PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türk Tarihiyle İlgili Filmlerimiz Olsa...



KAUNAS
09.04.2010, 21:37
Sinemaya meraklıyımdır.Özellikle tarihi konuları işleyen filmlere bayılırım.Ne varki örneğin elin ingilteresinde bile kabilelerin birbirleriyle olan mücadeleleri sinemada başyapıt sayılacak derecede kaliteli güzel fimlere dönüşebiliyorken biz bu konuda sınıfta kaldık.
İnsan; battal gazi,karamurat ve tarkan filmlerinde emeği geçenlere teşekkürü bir borç biliyor bugün bile tarihi filmlerimiz olmadığını görünce.

Türk tarihi olarak film kaynağımız oldukça fazla olurdu aslında.Mesela bana göre Fatih'in İstanbul'u Hollywood yapımcıları ve yönetmenleri tarafından eminim çok kaliteli ve etkileyici bir şekilde film edilirdi.
Keza Osmanlı topraklarını 6 yılda 3 katına çıkartan Yavuz Sultan Dönemindeki olaylar..
Keza, ilk defa nalı bularak uzak diyarlara göç etmeyi becerip o coğrafyalarda devletler kuran İslam öncesi Türk beylikleri...

Elin Kore'si bile fantastik diziler çekiyor( bakınız: TRT'de yayınlanan güzel kraliyet dizileri)

Sözün özü, sizlerinde kaynağını tarihimizden alan filmlerin başarılı olacağını düşündüğünü varsaymaktayım. Acaba tarihimizdeki hangi olaylardan güzel filmler çekilebileceğini düşünüyorsunuz?

Tangerine Dream
09.04.2010, 21:50
The Message (Çağrı) filminin ünlü yönetmeni Moustapha Akkad İstanbul'un fethini konu alan bir film çekmeyi düşünüyordu, ancak 2005 yılında Ürdün'de bir terör saldırısında hayatını kaybettiği için bu projesi malesef gerçekleşmedi.

Samet Türkmen
19.05.2010, 02:04
Bende bunu yazacaktım. Daha İstanbul'un fethinin bile filmi yok. Animasyonlarla idare ediyoruz. İğrenç bir durum. Bu ieş sermaye ayıracak, maddi destek verecek hiç mi yok Türkiye'de ? Bunu çekelim diyen Türk yönetmene de hiç rastlamadım ben.

Great White
19.05.2010, 11:40
İstanbul' un fethi, Türk tarihine değil de Osmanlı tarihine girebilir ancak..

Ama Osmanlı padişahı Fatih' in Türk hükümdarı Uzun Hasan ile yaptığı savaştan ilginç bir film çıkabilir işte:)

Samet Türkmen
19.05.2010, 12:33
Osmanlı Tarihi neden Türk tarihi olmasın ki ? Sonuçta yönetenler ve halkın bir bölümü Türk :)

Kaya
19.05.2010, 12:51
Bahsettiğimiz Osmanlı tarihi de olsa; Türk tarihi de olsa aynı şeyden bahsediyoruz demektir...

Bu 2 devlette de en önemli ve büyük unsur Türkler ve Türklüktür.

Great White
19.05.2010, 12:58
Bahsettiğimiz Osmanlı tarihi de olsa; Türk tarihi de olsa aynı şeyden bahsediyoruz demektir...

Bu 2 devlette de en önemli ve büyük unsur Türkler ve Türklüktür.
Bunu Osmanlı döneminde sarayda söyleyeni kazığa oturturlardı herhalde:)

Kaya
19.05.2010, 13:01
Bunu Osmanlı döneminde sarayda söyleyeni kazığa oturturlardı herhalde:)

Buna teşebbüs edecekler çıksa bile gerçeği değiştirmez...

:)

Great White
19.05.2010, 13:03
Kaya, sana tavsiyem şu gerçekleri biraz araştırıver bence..

Mehter marşlı Malkoçoğlu filmlerinden ibaret değil bizim tarihimiz:)

Kaya
19.05.2010, 13:06
Kaya, sana tavsiyem şu gerçekleri biraz araştırıver bence..

Mehter marşlı Malkoçoğlu filmlerinden ibaret değil bizim tarihimiz:)

Klasik bir söylem olarak dile getirmiyorum bu dediğimi...

Gerçekleri herkesin araştırıp; doğru değerlendirmeye ihtiyacı var...

macka61
19.05.2010, 13:14
tartışma gereksiz bence Osmanlı Türk devletiydi Selçuklunun devamı T.C de Devlet-i Aliyyenin devamıdır sevr de bile Türkiye diye geçiyoruz

Mayls
19.05.2010, 20:48
Açıkçası aklıma çok fazla kaliteli yabancı yapımlar da gelmiyor. Evet bizden daha çok para harcıyorlar, bizden daha çok film çekiyorlar ama Braveheart ve Der Untergang haricinde öyle ahım şahım tarihi bir savaş filmi hatırlamıyorum :)

Kaya
19.05.2010, 21:46
Açıkçası aklıma çok fazla kaliteli yabancı yapımlar da gelmiyor. Evet bizden daha çok para harcıyorlar, bizden daha çok film çekiyorlar ama Braveheart ve Der Untergang haricinde öyle ahım şahım tarihi bir savaş filmi hatırlamıyorum :)

Band of Brothers ve en son The Pasific muazzam yapıtlardır.

Savaşı gerçeğe en yakın bir şekilde canlandırmışlar...

Hasan ZAİMOĞLU
18.06.2010, 18:22
Açıkçası aklıma çok fazla kaliteli yabancı yapımlar da gelmiyor. Evet bizden daha çok para harcıyorlar, bizden daha çok film çekiyorlar ama Braveheart ve Der Untergang haricinde öyle ahım şahım tarihi bir savaş filmi hatırlamıyorum :)
çünkü tarihlerinde ahım şahım bir şavaş yok . kimi nasıl sömürdüklerini ancak ve ancak konu edip çekebilirker ki oda yüzsüzlük olur.
bizde kimsede olmayan bir tarih hazinesi varken gidip kimin kimi nerede öptüğünü konu alan filmler çekmeye devam ediyoruz ya ...
en son gündemde olan Fetih 1453 filmi vardı çekimi devam eden. ona bile tarihte yer almamış bir aşk hikayesi eklemeye çalışmışlarda Allahtan filmin kurgusunu hazırlayan türk tarihinin en önemli isimlerinden Halil İNALCIK karşı çıkmış .

a f s
18.06.2010, 18:29
Eski Türk filmlerindeki tarihi hatalar gibi yapılacaksa hiç başlanmasın o tür projelere.

OnurKul
18.06.2010, 21:27
Bende bunu yazacaktım. Daha İstanbul'un fethinin bile filmi yok. Animasyonlarla idare ediyoruz. İğrenç bir durum. Bu ieş sermaye ayıracak, maddi destek verecek hiç mi yok Türkiye'de ? Bunu çekelim diyen Türk yönetmene de hiç rastlamadım ben.

"FETİH 1453" filmi Faruk Aksoy'un öncülüğünde çekiliyor.

"KUBİLAY" filmi 29 Ekim 2010'da gösterimde.

"İSTANBUL İŞGAL ALTINDA " filminin çalışmaları sürüyor. Mustafa Altıoklar bu projeyi biraz ertelemiş gibi görünüyor.

Bunların yanında son dönem tarihi filmlerimiz : Son Osmanlı Yandım Ali, Cenneti Beklerken, Eve Giden Yol 1914, 120, Mevlana, Hacivat Karagöz neden öldürüldü ?, Veda, Devrim Arabaları, Abdülhamit Düşerken, Cumhuriyet, İstanbul Kanatlarımın Altında, Kuşatma Altında Aşk vesaire...

Bu tarihi yapımlar daha da çoğalacak. Yalnız bunları çekmek maliyetli tabi ki çok yüksek. Kostüm olsun, dekor olsun zorlu aşamalar bunlar.

Hasan ZAİMOĞLU
19.06.2010, 00:50
....
Kuşatma Altında Aşk vesaire...
Kuşatma Altında Aşk .. yok artık daha neler ! tarih filmi ve aşk . :confused::confused::confused:

Mustafa Önder
19.06.2010, 00:51
Neden çekilmediği gayet açık.
Burada bile biz yok türk yok osmanlı diye birbirimizle tartışıyoruz.
Dönem filmi çekmek demek, ortada mutabık kalınmış bir senaryonun varlığını gerektirir.
Ortak bir tarih yazımının olmadığı bir ülke de hangi yapım şirketi ve yönetmen bu işe el atar bilinmez.
Ancak bu tip yatırımları yapacak şirket çok ancak ortada metin yok.

Mustafa Önder
19.06.2010, 01:00
Ayrıca bugüne kadar çekilen filmlere biraz bakalım.
Mesela İstanbul Kanatlarımın Altında, Belediyeler bütün sinema salonlarına baskın yaparak filmleri topladı. Okan yapıBayülgen bu filmden sonra bıçaklandı.
Mesela Hacivat-Karagöz Neden Öldürüldü. Filmden sonra sayfalarca eleştiriler yapıldı. Ezel Akay'a yapılmadık eleştiri kalmadı.
Meselalar çoğalır.
Demek ki bizler hala sanatı anlayabilmiş değiliz.
Çünkü sanat ancak zıttı ortaya konulduğunda beslenir. EEE kardeşim sen yapılan işleri eleştireceğine koy ortaya ürününü onun üzerinden gidelim. Bu ülke de kendini ülkenin yılmaz bekçiliğine adayan (!) tipler var olduğu sürece, mizahı hakaretle eşleştirenlerin ülke yönetiminde olduğu sürece bu ülke de bırakın tarih filmini film bile çekilemez. Dalga geçtiğimiz Hintliler, İranlılar bile bizden fersah fersah ileride.

Bizler hala sinemacıları, oyuncuları bodrum katlarında şarap içen, cinsel sapıklıkları olan insanlar olarak tanımladığımız müddetçe ancak Bihter'in sütün bacaklarını, Cem Yılmaz'ın porselen dişlerini, Recep İvedik'in kıllı göbeğini, Yılmaz Erdoğan'ın da kübürbaz hareketlerini izleriz.

OnurKul
19.06.2010, 01:14
Kuşatma Altında Aşk .. yok artık daha neler ! tarih filmi ve aşk . :confused::confused::confused:

Orada yazdığım filmlerin içinde aşk var. Google'a yazıp filmin konusuna bak bari... Pardon tarihte aşk yok mu ?

Hasan ZAİMOĞLU
19.06.2010, 01:28
Orada yazdığım filmlerin içinde aşk var. Google'a yazıp filmin konusuna bak bari... Pardon tarihte aşk yok mu ?
tarihte aşk var ama birbirine karıştırılmamaısı gerek . ama aşk artık o kdar laçka bir malzeme olduki bir millet saçma sapan kuruntularla tamamen duygusal(!) amaçlar için uyutuluyor. şanlı tarihini anlatırken içine aşk ve entrikalar koymak bana göre tamamen acizlik ve yetersizliktir . gavur örümcek adamlarla yarasa adamlarla dünyanın gözünü boyuyorken biz daha kendi tarihimizi perdeye yansıtamıyoruz . yansıttıklarımızda beş para etmez yapımlar .

OnurKul
19.06.2010, 04:42
biz daha kendi tarihimizi perdeye yansıtamıyoruz . yansıttıklarımızda beş para etmez yapımlar .

Otorite misin ? Eleştirmen misin ? yoksa sadece izleyici mi ?

Sanıyorum sadece izleyicisin. Onun için bu tarz ağır ithamlar yanlış. Ben biliyorum ki biz hiç bir şeyi beğenmeyen bir toplumuz. Pozitif bir bakış açımız yok.

Bunun yanında ne kadar tarih bilgin var bilmiyorum. Şahsım adına konuşursam bahsettiğimiz filmler hafife alınacak filmler değil. Aşk mevzusu hele hiç hafife alınamaz. Bir Hürrem Sultan gerçeği var, Katarina gerçeği var. Bunlar çoğaltılabilir. Bunun yanında aşırı ciddiyetle çekilen bir tarih filmi düşün. Mesela "VEDA". Evet Zülfü Livaneli müthiş bir prodüksiyona imza attı. Ama Atatürk'ün hayatında aşk vardı ve bunu inceledi. Eeee şimdi bu film ciddiyetsiz mi oldu ? Bu örnekler çoğaltılabilir. Bunun yanında karşı önermelerde olabilir. Senin takıldığın film " Kuşatma altında aşk" Osmanlı İstanbul'u kuşattığı sırada, kuşatmayı iki aşığın gözünden yansıtan 1997 yapımı bir film. Beğenirsin beğenmezsin orasını bilmem.

Aşk ve entrika tarihin bütün yükünü çeker. Lozan'da, Karlofça'da, Malazgirt'te, Attila Avrupa'yı titrettiğinde, Fransız Devriminde, Dünya savaşlarında vesaire...

Şimdi bunlarda aşk mı var diye dümdüz bir soru sormayın. Çünkü örneğin 1. dünya savaşında sadece mektupları okursak ne aşklar yaşanmış ne entrikalar yaşanmış görürüz. Bu yaşanmışlıklarla bu olayları ele alanlara asla aciz diyemeyiz. Kaldı ki bu olayların hepsinde entrika vardı ve olacak.

Bir kurgu olmazsa buna BELGESEL denir. Bir olay kurgulanır ve yaşanmış diğer olay bu kurgu senaryo etrafında anlatılabilir. Buna TARİHİ SİNEMA denir.

Sen kurgu olaylar görmek istemiyorsan belgesel izleyebilirsin.

Bu milleti uyutan bu filmler değil "Recep İvedik" sinemasıdır. Ha bunun çekilmesine karşı mıyım ? Hayır. Sinema geniş bir sektör. İnsanların beğenisine hitap etmek gerekir. Eğlence olur, komedi olur, romantik komedi olur, aşk filmi olur, gerilim olur, olur da olur... Bunlar olsun. Bunlar olmazsa sinema bir dikte aracı olur. ( Bakınız Hitler dönemi Alman sineması. )

Dediğim gibi sektör geniş ve yönetmenler, yazarlar kendilerine bir misyon ediniyorlar. Kimi sanat filmi yapıyor çünkü sanatın insanları uyanık tutacağına inanıyor. Kimisi komedi filmi yapıyor çünkü insanları gündelik sıkıntılardan kurtarmak istiyor vesaire... Bunlar sadece örnek. Bire bir düşünceler değil varsayım. Böyle olmayabilir de...

Oğuz ZEYTİN
19.06.2010, 09:43
Dünya görüşüne katılırsınız veya katılmazsınız. Şarkılarını dinlersiniz veya dinlemezsiniz... Hatta tanımıyor da olabilirsiniz. Ahmet ŞAFAK'ı beğeniyle takip ederim. Sayın ŞAFAK, Türk tarihinden bir konuya ilişkin senaryo hazırlar. Bunu birçok deneyimli yönetmenle görüşür. Beğenisini alır, ardından Kültür Bakanlığı Sinema Destek Fonu'na başvurur, lakin aldığı yanıt olumsuzdur.

Sanatçının konuya ilişkin değerlendirmesini sizinle paylaşmak isityorum (partizanca yaklaşmayan, her mantıklı insanın anlayabileceğine inanıyorum):


" Kültür bakanlığı ve Hasan Tahsin (İLK KURŞUN)

TÜRKİYE yetmişli yılların başında Kültür Bakanlığını kurduğu zamandan bu yana milli kültürden yavaş yavaş uzaklaşmıştır, iddiasında bulunsam yanıtınız ne olur?

Merhum Muarrem Ergin’in bir söyleşide belirttiği gibi, Kültür Bakanının uğraş alanı genelde turizm olmuştur. Turizm döviz beklentisi için yapılan tiyatrodan ibarettir. Kültür ise sosyal hayatta yaşanan ve yaşatılan değerler, varlıklar bütünüdür.

Milli Kültürü halk yaratır. Ama gelecek kuşaklara devlet ulaştırır. Bu Ziya Gökalp’in ilmi bir vasiyeti gibidir. Türk halk biliminin kurucusu Ziya Gökalp, aydınların halka gitmesini, oradan alacakları değerleri esere dönüştürerek halkla paylaşmalarını öngörür. Böylece yerel kültür, ulusal kültüre dönüşür. Cumhuriyetten sonra aydının görevini devlet yapar. Bugün Türkiye’de TRT’nin türkü repertuarı varsa bu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Sivas’ın güzel yürekli, idealist evladı Muzaffer Sarısözen’le başlattığı bu aydın hareketi sayesinde vardır.

HALK, köy sosyal yapısından şehir sosyal yapısına doğru geçtikçe endüstriyel ilişkinin ortasına düşer. Şehir karmaşık bir mekandır. Aynı zamanda evrensel kültürün de kapısını oluşturur. Şehirden kültür değil kural çıkar.

Devlet bu durumu seyretmez; var olanı yaşatma, güncel hayata uyarlama ve milli kültürü milli sembollerle ayakta tutma yolunda yumuşak müdahalelerde bulunur.

Bugün devlet ilk defa, aydınların bu yabancılaşmasını teşvik eder konumdadır. Bugün devlet kendini inkar eder bir hamleyle kozmopolitizmi, dünya vatandaşlığını vitrine çıkartmakta, tarihi kökleri anımsıtan sembolleri reddetmektedir.

Örnek mi?

Hasan Tahsin!

Hasan Tahsin, 15 Mayıs 1919’da Yunan öncü müfrezesine ilk kurşunu sıkmış ve Yunan emperyalizmine ilk büyük tokadı İzmir’in Konak Meydanında vurmuş olan bir kahramandır. Sorbon’da hukuk eğitimi alan, 1912’de Balkanları İngiliz sömürgeciliği adına Osmanlı’dan ayırmaya çalışan MI Teşkilatı üyesi Boxton’u cezalandıran bir milli fedaidir. Hukuk ve Beşer Gazetesini çıkararak halkı işgale karşı bilinçlendirmeye çalışır; yani milli bir aydındır.

HASAN Tahsin’i yeni nesil tanır mı? Bilinmez. Çünkü Konak Meydanı’ndaki heykelinden başka onu gündemde tutacak bir hatırası yoktur. Heykelini de genellikle Körfezin yorgun güvercinleri ziyaret etmektedir.

Bundan bir süre önce “Biz ölsek bile emperyalistlerle ruhumuz savaşacaktır” diyen Hasan Tahsin gibi bir fedakar Türk’ün heykelden başka hatırası olsun istedik. Onun ve dolayısıyla Türk milletinin bağımsızlık ülküsünü anlatan bir film yapalım hevesine düştük. Türk sinemasının değerli yönetmenlerinin beğenisinden geçen bir senaryo hazırlandı; Kültür Bakanlığı Sinema Destek Fonu’na başvuruldu. Kültür Bakanlığı böylesine güçlü bir projenin yanında olmalıydı, olacaktı. Çünkü Kültür Bakanlığının kuruluş amacı Türk gençliğinin milli kültür ekseninde gelişmesine katkı sağlamaktı.

Olmadı; İlk Kurşun isimli sinema projesi reddedildi.

Hasan Tahsin’in şerefli hikayesi, desteğe layık bulunmadı.

Biz reddin gerekçesi üzerine kafa yorarken, Sayın Bakanın Troya Medeniyetini temsilen Çanakkale’ye Hektor heykeli dikeceğinden söz ediliyordu.

Demek ki, kardeşi Paris’in hovardalığı üzerine çıkan bir savaşta Truva’yı savunurken ölen Hektor, vatan, millet, hürriyet aşkıyla anadan, yardan, serden geçen bir Türk evladından, son kurşununa kadar Yunanla çarpıştıktan sonra ruhunu teslim eden gazeteci Hasan Tahsin’den daha milli (!) bulunmuştur.

Evet ne demiştik? Biz geleneksel kaynaklarımızı şehir kültürüne taşıyıp milli kültürü besleyemedik, değil mi? Troya’nın maktul kumandanı Hektor’un kimliği yeni kuşaklar için uygun bir milli tip olabilir mi?

Olabilir tabi. Buna da Troya açılımı der kenara geçeriz."


NOT: Fatih'in "Osmanlı Padişah"ı, Uzun Hasan'ın "Türk hühkümdarı" olarak sanki farklılarmış gibi gösterilmesine karşıyım. TÜRK MEDENİYETİ'nde Hunlardan, Göktüklerden gelen millet olma bilincinin asırlar sonraki devamıdır Osmanlı. Ve bugün Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenizstan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (devlet olabilme açısından)...

MİLLET mefhumunu bugünkü gibi "Türk-Kürt-Laz-Çerkez...vs gibi" etnik kabileler şeklinde ayırırsanız insanlar, Osmanlı cihan padişahını da kendisinden görmez.

İşte TÜRK MİLLETİ bu sebeple büyüktür.

Fatih Solmaz
19.06.2010, 10:59
vietnamda amerika yenildi ne yaptılar ? 5 tane rambo filmi. kim galip ?
patriot vatansever filminin baş karakteri gerçekte tecavüzcü katilin şerefsizin tekiydi. kim galip ?
brave heart filmi olmasa ingilizlerin irlandalılara yaptığı şerefsizlikler kimsenin aklına bile gelmeyecekti.
dünya tarihine sürekli katliam yapan israil için yap bir schindlerin listesi devam katliamlara.
filimler artık sınırları aşıyor propagandaya dönüşüyor kültür bakanımız kameralar önünde muhafazakar değilim mesajı vermek için "şarap partisi yapalım bir akşam" diyeceğine bu işlere kafa yorsun.

Hasan ZAİMOĞLU
19.06.2010, 11:06
Otorite misin ? Eleştirmen misin ? yoksa sadece izleyici mi ?

Sanıyorum sadece izleyicisin. Onun için bu tarz ağır ithamlar yanlış. Ben biliyorum ki biz hiç bir şeyi beğenmeyen bir toplumuz. Pozitif bir bakış açımız yok.

Bunun yanında ne kadar tarih bilgin var bilmiyorum. Şahsım adına konuşursam bahsettiğimiz filmler hafife alınacak filmler değil. Aşk mevzusu hele hiç hafife alınamaz. Bir Hürrem Sultan gerçeği var, Katarina gerçeği var. Bunlar çoğaltılabilir. Bunun yanında aşırı ciddiyetle çekilen bir tarih filmi düşün. Mesela "VEDA". Evet Zülfü Livaneli müthiş bir prodüksiyona imza attı. Ama Atatürk'ün hayatında aşk vardı ve bunu inceledi. Eeee şimdi bu film ciddiyetsiz mi oldu ? Bu örnekler çoğaltılabilir. Bunun yanında karşı önermelerde olabilir. Senin takıldığın film " Kuşatma altında aşk" Osmanlı İstanbul'u kuşattığı sırada, kuşatmayı iki aşığın gözünden yansıtan 1997 yapımı bir film. Beğenirsin beğenmezsin orasını bilmem.

Aşk ve entrika tarihin bütün yükünü çeker. Lozan'da, Karlofça'da, Malazgirt'te, Attila Avrupa'yı titrettiğinde, Fransız Devriminde, Dünya savaşlarında vesaire...

Şimdi bunlarda aşk mı var diye dümdüz bir soru sormayın. Çünkü örneğin 1. dünya savaşında sadece mektupları okursak ne aşklar yaşanmış ne entrikalar yaşanmış görürüz. Bu yaşanmışlıklarla bu olayları ele alanlara asla aciz diyemeyiz. Kaldı ki bu olayların hepsinde entrika vardı ve olacak.

Bir kurgu olmazsa buna BELGESEL denir. Bir olay kurgulanır ve yaşanmış diğer olay bu kurgu senaryo etrafında anlatılabilir. Buna TARİHİ SİNEMA denir.

Sen kurgu olaylar görmek istemiyorsan belgesel izleyebilirsin.

Bu milleti uyutan bu filmler değil "Recep İvedik" sinemasıdır. Ha bunun çekilmesine karşı mıyım ? Hayır. Sinema geniş bir sektör. İnsanların beğenisine hitap etmek gerekir. Eğlence olur, komedi olur, romantik komedi olur, aşk filmi olur, gerilim olur, olur da olur... Bunlar olsun. Bunlar olmazsa sinema bir dikte aracı olur. ( Bakınız Hitler dönemi Alman sineması. )

Dediğim gibi sektör geniş ve yönetmenler, yazarlar kendilerine bir misyon ediniyorlar. Kimi sanat filmi yapıyor çünkü sanatın insanları uyanık tutacağına inanıyor. Kimisi komedi filmi yapıyor çünkü insanları gündelik sıkıntılardan kurtarmak istiyor vesaire... Bunlar sadece örnek. Bire bir düşünceler değil varsayım. Böyle olmayabilir de...

evet güzel anlatmışsın ama benim karşı çıktığım olay günümüz televizyonuna baktığımızda ünlü edebiyatçıların eserleri dizi haline getiriliyor ama ne kadar romana sadık kalınıyor orası meçhul .
sinemada ise onlarca anlatılacak gösterilecek kahramanlık gerçeklerimiz varken onlarca devleti nasıl dize getirdiğimiz anlatılabilecekken aşkın içine katılmasına karşıyım . film baştan sona aşk olsun eyvallah derim ama koskoca bir tarihin anlatıldığı filme tarihte olmamış bir aşkı eklemek çok büyük saçmalık . Fetih 1453 filminde Halil İnalcık bu yüzden rest çekti .tarihte yeri olmayan uydurma bir aşk konusu eklemek istedikleri için . ama sonrası nasıl oldu filmi izleyince göreceğiz.

OnurKul
19.06.2010, 17:32
Hasan Tahsin’in şerefli hikayesi, desteğe layık bulunmadı.

Biz reddin gerekçesi üzerine kafa yorarken, Sayın Bakanın Troya Medeniyetini temsilen Çanakkale’ye Hektor heykeli dikeceğinden söz ediliyordu.

Demek ki, kardeşi Paris’in hovardalığı üzerine çıkan bir savaşta Truva’yı savunurken ölen Hektor, vatan, millet, hürriyet aşkıyla anadan, yardan, serden geçen bir Türk evladından, son kurşununa kadar Yunanla çarpıştıktan sonra ruhunu teslim eden gazeteci Hasan Tahsin’den daha milli (!) bulunmuştur.

Evet ne demiştik? Biz geleneksel kaynaklarımızı şehir kültürüne taşıyıp milli kültürü besleyemedik, değil mi? Troya’nın maktul kumandanı Hektor’un kimliği yeni kuşaklar için uygun bir milli tip olabilir mi?

Olabilir tabi. Buna da Troya açılımı der kenara geçeriz."


NOT: Fatih'in "Osmanlı Padişah"ı, Uzun Hasan'ın "Türk hühkümdarı" olarak sanki farklılarmış gibi gösterilmesine karşıyım. TÜRK MEDENİYETİ'nde Hunlardan, Göktüklerden gelen millet olma bilincinin asırlar sonraki devamıdır Osmanlı. Ve bugün Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenizstan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (devlet olabilme açısından)...

MİLLET mefhumunu bugünkü gibi "Türk-Kürt-Laz-Çerkez...vs gibi" etnik kabileler şeklinde ayırırsanız insanlar, Osmanlı cihan padişahını da kendisinden görmez.

İşte TÜRK MİLLETİ bu sebeple büyüktür.

Şimdi yazının bir bölümünü alıntıladım. Kültür Bakanlığı Destek Fonu bir kuruldan oluşur. Kurul olduğu yerde torpil kaçınılmazdır. Bunu çok açık söylüyorum.

Bunun yanında Ahmet Şafak'ın yazdığı senaryo ??? Soru işaretleri geliyor aklıma. Senaryoyu görmeden "Niye reddedildi !" diye ortalığı ayağa kaldıramam. Hikaye nasıl işlenmiş, senaryo örgüsü, kurgusu nasıl bunları bilmek lazım. Sırf konusu "Hasan Tahsin" diye dandik bir senaryoya destek verilmez. Kısacası proje dosyasına ve senaryoya bakmak lazım.

Bunları şuradan biliyorum. Menemen'de şehit edilen "KUBİLAY"ı biliyorsunuz. Bunun sinema filmi için bakanlığa başvuruda bulunuldu. Projenin kuruldan çıkmasına garanti gözüyle bakılıyordu ama çıkmadı. Şimdi ayaklanabilir, " nasıl KUBİLAY'a destek verilmez bunlar vatan haini" diyebiliriz veya oturup senaryoyu proje dosyasını inceleyip yanlışı görebiliriz. Bakanlık KUBİLAY filmini reddetmesini " Bahsi geçen şirket bu büyük prodüksiyonu çekebilecek güçte değildir. " şeklinde açıklamıştır. Bu sadece bir örnekti ve kurul o zaman için haklıydı. KUBİLAY filmi çekildi. Büyük ihtimalle 29 Ekim 2010'da gösterimde olacak. Şimdi bu projeye destek çıkmadığı için vatan haini veya açılımcı mı diyeceğiz bu kurula ? Asla !

Bunun yanında Troya meselesine gelelim. Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK Troya medeniyetine bir hayli ilgi gösterirdi. Hatta geçtiğimiz senelerde Troyalılar Türk müydü ? tartışmaları vardı. Nitekim bunu kanıtlayan bulgular vardı. Neyse... Size güzel bir olay anlatayım Troya'nın önemine dair :

Miken Kralı Agamemnon Truvayı işgal etmişti. Hektor öldürmüştü. Yıllar sonra Mustafa Kemal, “Anadolu’nun sahipliği” konusunda safsatalara göndermede bulunacak ve “Türkler’in Anadolu’da 7 bin yıldır var olduğunu” söyleyecekti. Yani Truva'nın kökenlerine varıyor bu 7 bin yıl.

Neyse kısa kesiyorum... Yıullar sonra Çanakkale Savaşı'nda düşman donanması Agamemnon Zırhlısı önderliğinde Çanakkale'ye girdi. Tarihi göndermeye bakın ! Düşünebiliyor musunuz ? Agamemnon yeniden Çanakkale'de. Nitekim istedikleri gibi olmadı. Çanakkale'yi geçemediler ! Bunun üzerine Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK : HEKTOR'UN ÖCÜNÜ ALDIM ! demişti.

Şimdi bakanlığın Hektor heykeline ne diyorsunuz ? Agamemnon Zırhlısı ile gelen düşmana misilleme mi ? Yoksa açılım mı ?!

Olayları doğru inceleyelim.

Bu arada notuna katılıyorum.

Oğuz ZEYTİN
19.06.2010, 17:42
"... Sırf konusu "Hasan Tahsin" diye dandik bir senaryoya destek verilmez..."

Hem senaryoya ilişkin bilginiz olmadığını söylüyorsunuz hem de "dandik" diye nitelendiriyorsunuz. Nasıl, ne hakla?

"Ahmet Şafak'ın yazdığı senaryo...???"

Nesi varmış Ahmet Şafak'ın?

*

Eğer Kültür Bakanlığı'nın değerlendirmelerine dair rasyonel fikirleriniz varsa paylaşmanızı hoşgörü ile karşılayabilirim; fakat subjektif yorumlarla olayı amacından saptırmanıza anlam veremedim.

Burada anlatılmaya çalışılan, bir sanatçının karşı karşıya kaldığı durumdur. Sizden tarih dersi vermenizi beklemiyorum ayrıca...

Hele şu sondaki "olayları doğru inceleyelim" de pek şık olmamış.

Neyse sizi küstahlığınızla başbaşa bırakıyorum...

OnurKul
19.06.2010, 18:31
"... Sırf konusu "Hasan Tahsin" diye dandik bir senaryoya destek verilmez..."

Hem senaryoya ilişkin bilginiz olmadığını söylüyorsunuz hem de "dandik" diye nitelendiriyorsunuz. Nasıl, ne hakla?

"Ahmet Şafak'ın yazdığı senaryo...???"

Nesi varmış Ahmet Şafak'ın?

*

Eğer Kültür Bakanlığı'nın değerlendirmelerine dair rasyonel fikirleriniz varsa paylaşmanızı hoşgörü ile karşılayabilirim; fakat subjektif yorumlarla olayı amacından saptırmanıza anlam veremedim.

Burada anlatılmaya çalışılan, bir sanatçının karşı karşıya kaldığı durumdur. Sizden tarih dersi vermenizi beklemiyorum ayrıca...

Hele şu sondaki "olayları doğru inceleyelim" de pek şık olmamış.

Neyse sizi küstahlığınızla başbaşa bırakıyorum...

Bahsettiğiniz sanatçıyı çok severim. Lakin ben bu işin okulunu okudum ve meslek olarak icra ediyorum. Söyleminizin tam tersine objektif yorumlarda bulundum.

Lakin siz olayın bütününe bakamamışsınız. Olayları çarpıtmadan objektif bir yorum yaptım. Tutup iki üç cümle çekip anlamı bozuyorsunuz, sonra da küstah diyorsunuz. Böyle bir şey var mı ?

Hasan Tahsin'in filmi elbette çekilmeli. Ben Hasan Tahsin'e dandik demedim. Aksine onu yansıtamayan bir proje söz konusu demek ki. Kurulu böyle ithamlarla yıpratmak yanlış ! ben senaryoyu okumadım ve varsayımda bulundum. Kurul kabul etmediyse sinematografisi zayıftır, senaryo kurgusu zayıftır, proje dosyası tatmin edici değildir vesaire... Bir sürü sebep sayılabilir. Yalnız kabul edilmedi diye çamur atmak yersiz.

Bir üretimde bulunursunuz. Size göre o en güzelidir. Lakin "size" göre ! Kargaya yavrusu şahin görünürmüş misali...

Ben proje verdim bakanlığa kabul edilmedi. Hemen çamur mu atalım ? Gerekli bilgilendirme yapıldı ben de gerekli düzenlemeyi yapacağım. Ahmet Şafak'ta böyle bir yol izlesin. Ne olur ? Çamur atmaktan daha iyi değil mi ?

Açılımla ne alaka ? Ben size Hektor heykelinin dikiliş sebebini açıklıyorum hiç onlara değinmiyorsunuz ? Neden ? İşinize gelmediği için mi ?

Olayı toparlayalım. Ahmet Şafak güzel bir konu seçmiş olabilir. Hangi yönetmenlere gösterdi bilmiyorum. İsim verirse senaryo hakkında fikrimiz olur. Bunun yanında kabul edilmediyse sebebi vardır. Kurul oturup " Milli kahramanların filmlerini reddedelim " demiyor. Çamur atmak yersiz.

Oğuz ZEYTİN
19.06.2010, 19:02
Üslubunuzu hayretle karşıladığımı en başta belirteyim.

1) Öncelikle ilk mesajımın giriş paragrafı ve sondaki not kısmı başlıktaki konuya ilişkin alıntıdır (tırnak işareti içerisindeki bölüm); yazarı da amacı da bellidir.

Buna rağmen siz, konunun en alakasız yerlerini alıntılayarak dikilen heykelin haklılığını kanıtlmaya çalışıyorsunuz. "Hektor heykeline hayır" şeklinde bir ibareyi, ben o yazıda göremedim. Siz gördüyseniz lütfen beni düzeltin!

2) Tekrar ediyorum. Okumadığınızı belirttiğiniz bir senaryoyu "dandik" olabilme ihtimaline dayanarak kabul görmemiştir şeklinde eleştiriyorsunuz. Ben de diyorum ki elinizde somut bir belge ve/veya bilgi mi var? Paylaşırsanız mutlu olurum.

3) " Açılımla ne alaka?" sorusunun muhattabı da ben değilim diye düşünüyorum.

4) "İşinize gelmedi için mi?"... Pardon ama neden işime gelmesin?

Siz konuyu bir yerden alıp başka bir yere taşıyorsunuz. Konunun başlığı "Türk Tarihiyle ilgili Filmler" değil mi? Haa, tarih konuşacaksak buyurun, onu da tartışalım.

Şimdi durup dururken size " ne oldu, işine mi gelmedi" gibi ifadeler sarfetsem hoşunuza gider mi?

5) Bu alanda akademik çalışmalar yapmışsınız, tebrik ederim bir akademisyen adayı olarak... Buradan yola çıkarak, sizden daha doyurucu bilgiler edinmek isterim. O nedenle belirttiğim konuda sağa sola "çamur atmadan" olayın izahını yapabilirdiniz.

"Senaryoyu yazan Ahmet Şafak olunca aklıma soru işaretleri geliyor" gibi havada kalan yorumlarla inanın ikna edici olamıyorsunuz.

Bu sefer "işime gelmiş" mi, ne dersiniz? Olayı "doğru" incelemiş miyim?

Neyse, sanırım rahatsız ettim.

Sayfadaki tüm arkadaşlara hoş muhabbetler...

OnurKul
20.06.2010, 01:21
Üslubunuzu hayretle karşıladığımı en başta belirteyim.

1) Öncelikle ilk mesajımın giriş paragrafı ve sondaki not kısmı başlıktaki konuya ilişkin alıntıdır (tırnak işareti içerisindeki bölüm); yazarı da amacı da bellidir.

Buna bir sözüm yok. Desteklediğimi söylemiştim.



Buna rağmen siz, konunun en alakasız yerlerini alıntılayarak dikilen heykelin haklılığını kanıtlmaya çalışıyorsunuz. "Hektor heykeline hayır" şeklinde bir ibareyi, ben o yazıda göremedim. Siz gördüyseniz lütfen beni düzeltin!

Bunu söylemeye gerek yok. Yazıyı okuyunca Ahmet Bey'in buna tepkili olduğunu anlıyoruz.

2) Tekrar ediyorum. Okumadığınızı belirttiğiniz bir senaryoyu "dandik" olabilme ihtimaline dayanarak kabul görmemiştir şeklinde eleştiriyorsunuz. Ben de diyorum ki elinizde somut bir belge ve/veya bilgi mi var? Paylaşırsanız mutlu olurum.

Sizin var mı ? Yok... Ben orada misal olarak verdim onu. Kurula o kadar çok proje gidiyor ki...



3) " Açılımla ne alaka?" sorusunun muhattabı da ben değilim diye düşünüyorum.

Pardon o sorunun muhatabı ilk önce yazıyı yazan Ahmet Bey sonra bunu destekleyip paylaşan siz. Ha sorunun muhatabı ben isem söyleyim; Alakası yok.


4) "İşinize gelmedi için mi?"... Pardon ama neden işime gelmesin?

Bilmem size sormalı. Yazımın tümünü ele almadan cevap vermişsiniz.


Siz konuyu bir yerden alıp başka bir yere taşıyorsunuz. Konunun başlığı "Türk Tarihiyle ilgili Filmler" değil mi? Haa, tarih konuşacaksak buyurun, onu da tartışalım.

Başka bir yere getirmedim konuyu. Ahmet Bey'in yazdığı sizin onaylayıp paylaştığınız yazıya aynen cevap verdim. Türk sinema tarihini konuşalım, Türk tarihini konuşalım, Cumhuriyet tarihini konuşalım farketmez... Tartışalım. Ama önce bir konuşalım bakalım belki de aynı fikirdeyiz.


Şimdi durup dururken size " ne oldu, işine mi gelmedi" gibi ifadeler sarfetsem hoşunuza gider mi?

Valla işime gelip gelmediğini cevaplarım bu kadar basit.


5) Bu alanda akademik çalışmalar yapmışsınız, tebrik ederim bir akademisyen adayı olarak... Buradan yola çıkarak, sizden daha doyurucu bilgiler edinmek isterim. O nedenle belirttiğim konuda sağa sola "çamur atmadan" olayın izahını yapabilirdiniz.

Ortada bir çamur görmüyorum. Objektif bir şekilde bu yazıyı değerlendirdim ve yazdım. Burada bu yazıyı paylaştığınız için muhatabım sizdiniz. Daha doyurucu bilgiler de veririm. Sorun değil. Hatta verdiğim bilgiler yeterliymiş gibi gelmişti ama değilmiş sanırım. Sinematografi, sinema tarihi üzerine konuşabiliriz.



"Senaryoyu yazan Ahmet Şafak olunca aklıma soru işaretleri geliyor" gibi havada kalan yorumlarla inanın ikna edici olamıyorsunuz.

Ahmet Bey'in senaryo konusunda bir eğitimi olmadığını biliyorum. Bunun yanında önyargılı yaklaşmadım. Lakin Şafak'ın senaryosu kabul görmediyse sinematografik öğeler zayıftır. Senaryo kurgusu zayıftır veya senaryo tekniği zayıftır. Bunların haricinde bir reddetme olamaz. Onun için öyle bir yorumda bulundum.


Bu sefer "işime gelmiş" mi, ne dersiniz? Olayı "doğru" incelemiş miyim?

Neyse, sanırım rahatsız ettim.

Sayfadaki tüm arkadaşlara hoş muhabbetler...

İşinize gelmiş güzel sorular sormuşsunuz. Doğru incelemişsiniz ama eksikler var onları da belirttim. Umarım anlaşabilmişizdir. Kimseyi rahatsız ettiğimizi düşünmüyorum. Size saygılar.

Oğuzhan İnce
27.06.2010, 20:24
Bunu Osmanlı döneminde sarayda söyleyeni kazığa oturturlardı herhalde:)
Soner abi Cenk tozkoparan olması lazım ismi 'Buduncu Gelecek' adlı bir kitabı var çok güzel olmasa da çok enteresan bilgilier var içerisinde,mesela mevlana'nın raksının Oz tamgasından geldiğini orada öğrendim
o kitabın içerisinde,Osmanlı'nın yürüttüğü gizli Türkçü politikayı anlatıyor..

Great White
29.06.2010, 14:05
Oğuzhan, sözünü ettiğin kitabı okumadım ama Osmanlı içerisinde bir Türkçü politika yürütülmüşse gizli olması gayet doğal :)

Oğuzhan İnce
29.06.2010, 17:25
Soner abi kitaba bir daha baktım da boşver zaten okuma (: