Nytre
06.04.2009, 17:24
Trabzonsporumuzun uzun zamandan beri yaşadığı "istikrarlı" istikrarsızlığın sorumlusu olarak haftalardan beri eleştirmediğimiz ne t.direktör kaldı ne futbolcular kaldı ne de bu duruma müdahale etmesini umduğumuz başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri kaldı.
Trabzonsporumuzun tabiri caizse bıçak gibi kesilen puanları ve performansının sebepleri arasında futbolcuların durdulamayan performans düşüklüğünün yanı sıra t.direktörümüzün oyuna müdahale etmektense kenarda bir yabancı gibi futbolu izlemesi ve başkanımızın söylemde kalan sözlerini de eklersek ortaya haftalar geçtikçe garipseyeceğimiz bir durum ortaya çıkıyor.
Televizyondaki "en iyi" diyebileceğimiz futbol yorumcularından tutunda sokakta 9-10 yaşındaki çocuğa kadar her yaştan her meslekten her cinsiyetten kişi Trabzonsporumuzun "kendinden bıkmış - amaçsız - heyecansız - isteksiz - coşkusuz - bitsin bu maçta gitsek diyen....vs" futbolunu anlıyor ve buna bir çözüm üretmeye çalışıyorken neden bunca haftadır bu "geliyorum" diyen felaketi ilk görmesi gereken kişi hala 90dakika boyunca ellerini bağlamış kenarda "kurban bayramında kurban edilme vaktini bekleyen çaresiz kurbanlıklar" gibi 90dakikanın bitmesini bekliyor? ("kubranlık" benzetmesini hakaret amaçlı değil verilebilecek en iyi örnek olduğunu düşündüğüm için yazdım)
Öte yandan başkanımız ki kendinisini çok sevdiğimiz kadar attığı olumlu adımlarla da Trabzonsporumuza ve biz taraftarlara çok şey katmış olan Sadri Şener'in kilidi t.direktöre bırakmasına içim el vermiyor.
Kimseyi kovalım yerine başkası gelsin demektense ilk yarının sonuna kadar karşımızda ve sahada bu takımı gümbür gümbür seslerle doludizgin yürüten bir t.direktör ve oyuncu kadrosu varken şimdi sanki onuncu sıralarda amaçsızsa mücadele eden ve lig sonunda kendilerine bir kulüp arayacak olan teknik heyet ve futbolcu kadrosu çıkageldi!!!...
Takımın şu anki "umutsuz" haline rağmen Sadri Şener'in dışında hiç bir yönetim kurulu üyesinin beyanat vermemesi ve kulüpte gayr-i resmi olduğuna inandığım ancak taraftarları derinden derine "sinir" eden bir sessizliğin yaşanması da "3-5 maç ile t.direktörü değiştirecek değiliz" diyen başkanımızın tarzı oldğuna inanmıyorum çünkü bu durum 3-5 maç ile açıklanacak bir durum değil , aynı zamanda 3-5 maç sonra "ya tamam ya devam" diyeceğimiz vakittir!...
Trabzonsporun bu yokuş aşağıya inişinin devamı gelecek ve bir kaç hafta sonra kulüp başkanımız çıkıp "zaten Avrupa kupalarına katılmakta şöyle böyle...." deyip taraftarımızın gönlüne tuzlu-su dökmeye niyet ederse hiç şaşırmayalım mı?...
Kenarda elleri bağlı birinin sahada oynayan 11 kişiye "bu durum benimle alakalı değil" der gibi bakan ve bu bakışların sahibine sorumlu kişilerden bir kişi çıkıp da "Ne yapıyorsun" demeyen zincirleme bir sessizliğin sebebini sadece futbolda aramak ne kadar doğrudur acaba?
Haftalardan beri yaşananlar ile yaşanması gerekenler arasındaki farkı anlamak için ne çok zeki olmak gerekiyor ne de futbol dehası olmak lazım!..
Ama asıl düşündüren şey ise şu ;
Madem her şey bu kadar ortadayken ve herkes aynı hataların ve bu hataların çözümlerinde hemfikirken niye t.direktör - futbolcular - başkan ve yönetim kurulu üyeleri bir REVİZYON yapmıyor!
Revizyonu geçtim de neden bizi Trabzonsporla baş başa bırakarak kenara geçip "bizden mucize beklemeyin" der gibi bir sessizlik içerisindeler? Halbuki biz onlardan yapamayacakları bir şeyden ziyade olması gereken şeyleri istiyoruz.
Tüm bunlar futbolun dahilinde düşündüğümüz olağan taraftar düşüncüleri ve kimse "sabırsız" damgası vurmasın , sadece kaç haftadan beri aynı konular konuşuluyor biraz geriye baksınlar yeter.
Trabzonsporumuzun üzerine haftalar öncesinde ve bir anda çöken bir "kara bulut"un taınımı neyle yapabiliriz?
Parasızlık? İç Huzursuzluk? Eski futbolcu-yeni futbolcu kavgası? Yönetimdeki çatlaklar? Hakem oyunları? Federasyonun bize "dur" demesi?
Bunların hiç birini son 6-7 haftadan beri yaşanan düşüşle ilişkilendiremiyorum çünkü ortada bizim yolumuzu kesecek , devamlılığı arz eden ve dışarıdan gelen bir ART NİYET yok!...(bursa maçı ve bu düşüşten önce yaşanan bir kaç maç dışında)
Trabzonsporumuza bir sihirli değnek değdiyse bu sihirli değneğin ne olduğunu merak ediyorum!...
Ütopik hayaller ve kitaplardan fırlamış komplo teorilerinden bahsetmiyorum!... Türkiye'de çokça karşılaştığımız ve futbolumuzu hala da kirletmekte olan bir takım göremediğimiz ama varlıkları her zaman kulüplerin üzerinde olan bir sihirli değnekten bahsediyorum.
Trabzonsporlu futbolcular ve teknik heyet zirve yolunda mücadele ederken ve taraftarı Türkiyenin dört bir yanında şampiyonluk şarkıları söylerken "bir an" diyebileceğimiz zaman aralığı kadar kısa bir süre içerisinde "amaçsız" , "heyecansız" ve kenarda elleri bağlı bekleyen t.direktörü gibi hareketsiz bir hale dönüşüyorlar ve bunların nedenlerini araştıran taraftarlar yukarıda saydığım "dış müdahalelerin" hiç birini gözleriyle görmüyorlarsa ben öküzün altında buzağı değil deveyi bile ararım ve bu GARİP durumun acaba sadece "TESADÜF" mü olduğunu anlamaya çalışıyorum!...
Trabzonsporumuza bir sihirli değnek değdiyse bilelim eğer değmediyse herşey güllük gülistanlık iken (ve sahadaki futbol dışında hala öyle) neden freni boşalan bir araba gibi önlemez bir düşüşümüz var birisi çıksın açıklasın ki biz de "neden neden neden?" diye kendimizi yemeyelim!...
Madalyonun öbür yüzü varsa görmek için biraz çabalasak mı?
Trabzonsporumuzun tabiri caizse bıçak gibi kesilen puanları ve performansının sebepleri arasında futbolcuların durdulamayan performans düşüklüğünün yanı sıra t.direktörümüzün oyuna müdahale etmektense kenarda bir yabancı gibi futbolu izlemesi ve başkanımızın söylemde kalan sözlerini de eklersek ortaya haftalar geçtikçe garipseyeceğimiz bir durum ortaya çıkıyor.
Televizyondaki "en iyi" diyebileceğimiz futbol yorumcularından tutunda sokakta 9-10 yaşındaki çocuğa kadar her yaştan her meslekten her cinsiyetten kişi Trabzonsporumuzun "kendinden bıkmış - amaçsız - heyecansız - isteksiz - coşkusuz - bitsin bu maçta gitsek diyen....vs" futbolunu anlıyor ve buna bir çözüm üretmeye çalışıyorken neden bunca haftadır bu "geliyorum" diyen felaketi ilk görmesi gereken kişi hala 90dakika boyunca ellerini bağlamış kenarda "kurban bayramında kurban edilme vaktini bekleyen çaresiz kurbanlıklar" gibi 90dakikanın bitmesini bekliyor? ("kubranlık" benzetmesini hakaret amaçlı değil verilebilecek en iyi örnek olduğunu düşündüğüm için yazdım)
Öte yandan başkanımız ki kendinisini çok sevdiğimiz kadar attığı olumlu adımlarla da Trabzonsporumuza ve biz taraftarlara çok şey katmış olan Sadri Şener'in kilidi t.direktöre bırakmasına içim el vermiyor.
Kimseyi kovalım yerine başkası gelsin demektense ilk yarının sonuna kadar karşımızda ve sahada bu takımı gümbür gümbür seslerle doludizgin yürüten bir t.direktör ve oyuncu kadrosu varken şimdi sanki onuncu sıralarda amaçsızsa mücadele eden ve lig sonunda kendilerine bir kulüp arayacak olan teknik heyet ve futbolcu kadrosu çıkageldi!!!...
Takımın şu anki "umutsuz" haline rağmen Sadri Şener'in dışında hiç bir yönetim kurulu üyesinin beyanat vermemesi ve kulüpte gayr-i resmi olduğuna inandığım ancak taraftarları derinden derine "sinir" eden bir sessizliğin yaşanması da "3-5 maç ile t.direktörü değiştirecek değiliz" diyen başkanımızın tarzı oldğuna inanmıyorum çünkü bu durum 3-5 maç ile açıklanacak bir durum değil , aynı zamanda 3-5 maç sonra "ya tamam ya devam" diyeceğimiz vakittir!...
Trabzonsporun bu yokuş aşağıya inişinin devamı gelecek ve bir kaç hafta sonra kulüp başkanımız çıkıp "zaten Avrupa kupalarına katılmakta şöyle böyle...." deyip taraftarımızın gönlüne tuzlu-su dökmeye niyet ederse hiç şaşırmayalım mı?...
Kenarda elleri bağlı birinin sahada oynayan 11 kişiye "bu durum benimle alakalı değil" der gibi bakan ve bu bakışların sahibine sorumlu kişilerden bir kişi çıkıp da "Ne yapıyorsun" demeyen zincirleme bir sessizliğin sebebini sadece futbolda aramak ne kadar doğrudur acaba?
Haftalardan beri yaşananlar ile yaşanması gerekenler arasındaki farkı anlamak için ne çok zeki olmak gerekiyor ne de futbol dehası olmak lazım!..
Ama asıl düşündüren şey ise şu ;
Madem her şey bu kadar ortadayken ve herkes aynı hataların ve bu hataların çözümlerinde hemfikirken niye t.direktör - futbolcular - başkan ve yönetim kurulu üyeleri bir REVİZYON yapmıyor!
Revizyonu geçtim de neden bizi Trabzonsporla baş başa bırakarak kenara geçip "bizden mucize beklemeyin" der gibi bir sessizlik içerisindeler? Halbuki biz onlardan yapamayacakları bir şeyden ziyade olması gereken şeyleri istiyoruz.
Tüm bunlar futbolun dahilinde düşündüğümüz olağan taraftar düşüncüleri ve kimse "sabırsız" damgası vurmasın , sadece kaç haftadan beri aynı konular konuşuluyor biraz geriye baksınlar yeter.
Trabzonsporumuzun üzerine haftalar öncesinde ve bir anda çöken bir "kara bulut"un taınımı neyle yapabiliriz?
Parasızlık? İç Huzursuzluk? Eski futbolcu-yeni futbolcu kavgası? Yönetimdeki çatlaklar? Hakem oyunları? Federasyonun bize "dur" demesi?
Bunların hiç birini son 6-7 haftadan beri yaşanan düşüşle ilişkilendiremiyorum çünkü ortada bizim yolumuzu kesecek , devamlılığı arz eden ve dışarıdan gelen bir ART NİYET yok!...(bursa maçı ve bu düşüşten önce yaşanan bir kaç maç dışında)
Trabzonsporumuza bir sihirli değnek değdiyse bu sihirli değneğin ne olduğunu merak ediyorum!...
Ütopik hayaller ve kitaplardan fırlamış komplo teorilerinden bahsetmiyorum!... Türkiye'de çokça karşılaştığımız ve futbolumuzu hala da kirletmekte olan bir takım göremediğimiz ama varlıkları her zaman kulüplerin üzerinde olan bir sihirli değnekten bahsediyorum.
Trabzonsporlu futbolcular ve teknik heyet zirve yolunda mücadele ederken ve taraftarı Türkiyenin dört bir yanında şampiyonluk şarkıları söylerken "bir an" diyebileceğimiz zaman aralığı kadar kısa bir süre içerisinde "amaçsız" , "heyecansız" ve kenarda elleri bağlı bekleyen t.direktörü gibi hareketsiz bir hale dönüşüyorlar ve bunların nedenlerini araştıran taraftarlar yukarıda saydığım "dış müdahalelerin" hiç birini gözleriyle görmüyorlarsa ben öküzün altında buzağı değil deveyi bile ararım ve bu GARİP durumun acaba sadece "TESADÜF" mü olduğunu anlamaya çalışıyorum!...
Trabzonsporumuza bir sihirli değnek değdiyse bilelim eğer değmediyse herşey güllük gülistanlık iken (ve sahadaki futbol dışında hala öyle) neden freni boşalan bir araba gibi önlemez bir düşüşümüz var birisi çıksın açıklasın ki biz de "neden neden neden?" diye kendimizi yemeyelim!...
Madalyonun öbür yüzü varsa görmek için biraz çabalasak mı?