champions
18.07.2010, 11:15
Tarih: 18 Temmuz
Transfer dönemi başlayalı tam 38 gün olmuş. 2. hazırlık maçı oynanmış ve ilk resmi maça 3 haftalık bir süre var. Bu uzun süreçte transfer edilen oyuncular hepimizin malumu.
20 küsür yıldır şampiyon olamayan, Avrupa maceraları sıklıkla 180 dk ile sınırlı olan, ŞL nedir bilmeyen, bir büyük(!) takımın sezon öncesi tablosu pek de yabancı değil.
Diğer takımların son 3 yılda ne kadar başarılı olduklarına kısa bir göz atalım ve kimin başarıya daha fazla ihtiyacı var görelim.
Fenerbahçe; Her 2 kupada finalist ve Uefada 2. tur
Kupa finali ve Şampiyonlar ligi gruplar
Şampiyonlar ligi Çeyrek finali
Galatasaray; Uefa 2. tur (14 maç)
Uefa 4. tur (12 maç)
Lig şampiyonluğu Uefa 3.tur (10 maç)
Beşiktaş; Lig +Kupa şampiyonu
Şampiyonlar ligi gruplar
Bursaspor; Lig şampiyonluğu ve dolayısı ile ŞL katılımı
Trabzonspor; Kupa şampiyonluğu
Not: Son 3 yılda Avrupa’da yaptığımız maç sayısı 6 (Vlaznia-Galati-Toulouse)
Bu tablo bize çok açıkça şunu gösteriyor ki, x takımı bir çalışıyorsa sen iki çalışmalısın, y takımı iki çalışıyorsa sen beş çalışmalısın.
Şimdiye kadar verilen sözler nelerdi, bir hatırlayalım.
Son maçın ertesi “Önümüzdeki Salı ve sonraki hafta 2 transfer yapacağız”
“Kadromuzdan 15-16 oyuncu ile devam edeceğiz,2 yabancı kesin olursa 4 yabancı transfer edeceğiz” Bu açıklamada olursa ifadesi ne kadar aciz olduğumuzun açık bir göstergesi.
“ Transferler kampa kadar bitecek”
“Pantelic’i istiyorum.”
“Dünya kupasını bekliyoruz, takip ettiğimiz isimler var.”
“Öyle bir forvet alacağız ki”
“Transferde hoca ne derse o…” Şenol Güneş Ki soungla hasret mi giderdi?
“Transferler yurtdışı kampına hazır”
“Transferi istersek 1 haftada bitiririz fakat detaylı araştırma yapıyoruz...”
“Bir forvet ve bir forvet arkasını önümüzdeki günlerde bitirmek istiyoruz”
Bunca açıklamadan sonra geldiğimiz nokta sıfıra sıfır elde var sıfır.
Dünya Kupasını az çok hepimiz izledik. Başarılı olan takımların hemen hepsi takım halinde savunma yapmayı biliyorlar. Top rakipte iken, tüm oyuncular belli bir savunma görevini yerine getiriyor. Uruguay biraz istisna olmakla beraber en iyi 4 takımın 3 ü de bu konuda ders çıkartabileceğimiz örnekler. Bu anlamda benim dikkatimi çeken savunmaya dayalı orta saha mevkisinde oynayan oyuncular.
Van Bommel-De Jong
Scweinsteiger-Khedira
Busquets-Alonso-Xavi-İniesta
Arevelo-Perez
İnler-Fernandes
Ramires-Gilberto
Vb. örneklerde görüldüğü üzere birçok takım savunma yönü üst düzey orta saha oyuncularını ilk 11’lerinde barındırıyor. Öte yandan takım savunması iyi olmayan tüm yükü Mascheranoya veren Arjantin’in nasıl dağıldığını ve Selçuk-Colman tarzında Gerrard-Lampard ve hatta ek olarak Barry orta sahasıyla oynayan İngiltere’nin nasıl da buhar olduğunu hepimiz gördük.
Buradan Trabzonspor’a geçiş yaparsak takımımızın topu çizgiden içeri sokmakla birlikte en büyük sorunu takım savunmamızın kötü ve fizik gücümüzün oldukça düşük oluşu. Cale-Ferhat-Selçuk-Colman-Ceyhun-Sezer-Alan-Engin-Yattara-Barış-Burak-Teo gibi isimlerin defansif açıdan zafiyet taşımaları.
Kadromuzda 20 küsür oyuncu var. Bu oyuncuların her biri ya fark yaratıp takımı bir yerlere taşımalılar ya düzenli olarak katkı yaparak 11 oyuncusu olmayı başarmalılar ya da değerli bir rotasyon elemanı olmalılar. Bu 3 sınıfın dışında kalanların takımda bulunmalarının bir anlamı yok. İlk bakışta sezon içinde ne kadar süre alacağı ve dahası ne düzeyde katkı yapacağı meçhul olan birkaç oyuncu; Tolga-Tayfun-Barış-Ferhat-Cale-Sezer-Ceyhun-Engin-Alan-Yattara-Teo-Burak-Tosun Yaklaşık olarak 10 milyon lira maaş bütçesi.
Bugün bakıldığında tartışmasız ihtiyaç duyduğumuz birkaç mevki var.
Sağbek-Sol bek-Defansif orta saha-Gol atmakta mahir bir ileri uç.
Bu 4 mevki olmazsa olmaz. Bunun üstüne Yattaraya güvenemeyeceğimizden skorer bir hücumcu orta saha ile ileri ucun arkasında oynayacak hareketli bir oyuncu(Uche, Sobis vb.) da bize oldukça fayda sağlar.
Bütün bunlar yapılırsa işte o zaman “tamam” oluruz ve sağlam bir şekilde yola çıkabiliriz aksi taktirde yine ilk turda Avrupa’ya veda eden, ilk yarı bitmeden zirveden kopan, 3.lük için 40 takla atacak olan ve “hedef kupa” söylemleriyle ligi sonlandıracak bir Trabzonspor görmemiz pek muhtemel.
Çok değil birkaç ay sonra “Şenol Güneş istifa” “Yönetim istifa” başlığı altında tartışmak istemiyorsak pek sevgili yöneticilerimiz -şayet varsa- akıllarını başlarına almalı ve derhal gerekli transferleri yapmalılar.
Transfer dönemi başlayalı tam 38 gün olmuş. 2. hazırlık maçı oynanmış ve ilk resmi maça 3 haftalık bir süre var. Bu uzun süreçte transfer edilen oyuncular hepimizin malumu.
20 küsür yıldır şampiyon olamayan, Avrupa maceraları sıklıkla 180 dk ile sınırlı olan, ŞL nedir bilmeyen, bir büyük(!) takımın sezon öncesi tablosu pek de yabancı değil.
Diğer takımların son 3 yılda ne kadar başarılı olduklarına kısa bir göz atalım ve kimin başarıya daha fazla ihtiyacı var görelim.
Fenerbahçe; Her 2 kupada finalist ve Uefada 2. tur
Kupa finali ve Şampiyonlar ligi gruplar
Şampiyonlar ligi Çeyrek finali
Galatasaray; Uefa 2. tur (14 maç)
Uefa 4. tur (12 maç)
Lig şampiyonluğu Uefa 3.tur (10 maç)
Beşiktaş; Lig +Kupa şampiyonu
Şampiyonlar ligi gruplar
Bursaspor; Lig şampiyonluğu ve dolayısı ile ŞL katılımı
Trabzonspor; Kupa şampiyonluğu
Not: Son 3 yılda Avrupa’da yaptığımız maç sayısı 6 (Vlaznia-Galati-Toulouse)
Bu tablo bize çok açıkça şunu gösteriyor ki, x takımı bir çalışıyorsa sen iki çalışmalısın, y takımı iki çalışıyorsa sen beş çalışmalısın.
Şimdiye kadar verilen sözler nelerdi, bir hatırlayalım.
Son maçın ertesi “Önümüzdeki Salı ve sonraki hafta 2 transfer yapacağız”
“Kadromuzdan 15-16 oyuncu ile devam edeceğiz,2 yabancı kesin olursa 4 yabancı transfer edeceğiz” Bu açıklamada olursa ifadesi ne kadar aciz olduğumuzun açık bir göstergesi.
“ Transferler kampa kadar bitecek”
“Pantelic’i istiyorum.”
“Dünya kupasını bekliyoruz, takip ettiğimiz isimler var.”
“Öyle bir forvet alacağız ki”
“Transferde hoca ne derse o…” Şenol Güneş Ki soungla hasret mi giderdi?
“Transferler yurtdışı kampına hazır”
“Transferi istersek 1 haftada bitiririz fakat detaylı araştırma yapıyoruz...”
“Bir forvet ve bir forvet arkasını önümüzdeki günlerde bitirmek istiyoruz”
Bunca açıklamadan sonra geldiğimiz nokta sıfıra sıfır elde var sıfır.
Dünya Kupasını az çok hepimiz izledik. Başarılı olan takımların hemen hepsi takım halinde savunma yapmayı biliyorlar. Top rakipte iken, tüm oyuncular belli bir savunma görevini yerine getiriyor. Uruguay biraz istisna olmakla beraber en iyi 4 takımın 3 ü de bu konuda ders çıkartabileceğimiz örnekler. Bu anlamda benim dikkatimi çeken savunmaya dayalı orta saha mevkisinde oynayan oyuncular.
Van Bommel-De Jong
Scweinsteiger-Khedira
Busquets-Alonso-Xavi-İniesta
Arevelo-Perez
İnler-Fernandes
Ramires-Gilberto
Vb. örneklerde görüldüğü üzere birçok takım savunma yönü üst düzey orta saha oyuncularını ilk 11’lerinde barındırıyor. Öte yandan takım savunması iyi olmayan tüm yükü Mascheranoya veren Arjantin’in nasıl dağıldığını ve Selçuk-Colman tarzında Gerrard-Lampard ve hatta ek olarak Barry orta sahasıyla oynayan İngiltere’nin nasıl da buhar olduğunu hepimiz gördük.
Buradan Trabzonspor’a geçiş yaparsak takımımızın topu çizgiden içeri sokmakla birlikte en büyük sorunu takım savunmamızın kötü ve fizik gücümüzün oldukça düşük oluşu. Cale-Ferhat-Selçuk-Colman-Ceyhun-Sezer-Alan-Engin-Yattara-Barış-Burak-Teo gibi isimlerin defansif açıdan zafiyet taşımaları.
Kadromuzda 20 küsür oyuncu var. Bu oyuncuların her biri ya fark yaratıp takımı bir yerlere taşımalılar ya düzenli olarak katkı yaparak 11 oyuncusu olmayı başarmalılar ya da değerli bir rotasyon elemanı olmalılar. Bu 3 sınıfın dışında kalanların takımda bulunmalarının bir anlamı yok. İlk bakışta sezon içinde ne kadar süre alacağı ve dahası ne düzeyde katkı yapacağı meçhul olan birkaç oyuncu; Tolga-Tayfun-Barış-Ferhat-Cale-Sezer-Ceyhun-Engin-Alan-Yattara-Teo-Burak-Tosun Yaklaşık olarak 10 milyon lira maaş bütçesi.
Bugün bakıldığında tartışmasız ihtiyaç duyduğumuz birkaç mevki var.
Sağbek-Sol bek-Defansif orta saha-Gol atmakta mahir bir ileri uç.
Bu 4 mevki olmazsa olmaz. Bunun üstüne Yattaraya güvenemeyeceğimizden skorer bir hücumcu orta saha ile ileri ucun arkasında oynayacak hareketli bir oyuncu(Uche, Sobis vb.) da bize oldukça fayda sağlar.
Bütün bunlar yapılırsa işte o zaman “tamam” oluruz ve sağlam bir şekilde yola çıkabiliriz aksi taktirde yine ilk turda Avrupa’ya veda eden, ilk yarı bitmeden zirveden kopan, 3.lük için 40 takla atacak olan ve “hedef kupa” söylemleriyle ligi sonlandıracak bir Trabzonspor görmemiz pek muhtemel.
Çok değil birkaç ay sonra “Şenol Güneş istifa” “Yönetim istifa” başlığı altında tartışmak istemiyorsak pek sevgili yöneticilerimiz -şayet varsa- akıllarını başlarına almalı ve derhal gerekli transferleri yapmalılar.