PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Küçük Zevkler Büyük Mutluluklar Getirir



Cyzio
18.12.2009, 21:10
Şu dünyada, yaş kütüğüme attığım her çentik, bana çok küçük şeylerden zevk alıp mutlu olmayı öğretti. Bir nevi Polyannacılık mı bu? Değil. Yani herşeyin iyi tarafını görme sevdası değil. Küçük şeylerden zevk alabilme sanatı.

Meselâ, birkaç bardak çaydan sonra, ilk bardakta içine attığınız limon kabuğunu, son çayı da bitirdikten sonra yemek gibi.

Ya da arabayı kullanırken, vitesi 2'den 3'e attığınızda oluşan o zik-zak.

Öğrencilerinize tatlı tatlı takılmak...

Gazete bayiinden mizah mecmualarını alırken

-"Bunları satın alan benden yaşlı müşteriniz var mı?"

diye sormak.

Var mı sizin böyle zevkleriniz?

Mollasalihoğlu
18.12.2009, 21:16
Trabzon'un maçlarında uğur yaparak, önceki maçı kazanmış isek sonraki maç için aynı masadan yer ayırtmak ve geçen maçı kazanmışsak aynı nargileden içmek.. :)

BAHADIR33
18.12.2009, 21:18
Haylazlık yapan bir çocuk görünce gülümseyerek "ULA" demek ve onun gözlerindeki gülümsemeyi görmek.

Cyzio
18.12.2009, 21:28
BAHADIR33'ün hem nick'indeki rakamın, hem bulunduğu yer'in plaka kodunun (tesadüfe bak :D), hem de yaşının aynı rakamlar olmasını keşfetmek...


.

m@rdi
18.12.2009, 21:36
Olmaz mı hocam.
:)
Kremalı bisküviyi ikiye ayırıp kremasını yavaş yavaş sıyırdıktan sonra bisküvilerini bir çırpıda afiyetle yemek , probisin biri bitmeden öbürünün paketini açıp hazıra beklemesini sağlamak, kitap almayacak olsamda kitapçıları dolaşıp kitapları koklamak (:D ) ...
-bitmez-
:)

Ba®ış
18.12.2009, 21:45
diş fırçaladıktan sonra elma yemek

kağıt oynarken kupalarla maçaları,karolarla sinekleri yanyana dizmek

derslerde en arka sırada oturup sağa sola laf atmak vs.

devam edecek..

Gamze
18.12.2009, 21:48
Tatlı tuzluyu, tuzlu tatlıyı arar ya yenildikten sonra... Ben kısır döngüye çevirdim bu işi ama ecayip keyifli oluyor.

Şöyle ki;
Eğer yoğun bir gün geçirmişsem, başarılı bir sınav ya da, yahut güzel bir şey yapmış isem kendime ödül veririm o gün.

Otobüsten inip eve giderken yolumun üzerinde Aypa diye bir market vardır.
Bir adet puding - kapta, hani küçükken makasla kesip afiyetle yediklerimizden - bir paket de cips alır eve gelirim.

Takriben akşam 8-9 sularında ikisini de açar, biraz ondan yer, bekler. Sonra diğerinden yerim.
Puding yesem cips canım çeker, cips yesem puding.
İkisi de bitene kadar bu döngülü (?) keyif sürer. Eğer bu sırada sevdiğim bir programı izliyor, bir kitabı okuyor yahut Trabzonsporun iyi günlerinde BMN'de geziniyorsam ikisi de tadından yenmez olur. Ama ben yine de yerim. :D

Öyle işte. :D

Mollasalihoğlu
18.12.2009, 21:53
İstanbul takımlarının puan kaybettiği maçlar da var tabii ki :)

Gamze
18.12.2009, 22:07
Rakibinin yediği bir son dakika golü belki.. :)

ilhan
18.12.2009, 22:10
Mesela karşıdan karşıya geçmeye çalışan insanlara yardım etmeyi acayip çok seviyorum. Bu elbette insanlık görevimiz ve bence gerçekten ufak bir olay. En fazla 30 saniyeni bir insanı karşıya geçirmek için kullanıyorsun. İnsan aşırı derecede mutluluk veriyor.

Belediye otobüslerine binmeye çalışan tekerlekli sandalye kullanan sakat insanlara da mutlaka yardım etmeye çalışırım. Küçük iyiliklerinde büyük mutlulukları oluyor. :)

.....
18.12.2009, 22:12
Her ne olursa olsun gülmeyi , tebessüm etmeyi seven birisiyim.

Ben hayatımda ; İyilik yapmayı bilmiyorsan Bari kötülük yapma diyerek mutlu oluyorum :)

melâl
18.12.2009, 22:18
bir mutluluğum var.. kimselerele paylaşmadım şimdiye kadar...

bazen büyük şehrin rezalet kalabalığından sıyrılıp ; sürekli çalan illet telefonumu kapatıp ; kimseye bir şey söylemeden bir ortamdan çıkıp ; kendimi ankaradaki Tren garına vururum...

mermer sütunlar...yüksek tavanlı taş bina...
o Tren anonsları... inenler binenler...
şehre yeni gelmiş insanların yüzündeki ifadeler...
korku kimi zaman...
çocuk ağlamaları...
meraklı bekleyişler...
ayrılıklar vuslatlar...
ve elbette ki gözyaşları arasında saatlerce otururum...

sebebi bilinmez severim Tren Garını...geçer saatlerim; düşünmeden yarını...

geçtiğimi aylarda kaybettiğimiz "ünsüz" yönetmen Ahmet Uluçay'ın da dediği gibi...

"bazen kaçıp gitmek ister ya insan... ilk trene binip son istasyonu sormadan uzaklaşmak..."

budur mutluluğum...

başlık muhteşem Cyzio hocam... :)

Mehmet Fırat
18.12.2009, 22:20
Yol ne kadar uzun olursa olsun, kulağımda müzik varsa hiç sıkıcı geçmez benim için. :)

Cyzio
18.12.2009, 22:27
Teşekkürler sevgili arkadaşlar, çok güzel gidiyorsunuz.

İlhan'ın anlattıkları bana birkaç şey daha hatırlattı:

Araba kullanırkan, yayalara yol verdiğinizde yüzlerinde oluşan mutluluğu görüp, karşılıklı gülümsemek. Bilhassa yaşlıların.

Bulutsuz gecelerde, tanıdığınız yıldızları etrafınızdakilere öğretmek.

Ve tabii ki evlât kokusu.


.

M.S.SOFU
18.12.2009, 22:29
memlekete kış günü gidip,yağmurlu havada deniz kenarındaki derme çatma kalmış çay bahçesinde yağmur yağarken çay içmek-tabi yanında bir cıgarada tüter her zaman ama burda söylemek doğru olurmu bilmiyorum :)-
sonra ufaktan yürümek,rüzgarın esmesi....
şiddetli doğa olayları ben sıcak olduğum müddetçe hep zevk vermiştir bana...

Fatih Ersoy
18.12.2009, 22:49
Okuduğum kitaplar içerisinde beğendiğim bölümleri not alıp sonrasında tekrar okumak bana çok büyük bir haz verir..

Ayrıca "Previously on lost" şeklinde duyduğum gizemli ses benim için muhteşemdir.. :D

ilhan
18.12.2009, 22:51
Bazen gazete okurken -yolculuk sırasında- gazetemin bir kıyısını okumaya çalışan insanlar görüyorum. Gazeteyi kapatıyorum -tabi o sırada yüzünü başka yere çeviriyor- bayan ya da erkek ayırt etmeden, buyrun okuyun diyorum. O sıradaki verdiği -gülümseme- reaksiyonu insanı keyiflendiriyor. Benden önceki durakta inecek olursa uzatırsa alırım ama ben önce ineceksem katiyen almam. :)

Miraç Atalay Çiftçi
18.12.2009, 22:55
Bazılarının; "Hayır bu işi artık beceremeyeceğiz" dedikleri işi konuşmanın ertesi gününde tam manasıyla halletmiş olmak...

Cyzio
18.12.2009, 23:02
Ya bu biraz haince bir zevk ama :o, arabama doğru giderken, uzaktan ona yaslanmış çocuk veya gençler görürsem; çaktırmadan yaklaşıp, uzaktan kumandayla kilitleri açtığımda, çıkan gürültüden şöyle hafiften bir hoplamaları da bana çok zevk veriyor.

Biliyorum, dürüst bir zevk değil ama, çok hoşuma gidiyor.

.

OLCAY ÇAKIR
18.12.2009, 23:28
Çizgi film izleyen çocuklarımın keyfini bozmamak için onlarla çizgi film izleme gayretlerim..

Deneyin..

Ne güzel filmler var öyle:)

Örnek;

Edım Aslan ve cek maymunu...

Birde,coni bravo..

Hastasıyız..:)

Hele de çocukların filmi size kısaca anlatma telaşları....


Not: Hocam harikakulade başlık olmuş,iyiki varsınız..

ceserdar
18.12.2009, 23:36
...
Otobüsten inip eve giderken yolumun üzerinde Aypa diye bir market vardır.
...


Büyük ihtimalle yakın yerlerde oturuyoruz. Bu Ay-Pa market trafiğe kapatılan Akdeniz Caddesi'nin, nam-ı diğer eksi Salı Pazarı yolunun başındaki market mi? :)

Üniversitedeyken herhangi bir dersi geçtiğimi öğrenir öğrenmez o derse ait ne varsa (defter, fotokopi vs) çöpe atmak acayip hoşuma giderdi. Ah ah, bir zamanlar öğrenciydik. :( :)

T.B_1461
18.12.2009, 23:37
Probis, Benim'o ve elmalı soda üçlemesi...

OLCAY ÇAKIR
18.12.2009, 23:40
Probis.

Hâla varmı Probis.

Askerliğimizin en güzel ürünüydü.
Bak nasılda eski günlere götürdünüz..

Nöbete giderken yan ceplerimizi doldururduk..

Hatta Yasin diye bir arkadaşım vardı öyle abartırdıki,

Adı; Probis Yasin olarak kalmıştı.:)

Qolbasti_Kinq61
18.12.2009, 23:44
Tvde trabzondan görüntüler görünce mutlu olurum duygulanirim :)

LazAnisT
18.12.2009, 23:55
Bir bara yada restoranta oturmaya gittiğimde içeri girer girmez ilk işim bizle ilgilenecek gaRsona adını sormak olur.

İlerleyen saatlerde sağdan soldan şişşt pişşt diye seslere manalı manalı bakan garsona ismiyle tatlı bir dille(olması gerektiği gibi)hitap etmek bana inanılmaz bir keyif veriyor.Tabiki karşımdaki İNSAN'ada

DNA-TS
19.12.2009, 00:15
kazandığımız bir maçın ertesinde atkımı alıp okula gitmek,pazar akşamları maç özetleri izlerken çay-gofret keyfi.

Ba®ış
19.12.2009, 00:19
bi Aypa 'da Gölcük'te İskele Yolu'ndan aşağı inerken sağ tarafta var,bilen bilir Aypa Osman'ı :D

Kubilay ŞAHİN
19.12.2009, 00:19
(▲) :D:D

Toplu Taşıma Araçlarında En Arka 5'linin En Sağ Koltuğuna Oturmak Kadar Zevkli Bir Yolculuk Yoktur..:) Benim Gibi Birçok kişiyide Mutlu Eder Diye Tahmin Ediyorum..:)

ÖmerFarukYılmaz
19.12.2009, 00:46
(▲) :D:D

Toplu Taşıma Araçlarında En Arka 5'linin En Sağ Koltuğuna Oturmak Kadar Zevkli Bir Yolculuk Yoktur..:) Benim Gibi Birçok kişiyide Mutlu Eder Diye Tahmin Ediyorum..:)

Benim için en arka soldur o Kubilay..

Bunların karakteristik anlamıda varmış bu arada söyliyeyim:)

Onur Şeref
19.12.2009, 00:49
6 aylıkken yuvaya başladım tam 17 senedir okuyorum ama bi gün şampiyonluk sonrası formamı giyip okuluma gidemedim ne yuvada ne ortaokulda ne lisede.Bu en büyük yaram olmuştur içimde.Her mayıs ayının sonu gelince yine ben bir köşede oturmuş sevinenleri izlerim.En çok yapmak istediğim şey formamı giyip şampiyonluktan sonra okula gitmek.Lisede bitiyor bu senede olmicak sanırım.İnşallah Üniversitede olurda bu en çok keyif alcağım şeyi yaparım.

OLCAY ÇAKIR
19.12.2009, 00:51
Kartal'dan TEM'e herhangi bir vesileyle çıkmış isem YOL HAVASI alırım içten içe..:)

ÖmerFarukYılmaz
19.12.2009, 00:55
Bilmediğiniz bir yerde bir Trabzonlu ile karşılaşmak ve Trabzonspor üzerine bir sohbet etmek.O aidiyet duygusu..

Bundan 6-7 sene önce Maraş'a gitmiştim geziye doğu gezisi...Maraş'ta bir lokanta'da yemek yiyoruz..Üstümde Trabzonsor forması Tam hesabı ödeyeceğim

-Abi borcumuz ne kadar?
-Kardeş senin borcun yok.
-Nasıl yani?
-Ya sen kalkıp gelmişin Trabzondan kardeş şehirimizden senden birde paramı alacağız.

Sağol be abi o küçük yüreğimi çok mutlu etmiştin o zaman..Daha bir gururla giymiştim formamı..

Bu da o Maraşlının küçük zevkidir belkide..

Kubilay ŞAHİN
19.12.2009, 01:05
Benim için en arka soldur o Kubilay..

Bunların karakteristik anlamıda varmış bu arada söyliyeyim:)

Valla Karakteristikmi Bilmiyorum Ama Durakta Bekleyen İnsanları İzlemek Veya Yol Kenarındaki Yazıları Felan Okumak Bana Yolculuğu Sıkıcı Kılmıyor..:)

Bu Arada Ben Bu Özellikleri Bi Okuyayım Merak Ettim..:)

Adem Erdoğan
19.12.2009, 01:08
beklediğim otobüsün veya dolmuşun gözükmesi; otobüs veya dolmuşa binince 1 kişilik boşyer görmek.

Sefa
19.12.2009, 01:09
Dolmuş geliyorken ön koltuğun boş olduğunu görmek :)

Ahmet Başkaya
19.12.2009, 01:09
Ula küçük şehirde yaşamak ne güzel yahu otobüs derdi diye birşey yok ççç ...

Bir arkadaşıma ulaşamasam çarşıya insem 3 - 5 kişiye X'i gördün mü desem ? :D ..

2 dk ya bulurum burası Kırşehir seviyorum bu şehri ççç

ilhan
19.12.2009, 01:10
Otobüste insanlara yer vermek insanı ayrı bir mutluluk veriyor.

Onur Şeref
19.12.2009, 01:17
Otobüste insanlara yer vermek insanı ayrı bir mutluluk veriyor.


İlhan bu başlıktan sonra senin bayağı bi hümanist olduğunu gördüm.:D

ilhan
19.12.2009, 01:21
Doğru tespit Onur'um. Seni tebrik ediyorum. :) Eğer yüz yüze görüşme fırsatımız olursa hatırlat bir şeyler ısmarlıyayım. (Alkollü-Alkolsüz fark etmez)
:)

BAHADIR33
19.12.2009, 10:49
Sabahları işyerimizin bahçesine gelen küçük köpeğe bir parça simit veriyorum. simiti ağzına alıyor ..bahçeden binanın giriş kapısına kadar , ağzında bir parça simitle hoplaya zıplaya beni takip ediyor..çok keyifli...

Orhan Aydın
19.12.2009, 12:02
Bahadır abi deyince aklıma geldi.Eskiden yani bundan yıllar yıllar evvel:Dgüvercinlere ekmek atardım ve onların birbirlerini yiyerek:p ekmeği yemeleri bana mutluluk verirdi.Ha birde golden cinsi köpeklere sevginizi göstermek zevklidir.:)

Erbay
19.12.2009, 12:07
Sabah annemin o meşhur tatlısını(birazdan anlatacağım nasıl olduğunu) yaptığını görünce okula mutlu mutlu giderim. Gün içerisinde yüzümde o tatlının daha doğrusu pastanın vermiş olduğu bir sırıtma olur. Biri derdini falan bana anlatırken içimden şöyle derim, "Bana ne oğlum, ben eve gidicem ve dolabı açıcam. Karşıma hazır pasta kalıbının içine nutella dolu, üstüne hafif ekşimsi krem şantiye benzer beyaz krema kaplı, üstüne parça çikolata dökülmüş olan pasta çıkacak ve afiyetle yicem."
Eve genelde en erken ben giderim ve pasta abimlere kalmaz ççç

"Pasta nerde lan?"

"Annem komşuya dağıtmış pastayı"

ççç

Gamze
19.12.2009, 14:36
Büyük ihtimalle yakın yerlerde oturuyoruz. Bu Ay-Pa market trafiğe kapatılan Akdeniz Caddesi'nin, nam-ı diğer eksi Salı Pazarı yolunun başındaki market mi? :)


:)
Hayır orası değil Gaziosmanpaşa Meydana yakın benim bahsettiğim.
Yalnız söylediğin yeri de biliyorum sanırım eğer başka bir Akdeniz caddesi ve Salı Pazarından bahsetmiyorsan. :)
Hürriyet Mahallesindeki Akdeniz caddesidir bu değil mi?
Yıllar öncesinin Salı pazarı. :)
8 yıl oldu biz taşınalı oradan.

ilkokula giderken Salı günleri pazarın içinden geçmek, mevsime göre bir şeyler almak - zaman zaman erik, zaman zaman sadece şekerleme - ve sınıfta bütün arkadaşlarla oturup bunları yemek çok keyifli olurdu.
Sonra kaldırdılar güzelim pazarımızı.

Derya
19.12.2009, 15:56
Müdür yarımcısının gelip "Ders Boş" demesiyle herkesin konuşması beni mutlu ediyor
"tipik öğrenci"

Özkan
19.12.2009, 15:57
Ağlamadıkları ve mızmızlanmadıkları sürece çocuklarla ilgili herşey bana büyük mutluluk verir. Kimi zaman sokakta oynayan, kavga eden ya da birbirlerine olan aşklarını gizlemeye çalışan çocukların o tatlı hâlleri yaşadığımı hatırlatır. Sırf bu yüzden cebimde sürekli ufak tefek yiyecekler olur ve onları çocuklara veririm. Çocuklarda en çok sevdiğim şey ise duygularını göstermeleridir. Bir çocuk size sevecen davranıyorsa, sizi gerçekten seviyordur.

Bildiğim bir konuyu birilerine öğretmek de apayrı bir zevktir. Sırf bunun için türev-integral öğrenip çevremdeki liselilere öğretmeye çalıştığımı söylesem, bu tutkunun derecesini sanırım anlarsınız. Yakında bu amaca yönelik bir site açmayı planlıyorum. Her gün bildiğim ve öğrendiğim birşeyi öğretmeyi amaçlayacak bir blog.
Bir bara yada restoranta oturmaya gittiğimde içeri girer girmez ilk işim bizle ilgilenecek gaRsona adını sormak olur.

İlerleyen saatlerde sağdan soldan şişşt pişşt diye seslere manalı manalı bakan garsona ismiyle tatlı bir dille(olması gerektiği gibi)hitap etmek bana inanılmaz bir keyif veriyor.Tabiki karşımdaki İNSAN'adaAbi bu çok hoşuma gitti, bundan sonra ben de yapacağım.

Semih
19.12.2009, 16:03
Önümdeki yemek ne olursa olsun (hatta kıymalı olsa bile), yemek bitene kadar içecekten tek yudum almam.
Bittiğinde ise hayvani bir iştahla ve hayvaniyetle alakası bile olmayan bir huşu ile içeceği diklerim.

Erkan
19.12.2009, 16:16
Önümdeki yemek ne olursa olsun (hatta kıymalı olsa bile), yemek bitene kadar içecekten tek yudum almam.
Bittiğinde ise hayvani bir iştahla ve hayvaniyetle alakası bile olmayan bir huşu ile içeceği diklerim.

Ayni zevk bende de var :), icecekten bir yudum aldigim an yemeyi birakirim.
Ve bende Özkan abi gibi bildiklerimi ogretmekten cok buyuk bir zevk aliyorum, hele ogrettikten sonra ogrettigim kisinin kendi alistigi notlardan cok daha yuksek aldigini gordugumde cok hosuma gidiyor.

Dursun Kaplan
19.12.2009, 16:18
Pijamalarımla koltuğa uzanıpta tv seyretmekten büyük mutluluk duyuyorum ben. :)

Semih Aydın
19.12.2009, 16:58
Kuru Fasülye yemek. :cool:

Erdem Keser
19.12.2009, 17:13
Otobüste insanlara yer vermek insanı ayrı bir mutluluk veriyor.
Ben yer vermemek için, metrobüste şöforun arkasındaki iki kişilik yere oturuyorum.Orda bekleme yapamıyorlar, şöfor arkalara doğru ilerleyin diyor:D

Murat Erdem
19.12.2009, 17:29
Akşam eve gidince, ben anahtarla kapıyı açmaya çalışırken, 5 yaşında ki oğlumun tıkırtıyı duyup, benden önce kapıyı açması ve elimde ki ekmek poşetini kapıp, kendisine bir şey almışmıyım diye içine bakması, eğer kendisine alınmış gofret, cips vb. bir şey varsa poşetin içinden alıp, kalan ekmekleri yere bırakıverip, ganimeti elinde sırtını dönüp, odaya basıp gitmesi...

Çocuklar, Allah'ın bize hediyesi, en önemlisi emanetidir. Onları her fırsatda sevindirelim.
En basitinden, cebinizde her daim birkaç sakız bulundurun ve karşılaştığınız çocuklara verin, yüzlerinde göreceğiniz tebessüm dünyalara bedeldir.

Serdar A
19.12.2009, 17:31
Karaköy vapurunun kıçında , kulakları sızlatan bir soğukta Salacak'tan yavaş yavaş güzel silüetini size açan boğazın derinliğinde , denizin kokusunda ve martıların çığlıklarında kaybolmak . Bütün hayat telaşınız içerisinde zamanı 15 dakikalığına durdurup İstanbul'u izlerken vicdanda yaşadığınız mahşer ...

Ve Vapur , Haliç'in ağzında iskeleye yanaşır .

Zaman kaldığı yerden devam eder .

Hayat Karaköy'ün ara sokaklarında , Cihangir'in yokuşlarında bir tebessümün değerini bilenlere başka mutluluk sebepleri sunmaya devam eder ama hiç durmaz . Hayat sadece boğazın tam ortasında ki akıntıda , dört bir yanınızda insanlar , araçlar , baca dumanları , kayıkçılar akarken bir an durur ve size kendinizi gösterir .

seyyah61
19.12.2009, 17:53
Henüz coluk cocuk sahibi olmadigim icin benim en büyük zevkim kücük kedimiz ile vakit gecirmek ve koynuma alip beraber uyumak.
Ben cekyatta uzanmisken yanima gelmesi, battaniyenin kabarmis yerinde ayaklarini bastirarak sanki annesinin yumusakligini arar gibi miyavlamasi. Ondan sonra da o cikardigi derin mirilti sesiyle beraber yanima gelmesi ve benim de onu battaniyenin altina almam...
Evde kedi besleyenler bilir nasil bir sey oldugunu.

Mira_61
19.12.2009, 17:54
Yeni alınan kitabın orta sayfalarını açıp koklamak.
Öğlen okuldan eve gelirken sıcak simit alıp yolda yemeye başlamak.:)
Yolculuk yaparken müzik dinlemek.
Ve en büyük zevk galip gelinen maçtan sonra bir bardak sıcak çay:)

61viya
19.12.2009, 19:13
Büyük bir keyifle takip ediyorum başlığı (:

Bir iki ekleme de ben yapayım: Çarşıda pazarda arkadaşlarımla gezerken, onların çok beğendiği bir şeyi, onlara çaktırmadan alıp, birbirimizden ayrılırken, arkadaşıma sunmak (: Şaşkınlıklarını izlemek, mutluluklarına ortak olmak (:

Trabzonsporluluğma bıyık altından gülme teşebbüsünde bulunanları verdiğim sakin cevaplarla susturmak :D

Kimsenin duymaycağını düşündüğüm bir tonda, bana ait olduğu her daim belli olan bir espri yapmak, ve bu espriyi duyan şanssızlarla göz göze gelince gülme krizine girmek :D

Gökyüzünde bulutlar seçmek kendime, onları başka şeylere benzetmek ve hikaye yazmak onlar adına (:

Ders işlerken, çocukların soru çözmek için kafalarını gömdüğü bir anda, onları izlemek ve düşünmek, bu memleketin onlara emanet olduğunu...Ve tabi düşünmek, bundan 20 yıl sonra o öğrencilerin kimbilir nerelerde ne durumlarda olacağını.. Bulutlara nazire yaparcasına onlar için de birer hikaye yazmak. Onların hikayesinin, benim yazdıklarımdan çok daha iyi olmasını dileyerek (:

Elimi çekirdek dolu çuvalların içine sokmak :D Mercimek ya da başka bir şey de olabilir (:

"Evladım Öss'ye mi hazırlanıyorsun?" sorusuyla bilmemkaçıncı kez muhattap olduğumda, öğretmen olduğu söylediğimde, gözlerdeki şaşkınlık ifadesini fark etmek :D

Yaptığım birbirnden leziz yemekleri insanlara sunmak ve yediklerindeki ifadeyi beynime kazımak :D

Mum ışığında iş yapmak (:

Detaycı olmamdan kaynaklı, kimsenin aklına gelmeyecek soruları karşımdakine sorduğumda verilen tepkiyi izlemek. Bu olayı devam ettirip, karşımdakinin çıldırışına tanıklık etmek :D

İçinde bulunduğum anda, kimbilir kaç bebeğin hayatla tanıştığğını, kaç kişinin aynı anda yemeğe oturduğunu, kaçının sevdiceğinin koluna girdiğini ve belki de kaç kişinin sevinçten "çarpı olduğğunu" düşünmek (:

Ve tabii ki Mersin'e giderken beni bekleyen tantunilerin hayalini kurmak :D ve bir de künefelerin ve bir de anamın mantılarının ve... ve.. :D

Türk filmlerini ezberlemek :D Ve biriyle izlerken, kahramanlardan önce, diyalogları söylemek :D


Çok var yahu (: Devam edecek (:

ÖmerFarukYılmaz
19.12.2009, 20:07
Ben yer vermemek için, metrobüste şöforun arkasındaki iki kişilik yere oturuyorum.Orda bekleme yapamıyorlar, şöfor arkalara doğru ilerleyin diyor:D

Yer vermekten daha bu yaşlarda dizlerimin dermanları gittiği için ben kendimi korumaya almaya başladım Erdem'im..

O kızların suratıma bakıp hadi yer ver deyişleri içten..Ve benim suratlarına manasız manasız bakışım.Bunun tadı apayrı..

He birde çantasını ''yanlışlıkla'' vuranlar var..

seyyah61
19.12.2009, 22:30
Yer vermekten daha bu yaşlarda dizlerimin dermanları gittiği için ben kendimi korumaya almaya başladım Erdem'im..

O kızların suratıma bakıp hadi yer ver deyişleri içten..Ve benim suratlarına manasız manasız bakışım.Bunun tadı apayrı..

He birde çantasını ''yanlışlıkla'' vuranlar var..

Kizlara kesinlikle yer vermem.
Otobüste yer verilmesi gereken kisiler ayakta kolay duramayacak yasli veya engelli kisiler olmali.

asimetrik
19.12.2009, 23:07
Maçımızın olmadığı bir gün ve bir ilde, alakasız bir sokak köşesinde Trabzonspor formalı birisini görmek. Hele çocuksa çok daha keyif verici. Bir de forma yeni sezonsa değme keyfine..

Cyzio
19.12.2009, 23:33
Bildiğim bir konuyu birilerine öğretmek de apayrı bir zevktir.



Sırf bu zevki tatmak için meslek seçilir mi? Ben seçtim.




Ve bende Özkan abi gibi bildiklerimi ogretmekten cok buyuk bir zevk aliyorum, hele ogrettikten sonra ogrettigim kisinin kendi alistigi notlardan cok daha yuksek aldigini gordugumde cok hosuma gidiyor.



Benim öğrettiklerim arasında iyi not alanlar da var, kötü not alanlar da :D...

Şimdi çok zevk aldığım bir durumdan daha bahsedeyim. Ama korkarım artık kim olduğum açığa çıkacak. Neyse, tanıyanlar lütfen açığa vurmasın.

Bu başlıktaki ilk mesajımda da belirttiğim gibi öğrencilerime, onları kızdırmayacak şekilde tatlı tatlı takılmayı çok severim. En sevdiğim takılma yöntemlerimden biri de şudur:

Bütün sınıfa, doğru cevabın meselâ "Colman" olması gereken bir soru sorarım. Ama öğrencilerin çoğu basit bir ayrıntıyı gözden kaçırdıklarından, meselâ "Cale" cevabını verirler. Gene de birkaç "Colman" cevabı gelir. Ama onların da doğru cevabı verme sebepleri yanlış argümanlar üzerine kuruludur. Tek-tük doğru cevabı veren bütün öğrencilerime

-"Neden Colman?"

diye sorduğumda, yanlış argümanları ileri sürdüklerinde, onların yanlışlarını bilimsel yolla çürüttüğüm zaman (İşin bu kısmında kesinlikle hile yok. Doğru cevabı veriyorlar ama dayandıkları temel yanlış. Ben sadece onların dayandıkları temelin yanlışlığını isbat ediyorum), cevapları da tabii ki

-"Haa... O zaman, Cale."

şeklinde olur. Sonunda bütün sınıfı "Cale" cevabına başarıyla :D getirtip

-"Colman diyen kaldı mı?"

diye sorup da, toplu olarak

-"Hayır..."

cevabını alınca;

-"Pekiyi, doğru cevabı söylüyorum: Colman."

dediğim zaman, sınıfla girdiğimiz harika bir kahkaha eşliğindeki o muhteşem iletişim çok hoşuma gider.


.

seyyah61
20.12.2009, 00:16
Sırf bu zevki tatmak için meslek seçilir mi? Ben seçtim.



Benim öğrettiklerim arasında iyi not alanlar da var, kötü not alanlar da :D...

Şimdi çok zevk aldığım bir durumdan daha bahsedeyim. Ama korkarım artık kim olduğum açığa çıkacak. Neyse, tanıyanlar lütfen açığa vurmasın.

Bu başlıktaki ilk mesajımda da belirttiğim gibi öğrencilerime, onları kızdırmayacak şekilde tatlı tatlı takılmayı çok severim. En sevdiğim takılma yöntemlerimden biri de şudur:

Bütün sınıfa, doğru cevabın meselâ "Colman" olması gereken bir soru sorarım. Ama öğrencilerin çoğu basit bir ayrıntıyı gözden kaçırdıklarından, meselâ "Cale" cevabını verirler. Gene de birkaç "Colman" cevabı gelir. Ama onların da doğru cevabı verme sebepleri yanlış argümanlar üzerine kuruludur. Tek-tük doğru cevabı veren bütün öğrencilerime

-"Neden Colman?"

diye sorduğumda, yanlış argümanları ileri sürdüklerinde, onların yanlışlarını bilimsel yolla çürüttüğüm zaman (İşin bu kısmında kesinlikle hile yok. Doğru cevabı veriyorlar ama dayandıkları temel yanlış. Ben sadece onların dayandıkları temelin yanlışlığını isbat ediyorum), cevapları da tabii ki

-"Haa... O zaman, Cale."

şeklinde olur. Sonunda bütün sınıfı "Cale" cevabına başarıyla :D getirtip

-"Colman diyen kaldı mı?"

diye sorup da, toplu olarak

-"Hayır..."

cevabını alınca;

-"Pekiyi, doğru cevabı söylüyorum: Colman."

dediğim zaman, sınıfla girdiğimiz harika bir kahkaha eşliğindeki o muhteşem iletişim çok hoşuma gider.


.
Akcaabat Anadolu Imam Hatip Lisesi'nde calistiniz mi hic?
Bizim bir ögretmenimiz de yapardi bunu. :D
Süphelenmeye basladim. :D

antagonist
20.12.2009, 00:56
Karanlık bir odada , masa lambası ışığı ile ders çalışırken limonlu çay içmenin keyfi çok başka...

Fakat geçenlerde bu keyfi abarttım. 10 saat içinde yaklaşık 20 bardak çay içince midem fena bozuldu. :)

ceserdar
20.12.2009, 13:39
...
Hürriyet Mahallesindeki Akdeniz caddesidir bu değil mi?
Yıllar öncesinin Salı pazarı. :)
...


Evet orası. :) 23 senedir Hürriyet Mahallesi'ndeyim. :)

seyyah61
20.12.2009, 17:51
Cay ve cikolata.
Pisirmeyi yeni ögrendiginiz bir yemegi sevdiginiz birine tattirmak ve cok begenmesi.
Avni Aker'den meydana yürüme gitmek, geriye de yürüme dönmek.
Aklimda birkac tane daha vardi ama simdi hatirlayamadim.

AYAN61
20.12.2009, 18:05
Akcaabat Anadolu Imam Hatip Lisesi'nde calistiniz mi hic?
Bizim bir ögretmenimiz de yapardi bunu. :D
Süphelenmeye basladim. :D

Aynı şeyi ben de düşündüm :D hep düşmüşümdür bu tuzağa :D

Cyzio
22.12.2009, 00:35
Akcaabat Anadolu Imam Hatip Lisesi'nde calistiniz mi hic?
Bizim bir ögretmenimiz de yapardi bunu. :D
Süphelenmeye basladim. :D



Hayatımda iki defa Akçaabat'ta bulundum. Ama ben o değilim :).


.

isimsiz_61
22.12.2009, 15:32
okuldan geldikten sonra bmn neler yeni diye bir göz atmak...:D

Hayriye Ayan
22.12.2009, 17:07
kocaman bir çikolatayı ağzıma atıp hiç bitmeyecekmiş gibi
çiğnerken dünyanın en mutlu insanı benimdir.

Hayriye Ayan
22.12.2009, 17:10
Sırf bu zevki tatmak için meslek seçilir mi? Ben seçtim.



Benim öğrettiklerim arasında iyi not alanlar da var, kötü not alanlar da :D...

Şimdi çok zevk aldığım bir durumdan daha bahsedeyim. Ama korkarım artık kim olduğum açığa çıkacak. Neyse, tanıyanlar lütfen açığa vurmasın.

Bu başlıktaki ilk mesajımda da belirttiğim gibi öğrencilerime, onları kızdırmayacak şekilde tatlı tatlı takılmayı çok severim. En sevdiğim takılma yöntemlerimden biri de şudur:

Bütün sınıfa, doğru cevabın meselâ "Colman" olması gereken bir soru sorarım. Ama öğrencilerin çoğu basit bir ayrıntıyı gözden kaçırdıklarından, meselâ "Cale" cevabını verirler. Gene de birkaç "Colman" cevabı gelir. Ama onların da doğru cevabı verme sebepleri yanlış argümanlar üzerine kuruludur. Tek-tük doğru cevabı veren bütün öğrencilerime

-"Neden Colman?"

diye sorduğumda, yanlış argümanları ileri sürdüklerinde, onların yanlışlarını bilimsel yolla çürüttüğüm zaman (İşin bu kısmında kesinlikle hile yok. Doğru cevabı veriyorlar ama dayandıkları temel yanlış. Ben sadece onların dayandıkları temelin yanlışlığını isbat ediyorum), cevapları da tabii ki

-"Haa... O zaman, Cale."

şeklinde olur. Sonunda bütün sınıfı "Cale" cevabına başarıyla :D getirtip

-"Colman diyen kaldı mı?"

diye sorup da, toplu olarak

-"Hayır..."

cevabını alınca;

-"Pekiyi, doğru cevabı söylüyorum: Colman."

dediğim zaman, sınıfla girdiğimiz harika bir kahkaha eşliğindeki o muhteşem iletişim çok hoşuma gider.


.
ahaaa bizim felsefe hocası da böyledir
ama benim iddialarımı hiçbir zaman çürütemedi:D
bu öğretmenler hep aynı yahoo:D

61viya
22.12.2009, 20:26
Yağmura yakalanmak.. Ve yağmur yağdığında kendimi sokağa atmak...

Yağmur yağarken elimde kahve ile düşüncelere dalmak...

Cyzio
22.12.2009, 22:25
Akcaabat Anadolu Imam Hatip Lisesi'nde calistiniz mi hic?
Bizim bir ögretmenimiz de yapardi bunu. :D
Süphelenmeye basladim. :D






Aynı şeyi ben de düşündüm :D hep düşmüşümdür bu tuzağa :D






ahaaa bizim felsefe hocası da böyledir
ama benim iddialarımı hiçbir zaman çürütemedi:D
bu öğretmenler hep aynı yahoo:D



Hayatta başka insanların da sizin gibi düşündüğünü görüp sevinmek :)...


.

Semih
22.12.2009, 22:37
Okul çıkışı otobüsle eve dönerken mizah dergisi okumak.

LazAnisT
26.12.2009, 21:57
Bugün çocuğu Ümraniyeye tiyatroya getirdim.Onlar annesiyle içerideyken bende az ilerideki alış veriş merkezine gittim.İçeri girdiğimde yaşlı bir amca rahatsızlanmış hemen girişteki bankta zorla oturuyordu.Bir iki dakika dolaştıkdan sonra amcanın rahatsızlığı dahada artmışki yanındaki eşi onu boyluca banka uzatmış.Adam devamlı kalbini tutuyordu.Açıkcası ben çok korktum.Eşine kimseye haber verip vermediğini sordum.Eşide ağzından ürkek ve zoraki bir ses tonuyla olarak yok diyebildi.

Hemen az ilerideki güvenlik elemanın yanına gittim.Durumu anlattım ve ciddi bir şey olabileceğini söyledim.Telsizle anons etti 2 dakika sonra bir hemşire yanına geldi.10 dakika sonrada bir ambulansa koyup hastaneye götürdüler.

Alış veriş merkezinden çıkarken yaşadığım his yakın zamanda yaşadığım hislerin en özel olanıydı.

oflubektas
31.12.2009, 15:43
Toplu sohbet ortamında bir meseleden hınzırca bir çıkarsama yapıp, aynı hınzır düşünce sahibiyle göz göze gelmek.

Bir_Bilen
31.12.2009, 16:17
Bildiğim bir bilgiyi bilmeyenlerle paylaşmak!

Gamze
31.12.2009, 17:36
Yağmura yakalanmak.. Ve yağmur yağdığında kendimi sokağa atmak...

Yağmur yağarken elimde kahve ile düşüncelere dalmak...

Yağmur yağdığında ( yağmurun altında olup da ) mutlu olanlarla mazoşizm üzerine sohbetler yapıp, romantizm anlayışlarını eleştirmek... :))

( Seninle yağmurda ıslanmak da güzeldir ya, o başka konu.. :))

Yasin T.
31.12.2009, 22:42
sokakta trabzon formalı hatta anadolu takımının formasını giyen birisini görünce çok hoşuma gidiyor.özellikle kadıkoy gibi bi yerde:)

mehmet83
01.01.2010, 02:46
Isten eve geldigimde oglumun kosarak boynuma sarilmasi, sonra yatma vakti gelene kadar elindeki plastik topla gol gol diyip beni onunla oynamaya zorlamasi. Ha unutmadan balkonda ki cayli sigara sefasi vazgecilmezdir. Cyzio Hocam sigara dedim ama idare edin bu seferlik:D

irfanb
01.01.2010, 18:12
Ise giderken otobanda Türkiye plakali Tirlari görüp onlara korna calmak ve onlardan karsilik almak.:)

Oktay AKKUŞ
01.01.2010, 18:24
Sokakta bordo maviyi kullanan kişiyi görünce nispet yapar gibi atkımı takmak, Trabzonluluğumla her yerde gurur duymak , bazen sokak ortasına bordo mavi diye bağırmak:)
Okulda derslerde İsmail Türüt açıp tüm sınıfa dinletmek:)

Cyzio
16.01.2010, 11:49
Eğer bizde kalıyorsa, her sabah kayınvalidemin hayır duasını alıp, kapıdan öyle çıkmak ve arabaya binene kadar eşimle karşılıklı bir kaç defa el sallaşmak.


.

Orhan Kahraman
16.01.2010, 12:18
Başlık mükemmel

- Bilirsiniz trafik lambalarında mendil satan çocuklar olur. Yanıma gelip "abi bi tane mendil alırmısın,sakız alır mısın?Allah sevdiğine kavuştursun abi" dediklerinde "bir sevdiğim yok" gibi beklenmeyen bir cevap verdiğimde akıllarından geçen düşünceleri okumaya çalışmak bana zevk veriyor:)

-yemeğin üzerine içilen sigara:)

-iki elimiz kanda da olsa ailecek akşam yemeğine oturabilmek

şuan aklıma gelenler bunlar

Sümeyye Şahin
16.01.2010, 13:46
Başlık, başlı başına haz veriyor güzel bir gün için en başta. :)

Serviste bakmak isteyişlerden kaçınarak dizime serdiğim kağıda Cuma günü olabileceklere kendimi alıştırmak için yaptığım hesaplama..

Okulda merdivenlerden çıkarken insanlarla 'Günaydın'laşarak çıkmak..

Yine okulda, dalgın dalgın yürürken arkalardan gelen 'Trabzonluuu!' bağrışları. Hiç Trabzonla alakası olmadığı halde boynumdaki atkıyı arkadaşlarımın sarmak istemesi. Pek sevmesem de bir kişiyi bordo maviyle gözüme hoş gelişi.. Soğuktan tir tir titrerken insanların 'Hamsi baluğu...' tonlamalarıyla koluma yapışıp ısındığımız anlar..

Şarkılarda kendimi arayışlarım..

Maç günleri bütün ahalinin bizde toplanması. Bir yandan bizde yaşayan babaannemi görmeleri için Trabzonspor'un birleştiriciliği duygusu.

Haberleri bilmiyormuşum gibi, küçüklerimin gelip bana hararetli hararetli son gelişmeleri anlatışları. :)

...

Erbay
20.01.2010, 13:17
Bu sabah uyandım, saatim daha çalmamıştı. O saatin çalmasına kadar tatlı tatlı uyuyayım dedim. Sonra aklıma birden okulun olmadığı geldi. Sınavlar dün bitti. Öyle mutlu oldum ki, 11'de uyandım :) Cumartesi sabahları da çok oluyor bu.

melâl
27.01.2010, 13:04
bir mutluluğum var.. kimselerele paylaşmadım şimdiye kadar...

bazen büyük şehrin rezalet kalabalığından sıyrılıp ; sürekli çalan illet telefonumu kapatıp ; kimseye bir şey söylemeden bir ortamdan çıkıp ; kendimi ankaradaki Tren garına vururum...

mermer sütunlar...yüksek tavanlı taş bina...
o Tren anonsları... inenler binenler...
şehre yeni gelmiş insanların yüzündeki ifadeler...
korku kimi zaman...
çocuk ağlamaları...
meraklı bekleyişler...
ayrılıklar vuslatlar...
ve elbette ki gözyaşları arasında saatlerce otururum...

sebebi bilinmez severim Tren Garını...geçer saatlerim; düşünmeden yarını...

geçtiğimi aylarda kaybettiğimiz "ünsüz" yönetmen Ahmet Uluçay'ın da dediği gibi...

"bazen kaçıp gitmek ister ya insan... ilk trene binip son istasyonu sormadan uzaklaşmak..."

budur mutluluğum...

başlık muhteşem Cyzio hocam... :)

şu iletiyi gönderdikten bilmem kaç gün sonra Elif Şafak ' ın Siyah Süt'ünü okumaya başlıyorum..
123. sayfanın ikinci paragrafı beni benden alıyor.. :S
şaşırma mertebem ölçülemeyecek dereceden sanırım :)
hemen hemen aynı şeyler...
demek ki yalnız değilmişim...

...

Hürgün Aygün
27.01.2010, 13:05
Sokakta bordo maviyi kullanan kişiyi görünce nispet yapar gibi atkımı takmak, Trabzonluluğumla her yerde gurur duymak , bazen sokak ortasına bordo mavi diye bağırmak:)
Okulda derslerde İsmail Türüt açıp tüm sınıfa dinletmek:)
aynı duyguları ben de hissediyorum abi :)

Serdar Ersoy
27.01.2010, 13:15
Vapura bindiğimde martıları simit ile beslemek harika bi duygu...

Stres felan kalmıyor :)

Hüseyin Bağdat
27.01.2010, 13:20
Pazar günleri kahvaltıyı hazırlamak...

Yeğenlerimle oyun oynamak,onları arada gezmeye götürmek...

Evde maç izlerken çekirdek çıtlatmak...

Maç izlerken yaptığım hareketlerin farkında olmamak,bunları sonradan eşimden öğrenmek...

Çikolatalı gofret yemek...

Cyzio
27.01.2010, 14:58
Maç izlerken yaptığım hareketlerin farkında olmamak,bunları sonradan eşimden öğrenmek...



Sakin yaradılışlı bir insanımdır ama aynı durum bende de oluyor. Tek farkla, sonradan öğrendiğim kişi kardeşim.

.

İHTİLALL
27.01.2010, 15:13
Sakin yaradılışlı bir insanımdır ama aynı durum bende de oluyor. Tek farkla, sonradan öğrendiğim kişi kardeşim.

.
Güya,bende sakinim..

Çünkü benim maç izlerken yaptığım hareketleri,utandırmamak için yüzüme söylemiyorlar..

Kendi aralarında gülüşüp,fısıladaşıyorlar..

Sonra ufaklıktan,çikolata rüşvetiyle öğrenmeye uğraşıyorum..

Galiba ,klinik vakayım..

İsmail Alkan
27.01.2010, 15:15
Her köyüme (selazur) gittiğimde fırsat yaratıp ormana çıkmak, ormanda koca bir kayın ağacına sırtımı dayayıp gökyüzüne uzanan dallarını seyrederek onlarla konuşmaya çalışmak.

İHTİLALL
27.01.2010, 15:16
Dilencilere mümkün olduğunca ,yüksek miktarlı kağıt para verip,şaşırtmak..


Ama asla ve asla yüzlerine bakmamak,teşekkür eden ses tonundan ne kadar sevindiğini,anlamaya çalışmak..

İHTİLALL
27.01.2010, 15:21
Her köyüme (selazur) gittiğimde fırsat yaratıp ormana çıkmak, ormanda koca bir kayın ağacına sırtımı dayayıp gökyüzüne uzanan dallarını seyrederek onlarla konuşmaya çalışmak.

İyi,iyi..

Bu kasko sayılır..:D


İsmail ,kimse deli olduğunu ima etmiyor ve söylemiyor değilmi?..:)

Ben de benzer şeyler yaptığım için,duyunca tuhaf tuhaf bakan insanların ,gerçekte ne düşündüklerini bana söylemediklerini düşünürdüm..

Hakkımda ki kanaatin,tedavi gerektirdiği paranoyasına kapılmamak için çaba sarfediyorum..:D

Cyzio
27.01.2010, 15:23
Sonra ufaklıktan,çikolata rüşvetiyle öğrenmeye uğraşıyorum..



Sizin muhatabınız ufaklıklar :) anlaşılan.




Her köyüme (selazur) gittiğimde fırsat yaratıp ormana çıkmak, ormanda koca bir kayın ağacına sırtımı dayayıp gökyüzüne uzanan dallarını seyrederek onlarla konuşmaya çalışmak.



"Dağ Martısı" romanını okudunuz mu?

.

İHTİLALL
27.01.2010, 15:46
[QUOTE=Cyzio;2963841]Sizin muhatabınız ufaklıklar :) anlaşılan.

En güzel onlarla anlaşıyorum..:)

Geçen akşam,7 yaşındaki kızıma pamuk prenses ve yedi cüceleri anlattım..

Baştan sıkılacağımı,özet bir şeyle geçiştirmeyi düşünürken ,beceremedim baştan sona anlattım..

Masalı biliyormuş,atlattırmadı tabii ,küçücük ayrıntıları bile..:)


Bir de satranç kulübüne girmiş,içim dışım satranç oldu..

Akşamda bir oyuna anlaştık..

Şike yapıp,vezirimi filan kaybediyorum ve mahsustan yeniliyorum..


Bu ikisi de( masal anlatmak ve satranç oynamak) başlığa cevap oldu ,bu arada..:)

Orhan Aydın
27.01.2010, 16:13
Veysel abi,maşallah 7 yaşında satranç oynayabiliyormuş ufaklık:)
Ben şunun şurasında 2 senedir biliyorum:D

İsmail Alkan
27.01.2010, 17:08
İyi,iyi..

Bu kasko sayılır..:D


İsmail ,kimse deli olduğunu ima etmiyor ve söylemiyor değilmi?..:)

Ben de benzer şeyler yaptığım için,duyunca tuhaf tuhaf bakan insanların ,gerçekte ne düşündüklerini bana söylemediklerini düşünürdüm..

Hakkımda ki kanaatin,tedavi gerektirdiği paranoyasına kapılmamak için çaba sarfediyorum..:D
Söylemiyor olurmu, eşim bile bazan "yahu sen delimisin, hiç ağaçlarla konuşulurmu" dediği çok olmuştur.


Sizin muhatabınız ufaklıklar :) anlaşılan.



"Dağ Martısı" romanını okudunuz mu?

.
Okumadım ama söz, en kısa zamanda okuyacağım.

Eminim ki içerisinde doğa, güneş, kuşlar, yaban hayatı gibi güzelliklerle süslenmiş bir drama vardır :rolleyes:

İHTİLALL
27.01.2010, 18:09
[QUOTE=İsmail Alkan;2964214]Söylemiyor olurmu, eşim bile bazan "yahu sen delimisin, hiç ağaçlarla konuşulurmu" dediği çok olmuştur.

Eyvah ki,

Eyvah..:)

Cyzio
28.01.2010, 16:19
El yazısı yazarken, "a" değil de, kitap yazısı gibi "a" harfini kullanırım. Tabii, tahtaya da öyle yazıyorum.

Bir öğrencimin, sırf bana olan sevgisinden, kendisinin de harfleri "a" olarak yazmaya başladığını bilmek...

.

Ayşe Aygün
28.01.2010, 16:47
Bazen işten çıkınca eve gitmek istemez canım, böle tek başıma dolaşmak bir nefes almak ister.

Ya Mecidiyeköyden Taksime kadar yürür, etrafa ,insanlara,camekanlara bakarak.Takismden fındıklıya inip boğaza karşı biraz oturup sonra trenvayla eve geçmek.

Yada Cevahir AV gidip o günkü filim afişlerine bakıp kendime bir filim seçip , bir elime çay diğer elime patlamış mısır alıp tek başıma filim izlemek.

Bazen yalnız kalmak ister ya insan işte bende o yalnızlığımda böyle mutlu oluyorum.Sonra kendimi bulmuş gibi eve dönüyorum.

tigin
28.01.2010, 17:05
Yol kenarındaki küçük kar yığınlarının üstünden geçmek, arabanın hafifçe zorlanmasını ve karları dağıtırken sağa sola yalpalamasını hissetmek.
Yine karlı yolda iyice yavaşladıktan sonra birden frene asılıp direksiyonu kırmak arabanın kayarak dönmesi ve hemen durması. Yada bu durumda gaza basmak kendi etrafında dönmeye başlamak. Aslında doğru değil ama çok keyifli.