PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hayata Dair Garip Ayrıntılar Üzerine... | Konu haftada bir güncellenecektir...



Fatih Ersoy
08.04.2009, 01:47
Evet arkadaşlar bu başlık altında Hayata Dair Garip Ayrıntılar Üzerine fikirlerimizi paylaşacağız..

Yalnız konu haftada bir güncellenecek ve yeni konulara geçilecektir. Lütfen bu hususa dikkat edelim..

Fatih Ersoy
08.04.2009, 01:47
İlk konumuz geliyor...

İnsanlar neden ayaklarını havada tuttuklarında ettikleri yeminin geçersiz olduğunu düşünürler.. ??

Anıl Caner
08.04.2009, 01:52
ulen bunun neresi hayata dair gariplik. vakti zamanında yemininden dönen bir davarın uydurması işte. "ayaklarım havadaydı ki banane sayılmaz" diye mızıtmıştır, oradan türemiştir.

Fatih Ersoy
08.04.2009, 01:57
Peki anıl neden malum davar "ayaklarım havadayıdı yeminim sayılmaz" diyor da "o sırada yere bakıyordum yeminim sayılmaz" demiyor :D

Acaba diyorum ayaklarım sağlam basmıyor. Ettiğim yeminde sağlam değildir düşüncesi mi yatıyor bunun altında :D

Anıl Caner
08.04.2009, 02:00
Peki anıl neden malum davar "ayaklarım havadayıdı yeminim sayılmaz" diyor da "o sırada yere bakıyordum yeminim sayılmaz" demiyor :D

Acaba diyorum ayaklarım sağlam basmıyor. Ettiğim yeminde sağlam değildir düşüncesi mi yatıyor bunun altında :D

sular kesikti çalışamadım hocam yerine, kapıcının parasını vermedik çalışamadım hocam demek gibi bişe işte abi:D.

ama gene de daha mantıklı cevapları olur arkadaşların diye şimdilik sessiz kalıyorum, çekiliyorum kenara :D

Kubilay ŞAHİN
08.04.2009, 03:23
İlk konumuz geliyor...

İnsanlar neden ayaklarını havada tuttuklarında ettikleri yeminin geçersiz olduğunu düşünürler.. ??

Güzel Bir Konu..
Hiç Öyle Birşey Düşünmedim :).
Ama Yer Çekimiyle Alakalı Sanıyorum..:D

Gamze
08.04.2009, 19:27
Bence;

"Tek ayak üzerinde dengede değilim, o yüzden sağlıklı düşünemem, dolayısıyla ettiğim sözler ve yemin geçerli değildir"

gibi bir şey olabilir bahanesi. :D
Ama çıkış noktası bu mudur?
Hiç sanmıyorum. :D

Muhammet
08.04.2009, 19:29
Çocukça bahanelerin arkasına sığındığımız zamanlarda kurtarıcımız olan mükemmel uydurma. :)

Great White
08.04.2009, 19:33
Demek ki milletvekilleri o yüzden kürsünün arkasında yemin ediyorlar:))

Emirhan Makul
08.04.2009, 19:34
Kadınlar Tek ayak üstünde durmaları sinir kontrollerini daha iyi sağlamaya ve Selüliti önleme ye yarıyormuş.

Muhammet
08.04.2009, 19:34
Ahahhaha :)

Eminim vardır bir numaraları. :p

Fatih Ersoy
16.04.2009, 00:30
İkinci konumuz...

Martıların geçtiği her cümle içerisinde biraz hüzün barındırır..
Peki neden ?

Neden martılar hep hüzünle birlikte kullanılır ?

Not: Uzun süredir bu sorunun cevabını arıyorum :)

Anıl Caner
16.04.2009, 00:31
Marmaris Martı vardı. Bunun hisselerinde çok sağlam para kaybetmiştik borsada. Beni ondan hüzünlendirir hep.

Ömer SEVİNÇ
16.04.2009, 00:34
Yoo. Ben hiç böyle birşey sezmedim valla.

Martı diyince aklıma hep yazın, sakin bir deniz ve güneşli bir havada neşeli neşeli uçan martılar gelir. Kadıköy - Eminönü vapurunda attığın simitleri havada kapmaları da cabası:)

Gamze
16.04.2009, 00:35
Şiirlerde çok kullanılır.

Klişelerdendir.

Bir gün bi akıllı çıkmış, martının acı acı çıkan sesinden ve denizin yine hüzünle eşleştirilmesinden esinlenmiş, martıyı sokmuş şiirine, sonra beğenilince bulaşmış bu martı rahatsızlığı herkese işte. :))
Deniz sebebiyledir o yani.

Klişeler;

Martı, deniz, sol yan, yürek, can, canan...

Gider bu. :)

Mayls
16.04.2009, 00:36
Şahzen oturup denizi izlediğimde hüzünlenirim. İçimde bir Sezen Aksu şarkısı çalar ve gereksiz bir duygulanma yaşarım :) Sanırım bu etki sadece bende olmuyor.
Martılar doğrudan denizi çağırıştırdığı için sanıyorum böyle bir şey var :)

Bir de şunu unutmamak lazım:
Müslüm Baba'nın Martılar diye bir şarkısı var. Ve Müslüm Baba = Keder :D

Ömer SEVİNÇ
16.04.2009, 00:39
Vallahi martı diyince insanların hüzünlendiğini bilmezdim:S

Ayrıca Gamze sol yan meselesi kalbin solda olması nedeniyle var. Sol yan=kalp:D

Kubilay ŞAHİN
16.04.2009, 00:41
Martılar Topluluk İçerisindeki Yanlız Hayvanlardır..
Hüzünde ve Yanlızlıkta Genelikle Martılar Gelir İnsanın Aklına..

Gamze
16.04.2009, 00:42
Gerçekten mi doktor? Ondan mıymış? :D

Biliyorum da, çok klişe. Ben bile kullandım. 'elim sol yanımda..'' falan :D Iyy.
Ki bir solak olarak söylüyorum bunu. :) :p

EyüpKILIÇ61
16.04.2009, 00:47
İkinci konumuz...

Martıların geçtiği her cümle içerisinde biraz hüzün barındırır..
Peki neden ?

Neden martılar hep hüzünle birlikte kullanılır ?


Çünkü martıları görünce insan hüzünlenir de ondan :D

Martılar özgür hayvanlardır. İnsanda onlar gibi özgür olmak ister. vs vs başka bişi gelmedi bu konu hakkın da aklıma şimdilik :)

Mayls
16.04.2009, 00:50
Martılar özgür hayvanlardır. İnsanda onlar gibi özgür olmak ister. vs vs başka bişi gelmedi bu konu hakkın da aklıma şimdilik :)
Kurtlar da özgür hayvanlardır ama kurt gördüğünde hüzünlenen insan düşünemiyorum :) Korkmaktan hüzünlenmeye fırsat bulabileceklerini de düşünemiyorum :)

Ömer SEVİNÇ
16.04.2009, 00:50
Gerçekten mi doktor? Ondan mıymış? :D

Biliyorum da, çok klişe. Ben bile kullandım. 'elim sol yanımda..'' falan :D Iyy.
Ki bir solak olarak söylüyorum bunu. :) :p

Bilmiyorsan öğren:cool:

Fatih Ersoy
16.04.2009, 01:05
Bir yerde şu cümleyi okumuştum..

Martılar gözyaşlarından yaratılmıştır. Lakin bu gözyaşları hüznün değil umudun gözyaşlarıdır...

Adem Erdoğan
16.04.2009, 01:22
Kadıköydeki tavuk dönercilere sormak lazım.:rolleyes:

cerasus
16.04.2009, 03:09
Sadece algilamayla ilgili bir sey. Genellikle sairler martilari siirlerinde hüzünleri anlatirken kullandiklari icin ve buda bizim kafamizda böyle yer ettigi icin, böyledir sanirsam.
Marti diyince ilk akla sahil,deniz,gün batisi geliyor. Bu kelimelerde cogu kisiye yasadigi hüzünleri anlatiyor. Misal sahil yolunda yanliz dolasirken martilari izleriz hep ;).

Benim düsüncem.

maxim
16.04.2009, 03:49
Kemal Sunal'ın bir filminde vardı böyle birşey.

Martılar, martılar, martılar, ay sonunu nasıl getirecez, martılar... :D

Fatih Ersoy
16.04.2009, 19:48
Can yücel şöyle der martılar için...

Martılar..

Onlar denizin sokak çocuklarıdır...

Ömer SEVİNÇ
16.04.2009, 20:04
Martı, martıgiller (Laridae) familyasını oluşturan deniz kuşlarının ortak adıdır. Türlerin çoğu Larus cinsinde toplanmıştır.

Martılar büyük kuşlardır, genellikle gri veya beyaz renkte çoğunlukla başlarında siyah işaretler bulunur. Cesurdurlar, uzunca bir gagası ve perdeli ayakları vardır. İri hantal gövdeli kuşlardır. Boyları 25-80 cm'dir. Kanat desenlerinin yanı sıra bacak ve gaga renklerine bakılarak tür ayrımı yapılabilir.

Besinlerini çoğunlukla yumuşakçalar, yengeçler ve küçük balıklar oluşturur ama hemen hemen her şeyi yerler. İri martılar kuş yumurtaları ve yavrularını da yer. Tipik kıyı kuşlarıdır, nadiren birkaç türü haricinde denizden uzakta yaşarlar. Büyük türlerde yavrular dört yılda erişkin bir kuş olurken bu süre küçük martılarda iki yıl kadardır.

Martılar, özellikle daha büyük türler becerikli üst düzeyde zeki kuşlardır. İletişim ve yüksek ölçüde gelişmiş sosyal bir yapının karmaşık metotlarını sergilerler. Örneğin birçok martı sömürgesi yırtıcı kuş ve diğer davetsiz misafirlere saldırma eğilimindedir, mesela ringa martı alet kullanımı davranışını sergiler. Martıların birçoğu, insanların yaşadığı yerlerde ortak bir yaşam içerisindedir. Kumsal ve liman çevrelerinde çok görülür ve dikkat çekerler.

Martılar bütün faaliyetlerinde toplumcudur. Hep birlikte avlanır, dinlenir, leş arar ve kavga ederlerler. Çoğu birlikte yuva yapmayı tercih eder. Bazen geniş koloniler kurarlar. Birkaçı alçak ağaçlara yuva yapar, deniz yosunu ve çevredeki diğer bitkilerden büyük yuva oluşturur. Dişi 2-3 kahverengi yumurta bırakır, bunların üzerinde daha koyu kahverengi ya da siyah sık benekler vardır. Erkekle dişi kulaçka görevini paylaşır. Hem erkek hem de dişi yavruları besler. Yumurtadan çıkmış yavruların üzeri grimsi hav tüylerle kaplıdır. 4-6 haftalıkken uçmaya başlarlar.

Martılar gürültücü kuşlardır. Özellikle üreme dönemlerinde şehirlerde apartman çatıları ve benzeri yerlerde yuva kurarabilirler, bu zaman zarfında cırlak sesleri ile etrafı rahatsız edebilirler.

Familya üyeleri bütün dünyada yaygındır. Yalnızca çöllerde ve kutupların donmuş kesimlerinde görülmezler.

Gamze
16.04.2009, 20:25
Ömer'in aktardığı yazıda ne yalnızlıktan eser var ne de hüzünlü yapısından martıların.
Bariz sosyal ve çirkef hayvanlarmış. :D

Ba®ış
16.04.2009, 20:28
martılar,Kadıköyde yapılan dönerin bir numaralı hammaddesidir

Erdal
16.04.2009, 20:56
Ömer, sen hiç aşık oldunmu? Görünüşe göre olmamışsın ve yine görünüşe göre bir an evvel olmalısın...Umarım TUS tan sonra olur bu:)

Aklıma bişiler geldi şimdi. Martılarla ilgili değil...Sahi bir aşk başlığı varda nerelerde o :)

Ömer SEVİNÇ
16.04.2009, 21:50
Ömer, sen hiç aşık oldunmu? Görünüşe göre olmamışsın ve yine görünüşe göre bir an evvel olmalısın...Umarım TUS tan sonra olur bu:)

Aklıma bişiler geldi şimdi. Martılarla ilgili değil...Sahi bir aşk başlığı varda nerelerde o :)

Aşk derken tam olarak neyi kastettiğine bağlı olarak değişir abi.

Yeryüzünde anlatıldığı gibi leyla ve mecnunlar olduğuna inanmıyorum ben. Masal dışı dünyada kız erkek ilişkisinde o eski aşk hariç herşey var.

Herkesin dilinde yalancıktan sözlerle başka başka anlamlar kazana kazana iyice laçka oldu aşk. Ben o adına da aşk denen efsaneye inanmayı çoktan bıraktım.

melâl
16.04.2009, 21:58
ben hiç martılara simit atmadım... :D ( alınmasın martılar güvercin de yemlemedim... sevmem uçan hayvanları :U )

martı~hüzün homomorfizması nasil kuruldu... onu da bilmiyorum...

sadece hatırladığım ortaokulda okuduğum Richard Bach ın Martı sı ve oradaki harika okyanus tasfiri...

ankarada deniz yok..

ben uzun zamandır martı da görmedim aslında...

martının acı çığlıkları olabilir onu acı çeken hüzünlü kuş imgesi yapan :D

Valla fatihcim ancak bu kadar oldu... önümüzdeki haftalar açılırım inşallah :D

Adil ÖZGÜR
16.04.2009, 22:12
İkinci konumuz...

Martıların geçtiği her cümle içerisinde biraz hüzün barındırır..
Peki neden ?

Neden martılar hep hüzünle birlikte kullanılır ?

Not: Uzun süredir bu sorunun cevabını arıyorum :)

Cevap Hakkımı Kullanmak İstiyorum;

Cevap; Kargalar gibi zeki olamadıklarından, tüylerinin rengine yazık olduğundan.:)

Mayls
16.04.2009, 22:13
ben hiç martılara simit atmadım... :D ( alınmasın martılar güvercin de yemlemedim... sevmem uçan hayvanları :U )
Şu cümleyi (özellikle Melâl'in iletisinde) okuduktan sonra yeni bir teori oluşturdum kafamda.

Bir çok insan uçmayan kuşları (hindi ve tavuk) uçan kuşlara tercih edebilir. Martıların yenmemesi insanları hüzünlendirebilir :D

Çok zorlama oldu ama paylaşmak istedim düşüncemi :D

melâl
16.04.2009, 22:37
Selim :D
Sana ;

atmacayı furdilar
pir avuç darı içun

türküsünü armağan ediyorum :D

teorin zorlama değil :D bilakis gayet mantıklı :D

"one day a martı says that onu yeme beni ye " ççç

Nihal Ayvaz
17.04.2009, 11:21
Martıların yenmemesi insanları hüzünlendirebilir :D



Kadıköy'de sahilde martı döner var bilmiyormusunuz :D:D

Belki de döner olmak istemedikleri için hüzünlüdür martılar,kebap olsalar bunlar olmayabilirdi :)

Engin Türkyılmaz
17.04.2009, 11:25
facebook da izlediğim bır video da ınsanın burnu ile yüzünün oranı 1.618 parmağının 3 te 1 ile tamamının oranı 1.618 kuzey kutbu ile güney kutbunun oranı 1.618 doğu dan batıya olan oranda 1.618 ve bu oranların tam ortası olarak mekkede kabe olduğu american bilim adamları tarafından açıklanmıştır...

Adem Erdoğan
17.04.2009, 11:28
Kadıköy'de sahilde martı döner var bilmiyormusunuz :D:D

Belki de döner olmak istemedikleri için hüzünlüdür martılar,kebap olsalar bunlar olmayabilirdi :)

Biz onları döner olarak sevdik öyle benimsedik.:)

Hem martıdan kebap olmaz.En fazla martı-çevirme olur.;):rolleyes:

Ba®ış
17.04.2009, 11:30
hayat ne garip vapurlar,martılar falan..

TheCrow
17.04.2009, 11:38
facebook da izlediğim bır video da ınsanın burnu ile yüzünün oranı 1.618 parmağının 3 te 1 ile tamamının oranı 1.618 kuzey kutbu ile güney kutbunun oranı 1.618 doğu dan batıya olan oranda 1.618 ve bu oranların tam ortası olarak mekkede kabe olduğu american bilim adamları tarafından açıklanmıştır...

Altın oran,yani "Phi Sayısı" . Salyangozlarda,piramitlerde,eğreltiotunda,ağaç dallarında,insan vücudunda,Mimar Sinan ve Da Vinci'nin eserlerinde ve daha pek çok alanda görülür.

Altın oran şu şekilde belirlenebilir: Bir çubuğu öyle iki parçaya bölünüz ki,kısa parçanın uzun parçaya oranı,uzun parçanın bütün çubuğun uzunluğuna oranına eşit olsun.Denklem çözülünce bu sayı (1+Karekök 5 )/2 = 1.618033... bulunur.

Fibonacci serisinde de sayılar büyüdükçe ardışık terimlerin oranı altın orana yaklaşır.

SDanışmaz
17.04.2009, 16:35
İnsanlar yanlız kaldıkları zaman deniz kenarında yürümeyi, denize izlemeyi, denizi dinlemeyi çok severler. Bunları yaparken denizle ilgili her şeyi izlerler. Her seferinde deniz biraz da olsa değişik gelebilir, yanlız tek farkla. Tek değişmeyen şey martılardır.

Martılar denizi hiç yanlız bırakmazlar, ne zaman denizi izlesen ne zaman denizi dinlesen martılar hep oradadır. Yanlızlığına denizle beraber martılarda eşlik eder.

İşte bu yüzdendir ki martıları görünce akla yanlızlık, hüzün gelir..

Fatih Ersoy
17.04.2009, 16:43
Martılar "Bize Her Yer Trabzon" kitabında da şu şekilde yer alırlar...

İsmail Kaynar’ın anısı bir yenilgi sonrası kalp krizinden ölen öğretmen Yetkin Kaynar’ın şu sözleriyle bitiyor: Son martı gittiğinde Faroz’dan, eseceğum Kerempe’den, Yason’dan.

Nihal Ayvaz
18.04.2009, 13:00
"Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli bir kaptanım çünkü kağıt gemilerden emekli.." diyor Volkan abimiz.

ilhan
18.04.2009, 13:08
Çünkü küskündür martılar. Onların dostu hiçbir zaman olmamıştır. Sahipsizdir, onlara bakan, onları seven ve onlarla yatıp kalkan yoktur. Onlara herkes simit atmaz, ama hayranlıkla izler. Masum ve temizdirler. Hangi birimiz bir martının kanadı olduk? Ya da onların gözüyle bakabildik mavi okyanuslara? ve hangimiz sevebildik onlar kadar denizi?

Bir vapur, gemi ya da sandalla yolculuk yaparken ne zaman yalnız bıraktı sizi martılar?

Sadullah KAPICIOĞLU
18.04.2009, 13:18
"Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli bir kaptanım çünkü kağıt gemilerden emekli.." diyor Volkan abimiz.

Düzeltmek isterim. Sunay abimiz der bunu. Şiirin adı Kağıt Gemi dir.

Erdogan
18.04.2009, 14:22
vapur ve marti, ilginc. yani vapurun etrafinda hic baska kus yokmymusmu :)

mesela karga ve vapur, güvercinler ve vapur.

martinin torpili mi var alla alla :)

Adil ÖZGÜR
19.04.2009, 00:00
Martı nedir?

Düşündüm seneyi; 3.aya o sevgili denk getirdi Mart'ı,
Yeşiline değer verdim, bahar dedim, ılık dedim gezindim,
Sahillerde, telaşla bağırarak, dalış yapan beyaz Martı
Deniz üstünde masum gezen balığı gagasıyla tutardı,
*-*
Dedim, Hamsi üzülme, o sahillerin yaygaracı sülünüdür,
Yaygarayı kargadan öğrendi, akraba olurlar, dünürüdür,
Bahar ayında akıllı ol, martılar arsızdır, mart onun günüdür,
Beyaz martı kanatı balıkçıya malzeme sana sahte övündür,
*-*

61viya
21.04.2009, 22:28
Martılar...Onlar hasretin dilinden anlarlar...

Özgürlük dendi mi,aklıma ilk gelen canlıdırlar.En olmak istediğim belki...

Onlar,karanlıkta bile yollarını bulurlar...İnatçıdırlar,bilirler yaşamanın direnmek olduğunu...

Farkında değilseniz söyleyim,iyi anlarlar insanın halinden.Konuşmazlar öyle çok,dinlerler sadece...

Özgürlüğün adıdır martı,bir yere tutsak olmanın isyanı...

Şu ansa,bir martının kanadında yüreğim gene,çırpınıp duruyor mavi göklerde...

Ba®ış
21.04.2009, 22:31
vay anasını be.martılar neymişte haberimiz yokmuş. ama sürekli gördüğümüz için bize sıradan geliyor olabilirler.bi daha bakarken sizin pencerenizden bakalım martılara,ama hala ben döner konusunda ısrarcıyım.çünkü bi bakıyosun Kadıköyde büfelerin olduğu alana,bi ara bi martı sürüsü geliyor,aradan zaman geçiyor araki bulasın martıları:confused::D Uğur Dündar'a haber vermek lazım,araştırsın aydınlatsın şu olayı :D

Great White
21.04.2009, 22:34
Denize yakın bir muhitte üstelik çatıya en yakın katta oturan hiçkimsenin martılar hakkında bu kadar romantik düşünceler içerisine girebileceğini sanmıyorum açıkçası:S

Geçen seneye kadar o martılar benim için uykumu alamadan uyandığım sabahları simgeliyordu, o kadar..

O anda aklıma gelen en son şey de, o kart sesli kanatlılar hakkında şiir yazmak olurdu herhalde:)

Ba®ış
21.04.2009, 22:35
özellikle sabah saat 4 ila 6 arası bi coşuyorlarki sorma gitsin :D

Great White
23.04.2009, 18:53
özellikle sabah saat 4 ila 6 arası bi coşuyorlarki sorma gitsin :D

Hitchcock' un Martılar filmine hiç girmiyorum bile:))

Neyse; martıdaki duygusallığın ve romantizmin içine ettiğimin farkındayım ama bir de bu açıdan bakmak istedim olaya:o

Bu arada benim de kafama takılan bazı ayrıntılar yok değil..

Bunlardan bir tanesi, yakınını ya da çok sevdiği birini kaybetmiş insanlara hem de cenazenin ortasında şappadak deyiverdiğimiz şu "Başın sağolsun" lafı..

Yani şu lafın nereye gittiğini hesapladığımızda hiç de hoş bir teselli yöntemi olmadığı açık bence..

"Ölen öldü yahu, sen kafana göre takıl"

"Sen sağsın ya, önemli olan o"

"Sana birşey olmasın be kardeşim"

gibi anlamlar kazanan bir söz bu aslında..

Hadi "Allah sabır versin" ya da "Allah taksiratını affeylesin" dense anlarım..

Ya da "Sana sabır ve metanet dilerim kardeşim" densin mesela..

"Başın sağolsun" da neyin nesi :S

Fatih Ersoy
23.04.2009, 19:58
Bu arada benim de kafama takılan bazı ayrıntılar yok değil..

Bunlardan bir tanesi, yakınını ya da çok sevdiği birini kaybetmiş insanlara hem de cenazenin ortasında şappadak deyiverdiğimiz şu "Başın sağolsun" lafı..

Yani şu lafın nereye gittiğini hesapladığımızda hiç de hoş bir teselli yöntemi olmadığı açık bence..

"Ölen öldü yahu, sen kafana göre takıl"

"Sen sağsın ya, önemli olan o"

"Sana birşey olmasın be kardeşim"

gibi anlamlar kazanan bir söz bu aslında..

Hadi "Allah sabır versin" ya da "Allah taksiratını affeylesin" dense anlarım..

Ya da "Sana sabır ve metanet dilerim kardeşim" densin mesela..

"Başın sağolsun" da neyin nesi :S

3. konumuz..

"Başın sağolsun" neyin nesi ? :)

krdnz
23.04.2009, 20:06
3. konumuz..

"Başın sağolsun" neyin nesi ? :)

"Boşveer,canın sağolsun" un yumuşatılmış ve şifrelenmiş hali:rolleyes:

Fatih Ersoy
23.04.2009, 20:08
"Ölen öldü yahu, sen kafana göre takıl"

"Sen sağsın ya, önemli olan o"

"Sana birşey olmasın be kardeşim"

Yukarıdaki anlamların çıktığı aşikar :)

Bence bu "başın sağolsun" olayıda bi klişe olarak günümüze kadar taşınmış amaçsız bir cümledir :D
Bakalım diğer arkadaşlar ne gibi yorumlarda bulunacaklar :)

Adem Erdoğan
23.04.2009, 20:22
Giden gitti kalan sağlar bizimdir manasında.

Bu arada İskender kebap'ın adı neden adana, urfa gibi bursa kebabı değilde iskender.:rolleyes:

Muhammet
23.04.2009, 20:37
Bu "Sana birşey olmasın" sözünü çok seviyorum ben.

"Olsun, sana birşey olmasın.."

:)

Great White
24.04.2009, 13:41
İşte bu şekilde farkında bile olmadan sıkça kullandığımız bu tür kalıplaşmış söylemler aslında bilinçaltlarımıza bir nevi bencillik tohumları da ekiyor ister istemez..

"Gene şükret haline. Bak ne durumda olanlar var" cümlesini bile bu sınıfa sokabiliriz aslında..

Şükretmek her zaman iyidir tabii ki ama adeta hayatı kaymış bir adamın haline üzülüp ona yardım edeceğin yerde kendi durumunu ondan daha iyi görüp keyfine bakman gerektiğini de salık verir hafiften;),

Mesela ben de bir zamanlar TV' de dönüp duran şu Deniz Feneri türü programlara denk geldiğimde kendimi adeta bir arap şeyhi gibi refahta hisseder, ne kredi kartı borcum ne de geçim derdim aklıma gelirdi:o

Yani hepimize yerleşmiş bu bilinç aslında..

Mesela Fight Club' da bile işlenmişti bu durum..

Kendi psikolojik çöküntüsünden kurtulmak için kanserli hastaların bir araya gelip moral bulmaya çalıştıkları toplantılara katılan ve onların acınası hallerinden kendisine psikolojik doping malzemesi çıkaran kahramanımız aslında hayatın bir gerçeği sanırım..

Ula Fatih, nereden açtın bu geyik başlığını yahu? Kafam biraz kıyak olsa daha neler yazardım buralara kimbilir. Ayık kafayla anca bu kadar:))

Fatih Ersoy
04.05.2009, 16:38
4. Konumuz...

İnsanlar başarısızlıklarını neden şanssızlık olarak nitelendirirler ?..

Dursun Kaplan
04.05.2009, 16:40
Binevi züğürt tesellisi bana göre.

Külünkoğlu
04.05.2009, 16:42
4. Konumuz...

İnsanlar başarısızlıklarını neden şanssızlık olarak nitelendirirler ?..

Çok basit,

Şansa ve şansızlığa inanmaları gerekir öncellikle. Çünkü başka insanların başarılarını başka türlü nasıl izah edebilirlerdi. :)

Mira_61
04.05.2009, 16:44
Kimse ayranım ekşi demez.
Kılıf uydururuz işte.:)

Gamze
07.06.2009, 15:00
Martı konusuyla ilgili okuduğum bir kitaptan bir bölüm paylaşmak istiyorum.
Diyordu ki;

Martılar hemcinsleriyle tartışmaya girdiklerinde gagalarıyla ot kopartır ve bunları az öteye atar. Bu 'dikkat et, bir dahaki sefere otun yerinde sen olabilirsin' anlamına gelir.

Mayls
07.06.2009, 15:16
Lato abi, hani haftada bir güncellenecekti? :D

Muhammet*
07.06.2009, 15:33
İnsanın en kolay kandırabilceği kişi kendidir.

hatice_61
07.06.2009, 16:02
bana göre bu düşünce daha çok çocukların inandığı bi durumdu çünkü yemin sös sözdür ayağını kaldırınca da aynı oluyo