PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Efsane Futbolculardan Açiklamalar



CAFER ÖZER
30.06.2005, 11:13
Karadeniz gazetesinde Hüseyin TOK la yapilan röportaj Moralaimizi bozyursunuz diye TSYD ye almadilar diyor Bundan sonra morallerinin gene bozacagiz.ISTE röportaj.


Basligi 3eziklerin Moralin bozmaya devam dan DEGISTIRDIM.Üç ezik yerine bizim Efsanelerimizin szölerine bakalim


Moralimizi bozuluyorsunuz deyip bizi TSYD Kupasi'na almadilar

Hüseyin Tok
"3. Ligde Erzurumspor?da oynarken, Fenerbahçe ile hazirlik maçi yapip 3-0 kazanmistik. Fenerbahçe?ye golleri amatörken atmaya basladim"
"Attigim gollerin bir çogu 61. dakikadadir. Bu bir tesadüf müdür bilemem ama, özellikle Fenerbahçe?ye hep 61. Dakikada gol atardim"
"Ligdeki 2. yilimizda Istanbul?da TSYD Kupasini kazandik. Zaten bir daha da bizi o kupaya almadilar sezon öncesi moralimiz bozuluyor diye"
"Birlik beraberligin yani sira o efsane takimda her mevkide tam yerine oturmus adamlar vardi. Böyle bir takim bir daha gelir mi diye sorarsaniz o takim bir daha gelmez derim"
"Trabzonspor Istanbulspor maçinda büyüklügünü bir kez daha ispat etmistir. Trabzonspor?dan dan baska bir seyimiz yok. Bunu böyle bilelim ve destek vermeye devam edelim."
Çocukluk yillariniz ve futbolla tanismanizla sohbetimize baslayabilir miyiz ?
1952 yilinda Trabzon?un Çarsibasi Ilçesinde dogdum. Mahalle aralarinda, okuldan ve isten firsat buldukça arkadaslarla maç yapardik. 15-16 yaslarima geldigimde dikkat çeken bir futbol oynamaya basladim. O dönemde babamin petrol istasyonu vardi Çarsibasi?nda. Ben hem petrol istasyonuna bakar, gelen arabalarla ilgilenir, hem de araba olmadigi zamanlarda hemen kaçar top oynardim. Babam da bu yüzden futbol oynamama sicak bakmazdi. Ortaokul dönemlerimde beni büyükler kendi aralarinda oynadigi maçlara alirdi. Dr. Osman Akintürk?ün organize ettigi maçlarda kendimizi ispat etmeye çalisirdik.
Çarsibasi?ndan sonra futboldaki yükselisiniz nasil devam etti ?
15 yasimda, 1967 yilinda Çarsibasi kulübünde lisans çikarttim 3 yil boyunca ayni takimda oynadim. Yari kum, yari toprak sahada oynuyordum maçlarimizi. 2 kez grup birincisi olduk ama bir üst kümeye çikamadik bir türlü. 1970 yilinda, yani 18 yasima geldigimde Trabzon
Yolspor?a transfer oldum. Transferin son günüydü. Beni Yolspor istiyordu. Maas bagliyacaklar okul imkani taniyacaklardi. Çarsibasi kulüp baskani ise sözü geçen bir kisiydi ve beni vermiyordu baska bir takima. Babam aslinda futbol oynamama karsiydi ama nedense bu transferde devreye girdi ve transferin son saatinde ben Yolspor?a geçtim. Sanirim Yolspor?un bana sundugu imkanlar babami yumusatmis olacakti bu konuda. Babam devreye girmeseydi belki de futbol hayatim baslamadan bitmis olacakti. Dayim Kenan Aksu da o dönemde bana çok destek olmustur. 1970 yilinda, Yolspor?da ilk forma giydigim yilda sampiyon olduk. Türkiye sampiyonasina da Trabzon?dan basarili bir karma yapilarak gidildi, ben de bu karmanin içindeydim. Denizli karmasi birinci, 2. olduk. O turnuvada bir çok gol attim. Basarili bir performans sergiledim.
Futboldaki ilk büyük sevincinizi ne zaman yasadiniz ?
O dönemde Trabzon amatör futbolunda en çok benim ismim geçerdi. Bazi profesyonel takimlardan teklifler geldi ama ben amatör kalmak istedim, profesyonelligi kabul etmedim. Erzurumspor bana ve Selahattin Diyadin?e teklif getirmisti. Onlara da profesyonel olmak istemedigimi söyledim. Buna ragmen amatör de olsa beni almak istediler. Selahattin Diyadin ile birlikte Erzurum?a gittik. Ilk kez gitmistim Erzurum?a. Inanilmaz kötü bir hava vardi. Rüzgar, yagmur, firtina... Berbat bir hava vardi. Selahattin ile birlikte burada duramayacagiz biz deyip geri döndük Trabzon?a. Tabii sonra yine bizi geri götürdüler. Selahattin ile 1 yil orada oynadik. Ligi 2. sirada tamamladik. Sonraki yil Ilyas (Akçay) ve Volkan (Canalioglu) geldi bizim takima. Hocamiz da Turgut Kafkas idi. O yil 3. ligde sadece 3 beraberlik alip, namaglup sampiyon olduk. Amatör bir futbolcu olarak, sayisini hatirlamiyorum ama 3. ligde gol krali da oldum. Hatta o yil Fenerbahçe ile bir hazirlik maçi oynayip 3-0 kazanmistik. Ben Fenerbahçe?ye golleri amatörken atmaya baslamistim.
Peki, Trabzonspor?a transferiniz ne zaman ve nasil gerçeklesti ?
Erzurumspor?da çok basarili bir dönem geçirdikten sonra bana olan ilgi artti. Besiktas, Ankaragücü ve Boluspor beni çok istiyordu. Necmettin Karaduman?in devreye girmesinin de etkisiyle 1973 yilinda Trabzonspor?u tercih ettim ben. Trabzonspor?a transferimde dayim Kenan Aksu?nun da büyük katkisi olmustur. Ali Kemal?in 100, Necati?nin 50 bin lira aldigi yil en pahali transfer olarak ben 250 bin lira almistim o zaman. Bu para çok gelebilir ama söyle bir örnek vereyim ; isimiz geregi arabalarla yakin ilgimiz oldugu için biliyorum, aldigim parayla 302 Mercedes 600 bin liraydi ve ben yarisini bile alamiyordum. Simdiki futbolcular bir transfer parasiyla 10 tane 302 alir. Böylece profesyonel oldum.
Trabzonspor?la birlikte ilk günleriniz ve ilk yiliniz nasil geçti ?
Trabzonspor ile birlikte ilk kampi Erzurum?da yapmistik. Ilica diye bir yer vardi. Bülent Sahinkaya, Faruk agabey, Ali Kemal, Ihsan, Necati, Senol, Turgay da benimle birlikte gelmislerdi takima. Yani, yeni bir olusum vardi. Artik Istanbul?dan futbolu birakma asamasina gelen futbolcularin devri kapanmisti. Hepsini yollamislardi. Bizim için önemliydi o sene. Ilk yilimda Sakaryaspor ile çok mücadele ettik. Deplasmanda yenilmistik. Ilk yarinin son maçinda biz yensek, onlar yenilse biz lider olacaktik. Aksine, biz 10-0 kazanacagimiz Eskisehirspor maçini 1-0 kaybettik, onlar kazandi devre arasina 4 puan farkla geride girdik. Ligin ikinci yarisinda Sakaryaspor?u 1-0 yenerek farki kapattik. O maçtan sonra da hiç yenilmeyerek 6 puan farkla sampiyon olmustuk. Ihsan 12, ben 11 gol atmistim o yil. Ancak, o yil Ali Kemal çok sakatlik geçirdi. Bu bizim için önemli bir sorundu. Kaptanimiz Faruk agabey, ki orta sahamizda dinamo gibiydi, hem oynadigi futbolla hem de agabeylik yaparak gerçek bir kaptan gibi davranmisti.
2. lig sampiyonlugunu getiren basarinin altinda hangi faktörler yatiyordu ?
O yil basarili olmamizin sebebi bana göre suydu ; o takimda benimle birlikte 4-5 Yolspor?lu futbolcu vardi. Uyum sorunu çekmemistik. Profesyonel olmamiza ragmen amatör ruhumuzu hiç kaybetmedik. Birbirimizi taniyan, eksiklerimizi kapatan iyi bir arkadaslik örnegi sergiliyorduk. Az gol atiyorduk ama neredeyse hiç gol yemiyorduk. Neredeyse pozisyon bile vermiyorduk rakip takimlara. Bu kadro zaten 8-10 yil korundu. Tabi o dönemde sehirde de çok olumlu bir hava vardi. Öze dönüsün meyveleri alininca belki de ilk kez basariya olan inanç artti. Turgay, Necati, Güngör gibi futbolcularin alt yapidan gelip basarili olmasi özgüveni artirdi. Artik diger sehirlerden gelen futbolcularin sayisi sadece 1 veya 2?de sinirli kaldi. Kendi yöremizin insaniyla, öz evlatlarimizla basarili olabilecegimize kamuoyu da inanmisti. Basariyi getiren en önemli faktörlerin basinda, arkadasligin disinda iyi bir takim olusturulmasidir. Kazanma arzumuzun yaninda, her mevkiin en iyi adamlari bizdeydi. Profesyonel olup da amatör ruh diyebiliriz buna. Amatör ruh ve futbolcu kalitesi birlesince basari geldi. Ayrica, bugün bile Türkiye?ye bizimki gibi saglam bir savunma gelmedi daha.
1. ligdeki ilk yiliniz bir isinma turumuydu ?
1. lige yükseldik. 1974-1975 sezonuydu. Ligde ne yapariz, ne ederiz diye düsünürken, ilk yil olmasina ragmen bayagi iyi bir performans gösterdik. Ligde iddiamiz yoktu ama Türkiye Kupasinda finale kadar çiktik. Finalde Besiktas?a kaybetmistik. Acemiligimiz vardi tabii. Heyecan da vardi o zaman. Ligi 9. bitirmistik ilk yilimizda. Bunu bir isinma ve deneme kabul ettik. Deneyim kazanma açisindan ilk yilin faydalari çok oldu.
Ama, 2. yilinizda Türk futbolunda devrim yaratan bir takim oldunuz degil mi ?
Ligdeki 2. yilimizda artik daha da tecrübeliydik. Hocamiz Sükrü Ersoy?du. Bu sezon öncesinde Rusya?ya hazirlik maçlari oynamaya gittik. O dönemde Rusya?nin en iyi 3 takimi olan Dinamo Moskova, Schakter Donetsk ve Dinamo Tiflis ile 3 hazirlik maçi oynadik. Ancak oynadigimiz maçlar çok kaliteliydi. Lig ve puan mücadelesi seviyesinde karsilasmalar oynamistik. 2 galibiyet 1 yenilgi almistik bu maçlarda. Kendimizi görme açisindan, takim olma açisindan çok faydali olmustu. Rusya?dan döndükten sonra Ziya (Sengül) agabeyin jübile maçinda Fenerbahçe ile karsilastik. O dönemde "yedek takimi sampiyon olur" dedikleri Fenerbahçe?yi jübile maçinda 2-0 yendik. Bu maç da önümüzün açilmasi ve özgüven anlaminda çok önemliydi. TSYD maçlarindan da basarili çiktik. Bizi zaten bir daha o TSYD maçlarina almadilar lig öncesi moralimiz bozuluyor diye. Kisacasi, Ziya agabeyin jübile maçinda gücümüzü göstermis ve lige öyle girmistik.
Ilk sampiyonluk yilinin unutulmaz maçi hangisiydi size göre ?
O yil ligdeki dönüm maçimizi çok iyi hatirliyorum. Fenerbahçe bizden 2 puan önde Adanaspor deplasmanina çikmisti. Biz de Izmir?de Altay ile oynayacaktik. 2 puan fark vardi aramizda. Bizim maçimiz Fenerbahçe maçindan daha sonraydi. Biz maça çikarken Fenerbahçe?nin Adana?da ilk yariyi 2-0 önde kapattigini ögrenmistik. Moralimiz bozulmustu tabi. Ancak biz Altay?i 2-0 yendik Izmir?de. Maçtan sonra Fenerbahçe?nin Adana?da 3-2 yenildigini ögrendik ve havalara uçtuk. Puan farkini o maçta kapattik. Dönüm maçimiz oydu bana göre. Sonra Fenerbahçe bir de beraberlik alinca 1 puan öne geçtik. Son maçimiz Bursa?da Bursaspor ileydi. O maçi da 1-0 kazanarak sampiyonlugumuzu ilan ettik.
Anadolu takimlarinin size destegi oldu mu sampiyonluk yolunda ?
Biz kamplarimizi Bursa-Uludag?da yapardik. Bursaspor da orada olurdu. Bursaspor futbolculari ile aramiz çok iyiydi. Onlar her zaman bize, "Siz sampiyonluga oynayin yeter, bizimle oynayacaginiz maçta biz gerekeni yapariz" derlerdi. Ancak tesadüfe bakin ki son maçimiz Bursaspor ileydi. Biz o sözleri hatirlayip rahatlasak da Bursa?ya gittigimizde yüzümüze bile bakmadilar. Hani o sözleri söyleyenler neredeydi. Maçtan önce birakin basari dilemeyi selam bile vermediler. Maçta tekmeler tokatlar havada uçustu. Atmosfer felaketti. Bizim en kolay maçimiz olarak düsürdügümüz Bursaspor maçi en zor maçimiz olmustu. Yine de 1-0 kazandik ve sampiyonlugu garantiledik. Sonrada söylenti olarak kulagimiza da geldi tabii, Bursa?ya çantalarla para gittigi.
Unutamadiginiz gol hangisiydi ?
Galatasaray maçinda attigim golü unutamam. Yasin kaleciydi. Hücuma dönük oynuyordum. Ahmet bana uzun bir top atti. Önüm bostu kaleye de gidebilirdim ama vole vurmayi düsündüm ve vurdum. Top Yasin?in solundan direge vurdu, karsi direge de vurdu ve içeri girdi. O kadar sert vurmusum ki, sonradan hangi direge çarptiktan sonra gol oldu diye iddaya girmislerdi. Attigim en güzel goldü bana göre. Bir de, sampiyon oldugumuz sene Türkiye Kupasi finali oynadik Inönü stadinda. Maç uzatmalara gitti, sonra da penaltilara kaldi. Takimda ben penalti atmiyordum. Ahmet Ceylan "Ben penalti atmayacagim" deyince penalti bana kaldi. Ben penaltiyi kaçirinca Türkiye Kupasini kaybetmistik. Ayni senenin sonunda Cumhurbaskanligi Kupasinda Fenerbahçe ile oynadik Yine zor maç oldu ve yine penaltilara kaldi. Ben yine penalti atmak istemedim ama 10. penaltilara gelince mecbur kaldim. Benden önceki Fenerbahçeli futbolcu penaltiyi kaçirinca ben de attim penaltiyi. Bu kez kupayi kazandiran penaltiyi atmistim.
Sampiyon takim bir daha olusturulabilir mi ?
En önemlisi o takimimizin çok iyi bir takim olmasiydi. Birlik beraberligin yani sira o takimin her mevkisinde tam yerine oturmus adamlari vardi. Böyle bir takim bir daha gelir mi diye sorarsaniz o takim bir daha gelmez derim. 1996 yilinda iyi bir takim olmustu aslinda. O yil antrenördüm zaten takimda. Sampiyon olsaydik o yil, gelecek için daha iyi bir takim olabilirdi. Bir daha öyle komple bir takimin gelecegini sanmam.
Simdiki futbolculari ve oynanan futbolu nasil degerlendiriyorsunuz ?
X futbolcumuz bir maçta 15-20 top kaptiriyor, bu normal görülüyor. Bizim zamanimizda 5 topun 4?ünü olmulu pas yapmazsam basarisiz sayardim kendimi. 3-4 kez ofsayta düsünce utanirdim. 6 pasin 4?ünü isabetsiz kullansam mahçup olurdum. Simdiki futbolcular hiçbir sey olmamis gibi davraniyorlar. Futbolda kisa zamanda en iyi karari vermek çok önemlidir. Top ayagina geldiginde ne yapacagina karar verirsen is kolaylasir. Trabzonspor simdi iyi yolda ve çikista. Taraftarda da büyük gelismeler var. Istanbul?daki Istanbulspor maçinda taraftar büyüklügünü kanitlamistir. Trabzonspor?dan dan baska bir seyimiz yok bunu böyle bilelim ve destek vermeye devam edelim.
Son olarak ne mesaj vermek istersiniz okuyucularimiza ?
Trabzon?da basarili olduk, milli takimlara gittik ama futbolu bitirisim problemli oldu. Her maçta gol atardim. Alistirmistik taraftari ve her maçta gol beklediler. Bilhassa maçlarin 61. Dakikalaridna attigim goller hala konusulur. Tesadüf müdür bilemem ama, bir çok maçin 61. Dakikasinda atardim golleri. Özellikle Fenerbahçe?ye 61. Dakikadalarda attigim goller unutulmaz. Ama her seye ragmen ben çok mutluyum hala bizden bahsedildigi için ve ilkler arasinda yer aldigim için. Trabzonspor?lu oldugum için de gurur duyuyorum

halil ibo
30.06.2005, 12:52
Ezik büzüklerin moralini bozmak için köpekleri içerde disarda yenmeliyiz.Eski yillari hatirliyorumda bizim galibiyetlerimiz9-10 onlarinki 2-3 falan olurdu.Insallah o günler çok yakin,bunu hissedebiliyorum.Zaten büyük üstad (Senol Günes) büyüklügümüze yakisi oynayacagimizin sinyallerini veriyor.Trabzon defans yaparak kazanmayacak diyor.Yani en son örnegini Kahpe Fener maçinda gördügümüz gibi yenilsekte ONLARI EZECEGIZ...

agahozlu
30.06.2005, 12:58
ezikleri disarda yenme vaktimiz yakindir.senol hoca bize hucüm oynatip sapiyonlugu getirecek insallah ezikler çatlayacaksmileys/smiley36.gif

Ayhan Yüksek
30.06.2005, 13:27
Yav sunlari okuyupta duygulanmamak elde degil gözleri yasariyor insanin, ne güzel sey Trabzonsporlu olmak iyiki varsin Trabzonsporum


Yine eski günlerdeki gibi üç eziklerin ayaklarini titretecegimiz günler çok yakin Allah'in izniyle.

CaMoKa
30.06.2005, 13:32
yazik bunlara ya allah ezikten baska düsmanima vermesin bunlara geleni


smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif

zanoylu
30.06.2005, 15:31
Hey Gidi heyyyyyyyyyyyyyy

SDanışmaz
30.06.2005, 15:45
Yusuf adama neLer yaptiriyormus yaw smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif

sametaydin
30.06.2005, 16:50
ya bu 3 istanbul takimi yönetimiyle beraber böyle devam ederse sampiyon olsalar dahi ezilmeye mahkumlar. benim gözümde bu takimlrin hiçbir degeri yok

#10 Fietra
30.06.2005, 17:31
Süper bi yazi olmussmileys/smiley32.gif

Tserhan
30.06.2005, 18:09
eski günler çok yakin babamin yasadigi o güzel günleri bende görecegim insallah

U.Sadıkoğlu
30.06.2005, 20:14
yazik bunlara ya allah ezikten baska düsmanima vermesin bunlara geleni


smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif





smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifoYLeLer tabi

Egemen
30.06.2005, 22:07
babam hep anlatir hüseyini senolu ali kemali iskenderi ve daha nicelerini... bende hep ulen ne sansli adamsin derdim içimden. simdi ise peder bey diyorum allahin sansli kuluymussun da o günleri görmüssün. bizde dünyaya çok geç gelmisiz yaawww diyorum...

toshiba
01.07.2005, 01:20
"Ligdeki 2. yilimizda Istanbul?da TSYD Kupasini kazandik. Zaten bir daha da bizi o kupaya almadilar sezon öncesi moralimiz bozuluyor diye"



smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif

alihan_ozkurt61
01.07.2005, 10:42
BU EZIKLER KUPALARI ALAMDI DIYE BIZI KUPAYA ALMIYORLAR BAHANEYIDE MORALIMIZ BOZULUYOR DIYOR NE YAPALIM BUNLAR EZIK DOGMUS EZIK ÖLÜCEKLERsmileys/smiley19.gifsmileys/smiley19.gifsmileys/smiley19.gif

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:31
Buda Hasan Vezir in açiklamalari Karadiz gazetesinden


Hasan Vezir

Futbolla tanismaniz ve ilk futbol yillarinizdan bahseder misiniz ?
1962 yilinda Rize?de dogdum. Ilkokulu tamamladiktan sonra Rize Lisesinde hem ortaokulu hem liseyi tamamladim. Bu siralarda futbol hayatim da basladi. O zamanlar üst düzey olmasa da mahalle aralarindan her yil 2-3 futbolcu çikardi. Ergun?lar, Hakan?lar, Süleyman Kalafatlar, Muharrem Vezir?ler gibi bir sürü isim sayabiliriz mahalle aralarindan çikan. Mahalle aralarinda yalinayak top oynardik. Ayaklarimiza taslar batardi ama hiç aldirmazdik. Futbola doymadan, sabahtan aksama kadar defalarca maç yapardik. Gazozuna maçlar yapardik ama zevki bambaskaydi. Mika toplar vardi, maçtan sonra galip gelen takim alirdi topu. Mahalle maçlari yapar, hatta deplasmana giderdik bir baska mahalleye. Gerçi öyle sasaali maçlar olmazdi ama bizim için çok önemliydi. Kendi aramizda lig yapardik. Simdiki gençlik böyle duygulari yasiyor mu bilemem. Memleketime gittigim zaman bakiyorum da öyle yerler artik kalmadi tabii simdi. Bunun yaninda hali sahalari da unutmayalim ama mahalle aralarinda oynanan futbol ve yasanan heyecan bambaskaydi.

Ailenizin futbola bakis açisi nasildi, size destek veren oldu mu o dönemde ?
Benim babam da futbol oynardi profesyonel olmasa da. Zaten Rize?de profesyonellik de yoktu o dönemde ama anlatilanlara göre bayagi iyi futbolcuymus. Dedem ona futbol oynamasi için izin vermezmis. Bir kamyon almis babama, gelecegini kurmasini istemis. Benim babam ise bana destek verdi. Kendisine verilmeyen destegi bize verdi ve bunun futbolculuk yasamimizda çok faydasi oldu. Arkadaslarimizin bazilari ise baba korkusundan topçu olamamistir mesela. Bizim yasitlarimizin bir çogu top oynayamazdi çünkü para kazanmak zorundaydi. Ben de çocukluk yillarimda simit sattim, mobilyaci dükkaninda, dayimin yorganci dükkaninda, kahvede garson olarak çalistim. Sigara karaborsaciligi bile yaptim küçükken. Kaçak sigara satardik. Yasam farkliydi o zaman. Biz 6 kardestik babaannem dedem de bizdeydi. Kalabalik bir aileydik ve tek babam çalisirdi. Durumumuz da fena degildi her seye ragmen.

Tekrar futbola dönersek, çocuklugunuzda örnek aldiginiz futbolcular var miydi ?
O dönemde en yakin örnek olarak Ali Kemal agabeye hayrandim. Ülke genelinde ise Fenerbahçeli Cemil?i çok begenirdim. Tabii bir de sadece benim degil, yasitlarimin hemen hepsinin örnek aldigi, hayran oldugu Karl Heinz Rummenige var. Bayern Münih ve Alman Milli takiminda oynardi. Oynadigi futbola ve attigi gollere bayilirdik. Bu futbolculara hayrandim. Mahallede top oynarken onlarin isimleriyle kendimizi özdeslestirirdik. Ali Kemal, Cemil ve Rummenige hayraniydim yani.

Peki sizin futbol yasaminiz bir takim formasi altinda nasil sekillendi ve Trabzonspor?a transferiniz nasil oldu ?
Önce Rizespor?un alt yapisinda oynadim. Orada 2 yil oynadiktan sonra da A takima yükseldim. A takimda da 2 yil oynadim ve Trabzonspor?a transfer oldum. O zaman Rizespor 2. Ligdeydi. 18-19 yaslarimdaydim. Ahmet Suat Hoca ismimi çok duymus ve beni görmek istemis. O yüzden beni yakindan görmek için Rizespor ile hazirlik maçi yapmak istedi ve yaptik. Begendi beni. Bir kereyle olmaz düsüncesiyle bir daha hazirlik maçi yaptik. Sonra da defalarca izlettirdi beni. Tabi Trabzonspor?a gelmemde etkili olan baska isimler de vardi. Mesela simdiki bakanimiz Faruk Özak ve Eyüp Asik?in transferime çok katkisi olmustur. Onlar yönetimdeydiler o zaman. Beni onlar da çok istemisti ama en basta Ahmet Suat Hoca istemisti tabi.

Trabzonspor tarafindan istenmenin duygularini bizimle paylasir misiniz ?
Trabzonspor?un beni istemesi karsisinda çok heyecanlanmistim. Düsünsenize, televizyonda izlediginiz futbolcularla ayni takimda top oynayacaksiniz. Bu düsünce bile yetmisti heyecanlanmama. Ilk transferimde yanilmiyorsam 1 milyon 250 bini pesin, 3,5 milyon lira almistim. O zamanki sartlarda fena para degildi. Ama para konusunda bir beklentim yoktu benim. Para konusmadim da zaten. Düsünün, Trabzonspor beni istemis, o heyecani yasiyorum, o dönemde parayi düsünecek hal mi kaliyor insanda heyecandan. Her yil zirveye oynayan bir takimda forma giymekten daha büyük bir haz olabilir mi. Bize su parayi alacaksin dediler imza attik. O kadardi pazarligimiz yani.

Ilk maçinizi ve ilk golünüzü hatirliyor musunuz ?
1983 yiliydi ilk maçima çiktigimda. 22 yil önceydi. Ilk oynadigim maçi hatirlamiyorum ama ilk golümü Denizlispor?a attigimi hatirliyorum. Ben zaten Trabzonspor?a orta saha oyuncusu olarak gelmistim. Takimda Tuncay ve Levent vardi çünkü. Onlar ayrilinca forvete yerlestirdiler beni. Küçükten beri oynamak istedigim bir mevki gibi bir düsüncem yoktu ama genç takimda da, Rizespor?da da hücuma dönük orta saha oynardim zaten. Benim futbolum böyle mücadeleye dayali degildi. Sonradan forvete alininca farkli meziyetlerim ortaya çikti. Hava toplarindaki hakimiyetim ortaya çikti.

O günleri hatirlayip, arkadaslarinizla o günlerin sohbetlerini yapiyor musunuz ?
Ben büyük takimlarda top oynadim ama ilk göz agrim, her seyin ilkini yasadigim yer Trabzonspor?dur. Hala ayni takim arkadaslariyla bir araya gelir eskiyi yad ederiz. Edinebildigim kadar eski kasetlerim vardir. Bazen izlerim, tüylerim diken diken olur. Senol agabey benden 10 yas büyüktür ama onunla, Necati agabeyle oda arkadasligi yapmisimdir. Bunlar parayla yapilacak isler degil. Simdi konusurken bile tüylerim diken diken oluyor.
Su anki yasamimi da devam ettirmek zorunda oldugumuzdan, onlar güzel bir mazi olarak, hayatimizin bir parçasi olarak kaliyor.

O yillara ait unutamadiginiz maç hangisiydi ?
Unutamadigim maç, ameliyat oldugum için benim oynayamadigim Fenerbahçe maçidir. 89. Dakikada Dobi Hasan?in attigi golü unutamam. Dobi?nin kafa golleri nadirdir. Tribünden seyretmeme ragmen, o maçi unutamiyorum. Orda, o golle 1-0 kazanip sampiyonlugu büyük ölçüde garantilemistik. Fenerbahçe ile çekisiyorduk ve rakibi kendi sahasinda yenmenin mutlulugunu yasamistik. 1-2 maç vardi ligin bitimine zaten. Maçtan sonra otelde de Trabzon?a geldigimizde de büyük cosku vardi. Ameliyat geçirmistim o dönemde. Futbolcu arkadaslarimla birlikte tur atma mutluluguna ortak olmustum. Anlatilacak gibi degil o duygular. 4 yil kaldim Trabzonspor?da. hoca degisiklikleri oldu. Ahmet Suat hocadan sonra Özkan Hoca ve Sundermann geldi. Ilk seneden sonra sampiyonluk yasayamadik ama Türkiye kupasi kazandik.

Sizin de oynadiginiz ve unutamadiginiz Avrupa Kupasi maçlarindan bahseder misiniz ?
Avrupa kupalari maçlari da var tabii. Inter maçi var mesela. Trabzon?da 1-0 kazanmistik. Büyük sansasyon yaratmisti o skor. Deplasmandaki maçta ise Senol agabeyin kafasini yarmislardi, hakem faul bile vermemisti. Italyan futbol mafyasinin çok konusuldugu dönemlerdi. Dogu Alman hakem çok yanli bir tutum sergilemisti. 2-0 kaybetmistik hak etmeden. Inter o sene zaten UEFA kupasini kazanmisti.

Attiginiz goller arasinda sizin için ayri önem tasiyanlar var mi ?
Boluspor?u 2-0 yendigimiz, 2 gol attigim maç var. 49. saniyede güzel bir gol atmistim. Ayin golü seçilmisti. Kocaeli?de 2-2 berabere kalmistik 2. Golü atmistim unutamam onu da. Bursaspor maçlari da benim için çok önemlidir. Içeride, disarida çok golüm vardir Bursaspor?a. Yine, Fenerbahçe?yi 1-0 yenmistik. Penaltidan atmistim ve 1-0 kazanmistik. Büyüklerim varken penaltiyi atmak ve o golle kazanmak bana büyük gurur vermisti.

Mide kanamasi geçirdiginiz için bir süre de takimdan ayri kalmistiniz degil mi ?
Evet. Sampiyon oldugumuz sene Besiktas maçi vardi 0-0 bitmisti. Bir pozisyona girip kaçirmistim. Mide kanamasi geçiriyormusum farkinda degildim. Mardinspor?la kupa maçimiz vardi ertesinde. 40 dakika falan oynadim, yine halsizlik vardi. Ardindan yine içeride Denizli maçi vardi. Hoca oynatmadi beni tabi formsuzum diye. Son 15-20 dakika oyuna girdim. Önüme top atiliyor kosamiyordum. Kendime bile inanamiyordum. 2-0 kazandik ama. Ertesi gün izinliydik. Ben, Iskender ve Dobi Hasan Özgür otelde kaliyorduk. Asansörden tam çikarken yigilip kaldim. Doktor Erdal Atalay vardi, beni muayene etmisti. Tansiyonum çok düsmüstü. Tahlil yaptilar, o zaman anlasildi mide kanamasi geçirdigim.

Trabzonspor sizin için ne ifade ediyor ?
Rizespor?dan sonra, Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray?da da top oynadim. Ama futbol Trabzon?da, Karadeniz?de her sey demektir. Aile, yasam biçimi, gelecek olarak görülüyor. Trabzonspor büyük kulüp tabii. Bizim tek hedefimiz Trabzonspor?da oynamakti. Onu basardigim için mutluyum.

Günümüz futbolcularini ve golcülerini nasil degerlendiriyorsunuz ?
Futbolcu pozisyona girince, golü kaçirsa bile üretkendir bana göre. Kaçirmasini çok fazla önemsemem ben. Verimli olmasi adina daha sevindiricidir. Pozisyona girmeden 90 dakika durmak daha mi iyi. Pozisyona girip gol atmak önemli ama kaçirinca da üzülmeyeceksin. Daha iyisini yapmak için daha iyi konsantre olacaksin.

Trabzonspor?un basarisinin sirrini nasil açiklarsiniz ?
Bizim insanimiz basariya açtir. Bir is yaptigi zaman amatörce düsünür, parayi düsünmez. Isi aldigi zaman en iyisini yapmak için ugrasir. Bizim takimimiz da bu zihniyetteydi. O dönemde kampa girdigimizi hatirlamam içerideki maçlarda. Çünkü futbolcu kendini biliyor ve hedefinin büyüklügünün farkindaydi. Biz de buna göre yasiyorduk. Takimda hep kendi yöremiz insaninin yer almasi da etkiliydi tabi. En son sampiyonlukta kadrodaki futbolcular olarak Karadeniz?in havasini soluyan, suyunu içen insanlardik.

Simdiki Trabzonspor?u nasil buluyorsunuz ?
O zamanki kadro yapisiyla simdiki kadro yapisi, veya o zamanki maddi yapi ile simdiki maddi yapi çok farkli. O zaman çok kaliteli futbolcular vardi. Ali Kemal, Osman, Necati, Senol, Turgay önemli oyunculardi. Öyle bir kadronun bir araya gelmesi halinde yine o basarilar gelir tabi. Alt yapi çok önemli. O kadronun yeniden gelmesi için alt yapidan gelen futbolcularin önemi çok büyük. Yetenekli bir nesil yakalamak gerekiyor. Genç yeteneklere destek verip, gençlere güvenmek lazim. Onlara sans vermek lazim. Trabzonspor öze dönme yolunda önemli adimlar atiyor. Bence geçtigimiz yilin en iyi takimi da Trabzonspor?du zaten
Simdiki kadro öze dönüs ve yetenekli oyuncularin bir araya gelmesi bakimindan o dönemdeki kadroya çok benziyor. Bugün Trabzonlu 7-8 oyuncunun forma giydigini unutmayalim. Bu anlayis ve futbol devam ettigi sürece, Senol Hoca ile birlikte basari gelir. Geçtigimiz yil Trabzonspor sampiyonlugu hak etmisti ama Fenerbahçe?ye haksiz kaybetti. Bazen futbolda böyle kayiplar olabiliyor.

Taraftara son mesajiniz ne olacak ?
Taraftar bir dönem küsmüstü takima. Ama takimin her zaman destegi ihtiyaci var. Biz o günleri yasadik. Bize de büyük destek vermislerdi. Destek verilirse, çok büyük yildizlarin bu takimdan çikacagina da inaniyorum. Insallah yeniden, yeni Ali Kemal?ler yeni Senol?lar gelir Trabzonspor?umuza.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:36
Engin Çinar "Cosmos Engin"

Çocukluk yillariniz ve futbol askinizin dogusu nasil gerçeklesti ?
1956 yilinda Trabzon?un Hacikasim Mahallesinde dogdum. Futbola bibil agaçlarinin arasinda basladim. Idmanocagi kulübünün önünde futbol oynardik o zamanlar. Brezilyali futbolcular kumda yetismistir. Hacikasim mahallesinin kumlu zemini olan bibil agaçlari arasinda da çok ünlü oyuncular yetismistir. Ben 5 yada 6 yaslarimda futbola merak saldim. O yaslarda maç oynarken saha disina giden toplari Ocakli topçulara atardik. Arada bir de topa vururduk. Ben o yaslarda boyacilik yaptim, simit satim. Kazandigim parayla da plastik top alirdim. Aldigim toplari bazen komsular keserdi. Ayakkabimi yirttigimda da babam döverdi beni. Her zaman "Top oynama okula git" derdi.

Trabzonspor formasini nasil ve ne zaman giydiniz ?
O dönemde Trabzonspor?un antrenörü Altan Santepe idi. genç takima futbolcu alacaklardi. Hayrettin Siranli beni seçmelere götürdü.120 kisi arasindan 20 kisilik kadroya seçildim. 12 yasimda Trabzonspor formasi giydim. 14 yasimda da Karadeniz Genç Takimlar Liginde oynadim. Karadeniz grubunda Trabzonspor sampiyon olmustu. Ben de gol krali olmustum. Çok kisa zamanda A takima terfi ettim. 1973 yilinda profesyonel oldum. 17 yasimdaydim. Efsane kadro olusumunda Erzurum?dan gelen Hüseyin gol kraliydi. Hüsamettin de gol kraliydi, Ali Yavuz da. Trabzonspor 3 gol krali alarak Ahmet Suat Hoca ile 23 Trabzonlu oyuncu alarak büyük çikis yakaladik ve sampiyon olduk. Bizi A takima kazandiran Atay agabeyin, Köksal agabeyin, Aydin agabeyin, Bülent agabeyin üzerimizde büyük emekleri vardir.

O yillara ait unutamadiginiz bir ani var mi ?
Unutulmaz bir Malatya maçimiz vardi. Ben kadro disiydim. Yemekten zehirlendigim için Çarsamba günü Spor-Toto oynadim. Malatyaspor ? Trabzonspor maçina beraberlik oynamistim. Persembe günü hoca beni çift kaleye çikardi. Sasirmistim. Maçta Ihsan sakatlandi, yerine ben girdim. 36. Dakikada bir kafa golü attim 1-0 kazandik. Trabzon?a geldigimde totoya baktim. 13 maçin 12?sini bilmisim, Trabzonspor maçinda yatmisim. 381 bin lira kaybettim. 2 yilligina 10 bini pesin 60 bin lira aldigim dönemde kaybettigim 381 bin lirayi hiç unutamam. Galibiyet primimiz de 300 liraydi.

Trabzon futbol seyircisi özeldir. Size destekleri oldu mu o dönemde ?
Trabzonspor taraftari sabirsizdir. Ben genç takimdan A takima tek oyuncuydum. Attigim gollerle 2. Ligde oynadim, Cumhurbaskanligi Kupalarinda, Türkiye kupasi maçlarinda oynadim. 2. Ligde Manisaspor ile oynuyorduk. Ihsan, ben, Hüseyin forvette görev aldik. Turgay ortaladi, Kadir Özcan kule gibi yükseldi ve Avrupai bir gol atti. Cemil agabey soldan ortaladi, yaklasik 35 metreden gönderdigim sert sutla attim golü. Istanbul?da Galatasaray?la oynadigimiz Türkiye Kupasi final maçini da unutamam. 1. Lige çiktigimiz ilk yil ilk maçimizi Fenerbahçe ile oynamistik. Acemiligimizden maçi 1-0 kaybettik. Maçin en iyi oyuncularinin basinda ben ve Aziz olmamiza karsin bütün fatura bize kesildi. 3 ay takima giremedik. Bu maçtan sonra Farozlular Ali Kemal niye oynamadi diye, Arafilboylular Cemil niye oynamadi diye Suat Hoca?nin evine dahi gitmislerdi. Fatura gençlere kesilirdi. Sonradan Ali Yavuz?dan dinliyorum, o zaman Ali Yavuz ve Sener Suat Hoca?ya gider, bizi oynatmazsan kaçariz derlermis. Ancak, Gaziantepspor maçi dönüsü, abartili olmasin, 300 arabalik konvoy karsiladi bizi. 10 saatlik yolu 20 saatte geldik. O yollardaki cümbüsü unutamam.

Sikintili dönemler yasadiniz mi ?
Sükrü Ersoy takimin basina geldi. 14. Maçtan sonra o gitti, Suat Hoca geldi takimin basina ve sampiyon olmustuk. Galatasaray maçi oynadik, ardindan Cumhurbaskanligi, Basbakanlik Kupasi maçlari oynadik. Hepsinde çok iyiydim. Milli takima çagirildim. O yil 3 kupa 4 lig maçi oynadim. Coskun Özari "Kendi takiminda yedek olan biri Milli takimda nasil oynar" dedi. Bulgaristan maçi kadrosundan çikardi beni. Sol açik mevkiinde 4 arkadastik. Suat Hoca diktatör bir hoca idi. bu arkadaslar birbirini o kadar çok seviyorlar ki hiç biri üst üste iki maç oynamak istemiyor derdi. Suat Hoca kendisinden baskasini dinlemezdi. Tavla oynarken Hocam yenileceksin desek kadro disi birakirdi.

Basarinizin sirlarindan bahseder misiniz bize ?
Ligde sampiyon oldugumuzda bütün Türkiye bizi bagrina basti. 2. Sampiyonluk yilinda Fenerbahçe ile Istanbul?da oynadigimiz maç öncesi Fenerbahçeli Cemil agabey maçin priminin degir maçlarin iki kati oldugunu söyledi. Bütün takimlar bizden çekiniyordu.
Trabzonspor Anadolu?nun sesidir. Basarinin sirri müthis arkadaslikti. 2 saatlik antrenmandan sonra da günlerimiz birlikte geçerdi. Biz birbirimizi tamamlayan klas oyunculardik. Bu kadroyu Allah yan yana getirdi. Hirsimiz da eklenince bu basarilar geldi.

Nasil bir futbolcuydunuz, kendinizi anlatir misiniz biraz ?
Ben sivri dilli biri olarak taninirim. Sükrü Ersoy zamaninda biz de Altay takimi da namagluptu. Ligin 7. Maçinda karsi karsiya geldik. Ilk yariyi Cemil?in golüyle önde kapattik. 70. dakikada ben oyuna girdim. Altay iki tane frikik kazandi, ikisini de Arap Mustafa kullanmak istemesine ragmen, Mustafa Denizli kullandi ve disari atti. 3. Kez frikik oldugunda Arap Mustafa, Mustafa Denizli?ye rüyamda gördüm gol olacak ben kullanayim dedi. O vurdu ve durum 1-1 oldu. Dakika 90?da Mustafa Denizli kornerden gol atti, 2-1 yenildik. Ilk golde baraj açildigi için gol olmustu. Kaleci Mustafa?nin bir suçu yoktu. Sali günü aranan suçlu kaleci Mustafa olarak bulundu Sükrü Ersoy tarafindan. Bir tek itiraz eden ben oldum. O yüzden hocalar beni pek sevmezdi.

Trabzonspor ile birlikte önemli yurt disi maceralariniz oldu degil mi ?
O dönemde daha Istanbul?u görmemis takim arkadaslarimiz varken, yurt disi maçlarimiz oldu. Sampiyon Kulüpler Kupasi maçinda Akranes ile eslesmistik. Primi 10 bin lira olarak açikladilar. Suat Hoca Izlanda?ya Akranes?i izlemeye gitti. Geri döndügünde bir toplanti yapti ve tahtada yazan 10 bin liranin üzerini çizerek primin 4 bin lira oldugunu söyledi. Biz Suat Hoca da ne kadar cimri diye düsünürken, o da Akranes 10 bin liralik bir takim degil dedi. Bu bize moral verdi. Biz daha zayif bir takim bekliyorduk karsimizda. Kosan, pres yapan bir takim vardi. Necmi agabey, Cemil?in ortasiyla bir gol atti. Saha bozuk ve çamur deryasi gibiydi. Ali Kemal ve Ali Yavuz de birer gol attilar ve maçi 3-1 kazandik. O zaman gazetelerde de mevcuttur, gol atanlara 1-2 yildiz verilirken bana 4 yildiz vermislerdi.

Bu maçtan sonra tam bir yildiz futbolcu oldunuz her halde...
Hayir. Gelirken uçakta Galatasaray bana teklif yapti. Suat Hoca bunu duydu tabii. Ardindan önce Galatasaray ile, sonra da Akranes ile rövans maçimiz vardi. Izlanda?da iyi oynamama ragmen Galatasaray maçinda beni kesti Suat Hoca. Zaten ne zaman cani sikilsa keserdi beni takimdan. Ihtiyaci oldugunda da atardi sahaya. Galatasaray maçi 1-1 bitti. Akranes ile oynanan rövans maçinda beni ve Necmi agabeyi oynatmadi. Seyirci ilk yarinin sonunda Necmi ? Engin sahaya diye bagirmaya basladi. devre arasinda isindirdi beni. Ikinci yariya 1-1 basladik. 2. Golün pasini verdim. 2-2 oldu. 40 metre vardi kaleye bir topla bulustum. Iki Izlandali üzerime geldi. Kaleci de biraz öne çikmisti. "Allah?im" dedim ve vurdum. Çok sert sut oldu. Rus uçagina vursa düsürürdü. Gol oldu ve 3-2 kazandik. Izlanda takiminin antrenörü "Muhtesem bir golle elendigimiz için mutluyum" derken, bizim Milli Takim Antrenörü Metin Türel "Kaleci hatasi" demisti. Milli takimda oynayamadigim için hiç üzülmedim. Zaten bizim zamanimizda 8-0 falan bitiyordu maçlar.

Bir de unutulmaz Liverpool maçi var. iki takim arasinda çok mu fark vardi ?
O zamanlar Avrupa?da bile bize kim çikarsa çiksin fark etmez diyorduk. Ama Liverpool bize çikinca durduk biraz. 125 maç yenilmemislerdi. Liverpool maçinda, maç aksamina kadar ilk 11'?eydim. Ne olduysa yine kesik yedik. O zaman Trabzonspor?da kalmama gerek kalmadi diye düsünmüstüm. Oyuna sonradan girdigimde golden daha büyük bir ugultu oldugunu hatirliyorum tribünlerde. Liverpool?u yendikten sonra bana neden ilk 11?de oynamadigimi sordular, Suat Hoca?nin takdiri demistim. Liverpool?un hocasi Bob Baisley bile benim için "Liverpool maçinda oyuna sonradan giren Engin Çinar oynarsa isimiz zor" yazmisti New York Times gazetesinde. O maçi Suat Hoca?nin taktik hatasi nedeniyle kaybettik. Ilk golde benim de hatam vardi ama asil olan taktik hatasiydi. Liverpool maçindan sonra da zaten Trabzonspor?dan ayrilma kakari aldim.

Istanbul maceraniz da bundan sonra mi basladi ?
2 milyon liralik bir bedelle Galatasaray?a transfer oldum. Ahmet Suat Hoca?ya ilk bayragi çeken ben oldum. "Ya o, ya ben2 dedim ama tabii ki komutan kaldi, asker gitti. Galatasaray?da Morrison diye bir hoca vardi. Alkolik bir adamdi. Saçma sapan bir sistem oynatti ve takimi zavalli duruma düsürdü. Orada da hocayla takistim. Ardindan Istanbul?daki büyüklerimin de destegiyle Besiktas?a yine rekor bir ücretle kiralik olarak gittim. Bana verilen yüksek kiralama bedeli nedeniyle Besiktas?ta yönetim istifa etti. Yerine Süleyman Seba geldi. Orada da Süleyman agabeyle tartistim. Diyarbakirspor?a kiralik gittim. O dönemde Ali Kemal gibi bir oyuncu Fenerbahçe?yi 1 milyon liraya transfer olurken, ben de Diyarbakirspor?a 1 milyon liraya gitmistim. Diyarbakirspor ile Türkiye Kupasinda Trabzonspor?u eledik ancak, Galatasaray, Fenerbahçe ve Besiktas?i yenerek Trabzonspor?un sampiyonluguna katki yapmistik.

Ve sonradan lakabiniz da olan, size "Cosmos Engin" dedirten bir Amerika macerasi
Son olarak bir Amerika maceram da oldu. Dünyanin önde gelen futbolculariyla oynamak bana büyük bir mutluluk verdi. Beckenbauer?ler, Carlo Alberto?lar ve daha niceleri. Önce Toronto?da olnadim, ardindan Kansas City ve son olarak Cosmos. Kanada?da da gol krali oldum. Daha sonra 30 yasima geldigimde askerlik için ülkeme döndüm. 90?li yillarda da teknik direktör olarak Kasimpasa, Galata ve Sahrayicedid takimlarini çalistirdim. Simdi di özel bir televizyon kanalinda Trabzonspor ile ilgili yorumlar yapiyorum. Bu da bana büyük gurur veriyor.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:40
Futbol Trabzon insani için ibadet gibidir


Ahmet Suat Özyazici

"Bana göre futbol, Trabzon için bir ibadettir. Trabzon insanina güvenirseniz, basaramayacagi is yoktur."
"Sampiyon oldugumuz o yillarda benim sürekli boynum agrirdi. Çünkü hep rakip kaleye bakardim. Simdi daha zevkli oluyor. Her iki kaleye de bakiyorum, boynum agrimiyor."
"Türkiye Kupasi maçi öncesi Besiktasli yöneticiler "Nasil olsa fark yiyeceksiniz. Hiç olmazsa futbolcularimizi sakatlamayin" dediler. Bu sözler bizim gururumuza dokundu. 1-0 yenerek Besiktas?i elemistik."
"Yerlinin yerlisi deyiminin isim babasi da icraat babasi da benim"
Futbolla ilk tanismaniz ve yeteneklerinizin kesfedilmesi nasil oldu ?
1936 Yilinda Trabzon?da dogdum. Ortaokulu Ticaret Lisesinde tamamladim. Futbola olan düskünlügüm tahsilime devam etmeme engel oldu. Tahsilden daha ziyade futbol sevdim. O zaman babam bana 3 seçenek verdi. Okul, futbol ve ticaret. Futbol oynamayi tercih ettim. 1954 yilinda Yolspor?da lisans çikarttim. 1 yil Yolspor?da oynadim ama gönlümde Idmanocagi?nda oynamak vardi. Agabeyimin dügününe gelen rahmetli Sebahattin Kundupoglu?na limonata ikram ettim. Sirtimda annemin bana ördügü, bir tarafi sari, bir tarafi kirmizi kazagi görünce hosuna gitmisti. Beni Idmanocagi?na aldi. Ocakli olusum tek kazakla olmadi tabii. Daha önceleri Barbon Ziya?nin, Ihsan agabeyin tavsiyeleri olmus bu çocugu Idmanocagi?na alalim diye.
Meshur yarim kupanin kahramanlarindansiniz. Neden ikiye bölündü o kupa ?
1955 yilinda Trabzon karmasina seçildim. Ankara?da Cumhuriyet Kupasi turnuvasina gitti. Orada ikinci olduk. 1956 yilinda askere gittim. 2 yil Ankara Havagücü takiminda oynadim. O yil Havagücü takimiyla Trabzon?a geldik. Eski takimima karsi oynadim. Belki de Türkiye?de benzeri bir olay yoktur. Türkiye Amatör Sampiyonu olan iki takima bir kupanin ikiye bölünerek verilmesiydi.
Genç yasta önemli yurt disi deneyimleriniz oldu. Nasil gerçeklesti bunlar ?
1959 yilinda beni Akdeniz Oyunlari için Amatör Milli Takima çagirdilar. Antrenörümüz Besiktasli meshur voleci Seref?ti. Akdeniz Oyunlarini Lübnan?in baskenti Beyrut?ta oynadik. Daha sonra Roma Olimpiyatlari için milli takima tekrar çagirildim. Roma?da oynadik. Döndükten sonra Idmanocagi?nda futbol yasamimi sürdürdüm.
Trabzonspor?un kurulusu nasil oldu, Idmanocagi ve Idmangücü rekabeti ne boyuttaydi ?
1965-1966 yilinda kirmizi-beyaz renklerle Trabzonspor kuruldu. O zaman Idmanocagi yöneticileri "ya ismimim, ya da rengimiz" diyerek bu olusuma katilmadi. Zamanin Spor Bakin Kamil Ocak Idmanocagi ile Idmangücü?nün birlesmesini istiyordu. Idmanocagi?nda hem antrenör, hem kaptan, hem de futbolcuydum. Idmanocagi olarak biz amatör maçlarimiza devam ettik. Türkiye Amatör Sampiyonluguna oynuyoruz. Trabzonspor ? Galata maçi var. Öncesinde de Erzurum Palandöken takimiyla karsilastik ve 7-1 kazandik. Bizden sonra Galata takimi da Trabzonspor?u 1-0 yendi. Bu maçi seyreden Palandökenliler bize söyle sitem ettiler ; "A takiminizi bize çikardiniz, Galata?ya B takiminizi çikardiniz." Maçin oynandigi aksam, iki zit grup olan Idmanocaklilar ile Idmangücü taraftarlari sehir kulübünde muhabbet ederken, Ocaklilar garsonlara "Trink Galata, ver bi Salata" diye Güçlüleri kizdirmislardi. Idmangücü ile aramizda inanilmaz bir rekabet vardi ama dostluk asla bozulmazdi.
Amatör Idmanocagi?nin Besiktas?i Türkiye Kupasinda eledigi maç sizin için önemli bir ani degil mi ?
Bir Türkiye kupasi maçiydi. Trabzon?da Besiktas ile oynadigimiz maçta 0-0 berabere kaldik. Istanbul?da rövans maçina gittigimizde maç öncesi Besiktasli yöneticiler "Nasil olsa fark yiyeceksiniz. Hiç olmazsa futbolcularimiza nazik davranin, sakatlamayin" diyerek ikaz ettiler. Bu sözler bizim gururumuza dokundu. 90 dakika 1-0 bizim üstünlügümüzle bitti ve bir amatör takim olarak Besiktas?i Türkiye Kupasindan eledik. Ayrica, amatör oldugumuz halde, Hacettepe?yi, Gençlerbirligi?ni, Ankaragücü?nü, Vefa?yi yenerdik. Bir Vefa maçinda Barbon Ziya?nin orta sahadan Vefa?ya attigi golü hiç unutamam. Mükemmel bir goldü.
Gençliginizde Trabzon?da imkansizliklar ne boyuttaydi ? Çok çorluk çektiniz mi ?
1942 yilinda 5-6 yaslarimdaydim. Elektrik yok, radyo yok, hatta gaz bile yok. Babam bir tane radyo aldi. Dedem babama "Bu gavur icadini niye aldin" diye çok kizmisti. Daha sonra radyoyu dedemin elinden alamaz olduk. Simdiki gençlerin televizyon önlerinde. Dünyayi seyrediyorlar. 50 yil önce yasananlara inanacaklarini sanmiyorum. Dönemimizde top, krampon, forma bulmak nerede ? Yama topunu yalinayakla oynardik. Oynarken de çogu kez ayaklarimizin alti kan içinde kalirdi. Daha sonralari sicimli toplar çikti. Onlar da suyu, çamuru çektikten sonra agirlasir, kafa vurdugumuzda sicimi kafamizi yaralardi. O zaman saha olarak simdiki Orman Müdürlügü lojmanlarinin yeri idi. etrafi da tahtalarla çevrilmisti. Maçlari seyredebilmek için tahtalarin altini oyar, sürünerek sahaya geçerdik. O dönemde çok üstün vasifli oyuncular vardi. Oynanan oyun da bireysellige dayanirdi.
Peki, "Yerlinin Yerlisi" tabiri nasil ve neden ortaya çikti ?
1972 yilinda Trabzonspor?un antrenörü Altan Santepe?ydi. Ben de yardimciligini yaptim. Takimin Trabzonlu olmasi gerektigini o zaman savunuyordum. Kamuran Soykiray geldi, gitti, yerine ben geldim. Yerlinin yerlisi sloganini seminerlerde dahi seslendirmeye basladim. Arkadaslar "Yerliyi anladik da, yerlisi neyin nesi" diye sormaya basladilar. Bu ismin ve icraatin isim babasi benim. Bir çok ünlü futbolcu yetistiren Trabzon, eger basariya gidecekse kendi çocuklari ile bunu basarir dedim. Bu asi da tuttu. Trabzon kökenli olup da Türkiye?ye yayilmis bütün futbolculari topladim. O yil, sunu da söylüyordum ; "Nüfus kagidinda Trabzon yazmayan futbolcu Trabzonspor?da oynayamaz". Olusturdugumuz o kadro, Salih Erdem?in baskanliginda lige çikti.
Size Istanbul Kulüplerinden transfer teklifi geldi mi hiç ?
Beni hem Galatasaray, hem Besiktas istedi. 23 yasimdaydim. Akdeniz Oyunlarindan döndükten sonra rahmetli Gündüz Kiliç adamlarini defalarca gönderdi beni almak için. Hatta, bir ara kaçirmaya bile kalktilar. "Gelemem" dedim. Daha sonra Fenerbahçe istedi. Onlara da ayni cevabi verdim. Besiktasli Seref agabey, beni almak için inadindan vazgeçmedi. Hatta, "Sen Besiktas?a transferi kabul et, seni Amerika?ya tatile göndereyim" dedi. Ben Trabzon?dan ayrilamam dedim. Trabzon?u çok seviyorum. Bir de macerayi hiç sevmiyorum.
Sizin zamaninizdaki Trabzonspor mu, simdiki Trabzonspor mu ?
Bugünkü Trabzonspor?un kadrosu, o günkü takimin ahengine benziyor. Takim olarak, fedakarlik olarak, dayanisma olarak da benziyor. Takim kolektif oyun oynuyor. O yönden de benziyorlar. Ancak, 1975-1976 yillarindaki kadro ile, bugünkü kadro arasinda bir karma yapsam, o kadroya iki futbolcu almam bile zor olur. Bir çok yönü benziyor ama kaliteleri farkliydi. Bizim Fenerbahçe?yi, Galatasaray?i, Besiktas?i yenmemizdeki en büyük sir, biz takim oyunu oynardik. Astlarla üstler ayni kolektif oyuna uyarlardi. Diger takimlarda astlarla üstler farkli oynadiklari için onlara karsi takim oyunu oynayarak galip gelirdik. Trabzon?a gelen takimlar kendi alanlarindan çikmadiklari için kati defans yaparlardi onun için de fazla gol atamazdik. O zamanlar içeride 2 puan, deplasmanda 1 puan anlayisimi elestirenler bugün "Yenemezsen yenilme" diyorlar. O dönemde yaptigim hesap bugün de geçerli. Sampiyon oldugumuz o yillarda benim sürekli boynum agrirdi. Çünkü hep rakip kaleye bakardim. Simdi daha zevkli oluyor. Her iki kaleye de bakiyorum, boynum agrimiyor.
Örnek aldiginiz, begendiginiz futbolcular kimler ?
Disarida örnek aldigim Fenerbahçeli Mehmet Has idi. Tarzan Mehmet Ali Derlerdi. Onun futbolunu çok begenirdim. Trabzon?dan begendigim futbolcular ise, bizim dönemimizin futbolcularin hemen hepsini begenirdim. Efsane kusaktan Ali Kemal, Kadir, Cemil, Turgay say sayabildigin kadar. Hepsini begenirdim. Türkiye?de profesyonel lig 1959 kuruldugundan Trabzon Adana, Izmir, Istanbul, Ankara?ya futbolcu ihraç eden bir kentti. Burada da profesyonel takim olabilseydi, ayni basarilari o yillarda da yapabilirdik.
Peki, Trabzon ve futbol. Bu iki olgu size ne ifade ediyor ?
Lige çikisimizda Salih Erdem?in, Samil Ekinci?nin kulübe verdigi katkilari unutamam. Sanat, kültür, futbol sehri olan Trabzon?un insanina güvendiginiz zaman yapamayacaginiz hiçbir sey yoktur. Bana göre futbol, Trabzon için bir ibadettir dersem, yeridir. Futbol, Trabzonlu için o kadar önemlidir.
Unutamadiginiz maçlar var mi ?
Lige çikisimizdaki tüm maçlarin ayri güzellikleri var. birbirinden ayirmak güç. Ancak, her seyin ilki baska oluyor, daha çok iz birakiyor. 2. Ligden 1. Lige çikisimizdaki maçlar ve 1. Ligde sampiyon oldugumuz maçlari unutamam. Daha sonra da sampiyonluklar yasadim ama, ilklerin yeri bambaska oluyor. Sonralarini kaniksiyor insan. Nasil olsa sampiyon olduk diyorsunuz, o kadar. Basta da belirttigim gibi, babamin bana sundugu üç seçenekten biri olan futbolu seçip, futbolcu ve teknik adam oldum. Tabii ki ne kadar olabildiysem.
Futbolcu olmak isteyen gençlere altin degerinde önerileriniz de olacaktir her halde
Futbolun ilkokulu olan amatör oyuncularimiz ve genç yöneticilerimiz üniversite olan Trabzonspor?a yöneticilik yapmak için futbolcu olmak için çok çalisip özverili olmak gerekir. Bir amatör futbolcu "Ben ileride nasil Hami olurum, nasil Senol veya Ali Kemal olurum" demesi gerekir. Futbol artik bir istikbal vaadediyor. Geçmiste böyle bir istikbal yoktu. Futbol oynama adina, futbolcu olma adina yeni jenerasyonda bir gerileme var. Onu da teknolojinin getirdigi ürünlere bagliyorum.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:43
BÜYÜK ISKENDER den Büyük açiklamalar





Iskender Gönen

Bir yildiz olarak noktaladiginiz futbola nerede ve nasil basladiniz ?
Kastamonu?da dogdum. Küçük yaslarda futbolla hasir nesir olmaya basladim. Futbol benim her seyimdi. Ilkokul, ortaokul derken lise takimina girdim. Hem lise takiminda, hem Kastamonu genç takiminda oynamaya basladim. 1 yil sonra da Kastamonu A takimina alindim. Ancak futbolu çok sevmeme ragmen profesyonel anlamda düsünmüyordum. Tahsilimi daha ön planda tutuyordum. Liseden mezun olduktan sonra idealimdeki meslek olan doktorluk için Diyarbakir?da Tip Fakültesini kazandim. Diyarbakir?a uyum saglayamadigim için okulu 1 ay sonra biraktim. Ankara Devlet Mühendislik Fakültesine girdim. Bu arada Sekerspor?a transfer oldum. Ama yine de kafamda profesyonellik yoktu.

Profesyonel olacaginiza ne zaman inandiniz ?
Ne zaman Trabzonspor?a transfer oldum, profesyonel olabilecegimi anladim. Ben Kastamonuspor?da oynarken Trabzonlu 4 oyuncu vardi takimda. Trabzonlu oyuncular, "Trabzonspor lige çikacak, ligde de sampiyon olacak" diyorlardi. Biz de "Istanbul takimlarindan mi sampiyonlugu alacaksiniz" deyip gülüyorduk. Hakliymislar. Trabzonspor 1 yil sonra lige çikti, hayret ettik.

Trabzonspor?a transferiniz nasil gerçeklesti ?
Sekerspor?da bir Cumartesi maçimiz vardi. Iki gol attim. Pazar günü de Trabzonspor?un maçi vardi. Suat Hoca beni izlemis. Bundan haberim yoktu. Sezon sonu, daha önce söz verdigim Adana Demirspor?a transfer olmak için Adana?ya gittim. Günlerden Cumartesi idi. 1,5 milyon liraya anlastim. Yanima bir adam koydular, Pazartesi günü imza atacaktim. Ankara?daki bir dostumu aradim hal-hatir sormak için. "Iyi ki aradin. Trabzonspor?lular seni ariyorlar. Hemen gel" dedi. Çok sasirmistim. Trabzonspor müthis bir takimdi. Hayal bile edemeyecegim bir takimdi. Bugün bakiyorum Anadolu?dan futbolculara, Trabzonspor talip oldugu halde, Trabzonspor?a gelmek istemiyorlar. Yanlis yapiyorlar. Pazar günü otelden kaçip Ankara?ya geldim. Trabzonspor?lu yöneticilerle bulustum. Adana Demirspor?un 1,5 milyon lirasina karsin Trabzonspor?un 450 bin lirasina "Evet" dedim. Sunu da söylemek istiyorum ; ayni yil beni Galatasaray denemis ve begenmisti. Tahsilime devam edecegim diyerek teklifi kabul etmemistim. Trabzonspor?u bana sevdirenlerin basinda Ergun Kantarci gelir. Ve Trabzon?a geldim.

Trabzonspor?a disaridan gelen bir futbolcu olmanin zorluklarini yasadiniz mi ?
Ilk yilimda çok zorluklar çektim. Sehre yabanciydim. Takimda yabanci olarak bir ben vardim, bir de Ahmet agabey. Basta dedim ya ; alt yapim yoktu benim. Çim ? çamur karisimi bir saha. Bileklerime kadar çamura batiyorum. Benim disimda herkes yatip kalkiyor o çamura. Kendi kendime sormaya basladim "Bu nasil is" diye. Uludag?a kampa gittik. Otelin önünde küçük bir tastan saha var. Bu betonda minyatür maç yapiyoruz. Hüsnü bir arkadasa çift daldi. Betonda çift dalmak diye bir sey olur mu ? Hirsin bu kadar üstün boyutlarda oldugu bir takim olabilir mi dedim. Gözüm korktu. Ben mücadeleyi sevmezdim. Uludag?dan Almanya?ya gittik. Hazirlik maçlari basladi. maçta herkes birbirine acimasizca bagirip çagiriyordu. Maç bitiminde her sey bitiyordu. Demek ki dedim, basarinin sirri buymus.

Taraftar baskisi o dönemde de var miydi ?
Benim geldigimde, taraftar baskisi o kadar yogundu ki, bir aksam otelde kendi kendime söyle dedim "Yok Iskender sen burada zor yaparsin". Hatta kaçmayi bile düsündüm. Iki pas hatasi yaptigin zaman affetme sanslari yoktu. Gerçi onlar da hakliydilar. Ali Kemal?i, Ahmet?i, Necmi?yi seyretmisler. Bugün bu bakimdan Trabzonspor?da oynamak çok kolay. Eger hedef takimi iseniz, basari için taraftar baskisi sarttir.

Bordo-Mavili formayi sirtiniza geçirmeniz kolay oldu mu ?
Ilk geldigimde 4-5 maç oynayamadim. Diger bütün maçlarda oynadim. Bir maç öncesi omzum çikmisti. Maçi tribünden izliyordum. Rakip takimin orta sahayi geçme sansi hiç yoktu. Bu nasil hirstir, bu nasil yogunluktur ? Bugün bunlari düsünmek bile bana yorgunluk veriyor. Maça çikarken, bu maçi 3?mü yapalim, 4?mü yapalim derdik. O kadar rahattik.

Trabzonspor?un Türk Futbolunda üstlendigi misyon nedir size göre ?
Trabzonspor, ezilenlerin takimidir. Istanbul takimlarina karsi gelen takimdir. Bir devrimin takimidir. Bunlari futbolu biraktiktan sonra anliyorum. O zamanlar bana basit geliyordu yaptigimiz isler. Farkinda bile degildim. Dile kolay, 10 yilda 6 kez sampiyon olmak her babayigidin harci degildir. Üstelik, her türlü imkani olan Istanbul?a karsi. Her ne kadar 20 yil sampiyonluklarina ara verdiyse de, 1974-2005 arasi böylesine basarili bir takim Avrupa?da bile yoktur.

Siz de simdi spor yazarligi yapiyorsunuz. Elestiriye bakis açiniz nedir ?
Trabzonspor ve Trabzon insani bana çok seyler verdi. Elestiriye her zaman açik oldum. Herkesin de elestiriye açik olmasini isterim. Sayet elestirilmiyorsaniz, o zaman siz yoksunuz demektir.

O zaman elde edilen basarilarin simdi yakalanamamasinin nedeni nedir size göre ?
Ilk geldigim 1979 yilinda sampiyonlugu tattim. O zaman kafamizda tek düsünce vardi, formayi alabilmek ve yenmek. Bizim için en büyük ceza oynamamakti. O yillarda oyuncu, halk birlikteligi vardi. Su an bu birliktelik yok gibi. Bu büyük bir eksikliktir. Mutlaka çözümlenmelidir. Ben, maç haftasi hep Pazartesi günlerini düsünürdüm. Çok iyi oyna derdim kendi kendime. Çünkü insanlar sana hesap soracaklar. Bu duygu futbolcuya sorumluluk verir. Trabzonspor, siradan bir Anadolu takimi degildir. Bir degerdir. Futbolcusu da bu sorumlulugu tasimasi gerekir. Sampiyonluklarimizin sirri para veya yetenek de degildi. Bu onuru yasamakti. Trabzon, futbol adina benzeri olmayan gizemli bir sehir.

Trabzonspor formasi altinda unutamadiginiz maçlar var mi ?
Almanya?da turnuvaya katildik. Boniek?li dünya üçüncüsü Polonya, Stuttgart?i 4-1 yendi. Ondan sonra bizimle oynayacaklardi. Genç takimdan 3 takviyeli arkadaslarla o Polonya?yi zor durumlara düsündük ve yendik. Hazirlik maçi da olsa bu maçin büyük anlami vardi. Daha sonra Polonya takimi Bytom takimiyla eslestik. Trabzon?da 2-1 kazandik, Polonya?daki maçi 3-0 kaybettik. 1 yil sonra da Dinamo Kiev ile islestik. Buradaki maç 1-1 bitti, deplasmanda 1-0 yenildik. O yil Dinamo Kiev Sampiyon Kulüpler Kupasi Sampiyonu oldu. 1982 yilinda Fenerbahçe, 6 yil aradan sonra bizi 4-2 yendi. O hafta kahrolmustuk. 2 hafta sonra Besiktas?la Istanbul?da oynadik. Hem de PAF takimdan aldigimiz oyuncularla. Besiktas?i 2-0 yendik. Bu maçlari asla unutamam.

Futbolu neden erken biraktiniz ?
Açikça söylemek gerekirse daha 3-5 yil futbol oynayabilirdim. Ancak, o dönemin kadrosu çok gençlesti. Benim jenerasyonumdan 3-4 kisi olsaydi devam edebilirdim. Mevcut kadro ile aramizda düsünce farkliligi olacagini hissederek futbol yasamima son noktayi koyma karari aldim. O dönemin baskani Sayin Mehmet Ali Yilmaz, bana astronomik rakam vermesine karsi "Benim sorunum para degil" dedim. Fiziksel olarak degil ama, ruhsal olarak futbol yasamimi tamamlamistim, affimi istedim. Sayin baskan da beni anlayisla karsiladi.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:46
EFSANE SENOL GÜNES konusuyor


Senol Günes

Futbola ve daha önemlisi Türk futbolunda hala kirilamayan bir rekorun sahibi olarak kalecilige adim atisiniz nasil oldu ?

1952 yilinda eski adi ile Sotka, yeni adi ile Hizirbey Mahallesinde dogdum. O zamanlar deniz kenarinda olan bir mahalleydi. Kumsalda taslarda futbol oynama basladim. O zamanlar fakir bir aile çocugu idim. Fakirlik vardi. Ancak, gönül zenginligi vardi. O yüzden sansli hissediyorum kendimi. Komsuluk iliskilerindeki güzelligi anlatmaya zaman yetmez. Çocuklugumuza gittigimizde bunlari özlüyorum. Okuldan eve geldigimde, kitaplarimizi birakir, futbol oynamaya baslardik. O zaman bunu bir magduriyet olarak görüyorduk ama, bu gün bir zenginlik olarak görüyorum. Dünya Kupasinda Brezilya ile oynadigimiz 2. maçta yani, yari final maçinda yaklasik 250 medya mensubuna - Rio sahilleri ile Karadeniz sahillerini birlestiren bir maçtir bu - dedim. Bunu, Rio sahillerinde yetisen bir çok ünlü futbolcunun dünyaya yayildigi gibi, Trabzon sahillerinde de bir çok futbolcunun yetiserek Türkiye?ye yayildigi için söyledim. Ben böyle dönemin sansli çocuguyum. Küçük yaslarimda sokak aralarinda yarim limon kabuklari toplar, ev kapilarini kale yapar, birbirimize sut atardik. Daha sonralari mahalle maçlari ile devam ettik. Bu süreçte ben, kaleciligi sevmezdim. Iyi kalecilik yaptigim için, büyükler beni kaleye koyarlardi. Bu nedenle zorunlu kaleci oldum. Benim asil oynamak istedigim mevki forvetti. Iyi de oynuyordum. Kaleci olsam gol yemeyecegim, santrfor olsam en iyisini yapip maçi veya maçlari kurtaracagim. Dedim ya, ben iyi bir hücum oyuncusu idim. Trabzonspor?da üç kaleci varsa kaleye geçmezdim. Diger oynadigim takimlarin idman maçlarinda kaleye hiç geçmedim. Kisacasi 20 sene istemeyerek kalecilik yaptim.

O dönemde gerek kisilik gerek futbol olarak örnek aldiginiz izimler var miydi ?

O dönemlerde kisiligine ve futboluna hayran oldugum Ergun Kantarci Vefa?da oynuyordu. Bu yüzden ben Vefaspor?u tutuyordum. 15 yasimda Erdogduspor?dan lisans çikarttim. Sayin Hayri Gür?ün futbolculuk yasamimda bana çok büyük katkilari olmustur. Ayrica Trabzonlu gençlere de batidaki futbol bilgisini Trabzon?daki var olan yeteneklerle bütünlestirerek katki yapmistir. Bu günkü modern futbol degerlerine de katkisi olmustur. Futbolunu görmedim ama, sakizlardan çikan resimlerden Fenerbahçeli Seref agabeye sempatim vardi. Ayrica, Senol - Birol dönemi çikti, benim adim da Senol oldugu için ona da sempati duydum. Bir gün ben de onlar gibi olacagim demeye basladim.

Ailenizin futbola ve sizin futbol oynamaniza bakis açisi nasildi ?

Üstünü basini yirtarsin diye futbol oynamama kizan babama Sebatspor?dan aldigim 50 lirayi verdim. Çanta almam gerekiyordu. Tekrar babama gittim, 25 lirasini geri istedim. Çantayi aldim. Ondan sonra babamin futbola meraki daha da artti. Ailece futbolcuyduk ancak, hiç lisans çikarmayan Ilyas agabeyim, içimizde en iyimizdi. Neden oynamadi, onu bilemiyorum.

Sampiyon kadronun hep içinde oldunuz. Basarinin sirrini en iyi siz bilirsiniz herhalde...

Futbol yasamimda Ergun agabey ve Atay agabeyden sonra Hüseyin Reis?in bende çok büyük emekleri vardir. Reis?in evladi olmadigi için beni evladi gibi görüyor, oto-kontrol yapiyordu. Amatör, profesyonel bir çok antrenörüm oldu. Hepsine sevgim, saygim vardir. Yasimin küçüklügüne ragmen, kalecilik vasfimdan dolayi emsallerimin bir adim önünde idim. Hep yasça büyüklerle birlikte oynardim. Bunun da egitimime katkisi olduguna inaniyorum. Mahalle arasi maçlarda çogu kez kavga olurdu. Ama maçtan sonra dostluklar devam ederdi. Günümüzde hiç kavga görmezsini ama, gönül kirginligi, içten pazarlik dedigimiz bir anlayisla uzaklasma olur. Ayni sey bizim ilk yillarimizda oldu. Örnegin Ali Kemal ile rahmetli Cemil idmanda kapisirlardi ama, idman bittiginde her sey biterdi. Bunu biz daha sonra Avrupa?da gördük. Avrupali iki kisi kavga eder, sonra unutup giderler. Trabzonspor?un basarisindaki nedenlerin basinda gelen bu temiz ve saf duygular olmustur. O dönemlerde futbolun güzelligi gibi aileler arasindaki güzelligi özlüyorum. Toplumsal çikarlar, bireysel çikarlara dönüstü simdi.

Kalecilik zor mevkidir, önemli sakatliklar yasadiniz mi ?

Trabzonspor?daki ilk yilimda Ilhan ve Faruk?tan sonra 3. kaleciydim. Hiç kadroya giremedim ama inanilmaz çalisiyordum öyle bir çalisma ki, çalismaktan hasta oldum. Faruk agabeyin omzu çikti. Tek kaleci ile Beykoz maçina gittiler ama beni kadroya almadilar. Ama ben hiç yilmadim, sürekli çalistim. O yilin sonunda Sebat?a gittim. 2 yil oynadim. Bütün kulüplerin pesimde olmasina karsin, tekrar Trabzonspor?a döndüm. 2 yil önce saglamken beni kadroya almayanlar 2 yil sonra beni sakat sakat oynattilar. Günümüzde futbolcular erken küsüyorlar. Eskiden bizim hayallerimiz vardi, her seye açtik. Ancak, bugünün gençliginin hayalleri yok. Çünkü her seye kavusuyorlar. Bir seye zor ulasirsaniz, onu kolay kolay kaybetmezsiniz, eger kolay ulasirsaniz degerini bilmezsiniz. Trabzonspor?a ilk geldigimde Erzurum?da kampa girdik. Nene Hatun sahasindaki bir maçta bir hava topuna çiktim. Yere düstükten sonra ayaga kalkamadim. Hatta bir ara topalladigimi fark ettim. Tedavi için Ankara?ya gittim. Doktorlar "Sen top oynayamazsin" dediler. Hayal kirikligina ugradim. Sakat olmama ragmen beni kadroya aliyorlardi. Kaleci Ilhan agabey, Alparslan ile kafa topuna çiktilar ve Ilhan agabey sakatlanarak disari çikti. Sakat sakat kaleye geçtim. Trabzonspor?da ilk yil sakatligimdan dolayi oynayamadim ama diger yillarda hep oynadim.

Geçmisin basarili kadrosu bugün yeniden yaratilabilir mi, o basarilar nasil yeniden kazanilabilir ?

Bizim dönemimizde ortada bir eser yoktu. Üretkenlik vardi. O da, özgüvenimizi artiriyordu. Ama on dönemlerde bu takim basarili oldu, sampiyon oldu diyerek yeni gelenlere ek yükler verdi. Hiç gerek yok. Bizim en büyük sikintilarimizin basinda bu geliyor. Bazen yaptigimiz basarilar bize rakip oluyor. Trabzon kenti sosyal ve ekonomik olarak geriye gitti. Biz bunu geriye döndürmek istiyoruz. Geçmisteki saf duygulari, sevgiyi, salgiyi istiyoruz. Bunun da olabilmesi için kent olarak hepimize görev düsüyor. Trabzonspor bugün havuzdan pay aliyorsa bunu geçmiste basari kazananlara borçludur. Birakin maddi olarak, manevi olarak tatmin edilmelidirler. Onlari hatirlatmak, yasatmak gerekmektedir. Trabzon kenti sanat, kültür kenti, futbol kenti ama geçmise takilip kalmamaliyiz. O kaynagi görerek gelecege isik tutmaliyiz. Dün sampiyonluklar yasadik deyip, avunamayiz. Anilara takilmak istemiyorum ama Trabzonspor?daki iki kupa disinda varim. Olmadigim iki kupada da taraftar olarak varim, degisen bir sey yok.

Belki sayisini hatirlayamayacaginiz kadar maça çiktiniz ama unutamadiginiz bir maç var mi ?

Koca tarihi olan Trabzonspor?un attigi, yedigi golü hesap etmek çok zor. Sana samimi olarak söyleyeyim, yaptigim bir çok seyi bana disaridan anlatiyorlar. Çok seyi hatirlamiyorum. Ama size Italya?daki Inter maçini anlatayim. Burada 1-0 yenmistik. Orada da iyi basladik maça. Ilk yari golsüz bitti. Inter?in kadrosu söhretli isimlerle doluydu. 50. Dakikada Dogu Alman hakem ceza alani disinda aleyhimize penalti çaldi. Maçin 85. dakikalariydi. Altobelli beni iterek, bos kaleye golü atti ve 2-0 maglup olduk. Dirsek yedim, hala izi yüzümdedir. Hakem devam dedi. Basimi yardilar, devam dedi. Cansiperane oynadigimiz maçi ne yazik ki kaybettik ve elendik.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:47
Bekir Barçin

Futbola baslamaniz ve Trabzonspor?la tanismaniz nasil oldu ?
1951 yilinda Arafilboyu Mahallesinde dogdum. Ilkokulu Tevfik Bey?de, ortaokulu ise Karma Ortaokulunda okudum. Liseye geçtigimde iki yil üst üste sinifta kalinca okuldan atildim. Okul dönemlerinde mahalle aralarinda oynuyordum. Ben ne futbolu seviyordum, ne de okulu. Ailem de futbol oynamama karsiydi. Üstüm basim, ayakkabilarim yirtilmasin diye. Çünkü fakirlik vardi. Askere gittim. Alay takimi maçlarinda sürekli oynadim. Askerden sonra Bolulu bir asker arkadasimin vasitasi ile Boluspor?a denenmeye çagirildim. Denenmeye gittim ama nafile. Daha sonra mahalle takimim Gençlerbirligi?nde denenerek takima alindim. Bu takimda sürekli oynamaya basladim. O yil Gençlerbirligi Trabzon?da sampiyon olduktan sonra Türkiye Amatör Sampiyonasina katildi ve Türkiye Amatör Sampiyonu oldu. Bana ve bir çok arkadasima transfer teklifleri gelmeye basladi. O yil son maçta PTT takimina sampiyonlugu kaybettikten sonra yeni bir olusum içerisinde olan Trabzonspor?a Barbon Ziya beni ve 5 arkadasimi Trabzonspor?a verdi.

Ilk sampiyonluk nasil geldi, neler yasadiniz ?
Trabzonspor?un bu olusumunda Barbon Ziya gibi Suat Hoca?nin Samil agabeyin, Ruhan agabeyin, Suha agabeyin ve Utku agabeyin büyük katkilari olmustur, Trabzonspor?a transfer oldugumda 2 yilligina 50 bin lira aldim, 7 bin 500 lirasi pesindi. Gerçi benim ve diger arkadaslarimin parada pulda gözümüz yoktu. Hiç vermeselerdi bile o formayi giymeye can atiyorduk. Suat Hoca geldikten sonra bizden daha yasli oyunculari tasfiye etti. Ilk yil sampiyonluga oynadik, 1 gol averaji ile sampiyonlugu Kayserispor?a kaybettik. Sonraki yil Ahmet, Turgay, Sener takviye alindi. Bu sefer Sakaryaspor ile çekistik. Sakaryaspor?a 6 puan fark atarak sampiyon olduk.

Ilk sampiyonluga ait bir aniniz var mi ?
Sakaryaspor ile Avni Aker?de oynarken, Sakaryaspor?un çok agresif olmakla birlikte Baykul adinda bir santrforu vardi. Karsilasmayi kazanmamiz için bu oyuncuyu marke etme görevi bana verildi. Bir ikili mücadelede Baykul yere düstü, ayaklarima sarildi. Ben de bogazina sarildim. Hakem ikimizi de oyundan atti. Ben görevimi yapmistim. Çikisim önemli degildi. Baykul bu maçtan sonra 3 maç oynayamadi. Ve Sakaryaspor da bu üç maçta gol atamadi. Sampiyonluk yarisinda bir hayli yol aldik. Fark 6?ya çikmisti. Bu fark ligin sonuna kadar devam etti. Baykul yere düsmeseydi, ayagima sarilmasaydi, ben de onu bogazlamasaydim belki de sampiyon olamayacaktik.

Amatör futbolculuktan sampiyon futbolcu olmaya uzanan çizginin sirri nedir ?
Amatör takimda 7 numara ile futbola basladim. 7 numara ile futbolu biraktim. Nedeni, 7 numarayi çok seviyordum. Ön libero mevkiini sevmedigim halde, futbol yasamimda hep bu mevkide oynatildim. Takim arkadaslari olarak birbirimize acayip bagliydik. Rakip oyuncudan bir hakaret gelse, tekme atilsa, hep birlikte hareket ederdik. O yillarda fazla hesap kitap yapmazdik. Sadece oynayacagimiz maçi düsünür, nasil yenecegimizin ve nasil sampiyon olacagimizin hesabini yapardik. Bir baska deyimle, bir rüzgara kapilip gittik. Ligde ilk sene acemi zamanimiz. Düsünün amatör takimdan gelmissin, Fenerbahçe, Galatasaray, Besiktas?a karsi oynuyorsun. Önceleri biraz heyecan vardi. Sonra baktik ki, bunlarin isimleri var ama futbol olarak bizden fazlalari yok, eksikleri var. Bunlar da bizim gibi insan.

Futbol yasaminizin disinda özel yasaminizda profesyonelmiydiniz ?
Bununla ilgili bir animi anlatarak cevap vereyim. Uludag?da kamptayiz. Kagit oyunu oynamayi çok severdik. Fenerbahçe, Galatasaray, Besiktas da bizimle ayni yerde kamp yapiyordu. Ben, Ali Kemal, Fenerbahçeli Cemil, Galatasaray?li Fatih ile oyun oynamak için iç içe açilan bir oda bulduk. Ilk odanin isiklarini söndürüp, ikinci odada oyun oynamaya basladik. Saat bir hayli ilerlemis olacak ki, hocamiz Sükrü Ersoy bizi aramaya baslamis. Her ne kadar tedbir aldiysak da, Sükrü Ersoy bizi buldu. Bagirmaya basladi hepimize ; "Saat 2,5 bu ne hal. Hepinizi kadro disi biraktim" dedi. Arkasini dönüp giderken, yaptigi gafi anlamis olacak ki geriye döndü. "Fatih, Cemil siz hariç" dedi. Kamp devam ederken, Fenerbahçeli Ziya Sengül?ün jübile maçi vardi. Fenerbahçe o yil çok iyi transferler yapmisti. Bizi kale bile almiyorlardi. Nasil alsinlar ki ; biz 50 bin liralik futbolcu, onlar milyonluk futbolcular. Maçi 2-0 kazandik. Fenerbahçe?li hocamiz Sükrü Ersoy havalarda. Tutamiyoruz hocamizi. Maçtan sonra Sükrü Ersoy yasam tarzimizdan hiç memnun olmadigi bizlere dönerek ; "Bundan sonra sizlere karismayacagim. Istediginizi yapin" dedi. Olmamasi lazim ama, gençligin verdigi heyecanla gece 2?ye, 3?e kadar oyun oynar, muhabbet ederdik. Ancak, sahaya çiktigimizda kuvvetli, diri olur, kolay kolay düsmezdik. Günümüzün futbolculari çok zenne yapili. Küçük bir temasta hemen kendilerini birakiyorlar veya sakatlaniyorlar. Bunun nedenini ben bilemiyorum. Belki doktorlar da bilemiyorlardir.

Taraftarlari ve sehrin size olan destegi nasildi ?
Ikinci yil ilk yarinin sonlariydi. Sampiyonluga dogru gidiyorduk. Adana?da Adanaspor?a yenildik. Bu maçtan sonra bizim idareciler Sükrü Ersoy?a bir film çevirdiler, onu çabuk çabuk gönderdiler. Hoca maçtan sonra "Istifa ediyorum" diye imza atmis. Ama bu imza bana göre saibeli. Nasil imza atmis onu bilemiyorum. Kisacasi Sükrü Ersoy?a bizimkiler iyi çalim attilar. Sükrü Ersoy?un yerine ilacimiz Suat Hoca geldi ve sampiyon olduk. Parasizliktan sampiyonluk primini dahi alamadik. Sehre döndügümüzde Vakfikebir?den Trabzon?a kadar sahil seridindeki o tabloyu ölünceye kadar unutamam. Tek kelime ile muhtesemdi.

Unutulmaz Liverpool maçinin kahramanlarindan biriydiniz. Liverpool eslesmesi bir sanssizlik miydi ?
Dünya takimi Liverpool ile degil de bir baska takimla eslesseydik, Liverpool ile final oynardik. Elenmemizi ben acemiligimize bagliyorum. Keagan?i marke görevini Suat Hoca bana vermisti. Avrupa?nin en iyi starini marke görevi, bende ekstra bir duygu uyandirmadi. Diyorum ya, hala hiçbir seyin farkinda degildik. Kapilmis bir rüzgara gidiyorduk.

O yillarin imkanlari yeterlimiydi sampiyonluk için ?
Türkiye Sampiyonu olmusuz. Milli takimda oynuyorum. Bir tane kramponum, bir tane formam var. Tek benim degil, bütün arkadaslarin da öyleydi. Hatta tozluklarimiz dahi yirtikti. Karda da ayni formayi giyiyorduk, sicakta da. En sonunda Samil agabey Avrupa?dan bir takim forma aldi da biraz rahat ettik. O dönemlerde çok yokluklar çektik. Sunu da kendi kendime sormuyor degilim. Acaba, bugünkü imkanlar o gün olsaydi, bu basarilara imza atabilir miydik, onu da bilemiyorum.

Savunmaya yönelik oynamaniza ragmen golleriniz var miydi ?
Beni Suat Hoca ileriye çikarmazdi. Ali Kemal?e, Necmi?ye, Ahmet?e, Hüseyin?e pas verip, onlarin atacagi golü zevkle izlerdim. Yasamimda sadece iki gol attim. Biri Fenerbahçe?ye. Sunu hiç unutmam, Fenerbahçe?nin kalesinde Yavuz vardi. Golden sonra Yavuz, bana dogru kostu, "Futbol yasaminda hiç gol atmadin, beni mi gördün" dedi. Trabzonspor?da 6 yil futbol oynadim. Ilk yil hariç, diger 5 yilimda direk oynadim. 28 yasimda futbolu biraktim. Gerçi buna biraktim denemez. Ali Kemal?i Fenerbahçe?ye sattiktan sonra idareciler benim de futbolu birakmami istediler. Onlara da simdi hak vermiyor degilim. Çünkü birkaç kisi takimin üzerine çikmistik. O dönemde Özkan Hoca?ya teklif yapmislardi. Özkan Hoca?nin tek sarti vardi ; bizim grubun futbolu birakmasi.

Peki, neden size Deli Bekir diyorlardi ?

Ben hirsli, inatçi bir yapiya sahibim. Marke ettigim futbolcu eger beni geçerse çildirirdim. Agresif oyunuma karsilik futbol yasamimda hiç sakatlanmadim. Bir maçta iki kere, üç kere sari kart görürdüm. Gördügüm sari kartlarin sayisini hatirlayamiyorum. Kirmizi kartlarim da sarilardan pek asagi degildi. Eger bugün oynasaydim, iki maçi üst üste çikarmam olanaksiz olurdu diye düsünüyordum. Belki bu yüzden adim Deli Bekir kaldi.

CAFER ÖZER
01.07.2005, 22:50
Cankurtaran'in elinden nasil kurtuldum?

"Ayni dönemde Galatasaray bana 750 bin lira veriyordu. Ama ben Trabzonspor?un 350 bin lirasini tercih ettim. Sunu açikça söyleyebilirim ki; bizim dönemimizin oyunculari Trabzonspor için her türlü fedakarligi yapmislardir."
Milli takim dönüsü Istanbul?da Fenerbahçe baskani Cankurtaran beni odasina çagirarak "Seni alacagim" dedi. Olay gazetede çikinca Ibrahim Cevahir, Cankurtaran?i arayarak "Orada bizim bir enigimiz var. Onu derhal yerine gönder." dedi. Cankurtaran bana "Sen git, seni çagiracagim" dedi, hala çagiracak.
Unutamadigim iki gol var. Biri 18 disindan Besiktas?a kafa ile attigim gol, digeri Izmir?deki Altay maçinda kendi kaleme attigim gol.
Trabzonspor?un bugünkü kadrosunu o bizim dönemimizdeki gibi olusum içerisinde oldugunu görüyorum. Kadro gençlesti. Uyumlari iyi. Savasiyorlar, yardimlasiyorlar. Bu yönleri ile efsane olan takimimizi ahttp://www.karadenizgazete.com/gazete/2005/Haziran/16/today/kadir.jpgndiriyorlar.
Futbola nasil basladiniz ve nasil Trabzonspor?lu oldunuz ?
Akçaabat Orta Mahallede dogdum. Sporcu bir ailenin çocuguyum. Büyük agabeyim Arif Özcan yillarca Sebat?ta oynadi, kaptanligini yapti. Diger agabeyim Ali Kemal Sebat ve Trabzonspor?da oynadi. Her Trabzonlu çocuk gibi futbola ben de mahalle aralarinda oynayarak basladim. Hemen belirteyim Trabzon futbolun besigidir. Trabzon?da yetisen futbolcu Türkiye?nin hiçbir yerinde yetismiyor. Bu da bize her halde Allah?in bir lütfudur. Mahalle aralarindan sonra ilk lisanimi Tütünspor?dan çikarttim. Ailem, bilhassa babam, benim futbol oynamama gösterdigi hosgörüyü agabeylerime gösterse idiler, onlar benden daha iyi yerlerde olabilirlerdi. 11-12 yaslarinda futbolu o kadar sevdaliydim ki, yine agabeylerimin malzemelerini tasiyarak, ne zaman ben de onlar gibi futbolcu olacagim derdim. 15 yaslarindaydim. Süngerden bir topum vardi. Odama kapanip, duvarlarla paslasarak kafa çalisirdim. O yasimda Fenerbahçeli Ercan?a benzemek için çok çalisiyordum. O yillarda Trabzonspor yoktu tabi. Tütünspor, 24 Subat derken çocuk yas diyebilecegim bir yasta Akçaabat Sebatspor?lu oldum. Ve o dönem çok iyi bir kadromuz vardi. Sampiyonlugu son maçta Gaziantepspor?a averajla kaptirmistik. Bu basarili sezondan sonra bana Giresunspor ve Samsunspor talip oldu. Samsun baskani Saglamer, çok iyi para vermesine karsin baskanimiz Kazim Kolotoglu karsi çikarak "Bir yere gidemezsin. Seni Trabzonspor?a verecegim" dedi ve verdi. Diger takimlarin astronomik rakamlari, 1. Ligde oynamalari, Trabzonspor sevdamizdan üstün gelemedi. Senol Günes ile birlikte Trabzonspor?a geçtik.
Öze dönüs projesinden gelerek nasil efsane kadronun parçasi oldunuz ?
Parasal zorluktan mi veya baska düsüncelerden mi onu bilemem ama Ahmet Suat Hoca öze dönüsün öncülügünü yapip, Anadolu?da futbol ihtilalini gerçeklestiren kadroyu teskil eden isimlerin basinda gelir. Belki bugün ayni uygulama yapilsa o günkü basari gelir mi onu da bilemem. Bizim o dönemden sonra Trabzonspor sampiyon olamadi. Buna çok üzülüyorum. Bugünkü kadro bir an önce sampiyonlugu tekrar Trabzon?a getirse de efsaneligi onlara biraksak diyorum. Efsane futbolcular olarak tüm kalbimizle bunu istiyoruz.
Dönemin imkanlari yetersizken nasil basarili oldunuz ?
Sahillerde kostuk, karayollari alti dedigimiz toprak sahada ve Yavuz Selim sahasinda çalistik. Bazen de bazi bölgeleri yer yer çim olan Avni Aker?de çalistik. Para yok, imkanlar böylesine kisitli. Trabzonspor aski, istegimiz, arzumuz, hirsimiz, inadimiz Anadolu?nun ve Trabzon?un özlemi olan sampiyonlugu Trabzon?a tasidik. Bu düzenin yikilisini kisaca böyle özetleyebilirim. O hirs ve inanç hala içimde. Bana öyle geliyor ki, bugün de olsa ayni seyleri yapabilirim.
Iyi bir futbolcuydunuz ama iyi para kazandiniz mi futboldan ?
Trabzonspor?a ilk geçisimde transfer bedeli olarak bir araba verdiler bana. Arabanin fiyati 67 bin lira idi. Bundan sonraki dönemde Kancalar sitesinden bir daire aldim. Trabzonspor?dan aldigim en yüksek bedeller bunlar oldu. Ayni dönemde Galatasaray bana 750 bin lira veriyordu. Ama ben Trabzonspor?un 350 bin lirasini tercih ettim. Sunu açikça söyleyebilirim ki; bizim dönemimizin oyunculari Trabzonspor için her türlü fedakarligi yapmislardir.
Bir dönem az daha Fenerabahçe?li oluyordunuz. Nasil gelisti bu olay ?
Ümit Milli takim ile Bulgaristan?a gittik. Senol ile ikimiz. Hocamiz Dogan Andaç idi. kampta beni çagirdi. Yanina gittim, ne göreyim ? O Hayranlik duydugum Fenerbahçeli Ercan agabey karsimda idi. "Seninle görüselim" dedi, "Olur" dedim. "Maçlar bittikten sonra seni Fenerbahçe?ye alacagiz" dedi. Bir sey diyemedim. Maçlardan sonra Istanbul?a döndügümüzde Ercan agabey havaalanindan beni aldi, Fenerbahçe Baskani Emin Cankurtaran?in odasina götürdü. Baskan "Seni alacagim" dedi. "Benim mukavelem var. Kulübümün bu olaydan haberi yok. Beni birakin gideyim" dedim. Gazeteler olayi yazmaya basladi ki, iyice rahatsiz olmaya basladim. Yönetici olmamakla birlikte, Trabzonspor?un her seyi olan Ibrahim Cevahir kaçirilma olayimi duymus ve Emin Cankurtaran?i arayarak, "Emin orada bizim bir enigimiz var. Onu derhal yerine gönder." demis. Bunun üzerine Cankurtaran beni çagirdi ve biletimle biraz da para vererek, "Kadir sen git, sonra seni çagiracagim" dedi. Ve hala çagiriyor.
Örnek aldiginiz futbolcular kimlerdi ?
Trabzonspor?da benim hayran oldugum, onun gibi futbolcu olabilsem dedigim Sevki agabey vardi, Necmi agabey vardi. Önceden dedigim gibi Türkiye?de ise Fenerbahçeli Ercan?i örnek aliyordum. Ben futbolculugumda çok hirsli, inançli bir yapim vardi. Ayin duygularimi hocaligimda da tasiyordum. Olur veya olmaz, onu bilemem ama, benim gönlümde bu ates hala yaniyor. Bir gün gelecek, formasini gururla tasidigim takimima hoca olacagim.
Bugünkü kadroyu nasil buluyorsunuz ?
Trabzonspor?un bugünkü kadrosunu o bizim dönemimizdeki gibi olusum içerisinde oldugunu görüyorum. Kadro gençlesti. Trabzonlu oyuncularin sayisinin fazlalastigini görüyorum. Uyumlari iyi. Savasiyorlar, yardimlasiyorlar. Bu yönleri ile efsane olan takimimizi andiriyorlar.
Unutamadiginiz goller var mi ?
Trabzon?da bir kupa maçi. Besiktas ile oynuyoruz. Rahmetli Cemil her zaman oldugu gibi soldan bir top kullandi. Bu mükemmel ortaya 18 disindan Necmi Agabeyvari mükemmel vurdum. Top 90?a takildi. Attigim bu gole ben de sasirmistim nasil attim diye. O golü asla unutamam. Bir de Altay ile Avni Aker?de oynuyoruz. Çamurlu bir saha. Rakipten bir yan top atisi. Topa yükseldim. Kornere atmak için. Topa nasil vurduysam, kendi kaleme enfes bir gol attim. Golden sonra Altay?li Erol yanima gelerek "Sagol Kadir. Sen olmasan biz Trabzonspor?a nasil gol atabilirdik" dedi.
Ve bir ani ile sohbetimizi noktalayalim mi ?
Izmir?de Göztepe ile oynuyoruz. Mehmet Cemil her zaman oldugu gibi kafasini yere dikmis, kimseye pas vermiyor. Hirsimdan olacak, Ahmet Suat Hoca?ya "Cemil agabeyin yaptiklarini görmüyor musun alsana disari" diye bana göre yarim sesle bagirdim. Çok geçmeden Cemil Agabey disari alindi. Sahanin diger ucundan disari çikarken, "Bogacagim seni" dedi. Ancak, Suat Hoca kim olursa olsun, kendi bildiginden sasmazdi. Benim ikazimdan Cemil agabeyi disari aldigina inanmam. Sahada hirsimizdan birbirimizle bayagi atisirdik. Hata istemezdik. Bu atismalar bazen kirici dereceye varirdi. Ama maç bitiminde her sey unutulur, diger maçin hesabini yapardik. Trabzonspor?un yenilmezligi, basarili dönemlerinin en büyük sirri da bundan geliyor. Bu ortami simdiki kadro sayet yakalayabilirse, sampiyonluk yakindir diyebilirim. Sunu da eklemek istiyorum; bizim dönemimizin kadrosu eger bugün olsa idi, bize para yetistiremezlerdi.

#10 Fietra
01.07.2005, 22:52
Burdan kitap çikarsmileys/smiley36.gif

halil ibo
02.07.2005, 12:51
Ortak noktayi görebiliyormusunuz Sevgili kardeslerim.Para degil Trabzonsporluluk ön planda ya bugün ?

CAFER ÖZER
02.07.2005, 12:58
Hüsnü Özkara

Futbolla nasil tanistiniz, futbola olan tutkunuz nasil basladi ?
1955 Trabzon dogumluyum. Dogup gözümü açtim, kendimi Idmanocagi kulübünün bahçesinde buldum. Evimiz Idmanocagi kulübünün tam karsisindaydi. Daha sonra Trabzonspor Kulübü olan Ziya Bey?in bahçesinde dogdum diyebilirim. Kendimi bildim bileli futbol topunun pesinde kosuyorum yani. 1962 yilinda o sahada Idmanocagi takimi gece idman yapardi. Rahmetli Sebahattin agabey vardi. Babam beni 5 yasimdayken rahmetli Sebahattin agabeyin yaptigi idmanlara götürürdü. Bibil agaçlarinin dibinde oturup, onlarin antrenmanlarini izlerdim. Idmanocagi kulübünün bahçesinde Deli Ismet?ler, Zihni agabeyler, Barbon Ziyalar, Ali Özbak?lar beni begenip Idmanocagi?na yazdirdilar.

O dönemde yasadiginiz imkansizliklar nelerdi ?
Mika toptan futbol topuna geçmek bizim için bir ayricalikti. Bir arkadasimizin babasi Almanya?dan top getirmisti. O topla oynamak için o arkadasimizi yillarca bizim takimda oynattik. Topunu aldigimiz çocuk futboldan anlamazdi ama mecburen oynatiyorduk. Zaman zaman Trabzonspor ziya bey sahasinda antrenman yapardi. Okulun bahçesine top kaçtigi zaman da çocukluk arkadasim Sadi Tekelioglu ile Trabzonspor?un toplarini yürütürdük. O toplar bizim için çok önemliydi çünkü. Karma ortaokulunun kapisi vardi. O kapida biri kaleye geçer, biri orta yapar, biz de kafa vururduk. Yüksek toplardaki etkinligimiz de oradan baslamis galiba. Bir de, elimize birer atlet geçirir, tenekeye su koyar, boya alip forma yapardik. Alper Boguslu?nun babasi Mustafa Boguslu?ya yalvarip arkasina numara yazdirirdik. Simdiki gibi forma bulma sansimiz yoktu tabi o zaman.

Bir takim çatisi altida futbola devam etmeniz nasil oldu ?
1971-1972 yilinda Trabzonspor genç takimina basladim. Teknik direktörümüz Ahmet Suat Özyazici idi. Karadeniz bölgesi sampiyonu olduk. Ankara?da da sampiyon olduk ve Türkiye sampiyonlugu için Konya?ya gittik. Finalde Denizlispor?a kaybettik ama o sene beni Genç Milli takima seçtiler. Ben, gündüz futbol oynar, gece basketbol antrenmanina katiliyordum. Lisansli olarak basketbol da oynardim. Bunun da büyük faydasini gördüm ve siçrama özelligim artti. Belki de bu sayede gizli yetenegimiz ortaya çikti.

Trabzonspor?da oynamak sizin için ne anlam ifade ediyordu o dönemde ?
Trazonspor?da oynamak, hatta antrenmana çikmak bizim için ibadet gibi bir seydi. Varimiz yogumuz o formayi giyebilmek, antrenmana çikabilmekti. Genç takimdan A takima 5 arkadasimla birlikte alinmistik. Faruk Özak da bizden büyüktü ama takimda oynuyordu hala. Onlardan büyük destek gördük. Genç takimda oynayan daha sonraki oyunculara da ön ayak olmustuk. Bizden sonra onlar olaya daha siki sarilmaya basladilar.

Ilk olarak ne kadar para aldiniz Trabzonspor?dan ?
Biz Trabzonspor?da hiç para konusmadik ama amatör olarak aldigim ilk para 9 bin liraydi. Bir sene sonra 1975 yilinda iki yil için 75 bin lira karsiliginda profesyonel olmustum. 1975 yilinda Trabzonspor?da profesyonellige davet edilmem mutlu etmisti beni. O yil Yildiz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisligini kazanmistim. Tercih yapmak durumunda kaldigimda düsünmeden futbolu ve profesyonelligi tercih ettim.

Futbolcu olmayi çok mu istemistiniz ?
Ben futbolcu olmak için çok çalistim. Trabzonspor?a geldigimde takimda 35 kisi vardi. Su anda Fatih Tekke?nin kayinpederi olan Aziz, defansin yedegi olarak tribündeydi, ben de tribündeki Aziz?in bile yedegiydim. Ama ben bu takimda oynamak için çok çalistim. Hep derdim ki ; ?Bana o 4 numarali formayi vermeyin, verirseniz 10 sene bu formayi kimseye vermem?. Öyle de oldu zaten. Ben bunu tamamen çok çalismaya bagliyorum. Hocalarim ve agabeylerimin katkisini da unutamam. Rahmetli Cemil ve Ilyas Akçay antrenmandan sonra bana uzun top atmayi ögretirdi. Ama isin özü çalismak, çalismak, çalismakti.

Ligdeki 2. yilinizda sampiyon oldunuz. Nasil gerçeklesti bu ?
Ilk yil 9. oldu Trabzonspor. Sükrü Ersoy?un Trabzonspor?da teknik direktör olmasiyla bir Rusya kampimiz vardir. Dinamo Moskova, Schakter Donetsk ve Dinamo Tiflis takimlariyla oynadik. Istanbul?a döndügümüzde TSYD kupasini da aldik. Türkiye?de Trabzonspor?un da gündeme oturacagi sinyali o zaman verilmisti. Tabi oynadigimiz futbol çok önemliydi. Su anda dünyada 4?lü defans sisteminin oynandigi ve çok tuttugu düsünülürse ; biz 1975 yilinda Ahmet Suat Hocamizin Senol, Turgay, Necati, Kadir, Cemil ile baslattigi 4-3-3 düzeniyle sampiyonluga imza atti. Defansin önünde ben ve Bekir agabey asker görevi yapar, Serdar topu kullanirdi. Biz 20-21 yasindaydik. Dev bir kadronun içinde olmak, Ali Kemal ve Kadir agabeylerin yaninda dolasmak bile bizim için büyük mutluluktu. Gittigimiz yerlerde büyük ilgi görüyorduk. Trabzon için mücadele ettik ve Türkiye?de Trabzonspor sevgisi olusturduk. 28 yasimda diger takimlar büyük paralar teklif ettiginde ancak futbolun para oldugunu kesfettik. Yoksa biz asla Trabzonspor?da oynarken parayi düsünmedik. Sadece Trabzon?un ismini duyurmak için cansiperane mücadele ettik.

Basarinin sirlarini anlatmanizi istesek neler söylersiniz ?
Aile, arkadaslik, kardeslik ortami vardi. Birlik, beraberlik ve formaya sahip çikma düsüncesi agir basiyordu. Zaman degisti simdi tabi. O günün sartlarinda mükemmel bir kadro bir araya gelmisti. PTT?ye 1-0 yenildikten sonra Istanbul?un eskimis oyuncularini terk edip Trabzon?un kendi öz evlatlarina dönülmesi forma askini ortaya çikardi. Birliktelik sonucu sahada korkunç bir mücadele vardi. Kaleci Senol?un kale diregine yaslanip maç seyrettigini, ancak geri paslarimizda topa dokunabildigini iyi hatirlarim. O nedenle bu iyi ekibin, birbirini tamamlayan oyuncu kitlesinin bir arada olmasi bir sansti.

Bugünkü sartlar o gün sizin elinizde olsaydi daha farkli olur muydu ?
O günün sartlarinda bugünün imkanlarini yakalayabilseydik, Galatasaray?in 2000?li yillarda Avrupa?da yaptigi basarilari biz 1975 yilinda çok rahat yapabilirdik. Çünkü o düzeyde oyuncular vardi. Ali Kemal gibi bir oyuncu, Necati, Kadir gibi tandem oynayan bir ikili Türkiye?ye daha gelmedi. Simdi Song ile Tomas diyorlar. Necati?yle Kadir?i görseler bunlarin isminden bile bahsedilmez. Birbirini tamamlayan, birbirinden iyi anlayan, baslarinda Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazici gibi iki deneyimli teknik adamin olmasi da sansti. Sahaya çikan bütün oyuncularin Trabzon adini ön plana çikarma sevdalariydi bu. Trabzon?un sanayisi yok, fabrikasi yok. Tek sevdamiz futboldu. Ancak futbolla kendi adini duyurabilirdi Trabzon, o özveriyi de futbolcular gösterdi.

O yillarda unutamadiginiz maç hangisiydi ?
Istanbul?da oynadigimiz Fenerbahçe vardi. Fenerbahçe bizi 7 sene yenememisti. 1981 yili ve çamur bir sahaydi. 1-0 magluptuk. Ilker Yasin televizyondan maçi anlatiyordu. Maç bitmek üzereydi. O sirada televizyonda Ilker Yasin ?Evet sayin seyirciler, nihayet Fenerbahçe 7 sene sonra Trabzonspor?u yendi? tabirini kullanmis. O sirada ben de Mustafa?nin pasiyla depari attim. O çamur sahada 100 metre depar attim. Mustafa?nin kestigi topa vurarak 90?dan gol yaptim ve yine ayni Ilker Yasin ?Yine yenemedi Fenerbahçe Trabzon?u sayin seyirciler? diye anonsu degistirmisti. Bunu unutamam. Bir de yine Fenerbahçe?yle sampiyonlukta çekistigimiz yillardi. Maalesef sampiyonlugu kaptirmistik. Son maç Istanbul?da Fenerbahçe?yleydi. Kupayi getirmislerdi sahaya. Biz futbolcular toplanip, Fenerbahçe?ye bu kupayi aldirtmayacagimiza ant içtik ve yendik Fenerbahçe?yi. Onlar da maçtan sonra kupayi almadan soyunma odasina gitmisti.

Trabzonspor?da hangi kupalari, hangi sampiyonluklari kazandiniz ?
Trabzonspor?da 10 yil oynadim. 5 kez sampiyonlugum var. 2 kez Türkiye kupasi, 2 Basbakanlik, 5 de Cumhurbaskanligi kupasi almanin mutlulugunu yasadim. Ayrica en büyük mutlulugum da sudur ; 1982 yilinda ayagim kirik olmasina ragmen, o yilin rakamlariyla Trabzonspor?a 22,5 milyon lira para kazandirmamdir. O sene Trabzonspor en çok parayi bana veriyordu. 1 milyonu pesin 4 milyon teklif etmislerdi. O gün kirilmis, üzülmüstüm ama simdi geriye dönüp baktigimda Trabzonspor?un beni sattigi parayla Mehmet Ali Yilmaz tesislerinin arsasini almis olmasi ve üzerine bir eser yapilmasi beni son derece gururlandiriyor.

Nasil olmustu o transfer ?
O zaman Mustafa Günaydin baskan, Eyüp Asik idareciydi. Trabzonspor Iskender ile bana 4 milyon lira veriyordu. Ben çok gündem olusturmustum. Ayagim da kirikti ama. Özkan Sümer Galatasaray?da teknik direktördü. Fenerbahçe?de Ali Sen, Besiktas?ta Süleyman Seba baskandi. Onlarin disinda Ankaragücü de talip oldu bana. Ankaragücü Trabzon?a gelip yönetimle pazarlik yapti ve benim için 22,5 milyon lira önerdi. Ben gitmek istememistim. ?Bana bir ev alin kalirim? demistim. Trabzonspor?un ekonomik olarak çikmazda oldugu dönemdi. Ya Iskender?i ya beni satacaklardi. Ankaragücü Iskender?i de istemisti ama önce beni sattilar. Eyüp Asik o zaman ?Hüsnü?yü bir tek sartla satarim -simdiki Mehmet Ali Yilmaz tesislerinin üzerinde bulundugu- arsayi alirsak? demisti. Öylece maddi katki saglayarak satilmis olduk. Mehmet Ali Yilmaz 1 yil sonra baskan olunca beni geriye almak istedi ancak Ankaragücü 50 milyon lira isteyince transfer gerçeklesmedi.

Unutamadiginiz gollerden birini anlatir misiniz bize ?
Bursaspor ile disarida oynadigimiz bir maç vardi. Ben defans oyuncusu olarak yüksek toplarda etkili, seri, çabuk, dayanikliligi iyi olan bir oyuncuydum. Süratle ileri gidip geri gelebiliyordum. Bir Bursaspor ataginda hava topuna yükselip kafayla topu uzaklastirdim. Top ataga çikti. Ben de ileri çiktim. O sirada top 18?in sag çapraz kösesine dogru açildi, ben de vurdum topa sol köseden agalara takildi. Herkes dedik ki ; ?Golü kim atti ??. ?Hüsnü atti? diyenlere itiraz etmisler ; ?Nasil olur ? Az önceki atakta topu defanstan çikardi. Hüsnü nasil atar golü? demisler.

Lakabiniz var miydi ?
Yüksek toplarda etkili oldugum için bana bir dönem ?Uçan adam? demislerdi. 7-8 gol attigim sene 1-0 kazaniyorduk maçlari benim attigim gollerle. O zaman da adimi ?Hüsnü Mübarek? de koymuslardi. Genelde sert oynadigim için de ?Kasap Hüsnü? de dedikleri olmustu.

Gençlere o dönemde yeterli sans veriliyor muydu ?
Sampiyon oldugumuz ilk yil daha gençtik tabii. Serdar Bali ile yedek kulübesindeydik. Takim resmi çekilirken, biz genç oldugumuz için herhalde bizi unutmuslardi. Serdar bana ?Biz bir gün orada olacagiz, ama bu kulübede kimse olmayacak? demisti. Ertesi yil sampiyon oldugumuzda biz ordaydik ve kulübede hiç kimseyi oturtmadik. O resimde herkes vardi.

Simdiki Trabzonspor için mesajlariniz ne olacak ?
Istanbul?la savasmanin tek yolu geçmis yillarda olusan birlik ve beraberlikle, maddiyati düsünmeden, kisisel menfaatleri bir tarafa birakarak Trabzonspor?un çatisi altinda toplanmaktan geçiyor. Geçtigimiz yil oynanan Fenerbahçe maçinda sampiyonlugumuzun elimizden nasil alindigini Türkiye gördü. O nedenle artik birik beraberlik günüdür. Herkes bu takima ölene kadar, sonuna kadar destek versin, zira baska türlü sampiyon olmamiz mümkün degil.

Teknik adam olarak hedeflerinizle söylesimize nokta koyabilir miyiz ?
Veda ederken sunu söylemek istiyorum ; Istanbul?da oldugum için yazi dizisini genelde internetten okuyorum. Agabeylerimin, arkadaslarimin, kardeslerimin anilarini ve yasadiklarini Karadeniz Gazetesinden okuyorum sürekli. Çok büyük tarihi zaferlerle dolu anilar var satirlarin aralarinda. Bu büyük hizmetiniz için sizlere sonsuz tesekkürler ediyorum. Hedeflerime gelince ; En büyük ideallerimden biri Trabzonspor?a geri dönmek. 15 yildir teknik adam olarak çalisiyorum. Dogdugum, doydugum, adimi Türk Futboluna yazdirdigim takima her kademede hizmet etmek en büyük arzum. Insallah bir gün bunu da basaracagim.

zanoylu
02.07.2005, 14:42
Eziklerin hepsi yakinda batacak

seyyahali
02.07.2005, 14:57
bu ruh oldukça ne istanbul bizanslari nede avrupa takimlari karsimizda durmayacak

Sacit
02.07.2005, 15:18
ansiklopedileri doldurur bu bilgiler eziklerde okur,bilgi sahibi olur smileys/smiley4.gif

CAFER ÖZER
04.07.2005, 08:50
Güngör Sahinkaya

Futbol ile ilk tanismaniz ve ilk futbol yillarinizi bize anlatir misiniz ?
6 Aralik 1956 yilinda Trabzon?da dogdum. Çocuklugum Çarsi Mahallesinde geçti. 1971 yilinda yani 15 yasimda futbola basladim. Ailemde çok futbolcu vardi. En büyük agabeyim de, kardeslerimde futbol oynuyordu. Onlari görerek, izleyerek ve o hevesle basladim ben de futbola. Ilk zamanlar genelde banim futbol oynamama karsi bir isteksizlik oldu. Ailem ve büyüklerim mutlaka okulunu oku, ögrenimini sürdür diye direttiler ama mahalle aralarina giderek, ki simdi o arka sokaklar kalmadi, oralara hep binalar yapildi, ben oralarda futbol hevesimi sürdürdüm. Zaman zaman ailemden, büyüklerimden habersiz, gizlice futbol oynamaya devam ettim. Aslinda ben ailenin refah dönemine geldim. Çok zorluk çektim dersem yanlis söylemis olurum. Tabii ki, okul nedeniyle ailemden futbola daha az zaman ayir seklinde telkinler oldu. Ama ben yine de gizli gizli futbol oynamaya devam ettim. Bu anlamda küçük yaslarda bir sikintim oldu. Ama diger yönlerden sansliydim yani. Agabeylerimin hiçbir zaman bana futbol oyna, futbolcu ol diye bir telkinleri olmamistir. Beni futbol oynamam yönünde kimse zorlamadi.

Bir takim çatisi altinda futbol oynamaniz nasil gerçeklesti ?
Ben futbola Sehir kulübünde basladim. O zaman Mustafa hoca çalistiriyordu takimi. Babam da oraya sik sik ugruyordu. Ben Mustafa Hocanin sayesinde futbola basladim. O yaslarda kendime hiçbir büyük futbolcuyu örnek almadim. Sadece agabeylerimi izler, onlarin oynadigi futbola bakar kendimi gelistirmeye çalisirdim. O yillarda, yani 1971 yilinda ilk kez Türkiye?de bölge bölge genç takimlar kuruldu. Bizim de Karadeniz Bölgesinde kurulan bir genç takim vardi. Ben de iste o genç takima yazildim. Orada bir süre futboluma devam ettim. Ardindan, yani 4-5 ay sonra Ahmet Suat Özyazici ile futbola basladim. Suat Hoca ayni zamanda Benim ilk resmi hocamdir.

O zamanlarda A takima yükselmek daha mi kolaydi, sizin bu süreciniz nasil gelisti ?
15 yasimdaydim. O zamanki genç takimda, bugünkü Trabzon lisesi müdürü Ömer Eyüpoglu, Ertugrul Çinar ve Recep gibi arkadaslarimiz vardi. 1 yil sonra Ahmet Suat Hoca A takim hocasi oldu, ben de o yil A takima yükseldim. 17 yasina girmeden A takima yükselmistim. Bu önemli bir olaydi o zamanlar. Hatta 16 yasimda A takima yükseldikten 6-7 ay sonra profesyonellige imza attim. Tabii, o zamanlar profesyonel olmaya mecburduk. Prosedür öyleydi. Genç takimdan ilk olarak Trabzonspor?a Engin Çinar ve ben çiktim. Daha sonra da Hüsnü Özkara ile Sadi Tekelioglu çikti. Tam hatirlayamiyorum ama sanirim 750 liraya ayliga imza atmistim. Büyüklerimiz öyle taktir etmisti daha dogrusu. O zaman tabii ki bizim pazarlik sansimiz da düsüncemiz de yoktu. Ne verirlerse onu alirdik. Ben de büyüklerim de, bizden sonra gelenler de ayniydi. Yalniz benim bir özelligim vardi, Trabzonspor?un un genç takimindan, alt yapidan gelip, uzun yillar oynayan ve sampiyonluk yasayan tek oyuncu da benim.

Trabzonspor formasiyla çiktiginiz ilk maçi hatirliyor musunuz ?
Ilk maçim, Trabzonspor 2. ligdeyken Sakarya?da Sakaryaspor?a karsi oynadigimiz maçti. Çok heyecanlandim. Bu heyecanimi tarif etmek için kelime bulmam zor tabii. Çünkü Trabzonspor formasini giymek demek, dünyanin en önemli seyi gibi gelirdi bana. Kelimelerle ifade edemem bunu. O karsilasmada ilk on birde yoktum. Ilk yari tamamlandiktan sonra devre arasinda oyuna girmem için talimat aldim. Sahaya çikmak için hazirlandi. Sahaya girerken gazeteciler resmimi çekmek istediler, elim ayagim titredi. Aslina bakarsaniz, su anda bile anlatirken o duygulari yasiyorum. Bacaklarim sanki gövdemden ayrilmisti. Maçin ikinci devresi baslayincaya kadar ben bile oynayacagima inanamamistim. Ancak, oyuna girdikten ve birkaç dakika geçtikten sonra heyecanimi yendim ve o karsilasmada çok iyi bir futbol sergiledim. Dogrusunu söylemek gerekirse maçi nasil tamamladigimi hatirlayamiyorum. Maçin kaç kaç bittigini bile sorsaniz hatirlayamam simdi.

Ilk maçi böyle atlattiniz ama kariyerinizde unutamadiginiz bir çok maç vardir her halde?
Elbette unutamadigim bir çok maç var. Bu maçlar içinde bir çok da anim var Trabzonspor formasi altinda. Saniyorum 1983 yiliydi. En son sampiyon oldugumuz yildi. Besiktas?i 2-0 yendigimiz maçti. Ilginçtir, ben o maçta kalecilik yapmistim. Kalecimiz Senol agabeydi ama maç sirasinda sakatlanmisti. Mecburen oyundan çikmak zorunda kaldi. Yedek kalecimiz Alper de sakatlandi. Oyuncu degistirme haklarimizi da kullanmistik. Zor durumdaydik. Herkes tedirgindi. Ben bu durumlarda çok sakinimdir. Sogukkanliligimi korudum. Kaleci eldivenleri rahmetli Hayrettin agabeyin elindeydi. Kaleye geçmek istedigimi söyleyip Hayri agabeyden eldivenleri aldim. Kaleye geçtim. Kimse de bana kaleye geç demedi. 10 dakika kalecilik yaptim. Gol de yemedim. Hayatimda Trabzonspor formasi altinda yasadigim en ilginç anilarimdan biridir o karsilasma.

Peki attiginiz ilk golü hatirliyor musunuz ?
Ilk golümü Antalya?da Antalyaspor?a atmistim. Yaklasik 30-35 metreden bir golüm var Antalyaspor?a. Antalyaspor?lu Alptekin, bizim kullandigimiz bir korner atisini kafa ile uzaklastirdi. Topun gelisine ben bir vole vurdum ve top agalara takildi. Müthis bir gol olmustu. Ama topu kafayla uzaklastiran Alptekin topu aldi, aut atisi kullanmak için kale sahasina dikti. Herkes ona Aut degil gol oldu dedi. O inanmakta biraz zorlandi ama hakeme bakinca gerçegi anladi. Bu golü ve gol sonrasini bütün Türkiye günlerce konusmustu.

Basarinizin sirlarini bizimle paylasin desek neler anlatirsiniz ?
Bu basaririn sirri bir çogumuzun mahalle aralarinda futbol oynayarak futbola sevdalanmamizdir bence. Mahalle aralarinda oynanan futbol ve oralarda alinan ilk egitim çok önemliydi. Simdi Trabzon?da mahalle aralari diye bir sey kalmadi. Futbol oynayan çocuk sayisi anormal derecede fazlaydi o zaman. Epeyi zamandir bu gelenek, ve maçlar bitti. O dönemde tek amaç sadece ve sadece Trabzonspor formasini giymekti. Bu, Trabzon?da yasayan herkese bir heyecan veriyordu. Trabzon?un hamurundan midir bilemem, futbola ilgi her zaman fazla olmustur. Trabzonspor formasini giymek bir idol, erisilmez bir hedefti bizim için. Tabii basarinin en önemli etkenlerinden biri de arkadaslik, dostluktu. Herkes birbirini zaten eskiden de tanirdi. Mahalle arkadaslarimla, mahalle aralarinda futbol oynadigim çocukluk arkadaslarimla ben, Trabzonspor formasini da birlikte giydik. Takim ve kadro olarak bir bütün gibiydik. Aramizda yas farki olmasina ragmen, oynamayan arkadasimiz bizden büyük olsa da hiç bir zaman arkadasina veya hocasina karsi bir darginlik, küskünlük içinde olmazdi. O arkadasliklar bir daha bir araya gelmez. Hoca olarak da Suat Hoca oyuncularini hiç bir zaman sikmamistir. Kisacasi, kimse sorumlulugunun disina çikmamistir.

Trabzonspor?dan yeteri kadar para kazandiniz mi, size gelen teklifler oldu mu ?
Parasal olay her seyi oldugu gibi bugün futbolu da mahvetti. O dönemde Galatasaray iki kere beni görüsmeye çagirdi. Emin olun, her gidisimde nezaket icabi Besiktas ile de görüstüm. Ama hiç bir zaman aklimdan Trabzonspor?dan ayrilmak gelmedi. Trabzonspor?u birakmak aklimin ucundan bile geçmiyordu. Iki misli, üç misli paralar teklif edildi bana, hiç düsünmedim ve hayir yanitini verdim.

Trabzonspor?un 6 sampiyonlugunda da varsiniz. En anlamli olani hangisiydi ?
Evet, takimimin 6 sampiyonlugunda da katkim vardi ve o sevinci tam 6 kez yasaminin gururunu hala hissediyorum. Ancak, 6 sampiyonluk içinde halkla bütünlestigimiz, en önemli sampiyonlugumuz, ilk sampiyonlugumuzdur. Belki de ilkler unutulmuyor ondandir. Ancak, sunu eklemeden geçemeyecegim, Hocalarimizin da hakkini yememek lazim. Trabzonspor dörtlü savunma yapan ve bunu da çok iyi uygulayan ilk takimdi. Bugün bile bazi takimlar bu sistemin üstesinden gelemiyor. Tabii, çok iyi bir de kadromuz vardi. Aslina bakarsaniz, oynamayan ikinci kadro bile o zamanlar bence sampiyon olurdu. Dogrusunu söylemek gerekirse, o takimin sampiyon olacagi önceden belliydi. Ve maalesef, üzülerek söylüyorum, Trabzonspor?un sampiyon kadrolari bir daha bence bir araya gelemez. Sampiyon olan her kadro ayri ayri müthis takimlardi. 1983-1984 yilindaki kadro bana göre Sampiyonlar Ligine katilsa Avrupa?da en iyi dereceyi yapardi.

Ama Avrupa Kupasi maçlarinda da basarili bir takimdiniz siz degil mi ?
Tabii ki Avrupa Kupalarinda da basariliydik. Ancak o dönemde Avrupa takimlari ile Türk takimlari arasinda büyük farklar vardi. Mesela Dinamo Kiev ile oynadigimiz maçlar çok zorlu geçmisti. Avrupa?nin en pahali futbolculari ile karsilastik. Bu düsünceyle Avrupa Kupalarinda ilk oynadigimiz maçlarda çok farkli maglubiyetler alacagimiz söylenmisti. Böyle bir inanç vardi genelde. Oysa biz, hepsini yanilttik. Liverpool maçlari da Trabzonspor tarihinin önemli maçlarindan biridir. Liverpool?daki maçi 3-0 kaybetmistik. Ama o takim dünyanin en büyük takimiydi o yil. Ona ragmen çok iyi bir futbol sergiledigimizi söyleyebilirim. Hem yerli, hem yabanci gözlemciler tarafindan çok olumlu not aldik. Trabzon?da oynadigimiz ve 1-0 kazandigimiz maçta Liverpool ilk maglubiyetini bizden almisti. En önemli zaferlerimizden biri o 1-0 kazandigimiz Liverpool galibiyetiydi.

Bugünün Trabzsonspor?unu nasil degerlendiriyorsunuz ?
Simdiki takimi bizim dönemimizde olusan takima benzetiyorlar. Bence de bizim nesilden sonra ve aradan geçen bir 10 yillik dönemden sonra gelen en iyi takim bu takimdir. Teknik bazda bakarsaniz bu takimin mutlaka sampiyon olmasi lazim.

Okuyucularimiza ne tür bir mesaj vererek veda etmek istersiniz ?
Trabzon?u ve Trabzonspor?u korkunç derecede seviyorum. Halkimiz her seye, her güzellige layiktir. Kötü sonuç da olsa, sadece ve mutlaka takimlarini desteklesinler. Trabzonspor bu sezon insallah sampiyonlugu kucaklayacaktir. Ancak bunun bir futbol oldugunu unutmadan, sonuç ne olursa olsun takimlarini her maç desteklesinler. Ben, Trabzon futboluna hizmet eden herkese tesekkür ediyorum. Son olarak sunu da söylemek istiyorum ; unutulmayanlarin, efsane futbolcularin arasinda yer almak bana büyük gurur verdi.

Crazy_OfLu61_
04.07.2005, 11:49
Hay agzina saglik çok güzel sölemis.

bobmarley
04.07.2005, 20:04
babam anlatmisti...okuldan kaçip maça gitmisler..(genelde oldugu gibi)..neyse..trabzon maçi berabere bitmis(yada yenilmis tam hatirlamiyorm)..faruk özak kaptanmis o zamanlar...''arkadaslar bu aksam bizim evde toplaniyoruz''..demis saha içinde...sahaya yakin olduklari için duymus bikaçkisi...


takimdaki birlik beraberlik...!!!...

Hasan Cubukcu
05.07.2005, 01:02
insallah bu ruh artar

CAFER ÖZER
05.07.2005, 08:30
Kama" Levent Erköse

Çocuklugunuz ve futbolla ilk tanismanizi anlatirmisiniz ?
04 Eylül 1959 yilinda Trabzon?da dogdum. Benim dogdugum mahalle, ögretmen okulunun bulundugu mahalle olarak bilinir. Simdiki deyimle sehir merkezinde yani. Daha sonra Uzun sokakta su an Yegenler magazasinin oldugu yer vardir, oraya tasindik. Küçükken o mekanda mahalle aralarinda futbol oynardik. O dönemler daha çok kalecilik yapardim. Futbol hayatimda ilkokul yillarim benim için çok önemlidir. 23 Nisan bayram kutlamalarinda tüm ögrenciler özel kiyafetler giyer, bayrama öyle katilirdik. Hiç unutmuyorum herkes farkli kiyafet giymisti ama ögretmenim beni bayrama Trabzonspor formasi giydirerek katmisti. Benim için tamamen sans olmustu. Ama o formayi giydigimde bile yasadigim heyecani, gurur ve onuru anlatamam. Ardindan Karma Ortaokuluna basladim. Ben ikinci siniftayken Özkan Sümer Trabzonspor?da alt yapiyi kuruyordu. Beni o yillar alt yapiya aldilar. O dönemler lisansli futbolcularin yüzde yetmisi alt yapiya alinmisti. Toprak sahanin tozunu yutarak yildiz takima, oradan da genç takima geçtik. Biz adim adim, yavas yavas isi iyice ögrenerek ilerledik.

Hangi mevkiide oynamayi arzu ediyordunuz ?
O yillarda santrfor olarak oynuyordum. O zaman o mevkii çok seviyordum. Aklim fikrim sonucu elde etmekti. Gol yollarinda bir seyler yapmayi çok istedim. Kisiligimde, karakterimde ve yapimda bu var. Futbol hayatimda gol atmak en büyük amacim oldu. Özkan hoca da bunu anladi ve beni öyle yönlendirdi.

Sizin döneminizde alt yapiya yeterince önem veriliyormuydu Trabzonspor?da ?
15 yaslarinda ya var ya yoktuk, Almanya?ya turnuvaya gitmistik. Özkan hocam bize çok güvenmistir, onun tecrübelerinden o dönem de çok yararlandik. Orda alinan sampiyonlukta Özkan Hocamin büyük emegi vardir. Penalti gol olunca havalara uçmustuk. Ben öyle çigliklar atiyordum ki, Özkan hocam bana "Ne oldu oglum Avrupa Sampiyonu olmus gibi sevindin" dedi. Yildiz takim futbolcunun yetismesinde bir arena gibiydi. O dönem Ingiltere?ye de gitmistik. Hep alt yapidan gelen yetenekli arkadaslardik ve hocalarimiz bizi yukariya dogru hazirliyordu. Önce amatöre çikardilar. Karayollarinin altindaki toprak sahada maçlarimiz olurdu. Necmiati?deki futbolcular çok iyi futbol oynardi. Her zaman güçlü bir rakip olmuslardir. Yagmurlu havada çok iyi oynamalarina ragmen biz onlara 4 gol atmistik. O maçta gösterdigim performans dolayisiyla profesyonel oldum. O maç benim için çok önemlidir.

Sizin yüksege siçrama gibi bir özelliginiz de vardi degil mi ?
Idman ocagi kulübünün sahasinda futbol oynardik. Kosarak degil de durdugunuz çok yüksege siçramak zordur. 60 santim siçradim ve bu günlerce konusuldu. Yasam tarzimizda vardi belki de. Uzun sokak kalabalik bir mekandi. Orda yürürken bile yükselirdim agaçlarin en yüksegine uzanmak isterdim. Yüksekten çikip bakmak cazip gelirdi bana o zamanlar. Bu anlamda yüksege siçrama konusunda bir ödülüm yok ama bana gelen en büyük ödül saniyorum Trabzonspor formasini giymekti.

Profesyonelliginiz ve takim içindeki arkadaslik ortamindan bahseder misiniz ?
1979 yilinda Selçuk Akçay dükkanina çagirmisti beni. Profesyonel yapacagiz seni dediler. Para mara konusulmadi. Ikinci yil da ayni oldu. Ilk imzamda aldigim para 75 bin liraydi saniyorum. O da en az verilen para oydu. Bizim için para degil, Trabzonspor?da oynamakti önemli olan. Tek amaç o formayi giymekti. Bu sevdayi tarif etmek zor. Turgay agabeyi Liverpool maçinda kapali tribündeki demirlerin üzerine çikarak izlerdim. Sonra onunla oda arkadasi oldum. Onlara her zaman saygi duyardik ama. Onlarin yaninda bacak bacak üstüne bile atmazdik. Alt yapidaki kültürümüz terbiyemiz her futbolcuda vardi. Saygi çerçevesinde hocamizla her türlü sakayi yapardik. Bu kültürümüz bizi sampiyonluklara tasidi. Manevi duygulari kaybetmedik hiç bir zaman. Bizim zamanimizda top oynadigimiz zaman Türkiye?de sag sol kavgasi da vardi. Ama biz her zaman sporcu olduk. Bizim amacimiz bizi o formaya layik gören insanlara mahcup olmamakti.

Profesyonel olarak ilk oynadiginiz maçi hatirliyor musunuz ?
Profesyonel oldugum zaman ilk maçim bir Avrupa Kupasi maçiydi. 75. dakikada Özkan Hoca beni maça soktu, 5 dakika sonra çikardi. Taktiksel olarak beni alip müdafaaya daha yakin bir ismi koydu. Biraz alinmistim ama daha sonra ne kadar dogru bir is yapildigini anladim. Trabzonspor?da 1979 dan 1984?e kadar oynadim. Alt yapidan alirsaniz 1972-1973 ten almak lazim.

Örnek aldiginiz futbolcular var miydi ?
Ben Hüseyin agabeyi, Necmi agabeyi örnek alirdim. Cengiz Akçay çok iyi bir santrfordu. Benim için ve bir çok kimse için efsaneydi onlar. Kaleci Senol, Tuncay, Cemil de çok iyiydiler. Mustafa her tarafta oynardi mesela. Çok degerli insanlardi.

Unutamadiginiz maçlar hangileriydi peki ?
Bir Besiktas maçini , bir Inter maçini unutamam. Türkiye kupasi ve son sampiyonluk Karagümrük maçini unutamam. 1984 yilinda sampiyonlugun son golünü ben atmistim. Insallah benden sonra da son golleri atan futbolcular çikar. Bir de Adana Demirspor maçi vardi. Çok yagmurlu bir havaydi. Erol Tok vardi karsi takimda. O da çok havaya siçrardi. 1-0 magluptuk. Durumu 1-1?e getiren golü atinca seyirci bana çok güzel bir tezahürat yapmisti. Bunu unutamam. Bir de yenildigimiz için unutamadigim Fenerbahçe maçi var. 1981 yillarinda sampiyonluga oynuyorduk. Son iki maç kalmisti. Selçuk atmisti golü. O maçta yenilmistik. Ama o üzüntüyü unutamam. Aslinda maçtan ziyade 1983 yilinda 14 gol atmistim. Hiç penalti atmamistim. Fenerbahçeli Selçuk 18 golle gol krali olmustu ama onun penalti golleri de vardi. Bu da benim için önemli bir anidir.

Kaç sampiyonluk yasadiniz, hangisi sizin için daha anlamliydi ?
3 sampiyonluk gördüm. Benim için hepsi çok önemli. Ayni güzellikte sampiyonluklardi. Simdi ise maddiyat maalesef maneviyatin önüne geçmis. Bunun için basari gelmiyor. Para her sey degil. Alt yapiya çok önem vermek lazim. Yüzde 80?i, 90?i alt yapidan yetisirdi. Kaynasabilecegimiz insanlarla basarinin daha çok gelecegine inaniyorum.

Yeni bir sampiyonluk için reçeteniz var mi ?
Istanbul takimlarinin maddiyatina yetismemiz mümkün degil. Biz bunu ancak maneviyatla asabiliriz. Biz ancak manevi ruhla sampiyon olabiliriz. Istanbul kulübünün 10 harcadigi yerde sen de 10 harcayamazsin. O gücümüz hiç olmuyor. Aradaki mesafeyi kapatmak lazim. Bir futbolcuya ayni parayi verince futbolcu Istanbul takimini tercih ediyor. O yüzden alt yapi ihmal edilmemeli. Sevgi, saygi, birlik, beraberlik hisleri içinde olunmali. Trabzon?da herkes idarecidir, herkes antrenördür. O zorlugu ortadan kaldirmak lazim. Maneviyati öne çikarmaliyiz. Bu da kisa vadede olmaz.

Neden size "Kama" Levent derlerdi ?
Kama Levent olarak insanlarin beni hatirladigini biliyorum. Sahaya çikarken biçak kamasi gibi çikardim. Ben de bu lakabi seyirciler gibi benimsedim. Bana herkes Trabzonspor?lu "Kama Levent" derdi. Lakaptan ziyade mutlulugum Trabzonspor kulübüne hizmet etmis olmak. Iyi ki o insanlarla birlikte olmusum. Iyi ki Trabzonspor?da oynamisim. Bu gurur bana oldugu kadar torunlarima da yeter.

Bugünkü Trabzonspor?u nasil buluyorsunuz ?
Benim düsünceme göre Trabzonspor iyi yolda. Geçen sene sampiyonlugu nasil kaybettigini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu yil özellikle Sampiyonlar Ligi bizim için çok önemli. Trabzonspor?un önünün çok açik oldugunu düsünüyorum.

Okuyucularimizi veda ederken son bir mesajiniz olacak mi ?
Bir eski futbolcu olmaktan ziyade bir taraftar olarak tek dilegim sampiyonluk görmek. Benim gibi her taraftar sampiyonluk özlemi içerisinde. Sampiyon takimin taraftari olmak çok önemli. Trabzonspor?lu olmak her zaman önemli ve özel oldu benim için. Tüm Trabzon?la gurur duyuyorum. Taraftarlarimiz her seyin en güzeline layik.

CAFER ÖZER
06.07.2005, 15:38
Senol Fb ye Transfer oldugunda gol rekoru kirarak Fb Sampiyon olmustu TV de Senol canli yayinda aynen sunu söylemisti.


"Trabzonda sampiyonluk yasadim Milli Formayi giydim ama hiç bu kadar heyacanlanmamistim."


Diyerek kendisini bizim gözümüzde bitirmisti.zaten o gün bu gündür bizim camia tarafinda pek görünmesede genede söyledigi ilginç laflar var.Para için koparildigini felan yaziyor ama TV de o açiklamayai yapmamaliydin Senol Ben seni sevmiyorum.





Senol Ustaömeroglu

Futbolla ilk olarak nerede ve nasil tanistiniz ?
18 Agustos 1961 yilinda Trabzon?da dogdum. Daha sonra Arsin?e tasindik. Sifla ovasi vardi Arsin?in çikisinda. Futbolla ilk tanismam orada oldu. Daha sonra Çömlekçi?de mahalle arasinda, taslarin, parkelerin üzerinde futbol oynamaya devam ettik. Hatta limanda bir de takimimiz vardi. O yillarda Cengiz Topel ilkokulunun bahçesinde futbol oynuyorduk. Topal Halil diye bir arkadasim vardi. O, bize bir takim kurmustu. Futbolumuzun orada gelistigini düsünüyorum. Daha sonra Lise takiminda oynarken Arsinspor?a geçtim.

Mahalle aralarinda oynadiginiz futbol size neler kazandirdi ?
Su anda Genç Milli takimda antrenörlük yaptigim için önemini daha iyi anliyorum. Sokak futbolunun ölmesi Türkiye?nin ve Avrupa?nin ortak sorunu. Futbol bu yüzden geriledi. Yetenekli futbolcular kayboluyor. Mahalle aralarinda, insaatlarda, sokaklarda futbol oynayarak alt yapimizi kazandik. Biz dogal futbolcu olduk. Ben köyde, sokak aralarinda, yollarda, insaatlarda, toprakta oynayarak futbol teknigimi, vücut koordinasyonumu gelistirdim. Ancak her seye ragmen, futbolcu olabilmek için dogustan bir yetenek sart.

Imkansizliklar sizi de ilk yillarinizda zorladi mi ?
Antrenman ayakkabimiz yoktu. Yokluklar içinde futbolcu olduk biz. Biz 9 kardestik, babam da 11 nüfusa bakmakla yükümlüydü. Hepimiz için para gerekiyordu. Agabeylerim okuyordu. Trabzonspor?un genç takimina katildigimda Arsin?e gidis - gelis dolmus parami agabeyim karsiliyordu. Çok zor imkanlarda idmana giderdik. Soyunma odamizda sicak su yoktu. Yagmur - çamur demeden oynar, çamur içinde eve dönerdik. Babam lisede kapiciydi. Benim de onun yaninda simit sattigim günler oldu. Bu parayla kendime okul harçligi yapardim. Bunlardan utanarak degil övünerek bahsediyorum. Bir de ablamin orta okul, lise yillarinda fotograf makinesi vardi, onun makinesiyle arkadaslarima fotograf çekiyordum. Buradan da kazancim oluyordu. Iyi ki bu zorluklari yasamisim, zor da olsa o günleri özlüyorum. Zengin olmak ayri bir duygu. Insanin zekasi, beyni zengin olsun. Insan azmedince, sabirli olunca, yetenekli olunca, zaten zengin oluyor.

Trabzonspor maceraniz nasil basladi, sizi kim kesfetti ?
Bana Sebatspor?dan da teklif gelmisti. Özkan Sümer ise Trabzonspor?un alt yapisinda görev yapiyordu. O da beni Trabzonspor?un genç takimina istiyordu. Ben de o günlerde tercih yapmak durumunda kaldim, Trabzonspor?a olan sevgim nedeniyle Trabzonspor?un genç takimini tercih ettim. 1978 yilinda Trabzonspor?un genç takimina transfer oldum. Agabeyim tercihimi bu yönde kullanmami istemisti. Biz büyüklerimizin sözünü dinlerdik. Özkan Sümer de beni izleyip begenmisti. Buna ragmen ilk dönemim çok parlak geçmedi. Iyi bir performans sergileyememistim, bu da beni çok üzmüstü. 1979 yilinda genç takimda stoper olarak görev aldim. Çok iyi bir sezon geçirdik. Sonraki yil Özkan Hoca beni A takima aldi. 1980 yilinin eylül ayinda profesyonel imzayi attim. O zamanlar para konusulmazdi. Bizim de öyle bir niyetimiz de yoktu zaten. ?Sen bizim evladimizsin? dediler, imzayi attim ben de. Futboldan kazandigim ilk parayla televizyon almistim. Evdeki televizyonumuz eskiydi. Ilk iki yil bana harçlik niyetine para verdiler.

Trabzonspor formasiyla oynadiginiz ilk resmi maçi hatirliyor musunuz ?
Ilk maçim çok ilginçtir. 18 yasinda Uludag kampina gittim takimla. Kamp dönüsünde durumum belirsizdi. Yasim genç takima tutmuyordu, A takima da alinip alinmayacagim da belli degildi. Sezonun ilk maçi olan Bursaspor maçini takim cezali oldugu için Ankara?da oynadi. Ikinci maçimiz ise sahamizda Rizesporla oynanacakti. A takimla birlikte çift kale maç yaptik. Güngör sakatlandi. Özkan Hoca beni soyunma odasina çagirdi, seni A takima alacagim dedi. Arsinspor?dan geldigim için profesyonel olmadan A takimda amatör olarak oynayamiyordum. Cumartesi günü yazismalar yapildi, lisansim çikarildi, pazar günü de profesyonel oldum. Maç öncesi kadro açiklanirken, ?7 numara Küçük Senol? dendi. Takima yeni katilmis ve profesyonel oldugum ilk maçta direkt oynamistim. Sahada beni gören yakinlarim bile çok sasirmisti bu duruma. Yani, Rizespor maçi ile birlikte Bordo-Mavili formayi giymeye basladim. Orta sahanin ortasinda muhtesem bir oyun sergilemis, çok övgüler almistim. 1980 yilindan 1988 yilina kadar hemen hemen her mevkide gururla görev yaptim.

Trabzonspor formasi altinda unutamadiginiz maç hangisiydi peki ?
1983-1984 yilinda sampiyon oldugumuz yil, o hafta Fenerbahçe ile oynayacaktik. Fenerbahçe bizden 5 puan öndeydi. Maçin 89. Dakikasinda Turgay?in ortaladigi bir hava topuna Dobi Hasanla birlikte çiktik. Enteresandir ki ayni anda ikimiz de topa kafa vurduk. Golü Hasan?a yazdilar. Bizim için son sans olan bu maçi 1-0 kazanarak sampiyon olmustuk. Oysa ki ilk devre bizim için sampiyonluktan koptu diye düsünüyorlardi. Dinamo Kiev?le bir maçimiz da olmustu. Onlarin müthis bir kadrosu vardi. Senol agabey o karsilasmada yaklasik 20 gol kurtarmisti. Dinamo Kiev?lilerin de Senol Günes?i çok fazla gol kurtardigi için dövdügü bu maçi da unutamam.

Unutamadiginiz gol veya golleriniz var mi ?
Forvet oynadigim dönemde takimda en fazla gol atan futbolcu bendim. Özellikle 1983-1984 yilinda deplasmanda çok kritik goller attim. Unutamadigim bir gol ise Besiktas?i Trabzon?da 1-0 yendigimiz maçta attigim goldü. Gerçekten güzel bir goldü ve o yil sampiyon olmustuk. Bir de 90 + 3?te maç 1-1 devam ederken frikikten Altay?a attigim bir gol vardir. O golün anlami da benim için çok degerlidir. Sampiyonlukta yolunda çok önemli bir maçti çünkü.

Örnek aldiginiz futbolcular var miydi ?
Örnek aldigim oyuncular yoktu mevki itibariyle. Ben, hocalarimin bana verdigi görevi yaptim. Nerede görev verilirse, o mevkide en iyisini yapmaya çalisirdim. Ali Kemal Denizci?ye hayrandim. Kaleci Senol agabey de hayran oldugum futbolculardandir. Onlarin futboluna da kisiliklerine de hayrandim. Onlar müthis futbolculardi benim için.

Efsane, Sampiyon Trabzonspor?un Türk Futbolundaki yerini anlatir misiniz bize ?
1973 - 1974 yilinda sampiyon olan Trabzonspor, Türk futbolunda bir devrim yaratti. Müthis bir kadro yakaladi, kurdu ve o kadroyu korudu. Onun neticesinde ligde ve Avrupa?da büyük basarilar elde ediyordu takim. Ismini sayamadigim bir çok insan yer aldi bu kadroda ve yönetim de bu kadroyu korudu. Bu takim Türkiye?de inanilmaz basarilara imza atti.10 yilda 6 sampiyonluk kazanan Trabzonspor gibi bir takim dünyada ya yoktur, ya da azdir. Kitlelerin arkasinda olusu gittigi her yerde o kitleleri arkasinda görmesidir. Trabzonspor?a geldigimde 4 sampiyonlugu vardi. Trabzonspor?u efsanelestiren kadrolar oldu. Biz, bizden öncekilerden aldigimiz mirasi 1984 yilina kadar çok iyi tasidik. Bu mirasi koruyarak devam ettirdik. Onlardan aldigimiz futbol kültürünü ve saygiyi sürdürdük. Is ondan sonra maddi olarak farkli yerlere gitti. Sonra futbolcular satilmaya baslandi. Her isteyeni baska takimlara verdiler ve Trabzonspor?da da kaynak kurudu.

Fenerbahçe?ye transfer olmaniz büyük tepkilere neden olmustu. Neden gittiniz Fenerbahçe?ye ?
1988 yilinda ben Fenerbahçe?ye gittim. Para kazanmak için o dönemdeki teknik direktör beni resmen takimdan disladi. Yasadigim kirginlik hala devam eder. Trabzonspor benden önce de çok futbolcu satti ama bana yapilan kimseye yapilmadi. Trabzonspor hem para kazanmak için beni satti hem de sonra ?Senol bizi birakip gitti? dediler. Trabzonspor kulübüne kirginligim tabii ki söz konusu olamaz. Ben Trabzon?da her zaman unutamadigim anilar yasamisimimdir. Sehrimi ve insanlarimi çok seviyorum, bunun böyle bilinmesini istiyorum.

Trabzonspor ile birlikte hangi basarilariniz var ?
Iki sampiyonlugum var, basbakanlik, cumhurbaskanligi, donanma kupasi var. Bunlarin tamaminin aslinda kaç tane oldugunu hatirlamiyorum. Hatirlayamamak da beni mutlu ediyor. Az olsalardi hatirlardim. Ne büyük basarilara imza atmisiz ki sayilarini bilemiyorum. Bundan da övünç duyuyorum.

Bugünkü kadroyu nasil buluyorsunuz ?
Bugünkü kadronun genel yapi itibariyle iyi oldugunu düsünüyorum. Ancak, bu kadroya takviye yapilmasi sart. Rakiplerin çok fazla sayida yildiz oyuncusu var. Trabzonspor?un orta sahada daha iyi oyunculara ihtiyaci var. Hüseyin bana göre Trabzonspor?un en önemli oyuncusu. Kalede de bir sorun var bence. Eger kalenizde fazla gol görmezseniz sampiyonlugu yari yariya kazanmissiniz demektir. Galatasaray Taffarel, Trabzonspor da Senol Günes örnegini verebiliriz. Yani, takimlarin sampiyon oldugu dönemlerdeki kalecilerine iyi bakmak lazim.

Trabzonspor yeniden sampiyon olabilir mi size göre ? Neler Yapilmali ?
Trabzonspor?un her zaman bir potansiyel oldugunu, sampiyonluklarda her zaman adinin geçecegini biliyorum. Yakaladiklari yetenekli oyunculari maddi imkansizliklardan dolayi baska takimlara satmasinlar. Futbol bir endüstri oldu. Iyi oyuncularinizi, büyük oyuncularinizi, yildiz oyuncularinizi verirseniz sampiyon olamazsiniz. Son 15 yil içinde büyük maçlari kazanacak oyuncu sayisi çok azdi. Trabzonlular da Trabzonspor?a iyi ve kötü günde sahip çikmalilar. Basari için sabirli olmak gerekiyor. Basariyi uzun vadede ve sabirla beklemek lazim.

CAFER ÖZER
07.07.2005, 17:50
iNTER e Gol Atan Efsane Tuncay


?En büyük servetim Trabzonspor?lu Tuncay olmak?

?Küçükken de Trabzonspor?u tutardim. Babam deplasman maçlarina götürürdü. Kazaninca sevinir, yenilince çok üzülürdüm?
?Trabzonspor?da ilk maçim Fenerbahçe ileydi. Özkan Hoca ?Seni oynatacagim? dedi ama heyecandan ve korkudan içimden ?insallah oynatmaz? demistim?
?Ruh... Ruh... Basarimizin sirri ruhtu... Trabzonspor ruhu yok simdi. Para çikti mertlik bozuldu. O zamanki taraftar da yok simdi. Biz idmani bile 5 bin kisiyle yapardik?
?Rakip takimlar orta sahamizi geçince gol atmis gibi sevinirdi. Bizden korkarlardi. Rasit Çetiner maçtan önce bana ?Yanlislikla vurursam simdiden özür dilerim? derdi.?

Tuncay Soyak
Sohbete ne zaman ve nerede dogdugunuzdan, çocukluk yillarinizdan bahsederek baslayabilir miyiz ?
1959 yilinda Ankara?da dogdum. Aslen Trabzonluyuz. Yani annem de babam da Trabzonlu. Babam devlet memuru oldugu için Ankara?daydik. Ben futbolla hep iç içe oldum. Ilkokul yillarimda futbol oynamaya basladim. Ankara?da oturdugumuz semtte bulunan arsa bol bol futbol oynamama müsaitti. Yani ben de, benim dönemimdeki her çocuk gibi futbola sokak futboluyla basladim. 13-14 yaslarima geldigimde benden büyüklerle ayni takimlarda oynamaya basladim. Babam Tekel?de çalisirdi. 15 yasima geldigimde Ankara yildizlar karmasina seçildim. Yildiz karmasina gittim ama yasim küçük oldugu için Adana?daki müsabakalarda forma giyemedim. 1975 yiliydi ve benim için çok önemli olan Ankara yildizlar karmasindaydim ama sahaya çikip oynayamadim. Inanilmaz üzülmüstüm. Çünkü yasim çok küçüktü ve bu beni çok etkilemisti.
Futbolu çok mu seviyordunuz, hayalinizde hep futbolcu olmak mi vardi ?
Futbola çok merakliydim ama futbolcu olacagim hiç aklima gelmemisti. Aslinda o zamanlar çok hirsliydim. Arkadaslarimla maç yaparken hiç 4?e 4 oynamazdim. Karsi taraf 4 kisi olursa benim oldugum takim 2 kisi olurdu. Yine de karsi takimi yenmek için mücadele ederdik ve çogu zaman da galip gelen taraf biz olurduk. Çünkü bende büyük bir hirs vardi. Bir de bizim mahallede kaleci olmak isteyen bir arkadasim vardi. 2-3 saat boyunca durmadan onun korudugu kaleye sut çekerdim. Bunu hiç bikmadan tekrarlardim. En iyi vurusu yapana kadar tekrar tekrar sut çekerdim. Babam beni malzeme konusunda hiç mahrum etmedi. Kendisi de futbola çok merakli oldugu için benim futbol oynamam için her türlü malzememi alir, beni futbol oynamama tesvik ederdi.
Peki küçükken de Trabzonspor?lu muydunuz ?
Benim babam Trabzonspor?luydu. Beni Trabzonspor?un her deplasmanina götürürdü. Hatta Ankara?ya dönüste bir keresinde takim otobüsüne binmistim. Müthis heyecanlandigimi hatirliyorum. Sanki onlarla arkadas olmustum. O zamanlar ortaokul 1. sinifa gidiyordum.
Ben kendimi hep koyu bir Trabzonspor taraftari olarak görüyordum. Her maçini dikkatle izler, yenince büyük sevinçler yasar, yenilince de çok üzülürdüm.
Trabzonspor?a transferiniz nasil gerçeklesti ?
Futbola 1975 yilinda, yani 14 yasimda Petrolofisi genç takiminda basladim. Özkan Sümer beni Trabzonspor Amatör Takimina aldi. 1977 yilinda Özkan Sümer vasitasiyla Trabzon?da amatör takima geldim. Daha sonra Beni Akçaabat Sebatspor?da denediler ama almadilar. Ben de amatör takimda futboluma devam etme karari verdim. 15 gün amatör takimda oynadim. Ben, Kama Levent, Arif ve kaleci Alper ile birlikte 4 kisi bizi A takima aldilar. Ilk olarak 100 bin liraya imza attim. Bizde para konusulmazdi zaten. 100 bin liranin pesini 50 bin liraydi. Bu parayi babama verdim.
Trabzonspor formasiyla oynadiginiz ilk maçi hatirliyor musunuz ?
Trabzonspor formasi altinda oynadigim ilk maçim Fenerbahçe maçiydi. A takim kadrosunda oynuyordum tabi ama o zaman özellikle iç saha maçlarinda kampa girmezdik. Bahçecik Köyünde oturuyorduk ve maç için sehre gelmistim. Teknik direktörümüz Özkan Sümer ?bu gün seyirciye bir sürprizimiz var. Genç Tuncay?i oynatacagiz? diye açiklama yapti. Bu açiklama karsisinda ben bile sasirip kalmistim. Hem sasirdim, hem heyecanlandim, hem korktum. Dogrusunu söylemek gerekirse içimden ?insallah oynamam? dedim. Ama hoca beni kadroya almisti. O zaman tam 18 yasimdaydim. Sahaya o gün adim attim ve ondan sonra her maçta oynamaya basladim. Rahmetli Hayri Baba bana masaj yapiyordu. Bunun ne demek oldugunu anlatamam size. Heyecanimi anlamis olacak ki, Hüsnü geldi ve heyecanlanmami, rahat olmami söyledi. Bir yandan da Güngör beni sakinlestiriyordu ama ben en çok hata yapmaktan korkuyordum. Maç içinde Fenerbahçe?de oynayan Engin?e orta sahanin saginda adim attirmadim. Deyim yerindeyse Engin?i oyuna gömdüm. 1978-1979 sezonuydu. O yil sampiyon olmustuk. Zaten ondan sonra da üç yil üst üste sampiyon olduk. Ben bu üç sampiyonlukta da vardim.
O yillarda unutamadiginiz maç hangisiydi ?
O, ilk sampiyonlugumuzdu. O yillarda en fazla hatirimda kalan maç Zonguldakspor maçi olmustur. Maçin ilk yarisinda pek de iyi oynayamamistik. Karsilasmanin ilk yarisinda bir de gol yiyince devre 1-0 rakibin üstünlügüyle bitti. Devre arasinda soyunma odasina girip agladigimizi hatirliyorum. Bu skor bize dokunmustu. Maçin 2. yarisinda inanilmaz bir performans gösterip karsilasmayi 2-1 kazandik. Ilk yari sonunda agladigimiz maçin 90 dakikasi bitince sevincimiz görülmeye degerdi.
Unutamadiginiz, sizin için ayri anlam tasiyan bir gol var mi ?
Unutamadigim golü söyle anlatayim size. Ben Trabzonspor?a geldigim ilk yillarda orta sahada oynardim. Özkan Sümer Hoca beni hücumda denemeye karar verdi ve santrfor yapti. Zaten o yil Ümit Milli takima seçildim. 19 yasimda da A Milli oldum. Ancak 1982 yilinda Çekoslovakya ile deplasmanda oynadigimiz bir maçta sakatlandim. Agir bir sakatlikti. Tedavisi çok uzun sürdü ve ben 1 yil futboldan ayri kaldim. Hatta o zaman doktorlar benim futbol hayatimin bittigini açiklamislardi. Bu açiklamaya aldiris etmeden ben kendime iyi baktim ve sagligimi yeniden kazanarak futbola döndüm. Dönüsüm de benim için muhtesem olmustu. Bir Cumhurbaskanligi Kupasiydi. Fenerbahçe ile oynuyorduk. 1 gol Iskender atti, 1 gol de ben attim ve Fenerbahçe?yi Cumhurbaskanligi Kupasinda kelimenin tam anlamiyla sahaya gömdük. Bir de Besiktas ile oynadigimiz ve 1-1 biten karsilasmada kafa ile attigim gol vardir unutamadigim. Bir de sadece benim degil, bir çok taraftarin da unutamadigi 90. dakikada Inter?e attigim gol var tabii.
Trabzonspor?u basariya tasiyan sir neydi, daha dogrusu bu bir sir miydi ?
Ruh... Ruh... Trabzonspor ruhu yok simdi. Para çikti mertlik bozuldu. Bizim zamanimizda rakamlar konusulmazdi. Para ile ilgili bir pazarlik yapmamiz asla söz konusu degildi. Bakin bir örnek vereyim size ; 1979 yilinda 900 bin liraya imza attim ben. O zaman Sahin model bir arabanin fiyati 700 bin liraydi. Yani bir transfer parasiyla Sahin model bir arabayi ancak alabiliyorduk. Bugün olsaydi belki de 2 milyon dolara imza atardim.
O Zamanki taraftari, imkanlari, arkadasliginizi, takiminizi anlatir misiniz bize ?
O zamanki taraftar simdi yok. Benim futbol oynadigim dönemde takimina sahip çikan bir taraftarimiz vardi. Biz antrenmanlarda bile 5 bin kisiye oynardik. Zorluklar içinde basarilar gelirdi. Tabii o zamanlar çim sahalar falan yoktu. Balçikta idman yapiyorduk. Rüzgar bir yandan, yagmur diger yandan... Arkadasligimiz, dostlugumuz da süperdi. Bizim zamanimizda rakip takimlar orta sahayi geçtigi zaman gol atmis gibi olurlardi. Tüm sezon boyunca Senol agabey toplam 7 gol yemisti. O kadro gerçekten efsaneydi. Bugünkü imkanlar olsaydi, bizim 9 puanimiz garanti olurdu. Sunu çok samimi söylüyorum, biz Sampiyonlar Liginde gruptan çok rahat çikardik. Rakip takimlar da saygi duyardi bize. Mesela Rasit Çetiner bizden o kadar korkardi ki ; ?Sana dikkat ediyorum vurmuyorum, yine de yanlislikla vurursam kusura bakma? diyordu. Maç öncesi benden pesin pesin özür diler, sonra sahaya çikardik. Kadromuz çok güçlüydü tabii. Bütün savunma iyiydi. Muazzam kondisyon, muazzam kaleci ve muazzam bir seyirci... O jenerasyonun bir daha bir araya gelmesi zor bence.. Tabi, sonralari dis transferler yapildi, dengeler bozuldu ruh yavas yavas kayboldu. Simdi böyle bir takim yaratilabilir mi diye sorarsaniz ; zor derim. Basarili olmak için alt yapiya önem verilmeli. Çünkü biz Istanbul takimlariyla maddi olarak yarisamayiz.
Taraftardan biraz daha bahseder misiniz ?
1978-79 yilindaki Ordu?daki maçi unutamam. Sezonun son maçi, yani sampiyonluk maçiydi. Anlatmasi bile çok zor. Ordu?dan Trabzon?a gelisimizi unutamiyorum. Caddeler insanlarla doluydu. 2 saatlik yolu 8 saatte geldik. Her yerde mola verdik, horon oynadik, insanlarla kucaklastik. Aslina bakarsaniz, o günkü imkansizliklara ragmen o günleri yine de özlüyorum. Simdi para ile de istense yapilamaz. Manevi yönden bunlari yasadigim için kendimi sansli hissediyorum. Para ile yasanmayacak mutluluklar vardir ve bunlar önemlidir.
Neden özlüyorsunuz o günleri ? Simdi o arkadaslik yada vefa yok mu ?
Forma ucuzlatmamali, o forma bir sembol olmali. Trabzonspor formasini ucuzlattilar. Trabzonspor?un degerlerine sahip çiksinlar. ?Kimse gelmiyor ? gitmiyor? diyorlar. Kimi ariyorlar ki. Simdi çogumuz teknik direktörüz. Hepimiz tecrübeliyiz. Kimse tecrübelileri aramiyor, sahip çikmiyor, yanasmiyor. Futbolcu mu sana gelecek, sen mi bulacaksin ? Yöneticilerin de eski futbolculara sahip çikmasi lazim. Fikirlerinin alinmasi önemli. Bu zihniyet oldugu sürece Trabzonspor eski ruhunu yakalayamaz. Bakin, Besiktas bütün oyuncularina sahip çikti. Simdi hepsi bir yerde Teknik direktörlük yapiyor. Bunu maddiyat anlaminda düsünmemeli. Hiç birimizin ise veya paraya ihtiyaci yok. Elbirligiyle, Trabzonspor?u en güzel yere getirmek önemli. Bu yaptiginiz yazi dizisi bu söylediklerime bir örnektir. Unutulmadigimizi göstermeniz açisindan diger efsane futbolcu arkadaslarim adina da size sonsuz tesekkürlerimi sunmak de isterim.
Bugünkü takimi sizin oynadiginiz efsane takima benzetenler var. Katiliyor musunuz bu benzetmeye ?
Bugünkü takimin bizim oynadigimiz takima benzetilmesi güzel. Ben de bu takimi begeniyorum. Son zamanlardaki en iyi jenerasyon bana göre. Bir - iki tane kaliteli futbolcu alinsa iyi olur ama. Yeni sezonda takviye yapilmali, özellikle Fatih?in yanina bir santrfor mutlaka alinmali. Mehmet Yilmaz var ama hizli bir futbolcu lazim. Bir de orta sahaya oyun kurucu gerekli.
Futboldan büyük paralar kazandiniz mi, simdi neler yapiyorsunuz ?
Trabzonspor?da 8 yil oynadiktan sonra Galatasaray?a gittim. Ama benim en büyük servetim Trabzonspor?lu Tuncay olmamdir. Benim Trabzonspor?lu Tuncay olarak açamadigim kapi yok. Bu unvanimla gereken saygiyi da sevgiyi de görüyorum. Simdi, 7 yildir teknik direktörlük yapiyorum. Darica Gençlerbirligini çalistiriyorum. Iki kapali suni çim saham, bir de Istanbul?da Trabzonspor futbol okulum var. 1985 yilinda Istanbul?a geldim ve 1988 yilindan bu yana da Büyükçekmecede yasiyorum.

CAFER ÖZER
11.07.2005, 12:43
Mehmet Cemil Altin

Çocukluk yillariniz ve futbolla ilk tanismaniz nasildi ?
1949 yilinda Trabzon?da Merkez Gölçayir köyünde dogdum. Ilkokul yillarinda mahalle aralarinda yasitlarimla top oynardik. O zaman plastik toplarin içine balon sisirip koyar, futbol topu niyetine, onunla oynardik. Hatta zaman zaman büyük elmalarla bile top oynadigimiz olmustu. Ayaklarimiz hep yara olurdu. Yama toplar yaparlardi bize. O zamanin iyi toplari bagcikli toplardi ama biz oynayamazdik onlarla. Mahalledeki ve köydeki çocuklar Cemil?le oynayalim diye can atardi. Demek ki o yillarda da bende bir yetenek vardi. Köyde bizim arazinin dibinde büyük bir çim alan vardi. Idmanocagi ve Idmangücü takimlari da orada maç yapardi zaten. Ben de onlari izler, heveslenirdim.

Sizi birileri kesfetti mi ?
Çocukluk yillarimda okul bahçelerinde oynarken Necmiati Spor Kulübünden, Savrole Ali Agabey vardi, o gördü beni. Begenmis olacak ki beni Necmiati?nin genç takimina aldi.
Babam çok karsiydi futbola. Ancak, ta ki Trabzonspor?un Kirmizi-Beyaz kuruldugu yila kadar karsiydi. Ben de maçlara kaçak olarak giderdim. Okulu birakmistim. Oto elektrikçisinin yanina verdi beni. Ustadan izin alir maçlara giderdim. Gazete de sattim bir ara. Kazandigimiz parayla o zamanlar Degirmendere?de Kavak Meydani?nda bisiklet kiraya verirlerdi onunla bisiklet kiralardik. Top sahalari Kavak Meydani?ndaydi genellikle. Yavuz Selim de duruyordu, lisenin bahçesi de vardi. Biz biraz daha avantajliydik diger mahallelerden onlar da bizim oraya gelirlerdi.

Ilk profesyonel takiminiz hangisi oldu ve nasil gerçeklesti bu ?
Elektrikçinin yaninda çalisip Çömlekçi?de okulun bahçesinde oynarken Doganspor?un yöneticilerinden Ismail Agabey "Seni Doganspor?a alalim" dedi. Ilk amatörlügüm o oldu. O sene ben Istanbul?a kaçtim ailemden gizli. Agabeyim "Basçavus" Selahattin de Trabzonspor?da top oynuyordu. Trabzonspor Kirmizi-Beyaz?dan Bordo-Maviye geçince agabeyim Sebat?a transfer oldu. Geldi, beni Istanbul?dan aldi. Sebatta antrenmanlara basladim. 17 yasindaydim. O takimda çok iyi yetenekler vardi. Takima girmem zordu ama bir maç öncesi futbolculardan birinin lisansi yetismedi. Agabeyim santrfor ben sag iç oynuyordum. Ilk çiktigim maçta gol attim. Hirsimdan dolayi çok kosardim, azimliydim. Bu çocuk, bu takimda oynar dediler. Agabeyim, sakatlandi. Ondan sonra santrfor oldum, hatta 7 golle gol kirali da oldum Trabzon amatör liginde. Sebatspor o yil Türkiye amatör sampiyonu oldu. Her maç 4-5 gol atardim.

Peki, Trabzonspor?a geçisiniz nasil gerçeklesti ?
Sebatspor ile oynadigim son maçta bir olay oldu. Kagitspor maçiydi. Rakibim bana sert girdi. Ben de ona yumruk attim. Hakem ikimizi birden disari atti. Hiç unutmuyorum, rahmetli Süha Akçay Trabzonspor?un genel kaptaniydi. Trabzonspor ikinci ligdeydi o zaman. Bu arada Ankara, Istanbul takimlarindan bizi izlemeye gelenler oluyordu. Ankara Demirspor, Ankaragücü, Istanbulspor, Vefa gibi bir çok takimdan bizi takip eder, izlerlerdi. Hatta rahmetli Kaya Çilingiroglu da maçlara gelirdi. "Çok iyi, çok yetenekli futbolcu ama bize boksör lazim degil" demis. Rahmetli Süha agabey soyunma odasina geldi "Hiç üzülme. Sen Trabzonlusun, biz seni Trabzonspor?a alacagiz, Trabzonspor?da futbol oynayacaksin dedi". Ben de agabeyim bilir yanitini verdim. Trabzonpor ile pazarlik yapilirken ben yoktum. Bana sorulunca agabeyim Basçavus Selahattin?le konusun dedim. Para ile ilgili bir pazarlik yapildigini da sanmiyorum. Çünkü Trabzonspor formasi giymek bir serefti. Kendi memleketimin takiminin formasiydi. 60 bin liraya 4 yillik imza attim. 10 bin lira pesin para aldim. Parayi babama verdim kendime hiç ayirmadim. O parayi babam kullandi.

Trabzonspor ile ilk günleriniz, ilk maçlariniz nasil geçmisti ?
Trabzonspor formasi altinda ilk yilimda oynayamadim. Kadroya bakinca karsinda o insanlari devasa gibi görüyorsun. Ilk oynadigim maç, Ankara?da Demirspor ileydi. Maçi 2-0 kazandik. Hoca son 20 dakika beni oyuna koydu. Çok iyi kosan azimli, hirsli bir futbolcuydum ama kosamadim. Maç oynanirken "Hocam benim ayaklarim sanki 10 saat kosmus gibi, adim atacak gücüm kalmadi" dedim. Hocam Ahmet Karlikli "Oglum seni çim tuttu, heyecanlandin" dedi. "Hiç kafani takma devam et" dedi. Kis döneminde devre olmak üzereydi askere gittim. 1 sezon ayri kaldim.

Ilk yillariniza ait unutamadiginiz maçlar var miydi ?
1.lige çikan ilk kadroda yer aldim. Kibris Baris Kupasinda oynadim. Bu kupaya Türkiye?den 3 takim çagiriliyordu. Fenerbahçe gelmedi. Onlar katilmayinca Trabzonspor?u aldilar. Girne?ye çikartmanin akabinde gittik. Ilk maçta Galatasaray ile eslestik. Besiktas da Kibris Türkgücü ile eslesti. Galatasaray maçi 2-1 bitti. Ilk golü ben attim. Ikinci golü Galatasaray?dan dan Gökmen atti, 1-1 oldu. Son golü de Hüseyin atti maçi kazandik. Final maçini da Besiktas?la oynadik. Orta sahada Tuncay Mesci harika bir gol atti. Besiktas?i da 1-0 yendik ve Baris Kupasini aldik. Ertesi yil da Istanbul?da sezonun ilk maçini yine Galatasaray?la oynadik. Ilginçtir. O maç ta ayni skorla bitti ve golleri atanlar da ayniydi. Yani ben, Gökmen ve Hüseyin.

Ilk sampiyonluk nasil geldi peki ?
Ilk yilimizda sampiyon olacagiz diye bir iddiamiz yoktu. Hatta Suat agabey Tuncay?la iddiaya girdi. Tuncay Trabzonspor için 5. olur dedi, Suat agabey de ilk 10?a girersek basarilidir dedi.
Devre arasina iki maç kala, Suat Agabey takimin basina geldi.

Sampiyonluga inanilmamasina ragmen nasil oldu da ipi gögüslediniz ?
Ilk Sampiyonlugumuzda Izmir?de Altay maçi oynuyoruz Fenerbahçe de Adana Demirspor?la oynuyor. Hiç unutmam biri de maçi radyodan dinliyor. Fenerbahçe, ilk yarida 2-0 galip dedi. Bizim maç da 2-0 bitti. Maç bittiginde Fenerbahçe 3-2 maglup olmustu Aramizda 3 puan kaldi. Ardindan Fenerbahçe bize geldi onu da yendik arada 1 puan kaldi. Fenerbahçe kendi sahasinda beraber kaldi. Biz önümüze geleni devirdik. 5 puan farkla sampiyon olduk. Biz takim halinde degisik bir atmosfere girdik. Biz maçlari kazandikça, rakiplerin kaybettigini gördük, sampiyonluk havasina girmeden, bilmeden sampiyon olduk biz. Hiç kimse sampiyonluk hesabi yapmiyordu çünkü. Türkiye çalkalandi, sporda ihtilal oldu. Istanbul?un disina sampiyonluk ilk defa çikti. Trabzonlular Türkiye?yi ayaga kaldirdi. Yer yerinden oynadi. Tüylerim simdi bile diken diken oluyor. Halk arasinda mükemmel bir cosku vardi.

Ilk sampiyonluk yilindan unutamadiginiz bir maç var mi ?
Türkiye Kupasi finalinde Besiktas ile eslestik. Trabzon?daki ilk ayakta Kadir?in penalti golüyle 1-0 yendik. Istanbul?da da Besiktas bizi 2-0 yendi ve kupayi aldi. Hiç unutmam Niko, ikinci golü attiktan sonra bizim seyirciye hareket yapti. Ben sinirimden aglamistim. Bir yil sonra da yine Istanbul?da birinci devrenin son maçi Besiktas ileydi. Ben iyi bir orta yaptim. Necmi füzeyi patlatti maç 1- 0. Besiktas?in iyi yiliydi. Bu kez ben onlarla dalga geçtim. Bu rakibi küçümsedigimden degil, bir yil önceki olaydan dolayiydi. Ancak bu hareket milli takima da çagrilmamama neden oldu. Rakiple dalga geçti diye yazi yazdilar benim hakkimda. Üstelik Milli Takimlar Teknik Direktörü de böyle deyince milli takima çagrilmadim. Bir baska maçta Besiktas?la Trabzon?da karsilasacaktik. Erkan agabey bize geldi ve rica etti, yalvardi. "Bu maçi bana parayla verin" diyemem dedi. Yenersek, averajla Besiktas küme düsecekti. "Berabere kalin" dedi. Biz nasilsa sampiyon olmustuk. Erkan Agabey de sevip saydigimiz bir agabeydi. Onun hatiri için onlara 1 puan verelim dedik, verdik de. Bilerek verdik. Klüp olarak degil, biz futbolcular olarak hatir sikesi yaparak verdik.

Basarinin sirrini bir de sizin agzinizdan dinleyebilir miyiz ?
Bizim takimin nese kaynaklari Bekir?le bendim. Bekir?in sesi çok güzeldir. Çabuk konusur ama sarki okudugu zaman harika sesi vardir. Degme dansöz de benim gibi oynayamaz. Tüm gecelerde biz takimin nesesiydik. Bizim nesesiz çok az dönemimiz oldu. Tüm maçlari kazaniyorduk çünkü. Genelde maçlari kazandigimiz için neseli olurduk. Birlik, beraberlik arkadaslik ruhu vardi. Para hep ikinci planda olurdu. Hiç para konusmadik biz. Mesela Besiktas Bekir?le bize 1976?da 600 bin lira para verdi. Trabzon?a 375 bin liraya imza attim. Diger arkadaslara birer daire verdiler. Basarinin en büyük nedeni o dönemdeki o yeteneklerin, o yasta bir araya gelmesidir. Trabzon sehri için bu büyük sanstir. Arkadasligin dostlugun büyük bir önemi var. Bizde guruplasma hiç olmadi. Anca beraber, kanca beraberdik. Birbirimize çok yardimlasmamiz olurdu. Trabzon sehri içinde, 13-14 kisinin, meziyetli insanlarin bir araya gelmesiydi o takim. Keske gelse ama, bir daha böyle bir ekip bir araya gelmez diyorum. Trabzon futbolun besigidir. Trabzon sehri futbolla birlikte özdeslesmis bir sehirdir.

Taraftarlar için neler söylersiniz ? Onlara da büyük görev düsüyor mu ?
Eskiden ben çok iyi biliyorum evdeki bakir tenceresini satip, findik satip deplasmana gelen çok insani taniyorum. Çok vefali taraftarimiz vardi. Trabzonspor sevgisini yüreklerinde tasiyorlardi. Son iki üç yildir taraftar yine bizim zamandaki taraftara benziyor sanki. Trabzonspor taraftari takimina çok sahip çikmali. Disaridaki taraftar Istanbul maçina gittigi gibi burada da onu görmek istiyorum. Taraftar artik ben maça bedava gideyim derse, takimina destek olmazsa, olmaz. Manevi destegini üst düzeyde vermesi lazim. Birlik beraberlik içinde olmasi lazim. Takimi maglup olsa bile nasil Besiktas taraftari yapiyorsa, Trabzonspor taraftari da takimina sahip çikmali. Futbolcular da yenilsek bile taraftar bizim hep arkamizda der, her maçi kurtarmaya çalisir. Kaybedilen maçta futbolcuyu yuhalamamak lazim.

Yeniden basarili, sampiyon bir Trabzonspor için reçeteniz nedir ?
Trabzon özüne dönmesi iyi bir sey ama. Gerçekleri göz ardi etmemek gerek. Trabzon merkez. Dünyada brezilya nasilsa Türkiye?de Trabzon ayni. Trabzon?da bir futbolcu yildizlasmadan onu tasra takimlarina kaptiriyorsun. O futbolcu "ben profesyonel oldum" diyor. Bu futbolcularin gelecegini görmek için onlari elinde tutman lazim. Büyük takim olmak kolay degil. Üç kendi evladimiz milli takimda oynuyor. Gol atinca ortaligi yikiyoruz. Senin tüm takima verdigin parayi Fenerbahçe iki futbolcusuna veriyor mesela. Yeniden yapilanmayi kademe kademe yukari çikmak lazim.

halil ibo
11.07.2005, 12:49
Hey gidi Ergin bunlari sana kimse anlatmadi mi ? Anlatmadilarsa önce al oku Sonra da ''Ben bir hata ettim bos mukavele imzalayacagim'' de.

CAFER ÖZER
12.07.2005, 13:50
Osman Sahinoglu

Rize?den baslayan futbol serüveninizin ilk yillarini anlatir misiniz bize ?
1961 yilinda Rize?de dogdum. Futbolla tanismam Rize?de mahalle aralarinda oldu. Ilkokul yillariydi. Her sabah arkadaslarla bulusur, aksama kadar maç yapardik mahalle aralarinda. Tek eglencemiz futboldu, baska bir sey düsünmezdik. Ayakkabilarimiz eskiydi ama onlarla idare etmeyi bilirdik. Eski mika toplar vardi. Genelde onlarla oynadik. Ekonomik durumumuz da pek iyi degildi. Okulun bahçesinde de top oynardik. Eve dönüste ayakkabilarim yirtik olunca felaket kiziyordu annem ve babam. Hiç izin vermezlerdi ama hep kaçar, oynardik. Simdi ise anne babalar çocuklarini bize emanet ediyorlar. Aile disindan da kimse beni top oynamam konusunda desteklemedi. Oysa ben futbolu çok seviyordum.

Peki bir takim çatisi altinda ne zaman ve nasil basladiniz ?
Bir takim çatisi altinda Kale Gülbahar takiminin alt yapisinda basladim. Sonra Rizespor?un yildiz takimina geçtim. Oradan da Rizespor amatörüne takimina. O zamanlar PAF takim yoktu zaten. 18 yasindaydim. 1 yil orada oynadim. 1 yil sonra Rizespor A Takimina geçtim. Rize 1. ligdeydi o yil. Trabzonspor maçi vardi, ben ise yedek soyunuyordum genelde. Trabzon?un sampiyon oldugu seneydi. Maç basladi ve Rizespor 1-0 öne geçti. Daha maçi 10. dakikasiydi. Karsimizda efsane bir takim vardi. Hoca bana oyuna girmem için talimat verdi. Ben de basladim titremeye. Ayakkabilarin bagini yavas bagliyorum ki geç gireyim diye. Maça basladim ve Allah ta yardim etti. Biz Trabzonspor?u yendik. Trabzonspor da çok gol kaçirmisti ama. O karsilasmadan sonra da devamli forma sansi buldum zaten. Trabzonspor?u yendik ama o yil Rizespor küme düstü.

Trabzonspor?a transferiniz nasil gerçeklesti ?
Rizespordan sonra Trabzonspor?a geldim. Beni izleyen yöneticiler olmustu. 3 - 4 takim transfer için beni istedi. Trabzonspor?dan da Kenan Iskender vardi saniyorum. Beni Trabzon?a çagirdilar. Ahmet Suat Hoca da istemis beni. Böyle olunca diger takimlari bir anda sildim kafamdan. Diger takimlari hiç düsünmedim. Gaziantepspor vardi, Altay vardi ama dedim ya diger takimlari hiç düsünmedim. Hem Trabzonspor?un büyüklügü, hem de Rize?ye yakin olmasi önemliydi. Böylece ailemden de uzaklasmamis olacaktim. Para pula da hiç bakmadim. Sampiyon bir kadro sampiyon bir takima gitmek istedim. Buna karsi çikanlar da oldu ama hiç farketmedi benim için. Trabzon?a geldim, imzayi attim. Rize?deki hocalarim "sen bizi yiktin, ne yaptin, niye imza attin" dediler. Niye öyle düsünüyorsunuz, Trabzon bizim komsumuz, sampiyon bir takim, gitmeyi çok istiyorum dedim ve imzayi attim. Transfer oldugumda 1 milyon 250 bin lira almistim. Ne kadar pesin aldigimi hatirlamiyorum. Çok büyük bir para da degildi zaten. Önemli olan benim için Trabzonspor?a gelmekti. 17 yasindayken Senol, Necati, Turgay agabeylerin gazetelerdeki resimlerini biriktirirdim. Iki yil sonra onlarla ayni masada yemek yedim, ayni sahada antrenman yaptim. Bu gururu para ile degisebilir misiniz ?

Trabzonspor formasiyla ilk oynadiginiz maçi hatirliyor musunuz ?
Trabzonspor formasi altinda ilk maçim Istanbul?da oynadigimiz Sariyer maçiydi. Trabzonspor?a geldim ama kadroya bakiyorum, kendime birakin ilk 11?i ilk 16?da yer bulamiyordum. Düsündügümde, bu kadroya giremem diyordum. Tabi çalismayi da birakmadim. Hatta daha çok çalistim. Trabzonspor kadrosu dedigimizde, o takimdan 6-7 futbolcunun Milli Takimda bile direkt oynadigini hatirlatayim. Buna ragmen, lig baslarken ben kendime takimda yer buldum. Üstelik sezonun ilk maçinda. Maçtan önce heyecanlanirdim ama maça çikinca her sey düzelirdi. Ismim tahtaya yazildiginda korkunç heyecanlandim, sevindim. 6 numarayla sahaya çiktim. Önceleri orta sahada oynadim. Sonradan sol bek oldum. Böylesine çabuk bin sekilde Trabzonspor?da forma sansi buldum ama ilk yil, ayagimin yan baglari koptu. Samsunda bir maçimiz vardi. Türkiye?nin her yerinde kar yagiyordu. Sadece Trabzon?da hava açikti. Ziyabey sahasindaki antrenmanda Tuncay?la ikili bir mücadeleye girdim ve sakatlandim. 3 ay sahalardan uzak kaldim.

Fenerbahçe maçlarinin ayri bir havasi vardi degil mi o zamanlarda da ?
Trabzon?da "Fenerbahçe?yi yenin, sampiyon olmayin" derlerdi o zamanlarda taraftar. Fenerbahçe ve Trabzonspor o dönemler hep zirve için bire bir savasmislar, aralarinda büyük bir rekabet yasanmisti. Bu rekabet hala da var zaten. Hatta bir sene, Fenerbahçe ile oynuyorduk, bize de beraberlik yetiyordu. Deplasmanda ikili puan sisteminde 22 puan toplamistik. Ama o karsilasmada Fenerbahçe bizi yendi. Fenerbahçe?yi mutlaka yenmemizi isteyen seyircinin galeyanina geldik. O maçi hiç unutamam. Oysa ki berabere kalsaydik bize yetiyordu. Seyirciye de hak vermiyor degilim. Onlar her zaman bizim kazanmamizi istemekte hakli. Belki de biz daha iyi olmaliydik.

Fenerbahçe maçlarini kazandiginizda nasil bir hava olurdu Trabzon?da ?
Kazandigimiz Fenerbahçe maçlari da oldu tabii ki. Cumhurbaskanligi Kupasi maçinda mesela Fenerbahçe?yi Ankara?da 2-0 yendik. Heyecanli ve çekismeli bir maçti. Bir sonraki yil da Fenerbahçe?yi Istanbul?da da yendik. O yil Fenerbahçe?nin puan olarak da önündeydik zaten. Sampiyon oldugumuz yildi ve 84. dakikadaki Dobi Hasan?in attigi golle yenmistik Fener?i. O maçtan sonra Trabzon?a döndügümüzde havaalanindan Trabzon?a 3 saatte gittik. Belki de 10 bin kisi bizi karsilamaya geldi.

Avrupa Kupalarinda da unutulmaz maçlar oynamistiniz degil mi ?
Inter maçini da unutamam. Tuncay?in attigi gol harikaydi. Inter?den önce Kaiserslautern ile oynamistik. Almanya?da oynanan ilk maçta yedektim. Rövans maçi ise sahanin çim olmasi nedeniyle Ankara?da oynanmisti. Ankara?da oynadigimiz maçta hiç unutmam, Birigel?le ikili mücadeleye girdim. Adam çok kuvvetli. Ona vurdum hiç etkilenmedi. Ama vurmama ragmen, ben iki - üç takla attim. O maçta da 3-0 yenilmistik zaten. Çok güçlü bir takimdi onlar. Inter maçi da çok enteresandi. Trabzon?da 1-0 yendik onlari. Oradaki maçi yöneten Dogu Alman hakem bizi kelimenin tam anlamiyla mahvetti. Ben 18?in disindaydim. Faul yaptim ama adam kendini 18?in içine atti. Hakem penalti verdi. 1-0 öne geçtiler. 88. dakikada biri hava topuna çikti, digeri Senol agabeye resmen sarildi. Orada resmen adaletsizlik vardi. Hakem görmedi tabii. Daha dogrusu gördü de veremedi faulü. Maç 2 ?0 oldu ve biz elendik. Maçi da her ne hikmetse televizyon vermedi. "Cinayeti gördüm" diye baslik atilmisti köse yazilarinda.

Lig maçlari arasinda unutamadiklariniz var mi ?
Lig maçlarinin da hepsi çekismeli ve heyecanli geçerdi. Boluspor maçi çok zorlu geçmisti mesela. Trabzon?daki maçta Boluspor bizi çok zorlamisti. 1-0 yendik ama çok zorlandik.
Bir de Besiktas maçi da vardi. Trabzon?da son dakikalarda attigimiz gollerle 3-1 yendigimiz maçti. Soldan orta attim, Dobi Hasan golü atti. Ben gol diye sahaya döndüm, hakem golü vermedi. Ben daha görev yerime gitmeden top bizim sahaya geldi. Bir baktim, top bizim kalenin önünde oynaniyor. Skor 3-1 oldu. Hoca bana kizacak mi diye bakiyorum. Çünkü Hata yapinca çekinirdim. Simdikilerin umurunda bile degil. o zaman Hocaya alttan alttan bakiyorum acaba kizdi mi diye. Bir anlik dalginligimdi bu.

Trabzonspor?dan neden ayrildiniz ?
Trabzonspor?da 2 yil oynadim. 1 Sampiyonluk, 1 Türkiye Kupasi, 1 Cumhurbaskanligi kupasi sevinci yasadim. Sampiyon oldugumuzda ben 20 yasindayim. Sampiyon bir takimdan 22 yasinda niye ayrilayim ki ? O zaman en düsük transfer parasi 5 milyon liraydi. Ben ise 3 milyon lira aliyordum. Yöneticilerime, "Ben sizden bir sey istemiyorum. Bana ayricalik yapmayin. Oynayanlardan farkim ne" diye sormustum. Buna ragmen ben yine de her sartta imza atardim. Ama hoca degisti, göreve Özkan hoca geldi. Belki de beni istemediler. Bunu bilemiyorum tabii. Ama sonra Özkan Hoca Konya?ya gitti, beni de o takima istedi. Bana çok yardimlari oldu. Onun destegini unutamam. Trabzonspor taraftarlarinin sunu bilmesini istiyorum. Ben Trabzonspor?dan ayrilmadim ama beni gitmeye zorladilar. Trabzonspor?dan Zonguldakspor?a gittim. Baktim orasi çok farkli. Trabzon gibi degil. O aradigim havayi Zonguldak?ta bulamadim. O güzelligi, o heyecani yakalayamadim. Tek basima kalmistim.

Basarili bir Trabzonspor?un sirri neydi size göre ?
Basarinin sirrini saniyorum herkes ayni sekilde anlatmistir. Trabzonspor?da yabanci kimse yoktu. Trabzon disindan bir Iskender vardi, bir de ben vardim. Ben de çok disardan sayilmazdim zaten. Aslinda hep bu yörenin çocuklariydik. Sahanin içinde savasiyorduk kazanmak için. Ben Trabzonlular Rizelileri, Rizeliler de Trabzonlulari sevmez fikrine asla katilmiyorum. Ben Trabzon?da çok güzel günler geçirdim ve bana Trabzon halki her zaman çok sahip çikti.

Taraftarla ilgili neler söylemek istersiniz ?
O zamanki taraftar sampiyonlugu kaniksamisti. Taraftar ikinci oldugumuz zaman üzülüyordu. Ikincilik az geliyordu onlara. Sampiyonluk disinda hiçbir sonuç basari olarak degerlendirilmezdi. Simdi ikincilik iyidir diye degerlendiriliyor. Hep kafaya oynardi Trabzonspor. O zamanki coskuyu anlatamam. Her seyirci Trabzonspor?un bir ferdiydi sanki.
Arkadaslik çok güzeldi. Maçtan önce 10-15 arkadas bir araya gelir, neler yapabiliriz diye konusurduk. Simdi o birlik yok. Simdiki sporcularda bunu göremiyorum. Büyük büyüklügünü, küçük küçüklügünü biliyordu. Trabzonspor?un eski sampiyonluk yillarina dönmesi için birlik ve beraberlik sart.

Peki, son olarak neler söylemek istersiniz okuyucularimiza ve taraftarlara ?
Hazirladiginiz yazi dizisi önemli bir tarihi belge olarak herkes tarafindan taktir ediliyor. Bizim için de hatirlanmak çok güzel bir sey. Karadeniz gazetesinin bu sayfasi inanin Türkiye?nin her yerinde konusuluyor. Bana da "sen ne zaman çikacaksin" diye soruyorlardi, kismet bugüneymis. O efsane isimler arasinda yer almak bana gurur verdi. Emegi geçenlere tesekkür ediyorum.

zedboysts
12.07.2005, 16:34
bu yazilari ilk defa anca okuyabildim gerçekten mükemmel. Yaw baska var mi macera gibismileys/smiley36.gif

CAFER ÖZER
12.07.2005, 17:04
bu yazilari ilk defa anca okuyabildim gerçekten mükemmel. Yaw baska var mi macera gibismileys/smiley36.gif


KARADENIZ GAZETESINDEN aliyorum her gün bir futbolcu açiklama yapiyor aslinda BMN olarak bunu ölümsüzlestirebiliriz kitap haline getirebilriz DOBI Hasan in açiklamalari vardi hangi gün oldugunu bulamadim.

omer61
13.07.2005, 18:45
süpeeeeeeeeerrrrr

sanatik
13.07.2005, 19:04
"Ligdeki 2. yilimizda Istanbul?da TSYD Kupasini kazandik. Zaten bir daha da bizi o kupaya almadilar sezon öncesi moralimiz bozuluyor diye"



smileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gifsmileys/smiley36.gif





okuyun ezikler !

CAFER ÖZER
15.07.2005, 08:11
Dobi? Hasan Sengül

Sohbete futbola nasil basladiginiz ve ?Dobi? lakabinin nereden geldigiyle baslayabilir miyiz ?
1961 Trabzon dogumluyum. 5 yasimda Samsun?a yerlestik. Mahallede top oynarken, sivemden dolayi futbol oynarken topa ?dop? derdim. ?At bana dobi?, ?Ver bana dobi? derken ismim ?Dobi Hasan? kaldi. Mahalle aralarindan Yolspor miniklerine girdim. Sonra yildizlar ligi kuruldu. Bölge karmasina seçildim. Sonra genç takima geçtim. Bu arada Samsun Genç takimina almak istediler beni. O zaman sehir içi transfer olmadigindan lisansimi Trabzon Yolspor?a verdiler. Samsun genç takiminda 1 yil oynadiktan sonra Samsun PAF takiminda oynamaya basladim. O yillar ben sag açik degil de orta saha oynuyordum. 1979 yilinda Samsunspor A Takim kadrosuna alindim.

Ilk futbol aninizi hatirliyor musunuz ?
Genç takimda oynarken, Fahrettin Genç hoca maç kadrosunu açikliyordu. 1,2,5 derken 7 numaraya gelince, ?Hasan? dedi. Arkadaslar birbirine bakmaya basladilar. Kadro açiklandiktan sonra, arkadaslar ?Hasan da kim? diye sordular hocaya. ?Kim olacak Dobi Hasan? deyince birlikte gülüsmeye basladik.

Çocuklugunuz nasildi ? Ortam futbol oynamaniza elverisli miydi ?
Biz 7 kardestik. Ailede tek ben futbol oynadim. Futbol oynamamda en büyük destegi amcamdan gördüm. Bu çocukluk dönemimde kara lastikle dolastim. Simit sattim, boyacilik yaptim. Hepsi oldu. Babamla çalistim, çok yokluklar çektim. Ama inanir misiniz, o yokluk dönemlerim çok güzeldi. O günleri özlüyorum. Bilhassa arsalarda oynadigimiz maçlari, oralarda kurdugumuz dostluklari hiçbir zaman unutamadim. Suna inanan bir insanim ; mahalleden iyi futbolcu çikiyordu. Bugün arsa kalmadigindan, yildiz futbolcu sayisinda sürekli düsüs var. Futbol okullari bu ihtiyaca cevap veremiyor. Biz o dönemlerde zaman bollugundan, bilmeyerek de olsa, tekrar metodunu yapar, kendimizi yetistirirdik.

Trabzonpor?a transferiniz nasil gerçeklesti ?
1983 yilinda Trabzonspor?a transfer oldum. Sayin Mehmet Ali Yilmaz baskanliginda güçlü bir yönetimimiz vardi. Transfer teklifi aldigimda, babam ve amcam devreye girdi. Hem Trabzonluyduk, hem de Trabzonspor güçlü bir takimdi. ?Seve seve gelirim? dedim. Transfer bedeli olarak 12 milyon 500 bin lira aldim. 6 milyon lirasi pesin.

Bordo-Mavili formaya alismaniz kolay oldu mu, zorluklar yasadiniz mi ?
Trabzonspor?a geldigimde ben sansliydim. Mahalle arkadasim olan Sinan Trabzonspor?da idi. Milli takimda da oynuyordum o dönem. Ikinci sansim, Senol agabey, Iskender, Turgay, Güngör gibi diger arkadaslarla samimiydim. O nedenle hiç zorluk çekmedim. Küçüklerin saygi, büyüklerin sevgi gösterdigi bir ortamimiz vardi. Bu anlayisin disinda bir futbolcu Trabzonspor?da zaten barinamazdi. Tek zorlandigim performansimdi. Bunun üzerine Ahmet Suat Hoca ?Sen milli takimda iyi oynuyorsun da, bizde niye kötü oynuyorsun? diye sordu. Çok üzülmüstüm. Ama, kötü oynadigim da bir gerçekti. Takimimiz sampiyonluga oynuyor, ben, bekleneni veremiyordum. 2. yari ile birlikte beklenen performansima kavustum. Suat Hoca tekrar geldi yanima. ?Yanilmisim? dedi, gönlümü aldi.

Peki, Trabzonspor formasiyla oynadiginiz ilk maçta neler hissettiniz ?
Trabzonspor formasi altinda ilk maçimi Zonguldakspor?a karsi oynadim. Müthis heyecanliydim. Zira, Trabzonspor çok büyük bir takim, çok büyük bir kulüptü. Her futbolcu Trabzonsporda oynayamaz. Dile kolay, Senol, Turgay, Necati gibi isimlerle ayni formayi giyeceksin. O formanin agirligi altinda ezilmeyip, kuvvetli olacaksin, bir de iyi oynayacaksin. Bu çok zor bir sey. Ancak, ben bunu basardim. Ilk maçimda da o ortamda gol atma basarisini gösterdim. Mükemmel bir arkadaslik ortami olan, çok iyi defansi, çok iyi orta sahasi ve forveti vardi. Türkiye?ye damgasini vurmus bir takimdi. Gol yeme diye bir derdin yoktu. Maglup oluruz diye bir kuskumuz yoktu. O yil, ya 1, ya 2 kez maglup olduk. Içeride 2, disarida 1 puan garanti gibi bir seydi. Maglubiyet istisna geldi.

Orta saha oyucusu olmaniza ragmen Dobi Hasan?in golcülügü nerden geliyor ?
Ben Samsun?da hiç gol atamazken, Trabzonspor?da gol atmaya basladim. Bu sefer Samsun?dan tepki geldi. ?Niye bizde gol atamiyordun da Trabzon?da atiyorsun.? diye. Ancak, Sinan ile Tuncay ile, Iskender ile olusan o mükemmel forveti olan Trabzonspor?da gol atmamak diye bir sey olamazdi. O yil, Galatasarayli Tarik Hociç?in ardindan gol kralliginda ikinci oldum. O yil Hociç 16 gol, ben 14 gol atmistim. Son Karabükspor maçinda Suat Hoca, ?Penalti olursa Dobi atsin? demisti. Arkadaslar al da at dercesine mükemmel paslar veriyorlardi. Ama ben o heyecandan bir türlü gol atamadim. Kaçirdigim gollük pozisyonlara inanamazsiniz. Maçi 2-0 kazandik ama gol krali olamadim. Sunu söylemek istiyorum ; Samsun?da gol atamazken, bir yil sonra Trabzon?da gol kralligini mucize bir sekilde kaçirdim. Iste Trabzon?un gizemi, kuvveti burada.

Sampiyon oldugunuz yilin unutulmaz maçi hangisiydi ?
Sampiyon oldugumuz yil, Istanbul?daki Fenerbahçe maçiydi. Maça basladik. Ne yalan söyleyeyim, ataklar karsilikliydi. Fakat, beraberlik bize yetiyordu. Maçin 89. dakikasinda Turgay agabey her zamanki ortalarinin birisini yapti. Kafayla gol attim. Sunu da söyleyeyim, ben topa vurmadim, top kafama çarpti. Fenerbahçeli kaleci Yasar?in da yardimlariyla sampiyonlugumuzu ilan eden golü attim. Kaleci Yasar?i seminerlerde gördügümde, ?Yasar senden Allah razi olsun, sayende attigim o golü hiçbir Trabzonspor?lu unutamadi. Ismim de bu golle hala aniliyor.? derdim.

Hem siz, hem Trabzonspor camiasi bu gole ve sampiyonluga çok sevinmissinizdir herhalde?
Günümüzde sampiyon olan Fenerbahçe?ye bakiyorum. Günlerce kutlama yaptilar.
Sampiyonlugu perçinleyip Trabzon?a dönerken otobüsün içerisindeki havaya baksaniz, sanki normal bir maç galibiyeti sonrasi havasi gibiydi. Trabzonspor sampiyonluklara o kadar alismis ki, sampiyonluk maçi normal bir maç gibiydi. Simdiki sevinçleri görünce tuhafima gidiyor. Ayni yilin ertesi sezon açilisinda Trabzonspor?un sampiyon olmus takimlari saha etrafinda dizildi. A takim sampiyon, genç takim sampiyon, diger kategorileri sampiyon olarak sahanin etrafinda tur atarken, halkin coskusu Trabzonspor olarak, tüm birimleriyle sampiyon olmanin hazzini ne unutabilirim, ne de anlatabilirim.

Sizi sampiyonluga ulastiran en önemli etken neydi size göre ?
Oynayaniyla, oynamayaniyla arkadaslik mükemmeldi. Izin günlerimizde hep birlikte hareket ederdik. Çogumuz Milli Takimda oynuyorduk. Ne yöneticilerimize, ne hocamiza, hiçbir kez saygida kusur etmemisizdir. Birbirimize sevgi ve saygida kusur etmemisizdir. Günün yönetimi maddi konuda takima üç kategoriye ayirmisti. Dengeyi çok iyi ayarlamislardi. Baskanimiz Mehmet Ali Yilmaz Istanbul?daydi ama kulüp çok güzel yönetiliyordu. Yönetimin ahengi, bizim estigimizle birlesince de sampiyonluk geldi. Lig sampiyonu olmus, Türkiye Kupasini kazanmis olan Suat Hoca eger degistirilmeseydi, 1984-1985 yilinda da tekrar sampiyon olurduk diye düsünüyorum.


Unutamadiginiz ve güzel olarak nitelendirebileceginiz goller hangileriydi ?
Ben kuvvetli, çabuk, süratli özellikleri olan bir oyuncuydum. Özelliklerimi bilerek oynardim, disina çikmazdim. Trabzonspor?da 2 yilda 22 gol attim. Ancak, iyi golcü degildim, iyi kenar oyuncusuydum. Trabzonspor?da çok güzel gol attigimi söyleyemem. Milli oyuncu olarak vurus teknigim iyi degildi. Anlami açisindan Yasar?a attigim golü, Milli Takim?da Almanya?ya attigim golü unutamam. Almanya?ya ilk gol atan Türk oyuncusu oldum. Genç Milli olmadan, A Milli oldum. Ilk maçimi Bulgaristan?a karsi oynadim. Son 20 dakika Ali Kemal agabeyin yerine oyuna girdim. Benim için bunun anlami büyüktü. Sunu da söyleyeyim, oyuna girdigimde, sasirmistim. Bu sürede nasil oynadim, ne yaptim, hala bilmiyorum. Kuzey Irlanda?daki maçta 2-1 yenildik tek golü de ben attim. O dönem 2-1, 3-1 yenildigimizde sevinirdik. Bugünkü gibi degildi. Günümüzde, Milli oyuncularin güvenleri yerine geldi.

Trabzonspor ile önemli Avrupa Kupasi deneyimleriniz de oldu degil mi ?
Trabzonspor?da ilk Avrupa Kupasi maçini Rusya?da Dinyeper?e karsi oynadim. Trabzonda 1-0 yenmemize ragmen, orada 2-0 yenilip, elendik. Sampiyon olduktan sonra Inter ile Trabzon?da oynadik. Inter?i Tuncay?in golüyle 1-0 yendik. Rövans maçinda öyle enteresan seyler yasadik ki , orta sahayi geçemiyor, sadece mücadele ediyorduk. Senol agabey adeta Inter?e karsi tek basina mücadele ediyordu. Kafasini yardilar, gol yemiyor. 2. yari ayni mücadeleye devam ediyorduk, hakem ceza alaninin yayinda aleyhimize penalti verdi. Sonra Senol agabeyin kolundan çekerek bos kaleye 2. golü attilar. Maçi Dogu Alman hakemin yardimiyla kazandilar.

CAFER ÖZER
16.07.2005, 08:46
Osman Denizci

Çocuklugunuz ve futbolla tanismanizla sohbete baslayabilir miyiz ?
1957 - Trabzon dogumluyum. Faroz Mahallesindenim. Mahalle aralarinda top pesinde kosarak futbola basladim. Faroz?da küçük bir sokak arasi vardi evimizin yaninda. Gazete kagitlarindan top yapardik Ikiye iki, üçe üç maçlar yapardik sabahtan aksama kadar. Yasitlarimizla hasir nesir olur, oynardik. Bize kimse yardimci olmadi, elimizden tutmadi. 1970?li yillarin basinda lisenin bahçesinde büyüklerimizin nasil oynadigini, topa nasil vurdugunu izlerdik. Sonra onlarin pratigine basladik bizde. Maddi imkansizliklar da vardi tabii. Aileme deste olabilmek için limon sattim, berber çirakligi yaptim, su sattim, demirci ustasinin yaninda da çalistim. Tek amacim bir top alabilmek ve o topla oynayabilmekti. Kimse futbol oynamami istemezdi. Az dayaklar yemedim. Yokluk dönemiydi. Pantolonlar yirtik, ayakkabilar yirtik, var gücümüzle kaçardik dayak yememek için. Babam benden bise olacagini düsününce biraz yumusamisti.

Ne zaman yeteneklerinizin farkin varildi ?
O zamanlar televizyon yoktu. TRT?nin kisa süreli, siyah beyaz yayinlari vardi, bizim de pek izleme sansimiz olmazdi. Büyüklerimizden Tavuk Orhan vardi. Onun vole vuruslari meshurdu. Oturur onu seyrederdim. Sebat?li Sinan agabey vardi. Onun futboluna bayilirdim mesela. Yavuz hoca da vardi. Hepsi çok iyiydiler. Tekniklerini, topa vuruslarini seyredip seyredip sonra tek basimiza veya arkadaslarla biz de pratik yapardik. Kendimizi yetistirmeye basladik. Bizi izlediler. Osman Saka vardi, Allah rahmet eylesin. Ona tavsiye ettiler. Eve geldi, beni seçmelere götürecegini söyledi. Dünyalar benim oldu tabi. Necati?ler, Ali Kemal?ler maç yapardi, bizi de 10-15 dakika alirlardi maça çok sevinirdik. Seçmelerde 40-50 kisi vardi. Karayollarinin altina çagirdilar bizi. Orta bire yeni baslamistim. Seçilenlere mektup gönderecegiz dediler. Su tarihte seçilenler gelsin denecekti. Gözüme günlerce uyku girmedi. Uzun Levent?le ayni siniftaydik. O, "Bana mektup geldi, seçildim" dedi. Eve umutla gittim, bana mektup gelmemisti. Sok oldum. Levent seçildi, ben seçilemedim diye saatlerce agladim. Ertesi gün mektup geldi. O sevincimi de unutamam. Yillar geçse de unutamam o sevincimi. Ne olursa olsun ilkler unutulmuyor.

Sonra takim disipliniyle futbolunuza devam ettiniz. Hangi takimlarda oynadiniz ?
Yolspor?da 3 sene genç takimda oynadim. 3. sene de A takimla karisik oynadim. Sabah genç takimla oynuyordum, ögleden sonra da A takimla maça çikiyordum. 1971-72-73 yillariydi. Yolspordan sonra, 1974 yilinda genç milli takima seçildim. Amatördeyken genç milliye seçilmek çok önemliydi. Genç takimlarda Türkiye 2.?si olduk. O arada üniversite sinavlarina girdim, kazandim. Erzurum Ziraat Fakültesini kazandim. Erzurum?da, 1975?ten 1979?a kadar hem okudum hem de futbol oynadim. 1979 yilinda Trabzonspor ve Rizespor transfer teklifinde bulundu bana. O zamanlar artirma ile aliniyordu futbolcu. 1979 yilinda Rizespor parayi bastirdi, aldi beni. Ligi 3. tamamladik. Trabzonspor?un sampiyon oldugu senedir. 1981-1983 arasi Fenerbahçe?de oynadim. 1982 ? 83 sezonunda Sampiyon olduk.

Trabzonspor?a transferiniz nasil ve ne zaman oldu ?
Mehmet Ali Yilmaz?in baskanligi döneminde Trabzonspor?a geldim. Agabeyim israr etti, baskan Mehmet Ali Yilmaz agirligini koydu, 1983 yilinda Trabzonspor?lu oldum. O dönemin belkide rekoruydu alinan ücret. Kulüp bazinda Fenerbahçe benden 32 milyon lira bonservis parasi aldi. Büyük paraydi. Bunu klüp aldi. Ben de 10milyon lira aldim. O parayla sahildeki evi aldim. Fenerbahçe bana o zamanlar Bagdat Caddesinde bir daire vermis, yillik da 4.5 milyon para veriyordu. Yani Trabzonspor?dan yaklasik 10 kat fazla para kazaniyordum Fenerbahçe?de. Ama Trabzonspor ile hiç para konusmadim. Gerek de duymadim. Trabzonspor?luluk para ile olmaz.

Flas transfer olarak geldiginiz Trabzonspor?daki günleriniz nasil geçti,
Trabzonspor?da büyük bir sanssizlik yasadim. Ali Kemal?in jübile maçinda ayagim kirildi. 2-3 sene sakatlikla ugrastim. Son sampiyonlukta, o da ligin ikinci yarisinda katkilarim oldu diye düsünüyorum. Sakatliktan sonra ilk maçim Bursa?daki Bursaspor maçiydi. Ilkyarinin sonuna yaklasirken 4-5 maç öncesiydi. Hep su içimde uhdedir ; O dönemde çok sorunluydum. Belki daha da rahat olsaydim Trabzon?a heykelimi diktirirdim. Çok sikintilarim oldu. Özel sorumlarim vardi. Kimseye karsi kirginligim yok. Benim hatalarimdi hepsi. Birsey yapamamamin ezikliginde bazi hatalarim oldu.

Ne gibi sorunlar yasadiniz Trabzonspor?da ?
Necati, Senol ve ben, maçtan bir aksam önce kampta oturuyorum. Suat hoca da var. Ben anlatmaya basladim. "Ilk sampiyonlugum Erzurumspor?daydi, kirmizi kart gördügüm için sampiyonluk turu atamadim" dedim. Fenerbahçe?de oynarken de sampiyonluk maçinda Stankoviç maçin bitimine 15 dakika kala disari aldi beni, kizdim, soyunma odasina gittim. Sampiyonluk turuna orada da katilmadim." dedim. "Ilk defa bir tura girecegim" diye anlatiyorum. Futbol yasantimin 3. sampiyonlugunu kutlayacagim diye heyecanlaniyorum. Maç basladi, iyi de gidiyordu. Maçin son 15 dakikasiydi. Oyuncu degisikligi isaret edildi, bir baktim 8 numara kalkti. O anda moralim çok bozuldu. Ahmet Suat Hoca?nin kisiligiyle hiç bir problemim yoktu. O anda çok strese girdim. Hiç birsey hatirlamiyorum o anla ilgili. Ayakkabilari firlatmisim. Yine oyundan aliniyorum yine tura katilamayacagim. Bardak tasti belki de. Kendimi hatali olarak görüyorum. Ama o an onu kasten yapilmis diye düsündüm. Simdi düsününce hatalarimi görüyorum. Özkan Hoca döneminde 1984 yilinda sezona çok heyecanli girdik. Ik dört maçta bütün varimizi yogumuzu ortaya koyduk. Ona vefa borcumuz vardir. Takim da iyi gitmedi. Özkan agabey ile de son maçlarda yildizlar barismadi, yine sikinti oldu. Ters gitti mi bazi seyler, pesi de ters gidiyor. Ben sanssizliklar yasadim Trabzonspor?da.

Iki büyük takimda sampiyonluk yasadiniz. Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu ?
Ilk sampiyonluktaki duygularim hep sorulur bana. Hem Fenerbahçe?de hem Trabzonspor?da sampiyonluk yasadim. Bana sorarlar Fenerbahçe?limisin, Trabzonspor?lumu diye. Ben Trabzonspor?lulugumu kimseyle tartismam. Çok örnek kadroyla büyüdüm ben. Yarim da kalsa, Trabzonspor?la yasadigim o sampiyonluk unutulmaz benim için. Iyiki onu yasamiisiz. Bende bu kadar yetenek varken Trabzonspor?a çok verimli olamadim. Yeteneklerimin karsiligini veremedim ona üzülüyorum.

Trabzonspor ile sampiyon oldugunuz gün neler yasadiniz ?
Istanbul?da sampiyon oldugumuz dönemde Fenerbahçe ile çok kritik bir maça çiktik. Dobi Hasan?in 89. dakikada kafayla attigi golün ortasini ben yapmistim. Fenerbahçe?den Trabzonspor?a geldigim yilin hemen ertesiydi. Çok sevinmistim o gole. Mehmet Ali bey bizi gazinoya götürdü. O aksam sabaha kadar eglendik. Resimlerini hala sakliyorum. Dönüsümüz de muhtesemdi. Havaalaninda binlerce insan, hepimiz halkin omuzundaydik. O duygulari anlatamam.

Trabzon?un ihtilal yaratan kadrosundaki sir neydi size göre ?
Trabzon halki için futbol yasam kaynagidir. Kan insan vücudu için ne kadar önemliyse Trabzon halki için de futbol öyledir. Simdi Trabzon?da futbolcu yetismiyor diyorlar. Milli Takimda 6 yil hocalik yaptim. Trabzon?da çok iyi futbolcular var. Alt yapiya çok önem verilsin. Iyi bir organizasyonla oradan futbolcu fiskirir. Orada köy köy dolassinlar. Alt yapi gözden geçirilmeli. Önümüzdeki 10 sene eski kadrolar kadar basarili bir kadro yapabilirler. Çünkü bu yetenek bizim yapimizda var. Faroz, Sotka, Arafilboyu, Kavakmeydan, Boztepe hepsi bir cevher yuvasi. Karadeniz insani çok yeteneklidir. Her yerin bir özelligi vardir ya, bizim ki de futbol. Tanri bize onu bahsetmis. Elini tasin altina soksun simdiki hocalar. Gençlere, alt yapiya önem versinler, sampiyonluklar gelecektir emin olsunlar. Biraz cesaret gerekli. Çocuklarin cesarete ihtiyaci var. O zamanki gençlik böyle yetisti.

Bugünkü takim ile ilgili degerlendirmeniz nasil ?
Kalite yok bugünkü kadroda. Üzülerek söylüyorum, ne Avrupa?da, ne de Türkiye Liginde bu isi götürebileceklerine inanmiyorum. Savasan bir kadro olduguna katiliyoru ama nerede hata yapiliyor bilmiyorum. Biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Her zaman gittigi yere kadar gidecektir. Fenerbahçe ile Galatasaray da çok iyi degil ama bir agirliklari var. Medya olsun, parasal güçleri olsun, onlari tasiyor belirli yerlere.

Taraftarlar için neler söylersiniz ? O günkü taraftar mi simdiki taraftar mi daha iyi ?
O günün taraftarlari ile bugünkünü karsilastirirsam, bak aynaya kendini gör diyorum. O dönemler çok iyiydi. Taraftarsiz bir klüp olmaz. Taraftar seyirci degil, taraftar olmali. O taraftari bu gün bile özlüyorum. Tüm Türkiye?ye göre Trabzonspor taraftari çok özeldir, her zaman da öyle kalacaktir. Para herseyi bozdu. Dostluk vardi, arkadaslik vardi. Trilyonluk, milyarlik arabalara sahip olan futbolcular simdi sadece antremanlarda bulusuyor. Paranin oldugu yerde hersey bozuluyor. Adina profesyonellik diyorlar ama ben inanmiyorum. Amatörlükte olan güzellik kalmadi.

Trabzonspor formasi altinda unutamadiginiz maç var mi ?
Türkiye Kupasi maçlari oynaniyordu. Zonguldakspor?la maçimiz vardi Trabzon?da. Sakatligimdan sonra forma giydigim ilk maçti. Çok iyi oynamistim. Zonguldakspor?u 6-0 yenmistik ve gollerin ikisini de ben atmistim. O maçi da o golleri de unutamam.

Size neden Büyük Osman diyorlar ?
Küçük Senol 30 yasina geldi, ona hep "Küçük Senol" dediler. Oysa ben 22 yasimda "Büyük Osman" oldum. Rize?de 18 yasinda Osman vardi, ona Küçük Osman dediler, bana 22 yasinda olsam da mecburen "Büyük Osman"... Öyle de kaldi sonra. Gittigim her takimda benden baska Osman olmasa da bana Büyük Osman dediler.

oflubektas
16.07.2005, 09:45
Ya birseyi anlamiyorum.Zonguldakspor maçi ya birisinin ilk maçi oluyor, ya da unutamadigi maçlar kategorisinde ilk sirayi aliyor. Nedir bu takimin hikmeti?

izmirdenayhan
20.08.2005, 23:40
buradaki bütün röportajlari ayri biryerde toplasak iyi olur bence....hepsi çok özel,yol haritamiz olabi,lecek söylesiler...

Hünkar
21.08.2005, 15:34
ah ulan ahhhhhhhhhhhhhhh goremedik o gunleri

falcon61
21.08.2005, 15:39
O zamanlarimizda olmasa ne yapardik bilmem hala onlarla avunmaya çalisiyoruz ne zaman sampiyonluk görücez yaws

metinulusoy
21.08.2005, 17:17
Okuyunca hala tüylerim diken diken oluyor.Keske o günleri bizde görebilseydi.Ezikoglu ezikleri her zaman yeneriz ama masa basi oyunlari bizim belimizi büküyor.En güzel örnegi sezon sonu yapilan ve stvden naklen yayinlanan söhretler turnuvasi.Takimlar ayni,futbolcular ayni,hakemler ayni,tek fark sonuç.Neden;çünkü turnuvanin sonucunda sampiyonluk yok ve masa basi oyunlari yok.

shotaarveladze
21.08.2005, 18:11
Allah razi olsun bu yaziyi paylasan arkadasimizdan. Bizi geriye tekrar götürdü o günleri yasadik...smileys/smiley19.gif

imported_özgür
21.08.2005, 22:12
ah ulan su ezikbahceyi bi yensek içerde disarda daha ne isterim ki ama az kaldi cok az kaldi

CECEN61
22.08.2005, 00:09
allahim bize o günleri gösterde huzuruna çiktigimizda basimiz öne egik olmasin

baris_aykan
22.08.2005, 01:45
allahim bize o günleri gösterde huzuruna çiktigimizda basimiz öne egik olmasin


sen guven kardes bu takima guven iyi gunde kotu gunde hep omuz omuza ne tarihtirki insan okudukca omuzlari bidaha kabariyo bir daha heybetleniyo smileys/smiley32.gifsmileys/smiley32.gif

antagonist
31.08.2005, 11:36
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0>
<T>
<TR>
<TD vAlign=top>Destek yetersiz</TD></TR></T></TABLE>
Trabzon'u "Mutsuz çocuk gibi" diye yorumlayan Ali Kemal Denizci "Cosku yok, tribündeki elektrik sahaya yansimiyor" diye konustu.


Genç Milli Takimlar Sorumlusu Ali Kemal Denizci ligin ilk 4 maçinda izledigi eski takimi Trabzonspor'u Fotomaç'a yorumladi. Trabzonspor'u "Mutsuz çocuklar gibiler" diye elestiren Ali Kemal Denizci "Trabzonspor'da elektrikler kesik!" diye de ilginç bir yorum yapti. Iste bir döneme imzasini atan eski futbolcu simdilerin hocasi Ali Kemal Denizli'den ilginç açiklamalar:

COSKU YOK
"Ilk 4 haftada bir Besiktas'i bir de Trabzonspor'u izliyorum Trabzonspor takim olarak iyi. Ama mutsuzluk görüyorum. Mutsuz bir takim görüntüsü var. Besiktas birbirine güveniyor. Futbolcular ve taraftar birbirlerine o elektrigi aktariyor. Trabzon'da bu bütünlügü ve elektrigi göremiyoruz. Mesela insan bir gol atar sevinir, cosku olur. Bu havalari onlarda göremiyorum. Türk futbolcusunda bu hava olmadigi ortamda basari gelmez. Bir an önce Trabzonspor o elektrigi, coskuyu yakalamak mecburiyetindedir. Trabzonspor'un geçen sezondan kazanci en büyük özelligi buydu. O hava su anda görülmüyor. Acil önlem sart"

YÜRÜYORLAR
"Su 4 maçta futbolculari ne olursa olsun oynayayim, http://www.pasfotomac.com.tr/2005/08/31/im/235C9EB2F4A57F469B6CADAAb.jpgmaç bitsin, havasi içerisinde gördüm. Bu durum hedefleri olan bir takim için çok tehlikeli. Trabzonspor ilk 30 dakikada çok iyi oynayip gücünü sahaya yansitiyor, sonrasinda futbolcular malesef kendini sikmadan maç bitsin gidelim gibi oyunu tamamliyor"

ELLER ÇOK IYI
"Yeni transferlerden Jefferson bana iyi bir kaleci izlenimi vermiyor. Gençligin verdigi havayi onda göremedim. Eller bana göre faydali bir transfer. Tolga ile futbol sitilleri farkli olmasina ragmen Trabzon'un topu oyuna sokma sikintisini hafifleten isim oldu. Tomas Jun'u herkes çok begeniyor. Son maçta ben birsey göremedim. Onun kalitesini böyle maçlarda görmek zor. Ne zaman takima direk girip oynamaya baslarsa görebiliriz."

SAMPIYONLUK IÇIN!
"Fatih'in satilmasi konusu çok ciddi bir durum. Yillar once Trabzonspor beni Fenerbahçe'ye parasizlik nedeni ile satmisti. Simdi Trabzonspor'un paraya mi yoksa basariya mi ihtiyaci var? Bunun kararini yönetim vermeli. Sampiyonluk isteniyorsa Fatih Tekke'nin satilmamasi ile birlikte kaybolan cosku ve elektrigin acilen yakalanmasi sart"

ümit
31.08.2005, 14:10
Yukaridaki Denizci'nin yazisi çok anlamli.COSKU YOK / ACIL ÖNLEM LAZIM.Uyan Senol hoca konusu açildi.Bence "uyan taraftar" konusuda açilmalidir.Uyuyan taraftar istemiyoruz.Lütfen yaa.KAhroluyorum avni akeri sus pus görünce.

Gülşen
31.08.2005, 14:25
Taraftar için bir sey diyemem. Ali Kemal agbimiz dogruyu söylemis.. Cosku eksiktir filan ama futbolcularda hiç bir eksik yok "fazla" var.O da para... Bu yila kadar can havliyle oynayan, geçen yila kadar özellikle Gökdeniz'i hatirlayin, nasil bir hirs vardi çocukta... Maç sonrasi açiklamalarini hatirlayin.Yönetim pirimi artirsin, bizler pirimle geçiniyoruz,arkadaslarla canimizi disimize takiyoruz, vs.. Simdi hersey ortada. Para bir motivasyon aracidir ama bizimkilerde süreç tersine isledi galiba...

Zafer Keskin
31.08.2005, 14:29
PARA KAZANDIKÇA OYNAMA ISTEkLERI azaldi bizimkilerin bunlarin bir an önce daha iyi motive edilmeleri gerekiyor...

Gülşen
31.08.2005, 14:56
Adamlara ne gerekiyorsa yapiliyor. Daha ne yapilsin... Her yerde kral gibiler... Ne bu böyle nazenin, hemen kirilan sürekli motivasyon bekleyen ruh hali... Çikip çatir çatir oynamalilar... Rüzgar yandan esti, bizimkilerin morali bozuldu, sagdan esti böyle oldu. Yok daha neler... Edited by: Gülsen

mini FaNaTiK
31.08.2005, 15:21
sorun bence futbolculara ne isteniyorsa yapiliyor olmasi futbolcular sunu anlamali trabzonspor bize degil biz trabzonspora mecburuz bunu anlayan zaten takimi sirtliyor anlamayan ise forumlarda tartisiliyor...

antagonist
01.09.2005, 10:51
<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0>
<T>
<TR>
<TD vAlign=top>


Ahmet Suat ÖZYAZICI


Rum soku bitmeli</TD></TR></T></TABLE>
A. Suat Özyazici, Trabzonspor'un Anorthosis sokunu hâlâ atamadigini söyledi, "Yoksa takim iyi yolda" dedi.


Trabzonspor'a sampiyonluk yasatan Ahmet Suat Özyazici hoca, elestirilerin aksine bordomavililerin iyi yolda oldugunu söyledi. Ilk 4 maçta elde edilen 2 galibiyet, 2 beraberligi basarili bulan Özyazici, "Karamsarliga gerek yok. Trabzonspor iyi yolda" dedi. Son Malatyaspor maçinda ortaya konan futbolun umut verici oldugunu belirten Özyazici söyle konustu: "Çok gol pozisyonu üretildi. Deplasmanda oynanan futbol güzeldi. F.Bahçe, G.Saray ve Besiktas'a göre Trabzonspor'un futbolu daha derli toplu ve ümit verici. Dört maçta yenilgi yok. Hedefine kosan bir Trabzonspor var."

ALTERNATIF YOK
Kurt hoca, "Trabzonspor'un hedefi ilk 4 diye düsünüyorum. Bunu da alternatif kadrosu olmadigi için söylüyorum. Bugün Trabzon'u Fatih tasiyor ama alternatifi hâlâ yok! Trabzonspor genç ve dinamik bir kadrosu var. Geçen seneden kazanilan bir takim oyunu mevcut. G.Saray, F.Bahçe ve Besiktas içinde takim bir yer bulacak. Yeni girenlerin takima katkisi çok önemli. Katki çok olursa Trabzon geçen seneden çok daha da iyi bir yere yerlesir" ifadesini kullandi. z

JUN ÇARE OLMAZ
Yeni transferleri de degerlendiren Özyazici, "Kaleci Jeferson ve Eller, Trabzonspor'un bütçesine göre alabilecegi en iyi oyuncular. Ikisi de Barcelona'da bile oynayabilecek kalitedeler. Jun egoist degil, iyi yer tutuyor. Bana sorarsaniz iyi futbolcu, ama Trabzonspor'un aradigi santrfor tipi degil. Bize yüksek toplara hakim, rakibi dagitacak bir santrfor alinmaliydi" seklinde konustu. Ahmet Suat hocanin son mesaji ise herkeseydi: "Trabzonspor'un sikintisi su; hâlâ daha takim, yönetim, teknik kadro ve taraftarlar, Anorthosis sokundan çikamadi. Bir an önce artik bu soktan çikilmali. Dünü dünde birakip, önümüze bakalim."