PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Atatürk'e suikast girişiminde bulunan FB başkanı kim?



Badaloğlu
18.10.2008, 17:13
Arkadaşlar,

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ulu önder Atatürk'e 1926 yılında suikast girişiminde bulunulduğunu biliyormuydunuz? İşin ilginç yanı Atatürk'e suikast girişiminde bulunulması değil elbette...

İşin ilginç olan tarafı bu ülkede yıllardır Atatürk fenerbahçeli idi diye iddia edenler, Atatürk'e suikast girişiminde bulunanlar arasında o dönemin Fenerbahçe başkanı olmasıdır. Sahi Atatürk fenerli olabilir mi?:mad:


Okuyunda ibret alın... Geçmişini bilmeyenler, tarihine sahip çıkmayan milletler yok olmaya mahkumdurlar...



http://www.ezikfb.com/haberrsm/manset_ata.gif

Düzenleyicilerin arasında Fenerbahçe başkanı Dr. Nazım'ın da bulunduğu, başarısız süikast girişimi dolayısıyla Gazi Mustafa Kemal Paşa, Anadolu Ajansi'na 18 Haziran 1926'da şu tarihi demecini vermişti:

'...Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır...'

İŞTE PUSU PLANI
Hain plana göre, Mustafa Kemal Paşa'nın İzmir'e ziyareti sırasında, Gazi otomobille şehirden geçerken, Gaffarzade Oteli yakınında dar bir dönemeçte, Ziya Hurşit ve adamları kendisine ateş ederek öldürdükten sonra, oluşacak kargaşadan yararlanarak İzmirden motorla Sakız Adasına kaçacaklardı. Suikastçıların kaçmasını sağlayacak olan motorcu Şevki, hazırlıkları İzmir Valisi Kazım Dirik'e haber vererek suikastçıları yakalattı.

17 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Olayın ortaya çıkmasından sonra yapılan yargılama süreci neticesinde İstiklal Mahkemesince aralarında FB Başkanı Dr. Nazımın da bulunduğu 17 kişinin idamına karar verilmiş ve asılmışlardır. Suikast olayının Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bir kısım mensupları ile ilgili bulunduğu ortaya çıkmış ve eski İttihat ve Terakkicilerin de bu olayın tahrik ve düzenleyicileri oldukları anlaşılmıştır.

Amaçları, önce irticayı tahrik ve dini siyasete alet ederek Mustafa Kemal Paşa'yı iktidardan düşürmekti. Buna muvaffak olamayınca da, İttihat ve Terakki'nin ileri gelenleri, Terakkiperver Fırkanın içindeki adamlarıyla Ata'ya suikast teşebbüsü hazırlıklarına girişmişlerdi.

Suikast şebekesi, aylardan beri birtakım özel tertibat ile her ne olursa olsun Gazi'ye karşı suikast yapmayı ve bu suretle de hükümeti devirmeyi kararlaştırmıştı. Suikastı hazırlayanlar, Terakkiperver Cumhuriyet fırkasına mensup bazı kimselerdi. En önemli rolü oynayanlar Terakkiperver Fırkadan İzmit Milletvekili Şükrü Bey ile eski İttihat ve Terakkici Kara Kemal'di. Suikast önce Ankara'da tasarlanmış, ancak Erzincan Milletvekili Sabit Bey'le Faik Bey'in müdahaleleri ile önlenmişti. Daha sonra Bursa'da bir süikast planı düşünülmüş, bu da uygun görülmeyerek İzmir'de 16 Haziran 1926'da gerçekleştirilmesine karar verilmişti.

16 Haziran 1926 Çarşamba günü, Mustafa Kemal İzmir'e gitmek üzere seyahatte bulunurken, Giritli Şevki durumu İzmir Valisine ihbar etmiş ve suikastı fiilen yapmakla görevli olanlar, suç vasıtaları olan bomba ve silahlarıyla birlikte yakalanmışlardır.

YARGI SÜRECİ
Olayları takiben Ankara İstiklal Mahkemesi, İzmir'de görevlendirildi. Aralarında milletvekillerinin de bulunduğu geniş ölçüde tutuklamalar yapıldı.

İstiklal Mahkemesi, İzmir'de Milli Kütüphane binasında sanıkları yargılamaya başladı. Ali (Çetinkaya) Başkan, Ali (Rize), Dr. Reşit Galip, üye ve Necip Ali (Küçükada) da savcıydı.

Mahkemenin ilk bölümü 13 Temmuz 1926'da karara bağlandı. Suikastı planladığını itiraf eden Ziya Hurşit ve birkaç yardımcısı dışında, kapatılan Terakkiperver Fırka milletvekilleri Erzurum mebusu Rüştü Paşa, İzmit mebusu Şükrü, Manisa mebusu Abidin, İstanbul mebusu İsmail Canbulat, Eskişehir mebusu Arif ve Sivas mebusu Halis Turgut Beyler idam edildiler.

İstiklal Mahkemesi Ankaraya intikal ederek, yine Ali Çetinkaya'nın başkanlığında, İzmir suikast teşebbüsünün daha geniş bir hükümet darbesinin parçası olduğu iddiasıyla 2 Ağustos 1926 da tekrar başladı. Sanıkların çoğu eski İttihad ve Terakki Fırkası mensubu olduklandan bu davaya 'Ittihatçılar Davası' da denilmektedir.

26 Ağustos 1926 günü verilen karar ile, eski Maliye Nazırı Cavid, İttihad ve Terakki eski Genel Merkez Üyesi Fenerbahçe Başkanı Dr. Nazım ve eski katiblerden Nail, eski Ardahan mebusu Hilmi Beyler idama mahkum oldular ve Ankara'da Cebeci'de ertesi sabah asıldılar.

28TS61
18.10.2008, 17:19
atatürk ezikbahceli degilmiydi :D

Misina
18.10.2008, 17:27
atatürk ezikbahceli degilmiydi :D

o fb lilerin uydurduğu bir palavra

Atamızın en sevmediği rengin Lacivert olduğunu biliyormuydunuz?

ApoCaN28
18.10.2008, 17:40
Ş. Ezikbahçe da nolcak...

Coloradoydu
18.10.2008, 20:56
Forum başlığı biraz problemli gözüküyor. Suç kulübe sirayet ettirilmiş.

Bir kullanıcının gözünden kaçmamış; garip çelişkiler var. İdam edilen başkan Fenerbahçeli, Atatürk de Fenerbahçeli. İdam edilen başkan İttihatçı, bir zamanlar Atatürk de İttihatçıydı...

Şunu da belirtmek lazım, İstiklal Mahkemeleri'nin niteliği ve verdiği kararların ne derece sağlıklı olduğu halen tartışılıyor. Mesela, bu mahkemelerde mahkum edilmeniz için yazılı delil veya şahit gerekmiyordu. Karar için hakimin vicdani kanaati yetiyordu ve bu kararlar kesindi, yani temyizi yoktu.

Doğrusu Fenerbahçe'nin, başkanının işlemiş olabileceği bir suçtan ötürü böylesi bir yafta yemesi beni üzmez. Zira her Trabzonlu gibi ben de Fener'i sevmem. Ancak sözü geçen insanın suçsuz olaması muhtemel ve bu şartlar altında peşin hükümlü davranmak da sağlıklı olmasa gerek.

Mayls
18.10.2008, 22:46
Atatürk'ün takım tuttuğunu düşünmüyorum. Hem tutsa bile, bu bireysel bir tercihtir. Atatürk'ün bir takımı tutması, o takımı yüceltmez.

Neyse gene de bu suikast olayını öğrendiğim iyi oldu, teşekkürler Ahmet abi :)

macka61
18.10.2008, 23:18
izmir süikastını biliyordum ama bu ince ayrıntıyı bilmiyordum saynde öğrendik Ahmet abi paylaşımın için saol

Adil ÖZGÜR
20.10.2008, 03:36
Sağol Ahmet, işin bu boyutunda F.B. başkanı olduğunu bilmiyordum öğrendim,

Bazıları dolmas sever, yalancı dolma,

Bazıları Şampiyon görmek ister, 8 dakika maçı uzatıp golü at misali.

Dursun Kaplan
20.10.2008, 09:27
Bildiğimiz fener..

Fatih Solmaz
20.10.2008, 09:30
İdam edilen başkan Fenerbahçeli, Atatürk de Fenerbahçeli. İdam edilen başkan İttihatçı, bir zamanlar Atatürk de İttihatçıydı...

Hayır yanlışın var, beşiktaşlı idi ! Geçelim bunları, Atatürk'ü herkes kendine mal etmeye çalışıyor.

Şu bir gerçek ki Atatürk futbol'u zerre kadar sevmedi, hiçbir takımın taraftarı olmadı akaretler deki evinin camından futbol idmanı yapan takımların sahasına baktığı halde bir kez bile idmanları seyretmemiştir.

ittihatçı olması birşey ifade etmiyor ittihatçılarda da bir sürü hain vardı.

Coloradoydu
20.10.2008, 13:10
Hayır yanlışın var, beşiktaşlı idi ! Geçelim bunları, Atatürk'ü herkes kendine mal etmeye çalışıyor.

Şu bir gerçek ki Atatürk futbol'u zerre kadar sevmedi, hiçbir takımın taraftarı olmadı akaretler deki evinin camından futbol idmanı yapan takımların sahasına baktığı halde bir kez bile idmanları seyretmemiştir.

ittihatçı olması birşey ifade etmiyor ittihatçılarda da bir sürü hain vardı.

Yaygın kanaat Atatürk'ün Fenerbahçeli olduğu (http://www.fenerbahce.org/kurumsal/detay.asp?ContentID=10) yönünde. Ama dediğiniz gibi, herkes Atatürk'ü kendine mal ediyor. Öyle ki Trabzonsporlu olduğunu iddia edenler (http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20071221/ataturk_trabzonsporlu_iddiasi.html) dahi var.

Atatürk'ün futbolu sevip sevmemesini bugünün kriterleriyle değerlendirmemek gerek. Zira futbol o zamanlar bu denli popüler bir oyun değildi ve bu denli bir rekabet yoktu. Dolayısıyla sıkı bir taraftarlık telkin etmiyordu. İdman izlemek halen "sıkı taraftarım" diyen insanlara bile bir angarya geliyor. Bir de o günün şartlarıyla düşünürsek...

ugurTS1989
20.10.2008, 18:31
Bunu daha once okumustum
trabzonspor

pReN@_61
20.10.2008, 20:25
Bilgilendirme için teşekkürler.

Hiç şaşırmamak gerek.

oflubektas
23.10.2008, 17:48
Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey de bu suikast sonrası faili meçhul olarak kapatılan cinayete kurban gitti. Ancak o zaman kamuoyundaki yaygın kanı bu suikastı Atatürk'ün eski koruması Topal Osman'ın yaptığı yönünde. Hatta Ali Şükrü suikastı sonrası Ankara'da işler öyle bir karışmış ki cinayetin faili olduğu iddia edilen Topal Osman'a da tertip düzenlenip idam edildi. Yani her devrim sonrası olur böye şeyler...

En kapsamlı Atatürk biyografisinin sahibi Şevket Süreyya'nın Kendisi için "Tek Adam" nitelemesini yaptığı Mustafa Kemal'in 15 yıllık Cumhurbaşkanlığı boyunca bir kez bile yurtdışına çıkmamasını başka türlü nasıl açıklayabiliriz?