winner
06.09.2009, 12:19
Canon’un 1,5 yıldır İstanbul’da yaşayan Türkiye Genel Müdürü Avusturyalı Roman Troedthandl (49), karşıma geçmiş nasıl koyu bir Trabzonspor taraftarı olduğunu, maçtan sonra sevinçten kolbastı oynarken menisküsünü zedeleyip ameliyat geçirdiğini anlatıyordu. Canon’un genel müdürlük binasında üzerinde Trabzonspor forması, altında şortuya slogan yarıştırırken, ona eşlik eden bir başka Avusturyalı vardı. İş çözümleri müdürü Fenerbahçeli Peter Saak
Her ikisi de 2002 yılından beri Canon’un Türkiye’den sorumlu müdürleri. Bir buçuk yıl öncesine kadar İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/)’da bir ofisleri yoktu ve iki ayda bir Türkiye’ye geliyorlardı. Ama artık onlar da birer İstanbullu. Peter, bir İstanbullu olarak geleneği bozmayıp bir İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) takımını, Fenerbahçe (http://www.hurriyet.com.tr/index/fenerbahçe/)’yi destekliyor. Roman ise “ne alaka” dedirterek Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u. Roman’ı gördüğümde, “Aaa sizin niye Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u tuttuğunuzu anladım, çünkü Trabzonluya çok benziyorsunuz” diye takılıyorum. Meğer bunu söyleyen ilk kişi ben değilmişim, herkes onu Karadenizli’ye benzetiyormuş. Trabzonsporlu olması aslında 20 yıl öncesine dayanıyor. Üniversitedeki en yakın iki arkadaşı, Trabzonluymuş ve Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’un, İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) takımlarına kafa tutan bir Anadolu takımı olduğunu anlatınca, Roman bundan etkilenip Trabzonsporlu olmaya karar vermiş. Daha sonra Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u Avrupa’daki maçlardan takip etmiş.
Trabzonsporluluğunu daha da pekiştiren şey ise, geçtiğimiz yıl Trabzon’da yaptıkları bir bayii toplantısı olmuş. Bayiler o kadar neşeli ve espriliymiş ki, bir de hepsi bir ağızdan Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/) propogandası yapınca, “Bu iş tamamdır” demiş ve Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/) forması satın almış. Herkesin Trabzonsporluluğuna şaştığını söylüyor: Havaalanına gidene kadar taksicilerle futbol konuşuyorum. Ama hepsi bana, “Deli misin, niye Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u tutuyorsun” diyor.
10 yıl önceki bir maçın skorunu şak diye söyleyen futbol skormatikleri vardır ya, işte o da onlardan. Sıkı bir futbolsever hatta Çarşı grubunun en has üyelerinden olan fotoğrafçı arkadaşım Levent, “Trabzon sekiz kere şampiyon oldu” deyince, “Hayır altı kez” diye düzeltecek kadar işi biliyor. Hatta yetmiyor, yıllarını da sayarak bizi ters köşeye yatırıyor. Bizi futbol bilgisiyle ezip büzdüğü yetmiyormuş gibi son yumruğu da, Türkiye’deki kadın ligindeki 10 takımı, iniş ve çıkışlarıyla anlatarak atıyor.
Roman’ın futbolla bu kadar içli dışlı olması bir tesadüf değil. Avusturya’daki amatör bir takımda uzun yıllar yöneticilik yapmış. Peter ise Avusturya ligi takımlarından Admira’da sekiz yıl futbol oynamış. Aktif futbolu bıraktıktan sonra da 25 yıl kulüp yöneticiliği. Roman tam bir haylaz çocuk gibi. “Benim takımım onun yöneticilik yaptığı takımdan daha iyiydi” deyip Peter’ı kızdırıyor.
Roman’ın Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’da en sevdiği futbolcu Yattara. Roman’ın ağzından, “Sevinçten kolbastı oynarken menisküsümü zedeledim” cümlesini duyunca kimin daha çılgın olduğu tam bir paradoks.
Kaynak: Hürriyet Pazar
Her ikisi de 2002 yılından beri Canon’un Türkiye’den sorumlu müdürleri. Bir buçuk yıl öncesine kadar İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/)’da bir ofisleri yoktu ve iki ayda bir Türkiye’ye geliyorlardı. Ama artık onlar da birer İstanbullu. Peter, bir İstanbullu olarak geleneği bozmayıp bir İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) takımını, Fenerbahçe (http://www.hurriyet.com.tr/index/fenerbahçe/)’yi destekliyor. Roman ise “ne alaka” dedirterek Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u. Roman’ı gördüğümde, “Aaa sizin niye Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u tuttuğunuzu anladım, çünkü Trabzonluya çok benziyorsunuz” diye takılıyorum. Meğer bunu söyleyen ilk kişi ben değilmişim, herkes onu Karadenizli’ye benzetiyormuş. Trabzonsporlu olması aslında 20 yıl öncesine dayanıyor. Üniversitedeki en yakın iki arkadaşı, Trabzonluymuş ve Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’un, İstanbul (http://www.hurriyet.com.tr/index/istanbul/) takımlarına kafa tutan bir Anadolu takımı olduğunu anlatınca, Roman bundan etkilenip Trabzonsporlu olmaya karar vermiş. Daha sonra Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u Avrupa’daki maçlardan takip etmiş.
Trabzonsporluluğunu daha da pekiştiren şey ise, geçtiğimiz yıl Trabzon’da yaptıkları bir bayii toplantısı olmuş. Bayiler o kadar neşeli ve espriliymiş ki, bir de hepsi bir ağızdan Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/) propogandası yapınca, “Bu iş tamamdır” demiş ve Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/) forması satın almış. Herkesin Trabzonsporluluğuna şaştığını söylüyor: Havaalanına gidene kadar taksicilerle futbol konuşuyorum. Ama hepsi bana, “Deli misin, niye Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’u tutuyorsun” diyor.
10 yıl önceki bir maçın skorunu şak diye söyleyen futbol skormatikleri vardır ya, işte o da onlardan. Sıkı bir futbolsever hatta Çarşı grubunun en has üyelerinden olan fotoğrafçı arkadaşım Levent, “Trabzon sekiz kere şampiyon oldu” deyince, “Hayır altı kez” diye düzeltecek kadar işi biliyor. Hatta yetmiyor, yıllarını da sayarak bizi ters köşeye yatırıyor. Bizi futbol bilgisiyle ezip büzdüğü yetmiyormuş gibi son yumruğu da, Türkiye’deki kadın ligindeki 10 takımı, iniş ve çıkışlarıyla anlatarak atıyor.
Roman’ın futbolla bu kadar içli dışlı olması bir tesadüf değil. Avusturya’daki amatör bir takımda uzun yıllar yöneticilik yapmış. Peter ise Avusturya ligi takımlarından Admira’da sekiz yıl futbol oynamış. Aktif futbolu bıraktıktan sonra da 25 yıl kulüp yöneticiliği. Roman tam bir haylaz çocuk gibi. “Benim takımım onun yöneticilik yaptığı takımdan daha iyiydi” deyip Peter’ı kızdırıyor.
Roman’ın Trabzonspor (http://www.hurriyet.com.tr/index/trabzonspor/)’da en sevdiği futbolcu Yattara. Roman’ın ağzından, “Sevinçten kolbastı oynarken menisküsümü zedeledim” cümlesini duyunca kimin daha çılgın olduğu tam bir paradoks.
Kaynak: Hürriyet Pazar