Orijinalini görmek için tıklayınız : israil ALLAH seni YOK ETSİN
FatmaÇelik
06.01.2009, 23:08
Katillere verilecek en güzel cevabı verdik.....
Bugün Kohrolası İsrail, katil israil Ankara'ya burnumuzun dibine kadar geliyor....
Ama ne yaptık gittik ve kardeşlerimizi öldüren masum bebeklerin çocukların hayatlarına son veren o lanetli insanları protesto ettik ve o maçı burda oynatmadık....Oynatmayız daaaa....
Sen kim oluyorsun da buraya gelebiliyosun......
Sen kim oluyosun da sahada ısınmaya çıktığında ağzında sakızla dalga geçer gibi tribünlere gülüyosu...
Söylesene SEN KİMSİN??????????????????
Katil İsrail Türkiye'den arkasına bakmadan böyle kaçar işte.
BURASI FİLİSTİN BURDAN ÇIKIŞ YOKKK....
FatmaÇelik
06.01.2009, 23:12
Neden genelde FİLİSTİN'E destek için bir başlık açılmıyorrr.
Bütün sitelerde her yerde gündem konusu bu ama bizim sitede neden burda kıyıda köşede kalmış bir yerde....
Bence başlık genele taşınmalı.
Bu haber geneldeki her şeyden daha önemli....
Katil dediğimiz adamlarla milyon dolarlık silah anlaşmaları imzalıyoruz.
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 00:54
Neden genelde FİLİSTİN'E destek için bir başlık açılmıyorrr.
Bütün sitelerde her yerde gündem konusu bu ama bizim sitede neden burda kıyıda köşede kalmış bir yerde....
Bence başlık genele taşınmalı.
Bu haber geneldeki her şeyden daha önemli....
Size katılıyorum. Forumu ziyaret edenlerin çoğunun görmesi açısından başlığın "genel"e taşınması iyi olur. Bu mesele bence futboldan çok daha önemlidir. israil terör devletinin yaptığı bugün için Filistin'e dir. Yarın abd nin desteğini de alarak benzerini Türkiye'de uygulamaya kalkarsa artık konuşulacak futbolda kalmaz ortalıkta. Onun için yöneticilerin daha duyarlı olup bu konuyu "genel"e taşımaları gerekmektedir. Sanırım bunun bir sakıncası yoktur.
Bu arada site girişinde Filistin konusundaki mesaj için site yöneticilerine teşekkür ederim. Şimdi sıra bu başlığı "genel"e taşımaya geldi...
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 00:58
İsrail protestosu maç iptal etti06 Ocak 2009 / 20:50ULEB Eurocup'ta Türk Telekom ile İsrail'in Bnei Hasharon takımı arasında oynanacak maç, protesto gösterileri nedeniyle iptal edildi.
ULEB Eurocup'ta Türk Telekom ile İsrail'in Bnei Hasharon takımı arasında oynanacak maç, protesto gösterileri nedeniyle iptal edildi. İsrail'in Filistinlilere yönelik katliama varan operasyonunu protesto etmek isteyen kalabalık bir grup, maçın başlamasını engelledi. Polisle göstericiler arasındaki pazarlıklar sonuç vermeyince, hakemler ve FIBA yetkilileri güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığı gerekçesiyle karşılaşmanın iptal edildiğini açıkladılar.
Bnei Hasharon, yoğun güvenlik önlemleri altında maçın oynanacağı Atatürk Spor Salonu'na geldi. Atatürk Spor Salonu'nda saat 19.30'da başlaması gereken karşılaşma öncesinde İsrail takımı Bnei Hasharon, saat 17.45'te kamp yaptığı Etap Altınel Otel'den yoğun güvenlik önlemleri altında ayrıldı. İsrail kafilesinin salona yolculuğu sırasında yol güzergahındaki trafik kesildi. İsrail kafilesi, 5 dakikalık bir yolculuğun ardından spor salonuna arka kapıdan giriş yaptı.
Bu arada karşılaşmanın oynanacağını salonun önünde İsrail aleyhine protestolar yaptı. Spor salonu önünde toplanan yaklaşık 2 bin 500 kişilik grup, İsrail aleyhinde sloganlar attı. 'Hamas'a selam direnişe devam, 'Kahrolsun İsrail' şeklinde sloganlar atan grup, 'Katil İsrail Takımı Türkiye'den defol' yazılı bir pankart açtı. Eyleme çok sayıda kadının da katıldığı gözlenirken, emniyet güçleri salonun önünde yoğun güvenlik önlemleri aldı. Öte yandan karşılaşma için bilet satışı yapılmazken, mücadeleyi sadece davetiyeli taraftarların izleyebileceği belirtildi. Türk Telekom, tarafından 3 bin 500 adet davetiye bastırıldığı öğrenildi. Ancak maçı izleyecek seyirciler arasında önemli sayıda protestocu olduğu gözlendi. Çevik kuvvet ekipleri grubun etrafını çevirirken, göstericiler protestolarını hala sürdürdü..
Isınma için parkeye çıkan İsrailli basketbolculara taraftarlardan biri ayyakkabı fırlatırken, İsrail'i protestolarını sürdürdüler. Taraftarın tepkisi üzerine İsrailli basketbolcular salona girdi. Taraftarların baskıcı tezahüratlarını sürdürmesi üzerine maçın hakemleri de soyunma odasına girdi. Türk Telekomlu basketbolcuların taraftarı yatıştırma çabası ise sonuç vermedi. Bir süre sonra polis tribünleri boşaltmaya başladı.
Bu arada salon dışında toplanan ve çoğunluğunu Ankaragücü taraftarlarının oluşturduğu yaklaşık 1500 kişilik grup tekbir getirip, İsrail aleyhine sloganlar atarak İsrail'i protesto etti.
Öte yandan toplantı halinde olan maçın hakemleri ve FIBA yetkilileri güvenlik önlemlerinin yeterli olduğuna karar verirlerse karşılaşma oynanacak aksi takdirde maçın oynanmayacağı öğrenildi.
Kaynak : Ülke Basını
Neden genelde FİLİSTİN'E destek için bir başlık açılmıyorrr.
Bütün sitelerde her yerde gündem konusu bu ama bizim sitede neden burda kıyıda köşede kalmış bir yerde....
Bence başlık genele taşınmalı.
Bu haber geneldeki her şeyden daha önemli....
www.bordomavi.net (http://www.bordomavi.net) !!!!!
Can basten
07.01.2009, 01:12
Siyonizme karşı durmak insanlığa hizmettir, orası kesin de, basketbol maçına sıçramasaydı bu iş iyi olurdu. Bence maçı oynatmamak aşırı ve de gereksiz bir tepki olmuş. Spora siyaset bu kadar bulaşırsa ardı arkası kesilmez bu işlerin.
Bilâl ÇOBAN
07.01.2009, 01:14
hocam siyaset değil bu, israiloğullarının tüm kurumları siyonist... %5lik bir kısmı var siyonist olmayan, onları da önemli görevlere getirmiyorlar zaten.
İsmail Alkan
07.01.2009, 01:15
Genele taşımayı eğer yazmak için düşünüyorsak ,yinede genelde olmakla beraber ben farklı bir öneri sunayım,
Eminimki bu konuya duyarlı olmayan ,masum insanların ölmesine/ızdırap çekmesine yüreği sızlamayan bir tek arkadaşımız yoktur,
Burada ölen ve yaralanan insanların acısı yüreğimizi sızlatıyor,bizi kahrediyor,
Peki ne yapabiliriz ?
Orada çocuklar aç,orada çocuklar/anneler/babalar/yaşlılar,kısaca tüm insanlar bir dilim ekmeğe muhtaç,
Elimize silah alıp oralara gidecek halimiz olmadığına göre farklı bir şekilde destek olabiliriz,
Resmi kurumlarla işbirliği yapıp,bu insanlara destek olabiliriz,
Yapar mıyız,yaparız..
Dün şırnakta yaptık,bugün filistindeki çocuklara yaparız,gerekirse yarın bir başka bölgede,yeterki içimizdeki bize atalarımızdan miras kalan "karşılıksız yardımseverlik" duygumuzu yitirmiyelim...
Benden öneri....
İsmail Abi, Filistin'e yardım edilebilmesi için yapabileceğimiz tek şey kamuoyu oluşturup hükûmetimizin İsrâil ve Mısır'ın uyguladığı ablukayı kaldırmak için çalıştırılması olabilir. Abluka sürdüğü müddetçe toplanan yardımlar Refah Kapısı'nda kalır ya da İsrâil ordusu tarafından el konulur.
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 02:14
Siyonizme karşı durmak insanlığa hizmettir, orası kesin de, basketbol maçına sıçramasaydı bu iş iyi olurdu. Bence maçı oynatmamak aşırı ve de gereksiz bir tepki olmuş. Spora siyaset bu kadar bulaşırsa ardı arkası kesilmez bu işlerin.
Vallahi can kardeşim. Yukarıda da belirttim. israil terör devleti yarın öbür gün Türkiye'nin kapısını çalacaktır. O zaman biz sporu konuşmaya bile vakit bulamayabilirz. Eğer eylemlerimizi bu alanda da gösterebilirsek gelecek kuşaklarımızın spor hakkını teminat altına almış oluruz. Ankara'da terör devleti israil'in basketbol takımına karşı gösterilen tepki, aslında israil'e karşıdır. israil'e "Dur" demektir. Bu tepki israil'in gelecekte düzenleyebileceği daha büyük katliamların önüne geçmeye destek olacaktır. Dolayısıyla spora yansıyabilecek olumsuzlukların ortaya çıkmasına da engel olacaktır.
Burada bir-iki noktaya daha temas etmek istiyorum. siyonistlerin hedefleri büyük arkadaşlar. Hedefleri doğrultusunda binlerce yıldan beri didinip duruyorlar. Onların kısa vadedeki hedefi filistin halkını yok ederek veya bulundukları yerden göç ettirerek o toprakları komple almak. Ardından Suriye ve Türkiye hedefte. Tabi bunlar uzun vadedeki hedefleri. siyonistler şimdilik paravan şirketlerle güney illerimizden toprak almaya bakıyor. İlerleyen yıllarda israil terör devleti abd nin de desteğini alarak suriye'yi saf dışı bırakıp Türkiye'nin güney doğu anadolu bölgesini de kapsayan ve yahudilerin kutsal kitaplarında geçen "vaad edilmiş" toprakları almayı düşünmektedir. Irak'ı fiilen üçe bölerek bir hedefe ulaştılar. Filistin mücadelesini böldüler. Şimdi halkını yok ediyorlar. Yarın ise suriye ve Türkiye'mizin kapısına dayancaklar. Şahsen ben onların Türkiye'den savaş yolu ile değil de türlü oyunlarla bu toprağı almayı düşündükleri kanaatindeyim. Bu oyunun birinci aşaması Türkiye'de yapay bir kürt sorunu oluşturarak güney doğudaki halkı devlete karşı kışkırtmak. İkinci aşaması tüm kürtlerin devlete karşı silahlı mücadeleye girişmesi ki bunda pkk haricinde pek başarılı olamadılar. Üçüncü aşamada güney doğuyu Türkiye'den koparıp kürtlerin eline teslim ederek kolay lokma haline getirmek. Son aşamada ise ilerleyen dönemde Suriye'yi bertaraf ederek Irak'ın kapısına dayandıklarında filistinlilere yaptıkları gibi kürtlerin ellerindeki toprakları alarak orta doğuda büyük israil devletini kurmaktır. Bu noktada en çok korktukları şey ise İRAN devletidir. Çünkü nükleer teknolojiyi israil terör devletine karşı kullanabilecek cesaret ve durumda olan tek ülke sadece İRAN. siyonistlerin güdümünde olan uluslar arası kuruluşların İran'ın bu teknolojide ilerleme kaydetmesinden rahatsız oluşu yukarıdaki hedeflerin gerçekleşmeme riskinden kaynaklanıyor. Bu arada birşey söylemeyi unuttum. siyonistlerin bahsettiğim hedefleri tamamen tahrif olunmuş kutsal kitaplarından kaynaklanmaktadır. Yani masum insanları bombalar yağdırarak yok etmek onların bozuk olan dinleri ile örtüşmektedir. Masum sivilleri öldürmek onlar için zulüm değil, dinlerinin kendilerine olan vaadi için bir haktır kısacası.
Şimdi gelelim Bilal kardeşimin bahsettiği meseleye. Aynen denildiği gibi israil terör devleti halkının yaklaşık yüzde doksanbeşi Gazze'deki siyonist katliamını desteklemektedir. Oradaki yahudi halkın bizzat kendisi işgalci konumundadır. siyonizmi de benimsemiştir. siyonizmin hedeflerinden yukarıda bahsettim. Böyle bir devlet olacak, halk olacak ve bunların spor alanında takımları olacak da bunlar katliama kayıtsız mı kalacak. Tabi ki hayır. Onlar da bu katliamın arkasındalar. Katliama karşı tepkisiz kalmaları zaten herşeyi ortaya koyuyor. Dolayısıyla israil terör devletinin her alanda tepkiye maruz kalması gerekir. Spor da bu alanın içerisinde olmalıdır. Ancak bu şekilde terör devleti üzerindeki baskıları artırabiliriz.
http://img160.imageshack.us/img160/585/93221162dw3.gif
http://img160.imageshack.us/img160/2577/69820049bx8.gif
hüseyin1975
07.01.2009, 09:01
Allah belalarini verecek elbet.
Ama peki buna sessiz kalan Arap Dünyasina ne demeli?
Para sende ama ne gücün var nede yüregin.
Araplarada yaziklar olsun diyorum.
ezgi cubukcu
07.01.2009, 09:46
[SİZE=4][SİZE=2]Gazze'de çocuklar öldürülüyor.[/SİZE]
[SİZE=2]Gazze'de insanlar öldürülüyor.[/SİZE]
[SİZE=2]Gazze'de Filistin halkına değil,[/SİZE]
[SİZE=2]insanlığa diz çöktürülüyor.[/SİZE]
[SİZE=2]Türkiye'nin, halkımızın bu[/SİZE]
[SİZE=2]konuda yapabileceği çok şey[/SİZE]
[SİZE=2]vardır. Katliamcı savaş devleti[/SİZE]
[SİZE=2]İsrail'in saldırganlığı, tepkisiz[/SİZE]
[SİZE=2]kalan, seyirci kalanların ona[/SİZE]
[SİZE=2]verdiği cesaretten gelmektedir.[/SİZE]
[SİZE=2]Halkımıza çağrımızdır![/SİZE]
[SİZE=2]İnsanlık Nöbeti günüdür.[/SİZE]
[SİZE=2]Sokağa çıkmanın, İsrail'e biz[/SİZE]
[SİZE=2]buradayız ve bizim[/SİZE]
[SİZE=2]nefretimizden kork demenin[/SİZE]
[SİZE=2]zamanıdır.[/SİZE]
[SİZE=4]Nöbet Yerleri:
İstanbul, 1. Levent İsrail Başkonsolosluğu (24 Saat nöbetteyiz. Her
akşam 19:00'da kitlesel toplanma.)
Ankara, Güvenpark (24 Saat nöbetteyiz. Her akşam 19:00'da
kitlesel toplanma.)
Ankara, Gazi Osman Paşa, İsrail Büyükelçiliği önü (24 Saat nöbet)
İzmir, Saat 18:00 YKM önü, Konak
Adana, 18.00 İnönü Parkı
Adapazarı, 18:00 AKM önü
Antalya, 17:30 Cumhuriyet Meydanı
Aydın, 17:30 Adnan Menderes Bulvarı Atatürk Meydanı
Balıkesir, 18:30 Ali Hikmet Paşa Meydanı
Bursa, 18:30 Orhangazi Parkı
Çanakkale, 17:30 Cumhuriyet Meydanı
Denizli, 17:30 Çınar Meydanı
Edirne, 18:00 Postane Önü
Eskişehir, 18:00 Adalar
Gaziantep, 19.00 Yeşilsu Parkı
Hatay, 19.00 Künefeciler Meydanı
Kayseri, 18:00 Cumhuriyet Meydanı
Kocaeli, Saat 18:00, İzmit İnsan Hakları Parkı
Konya, 19:00 Kazım Karabekir caddesi
Mersin, 19.00 Taş Bina Önü
Muğla, 18:00 Sınırsızlık Meydanı, 18:00 Bodrum/Belediye Önü
Niğde, 16:30 Cumhuriyet Meydanı
Sivas, 17:00 Cumhuriyet Meydanı
[/SİZE]
[SİZE=3]
[/SİZE][/SİZE][SİZE=4][/SİZE]
Gökhan Bozyiğit
07.01.2009, 10:42
Genele taşımayı eğer yazmak için düşünüyorsak ,yinede genelde olmakla beraber ben farklı bir öneri sunayım,
Eminimki bu konuya duyarlı olmayan ,masum insanların ölmesine/ızdırap çekmesine yüreği sızlamayan bir tek arkadaşımız yoktur,
Burada ölen ve yaralanan insanların acısı yüreğimizi sızlatıyor,bizi kahrediyor,
Peki ne yapabiliriz ?
Orada çocuklar aç,orada çocuklar/anneler/babalar/yaşlılar,kısaca tüm insanlar bir dilim ekmeğe muhtaç,
Elimize silah alıp oralara gidecek halimiz olmadığına göre farklı bir şekilde destek olabiliriz,
Resmi kurumlarla işbirliği yapıp,bu insanlara destek olabiliriz,
Yapar mıyız,yaparız..
Dün şırnakta yaptık,bugün filistindeki çocuklara yaparız,gerekirse yarın bir başka bölgede,yeterki içimizdeki bize atalarımızdan miras kalan "karşılıksız yardımseverlik" duygumuzu yitirmiyelim...
Benden öneri....
İsmail Abi, Filistin'e yardım edilebilmesi için yapabileceğimiz tek şey kamuoyu oluşturup hükûmetimizin İsrâil ve Mısır'ın uyguladığı ablukayı kaldırmak için çalıştırılması olabilir. Abluka sürdüğü müddetçe toplanan yardımlar Refah Kapısı'nda kalır ya da İsrâil ordusu tarafından el konulur.
Böyle bir yardım konusu günedeme gelirse, yardımlarımızın ulaşıp ulaşamayacağını direk olarak öğrenebilirim. Aryıca bugün gazetelerde hesap numaraları vardı yardım için.
İskender Çakmak
07.01.2009, 14:00
Allah bÜyÜk hepsİnİn sonu gelecek abd nİn geldİ bİle sira İsraİlde
Sağa sola uyduruk füzeler atıp, İsrail'in saldırmak için aradığı fırsatı onlara veren Hamas'ın kendisini ''İsrail'e karşı özgürlük savaşçıları, Filistin'in kurtarıcısı'' olarak adlandırması ve öteye beriye cihad çağrısı yapması son derece aptalca bir olaydır..
Katil dediğimiz adamlarla milyon dolarlık silah anlaşmaları imzalıyoruz.
Aynen öyle.Her alanda gavurun eline bakıyoruz, üreticilik 0..
Adil ÖZGÜR
07.01.2009, 16:24
Ben bir öneride bulunsam, bu İsrail denen İNSANLIĞIN DÜŞMANLARI'nın inanışlarına göre İNSANLIĞA TERS GELEN İNANIŞLARINI deşifre etsek, yaptıkları zülümlerinin kaynağını BMN üyesi arkadaşlarımıza aleni göstersek, bu konuda çocuklarımıza ve torunlarımıza bu SAPIK DÜŞÜNCELİ, ASRIMIZIN FİRAVUNLARI nın ÇİRKİNLİKLERİNİ anlatabilmek için, bir mahsuru olurmu?
Hristiyan inanışındaki Evanjelist'lerle omuz omuza olan bölümlerinde, bu konuda uzmanlaşmış bir eserde bazı kesimler ayrıntılı olarak anlatılmış, biraz bilgilerim varsada;
Masonluk ve İsrail kitabını okuyanlarımızdan bu konuda yardım istiyorum, ben bu kitabı henüz okumadım,
Bunun için bir başlık açmak istesem Forum kurallarına aykırı düşermi?
Adem Erdoğan
07.01.2009, 16:31
Adil abi masonluk boyutuna girersek muhabbet baya derinlere gider.Sadece yahudilerle sınırlı değil çünkü.
Ahmedinejad neredesin sen israili haritadan sil gönder nükleer füzelerini sinagoglarında gebersinler Hamasın saldırıları yüzünden girdik diyorlar Hamasın attığı füzeler masum çocuklarına zarar veriyormuş Gazzeli çocuklar çocuk değilmi israilli çocuklar gökyüzünde yıldızları seyrederken Gazzeli çocuklar bugün havadan füze gelirmi diye önlem alıyor demokrasiden bahsediyorlar camileri bombalıyorlar bütün Dünya sessiz BM göstermelik toplanıyor AB , israil kendini savunuyor Gazzeye girebilir diyor bu olaya demokrasi adını koyuyorlar lanet olsun hepinize insanlıktan utanıyorum artık Gazzede 600 tane köpek veya bir başka hayvan çeşidi ölseydi Dünya ayağa kalkardı Amerikan itlerinin sonu çok kötü olacak Ahmedinejad füzelerini yollarken televizyon karşısına geçip çayımı yudumlayıp sigaramı keyifle çekip izleyeceğim sonunuz geldi ! Batı alemi olayları keyifle izliyor. Bizim Kuzey Irak operasyonuna Dünyanın nasıl karşı çıktığını hatırlayın İnsan hakları nerede
Bu arada Kızılay Gazzeye yardım kampanyası başlatmış cep telefonlarınızdan 2868 e boş mesaj göndererek 5 ytl miktarında bağış yapabilirsiniz tüm Gsm operatörleri için geçerlidir detaylı bilgi için
http://www.kizilay.org.tr/kurumsal/ (http://www.kizilay.org.tr/kurumsal/)
ne denilebilir ki; "hamasa selam , direnişe devam!.."
İsrail'e meydan okuyan tek adam
İsrail'in Gazze'ye girerek 600 Filistinliyi öldürmesi karşısında BM, Arap Birliği, Arap ülkeleri ve Avrupa Birliği tek somut bir adım atamazken, Venezuella Devlet Başkanı Chavez, şu anda Gazze'de olan biten 'soykırım' diyerek İsrail büyükelçisini çalışanlarıyla birlikte sınır dışı etti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10714995.asp?gid=200
lazrail8989
07.01.2009, 16:55
devlet en azından boykot için bir adım atsa o zaman israil kopeklerı kalıo mu ortada.Şu an sadece tepki verebiliyoruz elimizden bişey gelmiyor bu da bana çok koyuyor
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 16:57
Sağa sola uyduruk füzeler atıp, İsrail'in saldırmak için aradığı fırsatı onlara veren Hamas'ın kendisini ''İsrail'e karşı özgürlük savaşçıları, Filistin'in kurtarıcısı'' olarak adlandırması ve öteye beriye cihad çağrısı yapması son derece aptalca bir olaydır..
Güzel kardeşim. Sen ya dünyadan bî habersin, ya neyi savunduğunun farkında değilsin, ya herşeyi biliyorsun da kasıtlı olarak bu beyanla tepkileri ölçmeye kalkışıyorsun, ya da siyonistlerin tek tük destekçilerinden birisin.
Şimdi senin bu sözlerin israil'in masum sivillerin yer aldığı camileri, okullları, hastaneleri, evleri ve ambulansları en yeni teknolojiyle ürettikleri bombalarla vurmasına bir mazeret olabilir mi? Sen terör devleti israil'in hamasla süren barış döneminde tam altı ay boyunca katliam için sürekli istihbarat topladığını biliyor muydun? Yukarıdaki yazımı bir oku istersen. Yukarıdaki yazımda da belirttiğim gibi israil siyonist devletinin nihai hedefi hamas füze atmasa da filistin halkını sindirmek, yok etmektir. Bunu neden anlamak istemiyorsun. Bu tutumları onların dini, imânı. Vaadedilmiş toprakları ele geçirme noktasında katliam dahil herşey caizdir. Bugün karşılarına hamas çıkmıştır. terör devleti israil, hamasın kendilerine boyun eğmemesi, "gel beni yavaş yavaş öldür" dememesinden dolayı bugün halkını topluca katletmektedir.
siyonist israil terör devleti dünya üzerinde resmi sınırları olmayan tek ülkedir. Amaçları tahrif olunmuş kutsal kitaplarında bulunan "vaadedilmiş" toprakların tamamında hakimiyet sağlayana kadar genişlemektir. Hedefleri doğrultusunda Irak üçe bölünmüş kolay lokma haline sokulmuştur. Keza filistin halkı yok edilerek bir hedefe daha ulaşmak istemektedirler. Ardından rota Suriye ve Türkiye'nin güney doğusudur. siyonistlerin dini bu! nilden fırata kadar olan toprakları ele geçirmek.
Şimdi sen kalkmış siyonistler gerekeni yapıyormuş gibi, haması suçluyorsun. Hamasın bizim toprağımızda gözü yok ama siyonistlerin var. Uyan! Hamas denilen örgütün üyeleri bizim Müslüman kardeşlerimiz ve orada eskiden osmanlı toprağı olan, tapusunun da hâlâ Türkiye'de olduğu söylenen toprak parçasını savunuyorlar.
Bugün tkp üyesi komünistler bile sokaklara dökülüp, israil'in yaptığı katliamı lanetleyip hamasa destek verirken, sen kalkmış neler söylüyorsun. "Uyduruk" füzelerden bahsediyorsun. Madem uyduruk, o halde sen çık daha iyisini yap da görelim. Oradaki mücahidler yıllardan beri süren ambargoya karşın, kısıtlı imkanlara rağmen ellerinden geleni yaparak terör devletine karşı direniyor. Terör devleti dediğimizde bugün dünyanın en büyük silah üreticilerinden biri. Elindeki nükleer silahların da sayısı bilinmeyen bir ülke. Arkasında da dünyanın süper gücü denilen abd var.
Bunları bilmiyor musun da böyle sözler sarfetme cesaretini gösteriyorsun. Seni Allah'a havale ediyorum...
Muhammet
07.01.2009, 17:01
İsrail'e meydan okuyan tek adam
İsrail'in Gazze'ye girerek 600 Filistinliyi öldürmesi karşısında BM, Arap Birliği, Arap ülkeleri ve Avrupa Birliği tek somut bir adım atamazken, Venezuella Devlet Başkanı Chavez, şu anda Gazze'de olan biten 'soykırım' diyerek İsrail büyükelçisini çalışanlarıyla birlikte sınır dışı etti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10714995.asp?gid=200
Chavez'e bak sen! :eek: :)
Harun-61
07.01.2009, 17:17
Chavez, sana helal olsun
Allah c.c. hidayet nasip etsin.
.
Cem Akyüz
07.01.2009, 17:18
Chavez'e bak sen! :eek: :)
Bush'a da eşek demişti bir toplantısında Chaves yürekli adam ağzına geleni pat diye söylüyor
Adem Erdoğan
07.01.2009, 17:21
Chavez Bush'a neler demediki hem de abd'de.Helal olsun. İsrail'e karşı yapılan gördüğüm en somut gelişme.
Erdem Keser
07.01.2009, 17:32
İsrail Ateşkesi Kabul Etti
07 Ocak 2009 Çarşamba 16:10
İsrail, Gazze'de başlattığı insanlık kıyımına nihayet dur deme kararı aldı. İsrail'in ateşkes kararında Fransa etkili oldu.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Gazze Şeridi'nde ateşkese varıldığını açıkladı. Sarkozy, İsrail ile Filistin yönetimi arasında Mısır'ın önerdiği bir ateşkes planı üzerinde uzlaşıya varıldığını belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy tarafından yapılan açıklamada, Fransa ve Mısır’ın önerdiği ateşkes planının iki taraftan da kabul gördüğü belirtildi.
Sarkozy’nin makamından yapılan açıklamada, Sarkozy ile Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından dün gece Şarm El Şeyh’te İsrail ve Filistin Yönetimi’ne sunulan Fransız-Mısır planını kabul etmesinden memnuniyet duyduğu ifade edildi. Planının detayları ise şu an net olarak bilinmiyor.
3 SAATLİK ATEŞKES
Öte yandan Hamas’ın siyasi bürosundan Musa Ebu Marzuk, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların 3 saatliğine durduğu sırada İsrail’e füze atılmayacağını belirtmişti.
Marzuk, Hamas’ın basın bürosu sorumlusu Usame Ebu Halid aracılığıyla yaptığı açıklamada, “İsrail’in bombardımanına ara verdiği 3 saat boyunca roket atılmasını beklemediğini” söyledi.
İsrail bugün aldığı bir kararla Gazze Şeridi’ne insani yardımların geçişine izin vermek için 3 saatliğine bombardımana ara vermişti.
Açıklamada, bombardımana ara verilmesine İsrail’in karar verdiği vurgulanarak, Filistin direniş hareketlerinin İsrail’in saldırılarına karşılık vermeye devam edeceği kaydedildi.
İSRAİL ÖNERİYİ KOŞULLU KABUL ETTİ
İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in ofisinden daha önce yapılan bir açıklamada da, Mısır’ın “Gazze’den terör saldırıları düzenlenmesini ve Gazze Şeridi’ne silah kaçırılmasını durdurmayı amaçlayan bir çözüm” bulmaya çalıştığı belirtilmişti.
İsrail hükümetinden, Sarkozy’nin duyurusunun ardından gelen açıklamada ise, ateşkes önerisini koşullu olarak kabul edildiği belirtiliyor. Olmert’in sözcüsü Mark Regev’in açıklamasına göre, İsrail ateşkesi kabul etmek için Hamas’ın düşmanca roket atışlarına son vermesi ve yeniden silahlanmamasını şart koştu.
İsrail, Hamas’ın roket saldırlarını gerekçe göstererek 27 Aralıkta Gazze Şeridi’ne hava saldırısı başlatmış, daha sonra kara harekatına geçmişti. Bu saldırılar sırasında yaklaşık 680 kişi hayatını kaybetmişti
Erdem Keser
07.01.2009, 17:36
Chavez Bush'a neler demediki hem de abd'de.Helal olsun. İsrail'e karşı yapılan gördüğüm en somut gelişme.
"-Bay Bush siz bir eşeksiniz, bir de kötü İngilizcemle söyleyeyim. Mr. Bush, you are a donkey!"
:):):)
Dursun Kaplan
07.01.2009, 17:50
Chavez'in maziside sağlam. :) Böyle birşey bizim ülkemizde olur mu acaba ? Yok canım hayal sadece..
Chavez'in maziside sağlam. Böyle birşey bizim ülkemizde olur mu acaba ? Yok canım hayal sadece..
Starbucks'ın önünden geçtim,dışarıya sığır gibi bakan insanlar gördüm.Bu ülkede neredeyse her şey göstermelik.Ya adam gibi tepki gösterin ya da tamamen yansız durun.
jackal61
07.01.2009, 17:55
www.filistinmanifestosu.com
İnsana Dair Yapılan Her Zulme Hayır!
Orada çocuklar öldürülüyor.
Orada anneler yavrularını kaybediyor, insanlar katlediliyor.
Orada çocuklar yürümeye başladıklarında oyun oynamayı değil taş atmayı öğreniyorlar.
Orada dökülen gözyaşı kanla karışıyor.
Orada umut gökyüzünde dumanların arasında yitip gidiyor her gün.
Dünyamızın 'Filistin' diye anılan bir parçasında insanlığımızın hunharca yok edilişini seyrediyoruz.
Filistin bizim kardeş ülkemiz. Filistin'de yapılan katliamı, bir futbol maçı izler gibi ya da bir film seyreder gibi seyretmeyi reddediyor, bu katliamın failleriyle aynı cinse sahip olmamızdan ötürü insanlığımızdan utanıyoruz.
Filistin'de süren katliam, insanın insana karşı nasıl vahşileşebileceğinin korkunç bir örneği olarak önümüzde durmaktadır. Yüreğimiz yanıyor, haykırıyoruz!
Bütün dünyanın gözü önünde işlenen bu katliama başkaldırdığımızı ilan ediyoruz.
Mazlum çocuk Hanzala’nın feryatları arşa yükselirken ve ölen tüm çocuklar Hanzala iken, herkesi Hanzala’nın çığlığına ses vermeye, yardım etmeye çağırıyoruz…
Hanzala, yüzünü bahara çevirmiş çocuk!
Özgürlüğü bekleyen çehreni özgürlüğe çevirene kadar yanındayız, tüm içtenliğimizle yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Orada katledilen; insanlığımız, ruhumuz ve vicdanımızdır.
Dünyanın en korkunç terör mekanizmasına dönüşen İsraili, insanlığımızı hunharca katletmesinden dolayı kınıyor, onu insanlık ve tarih önünde tel'in ediyoruz.
www.filistinmanifestosu.com
Yarın saat 13:00'da Beyazıt meydanında, İstanbul Üniversitesi öğrencilerince Filistin'e destek mitingi yapılacaktır.
Orda olacağım.
Herkes davetlidir.
Mustafa K. Demirbaş
07.01.2009, 18:37
bugün Posta gazetesinin manşet haberini ve o haberin fotoğrafını gören ne yemek yer ne de yüzü güler
İSRAİL'İN HEDEFİ NE?
Hizbullah’ı hedefe koyup Lübnan’ı ve oradaki Filistin mülteci kamplarını vuran İsrail, şimdi de Hamas’ı ‘yok etmek’ için Gazze’ye saldırdı. İsrail geçen hafta Hamas bahanesiyle vurdu 360 kilometrekareye sıkıştırdığı Filistinlileri. İlk hedefi Gazze’deki kamu ve hükûmet binalarıydı, bir haftanın sonunda vurulmadık okul, cami, parti bürosu, resmî kuruluş kalmadı. Sadece mekânlar değil çocuklar, kadınlar, doktorlar ve ambulanslar da hedefteydi. Hatta, aylarca süren ambargoda Filistinlileri açlıktan ölmekten kurtaran tüneller de vuruldu. İsrail’in niyeti Filistinlilerin tüm hayat damarlarını kesmekti. Ekranlara yansıyan yaralı bir Filistinli babanın feryadı, katliamın boyutlarını ortaya koyuyordu: “Biz siviliz. Hiçbir örgüte bağlı değilim, sadece Filistinliyim. Hepimizi cezalandırıyorlar. Sivillerin suçu ne? Ölenler İsrailli olsaydı tüm dünya ayaklanırdı. Biz insan değil miyiz? Kendi toprağımızda yaşıyoruz, İsrail’den çalmadık.” İsrail, 2006’da Lübnan’a yönelik saldırısını tekrarlıyordu âdeta. Ancak bu sefer daha planlı, daha sinsi ve daha acımasız... Misket bombalarının yerini adı konmamış, beyin travmasıyla ölüme yol açan silahlar aldı. Camiler bile ‘Hamas militanlarının toplanma yeri’ veya ‘silah deposu’ olduğu gerekçesiyle vurulurken, bilanço gün geçtikçe kabardı; 50’si çocuk 450 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bine yakını da yaralandı (2 Ocak itibarıyla). İsrail Genelkurmay Başkanlığı’na göre, operasyonun ilk haftasında yaklaşık 500 hedef yok edildi. İsrail, tüm dünyadan gelen ateşkes çağrılarına kulak tıkadı.
SADECE HAMAS’I DEĞİL, GAZZE’DEKİ FİLSİTİNLİLERİ TASFİYE PLANI
Peki İsrail ne yapmaya çalışıyor? Gazze Şeridi’ndeki birçok stratejik hedefe yönelik eş zamanlı ve şiddetli saldırılar aslında büyük bir planın yansıması. İsrail’in sadece Hamas’ı hedef almadığı, Gazze’deki tüm Filistinlileri yerinden edecek bir savaşa hazırlandığı hissediliyor. Çok net ve planlı olarak Gazze’nin muhtemel bir kara harekâtına karşı direniş noktası olabilecek tüm altyapısını yıkıyor. Ortadoğulu yorumcuların ifadesiyle, tankların yolunu açıyor. Hâlbuki İsrail ordusu daha önceki Gazze saldırılarında sadece Kassam füzelerinin yapıldığı atölyeler ile fırlatma noktalarını tespit edip havaya uçuruyordu. Şimdi ise yer altı ve yer üstü kaynakları ile sivil halk “Hamas’ı hedef alıyorum” bahanesiyle yok ediliyor. Bir İsrailli komutanın, “Hamas ile uzaktan yakından alakası olan herkes ve her şey yok edilecek.” demesi operasyonun çok kapsamlı olduğunu ve devam edeceğini de ortaya koyuyor. Diğer taraftan İsrail, daha yapacak çok şeyi olduğunu gösterircesine başta Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye olmak üzere tüm dünyadan gelen ateşkes baskısını göz ardı ediyor. Ateşkesi kabul etmeyi “Hamas’ı meşrulaştırmak” olarak yorumluyor. Hamas’ın yolladığı ‘Kassam’ füzelerini de kendi haklılığını göstermek için kullanıyor. Seçimle gelmiş ve Gazze bölgesini yöneten Hamas’ı ‘terör örgütü’ olarak gördüğünü tekrar ederek, “Siz de olsanız aynı tepkiyi gösterirsiniz.” savunmasını yapıyor. İsrail, Hamas’ın füzelerden dolayı bugüne kadar beş vatandaşının hayatını kaybettiğini ileri sürüyor. Ancak, bununla ilgili net kanıtlar ortaya koymaktan kaçınıyor.
İsrail’in korkulu rüyası(!) Kassamlar sahneye 2000 yılında çıkmıştı. İngiliz manda yönetimine karşı 1930’larda başlatılan ilk Filistin direniş hareketinin önderlerinden İzzettin Kassam’dan adını alan bu roketler, Gazze’de metal atölyelerinde üretilen; 10 kilogramlık savaş başlığı taşıyabilen basit ve ilkel silahlar. İsrail’i korkutan ise son altı ayda Kassamların menzilinin 6 kilometreden 40 kilometreye çıkmış olması. Balistik ve teknolojik açıdan düşünüldüğünde bu bir devrim. Gazze’den İsrail’in güneyine yönelik füze saldırılarının hedefleri arasına Aşdod, Aşkelon, Kiryat Malaç, Ber-Şiba gibi bugüne kadar güvenli görülen yerler de girdi artık. İsrail, 300 bin nüfuslu bir bölgesinin tehdit altında olduğunu savunuyor.
Amerikan menşeli 2,5 tonluk lazer güdümlü bombalarla hava ve denizden devam eden bombardımanın yanı sıra Gazze Şeridi’nin sınırları boyunca tanklarını konuşlandırması İsrail’in operasyonu daha da genişleteceğinin göstergesi. Kaynaklar, İsrail özel güçlerinin küçük gruplar hâlinde birkaç kez Gazze’ye girdiğini ve vur kaç operasyonlarına başladığını öne sürüyor. Ayrıca bu özel güçlerin yeni hedefleri işaretlediği, kente girecek tank ve zırhlı araçların güzergâhını temizlediği belirtiliyor.
Diğer taraftan şu ana kadarki bombalama taktiği, ABD’nin Bağdat bombardımanına benziyor. Yani bir kara harekâtına engel olabilecek bütün insan kaynaklarını, polis akademisini, güvenlik güçlerinin merkezlerini, korunaklı binaları ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla bu bombardıman kara harekâtını haber veriyor. Todays Zaman Ankara Temsilcisi Kerim Balcı’nın tabiriyle İsrail Eğer Hamas’ı belli bir pozisyona zorlasaydı, kara harekâtını düşünmezdi. Ama açıkça Hamas’tan bir pozisyon beklemiyor, onu yok etmeye geldiğini söylüyor: “Teslim olması, silah bırakması gibi hiçbir çağrıya tenezzül dahi etmiyor. ‘Yok etmeye geldim’ diyor. Ateşkes çağrılarına kulak asmamasının sebebi de bu aslında.”
YENİ PLAN: KARA HAREKÂTI MI? HAMAS LİDERLERİNE SUİKAST MI?
İsrail’in kara harekâtıyla özel kuvvetlerini Gazze’ye sokup Hamas’a yönelik suikastlara girişebileceği de öngörülüyor. Daha önce bu birlikler adını, Şeyh Ahmet Yasin’e düzenlenen suikastta duyurmuştu. İsrail’in elinde bu tür suikastlar için yeterli istihbaratın bulunduğu da biliniyor. İsrail istihbarat birimleri, bu suikastlarla Hamas’ın lider kadrosunu ortadan kaldırmak da isteyebilir. Hatta operasyon sırasında öldürülen Hamas’ın önde gelen siyasi liderlerinden Nizar Rayan ve beraberindeki 10 kişilik grubun yerini Gazze’ye sızan bu özel birliklerin tespit ettiği belirtiliyor. Güvenlik uzmanlarına göre ise, ağır bombardımanla Gazze sokaklarını yerle bir ederek bir harekâta girişeceği görüntüsü verse de İsrail’in asıl amacı Hamas liderlerini vurmak. Geçmişte Şeyh Ahmet Yasin, Fethi Şikaki, Yahya Yaş, Abdülaziz Rantisi gibi Hamas’ın üst düzey yöneticilerine suikastlar düzenlemişti İsrail gizli servisi MOSSAD’ın özel birlikleri.
Öte yandan Hamas’ın İsrail’i kara saldırısı için tahrik ettiğini ifade edenler var. Bu tezin haklılık payı da olabilir. Çünkü Hamas’ın 6 ay süren ateşkes dönemini boş geçirmediği menzili uzayan Kassam füzelerinden belli. Buna ek olarak Hamas’ın Gazze’nin her tarafına kara mayınları ve bubi tuzakları döşediği konuşuluyor. Hamas’ın özellikle Cenin ve Lübnan’da İsrail tanklarına kan kusturan mekanizmalar hazırladığı, Gazze’ye girmesi hâlinde İsrail ordusuna hezimet yaşatacağı dile getiriliyor. Gazze’nin dar sokaklarında İsrail tanklarının hızlı hareket edemeyeceği, yaklaşık 150-200 bin eğitimli ve silahlı savaşçısı bulunan Hamas’ın İsrail askerlerine ağır kayıplar verdirebileceği de ortada. Muhtemel bir kara operasyonunda İsrail, karşısında taş atanları değil, donanımlı bir askerî güç bulacak.
‘ŞAHİNLER’ İÇ SİYASETE Mİ OYNUYOR?
İsrail’de genel seçime haftalar kala düzenlenen Gazze operasyonunun iç siyasete bakan yönleri de var elbette. Operasyondan sonra yapılan bir anket, İsraillilerin yüzde 81’inin operasyona destek verdiğini ortaya koydu. Bu rakam harekât başlamadan önce yüzde 60 düzeyindeydi.
Operasyonla birlikte yolsuzluk suçlamalarından dolayı hükûmetten düşen ve erken seçime giden Başbakan Ehud Olmert’in partisi Kadima’nın oy oranını yükselttiği görüldü. Oysa Başbakan Olmert, 7 Aralık’taki olağan bakanlar kurulu toplantısında Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarını ‘soykırım’ olarak nitelemişti. 20 günün ardından bu sefer bizzat kendisinin daha büyük bir katliama imza atması, Gazze operasyonunun arkasında iç politik hesapların olduğu tezini güçlendiriyor. Seçim anketlerinin Likud lideri Benyamin Netanyahu’nun tek başına iktidar olacağını göstermesi hem Savunma Bakanı Ehud Barak’ın İşçi Partisi’ni hem de Kadima’nın yeni lideri Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’yi rahatsız ediyordu. Operasyon İsrail’deki iç siyasi dengeleri değiştirirken, İsrail basını da ‘Operasyon seçim için mi yapıldı?’ tartışmalarını başlattı.
Peki, İsrail neden durdurulamıyor? Bu sorunun cevabını belki de yarım asır öncesinde aramak gerekiyor. Birleşmiş Milletler Cemiyeti’nin 1920’de Filistin üzerinden İngiliz mandasını tanıması; 1947’de ise Filistin’in biri Yahudi öteki Arap iki devlet olarak paylaşılmasına karar vermesi çatışmanın temellerini oluşturuyor. İlk hata o dönemde yapıldı. Bir yıl sonra İsrail devleti kurulmasının üstünden 24 saat geçmeden, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail topraklarına girmişti. İsrail-Arap savaşı olarak dünya tarihine geçen bu olaydan başlayarak Filistin meselesi hep bir alt başlığa indirgendi. 1940’larda Arap-İsrail çatışması olarak görülen mesele, 1980’lere gelindiğinde Filistin-İsrail, son birkaç yıldır da Hamas-İsrail çatışmasına indirgenmiş durumda. Kuşkusuz, Ortadoğu’daki komşu Arap devletlerinin izlediği ‘çözümsüzlüğe destek olan’ politikalarla İsrail’in sınır tanımazlığı işin bu noktaya gelmesinde etkili oldu. Bugün Filistin’in El Fetih ve Hamas diye iki ayrı halk hareketine bölünmesinin temelleri de hemen Yaser Arafat’ın ölümünden önce atılmıştı.
Balcı da, dünyanın İsrail’in gösterdiği ve herkesin kabullendiği hâliyle Filistin meselesini ‘Hamas-İsrail çatışması’ndan ibaret görmenin çözümsüzlüğün en temel sebeplerinden biri olduğunu söylüyor.
İsrail, ‘Trans Jordan’ adını verdiği bu coğrafyada Büyük İsrail’in kuruluşunun İngilizlerin diplomatik oyunlarıyla engellendiğini düşünüyor. Filistin devletinin olmaması, İsrail’in devlet meşruiyeti arkasına gizlenerek istediğini yapması sonucunu doğurdu bugüne kadar. Bu saldırgan politikanın koruyucusu kuşkusuz ABD oldu. Bush yönetiminde İsrail tehditleri Suriye ve Lübnan’dan İran’a, Irak’a kadar uzandı. Ancak Barack Obama’nın seçilmesinden sonra dünya diplomasi ağında oluşturulan mitler ve aşırı iyimser beklentiler son saldırıların neden bu kadar insafsız olduğunun göstergesi.
Bununla birlikte İsrail’i dizginleyebilecek tek ülke konumundaki ABD’nin sessiz kalması, BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’e karşı muhtemel bir karara karşı veto gücünü kullanacağını hissettirmesi, İsrail’in durdurulmasının önündeki en büyük engel. İsrail, Hizbullah’a yönelik saldırısında Bush yönetiminden aldığı desteğin bir benzerini bugün Gazze konusunda görüyor. Ayrıca saldırının Bush’un başkanlıktan ayrılma, Obama’nın Beyaz Saray’a çıkma dönemine denk getirilmesi de Washington yönetiminin daha rahat davranmasına yol açıyor. Her ne kadar Obama’nın önce Afganistan sorunuyla yüzleşeceği tahminleri yapılsa da ilk büyük dış politika sınavı müttefik ülke İsrail kaynaklı oldu. Fakat Obama’nın sessizliği İsrail’e destek verdiği anlamına gelecek ve ileride İsrail-Filistin sorununa yeni bir yaklaşım getirme vaadini de olumsuz etkileyecek. İsrail’in saldırısını yeni yıl ve Noel kutlamalarına denk getirmesi ve dünyanın küresel krizle uğraşması yüzünden tepkiler zayıf kaldı.
Arap dünyasının Filistin konusundaki ayrışması da İsrail’in frenlenem'''esinin sebeplerinden biri. Çoğu Arap devleti Hamas’a destek vermiyor. Mesela Suriye ve İran Hamas’a etkin ve fiili destek verirken, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan El Fetih’ten yana tavır koyuyor. Hatta bazı Arap ülkeleri Hamas’ın ileride Batı Şeria’ya da hâkim olabileceğini düşündüğünden İsrail’in Gazze operasyonunu kasıtlı olarak görmezden geliyor. Bu ayrışmada Sünni- Şii cepheleşmesinin yanında nükleer bombaları bulunan ve fevri hareket edip uçak menziline giren noktaları vurabilen İsrail’den çekinmenin de etkisi var
Durumun her geçen gün daha kötüye gitmesi, hem ABD’nin hem de Birleşmiş Milletler’in Gazze’deki sivilleri korumak için önlem alabilme gücünü zayıflatıyor. Arap dünyasının Arap Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) üzerinden İsrail için alacağı kararların Tel Aviv nezdinde bir anlam ifade etmeyeceği görülüyor. ABD’nin 2003’teki Irak işgalinin ardından bölgesel Arap rolünün zayıfladığı da bir gerçek. Buna ek olarak uzmanlar, uluslararası hukukun ve BM, NATO gibi kurumların ABD vetosundan dolayı yaptırım gücünün bulunmadığına işaret ediyor. Ancak muhtemel bir müdahalenin BM ve AB’nin de baskısıyla ABD üzerinden gelebileceği, İsrail’in ancak Washington üzerinden durdurabileceği vurgulanıyor. Barışın oraya bir barış misyonu göndererek değil, bizzat İsrail’i operasyondan vazgeçirmekle mümkün olduğu ifade ediliyor. Hamas’ın tek taraflı ilan edeceği ateşkesin bu sürece olumlu bir katkı sağlayacağı kesin. Ancak BM’nin, Güvenlik Konseyi’nde zorla da olsa çıkarılacak bir karar doğrultusunda bölgeye bir barış gücü göndermesi zor görülüyor. Zira İsrail, Lübnan’da bu tür görevler üstlenen BM askerlerini hedef almış, onlara zayiat verdirmişti.
İran’dan yükselen ses de özü itibarıyla Filistinlilere destekten çok onları ‘tahrik’ niteliği taşıyor. Gazze’deki direnişi kutsallaştıran Tahran, İsrail’i uyarmak yerine Filistinlileri savaşa itiyor. İran’ın savaş tamtamları Lübnan’daki Hizbullah’ı da harekete geçirebilme riskini içinde barındırıyor. Hizbullah’ın Gazze saldırısını protesto etmek amacıyla İsrail’e göndereceği tek bir füze, ateşin tüm Ortadoğu’ya yayılmasına yol açabilir.
[SİZE=2]ACE - ALDAYS - ALGİDA - ALO - ALORKO - ARİEL - AXE - BALLERİNA - BARCLAY - BIBO - BLENDAX - BRUT - CALVE -CAPPY - CARREFOUR - CARTEDOR - CARUSUN - CHESTERFIELD - CIF -CLEAR - CNN - COCACOLA - CORNETTO - DANONE -DISNEY - DOMESTOS - DOVE - DUNHILL - ELİDOR - FANTA - FEBREZE - HR ORGINS - IBM - IMPULSE - IPANA - JACOBS - JOHNMON - KENT - KITKAT - KIWI - KLEENEX - KNORR -KOMİLİ - KOROPLAST - KRAFT - LEGGS -LEVER - LİPTON -LM - LOREAL - LUX - MAGGI - MAGNUM - MARLBORO -MAX - MAXWELL - MC DONALDS - MILKA - MİS - NESCAFE - NESQUIK - NESTLE - NOKIA - OLD SPANAC - OMO - ORGANİCS - ORKID - PALLMALL - PANTENE - PARLIAMENT -PRIMA - PRINGLES - PROFILO - REJOICE - REXONA - RİNSO - SALEM - SANA -SARALLE - SCHWEPPES - SENSUN - SİGNAL - SOLERO -SPRITE - SUAVE -TANG - TIMOTE - TURKUAZ -UNIPRO -VAKKO - VARTA - VİECNETTA - VİM - WINSTON -YUMOŞ
[/SİZE][SİZE=2]Nablus’taki Necah Üniversitesi Siyasi Bilimler Profesörü Abdüssettar Kasım, Siyonistlere ait malların boykot edilmesini isterken, bu malların alınmaya devam edilmesinin Filistinlilere yönelik katliama destek anlamına geleceğini belirtti.
Kasım, açıklamasında “İsrail mallarını alan kişi İsrail işgal devletini gönüllü olarak desteklemiş sayılır. Ayrıca bu tutum İsrail’in Filistin’e ve Müslüman halklara yönelik saldırılarına güçlü bir destektir” ifadelerini kullandı. Bir kiloluk İsrail hurmasının fiyatının 35 Şikel olduğunu ifade eden Kasım, bir kg. İsrail hurması alan kişinin 44 mermi fiyatını İsrail’e ödediğini, bunun da 44 Filistinli ya da Lübnanlının öldürülmesine yardım etmek anlamına geldiğini ifade etti.“Niçin Özerk Yönetim, Filistinlileri n ihtiyaç duymadığı ya da elinde alternatifinin bulunduğu ürünlerin ithalini yasaklamıyor?” şeklinde konuşan siyasi bilimler profesörü, Özerk Yönetim yetkililerinin bu topraklar için mücadele vermediğini savundu.
1- Sen Lıkır Lıkır Coca Cola içerken israil, Filistin ve Lübnan'da Tıkır Tıkır çocuklarımızı katlediyor.
2- Senin kullandığın her yahudi ürününde israile katkı payı kesintisi yapılıyor ve israil senin aldığın o ürünülerden sağlanan katkı payı ile ekonomisini güçlendiriyor silah alıyor ve müslümanları katlediyor.
3- Senin içtiğin her bir marrlboro camel vs.. sigaralarından çektiğin her bir nefeste ortadoğuda bir nefes sönüyor.
4- Temel felsefeleri : Dünya üzerinde yaşanan terör ve anarşi olaylarının temelinde Siyonist Yahudi hareketi yatmaktadır. Terör, anarşi ve vurgunculuk, Siyonist Yahudi idealinin gerçekleşmesi için oluşturulan bir zemin, atılan bir adımdır. Siyonist Yahudi'nin dünya egemenliği idealinin gerçekleşebilmesi için diğer milletler ya uyuyacak derecede sarhoş olacaklar ya da önlerine konacak mesellerle öyle bir meşgul olacaklar ki, böylece kendi hâllerine düşecekler ve Siyonistlerin yaptıklarını görüp analiz etmeye vakitleri olmayacaktır.
5- İsrail Devletinin kurucusu Ben Guryon'un "Dünyanın ne söylediği umurumda bile değil. Önemli olan bizim varolmamızdır. Bir Yahudinin hayatı karşılığında ödenecek bir bedel olduğunu bilmezlerse varolamayız. Tek gerçek budur." Sözleri ile nasıl bir zihniyetin ürünlerini kullandığımızın farkına vamayacakmıyız hala.
6- Eğer insanlar din adına yardım isterlerse onlara yardım etmemiz gerekir. Bu desteğin vasıtası düşmanın mallarına uygulanacak tam bir boykottur. Mallarının alınmasında kullanılan her lira, kuruş vs. Sonunda Filistin'deki kardeşlerimiz ve çocuklarımızın kalplerine sıkılan bir kurşuna dönüşmektedir. Bu nedenle, mallarını satın almayarak onlara yardım etm'''ek bir yükümlülüktür (İslam düşmanlarına). Onların mallarını satın almak zorbalığa, zulüme ve şiddete destek olmak demektir. Onlardan mal satın almak onları güçlendirir; bizim görevimiz onları mümkün olduğunca zayıf düşürmektir. Bizim yükümlülüğümüz Kutsal Topraklardaki direnen kardeşlerimizi mümkün olduğunca güçlendirmektir. Eğer kardeşlerimizi güçlendiremiyorsak, düşmanı zayıflatmak gibi bir görevimiz var demektir. Eğer onları güçsüz düşürmenin tek yolu boykot ise, onları boykot etmemiz gerekmektedir.
7- Hz. Ali, Allah kendisinden razı olsun, şöyle demiştir: "Üç düşmanınız vardır; sizin düşmanınız, sizin düşmanınızın arkadaşları ve sizin arkadaşınızın düşmanları." Amerika günümüzde sizin arkadaşlarınızın düşmanı olmaktan da ötedir; kendilerini İsrail için yok edebilirler. Dünya çapındaki İslam Ümmeti 1.3 milyarlık nüfusu ile ABD ve şirketlerini boykot ederek onlara zarar verebilir. Bu dinimizin bize yüklediği bir sorumluluktur ve Allah'ın yoludur. Başka ülkelerden bir alternatif ürün olduğu halde Amerikan veya İsrail ürünleri satın alan her Müslüman haram bir davranış içine girmektedir. Açıkça büyük bir günah işlemektedirler.
8- Eğer bu son israil teröründen sonrada hala kullanıyorsak yahudi ürünlerini, yazıklar olsun bize yazıklar olsun kendine Elhamdülillah Müslümanım diyen kişilere Yazıklar olsun o Marrlboro sigarasından bir nefes çekenlere Yazıklar olsun Lıkır Lıkır Coca Cola içenlere...
[/SİZE]
İskender66
07.01.2009, 19:57
Aslında basket maçına bende gidecektim ama gidemedim. Gitseydim aynı tepkiyi bende fazlasıyla verirdim. Dünyada en nefret ettiğim ülke İsrail. Bebek katilleri bunlar.
Chavez'i tebrik ederim Filistine destek verdiği için. :alkış:
İsrail'e meydan okuyan tek adam
İsrail'in Gazze'ye girerek 600 Filistinliyi öldürmesi karşısında BM, Arap Birliği, Arap ülkeleri ve Avrupa Birliği tek somut bir adım atamazken, Venezuella Devlet Başkanı Chavez, şu anda Gazze'de olan biten 'soykırım' diyerek İsrail büyükelçisini çalışanlarıyla birlikte sınır dışı etti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10714995.asp?gid=200
Emperyalizmin giremediği ülke bu kadar özgür oluyor işte iç ve dış işlerinde . Helal olsun :alkış:
Chavez büyük adam olduğunu bir kez daha gösterdi .
Adil ÖZGÜR
07.01.2009, 21:56
BİR SEVDA GÖZLÜĞÜ
Yine patlattı stard veren tabancayı; Markası Parabellüm modeli KISA,
Oğuz DEMİRCİ ımeilinde, patlat dedi; Ancak tetiği kendi çekti HÜLESA,
Sağ olsun hatırladı bizi, bizden kendisine sonsuz selam olsun GURBETTE,
İsmail Kardeşime Başarılar diyorum, Zigana TV Haberinin BÜLTENİNDE,
***
Selazurlu'yu izleyeceğim nazarım ona dokunmaz ki ! 41 Kere Maşallah,
İçerim kan ağlıyor Gazzeyi seyrederken, Gazze'yi de unutmaz İnşallah,
BMN ailesi çok kalabalık kabile, temsilci Selazurlu unutursa !! Mazallah,
Benim içinde Yahudiyi kına, Allahın yardımı İnananlara hatırlat Alimallah,
***
Tek SEVDA'mın yeri İLAHİ, Makamı yüksek indirilmez derecesi ALÎÎ'dir,
Henüz kundakta ölenler bebek, tetiği çekenler KAFİR oğlu ZALİM'dir,
Vicdanlara sığdıramıyoruz, Adalet tecelli edecektir, C.C. HAKÎM'dir,
Asrımızın FİRAVUN'u ayağımızın dibinde duran LANET'li İSRAİL'dir.
***
Forum'da derlerki Ziganın verin frekansını SELAZUR'luyu seyredelim,
Ailemiz seni seyretmek istiyor, Uydu yayını yoksa şimdi ne edelim,
O.DİYADİN; Karadeniz ile Zigana Tv lerinin zirvesine telefon edecek.
Karadeniz TV canlı yayına bağlantı yaparsa BMN ile Türkiye seyredecek.
***
İşte bu harakete derler, bir taşla iki kuş vurma böyle olur Reklamda,
Araya KÜLÜNKOĞLU girerecek? Keramet aranır ya hep hatırlı Selamda.
Böyle düşündüm gönülden, hatam varsa ÖZÜRÜMÜ de bilirim Kelamımda,
"Bize Her Yer Trabzon" kitabı dillerimizde, hatırı sayılıyor 41'ler diyarında,
Adil ÖZGÜR
07.01.2009, 22:28
Kafir fıtratı üzerine mazlum insanlara Zalim'lik edecek,
Hey hat!! Fransa'dan bir kadın Güneydoğuyu gezecek,
Hoşgeldiniz der Güneydoğu; İnsanı Müslüman vücudu abdestli,
İnsan Hakları çiğneniyor diyen bayan, fazlaca da kabrisli,
***
Bebeğe tetik çeken parmaklara koruma verdiler,
Güneydoğuda kundakta ölenleri niye görmediler,
Dünyayı uyutmayı başaramazsın bre gafil kadın,
Aynaya bakmamış, muşambaya dönmüş sufadın,
***
Şimdi Gazze'de doğan bebekler aynı şekil ölüyor bak,
İttifak ettiğin katilleri yanında olmayı istersen bırak,
İnanın artık; İngiltere-A.B.D-İsrailde doğmuş bu nifak,
Yan yana durun, Dünya yanıyor, keyifle bir de pipo'dan yak,
***
Bir memlelet ki; Ordusu yok, silahı yok, çocuklarda sapan taşı,
Bebek sokakta oynuyor, Dul anneye mısralarım gözünün yaşı,
İsrail yine hududu yarmış tankla topla, çoluk çocuk demeden
Topçu pataryaları top atıyor, İsrailden kara kışı görmeden,
***
Dünya susuyor Katillerin balon gibi patlayan bombaları Gazzede,
Fosforlu Misket bombası atıyor, Çocuklar oyun oynuyor Caddede,
Bombanın atılması yasak imiş, karşısında olursa bir ecnebi,
Misketin taneleri parlıyor fosforla, Ecnebi anlamış Çorumdaki Leblebi,
***
Hani yasaktı bu silah, atamazsın onu Ordu'ların üstüne savaşta,
Gazze'de nasıl kullanılmış, Ordusuz MİLLET'e atılıyor insanlıkmı ölmüş?
Bir aylık bebekte, çarşaflı anne de ölmüş, boğulmuş bir damlacık yaşta,
Muşamba suratlı kadın nerelerdesin, Gazze'de İNSAN HAKLARI ÖLMÜŞ....
Adil ÖZGÜR
07.01.2009, 23:25
Bir şiir yazalım dedik, bilgisayarıma misket gibi virüs attılar,
Aldırmadım, aldırmam! Dedelerim gibi cesaretime cesaret kattılar,
İnsan olacaklar ya; Bir damla çocukları fosfolu miskete sattılar,
Görsün Dünya alem, C.C Allahın kutsal kıldığı toprağı kanattılar.
***
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 23:45
Sen_Teksin_61 müstear ismiyle yazan kardeşim. Sana müsadenle tek bir cümle kurmak istiyor ve " Sen teksin" diyorum. Kalemine sağlık.
Estağfurullah güzel abim. Ben sadece bilinen fakat hatırlanması gereken gerçekleri ifade etmeye çalıştım. Gazze'de yaşananların arkasında çok ama çok derin gerçeklerin yattığını vurgulamak istedim. Bu vesileyle tüm renktaşlarıma siyonizmle ilgili kitapları alıp okumalarını tavsiye ediyorum.
siyonizmle alakalı olarak Doç. Dr. Yaşar Kutluay'ın "Siyonizm ve Türkiye" adlı kitabını tavsiye edebilirim. Yaşar Kutluay tarihimizde çok önemli bir isim. Kendisi siyonizm konusunda çok önemli araştırmalarda bulunmuştur. Bu kitabında genel olarak siyonizm ve israil'in kuruluşunda önemli görevler icra etmiş olan Theodor Herzl hakkında çarpıcı bilgiler sunmaktadır.
Kutluay, 1969 yılında memleketi olan Mersin'de iki arkadaşıyla birlikte denize açılmış, sonrasında ise hiçbirisinden haber alınamamamıştır. Esrarengiz bir olayın sonucunda kaybolan bu üç kişi tüm aramalara rağmen bulunamamamışlardır. Yaşar Kutluay'ın siyonizmi deşifre eden araştırmaları nedeniyle faili meçhul bir olaya kurban gittiği sanılmaktadır.
Okunması gereken bir kitap...
Sen_Teksin_61
07.01.2009, 23:48
İSRAİL'İN HEDEFİ NE?
.................................................. ...........................................
Arap dünyasının Filistin konusundaki ayrışması da İsrail’in frenlenememesinin sebeplerinden biri. Çoğu Arap devleti Hamas’a destek vermiyor. Mesela Suriye ve İran Hamas’a etkin ve fiili destek verirken, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan El Fetih’ten yana tavır koyuyor. Hatta bazı Arap ülkeleri Hamas’ın ileride Batı Şeria’ya da hâkim olabileceğini düşündüğünden İsrail’in Gazze operasyonunu kasıtlı olarak görmezden geliyor. Bu ayrışmada Sünni- Şii cepheleşmesinin yanında nükleer bombaları bulunan ve fevri hareket edip uçak menziline giren noktaları vurabilen İsrail’den çekinmenin de etkisi var
.................................................. .............................................
Yazının tamamını okudum. Oldukça önemli tespitler var. Birçoğuna katılıyorum. Ben yazıdaki bir bölüme dikkat çekmek istiyorum. O da arap ülkelerinin özellikle de Mısır'ın Gazze'de yaşananlara karşı duyarsızlığı...
Bilindiği üzere siyonist israil terör devletinin Gazze'ye yönelik ağır bombardımanı 2 haftadan beri devam ediyor. Terör devleti, elindeki teknolojinin son imkânlarını kullanarak ürettiği yeni bombaları ve silahları Gazze'de yaşayan halkın üzerinde denemeye devam etmektedir. Kısa vadede hedef, Müslüman halkın olabildiğince yok edilmesi, geri kalanlarının ise göçe zorlanmasıdır. Uzun vadedeki hedef ise orta doğuda yaşayan halkları hakimiyeti altına alarak, tahrif olunmuş kutsal kitaplarında kendilerine vaadedilmiş olan nil'den fırata kadar uzanan toprakları ele geçirmektir.
Gelelim esas konumuza... Şu anda terör devleti israil sivil-asker ayırt etmeden Gazze'nin üzerine bombalarını yağdırmakta ve soykırım suçunu tüm dünyanın gözleri önünde işlemeye devam etmektedir. İçlerinde başta Türkiye'nin bulunduğu birçok ülke ilaç, gıda, jeneratör vb. acil ihtiyaç duyulan malzemeleri Filistin'e göndermiştir. Ancaaaaakk. Müslüman ve arap diye bildiğimiz Mısır devleti bu yardımların çoğunu refah sınır kapısında bekletmektedir. Üstelik Gazze'nin bu yardımlara çok acele ihtiyacı var. Ne yazık ki Mısır, siyonist israil devletinin güdümünde haraket ederek, sınır kapılarının kontrolünü Mossad ajanlarıyla birlikte sağlamaktadır. Tüm bu olanlara Mısır halkı doğru düzgün bir tepki gösterememiştir arkadaşlar. Ben bu noktada Gazze'de yaşanan dıramdan en az israil kadar Mısır devleti ve halkının da sorumlu olduğunu düşünüyor, bu unsurların hepsini Allah'a havale ediyorum. Bu arada basından edinebildiğim bilgiye göre Mısır devleti, geçmişte israil terör devletiyle imzaladığı barış anlaşmasına karşın her yıl abd den 2 milyar dolar yardım almaktadır. Bunu öğrendiğimde Hüsnü Mübarek denen o alçak herifin Gazze'de yaşananlara neden bu kadar tepkisiz kaldığını çok daha iyi anladım. Para insanları nasıl da cehennemin dibine çekiyor çok daha iyi gördüm...
Arkadaşlar! Ben inanıyorum ki Gazze'nin sınır komşusu Mısır değil de Türkiye devleti olsaydı, israil bugün giriştiği katliama asla kalkışamazdı. Gazze halkı bugünkü gibi perişan olsaydı oraya giden acil yardım malzemeleri sınırımızda bekletilmezdi. Çünkü bırakın israil'i Türk devleti bile bu halkın oraya yardımı ulaştırmasını engelleyemezdi. Türk halkı Gazze'de yaşanan trajediye karşı sergilediği tavırla bir kez daha osmanlının torunları olduğunu göstermiştir. Çok şükür halkımızın büyük bir kesimi, yaşanan hadiselere karşı duyarlı davranmaktadır. İslam dünyasının dirilişi inşallah Türkiye'den başlayacaktır. Zalimler, karşılarında hep Türkiye'yi bulacaklardır...
Adil ÖZGÜR
08.01.2009, 00:16
siyonizmle alakalı olarak Doç. Dr. Yaşar Kutluay'ın "Siyonizm ve Türkiye" adlı kitabını tavsiye edebilirim. Theodor Herzl hakkında çarpıcı bilgiler sunmaktadır.
Kutluay, 1969 yılında memleketi olan Mersin'de iki arkadaşıyla birlikte denize açılmış, sonrasında ise hiçbirisinden haber alınamamamıştır. Okunması gereken bir kitap...
Mısır devleti, geçmişte israil terör devletiyle imzaladığı barış anlaşmasına karşın her yıl abd den 2 milyar dolar yardım almaktadır. Gazze'nin sınır komşusu Mısır değil de Türkiye devleti olsaydı, israil bugün giriştiği katliama asla kalkışamazdı. İslam dünyasının dirilişi inşallah Türkiye'den başlayacaktır. Zalimler, karşılarında hep Türkiye'yi bulacaklardır...
Sağol kardeş, verdiğin bilgilere teşekkür ederim. Yazdıklarınız bir hizmet olduğu anlaşılıyor.
Medotlarında tek simgeleri PARA. Kaybolan Yaşar KUTLUAY'ın akıbeti bazı siyasetçilerimizin izledikleri politikaları neticesi onların da elim sonları ile örtüşüyor. Bu işleri böyle yorumlamak lazım, iki kişi ile de denize çıkmamak lazım.
Adil ÖZGÜR
08.01.2009, 00:39
İsrail, yine yapacağını yaptı.
Kim sayesinde?
Basiretsiz, ahmak ‘müslümanlar(?)’ sayesinde…
Meğerse İsrail bu saldırıyı çok önceden planlamış.
Öyle dessas, öyle sinsi ve öyle akıllıca ki Türkiye’yi bile ters köşeye yatırdı. Mamafih Türkiye zaten 80 yıldır İslam dünyasını ters köşeye yatırmış ya o ayrı bahis..
Adam utanmadan gelip, Türkiye ile barış görüşmeleri yapıyor ve aynı saatlerde, ordusu, füzelerinin uçlarını parlatıyor. Düşünebiliyor musunuz?
İşte ‘siyonist siyaset’ böyle bir şey. Suret-i Hak’tan görünerek, ihanet! Münafıklık kavramını icat eden kavim de onlar olduğuna göre, bu politikaya şaşırmamak gerekir.….
Beni asıl kahreden İslam dünyasının tutumu!
Mısır, İran’ın bölgede siyasi güç elde etmek için Hamas’ı kullandığını söylüyor. Yani ‘barışı bozduran İran’dır’ demeye getiriyor. Hamas’ın ahmakça diklenmesine bakılırsa iddia pek de mesnetsiz değil gibi.
Peki İran bunu yapıyor de Arap ne yapıyor?
Arab’ın pek de umurunda değil. Siyah petrolden gelen dolarları, müşeyyed binalarda, sarışın kızların kucağında köpürtmekle meşguller. Yoksa çoktan bu iş halledilirdi. Hiç birisi İsrail ile alışverişlerini bile kesmediler. Paralarını Amerika’daki Yahudi bankalarında tutmaya devam ettiler ve ediyorlar. Dubai’nin ana patronları da Yahudiler…
Televizyonlara bakarsanız en çok şamatayı da Araplar yapıyor.
Ama boş.
Ya biz Türkler, çok mu farklıyız? Laikliğimiz vicdanımızı bile selbetmiş! Orada acı içinde ölenler Müslümanlar olduğuna göre Laik TC’yi ne ilgilendirsin ki! Biz zannediyoruz ki sessiz kalırsak, sıra bize gelmez!
Filistinliler de feryatlarının muhatapsız olduğunu biliyorlar ama ne yapsınlar. Ezilen, horlanan, yıkılan kendileri ve vatanları… Ne yazık ki nefsi müdafaa yapmasını bile bilmiyorlar… Yahut başlarına getirdiklerinin çoğu, aynı zamanda karşı tarafın hizmetkarları!
Televizyonda o kanlı sahneleri, İsrail’in pervasızlığını, Filistin’den yanaymış gibi görünen bir takım boş boğazların laf kalabalıklarını, İslam yurtlarının en hatırı sayılır devleti Türkiye’nin ve Başbakanı’nın düşürüldüğü onur kırıcı hali görünce, içim yandı.
Öteden beri okudukça ürperdiğim, canımı sıkan o ayet aklıma geldi:
‘Asa rabbukum en yarhamekum!’ (Buna rağmen belki de Rab size acır!)
Bunda canını sıkacak ne var diyeceksiniz. Anlatayım.
Bu ayet, İsra suresinin 8. ayeti. Hani şu, Hz. Peygamber’in, Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksa’ya getirilip oradan Mirac’a yükseltildiğini açıklayan ayetle başlayan sure.
Dileyen açıp baksın.
Surenin ilk ayeti, belirttiğim gibi Hz. Muhammed(asv)in Kudüs’e yaptığı gece yolculuğunu anlatır. Fakat, tuhaftır, normalde insan zihni, hadisenin sonrasının anlatılmasını beklerken, birden bire konu değişir ve adeta, Cenab-ı Hak, ‘Mescid-i Aksa demişken, gelin size onun etrafında kopacak hadiseleri de haber vereyim’ der gibi, “Biz Musa’ya kitap verdik ve dedik ki (Amerika dahil) benden başkasını vekil edinmeyin”
İnsan yine kendi kendine, bekliyor ki Kur’an İsrail oğullarının macerasını anlatacak.
Ama yine olmuyor. Zihin Hz. Musa’nın kıssasının anlatılmasını beklerken, bu kere de Kur’an, hiç akla gelmeyecek bir yöntemle Nuh’un zürriyeti’nden gelenlere sesleniyor ve “siz nankörlük etmeyin” diyor!
Sonra Kur’an yeniden konuya dönüyor ve İsrail oğullarının bütüncül macerasını aktarmaya başlıyor. Bugünkü tarihinden sonra olacakları da tabii… İşte canımı sıkan o mübarek ayet, bu sürecin sonunda zikrediliyor!
Kısaca diyor ki, “Biz İsrailoğllarına verdiğimiz kitapta, kendilerine yeryüzünde iki kere iktidar vereceğimizi, onların da bu iktidarı bir zorbalık ve bozgunculuğa dönüştüreceklerini yazdık.”
* * *
Malum, ilk İsrail iktidarı Davut peygamberle başlar. Talut liderliğinde Calut’a (Golyat’a) karşı girişilen savaşta İsrailoğulları bölgenin zorba kavmi olan Filistinlileri yenerek (o gün taş ve sapan kullanan taraf İsrailoğullarıydı, teknolojik üstünlük Golyattaydı. Ama Davut, Golyat’ı sapan taşıyla öldürdü. Ne ilginç değil mi?. Tarih tersinden tekerrür ediyor sanki) o topraklara yerleştiler.
Süleyman Mabedi’ni (bugünkü ağlama duvarı o mabede ait) inşa ettiler. Büyüdüler, geliştiler ve muazzam teknolojilerle büyük ordular oluşturdular. Seba melikesi Belkıs’ın tahtinin getirilmesi olaylarını hatırlayın.
Bir süre sonra azgınlıkları dört bir yana sirayet etti. Sataşacak kimse kalmayınca birbirlerine düştüler. Devlet kuzey ve güney İsrail diye ikiyle ayrıldı.
Tabii bozgunculuk yapmakta boş durmadılar. Amalikalılarla savaşıp dururken, dönemin Amerikası olan Babil (Güney Irak) kralı Nebukadnezar, ordusuyla gelip Kuzey İsrail’i tar umar etti ve Süleyman Mabedini yıktı. Halkını zincire vurup Babil’e götürdü.
Ardından Ninova (Kuzey Irak) hükümdarı güney İsrail’e saldırdı ve o da onu haritadan sildi. Halkını da köleler edinip getirdi ve Kuzey Irak’a yerleştirdi. Tevrat’ın Ester bahsi, onların macerasını anlatır.
Böylece ilk iktidarları feci ve kanlı bir şekilde sona erdi.
* * *
Şimdi tekrar İsra suresine dönelim ve Kur’an’ın bu hadiseleri nasıl aktardığını görelim:
“Kitapta İsrailoğulları'na şu hükmü verdik: "Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa (iktidar olup) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Ve nitekim o iki vaadden ilkinin zamanı geldiğinde, son derece zorlu ve güçlü kullarımızı (yani Babillileri ve Ninovalıları = yani Iraklıları) üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir sözdü ve gerçekleşti” ‘İsra, 4-5)
* * *
Şimdi gelelim Körfez savaşına ve Irak’ın işgal edilmesine!
Bu da mı Kur’an’da var diyeceksiniz biliyorum ama, var.
Şimdi, 2 bin 600 yıl önce İsrail’i yıkanların Iraklılar olduğu (Ninova-Babil) gerçeğini göz önüne alarak şu ayeti okuyun:
“Sonra onlara (devletinizi yıkanlara) karşı size RÖVANŞ (kerre) hakkı verdik. Sizi servet, mal ve (yeryüzüne dağılmış) çocuklarınızla (Siyonist diyaspora, masonlar, roteryenler, lionslar, bnaberinler, ticari örgütlenmeler, sayısız gizli stklar, neoconlar, tapınak şövalyeleri vesaire vesaire…) destekledik. Sizi sayıca da çoğalttık”
(Bu ayet, İsra Suresi’nin 5. ayeti. Kur’an, ‘Sizi sayıca çoğalttık’ diye tercüme ettiğim kelimeyi ‘nefîra’ diye kullanır. Evet ‘nefira’ kelimesi hem ‘neferler, fertler’ demektir, hem de ‘aşırı nefret’ demektir. Bu demek oluyor ki,”Ey İsrailoğlları siz çoğalıp fesat ve vahşetinizi çoğalttıkça ben de size nefreti çoğaltacağım. Herkesin sizden nefret etmesine sebep olacak işler yapacaksınız!”)
* * *
Hiç unutmuyorum, Saddam, İran’la yaptığı 8 yıllık savaş’ın ardından böbürlenip ‘Bizim köklerimiz Babil’e dayanır. Biz 2 bin 500 yıllık bir medeniyetin kalıntılarıyız” cinsinden sözler sarf etmişti.
Ben o sözleri duyunca “eyvah” demiştim, “demek ki intikam zamanı yaklaştı!”. 2 sene sürmedi. Amerik’a, Saddam’ı bahane edip Iraklılar’ın tepesine bindi.
(Şah da 79’larda ‘biz Perslere dayanıyoruz’ demişti. Bizimkilerin de kökleri ta Hititlere kadar çıkmıştı ya bir ara. Tek, Müslüman olmasınlar da ne olursa olsunlar!)
Nebukadnezar işgaliyle Kudüs’ün mabetleri yıkıldığı, kütüphaneleri yakıldığı, evlerinin içine girildiği, kadınlarının ırzına geçildiği, insanlar hunharca telef edildiği gibi Iraklıların mabetleri yıkıldı, kütüphaneleri yakıldı, kadınları aşağılandı ve halkı insan değilmiş gibi telef edildi…
Tarih ve diplomasinin dilini okumayı bilmeyenler bunun bir petrol savaşı olduğunu sandılar. Bir hatırlayın bakalım bu savaş niçin başlatılmıştı. Hani uzun menzilli silahlar vardı Saddam Irak’ında. Hani, toplu imha silahları vardı. Hani nükleer başlıklı füzeler vardı…
Hiç biri çıkmadı. Zaten olmadığını onlar da biliyorlardı. Ama mukadderat böyle tecelli edecekti. Ve iş gelip İsrail oğullarına dayanacaktı. Nitekim herkes biliyor ki Ortadoğu’da huzur yoksa bunun baş müsebbibi İsrail’dir. Çünkü bütün bu vahşetlerin mimarı Siyonist İsrail’dir ki bu zulüm ve işkencelerle bir yandan gücünü gösteriyor fakat aynı zamanda akıbetini hazırlıyor.
Altıncı ayet, İsrail oğullarını açık bir şekilde ‘barış’a çağırıyor. Ve diyor ki: “(Bütün bu taşkınlık ve bozgunculuğunuza rağmen) eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir”
Eğer benim çevresini mübarek kıldığım Kudüs’ün etrafında, barışı tehdit etmeye devam eder ve huzuru bozarsanız. İkinci ve son vadimi gerçekleştiririm. Son vaad (ahiret) geldiği zaman, (yine Babil ve Ninovalılar gibi öyle güçlü kullar göndeririz ki) yüzlerinizi daha da 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler.'
İşte Kur’an’ın ifadesiyle İsrail’i bekleyen akibet!
Ama canımı sıkan ayet, bu akibetin olmayabileceğini hatırlatıyor!
Bir hadis’te, Yahudiler zulüm ve bozgunculukta o kadar pervasız ve o kadar insafsız hale gelecekler ki sonunda Allahın vadi gelecek. O zaman geldiğinde, taşlar bile arkasında saklanan Yahudiyi ele verecek, deniliyor.
Kabbalacılar da bunu kabul ediyor ve ona son savaş anlamına Armageddon diyorlar. Sonun başlangıcı için de en geç 2012 tarihini veriyorlar. Kur’andaki ‘güçlü kullarımızı yeniden üzerinize göndeririz’ ifadesinde adı geçen ‘güçlü kulların’ da Hz. ‘Nuh’un çocukları’ diye bilinen Türkler olduğunu da biliyorlar.
Önünde sonunda Türkiye’nin İsrail’e müdahale edeceğini bildikleri için de sürekli Türkiye’yi, ‘koltuk altında’ tutmaya çalışıyorlar. Amerika’nın ve Avrupa’nın marifetiyle tabii… (Bakın Tevratın Şifresi kitabı)
Kabalacı siyonistler o savaşta tar u mar olacaklarını biliyorlar. İsrail’de taş üstünde taş kalmayacağını da biliyorlar. Ama elde ettikleri teknoloji ile o savaşın öncesindeki sebeplere müdahale ederek neticeyi değiştirmeye çalışıyorlar. Peki ön sebepleri değiştirerek sonucu değiştirmek mümkün mü?
Evet mümkün.
İşte korkuyorum ki, bunu başaracaklar ve zulümleri yanlarına kar kalacak.
İslam dünyası’nın bu vurdumduymazlığı, bu izzetsizliği, bu müptezel çaresizliği, kader-i ilahiye ‘bu müslümanlar her şeye müstahak’ dedirtecek fetvayı verdirecek diye korkuyorum.
Zira mukadderat, özellikle de insan iradesine taalluk eden mukadderat, her daim söylendiği gibi çıkmaz. O mukadderatın ön koşullarının gerçekleşmesi de lazımdır ki tahakkuk etsin.
İslam ümmeti, fani ve aşağılık bir geçici ömrün telaşına düşmüş. Rahatını bozmak istemiyor. Kimse acıyı kendi acısı bilmiyor.
‘Vehen’ yüreklerimize çöreklenmiş. O yüzden de hepsi birlikte hareket etse, tükürükle boğacakları 6 milyonluk bir İsrail önünde per perişanlar!
İşte şu izzetsizlik korkuyorum ki Cenab-ı İzzet’in izzetine dokunacak da daha önce İsrailoğullarında olduğu gibi “Duribet aleyhimuzzilletu vel meskenetu Ve bâu bigadabin minellah” itabına çarpılacağız, “Hadi öyleyse kahrolun gidin. Şu zilletinizle ne haliniz varsa görün!” diyecek diye korkuyorum.
Çünkü bakın, bütün o zulüm ve vahşetleri işleyeceklerini hatırlattığı ayetlerin sonunda Cenab-ı Hak, İsrail oğullarına şöyle sesleniyor:
“Kimbilir belki de Rab yine de size merhamet eder!” (İsra 8)
Hadi bakalım sizin canınız sıkılmasın!
Sen_Teksin_61
08.01.2009, 02:33
Sağol kardeş, verdiğin bilgilere teşekkür ederim. Yazdıklarınız bir hizmet olduğu anlaşılıyor.
Azizim asıl ben teşekkür ederim. Güzel bir köşe yazısını paylaşmıssınız bizimle. Yazıyı baştan sona okudum. Mehmet Ali Bulut'un yazdıkları, Kurân'ı ve tarihi iyi bilmeyi gerektirir. Sanırım bu konuda tecrübesi var. Kendisi çok güzel tahlillerde bulunmuş. Ayetleri tarihi gerçekliklerle birleştirerek insanların kafasında bazı şeyleri somutlaştırmaya çalışmış. Yazının sonlarına doğru grift bir meseleye (kader meselesine) girmiş biraz. Çok fazla derine dalmadan konuyu akıllarda kalacak şekilde bitirmiş. Güzel bir yazı olmuş.
Neticede yazıdan istifade ettiğimi söyleyebilirim.
valla olay bellı israıl resmen hızbullaha hadı sen de bıze saldır dıyor..ama hızbullahtan sımdıye kadar hıcbı acıklama gelmedı..ıran bıle yeterlı bı tepkı koymadı..ıranın hızbullahı destkledıgı acık acık bellı.bana gore ısraıl ıranı kızdıracak seyler yapmak ıstıyor.ıranı resmen savasa cekmek ıstıyor ben anlamdıgım sadece su kı mısır nıye bu kadar sessız nasıl bı ulke bunlar..
Haberlerde seyrettim. Israil bir okula bomba yagdirmis ve orada ölenlerden bir kizcocugunun kafasi parcalanmisti. Muhtemelen babasi olan adamin kucaginda hastaneye getirilmis ve kiz cocugunun gövdesinin üzerinde basi yoktu. Basinin yerine bas kismindan asagiya sarkan ve sallanan et parcalari vardi. Ayrica okulun bahcesinda bombardiman sirasinda ölen diger bebeleri kefene sarip yan yana koymuslardi. 16 yaslarinda parmaklari kopan bir delikanli, ölen yasli bir adam ve feryatlar kopartan kadinlar. Tv kanallari bazi görüntüleri bulaniklastirip öyle göstermeliler. Cok üzüldüm görüntülere.
Renktaslar, insani insan yapan en önemli unsurlardan bir tanesi savas ahlakidir. Tipki atalarimizin yaptigi gibi. Tipki Mehmetciklerin esir aldiklari düsman ile yemegini paylasmasi gibi. Savas esnasinda kadinlara, cocuklara, yaslilara ve hatta kendinize saldiri amacli mukamevet göstermeyen genc erkeklere bile zarar vermemektir. Israil askerini insandan ayirip hayvan sinifina sokan özellikleri devamli görüyoruz.
Sirf bu görüntülere tepki gösterenlere tepki göstermek icin bir sürü sacma sapan bahaneler üretenlerin Allah belasini versin Insallah. Dilerim ayni acilari onlar da yasarlar. Ayni acilari onlar yasasalar bu bahaneleri uydurabilirler mi acaba?
Tv deki görüntülere cok üzüldüm, cok.
Can basten
08.01.2009, 06:25
İsrail'e meydan okuyan tek adam
İsrail'in Gazze'ye girerek 600 Filistinliyi öldürmesi karşısında BM, Arap Birliği, Arap ülkeleri ve Avrupa Birliği tek somut bir adım atamazken, Venezuella Devlet Başkanı Chavez, şu anda Gazze'de olan biten 'soykırım' diyerek İsrail büyükelçisini çalışanlarıyla birlikte sınır dışı etti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10714995.asp?gid=200
Chavez komünist, Arap Birliği de müslüman hesapta... İman kol bacak kesmekte değil, mazlumun yanında durabilmekte demek ki. Ondan diyoruz Atatürk bu toprakların gördüğü en büyük müslümandı diye. Bir daha çıkar inşallah.
Dursun Kaplan
08.01.2009, 09:03
İsrail'in Abd'nin kucağına oturma akibeti devam ettiği sürece,adam olmaz o ülke.
Obama'nın gelişine sevinenler,birşeylerin değişeceğine inananlar, siz devam edin inanmaya. Görünen köy klavuz istemez. Şimdi dicekler daha koltuğa oturmadı,otursa ne yazar. Al birini vur ötekine.!
Harun-61
08.01.2009, 09:50
Savaş yayılıyor! Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine 3 roket atıldı. İsrail Ordusu da Lübnan'a füze fırlattı
İsrail polisi, Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine roket saldırısı düzenlendiğini öne sürdü.
İsrail medyası da, ülkenin kuzeyinde çok sayıda patlama olduğunu duyurdu.
Lübnan'dan İsrail'e roket saldırısı olduğunun doğrulanması halinde, Hizbullah ile İsrail arasında 2006'da yaşanan savaşın ardından ilk kez böyle bir roket saldırısı düzenlenmiş olacak.
Lübnanlı güvenlik kaynakları, Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine roket atıldığını doğruladı.
Reuters ajansının haberine göre, kaynaklar, "Lübnan'ın güneyinden İsrail'in kuzeyine 3 ila 5 civarında roket fırlatıldığını" kaydetti.
İsrail polisi, bu sabah Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine en az 3 füze atıldığını ve ilk bilgilere birkaç kişinin yaralandığı bildirdi.
Polis sözcüsü, roketlerin Lübnan'ın güney sınırından İsrail'in 8 kilometre içerisine düştüğünü söyledi.
İsrailli savunma yetkilileri, ordunun, Gazze'deki çatışmaların yoğunlaşmasının ardından Lübnan'daki Hizbullah'ın roket saldırısı düzenleme olasılığına karşı alarmda olduğunu belirtti.
Roket saldırısını Lübnan'ın güneyindeki Filistinlilerin mi yoksa Hizbullah'ın mı düzenlediği henüz bilinmiyor. İsrail, 2006'da Lübnan'daki Hizbullah ile de çatışmaya girmişti.
İSRAİL ORDUSU LÜBNAN'A FÜZE FIRLATTI
İsrail ordusunun Lübnan'dan füze atılmasının ardından, Lübnan'a doğru füze fırlattığı bildirildi. Ordu sözcüsü, "Lübnan'dan füzelerin atıldığı bölgeye doğru füze fırlattıklarını" belirtti.
İsrail ordu radyosu, kuzeye yapılan roket saldırılarından sonra İsrail'in de Lübnan tarafına top atışı yaptığı nı duyurdu. Radyo, Lübnan kaynaklarına dayanarak 5 top atışı yapıldığını bildirdi. Radyo, "Celile'nin batısına atılan roketlere İsrail ordusunun karşılık verdiğini" duyurdu.
İsrail ordu radyosu, ayrıca İsrail, savaş uçaklarının da kuzeye yöneldiklerini ve bölge üzerinde uçuş yaptıklarını açıkladı.
Ordu radyosuna konuşan yorumcular da, kuzey bölgesine yapılan roket saldırılarını değerlendirirken roketleri atanların Hizbullah'ın onayını almış küçük bir Filistinli grup olabileceğini, İslami Cihad militanlarının bu roketleri atabileceğini söyledi.
Görgü tanıklarına göre, sınır bölgelerinde baş ta Nahariya kenti yakınlarına olmak üzere 4 Katyuşa roketi atıldı. Ordu radyosunun verdiği habere göre, Nahariya'daki görgü tanıkları, patlamaların atılan Katyuşalardan kaynaklandığını söyledi. Katyuşa'nın birinin Nahariya'da "Yaşlılar Yurdu'nun yakınına düştüğü kaydediliyor.
.
Dursun Kaplan
08.01.2009, 09:54
Çok ilginç gerçekten. Lübnan'dan böyle bir hareket beklemezdim.
Harun-61
08.01.2009, 10:55
Helal Olsun Sana kanoute
.
Çocukları ve bebekleri öldürmek hangi kitapda yazıyorsa ben o kitaba isyan ederim, baş kaldırırım.
Not: dünya daki ülkelerin hepsi uyurken, hogo chavez'e helal olsun diyorum..
İdris Toksoy
08.01.2009, 11:01
Roketleri Hizbullah atmıştır muhtemelen
Dursun Kaplan
08.01.2009, 11:32
[SİZE=2]Ünlü futbolcudan anlamlı gol[/SİZE]
Ünlü futbolcu golünü attıktan sonra İsrail saldırısını kınamak için "Filistin" yazılı tişörtünü gösterdi.
İspanya'nın Sevilla takımında top koşturan ünlü futbolcu Frederic Kanoute, kupa maçında Deportivo de La Coruna'ya golünü attıktan sonra, formasının altında "Filistin" yazısı bulunan tişörtünü seyircilere göstererek İsrail'i protesto etti.
Kanoute'nin bu protesto gösterisine takım arkadaşı ünlü futbolcu Luis Fabiano da eşlik etti.
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Frederic%20Kanoute/F07234701.jpg
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Frederic%20Kanoute/R07225940.jpg
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Frederic%20Kanoute/R07231403.jpg
Öncelikle sunu belirteyim,benim kadar heralde isrealden kimse nefret edemez,bu son olaylardan sonra gaza gelip nefret değil,ufaklımdan beri kimse kusra bakmasın yahudileri sevmem ama su görüşümde belirtmek istiıyorum.
Pekde sevmem bu tarz topiklerde yazmayı ama soyle bir sey demek istiıyorum.Bir yakın arkadasım abisi ,Doğan haber ajansında gazeteci,gazzede filsitinde isrealde çok bulundu onun dediklerine dayanrak bende soyle bir düşünce oluştu katılırmısınız bilmem...Şimdi bu Hamas bir apartmanın çatı katına Füze rampası yerleştirıyor,ve o apartmanda yahut okulun çatısından,isreli vuruyor bu adamlara nerden gelıyorsa bomba orayı indirıyor sonuç olarak yere bakmaksızın... ee doğal olarak çoluk çoçukta ölüyor.
Şımdı soyle düşündüm Kuzey Irakta bi evin ustunden bize fuzeler gelse ve Türk F16 ları o evı O o okulu bolgeyı indirse çoluk çoçuk ölse acaba ne düşünuruz Lanet olsun Türkiye dermiyız Biraz Samimi Olalım.Açıkçası ben Gram üzülmem...Ben Haması Pkk ile bir tutuyorum benim gözümde oyle...
Bizim medya'da birkaç sözüm var bugun Afrikada çoğu bolgede Katliamlar yapılıyor Burmada,çoluk çoçuk mayınalrın üstünde dans etürliıyor bebeler katlediliıyor ama medyamızda ve islami kesimlerin çıtı çıkmıyor çünkü müslüman değiller,ben din olarak değil lanet olsun insanlar ölmesin diıyorum!
hamas israilde şehir merkezlerinde alışveriş merkezlerine,toplu taşıma araçlarına,pazar yerlerine canlı bombalarla saldırırken,orada da onlarca,yüzlerce sivil,kadın,çocuk ölürken,bizim basınımızda bu bikaç satırla geçiştirilir...çünkü türk medyası din üzerinden rant ve eyyam yapmaya müsaittir...ve malasef medyanın bu yanlış yönlendirmeleri yüzündendir ki çok kişi haması kızılay falan gibi insani yardım örgütü sanmaktadır...israili hepimiz lanetliyoruz...israil katildir evet,sonuna kadar katılıyorum...ama olaya sadece kardeşimiz filistin,din kardeşimiz filistin gözlüğüyle bakıp,orada yaşananları iyi irdelemezsek,hamas hem israilin hem de filistinin başına bela olmaya devam eder...bizim bu yaklaşımımız da filistinli insan kardeşlerimize(dinlerinin hiçbir önemi yok benim gözümde.onlar insandır bu da bana yeter) barış ve huzur değil aksine kan ve gözyaşı getirmeye devam eder...yeter artık,insanlar ölmesin!!!
O Basket bol maçında yapılanları overek anlatanları dehşetle ve bir okadar üzülerek okudum,Bir sporda Boyle saçma sapan Sporla uzaktan yakından alakası olmayan insanların ne işi var,Evet Protesto yapılır adam gibi doldursun orayı herkesin elinde filistın bayrağı olur maç bitene kadar ıslık cehemen çevirisn orayı sporda prtesto bu olur yoksa Hizbullah tarzı bi adam çıkıyor birseyler dıyor tekbir sesleri falan,ne oldu peki hak hırsılığı olmadımı peki? o telekom basket takımı oraya gelene kadar neler çekti çokda iddalıydı sen resmen kalktın hakını yedin o sporcuların sporlada uzaktan yakından alakan yok protesto nasıl yapılır.bkz: Efes Pilesen Olimpiyakos maçı...
O polisede birkaç lafım var biz Trabzonspor maçlarında Bi meşale yaktık diye Pkk lı muamelesi nerdeyse yedik ama baktımda pek kibarlar bazı çevrelere..
SON OLARAK
İsrail teröristtir. bunu kafadan kabul ediyorum..
peki hamas nedir.. örgüt.. eyvallah.. ama iktidardaki örgüt.. amacı ne.. bağımsız filistin.. hem de akdenize kadar olan bölgede..
ne yapmış hamas bu emeline ulaşmak için.. otobüse bomba yerleştirmiş.. 20 küsür kişi ölmüş.. hepsi de sivil.. naapmış hamas.. alışveriş merkezine canlı bomba ile saldırmış.. birsürü masum can almış.. aferin.. yahudi de olsa bilmemne de olsa insandır.. masumdur..
filistin karşı koymalıydı israil denen şerefsiz devlete.. ama sen masumları öldürürsen onlar da gazzeye girer bunları yapar.. çünkü insanlıktan nasiplerini almamışlardır. kadın kız çoluk çocuk kurşuna dizer, okula tankla saldırır hayvanoğlu hayvanlar..
kısacası haması da suçluyorum.. BİZİMDE ZAMANINDA ASKER SAYIMIZ AZDI .BİZMDE ATEŞ GÜCÜMÜZ AZDI BİZDE SON TEKLONOJİ SİLAHLARA KARSI YOKLUKLA CEVAP VERDİK !! Ama VATANAMIZI SAVUNDUK.HEMDE DELİKANLICA. CANLI BOMBA KULANMDAN!!!
Saygılar katılan katılır bu benim düşüncem
İskender66
08.01.2009, 13:07
Dünyada belkide en iyi örgüt Hamastır. Terör örgütüyle bir tutmak abesle iştigaldir. Terör örgütü demek insafsızlıktır. Adamlar ülkelerini işgalcilere karşı savunuyorlar. En büyük suçlu işbirlikçi El-Fetih ve lideri Mahmud Abbas ve ABD kuklası Arap ülkeleri liderleridir. Valla faydam olacağını bilsem gönüllü olrak giderim Filistinlilerle beraber İsraile karşı savaşmaya.
Demokrasiyle gelen Hamas yönetimini darbeyle indirdiler ve işbilikçi ABD kuklası Mahmud Abbas'ı getirdiler. Halkın tercihlerine saygı göstermediler. El Fetih bu operasyonlara bıyık altından gülüyordur ama bu hareketler halkın Hamasa olan sevgisini ve ilgisini daha da artırıyor. Bir tarafta işbirlikçiler, diğer taraftan Hamas, El Aksa ve benzeri grupların işgalcilere karşı direnişleri.. Bi yanda işbirlikçiler, diğer yanda direnişçiler.
Coloradoydu
08.01.2009, 13:25
Ancak, azami ölçü de talepleri karşılanmış, tam bağımsız ve iç otoritesini sağlamış bir Filistin kurulunca Hamas tipi örgütlenmeler ve bunların eylemleri hakkında haklı kanaatler ileri sürülebilir.
Adil ÖZGÜR
08.01.2009, 13:27
Şimdi bu Hamas bir apartmanın çatı katına Füze rampası yerleştirıyor,ve o apartmanda yahut okulun çatısından,isreli vuruyor bu adamlara nerden gelıyorsa bomba orayı indirıyor sonuç olarak yere bakmaksızın... ee doğal olarak çoluk çoçukta ölüyor.
Şımdı soyle düşündüm Kuzey Irakta bi evin ustunden bize fuzeler gelse ve Türk F16 ları o evı O o okulu bolgeyı indirse çoluk çoçuk ölse acaba ne düşünuruz Lanet olsun Türkiye dermiyız Biraz Samimi Olalım.Açıkçası ben Gram üzülmem...Ben Haması Pkk ile bir tutuyorum benim gözümde oyle...
..... yeter artık,insanlar ölmesin!!!
İsrail teröristtir. bunu kafadan kabul ediyorum..
peki hamas nedir.. örgüt.. eyvallah.. ama iktidardaki örgüt.. amacı ne.. bağımsız filistin.. hem de akdenize kadar olan bölgede..
ne yapmış hamas bu emeline ulaşmak için.. otobüse bomba yerleştirmiş.. 20 küsür kişi ölmüş.. hepsi de sivil.. naapmış hamas.. alışveriş merkezine canlı bomba ile saldırmış.. birsürü masum can almış.. aferin.. yahudi de olsa bilmemne de olsa insandır.. masumdur..
filistin karşı koymalıydı israil denen şerefsiz devlete.. ama sen masumları öldürürsen onlar da gazzeye girer bunları yapar.. çünkü insanlıktan nasiplerini almamışlardır. kadın kız çoluk çocuk kurşuna dizer, okula tankla saldırır hayvanoğlu hayvanlar..
Saygılar katılan katılır bu benim düşüncem
Napoli ben sizi şöyle aydınlatabilirim..
1- İsrail devlet, bağımsız bir devletmi, kısmen evet bazı Araplar tanımıyor, T.C. bile yıllar sonra tanıdı İsraili,
2- Filistin devletmi ?
3- Orada yıllar yılı süren haksızlık var. Golon tepelerine çıkmalarını bilmem bilirmisin, Mısır ile yıllar yılı neler neler yaşadılar, Arap-İsrail Savaşı daha dün oldu, Mısır İsraili tanımıyordu, Savaşta Arapların tümü yenildi, Ürdün, Mısır, Lübnan...
4- Devletler Hukukunda çizilen sınırdan öteye antlaşmalar gereği giremiyor, oysa T.C. devleti Iraktan gelen gruplara karşı her an takip edebildimi? Komutanlarımız elimizde yetki yok deyip, gidemediler terörün üzerine.
5- Çok karışık duygularını yazıyorsun da olay sizin baktığınız açı gibi değerlendirilmez, Çünkü düzenli bir ordu ile Mahalle kavgasını andıran bir örgütleşmede Hamas veya Hizbullah veya diğerlerinin arasında yüzlerce İsrail yanlısı var. O coğrafyada, Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve diğer azınlıklar hep iç içe yaşıyor,
İşin en can alıcı noktası o topraklar Her dinin de kutsal toprağı, onun için yıllar yılı oralar huzurlu değil.
-Hz. Ömer (R.A.) bu işe bir son verdi ve Kudüs'ü temizledi,
-Osmanlının son dönemlerine kadar oralarda huzur vardı, Ancak Oralardan Osmanlıyı çıkartabilmek için Yahudi ve Hristiyanlar kol kola girdiler, İngilizler, mesela Lavrens'in yaptıkları,
İsrail bir devlet görünümünden çıkmış, Terör Devleti haline gelmiş, yazınızdaki atılan roketlerden dolayı İsraile hak veriyor gibi imaj var lakin çok yanlış düşünce, ya o roketleri Hamas değilde İsrail atamazmı zannediyorsun, öyle bir atarlarki tam da kendilerine has düşünceyle, bir kişi yaralanır veya iki kişi ölür, belki o İsrailde ölenlerde kendi aralarındaki halis birinci saflıkta İsrailli değil ikinci derece İsrailleri öldürürler.
Siyonizmin özünde bu düşünceler var ve öyle inşa edilmiş bir zihniyettir.
Napoli ben sizi şöyle aydınlatabilirim..
1- İsrail devlet, bağımsız bir devletmi, kısmen evet bazı Araplar tanımıyor, T.C. bile yıllar sonra tanıdı İsraili,
2- Filistin devletmi ?
3- Orada yıllar yılı süren haksızlık var. Golon tepelerine çıkmalarını bilmem bilirmisin, Mısır ile yıllar yılı neler neler yaşadılar, Arap-İsrail Savaşı daha dün oldu, Mısır İsraili tanımıyordu, Savaşta Arapların tümü yenildi, Ürdün, Mısır, Lübnan...
4- Devletler Hukukunda çizilen sınırdan öteye antlaşmalar gereği giremiyor, oysa T.C. devleti Iraktan gelen gruplara karşı her an takip edebildimi? Komutanlarımız elimizde yetki yok deyip, gidemediler terörün üzerine.
5- Çok karışık duygularını yazıyorsun da olay sizin baktığınız açı gibi değerlendirilmez, Çünkü düzenli bir ordu ile Mahalle kavgasını andıran bir örgütleşmede Hamas veya Hizbullah veya diğerlerinin arasında yüzlerce İsrail yanlısı var. O coğrafyada, Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve diğer azınlıklar hep iç içe yaşıyor,
İşin en can alıcı noktası o topraklar Her dinin de kutsal toprağı, onun için yıllar yılı oralar huzurlu değil.
-Hz. Ömer (R.A.) bu işe bir son verdi ve Kudüs'ü temizledi,
-Osmanlının son dönemlerine kadar oralarda huzur vardı, Ancak Oralardan Osmanlıyı çıkartabilmek için Yahudi ve Hristiyanlar kol kola girdiler, İngilizler, mesela Lavrens'in yaptıkları,
İsrail bir devlet görünümünden çıkmış, Terör Devleti haline gelmiş, yazınızdaki atılan roketlerden dolayı İsraile hak veriyor gibi imaj var lakin çok yanlış düşünce, ya o roketleri Hamas değilde İsrail atamazmı zannediyorsun, öyle bir atarlarki tam da kendilerine has düşünceyle, bir kişi yaralanır veya iki kişi ölür, belki o İsrailde ölenlerde kendi aralarındaki halis birinci saflıkta İsrailli değil ikinci derece İsrailleri öldürürler.
Siyonizmin özünde bu düşünceler var ve öyle inşa edilmiş bir zihniyettir.
Teşekürler,ama kesinlikle isreal yanlısı değilim yazımın başında belirtim,isrealden nefret ederim hatta bana ırkçı suçlaması bile deniledi bu yuzden alakam olmadığı yerden....Kabul edıyorm isreal terörist devletır sınırları dahil yoktur...2.Dünya savaşında Ölen Yahudileirn çoğu dediğin gibi 2.sınıf yahudiler...yani sanırım siyonızimle alakası olmayan... Ben o coğrafyada yaşamadım,ama osmanlı donemi hariç Peygammerler zmanına beri kan göz yaşı bitmedi...Bizim de oluk oluk mehmetçiğin kanını akıtmadılarmı o topakalrda iş birliği yapıp,benim demek istediğim lanet olsun inanlar ölmesin çoluk çoçuk olmesin iki purolu adamlar yuzunden,Din olarak bakmıyorum insan olarak ne müslüman ne yahudi,nede hirstıyan as olan benim için insan masum insan...Bu afrıkada ortadoğudada asyada nereli olursa olsun...Mesela kİmse bilmez bugun afrıkanın çoğu bolgesinde soykırım yapılıyor binlerce masum insan oluyor,Bu konularda bukadar insancılsak neden birtanE tVde bunlara yer verilmez...
isreal yanlısı kesinlikle değilim nefretımde kat ve katır sadece objektıf baktım,ne flistınlı ust duzeylere birsey oluyor nede yahudilere olan iki tarafa oluyor...
Velasıl dedıklerınede tamane kerçek IKIZ kulerde yaşadık. Ortadoğu projesine açılmak için... Yukarda sadece Gosumu bıldırdım..
Dursun Kaplan
08.01.2009, 15:50
The Times: İsrail Gazze’de fosfor bombası kullandı.
http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaResmi/2009/01/08/fft17_mf161478.Jpeg
İSRAİL ASKERLERİ BM YARDIM KAMYONUNA ATEŞ AÇTI, ŞOFÖR ÖLDÜ
İsrail askerlerinin Gazze’de bir BM yardım kamyonuna ateş açtığı, sürücünün öldüğü bildirildi.
BM sözcüsü Abdad Ebu Hasna, saldırının İsrail’in yardım geçişlerine izin vermek için bombardımana ara verdiği sırada olduğunu söyledi.
Hasna, BM’nin yardım dağıtımını İsrail’le işbirliği içinde yaptığını hatırlatarak, aracın BM bayrağı ve amblemi taşıdığını belirtti.
İsrail ordusu olayı soruşturduğunu açıkladı.
İsrail’in bir BM okulu yakınındaki saldırısında 30’dan fazla kişi
ölmüştü. Bu son olayın BM ile İsrail arasındaki gerilimi artırabileceği belirtiliyor.
Helal..Kanoute..
6851062868247301284&hl=en
asimetrik
08.01.2009, 17:25
Hep saygı duydum sana Kanoute.
pReN@_61
08.01.2009, 19:18
Helal olsun sana Frederic Kanoute
Çok hayırlı işler yapmış helal olsun Kanoute ve herkese örnek olsun .
İskender66
08.01.2009, 20:52
Helal olsun Kanoute :alkış:
a d bacan
08.01.2009, 21:07
napoli sen önce hangi fikirdesin ona karar ver sonra yaz
birinci yazınama bakalım
ikinci yazınama bakalım
biraz vicdanına danış
belki masum olam kimler?
vicdanın sana yardımcı olur...
LAZTOLGA
08.01.2009, 21:33
Arkadaslar yarin Detmold da israil e protesto yürüyüsüne gidiyorum filistin bayragi da aldim
Detmold yahudilerin korkulu rüyasi Hitlerin memleketinde dir
Sen_Teksin_61
08.01.2009, 23:03
[SİZE=3]Kıymetli kardeşim. Size öncelikle şunu ifade edeyim ki böyle hassas bir konuda aldığınız haberleri iyi araştırın, doğruluğunu birkaç kaynaktan tespit edin ondan sonra bu tür yorumlarda bulunun. Sen doğan haber ajansında görev yapan bir gazetecinin verdiği bilgilere dayanarak doğru-yanlış bir takım yorumlarda bulunmuşsun. Peki bu gazeteci Hamas’ın böyle bir eylemini doğrudan görmüş ve yaşamış mı? Yoksa onun edindiği bilgiler israil terör devletinin dünyanın tepkisini bir nebze olsun dindirebilmek için piyasaya sürdüğü çarpıtılmış haberler midir? Senin bahsettiğin gazetecinin çalıştığı kurum DHA (doğan haber ajansı). Bu kurum 1999 yılında doğan medya grubuna bağlı Hürriyet ve Milliyet haber ajanslarının birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Kurumun sahibi hepinizin bildiği üzere Posta, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal, Fanatik, Referans, Turkish Daily News gibi gazetelerin, Kanal D, CNN Türk ve Star tv nin de içinde bulunduğu 24 adet tv kanalının sahibi olan Aydın Doğandır. Aydın Doğan’ın gazete, tv ve haber ajansının belli başlı amaçlara hizmet ettiğini hepimiz biliyoruz. Aydın Doğan’ın kendisi burada anlatmaya gerek yok. Onun ve sahibi olduğu yayın organlarının kimlere hizmet ettiğini, kimlerin güdümünde çalıştığını internetten araştırıp bulabilirsiniz. Yayın kuruluşlarının çoğu, şimdiye kadar yalan ve iftiralardan oluşan birçok haberin altına imzasını atmıştır. Milletimizin manevi değerlerini yıkmak için geçmişten bu yana ellerinden geleni artlarına koymamışlardır. Bunun günümüzdeki en basit örneği, bir spor gazetesi olan Fanatikte yer alan Erotik içerikli reklamlardır. Bu milletin ahlakını bozmak için alakasız olduğu halde çok okunduğu için bir spor gazetesinde bile bu raklamlara yer verebilmektedirler.
Şimdi böyle bir yayın politikasına sahip Doğan grubunun zihniyetini bilmezmiş gibi kalkıp o grupta çalışan bir gazetecinin doğruluğu tartışılabilecek bilgileriyle burada ahkâm kesmişsin. Geçtiğimiz günlerde israil’in sivil halkın sığındığı bir BM okulunu bombaladığını ve bombalamaya gerekçe olarak da buradan kendilerine füze fırlatıldığını iddia ettiklerini duymuşsundur. Bu hadisede 45 masum sivil hayatını kaybetmiş ve birçoğu da yaralanmıştı. BM’nin bu okula saldırılmaması için koordinatları verdiğini açıklaması ve tepkisi üzerine israil, buradan füze fırlatıldığı bahanesine sığınmıştı. Ancak daha sonra bizzat israilli yetkililer, buradan füze fırlatılmadığını itirafı ettiler. Bu haber birçok tv ve gazetede yer aldı. Televizyon kanallarında yayınlanan haberleri yakından takip ederseniz Hamas’ın taşınabilir olan füze rampalarını kimi zaman bir cadde ortasına, kimi zaman da boş bir araziye kurararak füzelerini fırlattığını görebilirsiniz. Şayet sizin bir habere dayanarak iddia ettiğiniz gibi Hamas, füze atışlarını binaların çatılarından yapıyorsa o halde israil’in vurduğu ambulanslar ve ölen doktorlar için ne demeli… Peki ya vurulan hastaneler için… Peki ya bomba yağdırılan camiler için… Peki ya savunmasız sivillerin sığındığı BM binasının bombalanması için ne demeli… Sen olaya tarafsız bakacağım, insan merkezli yaklaşacağım derken acı ama adeta siyonistlerin ağzıyla konuşmuşsun. israil’in saldırılarını siyonistler açısından haklı gösterebilecek bir-iki neden üzerinde yoğunlaşmışsın. Bu noktada geçmişte siyonistlerin işgalci halkına yönelik olarak düzenlenen intihar saldırılarından da bahsetmişsin. Uzun süredir böyle bir saldırı olmadığı halde bunu dillendirmeni tamamen bilip-bilmeden takındığın siyonist üsluba bağlıyorum. Bak kardeşim öncelikle sana tavsiyem siyonizmle ilgili kitapları okuman ve bu konuda geniş bilgi sahibi olmandır. “Benim işim var, okuyamam” diyorsan siyonizmin hedeflerini geçen sayfalarda özetledim. Bir zahmet onları oku. Ondan sonra tavrını belirle. Kimden yanasın? siyonistler ve onların yandaşlarından mı yoksa onların karşılarında dimdik duranlardan mı?
Ben diyorum ki siyonistler; kendileri dışındaki milletlerin, hizmetleri için yaratılmış olan köleler olduğuna inanıyorlar. Kabbala inancı yerleştirilerek tahrif olunmuş kutsal kitaplarında bu var. siyonistlerin binlerce yıllık hedefi Süleyman mabedini ortaya çıkartarak, Kudüs başkent olmak üzere büyük İsrail devletini kurmaktır. Bu devletin sınırları Türkiye’nin güney doğusunun da yer aldığı “Nil”den “Fırat”a adar uzanan ve kutsal kitaplarında “vaat edilmiş topraklar” diye geçen topraklardır. siyonistler için bu hedeflerin karşısında kim varsa onu yok etmek, saf dışı bırakmak gereklidir. Bu hedef doğrultusunda her yolu uygulamak onlara göre mübahtır. Örneğin bugün gazze’de insanların bombalarla parça parça edilmesi, geçmişte bir takım entrikalarla sultan II. Abdulhamid’in tahttan indirilmesi gibi… Şimdi bu siyonistler binlerce yıllık hedeflerinin gerçekleşmesi için önemli mevkilerinde “evangelistlerin” (başta Bush olmak üzere) ve yahudilerin bulunduğu abd’nin desteğini alarak dünyaya meydan okumaktadırlar. “BM okulu da olsa, bize oraya saldırmamak için koordinat da verseniz biz istediğimizi yaparız” demektedirler. Şimdi sen çıkmış inancı böyle olan siyonist israil devletinin saldırılarının birtakım nedenlerden dolayı haklı olduğunu ima etmeye çalışıyorsun. Bak değerli kardeşim… Hamas veya bir başka örgüt birtakım eylemlerinde haksız olabilir. Ancak bu durum siyonist israil devletinin ne olduğunu, hedeflerinin neler olduğunu ve bu hedefler için yaptıkları katliamları asla gölgelemez. Senin bahsettiğin hâdise gerçek olsa bile bu durum asla siyonistlerin katliamlarını haklı çıkarmaz.
Yazında Hamas’ın geçmiş yıllarda israilli sivillere yönelik yapmış olduğu eylemlerinden söz etmişsin. Gönül isterdi ki siyonistlerin Gazze’ye sözde saldırma nedenini ortaya koyduğun gibi geçmişte israil askerine ve halkına yönelik yapılan intihar eylemlerinin nedenlerini de ortaya koyasın. Hani sen tarafsızdın ya, olaya insani açıdan bakıyordun ya… Onun için senden intihar eylemlerinin arka planında yatan gerçeklere de deyinmeni isterdim. Sanki bu eylemlerin tarihi arka planı yokmuş, sivillere yönelik saldırıları ilk kez Müslümanlar başlatmış, intihar eylemleri sanki ortada hiçbir şey yokken yapılmış gibi konuya deyinip geçmişsin. Öncesinde çok ama çok alakâsız bir karşılaştırma yaparak pkk ile Hamas’ı bir tutmaya kalkışmışsın. Açıkçası senin kadar insafsız birine daha önce rastlamamıştım. Filistin ile israil terör devleti arasındaki durumu, nasıl olur da Irak’taki teröristle Türk devleti arasındaki mücadeleden yola çıkarak bir örnekle açıklarsın! Sen ya dünyadan bî habersin ve burada atıp tutuyorsun, ya da benim bildiklerimi biliyorsun fakat bilmemezlikten geliyorsun. Önce sana israil’in kuruluş yıllarından itibaren altına imza attığı katliamlardan birkaç örnek sunayım. Ardından da benzetmene bir benzetmeyle karşılık vereyim:
(Yazımı ikiye Böldüm...)[/SİZE]
Sen_Teksin_61
08.01.2009, 23:05
[SİZE=3]King David Oteli Baskını 1946, 92 ölü: King David baskını, Irgun terör örgütü tarafından dönemin en üst düzey siyonist yetkilisi David Ben Gurion'un bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Bu baskınlarda İngiliz, Filistinli ve Yahudilerden oluşan toplam 92 kişi hayatını yitirdi. 45 kişi ağır yaralandı.
Baldat El-Şeyk Katliamı, 1947, 60 ölü: 150-200 İsrailli teröristin gece saat 02:00'de gerçekleştirdiği ve yaklaşık 4 saat süren baskın neticesinde evlerinde uyumakta olan kadın, çocuk ve yaşlılar da dahil olmak üzere 60 Filistinli can vermiştir.
Yehida Katliamı, 1947, 13 ölü: İlk kurulan siyonist yerleşim birimlerinden biri olan Yehida'da Müslümanların üzerine İngiliz askeri kılığına girmiş olan Siyonist saldırganlar tarafından ateş açılmıştır.
Khisas Baskını, 1947, 10 ölü: İki araba dolusu Haganah mensubu, Lübnan sınırındaki Khisas kasabasına girmiş ve önlerine gelene ateş açmışlardır.
Qazaza Baskını, 1947, 5 Çocuk ölü: Rastgele bir eve saldırı düzenleyen yahudi teröristlerin bu eylemi sonucunda 5 çocuk hayatını kaybetmiştir.
Semiramis Oteli Baskını, 1948, 19 Ölü: Müslümanları tedirgin edip Kudüs'ten çıkarmayı amaçlayan bu eylemde israil'in ilk Cumhurbaşkanı David Ben Gurion tarafından yönlendirilen teröristler otele yerleştirdikleri bombalarla 19 kişinin ölümüne ve otelin yıkılmasına neden olmuşlardır.
Naser Al-Din Katliamı, 1948: Arap askerleri gibi giyinmiş olan yahudi teröristleri karşılamak için evlerinden çıkan kasaba halkının üzerine ateş açılmıştır. Ve bu baskında sadece 40 kişi hayatını kurtarabilmiş, kasaba haritadan silinmiştir.
Tantura Baskını, 1948, 200 ölü: Şu an yaklaşık 1500 Yahudi yerleşimcinin yaşadığı Tantura'da 1948'de büyük bir Müslüman katliamı gerçekleştirilmiştir. İsrailli tarihçi Teddy Katz bu baskını "Rakamlardan anlaşıldığına göre, kesinlikle en büyük katliamlardan birisi" sözleri ile tanımlar.[/SİZE]
[SİZE=3]Dahmas Camisi Katliamı, 1948, 100 ölü[/SİZE][SİZE=3]: Geleceğin Savunma Bakanlarından Moshe Dayan tarafından yönetilen Komando 89 Birliği, Araplara ancak camide toplanmaları koşuluyla güvende olacaklarını anons etmiştir. Ancak camiye sığınan 100 kadar Müslüman toplu olarak katledilmiştir. Bu katliamdan ürken Lyda ve Ramble sakinleri topraklarını terk etmiştir. Yaklaşık 60 bin Müslüman göç etmiş, ancak yolda 350 kişi daha kötü sağlık koşulları nedeni ile hayatını yitirmiştir.
Dawayma Katliamı, 1948, 100 ölü: Burada öldürülenlerin büyük kısmı Cuma namazı için camide toplanan insanlardır. Bu baskın esnasında da Filistinli kadınlar tecavüze uğramış, evler insanlar içindeyken dinamitlenmiştir.
Houla Katliamı, 1948, 85 ölü: Houla'da israil askerleri 85 kişiyi zorla bir eve doldurup sonra da evi ateşe vermişlerdir. Daha sonra korkuya kapılan halkın büyük kısmı Beyrut'a göç etmiştir. 12 bin nüfuslu olan Houla'da geriye 1200 kişi kalmıştır.
Salha Katliamı, 1948, 105 ölü: Kasaba halkı zorla camiye doldurulduktan sonra, tek bir kişi bile sağ kalmayıncaya kadar halkın üzerine ateş edilmiştir.
Deir Yassin Baskını, 1948, 254 ölü: Dünya gündeminin israil yanlısı basın tarafından yönlendiriliyor olması, zaman zaman israil'de yaşananların tüm çıplaklığı ile görülmesini engellemektedir. Ancak israil tarihinde öyle şiddet ve zulüm olayları vardır ki, bunlar uluslararası kuruluşlar tarafından detaylarıyla belgelenmiştir. Bu olaylardan birisi, 1948 yılında Deir Yassin adlı Arap köyüne Irgun ve Stern çeteleri tarafından yapılan baskındır.
1948'de 9 Nisan'ı 10 Nisan'a bağlayan gece Deir Yassin halkı hoparlörlerden gelen "kasabayı terk edin" sesleriyle uyanmışlar, daha ne olduğunu bile anlayamadan siyonist militanlar tarafından katledilmişlerdir. Kızıl Haç ve BM'in gözlemcilerinin olay yerinde daha sonra yaptıkları incelemeler, evlerin ilk önce ateşe verildiğini ve alevlerden kaçmak isteyen halkın ise kurşuna dizildiğini göstermektedir. Baskın esnasında hamile kadınların karınları yarılarak bebekleri dışarı çıkarılmış, kurbanların organları parçalanmış, çocuklar dövülmüş ve tecavüze uğramıştır. Deir Yassin katliamı sırasında 52 çocuk annelerinin gözleri önünde öldürülmüş ve daha sonra da başları kesilmiştir. 60'dan fazla kadın ise vücutları parçalanarak öldürülmüştür. Baskından sağ olarak kurtulabilenlerden bir kadın yaşadığı dehşeti şu şekilde aktarmıştır:
Bir askerin 9 aylık hamile olan kızımı yakaladığını gördüm. Makineli tüfeğini önce çenesine doğrulttu, sonra içinde ki tüm mermileri kızımın üzerine boşlattı. Hepsi birer kasaba dönüşmüşlerdi. Daha sonra bir bıçak çıkardı ve kızımın karnını yarıp bebeğini dışarı çıkardı.
Baskını gerçekleştirenler yaptıkları katliamlarla da tatmin olmamışlar, halen hayatta olan kadınları ve kız çocuklarını çırılçıplak soyup, araçlara doldurmuşlar ve bu şekilde Yahudi yerleşim bölgelerinde dolaştırmışlardır. Dönemin Kızıl Haç Filistin delegesi Jacques de Reynier olaydan bir gün sonra Deir Yassin'e yaptığı ziyaret esnasında parçalanmış cesetlerle karşılaşmış ve bu korkunç manzara karşısında "Manzara dehşet vericiydi!" demiştir. Baskın esnasında hamile kadınların ve çocukların da dahil olduğu 280 kadar Müslüman önce sokaklarda dolaştırılmış, sonra da kurşuna dizilmiştir. Öldürülen genç kızların çoğunun ırzına geçilmiş, erkeklerin cinsel organları kesilmiştir. Siyonistler bazı kurbanlarını öldürmek için bıçak kullanmışlardır. Raporlarda ortadan ikiye biçilen küçük bir kız çocuğundan da söz edilmektedir. Belirtmek gerekir ki, bu vahşeti gerçekleştiren gruplar, yasa dışı ve israil yönetiminin kontrolü dışında faaliyet gösteren birtakım radikal örgütlenmeler değil, bizzat israil devleti tarafından yönlendirilen çetelerdir. Tarihte eşine az rastlanır bir katliam olan Deir Yassin baskınını, ileride israil'in başbakanlığını yapacak olan Menahem Begin'in liderliğindeki Irgun ve Stern çeteleri gerçekleştirmiştir. Menahem Begin tarafından "Eğer Deir Yassin zaferi olmasaydı, israil devleti de olmazdı" sözleriyle tanımlanan bu insanlık dışı eylem, israil'in vahşet politikasının örneklerinden sadece biridir. siyonistler bu gibi baskınlarla, Filistin halkını dehşete düşürüp topraklarından sürmeye çalışmışlardır. Böylece israil'e göç eden yerleşimciler için yeni alanlar açılabilecektir. Nitekim ünlü siyonist liderlerden Israel Eldad "... Deir Yassin olmasaydı, bugün israil toprakları üzerinde hala yarım milyon Arap yaşıyor olacaktı. Ve tabi israil devleti de olmayacaktı." şeklindeki sözleriyle bu gerçeği açıkça ifade etmektedir. Bir nevi etnik temizlik olarak görülen bu katliam girişimleri siyonistlere göre israil devleti'nin kurulması için gerekli bir girişimdir. Nitekim bu eylemler Deir Yassin baskınından sonra da devam etmiştir. Pek çok insan ya topraklarını terk edip kaçmış ya da Deir Yassin halkının başına gelenlerin benzerini yaşamıştır.
Kibya Katliamı, 1953, 96 ölü: siyonistlerin Arap köylerini boşaltmak için düzenledikleri baskınlardan biri de Ürdün sınırında bulunan 2000 kişilik Kibya Köyü'ne olmuştur. Pek çok gözlemcinin daha sonra olay yerinde yaptıkları incelemeler, israillilerin insanlık dışı vahşetini gözler önüne sermiştir. 13 Ekim 1953 tarihinde gerçekleşen Kibya baskını esnasında yüzlerce ev yıkılmış, yarısından fazlasını kadın ve çocukların oluşturduğu 69 sivil katledilmiştir. Şu anki israil eski Başbakanı ariel şaron komutasındaki Unit 101 isimli birlik, yaklaşık 600 askeri ile önce kasabayı kordon altına almış ve diğer tüm Arap köyleri ile bağlantısını kesmiştir. Askerler daha sonra sabaha karşı 04:00'de Kibya'ya girmişler ve sistemli bir şekilde evleri yıkıp, halkı katletmişlerdir. Baskını bizzat yöneten ariel şaron, israil askerlerinin gerçekleştirdikleri katliamın ardından son derece soğukkanlı bir açıklama yapmış ve "Aldığımız emir çok açıktı, Kibya diğerlerine örnek olmalıydı" demiştir. Dönemin BM Ürdün Elçisi Dr. Yusuf Haikal'ın Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporda ise baskın şu şekilde anlatılmıştır: israil birlikleri kasabaya girmeleriyle birlikte, tüm ev sakinlerini sistematik olarak öldürmeye başlamışlardır. Otomatik silahların ve el bombalarının kullanıldığı bu baskında evler içinde yaşayanlarla birlikte dinamitlenmiştir... 40 ev, kasaba okulu, su deposu yıkılmış, 22 tane büyükbaş hayvan öldürülmüş ve 6 dükkan yağmalanmıştır. abd'de yayınlanan ünlü Katolik dergisi The Sign da, Kibya baskını sırasında yaşanan insanlık dışı olaylara yer vermişti. Derginin editörü Ralph Gorman baskınla ilgili düşüncelerini şu şekilde aktarıyordu: [/SİZE][SİZE=3]"Terör, nazilerin politik silahı idi. Ama naziler bile terörü israillilerin Kibya'da yaptığı gibi soğukkanlı ve vahşi bir şekilde kullanmamışlardı."[/SİZE]
[SİZE=3]Kafr Kassim Katliamı, 1956, 49 ölü[/SİZE][SİZE=3]: 1956 yılında gerçekleşen Kafr Kassim baskını kadın, çocuk, genç, yaşlı ayırt edilmeden 49 masum insanın vahşice katledilmesi ile neticelendi. Olay israil'in Mısır'a karşı harekat başlattığı 29 Ekim 1956 tarihinde gerçekleşti. israil güvenlik güçleri sınır güvenliğini sağlamak gerekçesiyle akşam üstü 16:00 gibi güvenlik turuna çıktılar. Muhtarlara sınır kasabalarında sokağa çıkma yasağının 18:00'de değil, 17:00'de başlayacağını duyurdular. Bu kasabalardan biri de Betah Tekfa yahudi yerleşim biriminin yakınında bulunan Kafr Kassim kasabası idi. Kasaba halkı sokağa çıkma yasağından 16:45'de yani yasak başlamadan sadece 15 dakika önce haberdar edildi. Kasaba muhtarı israil askerlerine, kasaba halkının büyük çoğunluğunun kasaba dışında çalıştığını ve tam o saatlerde işlerinden döndüklerini, dolayısıyla onları haberdar etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Bu arada israil askerleri bir yandan kasaba girişinde bariyer oluşturmaya başlamışlardı. Öte yandan kasaba dışında çalışan halk da evlerine dönmeye başlamıştı. Ve ilk grup kasaba sınırına geldi. Olayların bundan sonra ne şekilde geliştiğini görgü tanıklarından Abdullah Samir Bedir şöyle anlatıyor: Kasaba girişine saat 16:55 gibi geldik. 12 asker ve bir komutan sınırda silahlı bir şekilde bekliyorlardı. Askerleri selamladık. Bize "Memnun musunuz?" diye sordular. "Evet" diye cevapladık. Bu arada askerler tek sıra olmuşlardı. Ve komutanları "ateş edin" diye seslendi. Askerler bize ateş etmeye başladılar. Bu korkunç durumdan ölü taklidi yaparak kurtulan Abdullah Bedir kuşkusuz bu vahşetle karşı karşıya kalan tek kişi değildi. Askerler bu andan itibaren kasabaya giriş yapan tüm araçları durdurup içindekileri kurşuna dizdi. Bunlar arasında 15-16 yaşında çocuklar, genç kızlar ve hamile kadınlar da vardı. Öte yandan gürültünün ve seslerin kaynağını merak eden kasaba halkı evinden dışarı adım attığı anda yasağı ihlal ettiği gerekçesi ile kurşuna diziliyordu. Çünkü israilli askerler sokağa çıkma yasağını ihlal edenleri tutuklama değil, öldürme emri almışlardı. israil Parlamentosu'nun resmi kayıtlarında da tüm detaylarıyla yer alan bu olay israil devleti'nin Müslüman halka karşı izlediği politikanın en çarpıcı örneklerinden biridir.
Han Yunus Katliamı, 1956, 275 ölü: Han Yunus'ta bulunan mülteci kampına saldıran israil askerleri 275 kişiyi katletmişlerdir. Daha sonra olay yerinde inceleme yapan BM yetkilileri elleri arkadan bağlanmış ve enselerinden vurulmuş cesetler bulmuşlardır.
Gazze Katliamı, 1956, 60 ölü: siyonistlerin Gazze'ye yaptıkları bu baskında çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere 60 kişi öldürülmüştür.
Fakhani Katliamı, 1981, 150 ölü: Lübnan'da bulunan bu bölgeye israil uçaklarının yaptığı saldırılar sonucunda 150 kişi ölmüş, 600'den fazla kişi de yaralanmıştır.[/SİZE]
[SİZE=3]Hz. İbrahim Camisi Katliamı, 1994, 50 ölü[/SİZE][SİZE=3]: 25 Şubat 1994 Cuma günü Filistin'de Müslümanların sabah namazını kılmakta oldukları bir sırada siyonist bir yahudinin Halil İbrahim Camisi'ne düzenlediği saldırıda 50'den fazla Müslüman şehit edildi, 300'e yakın Müslüman da yaralandı. Yaralananların bazıları hastaneye kaldırılırken veya hastanede can verdi. Katliam, el-Halil yakınlarında bulunan Kirbât Erba Yahudi yerleşim merkezinde oturan bir yahudi tarafından gerçekleştirildi. Daha sonra katliamı gerçekleştiren yahudinin israil ordusunda yedek subay olduğu ve "Kahane Yaşıyor" adlı siyonist terör örgütüne mensup olduğu bildirildi. Saldırgan, Müslümanların sabah namazını kılmakta oldukları bir sırada gizlice camiye girerek bir sütunun arkasına saklanmış ve cemaatin rükuya gitmesiyle birlikte makineli tüfekle namaz kılanları kurşun yağmuruna tutmuştur. Olaya şahit olanların anlattıklarına göre saldırgan katliamı tek başına gerçekleştirmemiştir. O sadece tetiğe basmakla meşgul oluyordu. Şarjörünün bitmesi halinde arkasındaki diğer siyonistler seri bir şekilde şarjör değiştiriyorlardı. Olaydan sonra israil askerleri katliamın gerçekleştiği Halil İbrahim Cami'sini kuşatma altına aldılar ve gazetecilerin olay yerine yaklaşmalarına engel oldular. Saldırıyı protesto için cami etrafına toplanan Müslümanların üzerlerine siyonist askerlerin ateş etmeleri üzerine de çok sayıda insan öldürüldü.
Kana Katliamı, 1996, 109 ölü: Kana Mülteci Kampı'nın havadan bombalanması sonucu çoğu çocuk ve kadın yüzden fazla insan hayatını kaybetti. O katliamda kafaları kopan çocukların oluşturduğu acı manzaralar zihinlerden asla silinmedi. BM inceleme heyeti Kana katliamının bilinçli olarak gerçekleştirildiğini açıkladı.
Sabra ve Şatilla Katliamı[/SİZE]
[SİZE=3]"Bebekleri alevlerden kurtarabilmek için hemen su dolu kovalara koymak zorunda kaldım. Yarım saat sonra kovalardan çıkardığımda, vücutları halen yanıyordu. Hatta morgda bile için için yanmaya devam ediyorlardı." Dr. Amal Shamaa, Barbir Hastanesi, 29 Temmuz 1982 - israil ordusunun Batı Beyrut'a fosfor bombaları atmasının ardından… II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Filistinlileri sindirmek ve topraklarından sürmek için siyonistler tarafından sistemli olarak düzenlenen terörist eylemler, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. 1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgali sırasında Sabra ve Şatilla kamplarına yapılan baskın ise tarihe en kapsamlı ve en büyük soykırımlardan biri olarak geçti. Hıristiyan Falanjist grupların israil askerlerinin desteği ve yönlendirmesi ile gerçekleştirdikleri baskın esnasında, çoğu kadın ve çocuklar olmak üzere 3.000'den fazla insan katledildi. Katliam ile ilgili daha sonra yapılan araştırmalar ve incelemeler dönemin Savunma Bakanı ariel şaron'un olayın sorumlusu olduğunu gösteriyordu. Bu kanlı baskın nedeniyle ariel şaron halen "Lübnan Kasabı" olarak anılmaktadır. Ortadoğu uzmanı gazeteci Robert Fisk, baskının hemen ertesinde olay yerinde gördüğü dehşet verici manzarayı, Lübnan kasabı ariel şaron'un israil Başbakanı seçilmesinin ardından yazdığı makalesinde şöyle aktarmaktadır:
18 Eylül 1982'de Sabra ve Şatilla kampında bulunanlar için şaron, ardında şişmiş cesetler, tecavüz edilmiş, işkenceye uğramış ve sonra da katledilmiş kadınlar ve bebekler bırakan bir kasaptır. Olaydan 18 yıl sonra bugün bu caddelerde dolaşırken katliam manzaraları hala gözlerimin önünden gitmiş değil. Biraz ötede Sabra Camisi'ne giden yolda 90 yaşında, beyaz sakalı ve pijamaları ile Bay Nouri'yi görüyorum. Ölü bedeninin yanı başında yün başlığı ve bastonu duruyor. İlerideki dar sokakta yemek tencerelerinin yanında yatan iki kadın ceseti var, beyinleri dışarı akmış. Kadınlardan birinin karnı yarılmış. Cesedin birkaç metre ötesinde çürüdüğü için bedenleri morarmış, adeta bir çöp gibi oraya fırlatılmış bebekleri gördüm... Cesetlerin kuruyan kanları üzerinde sinekler uçuşuyor. Ölü bedenlerin bileklerindeki saatler ise hala çalışıyordu. Tırmandığım küçük rampayı aşabilmek için etrafa dağılmış ceset parçalarını bir kenara itmem gerekiyordu. Biraz ötede ise sırtından hala kan süzülen sevimli bir genç kız yatıyordu. Robert Fisk bir başka yazısında Sabra ve Şatilla kamplarında yaralananların tedavi gördükleri hastaneleri gezerken karşılaştığı manzarayı ise "Burada (Barbir Hastanesi) gördüklerimiz unutulabilecek cinsten manzaralar değildi. Barbir Hastanesini ziyaret etmek, silahın insan bedenine neler yapabileceğini görmek anlamına geliyordu." sözleri ile dile getirmekteydi. Başta kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere zavallı ve masum insanların maruz kaldıkları bu vahşet israilli liderlerin ideolojisini göstermesi açısından oldukça ibret vericidir. Katledilen kadınların büyük kısmı önce tecavüze uğramıştır. Hamile kadınların ise karınları yarılarak bebekleri parçalanmış, henüz üç-dört yaşındaki çocuklar ailelerinin gözleri önünde katledilmiştir. Erkeklerin bir kısmının ise öldürülmeden önce burunları ve kulakları kesilmiş, büyük kısmı da kurşuna dizilmiştir.
Fransız Le Monde gazetesi 13 Şubat 2001 tarihli bir haberinde 1982 yılında gerçekleştirilen Sabra ve Şatilla katliamlarını, bu katliamları yaşayan ve şu an 42 yaşında olan Nihad Hamad'ın ağzından şu şekilde aktarmıştır: israil silahlı kuvvetleri Çarşamba gecesinden Perşembe sabahına sarkan süre boyunca kampı kuşatmıştı. Doğu tarafını kuşatmak istiyorlardı. Mücahitlerimiz gitmişti. Buralarda on beş-on altı yaşındaki gençlerin dışında kimse kalmamıştır; Perşembe gecesi, bombardımanların şiddeti iki katına çıktı. Hafif silahların hiçbir işimize yaramayacağını fark ettik. Barınaklardaki herkes mülteciydi. Herkes korkuyordu. Sözlerine önem verilenler, yaşça büyük olan kişiler, israillilerin yanına gidip kampın teslim olacağını söylemeye karar verdiler. Ellerine beyaz bir bez aldılar ve arabayla yola çıktılar. Ve bir daha geri dönmediler. Ellerinde silahlarla, gençler de aynı yöne doğru gittiler, onlar da onları bulmaya gidenler de bir daha hiç ama hiç geri dönmediler. O zaman buraları hemen terk etmemiz gerektiğini çok daha iyi fark ettik. Yüzlerce insan kampın kuzey çevresindeki aynı ortak salona doğru kaçışıyordu. Sayımız o kadar fazlaydı ki neredeyse havasızlıktan boğulacaktık. Sabah vakti, her yerde ölüm sessizliği vardı, burası artık hayalet bir şehirdi. Bombardımanlar kesilmişti. Arada bir sadece tek tek birbirinden ayırt edebilecek aralıklarda atış sesi duyuluyordu. Sonra, sessiziliği delip geçerek, caminin olduğu taraftan bir kadının feryatları yükseliyordu. Saçları karmakarışıktı, parçalanmış giysileri kana bulanmıştı, üzerinde aklını kaçırmış bir insanın havası vardı. Dizlerinin üzerinde boğazları kesilmiş çocukları yatıyordur. Çok sert davrandılar ve bu cinayetlerin sessizlik içerisinde cerayan etmesi için bıçaklarını ve diğer kesici aletlerini kullandılar... Milisler kamplardaki işlerini bitirdikten sonra pis işlerini Gazze Hastanesi'nde tamamladılar. Yaralıları, doktorları ve hemşireleri dışarı taşıdılar ve öldürdüler. Kaybolanlarla birlikte 3.000-3.500 kişinin katledildiğini öğrendik. Bu korkunç manzara bugün "Araplar beni bilirler, ben de Arapları" sözleri ile tanınan ve Müslüman Filistin halkı için "ezilmesi gereken bir böcek" gibi küstah ifadeler kullanan ariel şaron'un eseridir. 1967 savaşı'nın ardından 160 bin Filistinlinin doğu Kudüs'ü terk edip mülteci hayatı yaşamasına neden olan şaron'un cezalandırma yöntemleri arasında Filistinlilerin evlerini bombalamak, mülteci kamplarının üzerinden buldozerle geçmek, yüzlerce Filistinli genci hiçbir gerekçe göstermeden tutuklamak ve sonra işkenceye uğratmak da vardır. Sabra ve Şatilla katliamları dışında 1982'de israil'in Lübnan'ı işgali esnasında birkaç hafta içinde 14 bin insan hayatını kaybetmiş (bunların 13 bini silahsız sivillerdir), yaklaşık yarım milyon insan ise evsiz kalmıştır.
Burada bir kaç örneğini anlattığımız vahşet ve zulüm, Filistin topraklarında altmış yılı aşkın süredir kesintisiz olarak devam etmektedir…[/SİZE]
[SİZE=3](Bu yazı, [/SİZE][SİZE=3]www.bilgimekani.com[/SİZE] (http://www.bilgimekani.com/)[SİZE=3] sitesinden alıntıdır.)[/SİZE]
[SİZE=3] [/SİZE]
[SİZE=3]Şimdi sen tüm bu olanlara rağmen Hamas’ı pkk ile bir tutup, israil’in yaptığı katliamların nedeni olarak bu örgütü gösteriyorsan sana diyecek bir şey bulamıyorum. Senin şu benzetmene vereceğim cevaba gelelim. Bak kardeşim. İstanbul’u Filistin olarak farz edelim bir an. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletleri o zaman ki siyonist liderlerinin isteği ve büyük israil plânları üzerine, başlarından def etmek istedikleri yahudileri, İstanbul’a (Filistin’e) yerleştirmek istiyorlar. Bunun için önce bölgeye yahudi yerleşiminin önünde büyük bir engel olan II. Abdulhamit’i birtakım oyunlarla, işbirlikçileri kullanarak tahttan indiriyorlar. Bu sırada paravan şirketler kullanılarak İstanbul’dan topraklar satın alıyorlar. Ardından dünyanın çeşitli bölgelerinden getirdikleri yahudileri İstanbul’da satın aldıkları belli başlı bölgelere yerleştiriyorlar. Burada belli bir sayıya ulaşan yahudi yerleşimcilerin ardından siyonistler, silahlı çetelerini kurup, bir müddet sonra da katliamlarına başlıyorlar. İlk hedef yeni yahudi yerleşimcileri için Müslümanları topraklarından şu veya bu yöntemle atmak. Şimdi İstanbul’un ufak bir semtine yerleşmiş olan yahudilerin ve buralarda yuvalanmış siyonist çetelerinin, “vaat edilmiş topraklara” sahip olabilmek için benim, senin, kısacası buradaki Türk halkının üzerinde sistemli bir soykırım ve vahşet uyguladığını düşün. Yukarıda bahsedilen katliamları bizlerin ve ailelerimizin üzerinde uyguladıklarını bir düşün Napoli. Sen bu noktada kendini bir Hamas üyesi yerine koy ve empati yap. Sen olsan ne yapardın? Sana, ailene, akrabalarına veya milletine karşı girişilen bu vahşetin karşısında bombaları beline sarıp, orada işgalci konumunda bulunan ve katliamları destekleyen yahudilerin arasına dalar mıydın dalmaz mıydın? Bu soruyu cevaplarken elinde başka çarenin olmadığını da düşün. Çünkü karşındaki kuvvet asrın süper gücü tarafından desteklenen, Arap devletlerini yenilgiye uğratmış, elinde dünyanın en etkili silahları bulunan siyonist bir devlet ve bu devlet, sen hiçbir suç işlemesen de hemen her gün Müslüman birinin canına kıyıyor.[/SİZE]
[SİZE=3] [/SİZE]
[SİZE=3]Sana son sözüm şu: Kendine gel. Ne dediğinin farkında ol. Safını belirle. Zalimlerle birlikte misin, değil misin? Hamas dediğin ve pkk ile bir tuttuğun örgüt kendi vatanını savunuyor. Sahip olduğu toprağı israil’e bırakmamak için direniyor. Peki pkk neyi savunuyor sayın Napoli? Türkiye’nin güney doğusunun Kürdistan olarak kendilerine verilemesini… Peki böyle bir vakıanın yaşanması kime hizmet edecek? Önümüzdeki yüzyıllar için siyonistlere hizmet edecek tabi ki. Daha önce de belirttiğim gibi siyonistlerin bu topraklarda gözü var. Bunun için şimdilik maşa olarak pkk’yı kullanıyorlar. pkk’nın güney doğu bölgesindeki köylerde çoluk çocuk demeden giriştiği katliamlar bir hatırlayın. siyonistlerin düzenlediği katliamların benzerlerini pkk güney doğuda sergilemiştir. Eğer sen benzeteceksen Hamas’ı değil de israil’i pkk’ya benzetebilirsin. Vatanını savunan Hamas’a bakış tarzını bence değiştirmelisin. Orada işgalci olanlar Filistinliler değil, siyonistlerdir, yahudi yerleşimcilerdir. Kimse kalkıp durup dururken onlara yönelik bir eylemde bulunmuyor. Bak çok açık söylüyorum. israil devleti içerisinde, israil’in Gazze’de yaptığı katliama destek veren ve işgal edilmiş topraklara yerleşmiş olan ne kadar sivil varsa bunların hiçbirisi masum değildir. Hepsi yapılan katliamlardan sorumludur. Hepsi Allah katında hesap verecektir. Katliamlara seyirci kalırsak biz de hesap vereceğiz. Bunu böyle bil![/SİZE]
[SİZE=3] [/SİZE]
[SİZE=3]Şunu da çok iyi belle ki: Mesele Hamas, el-Fetih, Filistin, Gazze meselesi değildir. Mesele siyonist zihniyetin yayılma politikası ve hedefleri uğrunda her türlü eylemi mübah görme meselesidir. Mesele siyonistlerin kendileri dışındaki insanları köle olarak görme ve üzerlerinde istedikleri gibi tasarrufta bulunabileceklerine inanmaları meselesidir. İşte Hamas denilen örgütün yaptığı tüm insanlığın ve özelde Müslümanların izzet ve şerefini siyonistler karşısında var gücüyle savunmasıdır. Sen, ben, hepimiz Hamas üyesi olsak, onalrın konumunda olsak ne yapardık. Evet, soruyorum ne yapardık?...[/SİZE]
[SİZE=3] [/SİZE]
[SİZE=3]Bu arada diyorsun ya “malasef medyanın bu yanlış yönlendirmeleri yüzündendir ki çok kişi haması kızılay falan gibi insani yardım örgütü sanmaktadır” diye. Allah aşkına söyler misin daha önce ülkemizde Haması insani bir yardım örgütü sanan kaç kişiyle karşılaştın?[/SİZE]
Muhammet_61
08.01.2009, 23:50
İlk önce benim arka sayfada yazmış olduğum mesajı okuma , sonra da anlama zahmetini göster ondan sonra cevap verirsin.
Ne söylemişim ;
Çeçenya'da ki zulüm ne ise , Bosna'da ki insanların yaşadıkları ne derece insanlık dışı bir durumsa , Filistindeki yaşananlarda o derece vahşetttir gözümde.Sonuna da yazmışım savaşların dili , dini , ırkı yoktur diye.Sen kalkıp mesajımı anlamadan alıntı yapıyorsun ve aklınca cevap vermeye çalışıyorsun.
Arap yada Türk olmasının hiç bir önemi yok , orada bir insanlık vahşeti işleniyor ve tepkisiz kalmak istemeyenlerde bir şekilde tepkisini gösteriyor.İnsanların tepkilerini göstermesi seni bu kadar germesin bence.Sonuçta bir savaş ve ölen onlarca çocuk var.Bunu anlatmaya çalışıyoruz , ama sen ısrarla daha içeriğini bile anlayamadığın mesaja karşılık veriyorsun ; "... Ama senin için ne önemi var dimi "arap" değil sonuçta onlar. Türk !!..."
Söylediklerinin saçma olduğunu gösteren onlarca kelime yığını varken edebiyat yapmak uğruna Tarih yada mantık bilimi çerçevesinde cevap istemen kusura bakma ama komik durmuş gözümde.
Ayrıca sen ve senin düşüncendekilerle ortak noktada buluşma gibi bir derdim yok , sende öyle bir çaba içerisine girme bence.
Zaten şu son ifadelerinle birlikte bilimsel yanıtlar vermeni beklemek biraz saflık olur.
Ortadaki insanlık vahşetini onaylayan mı oldu da sen beni böyle suçluyorsun ?
Biz; aynı durumdaki soydaşlarımız için böyle tepkiler verilmezken, zamanında arkasından vurup öldürdüğü Türk askerinin 10.000'leri bulduğu, topraklarını Yahudilere satıp şimdi diplomatik destek bekleyen, kendi içindeki terörist oluşumu indirmeyen bir toplum için gösterilen aşırı, popülist, samimi olmayan ve arapçılık kokan tepkileri kınıyoruz.
Ama son cümlen doğru. Bizim hiçbir ortak öğemiz olamaz.. Ama bu görüşlerin için değil, kaba ve anlayışsız uslubun için.
İskender66
09.01.2009, 00:16
http://www.moralhaber.net/resimler/fil8.jpg
Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir.
Bir bebek bir yaşına girerken ağzında emzik değil, kurşun taşıyorsa orası Gazze’dir. Bebeklerin uykulu gözleriyle annelerinin memelerini ararken, kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adı Gazze’dir.
Yağmur bir futbol sahasında çocuğun atacağı golleri yutmak için sırada beklerken, çocuğun çelimsiz vücudunu kurşun yağmurları yutuyorsa orası Gazze’dir.
Okula gitmek için erkenden kalkmış ve saçlarını ören annesinin parmaklarından sızan merhameti kana kana içen kız çocuğu, henüz evinden çıkmamışken damlarına düşen bir bombayla birlikte duvarların altında kalıyorsa orası Gazze’dir.
Çocuk bir varilin arkasına sığınmaya çalışırken, kurşun önce saklanıp, çocuk kafasını uzattığı anda alnından sobeliyorsa orası Gazze’dir.
Okulun bahçesinde ip atlayan kız çocuğu tam gökyüzüne yükselmişken, kurşunlar gri kanatlarıyla gelip kızı başka göklere kaçırıyorsa orası Gazze’dir. Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir.
Gazze, çocukların öldüğü yerlerin adıdır bundan böyle.
Bir çocuk sıtmayla, tüberkülozla, yüksek ateşle ve daha bilmem hangi hastalıkla ölürse ölsün, öldüğü yer neresi olursa olsun, biz oraya Gazze diyeceğiz.
Duvarların çepeçevre sardığı bir ölüm kampına dönüştürülen Gazze’de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocukluk dünyasına dair hiçbir renk gerçek yüzüyle insanların gözüne görünmeyecek bundan böyle.
Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey…
Paul Virilio, yaşlı bir Japon dostunun kendisine şöyle söylediğini aktarıyor: “Amerikalılar’ı bağışlayamamamın nedeni Hiroşima’nın yalnızca bir savaş eylemi değil, bir deney olması.”
Savaş bir gün anlaşılabilir ve belki de bütün kıyıcılığına rağmen insanlık tarihinin sayfalarından dışarıya çıkamayacak şekilde geride bırakılabilir. Pek çok savaşı kolektif zihnin geniş ve karanlık koridorlarında bıraktık.
Bir kenara not edelim; Gazze’de de artık savaş yok! Buna savaş demek bir deney halini görmezden gelmek demektir. Şöyle söylemek de mümkün artık dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan masum ve mazlum halklar üzerine girişilen bir saldırı Gazze’den ilhamla daha acımasız hale dönüşebilir.
Gazze gittikçe şiddetin deney alanına dönüşüyor zira…
Adil ÖZGÜR
09.01.2009, 00:49
Bakın kar yağıyor, kelebeklere nispet yaparcasına,
Poyraz esintisine nazlanıyor, paraşütünü açarcasına,
Ilık bulutta oluşmuş, gelinliğine acı acı bakarcasına,
Ağlıyor inemiyor Gazze'ye, Poyrazdan korkarcasına,
Adil ÖZGÜR
09.01.2009, 01:04
Gazze'de bir Osmanlı askerinin not defteri
Gazze'de ölü sayısı 763'e çıktı (http://www.ensonhaber.com/Dunya/178132/gazzede-olu-sayisi-763e-cikti.html)İsrail işgali altında kıyıma uğrayan Gazze'de feryatlar dinmiyor. 12 günde çoğunluğu sivil 600'den fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bundan tam 92 yıl önce de Gazze'de Osmanlı askeri İngilizlerle savaşıyordu. Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, işte o savaştaki bir Osmanlı askerinin tuttuğu not defterinde yer alan notları köşesine taşıdı.
İNTİKAM AH İNTİKAM
“Ne bir dua ne Fatiha isterim sizlerden. İntikam… Ah intikam!..
Geçmeyiniz bizlerden..”
Tam doksan iki yıl önce, bugünlerde İsrail ordusunun kıyımlarını izlediğimiz Gazze'de, dönemin ABD'si olan İngilizlerle savaşan Osmanlı askerleri içinde, kendi deyimiyle “Anadolu'dan kopup gelen” Mehmed Hüseyin Çavuş'un not defterinden çıkan anıların arasında bulunan şiirlerden birinin son dörtlüğü bu.
“Neler neler diyorum yare, açıldı efganım…
Neler neler diyorum, hepsi… hepsi yalan…”
Bu da, Hüseyin Çavuş'un nefis cümlelerle yazılmış bir aşk hikayesinin son cümleleri. Gazze'de köy köy yaşanan şiddetli çatışmalar, yokluklar, acılar, kahramanlıklar, ölümler sırasında yazıldı. Kudüs yolunu İngilizlere kapatmak için Suveyş Kanal Muharebeleri, birinci, ikinci, üçüncü Gazze muharebeleri sırasında, Birşiba Muharebesi sırasında yazıldı bu cümleler.
BAKALIM İSTİKBAL..
“Akşam saat altıya çeyrek kala, bir İngiliz tayyaresinden atılan bomba, Ahmed Çavuş komutasındaki topa isabet etti. Yekdiğerini takiben Kozanoğlu Mehmed, Bandırmalı Ömer, Ödemişli Kazım, Lüleburgazlı Halil şehid oldu. Marangoz Abdullah, Kilisli Musafa ağır yaralandı. Sıhhiye arabalarıyla Mesvke'deki sıhhiye bölüğüne gönderilmişlerse de birisinin şehid olduğu anlaşıldı. İşte, bugünün sabahı, sekiz aslan neferin elimden gasbedilmesiyle başladı. Şimdi her tarafta bir musalib harb var. Bakalım… İstikbal… Mehmed Hüseyin: 6/5..”
Gazze'yi can havliyle savunan Anadolu evlatlarının şehid olduktan sonra ceplerinden toplanan not defterlerinde neler yok ki..
“Senden ayrıldım. Bak harab oldum.. Beni hep an!.. Unutma…” (Piyade Topçu Mehmed Hüseyin)
30 BİN OSMANLI ASKERİ 85 BİN İNGİLİZ ASKERİNE KARŞI
İşti o not defterlerinin sayfalarına, fotokopilerine bakıyorum sabahtan beri. Bir yandan da haber kaynaklarından İsrail'in Gazze'deki kıyımıyla ilgili gelişmeleri, dünyanın sahte ateşkes çabalarını izliyorum. Alelacele yazılmış, bazı cümlelerin üzeri çizilmiş sayfalar. Kiminin üzerinde bağrı yanık bir Anadolu çocuğunun efkarı, kiminin üzerinde öfke ve intikam çığlıkları.. Hepsi ama hepsi, bu toprakları ölümüne savunmuş. Yer yer zaferler kazanmış, ağır kayıplar verdirmiş. 30 bin civarındaki Osmanlı askeri, 85 binin üzerinde İngiliz askerine karşı, bütün imkansızlıklar içinde, o toprakları, köyleri, tepeleri savunmuş. Doksan yıl önce… Bu savaşta İngiliz askerleri tarafından ele geçirilen, Osmanlı askerlerinin kullandığı haritaya bakıyorum…
Yollar, tepeler, vadiler, köyler.. Çatışmaların yaşandığı her yer.. Gazze, Golan tepeleri… Zeytinlikler.. Hangisinde kaç Anadolu çocuğu gömülü şu an? Doksan yıl sonra bugün İsrail aynı yerleri bombalıyor.. Kudüs teslim olana kadar, o toprakların her metresinde verilen o dehşet mücadeleyi bugün kaçımız hatırlıyor? Kaçımız, İsrail'in bugün yapıp ettikleriyle İngiltere'nin yapıp ettiklerini kıyaslıyor? Kaçımız yüreğimizin bir tarafını hâlâ oralarda hissediyor? Daha o şehitlerin not defterlerini bile okuyamıyoruz!
İNGİLİZ ÇAVUŞUN ANILARI
Aynı savaşta İngiliz Cavuş Whatley'in anıları derlenip toparlanmış:
15 Eylül 1917: Bombay'dan Keşmir adlı gemiyle Suveyş Kanalı'na gelişlerini, oradan Kantara'ya geçişlerini anlatıyor. 6 Kasım'da Gazze'ye saldırı hazırlıklarından, Türk keskin nişancılardan, Gazze'yi nasıl bombaladıklarından söz ediyor. Sonraki günlerde; bölgedeki Musevilerin desteğinden, köylerdeki şiddetli çatışmalardan, tarafların verdiği kayıplardan, birkaç saat planlanıp birkaç gün süren çatışmalardan, bir kaç saatlik ateşkeslerden, Türk taarruzlarından, sadece bir köye üç bin top atışından, en şiddetli direnişin yaşandığı Tire köyünden söz ediyor…
İsrail Gazze'de çocuklara kıyım yaparken, uranyumlu bombalarla kenti harabeye çevirirken bunlara bakıyordum. Daha önce de bakmıştım. Hatta yazmıştım da. Ama, bugünlerde özellikle tekrar tekrar baktım. Kudüs düşene kadar…
Çünkü bugün o gündü. O zaman İngiliz vardı şimdi İsrail'le birlikte ABD var. Topraklar aynı. Köyler aynı. Kentler aynı. Savunanlar aynı, saldırganlar aynı.
Bir asır geçti... Bugün Gazze'yi savunanlar, İsrail saldırılarına şiddetli tepki verenler, o gün o topraklarda hayatını kaybedenlerin torunları değil mi? Ceplerinde Anadolu ağıtları yazan gençlerin, Kudüs'ü, Medine'yi, Mekke'yi koruyanların torunları değil mi? Öyleyse Gazze'de olanlara en sert tepkiyi gösterme hakkına sahip olanlar onlar değil mi?
Bugün sesi en yüksek çıkması gerekenler biz değil miyiz!..
Ne yazmıştı Hüseyin Çavuş… “Ne bir dua, ne fatiha isterim sizden. İntikam… Ah! İntikam!..”
K:Ensonhaber
Öncelikle sunu belirteyim,benim kadar heralde isrealden kimse nefret edemez,bu son olaylardan sonra gaza gelip nefret değil,ufaklımdan beri kimse kusra bakmasın yahudileri sevmem ama su görüşümde belirtmek istiıyorum.
Pekde sevmem bu tarz topiklerde yazmayı ama soyle bir sey demek istiıyorum.Bir yakın arkadasım abisi ,Doğan haber ajansında gazeteci,gazzede filsitinde isrealde çok bulundu onun dediklerine dayanrak bende soyle bir düşünce oluştu katılırmısınız bilmem...Şimdi bu Hamas bir apartmanın çatı katına Füze rampası yerleştirıyor,ve o apartmanda yahut okulun çatısından,isreli vuruyor bu adamlara nerden gelıyorsa bomba orayı indirıyor sonuç olarak yere bakmaksızın... ee doğal olarak çoluk çoçukta ölüyor.
Şımdı soyle düşündüm Kuzey Irakta bi evin ustunden bize fuzeler gelse ve Türk F16 ları o evı O o okulu bolgeyı indirse çoluk çoçuk ölse acaba ne düşünuruz Lanet olsun Türkiye dermiyız Biraz Samimi Olalım.Açıkçası ben Gram üzülmem...Ben Haması Pkk ile bir tutuyorum benim gözümde oyle...
Bizim medya'da birkaç sözüm var bugun Afrikada çoğu bolgede Katliamlar yapılıyor Burmada,çoluk çoçuk mayınalrın üstünde dans etürliıyor bebeler katlediliıyor ama medyamızda ve islami kesimlerin çıtı çıkmıyor çünkü müslüman değiller,ben din olarak değil lanet olsun insanlar ölmesin diıyorum!
hamas israilde şehir merkezlerinde alışveriş merkezlerine,toplu taşıma araçlarına,pazar yerlerine canlı bombalarla saldırırken,orada da onlarca,yüzlerce sivil,kadın,çocuk ölürken,bizim basınımızda bu bikaç satırla geçiştirilir...çünkü türk medyası din üzerinden rant ve eyyam yapmaya müsaittir...ve malasef medyanın bu yanlış yönlendirmeleri yüzündendir ki çok kişi haması kızılay falan gibi insani yardım örgütü sanmaktadır...israili hepimiz lanetliyoruz...israil katildir evet,sonuna kadar katılıyorum...ama olaya sadece kardeşimiz filistin,din kardeşimiz filistin gözlüğüyle bakıp,orada yaşananları iyi irdelemezsek,hamas hem israilin hem de filistinin başına bela olmaya devam eder...bizim bu yaklaşımımız da filistinli insan kardeşlerimize(dinlerinin hiçbir önemi yok benim gözümde.onlar insandır bu da bana yeter) barış ve huzur değil aksine kan ve gözyaşı getirmeye devam eder...yeter artık,insanlar ölmesin!!!
O Basket bol maçında yapılanları overek anlatanları dehşetle ve bir okadar üzülerek okudum,Bir sporda Boyle saçma sapan Sporla uzaktan yakından alakası olmayan insanların ne işi var,Evet Protesto yapılır adam gibi doldursun orayı herkesin elinde filistın bayrağı olur maç bitene kadar ıslık cehemen çevirisn orayı sporda prtesto bu olur yoksa Hizbullah tarzı bi adam çıkıyor birseyler dıyor tekbir sesleri falan,ne oldu peki hak hırsılığı olmadımı peki? o telekom basket takımı oraya gelene kadar neler çekti çokda iddalıydı sen resmen kalktın hakını yedin o sporcuların sporlada uzaktan yakından alakan yok protesto nasıl yapılır.bkz: Efes Pilesen Olimpiyakos maçı...
O polisede birkaç lafım var biz Trabzonspor maçlarında Bi meşale yaktık diye Pkk lı muamelesi nerdeyse yedik ama baktımda pek kibarlar bazı çevrelere..
SON OLARAK
İsrail teröristtir. bunu kafadan kabul ediyorum..
peki hamas nedir.. örgüt.. eyvallah.. ama iktidardaki örgüt.. amacı ne.. bağımsız filistin.. hem de akdenize kadar olan bölgede..
ne yapmış hamas bu emeline ulaşmak için.. otobüse bomba yerleştirmiş.. 20 küsür kişi ölmüş.. hepsi de sivil.. naapmış hamas.. alışveriş merkezine canlı bomba ile saldırmış.. birsürü masum can almış.. aferin.. yahudi de olsa bilmemne de olsa insandır.. masumdur..
filistin karşı koymalıydı israil denen şerefsiz devlete.. ama sen masumları öldürürsen onlar da gazzeye girer bunları yapar.. çünkü insanlıktan nasiplerini almamışlardır. kadın kız çoluk çocuk kurşuna dizer, okula tankla saldırır hayvanoğlu hayvanlar..
kısacası haması da suçluyorum.. BİZİMDE ZAMANINDA ASKER SAYIMIZ AZDI .BİZMDE ATEŞ GÜCÜMÜZ AZDI BİZDE SON TEKLONOJİ SİLAHLARA KARSI YOKLUKLA CEVAP VERDİK !! Ama VATANAMIZI SAVUNDUK.HEMDE DELİKANLICA. CANLI BOMBA KULANMDAN!!!
Saygılar katılan katılır bu benim düşüncem
......................
Ortada bir Irkçılık yok.Soydaşlarımız konusunda kısmen haklı sayılmam. Kesinlikle ve tümüyle haklıyım. Doğu Türkistanda hunharca katledilen soydaşlarımız için kaç kere elinizi açıp dua ettiniz veya hangi yardım kampanyasına destekte bulundunuz ? Bugün Kerkükte yaşanan asimilasyonu, baskıları, zulümleri ortadan kaldırmak için kaçınız meydanlara döküldünüz ?
Evet bence de kendi efendisine, tarih boyunca onlara en huzurlu ydönemini yaşatan millete kalleşçe ihnaet etmeleri çok İLGİNÇ ! Arapların bizi sattığı tarihsel verilerle, arşiv kayıtlarıyla ve gazi anılarıyla sabittir. Elin yunanı, ermenisi bize ihanet etti doğru. Ama sizce bir ermeni ile bir arap'ın ihanet etmesi aynı ölçülerde değerlendirilecek bir durm mu ? Nerede kaldı sizin söylediğiniz "din kardeşliği (!)" ?
Evrensel bir dil olması zorunluluğu sebebiyle (eğlence olsun diye öğrenmiyoruz) İngilizce öğrenme,
Karşılıklı çıkarlar doğrulutusnunda, Rusya para karşılığı ticaret yapılması,
Bize ihanet edildi diye birilerine savaş açmak..
Bunlarla; bize ihanet etmiş bir topluluğu sırf din kardeşimiz diye koruma altına almamız, onlar için savaşa yürürmemiz, kendi abileri (suudiler) bile onlara sahip çıkmazken bizim dertlerine düşmemiz olgularını bir tutabilecek bir mantığı hayatımda ilk kez görüyorum gerçekten tebrikler
Yazdığım şeylerde "arapların ölmesini istiyorum", "oh canıma değsin" gibi birşey söylemediysem eğer bana iftira attığın için öbür tarafta iki elim yakanda olacak bunu da biliyorsun dimi din kardeşim ?
Siz gerçekten bazı şeyleri anlamak istemiyorsunuz. Kimsenin burda araplara iyi olsun dediği yok !! Yaşananları tasvip eden yok !! Siyonist İsraili haklı bulan yok !! Yine o zihniyetiniz anlamayacak ama tekrarlıyorum; biz gösterilen aşırı tepkiye tepki gösteriyoruz. Önce kendi kardeşlerimizi hatta bugün ülkede açlık, sefalet çeken kendi yurttaşlarımızı kurtaralım sonra bize ihanet eden araplara sıra gelir..
Benzeri durum zaten tarih boyunca bizim başımıza geldi. Ama biz kendi ellerimizle para karşılığı sattığımız toplarlarımız için değil, yüzyıllar boyu hüküm sürdüğümüz huzur getirdiğimiz toprakları korumak amaçlı savaştık. Ve de haklı olarak en iyi şekilde yönettiğimiz onlardan asker dahi almadığımız arap toplumundan bizim yanımızda savaşmasını istedik. Ama onlar senin dediğin gibi "bize üzülmediler" İngilizlerle işbirliği yapıp bağımsızlık derdine düştüler ve ingilizlerin kucağına oturdular !!
"Sirf Arap olduklari icin insanlarin vahsice öldürülmelerine üzülmemise benziyorsun. Üzülmek zorunda da degilsin "
Tekrar tekrar, yaşanan katliamı haklı çıkaracak bir durum yok !! bunu sizin gibi lerden çok daha iyi bildiğimizden emin olabilirsin
Bu gibi konuların tartışılacağı yer bir futbol forumu değil ancak burada zaten soydaşlarımızdan önce araplar için konu açılmış biz de bir örnekle durumu özetleyelim dedik. Ben burada sadece soydaşlarımızı örnek gösterdim. Haydii onlar için savaşa gidelim demedim. Zaten demem rahat olabilirsiniz çünkü önce arap kardeşleriniz var onlar bir kurtulsun, (sonra tekrar topraklarını satana dek) sonra Türkleri düşünürüz bir ara değil mi ?
Sevgili poyraz, fikirlerimiz uyuşmasa da yine de tartışma adabına uygun somut örneklerle bana cevap vermeye çalıştığınız için size teşekkür ederim.
Bana bir de şöyle cevaplar verilmiş;..
Türkcülügün arkasina saklanarak edebiyat parcalamasini cok iyi biliyorsun. Bugüne kadar kac kez Türki cumhuriyetlerine yardimda bulundun, kac kez meydanlarda yürüyüs organizasyonu yaptin, kac kez soydaslarimizin sesini duyurmaya calistin? Yada bu sitede soydaslarimiz ile ilgili kac basligin var? Soydaslarimiz seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Sen sirf Araplarin ölmelerine insanlarin sesiz kalmalari gerektigini ifade edebilmek icin soydaslarimizi kullanacak kadar cirkin davranislarda bulunuyorsun ! Normal zamanda soydaslarimiz senin umurunda bile degil. Senin zihniyetinde olan ve ikili oynamayi kendisine hayat felsefesi olarak almis olan kimseler havanin durumuna göre lastik kullanir. Insanlar milli kavramlardan bahsettigi zaman hemen "Irkci" damgasi vurursunuz, insanlar "Halk kardesligi ve esit kazanc" tan bahsettikleri zaman hemen Komünist damgasi vurursunuz, oruc tutmayana "Kitapsiz", namaz kilana "Asiri dinci" dersiniz.
Tekrar ediyorum, bu sitede soydaslarimizin cektigi acilar hakkinda bir topik ac, eger bu topige yazan insanlarin tümü yazmazsa ben bir sey bilmiyorum demektir.
Hem neden insanlarin bu vahsete yazili da olsa tepki göstermesi seni bu kadar KASTI?
Ahirette elinin yakamda olacagini yazmissin. Ben sana ayak tirnaklarini da kullanmani tavsiye ediyorum. El tirnaklarini yakama, ayak tirnaklarini da cep kisimlarima gecirirsin ve böylece vahsi duygularini tatmin etmis olursun.
Bana kalirsa maddi ve manevi zorluk yasayan Asya'daki soydaslarimizdan önce sen kendi maddi durumunu düzelt, sonra daicinde bulundugun hastalik derecesine gelmis ikili oynama hastaligindan kurtul. Ondan sonra soydaslarimiz icin bir yürüyüs tertiple, Türkiye'ye geldigim zaman seninle birlikte en önde ben olacagim.
Soydaslarimiz ile ilgili yazi yazmak bu basligi görünce mi aklina geldi? Samimi olsaydin daha önce bununla ilgili bir baslik acardin. Bebekler ölsünler ve biz sadece gönül verdigimiz spor kulübünün yenilmesine üzüldügümüz kadar üzülelim, cünkü onlar Arap, cünkü onlar bize ihanet eden tek millet. Dünyada soydaslarimizdan baska uluslar yasamiyorlar ve onlar insan degiller degil mi? Bana "Din kardesim" demissin aklinca kinayeli bir sekilde. Benim hangi dine mensup oldugumu bilmiyorsun, ben de senin hangi dine mensup oldugunu bilmiyorum, o yüzden bana "Din kardesim" deme. Yoksa sen müneccim misin? Ayrica kardesin olmak istemiyorum. Yüzleri parcalanan bebekler icin tepki gösteren insanlara soydaslarimizi kullanarak tepki gösteren bir insanin kardesim olmasini istemiyorum.
Bagimsizlik icin Ingilizlerle isbirligi yapip sonrada Ingiltere'nin kucagina oturduklarini söylüyorsun. Peki Türkiye kimin kimin, daha dogrusu kimlerin kucaginda oturuyor bil bakalim. Kucaga oturan sadece onlar degil anladin mi IRK KARDESIM !
Kendini hakli cikartmak icin kullandigin o soydaslarimiza kurban ol sen, ama yok yok, soydaslarimizi masa olarak kullanmak ne kadar zekice bir davranis öyle degil mi? Bu hastalikli zihniyet etmedi mi Türkiye'nin agzina?
Filistinde yüzleri parcalanan bebeklerden önce illaki birilerini kurtaracaksan ilk önce kendi anavataninda, hastane kapilarinda paralari olmadigi icin iceriye alinmayip ciyak ciyak bagiran insanlari, 3 gün hic bir sey yemeyen insanlari, parasizlik yüzünden fuhusa sürüklenip Türk olmayan erkeklerle de beraber olan IRK KARDESLERINI, rüsvet vermeden is yapilmayan cürümüs düzeni, insanlarin birbirine olan sebepsiz nefretini kaldir ve düzelt. Ilk önce kendi anavatinini düsün "Önce" kelimesine vurgu yaparak her cümleni kuruyorsan.
Cehalet cok kötü bir sey. Sen uyanik olabilirsin ama ben de senin öldürülen insanlara acimamani soydaslarimizi kullanarak örtmeye calistigini anlayacak kadar uyanigim IRK KARDESIM !
Bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Insan olmayi dene. Hayatinda belkide ilk kez tadacagin bu duyguyla bana hak vereceksin.
Can basten
09.01.2009, 03:18
Muhammet61 ve POYRAZ adlı arkadaşlar...
Eğer mesajlarınızda ivedi bir düzenlemeye gitmezseniz, birbirinize karşı çok ağır ithamlarda bulunduğunuzdan dolayı cezai yaptırıma uğrayacaksınız. BMN insanların birbirlerine hakaret etme platformu değildir...
Hala hala hala daha karşısındakine iftira atarken, "bebek ölümlerine tepki vermeyin" gibi bir ifadenin karşısındaki kişi tarafından kullanıldığını, onun da ötesinde ima edildiğini gösterebileceği hiçbir veri elinde yokken, kendi kavrama yeteneğinin yetmediği bir kaç yazıyı başka taraflarıyla yorumlayarak hiç tanımadığı bir kişinin ailesine edepsizce ve onursuzca sataşıp kendi aile kültürünü ortaya koyan, kendisi sapık olduğu için kendisi gibi düşünmeyen herkesi sapık zanneden insanlar var.
Vah yazık halimize..
Benim "Bebek ölümlerine tepki vermeyin" demedigimi anlayamayan, Ima ettigini ifade ettigimi ve asli düsüncenin de bu yönde oldugunu düsündügümü anlatmaya calismama ragemen anlayamayanlar var.. Kendi yazdigi yazilari defalarca kez okumasina ragmen, hala ima göremeyen ve anlama sorunu yasadigini gösteren insanlar var. . Ben sapik olmadigimi anlayamayan ve IRK KARDESINE bunu söylememesi gerektigini anlayamayanlar var. Onur kavraminin ne oldugunu bebeklerin yüzleri parcalaniyor diye tepki verenlere tepki vererek ne kadar bildigini gösterenler var.
Can Besten kantarin topuzu kacmis olabilir. Korkum ceza almak falan degil, böylesine tartismaya girmek zorunda kaldigim icin tüm forumda kendi adima özür dilerim.
Sen_Teksin_61
09.01.2009, 03:28
Biz; aynı durumdaki soydaşlarımız için böyle tepkiler verilmezken, zamanında arkasından vurup öldürdüğü Türk askerinin 10.000'leri bulduğu, topraklarını Yahudilere satıp şimdi diplomatik destek bekleyen, kendi içindeki terörist oluşumu indirmeyen bir toplum için gösterilen aşırı, popülist, samimi olmayan ve arapçılık kokan tepkileri kınıyoruz.
Kıymetli renkdaşım. Şu günerde siyonistlere gösterilen tepkiler, Gazze halkına yönelik katliam yapılması ve bu katliamın devam etmesine yönelik tepkilerdir. Bir sene sonra muhtemelen ortada böyle bir tepki kalmayacaktır. Ancak siyonistlere karşı olan kötü duygular insanların içinde hep var olacaktır. Şu anda aynı durumda olan soydaşlarımızdan bahsetmişsiniz. Lütfen konuyu somutlaştırır mısın? Göster. Şu anda hangi soydaşımızın üzerine en ufağı bir tonluk bombalar yağdırılıyor. Hangi soydaşımızın üzerine fosfor bombası gibi kimyasal bombalar atılıyor. Hangi soydaşımız şu anda kendisine uygulanan ambargodan dolayı ilaç, gıda vb. temel ihtiyaçlara ulaşamadığından dolayı ölüyor. Kısacası bugün için hangi soydaşımız Gazze'deki gibi bir zulüm yaşıyor? Lütfen havadan konuşma. Ayaklarını yere sağlam bas. Geçmişte soydaşlarımıza karşı çok büyük katliamlara girişilmiş olabilir. En yakınımızdaki örneklerden biri Ermenilerin Azerilere yönelik katliamıdır. Peki halkımız bu katliamı unuttu mu sence? Tabi ki hayır. Şahsen ben Ermeni çetelerinin Hocalı da ve diğer bölgelerde yaptığı katliamları asla unutmayacağım. Yine daha öncesinde yine Ermeni çetelerinin Anadolu'yu işgal eden Ruslar ve Fransızlarla işbirliği yaparak binlerce vatandaşımızı katletmesini de unutmayacağım. Büyüklerimizin sözünü de daima kulağımda küpe olarak tutacağım "Domuzdan post, gavurdan dost olmaz..."
Şimdi gelelim esas meseleye... Arapların Türk aserini arkadan vurduğu iddiasını hiç araştırdın mı? Bu konuda kaynağın nedir? Biz de bilelim. Sahiden böyle birşey var mı yoksa ingiliz ajanlarının bir düzmecesi mi? Böyle kulaktan dolma bilgilerle bir Millete iftira atmaya kalkışmış olmayasın! Olabilir. Belki arapların içerisinden yanlış yapan insanlar çıkmış olabilir. Ancak bunu bir millete yüklemek, o milleti kötüleme amacıyla kullanmak çok ama çok çirkindir. Hele hele böyle kulaktan dolma bilgiye dayanarak bugün israil'e gösterilen tepkileri aşırı bulmak yanlış üzerine yanlış bima etmektir. Şimdi senden ricam Arapların Türkleri ne zaman arkadan vurduğunu, neden vurduğunu, nerede vurduğunu açıklaman. Böyle bir olay varsa, hainler arapların geneline teşmil edilebilir mi bunu cevaplaman...
Ben sana yazar Hakan Albayrak'ın bir kitabından kısa bir bilgi aktarayım: "hicaz'daki birkaç kabilenin isyanını bütün arap alemine mal ederek "Araplar bizi arkadan vurdu" diyenler, hem akılsızlık hem de vicdansızlık ediyorlar. Bazı Türkmen aşiretleri Timur'un ordusunda Osmanlı devletine karşı savaştı diye, "Türkler Osmanlı'yı sırtından vurdu" diyebilir miyiz?
Seni somut şeyler ortaya koyarak konuşmaya tekrar davet ediyorum. Slogan laflarla değil gerçekçi sözlerle konuşmaya davet ediyorum. Söyler misin kimmiş şu "popülist, samimi olmayan ve Arapçılık kokan" tepkileri gösterenler? Çok merak ettim. israil'e karşı tepkili olan kitlelerin samimi olmadıkları, arapçılığa meyil ettikleri ve popülist yaklaşımlar sergiledikleri fikrine nasıl vardın? Lütfen ortaya somut birşeyler koy. Onu, bunu kınayacağına kendi tavrını kına.
Filistinlilerden "kendi içindeki terörist oluşumu indirmeyen bir toplum" diye bahsederek, araplara yüklenmek istemişsin. Sana uzun uzadıya cevap vermeyeceğim. Ancak şunu bil ki bu halkın resmi bir ordusu yok. israil ve israil'in arkasındaki güçler buna şimdiye kadar izin vermedi, bundan sonra da izin vermeyacaklerdir. Senin "terörist" diye bahsettiğin gruplar kendi öz vatanlarını korumaya çalışan gönüllü insanlardan oluşmaktadır. Son seçimlerde bizzat halk Hamas'a oy vererek iktidara getirmiştir. Bu nedenle herkesin halkın seçtiği bir oluşuma saygı duyması gerekir. Daha önce yaptıkları eylemlere gelince... Hamas'ın ilk silahlı eyleminin 1994 yılında olduğunu vurgulamak isterim. Peki israil ne zamandan beri Filistinlileri katlediyor biliyor musun? Kurulduğu tarihten daha önce oluşturdukları siyonist çetelerle katliama başlamışlar ve bu politikalarını günümüze kadar devam ettirmişlerdir. Yaptıkları katliamların bir kısmını bir önceki sayfada bulabilirsin. Orada birkaç soru sordum onlara da yanıt verebilirsin. Filistin halkının başına gelenler bizlerin başına gelse ne yapardık? Senden son ricam bundan önceki sayfalarda metne döktüğüm yazıları oku. Bir daha da burada ırkçı söylemlerle atıp tutma...
Can basten
09.01.2009, 03:33
Arkadaşlar ben uyarımı yaptım ve zaman da tanıdım. Artık günah benden gitti...
İtiraz yolu açık olmakla birlikte 1'er hafta cezalandırıldınız.
asimetrik
09.01.2009, 03:45
Muhammet61 ve POYRAZ kardeş sizi birbirinizi anlamaya davet ediyorum. Her ikinizde aynı şeyi farklı ve belki de eksik söylüyorsunuz. Lütfen bu yazımı ukalalık olarak anlamayın. Sanırım bir daha düşünmemiz gereken şey zulümün kimden ve nereden gelirse gelsin kabul edilemez olduğudur.
Hamas'ın sivil halk arasına roketatar kurması, orada ölen mazlumların (Nedense sürekli çocuk ölümleri acındırarak söylenir. Halbuki çocuk veya büyük, erkek veya kadın yaşama hakkı herkes için eşit değerdedir.Yaşlılar veya gençler haksızlık uğruna öldürülünce daha az üzüntü verici olmamalıdır) katledilmesi için mazeret değildir. Ve bu duruma, "ölsünler bana ne" demek inançlı isek dinimize , Türk isek Türklüğümüze , Arap isek araplığımıza hiç biri değilsek insanlığımıza sığmaz.Aynı şekilde aylardır abluka ve ambargolara karşı perişan olan halkın inim inim inleyen sesini duyurabilmek için, yahudi bölgesine attıkları roketler ile ölen masum bir İsrail'li için "bize ne ölürlerse ölsünler" demememiz gerektiği gibi. Sorun olan bu duruma insanların çok tepki vermeleri değil. Bu zaten böyle olmalı. Sorun olan buna benzer ,hatta daha ağır şartların yaşandığı diğer coğrafyalara her kesimin sessiz kalmasıdır. Müslümanlar ki ben de onlardan biriyim, zulme uğrayan müslüman değilse neden bu kadar ses çıkarmaz. Hristiyanlar neden zulme uğrayan bir müslümansa ses çıkarmaz. Bu cümleyi her siyasi,dini,milli,felsefi gurup için kurabiliriz. Neden müslümanlar tarihte Peygamber (s.a.v.) efendimizi koruyan Habeşistan'ın bugünkü adının Etiyopya olduğunu ve oradaki insanların sömürülerek açlıktan öldürüldüğünü bilmez ve bunun için yürümez, yürüyemez duruma getirilmiştir. Tarihte Osmanlı imparatorluğunun her yardım isteyene dini,dili,rengi ne olursa olsun düşünmeden koştuğunu unuttuk ta Filistin için neden elin arabı deriz?? Yazılacak o kadar çok şey var ki..
Neden siyonist , yayılmacı bir gücü zulüm yapmadan önce protesto etmeyiz..?? Neden aydınlarımız Fransa'nın Cezayir'deki zulmüne ses çıkarmaz da Ermeniler'eözür kampanyası yapar?? Unutmayalım "izm"ler idraklere giydirilen deli gömlekleridir der rahmetli Cemil Meriç.
Neyse burada keseyim. Bence hepimizin bir daha düşünmesi gerek.
asimetrik
09.01.2009, 03:51
Can Basten kardeş, bence arkadaşlar uyarını görememiş olabilirler mi? Belli ki o sırada mesaj yazmaktaydılar..
Sen_Teksin_61
09.01.2009, 03:51
Türkcülügün arkasina saklanarak edebiyat parcalamasini cok iyi biliyorsun. Bugüne kadar kac kez Türki cumhuriyetlerine yardimda bulundun, kac kez meydanlarda yürüyüs organizasyonu yaptin, kac kez soydaslarimizin sesini duyurmaya calistin? Yada bu sitede soydaslarimiz ile ilgili kac basligin var? Soydaslarimiz seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Sen sirf Araplarin ölmelerine insanlarin sesiz kalmalari gerektigini ifade edebilmek icin soydaslarimizi kullanacak kadar cirkin davranislarda bulunuyorsun ! Normal zamanda soydaslarimiz senin umurunda bile degil. Senin zihniyetinde olan ve ikili oynamayi kendisine hayat felsefesi olarak almis olan kimseler havanin durumuna göre lastik kullanir. Insanlar milli kavramlardan bahsettigi zaman hemen "Irkci" damgasi vurursunuz, insanlar "Halk kardesligi ve esit kazanc" tan bahsettikleri zaman hemen Komünist damgasi vurursunuz, oruc tutmayana "Kitapsiz", namaz kilana "Asiri dinci" dersiniz.
Tekrar ediyorum, bu sitede soydaslarimizin cektigi acilar hakkinda bir topik ac, eger bu topige yazan insanlarin tümü yazmazsa ben bir sey bilmiyorum demektir.
Hem neden insanlarin bu vahsete yazili da olsa tepki göstermesi seni bu kadar KASTI?
Ahirette elinin yakamda olacagini yazmissin. Ben sana ayak tirnaklarini da kullanmani tavsiye ediyorum. El tirnaklarini yakama, ayak tirnaklarini da cep kisimlarima gecirirsin ve böylece vahsi duygularini tatmin etmis olursun.
Bana kalirsa maddi ve manevi zorluk yasayan Asya'daki soydaslarimizdan önce sen kendi maddi durumunu düzelt, sonra daicinde bulundugun hastalik derecesine gelmis ikili oynama hastaligindan kurtul. Ondan sonra soydaslarimiz icin bir yürüyüs tertiple, Türkiye'ye geldigim zaman seninle birlikte en önde ben olacagim.
Soydaslarimiz ile ilgili yazi yazmak bu basligi görünce mi aklina geldi? Samimi olsaydin daha önce bununla ilgili bir baslik acardin. Bebekler ölsünler ve biz sadece gönül verdigimiz spor kulübünün yenilmesine üzüldügümüz kadar üzülelim, cünkü onlar Arap, cünkü onlar bize ihanet eden tek millet. Dünyada soydaslarimizdan baska uluslar yasamiyorlar ve onlar insan degiller degil mi? Bana "Din kardesim" demissin aklinca kinayeli bir sekilde. Benim hangi dine mensup oldugumu bilmiyorsun, ben de senin hangi dine mensup oldugunu bilmiyorum, o yüzden bana "Din kardesim" deme. Yoksa sen müneccim misin? Ayrica kardesin olmak istemiyorum. Yüzleri parcalanan bebekler icin tepki gösteren insanlara soydaslarimizi kullanarak tepki gösteren bir insanin kardesim olmasini istemiyorum.
Bagimsizlik icin Ingilizlerle isbirligi yapip sonrada Ingiltere'nin kucagina oturduklarini söylüyorsun. Peki Türkiye kimin kimin, daha dogrusu kimlerin kucaginda oturuyor bil bakalim. Kucaga oturan sadece onlar degil anladin mi IRK KARDESIM !
Kendini hakli cikartmak icin kullandigin o soydaslarimiza kurban ol sen, ama yok yok, soydaslarimizi masa olarak kullanmak ne kadar zekice bir davranis öyle degil mi? Bu hastalikli zihniyet etmedi mi Türkiye'nin agzina?
Filistinde yüzleri parcalanan bebeklerden önce illaki birilerini kurtaracaksan ilk önce kendi anavataninda, hastane kapilarinda paralari olmadigi icin iceriye alinmayip ciyak ciyak bagiran insanlari, 3 gün hic bir sey yemeyen insanlari, parasizlik yüzünden fuhusa sürüklenip Türk olmayan erkeklerle de beraber olan IRK KARDESLERINI, rüsvet vermeden is yapilmayan cürümüs düzeni, insanlarin birbirine olan sebepsiz nefretini kaldir ve düzelt. Ilk önce kendi anavatinini düsün "Önce" kelimesine vurgu yaparak her cümleni kuruyorsan.
Cehalet cok kötü bir sey. Sen uyanik olabilirsin ama ben de senin öldürülen insanlara acimamani soydaslarimizi kullanarak örtmeye calistigini anlayacak kadar uyanigim IRK KARDESIM !
Bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Insan olmayi dene. Hayatinda belkide ilk kez tadacagin bu duyguyla bana hak vereceksin.
Değerli kardeşim. Verdiğiniz bu cevapla aynı zamanda benim ve benim gibi birçok insanın duygularına tercüman olduğunuz için teşekkür ederim. Muhammed ismini kullanan renktaşımızın yazılarında kullandığı ifadelerle ırkçı bir tavır sergilediği âşikâr. Allah hiçbirimizi doğru yoldan ayrımasın...
Muhammet
09.01.2009, 06:41
Türkcülügün arkasina saklanarak edebiyat parcalamasini cok iyi biliyorsun. Bugüne kadar kac kez Türki cumhuriyetlerine yardimda bulundun, kac kez meydanlarda yürüyüs organizasyonu yaptin, kac kez soydaslarimizin sesini duyurmaya calistin? Yada bu sitede soydaslarimiz ile ilgili kac basligin var? Soydaslarimiz seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Sen sirf Araplarin ölmelerine insanlarin sesiz kalmalari gerektigini ifade edebilmek icin soydaslarimizi kullanacak kadar cirkin davranislarda bulunuyorsun ! Normal zamanda soydaslarimiz senin umurunda bile degil. Senin zihniyetinde olan ve ikili oynamayi kendisine hayat felsefesi olarak almis olan kimseler havanin durumuna göre lastik kullanir. Insanlar milli kavramlardan bahsettigi zaman hemen "Irkci" damgasi vurursunuz, insanlar "Halk kardesligi ve esit kazanc" tan bahsettikleri zaman hemen Komünist damgasi vurursunuz, oruc tutmayana "Kitapsiz", namaz kilana "Asiri dinci" dersiniz.
Tekrar ediyorum, bu sitede soydaslarimizin cektigi acilar hakkinda bir topik ac, eger bu topige yazan insanlarin tümü yazmazsa ben bir sey bilmiyorum demektir.
Hem neden insanlarin bu vahsete yazili da olsa tepki göstermesi seni bu kadar KASTI?
Ahirette elinin yakamda olacagini yazmissin. Ben sana ayak tirnaklarini da kullanmani tavsiye ediyorum. El tirnaklarini yakama, ayak tirnaklarini da cep kisimlarima gecirirsin ve böylece vahsi duygularini tatmin etmis olursun.
Bana kalirsa maddi ve manevi zorluk yasayan Asya'daki soydaslarimizdan önce sen kendi maddi durumunu düzelt, sonra daicinde bulundugun hastalik derecesine gelmis ikili oynama hastaligindan kurtul. Ondan sonra soydaslarimiz icin bir yürüyüs tertiple, Türkiye'ye geldigim zaman seninle birlikte en önde ben olacagim.
Soydaslarimiz ile ilgili yazi yazmak bu basligi görünce mi aklina geldi? Samimi olsaydin daha önce bununla ilgili bir baslik acardin. Bebekler ölsünler ve biz sadece gönül verdigimiz spor kulübünün yenilmesine üzüldügümüz kadar üzülelim, cünkü onlar Arap, cünkü onlar bize ihanet eden tek millet. Dünyada soydaslarimizdan baska uluslar yasamiyorlar ve onlar insan degiller degil mi? Bana "Din kardesim" demissin aklinca kinayeli bir sekilde. Benim hangi dine mensup oldugumu bilmiyorsun, ben de senin hangi dine mensup oldugunu bilmiyorum, o yüzden bana "Din kardesim" deme. Yoksa sen müneccim misin? Ayrica kardesin olmak istemiyorum. Yüzleri parcalanan bebekler icin tepki gösteren insanlara soydaslarimizi kullanarak tepki gösteren bir insanin kardesim olmasini istemiyorum.
Bagimsizlik icin Ingilizlerle isbirligi yapip sonrada Ingiltere'nin kucagina oturduklarini söylüyorsun. Peki Türkiye kimin kimin, daha dogrusu kimlerin kucaginda oturuyor bil bakalim. Kucaga oturan sadece onlar degil anladin mi IRK KARDESIM !
Kendini hakli cikartmak icin kullandigin o soydaslarimiza kurban ol sen, ama yok yok, soydaslarimizi masa olarak kullanmak ne kadar zekice bir davranis öyle degil mi? Bu hastalikli zihniyet etmedi mi Türkiye'nin agzina?
Filistinde yüzleri parcalanan bebeklerden önce illaki birilerini kurtaracaksan ilk önce kendi anavataninda, hastane kapilarinda paralari olmadigi icin iceriye alinmayip ciyak ciyak bagiran insanlari, 3 gün hic bir sey yemeyen insanlari, parasizlik yüzünden fuhusa sürüklenip Türk olmayan erkeklerle de beraber olan IRK KARDESLERINI, rüsvet vermeden is yapilmayan cürümüs düzeni, insanlarin birbirine olan sebepsiz nefretini kaldir ve düzelt. Ilk önce kendi anavatinini düsün "Önce" kelimesine vurgu yaparak her cümleni kuruyorsan.
Cehalet cok kötü bir sey. Sen uyanik olabilirsin ama ben de senin öldürülen insanlara acimamani soydaslarimizi kullanarak örtmeye calistigini anlayacak kadar uyanigim IRK KARDESIM !
Bir tavsiyede bulunmak istiyorum. [İ]Insan olmayi dene[/İ]. Hayatinda belkide ilk kez tadacagin bu duyguyla bana hak vereceksin.
Yazınızın tamamına katılmakla birlikte, belirtilen yerlerle ilgili sizi tebrik ediyorum ve tamamen aynı duyguları paylaşıyorum.
Harun-61
09.01.2009, 11:21
VUR YAHUDİ!..
Her gün 3-5 Filistinli şehid ediliyor..
Her biri ayrı âlem olan İslam Ülkeleri ne yapıyor?..
Müslümanları deşarj etmek gayesiyle 3-5 miting..
Çokça duyduğumuz gibi
"kınıyoruz!"
"akıttıkları kanda boğulacaklar!", "lanetliyoruz!"
vs. vs....
Bu laflar ilânihâye sürer gider, ama icraat yok..
Ortak bir politika yok..Müeyyide yok.. Misilleme yok..
Anlayacağınız ortada müslüman yok!..
VE BİZ
Her gün karakutuda seyrediyoruz seni
Filistinli Kardeşim!..
Her gün kemiklerin kırılışını, çocukların ezilişini, silahların üzerinize ölüm kusan
namlularını seyrediyoruz!..
Filistinli bacılarım!
Sizleri de seyrediyoruz,
İsrailli medenilerin(!) yumruk ve dipçikleriyle
yere yıkılışınızı, tekmelerle çizmelerin altında sürüklenişinizi...
Ve herşeye rağmen kalkışınızı ve yumruğun, dipçiğin, kurşunun üzerine tekrar yürüyüşünüzü
ve tekrar yıkılışınızı seyrediyoruz.....
Biliyor musunuz geceleri de uyuyoruz;
hemde mışıl mışıl..
Ne dediniz?..
Müslüman müslümanın kardeşi miydi?...
....................................
Vur Yahudi vur!..
Müslüman kalplerin gözünü açıncaya kadar..
Vur Yahudi vur!..
Müslüman vicdanları ağartıncaya kadar..
Vur Yahudi vur!..
Müslümanı müslümanın kardeşi yapıncaya kadar..
Vur Yahudi vur!..
Müslüman Kur'anı anlayıncaya kadar..
Vur Yahudi vur!..
Müslüman ışığı görünceye, Hakk'a teslim oluncaya kadar..
Vur Yahudi vur!..
İlâhî Adalet tecelli edinceye kadar@..
VUR Kİ, SONUN OLSUN...
ALİ ÇAĞRI
@- "Yumhil vela yuhmil"
Yani;
Allah mühlet verir, ihmal etmez.(Hikaye)
littlebighorn
09.01.2009, 11:39
Pekde sevmem bu tarz topiklerde yazmayı ama soyle bir sey demek istiıyorum.Bir yakın arkadasım abisi ,Doğan haber ajansında gazeteci,gazzede filsitinde isrealde çok bulundu onun dediklerine dayanrak bende soyle bir düşünce oluştu katılırmısınız bilmem...Şimdi bu Hamas bir apartmanın çatı katına Füze rampası yerleştirıyor,ve o apartmanda yahut okulun çatısından,isreli vuruyor bu adamlara nerden gelıyorsa bomba orayı indirıyor sonuç olarak yere bakmaksızın... ee doğal olarak çoluk çoçukta ölüyor.
Şımdı soyle düşündüm Kuzey Irakta bi evin ustunden bize fuzeler gelse ve Türk F16 ları o evı O o okulu bolgeyı indirse çoluk çoçuk ölse acaba ne düşünuruz Lanet olsun Türkiye dermiyız Biraz Samimi Olalım.Açıkçası ben Gram üzülmem...Ben Haması Pkk ile bir tutuyorum benim gözümde oyle...
Bu sözleri hayretle okudum. Dünya'da bir çocuk ölecek de buna üzülmeyecek insanlar var mıdır gerçekten bana çok garip geliyor. Gerçi haklısınız sizin gibi düşünenler var ki bazıları "ötekileri öldürebiliryor ki ölüyorlar zaten.
Şimdi terorsitten ne farkı kalır o zaman koskoca devletin falan demeyeceğim. lafı uzatmaya gerek yok.
İnsan olmak zaten bunu gerektirir. Ölen çocuğun dinine, ırkına, milletine bakmadan üzülebiliyorsan insansındır. Yoksa Müslüman olursun, Türk olursun,Yahudi olursun, Sudan' lı olursun, Tutsi, olursun bilmem ne olursun ama insan olamazsın. Dünyada kendilerini insan olarak tanımlayanların sayısı yeteri kadar artmayınca bu sorunlar çözülmez bunu bilesiniz.
Badaloğlu
09.01.2009, 11:58
Arkadaşlar, bu saldırılarda en çok ölen çocuklara eridim, yüreğim parçalandı.Ve inanın o görüntüleri her gördüğümde sizler gibi bende gözlerimden akan yaşlara mani olamadım.Hepimiz insanız bu görüntüleri görüpte ağlamayan varsa insani değerlerini yitirmiş demektir.Bu konuda Zaman gazetesinden Hüseyin Gülerce'nin yazısını okurken, gözlerimden akan yaş damlalarına mani olamadım.Sizinde okumanızı istiyorum.Lütfen bu konu yanlış anlaşılmasın...
HÜSEYİN GÜLERCE (http://www.zaman.com.tr/ara.do?author=48C39C534559C4B04E2047C39C4C45524345 )
[EMAİL="h.gulerce@zaman.com.tr"]h.gulerce@zaman.com.tr[/EMAİL]YorumlarGazze'nin cennet çocukları
[SİZE=3] [/SİZE]
[SİZE=3]Gazze'nin masum bebekleri, küçücük çocukları. Günlerdir sizin cennet fotoğraflarınıza bakıyoruz. Bakamıyoruz, bakar gibi yapıyoruz. Yüreğimiz, yüreklerimiz daralıyor.[/SİZE]
[SİZE=3]Daralıyor, sıkışıyor, bitiyoruz. O dağınık saçlarınız. Ecel rüzgârında dalgalanır gibi. Ne güzel saçlarınız var sizin. Ne de güzel, yaşar gibi bakan donuk gözleriniz. Anlamaya çalışıyorum, bize neler anlatıyor, neler fısıldıyorsunuz. [/SİZE]
[SİZE=3]Yüzleriniz ne güzel. Ölümün izleri tutunamaz mı sizin yanaklarınızda? [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Siz nasıl bakıyorsunuz öyle? Ne diyorsunuz katılaşmış, katran sürünmüş, pas tutmuş vicdanlara? Zalimin bombalarına, mermilerine en büyük cevap siz misiniz? [/SİZE]
[SİZE=3]Anneleriniz size doyamadan, babalarınız doya doya koklayamadan, nasıl da kayıp gittiniz ellerinden, ellerimizden. Giderken, bütün dünyanın çocuklarını sorulara boğdunuz. Sizin masum yüzlerinize bakarken evde annelerine, babalarına sorup durdular: Çocuklar neden ölüyor anne? Çocukları neden öldürüyorlar? [/SİZE]
[SİZE=3]Cevap veremedi kimse. Boğazlara bir düğüm atıldı. Ne diyecektik? Ne demeliydik? [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Ben o güzel yüzlerinize önce cesaret edip, bakamadım. Toplayamadım kendimi. Sonra dayanamadım. Bak dedim, onlar cennet yüzleri. Bir de dağınık saçlarınıza takıldım. Ne güzelmiş şehit bebeklerin saçları. Okşamak isterdim. Cennetten kokular sürünmüştür şimdi onlara diye koklamak isterdim. Yüzüm olur muydu? Elim gider miydi? Suçluyuz hepimiz... [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Sonra teselli aradım. Cennette Peygamberimiz okşayacak o saçları, o masum başları. Peygamber şefkati dedim. Düşündüm sonra, Kasım'ı, Abdullah'ı, İbrahim'i okşar gibi okşayacak Gazze'nin cennet çocuklarını. Kim bilir nasıl da oyunlar oynardı, Peygamberim, tutarak ellerinizden. Size elleriyle yemişler verirdi, sizinle yarış ederdi kim bilir. Cennet çocukları, nasıl da özenirlerdi size kim bilir. [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Sorarlardı sizi, bunlar da kim? Kim böyle İnsanlığın İftihar Tablosu'na arkadaş olanlar? Siz cevap mı verirdiniz: Biz Gazze'nin çocuklarıyız. Yan yanaydı küçücük kefenlere sarılı bedenlerimiz. El eleydik, sıra sıraydık, ellerdeydik, havalardaydık. Doğrudan geldik biz buraya... Sizin orada bahçeleriniz mi olurdu; adını Gazze mi koyarlardı? [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Siz cennetin kapısında annelerinizi babalarınızı almadan gitmez misiniz? Bizi de bekleyin... Bizi de işaret edin... [/SİZE]
[SİZE=3]O masum yüzleriniz, o sıra sıra cennet kundaklarına sarılmış halinizle siz, bize bütün hayatı sorgulatan bakışlarınızla siz, boşuna ölmüş olamazsınız. Anladıklarımızdan, daha büyüktür anlattıklarınız. Siz kurumuş çöllere can veren rahmet damlaları gibi, yüreklere şefkat, merhamet yağdırıyorsunuz. Siz, bilseniz ne çok taşlaşmış kalbi çözdünüz, erittiniz. Siz, "sadece ben" diyen insanlara, yüreği hatırlattınız. Kanayan bedenlerinizle, vicdanları kanattınız. Kurumuş nice göz pınarına yaş yürüdü, bakarken o bakılamaz gözlerinize... Siz buğday tohumu gibi hatta ondan da öte, bir düşünce toprağın bağrına milyon dirildiniz. Bizi insanlığımıza dirilttiniz. [/SİZE]
[SİZE=3][/SİZE]
[SİZE=3]Eğer ihtiyar dünyamız bir bahar daha yaşayacaksa, taşlaşmış kalplerle gelmez o bahar. Merhamet, şefkat, vicdan gelmeli önce. İnsan dirilecekse, insaniyet dirilmeli önce. Demek size düştü, sizin masumiyetinize düştü bu görev. Size o zalim, o merhametsiz, o kalpsiz adamlar, kadınlar nasıl da kıyıyorlar. Nasıl da utanmıyorlar.. korkmuyorlar.. pişman olmuyorlar... Siz, Gazze'nin cennet çocukları, siz onları teşhir ettiniz. Onlara destek verenleri teşhir ettiniz. İnsan hakları, hayvan hakları diyenlerin suskunluğunu, ortadan kayboluşlarını teşhir ettiniz. Nasıl da yakalandılar, masum bakışlarınızda... Bu kadarını ummayan, bu kadarını düşünemeyen, "medeniyet, demokrasi, insan hakları falan filan var artık, böyle vahşetler Nazilerin döneminde kaldı artık" diyenlere, en anlatılamazı anlattınız. Gazze'nin cennet çocukları, kararan vicdanları sarstınız. Dünyaya dalan Müslümanlara, mümin olma şuurunu hatırlattınız. Dağınık saçlarınız ve yaşıyormuş gibi bakan gözleriniz, on günde ne çok şey anlattı bize... Eminim, ahınız, kalmaz düştüğünüz yerde...[/SİZE]
Harun-61
09.01.2009, 12:28
paylasim icin sagol Ahmet abi.
Allah c.c. yar ve yardimcilari olsun.
sabirlar versin
.
http://www.habervakti.com/img/oAUwKQZk.jpg
http://www.dunyabulteni.net/images/other/56056.jpg
http://www.dunyabulteni.net/images/other/56058.jpg
Çocuk öldürmek İsrail askerinin hakkıymış!
İsrailli bir yüzbaşı, diğer askerlerin 'o bir çocuk, tehlikesiz' ikazına rağmen, 13 yaşındaki kız çocuğunu öldürdü.
İsrailli subayın, bir başka askerin "o daha çocuk ve ölümden korkuyor" uyarısı yapmasına rağmen, silahını defalarca ateşleyerek 13 yaşındaki Filistinli bir kız çocuğunu öldürdüğü ortaya çıktı.
The Guardian gazetesinin haberine göre, İsrail askerleri arasındaki telsiz konuşmaları İsrail televizyonunda yayınlandı. Konuşmalarda, İsrailli subay "o daha çocuk" uyarısına, "üç yaşında bile olsa öldürürüm" şeklinde cevap veriyor.
İsmi sadece R. olarak belirtilen İsrailli yüzbaşı rütbesindeki asker, bu hafta silahını illegal olarak kullanmakla suçlandı.
İsrailli subayın, silahındaki şarjörü geçen ay Refah mülteci kampı kenarındaki "güvenli bölgeden" yürüyen İman el Hams'ın vücuduna boşalttığı bildirildi. İsrailli katil yüzbaşının silahının şarjöründe toplam on mermi olduğu belirtildi.
İsrail ordusunun olay hakkındaki iddialarının aksine İsrailli katil yüzbaşının Filistinli kız çocuğu soğukkanlılıkla katlettiği ortaya çıktı.
İsrail ordusundan daha önce olayla ilgili yapılan resmi açıklamaya göre, İman elindeki okul çantası ile birlikte askeri noktaya doğru yürüdü ve askerler kızın bir bomba taşıdığından korktular.
Ancak kaydedilen olay yerindeki askerlerin kendi aralarındaki telsiz konuşmaları gerçeği ortaya çıkardı.
Kayıtlara göre, askerler ta başlangıcından itibaren kızın bir çocuk olduğunu biliyorlardı.
Ne bombadan ve ne de bir tehditten bahsediliyor. Ve İman askerlerden en az 100 metre uzakta iken vuruluyor.
Telsiz konuşmalarından anlaşıldığına göre, askerler İman'ı "ölümden korkan 10 yaşındaki bir kız çocuğu olarak" kesinlikle farkettiler.
Hatta İman, vurulduğunda askeri noktaya doğru değil, askeri noktanın uzağına mülteci kampının içine doğru gidiyor. Tam bu sırada katil yüzbaşı R. katletme kararını veriyor. Kızı önce başından vuruyor ve sonra öldüğünden emin olmak için silahının şarjöründeki bütün mermileri kızın vücuduna boşaltıyor.
Olay sırasında telsiz konuşmaları üç kişi arasında geçiyor. Gözetleme kulesindeki asker, karakolun operasyonlar odası ve birliğin komutanı yüzbaşı.
İmanı gördükten sonra gözetleme kulesindeki asker, İmanı gördüğü konusunda arkadaşlarını uyararak "Küçük bir kız. Savunmasız doğuya doğru koşuyor." diyor.
Konuşmalar şöyle gerçekleşiyor: embankment
Operasyonlar odası: 10 yaşın altındaki bir kızdan mı bahsediyoruz?
Gözetleyici: Yaklaşık 10 yaşında bir kız. Toprak setin arkasında, ölümden korkuyor.
Bir kaç dakika sonra İman, karakoldaki askerlerin biri tarafından ayağından vuruluyor.
Gözetleyici: Mevzidekilerden birinin kızı vurduğunu düşünüyorum.
İman yerde yaralı ve çaresiz yatarken birlik komutanı hemen harekete geçiyor.
Yüzbaşı R: Öldüğünden emin olmak için ben ve bir başka asker ileriye daha yakına gidiyoruz.... Durum raporu aldık. Ateş açtık ve kızı öldürdük.... Öldüğünden emin oldum. Bitti.
............
Görgü şahitlerinin anlattığına göre, yüzbaşı İman'ı başından iki kez vurdu, yürüyerek uzaklaştı, geri döndü ve şarjörünü kızın üzerine ateşleyerek boşalttı.
Refah hastanesindeki doktorlar kızın vücudunda en az 17 kurşun tespit etti.
Daha sonra yüzbaşı İman'ı neden öldürdüğünü şöyle açıklıyor: Bu komutandır. Bölgede hareket eden her şey, üç yaşında bile olsa öldürülmesi gerekir. Bitti.
Olay hakkında ilk önce ordu tarafından yapılan açıklamada, askerlerin ancak ilk ateşten sonra İman'ın bir çocuk olduğunu farkettikleri ileri sürüldü. Fakat telsiz kayıtları, askerlerin kızın çocuk, zayıf ve çaresiz olduğundan nasıl haberdar olduklarını ortaya koyuyor.
İman'ın katledilişi, Yüzbaşı R.'nin emrindeki askerlerin bir İsrail gazetesine giderek cinayet ile ilgili gerçekleri anlatmaları üzerine kamuoyuna malum oldu.
Gazze Şeridi'nden sorumlu subay Tümgeneral Dan Harel tarafından bir soruşturma açıldı ve soruşturmada yüzbaşının "etik hareket etmediğine" karar verildi. Ancak askeri polis de bir soruşturma başlatarak birlik komutanı aleyhinde suçlamalarda bulundu.
İman'ın ailesi, İsrail ordusunu Yüzbaşı R.'ye küçük cezalar vererek olayı örtmeye çalışmakla suçladı ve katil subayın cinayetten yargılanmasını istiyor.
http://img379.imageshack.us/img379/7149/isrsonkkce5.gif
boztepeliyasin
09.01.2009, 15:50
bu olanları birde orda altın saraylarda yaşayarak hayatını geçiren müslümanım diye ortalıkta dolanan bir israile bile sözlerini geçiremeyen tembel arap milletinede anlatmak lazım.
Harun Karadeniz
09.01.2009, 16:52
gün gelir devran döner...
İnşallah tez zamanda bir son bulur bu soykırım. Türkiye dahil kimsenin bu katliama yeterince tepki gösterdiğini düşünmüyorum. Türkiye (Asker göndermek dışında) Filistin'e her türlü yardımı ve İsrail'e her türlü tepkiyi vermelidir.
Ermenistan'a uygulanan ambargo uygulanabilir İsrail'e. Sırf ABD ve İsrail mallarının Türkiye'de satışının yasaklanması bile bence İsrail'e ciddi bir darbe vurur.
sümela61
09.01.2009, 18:22
aşağıdaki haritaları görünce insan ne diyeceğini bilemiyor... gerçekten başlık çok yerinde: "Allah seni yok etsin İsrail"...
http://img380.imageshack.us/my.php?image=73302764zz6.png
Yok olllllllllllllllllllllll
Dursun Kaplan
10.01.2009, 11:52
Bizimde suçumuz var bizimde.
Bugünkü Ergun Ata'nın yazısından bir kısım ;
Şimdi görevleri gündemi değiştirmek! Bu ülkeyi yönetenler, “unuturlar, unuturlar” diyerek halka her şeyi dayatıyorlar. Gazze Saldırı’sından bir gün önce 165 milyon dolarlık silah anlaşması yaptıkları İsrail’in insanlık dışı katliamını bile 10. Dalga ile unutturdular.
İskender66
10.01.2009, 12:28
Valla bu olay benim için en önemli olay. Bu yüzden ne maç konuşmak aklımdan geçiyor be başka bişey. Gülmeyi unuttuk bu soykırım yüzünden. Boğazımızdan lokmalar zor geçiyor. Diyaneti tebrik ediyorum. Hem yardım başlattığı için, hemde dünkü Cuma namazından önce Filistinli kardeşlerimiz için mevlüt okutup dua yaptırdığı için. Dün Cuma vaazında Hocanın dediği sözler ben dahada sarstı. Yahudilerin inancına göre Müslüman öldürmeyen cennete giremezmiş. Bu yüzden büyük bir hırsla çoçuk, kadın, yaşlı demeden soykırıma giriştiler. Onların savaş hukuku yok. Müslümanlıkta ise bir insan ölünce tüm insanlık ölmüş gibidir. Yazıklar olsun onlara. Bir anda Hitlerin meşhur sözü geldi aklıma. Hitler'i hiç sevmem ama bu sözü manidar. "İlerde öldürmediğim her yahudi için bana kızacaksınız ve küfredeceksiniz"
İskender66
10.01.2009, 12:28
[SİZE=2]Star / Ardan Zentürk'ün yazısı...[/SİZE]
[SİZE=2]Sakın, ordumuzu karıştırmayın[/SİZE]
[SİZE=2]Şimdi bazı aklı evveller, İsrail’in Gazze katliamıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütü PKK’ya karşı yürüttüğü mücadeleyi, özellikle de bu mücadeleye dönük Avrupa Birliği ve Amerikan tepkilerini değerlendirmeye alıyor ya...[/SİZE]
[SİZE=2]Yapmayın...[/SİZE]
[SİZE=2]Bir ‘uzman görüşü’ olarak ifade ediyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK ile yürüttüğü anti-terör mücadele ve bu mücadelenin boyutlarıyla, İsrail ordusunun ‘Filistinli avı’ arasında çok büyük fark var...[/SİZE]
[SİZE=2]Anlatalım...[/SİZE]
[SİZE=2]BİR: İsrail ordusu, mücadele ettiği unsurları ‘düşman ordu’ olarak tanımlamaktadır. TSK için PKK, bir ‘terör örgütüdür.’[/SİZE]
[SİZE=2]İKİ: İsrail ordusu için ele geçirilen bir Filistinli savaşçı, ‘savaş esiridir.’ TSK için ele geçirilen PKK’lı savcıya teslim edilen, bağımsız yargı önüne çıkarılıp, tutuklama kararı sonrası cezaevine konulan ve normal yargılama süreci başlatılan bir ‘teröristtir.’[/SİZE]
[SİZE=2]ÜÇ: İsrail ordusu, yerde yaralı yatan Filistinli’yi eğer o sırada fazladan bir ambulans veya bir doktor yoksa ‘görmezlikten gelir’ veya çiğner geçer. TSK, dağ başındaki yaralı teröristi kurtarmak için helikopter kaldırır.[/SİZE]
[SİZE=2]DÖRT: Herhangi bir penceresinden ateş edilen bir bina, İsrail ordusu için tank ateşiyle yok edilmeyi hak etmiş bir binadır. Teröristin ateş ettiği bir bina, TSK için, ‘özel harekat timlerinin’ göreve çağrıldığı, mümkünse teröristin de sağ ele geçirilmeye çalışıldığı bir nokta operasyonu hedefidir.[/SİZE]
[SİZE=2]BEŞ: İsrail ordusunun sivil yerleşim birimlerinin içinde tankla gerçekleştirdiği, topçu mermisi kullandığı harekatlar giderek çocuk katliamına dönüşebilir. TSK için sivil yerleşim biriminde ölçülü güç kullanmak ve masum sivil kaybı riskini sıfırlamak esastır.[/SİZE]
[SİZE=2]ALTI: İsrail askeri kendisine taş atan 10-12 yaşındaki çocuklara mermi sıkabilir. Türk askeri kendisine taş atmaya zorlanmış çocuklar ile çikolata verip sohbet etmeyi tercih eder.[/SİZE]
[SİZE=2]YEDİ: İsrail askeri için savaştığı unsur net bir algılamayla ‘ötekidir...’ Türk askeri için savaştığı teröristin anası, babası ve akrabaları vatandaşıdır ve asla ‘öteki’ değildir.[/SİZE]
[SİZE=2]SEKİZ: İsrail ordusunun ana stratejisi ‘kontrollü kaos’ ortamı yaratmak ve yaratılan bu ‘kan gölünde’ konuyla bağlantılı tüm tarafları ateşkese mecbur etmek üzerine kurgulanmıştır. Türk ordusunun ana stratejisi ‘istikrar sağlama’ ve tüm insanları ‘istikrarı koruma’ fikrinde birleştirme esasına dayanır.[/SİZE]
[SİZE=2]DOKUZ: Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyine girse bile yanında sahra hastanesini götürür, oradaki insanların sağlığına destek sağlamaya çalışır. İsrail ordusu için girdiği yerdeki hedeflerden biri de zaten ilaç ve malzeme sıkıntısı içindeki hastanelerdir.[/SİZE]
[SİZE=2]ON: Türkiye Avrupalı bir güç, yarım yüzyılı aşan bir süredir NATO’nun en önemli gücünü oluşturan Türk Silahlı Kuvvetleri de Avrupalı bir ordudur. Bu nedenle, sınır ötesi bir harekata kalkışması bile müttefikleriyle gerçekleştirdiği çok sıkı istişarelere dayanır. Çağdaştır. İsrail ordusu Ortadoğulu’dur. Sırtını sadece Amerikan Savunma Bakanlığı’ndaki güçlü Yahudi lobisine dayamıştır. Teknolojik üstünlüğü vardır ama düşünce yapısında çağdışıdır.[/SİZE]
[SİZE=2]Bu liste uzar ama bu kadarı anlayana yeter.[/SİZE]
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 14:44
[SİZE=2]BM, İsrail ordusunun, bu hafta başında Gazze kentinde yarısı çocuk 110 sivili topladığı bir evi 24 saat sonra topa tutarak, 30 kişinin ölümüne yol açtığını bildirdi.[/SİZE]
[SİZE=2]BM İnsani İşler Koordinasyon Bürosu (OCHA) tarafından hazırlanan rapora göre, İsrail askerleri 4 Ocak’ta Gazze’nin merkezindeki Zeytun Mahallesi’nde bir eve 110 Filistinliyi sığınmaları için yerleştirdi ve bu kişileri evden çıkmamaları konusunda uyardı. Görgü tanıklarına dayanılarak hazırlanan raporda, bu evin daha sonra İsrail’in açtığı ateşte isabet aldığı ve 30 kadar kişinin öldüğü kaydedildi.[/SİZE]
[SİZE=2]Filistinli sağlık görevlileri 5 Ocak’ta yaptıkları açıklamada, İsrail’in tank ateşinde bir evde aynı aileden 12 kişinin öldüğünü bildirmişti. Görevliler, ölü sayısının, enkazdaki diğer cesetlerin çıkarılmasıyla 30’u bulduğunu belirtmişti. İsrail ise, BM’nin bu iddiasını reddetti.[/SİZE]
[SİZE=2]İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında ölen ve yaralanan her üç kişiden birinin çocuk olduğu bildirildi. BM’nin Çalışma ve Yardım Ajansı’nın Gazze’deki operasyonlarından sorumlu yetkilisi John Holmes, Gazze’de ölen 803 kişiden 257’sinin, yaralanan 3330 kişiden de 1080’inin çocuklar olduğunu söyledi.[/SİZE]
[SİZE=2]BM Güvenlik Konseyi’nin önceki gece taraflara kalıcı barış için acil ateşkes çağrısı yapmasına karşın İsrail, Gazze’deki operasyonlarını dün de sürdürdü. Filistin topraklarından İsrail’e yönelik roket atışları da devam etti.[/SİZE]
[SİZE=2]Hamas’ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, dün Beyt Lahiye’de bir evi işgal eden İsrail askerlerine baskın düzenleyerek pusuya düşürdüğü 8 İsrail askerini öldürdüklerini açıkladı.[/SİZE]
[SİZE=2]İsrail bombardımanlarında evi isabet alan İhab Vahidi adlı fotomuhabiri, annesi ve eşi ile birlikte hayatını kaybetti. Bombardımanlar sırasında, Ukraynalı bir kadın ile 1.5 yaşındaki oğlunun da öldüğü bildirildi.[/SİZE]
[SİZE=2]İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyine düzenlediği hava saldırılarında 6’sı aynı aileden olmak üzere 9 Filistinliyi şehid etti. İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdürürken Batı Şeria’ya da tam abluka başlattı. [/SİZE]
[SİZE=2]Kaynak: www.haber5.com (http://www.haber5.com)[/SİZE]
Katliamdan Kareler: http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=345497
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 15:07
Bugün israil'in Gazze'de yaptığı katliamı destekleyen ve siyonistlere arka çıkan abd'nin geçmişte Japon halkını nasıl katlettiğinin görüntüleri aşağıdaki linkte. Askeri bir saldırı karşısında çaresiz kalan korkak abd'nin masum insanları nasıl da hedef olarak gördüğü açık seçik ortada. Aslında siyonistler ve siyonist uşağı abd için Gazze'de yürütülen katliam harekatı onlar için çok normal. Çünkü onlar, korkaklıklarının bir sonucu olarak dün Japon askerleriyle başedemedikleri gibi bugün de bir avuç Hamas mensubuyla başedemiyorlar. Hırslarını ise masum sivillerden çıkartıyorlar. Lafa geldiğinde insan haklarının hararetli savunucusu olanlar, fiiliyata geçtiklerinde adeta birer canavar kesilip insanı, doğayı ve doğada yaşayan tüm canlıları mahvedebiliyorlar. Buyrun atom bombası faciasına...
http://haber.mynet.com/detail_news/?type=Foreign&id=X1231515425890&date=09Ocak2009
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 15:37
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 3. haftasını girdi. 800'den fazla Filistinli'nin katledildiği saldırıların derhal durması çağrısında bulunan BM Güvenlik Konseyi kararı yok sayıldı
Bölgedeki insani durum ise her geçen gün daha da kötüye gidiyor. BM Genel Sekreteri Bnan Ki-moon, dün akşam İsrail Başbakanı Ehud Olmert'i telefonla arayarak, Güvenlik Konseyi'nin ateşkes çağrısına uymamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.
BM Sözcüsü Michele Montas yaptığı açıklamada, "Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi kararının dikkate alınmaması ve şiddetin devam etmesinden duyduğu hayal kırıklığını ifade etti" dedi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları gece boyunca devam etti. Gazze şehrinin dışında kalan Şati mülteci kampındaki bir evin bombalanması sonucu 1 Filistinli hayatını kaybetti. Sabah saatlerinde de şehrin bazı yerlerinden dumanların yükseldiği görüldü. Hedef alınan bu noktalarda ölü ya da yaralı olup olmadığı bilinmiyor.
Olmert dün yaptığı açıklamada, İsrail'in hareket tarzını "dış etkenlerle" belirlemeyeceğini kesin bir dille ifade ederek, güvenlik kabinesi toplantısının ardından operasyona devam kararı çıktı.
Hamas da, Gazze Şeridi'ne yönelik ablukanın kaldırılmaması ve Filistinliler'in çektiği sıkıntıların sona erdirilemeyecek olması nedeniyle ateşkesi kabul etmeyeceğini duyurdu.
ÖLÜ SAYISI 804'E YÜKSELDİ
İsrail kara ve hava kuvvetlerinin dün 100 ayrı hedefe gerçekleştirdiği saldırılarda, büyük çoğunluğu sivil 30'dan fazla kişi hayatını kaybetti. Böylece Filistinli sağlık yetkililerine göre, İsrail saldırılarının başladığı 27 Aralık'tan bu yana ölen Filistinli sayısı 804'e yükseldi. Yaralı sayısı ise 3 bin 200 olarak bildiriliyor.
Görgü şahitleri ise, İsrail askerlerinin bölgenin kuzeyinde yaptığı ev aramaları ve operasyonlarda yaklaşık 300 Filistinliyi tutukladığı bildirildi. Hamas ve İslami Cihad'ın ise İsrail topraklarına 30'dan fazla roket fırlattığı, bir İsrailli'nin yaralandığı belirtildi.
İsrail ordusu en az 4 Grad roketinin, Gazze'den 40 kilometre uzaklıktaki Berşeva'ya düştüğünü söyledi.
AÇLIK HAD SAFHADA
Bu arada Gazze'de gıda stoklarının tümüyle bitmek üzere olduğu yönündeki BM uyarıları yoğunluk kazandı. İsrail'in uyguladığı ambargoyla ancak temel insani ihtiyaçlarını karşılayabilen Gazze'de halkın büyük çoğunluğu, İsrail bombardımanında bölgenin altyapısının çökertilmesiyle günlerdir su ve eletrikten de yoksun bulunuyor.
Gazze'deki BM yardım ajansı UNRWA, güvenlik tehdidi nedeniyle yardımların dağıtılamadığını ve 1,5 milyon insanın tam bir açlıkla karşı karşıya kalacağını söylüyor.
BM Dünya Gıda Programı Sözcüsü Nancy Ronan'a göre, "Gazzeliler'in yüzde 80'i, belki de daha fazlası yardıma muhtaç." Ronan, "Gazze'de gıda maddelerimiz var ancak güvenlik nedeniyle bunları dağıtmada problem yaşıyoruz" dedi.
İHA
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 15:51
Arkadaşlar! Bugün haber sitelerinde yayınlanan bilgilere göre siyonist israil'in uçaklarından Gazze'ye bildiri atılmış. Buna göre siyonistler, saldırılarını daha da yoğunlaştıracaklar...
Dün Gürcistan için devreye giren ve fiili olarak harekete geçen ab ülkeleri, abd ve Nato kuvvetleri, bugün adeta seyirci konumundalar. İki haftayı aşkın süredir Gazze'de yaşanan katliamı birtakım sözler sarfederek geçiştirmeye çalışıyorlar. Gösterilen bu tavırlar "çifte standart" kavramını oldukça iyi tanımlıyor olsa gerek. Artık hükümetimizin bu meseleye daha ciddi eğilmesi gerektiği kanaatindeyim...
Coloradoydu
10.01.2009, 16:02
Aslında siyonistler ve siyonist uşağı abd için Gazze'de yürütülen katliam harekatı onlar için çok normal. Çünkü onlar, korkaklıklarının bir sonucu olarak dün Japon askerleriyle başedemedikleri gibi bugün de bir avuç Hamas mensubuyla başedemiyorlar.
Evet, Yahudiler gerçekten de çok ürkektir. Çok zeki ve öngörü sahibi olan bir tanıdığın güzel bir lafı olmuştu: "Asıl korkaktan korkmak gerekir".
Burada, bulundukları coğrafyanın kendilerine karşı takındığı tavır da düşünülünce, yakın gelecekte Ortadoğu'da yeni bir Hiroşima görmek mümkün olabilir(Allah korusun). Zira artık bütün dünya İsrail'in aynı zamanda nükleer bir güç olduğunu biliyor. (http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/05/050502_nuclear_powers.shtml#is)
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 16:11
Arap liderlerin İsrail'den şok isteği
"Arap liderler neden suskun?" sorusuna tün dünya cevap ararken, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, "Arap liderler, özel konuşmalarımızda bize (Hamas'ı sona erdirin) diyor" dedi.
Haberin devamı: http://haber.mynet.com/sayfali/dis-haber/Arap-liderlerin-Israil-den-sok-istegi/09Ocak2009/O1231526692725/0
Eğer haber doğruysa ki Arap liderlerin tavırları bunu gösteriyor, Allah israil gibi bu liderleri de en kısa zamanda yok eder inşallah. Hamas'a karşı olabilirsiniz ama israil ordusunun hedefi Hamas'tan daha ziyade orada Gazze'de yaşayan halktır. Hedef, Gazze halkını yok edip geri kalanları göçe zorlamaktır. Ardından buraları siyonist yerleşimcilere açıp yayılma politikasını devam ettirmektir.
israil, Gazze'ye yönelik saldırılarını başlattığı günlerden beri israil protesto edilmektedir. Bence bu protestoları başta Mısır olmak üzere diğer Arap ülkelerine karşı da yapmak gerekir. Hüsnü Mübarek denen o şerefsiz, aldığı para karşılığı kendi sınır kapılarının kontrolünü mossad ajanlarıyla yapmaya devam etmektedir. Refah sınır kapısından Gazze'ye yönelik yardımlar oldukça sınırlı tutulmaktadır. Ben özellikle Mısır halkından kendi yönetiminin bu uygulamasına karşı kitlesel eylemlere girişmesini beklerdim ama ne yazık ki onlar bu işe Türk halkı kadar duyarlı değiller. Hepsine yazıklar olsun diyorum.
Allah sonumuzu hayreylesin.
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 16:24
İsrail'in Gazze'de işlediği vahşete tepki göstermek için Golan Tepeleri'ne gidecek sivil araç konvoyu yola çıktı. Konvoy İstanbul'dan hareket edemeden...
“Filistin İçin Ben de Varım” sloganıyla Suriye – İsrail sınırındaki Golan Tepelerine kadar gitmeyi ve orada saldırıları protesto etmeyi hedefleyen konvoy Cumartesi sabahı saat 09:00’da Vatan Caddesinden hareket etti. Büyük bir araç katılımı ile yola çıkan konvoy şu anda İzmit yolunda. Polisten alınan resmi rakamlara göre konvoya dahilinde 1873 araç Boğaz Köprüsü'nden geçiş yaptı.
Zeynebiye Vakfı'nın en az 500 araçla katıldığı 2000 bine yakın araçlık konvoyun İzmit ve Adapazarı'nda gerçekleşecek katılımlarla 5 bini bulması bekleniyor.
Dayanışma Vakfı Başkanı Hüsnü Kılıç konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bütün dünyanın gözleri önünde büyük bir pervasızlıkla devam eden bir katliam ve soykırım karşısında sessiz ve seyirci kalmanın bir insanlık ayıbı oldugunu düşünenleri konvoyumuza katılarak seslerini yükseltmeye davet ediyoruz” dedi.
Herkesin kendi araçlarıyla istediği noktadan katılıp, istediği yerde ayrılabileceği konvoy, 11 Ocak Pazar akşamı Suriye sınırına varacak. “Filistin İçin Ben de Varım” konvoyu gerekli izinler alınabilirse yoluna devam ederek Suriyeli katılımcılarla birlikte Halep, Hama ve Humus yoluyla İsrail sınırındaki Golan Tepelerine ulaşacak ve burada İsrail saldırılarını lanetleyecek.
Konvoyun Güzergahı şöyle:
- İstanbul Vatan Caddesinden 10 Ocak Cumartesi Sabah Saat:09:00
- Haliç Köprüsü ve Mecidiyeköy yoluyla Levent sapağından FSM Köprüsü ‘ne girilecektir.
- Köprü çıkışından sonra TEM yolunu takiben İzmite gidilecektir.
- İzmit’te bekleyen araçlarla birlikte E5 e inilecek, ilk çıkıştan tekrar TEM yoluna giriş yapılacaktır.
- TEM den Adapazarı’na girilecek. Merkez Bulvar’dan dönüş yapılacak ve tekrar TEM e girilecektir.
- TEM – Hendek mevkiinde TAYTEM tesislerinde 20 dakika mola verilecektir.
- Düzce ve Bolu konvoyları ile yol üzerinde buluşulacaktır.
- Ankara gişe çıkışında toplanılarak, Göksu parkında mola verilecektir.
- Göksu parkından Gölbaşı ‘ndan Konya yoluna girilecektir.
- 100 km sonra Kulu makasından Konya’ya dönülecektir.
- 150 km sonra Konya’da Adalet Parkında buluşulacaktır.
- Konya’da konaklandıktan sonra , Sabah 08:30 da Adalet parkından hareketle
- Adana üzerinden Hatay cilvegözü sınır kapısına varılmış olacaktır.
Suriye tarafına geçişle ilgili; vizesiz arkadaşlar için geçiş izni ya da vizesi ile ilgili görüşmelerimiz sürmektedir.
Yol boyunca irtibat kurulacak vakıf görevlilerinin telefonları:
.................................................. .............................................
http://www.haber7.com/haber/20090110/1800-araclik-dev-konvoy-Israil-yolunda.php
Organizasyon için emeği geçen herkesten ve yine bu organizasyona katılım gösteren tüm kardeşlerimden Allah razı olsun. "İşte tepki böyle olur" dedirtecek cinsten bir hadise. Arapların yapamadığını halkımız yapıyor. Dedelerimizin yerlerine ve orada yaşayan Müslümanlara sahip çıkıyoruz.
Bu konvoy ve yapılacak olan eylem siyonistler için göz dağı vermeye yetecektir inşallah...
"Sen_Teksin_61 (http://forum.bordomavi.net/member.php?u=26466)" ALLAH(cc) senden razı olsun..
Faşist, şovenist, ırkçı, kafatasçı hezeyanlarını veya materyalist, darwinist, ateist inaçlarını burada tatmin edenlere cevap verip vaktini boşa harcama, lütfen..
"Hidayeti veren Allah'tır"
Bu şekilde konuyu devamlı gündemde tutan bilgi ve haber yazıları, filistin halkı ve (kudus)davasına daha çok katkı sağlayacaktır.
BİZ VE FİLİSTİN !...
[SİZE=2]55 YILLIK MESCİD'İ AKSA NÖBETİ[/SİZE] İlhan Bardakçı
Mevki Kudüs. Mekân Mescid ül Aksa, Tarih 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile bu mübarek makamı dolaşıyoruz.
Kudüs Kapalı Çarşısı’nda rüzgâr gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid ül Aksa’nın önüne kavuşturur. Mirac mucizesinin soluklanıldığı ilk Kıble’mize yani... Hemen oracıkta, ilk avlu vardır ki, hâlâ bizim lâkabımızla anılır. “12 bin şamdanlı avlu” derler oraya. Yavuz Selim 30 Aralık 1517 Salı günü Kudüs’ü devlete katmıştır da, ortalık kararmıştır. Yatsı namazını o avluda kılar. Kendisi ve bütün ordu beraber. Şamdanları yakarlar. Tam 12 bin şamdan... O isim oradan kalmadır. Sekiz on basamaklı geniş merdiveni adımladınız mı, o mukaddes Mescid’in bağdaş kurduğu ikinci avluya ulaşırsınız.
Onu o merdivenin başında gördüm. İki metreye yakın bir boy... İskeletleşmiş vücudu üzerinde bir garip giysi... Palto?.. Hayır, kaput, pardösü veya kaftan?.. Değil. Öyle bir şey, işte.
Başındaki kalpak mı, takke mi, fes mi? Hiçbsirisi değil. Oraya dimdik, dikilmiş. Yüzüne baktım da, ürktüm. Hasadı yeni kaldırılmış kıraç toprak gibi. Yüz binlerce çizgi, kırışık ve kavruk bir deri kalıntısı.
Yanımda İsrail Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanı Yusuf var. Bizim eski vatandaşımız. İstanbullu. “Kim bu adam?” dedim.
Lâkaydi ile omuz silkti. “Bilmem.” diye cevap verdi. “Bir meczup işte. Ben bildim bileli, yıllardır burada dururmuş. Çakılı gibi, hâlâ duruyor ya... Kimseye bir şey sormaz. Kimseye bakmaz, kimseyi görmez.”
Kan mı çekti nedir?
Nasıl, neden, niçin hâlâ bilmiyorum. Yanına vardım. Türkçe “Selâmünaleyküm baba.” dedim.
Torbalanmış göz kapaklarının ardında sütrelenmiş gibi jiletle çizilmişçesine donuk gözlerini araladı. Yüzü gerildi. Bana, bizim o canım Anadolu Türkçemizle cevap verdi:
- Aleykümüsselâm oğul...
Donakaldım. Ellerine sarıldım, öptüm öptüm...
- Kimsin sen, baba? dedim.
Anlattı ki, ben de size anlatacağım.
Ama evvelâ biliniz. O canım Devlet çökerken, biz Kudüs’ü 401 yıl 3 ay 6 günlük bir hakimiyetten sonra bırakırız. Günlerden 9 Aralık 1917 Pazar günüdür. Tutmaya imkân yok. Ordu bozulmuş, çekiliyor, Devlet, z*******in kapısında. İngiliz girinceye kadar geçen zaman içinde yağmalanmasın diye oraya bir artçı bölük bırakırız. Âdet odur ki kenti zapteden galip, asayiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmaz.
Anlattı, dedim ya. Gerisini tamamlayayım.
- Ben, dedi, Kudüs’ü kaybettiğimiz gün buraya bırakılan artçı bölüğünden...
Sustu. Sonra, elindeki silahın namlusuna sürdüğü fişekleri ateşler gibi zımbaladı:
- Ben, o gün buraya bırakılmış 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makineli Tüfek Takım Komutanı Onbaşı Hasan’ım...
Yarabbi. Baktım, bir minare şerefesi gibi gergin omuzları üzerindeki başı, öpülesi sancak gibiydi...
Ellerine bir kerre daha uzandım. Gürler gibi mırıldandı:
- Sana, bir emanetim var oğul. Nice yıldır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi?
- Elbette, dedim, buyur hele...
Konuştu:
- Memlekete avdetinde yolun Tokat Sancağı’na düşerse... Git, burayı bana emanet eden kumandanım Kolağası (Önyüzbaşı) Musa Efendi’yi bul. Ellerinden benim için bus et (öp). Ona de ki...
Sonra, kumandanı olduğu takımın makinelisi gibi gürledi:
- O’na de ki, gönül komasın. Ona de ki, “11. Makineli Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan, o günden bu yana, bıraktığın yerde nöbetinin başındadır.
Tekmilim tamamdır kumandanım. dedi” dersin...
Öleyazdım.
Sonra yine dineldi. Taş kesildi. Bir kez daha baktım. Kapalı gözleri ardından, dört bin yıllık Peygamber Ocağı ordumuzun serhat nöbetçisi gibiydi. Ufukları gözlüyordu. Nöbetinin başında idi. Tam 55 yıl kendisini unutuşumuzdaki nadanlığımıza rağmen devletine küsmemişti.
BU DUA'YA "AMİN" DİYELİM...
-7106344708290767318
denizgrsy
10.01.2009, 17:15
isral farkında olmadan FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE yardım , kendilerine ise kötülük ediyor !
nasıl mı ; bu dünyanın bir de asıl tarafı yani öbür dünyası var . kendilerine cehennemde yer hazırlarken Filistinli Kardeşlerimize cennet kapılarını açıyorlar...çünkü onlar vatan savunmasındalar ,vatan savunmasında can veriyorlar
denizgrsy
10.01.2009, 17:18
ya birde şöyle bir durum var ; Hitler'in de dünya da ki sempatizanlarının artmasına vesile oluyorlar :)
düşünüyorum da Ankara da katıldığımız gösteriye keşke bir kalıp SABUN götürseydim !!! belki israillilerin geldikleri yerleri hatırlamaları açısından yardımcı olur !
littlebighorn
10.01.2009, 18:07
İsrail' e, siyonizme düşman olmak farklı tüm yahudilere düşman olmak farklı. İkisini karıştırmayalım. Allah dünyada hiç bir millete (Filistinli de olsa, Yahudi de olsa, ) öyle acılar yaşatmasın.... Peygamber efendimizin Taif'de karşılaştığı durum karşısında takındığı tavrı unutmayalım. Bir milleti tümden kötü ilan etmek kadar yanlış bir davranış olamaz.
Faik Yılmaz
10.01.2009, 18:38
Geçen gün Yahudilerle ilgili bir belgesel izledim yahudilerin yakıldıkları gaz odaları filan çok etkilenmiştim... Acımıştım Yahudilere.... Şimdi diyorumki az bile yapmış size Hitler.... Eğer 6 milyon Yahudi öldürülmemiş olsaydı şimdi muhtemelen bizim topraklarımızdada gözleri olacaktı. Zaten Vadedilmiş topraklarında bizim sınırlareımzda var...
Hemde neresi tamda Kürt Devletinin kurtulacağı yer bu vadedilmiş topraklar.... Ancak biz güçlü olduğumuzdan kudurmuş salyaları akan itler gibi dışardan seyrediyorlar bizi şimdilik bir şey yapamıyorlar... İlerde ülke bölünürseki bu asla olmayacak durumdur Kürtlerin elinden toprakları almaları daha kolay olucak.... Planları bu....
Ama bizim çıktığımız hiç bir yerde asayiş düzen hiç olmadı.. İşte Cezayir İşte ortadoğu işte balkanlar.....
Arkadaşlar uyanalım kolalarından içmeyelim. arabalarına binmeyelim, elbiselerini giymeyelim , telefonlarıyla asla ama asla konuşmayalım.... Onlara her kazandırdığımız lira ölen müslüman kanı olarak geri dönecektir.... bir de dua edelim kardeşlerimizie hepimize....
ALLAH doğru yoldan ayırmasın diye....
devbey
Allah razı olsunnnnn :(:(
Selim Turan
10.01.2009, 19:08
Tarih hocamız bize, Hitler yahudilerin çoğunlukla sakat, özürlü, akıl hastası gibi olanlarının yakıldığını. Gelecek Yahudi nesline bu genetik hastalıkların geçmemesi için bu kırımın gerçekleştirildiğini anlatırdı. Anlattığına göre Hitler'in gençliğinde Galatasaray Lisesinde İngiliz ajanlarıyla çekilmiş resimleri olduğunu hepsinin aynı amaca hizmet ettiğini falan anlatırdı. Ne oyunlar dönüyor bildiklerimiz buzdağının suyun üstündeki kısmından ibaret...
Bu Hitlere helal olsun beee Elimde olsa bi tane Yahudi bırakmam şu yeryüzünde
arimseli
10.01.2009, 20:51
Hitleri finanse edenler Yahudilerdi. Yakılanlarda Musevi Hazar Türkleri idi.
Musevi Hazar Türkleri çok fakir olduklarından ileride kurulması planlanan İsrail devletine yük olmasınlar diye yakıldılar.
Bu yakılmaların en önemli sebebi ise Filistin topraklarına göç etmeyen Avrupa'da ki zengin Yahudileri korkutarak Filistin topraklarına göç etmeye zorlamaktı.
Nitekim bu başarıldı ve bu korku yüzünden Avrupa'da yaşayan Yahudiler akın akın Filistin topraklarına göç ettiler.
Hem birinci dünya savaşının ve hemde ikinci dünya savaşının tek galibi Yahudilerdir.
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 22:02
"Sen_Teksin_61 (http://forum.bordomavi.net/member.php?u=26466)" ALLAH(cc) senden razı olsun..
Allah hepimiziden, tüm Ümmet-i Muhammed'den razı olsun. İnşallah Allah'a layık kul, peygamberine layık ümmet oluruz. Dileğimiz bu ama Müslümanları görüyorsunuz değil mi? Mısır'ı görüyorsunuz değil mi? Suud'luları görüyorsunuz değil mi? Kısacası Gazze'de yaşananlara tepkisiz kalanları görüyorsunuz değil mi?
Hani bir israil helikopterinden atılan füzeyle şehit olan şeyh Ahmet Yasin'in mektubu vardı. O mektupta şöyle diyordu: "Allah'ım ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum..." İşte ben de bu susanlardan biri olmamak için, bu duanın şikayetçi olduğu kimselerden olmamak için
çabalıyorum. Dün gece saat 01:00'a kadar Levet'teki israil başkonsolosluğu önündeydik. Orada "nöbet" eylemi devam ediyor. Biz de elimizden geldiğince destek veriyoruz. Gazze'de yapılan katliam karşısında susmamamız lazım. En azından eylemlere destek verelim. Gazze'de bombardıman altında yaşayan insanlar için ve siyonisler karşısında boyun eğmeyen, şanlı direnişini sürdüren Mücahidler için dualarımızı eksik etmeyelim.
Bu arada mesajınıza eklediğiniz "dua" videosu ve Mescid-i Aksa nöbetini anlatan yazı için teşekkür ederim...
Bugün buradada Filistin icin yürüyüs düzenlendi. Önümüzde Filistinli kadinlar vardi. Bir tanesi bir anda kendi dillerinde bir seyler anlatmaya basladi, ortalik sesliydi ama bir anda herkes sustu,onu dinlemeye basladi ve hepimizin gözleri doldu, cünkü öyle bir haykirmasi vardi ki, gözleri o kadar cok seyi anlatiyordu ki, ne dedigini anlamamiza gerek yoktu...Allah kardeslerimizin yardimcisi olsun....
TSezgin61
10.01.2009, 22:33
Bugün buradada Filistin icin yürüyüs düzenlendi. Önümüzde Filistinli kadinlar vardi. Bir tanesi bir anda kendi dillerinde bir seyler anlatmaya basladi, ortalik sesliydi ama bir anda herkes sustu,onu dinlemeye basladi ve hepimizin gözleri doldu, cünkü öyle bir haykirmasi vardi ki, gözleri o kadar cok seyi anlatiyordu ki, ne dedigini anlamamiza gerek yoktu...Allah kardeslerimizin yardimcisi olsun....
sizin ora derken nerdeydi bu yürüyüs kübra...???
sizin ora derken nerdeydi bu yürüyüs kübra...???
Hannover'deydi
Sen_Teksin_61
10.01.2009, 23:04
Hitleri finanse edenler Yahudilerdi. Yakılanlarda Musevi Hazar Türkleri idi.
Musevi Hazar Türkleri çok fakir olduklarından ileride kurulması planlanan İsrail devletine yük olmasınlar diye yakıldılar.
Bu yakılmaların en önemli sebebi ise Filistin topraklarına göç etmeyen Avrupa'da ki zengin Yahudileri korkutarak Filistin topraklarına göç etmeye zorlamaktı.
Nitekim bu başarıldı ve bu korku yüzünden Avrupa'da yaşayan Yahudiler akın akın Filistin topraklarına göç ettiler.
Hem birinci dünya savaşının ve hemde ikinci dünya savaşının tek galibi Yahudilerdir.
Yazınızda hitler tarafından öldürtülen kimselerin musevi Hazar Türkleri olduğunu söylemişsiniz. Bu konuda dayanaklarınız varsa, herhangi bir yazı veya belge mevcutsa bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Ben hitler tarafından katledilen yaklaşık 5 milyon insanın tamamının sizin iddia ettiğiniz gibi Hazar Türklerinden olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Tekrar söylüyorum. Deliliniz varsa biz de bilelim. Nedir? Burada ortaya gerçek olup olmadığı belli olmayan iddialar atıyorsunuz, sonra da çekip gidiyorsunuz. Böyle olmamalı bence...
Eğer bu iddian Türk Dünyası Tarih-Kültür Dergisinde yazan ve "Tanrı Türk'ü korusun" diyen ırkçı Turan Yazgan'a ait bir yazıya dayanıyorsa, ona verilmiş bir cevabı okumanı tavsiye ederim...
Yazar Ahsen Batur'un; "HAZAR TÜRKLERİ ASLA YAHUDİ DEĞİLDİ !" yazısı...
"[SİZE=2]Son zamanlarda bir de başımıza Hitler’in katlettiği Yahudiler’in Hazar Türkleri olduğu meselesi çıktı. İşin en acıklı tarafı ise bu konuda yazılmış saçma bir yazının Türkçü olduğu iddiasında bulunan ve Prof. Dr. Turan Yazgan’ın kontrolünde olan Türk Dünyası Tarih-Kültür dergisinde yayınlanmış olmasıdır...[/SİZE]
[SİZE=2]Amatör bir tarih heveslisi öğretmenin kaleminden çıktığı anlaşılan makale, olduğu gibi Arthur Koestler’in On üçüncü Kabile adlı kitabındaki saçma sapan teze dayandırılmış. Bazılarında Arap'a karşı duyduğu nefret duygusuyla Yahudi’ye sempatik nazarla bakma hastalığı eskiden beri vardır. Bir kere Arthur Koestler bir Yahudidir ve romancıdır. Herhalde romancı mahayyilesi ile kaleme aldığı gayr-ı ciddi çalışmasının birileri tarafından kaynak olarak kullanılacağını kendisi dahi düşünmemişti.[/SİZE]
[SİZE=2]Gumilev, “Eski Ruslar ve Büyük Bozkır Halkları” adlı çalışmasında Koestler’i yerden yere vurur. Koestler’in çalışması baştan sonra yanlışlarla doludur. [/SİZE]
[SİZE=2]Ona göre Hazarlar, Bizans’daki kanlı olaylarda çok önemli roller oynadılar. Yalan! Bizans, sadece Araplar’a karşı Hazarlar’ı bir müttefik olarak görmüştür, ama ona karşı (bir evlilik olayının dışında) asla dostane yaklaşmamıştır.[/SİZE]
[SİZE=2]Yine ona göre Hazarlar Vikingler’in Bizans sınırlarına doğru Güney Rusya’yı istila etmesini engellediler. Halbuki Vikingler Akdeniz boyunca Bizans’a girdiler.[/SİZE]
[SİZE=2]En önemli iddiası ise, “Yahudiler’in Avrupa’ya göç dalgası, daha önce zannedildiği gibi Akdeniz üzerinden değil, Kafkas-ötesinden Polonya ve Merkezi Avrupa üzerinden gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Dağu Avrupa sakinleri Yahudiler’in torunları – otuzuncu İsrail kuşağıdır.” Halbuki bütün tarihi belgeler Koestler’i yalanlamaktadır.[/SİZE]
[SİZE=2]Ruslar’ın Tibet’te bularak “Tibet İncili” adıyla yayınladıkları İncil’de dahi Romalılar’ın Yahudiler’i gemilere doldurarak Roma’ya götürdükleri belirtilmektedir.[/SİZE]
[SİZE=2]Nitekim Hazar devleti yıkıldıktan sonra oradan kaçan Yahudiler ve Yahudi kılıklı bir avuç Hazarlı Kiyev’de toplandıkları sırada, burada ve Moskova’da Yahudi mahalleleri ve havraları vardı. Bunlar Almanya’dan ticaret yapmak için gelen Yahudiler’di. X. Yüzyılda Fransa’da, İngiltere’de ve İspanya’da Vikingler’e casusluk ve yataklık edenler Yahudiler’di.[/SİZE]
[SİZE=2]Polonya Yahudileri ise XIV. Yüzyılda Altın Orda karşısında ağır bir yenilgi alan Yogaylo tarafından Kiyev’ten alınıp götürülmüşlerdir.[/SİZE]
[SİZE=2]Hazar devleti yıkılmadan önce burada şiddetli bir iç savaş yaşanmıştı ve ülke adeta ıssızlaşmıştı. Bu yüzden Ruslar gemilerle gelip Hazar’a çıkarak çevreyi yağmalamak için izin istediğinde Hazar meliki (Yahudi) istemeye istemeye izin verdi. Çünkü karşı koyacak gücü yoktu. Yahudiler Hazarya’da sadece yönetimi elde tutan küçük bir zümreydi.[/SİZE]
[SİZE=2]Hazarlar hakkında en ciddi bilgileri Arap coğrafyacıların eserlerinde buluyoruz. İbni Fadlan’ın seyahat notları, Mesudi’nin Muruc ez-Zeheb’i, Mukaddesi’nin Ahsen et-takasim’i, İbni Havkal’ın Kitab-ı Suret el-Ard’ı tarafımızdan çok dikkatli bir şekilde incelenmiştir.[/SİZE]
[SİZE=2]Bu kaynakların hiçbirinde Hazar Türklerinin Yahudiliği kabul ettiğine dair bir işaret yok. Hemen hepsinin ittifaken söylediği şu: Hazar hakanı (Türk) ve meliki (Yahudi) Yahudidir. Çevresindekiler de Yahudi dinini kabul etmişlerdir. Halk Hristiyan, Müslüman ve Yahudiler’den oluşmaktadır. İçlerinde putperest olanlar da vardır. (Guzlar, Peçenekler, Başkırtlar, Burtaslar). İbni Havkal bu görüşlere başka bir satır ilave eder ki, oldukça önemlidir: “..sayıca en az olan grup Yahudilerdir. En kalabalık olanlar Müslümanlardır. Ama hakan ve melik Yahudidir.” [/SİZE]
[SİZE=2]Dahasını da söyleyelim: Yahudiler ülkede gerçekten az olduğu için ordusu dahi Müslümanlardan, Saklab, Rus, Guz ve Peçenekler’den oluşmaktadır. Hatta Mesudi’nin kaydına göre, ülkede sadece melikin sarayı kerpiçtendir. Başka kimsenin kerpiçten ev yapmasına izin vermez. Hele hele bir kimsenin evinin melikin sarayından daha yüksek olması tasavvur bile edilemez.[/SİZE]
[SİZE=2]Ramazan Şeşen’in “müslümanların camisinin minaresi melikin sarayına nazırdı” şeklinde yaptığı çeviri de doğru değildir. Doğrusu “..caminin minaresi melikin sarayından yüksekti” şeklindedir. Yani Müslümanlar o kadar güçlüydüler.[/SİZE]
[SİZE=2]Şöyle bir soru sorabiliriz: Koca Osmanlı İmparatorluğu’nda Osmanlı hanedanının sayısı ne kadardı? Herhalde tüm akrabalarla birlikte iki üç bini geçmezdi.[/SİZE]
[SİZE=2]Prens Açina, kaçıp Türkler’in arasına geldiğinde yanında topu topu beşyüz aile vardı.Yani baştaki yönetici hanedanın şu veya bu milletten, şu yahut bu dinden oluşu, o ülkenin halkının tamamının veya çoğunluğunun da aynı şekilde olmasını gerektirmez. Hazarya için de söylenecek olan budur.[/SİZE]
[SİZE=2]Peki Hazarlar, devletleri yıkıldıktan sonra nereye gittiler? Bir kısmı tekrar dönüp bağıyla bahçesiyle uğraşmaya başladı, bir kısmı kaderini Peçenekler’e, Oğuzlar’a ve Kıpçaklar’a bağladı, bir kısmı da Rusya’ya dağılarak zaman içinde Slavlaştı, Hristiyanlaştı.[/SİZE]
[SİZE=2]Düzene ayak uyduramadıkları için Ruslar’ın “brodnik” dedikleri bu insanlar, daha sonra Türkçeden alınma “Kazak” kelimesiyle anılmaya başladılar. Bir kısmı Ukrayna’da kaldı ve geçmişin bir hatırası olarak hâlâ da soyadlarının sonunda “-enko” ekini muhafaza ederler. Büyük bir kısmı da toprak kâşifleri adıyla Sibirya’ya geçtiler ki, geçtiğimiz günlerde Krasnador’da Ahıskalılar’la çatışmaya girenler de onlardır.[/SİZE]
[SİZE=2]Önümüze geleni, dağı taşı Türk sayma hastalığından bir türlü kurtulamadık gitti. Bu hastalık başımıza çok işler açtı, ama hâlâ ders almayı öğrenemedik. Kısacası Hazar Türkleri’nin Yahudi ve Hitler’in öldürdüklerinin Hazar Türkleri olduğu iddiası koca bir yalandır. [/SİZE]
Alıntı Yaptığım Kaynak: http://www.bozok.org/modules.php?name=News&file=article&sid=1079
Sen_Teksin_61
11.01.2009, 15:08
İsrail, türk yardım ekibinin aracını vurdu
REFAH (İHA) - Gazze'ye yardım götüren Türk yardım ekibine ait 2 araç, İsrail uçaklarının açtığı ateş sonucunda isabet aldı. Olayda ölen ya da yaralananın olmadığı bildirildi.
Mısırlı yetkililerden alınan bilgiye göre, araçların sınırın Mısır tarafında olduğu ve İsrail'in sıfır noktasını bombalaması sonucunda şarapnel parçalarının Yardım Eli ve İstanbul Uluslararası Kardeşlik Yardım Kuruluşu'na ait 2 araca isabet ettiği bildirildi. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, Mısır polisi olayla ilgili soruşturma başlattı.
İsrail'in sınırın sıfır noktasına attığı bomba ve füzeler, Refah kent sınırının Mısır tarafındaki evlere ve otomobillere de zarar veriyor
http://haber.mynet.com/detay/dis-haber/Israil-turk-yardim-ekibinin-aracini-vurdu/10Ocak2009/A1001117
Şu siyonistlere haddini bildirecek ülke veya ülkeler çıkmadı ya... Yazıklar olsun.
Lafa geldiğinde esip-gürleyen, Kasımpaşa'lı havası takınan sayın Başbakan, bir israil elçimizi geri çağırabilecek cesareti dahi gösteremedi. Böyle yöneticilerimiz olduğu müdetçe, bu alçak siyonistler insani yardım için orada bulunan araçlara da saldıracaklardır...
Sen Teksin
Hocam siyasetin yeri bura değil ;)
Bunların yokulma zamanı geldide geçiyorrrrr!!!
Travelair
11.01.2009, 19:03
The Times: İsrail fosfor bombası kullandı
İngiliz The Times gazetesi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yaptığı saldırılar sırasında fosfor bombası ve diğer tartışmalı mühimmat kullandığını yazdı ve sayfalarında bombaları gösteren fotoğraflara yer verdi.
http://www.ntvmsnbc.com/news/298377.jpg
The Times'ın haberinde fosfor bombası olduğu iddia edilen fotoğrflar yer aldı.
http://www.ntvmsnbc.com/i/blank.gif
NTV-MSNBC VE AJANSLAR
Güncelleme: 23:55 TSİ 08 Ocak 2009 Perşembe
LONDRA - The Times gazetesinin bugün yayınladığı fotoğrafta, Gazze sınırı yakınında bir İsrail askeri fosfor bombalarını kontrol ederken görülüyor. Seri numaraları, beyaz fosfor içeren bombaların ABD yapımı olduğunu gösteriyor. Atıldığı anda etrafa fosfor zerrecikleri yayan ve vücutta çok derin yanıklara yol açan bombaların üzerinde M825A1 seri numarası bulunuyor.
[SİZE=4] Gazze’de enkazdan 35 ceset çıkarıldı [/SİZE] (http://www.ntvmsnbc.com/news/471662.asp)
[SİZE=2]İSRAİL: BOMBALAR BOŞ [/SİZE]
İsrail askeri sözcüsü ise, The Times’ın iddialarını yalanladı ve M825A1’lerin boş olduğunu, içlerinde ne fosfor ne de bomba bulunduğunu söyledi.
Sözcü, bunları insanları öldürmek için değil gerçek bomba kullanmadan önce hedef belirlemek amacıyla kullandıklarını da ifade etti ve “Biz diğer orduların kullandığı silahları kullanıyoruz, uluslararası kurallarla yasaklanan hiçbir silahı kullanmıyoruz” dedi.
Savunma konularında uzman İngiliz dergisi Jane’s’in bir uzmanı ise M825A1’ların fosfor bombası olduğuna kuşku bulunmadığını kaydetti.
[SİZE=4] Savaş İsrail-Lübnan sınırına sıçradı[/SİZE] (http://www.ntvmsnbc.com/news/471550.asp)
http://www.ntvmsnbc.com/news/298379.jpg
[SİZE=2][SİZE=2]YANIKLAR OLAĞAN DIŞI
[/SİZE] Gazeteye konuşan tıp görevlilerinin söyledikleri de fosfor bombası iddialarını doğruluyor. Şifa hastanesi doktorlarından Hasan Halas beyaz fosforla yararlandığını tahmin ettikleri yaralıların hastaneye getirildiğinin ifade etti. Muhammed Azazi adlı ilk yardım görevlisi ise şunları söyledi; “yanıklar olağan dışı, normalde gördüklerimize hiç beklemiyor. Bunlar üçüncü derece yanıklar ve kontrol edilemiyor.”
[/SİZE][SİZE=2]
[SİZE=4] Gazze’de yardımlar durduruldu[/SİZE] (http://www.ntvmsnbc.com/news/471567.asp)
[/SİZE][SİZE=2]
Human Rights Watch adlı insan hakları örgütü yetkilisi Marc Galasco ise fosfor bombası kullanıldığı yönündeki işaretlerin, İsrail’in yoğun nüfusun yaşadığı bölgelerde, sivillerin zarar görmemesine yönelik yeterli önlem almadığı endişelerini güçlendirdiğini söyledi. Ancak Galasco, şimdiye kadar İsrail’in bu tür silahlar kullandığına yönelik açık kanıt bulunmadığını da sözlerine ekledi.
[SİZE=2] SAVUNMA UZMANLARININ KUŞKUSU YOK
[/SİZE] Sözcü, bunları insanları öldürmek için değil gerçek bomba kullanmadan önce hedef belirlemek amacıyla kullandıklarını da ifade etti ve “Biz diğer orduların kullandığı silahları kullanıyoruz, uluslararası kurallarla yasaklanan hiçbir silahı kullanmıyoruz” dedi.
Savunma konularında uzman İngiliz dergisi Jane’s’in bir uzmanı ise M825A1’ların fosfor bombası olduğuna kuşku bulunmadığını kaydetti.
[/SİZE][SİZE=2][SİZE=2][SİZE=2]1980’DEN BERİ YASAKLI
[/SİZE] Fosfor bombası, toksik madde içeriyor ve bu maddenin kullanımı ölümcül olabiliyor. Madde,
cilt yanıklarının yanı sıra karaciğeri, kalp ve böbrekleri etkileyebiliyor.
Kullanımı uluslararası herhangi bir anlaşma tarafından yasaklı olmayan bu maddenin sivil halka karşı kullanılması, 1980 tarihli konvansiyonel silahlarla ilgili 3. protokolle yasaklanmış durumda bulunuyor.
ntvmsnbc.com
[/SİZE][/SİZE]
************************************************** *********************************************
Bu harekat bittiğinde akıllarda hep bu görüntü kalacak. Ahtapot şeklindeki fosfor bombaları.
Peki etkilerini biliyor musunuz?
İsrail fosfor bombası kullanıyor, tıpkı 2 yıl önce Lübnan'da olduğu gibi. Daha anlaşılabilir bir dille konuşursak yangın silahı deniliyor bu sinsi silaha..
İsrail ve ortağı Amerika bu silahı çok seviyor. Çünkü Irak ve Lübnan'da bu bombalar kullanıldı. Hava ile karışmasından ortaya çıkan reaksiyonun yarattığı yakıcı etki ilk bakışta anlaşılamıyor. Peki nasıl bir silan bu?
Nerelerde ve nasıl kullanılıyor?
Bunlardan biri, bir bölgeyi işaretleyerek, düştüğü yerde havada asılı kalan bir duman tabakası bırakıyor. Bunu gören diğer uçaklar ve uzaktaki topçu, saldırısını gekçekleştiriyor. Bomba, bir diğer kullanım alanında ise düşman askerlerini yakmak üzerine kullanılıyor. Yere düşmeden açılan ve dağılan fosfor havayla temas eder etmez tutuşuyor.
İnsan içte dışa doğru yanıyor
Fosfor dumanının teneffüs edilmesi ciğerlerde ani yaralar oluşmasına ve teneffüs eden kişinin havasızlıktan boğulmasına yol açıyor. Hemen sonraki aşamada insan vücudu içten dışa doğru yanıyor. Çoğu kez, beyaz fosforla yanan kişinin elbiselerinde fazla iz meydana gelmemekte ve yanma reaksiyonu vücut içinden cilde kadar sürüyor.
Kemikler yanıyor elbiseler pürüzsüz
Beyaz fosfor kullanımı sonrasında çekilen fotoğraflar, kemiklerine kadar yanmış, ancak elbiseleri pürüzsüz kurbanlar bulunduğunu ortaya koyuyor. Yanma reaksiyonu bir kez başladığında durdurulamıyor. Nihai etki, napalm bombasının aynısı gibidir.
Özel olarak yasaklanmadı ama
Pek çok insan hakları örgütü fosfor bombalarının kimyasal silah kategorisine alınmasını istiyor. Tartışmalı silah için ABD bu silahın kullanımının aykırı olmadığını savunuyor. Dayandıkları nokta ise herhangi bir anlaşma çerçevesinde özel olarak yasaklanmamasını gösteriyorlar.
Sözleşmeler ne diyor?
Bu durumda, yangın silahı olarak beyaz fosfor, 1980 Konvansiyonel Silahlar Konvansiyonu kapsamına girmektedir. Cenevre Sözleşmesi bu silahların sivil yerleşimlerde yangın çıkarma amacıyla kullanılmasına izin vermiyor. Fosfor bombalarının sivil yerleşimlerdeki askeri hedeflere hava saldırılarında kullanılması da yasak. ABD bu konvansiyona taraf olmakla birlikte, yangın silahlarını içeren III. protokolü imzalamadı.
Kaynak: İHA
ŞEHİD AHMED YASİN'İN DUASI
"Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu Sana şikâyet ediyorum!" Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! "Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım.
Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!
Ben ki saçları ağarmış, ömrümün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim!
Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!
Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler!
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?
Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!
Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış!
Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?
Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; "Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
"Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!" Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!
"Allah'ım! Sana şikâyette bulunuyorum... Sana şikâyette bulunuyorum...
Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı Sana şikâyet ediyorum.
Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı?
Veya düşmana mı? Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.
Sana şikâyette bulunuyorum!
Gücümüz dağıldı...
Birliğimiz bozuldu...
Yollarımız ayrıldı...
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz..."
ŞEHİD Şeyh Ahmed Yasin
MAHF OL İSRAEL
-2174190488257117237
İsmail Alkan
11.01.2009, 23:01
BİZ VE FİLİSTİN !...
[SİZE=2]55 YILLIK MESCİD'İ AKSA NÖBETİ[/SİZE] İlhan Bardakçı
Mevki Kudüs. Mekân Mescid ül Aksa, Tarih 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile bu mübarek makamı dolaşıyoruz.
Kudüs Kapalı Çarşısı’nda rüzgâr gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid ül Aksa’nın önüne kavuşturur. Mirac mucizesinin soluklanıldığı ilk Kıble’mize yani... Hemen oracıkta, ilk avlu vardır ki, hâlâ bizim lâkabımızla anılır. “12 bin şamdanlı avlu” derler oraya. Yavuz Selim 30 Aralık 1517 Salı günü Kudüs’ü devlete katmıştır da, ortalık kararmıştır. Yatsı namazını o avluda kılar. Kendisi ve bütün ordu beraber. Şamdanları yakarlar. Tam 12 bin şamdan... O isim oradan kalmadır. Sekiz on basamaklı geniş merdiveni adımladınız mı, o mukaddes Mescid’in bağdaş kurduğu ikinci avluya ulaşırsınız.
Onu o merdivenin başında gördüm. İki metreye yakın bir boy... İskeletleşmiş vücudu üzerinde bir garip giysi... Palto?.. Hayır, kaput, pardösü veya kaftan?.. Değil. Öyle bir şey, işte.
Başındaki kalpak mı, takke mi, fes mi? Hiçbsirisi değil. Oraya dimdik, dikilmiş. Yüzüne baktım da, ürktüm. Hasadı yeni kaldırılmış kıraç toprak gibi. Yüz binlerce çizgi, kırışık ve kavruk bir deri kalıntısı.
Yanımda İsrail Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanı Yusuf var. Bizim eski vatandaşımız. İstanbullu. “Kim bu adam?” dedim.
Lâkaydi ile omuz silkti. “Bilmem.” diye cevap verdi. “Bir meczup işte. Ben bildim bileli, yıllardır burada dururmuş. Çakılı gibi, hâlâ duruyor ya... Kimseye bir şey sormaz. Kimseye bakmaz, kimseyi görmez.”
Kan mı çekti nedir?
Nasıl, neden, niçin hâlâ bilmiyorum. Yanına vardım. Türkçe “Selâmünaleyküm baba.” dedim.
Torbalanmış göz kapaklarının ardında sütrelenmiş gibi jiletle çizilmişçesine donuk gözlerini araladı. Yüzü gerildi. Bana, bizim o canım Anadolu Türkçemizle cevap verdi:
- Aleykümüsselâm oğul...
Donakaldım. Ellerine sarıldım, öptüm öptüm...
- Kimsin sen, baba? dedim.
Anlattı ki, ben de size anlatacağım.
Ama evvelâ biliniz. O canım Devlet çökerken, biz Kudüs’ü 401 yıl 3 ay 6 günlük bir hakimiyetten sonra bırakırız. Günlerden 9 Aralık 1917 Pazar günüdür. Tutmaya imkân yok. Ordu bozulmuş, çekiliyor, Devlet, z*******in kapısında. İngiliz girinceye kadar geçen zaman içinde yağmalanmasın diye oraya bir artçı bölük bırakırız. Âdet odur ki kenti zapteden galip, asayiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmaz.
Anlattı, dedim ya. Gerisini tamamlayayım.
- Ben, dedi, Kudüs’ü kaybettiğimiz gün buraya bırakılan artçı bölüğünden...
Sustu. Sonra, elindeki silahın namlusuna sürdüğü fişekleri ateşler gibi zımbaladı:
- Ben, o gün buraya bırakılmış 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makineli Tüfek Takım Komutanı Onbaşı Hasan’ım...
Yarabbi. Baktım, bir minare şerefesi gibi gergin omuzları üzerindeki başı, öpülesi sancak gibiydi...
Ellerine bir kerre daha uzandım. Gürler gibi mırıldandı:
- Sana, bir emanetim var oğul. Nice yıldır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi?
- Elbette, dedim, buyur hele...
Konuştu:
- Memlekete avdetinde yolun Tokat Sancağı’na düşerse... Git, burayı bana emanet eden kumandanım Kolağası (Önyüzbaşı) Musa Efendi’yi bul. Ellerinden benim için bus et (öp). Ona de ki...
Sonra, kumandanı olduğu takımın makinelisi gibi gürledi:
- O’na de ki, gönül komasın. Ona de ki, “11. Makineli Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan, o günden bu yana, bıraktığın yerde nöbetinin başındadır.
Tekmilim tamamdır kumandanım. dedi” dersin...
Öleyazdım.
Sonra yine dineldi. Taş kesildi. Bir kez daha baktım. Kapalı gözleri ardından, dört bin yıllık Peygamber Ocağı ordumuzun serhat nöbetçisi gibiydi. Ufukları gözlüyordu. Nöbetinin başında idi. Tam 55 yıl kendisini unutuşumuzdaki nadanlığımıza rağmen devletine küsmemişti.
:confused:
Mitingdeydik bugün..Böyle eli kolu bağlı oturmak gerçekten çok zor , dualarımız sizinle...
Zamanında Hitler'e sormuşlar yahudi nedir neden kin besliyosun onlara karşı diye. İşte verdigi cevap: “Yahudi yalancıdır! Yahudi menfaati için her türlü insanlık dışı yollara başvurur, karşısındaki insanın herhangi bir özelliği onu ilgilendirmez, o para, mal ve bencillik dolu benliğinde kendisi gibi yahudi olmayanlara değer vermez, çünkü o yahudiden başkasını insan olarak görmez, o kendisine itaat edecek kullar arar ve onları sömürür.”
yani bu kadar güzel ve harika bir şekilde tanımlanabilirdi. altına imzamı atarım bu tanımın!
Selim Turan
12.01.2009, 18:55
Bu kanı en baştan bozuk olan milletin şimdi yaptığına bakın...
http://haber.mynet.com/detail_news/?type=Foreign&id=X1231768417812&date=12Ocak2009
2. Dünya savaşında bizi kurtarın diye haykırıyordun İsrail... Bu gün aynısını sen yapıyorsun. Elbet bir gün Tarih tersine döne İsraill!
________________
yüksel61 kim ya?
Accayip sinirlendim şuan varya !
İsrail ALLAH BELANI VERSİN.
Kanal 7 Haber'de bir çocuk gördüm. Fosfor bombası patlamış önünde, yüzü erimiş, gözler kapakları birbirlerine yapışmış. İçim burkuldu. Bu olay Arap - Yahudi savaşından çoktan çıktı. Yapılan bir insanlık ayıbıdır.
İsrail, Allah belanı versin.
Sabiye ÖZGÜR
12.01.2009, 19:32
http://img377.imageshack.us/img377/3237/h14qn.jpg
Y O R U M S U Z ... !!!
Harun-61
12.01.2009, 19:35
İsrail allah belani versİn.
amin
amin
amin
Sevgili, "selazur'lu ismail"..
Şu "simeley" lerin tam olarak ne ifade ettiklerini, bu zamana kadar hala, tamamiyle anlayabilmiş değilim doğrusu..
Sizin koyduğunuz işaretininde, "şaşkınlık" mı?, "şüphe ve inanmamak" mı? anlamını taşıdığını yine anlayamadığım gibi..
Yazıya gelince; O yazı, bu ülkenin yetiştirdiği sayılı tarihçilerden biri olan İlhan Bardakçı'nın senelerce önce yazmış olduğu bir gezi-gözlem makalesidir..
Tarih araştırma çevrelerince "üstad" olarak tanımlanan yazar;
Yapmış olduğu bir gezide tanık olduğu olayı, yer-gün-ay-yıl ve mekan olarak vede o an yanında bulunan şahitleride, birlikte belirterek(Olay-yer-zaman-tanık) kaleme almıştır..
İnanıp- inanmamak, tabii ki herkesin kendi mükellefiyetindedir..
"Sen_teksin_61" nerelerdesin, kardeşim?.. Bu başlığın sana ihtiyacı var..
Vicdanı kararmamış, insanlığı ölmemiş, çok nadir bulunan yahudilerden biri..
İsrael Şamir: " Yahudiler olarak ya tövbe edeceğiz, ya da helak olacağız."
İsrael Şamir, bir Rus Yahudisi. Filistin topraklarına giderek Yafa şehrine yerleşmiş. Gazeteci-yazar. Tel Aviv’de bir rüya gördüğünü, savaş elbiseleri giymiş bir meleğin karşı duvara üç kelime yazdığını görmüş:
"Mene, Tekel ufarsin." Yani, "imtihandan geçtiniz ve kaybettiniz!’. Şamir, "Ya Ninova halkı gibi tevbe edip kurtulacağız, ya da Sodom kenti ahalisi gibi helak edileceğiz." diyor.
Kaybedilen Ateş İmtihanı
İsrael Şamir Allenby Caddesi'nin rengarenk eğlence yerlerinde , Tel Aviv'in zevkli gecelerinde kalabalık restoranlarda iken bir düş gördüm. Savaş elbiseleri giymiş bir melek bana geldi ve karşımdaki duvara üç kelime yazdı: Mene, Tekel ufarsin. Benim Melekçe-İngilizce sözlüğüm şöyle bir karşılık veriyor: İmtihandan geçtiniz ve kaybettiniz.
Bunlar İsrail halkının en kara günleri. Kapkara, çünkü bizim ve babalarımızın yası ve isyanının yok hükmünde olduğu ortaya çıktığından. 1968'de genç bir Rus Yahudisi (ben) doğduğum Rus şehrinde duvarlara "Çekoslovakya'dan elinizi çekin" yazmıştı. Rus Yahudi şair Aleksandr Galiç'in güzel ve kalın sesi gürlüyordu: Yurttaşlar vatanımız tehlikede, çünkü tanklarımız yabancı topraklarda! Bazı Rus Yahudiler Kızıl Meydan'da istilaya karşı gösteri yaptılar ve polis tarafından dövüldüler. Biz Rus tanklarının Budapeşte'ye, Prag'a ve Kabil'e girişini protesto ettik; çünkü onuru, yanlış anlaşılmış bağlılık ve insanlığı da kan bağlarının üstünde tutan Rus yurttaşlardık. Aynı sıralar Amerikalı Yahudi çocuklar kendi ülkelerinin Vietnam'a girişine karşı gösteri yaptı; Avrupalı Yahudi kız ve oğullar da ırkçılığa karşı mücadele ediyordu. Yıllar geçti, ve şimdi bizim Yahudi tanklarımız yabancı toprakta.
Yahudi ordumuz sivilleri öldürüyor, evleri yıkıyor, milyonları açlığa mahkum ediyor ve Filistin köylerini ablukaya alıyor. İşlediğimiz suçlar Çeçenistan ve Afganistan'daki Rus zulmünü, Vietnam'daki Amerikan zulmünü, Bosna'daki Sırp zulmünü geçti. Şüphesiz Yahudi aydınlar kitle halinde Pennsylvania Avenue'da, Trafalgar Square'de gösteri yapıyorlar; Amerikalı Yahudiler seslerini Filistinlilerin Amerikan silahlarıyla donanmış katillerine karşı yükseltiyorlar, Rus Yahudileri Kutsal toprakların esir Gentilelerinin (2) insan hakları için seslerini yükseltiyorlar mı? Merak etmeyin bizim okumuşlarımız da Yahudi askerlerimize cesaret veriyorlar, Yahudi keskin nişancılarımızın becerikliliğini övüyorlar ve Filistin'in bütün Gentilelerini bir anda toz haline getirecek gücümüz varken kendimizi hergün birkaçyüz ölü ve yaralı ile sınırlayan Yahudi halkının insancıllığını göklere çıkarıyorlar.
Pale yerleşiminde yaşayan büyükbabam Rus Çarlığı içinde Yahudilerin özgür seyahatine çıkarılan engellerden yakınırdı; bizim kuşağımızda ise Anatoli Şaranski insan hakları için mücadelenin bir sembolü oldu. Kendi ülkemizde ise Gentileler rezervasyonlara ve toplama kamplarına kapatıldı; Pale bunların yanında soluk kaldı. Bir Filistinli bir Yahudi resmi belgesi olmadan komşu köye gidemez; sürekli bizim kontrolcülerimizce kontrolden geçirilir. Denizin ancak hayalini kurar; atalarının evinin önünü yıkayan denizin. Filistinlileri plajlarımızın saflığını kirletmeye bırakmıyoruz.
Ostrovski Mossad ajanlarının bir Ortadoğulu diplomatın evine Jimmy Carter zamanında mikrofon yerleştirdiklerini bildirdi. Amaç ABD'nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Andrew Young'ı taciz etmekmiş; çünkü o FKÖ temsilcileriyle gayrıresmi görüşmeler yapmaya çalışıyormuş. Young FKÖ'nün gayriresmi BM temsilcisi Zehdi Lebib Terzi ile bir ortak dostları diplomatın (Kuveyt elçisi Abdullah Yakup Bişara'nın) evinde "tesadüfen" karşılaştığında Terzi'nin haberi olmadan Mossad ajanları tarafından gizlice yerleştirilmiş dinleme cihazları bu görüşmenin her kelimesini kaydetmişler. Olay kısa süre sonra Siyonistlerin en saygın Amerikalı propaganda organı olan The New York ,Times'da manşet haber olmuştu. Başkan Carter kamuoyu baskısına dayanamayarak Young'un istifasını istedi. Böylece ABD hükümeti ile FKÖ arasında ilişki kurmak için atılmış bu ilk adımlar tarihin tozlu sayfalarına gömüldü ve 23 Eylül 1979'da Young görevinden istifa etti. Bir Afro-Amerikan (siyahi) olan Young bundan sonra hiçbir zaman üst makamlarda görev alamadı.
Yıllarca Yahudiler işte ve eğitimde ayrımcılığı protesto ettiler. Kendi devletimizde ise tam bir milli ayrımcılık yarattık. Kendi kamu elektrik şirketimizde 13.000 çalışandan sadece altısı Gentiledir; yani % 0,0004. Gentileler Şeria Nehri ile deniz arasındaki topraklarda nüfusun %40'ını oluştururlar; ama sadece dörtte birinin oy hakkı vardır. Anayasa Mahkemesi'nde, hükümette, hava kuvvetlerinde, gizli serviste Gentile yoktur. En büyük liberal gazetemiz olan Haaretz'in yazı kadrosunda tek bir Gentile bile yoktur.
İşte bu nedenle Diaspora (3) Yahudilerinin her şikayeti bu olaylar ışığında yeniden yazılmak zorundadır. Biz insan hakkı için mücadele etmiyoruz; Yahudi hakları için mücadele ediyoruz. Özgür seyahat ve seçim hakkını mı savunuyoruz? Sadece Yahudiler için. Evrensel seçme ve seçilme hakkından sözediyoruz; ama kasdettiğimiz Yahudilerin seçmesi ve seçilmesi. İstila ve işgale itirazımız yok; biz istila ve işgal ettiğimiz sürece. Makineli tüfekli bir cani karşısında ellerini kaldırmış çocuğun resmi, ancak o bir Yahudi çocuğuysa bizi sinirlendiriyor. Gentile çocuğu rahatça vurulabilir.
Bialik "Şeytan'ın bile hayalinde çocuk cinayeti için uygun ceza yoktur" dediğinde kasdettiği "bir Yahudi çocuğu" idi. Pogromlarda (4) olanlardan dehşete düştüğünde dehşeti Yahudiler şiddete uğradığı içindi. Yoksa pogrom bizatihi yanlış birşey değildi. Yukarı Nasıra Yahudileri Gentileler için bir pogrom yaptı; ama hiçbir pogromcu yargılanmadı. Polis onlara birkısım pogrom kurbanlarını öldürürken yardım etti. Bundan da kötüsü Ramallah ve Beyt Jallah'taki pogromlar; savaş helikopterleri ve tanklarla işlendi.
Çarlık Rusyası, "pogromlar ülkesi"nden büyükbabalarımız nefret eder; ve sonunda onu yok ettiler. Yine de yüz yıllık Yahudi pogromları bizim bir haftada öldürdüğümüzden daha az kurban aldı. Korkunç Kişinev pogromu bile 45 ölü 600 yaralıya malolmuştu. Geçen hafta İsrail'de 300 kişi öldürüldü binlerce kişi yaralandı. Çarlık Rusyası'nda bir pogromdan sonra yazarlar ve aydınlar failleri lanetlendi. Yahudi devletinde ise Tel Aviv'deki gösteriye birkaç düzineden fazla kişi gelmedi; İbrani Yazarlar Birliği de Gentile pogromunu destekledi.
1991'de Rus Yahudilerinin çoğu komünizme karşı ve özel mülkiyet lehinde tutum aldılar. Onların asıl aklında olan Yahudi özel mülkiyetiydi; o sırada biz Gentile mülklerine rahatça el koyuyorduk. Kudüs'ün, Talbiye'nin Eski Katamon'un, Rum ve Alman kolonilerinin en iyi yerlerini gezin ve şahane sarayları görün. Bunlar Gentilelere aitti; Almanlar, Ermeniler, Rumlar, İngilizler, Ruslar, Filistinliler? Hıristiyan ve müslüman. Hepsine el kondu ve Yahudilere verildi. Geçen hafta yüzlerce dönüm Gentile mülkü gaspedildi; yüzlerce Gentile evi alındı ya da yıkıldı.
Tutuklanmasından az önce büyük medya patronu Rus Yahudisi Gusinski İsrail'e geldi ve sınırsız desteğini bildirdi. Aynı zamanda dünyaya çağrıda bulunarak TV'sine elkoymak isteyen Rus makamlarına karşı mücadelesinde destek istedi. İsrail'e desteği gösteriyor ki, Bay Gusinski gaspı etnik duruma göre kabul ediyor. O sadece Yahudi mülkünün gaspına mı karşı; Yahudilerin tutuklanmasına mı karşı?
Gentileler hapislerde müebbed çürüyebilirler, Yahudi devletinde olduğu gibi.
Hiçbirzaman biz Yahudilerin demokrasi, insan hakları ve eşitlikte uzun dönemde elde ettiklerini batıramadık. Alman Nazilerinin sevmediğimiz yanı nedir? Irkçılıkları mı? Bizim ırkçılığımız daha az ve daha zehirsiz değil. Kudüs'te Rusça yayınlanan "Doğru Söz" gazetesi yüzlerce Rus Yahudisine Filistinlilere karşı ne hissettiklerini sormuş. Tipik cevaplar: "Bana kalsa Bütün Arapları öldürürüm," "tüm Araplar yokedilmeli," "tüm Araplar kovulmalı," "Arap Araptır. Hepsi yokedilmeli". Acaba Almanya'da 1938'de daha iyi sonuçlar alınır mıydı? Ne de olsa Naziler bile Yahudi komşularını öldürmeyi 1941'e dek düşünmediler.
Artık doğru konuşalım; biz ırkçılığa başkası öyle olduğunda karşıyız. Biz ölüm mangaları ve gizli operasyonlara bize karşı yapıldığı sürece karşıyız. Kendi katillerimiz, Yahudi özel kuvvetleri bizim övünç kaynağımız. Yahudi devleti, yasal olarak cinayet mangaları bulunduran, katliam politikası güden, Ortaçağ işkenceleri uygulayan dünyadaki tek yer. Üzülmeyin sevgili Yahudi okurlarım, biz sadece Gentileleri asıp kesiyoruz.
Gettolara tıkıldığımızda gettoya karşıyız. Şimdi en liberal Yahudi planı bir gentile gettosu oluşturup telörgüyle çevrilmesi, Yahudi tanklarıyla kuşatılması, ve Yahudi fabrikalarıyla çevrelenerek burada Gentilelere "Arbeit macht frei" (5) yapılmasını teklif ediyor. Ellerindeki herşeyi aldıktan sonra da bu gettoya bağımsızlık verecekmişiz.
İsrailliler daha anaokulundayken beyinleri yıkanmaya başlanır. Onlara seçilmiş halk oldukları, "Über Alles" (6) oldukları söylenir. Onlara Gentilelerin tam insan olmadıkları ve dolayısıyla öldürülebilecekleri ve istendiği gibi faydalanılabilecekleri inancı aşılanır. Sonuçta İsrail bir BM kararının, siyonizmi ırkçılık olarak niteleyen kararın "gereklerini yerine getirmiştir" (tırnaklar çevirenin). İğrenç olan ise, Sovyetler Birliği'ndeki çok milliyetli eğitimin Yahudi üstünlüğü zehrini zerkeden Siyonist propagandaya yenilmesi. Kutsal Topraklar'da kendi Rus cemaatimin manevi çöküşünden utanç duyuyorum.
Evet, o meleğin ateşten kelimelerini yazdığı gibi, peygamberlerin insanları tövbeye çağırdığı gibi, bizim de seçimimiz var. Ninova (7) yolunu seçebiliriz, tövbe edebilir, çaldığımız mülkü iade edebilir, Gentilelere tam eşitlik verebilir, ayrımcılık ve cinayetleri durdurabilir ve hiç olmazsa kedilerimizin köpeklerimizin yüzü suyu hürmetine Tanrı'dan bağışlanma dileyebiliriz. Ya da bu Şeytani yolumuzda Sodom Kenti (8) ahalisi gibi devam eder ve kızgın Filistin göklerinden yağacak ateş ve kükürt sağanağını bekleriz.
1 ) Aslı: Acid Test
2 ) Gentile: Yahudi literatüründe Yahudi olmayan kişi, kişiler, milletler
3 ) Yurtdışı
4 ) Pogrom: Doğu Avrupa Yahudi gettosu ve burada yapılan Yahudi katliamı
5 ) Arbeit macht frei: Almanca: İş özgürleştirir. 2. Dünya Savaşı'nda Alman toplama kamplarında angarya işlerde çalıştırılan esirlere propaganda sloganı.
6 ) Über Alles: Almanca Herşeyin üstünde, Alman anavatanı için söylenir.
7 ) İlkçağdaki ünlü Yahudi sürgünü. Yahudiler Ninovalılara yenildiler ve esir edilip buraya sürüldüler. Kutsal Kitaplarda bu olay ahlaksızlıklarına karşı İlahi bir ceza olarak anlatılır. Daha sonra günahlarından tövbe ettiler ve geri döndüler.
8 ) Sodom ve Gomora: İlkçağda ahlaksızlıklarıyla ünlü iki kent. Kutsal titaplara göre içlerinden çıkan Lut Peygamber'in öğütlerini dinlememişler ve Tanrı tarafından ateş sağanağı ile yokedilmişlerdir.
Çev: A. Altay Ünaltay
kaynak: Israel Shamir
"BENİM ADIM FİLİSTİN !.."
-8196899009296775571
Not: Yarın; Sionizm nedir?.. Sion liderlerinin 1.sion kongresinde açıkladıkları protokoller..
EyüpKILIÇ61
13.01.2009, 01:31
BU SEFER FİLİSTİN'İN ŞİİRİNİ YAZDI
Yazdığı şiirlerle gündemdeki konuları dile getiren Pazarlı Ahmet Akdemirci, bu kez Filistin'deki katliamı dizelere döktü...
Sanatçı Erkan Ocaklı'nın hayatını kaybettiği gün yazdığı duygu yüklü şiirle dikkatleri çeken Ahmet Akdemirci, Filistin'de yaşanan dramı kaleme aldı.
Asıl mesleği terzilik olmasına rağmen birbirinden güzel şiirleriyle etrafında Şair Ahmet olarak tanınan Akdemirci, Filistin'de her gün yaşanan katliam ve çocukların hayatlarını kaybetmesine çok üzüldüğünü belirterek, duygularını şiirle ifade ettiğini söyledi.
Arkadaşlar lütfen izleyin çok güzel yazmış
http://www.pazar53.com/news_detail.php?id=10129
Şahin_53
13.01.2009, 01:42
İsrail dilerim ALLAH'tan o bombalar seninde başından aşağı yağar tez zamanda.....
Bir avuç yahudi.......:mad:
Eyüp video için teşekkürler...
kamyonetçi
13.01.2009, 01:46
O yavrucakları gördükçe içim acıyor. Allahım sen şu israili yok et YARABBİMMM
Amin.
LA İLAHE İLLAHU ENTE SUBHANEKE İNNİ KÜNTÜM MİNEZZALİMİN.
İsmail Alkan
13.01.2009, 02:06
Sevgili, "selazur'lu ismail"..
Şu "simeley" lerin tam olarak ne ifade ettiklerini, bu zamana kadar hala, tamamiyle anlayabilmiş değilim doğrusu..
Sizin koyduğunuz işaretininde, "şaşkınlık" mı?, "şüphe ve inanmamak" mı? anlamını taşıdığını yine anlayamadığım gibi..
Yazıya gelince; O yazı, bu ülkenin yetiştirdiği sayılı tarihçilerden biri olan İlhan Bardakçı'nın senelerce önce yazmış olduğu bir gezi-gözlem makalesidir..
Tarih araştırma çevrelerince "üstad" olarak tanımlanan yazar;
Yapmış olduğu bir gezide tanık olduğu olayı, yer-gün-ay-yıl ve mekan olarak vede o an yanında bulunan şahitleride, birlikte belirterek(Olay-yer-zaman-tanık) kaleme almıştır..
İnanıp- inanmamak, tabii ki herkesin kendi mükellefiyetindedir..
İnnamamak gibi bir durum yok,yanlış anlaşılmak istemem,sadece bahsi geçen olay beni çok etkiledi,konan smiley sadece bunun ifadesidir,belki ben yanlış bir smileyde kullanmış olabilirim.
Cem Akyüz
13.01.2009, 02:13
Ölümlerin ateşinden sesleniyorum size duyuyor musunuz?
Filistinliyim ben anlıyor musunuz?
***
Ama yine de yaşıyorum işte.
Çünkü kanlı topraklarda büyürken yaşamayı
Çiçek boyamayı değilse de, mezar taşlarında çiçek büyütmeyi
Kelebek kovalamayı değil ama, tüfek tutmayı öğrendik.
Sokak aralarında mermi kovanlarından oyuncak yaptık.
Patlamamış el bombaları topladık.
Mayınların üstünde sek sek oynadık.
Bu kadar nefret, bu kadar acı arasında yaşamayı,
Karanlıklar arasından güneşe bakmayı becerdik.
Onun için kocaman ve karadır gözlerimiz.
Onun için hâlâ sımsıcaktır, düşmana taş atarken nasırlaşan minik ellerimiz.
Adamlar şehri bombalıyor halkı yakın şehirlerdeki yüksek yerlere ailecek gitmişler, çoluk cosuk bir yanda salıncakla sallanıyor adamlar dürbünle bombordımanı izleyip gülüyor. Nasıl bir halkısınız siz ya...
Dursun Kaplan
13.01.2009, 08:49
İnsan olmanın şerefine nail olmayan hayvan sürüsü onlar. Piknik yapıp katledilen çocukları izlemek ne bu dünyada nede öbür dünyada cezasız kalmaz. Allah hepsinin cezasını verir. Savaştan ölen minicik bedenler cennetin en güze köşelerinde yerlerini aldılar. Biz ise hala bu pislik dünyada nefes alıyoruz. Ne mutlu size,ne mutlu.
Allah seni yok etsin,kahretsin Israil..Lanet olsun sizlere.Tin suresinde ki gecen sefillerin en sefili ibaresi bunlar icin heralde..
Sen_Teksin_61
13.01.2009, 14:44
"Sen_teksin_61" nerelerdesin, kardeşim?..
Not: Yarın; Sionizm nedir?.. Sion liderlerinin 1.sion kongresinde açıkladıkları protokoller..
Üstadım! Şu sıralar derslerime yoğunlaşmış vaziyetteyim. Kütüphane yollarındayım. Onun için foruma uğramaya fazla vakit bulamıyorum. Yazı dizinin devamını bekliyorum...
Aslında söylenmesi gereken birçok şey, söylendi burada. siyonist terör devletinin Gazze halkına karşı uyguladığı vahşet karşısında sözlerin kâr etmediği yere geldik diyebilirim. Biz Türk halkı olarak tepkilerimizi sözlü veya fiili olarak ortaya koyduğumuz halde, dünya kamuoyu görünürde de olsa israilin karşısında olduğu halde ne yazık ki oradaki masum sivillerin üzerine bomba yağdırılmaya devam ediliyor. Bu vahşi uygulamanın sona erdirilmesi noktasında artık siyasetin daha aktif şekilde devreye girmesi lazım. İktidar makamında olanların, israilin Gazze’de uyguladığı katliama ve insani yardım getiren kuruşları dahi hedef almasına karşın, bu uygulamaların bir nebze olsun azaltılmasına yönelik olarak sonuç alıcı adımlar atması gerekmektedir. Böyle bir faaliyet, insanlığın ve Müslüman kardeşliğinin bir gereğidir. O halde “Ben Müslüman’ım” diyen herkes, “Müminler ancak kardeştirler…” (Hucurât/10) ayetinin, üzerine yüklediği sorumluluğu yerine getirmelidir. Aksi takdirde ahirette, Gazze’de yapılan katliam için başta siyasilerden olmak üzere sorumluluğunu yerine getirmeyen Müslümanlardan hesap sorulacaktır.
Bakın yüce Mevlamız Kurân-ı Kerim’de bize nasıl sesleniyor:
“Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim böyle yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başka. (Şerlerinden korunmak için dost gözükebilirsiniz). Allah sizi kendisinin emirlerine karşı gelmekten sakındırır. Dönüş Allah’adır.” (Al-i İmrân/28)
Peygamber efendimizin şahsında Müslümanlara şöyle bir uyarıda bulunuyor Allah: “Ne yahudiler, ne de hristiyanlar, sen onların dinlerine tabi olmadıkça senden asla razı olmazlar. Sen de ki: ‘Allah’ın hidayet yolu olan İslam, doğru yolun ta kendisidir.’ Sana gelen bunca ilimden sonra onların heva ve heveslerine uyacak olursan, Allah’a karşı hiçbir koruyucu ve yardımcı bulamazsın.” (Bakara/120)
Arkadaşlar! Daha dün TBMM çatısı altında kurulan ve başkanı da iktidar partisinden olan israil dostluk grubunun 300’ün üzerinde üyesi vardı. Dost edinecek başka bir ülke bulamadık mı?..
Daha dün yine TBMM’de, Milletimizin iradesinin hakim olduğu yerde, Milletimizin kürsüsünde siyonist katil simon peres vardı. Hatırlarsanız bu adi herif, yaptığı konuşmanın ardından Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket isterim” isimli şiirini okumuş ve Milletvekillerinden büyük alkış almıştı. O alkışlayanlar acaba bu siyonistlerin nereleri istediklerini bilmiyorlar mıydı?
Daha dün Peygamberimize iftira atan papayı hava alanında karşılayıp elini sıkan, israilli yetkilileri makamında ağırlayan kimse, Filistin halkının seçimle iş başına getirdiği Hamas’ın siyasi büro başkanı Halid Meşal’le, israilin baskısı nedeniyle görüşmemek için köşe bucak kaçmadı mı?
Nedir bu çifte standart? Nedir bu dost gözükmekten öteye giden ilişkiler? Biz gerçekte kimin dostuyuz? Kimden yanayız? Bizim kardeşlerimiz Müslümanlar mı yoksa papa ve siyonistler mi?
Artık herkes konumunu iyi belirlemeli arkadaşlar. Herkes bu dünyada attığı adımların öteki dünyada hesabının sorulacağını da iyi bilmeli. Ümit ediyorum ki iktidarda bulunanlar, görmezden geldikleri şu âyetleri görüp ona göre hareket ederler. Benim beklentim israilin Gazze’de yaptığı katliamı durduracak sonuç alıcı girişimlerde bulunulmasıdır. Aksi takdirde kimse kınamayla, laf kalabalığıyla, görünürde takındığı sert tavırla bir yere varamaz. Samimi olanlar, sonuç alıcı icraatlarıyla konuşur…
Yasin Berber
13.01.2009, 16:30
Bende imkanlarım dahilinde filistini destekleyen israili aşağalayan vede filistini destekleyen bir şarkı hazırlıyorumn
YAHUDİLER VE SİYONİZM ..
Onlar(yahudiler) için, hepimizGENTİLE'yiz..
Biz.. Yahudi olmayan tüm insan ve milletler..
GENTİLE; Yani, üstün(ari) ırk olan yahudilere itaat ve hizmet etmekle görevli hayvanımsı, KÖLE yaratıklar...
Bunu tahrif edip, bozup-uydurdukları dinleri söylüyor-emrediyor..
O yüzdendir ki; bizim emeğimiz, alın terimiz, gözyaşımız ucuz..
Canımız ve kanımız değersiz..
Onlar; Komplo ve entrikaların kurucuları ve baş mimarları..
Yeryüzündeki büyük fitne ve fesat tohumlarının tasarım ve uygulayıcıları..
Tek, hedefleri var..
Kendilerine tanrı tarafından vaad edildiğine inandıkları BÜYÜK İSRAEL ÜLKESİ(ARZ-I MEVUD=vadedilmiş topraklar=Nil' den fırat'a kadar olan bütün mezopotamya)' ni kurmak ve yahudi olmayan herkesin kendilerine kayıtsız şartsız itaat edip , köle olduğu TEK DÜNYA DEVLETİ..
Bunun için asırlardır sistemli bir şekilde çalışıyorlar..
Plan kurup uyguluyorlar,..
------Taa ki.. Yeryüzünde çıkardıkları fitne ve fesatlar, yaptıkları zulüm ve katliamlardan sonra,
Babil'lilerin onları darmadağan edip yerlerinden çıkartarak-kaçırtarak bütün dünyaya(başta avrupa-rusya ve amerika olmak üzere) yayılmak zorunda kaldıkları günden beri..------
Bu amaç doğrultusunda yeni ilim ve bilim dalları, yeni söylem ve ideolojiler üretiyorlar..
Monarşilerin yıkılmasından Fransız devrimine, calvinizm'e lutheryan'izme ,darwinizm'e protestanlığa, faşizme, komunizme, kapitalizme, liberalizme varıncaya kadar dünya hayatını etkilemiş ve yön vermiş bütün olaylar ve ideolojilerin üreticisi, planlayıcı ve uygulayıcıları onlar..
-----Robespierre'lerin-Jakoben'lerin(Fransız devrimi) , Calvin'in Luther'in(protestanlık), Hegel'in(Diyalektik materyalizm), Darwin'in(Ateizm-Faşizm[Doğal selection=Güçlü olan zayıf olanı ezer ve yok eder]), Karl Marx'ın(komunizm), Adam smith'in-Weber'in-Keynes'in(Kapitalizm-liberalizm) hepsininde birer yahudi olması tesadüf olabilir mi?----- Bugünkü uzantıları ise Brezinsky ve Freudman(Medeniyetler çatışması) gibi düşünürler..
Bugün, Dünya ekonomi-siyasetinin baş aktörleri onlar..
Sahip oldukları servet sayesinde bütün dünya ölçeğinde, ekonomi-finans hareketlerini yönlendiriyorlar.
Satın aldıkları, para ve güce tapan ihtiras sahibi insanlar ile, yine bu şekilde mankurtlaştırdıkları mason-ajan-provakörler elemanlarıyla ele geçirdikleri , kritik dünya devletlerindeki iktidarlarıyla hedeflerine doludizgin gidiyorlar.
Sahip olduklarıi ulusal ve uluslararası medya gücü ilede halkları buna hazırlayıp, aptallaştırıp- ahlaksızlaştırıp, beyin yıkama operasyonları düzenliyorlar..
****
İşte, bu hedef ve amaç taki yahudilerin -siyonistlerin düşüncelerini gelin kendi ağızlarından dinleyelim..
Aşağıdaki linkten açılacak sayfada, Tehedor Herzl'ın önderliğinde ki siyonistlerin 1897 yılında Basel'de gerçekleştirdikleri 1. sion kongresinde, siyon liderlerinin açıkladıkları sionizm protokollerini(amaç ve planlarını) okuyabilirsiniz..
10-15 sayfalık küçük bir kitapçık büyüklüğündeki yazıyı html formatında tek bir sayfada düzenledim..
Böylesine uzun bir yazıyı herkesin bir oturuşta okuyamacağını düşünerekte zip dosyasının içine ekleyerek istenildiğinde okunabilmesi amacıyla direk bilgisayarınıza indirebilinecek şeklede getirdim..
-----Sayfanın girişindeki, Yusuf Sezgin'in "Türkiye'deki derin yapının deşifresi" yazısıda eminim ki ,ülkemizin bulunduğu durum hakkında ve olan ve hala olmakta olagelen olayların ve de gündemdeki sıcaklığını en kuvvetli bir şekilde koruyan meselelerin sebepleri hakkında bir fikir sahibi olmanızı sağlıyacaktır..----
SİON LİDERLERİNİN PROKOLLERİNİ OKUMAK İÇİN TIKLA: (http://www.freewebtown.com/devbey/Siyon_Liderlerinin_Protokolleri.htm)
SİON LİDERLERİNİN PROKOLLERİNİ DOWLOAD ETMEK İÇİN TIKLA(sadece 42 KB): (http://www.bembirsen7.com//makale/Siyon_Liderlerinin_Protokolleri.zip)
SİONİZM'İN GERÇEK VE VAHŞİ YÜZÜ:
Alttaki video da 06- 01-2009 da Gazze de, siyonist israilin yaptığı katliamın sansürsüz görüntüleri bulunmaktadır..
Lütfen 18 yaşından küçükler izlemesin..(Ruh sağlığı açısından)
Ben dahi, videonun 3/2 sini gözlerimi kapayarak izleyebildim..
-6067632832940411448
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 03:21
sionist israil devleti, kendisini ortadan kaldırmaya neden olacak adımlar atmaya devam etmektedir. Devbey kardeşimin yukarıya koyduğu videonun kısa ve öz açıklaması budur...
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 03:57
İsrael Şamir: " Yahudiler olarak ya tövbe edeceğiz, ya da helak olacağız."
İsrael Şamir, bir Rus Yahudisi. Filistin topraklarına giderek Yafa şehrine yerleşmiş. Gazeteci-yazar. Tel Aviv’de bir rüya gördüğünü, savaş elbiseleri giymiş bir meleğin karşı duvara üç kelime yazdığını görmüş:
"Mene, Tekel ufarsin." Yani, "imtihandan geçtiniz ve kaybettiniz!’. Şamir, "Ya Ninova halkı gibi tevbe edip kurtulacağız, ya da Sodom kenti ahalisi gibi helak edileceğiz." diyor.
Bu israel isimli yahudiyi görseydim ona şöyle derdim: “Helak olacağız diye endişelenmene gerek yok. İslam ülkelerinin liderleri Gazze halkının yok oluşunu izlemeye devam ettikçe ve ülkenize fiili olarak müdahale edilmedikçe bu dünyada size kolay kolay bir şey olmaz. Ancak ahirette bu yaptıklarınızın hesabı hem sizden hem de Müslümanlardan sorulur.”
Kıymetli renktaşlarım! Bilindiği üzere Kurân-ı Kerim’de Allah tarafından helak edilmiş birçok kavimden bahsedilir. Hz. Nuh’un kavmi, Hz. Lût’un kavmi (Sodom ve Gomore), Hz. Hud’un gönderildiği Âd kavmi, Hz. Salih’in gönderildiği Semud kavmi ve Hz. Şuayb’ın gönderildiği Meyden halkı. Dikkat edilirse bu kavimler, kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, Allah’a isyan etmişler ve isyanlarının bir sonucu olarak yok olup gitmişlerdir.
Kurân’da israiloğullarının tarihi serüvenine baktığımızda ise Allah’ın onları başka kullarının elleriyle cezalandırdığını görmekteyiz. Ne zamanki Allah’a isyan edip kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, öldürmüş (Hz. Zekeriyya ve Yahya) veya öldürmeye teşebbüs etmişler (Hz. İsa), ne zaman ki yeryüzünde bozgunculuk çıkarmışlar, ondan sonra Allah’ın gönderdiği bela ve musibetlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu musibetlerden Kurân’da şöyle bahsedilmektedir. “Biz, Kitap’ta israiloğullarına: Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde büyükleneceksiniz diye bildirdik. Bunlardan ilki gerçekleşince, üzerinize kuvvetli ve sert kullarımızı gönderdik. Onlar evlerin aralarına varıncaya kadar sizi aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. (İsra/4-5)
Arkadaşlar! Tarihi vesikalarda da geçtiği üzere yahudilere Peygamber olarak gönderilmiş olan Hz. Süleyman, Kudüs’te “Moriah dağı” denen bölgede büyük bir mabed inşa ettirmiştir. Böylelikle yahudilerin tarihinde 1. mabed dönemi başlamıştır. yahudiler tarafından beyt ha-mikdaş denilen ve Süleyman mabedi olarak bilinen bu yapının bulunduğu yere İslam döneminde Mescid-i Aksa denilmiştir. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeyde israil, güneyde ise yahuda olmak üzere ikiye ayrılan israiloğullarının kuzeydeki devletine Asur’lular m.ö. 722’de son vermiştir. Güneydeki devleti ise m.ö. 586’da Babil’liler yıkmıştır. Kudüs’teki Süleyman mabedi Babil’liler tarafından tahrip edilmiş, yahudilerin bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı esir olarak bu bölgeden sürgün edilmişlerdir. Yukarıda verdiğimiz âyetlerde bahsedilen birinci fesadın sonucunda israiloğulları, Allah’ın kendilerine musallat ettiği kulların elinden cezalarını çekmişlerdir.
Yukarıdaki âyetlerin devamında yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha da çoğalttık. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Yok, eğer kötülük ederseniz o da kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, sizin yüzünüzü kara etmeleri, daha önce Beyt-i Makdis’e girdikleri gibi girip ele geçirdikleri her şeyi mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” (İsra/6-7)
Babil’deki sürgün dönemleri 70 yıl kadar süren israiloğulları, Pers’lilerin Babil’lileri yenmesinden sonra tekrar Kudüs’e dönmüşler ve Ezra önderliğinde mabedlerini (Süleyman mabedi) yeniden inşa etmişlerdir (m.ö 4. yüzyıl). Böylelikle yahudi tarihinde 2. mabed dönemi başlamıştır. Bu dönem m.s. 70 yılına kadar devam etmiştir. yahudiler bu dönemde de rahat durmamış, bulundukları bölgede bozgunculuk çıkarmaya ve isyana devam etmişlerdir. Daha önce Hz. Zekeriyya ve Yahya’yı öldüren bu bozguncular, kendilerine Peygamber olarak gönderilen Hz. İsa’yı da öldürmeye teşebbüs etmişler fakat bu sefer muvaffak olamamışlardır. Bu dönemde Roma’lıların hakimiyeti altında yaşayan yahudiler, isyanları yüzünden ikinci kez istilaya uğradılar. Allah Teâlâ, fesatları yüzünden bu defa Roma’lı kullarının eliyle israiloğullarını cezalandıracak ve ikinci vaadini yerine getirecektir. M.s. 70 yılında Kudüs’ü işgal eden Roma’lılar, Babil sürgünü dönüşünde inşa edilmiş olan Süleyman mabedini tekrar yıktılar. Bu bölgeden yine sürgün edilen yahudiler, 1948’e kadar bir devlet kuramadılar ve sürgün hayatı yaşadılar. Ne zamanki 1948 senesinde Filistin topraklarında israil devleti kuruldu, o zaman dünyanın dört bir tarafına yayılmış olan yahudiler peyderpey bu topraklara getirildi.
Gelelim günümüze… Kudüs’te olup-bitenleri görebildiğimiz kadarıyla israiloğulları, geçmişte olduğu gibi yine Süleyman mabedini inşa etme hevesi içerisindedirler. Yaklaşık 2000 yıldan beri bu arzularını sürdürmektedirler. Bugün için Mescid-i Aksa’nın yıkılmasına ve altından Süleyman mabedinin kalıntılarının çıkmasına sebep olacak kazılara devam etmektedirler. Süleyman mabedinin yer aldığı Kudüs başkent olmak üzere büyük israil devletinin kurulması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Nil’den Fırat’a kadar olan bölgeyi kapsaması istenen bu devletin önünde engel olarak kim ya da kimler varsa, siyonistler için hedef onlardır. Bugün için siyonistlerin önündeki engel Filistin halkıdır, Gazze halkıdır. Bu engel bir şekilde bertaraf edilmeye çalışılacaktır. Gazze’deki katliamın nedeni de budur. Yoksa siyonist liderlerinin dediği gibi Hamas’ın attığı birkaç füze değildir. Masum sivillerin üzerine yağdırılan kimyasal bombalar bunun en çarpıcı ispatıdır. siyonistlerin nihai hedefinde Türkiye’mizin güney doğusunda yer alan topraklar da vardır. Önlerindeki Filistin ve Suriye engellerini aştıklarında, bu toprakları almak için çaba göstereceklerdir. siyonistler, Türkiye ile savaşı göze alamayacaklarını düşündükleri için kürt milliyetçiliğini kaşıyarak Türkiye üzerindeki emellerine ulaşmak istemektedirler. Çünkü güney doğu bölgemiz kürtlerin eline geçtiğinde, bu bölgeyi onlardan kolayca koparabileceklerini iyi biliyorlar. siyonistler, Irak’ta bir kürt devleti kurulmasını sağlayarak planlarının Irak ayağını gerçekleştirdiler. Ancak planlarının Türkiye ayağındaki gidişatı şimdiye kadar başarısız oldu. Buna karşın gerek pkk ile gerekse de meclisteki dtp ile kürt sorunu üzerinden ülkemizi bölme çabaları devam etmektedir. Çabalar sadece bununla da sınırlı değildir. Hükümetimizin yabancılara toprak satışında miktar artırımına giden yasayı meclisten geçirmesi, bilerek veya bilmeyerek siyonistlerin nihai amaçlarına hizmet etmektedir. israil devletinin kurulmadan önce temellerinin, Filistin’den satın alınan topraklarla atıldığını biliyoruz…
Yukarıda belirttiğimiz ve bugün yaşadığımız üzere israiloğulları yeryüzünde yine bozgunculuk yapmaktadırlar. Dün Peygamberlerini katledenler, bugün Müslümanları katletmektedirler. Dün azgınlık yapıp, büyüklenenler bugün de dünya devletlerine meydan okumaktadırlar. Bakın Allah Teâlâ daha önce zikrettiğim âyetlerin devamında ne diyor: “Olur ki (bu ikinci fesattan sonra tevbe edersiniz de), Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz, tekrar bozgunculuk yaparsanız, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.” (İsra/8)
Evet arkadaşlar! Gördüğünüz gibi Allah, israiloğullarını bu ayette yine uyarıyor. Onları daha önce yaptıklarından dolayı başka kullarının eliyle cezalandıran Allah, benzer şeyleri yapmaları durumunda yine cezalandıracağından bahsediyor. Peki Allah, israiloğulları için bir cezaya hükmederse bunu hangi kulları eliyle yapacak? İşte mesele burada tıkanıyor. Çünkü şu dönem için israiloğullarının devletini başına yıkacak, onları tekrar bir sürgün hayatı yaşattıracak derecede güçlü bir devlet yok. Ayrıca yukarıdaki ayetlerde israiloğullarının darmadağın edilişi, mabetlerini inşa etmelerinden sonra gerçekleşmektedir. Ben, tarihi vâkıalardan hareketle şöyle düşünüyorum: Yalnızca beddualarla israil devletinin dağılması mümkün değil. Daha önce olduğu gibi güçlü bir devletin var olması ve Allah Teâlâ’nın bu devletin eliyle israiloğullarını cezalandırması neticesinde onların dağılması mümkün olacak ve yaptıkları zulümler sona erecektir. Şimdi dua etmemiz gereken bir şey daha var ki o da en kısa zamanda, Allah’ın siyonist israil devletini cezalandıracak “el” olarak kullanacağı devletin ortaya çıkması. Aksi takdirde siyonistler, zulümlerine devam edeceklerdir.
Sözlerimi tüm insanlığa gönderilen büyük Peygamber Hz. Muhammed’in bir hadisiyle noktalıyorum: “Müslümanlar ile yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi, taşın veya ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş veya ağaç, yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı (bir çeşit dikenli ağaç) bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhâri ve Müslim’in rivayeti)
TAHSİN 61
14.01.2009, 13:25
israil Allah belanı versinn yeter artık biri şunları durdursun
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 14:05
Türk halkı olarak oradaki din kardeşlerimize elimizden geldiğince yardımcı olmalıyız. Ben aklıma gelen birkaç şeyi burada saymak istiyorum.
1. si Gazze’de yaşayan kardeşlerimize çeşitli kuruluşlar aracılığı ile maddi destekte bulunabiliriz.
2. si onlar için edeceğimiz hayır dualarla manevi destek sağlamış oluruz.
3. sü katliamın durdurulmasına yönelik olarak düzenlenen toplantı ve yürüyüşlere katılabiliriz.
4. sü internette çeşitli forumlarda Filistin halkına destek amacına yönelik yazılar yazabiliriz. Yine siyonizmin ne anlama geldiğini açıklayan metinleri forumlarda paylaşabiliriz.
5. si ve bence en önemlisi israil devletine ve dünyaya kol salmış siyonistlere maddi getirisi olan tüm ürün ve markaları boykot edebiliriz.
israil’e gelir sağlayan markaların boykot edilmesine dair son maddede yer alan öneri için tüketiciler birliği sağlıklı bir liste hazırladı. Kendilerinin ifadelerine göre israile gelir sağlayan markaların bulunduğu bu liste, oldukça sıkı bir araştırmadan sonra meydana getirilmiştir. Araştırmaların sürmesi nedeniyle listenin genişlemesinin muhtemel olduğu da vurgulanmıştır. Tüketiciler birliğinin konuya ilişkin açıklaması ve boykot etmeye davet ettiği malların listesi şöyle:
Tüketici, “CEPHANE BİZDEN DEĞİL” diyor
Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Av. M. Bülent Deniz konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır: İsrail’in Gazze’de 27 Aralık tarihinden bu yana gerçekleştirdiği katliamda, yüzlerce Filistinli yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı. Sağ kalmayı başaranlar halen ilaç ve gıda eksikliği nedeniyle her an yaşamlarını yitirme tehdidi altında bulunuyor.Yaşanan kanlı süreç dünya halklarının yoğun tepkisine yol açmıştır. Ülkemizde de, saldırıların başladığı günden bu yana geceli-gündüzlü protesto eylemleri gerçekleştirilmektedir. Türkiye coğrafyasını paylaşan milyonlar, israil tarafından yürütülen bu soykırıma olan tepki ve nefretlerini sokaklarda dile getirmekte, öte yandan bu katliamı gerçekleştiren israil ve israil devletinin işbirlikçisi abd ve ingiltere’ye karşı tüketici boykotu seçeneğini uygulamaya koymaktadırlar. Bu sürecin sonucunda tüketici tarafından boykot edilecek mal ve hizmetlere ilişkin çeşitli listeler hazırlanmakta ve hızla yaygınlaşmaktadır.
Tüketiciler Birliği;
-Küreselleşen ekonomik düzende, mal ve hizmetlerin milliyetinin kesin olarak tespitindeki güçlük,
-Boykot edilecek mal ve hizmetlerin yerine ikame edilecek başkaca ürünlerin tespitinde yaşanabilecek güçlük,
-Boykot edilecek mal ve hizmetlerin ülkemizde üreticisi, satıcısı ve lojistik ve servis hizmetlerini sunan girişimin yerli sermaye olma olasılığı ve ülkemizde bu nedenle oluşabilecek istihdam sorunu nedeniyle ülke boykotuna her zaman ihtiyatlı yaklaşmış, ancak “bıçağın kemiğe dayandığı” noktada, tüketimden gelen gücün “gerçekleştirilebilir” nitelikte “boykot” olarak örgütlenmesi sürecini yönetmiş ve desteklemiştir.Yakın dönemde abd nin Irak’ı işgali, Danimarka ile yaşanan karikatür krizi ve Fransa’da Ermeni yasa tasarısı olaylarında, Tüketiciler Birliği tarafından boykot seçeneği kullanılmış, kararlılıkla gerçekleştirilen boykot eylemleri başarıya ulaşmıştır.
Örgütsüz olarak gerçekleşme eğilimindeki tüketici boykotu sürecinde oluşturulan ve elden ele dolaşan boykot listelerinde yapılması kuvvetle muhtemel yanlışlıkların önlenmesi, tüketimden gelen gücün etkili ve kararlı bir şekilde yönetilmesi ve en önemlisi yaşanan “Gazze” sürecinde, “bıçağın kemiğe dayandığı” noktaya gelinmiş olması nedeniyle Tüketiciler Birliği, bir kez daha “boykot” seçeneğini ülkemiz tüketicisinin dikkatine sunmaktadır.
Tüketiciler Birliği tarafından yapılan araştırmalar ile israil, abd ve ingiliz milliyetine sahip veya bu ülkelerdeki firmalarla iş ortaklığı ve işbirliği içinde olan firmalar, bu ülkelerin simgesi haline gelmiş dünyaca bilinen markalar veya açıkça silahlı kuvvetlere fon aktardıklarını açıklamış olan firmalar tespit edilmiştir. Tespitlere ilişkin araştırmalar devam ettirilmekte olup boykot listesi sürekli olarak güncellenecektir.
Kamuoyundan beklentimiz, olası yanlışlıklara meydan verilmemesi bakımından Tüketiciler Birliği tarafından oluşturulan ve açıklanan listeye itibar etmeleri ve bu listede yer alan ürünleri boykot etmeleridir.
İlk aşamada;
-Frito Lay firmasına ait: Lay’s, Doritos, Cheetos (cips)
-Danone firmasına ait; Hayat Su, Evian Su (içecek), -Danette, Danino, Danone, Activa (meyveli yoğurt, yoğurt),
-Elite Cafe,
-Unilever firmasına ait: Becel, Flora (margarin), Lipton (içecek), Calve, Knorr (hazır gıda), Algida, Magnum, Carte D’or (dondurma), Axe, Rexona, Signal, Dove, Lux, Omo, Vim, Cif, Domestos (kozmetik ve temizlik)
-Philip Morris firmasına ait: Marlboro, L&M, Chesterfield, Parliament, Virginia Slims, Lark, Muratti (sigara),
-British American Tabocco firmasına ait: Dunhill, Kent, Pall Mall, Viceroy, Lucky Strike (sigara)
-Coca Cola firmasına ait: Cappy, Coca Cola, Fanta, Sprite, Nestea, Turkuaz, Schweppes, Damla Su, Doğadan, Sen-Sun (içecek)
-Pepsi Cola firmasına ait: Tamek, Pepsi Cola, Yedigün, 7Up, Fruko, Aquafina
-Starbucks kafe zinciri
-Johnsons&Johnsons firması
-Mc Donald’s (fast food),
-Burger King (fast food),
-Kentucky Fried Chicken (KFC) (fast food)
olarak belirlenen firma ve markaları boykot kapsamına alıyoruz.
Türkiye tüketicisi tüketimden gelen gücünü kararlılıkla ortaya koyacak ve önceden olduğu gibi bu kez de zulmün sahiplerine hak ettikleri dersi verecektir.
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 16:07
http://img371.imageshack.us/img371/2015/boykotnb3.jpg
http://img371.imageshack.us/img371/1820/boykot2ft4.jpg
http://img229.imageshack.us/img229/4267/boykot3dn2.jpg
Dursun Kaplan
14.01.2009, 16:11
Hayatımızın her alanında israil ürünleri mevcut.:mad:
TS-Tiryaki
14.01.2009, 16:35
Yukaridaki esyalari boykot etmek cok cok zor.
sakaryalı.61
14.01.2009, 16:51
Bu israel isimli yahudiyi görseydim ona şöyle derdim: “Helak olacağız diye endişelenmene gerek yok. İslam ülkelerinin liderleri Gazze halkının yok oluşunu izlemeye devam ettikçe ve ülkenize fiili olarak müdahale edilmedikçe bu dünyada size kolay kolay bir şey olmaz. Ancak ahirette bu yaptıklarınızın hesabı hem sizden hem de Müslümanlardan sorulur.”
Kıymetli renktaşlarım! Bilindiği üzere Kurân-ı Kerim’de Allah tarafından helak edilmiş birçok kavimden bahsedilir. Hz. Nuh’un kavmi, Hz. Lût’un kavmi (Sodom ve Gomore), Hz. Hud’un gönderildiği Âd kavmi, Hz. Salih’in gönderildiği Semud kavmi ve Hz. Şuayb’ın gönderildiği Meyden halkı. Dikkat edilirse bu kavimler, kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, Allah’a isyan etmişler ve isyanlarının bir sonucu olarak yok olup gitmişlerdir.
Kurân’da israiloğullarının tarihi serüvenine baktığımızda ise Allah’ın onları başka kullarının elleriyle cezalandırdığını görmekteyiz. Ne zamanki Allah’a isyan edip kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, öldürmüş (Hz. Zekeriyya ve Yahya) veya öldürmeye teşebbüs etmişler (Hz. İsa), ne zaman ki yeryüzünde bozgunculuk çıkarmışlar, ondan sonra Allah’ın gönderdiği bela ve musibetlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu musibetlerden Kurân’da şöyle bahsedilmektedir. “Biz, Kitap’ta israiloğullarına: Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde büyükleneceksiniz diye bildirdik. Bunlardan ilki gerçekleşince, üzerinize kuvvetli ve sert kullarımızı gönderdik. Onlar evlerin aralarına varıncaya kadar sizi aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. (İsra/4-5)
Arkadaşlar! Tarihi vesikalarda da geçtiği üzere yahudilere Peygamber olarak gönderilmiş olan Hz. Süleyman, Kudüs’te “Moriah dağı” denen bölgede büyük bir mabed inşa ettirmiştir. Böylelikle yahudilerin tarihinde 1. mabed dönemi başlamıştır. yahudiler tarafından beyt ha-mikdaş denilen ve Süleyman mabedi olarak bilinen bu yapının bulunduğu yere İslam döneminde Mescid-i Aksa denilmiştir. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeyde israil, güneyde ise yahuda olmak üzere ikiye ayrılan israiloğullarının kuzeydeki devletine Asur’lular m.ö. 722’de son vermiştir. Güneydeki devleti ise m.ö. 586’da Babil’liler yıkmıştır. Kudüs’teki Süleyman mabedi Babil’liler tarafından tahrip edilmiş, yahudilerin bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı esir olarak bu bölgeden sürgün edilmişlerdir. Yukarıda verdiğimiz âyetlerde bahsedilen birinci fesadın sonucunda israiloğulları, Allah’ın kendilerine musallat ettiği kulların elinden cezalarını çekmişlerdir.
Yukarıdaki âyetlerin devamında yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha da çoğalttık. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Yok, eğer kötülük ederseniz o da kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, sizin yüzünüzü kara etmeleri, daha önce Beyt-i Makdis’e girdikleri gibi girip ele geçirdikleri her şeyi mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” (İsra/6-7)
Babil’deki sürgün dönemleri 70 yıl kadar süren israiloğulları, Pers’lilerin Babil’lileri yenmesinden sonra tekrar Kudüs’e dönmüşler ve Ezra önderliğinde mabedlerini (Süleyman mabedi) yeniden inşa etmişlerdir (m.ö 4. yüzyıl). Böylelikle yahudi tarihinde 2. mabed dönemi başlamıştır. Bu dönem m.s. 70 yılına kadar devam etmiştir. yahudiler bu dönemde de rahat durmamış, bulundukları bölgede bozgunculuk çıkarmaya ve isyana devam etmişlerdir. Daha önce Hz. Zekeriyya ve Yahya’yı öldüren bu bozguncular, kendilerine Peygamber olarak gönderilen Hz. İsa’yı da öldürmeye teşebbüs etmişler fakat bu sefer muvaffak olamamışlardır. Bu dönemde Roma’lıların hakimiyeti altında yaşayan yahudiler, isyanları yüzünden ikinci kez istilaya uğradılar. Allah Teâlâ, fesatları yüzünden bu defa Roma’lı kullarının eliyle israiloğullarını cezalandıracak ve ikinci vaadini yerine getirecektir. M.s. 70 yılında Kudüs’ü işgal eden Roma’lılar, Babil sürgünü dönüşünde inşa edilmiş olan Süleyman mabedini tekrar yıktılar. Bu bölgeden yine sürgün edilen yahudiler, 1948’e kadar bir devlet kuramadılar ve sürgün hayatı yaşadılar. Ne zamanki 1948 senesinde Filistin topraklarında israil devleti kuruldu, o zaman dünyanın dört bir tarafına yayılmış olan yahudiler peyderpey bu topraklara getirildi.
Gelelim günümüze… Kudüs’te olup-bitenleri görebildiğimiz kadarıyla israiloğulları, geçmişte olduğu gibi yine Süleyman mabedini inşa etme hevesi içerisindedirler. Yaklaşık 2000 yıldan beri bu arzularını sürdürmektedirler. Bugün için Mescid-i Aksa’nın yıkılmasına ve altından Süleyman mabedinin kalıntılarının çıkmasına sebep olacak kazılara devam etmektedirler. Süleyman mabedinin yer aldığı Kudüs başkent olmak üzere büyük israil devletinin kurulması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Nil’den Fırat’a kadar olan bölgeyi kapsaması istenen bu devletin önünde engel olarak kim ya da kimler varsa, siyonistler için hedef onlardır. Bugün için siyonistlerin önündeki engel Filistin halkıdır, Gazze halkıdır. Bu engel bir şekilde bertaraf edilmeye çalışılacaktır. Gazze’deki katliamın nedeni de budur. Yoksa siyonist liderlerinin dediği gibi Hamas’ın attığı birkaç füze değildir. Masum sivillerin üzerine yağdırılan kimyasal bombalar bunun en çarpıcı ispatıdır. siyonistlerin nihai hedefinde Türkiye’mizin güney doğusunda yer alan topraklar da vardır. Önlerindeki Filistin ve Suriye engellerini aştıklarında, bu toprakları almak için çaba göstereceklerdir. siyonistler, Türkiye ile savaşı göze alamayacaklarını düşündükleri için kürt milliyetçiliğini kaşıyarak Türkiye üzerindeki emellerine ulaşmak istemektedirler. Çünkü güney doğu bölgemiz kürtlerin eline geçtiğinde, bu bölgeyi onlardan kolayca koparabileceklerini iyi biliyorlar. siyonistler, Irak’ta bir kürt devleti kurulmasını sağlayarak planlarının Irak ayağını gerçekleştirdiler. Ancak planlarının Türkiye ayağındaki gidişatı şimdiye kadar başarısız oldu. Buna karşın gerek pkk ile gerekse de meclisteki dtp ile kürt sorunu üzerinden ülkemizi bölme çabaları devam etmektedir. Çabalar sadece bununla da sınırlı değildir. Hükümetimizin yabancılara toprak satışında miktar artırımına giden yasayı meclisten geçirmesi, bilerek veya bilmeyerek siyonistlerin nihai amaçlarına hizmet etmektedir. israil devletinin kurulmadan önce temellerinin, Filistin’den satın alınan topraklarla atıldığını biliyoruz…
Yukarıda belirttiğimiz ve bugün yaşadığımız üzere israiloğulları yeryüzünde yine bozgunculuk yapmaktadırlar. Dün Peygamberlerini katledenler, bugün Müslümanları katletmektedirler. Dün azgınlık yapıp, büyüklenenler bugün de dünya devletlerine meydan okumaktadırlar. Bakın Allah Teâlâ daha önce zikrettiğim âyetlerin devamında ne diyor: “Olur ki (bu ikinci fesattan sonra tevbe edersiniz de), Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz, tekrar bozgunculuk yaparsanız, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.” (İsra/8)
Evet arkadaşlar! Gördüğünüz gibi Allah, israiloğullarını bu ayette yine uyarıyor. Onları daha önce yaptıklarından dolayı başka kullarının eliyle cezalandıran Allah, benzer şeyleri yapmaları durumunda yine cezalandıracağından bahsediyor. Peki Allah, israiloğulları için bir cezaya hükmederse bunu hangi kulları eliyle yapacak? İşte mesele burada tıkanıyor. Çünkü şu dönem için israiloğullarının devletini başına yıkacak, onları tekrar bir sürgün hayatı yaşattıracak derecede güçlü bir devlet yok. Ayrıca yukarıdaki ayetlerde israiloğullarının darmadağın edilişi, mabetlerini inşa etmelerinden sonra gerçekleşmektedir. Ben, tarihi vâkıalardan hareketle şöyle düşünüyorum: Yalnızca beddualarla israil devletinin dağılması mümkün değil. Daha önce olduğu gibi güçlü bir devletin var olması ve Allah Teâlâ’nın bu devletin eliyle israiloğullarını cezalandırması neticesinde onların dağılması mümkün olacak ve yaptıkları zulümler sona erecektir. Şimdi dua etmemiz gereken bir şey daha var ki o da en kısa zamanda, Allah’ın siyonist israil devletini cezalandıracak “el” olarak kullanacağı devletin ortaya çıkması. Aksi takdirde siyonistler, zulümlerine devam edeceklerdir.
Sözlerimi tüm insanlığa gönderilen büyük Peygamber Hz. Muhammed’in bir hadisiyle noktalıyorum: “Müslümanlar ile yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi, taşın veya ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş veya ağaç, yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı (bir çeşit dikenli ağaç) bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhâri ve Müslim’in rivayeti)
s.a. allah senden razı olsun kardeşim sana ayrıca teşekkür ediyorum müslümana işte böyle şuur lazım selam ediyorum
sakaryalı.61
14.01.2009, 16:54
s.a boykot için bakın kardeşlerim herkes üzerine düşeni yapsın almasın yani ..biraz seçici olalım yeter....
ben bunu başardım yahudinin malını almıyorum......
ve bunuda yahudi mallarını tanıyarak yaptım hiçte zor olmadı bu konuda biraz samimiyet lazım,selamlar.
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 17:11
s.a. allah senden razı olsun kardeşim sana ayrıca teşekkür ediyorum müslümana işte böyle şuur lazım selam ediyorum
Amin. Allah hepimizden razı olsun sayın abim. Yazımı okumaya vakit ayırdığınız için asıl ben teşekkür ederim. Alah'ın selamı hepimizin üzerine olsun.
Peygamber efendimizin düşmanla karşılaştığında yaptığı kısa bir duayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Gazze'de üzerlerine yağan türlü türlü bombalara rağmen, siyonist çetelerine karşı büyük direniş sergileyen mücahitlerin bu duaya çok ihtiyacı var: "Ey Kurân'ı indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allah'ım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl." Amin.
ALLAH RIZASI İÇİN, FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN ACILARINI BİR NEBZE OLSUN DİNDİREBİLMEK İÇİN, LÜTFEN DESTEK OLALIM...
http://www.habervakti.com/img/YsNboVWc.jpg
Filistin'e yardım için hesaplar
Başbakanlık, İsrail'in Gazze'de başlattığı askeri harekatta Filistin halkının sıkıntılarının hafifletilmesine katkıda bulunmak amacıyla yardım kampanyası başlattı. Hesap numaraları şöyle:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık genelgesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin, halkın beklentileri doğrultusunda dost ve kardeş Filistin halkına gerekli her türlü desteği sağlamak üzere kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların katılımıyla yardım faaliyetlerinde bulunduğu belirtildi. Bu amaç doğrultusunda bir yardım kampanyasının açılmasının uygun görüldüğü ve buna ait hesap numaralarının belirlendiği vurgulanan genelgede, belirtilen hususta ulusal koordinasyonu sağlamak üzere Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün görevlendirildiği bildirildi.
Bu doğrultuda; valilikler, belediyeler ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca toplanan yardımlar, ilgili Genel Müdürlüğün hesaplarına aktarılacak. Gerçek veya tüzel kişiler bu hesaplara doğrudan bağış yapabilecek. Sivil toplum kuruluşlarından istekli olanlar topladıkları yardımı, Filistin halkına ulaştırmak üzere şartlı veya şartsız bu hesaplara aktarabilecek.
Başbakan Erdoğan, genelgede, tüm yardım toplama faaliyetlerinin 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılacağına işaret ederek, ''Halkımızı, kamu kurum ve kuruluşları ile her düzeydeki kamu görevlilerini, sivil toplum kuruluşlarını, işçi ve işveren kuruluşlarını, meslek oda ve birliklerini, ulusal ve yerel basınımızı bir insanlık görevi olan bu yardım kampanyasına destek vermeye davet eder gereğini önemle rica ederim'' dedi.
Yardım kampanyası kapsamındaki ''Filistin İnsani Yardımı Merkezi Hesap Numaraları'' şöyle:
T.C. Ziraat Bankası Aşağıayrancı Şubesi
Hesap no: 555 555 55 Ana Hesap
- 5001 TL
- 5002 Dolar
- 5003 Euro
Türkiye Halk Bankası Bakanlıklar Şubesi
Hesap no:
05000005 TL
5300003 Dolar
2 P 000023 Euro
Vakıflar Bankası Finans Market Şubesi
Hesap no:
205 55 55 TL
405 66 66 Dolar
405 77 77 Euro
AA
TÜRK KIZILAYI
https://secure.kizilay.org.tr/(X(1)S(r3wm2nr4yjzvge3rsgnanw55))/Default4.aspx?BagisTuru=70&AspxAutoDetectCookieSupport=1
(https://secure.kizilay.org.tr/%28X%281%29S%28r3wm2nr4yjzvge3rsgnanw55%29%29/Default4.aspx?BagisTuru=70&AspxAutoDetectCookieSupport=1)
https://secure.kizilay.org.tr/images/yeni/logo.jpg (https://secure.kizilay.org.tr/%28X%281%29S%28r3wm2nr4yjzvge3rsgnanw55%29%29/Default4.aspx?BagisTuru=70&AspxAutoDetectCookieSupport=1)
TÜRKİYE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
http://www.diyanetvakfi.org.tr/
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/baslik155.gif (http://www.diyanetvakfi.org.tr/)
Islamic Relief Deutschland - Almanya
http://www.islamicrelief.de/
http://img91.imageshack.us/img91/6599/isrjn5.gif (http://www.islamicrelief.de/)
İ.H.H - İNSAN HAK VE HÜRRİYETLERİ VE İNSANİ YARDIM VAKFI
http://www.ihh.org.tr/
http://img504.imageshack.us/img504/3105/ihhzs6.gif (http://www.ihh.org.tr/)
DENİZ FENERİ DERNEĞİ
http://www.denizfeneri.org.tr/filistin.aspx
http://img175.imageshack.us/img175/571/dnzfnrbg6.gif (http://www.denizfeneri.org.tr/filistin.aspx)
YARDIM ELİ DERNEĞİ
http://www.yardimeli.org.tr/tr/
http://www.yardimeli.org.tr/tr/uploaded/haber/1231167775.jpg (http://www.yardimeli.org.tr/tr/)
GAZZELİ BİR FİLİSTİNLİNİN YAPTIĞI, YARDIM ÇAĞIRAN VİDEOSU:
-2873280479519080047
http://www.habervakti.com/img/Y2RZDnef.jpg
İsrail'de Türkiye'ye boykot
Türkiye'de hükümet ve halkın Gazze operasyonuna gösterdiği sert tepkiye kızan kimi Yahudiler, turistlere Türkiyeye boykot" çağrısı yapıyor.
İnternette yürütülen kampanyada Türkiye’de İsraillilere karşı “ırkçılık" yapıldığı iddia ediliyor.
İsrail basınına göre, son günlerde internette gönderilen mesajlarda İsraillileri, Gazze operasyonuna itirazları nedeniyle Türkiye’yi ziyaret etmemeye çağrılıyor.
Kampanya yürütenlerin gönderdiği mesajta ayrıca Türkiye’de “İsrail karşıtı ırkçılığı"nı kanıtladığı iddia edilen bir fotoğrafa da yer veriliyor.
“Artık Türkiye’ye seyahat yok" gibi sloganların kullandığı mesajlara da yer verilen ve Alanya’daki bir giysi dükkanda çekildiği öne sürülen fotoğraf, dükkanın vitrininde İngilizce yazılmış bir tabela görülüyor. Tabelada ise “Çocukları katleden İsrailliler için satış yok, giriş yasak" yazılı olduğunu gösteriyor.
İHA
PEKİ BİZ NE YAPIYORUZ ?..
http://img55.imageshack.us/img55/9467/sraelboycottfp6.gif
SİYONİST ÜRÜN VE MARKALARI BOYKOT EDİYORUZ..
http://img67.imageshack.us/img67/8971/sakincalmarkalarpreviewdw3.jpg
Sen_Teksin_61
14.01.2009, 22:40
siyonist yahudilerden gelecek olan kazanç hiç gelmesin daha iyi. Adamlar toplandıkları yerde bozgunculuk yapmaya başlıyorlar. İnşallah daha çok kampanya yapılır da Türkiye'ye gelmezler. Bu vesileyle topraklarımızı da satın almamış olurlar...
sakaryalı.61
14.01.2009, 22:53
Amin. Allah hepimizden razı olsun sayın abim. Yazımı okumaya vakit ayırdığınız için asıl ben teşekkür ederim. Alah'ın selamı hepimizin üzerine olsun.
Peygamber efendimizin düşmanla karşılaştığında yaptığı kısa bir duayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Gazze'de üzerlerine yağan türlü türlü bombalara rağmen, siyonist çetelerine karşı büyük direniş sergileyen mücahitlerin bu duaya çok ihtiyacı var: "Ey Kurân'ı indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren ve düşman saflarını darmadağın eden Allah'ım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl." Amin.
SA.AMİN ., SAOL KARDEŞİM [ MÜ,MİNLER ANCAK KARDEŞTİR] HUCURAT 10... .duyduk iman ettik elhamdülillah...
eğer inanmışsanız mutlaka galip gelecek olan sizsiniz...
rabbimin bana vaadi haktır tabiki ...
fakat burada dostu düşmanı tanıma zamanı biz bunlara hiç olmazsa ellerimizle destek vermeyelim..
top yekün ürünlerini boykot edelim bu zalim çocuk katilllerinin hala malını alacakmıyız eğer bunlar bizim yakın kardeşimize evladımıza veya ana babamıza bomba yağdırsaydı OZAMAN BOYKOT ZORMU GELECEKTİ BİR BOYKOT ŞUAN BUNLARI TEPE TAKLAK YAPAR AMA BÜTÜN MÜSLÜMALAR AYNI ANDA YAPACAK..SELAM EDİYORUM
ErtuGrul
15.01.2009, 06:02
Bu israel isimli yahudiyi görseydim ona şöyle derdim: “Helak olacağız diye endişelenmene gerek yok. İslam ülkelerinin liderleri Gazze halkının yok oluşunu izlemeye devam ettikçe ve ülkenize fiili olarak müdahale edilmedikçe bu dünyada size kolay kolay bir şey olmaz. Ancak ahirette bu yaptıklarınızın hesabı hem sizden hem de Müslümanlardan sorulur.”
Kıymetli renktaşlarım! Bilindiği üzere Kurân-ı Kerim’de Allah tarafından helak edilmiş birçok kavimden bahsedilir. Hz. Nuh’un kavmi, Hz. Lût’un kavmi (Sodom ve Gomore), Hz. Hud’un gönderildiği Âd kavmi, Hz. Salih’in gönderildiği Semud kavmi ve Hz. Şuayb’ın gönderildiği Meyden halkı. Dikkat edilirse bu kavimler, kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, Allah’a isyan etmişler ve isyanlarının bir sonucu olarak yok olup gitmişlerdir.
Kurân’da israiloğullarının tarihi serüvenine baktığımızda ise Allah’ın onları başka kullarının elleriyle cezalandırdığını görmekteyiz. Ne zamanki Allah’a isyan edip kendilerine gönderilen Peygamberleri dinlememişler, öldürmüş (Hz. Zekeriyya ve Yahya) veya öldürmeye teşebbüs etmişler (Hz. İsa), ne zaman ki yeryüzünde bozgunculuk çıkarmışlar, ondan sonra Allah’ın gönderdiği bela ve musibetlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu musibetlerden Kurân’da şöyle bahsedilmektedir. “Biz, Kitap’ta israiloğullarına: Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde büyükleneceksiniz diye bildirdik. Bunlardan ilki gerçekleşince, üzerinize kuvvetli ve sert kullarımızı gönderdik. Onlar evlerin aralarına varıncaya kadar sizi aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. (İsra/4-5)
Arkadaşlar! Tarihi vesikalarda da geçtiği üzere yahudilere Peygamber olarak gönderilmiş olan Hz. Süleyman, Kudüs’te “Moriah dağı” denen bölgede büyük bir mabed inşa ettirmiştir. Böylelikle yahudilerin tarihinde 1. mabed dönemi başlamıştır. yahudiler tarafından beyt ha-mikdaş denilen ve Süleyman mabedi olarak bilinen bu yapının bulunduğu yere İslam döneminde Mescid-i Aksa denilmiştir. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeyde israil, güneyde ise yahuda olmak üzere ikiye ayrılan israiloğullarının kuzeydeki devletine Asur’lular m.ö. 722’de son vermiştir. Güneydeki devleti ise m.ö. 586’da Babil’liler yıkmıştır. Kudüs’teki Süleyman mabedi Babil’liler tarafından tahrip edilmiş, yahudilerin bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı esir olarak bu bölgeden sürgün edilmişlerdir. Yukarıda verdiğimiz âyetlerde bahsedilen birinci fesadın sonucunda israiloğulları, Allah’ın kendilerine musallat ettiği kulların elinden cezalarını çekmişlerdir.
Yukarıdaki âyetlerin devamında yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha da çoğalttık. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Yok, eğer kötülük ederseniz o da kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, sizin yüzünüzü kara etmeleri, daha önce Beyt-i Makdis’e girdikleri gibi girip ele geçirdikleri her şeyi mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” (İsra/6-7)
Babil’deki sürgün dönemleri 70 yıl kadar süren israiloğulları, Pers’lilerin Babil’lileri yenmesinden sonra tekrar Kudüs’e dönmüşler ve Ezra önderliğinde mabedlerini (Süleyman mabedi) yeniden inşa etmişlerdir (m.ö 4. yüzyıl). Böylelikle yahudi tarihinde 2. mabed dönemi başlamıştır. Bu dönem m.s. 70 yılına kadar devam etmiştir. yahudiler bu dönemde de rahat durmamış, bulundukları bölgede bozgunculuk çıkarmaya ve isyana devam etmişlerdir. Daha önce Hz. Zekeriyya ve Yahya’yı öldüren bu bozguncular, kendilerine Peygamber olarak gönderilen Hz. İsa’yı da öldürmeye teşebbüs etmişler fakat bu sefer muvaffak olamamışlardır. Bu dönemde Roma’lıların hakimiyeti altında yaşayan yahudiler, isyanları yüzünden ikinci kez istilaya uğradılar. Allah Teâlâ, fesatları yüzünden bu defa Roma’lı kullarının eliyle israiloğullarını cezalandıracak ve ikinci vaadini yerine getirecektir. M.s. 70 yılında Kudüs’ü işgal eden Roma’lılar, Babil sürgünü dönüşünde inşa edilmiş olan Süleyman mabedini tekrar yıktılar. Bu bölgeden yine sürgün edilen yahudiler, 1948’e kadar bir devlet kuramadılar ve sürgün hayatı yaşadılar. Ne zamanki 1948 senesinde Filistin topraklarında israil devleti kuruldu, o zaman dünyanın dört bir tarafına yayılmış olan yahudiler peyderpey bu topraklara getirildi.
Gelelim günümüze… Kudüs’te olup-bitenleri görebildiğimiz kadarıyla israiloğulları, geçmişte olduğu gibi yine Süleyman mabedini inşa etme hevesi içerisindedirler. Yaklaşık 2000 yıldan beri bu arzularını sürdürmektedirler. Bugün için Mescid-i Aksa’nın yıkılmasına ve altından Süleyman mabedinin kalıntılarının çıkmasına sebep olacak kazılara devam etmektedirler. Süleyman mabedinin yer aldığı Kudüs başkent olmak üzere büyük israil devletinin kurulması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Nil’den Fırat’a kadar olan bölgeyi kapsaması istenen bu devletin önünde engel olarak kim ya da kimler varsa, siyonistler için hedef onlardır. Bugün için siyonistlerin önündeki engel Filistin halkıdır, Gazze halkıdır. Bu engel bir şekilde bertaraf edilmeye çalışılacaktır. Gazze’deki katliamın nedeni de budur. Yoksa siyonist liderlerinin dediği gibi Hamas’ın attığı birkaç füze değildir. Masum sivillerin üzerine yağdırılan kimyasal bombalar bunun en çarpıcı ispatıdır. siyonistlerin nihai hedefinde Türkiye’mizin güney doğusunda yer alan topraklar da vardır. Önlerindeki Filistin ve Suriye engellerini aştıklarında, bu toprakları almak için çaba göstereceklerdir. siyonistler, Türkiye ile savaşı göze alamayacaklarını düşündükleri için kürt milliyetçiliğini kaşıyarak Türkiye üzerindeki emellerine ulaşmak istemektedirler. Çünkü güney doğu bölgemiz kürtlerin eline geçtiğinde, bu bölgeyi onlardan kolayca koparabileceklerini iyi biliyorlar. siyonistler, Irak’ta bir kürt devleti kurulmasını sağlayarak planlarının Irak ayağını gerçekleştirdiler. Ancak planlarının Türkiye ayağındaki gidişatı şimdiye kadar başarısız oldu. Buna karşın gerek pkk ile gerekse de meclisteki dtp ile kürt sorunu üzerinden ülkemizi bölme çabaları devam etmektedir. Çabalar sadece bununla da sınırlı değildir. Hükümetimizin yabancılara toprak satışında miktar artırımına giden yasayı meclisten geçirmesi, bilerek veya bilmeyerek siyonistlerin nihai amaçlarına hizmet etmektedir. israil devletinin kurulmadan önce temellerinin, Filistin’den satın alınan topraklarla atıldığını biliyoruz…
Yukarıda belirttiğimiz ve bugün yaşadığımız üzere israiloğulları yeryüzünde yine bozgunculuk yapmaktadırlar. Dün Peygamberlerini katledenler, bugün Müslümanları katletmektedirler. Dün azgınlık yapıp, büyüklenenler bugün de dünya devletlerine meydan okumaktadırlar. Bakın Allah Teâlâ daha önce zikrettiğim âyetlerin devamında ne diyor: “Olur ki (bu ikinci fesattan sonra tevbe edersiniz de), Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz, tekrar bozgunculuk yaparsanız, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.” (İsra/8)
Evet arkadaşlar! Gördüğünüz gibi Allah, israiloğullarını bu ayette yine uyarıyor. Onları daha önce yaptıklarından dolayı başka kullarının eliyle cezalandıran Allah, benzer şeyleri yapmaları durumunda yine cezalandıracağından bahsediyor. Peki Allah, israiloğulları için bir cezaya hükmederse bunu hangi kulları eliyle yapacak? İşte mesele burada tıkanıyor. Çünkü şu dönem için israiloğullarının devletini başına yıkacak, onları tekrar bir sürgün hayatı yaşattıracak derecede güçlü bir devlet yok. Ayrıca yukarıdaki ayetlerde israiloğullarının darmadağın edilişi, mabetlerini inşa etmelerinden sonra gerçekleşmektedir. Ben, tarihi vâkıalardan hareketle şöyle düşünüyorum: Yalnızca beddualarla israil devletinin dağılması mümkün değil. Daha önce olduğu gibi güçlü bir devletin var olması ve Allah Teâlâ’nın bu devletin eliyle israiloğullarını cezalandırması neticesinde onların dağılması mümkün olacak ve yaptıkları zulümler sona erecektir. Şimdi dua etmemiz gereken bir şey daha var ki o da en kısa zamanda, Allah’ın siyonist israil devletini cezalandıracak “el” olarak kullanacağı devletin ortaya çıkması. Aksi takdirde siyonistler, zulümlerine devam edeceklerdir.
Sözlerimi tüm insanlığa gönderilen büyük Peygamber Hz. Muhammed’in bir hadisiyle noktalıyorum: “Müslümanlar ile yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi, taşın veya ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş veya ağaç, yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı (bir çeşit dikenli ağaç) bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhâri ve Müslim’in rivayeti)
Kardesim Allah razi olsun cok guzel anlatmissin, insallah bu yaziyi usenmeden herkez okur...Insallah rabbim israilogullari'ni yikacak olan el'e bizimde yardim etmemizi nasip eyler..
littlebighorn
15.01.2009, 08:46
firma sahipleri yahudi olan bazı ticari ürünleri boykot edilmesini isteyen arkadaşlar örneğin yahudi bilim adamlarının bulduğu ürünleri de boykot etmeyi düşünürler mi? Bazıları:
ø benjamin rubin insanlığa aşı iğnesini verdi.
ø jonas salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
ø albert sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.
ø gertrude elion lösemiye karşı ilacı verdi.
ø baruch blumberg hepatit b aşısını geliştirdi.
ø paul ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.
ø elie metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla nobel ödülü kazandı.
ø bernard katz nöromüsküler iletişim (kas-sinir sistemi arası iletişim) alanında nobel ödülü kazandı.
ticaretin, bilimin, sanatın vs. dini olmaz. Bunu başka bir şekilde sanırım Başbakanımız da söylemişti (Ofer Galataport ihalesini kazandığında eleştiriler için paranın dini olmaz demişti- yanılıyor olabilirim). O nedenle başka bir protesto yolu bulmak daha doğru.
Ömer SEVİNÇ
15.01.2009, 10:22
firma sahipleri yahudi olan bazı ticari ürünleri boykot edilmesini isteyen arkadaşlar örneğin yahudi bilim adamlarının bulduğu ürünleri de boykot etmeyi düşünürler mi? Bazıları:
ø benjamin rubin insanlığa aşı iğnesini verdi.
ø jonas salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
ø albert sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.
ø gertrude elion lösemiye karşı ilacı verdi.
ø baruch blumberg hepatit b aşısını geliştirdi.
ø paul ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.
ø elie metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla nobel ödülü kazandı.
ø bernard katz nöromüsküler iletişim (kas-sinir sistemi arası iletişim) alanında nobel ödülü kazandı.
ticaretin, bilimin, sanatın vs. dini olmaz. Bunu başka bir şekilde sanırım Başbakanımız da söylemişti (Ofer Galataport ihalesini kazandığında eleştiriler için paranın dini olmaz demişti- yanılıyor olabilirim). O nedenle başka bir protesto yolu bulmak daha doğru.
Olay İsrail malı ürünleri kullanmamak değil. Amaç adamlara para kazandırmamak. Senden benden kazandığı paralarla bu günlere geldi bu ülke. Başka protestolar da yapılır mutlaka ama özellikle İsrail gibi ticaretle yaşamını sürdüren bir ülkeye yapılacak en güzel protestodur boykot.
Dersen ki " Bbütün Türkiye Coca Cola almasa ne olur? Sonuçta adamların tek pazarı biz değiliz". Durduğun tarafı belli etmiş olursun. Bir şeyler yapmış olursun minimal de olsa. Elimize birer tüfek alıp Gazze'ye gidecek halimiz olmadığına göre..
Sen_Teksin_61
15.01.2009, 18:20
firma sahipleri yahudi olan bazı ticari ürünleri boykot edilmesini isteyen arkadaşlar örneğin yahudi bilim adamlarının bulduğu ürünleri de boykot etmeyi düşünürler mi? Bazıları:
ø benjamin rubin insanlığa aşı iğnesini verdi.
ø jonas salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
ø albert sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.
ø gertrude elion lösemiye karşı ilacı verdi.
ø baruch blumberg hepatit b aşısını geliştirdi.
ø paul ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.
ø elie metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla nobel ödülü kazandı.
ø bernard katz nöromüsküler iletişim (kas-sinir sistemi arası iletişim) alanında nobel ödülü kazandı.
ticaretin, bilimin, sanatın vs. dini olmaz. Bunu başka bir şekilde sanırım Başbakanımız da söylemişti (Ofer Galataport ihalesini kazandığında eleştiriler için paranın dini olmaz demişti- yanılıyor olabilirim). O nedenle başka bir protesto yolu bulmak daha doğru.
Littlebighorn kullanıcı isimli kardeşim. Boykot konusunu başka mecrâlara çekmenize hiç gerek yoktu. “Ben böyle bir boykotun yanlış olduğunu düşünüyorum” diyebilir ve birtakım makul nedenler de sayabilirdiniz. Boykota karşı oluşunuzun nedeni, yahudi bilim adamlarının bulduğu iddia edilen bir takım tedavi yöntemleri ise bunun boykot konusuyla sizin düşündüğünüz şekilde bir alâkası yoktur. Yani sunduğunuz yazı, boykotun yanlış olduğu iddiasına destek olacak bilgiler içermemektedir. Şöyle ki; alıntı yaptığınız bilgilerde isimleri geçen bilim adamlarının buluşlarının nihâî amacı insanların hayatını sağlıklı bir şekilde idame ettirmelerine yöneliktir. Dolayısıyla bahsettiğiniz buluşların amacı, boykotumuzun amacıyla bire bir örtüşmektedir. Belli-başlı ürünlere yönelik olarak başlatılan boykot ile varılmak istenen hedef, masum insanları acımasızca katleden terör devleti isarile, doğrudan veya dolaylı olarak maddi veya manevi destekte bulunan firma ve markaların Müslümanlar üzerinden sağladıkları maddi kazançlarını minimum düzeye çekmektir. Yani boykotla varılmak istenen nihâî amaç insanların, yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmelerini sağlamaktır.
2. si buluşlarını verdiğiniz bu bilim adamları, bahsedilen tedavi yöntemlerini, geçmişten günümüze kadar ulaşan bilimsel birikim sayesinde meydana getirmişlerdir. Bu bilim adamlarının tahsil gördükleri ve araştırmalarını yaptıkları Batı ülkelerindeki kurumlar, acaba kendi içlerine kapanarak mı tıp, astronomi, fizik, kimya, matematik, coğrafya vb. alanlarda ilerleme kaydetmişlerdir? Tabi ki hayır. Avrupa’da engizisyon mahkemeleri, düşüncelerinden dolayı insanlara işkence yapılmasını ve öldürülmesini kararlaştırırken, dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyleyen Galileo bu düşüncesinden dolayı idam edilirken, kilise, otoritesinin sarsılmaması için bilimin önüne set çekerken, İslam medeniyetinde bilim adamları, fikirlerini özgürce tartışıyor ve insanlık için yararlı buluşların altına imza atıyorlardı. İbn Sina, İbn Rüşd, İbnu’n-Nefs, Birunî, Farabî, Ali Kuşçu, Ali b. Abbas el-Ehvezi, Cabir b. Hayyam, Ebu Kâmil Şuca, Ebu Ma’şer, Hasan b. Musa, İbn-i Firnas, İbni Haldun, Piri Reis ve daha niceleri. Bir zahmet araştır bakalım bu âlimler ne yapmışlar. Öyle ya; yahudilerin buluşlarından bahsetme zahmetinde bulunmuşsunuz. Bir de kendi medeniyetimizin içinden çıkan âlimlerin buluşlarından bahsetme zahmetini gösterseniz olmaz mı? Kıymetli kardeşim! Batı medeniyeti, bilimde geldiği noktayı Endülüs’e, Selçuklular’a, Osmanlılar’a, kısacası Müslüman bilim adamlarına ve İslam medeniyetine borçludur. Benim karşıma bir yahudi çıkıp, kendi dindaşlarının buluşlarından bahsetse eyvallah derim. Ancak sizin çıkıp yahudi ağzıyla konuşmanızı, boykota karşı duruşunuzu ve bizden taraf olacağınıza başkalarına taraf olmanızı yadırgıyorum doğrusu. Siz hangi medeniyetin çocuğusunuz? Kimden yanasınız? Burada konuyla pek de alâkası olmayan bir örnek verip boykotun yanlış olduğunu vurgulamanız niye?
“Firma sahipleri yahudi olan bazı ticari ürünleri boykot edilmesini isteyen arkadaşlar örneğin yahudi bilim adamlarının bulduğu ürünleri de boykot etmeyi düşünürler mi?” diye sormuşsun. Senin bu sorun en az “Batılılar neden İslam medeniyetinin bilgi birikiminden yararlandılar? Yararlanmasalardı…” sözü kadar saçma ve anlamsızdır. Bilim yahudiye de hizmet eder Hristiyan’a da, Müslüman’a da, puta tapana da, dinsize de. Bilimde ilerleme kaydedenler hangi milletten, hangi dinden olursa olsun her insan bilimin getirdiklerinden, yeniliklerinden faydalanabilir. Çünkü bilim evrenseldir. Bilimde bugün ulaşılan noktada sadece yahudi ve hristiyanların değil Müslümanların ve başkalarının da emeği vardır. Buradan hareketle size tekrar söylemeliyim ki; verdiğiniz bilgilerin, savunduğunuz fikri desteklemediğini tekrar belirtmek isterim. Boykota karşıysanız, konunun sınırlarını aşan böyle örnekleri vermenize gerek yok. “Karşıyım” dersiniz olur biter.
Demişsiniz ki: “Ticaretin, bilimin, sanatın vs. dini olmaz.” Bak kardeşim. Böyle sloganlaşmış sözlerle bir yere varamazsınız. Bu ifadenizle kastınız “din (İslamiyet), bu alanlara karışamaz, bu alanlarda söz söylemez” ise, “haddinizi bilin” derim. Din, insanın, hayatını belli bir düzen içerisinde yaşaması için vardır. İnsanları, canlıların içinde bulunduğu evreni ve bilip-bilmediğimiz birçok şeyi yaratan Mevla, dünyada nasıl yaşamamız gerektiğini yüce kitâbı ve Peygamberi aracılığıyla bizlere bildirmiştir. Ticarette de, bilimde de, sanatta da dinin çizdiği çerçeveler vardır. Bilimin insanlığın yararına faaliyetlerde bulunmasını ön gören dinimiz, sanatta da müstehcen unsurları yasaklamıştır. Yine dinimize göre ticarette hile yapmamak, insanları kandırmamak, doğruyu söylemek esastır. Bunlar, genel bir ahlâki kural olduğu gibi aynı zamanda dini bir kuraldır ve tersini yapmak günahtır. Bu noktada konumuza gelecek olursak şunu belirtmeliyiz ki: “Satın aldığımız bir ürün, Müslümanlara zulüm olarak geri dönüyorsa ve biz de bunu biliyorsak; o ürünü almak da, satışını yapmak da günahtır.” Dinen kural budur. Allah bize Kurân’da Müslümanların kardeş olduğunu söylüyor (Hucurat/10). Peki bir kardeş diğer kardeşine sıkılacak kurşun için para öder mi? İşte bu noktada boykot cevap veriyor: Ödememelidir!
Yazınızı “başka bir protesto yolu bulmak daha doğru” diye bitirmişsiniz. Birtakım tedavi yöntemlerini bulan yahudileri burada ifade etme zahmetini göstereceğinize, dile getirdiğiniz bu “başka protesto yolunu” veya yollarını araştırma zahmeti gösterip bizimle paylaşsaydınız memnun olurduk. “Başka protesto yolu bulmak daha doğru” demek kolay, önemli olan bu konuda fikir üretmek ve üretilen fikirleri fiiliyata dökmektir. Eğer boykot konusunda duyarlı biriyseniz fikirlerinize açığız. Bekliyoruz…
Son olarak size bir soru somak istiyorum: “Paranın dini olmaz” ifadesiyle, boykot arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz? Çok merak ediyorum. Bu konuda parayı kazananın yabancılar olduğunu göz önüne alarak cevap verirseniz sevinirim.
Filistin Yanıyor ve Birileri Hâlâ Boykota Karşı Çıkıyor. “Başka Yol” Deniliyor Ortaya Bir Şey Konmuyor. Allah Sonumuzu Hayreylesin…
Bugün dehşet verici bir haber daha gördüm...
Evet İsrail çocukları öldürüyor, diğer yandan hayatta kalanlar ise deliriyor!:S
littlebighorn
15.01.2009, 21:48
Littlebighorn kullanıcı isimli kardeşim. Boykot konusunu başka mecrâlara çekmenize hiç gerek yoktu. “Ben böyle bir boykotun yanlış olduğunu düşünüyorum” diyebilir ve birtakım makul nedenler de sayabilirdiniz. Boykota karşı oluşunuzun nedeni, yahudi bilim adamlarının bulduğu iddia edilen bir takım tedavi yöntemleri ise bunun boykot konusuyla sizin düşündüğünüz şekilde bir alâkası yoktur. Yani sunduğunuz yazı, boykotun yanlış olduğu iddiasına destek olacak bilgiler içermemektedir. Şöyle ki; alıntı yaptığınız bilgilerde isimleri geçen bilim adamlarının buluşlarının nihâî amacı insanların hayatını sağlıklı bir şekilde idame ettirmelerine yöneliktir. Dolayısıyla bahsettiğiniz buluşların amacı, boykotumuzun amacıyla bire bir örtüşmektedir. Belli-başlı ürünlere yönelik olarak başlatılan boykot ile varılmak istenen hedef, masum insanları acımasızca katleden terör devleti isarile, doğrudan veya dolaylı olarak maddi veya manevi destekte bulunan firma ve markaların Müslümanlar üzerinden sağladıkları maddi kazançlarını minimum düzeye çekmektir. Yani boykotla varılmak istenen nihâî amaç insanların, yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmelerini sağlamaktır.
2. si buluşlarını verdiğiniz bu bilim adamları, bahsedilen tedavi yöntemlerini, geçmişten günümüze kadar ulaşan bilimsel birikim sayesinde meydana getirmişlerdir. Bu bilim adamlarının tahsil gördükleri ve araştırmalarını yaptıkları Batı ülkelerindeki kurumlar, acaba kendi içlerine kapanarak mı tıp, astronomi, fizik, kimya, matematik, coğrafya vb. alanlarda ilerleme kaydetmişlerdir? Tabi ki hayır. Avrupa’da engizisyon mahkemeleri, düşüncelerinden dolayı insanlara işkence yapılmasını ve öldürülmesini kararlaştırırken, dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyleyen Galileo bu düşüncesinden dolayı idam edilirken, kilise, otoritesinin sarsılmaması için bilimin önüne set çekerken, İslam medeniyetinde bilim adamları, fikirlerini özgürce tartışıyor ve insanlık için yararlı buluşların altına imza atıyorlardı. İbn Sina, İbn Rüşd, İbnu’n-Nefs, Birunî, Farabî, Ali Kuşçu, Ali b. Abbas el-Ehvezi, Cabir b. Hayyam, Ebu Kâmil Şuca, Ebu Ma’şer, Hasan b. Musa, İbn-i Firnas, İbni Haldun, Piri Reis ve daha niceleri. Bir zahmet araştır bakalım bu âlimler ne yapmışlar. Öyle ya; yahudilerin buluşlarından bahsetme zahmetinde bulunmuşsunuz. Bir de kendi medeniyetimizin içinden çıkan âlimlerin buluşlarından bahsetme zahmetini gösterseniz olmaz mı? Kıymetli kardeşim! Batı medeniyeti, bilimde geldiği noktayı Endülüs’e, Selçuklular’a, Osmanlılar’a, kısacası Müslüman bilim adamlarına ve İslam medeniyetine borçludur. Benim karşıma bir yahudi çıkıp, kendi dindaşlarının buluşlarından bahsetse eyvallah derim. Ancak sizin çıkıp yahudi ağzıyla konuşmanızı, boykota karşı duruşunuzu ve bizden taraf olacağınıza başkalarına taraf olmanızı yadırgıyorum doğrusu. Siz hangi medeniyetin çocuğusunuz? Kimden yanasınız? Burada konuyla pek de alâkası olmayan bir örnek verip boykotun yanlış olduğunu vurgulamanız niye?
“Firma sahipleri yahudi olan bazı ticari ürünleri boykot edilmesini isteyen arkadaşlar örneğin yahudi bilim adamlarının bulduğu ürünleri de boykot etmeyi düşünürler mi?” diye sormuşsun. Senin bu sorun en az “Batılılar neden İslam medeniyetinin bilgi birikiminden yararlandılar? Yararlanmasalardı…” sözü kadar saçma ve anlamsızdır. Bilim yahudiye de hizmet eder Hristiyan’a da, Müslüman’a da, puta tapana da, dinsize de. Bilimde ilerleme kaydedenler hangi milletten, hangi dinden olursa olsun her insan bilimin getirdiklerinden, yeniliklerinden faydalanabilir. Çünkü bilim evrenseldir. Bilimde bugün ulaşılan noktada sadece yahudi ve hristiyanların değil Müslümanların ve başkalarının da emeği vardır. Buradan hareketle size tekrar söylemeliyim ki; verdiğiniz bilgilerin, savunduğunuz fikri desteklemediğini tekrar belirtmek isterim. Boykota karşıysanız, konunun sınırlarını aşan böyle örnekleri vermenize gerek yok. “Karşıyım” dersiniz olur biter.
Demişsiniz ki: “Ticaretin, bilimin, sanatın vs. dini olmaz.” Bak kardeşim. Böyle sloganlaşmış sözlerle bir yere varamazsınız. Bu ifadenizle kastınız “din (İslamiyet), bu alanlara karışamaz, bu alanlarda söz söylemez” ise, “haddinizi bilin” derim. Din, insanın, hayatını belli bir düzen içerisinde yaşaması için vardır. İnsanları, canlıların içinde bulunduğu evreni ve bilip-bilmediğimiz birçok şeyi yaratan Mevla, dünyada nasıl yaşamamız gerektiğini yüce kitâbı ve Peygamberi aracılığıyla bizlere bildirmiştir. Ticarette de, bilimde de, sanatta da dinin çizdiği çerçeveler vardır. Bilimin insanlığın yararına faaliyetlerde bulunmasını ön gören dinimiz, sanatta da müstehcen unsurları yasaklamıştır. Yine dinimize göre ticarette hile yapmamak, insanları kandırmamak, doğruyu söylemek esastır. Bunlar, genel bir ahlâki kural olduğu gibi aynı zamanda dini bir kuraldır ve tersini yapmak günahtır. Bu noktada konumuza gelecek olursak şunu belirtmeliyiz ki: “Satın aldığımız bir ürün, Müslümanlara zulüm olarak geri dönüyorsa ve biz de bunu biliyorsak; o ürünü almak da, satışını yapmak da günahtır.” Dinen kural budur. Allah bize Kurân’da Müslümanların kardeş olduğunu söylüyor (Hucurat/10). Peki bir kardeş diğer kardeşine sıkılacak kurşun için para öder mi? İşte bu noktada boykot cevap veriyor: Ödememelidir!
Yazınızı “başka bir protesto yolu bulmak daha doğru” diye bitirmişsiniz. Birtakım tedavi yöntemlerini bulan yahudileri burada ifade etme zahmetini göstereceğinize, dile getirdiğiniz bu “başka protesto yolunu” veya yollarını araştırma zahmeti gösterip bizimle paylaşsaydınız memnun olurduk. “Başka protesto yolu bulmak daha doğru” demek kolay, önemli olan bu konuda fikir üretmek ve üretilen fikirleri fiiliyata dökmektir. Eğer boykot konusunda duyarlı biriyseniz fikirlerinize açığız. Bekliyoruz…
Son olarak size bir soru somak istiyorum: “Paranın dini olmaz” ifadesiyle, boykot arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz? Çok merak ediyorum. Bu konuda parayı kazananın yabancılar olduğunu göz önüne alarak cevap verirseniz sevinirim.
Filistin Yanıyor ve Birileri Hâlâ Boykota Karşı Çıkıyor. “Başka Yol” Deniliyor Ortaya Bir Şey Konmuyor. Allah Sonumuzu Hayreylesin…
Sevgili kardeşim, benim karşı çıktığım konu sahipleri sırf yahudi diye böyle bir olaya girişilmesi, genellemelerden hoşlanmıyorum. Sözgelimi nereden biliyorsunuz Buger Kingin sahibinin bu katliamı desteklediğini.?Ayrıca böyle yaparak tüm çalışanlarını da cezalandırmış olmaz mıyız? Bu işin sonu sırf yahudi oldukları için insanları cezalandırmaya kadar gider korkarım. Halbuki onların içerisinde de bu savaşa karşı çıkan, barış isteyen hatta bunun için hapislerde çürüyen insanlar var. Burada okuduğum bazı yazılar inanın beni çok üzüyor. Hitleri övmeler filan, en azından şöyle diyeyim onun takipçileri tarafından Almanya'da yakılan,zulüm gören Türk gurbetçilerimize hakarettir. Hitler 50 yıl sonra ortaya çıksaydı Yahudilerden sonra fırınlarda yakılan belki de oradaki müslümanlar olacaktı.
Tabii ki buluşlar kendilerinden önceki medeniyetlerin devamıdır ve önceki birikimlerin sonucudur. Ama aynı şey bizim için de geçerli - bu konuda bir bilim tarihi kitabı okumanı tavsiye ederim Tupitak yayınlarının çok güzel kitapları var. Tabii ki bu durum buluşu yapanların başarısını küçültmez. Özellikle Avrupa Ortaçağında Müslüman bilim adamları da insanlığa çok büyük hizmetler yapmışlardır. Fakat tabii ki onlardan kendilerinden önceki medeniyetlerden özellikle Antik Yunan^dan yararlanmışlar. Merak etme ne yaptıklarını emin ol senin kadar biliyorum.
Şimdi yazınızın kaba ve kibirli tarafına gelince bana bu soruları sormak sana düşmez ama benim ne taraftan olduğum belli böyle bir zülum karşısında tabii ki (dinine, milletine bakmadan) mazlumdan yanayım.
Türkiye' de İsrail'i protesto etmek için çok olumlu bir hava gelişti. Doğrusu da bu. Katliama karşı çıkmak, sessiz kalmamak. Şunu da ifade etmeliyim ki maalesef Türkiye' de aynı hassasiyet Irak için gösterilmemiştir. Irak'da 100.000 sivil müslüman - Amerika, İngiltere ve Sunni-Şii savaşında katledilmiş fakat hükümetimizin Irak'a kuzeyden yabancı asker sokmak için getirdiği teklife bile ancak belli bir kesim karşı çıkmıştır. Allah'tan teklif reddedilmiştir de elimize başka bir mazlum insanların kanı bulaşmamıştır. Irak' da bu olayların çok daha fazlası olurken neden sessiz kalınmıştır acaba?
Neyse burada edebiyat yapmanın bir faydası olmuyor sonuçta. Tabii ki sessiz kalmayalım, karşı çıkalım ama bunları yaparken bir millete, bir dine tümden ceza kesmeyelim. Benim sözlerimin yazdıklarımın amacı budur.
boztepeliyasin
15.01.2009, 23:41
bir israiloğullarının bile hakkından gelemiyorsak dünyadaki müslümanlardan ne olur daha.
asimetrik
16.01.2009, 01:07
İBRAHİM Peygamber `i yakmak için müthiş bir ateş yığını hazırlayıp içine atmışlar. O sırada gökte, ağzinda küçücük bir kuru dal olan minik bir kuş belirmiş ve peygamberin üzerinden geçerken kuru dalı ateşe bırakmış.
İBRAHİM Peygamber kuşa seslenmiş: "O minicik çöpü atmışsın, bu koskocaman ateş için ne fark eder ki?" Kuş, "Olsun, düşman olduğumuz belli olsun" demiş.
Az sonra minicik gagasına bir damla su ile bir başka kuş belirmiş ve o da suyu ateşin üzerine bırakmış. İbrahim Peygamber ona da sormuş: "Bir damlacık suyu bıraktın ama bu kocaman ateş için ne fark eder ki?" Kuş cevap vermiş: "Olsun, dost olduğumuz (hangi tarafta olduğumuz) belli olsun."
Öncelikle su döken mübarek kuşun tarafında olduğumu belirtmeliyim. Forumda bazı arkadaşların, Türkiye'de de bazı kurum ve kuruluşların yaptığı iyi niyetli tepkileri ve boykot çağrılarını da böyle yorumluyorum.
Ancak içinde bulunduğumuz vahim durumun nasıl oluştuğu sorusunun cevabını tarafsızca bulmak yapılacak en hayırlı iştir. Ve zalimlerin gerçekten korktuğu da budur. Müslümanlar ya da iyi insanlar (tartışma din ekseninde geçtiği için iyi insanlar konusuna girmiyorum) nerede hata yaptığını bulmak zorundadır.
Benim bu soruya cevabım çok net.
Hataların tamamı müslüman (olduğunu iddia edenlerindir.) ! İsrail,Amerika vs.. gibi zihniyetler (halklar değil) elbette zulüm yapacaklardır.Onlar işlerini yapıyorlar. Mesele bizim, yani müslümanların ne yaptığı veya ne yapamadığıdır. Sorun bununla başedemediğimiz gerçeğini kabullenip tedbir almamızdır.
Yüzeysel bir bakışla,mesela İsrail'i protesto edip Mısır , Suudi Arabistan vb.. ülkeleri protesto etmediğimizi düşündük mü? Olayların buraya gelişinde bölge ülkelerinin İsrail'den daha az suçlu olduğunu mu düşünüyoruz. Neden müslüman koca bir ülkenin (Mısır), yeni kurulmuş bir İsrail'le savaşmaya gücü yetmedi? Neden hiç bir müslüman ülke , Chavez kadar tepki koyamadı..
Hamas'ı bitirmek isteyen en az İsrail kadar bölge ülkeleri de..Yani adı Müslüman..!! olan ülkeler.
Neden müslümanlar uyanık olamadı?
Neden bunca edilen dualar bu güne kadar bir işe yaramadı?
Yoksa dua etmeyi, bir kaç süslü söze amin demek mi sandık. Böyle mi öğrettiler.
Littlebighorn renkdaşın bahsettiği yahudi icatlarına itiraz edilirken, neden bunları müslümanların yapamadığı sorgulanmamış.(kesinlikle kişisel almayın)
Neden tohumlarımız İsrail'den alınırken, tohum üretmek üzerine yoğunlaşılmamış ta Allah kahretsin seni İsrail denmiş. O kadar uzun ki bu örnekler.
Allah kahretsin seni İsrail bedduasının tezahürü, Kur'an'ın özüne sahip çıkmak demektir. Bilime önem vermektir. Sanata önem vermektir. Üniversiteler açmaktır, özgür düşüncelerin önünü açmaktır. İsrail'i protesto etmektir.Mısır'ı, Suud'u, Amerika'yı, Çin'i vb.. zalimleri protesto etmektir. Etiyopya'nın Habeşistan olduğunu bilmektir.
Dua;
Bir damla su alıp dökmektir yangına, Hz. İbrahim kıssasında olduğu gibi. Ama yangını bizim çıkardığımızı bilerek ve söndürmeye de gücümüzün yeteceğini bilerek.
Bu ustte yazan firmalarin israile destek verdiklerini soyluyorsunuz, biraz daha aciklayabilirmisiniz bunu? Bunu nasil yapiyorlar? Sonucta bunlar halka acik sirketler ve sahipleri 1 kisi degil ki? Sizlere inanmadigimdan degil, merak ettigimden soruyorum.
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 03:10
Bu ustte yazan firmalarin israile destek verdiklerini soyluyorsunuz, biraz daha aciklayabilirmisiniz bunu? Bunu nasil yapiyorlar? Sonucta bunlar halka acik sirketler ve sahipleri 1 kisi degil ki? Sizlere inanmadigimdan degil, merak ettigimden soruyorum.
Onu Tüketiciler Birliğine telefon ederek veya mail göndererek soracaksınız. Bu konuyu profosyönel anlamda araştıran kurum şu anda o.
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 03:11
Sevgili kardeşim, benim karşı çıktığım konu sahipleri sırf yahudi diye böyle bir olaya girişilmesi, Sözgelimi nereden biliyorsunuz Buger Kingin sahibinin bu katliamı desteklediğini.?Ayrıca böyle yaparak tüm çalışanlarını da cezalandırmış olmaz mıyız? Bu işin sonu sırf yahudi oldukları için insanları cezalandırmaya kadar gider korkarım. Halbuki onların içerisinde de bu savaşa karşı çıkan, barış isteyen hatta bunun için hapislerde çürüyen insanlar var.
bana bu soruları sormak sana düşmez ama benim ne taraftan olduğum belli böyle bir zülum karşısında tabii ki (dinine, milletine bakmadan) mazlumdan yanayım.
Tabii ki sessiz kalmayalım, karşı çıkalım ama bunları yaparken bir millete, bir dine tümden ceza kesmeyelim. Benim sözlerimin yazdıklarımın amacı budur.
Şunu çok merak ediyorum kıymetli kardeşim ve cevabınızı bekliyorum. Gündeme getirilen bu boykot çağrısı neticesinde birtakım maddi sıkıntılara düşme ihtimali olan yahudileri ve ilgili firmaların çalışanlarını düşündüğünüz kadar neden Gazze'de kimyasal ve tahrip gücü yüksek bombalarla katledilen, parça parça olan insanları düşünmüyorsunuz? Siz o parça parça olan insanlardan biri mi olmak isterdiniz, yoksa maddi sıkıntıya düşme ihtimali olan insanlardan biri mi olmak isterdiniz?
israilin katliama başladığı günden şu ana kadar Gazze'de yaklaşık 1500 sivilin öldürüldüğünü ve bunların dörtte birinin çocuk olduğunu biliyor musunuz? Peki Gazze'de yaklaşık 6000 yaralı olduğunu ve içlerinden birçok insanın bundan sonraki hayatını sakat bir şekilde sürdüreceğini biliyor musunuz? Sen değil misin "benim ne taraftan olduğum belli böyle bir zülum karşısında tabii ki (dinine, milletine bakmadan) mazlumdan yanayım" diyen. Birkaç yahudi ve yandaşı sıkıntı çekebilir diye, veyahut ilgili firma sahipleri ve çalışanları sıkıntıya düşer diye, Gazze'deki mazlum insanlar için, israil ve yandaşlarına karşı yapılan bu boykot yanlış mı yani? Sen böyle mi mazlumdan yanasın?
"Bu işin sonu sırf yahudi oldukları için insanları cezalandırmaya kadar gider korkarım" demek de ne oluyor? Bu ifadeyle tam olarak neyi kastetmek istiyorsun? Boykota davet edilirken birisi çıkıp da "şu yahudileri şöyle veya böyle yapalım" mı dedi? Tabi ki hayır. Günümüz şartlarında israile olan tepki, kendilerine destek veren firma ve markaları boykotla, gayet medenice gösterilmek istenmektedir. Boykot konusunun, insanların yahudilere karşı ırkçılık duygularını kabartacağını ifade etmek istiyorsanız yanlış yaparsınız. Eğer insanlarda böyle bir duygu oluşursa veya oluşmuşsa bu durum boykottan dolayı değil, israilin yaptığı katliama büyük oranda destek veren yahudi milletinden kaynaklanır. Boykotun etkilerini fazla büyütmemek gerektiği kanaatindeyim.
Yahudilerin içinde barış isteyen ve hatta bunun için hapislerde çürüyen insanlar olduğunu söylemişsin ki bu ifaden, hâdiselere nasıl taraflı baktığını ortaya koyuyor. İnsan olmanın gereğine göre hareket eden birkaç yahudiyle neredeyse tüm yahudileri aklayacaksınız. Bravo size... Bak kardeşim! Ya söylediklerinin farkında değilsin, ya yahudileri çok seviyorsun, ya da olaya insancıl yaklaşayım, objektif bir tavır sergileyim derken Filistin'de olanları görmezden gelip taraf oluyorsun. Şimdi sana soruyorum: "Barış olmasını isteyen birkaç yahudi olduğundan söz ederken, neden israilde yaşayan yahudilerin yüzde doksanının Gazze'de yapılan katliama destek verdiğinden bahsetmiyorsunuz? Neden Filistin topraklarının büyük bir kısmının israil devletince ve bizzat o topraklarda bulunan yahudi yerleşimcileri tarafından işgal altında tutulduğunu söylemiyorsunuz? Bu mudur sizin mazlumların yanında oluşunuz? Bu mudur savunmaya çalıştığınız mazlum millet? yahudilerin çoğu Gazze'deki katliama destek verecek ve sen de o milletin cezalandırılmaması gerektiğini söyleyip dertleneceksin. Bence sen ilk önce hangi dinin mensubu olduğunu bir düşün. Eğer "Çok şükür Müslümanım" diyorsan, şunu bil ki; Filistin'li din kardeşin için burada Müslümana yakışır bir tavır sergilemiyorsun...
"Eğer mazlumlardan yanaysanız kazancından olanlardan değil, canlarından olanlardan yana olmanız gerekirdi. Sizde bu tavrı ve duruşu göremiyorum..."
Şunu tekrar ifade etmeliyim ki bu boykotun amacı, israile doğrudan veya dolaylı olarak destek sağlayan firmaların Müslümanlar üzerinden kârını minimuma indirmektir. Bu boykot ile yahudiler birtakım sıkıntılar çekecekse (ki ben fazla bir sıkıntıya düşeceklerini de düşünmüyorum) bırakın da o kadar olsun. Yani bir tarafta insanlar sırf Müslüman oldukları için parçalanarak can verecekler, diğer tarafta da yahudi milletinin çoğu bu katliama destek verecek ve siz de bu milletin cezalandırılmaması gerektiğinden dem vuracaksınız. Yani yazınızı okuyan da zannedecek ki bu boykotla "nerede bir yahudi görülürse öldürülecektir" çağrısı yapılıyor. Lütfen kendinize gelin. Saçmalamayı bırakın. Boykotun yanlış olduğuna dair getirdiğiniz bu gerekçelerin hiçbir makul ve tutar tarafı olmadığını da bilin.
Son olarak diyorum ki: "Sen gerçekten dinine-milletine bakmadan mazlumdan yanaysan, tarafsız bir tavır sergilemek amacını güdüyorsan, olaya insancıl açıdan bakmak istiyorsan senden, yahudilerin ve yandaşlarının düşmesi muhtemel birtakım geçici sıkıntılarını değil, Gazze'de ölen insanları, sakat kalanları, bombardımanın izlerini hayat boyu üzerinden atamayacak olanları düşünmeni beklerdim. Fakat bu görüntüden uzaksınız...
"Sözgelimi nereden biliyorsunuz Buger Kingin sahibinin bu katliamı desteklediğini.?" şeklindeki sorunuzun cevabı için zahmet edip Tüketiciler Birliğinin boykot konusuna ilişkin açıklamasını okuyun! Listedeki firmaları ben değil, bu firmaları araştırıp neticeye varan Tüketiciler Birliği belirledi.
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 04:08
İsrail askerlerinin, "hedef ayırt etmeksizin herkesi katletmemiz emredildi" şeklindeki itiraflarının ardından, BM merkezini, medya binasını ve bir hastaneyi bombalarla yerle bir eden terör çetesi, adım adım insanlığı katlediyor.
Gazze yanıyor, Dünya bakıyor
Beyaz Fosfor bombaları ile Gazze'yi cehenneme çeviren Siyonist terör devleti, çocuk, kadın, sivil, sağlık görevlisi, BM mensubu ve gazeteci tanımadan saldırılarını sürdürüyor. İsrail'in, dün BM'nin Gazze'deki Mülteciler Yardım Örgütü binasını da vurması üzerine BM Gazze'yi terk etti.
Çocukları bilerek vuruyorlar
UNICEF'in Gazze yetkilisi, "İsrail, resmen ve kasti olarak çocukları öldürüyor" derken İsrail, soykırım operasyonunun 3. aşamasında kara ve hava saldırılarını kimyasal bombalarla destekleyerek sınırsız vahşetini sürdürüyor. Vahşi İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 20'inci gününde de devam ederken, İsrail askerlerinin dün tanklarla Gazze şehrine girdiği açıklandı. Katliam operasyonları devam ederken, hava kuvvetlerinin ve tankların bombardımanları gece ve sabah saatlerinde de durmadı.
Operasyonlarda 11 Filistinli şehit olurken, 15'inin cesedi de daha önce vurulan yerlerdeki enkazlardan çıkarıldı. Böylece Gazze Şeridi'nde 20. gününe giren operasyonlarda, 27 Aralıktan bu yana ölenlerin sayısının 1066'yı bulduğu bildirildi. Gazze'deki kaynaklar ise sabah saatlerinde, kentin varoşlarında konuşlanmış bulunan tanklardan Tel El Hava çevresindekilerin, top ateşi açarak ilerlediğini kaydetti. Tel El Hava'da birçok Filistinlinin evlerini terk etmeye başladığı da belirtiliyor.
Halk vahşilerden kaçıyor
Gazze Şeridi'ndeki İsrail kara birliklerinin, kalabalık yerleşim birimlerine yaklaştığı ve binlerce Filistinlinin evlerini terk ettiği bildirildi. Tanklardan, helikopterlerden ve otomatik silahlarla atılan mermiler, hava saldırıları ve büyük top mermilerinin sesleri şehrin her tarafından duyulurken, Gazzeli kadın ve çocuklar hastanelere kaçıyor. Vahşi İsrail askerlerinin Gazze'ye girmesiyle onlarca Gazzeli, çocuklarıyla birlikte kaçıp hastanelere sığınırken, şehrin üzerinden yoğun duman bulutlarının yükseldiği gözlemlendi. Gazze Şeridi'ndeki işgalci İsrail kara birliklerinin, kalabalık yerleşim birimlerine yaklaştığı ve Filistinlilerin evlerini terk ettiği belirtilirken, bazı Filistinliler ise gazetecilerin zırhlı araçları ya da ambulanslarına girmeye çalışarak, kendilerini güvenli bir yere götürmelerini istedi.
Evleri ve camileri vuruyorlar
Siyonist İsrail ordusu gece boyunca 70 evi vurdu. Bölgenin güneyindeki Refah'ta bir caminin yanı sıra bir Hamaslı mücahidin evinin altındaki tünelin de vurulan yerler arasında olduğu bildirildi. Gazze'deki yerel kaynakların verdiği bilgiye göre, bölgenin kuzeyindeki Beyt Lahya'da, Şeyh Zeyd bloklarının bulunduğu bölgenin sabah saatlerinde bombalanmasında 3 Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze'de Hamas'ın önde gelen liderlerinden Mahmud Zahar'ın evinin yakınında bulunan bir grup sivilin üzerine atılan bombanın bir kişinin ölümüne neden olduğu, yine Gazze'nin Zeytun mahallesinde günün erken saatlerinde bir aracın hedef alındığı öğrenildi. Gece yarısı ise Gazze'nin güneydoğusunda bombalanan bir bölgede 4 kişi hayatını kaybetti. Gazze'deki sağlık görevlilerinin, daha önce bombardıman altında kalan Atatra mahallesinde, yıkıntıların altından 15 ceset çıkardığı da belirtiliyor.
Öte yandan operasyonların ilk günlerinde ağır yaralanan ve Mısır'a gönderilen iki Filistinlinin de önceki gece öldüğü bildirildi.
Gece boyunca Gazze kentinde füze saldırıları da durmadı. Tel El Hava'da bir futbol sahasının yakınındaki evler de bombardımanın hedefleri arasında yer aldı. Tel El Hava'nın varoşlarında Filistinli direnişçiler ile işgalci İsrail askerleri arasında yoğun çatışmalar çıktığı da kaydedildi. Önceki geceki çatışmalarda 11 İsrailli askerin de yaralandığı belirtiliyor.
BM aracını da bombaladılar
İsrail'in Gazze kentindeki saldırıları sırasında bir BM aracı isabet aldı. BM yetkilisi Chris Gunnes, yaptığı açıklamada, İsrail'in bombardımanı sırasında bir merminin BM aracına isabet ettiğini, olayda araç sürücüsünün yaralandığını söyledi. Gunnes, BM bayrağı taşıyan aracın üzerinde BM'nin İngilizce kısaltması olan''UN'' harflerinin yazılı bulunduğunu belirtti. Gazze'deki üst düzey BM yetkililerinin ulaşımında kullanılan araçta olay meydana geldiği sırada sadece sürücünün bulunduğu öğrenildi.
Ünlü Suudi mücahit şehit oldu
İŞşgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sürerken, Hamas'ın askeri kanadının internet sitesi, çatışmalarda ''Suudi bir cihat savaşçısı''nın öldüğünü duyurdu. Daha önce Afganistan, Bosna ve Çeçenistan'daki çatışmalarda yer aldığı ifade edilen Ebu Muhammed Mari adli Suudi mücahidin, Hamas direnişçileriyle birlikte çatışırken şehit olduğu belirtildi. İsrail'de yayımlanan Haaretz gazetesi, genellikle kayıplarıyla ilgili bilgi vermeyen Hamas için bunun bir ilk olduğunu yazdı.
Hamas: İşgale direnmek hakkımız
Hamas yetkililerinden Muhammed Nessal, işgalci İsrail'le ateşkes anlaşması yapmayacaklarını bildirdi. Hamas'ın Suriye'deki siyasi bürosundan Nessal, El Arabiye televizyonuna yaptığı açıklamada, İsrail'in talep ettiği süresiz ateşkesi kabul etmeyeceklerini ifade etti. Hamas yetkilisi, "Biz nihayette bir direniş hareketiyiz. Filistin toprakları işgal altındadır. Bundan dolayı direniş bizim hakkımızdır" dedi. Hamas'ın halen Kahire'de temaslarda bulunan yetkilisi ise Mısır'ın ortaya koyduğu ateşkes planına cevapları konusunda yorum yapmadı. Daha önce Hamas'ın planı kabul ettiği açıklanmıştı.
"Mısır'ın planını hiçbir zaman reddetmedik"
Hamas'ın ateşkes görüşmeleri için oluşturduğu heyetin başkanı Dr. Salah El Berdevil, gelişmeler hakkında basını bilgilendirme amacıyla bir toplantı düzenledi. Kahire Meridyen Otel'de gerçekleşen toplantıda konuşan Berdevil, "Hamas hiçbir zaman Mısır'ın ateşkes planını reddetmedi. Biz planı inceledik, isteklerimizi ve çekincelerimizi bildirdik. Bundan sonrası Mısır'ın işi" dedi. Halihazırda önlerine Mısır'ın planı dışında başka bir ateşkes planı gelmediğini de açıklayan Berdevil, Mısır ile aralarında herhangi bir sorun bulunmadığını, Mısır'ın sadece arabulucu olduğunu belirtti. Görüşmelerde Hamas'ın isteklerini, "İsrail işgalinin sona ermesi, İsrail'in Gazze'den geri çekilmesi, tünellerden çekilmesi ve ablukayı kaldırması" olarak sıralayan Berdevil, ''Görüşlerimizi bildirdik, şimdi sıra Mısır'ın diğer taraf ile görüşmesine kaldı" diye konuştu.
Gazze'de medya binası bilerek vuruldu
Gazze kentinde İsrail füzelerinin isabet ettiği uluslararası medya kuruluşlarının bulunduğu Eşşuruk binasındaki Reuters haber ajansının bürosunun tam yerinin, İsrail tarafından saldırıdan kısa bir süre önce öğrenildiği kaydedildi. Reuters'ın haberine göre, bir İsrail ordu sözcüsünün patlamadan kısa bir süre önce Kudüs'teki Reuters personeliyle, Gazze'deki bürolarının tam yerini öğrenmek üzere görüştü. Ayrıca BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNWRA) sözcüsü, Gazze'deki merkezlerinin vurulduğunu ve binanın alevler içinde olduğunu bildirdi. Sözcü Chris Gunness yaptığı açıklamada, merkezin binasına kesin olmamakla beraber, 3 beyaz fosfor bombasının atıldığını kaydetti. Gunness, bu binanın, İsrail saldırılarından kaçan yüzlerce kişi için bir barınak olarak kullanıldığını belirtti. Binada saldırı sırasında kaç kişinin bulunduğunun bilinmediğini söyleyen sözcü, saldırıda 3 kişinin yaralandığını bildirdi.
Siyonistler sivilleri kasten vurmuyormuş!
İsrail'in baş müzakerecisi Amod Gilad, Hamas temsilcilerinin Mısırlı arabulucularla görüşmelerde bulunduğu Kahire'ye gidiyor. İsrail hükümet sözcüsü Mark Regev, Gazze'de ateşkese varılmasını amaçlayan görüşmelerin bir ivme yakaladığını söyledi. Hamas da, görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini açıklamış, ancak daha fazla ayrıntı vermemişti.
Bu arada BM Filistin özel temsilcisi Richard Falk, İsrail'i sivilleri Gazze'deki savaş alanı içine hapsettiği ve mülteci olarak çıkışlarına izin vermediği için gaddarlıkla suçladı. Örgütün acil yardım koordinatörü John Holmes da İsrail'in (sözde) sivil ölümlerini önlemeye çalıştığı şeklindeki açıklamalarına karşın bunda başarılı olamadığının açıkça görüldüğünü söyledi.
Vahşi İsrail ordusu ise saldırılarında Filistinli sivilleri kasıtlı olarak hedef almadığını iddia etti. Ordudan yapılan açıklamada, Filistinlilerin bu yönde yaptıkları suçlamaların manipülasyon amaçlı (!) olduğu ileri sürüldü.
Ordu sözcüsü Avital Lalbovitz, İngiliz yayın kurumu BBC'ye yaptığı açıklamada, askerlerin sadece tehdit altında olduklarında ateş açtıklarını savundu. Filistin sağlık bakanlığı, ölenlerin en az 320'sini çocukların oluşturduğunu söylüyor. Bu süre içinde İsrail'in verdiği kayıplar ise 13'le sınırlı. Öte yandan, uluslararası yardım örgütü Free Gaza Movement (Özgür Gazze Hareketi), tıbbi yardım taşıyan teknelerinin güney Lübnan açıklarındaki uluslararası sularda İsrail donanmasına ait beş gemi tarafından durdurulduğunu açıkladı. Örgüt, teknelerinin Kıbrıs limanına geri dönmeye zorlandığını belirtti. Teknede tıbbi malzemelerin yanısıra, doktorlar, gönüllüler, gazeteciler ve Avrupa Parlamentosu milletvekilleri de bulunuyordu.
İsrail Filistin'e 1.4 milyar dolar zarar verdi
Gazze'yi 5 yıl geri götürdüler
Dünyanın en fakir bölgelerinden Gazze Şeridi'nde vahşi İsrail bormardımanları sonucu binalar, yollar, boru hatları, enerji hatları ve altyapı tesisleri harap olurken, bölgenin yeniden inşasının en 5 yıl süreceği belirtiliyor.
Vahşi İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki saldırılarında ölü sayısı bini aşarken can kayıpları ve beş binden fazla yaralının yanı sıra büyük bir maddi tahribat da meydana geldi. Dünyanın en fakir bölgelerinden Gazze Şeridi'nde İsrail bormardımanları sonucu binalar, yollar, boru hatları, enerji hatları ve altyapı tesisleri harap olurken şimdiye kadar 1,4 milyar dolarlık maddi hasar meydana geldiği ifade ediliyor. Filistinli ekonomistler, dış yardımlarla bile bölgenin yeniden inşasının en az 5 sene alacağını ifade ettiler. İsrail ordusu 27 Aralık'ta başlayan saldırılarda şimdiye kadar 2 bin 500 hedefi vurduğunu bildirdi.
İsrail bir yandan Gazze Şeridi'ni yerle bir etmeye devam ederken diğer yandan da uluslararası toplum, savaş sonrası tahribatın ne şekilde giderilebileceğini düşünüyor. Avrupa Birliği'nden yetkililer Paris'te bir toplantı yaparak uluslararası yardım konferansı tertip edilmesi konusunu görüşecek. Toplantıya Fransa ve Norveç dışişleri bakanlarıyla AB'nin dışilişkiler komiseri ve uluslararası Orta Doğu elçisi katılacak. Filistinliler için son bağış konferansı Aralık 2007'de düzenlenmiş fakat söz verilen yardımların çoğu, küresel mali krizden dolayı verilememişti
http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=346631
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 04:26
Hamas üyesi aradığı bahanesiyle okul, ev, cami ayırd etmeden ateş açan, bomba yağdıran İsrail birlikleri artık mezarlıları da bombalamaya başladı. Gazze Şeridi,nde dün iki mezarlık İsrail bombardımanında yerle bir edildi. Ölü sayısının 1000,i geçtiği Gazze Şeridi,nde bombalanan mezarlıkta yakınları gömülü olanlar, olay yerinde İsrail, e lanet yağdırırken çoğu Gazzeli ise ölülerini gömecek mezarlık bulamıyor.
DURUM ŞOK EDİCİ
Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Jakob Kellenberger, Gazze,deki binlerce yaralı ve yaralıların çektiği acıların "şok edici" olduğunu söyledi. Kellenberger, İsrail,in; uluslararası kanunlar çerçevesinde yardım ve kurtarma görevlilerinin yaralıların olduğu, yardıma muhtaç sivillerin yaşadığı bölgelere giriş izni verme mecburiyetinde olduğunu hatırlattı.
HAMAS ÜNİFORMALARI
Bu arada, Gazze içlerinde ilerleyen İsrail kara birliklerinin, mahalle aralarına sızmak için, Hamas,ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları mensuplarının giydiği üniformalara benzer kıyafetler giydikleri öne sürüldü. Ayrıca askerler, amirlerinin kendilerine hiçbir şeyi şansa bırakmamalarını salık verdiğini ve soru sormadan ateş açmalarını söylediğini de belirtiyorlar.
http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=346630
Faik Yılmaz
16.01.2009, 09:13
İsraillier ( ki böyle bir ülkeyi tanımıyorum) türkiyeye gelmeyeceklerini söylüyorlarmış. Bak şimdi bu olmadı. Bu üzüntü ile biz ince hastalığa yakalanırız. Aman gelsinler. Yoksa darılırız, güceniriz, gönlümüz kalır.
Bu sene Karadeniz yaylalarına bile musallat oldular.. Otobüslerle geldiler.... Onların olduğu yerde iyi bir niyet göremediğimden şüphelendim.....
ne kadra haklı olduğumu şimdi gördüm....
Ne güzel demiş Üstad :
İsrailliler elindeki yumurtayı pişirmek için dünyayı ateşe veren lanetlilerdir....
Harun-61
16.01.2009, 10:01
İnternette yürütülen kampanyada Türkiye’de İsraillilere karşı “ırkçılık" yapıldığı iddia ediliyor.
İsrail basınına göre, son günlerde internette gönderilen mesajlarda İsraillileri, Gazze operasyonuna itirazları nedeniyle Türkiye’yi ziyaret etmemeye çağrılıyor. Kampanya yürütenlerin gönderdiği mesajta ayrıca Türkiye’de “İsrail karşıtı ırkçılığıönı kanıtladığı iddia edilen bir fotoğrafa da yer veriliyor.
“Artık Türkiye’ye seyahat yokö gibi sloganların kullandığı mesajta yer verilen ve Alanya’daki bir giysi dükkanda çekildiği öne sürülen fotoğraf, dükkanın vitrininde İngilizce yazılmış bir tabela görülüyor. Tabelada ise “Çocukları katleden İsrailliler için satış yok, giriş yasakö yazılı olduğunu gösteriyor.
Ancak İsrail basını, söz konusu fotoğrafın, yeni olmadığını, esasen Ağustos 2006’da çekildiğini ve o dönemde yayınlandığını, bunun üzerine İsrail’deki Türk Büyükelçiliğinin, tabelanın asılmasından kısa bir süre sonra yerel makamların talimatıyla kaldırıldığını ve sorumlular hakkında işlemlerin başlatıldığını bildirdiğini anımsattı.
İsrail’in medya grubu Yedioth’a ait Ynet’e göre, İsrail’deki Türk Turizm Bürosu temsilcisi Danny Zimet de, söz konusu fotoğrafın üç yıl sonra yeniden ortaya çıkarılmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken fotoğraf ilk yayınlandığında kendisinin Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurduğunu, tabelayı aşan dükkanın bir süre kapatıldığını anlattı.
Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu, iki ülke arasında dostane ilişkiler ve stratejik askeri ortaklığın bulunduğunu vurgulayan Zimet, kampanya ile ikili ilişkilere daha çok zarar verilmek istendiğini söyledi.
:mad::mad::mad:
Harun-61
16.01.2009, 10:01
İsrailli komutan Gazze'de kaybediyoruz
Dünyanın 4. büyük ordusuna sahip olan İsrail, haftalardır Gazze'ye giremiyor. İsrailli komutan "Gazze'deki direniş Lübnan'dakinden daha beter edecek bizi" dedi.
Haber Merkezi / TIMETURK
Dünyanın 4. büyük ordusu İsrail'in haftalardır Gazze'ye karadan, havadan ve denizden düzenlediği saldırılara rağmen bölgeye girememesi İsrail ordusunda moral bozukluğuna neden oldu. İsrail ordusundan bir komutan, "Gazze'deki direniş Lübnan'dakinden daha beter edecek bizi" dedi.
Birçok İsrailli komutanın geri çekilme talebine rağmen İsrail hükümetinin çekilmekten yana olmadığı belirtiliyor. İsrail hükümeti, geri çekilmenin kendileri için büyük fiyasko olacağını düşünüyor.
Filistin direniş grupları yaptıkları açıklamada, şu ana kadar onlarca İsrail askerini öldürdüklerini belirtti. Onlarca İsrail askerini pusuya düşürdüklerini ifade eden direniş grupları, İsrail tanklarının üç haftadır Gazze'nin etrafından dolaştıklarını kaydetti. İsrail ordusuna ait birçok askeri ve zırhlı aracı tahrip ettiklerini söyleyen El Kassam Tugayları, İsrail'in haftalardır bombalar yağdırdığı Gazze'ye girememesinin direnişin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini açıkladı.
Bu arada, İsrail savaş uçaklarının Gazze'de bir hastaneyi vurduğu bildirildi. Direniş gruplarının da İsrail'e korku salan füze atışları devam ediyor.
Öte yandan, İslami Direniş Hareketi (Hamas)’ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları, kendisine bağlı mücahitlerin dün işgal güçlerinin mevzilendiği bir evi kuşatıp, içindeki askerlerden bazılarını öldürüp yaraladıklarını ve operasyonu da görüntülediklerini duyurdu. Kassam Tugayları şu ana kadar 150'den fazla İsrail askerini öldürdüklerini bildirdi.
.
Harun-61
16.01.2009, 10:04
Yaralı bir Hamas mücahidinin son nefesini vermeden önce Allah'a yalvarıp 'Ya Rabbi, Cennet'in o güzelliğine layık olamadım, Cehennem'e ise dayanacak gücüm yok, bana tövbe kapısını aç' dediğini duyduğunu anlatan M.Latif Altun, şehitlik mertebesine ulaşan Filistin halkının Allah'a yakarışlarında bile mütevazılık olduğunu dile getirdi
Mevla sehadetini kabul etsin
AMIN
sakaryalı.61
16.01.2009, 15:28
s.a. allah cennetiyle cemaliyle müşerref kılsın inş.bu kardeşimize allah rahmet etsin
sakaryalı.61
16.01.2009, 15:41
Sevgili kardeşim, benim karşı çıktığım konu sahipleri sırf yahudi diye böyle bir olaya girişilmesi, genellemelerden hoşlanmıyorum. Sözgelimi nereden biliyorsunuz Buger Kingin sahibinin bu katliamı desteklediğini.?Ayrıca böyle yaparak tüm çalışanlarını da cezalandırmış olmaz mıyız? Bu işin sonu sırf yahudi oldukları için insanları cezalandırmaya kadar gider korkarım. Halbuki onların içerisinde de bu savaşa karşı çıkan, barış isteyen hatta bunun için hapislerde çürüyen insanlar var. Burada okuduğum bazı yazılar inanın beni çok üzüyor. Hitleri övmeler filan, en azından şöyle diyeyim onun takipçileri tarafından Almanya'da yakılan,zulüm gören Türk gurbetçilerimize hakarettir. Hitler 50 yıl sonra ortaya çıksaydı Yahudilerden sonra fırınlarda yakılan belki de oradaki müslümanlar olacaktı.
Tabii ki buluşlar kendilerinden önceki medeniyetlerin devamıdır ve önceki birikimlerin sonucudur. Ama aynı şey bizim için de geçerli - bu konuda bir bilim tarihi kitabı okumanı tavsiye ederim Tupitak yayınlarının çok güzel kitapları var. Tabii ki bu durum buluşu yapanların başarısını küçültmez. Özellikle Avrupa Ortaçağında Müslüman bilim adamları da insanlığa çok büyük hizmetler yapmışlardır. Fakat tabii ki onlardan kendilerinden önceki medeniyetlerden özellikle Antik Yunan^dan yararlanmışlar. Merak etme ne yaptıklarını emin ol senin kadar biliyorum.
Şimdi yazınızın kaba ve kibirli tarafına gelince bana bu soruları sormak sana düşmez ama benim ne taraftan olduğum belli böyle bir zülum karşısında tabii ki (dinine, milletine bakmadan) mazlumdan yanayım.
Türkiye' de İsrail'i protesto etmek için çok olumlu bir hava gelişti. Doğrusu da bu. Katliama karşı çıkmak, sessiz kalmamak. Şunu da ifade etmeliyim ki maalesef Türkiye' de aynı hassasiyet Irak için gösterilmemiştir. Irak'da 100.000 sivil müslüman - Amerika, İngiltere ve Sunni-Şii savaşında katledilmiş fakat hükümetimizin Irak'a kuzeyden yabancı asker sokmak için getirdiği teklife bile ancak belli bir kesim karşı çıkmıştır. Allah'tan teklif reddedilmiştir de elimize başka bir mazlum insanların kanı bulaşmamıştır. Irak' da bu olayların çok daha fazlası olurken neden sessiz kalınmıştır acaba?
Neyse burada edebiyat yapmanın bir faydası olmuyor sonuçta. Tabii ki sessiz kalmayalım, karşı çıkalım ama bunları yaparken bir millete, bir dine tümden ceza kesmeyelim. Benim sözlerimin yazdıklarımın amacı budur.
s.a. sevgili renk taşım öncelikle amacım seni eleştirmek değil... ama burada bir anlamadan yanlış yapıldığını düşünüyorum bir milleti tabiki topyekün mahküm etmek fikri tartışılır ..FAKAT BURADA İSRAİLİN KADIN ÇOCUK DEMEDEN CAMİ DEMEDEN HASTANE DEMEDEN TOPYEKÜN BİR SALDIRISI SÖZ KONUSU..BURADA TOPYEKÜN SALDIRIYI İSRAİL YAPIYOR AYIRMADAN YAPIYOR ..BUNLARIN MERHAMETİ YOK BUNU BÖYLECE BİLİN ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR.
Yürek dayanmaz yürek, kan içinde bebekler
Dünya niye susuyor,daha neyi ne bekler
Kuduz olmuş kudurmuş,bu siyonist köpekler
Dünyanın önünde bak, salyasını salıyor
Filistin de kırım var, Filistinli ağlıyor
Kulakları sağır mı,görmüyor mu kör dünya
Insan hakkları nerde, demokrasi hür dünya
Filistin hedef tahta,olmuş sanki bir dünya
Olanlar sivillere, çocuklara oluyor
Filistin de kırım var, Filistinli agliyor
ALINTIDIR.
Faik Yılmaz
16.01.2009, 16:02
s.a. sevgili renk taşım öncelikle amacım seni eleştirmek değil... ama burada bir anlamadan yanlış yapıldığını düşünüyorum bir milleti tabiki topyekün mahküm etmek fikri tartışılır ..FAKAT BURADA İSRAİLİN KADIN ÇOCUK DEMEDEN CAMİ DEMEDEN HASTANE DEMEDEN TOPYEKÜN BİR SALDIRISI SÖZ KONUSU..BURADA TOPYEKÜN SALDIRIYI İSRAİL YAPIYOR AYIRMADAN YAPIYOR ..BUNLARIN MERHAMETİ YOK BUNU BÖYLECE BİLİN ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR.
Yürek dayanmaz yürek, kan içinde bebekler
Dünya niye susuyor,daha neyi ne bekler
Kuduz olmuş kudurmuş,bu siyonist köpekler
Dünyanın önünde bak, salyasını salıyor
Filistin de kırım var, Filistinli ağlıyor
Kulakları sağır mı,görmüyor mu kör dünya
Insan hakkları nerde, demokrasi hür dünya
Filistin hedef tahta,olmuş sanki bir dünya
Olanlar sivillere, çocuklara oluyor
Filistin de kırım var, Filistinli agliyor
ALINTIDIR.
Yapılan bir araştırmaya göre İsrail halkının % 98 i bu saldırıya destek veriyor.... YANİ HEMEN HERKES BU SALDIRIYI ONAYLIYOR...
Onların dinine göre yahudi olmayan herkesin kanı canı namusu herşeyi helaldir....
Tarihleri boyunca nankörlük yapan bu milllet peygamberlere iftiralar atmış hatta testereyle ortadan bölmek suretiyle peygamber bir şehit etmiştir....
Dünya sesini çıkaramıyor çünki ticareti ellerine geçirmişler.. Dünya lobisi şimdilik onların ellinde ancak bilmiyorlarki....
ZÜLM İLE AB(A)D OLANIN SONU BERBAD OLUR....
pReN@_61
16.01.2009, 16:37
http://www.milliyet.com.tr/Dunya/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=dunya&ArticleID=1047974&Date=16.01.2009&b=Israil%20polisinden%20Kanal%20D%20ekibine%20sald iri..&ver=23
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 16:46
Venezuella ve Bolivya’nın, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliam nedeniyle diplomatik ilişkilerini kesme kararını değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya; “sıra Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde olmalı” dedi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
İsrail’in Gazze’de 27 Aralık tarihinden bu yana gerçekleştirdiği katliamın ilk gününde kamuoyuna yaptığımız açıklamada da belirttiğimiz gibi; Türkiye Cumhuriyeti hükümeti İsrail’deki diplomatik misyonunu geriye çağırmalı, ülkemizdeki İsrail diplomatik mensupları hakkında “persona non grata” işlemi uygulatarak sınırdışı etmeli, her türlü kamu ihalesindeki İsrail varlığı sona erdirmelidir.
Katliamın başlamasının ardından 20 gün geçmiş olmasına rağmen, Türkiye coğrafyasında yaşayan herkesin bu ortak isteği, siyasi iktidar katında kabul görmemiş, diplomatik ilişkiler kesilmek bir yana mevcut silah ve sanayi ihalelerindeki İsrail varlığının sona erdirilmeyeceği yönünde açıklamalar yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yapamadığını, Venezuella ve Bolivya yapmış, önce İsrail diplomatları sınır dışı edilmiş, ardından da İsrail ile her türlü diplomatik ilişkinin sona erdirildiği ilan edilmiştir.
Bu kararı alan Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez ve Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’i yürekten kutluyor ve almış oldukları bu karar nedeniyle Türk halkı adına selamlıyoruz. Bu duygularımız sayın devlet başkanlarına yazılmış bir mektup ile kendilerine sunulmuştur.
Aynı yürekli tavrı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer Müslüman ülkelerden de beklediğimizi bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.
Nazım Kaya
Genel Başkan
http://www.tuketiciler.org/?com=news.read&ID=2549
İskender66
16.01.2009, 18:48
Her yer Filistin. Hepimiz Filistinliyiz.
Yarın mitingde olacaz Allahın izniyle.
leavemealone
16.01.2009, 20:04
Haberlere bakamiyorum artik bunlar yuzunden... O kucucuk cocuklarin kameraya bakip aglamasi icimi parcaliyor.
Allah bin belani versin israil basin dertten kurtulmasin insallah....
İskender66
16.01.2009, 20:16
İsrailliler çocuklarını bombaların yanında yetiştiriyor ve 7-8 yaşlarındaki çocuklar bombalara güle güle ölün filistinli çocuklar diye yazabiliyor.
http://eski.bianet.org/haberfoto/82704.jpg
bombaların üzerine '' güle güle ölün filistinliler'' yazıyor çocuklar.
http://img.blogcu.com/uploads/hussoloji_israillicocuklarfasistzihniyetebirakilma yacak.jpg
''sevgilerle'' yazıyor bombanın üzerinde....
aynı duyarlılığı kendi kardeşlerimizede aynı oranda gösterelim. zulme göz kapayan herkes zulme ortaktır...
Sen_Teksin_61
16.01.2009, 20:32
İsrailliler çocuklarını bombaların yanında yetiştiriyor ve 7-8 yaşlarındaki çocuklar bombalara güle güle ölün filistinli çocuklar diye yazabiliyor.
http://eski.bianet.org/haberfoto/82704.jpg
bombaların üzerine '' güle güle ölün filistinliler'' yazıyor çocuklar.
http://img.blogcu.com/uploads/hussoloji_israillicocuklarfasistzihniyetebirakilma yacak.jpg
''sevgilerle'' yazıyor bombanın üzerinde....
Bu fotoğraflar hakkında söylenecek söz bulmak gerçekten zor. Şu gerçek ki yahudiler, gelecek nesillerini zehirliyorlar. Cehennemin dibine kadar yolları var...
Yarabbim Sen şu aciz kullarının dualarını duy ve yardım eyleee
Bu fotoğraflar yeni değil 2 yıl önceye ait . Lübnan'a saldırdıkları zaman da yapmışlardı bunu ve insanlık dışı bir durum !
Resmen gelecek nesillere aktarıyorlar savaş duygusunu .
Adem Erdoğan
16.01.2009, 21:32
Bu fotoğraflar hakkında söylenecek söz bulmak gerçekten zor. Şu gerçek ki yahudiler, gelecek nesillerini zehirliyorlar. Cehennemin dibine kadar yolları var...
Onların kitabı bunu yazıyor çünkü.
Biz de kitabımızda yazanlara yeterince uyabilseydik bu olanların hiçbiri olmazdı.
"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez." - Maide - 51.ayet
" littlebighorn" ; Aslında,Size yukarıdaki ayet, cevap olarak yeterlidir...
Ama, Yazılarınızdaki genel ruha dikkatli bakınıldığında hemen farkedilen," yahudi ve yahudi semayesi avukatlığına soyunulmuş" şeklinde ki gibi gözüken bir duruş, sizi ayrıca bilgilendirme ve öne sürdüğünüz done'lere tek tek cevap verme zorunluluğunuda beraberinde getirmekte..
Bebeler, kundaktaki yavrular, çocuklar, kızlar, kadınlar, beli bükülmüş yaşlılar öldürülüp, hunharca katledilirken , sizin yahudi-zionist mallarına boykot çağrısına bu kadar alaka gösterip karşı duruşunuz vede yahudi avukatlığına soyunmanız, gerçektende oldukça manidar ve hayrete muciptir..
Zahmet etmişsiniz, araştırıp bulmuş ve tababet ilmine katkıda bulunmuş olan bir kaç yahudinin adını eklemişsiniz..
"Özel ilgi alanınız mı?" bilmiyorum ama, yahudi ilim adamlarına bu kadar vakıf oluşunuz ve ilginiz, merakımı celb etti doğrusu..
Öyle ya!.. Aramızdan kaç kişi bahsettiğiniz, bilim kaşiflerinin ismini vede özellikle bunların yahudi olduğunu biliyordur acaba?..
Mesela bendeniz, yazınızdaki isimlerin birçoğunu ilk kez duydum ve daha önce başka bir yerde isimleriyle karşılaşmış olsaydım eğer, hiçte aklımdan "bunun kavmi-dini nedir?" "acaba yahudi midir?" gibi sorular geçmezdi..
Asırlardır yeryüzünde bozgunculuk yapıp, fesat çıkaran savaşları tetikliyen, kan döken ve kan dökmeyi teşvik eden, milyonlarca insanı katleden veya katledilişine vesile olan bu "Lanetli kavmin", yapmış olduğu bu zulumlere karşın, aralarından insanlığa bir nebze katkısı olmuş, vicdanı kararmamış ruhu ölmemiş bir kaç kişinin çıkmasını bu kadar önemsemenizde, gerçekten ilginç..
Tabiiki İsrailoğullarından da nadirde olsa,"yahudileşmemiş" "siyonistleşmemiş" kullar çıkacaktır..
Tıpkı; Ateistlerin de çıktığı gibi..
Aksi bir durum, zaten "SÜNNETULLAH" ' a aykırı olurdu, şüphesiz..
Bu durum Kuranda şöyle açıklanmıştır:
" Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflanmıştır" demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir- tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler. (Nisa- 155. ayet)
(Ayrıca ek bilgi olarak; Zionist-İsrael devletinin Gazze'ye yapmış olduğu katliam operasyonuna başlamadan önce, israel halkıyla yapılan bir ankette, halkın %95 'inin bu katliam operasyonuna tam destek verdiğini de bilmenizi isterim.)
"Şimdi, bunlar yahudi diye buldukları ilaç-aşı, tedavi yöntemlerini kullanmayın da görelim?" manasına gelebilecek bir söylemde bulunmuşsunuz..
Niyeymiş o?.. Onların, tüm insanlıktan çalıp götürdüklerinin yanında bunlar, denizde sadece bir su damlası ehemniyetindedir ancak..
Sizin bu benzetmeniz, "evinize giren hırsızın, bütün değerli eşyalarınızı, para ve mücevheratınızı çalıp giderken, cebinden düşürdüğü 1 kuruşa, siz sakın ha dokunmayın ." gibi bir karşılaştırmaya benzemekte ancak..
Bu karşılaştırmayı neden yaptığınızıda anlıyamadım doğrusu..
Yoksa siz, Zionist-izrael devletinin filistinli, bebek ve çocukların üzerine havadan 1 tonluk bombalar ve savaş suçu sayılan kimyasal silah olan fosfor bombaları yerine, çocuk felci veya hepatit-b aşısı attığını mı düşünüyorsunuz?...
Dünyadaki yahudi sermayesinin Zionist-İsrael devletine ve sionizme yapmış olduğu mali katkılar ise bu konuda araştırma yapıp kitap okuyan ve olaylar ile konjonktürü sağlıklı bir şekilde okuyup gözlemleyen herkesin malum olduğu apaçık bir realitedir..
Yahudi ilim adamlarını araştırmaktaki maharetinizi bu konudada kullanabilirseniz eğer, sizinde bu realiteyi keşfetmeniz fazla zor olmayacaktır..
Küçücük bir akıl yürütmeyle bile bunu anlıyabiliriz..
Sadece 1948 yılında kurulmuş ve nüfusu 6-7 milyona ancak varan, petrol -doğalgaz gibi zengin yeraltı kaynakları bulunmayan(hatta; tarımsal ve hayvansal ekonomiye yetecek kadar su kaynakları bile olmayan) bir devletin, nasıl bu kadar kısa bir sürede dünyanın 4.büyük ordusuna sahip olacak sermaye birikimine ulaşabildiğini düşünmemiz bile yeterli olacaktır.. Amerika sayesinde diyecek olursanız eğer, bende size sorunun cevabı, zaten orda derim ..
Bir bakın bakalım bugün Amerikadaki hakim sermaye ve iktidar gücü kimin eli ve kontrolünde..
Yeryüzüne dağılmış olan yahudilerin kurmuş oldukları şirketlerin tamamı, hangi ülkede olurlarsa olsunlar İsrail devletine vergi vermekle mükelleftirler..Bunu, dini inançları ve yahudilikleri öyle emrettiği için yaptıkları gibi ayrıca buna mecburdurlarda. Aksi takdirde bulundukları konumda bir an bile kalamaz hemen diğer uluslararası yahudi sermayesi tarafından alaşağı edilirler. Veya Kendilerine Mossad tarafından küçük bir ziyarette(!) bulunulur..
O yüzden dir ki; Burger King'inde diğer yahudi sermayeli şirketlerinde filistinlilerin başına yağan mermi ve bombalarda katkısı vardır. Bundan hiç şüpheniz olmasın...
Buna, bilfiil bir gözlemimle-şehadetimle, bir örnekte vereyim isterseniz..
Fransa yahudilerine hitap eden ve uydu(satelite) yayını yapan TFJ(Television Franca Jewish=Fransa yahudi televizyonu) kanalında her saatbaşı dönen bir klip aynen şöyledir:
Önce ekrana bir gökyüzü görüntüsü gelir.. Daha sonra, gökten, paraşütlü euro'lar yağmaya başlar, daha sonra bu eurolar birden elinde silahı olan miğferli askerlere dönüşür.. Ve en sonundada bu askerler, Yerdeki İsrael yazan haritaya inerler.. Ardından da "iSRAEL ORDUSU DESTEĞİNİ BEKLİYOR" gibi bir mesaj çıkar..
Evet.. Doğru, paranın dini imanı yoktur.. Ama o parayı kullanan sermaye sahibinin vardır..
Ticaretinde, sanatında, iliminde bir din anlayışı vardır.. Çünkü onları yapanlar ve uygulayanlarda netice itibariyle beşer, yani insanlardır..
Mesela Müslümanlar ticaretlerinde "faiz" uygulamamak ve "tartıya hile karıştırmamak", "yapılan antlaşmalara sonuna kadar sadık kalmakla" mükelleftirler..
Diğer insan topluluklarınında buna benzeyen veya benzemeyen ticari kuralları vardır..
Buna, kısaca "ticari ahlak kuralları" diyoruz.. Ve bütün ahlak kurallarıda, dini inanışlardan oluşmuştur..
Bugün günümüzde sanat şaheseri olarak kabul edilen, Artemis-Zeus tapınakları, İngiltere-Almanya-Fransa-İtalya daki büyük katedraller, Ülkemizdeki, Süleymaniye, Selimiye, SultanAhmed(Blue Mosque) camilerinin hepsi ibadet amacıyla yapılmıştırlar.. Adı üzerinde hepsi mabed ve tapınaktırlar..Bu ve diğer sanat eserlerini Yaptıran ve yapanlarda, kuşkusuz ki, kendi estetik zevkleri ve yetenekleri yanısıra, sahip oldukları inanç ve karakterlerini bu yapılara-eserlere yansıtmışlardır..
Rönesans-Fransız devrimiyle, neşvü-nema bulan ve 18-19. yüzyıllarda "aydınlanmacı pozitivizm" diyerek adı konulan felsefi akım; Hayatta tek inanılması gereken şeyin "Bilim" olduğunun, bilimsel olarak ispatlanmayan ve formüle edlip kağıda dökülmeyen bütün inanç ve teorilerin geçersiz olacağını ve yok sayılacağını ileri sürmüştür..
Bu teorem den hareketlede, tanrı kavramının ve bütün dinlerin birer "Dogmatik düşünce" den ibaret olduğunu ve duyu organlarıyla tespit edilip ispatlanamayan, formüle edilip kanıtlanamayan bu inanışların bilimsel olarak geçersiz ve yok hükmünde olacağını iddia etmişlerdir...
Bu materyalist bilim adamlarına göre, doğadaki fizik yasaları ve canlıların gelişim süreci hep bir sebep-sonuç ilişkisi içerisinde açıklanmaktadır..
Örneğin; Yağmurun, yağış sebebi bulutlardır, bulutların oluşmasının sebebi atmosferik olaylar, atmosferin nedeni ise Dünya nın yapısıdır. gibi..
Peki Dünya’nın yapısının nedeni nedir? diye sorulunca ise ilginç cevaplar verebilmektedirler.
Mesela, T. D. Sullivan, "Comming to be Without a Cause", Philosophy. kitabında bu durumu şöyle açıklamıştır..
"Elbette bazı şeyler (bilimsel olgular) aslında bir sebebe dayanır ama her şey, bir sebebe dayanmayan şeyler de dahil olmak üzere, bir sebep olmadan da(raslantısal) var olabilir."
Görüldüğü gibi, sırf materyalist felsefe-inanç zarar görmesin diye böyle çelişkili yollara başvurabilmektedirler..
Günümüzde artık bu akıma bir çok bilimsel çevreden verilen ad ise" bilim dini" dir..
Bugün Astro- fiziğin ulaştığı kesin sonuç, kainatın tek bir noktadan "Büyük bir patlamayla"(Big-Bang) tesadüflere yer olmasızın yoktan varedildiği şeklindedir..
Bu durum Kuranda şu şekilde açıklanmıştır:
"O gökleri ve yeri yoktan var edendir" (Enam Suresi, 101)
"Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? Gökten yere her işi O evirip düzene koyar" (Secde Suresi, 4-5)
Bu durumu tasdikleyen hiristiyan inancındaki , Yale Üniversitesi fizik ve doğa felsefesi profesörü Henry Morgenau şöyle ifade etmiştir.:
"Şuna hiç şüphe yok ki, doğa kanunları tesadüfler ya da kazalar sonucu ortaya çıkmış olamaz. O halde doğanın sayısız yasalarının ortaya çıkışına dair sorulacak cevap ne olmalıdır? Doğa kanunlarının evrensel geçerliliğine uygun olan tek bir cevap biliyorum: Doğa kanunlarını Allah yaratmıştır. Allah her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir." (Henry Margenau & Roy A. Varghese, Cosmos. Bios, Theos, Open Court Publishing Company, Illinois, Mayıs 1992)
Görüldüğü üzere, bilimin dini olmasa bile, bir "bilim dini" olabileceği gibi, bilim adamlarının bilime yön veren din anlayışlarıda olabilmektedir..
Ana mevzuumuza dönecek olursak eğer;
Yahudiler-siyonistler, yaptıklarını ve halen yapageldiklerini, kendilerinin tahrif edip uydurdukları sonrada iman ettikleri dinlerine göre yapmaktadırlar..
Bu durumda, biz müslümanlar neden onlar hakkındaki hükmümüzü kendi dinimiz olan İslam'dan veremiyecekmişiz ki?..
O halde, biz susalım ve KURAN KONUŞSUN:
Tevbe Suresi
29. Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
30. Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!
73. Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varış yeridir!
Maide Suresi
51. Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
Bakara Suresi
88. (Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler.Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir.O yüzden çok az inanırlar.
89. Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler.İşte Allah'ın lâneti böyle inkârcılaradır.
100. Ne zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir gurup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez.
120.Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur.Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Maide
64. Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.
82. İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın.
Nisa Suresi
46. Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak (Peygambere karşı) "İşittik ve karşı geldik", "dinle, dinlemez olası", "râinâ" derler. Eğer onlar "İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet" deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar.
144. Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
155. Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflanmıştır" demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir- tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler.
Al-i İmran
28. Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır
http://www.habervakti.com/img/7hVezAqO.jpg BOYKOT'A KATIL Neden BOYKOT? Siyonist İsrail rejiminin Filistin'e başlattığı operasyon "Sizlerin desteği" sayesinde günden güne büyüyerek devam ediyor. Her gün "Sizin" sayenizde bir filistinli çocuk hayata gözlerini yumuyor! Bu nasıl mı oluyor? "Sen" farkında olmadan aldığın her Siyonist İsrail rejiminin malı ile Siyonist İsrail rejim bütçesine bununla paralel olarak Siyonist İsrail rejiminin ordusuna bir Müslüman olarak yardım ediyorsun! Bu şekilde Amerika'nın da desteği ile güçlenen 7 milyoncuk Siyonist İsrail rejimi 2 Milyar Müslümana meydan okuyor! "Sen" Siyonist İsrail rejimi ve ona destek olan ülkelerin her türlü malına para verdiğin sürece onlar senin ve Müslüman kardeşlerinin kanını emmeye devam edecek! 'Böyle anlarda bana da en uygun gelen 'tepki' bu (boykot). Ne kadar demode olursa olsun, kulağa ne kadar bayağı gelirse gelsin. Çünkü, mitingden sonra Starbucks'a uğrayıp 'kahve sevgisini evrensel hale getiren' sadık İsrail ziyaretçisi ve vaktiyle Filistinlilere 'terör' konusunda verip veriştiren Howard Schultz'un 'birbirinden eşsiz ve tutkulu' kahvelerini yudumlamak insanı 'oxymoron'a sürüklüyor, eylemde tükürdüğünüzü kahveyle yalamış oluyorsunuz.' NİHAL B. KARACA ( Zaman ) Bu gafletten nasıl uyanırım? Aldığınız ürünün barkod numarasındaki rakamların açıklamalarını ve hangi numaranın hangi ülkeye ait olduğunu aşşağıdaki tablolarda bulabilirsiniz. Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var! Türkiye'nin kodu 869'dur fakat bazı yabancı firmalara ait ürünlerde 869 barkod kodu ile başlayabiliyor! Burada lütfen dikkatli olunuz aldığınız ürünün Barkodu 729 ile başlıyor ise siz zaten elinizdeki ürünle Filistine kurşun sıkmış oluyorsunuz amma 869 ile başlayan Siyonist İsrail rejimi ve amerika destekcisi ürünlerlede dolaylı yoldan aynı eylemi gerçekleştirmiş oluyorsunuz! Bu konuda göstereceğiniz hassasiyete güveniyoruz! UNUTMAYIN Siyonist İsrail rejiminin barkod ülke kodu: 729 Barkod'u 869 olsa dahii ürünler TÜRK Malı olmayabilir. Lütfen aldığınız ürünün MADE İN ibaresinede dikkat ediniz. Boykotu yalnızca barkod eşliğinde yapmıyoruz! Herşeyde hayatın her alanında ve anında çocuk katili "İnsan" lık mertebesine erişemeyen kendi kitabı olan Tevrat'a bile uymakta aciz Siyonist İsrail rejimini ve Siyonist İsrail rejiminin destekcisi tüm "ülkecikleri!" Filistinde ölen sayısız İnsan için hayatımızdan DEF etmeye davet ediyoruz! http://img300.imageshack.us/img300/2470/brkdwr6.gif http://www.israileboykot.com
sakaryalı.61
16.01.2009, 22:36
Yapılan bir araştırmaya göre İsrail halkının % 98 i bu saldırıya destek veriyor.... YANİ HEMEN HERKES BU SALDIRIYI ONAYLIYOR...
Onların dinine göre yahudi olmayan herkesin kanı canı namusu herşeyi helaldir....
Tarihleri boyunca nankörlük yapan bu milllet peygamberlere iftiralar atmış hatta testereyle ortadan bölmek suretiyle peygamber bir şehit etmiştir....
Dünya sesini çıkaramıyor çünki ticareti ellerine geçirmişler.. Dünya lobisi şimdilik onların ellinde ancak bilmiyorlarki....
ZÜLM İLE AB(A)D OLANIN SONU BERBAD OLUR....
s.a. emeğine sağlık kardeşim ayrıca teşekkür ediyorum duyarlılığın için ..
seninn burada anlattıkların harfiyen doğrudur....
Sen_Teksin_61
17.01.2009, 15:53
Ne yazık ki Dünya ekonomisini yahudiler yönlendiriyor. Borsa sistemini kuran yahudiler, bu şekilde kendilerini geri planda saklı tutup kimse farkında olmadan birçok şirketin sahibi olabiliyor. Bunu Türkiye'de satılan ürünlerde çok net görebiliyoruz.
Dün tv de konuşan bir ağabeyimizin araştırmasına göre Mercedes-Benz firmasının hisseleri yahudilere aitmiş. Adamlar, Almanların cebinde kalmamak üzere tüm hisselerini satın almışlar. Sizlere ford firmasının ve sahibinin akıbetini anlatmama gerek yok sanırım. Onu da halletmişler. Yahudilerin ekonomideki etkinliğini biraz olsun anlamak için Beynelmilel yahudi isimli kitabı okuyalım arkadaşlar...
denizgrsy
17.01.2009, 18:01
Türkiye kıbrısa müdehale ettiğinde yanlış aklımda kalmadıysa ''bir-iki saat'' içerisinde toplanan BM üyeleri , tv karşısına geçmiş ellerinde çerezleri israilin bu şerefsizliğini dizi izler gibi izliyor !!!
BM in kuruluş amacı nedir ?
BM in kuruluş amacı :ikinci dünya savaşının engellenememesi ve ikinci dünya savaşından sonra insanlığın bir daha böyle bir felaketle karşı karşıya kalmasını önlemek !
nerde sizin kuruluş amacınız , şuan insanlık bir felaketle karşı karşıya değilmi ?
üçüncü dünya şavaşı çıkarsa bu israil yüzünden çıkacak ve gönüllü yazılacağım ilk cephe israile açılacak cephe :)
ApoCaN28
17.01.2009, 18:28
Adamların amacı öyle ols filistnde BM binasının vurulmasına sessiz kalmazlardı...
littlebighorn
17.01.2009, 22:40
İsrailliler çocuklarını bombaların yanında yetiştiriyor ve 7-8 yaşlarındaki çocuklar bombalara güle güle ölün filistinli çocuklar diye yazabiliyor.
http://eski.bianet.org/haberfoto/82704.jpg
bombaların üzerine '' güle güle ölün filistinliler'' yazıyor çocuklar.
http://img.blogcu.com/uploads/hussoloji_israillicocuklarfasistzihniyetebirakilma yacak.jpg
''sevgilerle'' yazıyor bombanın üzerinde....
aynı duyarlılığı kendi kardeşlerimizede aynı oranda gösterelim. zulme göz kapayan herkes zulme ortaktır...
Bu fotoğrafı yeni görüyorum. Ben böyle hayvanlık görmedim. Tabii ki hayvanlık bu çocuklarda değil, onları (nasıl bir kin ve nefretle yetiştiriyorlarsa) anne-babada, eğiten okulda, eğittiren devlette. Allahtan dileğim bu çocukların yetişkin olana kadar doğru yolu bulmalarıdır. İnsanın kanını donduruyor.
Selim Turan
17.01.2009, 23:16
Bu bombaların üstüne bişeyler karalayan çocukların bulunduğu resim Filistin Harekatında değil İsrail'in Lübnan Harekatı sırasında çekilmişti. Ha yinede değişen bir şey yok. Ozamanda hedeftekiler Lübnanlı sivillerdi...
İsrail kendi sonunu hazırlıyor. İsrail devletinin bayrağındaki iki çizgi üssteki Fırat'ı Allataki Nil'i temsil ediyor. İnançlarına göre bu iki nehir arası onlara vaad edilmiş olan topraklar. Bu uğurda kendilerinden olmayan herkesi öldürme serbestliğindeler. Tevratta yazıyor bunlar. İsrailoğullarıın inancına göre bunlar Havva ile Şeytan ilişkisiyle ortaya çıkan bir kavim. Diğer insanlık ise Adem ile Havva'dan geliyor. Bozulmuş olan bu tevratta Şeytandan bizim dinimizdeki gibi kötülüğün başı olarak değilde Melek gibi anlatılıyor. kendilerini bu şekile üstün görüyorlar. Ve kendilerinden olmayan Adem in soyundan gelenlere Goim diyorlar. Goimleri hayvan gibi kendilerine hizmetkar oalrak görüyorlar. Siyonizm de burada ortaya çıkıyor. Bu gün görüyoruzki BM den hastane ve Gazetecilerin bulunduğu Otellerin (Vurulamamsı gereken yerler diye İsrail'e bildirilen noktalar) koordinatlarını alıp 1 cm bile yanılma payı olmayan füzelerle YANLIŞLIKLA vuruyorlar. Hedefleri direk Siviller bunu herkes görüyor. Batı dünyası ise Yahudi egemenliğindeki Medya tarafından uyutuluyor. Batı Dünyasında bizim izldeğimiz bir çok görüntüyü yayına vermiyorlar. Büyük bir perde çekilmiş insanlığın önüne bizler gerçekleri bilsekte coğrafya genelinde bir birliğimizn olmayışı bu duruma seyirci bırakıyor bizleri...
Adil ÖZGÜR
17.01.2009, 23:21
http://eski.bianet.org/haberfoto/82704.jpg
Bir gün gelecek iş tersine dönecek, yukarıdaki fotoğrafta bence kendi akıbetlerini onaylıyorlar,
Bastıkları yeri toprak deyip geçiyorlar ya, onun için başları dönüyor inanın, ben inanıyorum.
-Kim bilir belki yarın ?
-Belki yarından da yakın?
karim@benzema10
18.01.2009, 00:04
siyonist israil tek taraflı ateşkes ilan etti fakat askerleri gazze'den çekmeyeceğini duyurdu.hamas ise direnişin devam edeceğini söyledi.ırkçı israil devleti şunu unutmamalıdır zulm ile abat olunmaz er veya geç hak yerini bulur.
Adem Erdoğan
18.01.2009, 00:19
http://www.michaelh eart.com/ Song_for_ Gaza.html
WE WILL NOT GO DOWN (Song for Gaza)
(Composed by Michael Heart)
Copyright 2009
A blinding flash of white light
Lit up the sky over Gaza tonight
People running for cover
Not knowing whether they're dead or alive
They came with their tanks and their planes
With ravaging fiery flames
And nothing remains
Just a voice rising up in the smoky haze
We will not go down
In the night, without a fight
You can burn up our mosques and our homes and our schools
But our spirit will never die
We will not go down
In Gaza tonight
Women and children alike
Murdered and massacred night after night
While the so-called leaders of countries afar
Debated on who's wrong or right
But their powerless words were in vain
And the bombs fell down like acid rain
But through the tears and the blood and the pain
You can still hear that voice through the smoky haze
We will not go down
In the night, without a fight
You can burn up our mosques and our homes and our schools
But our spirit will never die
We will not go down
In Gaza tonight
Hüseyin İlkin
18.01.2009, 00:23
:mad::mad:
israil ALLAH seni YOK ETSİN
Bu konudaki haberleri izleyemiyorum artık ...
ApoCaN28
18.01.2009, 01:02
Haber izleyecek derman bırakmadılar her türlü küfürü edersek onların günahını alıcaz o yüzden küfür müfür etmiyorum sadece şunu söylüyorum...
Yapılanların hesabını ya ADALET yada ADALET verecek...
Sen_Teksin_61
18.01.2009, 15:18
http://img4.mynet.com/ha4/g/gazze-savas13.jpg
İsrail'in tek taraflı ateşkes ilan etmesinin ardından Hamas da ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Hamas, İsrail'e çekilmesi için bir hafta süre tanıdı. İsrail'in yanıtı ise gecikmedi: "Ateşkes var, çekilme yok"...
Hamas, ateşkes sırasında İsrail'in Gazze'den çekilmesinin yanı sıra "halkın temel ihtiyaçlarını" karşılamak amacıyla gıda ve diğer malların geçmesi için İsrail'in Gazze'nin bütün sınır kapılarını açmasını istedi.
Örgütün bir yetkilisi, örgütün Suriye'deki kanadının da bir haftalık ateşkes fikrini kabul ettiğini söyledi.
İsrail, bugün yaptığı bir açıklamada, Hamas ve diğer gruplar ateşkes ilan etmeden askerlerini çekme konusunu gündemine almayacağını bildirmişti.
http://img4.mynet.com/ha4/g/gazze-cocukolum.jpg
Gazze Şeridi'nde ateşkesten bu yana enkaz altından 95 ceset çıkarıldı.
Filistinli hastane kaynaklarından öğrenildiğine göre, en fazla ceset Beyt Lahya ve Cebaliye kasabalarıyla Gazze'nin Zeytin mahallesinde yıkılan binaların enkazlarından çıkarıldı.
İsrail'in üç haftadır bombardımanla harabeye çevirdiği Gazze Şeridi'nde 1300 dolayında Filistinli öldü, 5 bin 300'den fazla Filistinli yaralandı. Ölenlerin en az 410'u çocuk, 108'i kadın.
http://haber.mynet.com/detail_news/?type=Foreign&id=X1232281212312&date=18Ocak2009
Dünya'nın en gelişmiş teknolojisini kullanan, havadan, denizden ve karadan en gelişmiş silah ve bombalarla saldıran siyonistlere karşı dik duruşundan taviz vermeyen Hamas'a selâm olsun. Allah Gazze halkına ve Hamas'a güç-kuvvet versin. Allah tüm şehitlerimize rahmet etsin ve geride kalan yakınlarına da sabırlar versin.
Filistinli kardeşlerimize hayır dualarımızı esirgemeyelim arkadaşlar...
Samet Berber
18.01.2009, 15:26
Allah belanı versin İsrail ki eminim verecektir bir gün .
Dünya'nın en gelişmiş teknolojisini kullanan, havadan, denizden ve karadan en gelişmiş silah ve bombalarla saldıran siyonistlere karşı dik duruşundan taviz vermeyen Hamas'a selâm olsun. Allah Gazze halkına ve Hamas'a güç-kuvvet versin. Alah tüm şehitlerimize rahmet etsin ve geride kalan yakınlarına da sabırlar versin.
Filistinli kardeşlerimize hayır dualarımızı esirgemeyelim arkadaşlar...
AMİN.. ve İNŞAALLAH..
"Allah yolunda öldürülenlere asla ölüler demeyin, bilakis onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar" (Ali İmran: 169)
Abdullah bin Mes’ud (ra)’da şöyle dedi:"Bu ayeti biz de Resûlullah’a (s.a.s) sormuştuk Kendileri şöyle buyurdular:
"Şehitlerin ruhları yeşil kuşların kursaklarındadır onlar için arşta kandiller asılmıştır Onlara Rableri bir bakar ve
"Bir şey arzuluyor musunuz?" diye sorar Onlar:
"Ne arzulayalım ki, Cennette istediğimiz yerde dolaşıyoruz" derler Bu soru üç kez tekrarlanır, onlar da kendilerine soru sorma işinin bırakılmayacağını görünce:
"Ey Rabbimiz! Ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni, böylece senin yolunda tekrar öldürülmemizi mümkün kılmanı diliyoruz" derler Allahu Teâlâ da onların bu ihtiyaçlarının olmadığını görünce onlar da bırakılırlar"-MÜSLİM (1887)
HAMAS'A SELAM... DİRENİŞE DEVAM...
http://img382.imageshack.us/img382/7426/hamas1ff0.gif
http://img253.imageshack.us/img253/4421/fpwkqxxsmb6.jpg
KAHROLSUN SİYONİST İSRAEL..
http://img228.imageshack.us/img228/1374/0israelnzi0sd5.gif
http://img158.imageshack.us/img158/4348/issr0qx5.gif
http://img530.imageshack.us/img530/7986/isrsonkkvz0.gif
GAZZE İÇİN NE YAPABİLİRİZ ?. - Mustafa İSLAMOĞLU
4191571685656977497
http://www.habervakti.com/img/guqyF7WV.jpg
Gazze Duası!
Siyonist İsrail rejimi konsolosluğu önündeki ablukada yapılan bu duaya sizde amin deyin!
Ömer Döngeloğlu Hocamızdan Duygu Yüklü Gazze Duası...
Siyonist İsrail rejiminin İstanbul'daki konsolosluğuna yönelik sürmekte olan abluka eyleminin 10. gününde bir dua yapan Ömer Döngeloğlu Hoca, binlerce müslümana heyecan ve duygu dolu anlar yaşattı.
GAZZE İÇİN İSRAİL ELÇİLİĞİ ÖNÜNDE YAPILAN DUA
-2115823737250833027
Sen_Teksin_61
19.01.2009, 18:26
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “Erdoğan, Yahudi Cesaret Ödülü’nü iade cesaretini göstermelidir” dedi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Dünya Musevi Örgütleri üst kuruluşu AJC ve Anti Deformation Launge (ADL) tarafından, 2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Davut Boynuzu olarak da bilinen Yahudi Cesaret Ödülü verilmiştir.
Ödülü veren AJC ve ADL isimli bu kuruluşlar, ABD de etkin lobi faaliyeti yürütmelerinin yanında, bu kuruluşların Filistin’de oluşturulan arazi mafyası aracılığı ile toprakların el değiştirmesinin sağlandığı, her türlü kaçakçılık faaliyetinin gerçekleşmesine yardımcı olduğu ve dahası bir çok Müslüman lider ve devlet adamlarının suikastlarını gerçekleştirdiği yönünde iddialara bulunmaktadır.
Öte yandan 20 gündür yaşanan Gazze Trajedisi’ne karşı, barış ve dostluk amacına yönelik olarak faaliyet yaptıklarını iddia eden bu kuruluşlardan hiçbir tepki ve kınama gelmemiştir.
Türkiye coğrafyasında yaşayan herkes yaşanan bu soykırıma tepkilerini dile getirmekte, İsrail ile her türlü ilişkinin kesilmesinin yanında Sayın Başbakanın almış olduğu bu ödülü derhal iade etmesini talep etmektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ödülü kabul etmekle yapmış olduğu hatayı telafi etmeli, Yahudi Cesaret Ödülünü iade cesaretini bir an önce göstermelidir.
Nazım Kaya
Genel Başkan
http://www.tuketiciler.org/?com=news.read&ID=2559
Sen_Teksin_61
19.01.2009, 20:40
18 Ocak 2009 / 15:31
Bugün ajanslara İsrail'in liman kenti Hayfa'nın açıklarında zengin doğal gaz rezervleri bulunduğu bilgisi düşerken, İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonları ile ilgili şok bir iddia geldi.
İsrail radyosunun haberine göre, rezevlerin değerinin 15 milyar dolar dolayında olduğu tahmin ediliyor.
Radyo, söz konusu rezervlerin İsrail'i 10 yıllık bir süre içinde dış enerji kaynaklarına başvurmaktan kurtaracak düzeyde olduğunu belirtti. Bölgede Dor Enerji, Avner ve Isramco firmaları tarafından ortaklaşa sürdürülen çalışmalarda ikinci bir kuyunun da yakında açılacağı bildirildi.
SALDIRILARIN NEDENİ DOĞALGAZ REZERVİ Mİ?
İsrail'in liman kentlerinden Hayfa'da 15 milyar dolar değere sahip doğalgaz rezervi bulundu. Bölgede araştırmalar yapan Isramco şirketi, bulunan rezervin İsrail'de şimdiye kadar ortaya çıkarılmış en büyük rezerv olduğunu açıkladı.
Ancak aynı gün İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post gazetesinde ilginç bir iddia gündeme geldi. Gazete, İsrail'in Gazze Şeridi'ne başlattığı operasyonun güvenlik kaygınlarından başlatıldığını; ancak arkasında yatan başka bir sebebin ise Gazze Şeridi kıyılarında bulunan ve değeri 4 milyar doları bulan doğalgaz rezervleri olduğunu öne sürdü.
Isramco şirketi, liman kenti Hayfa'nın 90 kilometre batısındaki Tamar 1 adlı kıyı bölgesinde "çok büyük" doğalgaz rezervi keşfedildiğini duyurdu. İsrail'de şimdiye kadar bulunan en büyük doğalgaz rezervi olduğu belirtilen yeni bölgenin, "Yam Thetis" konsorsiyumundan daha büyük olduğu ve değerinin de 15 milyar dolar civarında olduğu kaydedildi.
Tamar 1 bölgesi, Amerikan Noble Energy (yüzde 36), Isramco (yüzde 28,9), Delek Drilling ile Avner şirketleri tarafından ortaklaşa işletiliyor. Bölgenin ismi ise ünlü jeolog Yossi Langotsky'nin torunundan esinlenerek verilmiş.
Ancak bölgede doğalgaz faaliyetlerinin zorlukla yürütüldüğü biliniyor. Deniz zemini su yüzeyinden bin 700 metre aşağıda. Zeminde ise bin 400 metre kalınlığında tuz katmanı bulunuyor. Tamar 1 bölgesinde deniz seviyesinden 5 bin metre aşağıya kadar ulaşılarak doğalgaz çalışmaları yürütülüyor.
İsrail, şimdiye kadarki en büyük doğalgaz rezervini bulduğunu açıkladığı gün, Jerusalem Post gazetesi ise ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. Gazetede yer alan haberde Gazze Şeridi'ne güvenlik sebepleriyle başlatılan Kurşun Dökme operasyonunun önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak tali sebepleri de olduğu belirtildi. Bu sebebin ise Gazze Şeridi'nin denize bakan kıyısında bulunan tahmini 4 milyar dolarlık doğalgaz rezervi olduğu belirtildi.
Gazete, yaklaşık bir yıl önce İsrail ile dünyanın en büyük doğalgaz tedarikçilerinden olan İngiltere merkezli BG Group'un, Gazze kıyısından 36 kilometre açıkta bulunan Gazze Denizi doğalgaz sahalarını da kapsayan doğalgaz satış anlaşması görüşmelerini bir anda sona erdirdiklerini hatırlattı.
İNGİLİZ BG GROUP VE FİLİSTİN OTORİTESİ, 1999'DA ANLAŞMA YAPMIŞTI
Konuyu daha öncesine de taşıyan Jerusalem Post, BG Group'un 1999 yılında Filistin Otoritesi'ne ne kadar olduğu bilinmeyen bir ödeme yaptıktan sonra ortağı Consolidated Contractors Corporations şirketi ile birlikte, Gazze kıyısında bin kilometrelik bir alanda doğalgaz arama yapma hakkını elde ettiğini kaydetti. Varılan anlaşmaya göre BG Group, buradan elde edilecek gazın satışından kazanacağı miktarın yüzde 10'unu Filistin Otoritesi'ne verecekti. Bu para da doğrudan Filistin Yatırım Fonu'na aktarılacaktı.
BG Group ve Consolidated Contractors Corporations, bölgede yaptıkları testlerin ardından 2000 yılı başlarında bölgede çok miktarda doğalgaz olduğunu doğruladı. Ardından geçen 6 yıl boyunca BG Group ve İsrail Maliye Ulusal Altyapı Bakanlıklarından yetkililer arasında buradaki gazın İsrail'e pompalanmasına yönelik bir anlaşma yapmak için görüşmeler yapıldı. Ancak iki taraf ücret konusunda anlaşamadı.
İSRAİL HAMAS'A PARA VERMEK İSTEMİYOR; BG GROUP'UN HAMAS'LA GÖRÜŞMESİ YASAK
Gazeteye göre bu durum hem Hamas'a hiçbir şekilde paradan pay vermek istemiyen İsrail için hem de İngiliz hükümeti tarafından Hamasla görüşmesi yasaklanan BG Group için ciddi bir sorun teşkil ediyordu. Jerusalem Post'un iddiasına göre BG Group ve İsrail, sonunda buradaki doğalgaz bölgesinin fiyatı üzerinde anlaşmaya vardı ve elde edilen gelirin Hamas'a gitmemesini sağlamak için alternatif bir yol bulacaklardı.
J. Post'a göre 4 milyar dolar değerindeki doğalgaz rezervi bugün hiç dokunulmamış bir şekilde Gazze kıyılarında duruyor. Hamas, doğalgazın kendisine ait olduğu iddiasından hiç geri adım atmadı. Aynı zamanda Filistin Otoritesi ile BG Group'un daha önce vardıkları anlaşmada belirlenen yüzde 10'luk gelir payından daha fazlasını hak ettiğini savunuyor.
Hamas, İngiliz şirketiyle bir sorunu olmadığını; sadece 1999 tarihli anlaşmada bazı noktalarda değişiklik yapılmasını istediğini belirtiyor. Gazeteye göre ise İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde Hamas'ı hedef alarak düzenlediği saldırının iki amacı bulunuyor; Hamas'ı bir daha saldırı düzenleyemeyeceği bir noktaya düşürmek veya Hamas'ı silahlanmayı bırakmayı kabul edeceği bir ateşkese zorlamak.
SALDIRI, HAMAS'I DOĞALGAZ HAKLARINDAN VAZGEÇİRMEYE ZORLAMA AMACI DA TAŞIYOR
Ancak Hamas'ı Gazze'den çıkarmak ve bölgeye El Fetih'i yerleştirmek neredeyse imkansız gözüktüğünü belirten gazete, bazı iddialara göre ise Hamas liderlerinden bir kısmının ateşkes konusunda umutsuz olduğunu ve İsrail'in öne süreceği her şartı kabul etmeye hazır olabileceklerini öne sürüyor. Böyle bir durum ise İsrail hükümetine veya İsrail'in arabulucu heyetine doğalgaz rezervinden elde edilen gelirin tüm imtiyazlarını elde etme şansı sağlayacak. Jerusalem Post, çok zor durumda olan ve ağır darbe almış Hamas için bir ateşkes karşılığında doğalgaz üzerindeki haklarından vazgeçmenin, çok büyük bir ödün olmayabileceğini kaydediyor.
Gazeteye göre Hamas'ın bu şekilde doğalgaz rezervleri üzerindeki hakkında vazgeçmesi de BG Group ile İsrail hükümetinin, 2008 yılı sonlarında temsilciler düzeyinde başlattıkları görüşmelere Hamas'tan bir tehdit devam edebilmelerini sağlayacak. Doğalgaz satış haklarının yeniden Filistin Otoritesi'ne geri dönmesi ile İsrail, Filistin Otoritesi'nin kamuoyunun desteğini kazanmasına yardım etmiş olacak.
İSRAİL, FİLİSTİN OTORİTESİ'NE DE YARDIM ETMİŞ OLACAK
Ancak gazete, İsrail'in yine de doğalgazdan gelecek milyonlarca doların kontrolünü körü körüne Filistin Otoritesi'ne vermemesi gerektiğini de savunarak, İsrail'in bu paranın nasıl harcanacağına dair Filistin Otoritesi ile anlaşma yaptıktan sonra yüzde 10'luk kısmın kendilerine teslim edilmesini istemesi gerektiğini savunuyor.
Bu paranın okul, sağlık ve altyapıya harcanmasının sağlanması aynı zamanda Filistin Otoritesi'nin uzun vadede bölgede düzeni ve kontrolü yeniden sağlaması anlamına gelecek ve bu da Filistin Otoritesi'nin barış için bir partner olma potansiyelini güçlendirecek.
http://www.haber61.net/news_detail.php?id=30345&uniq_id=1232639974
a d bacan
19.01.2009, 21:34
ANA SAYFA (http://yetim.ihh.org.tr/component/option,com_frontpage/Itemid,1/)
FAALİYETLER (http://yetim.ihh.org.tr/content/blogcategory/1/28/)
KISA KISA (http://yetim.ihh.org.tr/content/view/12/29/)
YETİMHANELERİMİZ (http://yetim.ihh.org.tr/content/section/5/30/)
MAKALELER (http://yetim.ihh.org.tr/content/blogsection/3/31/)
YETİMLERDEN (http://yetim.ihh.org.tr/content/blogsection/4/33/)
SPONSOR AİLE (http://yetim.ihh.org.tr/content/view/69/34/)
BANNERLARIMIZ (http://yetim.ihh.org.tr/content/view/84/43/)
http://yetim.ihh.org.tr/images/spacer.gif SPONSOR AİLE SİSTEMİ İHH İnsani Yardım Vakfı'nın yetim çalışması yaptığı bölgelerdeki yetimlerden herhangi birine destek olmak isteyen kişi ve kuruluşlar bu formun önyüzünü (Sponsor Aile Başvuru Formunu (http://yetim.ihh.org.tr/images/sponsorluk_formu.pdf)) doldurarak İHH Yetim Çalışmaları Koordinatörlüğüne ulaştırır.
Başvuru değerlendirildikten sonra sponsorluk talebinde bulunan kişi ile irtibata geçilir. Formda tercih edilen ya da vakfımızca belirlenen bölgedeki herhangi bir yetim, sponsorun tercih ettiği süre boyunca sponsorca desteklenir.
Başvuruda bulunan kişi formda beyan ettiği şekilde (6 aylık, 1 yıllık, 1 yıldan fazla…) bir veya birden fazla yetime desteğini yine bu formda uygun gördüğü yöntemle (elden, kredi kartıyla, telebağışla….vs) Yetim Fonuna ulaştırır.
Sponsora yetimlerin ülkesi, şehri, yaşı, adı ve fotoğrafı bilgileri sunulabilir. Bu bilgilendirme e-mail yada posta yoluyla gerçekleşir Güvenlik sorunu olan bölge yada yetim çocuklar için bu bilgiler vakıf tarafından mahfuz tutulabilir.
Sponsora savaş bölgeleri haricindeki bölgelerde bulunan yetimler hakkında 6 ayda bir rapor sunulur.
Yetimlerle mektuplaşmak isteyen sponsorlar en az 6 ayda ya da yılda 1 kez, mektup içeriği vakıf yetkililerince kontrol ve tercüme edilerek İHH kanalıyla yetimlerle mektuplaşabilir. Ancak yetimlerden mektup geleceğine dair bir garanti verilemez.
Sponsorluk formu için: sponsorluk_formu.pdf (http://yetim.ihh.org.tr/images/sponsorluk_formu.pdf) (466kb)
ayda sadece 70 tl
esirgemeyelim..inşallah
seyyah61
19.01.2009, 23:00
Arkadaslar burda bir konuyu acikliga kavusturmak gerekiyor.
Israil'in yaptigi soykirimdir evet, fakat Hamas resmen buna davetiye cikarmaktadir.
Hamas'in üst düzey yöneticilerin cogu yurtdisinda, peki neden?
Kendi milletinin cani onlar icin hic degerli degil ve hic bir zayiat verdiremeseler bile günde 40-50 roket atmaya devam ediyorlar.
Filistinli ölülerin sayisi arttikca Hamas da kendini kabul ettirecegini düsünüyor.
Bunu da belli oranda basardilar.
Inanin bana bu savastan, soykirimdan en fazla memnun olan taraf Hamastir.
Ve benim gözümde zerre kadar degerleri yoktur.
İskender66
19.01.2009, 23:24
Arkadaslar burda bir konuyu acikliga kavusturmak gerekiyor.
Israil'in yaptigi soykirimdir evet, fakat Hamas resmen buna davetiye cikarmaktadir.
Hamas'in üst düzey yöneticilerin cogu yurtdisinda, peki neden?
Kendi milletinin cani onlar icin hic degerli degil ve hic bir zayiat verdiremeseler bile günde 40-50 roket atmaya devam ediyorlar.
Filistinli ölülerin sayisi arttikca Hamas da kendini kabul ettirecegini düsünüyor.
Bunu da belli oranda basardilar.
Inanin bana bu savastan, soykirimdan en fazla memnun olan taraf Hamastir.
Ve benim gözümde zerre kadar degerleri yoktur.
Yazdıklarına katılmıyorum. Bence suçlu işbirlikçi El-Fetih ve Mahmud Abbastır. Gazze bombalanırken gıkları çıkmadı.
Harun-61
20.01.2009, 00:40
Boykot etkisini gösterdi, İsrail malları depoda kaldı
Yetişdirdikleri ürünleri satamayan İsrailli üreticiler hükümete boykotu şikayet etti
Cumartesi, 17 Ocak 2009 14:17
Dünya Bülteni/Haber Merkezi
İsrailli meyve ve sebze üreticileri yurt dışına gönderdikleri ürünlerde gecikmeler ve azalma olduğu şikayetiyle hükümete başvurdu.
İsrail ürünlerine karşı başlatılan boykotlar nedeniyle zor günler geçiren İsrailliler, depoların alımı iptal edilen ve çürümeye terkedilen mallarla dolu olduğunu söylüyor.
Depolarda kalan malları koruyabilmek için soğutma ünitelerine yerleştirmek zorunda kalan yahudi üreticiler, artan ekonomik zarardan da endişeli..
İsrail haber ajansı Ynet`e göre, ciddi anlamda satış düşüşü yaşanan ülkelerin başında Ürdün, İngiltere ve İskandanivya ülkeleri geliyor.
Yahudi üreticiler, Gazze saldırılarından önce boykot olmadığını kaydederek, "her geçen gün daha kötüye gidiyor, hergün boykot çağrısı yapan sesler daha da yükseliyor" diyerek İsrail hükümetinin önlem almasını istediler.
Öte yandan, İsrail ve Amerikan ürünlerine karşı boykot çağrıları ve katılım her geçen gün artıyor.
Malezya ve Norveç gibi ülkelerde boykot resmi bir boyut kazanırken, dünyanın her köşesinde sürekli seslendirilen boykot çağrıları daha geniş kitlelere ulaşıyor.
Devam İnşaAllah
.
Harun-61
20.01.2009, 00:42
Gazze bana ne öğretti.
"Bu da geçer"i öğretti. "Bir kaç gün geçsin, hiç bir şey hatırlamayacaksın"ı öğretti. Çok değil, 2006'da da İsrail böyle azmıştı ve yine bebekler can vermişti, aradan geçen yıllarda kaç kişi hatırlıyor o katliamları?
Olaylar canlıyken edebiyatın nasıl güzel parçalanabilirliğini öğretti. Herkes yazar oldu, şair oldu Gazze sayesinde... Kim bilir kaç forumda, kaç blogda Gazze ağıtları yakıldı? Sadece ağıtlar yakıldı...
2006'yı geçtim, daha geçen kurban bayramında Gazze'ye kurbanlıkların nasıl taşındığını, tünellerden nasıl geçirilmeye çalışıldığını bilenimiz var mıydı aramızda? Kaç kişi ilgilenmişti tünelin bir ucundan bağlanarak salıverilen koçun, tünelin diğer ucunda bekleyen Gazzeli'ye nasıl ulaştığıyla...
Ateşkes anlaşmasının şartlarından biri olmasına rağmen Gazze'deki ambargonun kaldırılmadığından bile haberdar değildi bir çoğumuz. Ama Hamas, güya ateşkesi bozunca; İsrail, çocukları vurunca n'oluyor diye şaşkına döndük. Meclisimizde İsrail dostu vekillerimiz vardı halbuki... Kendi oylarımızda seçtiğimiz vekiller İsrail'le kardeş olmuşlardı. İsrail'e Türk yardım gecesinin tarihi 2006 değil miydi?
Hatırlamayı bırakalım, haberimiz var mıydı?
Biz müslümanlar hep ağıt yakmayı biliriz. İyi de edebiyat yaparız. Sokaklara da dökülür, havalı mitingler de yaparız, doğrusu ya...
Ama biz hiç bir vakit ilkeli olamayız!
Boykot deriz her katliam vakti ama sonra boykot ateşimizi yine şaibeli ürünlerle söndürürüz.
Ülkemizde helal gıda için tek adım atmayız da, Siyonist menşeli ürünleri tüketiriz habire...
Boykot deriz katliamlardan katliamlara ama; ülkemizde savunma sanayisi kurmayız. Kurmak isteyenlere oy bile vermeyiz. Başımıza bile seçmeyiz.
Yediğimiz ekmek için bile İsrail'e bağlı iken, bir de utanmadan meydanlarda slogan atarız.
Gazze bana müslümanların zelil olmayı hakettiklerini öğretti. Acı ama gerçek ne yazık ki! Çünkü bir toplum kendini düzeltmedikçe Allah o toplumu düzeltmeyecektir.
Bunca, sözde islam ülkesi vardır ama hiç biri on para etmiyor. On para etmeyenleri seçenler müslümanlar değil mi? Gazze, Hamas'ı seçtiği için bombalanıyor; ya bizler, ya diğer müslümanlar... Bizlerin ise ödü kopuyor, düzenimiz bozulacak diye...
Gazze bana "Filistin hep direnecek ve diğer müslümanlar hep kaybedek"i de öğretti... Çünkü Filistin'de çiğnenen İslam onurudur; Danimarka'daki karikatürlerde çiğnenen İslam onurudur; benzeri pek çok olayda çiğnenen İslam onurudur... Neye ne kadar tepki vereceğimiz sınanıyor... Deney labaratuvarındaki labirentin içinde gibiyiz. Labirentin aynı yollarında dönelip duruyoruz.
Bir kaç yıl sonra, Gazze'de şunlar olmuştu diye istatistikler verilecek sadece. Yeni bir katliama kadar yine kış uykusuna dönecek müslümanlar...
Aksini ispatlayabilir misiniz?
"mberrin azat"
Harun-61
20.01.2009, 10:36
İranlı Yahudilerin dini lideri Haham Maşaallah Gülistaninejad, ''Tevrat'ın öğretilerine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle İsrail ile her türlü alışverişi'' yasakladı...
Haham Gülistaninejad, ''Siyonist İsrailliler, Hz. Yakub'un çocukları değil ve Hz. Musa'nın ümmetinden sayılmaz'' diyerek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaptıklarının Yahudilik ahlakıyla çeliştiğini belirtti.
''İsrail'in on emirden biri olan 'Adam öldürmeyin' ilkesini hiçe sayarak Filistin halkına karşı katliam yaptığını'' belirten Gülistaninejad, ''Adam öldürme, katliam, zulüm ve insanlığın kötülüğü için kullanılacağından İsrail ile her türlü alışverişin ve bu ülkeye ait ürünleri kullanmanın haram sayılacağını'' söyledi.
Gülistaninejad, bir süre önceki açıklamasında da, ''Siyonistlerin işledikleri cinayetlerin Yahudiliğe mal edilemeyeceğini'' belirtmiş ve ''Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yardım her Yahudi'nin görevidir'' demişti.
İran Yahudi Cemiyeti de İsrail'in son saldırılarından hemen sonra yayımladığı bildiride, İsrail'in saldırılarını kınamış, ''Trajik saldırıların kurbanı Filistinliler ile dayanışma içinde'' olduklarını bildirmişti.
.
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:27
http://img510.imageshack.us/img510/7782/israilfilistindx0.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:28
http://img156.imageshack.us/img156/5966/israilyuztd1.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:30
http://img165.imageshack.us/img165/1434/israilmarkaqj8.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:32
http://img90.imageshack.us/img90/1421/israilninetu4.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:34
http://img525.imageshack.us/img525/8473/israilteroristcocukwl2.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:34
http://img176.imageshack.us/img176/4451/israilxanajd2.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:35
http://img213.imageshack.us/img213/3882/israilkanrg0.jpg
Külünkoğlu
20.01.2009, 11:36
http://img90.imageshack.us/img90/1421/israilninetu4.jpg
...........
a d bacan
20.01.2009, 12:38
Arkadaslar burda bir konuyu acikliga kavusturmak gerekiyor.
Israil'in yaptigi soykirimdir evet, fakat Hamas resmen buna davetiye cikarmaktadir.
Hamas'in üst düzey yöneticilerin cogu yurtdisinda, peki neden?
Kendi milletinin cani onlar icin hic degerli degil ve hic bir zayiat verdiremeseler bile günde 40-50 roket atmaya devam ediyorlar.
Filistinli ölülerin sayisi arttikca Hamas da kendini kabul ettirecegini düsünüyor.
Bunu da belli oranda basardilar.
Inanin bana bu savastan, soykirimdan en fazla memnun olan taraf Hamastir.
Ve benim gözümde zerre kadar degerleri yoktur.
seyyah kardeşim;
olaya anlık bakarsak senin dediğine katılabiliriz fakat,
olayıta başından canlandırırsak olayın hiçte dediğin gibi olmadığına karar verirsi aslında çok geriye gitmeye gerek yok 1 yıl öncesin den ele alınırsa bile gerçek aşikardır...
ben şöyle özetleyeyim israil hatay a girdi ve ambargo uygulamaya başladı bende elimden geldiğince karşı koymaya başladım benden 3 ondan 1 zayiat verildi diye toptağımı al senin olsun benim sana gücüm yetmedi diyerek teslim bayrağımızımı çekmemiz gerekiyor?
bulunduğum yer hatay dörtyol türkiyede ilk kurşun (çoğunun yanlış bildiğinin aksine)dörtyolda atılmıştır fıransız ve işbirlikçi yerli ermeniler tarafından
onlarda aynı hamas gibi topraklarını savunmuş ve bizlere miras olarak bırakmıştır
hamasın üst düzey kadrosunun dışarda olduğunu belirterek savaşmaktan kaçtıklarını ima etmişsin
hamasın üstdüzey kadrosunun şehadete çokta uzak olmadığını araştırırsan kolayca bulursun..
ve birazcık zaman ayırırıp
eli ayağı tutmayan flçli hamasın şehit lideri ahmet yasinin duasunı okumanı tavsiye ediyrum
ALLAH’ım! Ümmetin suskunluğunu Sana şikayet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!..
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!..
Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim!..
Tek isteğim benim gibi, Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!..
Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler!..
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında?..
Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok,ALLAH için ve ümmetin namusu için kızacak?..
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!..
Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? ..
Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!..
Omuzlarımıza el verecek ve göz yaşlarımızı silecek bir bakış!..
Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri,ALLAH için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye;
Ey RABBimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin kullarına yardım et! diye çağıramaz mı!?..
Buna da mı gücünüz yetmiyor!?..
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!..
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek!..
Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!..
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin!..
Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!..
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!..
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! ..
Temennimiz, ALLAH’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!..
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! ALLAH aşkına, bari aleyhimize olmayın!..
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!..
ALLAH’ım! Sana şikayette bulunuyorum Sana şikayette bulunuyorum..
Sana şikayette bulunuyorum..
Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum..
Sen mustazafların RABBisin Sen bizim RABBimizsin Bizi kime bırakıyorsun?..
Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?..
ALLAHım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum…
Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı ve Birliğimiz bozuldu Yollarımız ayrıldı Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikayet ediyoruz…
umarım faydalı olmuşumdur...
ALLAH a emanet ol kardeşim ...
Mehmet Fırat
20.01.2009, 13:35
http://medya.zaman.com.tr/2009/01/20/cizgiyorum.jpg
TAHSİN 61
20.01.2009, 14:02
1300 filistinliye karşı 60 istail askeri obama yaptı yine yapacağnı başa geçmeden bir gun önce durdurdu şerefsizlik bu resmen oyun oynuyorlar yaa
Sen_Teksin_61
20.01.2009, 15:12
Arkadaslar burda bir konuyu acikliga kavusturmak gerekiyor.
Israil'in yaptigi soykirimdir evet, fakat Hamas resmen buna davetiye cikarmaktadir.
Hamas'in üst düzey yöneticilerin cogu yurtdisinda, peki neden?
Kendi milletinin cani onlar icin hic degerli degil ve hic bir zayiat verdiremeseler bile günde 40-50 roket atmaya devam ediyorlar.
Filistinli ölülerin sayisi arttikca Hamas da kendini kabul ettirecegini düsünüyor.
Bunu da belli oranda basardilar.
Inanin bana bu savastan, soykirimdan en fazla memnun olan taraf Hamastir.
Ve benim gözümde zerre kadar degerleri yoktur.
Bundan önceki sayfalarda senin gibi düşünen bir-iki kişiye gereken cevaplar verilmiştir. Lütfen zahmet edip önceki sayfalarda israiloğulları için neler yazıldığını bir oku. "Soykırımdan en fazla memnun olan taraf Hamastır" gibi deli saçması sözlerle burada ahkam kesme. Ne dediğinin farkında ol!
Mesele Filistin'de Hamas veya el-Fetih, Irak'ta Saddam, dünyada ise el-Kaide meselesi değildir. Mesele siyonistlerin, atalarının tahrif ettiği kitaplarından ilham alıp emperyalist ülkeleri kullanarak, kendilerinin dünya hakimiyetine giden yolunu açma meselesidir. Mesele yaklaşık 2000 yıldan beri hayalini kurdukları Süleyman mabedini inşa edip, Kudüs başkent olmak üzere büyük israil devletini kurma meselesidir.
Gözünü aç kardeşim. Kafandaki at gözlüklerini çıkarıp bu katliamın nedenini Hamas olarak görmekten vazgeç. Dün abd Irak'ı işgal ederken Saddam'ın elindeki kitle imha silahlarını gerekçe olarak gösterip, oraya demokrasi götüreceğini vaad etmemişmiydi? Sonuç ne oldu? Ortada ne kitle imha silahı var ne de demokrasi. Peki ne var? Fiilen üçe bölünmüş, güçsüz düşmüş, petrolü tamamen abd nin kontrolüne girmiş bir Irak var. Peki bugün israil Gazze'yi bombalarken ve şehri işgal etmek isterken sözde amacı neydi? Hamas'ı ortadan kaldırmak... Sonuç ne oldu? Hamas yine dimdik ayakta ve dünyanın en gelişmiş ordularından birine sahip israilin Gazze'nin merkezine girmesine izin vermeyecek kadar mücadeleci...
Bak kardeşim şunu iyi bil ki; geçmişte Türk halkı olarak kurtuluş savaşını başlatmamız ve istilacıları yurdumuzdan kovmamız ne kadar haklı ise Hamas'ın Gazze halkının kurtuluşu için başlattığı ve hâlen sürdürdüğü mücadele de o kadar haklıdır.
Hamas'ın istediği çok önemli iki şey var. Birincisi israilin işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi. İkincisi Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırması. Şimdi soruyorum sana. Senin toprakların işgal altında olsa ve bir de bunun üstüne işgalciler bulunduğun şehre ambargo uygulasa sen ne yaparsın? Gazze'de yaşayanların hallerini doğru düzgün bilmeden burada Hamas aleyhine atıp tutmak kolay. Yiğitsen git Gazze'ye o ambargo altında yaşa da görelim. Bakalım ne kadar zaman savaşmadan durabileceksin. Hamas da meraklı değil israil ordusuyla karşı karşıya gelmeye. Ancak seni kendi toprağında muhtaç bir hayata mahkum ederseler o zaman israili de tanımazsın, abd yi de.
israil, son yaptığı katliamla bir anlamda Hamas'a ve ona büyük destek veren Gazze halkına bedel ödetmeye çalışmıştır. Bu noktada israilin nihai amacı, "büyük israil devleti" hedefine yönelik olarak Gazze halkını o bölgeden tabiri caizse silip-süpürmektir. siyonistlerin son katliamı bu amaca ne kadar hizmet etmiştir tartışılır ama şu bir gerçek ki israilin yaptıkları ve bu yapılanlar karşısında Batı devletlerinin tavrı; Müslüman halkların şuurlanıp birbirleriyle kenetlenmesini sağlamıştır. Ancak üzülerek görüyoruz ki sizin gibileri hâlâ yahudi ağızıyla konuşmaya devam etmektedir. Aynı siyonistler gibi Hamas direnişinin, israilin katliamını meşru kıldığını îmâ etmişsiniz. Sanki orada işgalci konumunda olan israil ve yahudi yerleşimciler değil de Gazze halkı ve Hamas. Bence şu tavrınızı bir gözden geçirin. Mazlumun mu yoksa zalimin mi yanında olduğunuza karar verin!
Tekrar ediyorum... Mesele Hamas'ın fırlattığı roketler değildir! Mesele israil devleti ve halkının o bölgede işgalci oluşlarıdır. Hamas o roketleri atmasa da israil, genişleme politikasının bir gereği olarak Filistin halkını bölgeden atmak veya bünyesinde asimile etmek için elinden geleni yapacaktır. Bunun karşısında şu anda Hamas durmaktadır. Onun içindir ki Filistin halkının oylarının kahir ekseriyetini işbirlikçi el-Fetih değil Hamas almıştır. Gazze'deki direniş sadece Hamas'ın değil aynı zamanda ona oy veren halkın direnişidir. israil devleti ve yahudi yerleşimciler işgal ettikleri yerlerden çekilmedikçe bu direniş devam edecektir...
sümela61
20.01.2009, 15:27
daha önce de eklemiştim ama çıkmamıştı, yeniden paylaşayım...
http://img502.imageshack.us/img502/1143/29462758lv7.png
Sen_Teksin_61
20.01.2009, 15:49
Paylaşımın için çok teşekkür ederim sümela61. Bu resimler, işgalci israil devleti ve halkının ağzıyla konuşup, Hamas gibi Filistin'de direnişin öncüsü olan örgütler hakkında ileri-geri konuşanların susması için yeterlidir sanırım...
Great White
20.01.2009, 15:52
Bundan önceki sayfalarda senin gibi düşünen bir-iki kişiye gereken cevaplar verilmiştir. Lütfen zahmet edip önceki sayfalarda israiloğulları için neler yazıldığını bir oku. "Soykırımdan en fazla memnun olan taraf Hamastır" gibi deli saçması sözlerle burada ahkam kesme. Ne dediğinin farkında ol!
Arkadaş kendince bir tespitini dile getirmiş ve bunu da son derece seviyeli bir üslupla belirtmiş; bence sen de biraz itidalli davranıp kendine hakim ol..
Aslında futbol ile alakası olmayan buna benzer siyasi ve etnik tartışmalara yol açılmasına müsait hiçbir konunun bu forumda yeri olmaması gereğini düşündüğümden dolayı bu başlığa sadece şu aşağıdaki mesajımı göndermiştim..
http://forum.bordomavi.net/showpost.php?p=1829389&postcount=81
Zaten bu tür olayların kökeninde sözünü etmiş olduğum emperyalist oluşumların dışında peşkeşçi zihniyet yatıyor..
Burada herkesin boş yere bela okuyup durması yetmiyormuş gibi bir de kalkıp biribirimize futbol dışı etkenler sebebiyle saldırmamıza hiç gerek yok..
Üstelik buna benzer mevzuuların hararetle tartışalabileceği ve hali hazırda da tartışıldığı bir çok sanal platform mevcut..
Ben yetkili olsam bu konuyu anında kilitler ve hatta ortadan kaldırırdım..
Sonuçta bu katliamı ilk olarak burada duymadık ve altındaki gerçekleri de gene buradan öğrenmiyoruz..
Neyse; cevap hakkı çıkmadığı sürece de tekrar yazmaya niyetli değilim zaten..
sümela61
20.01.2009, 16:05
Paylaşımın için çok teşekkür ederim sümela61. Bu resimler, işgalci israil devleti ve halkının ağzıyla konuşup, Hamas gibi Filistin'de direnişin öncüsü olan örgütler hakkında ileri-geri konuşanların susması için yeterlidir sanırım...
ben sadece bilgilendirme amaçlı paylaşmıştım...
sizden ricam, lütfen, gerek bu başlıkta gerekse de başka bir başlıkta birbirimizi incitici tutum ve davranışlardan uzak duralım...
BMN üslubu ve çizgisi diye bir kavram, bir durum, bir olgu söz konusu... BMN üyesi olduğumuzu unutmadan, o çizgide savunalım ve paylaşalım düşüncelerimizi...
teşekkürler, sevgiler...
Sen_Teksin_61
20.01.2009, 16:10
Arkadaş kendince bir tespitini dile getirmiş ve bunu da son derece seviyeli bir üslupla belirtmiş; bence sen de biraz itidalli davranıp kendine hakim ol..
Burada adeta siyonistlerin sözcülüğünü yaparcasına onların söyledikleri benzer şeyleri dillendiren kişi veya kişilere karşı gayet itidalli davrandığımı düşünüyorum. Kimseye karşı kırıcı olmak istemem. Ancak bir kimse çıkıp da orada savaşan ve hayatını kaybeden Müslümanlar hakkında böyle laflar ederse ona karşı, forumun müsaade ettiği sınırlar içerisinde en sert tavrımı takınırım. Bana tavsiyede bulunmadan önce, tavrımın nedeni olan kişiyi uyarsaydın daha yerinde olurdu diye düşünüyorum...
Great White
20.01.2009, 16:41
Ben Danışma Başlığı' na konu hakkındaki düşüncemi yazdım..
Eğer ki Forum Yönetimi bu gereksiz tartışmaların burada cereyan edilmesine kanaat getirirse ve bir anlamda izin vermiş olursa ben de cevap hakkımı bolca kullanacağım zaten:)
a d bacan
20.01.2009, 16:44
Arkadaş kendince bir tespitini dile getirmiş ve bunu da son derece seviyeli bir üslupla belirtmiş; bence sen de biraz itidalli davranıp kendine hakim ol..
Aslında futbol ile alakası olmayan buna benzer siyasi ve etnik tartışmalara yol açılmasına müsait hiçbir konunun bu forumda yeri olmaması gereğini düşündüğümden dolayı bu başlığa sadece şu aşağıdaki mesajımı göndermiştim..
http://forum.bordomavi.net/showpost.php?p=1829389&postcount=81
Zaten bu tür olayların kökeninde sözünü etmiş olduğum emperyalist oluşumların dışında peşkeşçi zihniyet yatıyor..
Burada herkesin boş yere bela okuyup durması yetmiyormuş gibi bir de kalkıp biribirimize futbol dışı etkenler sebebiyle saldırmamıza hiç gerek yok..
Üstelik buna benzer mevzuuların hararetle tartışalabileceği ve hali hazırda da tartışıldığı bir çok sanal platform mevcut..
Ben yetkili olsam bu konuyu anında kilitler ve hatta ortadan kaldırırdım..
Sonuçta bu katliamı ilk olarak burada duymadık ve altındaki gerçekleri de gene buradan öğrenmiyoruz..
Neyse; cevap hakkı çıkmadığı sürece de tekrar yazmaya niyetli değilim zaten..
sayın kardeşim.
uslüb konusında haklı olabilrisin fakat konunun başlığını ve muhtevatını okumadan sadece son mesajlara bakarak yorum yapmış arkadaşımız..
önceki sayfalarda aynı konular işlenmiş zaten bir baksa belki o yorumuda yazmayacak...
zaten başlıkta hamas için boykot yapalım demiyor
yada filistine destek için boykot yapalım demiyor
israil mallarına boykot yapalım diyorki
israil sadece filistin yada hamas için tahdit oluşturmıyor
israilin hedefinin ne olduğuna önceki sayfalara bakarak ulaşabilirsin..
bu forumda serbest kursü diye bir yer var ve biz o yerde tartışıyoruz bu konuları...
ya bu serbest kürsü başlığını tamamen ortadan kaldıralım...
hiç bir şey tartışmayalım
yada tahammül edelim...
hayır ben bunu demek istemedim bu konularda hep kırıcı olduğumuz için buna karşıyım diyorsanız...
hangi başlıkta kırıcı olmadan tartışyoruz ki..
transfer başlığında bile yok o futbolcu yok bu futbolcu ayağına istenmeyen kelamlar edilmiyormu...
yapılmasını istediğimiz şey aslında yerli mallarını kullanmak öyle yada böyle,elimizden geldiğince tabii
bu boykotun israilden başkasına zararı yokken (bunu size demiyorum)neden zorlarına gider insanların anlamıyorum..
aslında takip ettiğim kadarıyla siz bu kunulara duyarsız biriside değilsiniz..
Halit M. MOLLASALİHOĞLU
20.01.2009, 16:52
Şahsi kanaatim Hamas'ın Kuvva-i Milliye'den pek bir farkı olmadığı yolundadır.
Şeyh Ahmet Yasin'in de dediği gibi "Aleyhinde olmayın bari..."
Sen_Teksin_61
20.01.2009, 16:56
Israil'in yaptigi soykirimdir evet, fakat Hamas resmen buna davetiye cikarmaktadir.
Hamas'in üst düzey yöneticilerin cogu yurtdisinda, peki neden?
Kendi milletinin cani onlar icin hic degerli degil ve hic bir zayiat verdiremeseler bile günde 40-50 roket atmaya devam ediyorlar.
Filistinli ölülerin sayisi arttikca Hamas da kendini kabul ettirecegini düsünüyor.
Bunu da belli oranda basardilar.
Inanin bana bu savastan, soykirimdan en fazla memnun olan taraf Hamastir.
Ve benim gözümde zerre kadar degerleri yoktur.
Halkının büyük desteğiyle iktidara gelmiş, silahlı birlikleri bulununan siyasi bir oluşumun liderlerini eleştiriyorsun ya çoğu yurt dışında diye... Onlar kendi milletinin arasında değilmiş gibi "halkının canı onlar için hiç değerli değil" diyorsun ya... Onların ne kadar halktan biri olduğunu ispat eden birçok örnek var. Ancak ben konu uzamasın diye sadece Gazze saldırılarına ilişkin bir-iki haberle konuyu örneklendirmek istiyorum.
Geçmişte şehit edilen Ahmet Yasin, Dr. İbrahim el-Mukadime, Prof. Dr. Abdulaziz Rantisi ve daha niceleri... Bunların hepsi üst düzey Hamas yetkilisi. Dilerseniz bunların hayatlarının nasıl son bulduğunu, nerede şehit edildiklerini araştırırsınız. Yurt dışındayken mi yoksa kendi vatanlarında yaşarken mi şehit edilmişler? Öyle ya onlar halkı hiç düşünmüyor, sadece kendi çıkarları için hareket ediyorlar...
Şimdi size geçtiğimiz günlerde israilin Gazze saldırılarında şehit edilen üst düzey iki Hamas yetkilisinin nasıl, nerede ve kimlerle şehit olduğuna dair haberler sunacağım. Umarım okuma zahmeti gösterirsiniz.
Hamas Liderlerinden Reyyan, Ailesiyle Şehit Oldu
http://www.haksozhaber.net/images/news/6572.jpg
"Allah'a gidersem Filistin davasına gereken hassasiyeti göstermeyenleri şikâyet edeceğim!" Katil İsrail uçakları Hamas liderlerinden Dr. Nizar Reyyan’ın evini yerle bir ettiler. Dr. Reyyan ve tüm çocukları şehit düştü. Öte yandan Kassam, bir askeri hedefi vurdu.
01.01.2009 16:00
Siyonist katillerin Gazze saldırısı sürüyor. Dr. Nizar Reyyan ve tüm çocukları şehit oldu.
Dünyanın sessizliğinden ve uluslararası emperyalizmin desteğinden güç alan Siyonist işgal devleti vahşi saldırılarını kesintisiz bir şekilde sürdürüyor. Gerçekleştirdiği son saldırıda da Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya mülteci kampında bulunan meskûn evleri hedef alarak en az on kişinin şehit olmasına, onlarca insanın da yaralanmasına sebep oldu. Şehit olanlardan biri Hamas'ın aktif liderlerinden, işgale karşı kararlı tutumuyla ve cesaretli mücadelesiyle tanınan Nizar Reyyan. Diğer şehitlerin de çoğunu Reyyan'ın aile fertleri oluşturuyor.
Filistin Enformasyon Merkezi'nin bildirdiğine göre aynı zamanda üniversitede öğretim görevlisi olan ve Filistin direnişinin parlak isimlerinden, şimdiye kadar işgal devletinin saldırılarına karşı aktif faaliyetleriyle tanınan Dr. Nizar Reyyan hadis alanında ihtisas yapmıştı.
Dr. Reyyan işgal devletinin bundan önceki bazı saldırılarında bizzat mücahitlerle birlikte yer almış ve saldırılara göğüs germişti. Nitekim Cibaliya mülteci kampı aynı zamanda işgal devletinin bundan önceki saldırılarına cesaretle direnmesiyle ve işgal güçlerinin içeri girmesini engellemesiyle tanınmıştı.
Prof. Dr. Nizar Reyyan'ın son sözleri...
İsrail'in "Evini 15 dakikada terk et" tehdidi üzerine yerel radyoya bağlanan Reyyan,"Filistin davasına gereken hassasiyeti göstermeyen İslam ülkelerinin hükümetlerini şiddetle kınıyorum. Bugün Allah'a gidersem hepsini şikâyet edeceğim ve Allah'ın huzurunda hepsine hesap soracağım…"derken evine bombalar düştü.
Filistinli eğitim görevlisi Dr. Muin Naim'in AKRA FM'e verdiği bilgiye göre, İsrail, Filistin'in önde gelen hadis âlimlerinden Prof. Dr. Nizar Reyyan'a, Hamaslı mücahitleri hadislerle cihada teşvik ettiği gerekçesiyle bugün yerel saatle 14.45 sularında evini terk etmesi için 15 dakika süre verdi.
"Halkı Müslüman Hükümetleri Allah'a Şikâyet Edeceğim"
Yaklaşık 6 aydır, sadece üniversiteye giden, diğer zamanlarında hadis kitabını bitirmek için evinden ayrılmayan Dr. Nizar Rayyan, İsrail'in tehdidine karşılık evini boşaltmadı. Tehditten sonra yerel bir radyoya bağlanan Dr. Nizar Rayyan, "Siyonistler evimi terk etmem için beni az önce yine tehdit etti. Ben yine evimi terk etmeyeceğim. Belki bugün son günümüz. Yolumuz bellidir. Sonuna kadar direneceğiz ve kazanacağız. Ya saadete ereceğiz ya şehit olacağız. Filistin halkına ve Filistin'in davasına destek veren Müslüman halklara teşekkür ediyorum. Filistin davasına gereken hassasiyeti göstermeyen halkı Müslüman ülkelerin hükümetlerini şiddetle kınıyorum. Bugün Allah'a gidersem hepsini şikayet edeceğim ve Allah'ın huzurunda hepsine hesap soracağım…" şeklinde konuşurken radyoyla yapılan bağlantı koptu.
http://www.haksozhaber.net/images/other/6576.jpgMuin Naim, radyo ile yapılan bağlantının koptuğu anda İsrail savaş uçaklarının Dr. Nizar Reyyan'ın evine birer tonluk 5 adet bomba attığını tespit ettiklerini söyledi. Saldırıda, Nizar Reyyan, ailesi ve çocukları şehit düştü. Saldırıda çoğunluğu çocuk 20 kişi hayatını kaybederken, 20'ye yakın evde hasar meydana geldi. Reyyan'ın 7 çocuğu olduğu öğrenildi.
Daha Önce de Tehdit Edilmişti
Muin Naim, daha önce de Dr. Nizar Rayyan'ın İsrail tarafından evini terk etmesi için tehdit edildiğini ancak Reyyan'ın evin çatısına çıkarak oturması, evin içini de talebelerinin doldurması üzerine dünya kamuoyundan tepki alacağı endişesiyle İsrail'in, evi bombalamaktan vazgeçtiğini, ancak son Gazze saldırısına Birleşmiş Milletler'in ve İslam ülkesi hükümetlerinin gereken tepkiyi vermemesi üzerine bu sefer Dr. Nizar Rayyan'ın evinin bombalandığını söyledi.
Reyyan'ın ve ailesinin tüm Gazzeli şehitler gibi Rabbimiz tarafından mükafatlandırılmasını diliyor; tüm şehitlerimize rahmet niyaz ediyoruz.
http://www.haksozhaber.net/news_detail.php?id=6159
Great White
20.01.2009, 16:57
A d Bacan kardeşim:)
Hassasiyetlerinin tamamına katılıyorum zaten, bu konuda en ufak bir ayrılığımız yok..
Tabii ki İsrail' in yapmış olduğu bu katliamı haklı göstermeye çalışan bir arkadaşımız dahi yoktur, en azından ben görmedim..
Benim asıl hassasiyetim, burada aynı takıma gönül verdiğim, çoğunlukla aynı şehiri paylaştığım ve genellikle de hemşehrisi olduğum onca insanın sırf hayat görüşleri ve dünyaya bakış farklılıkları sebebiyle biribirleriyle ters düşmemesi gereği üzerinedir..
Mesela geçen pazar günü ben Hüseyin başlığında hararetle tartışmaya girdiğim bir çok arkadaşım ile yanyana yemek yiyerek sohbet ettim ama siyasi, etnik ve hatta dini tartışmalar bir futbolcunun teknik kapasitesinin tartışılmasından çok daha ciddi ve tatsız noktalara kayabiliyor zaman zaman..
Bu konuda başkaca platformlarda çokça da tecrübem vardır; belirteyim:)
Umarım şimdi anlaşmışızdır.. Selametle..
Sen_Teksin_61
20.01.2009, 17:09
http://www.haksozhaber.net/images/news/7498.jpg
Filistin İçişleri Bakanı ve Hamas'ın liderlerinden Said Muhammed Siyam, Gazze saldırılarında şehid oldu. Kardeşinin evinin bombalanmasıyla şehit düşen Siyam ile birlikte oğlu Muhammed, kardeşi İyad ve kardeşinin eşi de şehit düştü.
15.01.2009 20:23
El Aksa televizyonu, Siyam'ın Gazze'nin Cebaliye bölgesindeki Yermuk Mahallesi'nde bulunan kardeşinin evinin bombalanması sonucu şehit düştüğünü açıkladı. Siyam ile birlikte oğlu Muhammed (21), kardeşi İyad ve kardeşinin eşi de şehit düştü.
Filistin Enformasyon Merkezi'nin bildirdiğine göre Şeyh Said Siyam'ın şehit olması üzerine hoparlörlerle yapılan anonslarla, Siyam'ın şehit olduğu duyurularak, kendisinin de daha önce şehit olan Şeyh Ahmed Yasin, Dr. Rantisi, İbrahim el-Mukadime, İsmail Ebu Şenneb, Cemal Mansur, Cemal Selim, Şeyh Salah Şahade ve son olarak dört eşi ve dokuz aile efradıyla şehid olan Şeyh Nizzar Reyyan gibi hakkın rahmetine kavuştuğu belirtildi.
Aynı saldırıda 30 Filistinli de yaralandı. İsrail'in karada, havadan ve denizden haftalardır düzenlediği saldırılarda bugüne dek 1100 Filistinli şehit oldu, 5100 Filistinli de yaralandı. Şehit olan Filistinlilerden 400'ünün çocuk olduğu belirtiliyor.
Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, Siyam'a düzenlenen suikast sonrasında şu değerlendirmede bulundu: "İsrail, bu suikastle Hamas'ı tasfiye etmeyi planlıyor. Fakat akan kanlar, zaferi müjdelemektedir. Hamas şimdiye kadar liderlerini feda etmiştir.
Şeyh Ahmed Yasin "Liderlerin kanları, halkın kanından daha değerli değildir" demişti. Şeyh Sıyam'ın şehadeti de bunu göstermektedir. Araplar'ın işgalcilerle bizim aramızda aracı olmaktan vazgeçip artık bizim yanımızda yer almaları vakti geldi.
Bütün bunlardan sonra Araplar neyi bekliyor? Bu saatten sonra tüm İsrail elçilerin gönderilmesi, tüm müzakarelerin sona ermesi gerekiyor. Bunu yapmamaları halinde Filistin halkının, Arapların da işlenen katliamda ortak olduklarını söyleme hakkı vardır.
Bu suikastle Hamas'ın iradesini kırmak istiyor. Şeyh Sıyam'dan akan kanlar zaferin bedelidir. Şeyhin şehadeti, sadece ve sadece hareketimize ve yolumuza bağlılığımızı artıracaktır. Topraklarımıza bağlı kalacağız.
Bazı liderlerimiz şehid düşecek fakat bayrağımız, hareketimiz düşmeyecek. Halkımıza ve ümmetimize olan sözlerimize sadık kalacağız
Büyük acı duyuyoruz. Fakat bütün bunlar bizim için şereftir, onurdur."
İsrahaber'in bildirdiğine göre Hamas'ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan ise İçişleri Bakanı Said Siyam'ın şehadeti üzerine şu açıklamayı yaptı: "Bu ümmetin başını dik tutuan Gazze halkını ve liderlerini feda eden Hamas hareketini kutluyorum. Şimdiye kadar Hamas liderlerinin gizlendiğini söylediler. Siyam'ın şehadeti gerçekleri gösterdi. İşte bu gerçek liderliktir. Halkının yanında duran, halkının çektiği tüm acıları çeken liderliktir"
Önderlerini şehit veren vir topluluk asla esir edilemeyecektir. Rabbimizden Siyam'ın şehadetini kabul buyurmasını niyaz ediyor ve direniş öğretmenlerine selam ediyoruz! İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un...
http://www.haksozhaber.net/images/other/7503.jpg
http://www.haksozhaber.net/news_detail.php?id=6424
Senin "birçoğu yurt dışında" ve "kendi halkını düşünmüyor" dediğin şu insanlar, ben öyle inanıyorum ki Türkiye'nin başı dertte olduğunda kendi durumlarını düşünmeden gelip düşmana karşı bizimle omuz omuza çarpışacak insanlardır. Onlara, senin gibi siyonist ağzıyla konuşanlardan daha çok güveniyorum...
Mustafa Yılmaz
20.01.2009, 17:12
Arkadaşlar cihat biz müslümanlar için farzdır ama hicrete sünnettir.
Onun için filistindeki bütün mümin kardeşlerimizi bereketli van,muş,bitlis,bingöl,diyarbakır topraklarına iskan edelim .
O topraklarda müslüman görür böylece ,şahsen benim aklımdan geçen bu
Yasin Berber
20.01.2009, 18:00
Bir kere bu başlığı bömyle açandan allah razı olsun başlık çok güzel Bende diyorum ki allah israilin belasını versin
Elimden gelse şu dünyada bir tane yahudi bırakmam. O kadar kin besledim ki bunlara anlatamam.
Bomba atarkan bu şerefsizler gol atmış gibi seyircilik ediyor...
Ulan Bu yaptıklarınız yanınıza kar kalırsa bende adam değilim. Er ya da geç biri soracak bunların bedelini....
"seyyah61" ; Renkdaş..
Yok öyle, iki cümlede asırlık mevzuları şıp diye açıklığa kavuşturmak..
Bilip- bilmeden, araştırıp öğrenmeden, sorup soruşturmadan ahkam kesip hüküm vermek..
Keskin yargılarda bulunmak..
Neymiş.? HAMAS'ın üst düzey yöneticilerinin çoğu yurt dışındaymış mış !..
Cehaletin zirvesi, bu olsa gerek..
Onlar: HAMAS'ın üst düzey yöneticilerinin çoğu, Yani, Ahmed Yasin'ler,Rantisi'ler, İZZETTİN EL-KASSAM'lar ,Yahya Ayaş'lar, Fethi Şikaki'ler ve onlar gibi, katledilen yüzlercesi daha, hepsi Allah'ın izniyle şehadet makamındalar ve inşaAllah cennet-ü ala'dalar..
Hayatta olanlar ise, yani geri kalanlar,
Hepsi, gazzede, batı yaka(şeria)'da direnişlerini , kanları canları pahasına sürdürmektedirler..
Tüm ümmet-i Muhammed(s.a.v) adına, Müslümanların ilk kıblesi ve Resulullah(s.a.v)'ın Mirac hadisesinin gerçekleştiği mabed olan, Mescid-i Aksa'nın yılmaz bekçiliğini yapmaktalar.
Bütün müslümanlar adına, Allah(c.c)'ın Kuran'da etrafını kutsal kıldığı, iki beldeden(Mekke-Kabe ile birlikte) biri olan Kudüs'ün(Kuddüs-ü Şerif=Şereflendirilmiş kutsal belde.. Ek bigi: Bu adı yani kuddüs ismini bu şehre takan, atalarımız Osmanlı'dır.. Buranın eski ve şimdi yahudiler tarafından kullanılan adı Jarusalem(Selam=Barış(!) beldesi) dir), izzeti ve şerefi için çarpışmaktalar..
Filistin halkının bağımsızlığı, onuru, haysiyeti ve vatanı-toprakları için ölümüne direnmekteler..
Bir tek siyasi büro şefi Halid Meşal, Suriye'dedir ki..
O da, orayı çok sevdiğinden, turistik ziyarette bulunmuş filan değildir..
Katil siyonist israel rejimi tarafından, diğer yüzbinlerce filistinli gibi, zorla sürgün edilerek vatanından koparıldığı için oradadır..
HAMAS, Filistin halkının ta kendisidir..
Onların içinden gelmiştir ve onlar adına hareket etmektedir..
Kurmuş olduğu vakıfları, hastahaneleri, okulları-üniversitesi, aşevleri, yardım kuruluşları yanında aynı zamanda silahlı direniş örgütü(HAMAS=HAreketi Mukavvemeti ASkeriye=Askeri direniş hareketi) vede siyasi bir partidir ve ilk kez katıldığı son seçimlerde Filistin halkının %70 'inin oyunu almıştır..
Mahmut Abbas ve Muhammed Dahlan gibi liderler siyonist israel ve a.b.d ile işbirliği yapıp davalarını sattıkları için Filistin halkı direniş sancağını onlara vermiştir..
Gazze, tam 2 yıldır akılalmaz bir ambargo altındadır..
Bütün giriş çıkışları kapatılmış, elektriği suyu kesilmiş, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi konumundadır..
Temel ihtiyaç maddeleri olan su, besin maddeleri ve ilaç ihtiyacı, yer altına kazılarak oluşturulan tünellerle Mısır'dan kaçak olarak getirilmeye çalışılmaktadır..
Tüm bu yaşanmaz hayat koşullarına karşın HAMAS, barış adına 6 aylık bir ateşkes süresini kabul etmiştir.. Ancak bu sürenin devamında ve sonundada ambargo, siyonist israel rejimi tarafından arttırılarak devam ettirilmiştir..
Yani, Filstin halkı, ya bugünkü gibi bombalar ile, yada açlık, susuzluk, hastalık-ilaçsızlıkla öldürülme-katledilme seçeneğine zorlanmıştır..
Filistin halkı ve HAMAS zaten bu durumda kaçınılmaz olan ölümü, izzetsiz ve onursuz bir şekilde elleri kolları bağlı oturup beklemek yerine şerefli bir şekilde savaşarak karşılamayı ve seslerini tüm dünyaya duyurmayı tercih etmişlerdir..
Ve, ateşkes süresinin bitimiyle birlikte, el yapımı, teknolojik olarak gelişmemiş füzelerini israel topraklarına atmaya başlamışlardır..
Bu, tesiri çok düşük füzeler bile yahudileri derin bir panik havasına sokmuş filistin sınırına yakın şehirlerdeki bütün yahudiler depresyona girip sığınaklara doluşmuştur..(Filistinli çocuklar, 1 tonluk bombalar ve fosfor bombaları altında israele karşı gösteri yaparken)
Eğer, HAMAS'ın yaptığı, yani işgale, zulme, zillete karşı gelip şereflice direnmek yanlış bir şeyse, o zaman kurtuluş savaşında milletimizin yaptığını, kuvva-i milliye'nin(milli kuvvetler) yaptığını da yanlış saymamız gerekmiyormu ?..
Aşağıda, yahudilerin siyonist israel rejiminin kurulduğundan bugüne kadar filistinlilere karşı yapmış olduğu katliamların bir kısmının dökümü bulunmaktadır..
50 yıldır süren, bu katliamların son 10-15 senesi haricinde ortada HAMAS diye bir örgüt zaten yoktur..
Yani, FKÖ veya HAMAS, katil siyonist israel için pek farketmemektedir..
Filistinli ve müslüman olması onların katledilmeleri için yeterli bir sebeptir..
İSRAİL’İN YAPTIĞI KATLİAMLAR
Kral Davut Katliamı (22 Temmuz 1946):
İsrail terör örgütü Irgun’un Kral Davud Oteli’ne düzenlediği saldırıda, aralarında İngilizler, Araplar ve Yahudilerin bulunduğu 96 kişi hayatını kaybetti.
Deir Yasin Katliamı(9 Nisan 1948):
Irgun terör örgütüne bağlı militanlar tarafından Deir Yasin Köyü’nde gerçekleştirilen katliamda 254 Filistinli sivil hayatını kaybetti.
Lida Katliamı (9-18 Temmuz 1948)
İzak Rabin’in açık emirleriyle gerçekleştirilen Lida Katliamı’nda, 10 gün içerinde 60.000 kişi evlerinden atılırken, bunu takip eden El Tira, Tantoura ve Hayfa katliamları ile yüzlerce Filistinli sivil katledildi.
Safsaf Köyü Katliamı(29 Ekim 1948):
İsrail ordusunun Safsaf Köyü’ne düzenlediği saldırı sırasında köylülerin üzerine rastgele açılan ateş 70 kişinin ölümüne neden oldu.
Davayima Köyü Katliamı (29 Ekim 1948)
İsrail işgal ordusuna bağlı üç ayrı bölük El-Halil’deki Davayima Köyü’ne girmiş ve „çatışma olmaksızın“ kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 80-100 arasında Filistinliyi öldürmüştür.
Kibya Köyü Katliamı(12 Ekim 1953):
Ariel Şaron liderliğindeki bir grup İsrail askeri tarafından, Batı Şeria’da bulunan Kibya Köyü’ne düzenlenen saldırıda 67 kişi hayatını kaybetti, 75 kişi de yaralandı.
Kufr Kasem Katliamı (29 Ekim 1956):
İsrail’in Mısır’ı işgali arifesinde, bölgedeki bir Filistin köyüne saldıran işgal askerleri, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 49 Filistinli sivili acımasızca katletti.
Samu Katliamı (Kasım 1956):
Batı Şeria’ya bağlı Samu köyüne saldıran işgalci askerler, köyü yerle bir ederken, imha operasyonunda 18 Filistinli hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı.
Ürdün Katliamları (15 Şubat, 4 Haziran 1968):
İsrail uçakları Ürdün nehri boyunca 15’ten fazla Filistin köyüne havadan napalm bombası yağdırdı. Saldırıda resmi rakamlarla 56 kişi feci şekilde can verdi. Haziran ayında İrbid şehrini bombalayan İsrail uçakları 30 Filistinlinin ölümüne neden oldu.
Abu Za’abel Katliamı (12 Şubat 1970):
İsrail uçakları Mısır sınırındaki Abu Za’abel’i havadan bombaladılar. Saldırıda hedef seçilen bir fabrikadaki 70 işçi öldü.
Sha’a Katliamı (8 Nisan 1970):
Mısır’ın başkenti Kahire’ye 80 kilometre mesafedeki Sha’a eyaletinde bir okulu bombalayan İsrail uçakları 46 çocuğu katletti.
Suriye Katliamı (8 Eylül 1972):
Suriye hava sahasını ihlal eden İsrail jetleri yedi köyü bombaladı. Saldırıda en az 200 kişi hayatını kaybetti.
Libya Katliamı (19 Şubat 1973):
Libya Havayolları’na ait bir yolcu uçağı İsrail tarafından düşürüldü. İçindeki 107 yolcu ve mürettebat hayatını kaybetti.
Beyrut Katliamı (20 Temmuz 1981):
Lübnan’ın başkenti Beyrut’a hava saldırısı düzenleyen İsrail jetleri, 300 sivili öldürdü. Yüzlerce sivil aynı saldırıda yaralandı ya da sakat kaldı.
Sabra ve Şatilla Katliamları (15-16 Eylül 1982):
1982'de Lübnan'ı işgal eden İsrail kuvvetlerinin başkomutanı Ariel Şaron'un gözetimi ve koruması altında Lübnanlı Hıristiyan Falanjist milisler tarafından gerçekleştirilen katliamda 991 kişi öldürüldü. sadece 328 kişinin kimliği tespit edilebildi. Saldırganlar öldürdükleri kişilerin cesetlerini tanınmaz hale getirdiklerinden çoğunun kimliği tespit edilemedi.
Kudüs Katliamı (8 Ekim 1990):
Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Süleyman Mabedi yapmak isteyen Yahudilerle Filistinliler arasında çıkan çatışmada, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 30 Filistinli hayatını kaybetti, 800 kişi de yaralandı.
Hz. İbrahim Camii Katliamı (25 Şubat 1994) :
Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Hz. İbrahim Camii’ne sabah namazı esnasında bir Yahudi tarafından gerçekleştirilen saldırıda, aralarında çocukların da bulunduğu 50’nin üzerinde kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 300 kişi de yaralandı.
Kana Katliamı (18 Nisan 1996):
İsrail’in Lübnan’da bulunan Kana mülteci kampına düzenlediği saldırı sonucunda çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 109 Filistinli hayatını kaybetti.
Cenin Katliamı (3-15 Nisan 2002):
Batı Şeria’daki Cenin Mülteci Kampı’na zırhlı birliklerle saldıran İsrail ordusu yaklaşık 1.300 sivili katletti.
Nuseyrat Katliamı ( Mart 2004):
Gazze’deki Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarına giren İsrail askerleri araslarında dört çocuğun da bulunduğu 14 sivili öldürdü.
Aşağıdaki harita da siyonist israelin filistinlileri toptan imha etme planını ve 50 yılda nasıl filistin topraklarını parça-parça kopararak işgal ettiğini görebiliriz..
http://img504.imageshack.us/img504/7785/haritaqc6.jpg
"Olaylar canlıyken edebiyatın nasıl güzel parçalanabilirliğini öğretti. Herkes yazar oldu, şair oldu Gazze sayesinde... Kim bilir kaç forumda, kaç blogda Gazze ağıtları yakıldı? Sadece ağıtlar yakıldı...
"mberrin azat""
Bu berrin hanım, iyi hoş yazmışta, kendisinin eleştirdikleri gibi sadece "edebiyat parçalamış"
Hiç düşünmüşmü 10-20 sene önce böyle bir katliam olduğunda Türkiye'den nasıl cılız seslerin çıktığını..
Oysa, artık milletimiz gittikçe bilinçlenmekte ve bu katliamlara karşı sesini gür bir şekilde her alanda çıkartmaktadır..
Yahudiler asırlardır amaçları için çalışmaktalar ve son 300 yılda iyice gemi-azıya almış son yüzyılda da zirve yapmışlardır.. Artık onlar(ve hıristiyan batı) için (zirveden geriye doğru) geri sayım dönemi çoktan başlamıştır..
Müslümanlar ise hiristiyan batı ve yahudiler karşısında son 150-200 yıldır yaşamış oldukları mağlubiyet sürecinin sonuna gelmiştir inşaAllah..
Artık tüm İslam dünyasında uyanış ve bilinç düzeyi gittikçe kuvvetlenmektedir..
Her alanda gelişim hızla artmaktadır..
Her şey bir anda olmuyor..
Bir insanın ömrü kısadır ama, insanlığın tarihi macerası oldukça uzun..
Ve, hiristiyan ve yahudi dünyasına karşı zafere ulaşacağımız tarih, mağlup olarak geçirdiğimiz 150 senenin belkide 3 te 1 inden daha kısa bir zamanda gerçekleşecektir inşaAllah..
"Külünkoğlu"
Eklediğiniz, karikatürler oldukça anlamlı ve manidar..
Özellikle uçaklı ve tanklı olanlar...
"great white"
Bu başlığın sizi bu kadar rahatsız eden tarafı nedir?..
Neden kaldırılmasını istersiniz?...
BMN forumlarında "çaya, çorbaya limon" babında birçok geyik başlığı varken insanlığın temel sorunlarından birini tartışan bu başlığın kime ne zararı vardır..
Yok, eğer sorun, aynı takıma gönül verenlerin farklı görüşlere sahip olması ve bunun doğrultusunda fikirlerini teatide bulunması ise bundan daha doğal ne olabilirki..
Aynı aile içindeki fertlerinde, birçok konularda uyuşmazlığa düştüğü vede 5 parmağın 5 ininde bir olmadığı bu dünyada, takımdaşların görüşlerinin farklı olması gayet normal değilmidir..
Eğer, uslübün bazen sertleşmesinden yakınıyorsanız, sadece "top" davası yüzünden birçok kişinin nasıl birbirine en sert şekilde cevaplar verdiğini diğer başlıklarda rahatlıkla gözlemliyebilirsiniz..
(Gözlemlediğim kadarıyla bu konuda kalemi(klavyesi) en "sivri" olanlardan biriside sizsiniz..-Hemen belirteyim, Biriside benim-)
Kaldi ki bu başlık, insanlık tarihinin temel sorunlarından birini en önemlisi de, yeryüzünün en değerli hakkını, "özgürce yaşam hakkını" (veya sadece "yaşama hakkını"da diyebiliriz) tartışırken..
Trabzonspor taraftarları futbol haricinde hiçbir konuya duyarlılık göstermemelimidir?..
Temel ve hayati dünya meselelerindeki fikrini bu forumlarda açıklamamalımıdır..
Bu duyarlılığını diğer renkdaşlarıyla paylaşmamalımıdır(veya tartışmamalımı)?..
Bendeniz, Adab-ı gereğince ve karşılıklı nezaket kuralları içinde her görüş ve fikrin bu forumlarda tartışılması taraftarıyım, tıpkı Trabzonspor taraftarı olduğum gibi..
"Mustafa Yılmaz"
Yapma-etme, arkadaşım... Yahudilerin istediğide bu zaten...Sonrada sıra o topraklara gelicek..
TSezgin61
20.01.2009, 23:40
ahhhh ahhh o topraklarin asil sahiplerini "Müslümanlari" topraklarindan cikarmak neymis görecez....
Allah Büyüktür...!!!
Adil ÖZGÜR
21.01.2009, 01:00
http://www.salom.com.tr/content/images/news/image_105751_detail.jpg (http://www.salom.com.tr/content/images/news/image_105751.jpg)
Melih Abuaf (Haftanın Karikatürü-Şalom Gazetesi)
Siyasi Gazete Şalom gazetesindeki bu karikatürü düşündürücü değilmi? bu düşünceli karikatür çizen jurnalistlerine!!! enkazdaki bebek ölülerinin resimlerini göndermek lazım...
Yazıklar olsun,
Karikatür bile utanır, bu zihniyetten...
Soli ÖZEL
Sabah Gazetesi
11 Ocak 2009 (Sabah Gazetesinde de yayım yapılmış, muhtemelen bu gazeteden alıntı yapılmış)
Adil ÖZGÜR
21.01.2009, 01:09
http://www.salom.com.tr/content/images/news/image_105131_top5.jpg (http://www.salom.com.tr/news/detail/10513-Aydinlardan-antisemitizm-karsiti-kampanya.aspx)
Antisemitizm: Yahudi (İsrail) Karşıtlığı,
Yapılan bunca katliamlardan ölen çocuklara fosfor bombası atanlar ise bu terimi kaşıyorlar,
İnsani duygu ile düşündükçe böyle zihniyetin haklılığını arayan, İsrailin yaptıklarından Antisemitizm korkusunu ön plana çıkaran ve gündemi bu safsata ile delmeye çalışanları vicdanlara bırakıyorum.
Ölen masum çoçukların yaşama hakkını gasp etmek, onların geleceğini çalmak, masumlara katliam yapmayı unutturmak ve Antisemitizm gibi bir sloganla gündemden yararlanmanın başka yolu olabilirmi?
Böyle zihniyet varmı?
Düşünüyorum acaba Hitler böyle yol izlemiş midir?
Yazıklar olsun insanlığı unutanlara,
İspanya'da engizisyon mahkemeleri kıyıma giderken,
Türk'ün gürleyen sesini okuyup inceleyin tarihten,
Açıldı bir ana kuçağı gibi Türk'ün kolları,
Yahudinin kesilmedi mi korkulu rüyaları,
Ne bu şiddet bu celal, İspanya'yı görsene,
İşine gelen tarihi okuyanlara uzak gözlük versene?
Unutma; Dini Türk'den olmayan Yahudiye açılmıştı kuçak,
Türk gibi olanları yakarsan, yakanlar nasıl kurtulacak,
Din duygu değildir, kükremiş sel gibi patlar gönülde,
Gürültüsü gölge gibi siner, can kalırmı cani bedende,
Kültürümüz, dinimiz bizi tarif eder, tarihten ders alalım,
Çocukların kavrulması fosforla oluyorsa oradan yollanalım.
Adil ÖZGÜR
21.01.2009, 02:24
Arkadaşlar cihat biz müslümanlar için farzdır ama hicrete sünnettir.
Onun için filistindeki bütün mümin kardeşlerimizi bereketli van,muş,bitlis,bingöl,diyarbakır topraklarına iskan edelim .
O topraklarda müslüman görür böylece ,şahsen benim aklımdan geçen bu
Sevgili Mustaf kardeşim,
Siyah renkli Van, Muş, Bitlis, Bingöl ve Diyarbakır illerimizde İslamiyet Karadeniz İllerimizden özellikle Trabzon'dan daha fazla yaşandığını ben biliyorum, ancak fakir halkın kandırılması ve terörü kasdetiyorsan, o terör zaten İsrail ve Ermeni ile direkt alakalıdır, ben açıkça yazabiliyorum,
Rica ediyorum böyle hassas yaklaşımı dinsel fanatizm ile karıştırma yanlış oluyor, onlar gerçekten bizlerden daha dindar.
Eğer onlar o saydığın yöreler din ile alakalı olmasaydı, Osmanlı çoğrafyasını farklı boyutlara çekerlerdi, Onlar Ermenistanı red ederek, Çanakkale çephesinde Osmanlı saflarına gittiğini açıkça yazabilirim.
Çanakkale şehitlik abidelerinde istersen git oku, bak yanlış yazıyorsam haklısın demeyi kabul ederim..
Sağlıcakla kal.
sümela61
21.01.2009, 12:13
Elimden gelse şu dünyada bir tane yahudi bırakmam. O kadar kin besledim ki bunlara anlatamam.
Bomba atarkan bu şerefsizler gol atmış gibi seyircilik ediyor...
Ulan Bu yaptıklarınız yanınıza kar kalırsa bende adam değilim. Er ya da geç biri soracak bunların bedelini....
İsrail'in yaptığı vahşetler karşısında, bu ülkeyi sonsuz kere lanetliyoruz hepimiz...
ancak seninle aramızda bir fark var değerli kardeşim...
sen "elimde olsa bir tane Yahudi bırakmam" demişsin... ben de elimde olsa "İsrail diye bir devlet bırakmam" diyorum... çünkü bence ikisi farklı şey...
tıpkı 11 Eylül saldırılarından sonra bütün müslümanlara terörist gözüyle bakılması gibi bir durum bu...
İsrail'in yaptığı vahşetler karşısında, bu ülkeyi sonsuz kere lanetliyoruz hepimiz...
ancak seninle aramızda bir fark var değerli kardeşim...
sen "elimde olsa bir tane Yahudi bırakmam" demişsin... ben de elimde olsa "İsrail diye bir devlet bırakmam" diyorum... çünkü bence ikisi farklı şey...
tıpkı 11 Eylül saldırılarından sonra bütün müslümanlara terörist gözüyle bakılması gibi bir durum bu...
Tamam abi sen israili yok et Bende yahudileri yok edeyim. Kimse ağzına bile alamasın onların ismini. Adi şerefsiz mahluklar
MehmetGÜRSOY61
21.01.2009, 12:18
son durum nedir israil geri çekildimi şimdi ??
Great White
21.01.2009, 12:31
Devbey, başlık ile ilgili görüşlerimi ve forum formatı ile alakadar bulmadığımı hemen yukarıda gerekçeleriyle birlikte açık ve detaylı bir dille belirttim zaten. Tekrar tekrar aynı şeyleri yazmama gerek yoktur sanırım;)
Aynı takıma gönül verenlerin farklı görüşlere sahip olması kadar doğal bir şey yoktur tabii ki ama bunu da buralarda deşifre etmenin de bir anlamı yok..
Zira konu hakkında biraz değişik fikirler geldiğinde aşağıdaki seviyesiz üslup hemen devreye girebiliyor gördüğünüz gibi..
"Soykırımdan en fazla memnun olan taraf Hamastır" gibi deli saçması sözlerle burada ahkam kesme. Ne dediğinin farkında ol!
Bu cevap, kulaktan dolma bilgilerle boykotun karşısında durmaya çalışan 17 yaşındaki kendini bilmez Apocan28 kullanıcı isimli cahil için sanırım yeterlidir..."Farklı fikirlerin olmasını doğal karşılayarak tartışmaktan zarar gelmez" diyorsunuz ama değişik bir fikre gösterilen saygının zerresini dahi göremiyoruz maalesef. Demek ki ortada zaten hepimizin haberdar olduğu bilgilerin sunulması dışında herhangi bir fikir alışverişi yok ortada..
Ben bu başlıkta, şimdiye dek yaramadığı gibi bundan sonra da pek bir işe yaramayacak olan bolca beddua ve oradan buradan yapılan alıntıların getirdiği laf kalabalığı haricinde herhangi bir tartışma ya da fikir alışverişi ortamı göremedim açıkçası..
Bir futbolcunun teknik özellikleri neticesinde yaşanan bir tartışma ile dünyevi, uhrevi, siyasi ve dini bazı fikirlerin çatışması sonucunda gelişen tartışmaları bir tutmamamız gerektiği de tecrübeyle sabittir..
Ama siz illa da bu bir nevi "Şeytan taşlama ayini" ne devam etmek istiyorsanız ve forum yönetimi de bunu uygun görüyorsa buyrun meydan sizin..
Bana tekrar cevap hakkı çıkmaması ümidiyle bir beddua da ben okuyarak başlıktan çekiliyorum:)
"Allah İsrail' in, bütün sömürgeci düzenin ve onların ekmeğine yağ süren peşkeşçi zihniyetin tez elden belasını versin"
Olur ya; belki bir işe yarar..
Faik Yılmaz
21.01.2009, 13:04
Yukarıdaki haritaları ibretle gözlemledim...
Bu gün bazılarının " mülkü yurtdışınamı taşıayacaklar, götürecekelr"gibi çok yanlış bir anlayışı var....
İsraiilliler o toprakları önce satın aldılar. Fiyatı yüksek tutup durmadan aldılar.... Dünyanın en zenginleri onlardan olduğu içinde para hiç sorun olmadı.... Daha sonra belli bir nüfusa ve toprağa ulaşınca da otonomi istediler. Gitgide yerleşip bugün orayı işgal ettiler. Evsahibi Filistinliler ise resmne mülteci konumuna düştü...
Bugün aynı tehlike bizim yanıbaşımızda yabancılara toprak satılıyor. Bügun az miktarda ama yarın gelir getirsin diye yüzölçümün oranını artıracaklar. Daha sonra oralarıda kapatacaklar. En son aşama olarakta bağımsızlığını isteyecekler...
Hatay 1939' da Anavatana katıldı ama çoğu insanın bilmediği bir şey var. Bu anlaşmadan tam 100 yıl sonra yani 2039 da bir referandum yapılacak. Ve Suriyeliler bu topraları şimdiden almaya başladılar. Yarın öbür gün bir şekilde %51 çoğunluğu bulduklarında büyük bir tehlike olucak bizim için...
Ve Güneydoğu PKK sadece bir maşa. Onların paçavralarındaki toprakalrı yahudilerin vadedilmiş toprakları... Onlara bir devlet kurdurup üzerine konacaklar....
Çok dikkatli olmalıyız. Bugün Filistine yarında bize...
Coloradoydu
21.01.2009, 22:47
Beddua hususunda şurayı açıklığa kavuşturmalı. "Beddua bir işe yaramaz" düşüncesi yanlış olduğu gibi imanî noktada tehlikeli de olabilir. Beddua, duanın kötüsüdür ve Allah "bana dua edin size cevap vereyim"(Mü'min 60) diye buyurmakta. Hz. Peygamber'in de bazen beddua etmiş olduğu rivayet edilmekte. İmanî noktadaki sakıncası da şudur: "beddua işe yaramaz" şeklindeki düşünce, Allah'ı (hâşâ)çeşitli isim ve sıfatlarından münezzehmiş gibi göstermektedir. Bu noktada söylenebilecek en güzel söz şudur: "Allah ihmal etmez, mühlet verir."
Her ne kadar amacını aşıyor gibi görünse de bu tür cümleler hiçbir durumda telaffuz edilmemeli. Elbette İsraillilere tepkimizi yalnızca dil ile değil, hâl ile de belli etmeli, yani eylemlerimizi de ortaya koymalıyız. Bu başlık altında da buna yönelik çok hoş paylaşımlar olmuştur, oluyor da... Bana göre de bunların en faydalısı, son bir kaç sayfadır üzerinde durulan "İsrail yanlısı ürünleri boykot" mesajlarıdır.
Buraya boykot edilecek ürünlerin listesini ekleyen arkadaşlara önerim, bunları olabilecek en toplu ve en güzel şekilde bir arada bulabileceğimiz bir resmi bizlerle paylaşmaları. Bunları yazıcımızdan çıkarır, evimizdeki buzdolaplarının üzerine asar, her alışverişten önce yoklarız.
Fatih Ersoy
21.01.2009, 23:05
İsrailin yaptığı katliama duyarsız kalamazdık, kalmamalıydıkta.. Serbest kürsümüzde böyle bir başlığın olması isabet olmuş.
En azından başlık sayesinde birşeyler hatırlar, belki birşeyler ağrımıza gider yada ne bileyim filistin aklımıza gelir ve boğazımızın o dar yerinde bir hıçkırık belirir...
Belki nelere sahip olduğumuzu yada kimlerin nelere sahip olamadığını hatırlar halimize şükrederiz..
Hiç olmadı hayatını kaybeden onlarca coçuğu, daha eli kalem tutmamış çocukları aklımıza geitrirde bir dua ederiz..
Bunun neresi kötü ???
Not: Sen_teksin_61 nickli kullanıcı ile birlikte diğer üyelerede sesleniyorum. Lütfen biraz daha duyarlı olalım. Böyle giderse başlığın kapanacağından korkuyorum. Lütfen biraz dikkat..
Ayrıca Apocan28 adlı üyeninde alay edercesine yazdığı talihsiz yazısını düşünmeden yazılmış bir yazı olarak kabul ediyorum. Umarım öyledir..
vBulletin v4.2.5, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.