Ahmet Karadeniz
28.07.2009, 09:53
Rafet El Roman Trabzonsporluluğumdan asla vazgeçmeyeceğim dedi
Rafet TS İçin Konuştu
Rafet El Roman hepimizin bildiği Trabzonsporlu bir sanatçı. Bugüne kadar yaptığı bütün albümlerinde kalbe dokunan şarkılar yazan Rafet El Roman, romantik şarkılarıyla hayatımıza yeni bir soluk getirdi. Edirneli olduğunu bildiğimiz Rafet El Roman'a ilk sorumuz Trabzonspor sevdasıyla ilgili oldu.
“ŞENOL GÜNEŞ'TEN MİRAS BANA”
Sizi tanıdık tanıyalı sürekli her yerde Trabzonspor sevdanızdan bahsediyorsunuz. Bu sevda nereden geliyor? Biz biliyoruz ancak bir kez daha sizin ağzınızdan duyalım.
6 yaşımda Almanya'ya gittiğimde Alman kulübüne yazıldım ve kalede görev aldım. 70 yılların sonuydu. O yıllarda bizim Milli Takım kalecimiz 'uçan kaleci' lakaplı Şenol Güneş'ti. Ben de kalede oynadığım için Türk Milli Takım kalecisini örnek alıyordum. O yıllarda Şenol Güneş hayranlığım başladı. Daha sonra da Şenol Güneş'in Trabzonspor kalecisi olduğunu öğrendiğimde Trazonspor'a karşı sevgim de arttı. Tabiki o yıllarda Trabzonspor da en şaşalı günlerini yaşıyordu. O yıllardan kaldı bana Trabzonspor sevgisi. Ve de hiç değişmedi, değişmeyecek de...
“ABİM KOYU FENERLİYDİ”
Şampiyonluğa uzun bir ara verdik. Bir sanatçı olarak hiç daha popüler takımı tutmayı düşündünüz mü?
Ben de değişmeyen duygulardan biridir Trabzonspor sevgisi. Sadıktır her zaman. O kaldı bende. Ben neyi sevdiysem hayatım boyunca onu hep taşıdım gönlümde. Trabzonspor sevgisi de bende kaldı ve hep kalacak. O şampiyonluk dönemleri bana çok farklı şeyler yaşattı. Diğer takımı tutan o kadar çok kişi vardı ki, bir 'alay'a karşı neredeyse ben tek başımaydım. Tek Anadolu takımını tutan bendim mesela. Abim koyu Fenerbahçeli'ydi. Ağabeyim de o yıllar libero oynadığı için Fenerli Cemil'i örnek almıştı kendine (Cemil Turan). Sanırım kulüplerde oynayan futbolcularla alakalı takım tutmaya başlamak. O'nlar etkili oluyorlar oynadıkları kulübü sevmenize. Yada anneden babadan gelen fanatiklik oluyor. Bana Şenol Güneş'ten, ağabeyime de Cemil'den kaldı.
Sporcu iken neden sanatı tercih ettiniz?
16 yaşıma kadar futbol oynadım. Uzun yıllar libero olarak görev yaptım. Neredeyse her mevkide oynadım. İyi bir futbolcuydum. Ya futbolcu olacaktım ya da müzisyen. Ben müziği tercih ettim.
“İSTİKRAR KORUNMASI GEREK”
Trabzonspor'un iddialı bir kadrosu oluştu. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Trabzonspor'da hedefler hep geçmişte olduğu gibi büyüktü. Her başkan ve yönetim döneminde hedef şampiyonluktu. Maalesef 26 senedir şampiyonluk özlemi içimizde yara oldu. Geride kalan sezonda iyi futbol oynadık. Yeni sezonda bu istikrarı korursak başarı gelir. Taraftar olarak bu yıl tribünde hiçbir taşkınlık görmedim. Bu memnuniyet verici. Takım oturmuş durumda. Bence yeni sezonda Trabzonspor daha iddialı olacaktır. Rakipler yine transferler yapıyorlar ancak Trabzonspor geçen sezon birlikte oynayan oyuncuların tecrübe kazanmasından faydalanacaktır.
Şenol Güneş için ne söyleyeceksiniz?
Bir yerde büyüyüp o yapıdan gelen birine sarılmak, insan yapısına çok uygundur. Trabzonspor'da da en alt sıradan en üst sıralarda her duyguyu yaşamış biri Şenol hoca. Ben O'nun bu takımda yer almasını arzu ederdim. Bu kadro ile bu işi başarırdı. Herkes çok seviyor O'nu...
“GÖKHAN VE YATTARA İYİ FUTBOLCU”
En çok hangi futbolcuları beğeniyorsunuz?
Valla ben ilk 11'i değişmezdim. Takım içinde Gökhan'ı, Yattara'yı ve diğerlerini çok beğeniyorum. Hüseyin takımda bulunduğu dönemde kaptan olarak duruma çok hakim bir karakter olarak öne çıktı. Çok kaliteli bir oyuncu. Bu sezon Avrupa kupalarında başarılar elde edersek, Trabzonspor biraz daha güçlenecek ve güveni artacaktır.
Kolbastı oyununu beğeniyor musunuz?
Kolbastı inanılmaz bir oyun. Çok kısa sürede iyi bir fizibilite yaptık. Konserlerde bile oynuyoruz. Yusuf (Güney) biliyorsunuz çok iyi oynuyor kolbastıyı. Hayatımıza çok çabuk girdi bu oyun. Ama süper bir görüntü. Eğlenceli ve renkli...
“BENİ HEP TRABZONLU SANIYORLAR”
Trabzon halkını dışarıdan nasıl görüyorsunuz?
Benim çoğu karşılaştığım Trabzonsporlular beni hep Trabzonlu zanediyorlar. Edirneli olduğumu duyan şok oluyor. Sonra hikayesini anlatıyorum Trabzonsporluluğumun, onlarda beni anlıyorlar. Özellikle Trabzonlular içinde müziğimi dinlemeyen ancak Trabzonsporlu olduğum için dinleyip daha sonra da müptelası olanlar var. Bu çok güzel birşey. Ben Trabzonlular'ı seviyorum. Sıcak ve samimi insanlar.
Şehri gezdiniz mi hiç?
Bu benim Trabzon'a yaklaşık olarak 10. gelişim sanırım. Önemli yerlerine gittim. Köşke, Sümela Manastırına, Ayasofya Müzesini gezdim. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ne giderek idmanı izledim. Hatta o zaman takımı Şenol hoca çalıştırıyordu. Takımda Hamiler, Ogünler, Abdulahlar vardı. O idmanı ve son Fener maçını unutamıyorum. Şampiyonluğun kaçtığı son maçtı ve adeta yıkılmıştım... Geride kalan sezonda da Trabzonspor çok şeyleri hak etti. Keşke bazı maçlarda kaybettiğimiz puan kazalarını yaşamasaydık. Şu an konumuz çok farklı olurdu.
“SCHALKE MAÇINI İZLEMİŞTİM”
1975-80 Yılları arasında Trabzonspor bir devrim yaptı. Sizin sevginiz de o yıllarda başladı. Hiç unutamadığınız bir maç ya da anı varmı sizin için özel olan?
Maçlara gidemiyordum. Almanya'da olduğum için inanmazsınız belki ama ben ilk Trabzonpspr maçına ünlü olduktan sonra geldim. 1995-96 Yılında canlı olarak UEFA Kupası maçında Schalke maçını izlemiştim.
Tekrar gelecekmisiniz?
Yönetimle sürekli temas halindeyim. Fahri üyeyim kulübe. Yönetimden gelen her şeye katılırım. Varlığım eğer katkı ya da güzellik verecekse seve seve katılırım. Açılışlarda konser verebilirim örneğin.
“ELEŞTİRİ HİÇBİR İŞE YARAMIYOR”
Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Trabzonspor güzel bir şehir, Trabzonspor özel bir kulüp. Bunun değeri tüm Trabzonsporlular tarafından iyi bilinmeli ve koşulsuz sevilmeli bana göre. Sevgi karşılıksız olursa güzeldir. Bir çıkar uğruna yapılacak şey değildir taraftarlık. Taraftar olmak desteklemeyi gerektirir. Zamansız ve gereksiz eleştiri, ya da kötü tezahürat inansınlar ki hiçbir şeyi çözmez. Aksine zarar verir. Geride kalan sezonda az önce de bahsettiğim gibi güzele gidiş vardı. Ancak gördüğüm bir başka husus da şuydu. Taraftarlarımız takımlarını centilmence izlerken desteklemeyi unuttular izlenimi verdiler. Yeni sezonda bu centilmenliklerine bir de olumlu tezahüratlı desteği de eklerlerse eminim çok daha güzel bir atmosfer oluşacaktır. Bu güzel atmasfer de takıma olumlu yansıyacaktır. Ben futbol oynadığım için bunu biliyorum. Futbolcu tribünden çok etkilenir.
Rafet TS İçin Konuştu
Rafet El Roman hepimizin bildiği Trabzonsporlu bir sanatçı. Bugüne kadar yaptığı bütün albümlerinde kalbe dokunan şarkılar yazan Rafet El Roman, romantik şarkılarıyla hayatımıza yeni bir soluk getirdi. Edirneli olduğunu bildiğimiz Rafet El Roman'a ilk sorumuz Trabzonspor sevdasıyla ilgili oldu.
“ŞENOL GÜNEŞ'TEN MİRAS BANA”
Sizi tanıdık tanıyalı sürekli her yerde Trabzonspor sevdanızdan bahsediyorsunuz. Bu sevda nereden geliyor? Biz biliyoruz ancak bir kez daha sizin ağzınızdan duyalım.
6 yaşımda Almanya'ya gittiğimde Alman kulübüne yazıldım ve kalede görev aldım. 70 yılların sonuydu. O yıllarda bizim Milli Takım kalecimiz 'uçan kaleci' lakaplı Şenol Güneş'ti. Ben de kalede oynadığım için Türk Milli Takım kalecisini örnek alıyordum. O yıllarda Şenol Güneş hayranlığım başladı. Daha sonra da Şenol Güneş'in Trabzonspor kalecisi olduğunu öğrendiğimde Trazonspor'a karşı sevgim de arttı. Tabiki o yıllarda Trabzonspor da en şaşalı günlerini yaşıyordu. O yıllardan kaldı bana Trabzonspor sevgisi. Ve de hiç değişmedi, değişmeyecek de...
“ABİM KOYU FENERLİYDİ”
Şampiyonluğa uzun bir ara verdik. Bir sanatçı olarak hiç daha popüler takımı tutmayı düşündünüz mü?
Ben de değişmeyen duygulardan biridir Trabzonspor sevgisi. Sadıktır her zaman. O kaldı bende. Ben neyi sevdiysem hayatım boyunca onu hep taşıdım gönlümde. Trabzonspor sevgisi de bende kaldı ve hep kalacak. O şampiyonluk dönemleri bana çok farklı şeyler yaşattı. Diğer takımı tutan o kadar çok kişi vardı ki, bir 'alay'a karşı neredeyse ben tek başımaydım. Tek Anadolu takımını tutan bendim mesela. Abim koyu Fenerbahçeli'ydi. Ağabeyim de o yıllar libero oynadığı için Fenerli Cemil'i örnek almıştı kendine (Cemil Turan). Sanırım kulüplerde oynayan futbolcularla alakalı takım tutmaya başlamak. O'nlar etkili oluyorlar oynadıkları kulübü sevmenize. Yada anneden babadan gelen fanatiklik oluyor. Bana Şenol Güneş'ten, ağabeyime de Cemil'den kaldı.
Sporcu iken neden sanatı tercih ettiniz?
16 yaşıma kadar futbol oynadım. Uzun yıllar libero olarak görev yaptım. Neredeyse her mevkide oynadım. İyi bir futbolcuydum. Ya futbolcu olacaktım ya da müzisyen. Ben müziği tercih ettim.
“İSTİKRAR KORUNMASI GEREK”
Trabzonspor'un iddialı bir kadrosu oluştu. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Trabzonspor'da hedefler hep geçmişte olduğu gibi büyüktü. Her başkan ve yönetim döneminde hedef şampiyonluktu. Maalesef 26 senedir şampiyonluk özlemi içimizde yara oldu. Geride kalan sezonda iyi futbol oynadık. Yeni sezonda bu istikrarı korursak başarı gelir. Taraftar olarak bu yıl tribünde hiçbir taşkınlık görmedim. Bu memnuniyet verici. Takım oturmuş durumda. Bence yeni sezonda Trabzonspor daha iddialı olacaktır. Rakipler yine transferler yapıyorlar ancak Trabzonspor geçen sezon birlikte oynayan oyuncuların tecrübe kazanmasından faydalanacaktır.
Şenol Güneş için ne söyleyeceksiniz?
Bir yerde büyüyüp o yapıdan gelen birine sarılmak, insan yapısına çok uygundur. Trabzonspor'da da en alt sıradan en üst sıralarda her duyguyu yaşamış biri Şenol hoca. Ben O'nun bu takımda yer almasını arzu ederdim. Bu kadro ile bu işi başarırdı. Herkes çok seviyor O'nu...
“GÖKHAN VE YATTARA İYİ FUTBOLCU”
En çok hangi futbolcuları beğeniyorsunuz?
Valla ben ilk 11'i değişmezdim. Takım içinde Gökhan'ı, Yattara'yı ve diğerlerini çok beğeniyorum. Hüseyin takımda bulunduğu dönemde kaptan olarak duruma çok hakim bir karakter olarak öne çıktı. Çok kaliteli bir oyuncu. Bu sezon Avrupa kupalarında başarılar elde edersek, Trabzonspor biraz daha güçlenecek ve güveni artacaktır.
Kolbastı oyununu beğeniyor musunuz?
Kolbastı inanılmaz bir oyun. Çok kısa sürede iyi bir fizibilite yaptık. Konserlerde bile oynuyoruz. Yusuf (Güney) biliyorsunuz çok iyi oynuyor kolbastıyı. Hayatımıza çok çabuk girdi bu oyun. Ama süper bir görüntü. Eğlenceli ve renkli...
“BENİ HEP TRABZONLU SANIYORLAR”
Trabzon halkını dışarıdan nasıl görüyorsunuz?
Benim çoğu karşılaştığım Trabzonsporlular beni hep Trabzonlu zanediyorlar. Edirneli olduğumu duyan şok oluyor. Sonra hikayesini anlatıyorum Trabzonsporluluğumun, onlarda beni anlıyorlar. Özellikle Trabzonlular içinde müziğimi dinlemeyen ancak Trabzonsporlu olduğum için dinleyip daha sonra da müptelası olanlar var. Bu çok güzel birşey. Ben Trabzonlular'ı seviyorum. Sıcak ve samimi insanlar.
Şehri gezdiniz mi hiç?
Bu benim Trabzon'a yaklaşık olarak 10. gelişim sanırım. Önemli yerlerine gittim. Köşke, Sümela Manastırına, Ayasofya Müzesini gezdim. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ne giderek idmanı izledim. Hatta o zaman takımı Şenol hoca çalıştırıyordu. Takımda Hamiler, Ogünler, Abdulahlar vardı. O idmanı ve son Fener maçını unutamıyorum. Şampiyonluğun kaçtığı son maçtı ve adeta yıkılmıştım... Geride kalan sezonda da Trabzonspor çok şeyleri hak etti. Keşke bazı maçlarda kaybettiğimiz puan kazalarını yaşamasaydık. Şu an konumuz çok farklı olurdu.
“SCHALKE MAÇINI İZLEMİŞTİM”
1975-80 Yılları arasında Trabzonspor bir devrim yaptı. Sizin sevginiz de o yıllarda başladı. Hiç unutamadığınız bir maç ya da anı varmı sizin için özel olan?
Maçlara gidemiyordum. Almanya'da olduğum için inanmazsınız belki ama ben ilk Trabzonpspr maçına ünlü olduktan sonra geldim. 1995-96 Yılında canlı olarak UEFA Kupası maçında Schalke maçını izlemiştim.
Tekrar gelecekmisiniz?
Yönetimle sürekli temas halindeyim. Fahri üyeyim kulübe. Yönetimden gelen her şeye katılırım. Varlığım eğer katkı ya da güzellik verecekse seve seve katılırım. Açılışlarda konser verebilirim örneğin.
“ELEŞTİRİ HİÇBİR İŞE YARAMIYOR”
Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Trabzonspor güzel bir şehir, Trabzonspor özel bir kulüp. Bunun değeri tüm Trabzonsporlular tarafından iyi bilinmeli ve koşulsuz sevilmeli bana göre. Sevgi karşılıksız olursa güzeldir. Bir çıkar uğruna yapılacak şey değildir taraftarlık. Taraftar olmak desteklemeyi gerektirir. Zamansız ve gereksiz eleştiri, ya da kötü tezahürat inansınlar ki hiçbir şeyi çözmez. Aksine zarar verir. Geride kalan sezonda az önce de bahsettiğim gibi güzele gidiş vardı. Ancak gördüğüm bir başka husus da şuydu. Taraftarlarımız takımlarını centilmence izlerken desteklemeyi unuttular izlenimi verdiler. Yeni sezonda bu centilmenliklerine bir de olumlu tezahüratlı desteği de eklerlerse eminim çok daha güzel bir atmosfer oluşacaktır. Bu güzel atmasfer de takıma olumlu yansıyacaktır. Ben futbol oynadığım için bunu biliyorum. Futbolcu tribünden çok etkilenir.