginç çözümlerden bir tanesi daha...

Rize’de objektiflere yakalanan ilginç fotoğraf kareleri, Rizeli’nin hayatın zorluklarına karşı geliştirdiği ilginç çözümlerden bir tanesini daha ortaya koydu.
Rize’nin Derepazarı ilçesi Maltepe köyünde çekilen bu fotoğraf karelerinde eski model bir otomobil ile taşınan 17 yaş çay bohçası görülüyor.


http://img227.imageshack.us/img227/669/rizecayy.jpg

Kamyonet ile bile taşınması bir hayli güç olan 17 bohça çayın otomobil ile taşınması görenleri şaşkına çeviriyor.

olay budur !

Mustafa Umut
29.07.2010, 22:30
Çamaşır Makinesini Bakın Ne Yaptı

http://www.haber61.net/images/news/25357.jpg
Rize'nin Ardeşen ilçesinde bir kişi, eski kullanılmayan çamaşır makinasını değerlendirerek bıçak bileme aleti yaptı
Rize'nin Ardeşen ilçesinde ikamet eden 56 yaşındaki Aziz İnce adlı kişi, 10 yıl önce emekli olduğunu, evinin altında bulunan dükkanında atıl vaziyette olan aletleri değerlendirerek onları faydalı hale getirmeye çalıştığını belirterek, son buluşunun ise bıçak bileme aleti olduğunu söyledi.

Atıl durumdaki merdaneli çamaşır makinasının motorunu değerlendirerek bıçak bileme aleti yaptığını kaydeden İnce, "Eskimiş, kullanılmayan merdaneli çamaşır makinesinin motorunu değerlendirerek bu aleti oluşturdum. Bu sayede ev aletlerini, bıçak, hatta döner bıçaklarını dahi bileyebiliyorum. Komşularımın artık bıçak ve benzeri kesici aletlerini bilemek için çarşıya gitmelerine gerek kalmıyor. Boş zamanlarımı eskimiş, kullanılmayan makinaları değerlendirmek ve onlardan yeni buluşlar nasıl yapabilirim diyedüşünerek geçiriyorum. Bunların dışında kendi buluşuma özgü masa, sandalye gibi birçok ev aletleri de yaptım" dedi.

iyi güldüm :alkış:

tuncay1984
29.07.2010, 22:54
memleketin diger bölgelerinde daha cok kivrak zekali olaylar oluyoda
bu medya nedense hep bizim kileri öne cikariyor bu isi ben cözemedim

Misina
29.07.2010, 22:57
Sürekli balık avlamaya gittiğimiz 56 yaşındaki bir abimiz oto aküsüne sırtında bi düzenek yaparak araba farına bağlayıp gece av sırasında aydınlatma ihtiyacımızı gidermişti :D

Emrullah
29.07.2010, 23:31
Emrullah abi habu emice neyin oliii :D :D :D

Uşağum bizum köyli ekrabayu tarikattandu. Hatta haberi yapan da aktif olarak yer aldığım bizim köyün sitesi. Melek nereden bulmuşsa bu haberi.

Celal Demir
11.08.2010, 16:50
http://www.kenthaber.com/Resimler/2010/07/20/AY324974_detay.jpg
Trabzon’un Dernekpazarı ilçesi Güney mahallesinde yaşayan Ali Düzenli adlı vatandaşın yaptığı hayvan kovar ile ilgi çekiyor.
Adına " Tak Tak " ismini verdiği hayvan kovarının çıkardığı sesle tarlasında yetişen mısır, fasülye ve kabak gibi tarım ürünlerine yabani hayvanların zarar vermesini engelleyen Ali Düzenli, “Önceleri domuz ve ayılar bahçemize zarar veriyordu. Ancak artık bu ‘Tak Tak’tan sonra bahçeme yabani hayvanlar dadanmaz oldu” dedi.
Buluşuna rüzgarın etkisi ile hareket eden kolun tenekeye vurması sonucu çıkan sesten dolayı “Tak Tak” ismini verdiğini belirten Düzenli, görenlerin ilk bakışta çok şaşırdığını ancak yel değirmenleri gibi basit bir düzenekle çalışan “Tak Tak”ın hayvanları kovmada çok etkili olduğunu sözlerine ekledi.

bu bildiğimiz takatuka yav 10 yıl öncede vardı bu :D hala çekyatın altında durur teneke bağlayınca ses çıkarıyor gerçekten :D

ugur_ugur2
27.08.2010, 12:22
olay budur !

efsane yaaaaaa:D:D:D:D:D:alkış::alkış::alkış::alkış::alkı ş::alkış::alkış::alkış::alkış::alkış::alkış::alkış :

Melek
27.08.2010, 12:32
Uşağum bizum köyli ekrabayu tarikattandu. Hatta haberi yapan da aktif olarak yer aldığım bizim köyün sitesi. Melek nereden bulmuşsa bu haberi.

İlgi alanıma giriyor bu tarz haberler takip ediyorum :D

Melek
27.08.2010, 12:41
Artvin'de çok ilginç bir olay

http://www.haber61.net/images/news/28835.jpg

.Artvin'de evinin önündeki toprak yoldan geçen araçların kaldırdığı tozdan rahatsız olan kişi, yolun her iki tarafına eski televizyonlar yerleştirdi.
Borçka ilçesinin Alaca köyüne bağlı Yanıklı Mahallesi'nde yaşayan Kenan Yılmaz (57), Artvin'deki bir televizyon tamircisinden çalışmayan 3 adet televizyon satın aldığını anlatarak, sistemin başarıyla çalıştığını belirtti.
KAMERA ŞAKASI MI YAPIYORSUNUZ?
Bazı sürücülerin araçlarından inip televizyonları incelediklerini vurgulayan Yılmaz, ''Zaman zaman eve kadar gelen sürücüler, televizyonların niçin yola koyulduğunu soruyorlar. 'Kamera şakası mı yapıyorsunuz' diyen bile oluyor. Bu sistemi öğrenenler, yoldan tekrar eskisi gibi hızlı geçmeye başlıyorlar'' dedi.
''MOBESE SİSTEMİ OLDUĞUNU SANMIŞTIM''
Yoldan geçen sürücülerden Nurettin Gündoğdu ise yol kenarında bulunan televizyonların dikkatini çektiğini belirterek, ''İlk zamanlar bunların MOBESA sistemi olduğunu sanmıştım. Mecburen yavaş geçiyordum. Merak edip aradan inip ev sahibine sordum. Aldığım cevap karşısında çok şaşırdım'' diye konuştu.
Gündoğdu, böyle bir yöntemi, ancak Karadenizli birinin yapacağını ifade ederek, ''Karadeniz insanın üstün zekasını bir kez daha burada gördüm. Bence başarılı da olmuş. Biz de bu sistemi kendi evimizin önünü kurmayı düşünüyoruz. Bizim evimizde yol kenarında'' dedi.

000061
27.08.2010, 12:48
Artvin'de çok ilginç bir olay

http://www.haber61.net/images/news/28835.jpg

.Artvin'de evinin önündeki toprak yoldan geçen araçların kaldırdığı tozdan rahatsız olan kişi, yolun her iki tarafına eski televizyonlar yerleştirdi.
Borçka ilçesinin Alaca köyüne bağlı Yanıklı Mahallesi'nde yaşayan Kenan Yılmaz (57), Artvin'deki bir televizyon tamircisinden çalışmayan 3 adet televizyon satın aldığını anlatarak, sistemin başarıyla çalıştığını belirtti.
KAMERA ŞAKASI MI YAPIYORSUNUZ?
Bazı sürücülerin araçlarından inip televizyonları incelediklerini vurgulayan Yılmaz, ''Zaman zaman eve kadar gelen sürücüler, televizyonların niçin yola koyulduğunu soruyorlar. 'Kamera şakası mı yapıyorsunuz' diyen bile oluyor. Bu sistemi öğrenenler, yoldan tekrar eskisi gibi hızlı geçmeye başlıyorlar'' dedi.
''MOBESE SİSTEMİ OLDUĞUNU SANMIŞTIM''
Yoldan geçen sürücülerden Nurettin Gündoğdu ise yol kenarında bulunan televizyonların dikkatini çektiğini belirterek, ''İlk zamanlar bunların MOBESA sistemi olduğunu sanmıştım. Mecburen yavaş geçiyordum. Merak edip aradan inip ev sahibine sordum. Aldığım cevap karşısında çok şaşırdım'' diye konuştu.
Gündoğdu, böyle bir yöntemi, ancak Karadenizli birinin yapacağını ifade ederek, ''Karadeniz insanın üstün zekasını bir kez daha burada gördüm. Bence başarılı da olmuş. Biz de bu sistemi kendi evimizin önünü kurmayı düşünüyoruz. Bizim evimizde yol kenarında'' dedi.




Bu çok güzelmiş.

Melek
27.08.2010, 12:52
Rize'de Yine Fıkralık Olay!

http://img840.imageshack.us/img840/956/rize.jpg

Rize'nin Pazar ilçesinde iki kardeşe ait 120 metrekarelik baba evi amca çocukları tarafından ortadan ikiye bölünerek paylaşıldı.
Kendilerine düşen evin 60 metrekarelik bölümünü yıkıp yandaki arazileri de kullanan kardeşler 3 katlı bina inşa ederken, diğer amca çocukları da evin geri kalan bölümünü odunluk olarak kullanmaya başladı. Bir tarafı yarım bir eski bölge evi, diğer tarafı da 3 katlı binadan oluşan yapı, ilginç ve çok dikkat çeken bir görüntü oluşturdu.
Temel fıkralarına konu olabilecek ilginç olay Pazar ilçesi Kesikköprü köyünde yaşandı. İsmail ve Tahsin Sarıbaş kardeşler 1960'lı yıllarda 120 metrekarelik yarı ahşap bir ev yaptı. Kardeşlerden İsmail Sarıbaş vefat edince çocukları, amcaları Tahsin Sarıbaş'tan evi yıkıp yerine yeni bina yapmak için izin istedi ancak izin çıkmadı. Bunun üzerine ev amca çocukları arasında yarı yarıya paylaştırıldı.
İsmail Sarıbaş'ın oğlu Bekir Sarıbaş ve kardeşleri, kendilerine düşen evin 60 metrekarelik bölümünü yarıdan keserek aldıktan sonra yıktı ve bitişik arazilerini de ekleyerek 3 katlı bina yaptı. Evin geri kalan bölümü ise Tahsin Sarıbaş'ın çocukları tarafından odunluk olarak kullanılmaya başlandı. Yarısı kalan evin diğer yarısı yıkılıp yerine bina yapılınca, "Labirent gibi üst geçit", "8 katlı merdivenle ulaşılabilen 8 katlı apartman" gibi sadece ve sadece Rize'ye özgü yapılara, benzeri görülmeyen bir yenisi daha eklendi.
"Laz inadı"
Kendilerine kalan bölümü kesip aldıktan sonra yıkan kardeşlerden Bekir Sarıbaş, evi babası ve amcasının inşa ettiğini belirterek "Biz evin sağ tarafında yeni bir ev yapmak istedik. Ama amcamızla anlaşamadık. Evi paylaştık, hakkımız olan bölümü aldık. Yerine de 3 katlı bir bina yaptık. Evin geri kalan bölümü de orada heykel gibi duruyor. Bu iş bölgede 'Laz inadı' diye değerlendiriliyor. Eski yapı zaten iki yıl sonra çürür, dökülür. Ancak şimdiki haliyle yapı çok dikkat çekiyor. Gelen geçen herkes fotoğrafını çekiyor, soruyor" dedi.
İlginç bir yapı olarak ortada kaldı
Mahalle sakinleri de kardeşlerin kendi aralarında evi paylaşamadıklarını belirterek "Evi sen al ben alayım tartışması oldu. Paylaşamadıkları için evi ortadan bölmeye karar verdiler. Yarısı senin yarısı benim olsun dediler. Evin bir yarısına yeni bir bina yapıldı. Kalan bölümü diğer kardeş bozmadı. İlginç bir yapı olarak ortada kaldı. Görenler nedenini çok merak ediyor, bize de soranlar oluyor" diye konuştular.

Emrullah
27.08.2010, 12:59
Rize'de Yine Fıkralık Olay!

http://img840.imageshack.us/img840/956/rize.jpg

Rize'nin Pazar ilçesinde iki kardeşe ait 120 metrekarelik baba evi amca çocukları tarafından ortadan ikiye bölünerek paylaşıldı.
Kendilerine düşen evin 60 metrekarelik bölümünü yıkıp yandaki arazileri de kullanan kardeşler 3 katlı bina inşa ederken, diğer amca çocukları da evin geri kalan bölümünü odunluk olarak kullanmaya başladı. Bir tarafı yarım bir eski bölge evi, diğer tarafı da 3 katlı binadan oluşan yapı, ilginç ve çok dikkat çeken bir görüntü oluşturdu.
Temel fıkralarına konu olabilecek ilginç olay Pazar ilçesi Kesikköprü köyünde yaşandı. İsmail ve Tahsin Sarıbaş kardeşler 1960'lı yıllarda 120 metrekarelik yarı ahşap bir ev yaptı. Kardeşlerden İsmail Sarıbaş vefat edince çocukları, amcaları Tahsin Sarıbaş'tan evi yıkıp yerine yeni bina yapmak için izin istedi ancak izin çıkmadı. Bunun üzerine ev amca çocukları arasında yarı yarıya paylaştırıldı.
İsmail Sarıbaş'ın oğlu Bekir Sarıbaş ve kardeşleri, kendilerine düşen evin 60 metrekarelik bölümünü yarıdan keserek aldıktan sonra yıktı ve bitişik arazilerini de ekleyerek 3 katlı bina yaptı. Evin geri kalan bölümü ise Tahsin Sarıbaş'ın çocukları tarafından odunluk olarak kullanılmaya başlandı. Yarısı kalan evin diğer yarısı yıkılıp yerine bina yapılınca, "Labirent gibi üst geçit", "8 katlı merdivenle ulaşılabilen 8 katlı apartman" gibi sadece ve sadece Rize'ye özgü yapılara, benzeri görülmeyen bir yenisi daha eklendi.
"Laz inadı"
Kendilerine kalan bölümü kesip aldıktan sonra yıkan kardeşlerden Bekir Sarıbaş, evi babası ve amcasının inşa ettiğini belirterek "Biz evin sağ tarafında yeni bir ev yapmak istedik. Ama amcamızla anlaşamadık. Evi paylaştık, hakkımız olan bölümü aldık. Yerine de 3 katlı bir bina yaptık. Evin geri kalan bölümü de orada heykel gibi duruyor. Bu iş bölgede 'Laz inadı' diye değerlendiriliyor. Eski yapı zaten iki yıl sonra çürür, dökülür. Ancak şimdiki haliyle yapı çok dikkat çekiyor. Gelen geçen herkes fotoğrafını çekiyor, soruyor" dedi.
İlginç bir yapı olarak ortada kaldı
Mahalle sakinleri de kardeşlerin kendi aralarında evi paylaşamadıklarını belirterek "Evi sen al ben alayım tartışması oldu. Paylaşamadıkları için evi ortadan bölmeye karar verdiler. Yarısı senin yarısı benim olsun dediler. Evin bir yarısına yeni bir bina yapıldı. Kalan bölümü diğer kardeş bozmadı. İlginç bir yapı olarak ortada kaldı. Görenler nedenini çok merak ediyor, bize de soranlar oluyor" diye konuştular.


:D :D :D

Tıpkısının aynısı bizim ev. Dedemden amcamlara ve bize kalan eski evi yıkmak istedik. Çünkü bizim yeni evin hem önünü kapatıyordu hem de rutubet yapıyordu. Amcamlar yıkmak istemiyordu, otluk olarak, odunluk olarak kullanmak istiyordu. En sonunda biz bizim tarafı(evin yarısını) yıkmaya karar verdik ve yıktık. Şu an evin yarısı yok. :D Yarısı olduğu gibi duruyor, kullanılıyor.

Misina
27.08.2010, 13:27
Aracını vantilatör ile serinletiyorRizeli Mehmet Erkan (44), 1972 model Murat 124 Serçe otomobilini vantilatör ile serinletiyor.
http://www.haberkaradeniz.net/images_up/14260-IHA_20100810_101474.jpg
Murat 124 marka Serçe otomobilin ön tamponuna yaptırdığı vantilatörle yaylaya çıkışında artık sorun yaşamadığını belirten Mehmet Erkan (44), "Vantilatörden önce bir yılda en az 5 kez sanayiye gitmek zorunda kaldım" dedi.

Rize´nin Çamlıhemşin İlçesi´nde oturan Mehmet Erkan, yaz aylarını geçirmek için gittiği Hemşin Yaylası´na çıkarken motoru zorlanan 1972 model Murat 124 Serçe otomobilinin ön tamponuna 50 milyon liraya vantilatör taktırdı. Altı yıl önce satın aldığı araçla yaylaya ilk çıkışında çok zorlandığını anlatan Erkan, "Yüksek rakıma çıkan araç, hararetlenen motorundan dolayı sürekli arıza verince beş kez sanayiye gitmek zorunda kaldım. Beş yıl önce vantilatör taktırarak bu sorunu çözdüm. Vantilatörden dolayı hararet yapmayan motor, yaylaya çıkarken herhangi bir sorun çıkarmıyor" diye konuştu.

Vantilatörlü otomobilinin Karadeniz yaylalarında büyük ilgi gördüğünü kaydeden Erkan, 33 yaşındaki otomobilin sorunsuz bir şekilde yaylaya çıktığını gören herkes soluğu motor ustalarında alıyor" dedi.

Emrullah
02.12.2010, 15:55
http://medya.zaman.com.tr/2010/12/02/ev.jpg

Doğa aşığı Rizelinin ilginç evi

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Topluca köyünde yaşayan Ahmet Kesti, evini hem gözden biraz ırak tutmak, hem de manzara ve güneşten daha fazla yararlanmak uğruna sarp bir tepenin üzerine inşa etti.


Yoldan 42 metre yukarıda inşa ettiği tek katlı yapının çatısını rüzgardan zarar görmemesi için çelik halatlarla eve, evi de arka taraftaki duvara monte eden kesti, karayolu ile bina arasındaki ulaşım sorununu da kurduğu ilkel bir ''teleferik''le çözdü.

Ardeşen'de tekstil işiyle uğraşan Ahmet Kesti, baba ocağı Topluca köyündeki araziye ahşap bir ev inşa etmek istedi. İşi dolayısıyla köye genellikle gece geç saatlerde geldiği için hem köy halkını rahatsız etmemek hem de gözden biraz uzak olmak isteyen Kesti, evi mahallenin dışındaki bir yere inşa etmeyi planladı.

Kesti, dağlık arazi yapısının güneşlenmenin önünde oluşturduğu engeli ortadan kaldırmak amacıyla evini, güneşten çok daha fazla yararlanabileceği bin noktaya inşa etmeye karar veren verdi. Evin çok rüzgar alacağını, kara yoluna uzaklığı nedeniyle de ulaşımının güç olacağını söyleyen köylülerin eleştirine rağmen inşaata başlayan Kesti, ahşap evi 6 ayda ayda tamamladı. Karadeniz manzaralı sarp bir tepenin üzerindeki ev, ayrıca Fırtına Vadisi ile Ardeşen ve Pazar ilçelerini gören bir noktaya inşa edildi.

Ahmet Kesti, evi, rüzgardan zarar görmemesi için temeldeki kayalara çaktığı kazıklar üzerine oturtarak, çatıyı da uçmaması için çelik halatlarla eve, evi de profil demirlerle arka tarafta inşa ettiği duvara monte etti.

-ISINMA VE SICAK SU SORUNUNU DA ÇÖZDÜ-

Giriş katında 4 odası, çatı katında ise salonu bulunan evin ısınma sorununu da düşünen Kesti, binanın giriş katına kurduğu soba ile üst kattaki salonu da ısıtabilmek için sobanın üzerine denk gelen bölüme yarım metre çapında bir delik açtı. Kesti, çocuklar düşmesin diye deliğin üzerini de üzerinde küçük delikler bulunan bir metalle kapattı.

Sobaya su kazanı da monte eden Kesti, kazanı su tesisatına bağladı. Böylece soba yandığı sürece tesisatın ulaştığı banyo ve lavabolarda sıcak su kullanma imkanı sundu. Soba borusuyla küçük bir motoru irtibatlandıran Kesti, böylece motoru kullanarak sobayı çok daha kolay tutuşturma imkanı bulurken, dumanın odaya dolmasını da engellemiş oldu.

-RAYLI ''TELEFERİK''LE ULAŞIM-

Ahmet Kesti, özellikle yaşlı ve çocukların kara yolu ile ev arasındaki 42 metrelik patika yolu çıkmakta zorlanması üzerine, demir borular kullanarak raylı bir sistem kurdu.

Üzerine motor yardımıyla hareket edebilen ilkel bir ''teleferik'' yerleştiren Kesti, sisteminin yağmur ve kardan etkilenmemesi için alüminyum saçlar kullanarak önlem aldı.

Sarp arazide düşme ve yuvarlanma riskini ortadan kaldırmak amacıyla rayların kenarına demir korkuluk yapan Ahmet Kesti, böylece kara yolu ile ev arasındaki ulaşım sorununu da motor yardımıyla çalışan ilkel teleferikle çözdü.

-''HEM GÜNEŞİN HEM DE MANZARANIN TADINI ÇIKARIYORUM''-

Ahmet Kesti, AA muhabirine yaptığı açıklamada, evi, güneşten daha fazla yararlanmak, manzaranın ''tadına'' varmak ve biraz olsun gözden ırak olmak düşüncesiyle tepenin üzerine inşa ettiğini söyledi.

İşi gereği köye genellikle geç saatlerde geldiğini ifade eden keşti, şunları kaydetti:

''Sessiz bir ortamda aracın çıkardığı gürültü zaman zaman insanları rahatsız edebiliyor. Hem böyle bir rahatsızlığa neden olmamak hem de biraz olsun gözden ırak olmak düşüncesiyle bu tepeyi seçtim. Kara yolundan uzakta ve rüzgar alan bir yerde olduğu için çok eleştiri aldım, ancak hiçbirine kulak asmadım.

Evi yol kenarına inşa etmiş olsaydım engebeli arazi yapısı nedeniyle çok az güneş alacaktı. Şimdi hem güneşin hem de manzaranın tadını çıkarıyorum. Bulunduğumuz yer tepe üzeri olduğu için her yönden şiddetli rüzgar esebiliyor ancak her türlü tedbiri aldım, evi buna göre inşa ettim. Çok uğraştım, ama sonuç güzel oldu. Kimse bu kadarını tahmin etmiyordu. Sadece manzarayı izlemek bile bana yetiyor.''

Kesti, evin 70 bin, teleferik sisteminin ise 7 bin liraya mal olduğunu belirterek, ileride raylı sistemin yerine asansör yaptırmayı düşündüğünü sözlerine ekledi.