PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Haydi, Beyaz Bir Sayfa Açalım!



agasaro
29.11.2009, 00:18
"Neye inanırsanız gerçek bir süre sonra sizin için o olur" sözünün deterministik bir doğruluğu olduğuna artık iyiden iyiye inanmaya başladım. Belki bazılarınız bilir; ünlü bir bilim adamı olan Emoto'nun yaptığı bilimsel bir deneyde suyun olumlu ve olumsuz duyguları kaydettiğine ilişkin bazı sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmanın bizi ilgilendiren tarafı çok basit bir ifadeyle söylemek gerekrse şudur: Suya olumsuz duyguları ifade eden sözler söylendiğinde su buna negatif bir tepki veriyor ve rengi solmaya hücre yapısı ise estetik açıdan pek hoş olmayan bir şekle girmeye başlıyor. Bunun tam tersi durumda ise su kristalleşmeye ve harika bir renk almaya başlıyor. Doğada ve özellikle de biz insanların vücudunda en çok bulunan şey sudur, biliyorsunuz.

Yani demek istiyorum ki; biz güzel şeyler düşünmeye ve bunu dil ile ifade etmeye başlarsak herşey bugünkünden çok daha güzel olacaktır, buna eminim. En azından biz herşeyi iyi tarafından görmeye başlarsak olumsuzlukları bile daha olgunlukla karşılayabileceğiz. Burada kimseye Pollyannacılık oynayalım demiyorum. Demek istediğim sadece şu: Olumsuz olayları olumsuz duygularla çözmeye çalışmak durumu iyileştirmeyecektir. Çalıştığım işyerinde herkes en çok benimle futbol konuşmak istiyor, neden mi? Çünkü ben tek Trabzonsporlu çalışanım ve benim Trabzonspor'a duyduğum bu derin ve faydacılıktan uzak olan sevgi, onları etkiliyor. Böyle zamanlarda bile takımına sahip çıkabilmek ve olumlu cümleler kurabilmek birçok kişi için erdem olarak kabul edilir. Bunu tepkiyle karşılayanlarla da zaten bizim konumuzun alakası yok.

Sevdiğim bir bilge hikayesi var: Bilge bir adamın bir öğrencisi varmış ve bu öğrenci günün birinde hocasına çok sıkıntılı olduğunu, bu sıkıntıyla artık başedemediğini söylemiş. Bilge adam da ondan eline bir avuç tuz almasını istemiş. Sonra bu bir avuç tuzu bir bardak suyun içine koyup içmesini istemiş. Adam dediğini yapmış ve sonra suyun çok acı olduğunu söylemiş. Daha sonra bilge adam öğrencinin eline yine bir avuç daha tuz almasını istemiş. Öğrencisi de eline bir avuç tuz almış ve hocasının peşine takılmış. Bilge adam bulundukları yere yakın bir gölün kıyısına gelmiş. Öğrensinden elindeki tuzu göle atmasını ve sonra gölden su içmesini istemiş. Öğrencisi dediğini yapmış ve bilge adam öğrencisine suyun tadını sormuş. Öğrenci de suyun gayet tatlı olduğunu söylemiş. Bilge adam öğrencisine dönüp şunları söylemiş: "senin canını sıkan şey bir avuç tuzdur. Eğer sen bir bardak su isen bir avuç tuz seni çok acı hale getirebilir yok sen bir göldeki sular kadar geniş isen bir avuç tuz sana bir etkide bulunamaz" demiş.

Sevgili kardeşlerim, gelin buraya Trabzonsporla ilgili bundan sonraki güzel düşüncelerimizi yazalım. Ben bu başlıktaki hüsnü zanları okuyup daha büyük bir göl olabilmenin mücadelesini vereceğim. Bu sayfada daha önce gerekli gereksiz, sadece o anki olumsuz ruh halimizi yansıtan cümleler kurmuşsak bile gelin biraz daha umutlanmak, biraz daha heyecanlanmak için buraya güzel şeyler yazalım. Haydi, Beyaz, benmbeyaz bir sayfa açalım ve onu hiçbir şey kirletemesin.

robinhood61
29.11.2009, 01:26
umut olmassa yaşanmaz zaten ama ben bizim umut buluttan bahsetmiyorum ona göre :) (futbolunu beğenmem de biraz )

Ahmet Başkaya
29.11.2009, 01:27
Kardeş beyaz sayfa dedin ya millet beyaz bırakmak için yorum yazmıyor sanırım ben yanlış anlamayı gidereyim arkadaş beyaz derken temizliği kastetti :D...

İHSAN
29.11.2009, 01:35
Açalım. İlk sayfayı çeviriyorum.

Fatih Özkan
29.11.2009, 01:39
Ben hiçbir zaman bu renklerden yana umutsuz olmadım ki hala umutsuz değilim...
Aradaki puan farkına rağmen hala inanıyorum şampiyonluğa...
Gülebilir bazı arkadaşlar...
Ama içimden gelen sese engel olamıyorum...
İnanıyorum...
İnanmasam yarın oynanacak olan maça gitmezdim...
Skor ne olursa olsun maçın sonuna kadar beklemezdim...
Bana "Kombineni sat istersen!" diyen arkadaşlara inat, "Ben inanıyorum, seviyorum!" demişimdir her zaman...
Bu takım toparlasın, kafaya oynar...
Dün GS'nin bu gün FB'nin maçını izledim...
Top mu oynuyorlar ?
Hayır!
Biz bir çıkış yakalarsak, onlara yetişiriz rahatlıkla...
Tek isteğim yönetimin kalmasıdır!
Mehmet Ali Yılmaz gibi birini bu takımın başında görmek istemem açıkçası...
Allah yardımcımız olsun...
"Güneş doğmak için batar" derler...
Elbet bir gün...

Tunay ERDEM
29.11.2009, 01:43
Defterde yaprak kalmadı ki açalım.

agasaro
29.11.2009, 01:46
Defterde yaprak kalmadı ki açalım.


O zaman başka bir defter alalım. Yaprakları mis gibi kokanından...

SDanışmaz
29.11.2009, 01:48
Kardeş beyaz sayfa dedin ya millet beyaz bırakmak için yorum yazmıyor sanırım ben yanlış anlamayı gidereyim arkadaş beyaz derken temizliği kastetti :D...

Okuduğum zaman yazacaktım fakat yazacaklarımın olumsuz düşünce olduğuna kanaat getirdim ve yazmaktan vazgeçtim :)

agasaro
29.11.2009, 01:53
Okuduğum zaman yazacaktım fakat yazacaklarımın olumsuz düşünce olduğuna kanaat getirdim ve yazmaktan vazgeçtim :)


Bu da olumlu bir mesaj, teşekkür ederim Gugudali

Emorfo
29.11.2009, 02:38
O beyaz sayfalar aça aça bitti. Griden başlayak hele.

OFLU
29.11.2009, 03:19
Guzel goren guzel dusunur,guzel dusunen hayatindan lezzet alir. :)

Ahmet Kuru
29.11.2009, 04:00
Gerçekten süt beyaz sayfaya çok ihtiyacımız var.
25 yıllık biriken hataların hepsinden bir anda ders çıkarmak,oturup uzun uzun düşünmek ve aynı hataları yapmamak lazım...
3-5 kuruşun hesabını yapıp transfer politikasında bir sezonu çöpe atıp,trilyonlarca zarar etmemek lazım...
Yönetime ve teknik heyete 1-2 malübiyetten sonra hem medya olarak hemde taraftar olarak eleştiri oklarını kalplerine saplamayalım...
İstikrar kelimesinin sadece forum sayfalarında ana başlık olmak kalmasın...
Trabzonspor'un uzun yıllar değişmeyen bir yönetimi,değişmeyen bir teknik heyeti olması dileğiyle bu beyaz sayfanın yapraklarını çevirelim...
Bu sayfayı kirletmey çalışan,şahsi çıkarlarını Trabzonspor dan üstün gören kan emicilerine milyonlarca taraftar olarak izin vermeyelim...
Herhangi bir sapma sapan haber dahi olsa okuyup içimizden hayıflanmayalım,her türlü tepkimizi,Trabzonspor'un bir şahsi çikar için araç olmadığını 3-5 çapulcunun eleştirisel oyuncağı olmadığını elimizden geldiğince beyan edelim...

Bu yaşanan süreç beni hem medya anlamında,hemde Trabzon'daki ağır abiler diye geçinen insanlara bakış açımı tamamen değiştirmiştir...
Güzel günler için bugün bir başlangıç olur inşallah...

Reha
29.11.2009, 04:13
eskişehire fark atıcaz ve alanzinho yıldızlaşıcak...demedi deme İbrahim!

Adil ÖZGÜR
29.11.2009, 09:37
[QUOTE=agasaro;2793644
Yani demek istiyorum ki; biz güzel şeyler düşünmeye ve bunu dil ile ifade etmeye başlarsak herşey bugünkünden çok daha güzel olacaktır, buna eminim.[/QUOTE]

* Güzel Düşünen Güzel Görür,

*Güzel Gören, Güzel Konuşur,

*Güzel Konuşan, Güzel İşler Yapar.

Beyaz Sayfayı Tüm Benliğimle Destekliyorum.

Burak
29.11.2009, 10:57
Ilk sayfada ben de olayım ..

Tolunay Abdioğlu
29.11.2009, 11:00
Bu kadar olumsuz düşünen insanın içinde o sayfaları çevirmek ne kadar kolay ?

onur-ts
29.11.2009, 11:03
evet.her şey güzel olacak diyerek bu sayfaya ben de bi cümle yazayım dedim...
ama unutmadan iki mısra daha yazayım, iyi dileklerin yanına:
"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler."(Özdemir ASAF)

Ilelioglu
29.11.2009, 14:14
Elbet birgün....:)

M.S.SOFU
29.11.2009, 14:50
beyaz sayfayı şenol hoca geldikten ve 3 yenilgi aldıktan sonra onu kovarak açarız...
artık sayfa açmaktan kitap bitti be
ne sayfası :mad::mad::mad:

Serdar A
29.11.2009, 15:36
Beyaz sayfa açtıran gerekçeler nelerdir ?

Sadece hoca ise , bir eğilip çöp sepetine hep beraber bakalım .

Mellih
29.11.2009, 18:35
daha neler olur neler... Ne liderler değişir.. Trabzonspor liderle puan farkını 4'e düşürür.. 3.lük koltuğuna oturur.. Devre arası gelecek takviyelerle (?) şampiyonluğa bile ulaşabilir.. (geçen sezon beşiktaş ernst-yusuf ikilisini getirdi, şampiyonluğa ulaştı.)(Bi de onlara MustafaDenizli gelmişti, bize de Ş.Güneş geldi) Neden olmasın...

Kader KORELİ
29.11.2009, 18:40
Yeni bir sayfa degil, o 25 sene önce bir kenera koydugumuz kitapi acmamiz lazim.

Kader KORELİ
29.11.2009, 18:44
Bu arada agasaro yazin cok güzel olmus.. bu fikrini destekliyorum.. bende ileri dönük bazi düsüncelerimi yakinda yazacagim buraya..

_SeRKaN_
29.11.2009, 22:42
Umarım bu sayfa uzun süre pak durur...

Hürgün Aygün
29.11.2009, 22:52
ben de ilk sırada yerimi alıyım bu beyaz sayfada :)

SüRMeNe_6161
29.11.2009, 23:55
Açalim Bir Beyaz Sayfa..

ALİ FATİH
30.11.2009, 00:11
Vira Bismillah!!! Her şey ama her şey ,Trabzonsporum için güzel olsun! Trabzonsporlularım hep mutlu olsun!...Ayrıca yazmaya gerek yok ama , Trabzonsporluluk bir mutluluk kaynağı, farklılık...en üstünlüktür!..İnşallah her şey neşeli, her şey harika ,her şey hayırlı olacak!!!

umitçebi
30.11.2009, 01:17
Gerçekten süt beyaz sayfaya çok ihtiyacımız var.
25 yıllık biriken hataların hepsinden bir anda ders çıkarmak,oturup uzun uzun düşünmek ve aynı hataları yapmamak lazım...
3-5 kuruşun hesabını yapıp transfer politikasında bir sezonu çöpe atıp,trilyonlarca zarar etmemek lazım...
Yönetime ve teknik heyete 1-2 malübiyetten sonra hem medya olarak hemde taraftar olarak eleştiri oklarını kalplerine saplamayalım...
İstikrar kelimesinin sadece forum sayfalarında ana başlık olmak kalmasın...
Trabzonspor'un uzun yıllar değişmeyen bir yönetimi,değişmeyen bir teknik heyeti olması dileğiyle bu beyaz sayfanın yapraklarını çevirelim...
Bu sayfayı kirletmey çalışan,şahsi çıkarlarını Trabzonspor dan üstün gören kan emicilerine milyonlarca taraftar olarak izin vermeyelim...
Herhangi bir sapma sapan haber dahi olsa okuyup içimizden hayıflanmayalım,her türlü tepkimizi,Trabzonspor'un bir şahsi çikar için araç olmadığını 3-5 çapulcunun eleştirisel oyuncağı olmadığını elimizden geldiğince beyan edelim...

Bu yaşanan süreç beni hem medya anlamında,hemde Trabzon'daki ağır abiler diye geçinen insanlara bakış açımı tamamen değiştirmiştir...
Güzel günler için bugün bir başlangıç olur inşallah...
:yattara2::sevinç2::meşale2::sevinç:
TEK KELİMEYLE... BRAVO!!!!!!

agasaro
30.11.2009, 11:58
Beyaz sayfa açtıran gerekçeler nelerdir ?

Sadece hoca ise , bir eğilip çöp sepetine hep beraber bakalım .

89. dakikada takım 2-0 yenikken bile stattan ya da ekran başından ayrılmayan, hep çocuksu bir inatla maçın birkaç dakika içinde 3-2 olabileceğine inanan adamların Trabzonsporluluk karakteri taşıdıklarını düşünmüşümdür. Maçın son dakikalarında kalabalığa kalmadan bir an önce oradan ayrılmayı düşünenler, bu dediklerimi çok anlamsız bulabilirler. Bu sayfa da aslında biraz bu karakterle ilgili olarak açıldı.

agasaro
30.11.2009, 12:16
Bu başlık, tahmin ettiğim gibi az ilgi gören bir başlık oldu. Buna rağmen burada güzel duyguları ifade eden insanlara büyük saygı duyuyorum. Bugün batı dünyasının ahlaki alt yapısını inşa eden mütefekkir T. Hobbes'tur. Hobbes, "İnsan İnsanın Kurdudur" sözüyle özetlenebilecek bir ahlak anlayışının mimarıdır. Ona göre insanlar doğal olarak bencildir ve asla değiştirilemez bir yazgıdır. İnsanın en önemli eğilimi ise kendi egosunu tatmin için diğerini yok saymadır. F. Nietzche ise Hobbes'un düşüncesini biraz daha zenginleştirip (!) daha yukarılara çıkmak için en yakın dostunun üzerine çıkmayı öğütler. Bu düşünürler böyle düşündüler ve Batı için gerçek bir süre sonra o oldu. Biz ise Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi ağızlarından sevgi, kardeşlik, umut ve sabır kelimelerini düşürmeyen büyük mütefekkirlerin inşa ettiği ahlakın üzerinde yaşıyor olmalıyız. Yoksa altımızda bulunan ahlak zemini değişti de haberimiz mi yok? Dünyayı algılama biçimimiz daha başarı odaklı, maddeci bir karaktere mi büründü? Peki ama neden? Biz hep bu dünyanın yalan olduğunu düşünen, yarın ölecekmiş gibi ibadet edip, hiç ölmeyecekmiş gibi çalışan adamların torunları değil miyiz?

Takımımızdan çıldırmış bir biçimde hep başarı hep başarı isteyen, başarısızlıkta ise arkasını dönen adamlar mı olduk yoksa? Eğer öyleyse diğerlerinden farkımız ne? Bu ülkede 26 yıldır 1 şehir hariç tüm şehirlerde şampiyonluk kutlanıyor. Bu ne kadar önemli bir farklılık, yoksa farkında değil miyiz. Biz bir 25 yıl daha şampiyon olamıyalım ama o güzel Trabzon'umda başka takımların şampiyonluk kutlamasını yapacak bir tek insanın bulunmayacağı bir karşılıksız aşk iklimini devam ettirmek çoğu kez şampiyonluktan daha onurlu, daha kayda değer değil midir?

Erdal
30.11.2009, 12:21
agasaro, her iki mesajını da ( baştaki ve sondaki) okudum...Başlığın az ilgi görmesi normal; zira insanlar beyaz sayfa açmaktan yoruldu...Başlığı falan bilmem ben mesajları keyifle okudum...Şampiyonluktan kurtulmamız lazım diyorum artık...Bunun yolu Avrupa dan geçiyor....

agasaro
30.11.2009, 12:33
agasaro, her iki mesajını da ( baştaki ve sondaki) okudum...Başlığın az ilgi görmesi normal; zira insanlar beyaz sayfa açmaktan yoruldu...Başlığı falan bilmem ben mesajları keyifle okudum...Şampiyonluktan kurtulmamız lazım diyorum artık...Bunun yolu Avrupa dan geçiyor....

Şampiyonluk hedefine ulaşmak elbette çok keyiflidir ama ben de sizin gibi düşünüyorum. Bu sezon Galatasaryla yaptığımız maçta Arda'nın yaptığı kırmız kartlık hareketi o statta bulunan herkes (hakem dahil) çok net olarak gördü ve Arda sadece yumuşak bir uyarı aldı. Bunun gibi yüzlerce örnek verilebilir. Bu ligde şampiyon olmak zannedildiği kadar keyifli ve onurlu birşey değil. Trabzonspor, diğerlerinin yapamadığı birşeyi gerçekleştirmeli: Çeyrek asırdır şampiyon olamayıp taraftar sayısında azalmayı bir tarafa bırakın ciddi bir artış olmasının ne anlama geldiğini anlamaya çalışan dumura uğramış diğerlerini keyifle izlemeyi. Son 30 yılda takımların taraftar sayıları ile şampiyonlukları arasında doğru bir orantı vardır. Trabzonspor'un taraftar sayısının artışı diğerlerinin formülünden başka bir formülle hesaplanabilir. Diğerlerinin formülü şudur: Taraftar sayısı= Sezon / Şampiyonluk Trabzonspor'un taraftar sayısının artış formülü ise şudur: Taraftar sayısı= x,y,z,q,t.....

M.S.SOFU
30.11.2009, 12:35
Bu başlık, tahmin ettiğim gibi az ilgi gören bir başlık oldu. Buna rağmen burada güzel duyguları ifade eden insanlara büyük saygı duyuyorum. Bugün batı dünyasının ahlaki alt yapısını inşa eden mütefekkir T. Hobbes'tur. Hobbes, "İnsan İnsanın Kurdudur" sözüyle özetlenebilecek bir ahlak anlayışının mimarıdır. Ona göre insanlar doğal olarak bencildir ve asla değiştirilemez bir yazgıdır. İnsanın en önemli eğilimi ise kendi egosunu tatmin için diğerini yok saymadır. F. Nietzche ise Hobbes'un düşüncesini biraz daha zenginleştirip (!) daha yukarılara çıkmak için en yakın dostunun üzerine çıkmayı öğütler. Bu düşünürler böyle düşündüler ve Batı için gerçek bir süre sonra o oldu. Biz ise Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi ağızlarından sevgi, kardeşlik, umut ve sabır kelimelerini düşürmeyen büyük mütefekkirlerin inşa ettiği ahlakın üzerinde yaşıyor olmalıyız. Yoksa altımızda bulunan ahlak zemini değişti de haberimiz mi yok? Dünyayı algılama biçimimiz daha başarı odaklı, maddeci bir karaktere mi büründü? Peki ama neden? Biz hep bu dünyanın yalan olduğunu düşünen, yarın ölecekmiş gibi ibadet edip, hiç ölmeyecekmiş gibi çalışan adamların torunları değil miyiz?

Takımımızdan çıldırmış bir biçimde hep başarı hep başarı isteyen, başarısızlıkta ise arkasını dönen adamlar mı olduk yoksa? Eğer öyleyse diğerlerinden farkımız ne? Bu ülkede 26 yıldır 1 şehir hariç tüm şehirlerde şampiyonluk kutlanıyor. Bu ne kadar önemli bir farklılık, yoksa farkında değil miyiz. Biz bir 25 yıl daha şampiyon olamıyalım ama o güzel Trabzon'umda başka takımların şampiyonluk kutlamasını yapacak bir tek insanın bulunmayacağı bir karşılıksız aşk iklimini devam ettirmek çoğu kez şampiyonluktan daha onurlu, daha kayda değer değil midir?

çok canavar yazmışsın
özellikle ilk paragrafta ki hobbes ve nietzche karşılaştırması ve sonra bu durumun madecilikle birleştirilip bize yorumlanması muazzam olmuş...
ama gel gör ki ben seninle aynı fikirde değilim
bizim sevgimiz mutlaka şampiyonluk sevgisi değil,bizim sevgimiz birşeylere karşı isyan,bir duruma karşı duruş sevgisidir...
bir arkadaş dedi ki ''trabzonspor filistinde israil tankına taş atan çocuktur''
bizim durumumuzda aynı böyle
biliyoruzki o tanka taş atmakla o tank yıkılmayacak ama taşı attık,uğraştık
ne kadar o taşla yaralanmasada tank biz o taşı attık,belki yaraladı,belki daha çok atan olursa tank yanacak

hz.ibrahim'in yakılacağı zaman tüm orman mahlukatı panikliyor tabi...
aşağıdan bir karıncanın sürekli hz.ibrahimin yakıldığı yere gidip geldiğini görenler, karıncanın neden gidip geldiğini soruyorlar ve karınca ağzımla su taşıyorum diyor.tabi etraftakiler gülüşüyor
-ey karınca senin taşıdığın su mu söndürecek ibrahimi yakan ateşi
tabi karınca bütün vakur tavrıyla
-benim taşıdığım su söndürmeyecek olsa dahi,benim tarafım belli demiş...

bizim kiside o hesap
belki taşıdığımız su söndürmeyecek ama tarafımız belli ve o ateşin sönmesini istiyoruz
bizim hedefimiz tarafımız ateşin sönmesinden yana,o yüzden ki ağzımızdan hiç düşmüyor bu mesele...

agasaro
30.11.2009, 12:49
çok canavar yazmışsın
özellikle ilk paragrafta ki hobbes ve nietzche karşılaştırması ve sonra bu durumun madecilikle birleştirilip bize yorumlanması muazzam olmuş...
ama gel gör ki ben seninle aynı fikirde değilim
bizim sevgimiz mutlaka şampiyonluk sevgisi değil,bizim sevgimiz birşeylere karşı isyan,bir duruma karşı duruş sevgisidir...
bir arkadaş dedi ki ''trabzonspor filistinde israil tankına taş atan çocuktur''
bizim durumumuzda aynı böyle
biliyoruzki o tanka taş atmakla o tank yıkılmayacak ama taşı attık,uğraştık
ne kadar o taşla yaralanmasada tank biz o taşı attık,belki yaraladı,belki daha çok atan olursa tank yanacak

hz.ibrahim'in yakılacağı zaman tüm orman mahlukatı panikliyor tabi...
aşağıdan bir karıncanın sürekli hz.ibrahimin yakıldığı yere gidip geldiğini görenler, karıncanın neden gidip geldiğini soruyorlar ve karınca ağzımla su taşıyorum diyor.tabi etraftakiler gülüşüyor
-ey karınca senin taşıdığın su mu söndürecek ibrahimi yakan ateşi
tabi karınca bütün vakur tavrıyla
-benim taşıdığım su söndürmeyecek olsa dahi,benim tarafım belli demiş...

bizim kiside o hesap
belki taşıdığımız su söndürmeyecek ama tarafımız belli ve o ateşin sönmesini istiyoruz
bizim hedefimiz tarafımız ateşin sönmesinden yana,o yüzden ki ağzımızdan hiç düşmüyor bu mesele...


Ben de filistinli bir çocuğum ve İsrail tankına taş atıyorum. İkimiz de aynı fikirde olmalıyız. Güneydoğu'da bazı çocuklar birilerinin kışkırtmasıyla kendi ülkelerinin tanklarına taş atıyorlar. Her tanka taş atan çocuğun davranışı takdir edilemez. Şimdi soruyorum sana; sen güneydoğu'daki çocuk musun yoksa Filistin'deki çocuk mu? Eğer filistideki çocuksan aynı saftayız. Sakladığımız taşlar nerede? Biraz daha atalım.

M.S.SOFU
30.11.2009, 12:53
Ben de filistinli bir çocuğum ve İsrail tankına taş atıyorum. İkimiz de aynı fikirde olmalıyız. Güneydoğu'da bazı çocuklar birilerinin kışkırtmasıyla kendi ülkelerinin tanklarına taş atıyorlar. Her tanka taş atan çocuğun davranışı takdir edilemez. Şimdi soruyorum sana; sen güneydoğu'daki çocuk musun yoksa Filistin'deki çocuk mu? Eğer filistideki çocuksan aynı saftayız. Sakladığımız taşlar nerede? Biraz daha atalım.
tabii ki filistin
filistindeki çocuklar o taşı bilinçli atıyor
güneydoğudaki çocuklara ise taşlar birileri tarafından attırılıyor
o çocukları koyun gibi güdüyorlar
ama onlarda kendini güttürmeyecek

bende filistinli çocuğum ve taşımda sapanımda zulmün karşısında hazır
sadece zulmün karşısında,paranın karşısında,şikenin şaibenin karşısında
hilekarın karşısında

cem arin
30.11.2009, 14:44
Ben de filistinli bir çocuğum ve İsrail tankına taş atıyorum. İkimiz de aynı fikirde olmalıyız. Güneydoğu'da bazı çocuklar birilerinin kışkırtmasıyla kendi ülkelerinin tanklarına taş atıyorlar. Her tanka taş atan çocuğun davranışı takdir edilemez. Şimdi soruyorum sana; sen güneydoğu'daki çocuk musun yoksa Filistin'deki çocuk mu? Eğer filistideki çocuksan aynı saftayız. Sakladığımız taşlar nerede? Biraz daha atalım.


Hani konunun disina cikacagim biraz ya neyse!
Filistinde tanka tas atan cocuk özgürlügü icin savasir oluyor da ki bunu da kendi basina yaptigini varsaymayalim biraz samimi olalim ve onu da birilerinin oraya yönlerdigini kabule delim. cünkü cocuk heryerde cocuktur aslinda oynamak icin yaratilmis bir varliktir;-) neden güneydogudaki cocugu cocuk olarak gürme nezaketinende bulunmuyoruz! Kendi ülkende varolan bir soruna budenli tarafli,tekyanli ve bagnazca yaklasman ne Nietzsche ile ne de Hobbes ile ve onlarin düsünceleriyle bagdasiyor! mevlanalar ve digerlerine gelince!
Bizler öyle bir kültürün evlatlariyz ki daha kendi degerlerimiz hakkinda dogru dürüst bilgi sahibi olmadan onlar hakkinda konusabiliyoruz! mevlananin sevgisinden bahsederken onun sevgisini de en az nietzschenin dünya görüsü ve felsefesi kadar dogru algilamak gerek!
Nietzschenin allahin ölümü aciklamis olmasinin felsefi boyutunu bugün tartisabiliriz cünkü konuya dair insanlar kafa yormuslardir ve onun felsefesini yapmislardir ancak mevlananin yazdiklarinin ya da söylediklerinin meali biz de sadece allah yoluna dön,dua et yaradana sigin olarak yorumlanmistir.

kaldi ki ne Hobbes ne de nietzsche bahsettigin anlamda bati toplumlarinin gelisimine büyük ölcüde katkida bulunmuslardir. bütün bahsettiklerin cok uzun bir sürecin sonucu olusmustur ki bunu sen de cok iyi bilyiorsun eminim ancak anlasilan sana yunan ve roma felsefesinin adini kullanmak bile agir gelmis! ve en nihayetinde nietzsche deHobbes gibi gelisimin bir parcasidir da bunlara ekleyecegimiz daha onlarca düsünür,filozof sayabiliriz. ben yanlarina trabzon dogumlu ömer naci soykani bile ekleyebilirim;-)
bizim o gelisime herhangi bir katkimiz olmadigi icin barisi da refahi da sadece kendimiz icin isteriz ve bu yüzdendir ki kendimizi filistinli bir cocugun yerine koyabilir ancak cad´da katledilen hristiyanlarin ölümüne güler gecer ve katliami yapan katili de türkiyeye davet eden zihniyete alkis tutariz! Cünkü o zihniyet bize ama bak senin ülkende ezilan halklar var demez diyemez. birbirimizi sak saklar dururuz ancak batidan gelen bir baskasi bizden ileride oldugu icin ve yasami da bir bütün olarak tüm toplumlari kapsayacak sekilde düsündügü icin sana senin eksiklerini söyler ve o bahsettigin filistinli cocuga da her ay 1 milyar euro yardim yollar ki o cocuk kolunda o tanka atacak tas icin kuvvet bulabilsin.
sözümü mevlanayla bitirmek istiyorum! Mevlananin insan sevgisini sadece kendi düzleminde yürüyen insanlar icin kabul eden mantik benim kanimca ne mevlanayi anlayabilmistir ne rumiyi ne de bektasi veliyi! AHh! bektas´i Veli de uymaz sana simdi! o da sarabin gazabindan korkmayanlardandir...

umarim yazimi köpükler sacarak okumaz ve cevaplamazsin ve bu son sözümden de bir cevap istiyorum anlami cikarilmasin lütfen...

M.S.SOFU
30.11.2009, 23:54
Hani konunun disina cikacagim biraz ya neyse!
Filistinde tanka tas atan cocuk özgürlügü icin savasir oluyor da ki bunu da kendi basina yaptigini varsaymayalim biraz samimi olalim ve onu da birilerinin oraya yönlerdigini kabule delim. cünkü cocuk heryerde cocuktur aslinda oynamak icin yaratilmis bir varliktir;-) neden güneydogudaki cocugu cocuk olarak gürme nezaketinende bulunmuyoruz! Kendi ülkende varolan bir soruna budenli tarafli,tekyanli ve bagnazca yaklasman ne Nietzsche ile ne de Hobbes ile ve onlarin düsünceleriyle bagdasiyor! mevlanalar ve digerlerine gelince!
Bizler öyle bir kültürün evlatlariyz ki daha kendi degerlerimiz hakkinda dogru dürüst bilgi sahibi olmadan onlar hakkinda konusabiliyoruz! mevlananin sevgisinden bahsederken onun sevgisini de en az nietzschenin dünya görüsü ve felsefesi kadar dogru algilamak gerek!
Nietzschenin allahin ölümü aciklamis olmasinin felsefi boyutunu bugün tartisabiliriz cünkü konuya dair insanlar kafa yormuslardir ve onun felsefesini yapmislardir ancak mevlananin yazdiklarinin ya da söylediklerinin meali biz de sadece allah yoluna dön,dua et yaradana sigin olarak yorumlanmistir.

kaldi ki ne Hobbes ne de nietzsche bahsettigin anlamda bati toplumlarinin gelisimine büyük ölcüde katkida bulunmuslardir. bütün bahsettiklerin cok uzun bir sürecin sonucu olusmustur ki bunu sen de cok iyi bilyiorsun eminim ancak anlasilan sana yunan ve roma felsefesinin adini kullanmak bile agir gelmis! ve en nihayetinde nietzsche deHobbes gibi gelisimin bir parcasidir da bunlara ekleyecegimiz daha onlarca düsünür,filozof sayabiliriz. ben yanlarina trabzon dogumlu ömer naci soykani bile ekleyebilirim;-)
bizim o gelisime herhangi bir katkimiz olmadigi icin barisi da refahi da sadece kendimiz icin isteriz ve bu yüzdendir ki kendimizi filistinli bir cocugun yerine koyabilir ancak cad´da katledilen hristiyanlarin ölümüne güler gecer ve katliami yapan katili de türkiyeye davet eden zihniyete alkis tutariz! Cünkü o zihniyet bize ama bak senin ülkende ezilan halklar var demez diyemez. birbirimizi sak saklar dururuz ancak batidan gelen bir baskasi bizden ileride oldugu icin ve yasami da bir bütün olarak tüm toplumlari kapsayacak sekilde düsündügü icin sana senin eksiklerini söyler ve o bahsettigin filistinli cocuga da her ay 1 milyar euro yardim yollar ki o cocuk kolunda o tanka atacak tas icin kuvvet bulabilsin.
sözümü mevlanayla bitirmek istiyorum! Mevlananin insan sevgisini sadece kendi düzleminde yürüyen insanlar icin kabul eden mantik benim kanimca ne mevlanayi anlayabilmistir ne rumiyi ne de bektasi veliyi! AHh! bektas´i Veli de uymaz sana simdi! o da sarabin gazabindan korkmayanlardandir...

umarim yazimi köpükler sacarak okumaz ve cevaplamazsin ve bu son sözümden de bir cevap istiyorum anlami cikarilmasin lütfen...
şimdi filsitin ve güneydoğuyu karşılaştıracaksan karşılaştıralım
öncelikle filsitindeki çocuk ezilmiştir, kurşunlanmıştır, anası babası ölmüştür sömürülmüştür,kendisine ne israil devleti gelmiş yardım etmiştir ne de başka bir yardım gelmiştir
yani filistnili çocuk isyanında haklıdır
ha burada taş atıyor mu attırılıyor mu o konuda yorum yapamam ama ben sadece haklı olduklarını söylerim
güneydoğu meselesine gelince bu konuyu tartışmam bile
çünkü bir yörük olarak bu ülkede imkanların nasıl kısıtlı olduğunu doğuda değil akdenizde gösterebilirim size
kimse çıkıp kürt vatandaşlarımızda imkan yok demesin bu ülkede elektiriği suyu bedava kullananlar onlarken biz yörüklerin dağda çektiği sıkıntının haddi hesabı yok
hiçkimse çıkıp bana ezilen halklar muamelesi yapmasın bu ülkede
ezilen topluluk yoktur
bu ülkede fakir ve zengin insanlar vardır
ve hiçbir neden bana anarşiyi anlatamaz
adamlar çıkacak,iett otobüsünü yakacak
ve ben onlara haklı diyecem öyle mi?
umarım savaş meydanlarında karşılıklı olarak çarpışır ve kürt halkının türk insanlarına çektirdiği sıkıntıyı meydanda çözeriz

nietzche ni tanrı insan teoremi hakkında bilgin olmadığını varsayarak bu cümleyi yazdığını düşünüyorum

Gökhan Döner
01.12.2009, 09:31
25 senedir hep yeni sayfa açmadık mı ki.
Olsun yine açarız ...

Küçükalioğlu
01.12.2009, 09:49
Biz taraftar olarak hep beyaz sayfa açıyoruz da yazan sürekli siyah mürekkep. Sayfayı beyaz tutmak isyetenlerin sayısı mürekkebe bulaştırmak isteyenlerden az malasef.

agasaro
02.12.2009, 09:49
Hani konunun disina cikacagim biraz ya neyse!
Filistinde tanka tas atan cocuk özgürlügü icin savasir oluyor da ki bunu da kendi basina yaptigini varsaymayalim biraz samimi olalim ve onu da birilerinin oraya yönlerdigini kabule delim. cünkü cocuk heryerde cocuktur aslinda oynamak icin yaratilmis bir varliktir;-) neden güneydogudaki cocugu cocuk olarak gürme nezaketinende bulunmuyoruz! Kendi ülkende varolan bir soruna budenli tarafli,tekyanli ve bagnazca yaklasman ne Nietzsche ile ne de Hobbes ile ve onlarin düsünceleriyle bagdasiyor! mevlanalar ve digerlerine gelince!
Bizler öyle bir kültürün evlatlariyz ki daha kendi degerlerimiz hakkinda dogru dürüst bilgi sahibi olmadan onlar hakkinda konusabiliyoruz! mevlananin sevgisinden bahsederken onun sevgisini de en az nietzschenin dünya görüsü ve felsefesi kadar dogru algilamak gerek!
Nietzschenin allahin ölümü aciklamis olmasinin felsefi boyutunu bugün tartisabiliriz cünkü konuya dair insanlar kafa yormuslardir ve onun felsefesini yapmislardir ancak mevlananin yazdiklarinin ya da söylediklerinin meali biz de sadece allah yoluna dön,dua et yaradana sigin olarak yorumlanmistir.

kaldi ki ne Hobbes ne de nietzsche bahsettigin anlamda bati toplumlarinin gelisimine büyük ölcüde katkida bulunmuslardir. bütün bahsettiklerin cok uzun bir sürecin sonucu olusmustur ki bunu sen de cok iyi bilyiorsun eminim ancak anlasilan sana yunan ve roma felsefesinin adini kullanmak bile agir gelmis! ve en nihayetinde nietzsche deHobbes gibi gelisimin bir parcasidir da bunlara ekleyecegimiz daha onlarca düsünür,filozof sayabiliriz. ben yanlarina trabzon dogumlu ömer naci soykani bile ekleyebilirim;-)
bizim o gelisime herhangi bir katkimiz olmadigi icin barisi da refahi da sadece kendimiz icin isteriz ve bu yüzdendir ki kendimizi filistinli bir cocugun yerine koyabilir ancak cad´da katledilen hristiyanlarin ölümüne güler gecer ve katliami yapan katili de türkiyeye davet eden zihniyete alkis tutariz! Cünkü o zihniyet bize ama bak senin ülkende ezilan halklar var demez diyemez. birbirimizi sak saklar dururuz ancak batidan gelen bir baskasi bizden ileride oldugu icin ve yasami da bir bütün olarak tüm toplumlari kapsayacak sekilde düsündügü icin sana senin eksiklerini söyler ve o bahsettigin filistinli cocuga da her ay 1 milyar euro yardim yollar ki o cocuk kolunda o tanka atacak tas icin kuvvet bulabilsin.
sözümü mevlanayla bitirmek istiyorum! Mevlananin insan sevgisini sadece kendi düzleminde yürüyen insanlar icin kabul eden mantik benim kanimca ne mevlanayi anlayabilmistir ne rumiyi ne de bektasi veliyi! AHh! bektas´i Veli de uymaz sana simdi! o da sarabin gazabindan korkmayanlardandir...

umarim yazimi köpükler sacarak okumaz ve cevaplamazsin ve bu son sözümden de bir cevap istiyorum anlami cikarilmasin lütfen...


Öncelikle yazımı dikkatle okuduğun için teşekkür ederim. Ben de şimdi yazımı okurken bir başkasının beni nasıl algılayacağını düşünememişim. Güneydoğu'daki problemlere bakış açım hakkında birşey bilmediğin için yazdıklarımdan bir anlam çıkarmışsın ve kafandaki agasaro tipine de yüklenmiş de yüklenmişsin. Güneydoğu'da devlet eliyle yapılmış bir zulüm olduğu ve orada bir sürü insanın hak mahrumiyetine uğradığını düşünen birisi olarak yine o çocukların provoke edildiklerini sen de ben de çok iyi biliyoruz. Benim esas kaygım 5 yaşındaki oğlumun Hakkari'de görev yaparken başını sıvazladığım çocukla 20 yıl sonra hala daha dağda karşı karşıya gelme ihtimalleridir. İnşallah 20 yıl sonra oğlum ailesiyle beraber Van'da ya da Şırnak'ta gezerken o başını sıvazladığım çocuğun dükkanında huzur içinde sabah kahvaltısı yapar.

Hobbes ve Nietzche'ye gelince, elbetteki bir toplumun ahlakı iki isim üzerine inşa edilemez ama bu iki isim Batı'nın ahlaki kodlarını oluşturma konusunda son derece etkilidirler. Ben sadece önemli olan bu iki kişiden örnek verdim. Yoksa benim ahlakımın oluşmasında Mevlana, Hacı Bektaş Veli kadar köyümüzün büyüğü Cilluğun Üsiyn de etkili olmuştur.

Ben bu yazıyı yazarken köpükler saçmadım ama senin nasıl olup da benim bu yazıya cevap verirken köpükler saçacağımı düşündüğünü anlayamadım. Seni böyle düşünmeye sevk eden tek bir cümlemi yazarsan eğer ben de gereken dersimi alırım.

agasaro
02.12.2009, 10:06
Sevgili Cem Arin, bu arada Ömer Naci Soykan'dan söz edip yüzümde tatlı bir tebessümün oluşmasına vesile olduğun için teşekkür ederim. Ömer Naci Hoca'dan ders alamadığım için kendimi şanssız sayarım ama adını ve maharetlerini sıkça duydum. Ömer Naci Hoca'nın Post-Modernizme kuşkulu tavrını Hüseyin amcamın evinin salonundaki el oyması koltukları hala kullanıyor olmasına benzetiyorum. Bu karşı oluşum, Ömer Naci Hoca'ya duyduğum saygıyı azaltmamaktadır aynı zamanda.

agasaro
02.12.2009, 10:07
Bu arada felsefi sohbetlere dalıp konunun dışına çıkmamak da gerekiyor. Bir beyaz safya açmak bazen çok zahmetli olabiliyormuş meğer.

Nuray
02.12.2009, 10:15
biz yeni güzel beyaz sayfalara mahkumz çünkü takımımızı çok seviyruz o ne yaparsa yapsın bitmek tükenmek bilmez bizdeki temiz sayfalar :)

Kara Mert61
02.12.2009, 10:16
Şenol hoca üstüne basa basa sabır dedi..25 yıldır şampiyon olamıyorsak sabırsızlığımızdandır..Ersun hocada yaptığımız hatayı tekrar yapmayalım..Sözleşmesi bitene kadar bir kere olsun sabredelim..Çünkü ts ye gelebilecek en iyi hocadır şenol güneş...Şunu unutmayalım bir hocayı kovmak başarı getirmiyor..bunu 25 yıldır anlamış olmalıyız.... O yüzden bu yeni açılan sayfayı hemen kirletmeyelim..

İHTİLALL
02.12.2009, 10:41
Beyaz sayfamı?

Bizim defterimiz bembeyaz zaten..

Bu forumda (niyet olarak) beyaz sayfadan başka sayfa kullanan olduğunu da düşünmüyorum zaten..

Olsa olsa üslüp farklıdır,tepki farklıdır,algılama farklıdır..

E buda insanidir,doğaldır yani,hatta sağlıklıdır..


Sorun bizde değilki..

Tıpkı siyasileri bizler seçemeyip önümüze koydukları gibi,tıpkı tarih boyunca anayasayı bizler yapamayıp önümüze koydukları gibi,sağdan soldan çoğu şaibeli üç-beş milyon kazanmış, ama beceriksiz adamları(istisnalar hariç)habire önümüze koyuyorlar,seçenek diye..

Biri gidiyor,öbürü geliyor neredeyse 30 senedir..

Tuhaf olanıda ,bu kodaman taifesinin olmadığı dönemlerde doldurabilmişiz testimizdeki artık bitmek üzere olan suyu..

Defteri kirleten biz değiliz..
Emin olun..

Bizim defterimiz bembeyaz zaten..

Daha çok" sayfayı kirletenlerden nasıl koruruza" enerji sarfetmek lüzümü gerektiğini düşünenlerdenim..

Haaa unutmamak lazım,çapsızlar ve hatta hırsızlar sürekli ahaliyi suçlar;biri bunlar söz dinlemiyor,diğeri beni aç bıraktılar diye..
Mektepler olmasa maarifi iyi idare edeceğini düşünmek bile masum kalır bunun yanında..

Çünkü çapsızlar ve hırsızlar,yaptığı aşağılık işleri ifade edemediklerinden,masum kitleyi hedef gösteren yalan ve iftiralarını,bilerek ve isteyerek sarfederler..

OLCAY ÇAKIR
02.12.2009, 10:43
Hadi beyaz eşya alalım..(Hayrettin beye gelsin)

:)

Cengiz Çubukcu
02.12.2009, 10:45
Açalım bir beyaz sayfa ve bu sene sonunda hedefi şampiyonluk olarak koyalım...neden olmasın ? Bursaspor bile şampiyonluk konuşuyor baksanıza...

mehmetali61_55
02.12.2009, 10:53
bendende beyaz sayfa çok umutluyum bu sefer güzel günler bizi bekliyor

İlker
02.12.2009, 11:01
Bize Trabzonspor ne zaman şampiyon olacak sözüyle dalga geçmeye çalışan eziklere herzaman cevabımız"Olduk ya" olmuştur.Neden olmasın Trabzonspor eminim 1-2 yıla şampiyonluğu yaşayacak.Şenol Güneş e sabır edicez.Ersun Yanala,Hugo Brossa nasıl sabır ettiysek ona 2 katını etmemiz lazım.Şenol Hoca taşın altına elini değil vücudu koydu resmen.Futbolcu kadrosunu oluşturmadığı bir takıma geldi.Kadroda revizyona gidilecek bu kesin,gidecek isimler var.Şuan dışarıda anlaşılan oyucular var,bize düşen sabır ve zaman.

cihatöztürk
02.12.2009, 11:03
daha çok çeviririz sayfaları çevirelim bakalım :)