PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Fatih ve Fetih - 29 Mayıs 1453



no NAME
22.05.2005, 21:59
<TABLE style="BORDER-RIGHT: medium n&#111;ne; BORDER-TOP: medium n&#111;ne; BACKGROUND: #f2f2f2; BORDER-LEFT: medium n&#111;ne; WIDTH: 525pt; BORDER-BOTTOM: medium n&#111;ne; BORDER-COLLAPSE: collapse; mso-border-alt: outset gray .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 0cm 0cm" cellSpacing=0 cellPadding=0 width=700 border=1 ="Ms&#111;normalTable"><T><T><T><T><T>
<T>
<TR style="mso-yfti-irow: 0; mso-yfti-lastrow: yes">
<TD style="BORDER-RIGHT: gray 1pt inset; PADDING-RIGHT: 0cm; BORDER-TOP: gray 1pt inset; PADDING-LEFT: 0cm; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: gray 1pt inset; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: gray 1pt inset; mso-border-alt: inset gray .75pt; transparent: " vAlign=top>
<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><O:P></O:P>
<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><O:P></O:P>

<TABLE style="BORDER-RIGHT: medium n&#111;ne; BORDER-TOP: medium n&#111;ne; BACKGROUND: #f2f2f2; BORDER-LEFT: medium n&#111;ne; WIDTH: 525pt; BORDER-BOTTOM: medium n&#111;ne; BORDER-COLLAPSE: collapse; mso-border-alt: outset gray .75pt; mso-padding-alt: 0cm 0cm 0cm 0cm" cellSpacing=0 cellPadding=0 width=700 border=1 ="Ms&#111;normalTable"><T><T>
<T>
<TR style="mso-yfti-irow: 0; mso-yfti-lastrow: yes">
<TD style="BORDER-RIGHT: gray 1pt inset; PADDING-RIGHT: 0cm; BORDER-TOP: gray 1pt inset; PADDING-LEFT: 0cm; PADDING-BOTTOM: 0cm; BORDER-LEFT: gray 1pt inset; WIDTH: 525pt; PADDING-TOP: 0cm; BORDER-BOTTOM: gray 1pt inset; mso-border-alt: inset gray .75pt; transparent: " vAlign=top width=700>
+Istanbul'un Fethi<O:P></O:P>
Osmanli sultanlari (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/hukumdarlar.htm)ndan Ikinci Mehmed Hanin, 29 Mayis 1453?te, Bizans Imparatorlugunun bassehrini almasi. Türk-Islâm mefkûresinde çok önemli bir yer isgal eden Istanbul?un fethi, Islâmiyet'le birlikte ortaya çikan mukaddes bir ideal, bir kizil elma (http://www.dallog.com/kavramlar/kizilelma.htm), yani yüce bir gayedir. Bu ulvî gaye ugruna önce Araplar, sonra da Türkler, Istanbul surlari önünde seve seve can verdiler ve sehadet mertebesine kavustular. <O:P></O:P>
Istanbul, 1453 tarihine kadar birçok defalar, çesitli millet, devlet ve topluluklar tarafindan kusatilip, isgal edildi. Peygamber efendimizin; ?Istanbul muhakkak fethedilecektir. Bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdar ve onun askerleri ne güzel askerlerdir? hadîs-i serîfi, bütün Islâm hükümdar ve kumandanlarinin bu sehri fethetmek arzu ve gayretlerini harekete geçiriyordu. Müslümanlar, ?Feth-i Mübîn?i gerçeklestirmek için pek çok tesebbüste bulundular. <O:P></O:P>
Onuncu yüzyilda, en son ve mütekâmil din olan Islâmiyet'i büyük topluluklar hâlinde kabul eden Türkler (http://www.dallog.com/gtt/gtt2.htm), ayni sevk ve imanla, Istanbul?un fethini ulvî bir gaye olarak benimsediler. Danismendnâme?deki gazâ menkibeleri ve kahramanlik destanlarini okuyarak maneviyatlarini yükselten Türkler, askerî ve siyasî harekâtlar için hazirlaniyorlardi. On birinci yüzyildan itibaren Anadolu?ya yapilan Selçuklu (http://www.dallog.com/devletler/selcuk/selcuk.htm) akinlarinin hedefi, Istanbul yolunu tutmakti. 1071 Malazgirt Zaferi (http://www.dallog.com/savaslar/malazgirt.htm) ile Anadolu?ya yerlesen Türkler, iki yil sonra Marmara Denizinden baska, Bogaziçi?nin Anadolu sahillerine kadar bütün yerlere hakim olup, Istanbul?u tehdide basladilar. Bizanslilar, Papa dahil bütün Hiristiyan devletlerden, Türk-Islâm fütuhatina karsi her türlü yardim talebinde bulundular. On birinci yüzyilin sonlarinda, Papaligin öncülügünde, Hiristiyanligin mukaddes beldelerini Müslümanlardan kurtarmak ve Türkleri Anadolu?dan atmak için yapilan Haçli seferleri (http://www.dallog.com/savaslar/hacliseferi.htm), Istanbul?un fethini geciktirdi. <O:P></O:P>
Osman Gazi (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/osmangazi.htm) (1281-1326) tarafindan kurulan Osmanli Devleti (http://www.dallog.com/devletler/osmanli/osmanli.htm), hükümdar ve askerleri, hadîs-i serîflerle müjdelenen ulvî gayeyi gerçeklestirmek serefine mazhar olmak arzusuyla faaliyetlerde bulundular. Osman Gâzinin, ölüm döseginde oglu Orhan Gazi (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/orhangazi.htm)'ye; ?Istanbul?u al gülzâr et? diyerek vasiyette bulunmasi, Istanbul?un, gönlünde nasil yer ettigini göstermesi bakimindan pek mânidardir. <O:P></O:P>
Istanbul fethinin ?ilâhî bir vaad? oldugu inancini tasiyan Osmanlilar, israrla bunun üzerinde durdular. 1391?de Sultan Yildirim Bayezid Han (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/yildirim.htm) (1386-1402), sehri kusatti. Abluka seklinde devam eden bu kusatma, Istanbul?da bir Türk garnizonu, mahallesi, cami, mahkeme kurulmasi ve kadi (http://www.dallog.com/kurumlar/kadi.htm) (hakim) bulundurulmasi ile her sene on bin altin haraç verilmesi sartiyla kaldirildi. Bu sartlardan bazilarinin, Osmanlilarin kusatmayi kaldirmasindan sonra Bizanslilar tarafindan yerine getirilmemesi üzerine, Istanbul, 1395?te tekrar kusatildi. Haçlilarin Nigbolu?ya gelmesi sebebiyle bu kusatma gevsetildi. Yildirim Bayezid Han, 1396 Nigbolu Zaferi (http://www.dallog.com/savaslar/nigbolu.htm) sonunda, Bizanslilarin Haçlilardan yardim almasini önlemek için Karadeniz sahilindeki Sile?yi zaptedip, Bogaziçi?nde Anadolu (Güzelce) Hisarini yaptirdi. Sehrin teslimini isteyen Bayezid Han, istegi kabul edilmeyince, kusatmayi tekrar siddetlendirdi. 1397?de baslayan bu kusatma neticesinde Bizanslilar, eski antlasma sartlarini yerine getirmeyi kabul ettiler. Yildirim Bayezid Hanin son kusatmasi, 1400?de baslayip, Timur Han (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/timurhan.htm)'in (1370-1405) Osmanli hududuna girmesiyle son buldu. <O:P></O:P>
1411?de Sehzade (http://www.dallog.com/kavramlar/sehzade.htm) Musa Çelebi (http://www.dallog.com/kavramlar/celebi.htm)?nin siddetli hücum ve top atesleriyle baslayan Istanbul kusatmasi, Bizans entrikasi neticesinde kaldirildi. <O:P></O:P>
1422 yilinda Osmanli Sultani Ikinci Murad Han (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/muradhan2.htm) (1421-1451) tarafindan dört ay kadar süren çok siddetli taarruzlarin yapildigi kusatmada, her türlü savas taktigi ve zamanin teknik imkânlari kullanildi. Mihaloglu Mehmed Bey (http://www.dallog.com/kavramlar/mihaloglu.htm)'in, 10.000 akinci (http://www.dallog.com/kurumlar/akincilar.htm) ile baslattigi kusatmaya, Ikinci Murad Han büyük bir orduyla katildi. Marmara?dan Haliç?e kadar bütün kara surlarinin kusatildigi bu seferde, Murad Han, Topkapi ile Edirnekapi üzerinde taarruzlarini siklastirdi. Surlara yakin, kalin tahtalardan, üzeri topraklarla örtülen siperler yapildi. Surlarin yüksekliginde demir tekerlekli vasitalarla hareket ettirilen ahsap yapili yürüyen kuleler ile surlara yaklasildi. Kuvvetli topçu atislari ve lagim (http://www.dallog.com/kurumlar/lagimcioc.htm) kazilmak suretiyle bütün imkânlar seferber edilerek kusatma devam ettirildi. Istanbul?un düsmesi, an meselesi hâline geldi. Bizanslilar, kadini erkegi dahil bütün ahali ile sehri savundular. Meshur Bizans entrikasi tatbik edilerek, Anadolu?da Osmanli?ya karsi ittifak tesis edilince, iki düsmanla ugrasmanin güçlügünden, kusatma kaldirildi. <O:P></O:P>
Istanbul?un son kusatmasi Fatih Sultan Mehmed Han (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/fatih.htm) (1451-1481) tarafindan, 1453?te yapildi. <O:P></O:P>
Osmanli Türklerinin, Trakya, Bogaz ve Kocaeli Yarimadasini almasi ile Bizans, Istanbul dahil birkaç sehirden ibaret kalmisti. Toprak ve nüfus azligina ragmen, Avrupa Hiristiyanlarinin hâmisi durumunda olan Bizans, Papaligin da destegini görüyordu. Bizans, kendisi için tehlike kabul ettigi Osmanli Devletinin zararina çalismaktan bir an geri durmuyordu. Anadolu Türk Beyleri (http://www.dallog.com/kavramlar/anadolubeylik.htm), Bizans?in entrikalari ile Osmanli Devletine taarruz ediyorlardi. <O:P></O:P>
Çocuklugundan itibaren devrin en büyük âlimlerinin önünde diz çöküp manevî bir terbiye alarak, millî kültür ve cihangirlik suuru içinde yetistirilen Fatih, daha 1444-1446 seneleri arasinda Istanbul?u fethetmek ve böylece manevî müjdelere mazhar olmak idealiyle sabirsizlaniyordu. Bu sebeple, henüz on dokuz yasindayken 1451?de ikinci defa saltanat tahtina oturur oturmaz, bu büyük idealini gerçeklestirmeye çalisti. Fetih öncesi Bizans?in en önemli kuvvet ve ikmal yolu olan deniz yolunu, Osmanli kontrolü altina almak maksadiyla; Anadolu Hisarinin karsisina kesfini bizzat kendisinin yaptigi Rumeli (Bogazkesen) Hisarinin yapimini baslatti. Anadolu Hisari da tamir edilip, top yerlestirildi. Hisar?in, kulelerinin, kapi ve mazgallarinin mevkileri, Mehmed Han tarafindan tespit edilip, Çandarli Halil (http://www.dallog.com/tdsa/candarlilar.htm), Zaganos (http://www.dallog.com/tdsa1/zaganos.htm) ve Saruca pasalarin, masrafini karsiladigi kuleler yapildi. Rumeli Hisarinin insaatinda, devlet adamlari dahil, binlerce isçi ve usta siki disiplin altinda çalisarak, memleketin her tarafindan getirilen insaat malzemeleri ile, tamami iki bin metreyi bulan sur ve kuleler, dört ay içinde tamamlandi (1452). Firuz Aga kumandasinda dört yüz kisilik muhafaza kuvveti ve devrin en güçlü atesli silâhi toplarin yerlestirildigi Rumeli hisarinin tamamlanmasiyla, Bogaz?in trafigi kontrol altina alinip, Sultan Mehmed Hanin ferman (http://www.dallog.com/kavramlar/ferman.htm)iyla da, geçis talimati yayinlandi. Fermana göre; ?Bogaz?dan her geçen gemi, kaleye belli mesafe yaklastiginda yelkenlerini indirerek, Hisar komutanina, nereden gelip nereye gittigini, yükünün mahiyetini bildirecek, belli miktar vergi verecek, sonra geçmesine müsaade edilecek, aksi sekilde hareket edenler batirilacakti?. <O:P></O:P>
Bu talimata uymak istemeyen bir Venedik gemisi, topçu atesiyle batirilinca, isin ciddiyeti herkes tarafindan anlasildi. Bizanslilar, iyice sikistirilip, dis dünyayla alâkalarinin kesilecegini, Hisar?in yapimi devam ederken anlayip, tesebbüse geçmislerse de Ikinci Mehmed Hanin hakimiyet prensibinin esasini teskil eden su tarihî cevabi, Bizanslilari daha o anda saskina çevirmisti: <O:P></O:P>
?Varna Savasi (http://www.dallog.com/savaslar/varna.htm) (1444) esnasinda, Imparatorunuz, Macarlarla birlik olup babamin (Ikinci Murad Han) Rumeli'ye geçmesine engel olmak istediginde, babam ne zorluklar çekmisti. Simdi kendi arazim üzerinde, gönlümün istedigini yapmama karsi gelmeniz için elinizde ne hak, ne de kudret vardir. Iki kiyi da benimdir. Anadolu kiyisi benim; çünkü ahalisi Osmanlidir. Rumeli kiyisi da benimdir; çünkü savunmasini bilmiyorsunuz. Gidiniz, efendinize söyleyiniz, bir daha böyle haberler göndermesin!? Osmanli Sultani; Mora?dan gelecek kuvvetlere karsi Turhan Beyi, Avrupa?dan gelecek kuvvetlere karsi da akincilari vazîfelendirdi. 1452-1453 kisi, Edirne?de kusatma hazirliklari içinde geçti. Büyük toplar dökülüp tecrübe atislari yapildi. Balistik hesaplari bizzât Fâtih tarafindan yapilan toplarin dökümü çok kisa zamanda bitirildi. <O:P></O:P>
Osmanli sultani, kusatma hazirliklari içinde iken, Bizans?a Karadeniz?den Venedik kadirga (http://www.dallog.com/kavramlar/kadirga.htm)lari, Cenevizli kaptan Janni Justiniani Langus, Sakizli Maurise Cantaneo yardima geldi. Bizans imparatoru sehrin savunmasini Cenevizli kaptan Justiniani?ye verdi. Surun kenarlarinda bulunan dolu vaziyetteki hendekler açilip, yenileri kazildi. Hendeklerin kazdirilmasinda agir cezali mahkûmlar çalistirildi. Mezarliklardaki taslarla surlar takviye ve tamir edildi. Sehrin kapilarinin muhafazasi, Bizans'a yardima gelmis Venedikli ve Cenevizli komutanlara verildi. Haliç?teki meshur zincir Venediklilere gerdirilerek sehir, deniz saldirisindan korunmaya çalisildi. Adalarin tahkimi ve sehre erzak yigmakla, Bizanslilar, kusatmaya karsi son savunma hazirliklarini yaptilar. Bizans ordusu karmakarisik bir yapiya sahipti. Bulgar, Italyan, Fransiz, Morali, Giritli, Alman ve Ingiliz ücretli askerleriyle Bizanslilardan meydana geliyordu. <O:P></O:P>
Osmanli ordusu, bütün sefer hazirliklarini tamamladiktan sonra 1453 yili Subat ayinda agir topçu grubu Edirne?den yola çikarildi. Toplar, Rumeli Beylerbeyi (http://www.dallog.com/kurumlar/beylerbeyi.htm) Karaca Beyin kumandasinda 10.000 kisilik süvariyle iki ayda Istanbul önlerine getirildi. Anadolu (http://www.dallog.com/kurumlar/anadolueya.htm) ve Rumeli (http://www.dallog.com/kurumlar/rumelieya.htm)?deki bütün silahli kuvvetler, Türk-Islâm âleminin her tarafindan gelen seyh, tarîkat pîrleri ve dervisleri ile Aydinoglu (http://www.dallog.com/beylikler/aydinoglu.htm), Karamanoglu (http://www.dallog.com/beylikler/karaman.htm) gönüllü kuvvetleri ve Osmanli hosgörüsüne hayran Sirp, Macar, Ulah, Alman, Latin, Rum askerlerden meydana gelen Osmanli ordusunun mevcudu, 125.000 civarindaydi. Devrin en modern silâhli kuvvetlerine sahip Osmanli Sultani Ikinci Mehmed Han, yaninda Aksemseddin (http://www.dallog.com/tdsa/aksemseddin.htm), Akbiyik, Molla Gürânî (http://www.dallog.com/tdsa1/mollagürani.htm) ve Molla Hüsrev gibi büyük âlimler oldugu halde, 24 Mart Cuma günü Edirne?den hareket etti. Osmanli kolbasisi 1 Nisanda Çekmece?ye, 5 Nisanda Istanbul önüne ulasip, Bayrampasa Deresi kenarinda Maltepe sirtlarina Otag-i Hümâyûn (http://www.dallog.com/kavramlar/otag.htm) kuruldu. 6 Nisan Cuma günü bütün ordusuyla Istanbul surlari önünde Cuma namazini kilan Sultan Mehmed Han, kusatma hattini kurdu. Topkapi?dan Edirnekapi?ya kadar uzanan merkez kuvvetlerinin basinda, Ikinci Mehmed Han ve Sadrazam (http://www.dallog.com/kurumlar/sadrazam.htm) Halil Pasa, Cenevizlilere ait Galata sitesi önündeki kuvvetlerin basinda Vezir (http://www.dallog.com/kurumlar/vezir.htm) Zaganos Pasa vardi. Karaca, Ishak (http://www.dallog.com/tdsa/ishakpasa.htm), Mahmud (http://www.dallog.com/tdsa1/mahmudpasa.htm) ve Bursali Ahmed pasalar, surlari çepeçevre sarmakla vazifelendirildi. Donanma (http://www.dallog.com/kurumlar/d&#111;nanmahum.htm)nin basinda Kaptan-i Deryâ (http://www.dallog.com/kurumlar/kaptaniderya.htm) Baltaoglu Süleyman Pasa bulunuyordu. Vezir Mahmud Pasa, sünnet-i seniyyeye uyularak, sehrin kan dökülmeden teslimi için Bizans imparatoru On birinci Konstantin Dragazes?e elçi gönderildi. Istanbul?un derhal teslimi hâlinde kan dökülmeyecegi, ahâlinin canina, malina hürmet edilecegi teklif edildi. Bizans Imparatorunun Osmanli teklifini reddi üzerine, 6 Nisan Cuma günü harekât baslatildi. <O:P></O:P>
Osmanli kusatma harekâti basladiginda, Istanbul?un nüfusu yetmis bin civarinda olup, Bizans ordusu, ücretli asker ve yardima gelen Haçli kuvvetleriyle yirmi bin kadar asker ile elli gemiden meydana geliyordu. Osmanli topçusu (http://www.dallog.com/kavramlar/osmanlitopcu.htm)nun surlari çökerten, kalplere dehset veren atesleri, Bizans?i iyice korkuttu. Bütün ahâlî bu durumda topyekün savunmaya istirak etti. Bes yüz-alti yüz kilogram gelen mermi ve granit top gülleleri, yüzyillardan beri bütün hasmetiyle uzanip yükselen Istanbul surlarinda, her patlayista büyük gedikler açiyordu. Bu gedikler, taze kesilmis hayvan derileri ile kapli yün ve kumas balyalari ile kapatilmaya çalisiliyordu. 12-17 Nisan günleri Osmanli ordusunun, bilhassa piyadelerinin surlara yaklasma gayretleri netice vermiyordu. Kusatma esnasinda Bizans Imparatorunun hep yaninda bulunmus olan Nicole Barbaro, günlügünde Osmanli askerinin surlara yaklasma gayretlerini anlatirken: <O:P></O:P>
?Surlarin dibine kadar sokulan bu askerler, bizim silâhlarimizin zararlarindan hiç çekinmiyorlardi. Öldükleri zaman cesetleri arkadaslari tarafindan geriye tasiniyordu. Bir Osmanli ölüsünü orada birakmamak için, on kisinin seve seve ölümü göze aldiklarini görüyorduk? diye yazar. <O:P></O:P>
Bir rivayete göre Bizanslilar, açilan gedikleri onarmada kullanmak üzere, surlara yakin kiliselerden yüz kadarini yikarak, taslarindan faydalanma yoluna gitmislerdir. <O:P></O:P>
Zamanin yaygin tekniginden çok ileride sayilabilecek, seyyar top dökümhânesini de Sultan Mehmed Han, ordugâhin hemen yanina kurdurmustu. Kusatmanin onuncu gününde, büyük toplarin güllelerinin açtigi gediklerin Bizans müdâfilerince süratle tamir edilmesi üzerine, padisah (http://www.dallog.com/kavramlar/padisah.htm), bu toplarin daha sik atisini emretti. Fakat sogumadan ikinci atis esnasinda birinin namlusu parçalandi. Buna çok üzülen Sultan Mehmed Han, sabaha kadar bu ise çare düsündü. Sabahleyin, toplarin atistan sonra zeytinyagi ile yaglanmasini, böylece sogutulup daha da sik sekilde atisini emretti. Bundan sonra top atislarindan çok iyi netice alindi. Makinelerin yagla sogutulmasi, Fatih Sultan Mehmed Hanin kesfidir. <O:P></O:P>
Istanbul?un savunmasi ve ikmalini temin için, Papa tarafindan üç Ceneviz gemisi ile bir Bizans gemisi 20 Nisan günü Zeytinburnu açiklarinda rüzgârin kesilmesi ile beklemeye basladilar. 12 Nisandan beri Dolmabahçe önünde demirleyen ve 18 Nisanda adalari fetheden Osmanli donanmasi, bu durumdan istifade etmek isteyip derhal o bölgeye giderek bu dört gemiyi ablukaya aldi ve deniz muharebesi basladi. Baltaoglu Süleyman Beyin komutasindaki Osmanli donanmasi, küçük gemilerden kuruluydu. Bizans gemisine kiçtan mahmuz vurulmasina ragmen kesin bir neticeye gidilemedi. Bu harbi, Zeytinburnu açiklarindan at üzerinde takip eden Sultan, hirs ve üzüntüsünden atini denize sürdü. Elbiseleri deniz suyundan islanincaya kadar su içinde ilerledi. Maiyeti de Sultan?a uydu. Bu halde bile donanmaya emirler gönderdi. Bu muharebede Venedik ve Bizans gemileri, Osmanli kuvvetlerinin elinden kurtularak, o sirada çikan uygun rüzgâr ile Haliç önlerine kadar gelerek, gerili bulunan zincirin açilmasi ile içeri alindilar. Muteber kaynaklara göre Osmanli kaybi, yüz kadar sehid ve otuz yaraliydi. Bu durum, Bizans?in moralini yükseltti. Bu harbin sonunda Baltaoglu Süleyman Bey bu vazifeden alinip, yerine Hamza Bey tayin edildi. <O:P></O:P>
Donanmasinin muvaffakiyetsizligi üzerine, Sultan Mehmed Han, Haliç?e kiyi olan Istanbul surlarinin çok zayif oldugunu bildigi için, bu zafiyetten yararlanmak istedi. Böylece Bizanslilar, kara surlarinda mukavemete devam eden kuvvetlerinin bir kismini, bu tarafa kaydirmaya mecbur kalacaklar ve kuvvet dengesi bozulacakti. Bu maksatla tarihte esine rastlanmayan ve bu âna kadar da bir misaline tesebbüs dahi edilmemis, gemileri karadan yürütme isine karar verdi. <O:P></O:P>
Bu plânini en yakinlarindan bile gizleyip, son âna kadar kimseye sezdirmedi. Gemilerin geçecegi yol güzergâhini bizzat kendisinin tespit ettigi rivayet edilir. O zaman baglik bahçelik ve çalilik olan yerlerden geçen bu yolu temizletip, gerekli tesviyelerini süratle yaptirdi. Bu iste binlerce insan çalistirildi. Yollar yapilip, iri taslar üzerine kalaslar dösenerek, don yagi, sâde yag ve zeytinyagi ile yaglanarak, yolun inis ve çikisli yerleri ile virajlarina isin özelligine uygun palanga, bucurgat ve sair tespit malzemeleri yerlestirildi. Ayrica her gemi için besige benzer kizaklar hazirlatildi. Yeteri kadar kosum hayvani da, icap eden yerlerde bulunduruluyordu. Bazi malzemelerle zeytinyagi, o zaman Galata?da oturan Cenevizlilerden satin alinmisti. Donanmanin büyük bir kismi, 22 Nisanda Tophane önlerine geldiginde, durum ancak anlasilmisti. Donanmanin karadan kat ettigi yolun güzergâhi, Tophâne-Kumbaraci Yokusu-Tepebasi-Asmali Mescid-Kasimpasa seklinde tespit edilmisti. Yolun uzunlugu, 1512 metre kadardi. Gemiler Kasimpasa?dan Haliç?e ininceye kadar, Bizans ve Cenevizliler tarafindan fark edilemedi. O devirde Bizans?ta hurafe o kadar yaygindi ki, sabaha karsi gemilerin süratle Haliç?e dogru geldigini görenler; ?Bu Müslümanlar bize sihir yapiyor? diye seyre daldilar. Osmanli donanmasindan altmis yedi gemi, Ikinci Mehmed Hanin bu dâhiyâne bulusu sayesinde Haliç?e girdi. <O:P></O:P>
Bu isler yapilirken, bunlari perdelemek ve düsmani tespit için, Haliç?te bulunan düsman gemilerinin ates altina alinmasi gerekti. Bu maksatla topçubasina emir veren Sultan?in aldigi cevap, top atis menzili içinde bulunan Galata ile limandaki (Galata Limani) Ceneviz gemilerine de gülle isabet edebilecegi seklindeydi. O zaman Sultan Mehmed Han, ?Cenevizlilerle ahdimiz vardir. Onlara zararimiz câiz degildir? cevabini vermis, kararini uygulayamamanin sikintisi ile uykusuz bir gece geçirmis, sabaha kadar düsünerek, zamana göre çok ileri bir teknikte, bugünkü havan toplarina çok benzer, dik mermi yollu bir silâhin planini çizerek, mermi yolunun çizecegi kavsin ve menzilinin hesaplarini, yani balistik hesaplarini yaparak, ilk olarak havan topu döktürdü. Böylece, Osmanli donanmasinin Haliç?e indigi gün, havandan atilan güllelerle, Bizans donanmasina göz açtirilmadi. Donanmayi gören Bizans, büyük bir korkuya kapildi. Imparator Konstantin Dragazes bir heyet göndererek; ?Ne kadar agir olursa olsun, bir vergi karsiliginda kusatmanin kaldirilmasini? teklif etti. Sultan Mehmed Han da; ?Istanbul kalesinin teslimi karsiliginda imparatora Mora despotlugunu? verebilecegini söyledi. Bizans, bunu kabul etmedi. Bu arada Bizans?i savunmada yardimci olan, Venedik ve Cenevizlilerin arasinda, komuta ve savunma tedbirleri hususunda büyük anlasmazliklar çikti. Birbirlerini kaçmaya niyetli olmakla suçlamaya basladilar. Hattâ Venedikliler, bu süphenin kalkmasi için, Haliç'teki Venedik ve Ceneviz gemilerinin yelken ve dümenlerinin karaya tasinmasini teklif ettiler. <O:P></O:P>
Bizans ilk korkuyu atlatinca, âni bir gece baskiniyla Osmanli donanmasini yakmayi plânladi. Bu teklifi yapan ve icraya çok istekli olan Venedikli G. Cocco?ya vazife verildi. Buna göre hazirlanacak iki kadirga, Kasimpasa Koyundaki Osmanli donanmasi üzerine geceleyin gizlice yanasarak yakacakti. Bizans?in bu kararini ögrenen Galata Belediye Baskani Anzolo Zaciria, Bizans liman reisi Diedo?ya haber göndererek; ?Bu baskini bu gece yapmayiniz, baska geceye ertelerseniz Osmanli gemilerini batirmak için bizim de genis yardimlarimiz olur? dedi. Bunun üzerine Bizans baskini, 24 Nisan yerine 28 Nisana ertelendi. Ayni Galata Belediye Baskani, güvendigi bir adamini, Osmanli kumandani Zaganos Pasaya göndererek, durumu ihbar etti. Bunun üzerine, haberi gayet gizli tutan Zaganos Pasa, Kasimpasa?daki gemilere çok sayida tüfekli asker ve kiyi toplari koydurdu. Bu baskini teklif eden Venedikli Cocco, zaferden emin bir sekilde baskina en önde katilmak isteyip, kendi kadirgasi ile Türklerin üzerine saldirdi. Hazirlikli olan Türk gemileri, derhal güllelerini atmaya basladilar ve neticede baskina gelenlerin, basta Cocco olmak üzere, hepsi kisa bir zamanda Haliç?in dibini boyladilar. <O:P></O:P>
23 Nisan günü Osmanli kuvvetleri, seri bir sekilde Haliç üzerine bir köprü kurmaya basladilar. Galata tarafinda Humbarahâne ile Bizans tarafinda bugünkü Defterdar arasina kurulmaya baslanan bu köprünün genisligi bes buçuk metre kadardi. Cenevizlilerden satin alinan bos sarap fiçilari ile bazi küçük kayiklarin üzerine genis kalaslar baglanarak bir ucu serbest olarak insa edildi. Bu köprüyü, akillari ermeyen Bizanslilar, ?Su üstünde yürüme sihri!? diye degerlendirmislerdir. Esasinda bu, kendilerinin içtikleri saraplardan bosalan fiçilarin yardimiyla yapilan bir köprüydü. Bu köprü, Istanbul?un fethine kadar asker ve malzeme naklinde kullanilarak, yanlarina konan küçük toplarla, zayif Bizans surlari dövüldü. <O:P></O:P>
18 Mayisa kadar kara ve denizde devam eden muharebeler, yeni bir kusatma silâhinin surlarin kenarinda kullanilmasi ile tekrar kizisti. Osmanli kuvvetleri geceleyin, agaçtan yapilmis, Istanbul surlarindan daha yüksek, yürüyen bir kuleyi, surlara on adim mesafeye getirdiler. Sabah günesin ilk isiklari ile ortaligi seçmeye baslayan Bizans müdafîleri, bu yürüyen kuleden çok korktular. Bir gecede yapilan bu kulenin iskeleti, iki kat deve derisi ile kaplanip, atese karsi dayanikli olmasi için arasi toprakla doldurulmustu. Üst katlarina merdivenle çikilan yürüyen kulenin gövdesinde, ates açma pencereleri vardi. Sura yaklasan kuledeki askerler yikim yaparken, etraftaki askerler de hendekleri dolduruyorlardi. <O:P></O:P>
23 Mayista surlarda açilan gediklerde Bizans askerlerinin savunmada gösterdikleri yilginlik üzerine, Sultan Mehmed Han, umumî taarruzdan evvel, imparatora bir defa daha teslim teklifinde bulundu. Bu maksatla Isfendiyaroglu Kasim Beyi elçi gönderdi. Osmanli elçisi, Bizans?ta imparator tarafindan merasimle karsilandi. Elçi, Sultanin; ?Umumî taarruzun doguracagi felâket ve dehseti takdir edersiniz. Sehri sag salim birakmak isteriz. Imparator, bütün mal ve hazineleri ile, istedigi yere çekilip gidebilir. Istanbul halkindan da isteyenler her seylerini alip gidebilir. Kalmak isteyenler de mal ve mülklerini muhafaza edebilmek hakkina sahiptirler. Imparatora, Mora Despotlugu verilecektir? seklindeki isteklerini bildirdi. Ayrica ve dostça, bunlarin kabulünü özellikle rica etti. Bu istek, uzun toplantilardan sonra reddedildi. Bizans?in cevabi; ?Sultan baris istiyorsa muhasarayi kaldirsin, ne kadar agir olursa olsun istenen vergi verilecektir. Sehri teslim etmek yetkim yoktur? seklinde oldu. <O:P></O:P>
Osmanli elçisinin ordugâha dönmesinden sonra, 26 Mayis günü, Macar Krali Vladislas?in elçilik heyeti gelerek; ?Bizans kusatmasinin kaldirilmasini, eger kaldirilmayacak olursa, Macaristan?in Bizans tarafinda yer alacagini, ayrica batili Hiristiyan devletlerinin gönderdigi büyük bir donanmanin Istanbul?a yaklasmakta oldugunu? bildirdi. Osmanli karargâhinda bazi bozguncu sözler dolasmaya basladi. Çandarli Halil Pasa kusatmanin kaldirilmasina taraftardi. Sultan ve Zaganos Pasa ise umumî hücumun derhal yapilmasini istiyordu. Toplanan harp meclislerinde tereddütler hâsil oluyordu. Sultan?in hocasi ve en büyük desteklerinden, büyük âlim Aksemseddin, Padisah?a yazdigi bir arzda ?sert ve enerjik? davranilmasini ögütlüyordu. Bunun üzerine toplanan son harp meclisinde, ?daha fazla beklemenin ordudaki bozguncu dedikodulari arttiracagi? düsüncesi ile derhal taarruz karari alindi. Bu arada Zaganos Pasa, Hadim Sahabeddin Pasa, Turhan Bey, Aksemseddin ve Molla Gürânî, bu karari destekler mahiyette asker arasinda maneviyati yükseltici konusmalar yaptilar. <O:P></O:P>
Böylece, 26 Mayistan itibaren, Osmanli ordugâhinda büyük senlikler basladi ve 28 Mayis gecesi saat 24.00?e kadar devam etti. 28 Mayis günü, günün batmasi ile birlikte bütün Osmanli birlik ve gemileri, mum donanma (http://www.dallog.com/kavramlar/d&#111;nanma.htm)si yaptilar. Sanki Bizans bir isik çemberi ile çevrilmisti. Her yerden, tüyleri ürperten tekbir sesleri geliyordu. Bizans halki, bu isik ve seslerden dehsete düstü. Sokaklar, dua eden, yalvaran insanlarla doluydu. Bizans komutani Justiniani, gündüz gögsünden bir ok yarasi aldi. Ölüm korkusuna kapilan genç ve tecrübesiz Cenevizli, yerine vekil birakmadan komutanlik gemisine çekildi. Justiniani?nin Istanbul savunmasini terk etmesi ve Bizanslilara, herkesin basinin çaresine bakip, kiliselerde dua etme tavsiyesi, ahâlinin zaten zayif olan maneviyatini iyice bozdu. <O:P></O:P>
Gece saat 24.00?te mum donanmasinin her tarafta birden bire sönmesi, Bizanslilar üzerinde daha büyük bir yikinti meydana getirdi. Osmanli karargâhinin sessizligi, ürpertici idi. Gece yarisindan sonra Osmanli topçusu hazirlik atesine basladi. Mehter (http://www.dallog.com/kurumlar/mehter.htm)ler cenk havalarini çaliyordu. Bizans imparatoru, kilisede yapilan âyinden dönüp, sarayinda zirhini giydi. Yakinlari ile vedalasti. Surlari son bir defa daha kontrol için Egrikapi bölgesine geldi. Vakit gece yarisini çoktan geçmisti. Osmanli ordugâhinin sessizligi, imparatoru süpheye düsürdü. Atindan inerek, surlarin üstüne çikip asagilari dinledi. Sur dibindeki insan ugultusu, her seyi anlatmaya yetti. Çünkü bu, Osmanli askerinin sur dibine intikal etmekte oldugunu, sabaha umumî taarruz yapilacagini anlatiyordu. Atina binip süratle Topkapi bölgesine gitti. Bizansli Dolfin, bu gece gördüklerini söyle anlatiyor: ?Son gece Bizans komutanlari, hiç kimsenin geceleyin savunduklari mevzilerden ayrilip gitmemesi için, askerlerini tahkimatin içine kapattilar ve kapali tahkimat kapilarinin basina nöbetçi diktiler.? <O:P></O:P>
29 Mayis sabahi Sultan Mehmed Han, sabah namazindan sonra, günes yükselince, iki rekat namaz kilarak kilicini kusanip, atina bindi ve gece yarisindan beri surlari döven Osmanli topçusunun, hedefi iyice yumusattigina kanaat getirerek, umumî hücum emrini verdi. Osmanli askeri, arkadaslarinin yaralanmasina ve sehid olmasina aldirmadan ?Allah Allah? nidalariyla hücuma geçti. Ellerine geçirdikleri her türlü vasitalarla surlara tirmanmaya çalisiyorlardi. Bu sirada Ulubatli Hasan, otuz kadar arkadasiyla ilk defa surlar üzerine Osmanli sancagini dikti ise de, sehid edildi. Osmanli kuvvetleri, muhtelif bölgelerden, dalga dalga Istanbul?a girmeye baslamislardi. Bizans halki, panik içerisinde saga sola kaçisiyor, bilhassa Ayasofya?ya siginmaya çalisiyorlardi. Türk kuvvetleri, Aksaray bölgesinde birlestiler ve Ayasofya?ya dogru ilerlediler. Kiliseye siginmis olan ahâliye kapilari açtirdilar. Fakat, güçsüz ve acinacak durumdaki bu insan yiginina kiliç çekmediler, onlara dokunmadilar. <O:P></O:P>
29 Mayis Sali günü ögleye dogru, kir atinin üstünde, yaninda hocalari ve ordu kumandanlari oldugu halde muhtesem bir alayla Topkapi?dan Istanbul?a giren genç hükümdar, dogruca Ayasofya?ya gitti. Fatih adiyla anilmaya hak kazanan 21 yasindaki Sultan Mehmed Han, Bizanslilarin alkis ve tezahürati, Türk askerlerinin dört bir taraftan göklere yükselen ezan ve tekbir sesleri arasinda, Ayasofya önüne geldi. Ayasofya, agzina kadar, kadin-erkek Rumlarla doluydu. Bizanslilarin hüngür hüngür aglamalarindan hasil olan gürültüyü susturarak, sükûtu saglayan Fatih Sultan Mehmed Han, Ayasofya?da sükür namazi kildi. Yerlere kapanan ahâli, rahip ve eski Ortodoks patrigine karsi; ?Kalkiniz! Ben Sultan Mehmed, sana ve bütün ahâliye söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatiniz ve ne de hürriyetiniz hususunda, benim gazabimdan korkmayiniz? hitabinda bulundu. <O:P></O:P>
Cenevizliler dahil, bütün sanat ve ticaret erbabiyla ahâlinin din, mezhep hürriyeti temin edilip, sulh, sükûn saglandi. Fatih, Ayasofya?nin içini gezerek bu mabedin Cuma gününe kadar cami hâline getirilmesini emretti. Emevîler devrinde yapilan ikinci Istanbul kusatmasinda vefat edip, surlar önüne defnedilen, Eshâb-i kirâmdan hazret-i Ebû Eyyûb-i Ensârî?nin kabri, Fatih?in hocalarindan Aksemseddin Efendi tarafindan kesfedilip, daha sonra buraya türbe ve cami yapildi. Nihayet Cuma günü maiyeti ile Ayasofya?ya gelen Fatih, Istanbul?da ilk Cuma namazini burada kildi. 655?ten 1453 tarihine kadar devam eden bir idealin (Feth-i Mübîn) gerçeklestirildigi, fetihnâmelerle bütün Islâm âlemine müjdelenip dünyaya ilan edildi. <O:P></O:P>
Istanbul fethedilmekle, Osmanli Devleti topraklari arasinda sikisip kalan, mevcudiyeti ve siyaseti ile daima bir tehlike teskil eden, 1123 yili Istanbul?da geçen, 1480 yillik Dogu Roma Imparatorlugu?na son verildi. Osmanli Devletinde yükselme devri baslayip, Cihansümul hakimiyet fikri gelisti. Insanligi iman birligi içinde bir tek devlet ve hükümdar hakimiyetinde toplamak için tesebbüse geçildi. <O:P></O:P>
Fethin getirdikleri:<O:P></O:P>
Istanbul, 1457?deki büyük Edirne yanginindan sonra bassehir olmustur. Istanbul?un fethi, Avrupalilari, Balkanlari ve hattâ Anadolu?da komsularini yüzlerce yil Türklere karsi kiskirtan köhnemis Bizans?in yikilmasini saglamistir. Fatih Sultan Mehmed Han, yüzyillardir Hiristiyan âleminin dogudaki en kuvvetli dayanagini yikarak, Türk-Islâm gücünü bütün dünyaya göstermistir. Avrupalilar da, bu yeni gelen toplulugun, siradan bir topluluk olmadigini anlamistir. Ortaçagda Osmanlilari Avrupa?dan sürüp atmak için Haçli seferleri düzenleyenler, kendi topluluklari üzerindeki tesirlerini kaybettiler. Bu tarihten sonra papalar, kendi baslarina kaldilar. Fatih Sultan Mehmed Hanin, Rumlari, onlarin Ortodoks kilisesini ve patrigini kendi himayesi altina almasi, onlara esasli haklar vererek, vicdan serbestligi tanimasi, dis âlemde de Türklere karsi olan akimlari ve Bizans?i düzeltmeye kalkisma niyetlerini önlemis oldu. Kilise üzerindeki bu otorite, Osmanli hudutlarini da tasarak Ortodoks olan bütün kavimlerin Osmanli Imparatorluguna dolayli da olsa baglanmasina vesîle oldu. Bu arada Sirp ve Mora despotlari, Sakiz ve Midilli beyleri ile Trabzon Rum Imparatoru yüksek vergiler karsiliginda sulh teklif ettiler. Fetihle; o zamana kadar Akdeniz, Marmara ve Karadeniz sahillerinin ticaretini elinde tutan Venedik?in üstünlügüne son verilmis; Karadeniz, Osmanli Gölü hâline getirilmistir. Istanbul?un fethi; toplam alani on yedi kilometre kareyi geçmeyen bir sehrin elde edilmesi degil, çag açan ve bir çagi kapatan büyük hâdisedir. Osmanli Devletinin çesitli din ve irklardan olan insanlari idare etmeye baslamasiyla cihansümullastigi bir hâdisedir. <O:P></O:P>
Çaka Bey (http://www.dallog.com/tdsa/hukumdarlar/cakabey.htm) zamanindan beri Türklere denizi ve denizciligi siddetle yasaklayan Venedik?in deniz ticareti engellenmis, onlar da, bundan sonra korsanliga baslamislardir. Fetihle beraber, Istanbul, sefahat yeri olmaktan çikarilmis, dünyanin ilim ve kültür merkezi hâline getirilmistir. Derhal devrin ilk, orta ve yüksek dereceli ögretim müesseseleri olan medrese (http://www.dallog.com/kurumlar/medrese.htm)ler kurulmus, bunlarda ilâhiyat, hukuk, tarih, cografya, edebiyat (http://www.dallog.com/tdve/osmanlite13.htm), tip, güzel sanatlar, matematik, geometri, astronomi, fizik dallarinda degerli pek çok kimse yetismistir. Osmanlilarin her gittigi yerde oldugu gibi, Istanbul?da da kütüphaneler kurulmustur. En mühimi, bu fetihle dogudan batiya ve batidan doguya yapilabilecek her türlü askerî harekâta dogrudan müessir bir toprak parçasi, Türklerin eline geçti. <O:P></O:P>
Insanlarin en büyük ihtiyaci olan hak suuruyla adalet nizami, Avrupa?da Hiristiyan âlemine Türk idaresi sayesinde girdi. Islâm dininin hak, hukuk ve adalet esaslari, güzel ahlâk sahibi Müslümanlarin, Istanbul?da tesis ettigi idare sayesinde saglam temellere dayandi. Bunu da Avrupa, Istanbul?un fethi sayesinde ögrendi. Hiristiyanlar, kadi (hakim) karsisinda hükümdarla gayrimüslim bir vatandasin bile muhakeme edildigine, Istanbul?un fethinden sonra Islâm ve Türk adaletinin sarsilmaz kaidelerine sahit oldular. <O:P></O:P>
Fatih Sultan Mehmed Hanin genç yasinda, balistik hesaplarini bizzat yapip, döktürdügü toplar, zamanin en büyük ve tesirli silahiydi. Topçuluk tekniginin, dünya tarihini degistirecek ilk büyük zaferi, Istanbul?un fethidir. Avrupa krallari, top sayesinde, otoritelerini hiçe sayan, ahâliye esir muameleleri yapan derebeylik (feodalite) usulünü kaldirdilar. Merkezî otorite kuvvetlenip, millî birlik esasina göre kurulan devletler, Avrupa haritasinda kalici sinirlar meydana getirdiler. Hiristiyan Avrupa?da kültür ve medeniyet gelisti. Dogu ticaret yollarinin bütünüyle Türk ve Islâm ülkelerinin eline geçmesi, Avrupalilari, ihtiyaçlarini temin için yeni yollar aramaya sevk etti. Ticarî yollar aramak için kesiflere çiktilar. Yeni ülkeler kesfettiler. Gemicilik gelisip, denizasiri ülkelere açildilar. Kesif ve buluslarda bulunulup, teknik, kültür ve medeniyette büyük gelismeler oldu. <O:P></O:P>
<O:P></O:P></TD></TR></T></T></T></TABLE>
<O:P></O:P>
önümüzdeki hafta ISTANBUL'un FETHININ yildönümü.genç yasina ragmen kazandigi basarilari, dahiyane zekasi, aklin sinirlarini zorlayan buluslari ve insanlik tarihine yaptigi katkilarindan ötürü tarihtekiMUHTESEMSAHSIYETLERDEN biriolan FATIH SULTAN MEHMED'i ve henüz 21 yasindayken gerçeklestirdigi, essiz, fethini daha iyi tanimamiz amaciyla bu topici " naçizane bir tarihçi olarak" kendimaçmak istedim. uzun olmasi sebebiyle vazgeçmemenizi isterim . özellikle farkli renkte yazilmis olan bölümleri daha bir dikkatle ama bundan 552 yil öncesini yasamaya çalisarakokumanizi rica ederim</TD></TR></T></T></T></T></T></T></TABLE>Edited by: no NAME

tigin
23.05.2005, 09:30
konu serbest kürsüye tasinmistir.

no NAME
29.05.2005, 11:38
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Daglardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun disleri sökülecek

Yürü, hala ne diye oyunda oynastasin ?
Fatihin Istanbul?u fethettigi yastasin.!

Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanini okuyalim ezberden...
Haberin yok gibidir tasidigin degerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin bastasin...
Fatihin Istanbul?u fethettigi yastasin.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasil yikar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlim kendini

Su kirik abideyi yükseltecek tastasin;
Fatihin Istanbul?u fethettigi yastasin.!

Bu kitaplar Fatih?tir, Selim?dir, Süleyman?dir.
Su mihrap Sinanüddin, su minare Sinan?dir.
Haydi artik uyuyan destanini uyandir.!

Bilmem, neden gündelik islerle telastasin
Kizim, sen de Fatihler doguracak yastasin.!

Delikanlim, isaret aldigin gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatli Hasandan ....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumastasin;
Fatihin Istanbul?u fethettigi yastasin.!

Birak, bozuk saatler yalan yanlis islesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kislasin!
Yürü aslanim, fetih hazirligi baslasin...

Yürü, hala ne diye kendinle savastasin ?
Fatihin Istanbul?u fethettigi yastasin.!
************************************************** **
FATIH SULTAN MEHMED HAN'in 552 sene önce gerçeklestirdigi büyük fethin yildönümü bugün.herTÜRK'ün en gururlu günü . kahpelerin en kahpesinin, sahtekarlarin en büyügünün , serlerin en serlisinin diz çöktürülüp "aman dilettirildigi" gündür bugün.hadi ozaman; FATIH SULTAN MEHMED o günün en reziline yaptirdi bunlari, sira bugün bizde ;
"diz çökün önümüzde,kahpe bizanstan arta kalan ne idügü belirsiz hainler. FATIH'in torunlarinin intikam alma günü gelmistir" çünkü hepimiz BÜYÜK KUMANDANin ISTANBUL'u fethettigi yaslardayiz.

no NAME
29.05.2005, 19:57
büyük hükümdar, sitedeki arkadaslar o kadar mesguller !!!! ki bir devrin açilip bir devrin kapanmasina neden olan , ülkelerin ve milletlerin yasamini , medeniyetlerin varligini degistiren , tarihin akisina yön veren bu olayi hatirlayamadilar heralde. kendimin ve onlarin adina manevi sahsinin önünde saygi ve hürmetle seni selamlarim. mekanin cennet, rehberin HZ. MUHAMMED(SAV) olsun.


NOT: bu topic, gereken önem aksamasin diye 1 hafta önceden açilmisti. ziyaret edenler vardi ve okuyanlar olmustur mutlaka. sadece bu topice bagli kalinmayip yeni ve farkli topicler açilarakgeçmisimize gereken önemin verilmesini beklerdim kendi adima. çünkü bazen ögünerek o büyük sahsiyetlerin bizim atalarimiz oldugunu söylüyoruz.sadece orada kaliyor, "isimiz bitince" osahsiyetleri hatirimiza getir(E)miyorsak burada durup birkaç kere düsünemliyiz,


çünkü:GEÇMISINE GÜLLE ATANIN GELECEGINI TOPA TUTARLAR.


selam ve hürmetle.

tigin
29.05.2005, 19:59
baslikla içerik biraz uyumsuz olmus ondan sanirim

andrei07
29.05.2005, 20:30
baslikla içerik biraz uyumsuz olmus ondan sanirim


++ 1967


Ne alaka??

Berat
29.05.2005, 20:40
Bence bi uyumsuzluk yok ama... Diz çök ey kahpe Bizans!... yukarida bahsedilen de Istanbul Fethi ile alakali degil mi???

tigin
29.05.2005, 21:26
bizans zaten diz çökmüs zamaninda simdi basligi okuyunca insanin aklina bizans takimlari geliyor,futbol geliyor..

Harun-61
29.05.2005, 21:40
bugün 29. mayis...


unutmusuz... smileys/smiley19.gif


büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet, büyük Evliya Aksemseddin Hz.


"Konslantiniye süphesiz fethedilecek.Onu fetheden komutan, ne güzel komutan, fetheden asker ne güzel askerdir!"
Hadis-i SerifEdited by: AvniAker

Harun-61
29.05.2005, 21:41
Istanbul'un Fethi Sonrasi
Istanbul'un fethi, baslangiçta Avrupa'da büyük bir korku uyandirdi. Osmanlilarin bütün Avrupa'yi istilâ edeceginden korkan hiristiyan âleminde siyasetten sanata; günlük yasantidan toplum ha yatina kadar, cemiyetin ve ferdin sorgulamasi yapildi. Rönesans ve Reform hareketleri ile Avrupa'nin siyasî ve kültürel cografyasinda büyük degisiklikler görüldü. Bu sebeple istanbul'un fethi, Batililar nazarinda bir çagin kapanip, yeni bir çagin baslangici sayilir.
Papalik yeni Haçli seferleri pesine düstü. Fâtih Avrupa Haçli birligini bozmak için Ortodokslar'in ruhanî liderini patrike yeni bir statü taniyarak, Istanbul'u bir dünya baskenti haline getirmek için yeni stratejiler gelistirdi.
Payitaht, Edirne'den Istanbul'a tasindi. Fâtih, harap olmus, ahalisi bosalmis sehri "Islâmbol" yapmak için yeni imar ve iskân politikalari uyguladi. Bir taraftan Rumeli ve Anadolu'dan 5.000 ailenin Istanbul'a naklini saglarken, diger taraftan fetih sonrasi sehirden kaçan Rum ve yahudileri geri çagirarak onlara ekonomik haklar verdi. Istanbul'a kendi adiyla anilan Fâtih Camii ve Semaniye medreselerini kurdurarak, devrin âlim ve fâzil kisileriyle ilim ve irfan meclisleri olusturdu, ilmî tartismalar baslatarak kendisi de "ulemâ sarigi" ile bu toplantilara katildi, islâmî bilgilerin yani sira, hiristiyan kültürünü de ögrenmek isteyen Fâtih, patrikten bu konuda bir risale isteyince onun bu davranisi, Avrupa'da saskinlik ve hayranlikla karsilandi.

yattara11
29.05.2005, 21:44
sanli tarih!

TheRapZoNe
29.05.2005, 21:50
.


"Konslantiniye süphesiz fethedilecek.Onu fetheden komutan, ne güzel komutan, fetheden asker ne güzel askerdir!"
Hadis-i Serif





Peygamber Efendimiz (SAV) in sözüne layik olan atalarimiza ne mutlu...Sanli tarihimizle ne kadar övünsek az...

Mayls
29.05.2005, 21:56
dünde Fatih Sultan Tekke 50.000 kisilik orduyla feth etti Istanbul'u smileys/smiley36.gif

Kaya
29.05.2005, 21:58
Gerçekten ayip ettik. Bu baslik 5-6 gün önce açilmaliydi. Bende haberlerde fark ettim.

no NAME
29.05.2005, 22:47
bizans zaten diz çökmüs zamaninda simdi basligi okuyunca insanin aklina bizans takimlari geliyor,futbol geliyor..





katilmadigimi belirtecegim. eger topiciniçergi futbolla ilgili olsaydi o zaman serbest kürsüye tasinmazdisizin tarafinizdan.burayatasindigina göre içerigi futbolun disinda. ayrica "bizans"tan algiladigimiz sadece Istanbul'un 3 takimiysa, biryerlerde biraz acayiplik var demektir. (bizanstan anladigimiz sadece bu ise,baslikla içerik arasinda gerçekten alaka yok)


tamam ,baslikla içerigin uyumsuzlugunu(!!!!) varsayalim smileys/smiley18.gif.farkli renkte de belirttim,illaki bu topic degil,fetihle yada FATIHSULTAN MEHMED''leilgili farkli ve ilgi çekicitopiclerde bekliyordum.ama bir sekilde olmadi. saglik olsun.Edited by: no NAME

no NAME
29.05.2005, 22:57
"bizans zaten diz çökmüsse zamaninda" birseyleri yenidenhatirlamanin dabir anlami yok o zaman. "yasanan zaten yasandi , olan oldu" anlamina gelir yanlis anlamadiysam. "ölen ölür kalan saglar bizimdir" misali.


selam ve hürmetle.Edited by: no NAME

Harun-61
29.05.2005, 23:58
dünde Fatih Sultan Tekke 50.000 kisilik orduyla feth etti Istanbul'u smileys/smiley36.gif


abi, baslik ile ne alakasi var ???...biraz ciddiyet...!


vesselam

Guests
30.05.2005, 07:55
çok güzel bir yazi tesekkürler.

TameRHan
30.05.2005, 09:04
Osmanlinin torunu olmaktan son derece gurur duyuyorum..Ama bizlerin torunlarini çok degisik ve tuhaf bir Türkiye bekliyor maalesef..Sanirim ileriki yillarda artik basörtüsü takanlara hapis cezasi bile verilebilir ülkemizde..


Hey gidi müslüman-türk milleti .. nereden nereye..


Hadis-i Serif: Istanbulu fetheden askerler ne büyük asker,fetheden komutan ne büyük bir komutandir...Edited by: TameRHan

İ.Öztel
30.05.2005, 09:50
O sanli atalarimiz unutulacak insanlar degil ama herkes düsmüs kendi derdine. insanlar acayip olmus , gariplesmis , kendini hatirlayamayan insanlar atalarini nasil hatirlasin. Ama görüyorum ki bizde böyle bir sorun yok öncelikle tesekkür ediyorum. Daha sonra istanbulu fetheden Fatih sulan mehmet ve cengaverlerini burdan saygiyla aniyorum . en azindan bir Fatiha okusak heralde azda olsa görevimizi yerine getirmis olurus.


saygilarimla


DJ Ofkopatsmileys/smiley20.gif

tigin
30.05.2005, 10:18
bizans zaten diz çökmüs zamaninda simdi basligi okuyunca insanin aklina bizans takimlari geliyor,futbol geliyor..





katilmadigimi belirtecegim. eger topiciniçergi futbolla ilgili olsaydi o zaman serbest kürsüye tasinmazdisizin tarafinizdan.burayatasindigina göre içerigi futbolun disinda. ayrica "bizans"tan algiladigimiz sadece Istanbul'un 3 takimiysa, biryerlerde biraz acayiplik var demektir. (bizanstan anladigimiz sadece bu ise,baslikla içerik arasinda gerçekten alaka yok)


tamam ,baslikla içerigin uyumsuzlugunu(!!!!) varsayalim smileys/smiley18.gif.farkli renkte de belirttim,illaki bu topic degil,fetihle yada FATIHSULTAN MEHMED''leilgili farkli ve ilgi çekicitopiclerde bekliyordum.ama bir sekilde olmadi. saglik olsun.





genel bölümünden buraya tasidim çünkü o bölümde sadece Trabzonsporla ilgili konular bulunuyor.bakin Fetih yildönümü ile ilgili baska bir baslik açilmis.neden çünkü basligi okuyan içerigi tahmin edememis muhtemelen federasyon ve istanbul takimlari ile ilgili bir baslik oldugunu düsünmüs.gitmis baska bir baslik açmis.bu yüzden baslikla içerik birbiriyle uyumsuz dedim.Basligida degistirdim isterseniz baska bir seyde yazabiliriz.Edited by: tigin

antagonist
29.05.2008, 16:18
İstanbul'un fethinin 555. yıl dönümü kutlu olsun...

Eğer başka başlık yoksa iki senedir bu günü es geçmişiz, bu da bizim ayıbımızdır...

Gemileri karadan yürütenlerin torunlarından da aynı iradeyi, beceriyi görmek isteriz...

Mehmet Fırat
29.05.2008, 16:20
Keşke o günlerde yaşamış olsaydım... :rolleyes:

555. yıl kutlu olsun!

ÜNAL
29.05.2008, 16:21
İstanbul'a Konstantiniyye diyenlere 555.yılımız cevap olsun.!

Tüm Türk milleti adına da kutlu olsun.:trbyrk:

ilhan
29.05.2008, 16:23
Constantinopolis bugün ağlıyor.

İstanbul bugün mutlu!

555. yıl kutlu olsun.

sümela61
29.05.2008, 16:24
İstanbul'un fethinin 555. yıldönümü kutlu olsun...

inşallah bu sene de biz futbolda tekrar fethedeceğiz İstanbul'u...

Ahmet Kuru
29.05.2008, 16:24
555.Yıl kutlu olsun...
Aslında yazılacak söylenecek çok şeyler var ama burası ne yeri nede zamanı...

Mayls
29.05.2008, 16:53
554 yildir Dünya'nin merkezi Türk milletine ait. Fethin 555. yildönümü kutlu olsun.

TSelif
29.05.2008, 17:02
555. yıl kutlu olsun ...

TheRapZoNe
29.05.2008, 17:19
Tarih: 2 Nisan - 29 Mayıs 1453

Yer: İstanbul

Sonuç: Osmanlı'lar İstanbul'u ele geçirdi, Bizans İmparatorluğu yıkıldı.

Bizans İmparatorluğu kumandanı: XI Konstantin

Osmanlı kumandanı: Fatih Sultan Mehmed


Fethin iç sonuçları:

O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir İmparatorluk haline gelmişti.
Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.
Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.
Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hadis-i şerifindeki o kumandan, Fatih Sultan Mehmed olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı.

vs vs

Fethin dış sonuçları:
Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.
İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.
Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.
Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.
Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.
Bu fetih bir nevî Avrupa'nın (İngiltere'nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur.
http://www.istanbulunfethi.com


Fethin 555. yildonumu kutlu ve mutlu olsun.
Fethi gerceklestiren ecdadimizin ruhlari sad,mekanlari cennet olsun..

ÜNAL
29.05.2008, 17:21
İstanbul'un Fethi


http://img125.imageshack.us/img125/2087/konubuyuk2lm8.jpg (http://imageshack.us)


İstanbul'un Fethi, 29 Mayıs 1453'te, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Konstantinopolis şehrini Sultan II. Mehmed Han'ın komutanlığında fethetmesidir.


Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmed, fatih unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir.



Tarih: 2 Nisan - 29 Mayıs 1453


Yer: İstanbul


Sonuç: Osmanlı'lar İstanbul'u ele geçirdi, Bizans İmparatorluğu yıkıldı.


Bizans İmparatorluğu kumandanı: XI Konstantin


Osmanlı kumandanı: Fatih Sultan


Kuşatma hazırlıkları

Sultan II. Mehmed, İstanbul'un fethine karar verdiğinde o zamanki başkent Edirne'de, İstanbul'un aşılamaz olarak bilinen surlarını yerle bir edebilmek için o güne kadar görülmemiş büyüklükteki, şahi olarak bilinen topları döktürmüştü. II: Mehmed ayrıca, hazırlanmakta olan bu topların yanısıra, Bizans'a denizden gelebilecek yardımları engellemek için Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmiş olan Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı (Boğazkesen Hisarı) yaptırdı.

Yapılan hazırlıkların kendisine yönelik olduğunu anlayan Bizans İmparatoru Konstantin, Sultan II. Mehmed'i hediyelerle vazgeçirmeye çalışırken, bir yandan da Avrupa devletlerine elçiler yollayarak onları durumdan haberdar ediyor ve yardım istiyordu. Ancak 1054 yılında Hıristiyanlığın Katolik Kilisesi ve Ortodoks Kilisesi olarak ikiye ayrılması sebebiyle, Papa V. Nikola Bizans'ı desteklemeyi pek düşünmüyordu. Bazı İtalyan şehir devletleri askeri birliklerini Bizans'a yardımcı olmak amacıyla İstanbul'a yollasa da, Avrupa'nın büyük devletleri Bizans'ı desteklememe kararı almışlardı. Yardımlarla birlikte Bizans ordusu, 2.000'i paralı olmak üzere 9.000 askerden oluşuyordu. Şehri savunan duvarlar, 22,5 km.yi bulan uzunluklarıyla dönemin en güçlü surları olarak biliniyordu.

Sultan II. Mehmed, 20.000 yeniçerinin de dahil olduğu 100.000 kişilik bir kuvveti yönetiyordu. Rumeli Hisarı'nı inşa ettirmenin yanısıra bir de donanma kurdurmuştu. Ordusunu İstanbul civarında toplamış; bu arada, yardım göndermelerini önlemek amacıyla bazı Balkan devletlerine ordular göndererek, gelebilecek yardımları önleme, yardım yollamayı düşünenlere ise gözdağı verme yoluna gitmiştir. Durumun giderek ümitsizleştiğini gören Bizans İmparatoru, surların önüne geniş hendekler açtırmış, Haliç'in güvenliğini sağlamak amacıyla da girişine zincir çektirmişti.



Kuşatma


http://img125.imageshack.us/img125/2900/adszfsssssaq0.png (http://imageshack.us)

Ordusu ile İstanbul'un önünde bulunan Sultan II. Mehmed, Bizans İmparatoru'na elçi göndererek teslim olması çağrısında bulunmuş, ancak reddedilmişti. Bunun üzerine tarihteki en son İstanbul kuşatması başladı.

Kuşatma, Türk topçusunun, surları top ateşine tutmasıyla başladı. Bizans ordusu ise, surlarda açılan gedikleri kapatmaya çalışıyordu. Osmanlı, donanması ile de Haliç'i zorluyor fakat zinciri aşamadıkları için gemiler Haliç'e giremiyordu. Günlerdir süren kuşatmanın henüz başarı getirememiş olması ve Ceneviz donanmasından gelen yardımın Boğaz'ı geçerek Haliç'e girmesi Sultan II. Mehmed'i sinirlendirmiş ve atını boğazın sularına sürerek donanmasına emirler yağdırmış, komutanlarına da, saldırı için orduyu hazırlamalarını emretmişti.


Saldırı hazırlıkları

Sultan II. Mehmed, Theodosius Surları'na ve şehrin su ile çevrili olmayan tek bölgesini batıdan gelebilecek saldırılardan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordu 2 Nisan 1453'te şehrin doğusuna yerleşti. Toplar haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedik açamadı. Topların yeniden doldurulmaları zaman aldığı için, her atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı.

Daha sonra, yeraltı tünelleri yapıp surların altını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot'u tarafından Nvo Brdo'dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa'nın emri altındaydılar. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında, Alman olduğu söylense de muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Osmanlı işçileri öldürdüler. Diğer tüneller de suyla dolduruldu. Son olarak Bizanslılar önemli bir mühendisi esir alıp işkence yaparak, sonradan yıkılan tünellerin hepsinin yerini öğrendiler.

Sultan II. Mehmed, şehrin ödemeyeceğini bildiği çok büyük vergi karşılığında ablukayı kaldırmayı önerdi. Bu da geri çevrilince, Bizanslı askerlerin kendi birlikleri tükenmeden önce bitkin düşeceğini bilerek saf güçle duvarları alt etmeyi tasarladı.


Nihai saldırı

29 Mayıs sabahı saldırı başladı. Hücumun ilk dalgasını, mümkün olabildiği kadar çok Bizans askerini öldürmeye niyetli acemi askerler olan azaplar oluşturuyordu. Ayrıca Haliç'ten de baskı uygulayabilmek için gece yağlı kütükler üzerinde karadan Haliç'e taşınan gemiler, o sabah Bizans askerlerine kötü bir sürpriz olmuştu. Anadolululardan oluşan ikinci dalga, şehrin kuzeydoğusundaki, topla kısmen hasar almış Blachernae Surları'nın (okunuşu: blakernai ) bir bölümüne odaklanmıştı. Uzun süren bu çarpışmalar sonucunda Ulubatlı Hasan adındaki bir yeniçeri, aldığı kırk ok darbesine1 rağmen hayatta kalarak Osmanlı sancağını dikmiş, bununla ateşlenen Osmanlı ordusu 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un surlarını aşmıştı.

Ancak savaş henüz bitmemişti. Hayatta kalan Bizans askerleri, Osmanlı askerleriyle sokak aralarında çarpışıyorlardı. Kısa süren bu çatışmalardan sonra Bizans ordusu yenilmiş ve Sultan II. Mehmed önderliğindeki Osmanlı ordusu İstanbul'a tamamen hâkim olmuştu.


Fethin iç sonuçları


http://img125.imageshack.us/img125/94/fetih2md7cu4.jpg (http://imageshack.us)

O zamana kadar sadece bir devlet olan Osmanlı, artık bir İmparatorluk haline gelmişti.

Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.

Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.

Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.

Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed'in hadis-i şerifindeki o kumandan, Fatih Sultan Mehmed olmuş ve peygamberinin övgüsünü almıştı.


Fethin dış sonuçları


Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlar'dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.

İstanbul'dan İtalya'ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.

Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.

Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.

Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.

Bu fetih bir nevî Avrupa'nın (İngiltere'nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur.


*****************************************

ÜNAL
29.05.2008, 17:23
TheRapZoNe kusura bakma gönderdikten sonra yazını farkettim.

Mayls
29.05.2008, 17:43
TheRapZone ve ÜNAL, tesekkürler...

Kadir
29.05.2008, 21:05
Kutlu Olsun .!

pReN@_61
29.05.2008, 21:11
555.Yıl kutlu olsun..

Mehmet_Mercanlı
30.05.2008, 13:46
http://img125.imageshack.us/img125/2900/adszfsssssaq0.png (http://imageshack.us/)

fatih sultan MEHMET

Nytre
30.05.2008, 13:56
1453 yilina TRABZONLU FATIH SULTAN MEHMET ilk kez ISTANBULU fethetti...

ama gelenek bozulmadi...

1976`dan sonra 6 kez daha baska bir trabzonlu olan TRABZONSPOR fethetti ISTANBULU...

--------------------

bilinenin askine , istanbul fethedildikten fatih sultan mehmet istanbul`a anadoludaki turk nufusunu doldurmadi. bunun yerine , diger milletlerden insanlari (venedikliler-cenevizliler-rumlar-italyanlar...) ve onlar kadar anadoludanda turkleri (her ne kadar cogu istanbula gitmek istemesede) istanbula getirtti.

ortada bir istanbul vardi... dunyanin en kozmopolit sehrinde o zamana kadar ki en cesitli milletlerin birarada sorunsuz yasadigi TEK SEHIR olan istanbul`un 3 dini ve onlarca milleti bir arada BARIS halinde yasatan FATIH SULTAN MEHMETi vardi.

istanbul o kadar huzurlu ve o kadar cesitli insanlara ev sahipligi yapiyordu ki ; istanbula avrupadan gelen insanlar istanbuldaki ahengi ove ove bitiremiyorlardi.

bunlari su anda adini hatirlayamadigim yabanci bir yazarin cogunlugu avrupa kutuphanelerinden ve avrupa kaynakli o zamana dayanan eserlerinden olusan bir kitabindan aktariyorum (hatirladigim kadariyla)

KUTADGU
30.05.2008, 22:52
Geç Oldu Ama...

Kutlu Olsun....

KUTADGU
30.05.2008, 22:53
Fatihle Çağdaş Bir Hesaplaşma

Her delikanlının senin yaşında,
Kavak yelleri eserken başında;

Ta.. bilmem nereden şu kadar yolu
Gelip, almak var mıydı İstanbul'u?

Bunca zahmet, bunca şehit, bunca kan...
Neden yaptın bunu Sultan Mehmed Han?

Hatanı silmedi hala asırlar,
Hele işlediğin öbür kusurlar...

Ayasofya'yı camiye çevirdin;
Bilmiş ol ki büyük bir çam devirdin..

Minareler diktin dört bir yanına
Kubbedeki Haç'ın kıydın canına...

Korkudan sustular güzelim çanlar,
Sultanım! İrtica değil mi bunlar! ? ?

Balkanlarda gürledin, çaktın Mora'da
Ne işiniz vardı beyim orada?

Yaptığın bu yanlış yüzünden
Bütün avrupanın düştük gözünden.

Bulgarın elini sıkmaz olduk,
Yunan'ın yüzüne bakmaz olduk...

Neyse ki çağımız füze çağıdır,
Ayasofyanın da müze çağıdır.

Şol dört minare, dört dikili taş.
Gibi sessiz kılıp eyledik çağdaş...

Eğer uğramazsak kem bir nazara

Belki korlar bizi Ortak Pazara..! !


Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

Külünkoğlu
29.05.2009, 09:53
Türk tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İstanbul Fethi'nin 556. yıldönümü kutlu olsun.

Kutlamalarda sürekli orta yaşta gösterilen Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin keşke 21 yaşındaki şekilde resmedilseydi. 6 Yaşından beri İstanbul'un fethine hazırlanan büyük bir hükümdarın mekanı cennet olsun inşallah.

Harun-61
29.05.2009, 10:08
Allah c.c. onu yetistiren Hocalari Molla Gürani ve Evliya Aksemseddin Hz'lerinden razi olsun...

o ki müjdeli Hadis'e mazhar oldu....

kutlu olsun.......

oflubektas
29.05.2009, 10:16
İstanbul'a Konstantiniyye diyenlere 555.yılımız cevap olsun.!

Tüm Türk milleti adına da kutlu olsun.:trbyrk:

Valla Osmanlı da İstanbul'a Konstantiniyye diyordu. Sultan Mehmet'in Fatih dışındaki diğer lakabı da "Kayzer-i Rum" idi. (Roma İmparatoru) Hatta Sultan Fatih, İstanbul'un fethi sonrası Hz.İsa'nın kollarını açışı üzerinden Allah'ın rahmeti ve İstanbul'u anlatan güzel bir şiir de yazmıştır. Bu şiiri bilen bazı aymazlar ise Fatih'in aslında Hristiyan olduğunu iddia eder. Onlara da Ayasofya'nın minarelerini işaret ediyorum. Askerliği ve devlet adamlığının yanısıra zamanın en büyük entellektüellerinden biri olan, Çanakkale'ye gittiğinde "Truva'nın intikamını aldık" diyecek kadar müthiş bir tarih bilgisine sahip Sultan Fatih'i de saygı ve rahmetle anıyorum.

Yani bu fetih bir kompleks meselesi olmamıştır. Çünkü imparatorluklar kibirli olabilir, ancak asla kompleksli olmaz. Hatta kompleksli olunca da dağılırlar.

Bilmem anlatabildim mi?

Hüseyin Kurt
29.05.2009, 10:21
İstanbul'un fethiyle ilgili doğru düzgün bir film yapıp kardeşimize çoluğumuza çocuğumuza izletemiyoruz ya,yazıklar olsun sinema sektörüne.

Gidin siz "Maskeli salaklar" "aroggora" "istanbul kanatlarımın altında" tarzında filmler çekin,başka da bişeye yaramazsınız.

Mustafa Yılmaz
29.05.2009, 10:22
İstanbul gavurların elinde kalsa idi şimdikinden temiz olurdu şüphesiz .

Beğenmediğimiz gavurlar kadar sosyal yaşamda temiz olamadık ,millet lama gibi durmadan yerlere tükürüyor v.s.
Geri verelim İstanbul'u doğu romalılara .

Hüseyin Kurt
29.05.2009, 10:23
İstanbul gavurların elinde kalsa idi şimdikinden temiz olurdu şüphesiz .

Beğenmediğimiz gavurlar kadar sosyal yaşamda temiz olamadık ,millet lama gibi durmadan yerlere tükürüyor v.s.
Geri verelim İstanbul'u doğu romalılara .

Yanlış hatırlamıyorsam Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü var;
Bizim işimiz onların dini gibi,onların işi bizim dinimiz gibi.

Harun-61
29.05.2009, 10:39
Yanlış hatırlamıyorsam Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü var;
Bizim işimiz onların dini gibi,onların işi bizim dinimiz gibi.

Dinimizi yasiyorlar, Dinleri gibi
Dinlerini yasiyoruz, Dinimiz gibi

:(

Mayls
29.05.2009, 15:38
Kültür başkenti... Fetihin 556. yıldönümü kutlu olsun.

Fatih'in İstanbul'u almak için 50'ye yakın plan yaptığını duymuştum. Bu planların 3'ü işe yaramamış, ancak 4.'sünde İstanbul'u alabilmiş :)

Karadan giden gemilerin 3. ya da 4. plan olduğunu düşünürsek, daha ne gibi planları vardı Sultan'ın, hayal edemiyorum :p

halil ibo
29.05.2009, 15:44
Tabii ki kutlu olsun ama 556 yıl sonra o kadar gerideyiz ki tüm ecdat yattığı yerde bunun ızdırabını duyuyordur.

Kadir
29.05.2009, 15:48
Tarihimizin altın bir sayfası . Kutlu olsun .

Adem Erdoğan
29.05.2009, 15:52
Fatih başta olmak üzere bu uğurda şehit olan tüm askerlerin ve fetih için yapılan hazırlıklarda emeği geçen tüm ecdadımızın ruhu şad olsun.

Ömer SEVİNÇ
29.05.2009, 15:55
Fetihte emeği geçen bütün askerlerimizin ruhları şad olsun, Allah rahmet eylesin.

Yalnız şu yazı da çok hoşuma gitti..

Hatırlatmayın şunu kefereye!

Bugün Atina'da bir "İstanbul'u geri alacağız" mitingi düzenlense... Şehrin surlarının da bir maketi yapılsa ve Ortaçağ zırhlarına bürünmüş savaşçılar o surlara saldırsalar...
"Yunan Battal Gazisi" diyebileceğimiz efsanevi kahramanları "Diyenis Akritas" kılığına girmiş bir herif de bizim Ulubatlı Hasan'ı kolundan tuttuğu gibi aşağı atsa...
Derken beyaz bir atın ütünde İmparator Konstantinos belirse ve yanında Lukas Notaras, Yorghos Frantzis falan kılığına girmiş birtakım heriflerle birlikte şehre temsili olarak girse...
Mukavvadan yapılmış bir Ayasofya'nın da minarelerini sökseler ve tepesine de haçı taksalar...
Tütsüler yakılsa, ilahiler söylense...
Hoşunuza gider miydi?
Gitmezdi. Kıyameti koparırdık, elçimizi geri çekmeye kadar varırdı iş.
Öyleyse siz niçin yapıyorsunuz bunu?
Aradan tam beş yüz elli altı yıl geçmiş, geçen gün almış gibi daha neyi kutluyorsunuz?
Niçin her sene bu zamanda dönüp dönüp bütün dünyaya "burası aslında bizim değildi, sonradan geldik, zorla aldık" mesajını veriyorsunuz?
Neredeyse altı asır önceki meseleyi niçin taze tutuyorsunuz?
Alınan şehrin "bir gün geri verilebileceği" korkusu mu var bilinçaltınızda?
Korkmayın, bir avuç Ergenekoncu ahmağın iddia ettiği gibi "1919 şartları" falan yok ortada...
Korkmayın, dokuz milyon Yunan, on iki milyonluk şehri geri alamaz, alsa da içinde oturamaz.
O rüyayı gören, bir avuç manyaktır.
Bizim burada da İstanbul'un fethi kutlaması yapan bir avuç fanatik ama sesleri gür çıkıyor.
Ya herifler şimdi "üç gün üç gece yağmaladılar" diye tuttururlarsa ne diyeceğiz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde savunma mı yapacağız, yoksa tarihçilere mi bırakacağız?
Hep "aldığımız" şehirlerle övüneceğimize, "kurduğumuz" şehir varsa onunla övünelim.
Öyle bir şehir yok. Buram buram Anadolu, baştan aşağı "sonradan alma"...
Anadolu ismi bile, sanıldığı gibi "annelerle dolu" demek değil, Rumca "i anatoli" yani "doğu" kelimesinden tornistandır.
İstanbul isminin, Evliya Çelebi'nin esrarlı "leb-i dilber" macununu çekip çekip salladığı gibi "İslam bol" lafından gelmeyip, gene Rumca "stin poli" (stimboli okunur) yani "şehire, şehirde" deyiminden geldiği gibi...
Fakat tamam yahu, yerleştik artık, göçebelik bitti.
Göçebelik bittiği için millet apartman dairelerini beşer beşer alıyor, kimse bizi sürüp çıkaramaz, rahatlayın artık... Köylülerimiz İstanbul'u katletmekle yetinsinler, fazla bağırıp çağırmadan...

Adem Erdoğan
29.05.2009, 16:00
Peygamber efendimiz neden acaba viyana moskova yada belgrad dememişte İstanbul demiş.

İstanbul'un fethi sadece bir şehri fethetmek olsaydı üstteki yazıya eyvallah.:)

Ömer SEVİNÇ
29.05.2009, 16:02
Peygamber efendimiz neden acaba viyana moskova yada belgrad dememişte İstanbul demiş.


Oraların fethedilemeyeceğini bildiği için olabilir mi Adem?:)

Bence peygamber efendimiz o sözünde muhakkak bir gün feth edeceğiz değil orası feth olunacak demek istemiş. O övgüler de bizzat Fatih'e gidiyor yani.

Ne büyük bir gurur Fatih için.

Adem Erdoğan
29.05.2009, 16:07
Neden fethedilemesin Ömer İslam coğrafyası İspanyaya bile yayılmıştı.:)

Ömer SEVİNÇ
29.05.2009, 16:10
Neden fethedilemesin Ömer İslam coğrafyası İspanyaya bile yayılmıştı.:)

Hayır Adem anlamadın sen beni:)

Diyorum ki belki de peygamber efendimiz elbet bir gün seni fethedeceğiz İstanbul dememiş, İstanbul'u fethedeceğiz çocuklar rahat olun demiştir, demek istemiştir;)

İstanbul sonuçta Hristiyanlığın 2 merkezinden biri. Eğer bir gün fethedebilecek olsaydık elbet bir gün Roma da fethedilecektir derdi bence. Bilmem anlatabildim mi?

Adem Erdoğan
29.05.2009, 16:25
Tamam Ömer anladık bende aynı şeyi diyorum zaten.:D

Eleman kafayı fethin kutlanmasına takmış.Bende diyorumki sıradan bir fetih değil bu kutlanması çok doğal isterse üstünden 1000 yıl geçsin.Düz mantıkla bakarsan fethedilen yer sadece Fatih ilçesi bir ucundan bakınca diğer ucunu görebileceğin kadar ufak bir yer.Kutlamalara Yunanlılara karşı "nasıl koyduk ama" tarzı bir anlam yüklemiş ki öyle bile olsa Yunanlılara karşı değil tüm Avrupaya karşıdır bu.
Fethi türk tarihinde bir simge olarakta görebiliriz.

Ertan 51
29.05.2009, 17:10
dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük lideri FATİH SULTAN MEHMET HAN
bu Ata nın torunları olmak dünyada başka bir millete nasip olmaz
layık olabiliyormuyuz,kesinlikle hayır
ama bizim Milletimiz bıçak kemiğe dayanmayınca silkinip dikilmez, o zaman layık olabilirmiyiz,aklımız başımıza gelirmi bnilmiyorum ama o kötü günleri de Allah göstermesin inşallah.

dostumuz düşmanımız tüm dünyanın gözü olan İstanbulun Fethinde kimin zerre kadar hizmeti varsa Allahım binlerce kere razı olsun.

macka61
29.05.2009, 17:51
İstanbulun fethi kutlu olsun Allahın izniyle dünya yok olana kadar inşallah Türk yurdu olarak kalacak

Bayramm61
29.05.2009, 20:33
Bizlere biraktigin bu kutsal miras icin yüzbinlerkere alllah razi olsun...

Herzaman ucaklan istanbul üzerinde inise gecerken söyle camdan baktigimda öyle bi duygu icine kapiliyorumki..icimden bi ses burasi benim burasi bana ayit diye bi hise kapiliyorum..ve bana bu hisi yasatan bu hisi veren FATIH-SULTAN-MEHMETE minettarim..

Bügün bizler bi maci gidip izliyebiliyorsak..Bügün bizler ailemizle camlicada cay icebiliyorsak..Bügün bizler sahilde oturup kiz kalesini izliyebiliyorsak..Bügün Sultanahmette namaz kilabiliyorsak..FATIHLERIN sayesinde..

Muhammet*
29.05.2009, 20:41
fetih kutlu olsun...

İskender66
30.05.2009, 11:44
Büyük lider Fatih Sultan Mehmed Han ruhun şad olsun. Peygamberimizin müjdesine mazhar olan mübarek insan. Allah sizlerin açtığı bu yoldan ilerlememizi nasip etsin. İstanbul'un fethinin 556. yılı kutlu olsun.