PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Oğuz Atay



Semih
26.03.2010, 15:40
Oğuz Atay, 1934’te İnebolu’da doğdu. Babası Cemil Atay eski bir milletvekili aynı zamanda da bir hukukçuydu. 5 yaşındayken ailesiyle birlikte Ankara'ya gelen Atay, Ankara Maarif Koleji’ne, ardından da İTÜ İnşaat Fakültesi’ne girdi. 1957 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra inşaat branşında akademisyenlik yapmaya başladı. İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde çalıştı.


Atay, akademisyenliğe devam ettiği sırada çeşitli gazette ve dergilerde yazılar yayınlamaya başladı. İlk romanı, Atay’ın çarpıcı tarzını ortaya koyan “Tutunamayanlar” oldu. Roman, 1970’te bitti ancak 1972’ye kadar yayınlanamadı. 1970 yılında “Tutunamayanlar”la TRT Roman Ödülü’nü kazandı. Romanın kurgusu, yazarın tarzı ve anlatım biçimi birçok kesimden övgü topladı.

1973 yılında yazar, “Tehlikeli Oyunlar” adlı ikinci romanını yayınladı. Bunu 1975 tarihli “Bir Bilim Adamının Romanı” izledi. Bu roman, Atay’ın 1911-1967 yıllar arasında yaşamış hocası Prof. Mustafa İnan’ın hayatını anlatır. Yine 1975’te “Korkuyu Beklerken” adlı öyküsü, 1985’te “Oyunlarla Yaşayanlar” adlı oyunu yayınlanmış, bu oyun Devlet Tiyatroları’nda sergilenmiştir. 1987’de “Günlük”, 1998’de ise “Eylembilim” kitapları çıkmıştır. Bunların dışında 1975’te doçentlik ünvanı alan Atay, aynı yıl “Topografya” adlında bir kitap yazdı.

Atay, beynindeki tümör nedeniyle bir süre Londra’da yaşadı ve burada tedavi gördü. Ancak 13 Aralık 1977’de öldü. Bu sırada “Türkiye’nin Ruhu” adlı kitabını yazmaktaydı.

Ölümünden sonra Atay’ın hayatı üzerine yayınlanan kitaplar; “Oğuz Atay’da Aydın Olgusu” (Yıldız Ecevit – 1989), “Oğuz Atay’ın Dünyası” (Tatjana Seyppel – 1989) ve “Ben Buradayım” (Yıldız Ecevit – 2005) idi. Sağlığında Atay’ın kitapları pek ilgi görmemişti ancak ölümünden sonra durum tam tersine döndü.
Oğuz Atay romanlarında toplumun içinde hep varolan ancak daha once cesurca irdelenememiş karakterleri anlatır. Cümlelerine Batılılaşma sürecindeki bireylerin yaşamları, toplumdan kopuşları ve özellikle iç çelişkiler mükemmel bir şekilde sindirilmiştir. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır.

--Alıntıdır.--



Fırsattan istifade Oğuz Atay başlığı kondurayım dedim foruma.
Oğuz Atay ve onun olağanüstü romancılığı burada tartışılsın.

OYılmaz
26.03.2010, 17:30
Oğuz Atay Tutunamayanlar kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum hayat değiştiren kitap . Bu arada Ganita bölümündeki sanat konuları ayrıldıktan sonra bu forum hemen hemen hiç ilgi görmüyor üzücü durum başka bir önlem alınması şart

Semih
26.03.2010, 20:29
"Tutunamayanlar" için söylenecek söz yok.
Keza, "Tehlikeli Oyunlar" da öyle.
Tehlikeli Oyunlar için, küçük bir "Tutunamayanlar" diyebiliriz.

Gamze
26.03.2010, 20:46
Başlık için teşekkürler Semih. :)

Tutunamayanlar serüvenim başladı, ağır ağır okuyabiliyorum, aralıklı aralıklı.
vakit yaratmam lazım.

Nihal Ayvaz
26.03.2010, 20:55
Off Oğuz Atay..1 haftadır sınav için bir kitabını okuyorum,bu kadar sıkıcı olabilir bir kitap :S

Diğerlerini bilemem ama "Günlük" adlı kitabını okumayın kesinlikle..

Semih
26.03.2010, 21:03
Başlık için teşekkürler Semih. :)

Tutunamayanlar serüvenim başladı, ağır ağır okuyabiliyorum, aralıklı aralıklı.
vakit yaratmam lazım.

Ben sanırım 3. kez okuyacağım Tutunamayanlar'ı.
Hiçbir kitabı ağır ağır okuyamadım, o yüzden tekrar okumak zorunda kalıyorum hep. :)

Ne demek efendim.. :)



Off Oğuz Atay..1 haftadır sınav için bir kitabını okuyorum,bu kadar sıkıcı olabilir bir kitap :S

Diğerlerini bilemem ama "Günlük" adlı kitabını okumayın kesinlikle..

İnsan benden çekinir de sıkıcı demez Oğuz Atay'a yahu. :)

Günlükleri bir kitap olarak nitelendirmek hata olur aslında.
Çoğunlukla Londra'da tedavi görürken yazdığı notlardan oluşuyor.
Ve tabi son kitabı için üzerinde çalıştığı karalamalardan.

asimetrik
27.03.2010, 18:41
Semih çok güzel bir başlık. Sıkça paylaşımlarda bulunman dileğiyle..

m@rdi
27.03.2010, 19:12
O bir mühendis.
O bir sayısal beyin.
O bir sayısal öğrencisine edebiyatı sevdiren.
O bir üstad.

Tutunamayanlar'ın ile tutunduk şu sözel aleme vakti zamanında.
Mekanın cennet olsun.

isimsiz_61
27.03.2010, 19:41
"Tutunamayanlar" için söylenecek söz yok.
Keza, "Tehlikeli Oyunlar" da öyle.
Tehlikeli Oyunlar için, küçük bir "Tutunamayanlar" diyebiliriz.
bende bulursam okuyayım bari madem bu kadar çok övdünüz:D

Semih
24.04.2010, 13:04
Oğuz Atay'ın romanlarından "Tehlikeli Oyunlar", Seyyar Sahne isimli bir ekip tarafından tiyatrallaştırılmış ve İTÜ İşletme Fakültesi'nde sahneleniyor.
Dün akşam gittim seyrettim.

İlk perde doksan, ikinci perde elli dakikalık olmak üzere; tek kişilik serüven olarak tasarlanmış bir şaheserdi izlediğim.
Oyundan sonra Erdem Şenocak (oyuncu) ile şöyle bir iki muhabbet ettik.
Alışık olmadığınız bir sahne, alışamayacağınız bir performans.

Fırsatı ve ilgisi olanlara söylüyorum, bugün saat 19:00'da son kez sahneleniyor oyun.
Mutlaka gidin. :)

melekcilingir
22.08.2012, 20:43
Bu başlık için Semih kardeşime teşekkür ediyorum.

Oğuz Atay'ı bu forumda konuşuyor olmak çok güzel. Bu sıradışı insanın bizim topraklarda doğması en büyük şanslarımızdan biri bence. Tutunamayanlar bir başyapıt. Bugüne kadar başka dillere çevrilmemiş olması da bir o kadar kayıp.

Adından da anlaşılacağı gibi zor bir duygu işleniyor ama ironik bir şekilde nükteler romanıdır da Tutunamayanlar. Yaklaşık 100-150 sayfasından noktalama işareti yoktur mesela. Turgut'un hayatta ezilenlerin öfkesini, kayıp duygusunun verdiği çöküntüyü, buhranı bir nefeste haykırır bu 150 sayfada ve siz de bir nefeste okursunuz...

Ben özellikle 2 sayfasını çok beğenirim ve hangi seviyede olursa olsun öğrencilerime okuturum. Bir cümlede bu hayata bir türlü tutunamayanları anlatır. Sonraki cümle de bu hayatta tutunamayanları ezenleri. Her iki cümle de 1 paragraf, hatta bir sayfa uzunluğundadır ve bana göre tüm kitabın kalbidir.

Öğrencilerime tatlı bir sürpriz yaparım. İlk paragrafın ilk cümlesini öğelerine ayıralım diye. Okumaya başlarlar, okurlar, okurlar, bir ara cümlenin bir sayfa uzunluğunda olduğunu anlarlar ama tekrar metne dönerler ve Oğuz Atay'ın, istisnasız hepimizin derinliklerine dokunan o müthiş diline kendilerini kaptırırlar.

Eylemsi konusunu işlediğimizde okuruz Oğuz Atay'ı. O upuzun cümlede kaç eylemsi olduğunu bulmaya çalıştıkları ve hiçbir zaman doğru rakamı bir kerede tutturamadıkları için, tekrar tekrar o büyülü metne dönerler ve sözcüklerin gücüne hayran olurlar. Hayatlarında hiç kitap okumamış öğrencilerim bile Oğuz Atay'dan haberdar olurlar böylece. Öylesine değil, onu çok iyi anlayarak, dili ustalıkla kullanmasını takdir ederek.

Henüz Oğuz Atay'ı okumamış olanların yerinde olmayı çok isterdim. Ama herkese dediğim gibi, kötü bir zamanınızda okumayın kesinlikle, yoksa siz de gidersiniz. Roman bir intihar haberiyle başlıyor da...

Tascaynar
23.08.2012, 17:44
Psikolojik olarak kötü bir dönemde okunmamalı gerçekten de; ama hayatında her şeyin iyi gittiği, mutlu bir zamanda da Oğuz Atay'ın eserlerine tutunmak biraz zor olur sanki. Sıkıntılı, buhranlı bir dönemde okumaya başladım Tutunamayanlar'ı ve gerçekten büyük bir etki bıraktı üzerimde. Tehlikeli Oyunlar da öyle. Oğuz Atay'ın üzerinde daha çok durulması gerek. Gerçekten çok büyük bir yazar. Türk Edebiyatı için büyük bir değer. Hele hele günümüzde yazar diye nitelendirilen bir kısım insanları gördükçe ne kadar büyük bir değer olduğu anlaşılabilir.

"Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."

melekcilingir
24.08.2012, 12:00
''Oğuz Atay'a Giriş'' niyetine ''Korkuyu beklerken'' adlı hikaye kitabından başlanabilir.

Korkuyu beklerken nefis bir öykü, ama kitabın bende en derin etki bırakan öyküsü ''Beyaz Paltolu Adam''dır.

Bilâl ÇOBAN
24.08.2012, 14:09
Zirve yaptığı eseri "Tehlikeli Oyunlar"dır. Ayrınca, tutunamayanları bitiremeyenler de çoktur :) Ülkenin roman dalında en iyi edebiyatçıları listesinin başındadır.

Sümeyye Şahin
02.09.2012, 01:32
''Oğuz Atay'a Giriş'' niyetine ''Korkuyu beklerken'' adlı hikaye kitabından başlanabilir.

Korkuyu beklerken nefis bir öykü, ama kitabın bende en derin etki bırakan öyküsü ''Beyaz Paltolu Adam''dır.

Bu başlığı girmiştim bir gün bir rastlantıyla. Tanımaz etmezdim Oğuz Atayı. Keza 1924 doğumluymuş kendisi ve sayılı eserleri varmış. Bunları öğrendim ilk etapta, yine bir rastlantıyla elime aldığım Korkuyu Beklerken adlı hikaye kitabının arka sayfalarından. İlk sayfalarını okurken eşleşti kafamda burdaki konuyla elimdeki kitabın yazarı.
İyi de oldu.
Ve başlangıç kitabını almışım elime görünüşe göre. :)
Bitmedi henüz.Ve bitmeden 2. kez okuma isteği uyandırdı bende, o usta mesajların daha iyi tadına varmak, daha iyi anlamak adına. Çok nadir bir his benim için.