bordo61
30.06.2010, 23:22
Uzungöl HES I’in fikir babası Önder Karaduman, yeni bir projenin daha peşinde.Avni Aker’in çatışına yerleştirilecek güneş enerjisi panelleriyle Trabzonspor’a yıllık 12 milyon euro gelir kazandırılacak
Herkesin sustuğu zamanlarda konuşan Trabzonspor yönetim kurulu eski üyesi ve Elektrik Üreticileri Derneği Genel Başkanı Önder Karaduman Trabzonspor’un HES I enerji projesiyle büyük bir ivme kazanacağını söyledi. Karaduman’ın yeni müjdesi ise İsviçre’nin Trabzonla aynı iklime sahip Bern Şehri’ndeki Suissewankdorf Stadında gerçekleştirilen ve güneş enerjisi ile çalışan yeni bir proje...
- Sayın Karaduman siz Trabzonspor hassasiyetlerini ön plana alan, zor günlerde mutlaka ortaya çıkıp inandığınız gerçekleri söylemekten çekinmeyen birisiniz. Trabzonspor sizin hayatınızın neresinde bulunuyor?
Aslında ben inanıyorum ki esasen bütün Trabzonsporlular’ın söylediğiniz hassasiyetlere sahiptir. Özellikle zaten bu hassasiyetlerimiz olmasa böyle bir başarı yakalayamazdık. Böyle bir başarıyı yakalamamızın nedeni Trabzonspor sevdasıdır, kendimize olan güvenimizdir. Trabzonsporlu olmak bana göre hakikaten büyük bir ayrıcalıktır. Trabzonspor Türkiye’de bir ilki başarmış kulüptür. Türkiye’de sadece iki şehirden şampiyon çıkmıştır. Biri İstanbul diğeri Trabzon’dur. Trabzonspor kötü yönetildiği dönemlerde İstanbul’un büyük gayretleriyle unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak Trabzonspor iyi yönetimle tekrar gündeme oturmayı becermiş bir takımdır. Geçtiğimiz yıllarda kötü bir yönetim gösterdik. Trabzonspor bunu hak etmemişti. 6 şampiyonluk 7 ikinciliğimiz var. Bu ikinciliklerin çoğunu masada kaybettik. 19 86 yılında şampiyonluğu yakalasaydık Türk futbolu çok farklı bir yerde olurdu. Bizim şampiyonluğu kaybetmemizle Türk futbolu kaybetti. Trabzonspor yine layık olduğu yere gelecektir.
- Trabzonspor olamadı, Fenerbahçe şampiyon oldu Türk futbolu kaybetti diyorsunuz. Niye böyle bir mukayese yaptınız?
1996 yılında şampiyonluğun kaçması nedeniyle birçok insanı suçladık. Yönetimden teknik heyete futbolcuya kadar herkes suçlandı. Yıllar sonra Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne katılarak ekonomik yönden güçlendi. Popülaritesi arttı. Bizim ise yaramız büyüdü. O zaman Fenerbahçe Başkanı olan kişi bir açıklama yaptı. "O şampiyonluğu ben aldım" demişti. Türk futbolunun kaybı bence işte budur. Fenerbahçe 1996 yılında şampiyonluğu kazanarak yabancı yıldızları Türkiye’de yıldızlaştırdı. Trabzonspor Türk çocuklarını yıldızlaşacaktı. Trabzonspor kazansaydı dışarıdan Fenerbahçe’nin yüklendiği kadar dışarıdaki futbolculara yüklenmeyecekti. Trabzonspor kazansaydı bu ülkeye ne Roberto Carloslar gelirdi ne de buna benzer adamlar transfer edilirdi. Fatih Tekkeler, Gökdenizler gibi bizim dünya Avrupa’da futbol oynayabilecek çok sayıda futbolcumuz olurdu. Biz 1996’da şampiyonluğu yakalasaydık o kadroda olan Ogün, Abdullah, Şota gibi futbolcuların tamamını Trabzonspor kendi transfer edecekti. Bundan hem Trabzonspor hem de Türk futbolu kazanacaktı.
- Sayın Karaduman, Trabzonspor’da bir husus var. Kötü günlerde kimse konuşmak istemiyor. Kimse kötü adam olmak istemiyor. Önder Karaduman’ın böyle bir rahatsızlığı yok. Kötü gidişi yanlışı bütün çıplaklığıyla ortaya koyan bir yapınız var. Kötü adam olmak gibi bir kaygı taşımıyorsunuz. Yani herkes sessizlik içerisindeyken siz konuşuyorsunuz.
Ben beklentileri ve hesapları olmayan bir inanım. Trabzonspor sevgisiyle yanıp tutuşan bir insanım. Geçtiğimiz dönemde bu yönetimin gelmesi için Faruk Özak ile birlikte istişarede bulunan insanlardan biri de bendim. Sayın Özak’ı da rahatsız ettim bu konuda. Onun bakanlığıyla ilgilenmesi gereken dönemlerde Trabzonspor ile ilgili bir şeyler söylemesi gerektiği konusunda kendisini rahatsız ettim. İş bölümünden bana düşen
görev vardı. Sadri Bey’i ikna etmek benim görevimdi. Sadri Beyle ilk konuşan insan bendim. Ciddi çaba sarf ettim. Sadri Bey ile eski dostluğumuz arkadaşlığımız vardır. Ben yaptıklarımı Trabzonspor’un başarısı ve bugün yönetimde olan arkadaşların sevgilerinin ve hesap içinde olmadıklarını düşünerek yaptım. Ama gün geldi federasyon seçimlerinde çelişki yaşadık. Transfer sırasında sayın Hacısalihoğlu’na mesaj attım. Tebrik ediyorum son derece doğru hareketler yapıyorsunuz dedim. O tarihlerde kırgındık kendisine. Şunu söylemeye çalışıyorum Trabzonspor menfaatleri bizim kişisel ilişkilerimizi bir kenara koymamamızı gerektirir. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. Bu yönetimin doğru yolda olduğuna inanıyorum. Ama o gün yapılan hareketin de yanlış yapıldığına inanıyorum. Havuzun dağılımından şikayetçi olduğunu başkan söylüyor artık. Herhalde söyler. Çünkü orada senin haklarını savunacak temsilcinin doğru seçilmiş olması gerekiyor. Seçtiğin kişi bir takım yerlerden bir takım yerleri aracı edip kendini seçtirirse o takdirde senin de şikayet etmeye hakkın olmaz. Bu ayrı bir tenkit konusu. Ancak yapılan transferler, statla ilgili yatırımları takdir etmeyi bilmemiz lazım. Objektif olursak Trabzonspor’a zarar vermeden bu işi götürürüz. Trabzonspor’a mümkün olduğu kadar zarar verilmemesi hassasiyetini taşıyorum. Trabzonspor benim menfaatlerimin üzerinde bir kurumdur. Doğruları söylemekten çekinmememin sebebi iç hesabımın olmamasıdır. İkincisi bu şehirde yaşamak bir zorluk getiriyor. Herkes birbirini tanıyor. Birbirini incitmemeye çalışıyor. Ben şahsen yalnız kalacağımı da bilsem doğruları seslendiririm. 1996’dan sonra Mehmet Ali Yılmaz’ın kendi istirhamıyla yönetiminde yer aldım. Fakat yanlışları görüp daha sonra ayrıldım. Şunu demeye çalışıyorum. Yönetimde olmak bir şey ifade etmez. Ben şu anda kendimi yönetimin içinde hissediyorum. Önemli olan bunu hissetmektir.
- Sizin açık sözlülüğünüz, Trabzonspor hassasiyetiniz, eleştirel yaklaşımınız Fenerbahçe yönetimini ürküttü. Federasyona girmemenizin sebeplerinden biri bu. "Her haksızlık karşısında kamuoyu önüne çıkmasaydım şimdi federasyondaydım" gibi bir rahatsızlığınız oldu mu?
Aziz Yıldırım benim çok yakın dostumdur. Ama ben onların yaptıkları haksızlıkları da onların yüzüne söylemekten çekinmedim. Futbol federasyonu yönetim kurulu üyeliği için benim için makam mevki yeri değildir. Biz makam arabalarımızın kapılarının açılıp kapanmasından mutluluk duyan insanlardan değilim. Futbol Federasyonu üyeliğim ağır bir sorumluluktu. O görevde olsaydım görevin sorumluluğunu yerine getirmeye çalışırdım. Türk futbolunun geleceğiyle ilgili çalışmalar yaptım. Ben milli takımın milli maçları sırasında sayın Terim’in hareketlerini yadırgadım. Federasyonda olsaydım bunları dile getirirdim, ısrar ederdim. Almanya maçından sonra Terim açıklama yapıyor. Futbolcularla vedalaştı ve ayrılacağını söyledi deniyor. Arkasından o günkü Federasyon Başkanı Hasan Doğan "Hayır biz teknik direktörü bırakmayız" diyor. Söylenmesi gereken şey şudur. Terim’in popülaritesine söylenecek bir şey yok. Ama bu ulusal bir takımın teknik direktörlüğüdür. Bu sorumluluğu taşımak zorundasınız. İşveren benim, işveren futbolcular değil onlarla vedalaşamazsın. Bazı değerler birbirine geçmiş vaziyette. İstanbul basını bizim çocuğumuz Şenol Güneş’in isminin geçmesini arzulamıyor. Biz niçin sahip çıkmıyoruz? Bilgisinden mi endişemiz var. Efendiliği artı bir fazladır. Hiç şüphemiz yok. Bana göre Trabzonlu olduğu için hakkı yenmiş biridir.
- Yani siz yönetilen değil yöneten olacağından korkulduğunuz için yönetime alınmadınız.
Bana göre öyle. Benim için Trabzonspor yönetimin dik durmaması beni yaralamıştır. Aziz Bey’i de görebilirdim. Tenezzül etseydim sonuç alırdım. Belki de onlar bunu beklemiştir. Biz de yarın söylediklerimi yapsın diye düşünmüşlerdir. Onlar hangi takımsa ben de onlar kadar güçlü bir takımın taraftarıyım. Onların Fenerbahçeli olması benim için bir şey ifade etmiyor.
- Federasyonda olsaydınız havuz sistemi konusunda bugünkü sorunlar söz konusu olur muydu? Yoksa açılırdı ama istifa eder çeker giderdim mi dersiniz?
Sayın Demirel’in bir lafı vardır. Doğmamış çocuğa don biçmemek daha doğru. O günkü şartlar ne getirirdi bilemiyorum. Orada bulunan temsilcinin Trabzonspor hakkını koruması lazım. Bazı yöneticilerin Federasyonun vat ettiği 3,5 milyon doları aldığı zaman bunu reklam haline getirip federasyon temsilcimiz sayesinde 3,5 milyon doları aldığımızı söylemek üzüntü vericidir. İnsanları aptal yerine koymamak lazım. İnsanların temsil edebileceği temsil edemeyeceği yerler vardır. Temsil edemeyeceği yerde temsil edemeyecek gibi göstermek kuruma zarar verir. Eğer o arkadaş o işi yapamayacaksa size bir faydası olmaz.
- günebakış Gazetesi olarak Uzungöl HES’i konusunda bir yayın yapıyoruz. Kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Yatırıma sahip çıkmasını istiyoruz. Bunun fikir babası sizsiniz. Neler söyleyeceksiniz?
Fikir babası benim ama bunun aktive edilmesinde esas rol Tufan Aydoğan’ındır. Bu camiada Tufan Bey’i, Şadan Beyi ayrı takdir ederim. Trabzonspor sevgilerini kalplerine gömmüş insanlardır. Enerji projeleri ise Trabzon için bulunmaz nimettir. Trabzonspor biraz geç kalmasına rağmen yönetimin bizim aramızdaki duygusal sitemi tutmadan yapmasına teşekkür ediyoruz.
- O kalitede bir yönetim var. Buna katılır mısınız?
Federasyon konusunu bir kenara bırakmak koşuluyla gerek Sadri başkanı gerekse yönetimdeki diğer arkadaşları tebrik ediyor gönülden destekliyorum. Gönlümüzde bir takım yarattılar. Camia olarak birbirimize tutunmamız lazım. Şenol Güneş’i unutmamamız lazım. O çocuğun hakkını vermeliyiz. Enerji projeleri geç de olsa müracaat edildi. Arkasını getirmek lazım. Bazı şeyler araştırıyorum. Enerji Bakanlığıyla sayın bakanımızla yakın ilişkilerim var. Görüş alışverişinde bulunuruz. Serbest piyasanın oluşmasında benden bir takım şeyleri istediler. Güneş enerjisiyle ilgili bir takım çalışmalar bitti ve yayınlanacak. Trabzonspor için önemli bir bilgi bu. Stadın yapımı sırasında bu uygulamayı dünyada birkaç ülke yapmış. Statlarda üstü kapalı olan yerlere güneş enerjisini toplayan paneller yerleştiriliyor. İsviçre’de Suissewankdorf Stadı’nda 2808 panelle yılda 1.14 milyon kw saatlik enerji üretimi elde edip; bu enerjiyi hem stadın iç tüketiminde kullanıp kalanını da şebekeye verip devlete satarak çok ciddi gelir elde ediliyor. Tam bizim stadyum yapma aşamasında bu konu bizim için önemli. Arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum. Yönetime detaylarını vermek istiyorum. Stadyumun projesi yapılırken üstünde güneş panelleri düzenlenmesiyle Trabzonspor’un yıllık 12 milyon euro gibi bir kazancı olabilir. Enerji şirketleri bünyesinde bu da yapılabilir. Trabzon’da çok miktarda enerji santrali yapılıyor. Yönetimin bu firmalarla konuşup üretimin belli miktarı kadar reklam geliri elde etmeleri lazım. Ciddi gelirleri var. Yaklaşık 250 milyon kw saat üretim olacaktır. Ciddi bir rakamdır. Yüzde 10’luk kısmını reklam geliri olarak Trabzonspor’a verseler bunun için fon bile oluşturulabilir. Ciddi bir kaynaktır. Yönetim çok ağır bir yük devraldı. Yönetim geçtiğimiz yıl çok ciddi çalıştı. Daha ancak bu tür şeylere kendilerini verebilecek durumdalar. İnanıyorum ki bunları da gündeme alacaklar.
Günebakış
Keşke Farabi'nin bahsettiği güneş enerji sistemi kullanılarak yapılsa.
Türkiye’deki maç kesintileriyle gündeme gelen elektrikten, yurtdışında kulüpler para kazanıyor. İspanya, İsveç ve Tayvan’daki bazı statlar çevredeki evlere de elektrik satıyor
Dünyanın ilk güneş enerjili stadyumu Kaohsiung 2009 oyunları için Tayvan!da inşa edildi. 55000 seyirci kapasiteli stadyum Mimar Toyo Ito tarafından dizayn edildi. $150 mln üzerinde maliyeti olan stadyum. Üst kısmı 8844 adet güneş paneliyle kaplandı. Senede 1.14 milyon kws elektrik üreterek çevre yerleşimleri %80 elektrik enerjisini karşılayarak çevreye çok büyük katkısı olacak.
http://img144.imageshack.us/img144/8681/stadyum2x.jpg
http://img695.imageshack.us/img695/5448/taiwansolarstadium.jpg
http://img87.imageshack.us/img87/8897/taiwansolarstadium1.jpg
Bu paneller stadyumdaki 3.300 lamba ve jumbo boy ekranı çalıştırmaya yetecek kadar güç üretecek.
Güneş pilli ilk stat olacaktı: Seyrantepe ‘güneş’le aydınlanmayacak
http://img401.imageshack.us/img401/7360/seyrantepeikonik10temmu.jpg
Türk Telekom Arena Stadı’nın güneş enerjisiyle aydınlanması fikrinden maliyet yükü nedeniyle vazgeçildiği öğrenildi.
TOKİ yetkilileri, güneş pilleriyle aydınlatma fikrinden neden vazgeçildiği sorusuna, “Çatıda çok fazla statik yük getireceği ve bakım maliyetinin fazla olacağı için şartnameden çıkarıldı” yanıtını verdi. Varyap İnşaat’tan bir yetkili ise, “Bizim Meridian projemizde güneş enerjisi var, bunu konutlarda yapıyoruz. Konutlar her gün aydınlanıyor; stad haftada bir akşam, 90 dakikadır. TOKİ’nin kendine göre bir yatırım maliyeti koyduğu içindir bu. Şartnameye böyle bir madde koymuş olsalardı, biz ona göre fiyat verirdik” yorumunu yaptı.
İşte güneş santrallı statlar
Dünya Oyunları Stadı - Tayvan
Tayvan’daki 55 bin kişilik Dünya Oyunları Stadyumu, 150 milyon dolara mal oldu. Stadın enerji ihtiyacını karşılayacak 8 bin 844 adet güneş paneli yıllık 1.14 gigavatsaat enerji üretiyor. Böylece 660 ton karbondioksidin atmosfere salınımı engelleniyor. Stadın boş günlerinde elektrik merkezi şebekeye satılıyor.
Stade de Suisse - İsviçre
Bern kentinde 2005’te açılan ve 1.3 megavatlık güneş paneli bulunan 32 bin kişilik İsviçre Stadı (Stade de Suisse) 1.13 gigavatsaat elektrik üretiyor.
630 tonluk salınımın önüne geçen sistem, maç günleri dışında 350 evin yıllık ihtiyacını karşılıyor. Maliyeti ise 66.5 milyon euro.
Cornellà-El Prat - İspanya
Espanyol’un geçen hafta açılan Cornellà-El Prat stadının çatısındaki güneş panelleri 500 kilovat güç üretiyor.
60 milyon euro’luk stat maksimum enerji verimliliği için tasarlandı. Stadın skorbord ve reklam panoları az elektrik tüketen LED teknolojisini destekliyor.
Bursaspor bu işin peşinden koşuyor
Türkiye’de enerji üretimi yapacak ilk stadın Bursa’ya yapılması gündemde. Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe’nin seçim vaatleri arasında yer alan 44 bin kişilik stadın tavanı güneş panellerinden oluşacak. 50 milyon liraya mal olacak stat, yıkılmadan yenilenecek. Stadın elektriğini karşılayacak bu panellerin, 8 yıl içinde kendi yatırımını amorti etmesi, bundan sonra da TEDAŞ’a elektrik satacak hale gelmesi planlanıyor. Böylece yılda 800 bin liralık gelir hedefleniyor.
Asıl ben stadyumumuzun çağın gereklerine göre inşaa edilmesini isteyen , enerji üreten çatı fikrine destek olan arkadaşlara teşekkür ederim . Söylediğim gibi fikir bana ait değil . Fikir , kulübümüze büyük katkılar sağlamış , camia için önemli bir isim olan sayın Karaduman'a ait .
Çağatay akademik eğitimi olduğu için şüphesiz elinde çok daha fazla döküman ve teknik bilgi vardır . Ben kısaca okuduklarıma cevap vereyim . Sevgili Bera Algün , artık nihayet diyelim 2000'li yılların sonlarında ülkemizin güneşlenme ve rüzgar haritaları çıkarıldı . Gerçi bu enerjiyi özelleştirme yasası gelmeseydi daha çok beklerdik ya , neyse ... Bu haritaları sayfaya taşıyıp kafa karışıklığına mahal vermek istemem ancak her nedense Doğu Karadeniz denizi bölgesi harita üzerinde 3. bölge olarak yer alıyor ( umarım yanılmıyorum ) . Doğu Karadeniz'in yer yer iç kesimleri bu konuda daha şanslı . Ancak bölgemiz güneşlenme açısından da şanslı bir bölge değilken güneş pilleri projelendirilebiliyorsa son yıllarda yenilenebilir enerji teknolojilerinde gelişen tekniğin ve teknolojinin verimliliği büyük ölçüde arttırdığını kabul etmek gerek .
Benim de naçizane fikrim , dalga enerjisinden elektrik üretilmesidir . Bu tarihi çok eski olmayan açık deniz dalga enerjisi diğer benzerlerine göre büyük yenilikler içeriyor . Bunun yanında çalışma prensiplerinin bir kaçı ise belkide 150 yıllık . Akyazı bölgesinde eğer büyük bir dolgu alan oluşturulacak ise muhtemelen yüzlerce metre uzunluklarda mendirekler de inşaa edilecek . İşte bu mendirek inşaası dalga enerjisi üretecek tesisin verimliğiliğini arttıracak şekilde mühendisler tarafından tasarlanabilir .
Sözün özü ; dünya gerçekten değişiyor . Eski alışkanlıkların pek çoğu sürdürülemez . Değil Trabzonspor , bütçesi el veren her yurttaş elektrik üretimine katkıda bulunmak zorunda .
Bir kaç görsel :
http://www.alternative-energy-news.info/images/technical/wave-power.jpg
http://www.psfk.com/wp-content/uploads/2008/10/ceto-wave-power-081005.jpg
http://www.virginmedia.com/images/wavepower.jpg
http://news.thomasnet.com/IMT/archives/wave_power_pelamis.gif
http://2wanderlust.files.wordpress.com/2008/10/picture1.jpghttp://i7.photobucket.com/albums/y289/tecknopuppy/wavepower.jpg
Herkesin sustuğu zamanlarda konuşan Trabzonspor yönetim kurulu eski üyesi ve Elektrik Üreticileri Derneği Genel Başkanı Önder Karaduman Trabzonspor’un HES I enerji projesiyle büyük bir ivme kazanacağını söyledi. Karaduman’ın yeni müjdesi ise İsviçre’nin Trabzonla aynı iklime sahip Bern Şehri’ndeki Suissewankdorf Stadında gerçekleştirilen ve güneş enerjisi ile çalışan yeni bir proje...
- Sayın Karaduman siz Trabzonspor hassasiyetlerini ön plana alan, zor günlerde mutlaka ortaya çıkıp inandığınız gerçekleri söylemekten çekinmeyen birisiniz. Trabzonspor sizin hayatınızın neresinde bulunuyor?
Aslında ben inanıyorum ki esasen bütün Trabzonsporlular’ın söylediğiniz hassasiyetlere sahiptir. Özellikle zaten bu hassasiyetlerimiz olmasa böyle bir başarı yakalayamazdık. Böyle bir başarıyı yakalamamızın nedeni Trabzonspor sevdasıdır, kendimize olan güvenimizdir. Trabzonsporlu olmak bana göre hakikaten büyük bir ayrıcalıktır. Trabzonspor Türkiye’de bir ilki başarmış kulüptür. Türkiye’de sadece iki şehirden şampiyon çıkmıştır. Biri İstanbul diğeri Trabzon’dur. Trabzonspor kötü yönetildiği dönemlerde İstanbul’un büyük gayretleriyle unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak Trabzonspor iyi yönetimle tekrar gündeme oturmayı becermiş bir takımdır. Geçtiğimiz yıllarda kötü bir yönetim gösterdik. Trabzonspor bunu hak etmemişti. 6 şampiyonluk 7 ikinciliğimiz var. Bu ikinciliklerin çoğunu masada kaybettik. 19 86 yılında şampiyonluğu yakalasaydık Türk futbolu çok farklı bir yerde olurdu. Bizim şampiyonluğu kaybetmemizle Türk futbolu kaybetti. Trabzonspor yine layık olduğu yere gelecektir.
- Trabzonspor olamadı, Fenerbahçe şampiyon oldu Türk futbolu kaybetti diyorsunuz. Niye böyle bir mukayese yaptınız?
1996 yılında şampiyonluğun kaçması nedeniyle birçok insanı suçladık. Yönetimden teknik heyete futbolcuya kadar herkes suçlandı. Yıllar sonra Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne katılarak ekonomik yönden güçlendi. Popülaritesi arttı. Bizim ise yaramız büyüdü. O zaman Fenerbahçe Başkanı olan kişi bir açıklama yaptı. "O şampiyonluğu ben aldım" demişti. Türk futbolunun kaybı bence işte budur. Fenerbahçe 1996 yılında şampiyonluğu kazanarak yabancı yıldızları Türkiye’de yıldızlaştırdı. Trabzonspor Türk çocuklarını yıldızlaşacaktı. Trabzonspor kazansaydı dışarıdan Fenerbahçe’nin yüklendiği kadar dışarıdaki futbolculara yüklenmeyecekti. Trabzonspor kazansaydı bu ülkeye ne Roberto Carloslar gelirdi ne de buna benzer adamlar transfer edilirdi. Fatih Tekkeler, Gökdenizler gibi bizim dünya Avrupa’da futbol oynayabilecek çok sayıda futbolcumuz olurdu. Biz 1996’da şampiyonluğu yakalasaydık o kadroda olan Ogün, Abdullah, Şota gibi futbolcuların tamamını Trabzonspor kendi transfer edecekti. Bundan hem Trabzonspor hem de Türk futbolu kazanacaktı.
- Sayın Karaduman, Trabzonspor’da bir husus var. Kötü günlerde kimse konuşmak istemiyor. Kimse kötü adam olmak istemiyor. Önder Karaduman’ın böyle bir rahatsızlığı yok. Kötü gidişi yanlışı bütün çıplaklığıyla ortaya koyan bir yapınız var. Kötü adam olmak gibi bir kaygı taşımıyorsunuz. Yani herkes sessizlik içerisindeyken siz konuşuyorsunuz.
Ben beklentileri ve hesapları olmayan bir inanım. Trabzonspor sevgisiyle yanıp tutuşan bir insanım. Geçtiğimiz dönemde bu yönetimin gelmesi için Faruk Özak ile birlikte istişarede bulunan insanlardan biri de bendim. Sayın Özak’ı da rahatsız ettim bu konuda. Onun bakanlığıyla ilgilenmesi gereken dönemlerde Trabzonspor ile ilgili bir şeyler söylemesi gerektiği konusunda kendisini rahatsız ettim. İş bölümünden bana düşen
görev vardı. Sadri Bey’i ikna etmek benim görevimdi. Sadri Beyle ilk konuşan insan bendim. Ciddi çaba sarf ettim. Sadri Bey ile eski dostluğumuz arkadaşlığımız vardır. Ben yaptıklarımı Trabzonspor’un başarısı ve bugün yönetimde olan arkadaşların sevgilerinin ve hesap içinde olmadıklarını düşünerek yaptım. Ama gün geldi federasyon seçimlerinde çelişki yaşadık. Transfer sırasında sayın Hacısalihoğlu’na mesaj attım. Tebrik ediyorum son derece doğru hareketler yapıyorsunuz dedim. O tarihlerde kırgındık kendisine. Şunu söylemeye çalışıyorum Trabzonspor menfaatleri bizim kişisel ilişkilerimizi bir kenara koymamamızı gerektirir. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. Bu yönetimin doğru yolda olduğuna inanıyorum. Ama o gün yapılan hareketin de yanlış yapıldığına inanıyorum. Havuzun dağılımından şikayetçi olduğunu başkan söylüyor artık. Herhalde söyler. Çünkü orada senin haklarını savunacak temsilcinin doğru seçilmiş olması gerekiyor. Seçtiğin kişi bir takım yerlerden bir takım yerleri aracı edip kendini seçtirirse o takdirde senin de şikayet etmeye hakkın olmaz. Bu ayrı bir tenkit konusu. Ancak yapılan transferler, statla ilgili yatırımları takdir etmeyi bilmemiz lazım. Objektif olursak Trabzonspor’a zarar vermeden bu işi götürürüz. Trabzonspor’a mümkün olduğu kadar zarar verilmemesi hassasiyetini taşıyorum. Trabzonspor benim menfaatlerimin üzerinde bir kurumdur. Doğruları söylemekten çekinmememin sebebi iç hesabımın olmamasıdır. İkincisi bu şehirde yaşamak bir zorluk getiriyor. Herkes birbirini tanıyor. Birbirini incitmemeye çalışıyor. Ben şahsen yalnız kalacağımı da bilsem doğruları seslendiririm. 1996’dan sonra Mehmet Ali Yılmaz’ın kendi istirhamıyla yönetiminde yer aldım. Fakat yanlışları görüp daha sonra ayrıldım. Şunu demeye çalışıyorum. Yönetimde olmak bir şey ifade etmez. Ben şu anda kendimi yönetimin içinde hissediyorum. Önemli olan bunu hissetmektir.
- Sizin açık sözlülüğünüz, Trabzonspor hassasiyetiniz, eleştirel yaklaşımınız Fenerbahçe yönetimini ürküttü. Federasyona girmemenizin sebeplerinden biri bu. "Her haksızlık karşısında kamuoyu önüne çıkmasaydım şimdi federasyondaydım" gibi bir rahatsızlığınız oldu mu?
Aziz Yıldırım benim çok yakın dostumdur. Ama ben onların yaptıkları haksızlıkları da onların yüzüne söylemekten çekinmedim. Futbol federasyonu yönetim kurulu üyeliği için benim için makam mevki yeri değildir. Biz makam arabalarımızın kapılarının açılıp kapanmasından mutluluk duyan insanlardan değilim. Futbol Federasyonu üyeliğim ağır bir sorumluluktu. O görevde olsaydım görevin sorumluluğunu yerine getirmeye çalışırdım. Türk futbolunun geleceğiyle ilgili çalışmalar yaptım. Ben milli takımın milli maçları sırasında sayın Terim’in hareketlerini yadırgadım. Federasyonda olsaydım bunları dile getirirdim, ısrar ederdim. Almanya maçından sonra Terim açıklama yapıyor. Futbolcularla vedalaştı ve ayrılacağını söyledi deniyor. Arkasından o günkü Federasyon Başkanı Hasan Doğan "Hayır biz teknik direktörü bırakmayız" diyor. Söylenmesi gereken şey şudur. Terim’in popülaritesine söylenecek bir şey yok. Ama bu ulusal bir takımın teknik direktörlüğüdür. Bu sorumluluğu taşımak zorundasınız. İşveren benim, işveren futbolcular değil onlarla vedalaşamazsın. Bazı değerler birbirine geçmiş vaziyette. İstanbul basını bizim çocuğumuz Şenol Güneş’in isminin geçmesini arzulamıyor. Biz niçin sahip çıkmıyoruz? Bilgisinden mi endişemiz var. Efendiliği artı bir fazladır. Hiç şüphemiz yok. Bana göre Trabzonlu olduğu için hakkı yenmiş biridir.
- Yani siz yönetilen değil yöneten olacağından korkulduğunuz için yönetime alınmadınız.
Bana göre öyle. Benim için Trabzonspor yönetimin dik durmaması beni yaralamıştır. Aziz Bey’i de görebilirdim. Tenezzül etseydim sonuç alırdım. Belki de onlar bunu beklemiştir. Biz de yarın söylediklerimi yapsın diye düşünmüşlerdir. Onlar hangi takımsa ben de onlar kadar güçlü bir takımın taraftarıyım. Onların Fenerbahçeli olması benim için bir şey ifade etmiyor.
- Federasyonda olsaydınız havuz sistemi konusunda bugünkü sorunlar söz konusu olur muydu? Yoksa açılırdı ama istifa eder çeker giderdim mi dersiniz?
Sayın Demirel’in bir lafı vardır. Doğmamış çocuğa don biçmemek daha doğru. O günkü şartlar ne getirirdi bilemiyorum. Orada bulunan temsilcinin Trabzonspor hakkını koruması lazım. Bazı yöneticilerin Federasyonun vat ettiği 3,5 milyon doları aldığı zaman bunu reklam haline getirip federasyon temsilcimiz sayesinde 3,5 milyon doları aldığımızı söylemek üzüntü vericidir. İnsanları aptal yerine koymamak lazım. İnsanların temsil edebileceği temsil edemeyeceği yerler vardır. Temsil edemeyeceği yerde temsil edemeyecek gibi göstermek kuruma zarar verir. Eğer o arkadaş o işi yapamayacaksa size bir faydası olmaz.
- günebakış Gazetesi olarak Uzungöl HES’i konusunda bir yayın yapıyoruz. Kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Yatırıma sahip çıkmasını istiyoruz. Bunun fikir babası sizsiniz. Neler söyleyeceksiniz?
Fikir babası benim ama bunun aktive edilmesinde esas rol Tufan Aydoğan’ındır. Bu camiada Tufan Bey’i, Şadan Beyi ayrı takdir ederim. Trabzonspor sevgilerini kalplerine gömmüş insanlardır. Enerji projeleri ise Trabzon için bulunmaz nimettir. Trabzonspor biraz geç kalmasına rağmen yönetimin bizim aramızdaki duygusal sitemi tutmadan yapmasına teşekkür ediyoruz.
- O kalitede bir yönetim var. Buna katılır mısınız?
Federasyon konusunu bir kenara bırakmak koşuluyla gerek Sadri başkanı gerekse yönetimdeki diğer arkadaşları tebrik ediyor gönülden destekliyorum. Gönlümüzde bir takım yarattılar. Camia olarak birbirimize tutunmamız lazım. Şenol Güneş’i unutmamamız lazım. O çocuğun hakkını vermeliyiz. Enerji projeleri geç de olsa müracaat edildi. Arkasını getirmek lazım. Bazı şeyler araştırıyorum. Enerji Bakanlığıyla sayın bakanımızla yakın ilişkilerim var. Görüş alışverişinde bulunuruz. Serbest piyasanın oluşmasında benden bir takım şeyleri istediler. Güneş enerjisiyle ilgili bir takım çalışmalar bitti ve yayınlanacak. Trabzonspor için önemli bir bilgi bu. Stadın yapımı sırasında bu uygulamayı dünyada birkaç ülke yapmış. Statlarda üstü kapalı olan yerlere güneş enerjisini toplayan paneller yerleştiriliyor. İsviçre’de Suissewankdorf Stadı’nda 2808 panelle yılda 1.14 milyon kw saatlik enerji üretimi elde edip; bu enerjiyi hem stadın iç tüketiminde kullanıp kalanını da şebekeye verip devlete satarak çok ciddi gelir elde ediliyor. Tam bizim stadyum yapma aşamasında bu konu bizim için önemli. Arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum. Yönetime detaylarını vermek istiyorum. Stadyumun projesi yapılırken üstünde güneş panelleri düzenlenmesiyle Trabzonspor’un yıllık 12 milyon euro gibi bir kazancı olabilir. Enerji şirketleri bünyesinde bu da yapılabilir. Trabzon’da çok miktarda enerji santrali yapılıyor. Yönetimin bu firmalarla konuşup üretimin belli miktarı kadar reklam geliri elde etmeleri lazım. Ciddi gelirleri var. Yaklaşık 250 milyon kw saat üretim olacaktır. Ciddi bir rakamdır. Yüzde 10’luk kısmını reklam geliri olarak Trabzonspor’a verseler bunun için fon bile oluşturulabilir. Ciddi bir kaynaktır. Yönetim çok ağır bir yük devraldı. Yönetim geçtiğimiz yıl çok ciddi çalıştı. Daha ancak bu tür şeylere kendilerini verebilecek durumdalar. İnanıyorum ki bunları da gündeme alacaklar.
Günebakış
Keşke Farabi'nin bahsettiği güneş enerji sistemi kullanılarak yapılsa.
Türkiye’deki maç kesintileriyle gündeme gelen elektrikten, yurtdışında kulüpler para kazanıyor. İspanya, İsveç ve Tayvan’daki bazı statlar çevredeki evlere de elektrik satıyor
Dünyanın ilk güneş enerjili stadyumu Kaohsiung 2009 oyunları için Tayvan!da inşa edildi. 55000 seyirci kapasiteli stadyum Mimar Toyo Ito tarafından dizayn edildi. $150 mln üzerinde maliyeti olan stadyum. Üst kısmı 8844 adet güneş paneliyle kaplandı. Senede 1.14 milyon kws elektrik üreterek çevre yerleşimleri %80 elektrik enerjisini karşılayarak çevreye çok büyük katkısı olacak.
http://img144.imageshack.us/img144/8681/stadyum2x.jpg
http://img695.imageshack.us/img695/5448/taiwansolarstadium.jpg
http://img87.imageshack.us/img87/8897/taiwansolarstadium1.jpg
Bu paneller stadyumdaki 3.300 lamba ve jumbo boy ekranı çalıştırmaya yetecek kadar güç üretecek.
Güneş pilli ilk stat olacaktı: Seyrantepe ‘güneş’le aydınlanmayacak
http://img401.imageshack.us/img401/7360/seyrantepeikonik10temmu.jpg
Türk Telekom Arena Stadı’nın güneş enerjisiyle aydınlanması fikrinden maliyet yükü nedeniyle vazgeçildiği öğrenildi.
TOKİ yetkilileri, güneş pilleriyle aydınlatma fikrinden neden vazgeçildiği sorusuna, “Çatıda çok fazla statik yük getireceği ve bakım maliyetinin fazla olacağı için şartnameden çıkarıldı” yanıtını verdi. Varyap İnşaat’tan bir yetkili ise, “Bizim Meridian projemizde güneş enerjisi var, bunu konutlarda yapıyoruz. Konutlar her gün aydınlanıyor; stad haftada bir akşam, 90 dakikadır. TOKİ’nin kendine göre bir yatırım maliyeti koyduğu içindir bu. Şartnameye böyle bir madde koymuş olsalardı, biz ona göre fiyat verirdik” yorumunu yaptı.
İşte güneş santrallı statlar
Dünya Oyunları Stadı - Tayvan
Tayvan’daki 55 bin kişilik Dünya Oyunları Stadyumu, 150 milyon dolara mal oldu. Stadın enerji ihtiyacını karşılayacak 8 bin 844 adet güneş paneli yıllık 1.14 gigavatsaat enerji üretiyor. Böylece 660 ton karbondioksidin atmosfere salınımı engelleniyor. Stadın boş günlerinde elektrik merkezi şebekeye satılıyor.
Stade de Suisse - İsviçre
Bern kentinde 2005’te açılan ve 1.3 megavatlık güneş paneli bulunan 32 bin kişilik İsviçre Stadı (Stade de Suisse) 1.13 gigavatsaat elektrik üretiyor.
630 tonluk salınımın önüne geçen sistem, maç günleri dışında 350 evin yıllık ihtiyacını karşılıyor. Maliyeti ise 66.5 milyon euro.
Cornellà-El Prat - İspanya
Espanyol’un geçen hafta açılan Cornellà-El Prat stadının çatısındaki güneş panelleri 500 kilovat güç üretiyor.
60 milyon euro’luk stat maksimum enerji verimliliği için tasarlandı. Stadın skorbord ve reklam panoları az elektrik tüketen LED teknolojisini destekliyor.
Bursaspor bu işin peşinden koşuyor
Türkiye’de enerji üretimi yapacak ilk stadın Bursa’ya yapılması gündemde. Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe’nin seçim vaatleri arasında yer alan 44 bin kişilik stadın tavanı güneş panellerinden oluşacak. 50 milyon liraya mal olacak stat, yıkılmadan yenilenecek. Stadın elektriğini karşılayacak bu panellerin, 8 yıl içinde kendi yatırımını amorti etmesi, bundan sonra da TEDAŞ’a elektrik satacak hale gelmesi planlanıyor. Böylece yılda 800 bin liralık gelir hedefleniyor.
Asıl ben stadyumumuzun çağın gereklerine göre inşaa edilmesini isteyen , enerji üreten çatı fikrine destek olan arkadaşlara teşekkür ederim . Söylediğim gibi fikir bana ait değil . Fikir , kulübümüze büyük katkılar sağlamış , camia için önemli bir isim olan sayın Karaduman'a ait .
Çağatay akademik eğitimi olduğu için şüphesiz elinde çok daha fazla döküman ve teknik bilgi vardır . Ben kısaca okuduklarıma cevap vereyim . Sevgili Bera Algün , artık nihayet diyelim 2000'li yılların sonlarında ülkemizin güneşlenme ve rüzgar haritaları çıkarıldı . Gerçi bu enerjiyi özelleştirme yasası gelmeseydi daha çok beklerdik ya , neyse ... Bu haritaları sayfaya taşıyıp kafa karışıklığına mahal vermek istemem ancak her nedense Doğu Karadeniz denizi bölgesi harita üzerinde 3. bölge olarak yer alıyor ( umarım yanılmıyorum ) . Doğu Karadeniz'in yer yer iç kesimleri bu konuda daha şanslı . Ancak bölgemiz güneşlenme açısından da şanslı bir bölge değilken güneş pilleri projelendirilebiliyorsa son yıllarda yenilenebilir enerji teknolojilerinde gelişen tekniğin ve teknolojinin verimliliği büyük ölçüde arttırdığını kabul etmek gerek .
Benim de naçizane fikrim , dalga enerjisinden elektrik üretilmesidir . Bu tarihi çok eski olmayan açık deniz dalga enerjisi diğer benzerlerine göre büyük yenilikler içeriyor . Bunun yanında çalışma prensiplerinin bir kaçı ise belkide 150 yıllık . Akyazı bölgesinde eğer büyük bir dolgu alan oluşturulacak ise muhtemelen yüzlerce metre uzunluklarda mendirekler de inşaa edilecek . İşte bu mendirek inşaası dalga enerjisi üretecek tesisin verimliğiliğini arttıracak şekilde mühendisler tarafından tasarlanabilir .
Sözün özü ; dünya gerçekten değişiyor . Eski alışkanlıkların pek çoğu sürdürülemez . Değil Trabzonspor , bütçesi el veren her yurttaş elektrik üretimine katkıda bulunmak zorunda .
Bir kaç görsel :
http://www.alternative-energy-news.info/images/technical/wave-power.jpg
http://www.psfk.com/wp-content/uploads/2008/10/ceto-wave-power-081005.jpg
http://www.virginmedia.com/images/wavepower.jpg
http://news.thomasnet.com/IMT/archives/wave_power_pelamis.gif
http://2wanderlust.files.wordpress.com/2008/10/picture1.jpghttp://i7.photobucket.com/albums/y289/tecknopuppy/wavepower.jpg