PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Karadeniz Kanser Haritası



Melek
23.12.2009, 13:43
TÜBİTAK'ın desteğiyle 2.5 yılda hazırlanan Doğu Karadeniz kanser haritasıyla, Artvin ile Giresun arasındaki 250 kilometrelik yüksek gerilim hattının ölüm saçtığı belirlendi

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu başkanlığında yürütülen proje ile Doğu Karadeniz Bölgesi'nin kanser haritası çıkarıldı. Çevresel faktörlerin kanser vakalarına olan etkisini belirlemeyi amaçlayan araştırmada, Artvin-Giresun arasında uzanan 250 kilometrelik yüksek gerilim hattının adeta ölüm saçtığı ortaya çıktı. Prof. Yomralıoğlu'nun Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde görevli olduğu 2007'de, 14 öğretim üyesiyle başlattığı proje 2.5 yılda tamamlandı. TÜBİTAK'ın desteği ile yapılan proje kapsamında, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakalarının yaygın olarak hangi bölgelerde görüldüğü ve çevresel koşullara bağlı olarak hangi kanser türleri ile sık karşılaşıldığı incelendi. Kanser vakalarının bölgenin arazi yapısı, bitki örtüsü, su ve toprak kaynakları, enerji nakil hattı gibi çevresel faktörlerle ilişkili olup olmadığı araştırıldı. Doğu Karadeniz'deki 7 ilde, 2000-2007 yılları arasında görülen 15 bin 299 kanser vakası dikkate alınarak yapılan araştırmadan çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

GÜNEYDE DERİ KANSERİ FAZLA

Araştırmaya göre, nüfusa göre kanser vakası yoğunluğunda Trabzon ilk sırayı alırken, bunu Gümüşhane, Rize ve Artvin, Giresun ve Bayburt izliyor. Araştırmada, güney ve doğu yamaçlarında yaşayanlarda deri kanseri vakalarının diğer yamaçlara göre daha yoğun olduğu, mide, kalın barsak ve prostat vakalarının daha çok 250 metre arazi rakımının altında yaşayan insanlarda görüldüğü belirlendi. Akciğer vakalarının tarımsal alanlarda yoğun olduğu, radon gaz ölçüm değerlerinin yüksek olduğu bölgelerde ise akciğer ve deri kanserlerinin diğer bölgelere oranla daha yoğun olduğu tespit edildi. Kayaç türü volkanik olan bölgelerde mide ve meme kanserinin, granitoid olan bölgelerde ise mide kanserinin daha yüksek olduğu da araştırmanın ortaya koyduğu bir başka sonuç oldu. Ayrıca bölgedeki 558 su numunesinde kanserojen etki yapan ağır metallerin analizi yapıldı. İncelemede, 103 numunede arsenik, 290 numunede kurşun, 306 numunede ise selenyum değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün limit değerlerinin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Araştırmanın en çarpıcı sonucu ise, Artvin-Giresun arasında uzanan yaklaşık 250 kilometrelik yüksek gerilim hattının kanser vakalarına etkisinin tespiti oldu. Enerji hattına 600 metre mesafe içerisinde bulunan yerleşim yerlerindeki kanser vakalarının, hattın dışındaki yerlere oranla oldukça yüksek olduğu ortaya çıktı.

RİSK ALTINDALAR

Enerji hattı çevresindeki yerleşim alanlarının risk altında olduğunu belirten Yomralıoğlu, " Hat çevresindeki yerleşim alanları risk altında. Dünyadaki bilimsel çalışmalarda, elektromanyetik radyasyon yayan yüksek gerilim hattlarının kansere yol açtığı ortaya çıkmıştı. Yaptığımız araştırma bunun en büyük kanıtı oldu" dedi.

Dursun Kaplan
23.12.2009, 13:47
Her zaman risk altındayız her zaman. Kimin umurunda ama.

Mustafa ÖZDEMİR
23.12.2009, 17:22
hala baz istasyonları diksinler kapımıza...

LazAnisT
23.12.2009, 20:51
MELEK Duyarlılığın için teşekkür ederim.

Havasıyla suyuyla övündüğümüz karadenizden neden bir su firması istanbula açılmaz diye düşünür dururdum hep.İşi kendimce biraz arştırMıştım.Ve yukarıdaki araştırmadada belirtildiği üzere su değerlerimizin sünya sağlık örgütünün istediği değerlerden çok çok daha farklı çıktığını öğrenmiştim.Ve karadeniz olarak biz o suyu yıllardır tüketiyoruz.

Egemen Yılmaz
23.12.2009, 21:09
Araştırmadan çıkan sonuç çok garip, Doğu Karadeniz'deki kanser vakalarının temel nedeni olarak öncelikle yüksek gerilim hatlarını göstermişler. Peki dünyada yüksek gerilim hattı bulunan tek yöre burası mı? Bana ilginç geliyor.

ceserdar
24.12.2009, 00:23
Enerji Nakil Hattı'ndan uzaklaştıkça risk düşer. Fakat Doğu Karadeniz Bölgesi'nin arazi yapısından dolayı insanlar mecburen bu geçen hatta daha yakın yaşıyorlar. Türkiye'nin diğer bölgelerinin arazi koşulları daha farklı olduğundan bu hatlar yerleşim birimlerine daha uzaktan geçiyor olabilirler. Bu da nüfusun tamamını etkilemiyor olabilir. Konya ve Bölgesi'nde uygulamaya çalıştığın yöntemi gelip Trabzon ve Bölgesi'nde uygularsan sonuç aynı olmaz. Her Bölge'nin her koşul kendine has özellikleri vardır. İşte bu hesaplanmadan yapılan enerji nakil hattı burada farklı bir sonuca neden oluyor.

Mesela çevresel faktörler. İçme suyunu ele alalım. Konya ve Bölgesi'nde içme suyu artezyen kuyulardan sağlanıyor. Açık arazinin herhangi bir yerinde kuyu var. Atık sular ise yakında geçen bir ırmağa ya da bir göle boşaltılıyor. Sonuçta belli bir bölge kirleniyor ama bu kirlilik içme suyu kaynaklarının tamamını aynı derecede etkilemiyor. Trabzon'da ise atık sular derelere veya denize boşaltılıyor. Yukarıdaki köyün atık sularını boşalttığı dereden aşağıdaki köy yararlanıyor ya da o dere direk olarak içme suyu kaynaklarını besliyor. Ya da o dere kentin içme suyunu karşılayan bir barajı besliyor. O yüzden her şey her yerde aynı sonuca neden olmaz.