PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Barbon Ziya'ya Dönelim! Ama Nasıl?



Kaya
01.07.2009, 22:20
http://www.bordomavi.net/images/haber/barbonziya2009.jpg

Trabzonspor’un kemikleşmiş tartışmalarından biri “yerlinin yerlisi-formanın terlisi”dir kuşkusuz.

Başarısız geçen her sezondan sonra “öze dönelim” diye bağırır bu camia, ancak, o “öz”den bir nüveye de en az müsamahayı layık görür. Omuzlarda karşılanan Şenol Güneş küfürlerle kovulur, teknik kapasitesinin üç katı emek harcayan Hüseyin her yenilgiden sonra tükürükle boğulur, aldığı para yüzünden de kapı önüne konur.

Bu Trabzonspor’a efsane döneminden miras kalan bir sendromdur.

Başarısız geçen her yılın tedavi reçetesinde “öze dönüş”ün günde en az üç doz alınması öngörülür, ancak, hiçbir zaman kullanılmadığı için gerçekten de günümüzde “doğru ilaç” olup olmadığı kuşkuludur.

***

Trabzonsporlular olarak bir türlü aklımızdan çıkaramadığımız “öze dönüş” arzusunun, kelime itibariyle, “dönmek” istediği “öz”, elbette, Şenolların, Turgayların, Ali Kemallerin, Necatilerin, Hasanların, Kadirlerin, Cemillerin Trabzonsporudur.

Yani, Karadeniz’in hırçın çocuklarından mürekkep kontrolsüz bir kudretin, “doğayı yenen insanın sevinciyle”, atmacalar gibi rakiplerine saldırdığı, Liverpool’un, Barcelona’nın karşısında diz çöktüğü, Fenerbahçeli futbolcuların köşe vuruşu kazanınca gol atmış gibi sevindiği, milyonlarca Anadolulunun ezilmişliğine ilaç gördüğü, “ bizim uşaklar hep yener” nidalarının öznesi olan Trabzonspor…

O Trabzonspor’un, o hiçbir zaman aklımızdan silinmeyecek “öz”ün mimarlarından biri Halit Ziya Kurbetçi Amcamızdır. Ya da lakaplarıyla yaşayan kentin efendi bir ferdi olarak anmak gerekirse; Barbon Ziya.

***

Barbon Ziya Amcamızın efsane Trabzonspor’un kuruluşunda hayati bir rolü bulunmaktadır, pek bilinmese de.

Sene 1972…

Trabzonspor Başkanı Suat Oyman, emeklilik yaşına gelmiş İstanbul takımı futbolcularının alınmasına dayalı transfer politikasının sonuç getirmeyeceğini anlar ve Trabzon’un spor hayatında tanınan bir isim olan Halit Ziya Kurbetçi’den bir rapor hazırlamasını ister.

Tarihimize “Barbon Ziya” raporu olarak geçen çalışmasında Halit Ziya Karadenizli olmayan bütün futbolcuların gönderilmesini önerir ve aşağıdaki isimlerin alınmasını tavsiye eder:

Trabzon'daki amatör takımlarda oynayan Şenol Güneş, Turgay Semercioğlu, Bekir Barçın, Necati Özçağlayan, Kadir Özcan, İhsan Sakallıoğlu, Cemil Usta ve Rizespor'da oynayan Ali Kemal Denizci ile Ali Yavuz…

İsimler tanıdık geliyor, değil mi?

Barbon Ziya Raporunun alınmasını salık verdiği bu isimlerden oluşan kadronun iki sene sonra Trabzonspor’u 1. Lig’e çıkardığı ve o temiz, efendi, şerefli mazinin yolunu döşediğini düşünürsek, Halit Ziya Amcamızın Türk futbol tarihindeki önemi olanca berraklığıyla anlaşılacaktır.

Aslında bir şeyi daha anlıyoruz iki sene önce bugün kanser illetinden kaybettiğimiz Kurbetçi’yi anarken: Öze dönüş hasreti, Barbon Ziya’ya dönmektir.

***

Peki, bugün, nedir öze dönüşte kastedilen?

Öze dönüş, takımdan tüm Trabzonlu olmayan futbolcuların atılması ve takımın başına da eski Trabzonsporlu futbolcuların mı getirilmesidir?

Bu soruya yanıt ararken Trabzonspor’un geleceğinden ne beklediğimizi de ortaya koymalıyız.

İstediğimiz, özlediğimiz, beklediğimiz Trabzonspor transfere para harcamakta İstanbul takımlarıyla yarışmaya çalışan, şampiyonluğu bu yolla elde etmeyi kabullenmiş bir Trabzonspor mudur?

Yani, hedef sadece ve sadece, bir kere olsun, şampiyon olmak mıdır?

Elbette değil.

***

Trabzon’da, Karadeniz’de, Anadolu’da mahalle aralarında, olanca mahrum şartlarda keşfedilmeyi bekleyen binlerce çocuk var.

Trabzonspor öze dönecekse, Anadolu’dan bu bağrı açık, baldırı çıplak evlatlarını, ciddi bir program ve irade çerçevesinde, “futbol fena halde hayata benzer” şiarıyla, hem yaşama hazırlayan, hem de spor ahlakı içerisinde yetiştiren bir sistemle dönebilir.

Bu ülkede futbol, halkın afyonu değil, aksine, suyu, ekmeği ve hayalleridir.

Trabzonspor dün olduğu gibi bugün de “fair play” ilkesine, ya da gelin bildiğimiz gibi söyleyelim, şerefli ve namuslu bir futbola bağlı gençler yetiştirmelidir.

Futbolun kitabının yazıldığı şehir, bugünkü sosyal ve ekonomik şartları ne olursa olsun, bu davayı üstlenebilecek kapasitededir.

***

Böyle bir Trabzonsporu tahayyül edebilmemizi sağlayan Halit Ziya Kurbetçi Amcamızı ve nice diğerlerini hasretle anıyoruz.

Ruhları şad olsun.


Beynelmilel
BordoMavi.Net


Not: "Beynelmilel" rumuzlu arkadaşımıza Barbon Ziya'nın ölüm yıldönümü için kaleme aldığı yazı için çok teşekkür ederiz...

Mayls
01.07.2009, 22:48
Allah rahmet eylesin. Ruhları şad olsun.

Muhammet*
01.07.2009, 22:55
Allah rahmet eylesin,Mekanı cennet olsun...

macka61
01.07.2009, 23:15
çok güzel bir yazı olmuş arkadaşımızın yüreğine sağlık vede Barbon Ziya büyüğümüze Allahtan rahmet diliyorum mekanı cennet olsun

Volkan
01.07.2009, 23:16
Allah rahmet eylesİn

Dursun Kaplan
01.07.2009, 23:20
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet,ruhu şad olsun.

Erdal
01.07.2009, 23:22
Eyvallah...Yazan arkadaşın yüreğine sağlık....

Oruç
01.07.2009, 23:23
Allah rahmet eylesin. Yazı da çok iyidi teşekkürler...

Hotaman
01.07.2009, 23:33
Ruhu şad olsun. Bize bıraktığı yolu yenileyerek kullanmalıyız.

ceserdar
01.07.2009, 23:41
Barbon Ziya hakkında daha önceden de okuduğum birkaç yazı vardı ve o yazılar sayesinde aslında Trabzonspor'umuzun kahramanlarından olduğunu geçte olsa öğrenmiştim. Mekanı cennet olsun. Böyle insanlar hep birşeyler üretirler, sonradan gelen yeteneksizler ise böyle büyük adamların yaptıklarını zamana ve imkanlara bakmaksınız taklit ederek başarıya ulaşacaklarını düşünürler.

Mayls
02.07.2009, 01:16
126 görüntüleme.
9 cevap.
Vay be :rolleyes:

Tunga
02.07.2009, 01:19
Kitaplar ne kadar da önemli.

Tarihin içine hapsolmuş ve uzaktan bakıldığında önemli bile görülmeyen bir kararın, bazen de bir raporun aslında ne denli önemli olabileceğini bize hatırlatıyor.

Hakan Kulaçoğlu'nun, Trabzonspor'a verilebilecek en büyük hizmetlerden birini ifa ettiği "Fırtına, İhtilal, Efsane: TRABZONSPOR!" kitabında anlattığı; ama benim okumuş olsam da farkına varmama asıl sebep olan BMN'den tanıdığım bir dostumun dikkat çektiği bir noktadır "Barbon Ziya Raporu".

Kararlar, olaylar hakkında en doğru değerlendirme, aslında yaşandığı zaman içinde yapılanıdır. Bugün böyle bir rapor taraftarın çoğu tarafından kabul görmeyecektir. Asıl üzücü olanı ise, bir taraftan neredeyse Trabzonspor'u, Trabzonlular'dan bağımsız hale getirilme linçi devam ederken, bir diğer taraftan da bir başka oyuncuyu takımda görme sebebini sadece buna dayandırmaktır. Yani tutarsızlık.

En kötü karar, kararsızlıktan iyidir denir. Bence de doğrudur. Önemli olan sadece Barbon Ziya gibi bazı gerçekleri tüm ayrıntılarıyla sunmak değil; aynı zamanda bu söylemleri ciddiye alıp, bunların ardında tüm dirayeti ile duracak yöneticiler de bulmaktır.

Tarihteki hemen hemen tüm felaketler, sadece bir sebepten değil, pek çok sebebin yanyana, bazen de tesadüfen gelmesiyle oluşur. İstanbul Takımları'nın başına gelen felaket de "tesadüf" kısmı hariç aynen böyle olmuştur. Trabzonspor'un yadsınamaz başarısı tesadüfi değil, olsa olsa geç kalmış bir başarıdır. İşte bugün yaşadığımız sorunların da özü bence budur. Bir kararın ardında duramamak bize nafile seneler yaşatmıştır. Yakın tarihte de yaşatacaktır.

Gönül ve akıl pek uyuşamaz derler. Gönlümün söylediğiyle, aklımın söylediği hem de tam da bu konuda tam olarak örtüşüyor. Gönlüm, bu takımın yıldızlarının ve kaptanının kesinlikle Trabzonlu olmasından yana. Bu takımı TRABZONSPOR yapan bence tam olarak bu.

Onca şehir varken, bu başarıyı kucaklayan "sadece" Trabzonspor ise, onu parlatmak için kullanacağınız tüm değerler de onun içinden çıkmalı. Trabzonspor'u farklı yapan budur. Trabzonspor'u efsane yapan budur. Trabzonspor'u yegane yapan budur.

Diğer taraftan Fenerbahçelileşirken yaptığımız harcamaların ardını sadece 1 sene getirebiliyoruz. O zaman akıl da diyor ki, eğer elinde bir cevherin varsa, bunu kullanacak, öyle yükseleceksin.

Yeri gelecek, ürettiğin değerleri, işlediğin cevherleri satacak ve öyle yükseleceksin; ama ardını da getireceksin. Fatih veya Gökdeniz satılırken aslolan kaygı bir yıldız kaybetmek değil; yerine yenilerini koyamama endişesiydi.

Kendi yetiştirdiğin yıldızların gol atınca armayı öpmesine gerek yoktur.

Elbette ki, bu coğrafya içinden 11 mükemmel futbolcuyu, hem de sürekli olarak kadroda tutabilmek olası değildir. Ama takımın nüvesinin Trabzonlu oyunculardan teşekkül etmesi, geçmiş istatistiklere bile bakıldığında şarttır. İşte akıl ile gönül burada birleşiyor.

Hipermetropi, bizlerde yaygın bir hastalıktır. Çook uzaklardaki güzellikleri görüp, ondan feyz alırız da, çoğu kez burnumuzun dibindekini göremeyiz. Dünyada endüstriyelleşen futboldaki devrimi görebiliriz. Bu devrimin öncüsü takımlardaki oyuncuları da görmeli ve kendimize öyle bakmalıyız.

Manchester United bir endüstri devidir, Liverpool, Real Madrid, Barcelona, Chelsea, Milan da öyle. Aynı sıralamaya bağlı kalarak, Scholes, Gerard, Raul, Casillas, Puyol, Terry, Lampard, Maldini bu takımların bayrak, idol oyuncularıdır.

Biz bunlar kadar endüstrileşemediysek, o halde nüvemizde 4-5 tane Trabzonlu oyuncu barındırmak zorundayız. Etiketleri sadece Trabzonlu olduğu için tutmak değildir kastım. Trabzonspor'da oynayacak kapasiteye çıkarmak ve orada tutmaktır bahsettiğim.

İşte bu süreçte görev sadece yönetimlere değil, tüm camiaya düşüyor; ama camiada bu tür sorumluluklar pek eşit paylaşılmıyor.

Hüseyin'in gitme ihtimalini, Fatih'i de almama ihtimalini göz önüne alacak olursak, geriye Tayfun, Barış ve Göksu kalıyor. Hüseyin kalsa, Fatih gelse bile önlerinde çok uzun seneler yok; ama bizim de 4 sene sonrasına hazır tutabileceğimiz sadece 3 oyuncumuz var.

Sözün özü şudur ki, Barbon Ziya tarihin akışını değiştirecek bir rapor vermiştir; ama o raporda belirtilenleri bir karara bağlamak ve ardında çok sağlam durmak da önemlidir.

Uzun bekleyişlerin önünü kesmemize vesile olan Ziya Kurbetçi'ye Allah'tan rahmet diliyor; bu sürecin yaşanmasında emeği olan herkese bir kere daha şükranlarımı sunuyorum.

Sizleri içimizde barındırdığımız için çok özel bir camiayız.

Ruhunuz şad olsun.

Beynelmilel arkadaşımıza da bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Vural Kuyumcu
02.07.2009, 01:23
Allah rahmet eylesin. Ruhları şad olsun.

Murat 61
02.07.2009, 01:25
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Yazanın yüreğine sağlık.

UğuR
02.07.2009, 09:54
Efsane kadronun olşumunda bübk payı olan Barbon Ziya'yı şükranla anıyor bu gibi değerlerimizin unutulmamasını diliyorum...

Allah Rahmet eylesin....

Mert67
02.07.2009, 10:08
Allah rahmet eylesin.

Atmaca
02.07.2009, 12:53
Genç Barbon Ziyalar şimdi özevlatçılıkla suçlanıyor.
Allah Rahmet etsin.

bordo61
02.07.2009, 13:48
'Öz' olan her şey kötü geliyor artık birilerine Bu güzel yazı için teşekkürler

Allah Rahmet etsin.

bordo61
02.07.2009, 13:48
Bu Konuyu 1 Aktif Üye Görüntülüyor 1 (1 Üye ve 0 Misafir)

Bu önemli konuda ziyaretçi akınına uğruyor.

Ali İhsan
02.07.2009, 14:21
Özevlatçılık düşmanıyım, altyapının hastasıyım.

"Bunlardan Yavuz Selim'de dolu" dan öteye gitmeyecek özevlatçılık yerine gerçekten Barbon Ziya felsefesiyle çalışılsa keşke...

Altyapıdan çıkan her oyuncu gurur kaynağıdır, torpille takımda tutulanlar ise utanç. Aradaki nüansı anlayanlara...

Erbay
02.07.2009, 14:27
Mekanı cennet olsun. Daha yeni öğrendim "Barbon Ziya"yı. Beynelmilel'e teşekkür ediyorum.

My
18.12.2016, 22:47
Tarihini Şenol Güneş'ten ibaret sananlara...

sadece bir tanesi.