PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şanlı Türk Ordusu



Travelair
16.09.2008, 16:55
Bu başlıkta Türk ordusu'nu, tarihçesini, kabiliyetlerini,
diğer devletlere göre güçlü ve zayıf, geliştirilmesi gereken yönlerini, iftiharlarımızı paylaşabiliriz

Güncel bir haberle başlayayım:



Millî gemi TCG Heybeliada, Preveze Deniz Zaferi'nin 470. yıldönümünde denize indirilecek. İlk Türk korveti (savaş gemisi) olan Heybeliada ile birlikte ilk mayın avlama gemisi Akçay da denize açılacak.

Millî gemiler, keşif ve karakol, arama-kurtarma, denizaltı savunma harbi, denizde terörist faaliyetlerin izlenmesi ve engellenmesi, kıyı deniz ulaştırmasının kontrol ve korunması görevlerini gerçekleştirecek.

Türk Deniz Kuvvetleri için 12 adet korvet gemisinin inşasının öngörüldüğü 'MİLGEM Projesi' kapsamındaki iki geminin yapımı tamamlandı. 27 Eylül Deniz Kuvvetleri Günü'nde İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda düzenlenecek gemi teslim töreninde millî imkanlarla üretilen ilk Türk korveti TCG Heybeliada F-511 ile mayın avlama gemisi Akçay M-270 denize indirilecek. TCG İnebolu A-590 açık deniz römorkörü de komutanlığa teslim edilecek. Ekonomik kullanım ömürlerini tamamlamakta olan mevcut karakol gemilerini yenilemek için başlatılan MİLGEM Projesi'nin ikinci gemisi TCG Büyükada F-512'nin ilk kaynağı da aynı gün törenle yapılacak. TCG Heybeliada korveti, tüm gemi silah ve sensörlerinin entegre olduğu gelişmiş bir merkezi komuta kontrol sistemine sahip olacak.

AA


MİLLİ OLARAK DİZAYN VE İNŞA EDİLEN İLK TÜRK KORVETİ PROJESİ


HEYBELİADA(MİLGEM)'NIN DENİZE İNDİRİLMESİNE11
GÜN KALDI.
http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/Modernizasyon/MILGEM%20150908%20%281%29.jpg

http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/Modernizasyon/MILGEM%20150908%20%282%29.jpg

http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/Modernizasyon/MILGEM%20150908%20%283%29.jpg

http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/Modernizasyon/MILGEM01.GIF

Türk Deniz Kuvvetlerinin 12 adet korvet gemisi inşasını öngördüğü "MİLGEM" projesinde, projenin ismi olan "MİLGEM" (Milli Gemi), projenin hedefini özetlemekte olup, projede milli kaynakların azami oranda kullanılacağını ifade etmektedir. Bu kapsamda; gemi üzerine konacak sistemlerin yurtdışı üreticilerinin Türkiye'ye bilgi transferi ve gemi sistemlerinin büyük ölçüde milli imkanlarla imali, projenin ana hedefi olup MİLGEM Projesindeki Milli Katkı payının %80 civarında olacağı beklenmektedir.
MİLGEM Projesi, ekonomik kullanım ömürlerini tamamlamakta olan mevcut karakol gemilerinin değiştirilmesi ihtiyacından doğmuştur. Bu proje kapsamında inşa edilecek gemiler, tüm gemi silah ve sensörlerinin entegre olduğu gelişmiş bir merkezi komuta kontrol sistemine sahip olacaktır. Gemiler tek başlarına veya Deniz Kuvvetlerinin diğer unsurlarıyla birlikte grup halinde operasyon yapabilecekler ve

Keşif / karakol
Arama - kurtarma
Denizaltı savunma harbi
Denizde terörist faaliyetlerin izlenmesi ve engellenmesi
Kıyı deniz ulaştırmasının kontrol / korunması görevlerini icra edeceklerdir. Gemilerin dizaynı, denenmiş ve başarılı olduğu kanıtlanmış iyi denizcilik özelliklerine sahip bir tekne formu esas alınarak geliştirilecektir. Yüksek beka kabiliyeti ve geç tespit edilme özellikleri görev ihtiyacı açısından en önemli hususlardır. Gemilerin stealth karakteristiklerinin iyi olması, radar kesit alanı, akustik iz ve sualtı gürültüsü değerlerinin düşük olması sağlanacaktır.

http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/Modernizasyon/MILGEM02.GIF
Deniz Kuvvetlerinin önceki gemi inşa projeleri ile elde edilen tecrübelerinin gözden geçirilmesi sonucunda, Deniz Kuvvetlerinin gemi inşa tecrübe ve kapasitesinin Türkiye'deki özel sektör tersaneleri, üniversite ve milli sanayi imkanları ile birleştirilmesi ile bir açık deniz karakol gemisi boyut ve karmaşıklığında bir gemi inşa projesinin gerçekleştirilebileceği sonucuna varılmıştır. Böylece, birinci geminin dizayn ve inşasının İstanbul Tersanesi Komutanlığında tamamlanmasına karar verilmiştir. Diğer gemilerin inşasına ise imkan/kabiliyetlerine bağlı olarak yerli özel sektör tersanelerinde devam edilecektir.
TCG HEYBELİADA ismi verilen birinci MİLGEM Korvetinin dizaynına İstanbul Tersanesi Komutanlığında oluşturulan MİLGEM Proje Ofisi tarafından 12 Mart 2004 tarihinde başlanmıştır. Geminin Ön Dizaynı Kasım 2004'te tamamlanmış olup 27 Eylül 2008 tarihinde düzenlenecek törenle denize indirilecektir. TCG HEYBELİADA'nın 2011 yılında hizmete girmesi hedeflenmektedir.

http://www.dzkk.tsk.mil.tr


Hayırlı olsun :alkış::alkış::alkış:

Kaya
16.09.2008, 18:45
Evet, dört gözle bekliyordum. Artık çok yaklaşmış tarih. Ülkemize ve ordumuza hayırlı olsun. :)

Great White
16.09.2008, 18:48
Ordumuza, ülkemize hayırlı olsun..

Umarım savaşta kullanmak zorunda kalmayız..

firidin61
16.09.2008, 18:58
Merhaba ,

3 Tarafı denizlerle çevirili VATAN ımızın çok daha fazlasına ihtiyacı var . Umarım bu güzel bir başlangıç olur ve devamı gelir .

Saygılarımla

Berk
16.09.2008, 19:42
Önemli bir atılım ancak daha önemlisi bu gelişmenin devamını gelmesi..

macka61
17.09.2008, 00:00
çok gzel bir haber inşallah daha sık duyarız bu haberleri

Ahmet Faruk
17.09.2008, 00:08
Ana yüklenicinin TAI(TUSAŞ) olduğu ATAK helikopteri projemiz var.
Kendimiz yapıyoruz sayılır, satmak için de antlaşmaları da yapılmış.

Daha detaylı bilgi, TAI deki stajımdan sonra :cool:

İskender66
17.09.2008, 22:22
Ülkemize ve ordumuza hayırlı olsun. Allah askerlerimizin yardımcısı olsun. Milli bir proje olması beni çok gururlandırdı ve mutlu etti.

Özkan
18.09.2008, 00:34
http://www.nihatatabas.com/alisveris/images/kkbrove_yeni.jpg

Yukarıdaki brövede görülen M.Ö 209 târîhi Kara Kuvvetlerimizin kuruluş târîhi olarak kabûl edilmektedir. Bu târîhte, yazılı belgelere geçen en eski askerî zaferimiz olan Pateng (Bai-Deng) Savaşı gerçekleşmiştir.

Aşağıda, www.e-tarih.org (http://www.-etarih.org) sitesinden alıntıladığım yazıda Pateng Savaşı ve bu savaşın komutanı olan Mo-Tun (Mete) Han döemi anlatılmaktadır. Pateng Savaşı ile ilgili olan bölüm Çin kaynaklarından alınmıştır.


Mete Han Dönemi
Mete Han'ın babası Teoman Çin yıllıklarında Tan-hu (veya Şan-yü) diye anılmaktadır ki, Hun dilinde imparator ünvanı olan bu tabir basit bir kabile reisi değil, çok önceleri teşekkül etmiş bir devletin başkanı olduğunu gösterir. Üvey anasının teşviki ile babası tarafından veliahtlık hakkının kendisinden alınması teşebbüsü karşısında Mete Han, emrindeki demir disiplin altında yetiştirdiği 10 bin atlı ile katıldığı bir sürek avında Teoman'ı öldurerek Hun Tan-hu'su ilan edildi (M.Ö.209). Mete Han, doğudaki Moğol-Tunguz kabileler birliği Tung-hu'ların ısrarla toprak taleplerine savaş ile mukabele ederek onları perişan ettikten ve böylece hakimiyetini kuzey Peçli'ye kadar genişlettikten sonra güney-batıya döndü ve Orta Asya'daki, Hind-Avrupa kökenli oldukları sanılan Yüe-çi'leri yerlerinden oynattı. Bunlar kütleler halinde batıya doğru çekilirken Mete Han güneye yönelerek Huang-ho büyük dirseği içindeki Ordos bölgesini ele geçirdi ve oradan Çin topraklarına girdi. Mai-yi, T'ai-yuan şehirlerini zapt ederek Han sülalesinin kurucusu İmparator Kao-ti'nin 320 bin kişilik, hemen hemen tamamen piyade ordusunu, bozkır usulü sahte ric?at tâbyesi ile çenber içine aldı (M.Ö. 201). İmparator, vaktiyle Türkler'in yaşadığı bütün toprakların Hun Devletine terki, yiyecek ve ipek verilmesi ve yıllık vergi taahhüdü şartları ile kendini ve ordusunu kurtarmağa muvaffak oldu. Çin ile dostluk havası içinde ticarî münasebetleri geliştirirken Mete Han, İrtiş yatağına kadar olan bozkırları (Kie-kun = Kırgızlar'ın memleketi) ve buranın batısındaki Ting-ling'lerin yerini, bazı eski Ogur (O-k'ut) kolları ile meskun araziyi, kuzey Türkistan'ı zaptetti ve Isık Gölü etrafındaki Vu-sun'ları hakimiyeti altına aldı. Bu suretle büyük Hun hükümdarı o çağda Asya kıt?asında yaşayan Türk soyundan bütün toplulukları kendi idaresinde tek bayrak altında toplamış oluyordu. İmparatorluk sınırlarının Mançurya'dan Aral Gölüne, batı Sibirya'dan Gobi Çölü-Tibet hattına kadar genişlediği bu tarihlerde Hunlar'a tabi olanlar arasında Moğollar, Tunguzlar ve Çinliler de vardı. Mete Han tarafından Çin hükümetine önderilen M.Ö. 177 tarihli mektuptan anlaşıldığına göre Türk devletine bağlı kavimlerin sayısı 26 idi ve bunların hepsi, Tan-hu'nun ifadesi ile "yay geren halk" yani "Hun" olmuşlardı.


Pateng Savaşı
Bu sırada Han (hânedânı, ülkedeki) düzeni henüz sağlamış ve Han Wang Xin'i [Han Vañ Şin], Dai'ya [Day] gönderip Mayi'de [Ma-yi] yerleşmişti. Xiongnular büyük (bir) saldırıyla Mayi'yi kuşatınca Han Xin, Xiongnular'a teslîm olmuştu. Xiongnular, Xin'i ele geçirdikten sonra askerleriyle güneye doğru yönelerek Gouzhu ([Gov-cu] dağını) aşıp Taiyuan'e [Tay-yüen] saldırmışlar, Jinyang [Cin-yañ] önlerine kadar gelmişlerdi. (Bunun üzerine İmparator) Gaodi [Gav-di], bizzat komuta ettiği askerleriyle karşı saldırıya geçmişti. (Ancak) kışın dondurucu soğuğu ve yoğun kar yüzünden iki veya üçünün (donan) parmakları düşmüştü. Bunun üzerine Modu [Mo-du], yenilip kaçıyormuş gibi yaparak Han askerlerini üzerine çekmişti. Han askerleri Modu'yu kovalayarak saldırıya geçince, Modu en iyi askerlerini saklayıp zayıf ve güçsüz olanları göstermiş; bunun üzerine Han ordusu bütün gücüyle çoğunluğu yaya olan 320.000 kişi ile kuzeye doğru (Xiongnular'ı) izlemeye başlamıştı. (İmparator) Gaodi (kendi askerleriyle) önceden Pingcheng'a [Piñ-çıñ] varmış olduğu hâlde yayalarının henüz tamâmı gelmemişti. Modu, sayıları 300.000'i aşan seçkin atlı ordusunu (İmparator) Gaodi'nin üzerine salarak (onu) Baideng ([Bay-dıñ] dağında) kuşatmıştı. Yedi gün boyunca (kuşatma) içindeki ve dışındaki Han askerleri birbirlerine yardım edememişler ve yiyecek gönderemişlerdi. Xiongnu atlılarının, batıda olanlarının hepsi kır, doğudakilerinin hepsi gökyüzü renginde (yeşil-mâvî), kuzeydekilerin hepsi yağız, güneydekilerin hepsi doru atlılardan oluimaktaydı. (İmparator) Gaodi, ayrılık yaratmak için (gizlice) Yanzhi'ya [Yen-cı, Hun yöneticisinin baş eşi] elçiyle birlikte cömertçe hediyeler yollamış, Yanzhi da Modu'ya şöyle demişti:
"İki yönetici birbirlerine zorluk çıkartmamalı. Bugün Han topraklarını ele geçirseniz (bile), Chanyu [Çan-yü, Hun yöneticisi], (siz) sonsuza kadar buralarda oturamazsınız. Ayrıca Han yöneticisinin (koruyucu) rûhları da vardır. Chanyu! Bunu da hesâba katmalısınız."
Modu, (kendi tarafına geçmiş olan) Han (Wang) Xin'in generallerinden Wang Huang [Vañ Huañ] ve Zhao Li [Cav Li] ile buluşmayı kararlaştırmıştı. Ancak, (bu iki generalin) askerleri uzun süre 3754/ gelmeyince (Modu, onların) Han ile işbirliği yapmış olmalarından şüphelenmiş ve Yanzhi'nın sözlerini de dikkate alarak kuşatmayı (bir) köşeden çözmüştü. Bunun üzerine (İmparator) Gao Huangdi [Gav Huañ-di], bütün askerlerine oklarını dışa, düşmana doğru hedeflemelerini emretmiş ve açılan boşluktan doğruca dışarı çıkarak esas ordu ile birleşmişti. Modu da ordusunu geri çekip uzaklaşmıştı. Aynı biçimde Han (yöneticisi) askerlerini alarak savaşmaktan vazgeçmiş ve Liu Jing'in [Lyu Ciñ] heqin [hğı-çin, evlilik yoluyla uyum] antlaşması yapmak üzere (Xiongnular'a) göndermişti.

bekir61
18.09.2008, 15:41
kac gün kaldi?

Travelair
25.02.2009, 12:44
http://www.roketsan.com.tr/uploads/umtas_pby_03%281%29.jpg


UZUN MENZİLLİ TANKSAVAR FÜZESİ (UMTAS)


Atak Helikopterlerinin gelecekteki en önemli mühimmatı olacak Uzun Menzilli Tanksavar Sistemi (UMTAS) ihtiyacı, ROKETSAN tarafından karşılanacaktır.
ATAK helikopterlerinin havadan yere zırhlı hedeflere karşı kullandığı UMTAS füzesi, resimli kızıkötesi arayıcı başlığı ile 8 km menzile ulaşmaktadır.

Kara platformlarından da kullanılabilecek UMTAS;


Atış öncesi ve sonrası hedefe kilitlenme
Gece/gündüz, kötü hava koşullarında kullanım
Tandem harpbaşlığı, Reaktif zırh etkinliği
Sıvı yakıt yangını ve kurşun çarpmasına duyarsızlık

özelliklerine sahiptir.

UMTAS PROJESİ 2. DÖNEM SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

ATAK Projesi kapsamında hizmete girecek T-129 taarruz helikopterlerinin uzun menzilli güdümlü tanksavar füzesi ihtiyacının milli imkânlarla karşılanması için Uzun Menzilli Tanksavar Projesi (UMTAS) Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından 2005 yılında başlatılmıştır. Ülkemizin önde gelen savunma sanayi firmalarından ROKETSAN’ın ana yüklenici olarak görev aldığı bu proje ile ilk yerli tasarım tanksavar füzemiz olacak UMTAS’ın, T129 taarruz helikopterleri ile eşzamanlı olarak hizmete girmesi hedeflenmektedir. 29 Eylül 2005 tarihinde imzalanan UMTAS Projesi Dönem-1 (Tasarım Dönemi) Sözleşmesi kapsamında yapılan çalışmalar 2008 yılı ilk yarısında başarıyla tamamlanmış olup ikinci aşama olan sistemin ürün geliştirme safhası çalışmalarına, SSM ile ROKETSAN arasında 31 Temmuz imzalanan ayrı bir sözleşme kapsamında devam edilmektedir.
UMTAS Projesinin ana yükleniciye sistem sorumlusu ROKETSAN olurken, Türk Savunma Sanayisinin yetkin kuruluşların da katkısı Proje çalışmalarında göz önünde bulundurulmaktadır. Füzenin harp başlığının, modern ana muharebe tanklarına karşı etkili olacak şekilde üretilmesi amaçlanmaktadır. UMTAS füzesi ülkemizin önemli bir savunma sistemi ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra dost ve müttefik ülkelere satış olanakları yaratarak dış pazarlarlarda da adından söz ettirmesi beklenmektedir.


CİRİT 2.75” Lazer Güdümlü Füze


http://i2.photobucket.com/albums/y24/nutuk/Cirit.jpg


ATAK helikopterlerinin havadan yer hedeflerine karşı kullandığı 2.75” yarı aktif lazer güdümlü füzesi, CİRİT, hafif zırhlı hedeflere karşı yüksek doğruluk ve maliyet etkin çözüm getirmektedir. MIL-STD 810 F ve MIL-STD 464 A ile uyumlu, M ve LAU lançerlerden atılabilen füze, tasarımı Roketsan tarafından gerçekleştirilen MIL-STD-1760 arayüze haiz akıllı poddan da ateşlenebilmektedir.

Dumanı azaltılmış yakıt motorlu duyarsız mühimmatta, üç etkiye sahip harpbaşlığı bulunmaktadır.





SİSTEM ÖZELLİKLERİ

Çap 2.75" (70 mm)
Menzil 1.5 - 8 km
Harpbaşlığı Çok Amaçlı Harpbaşlığı - Zırh Delici - Personele karşı - Yangın çıkartıcı
Güdüm MEMS-IMU ve Manyetometre ile Ara Safha Güdüm Yarı Aktif Lazer Arayıcı Başlık ile Son Safha Güdüm Platformlar AH-1W, AH-1P ile MIL-STD-1760 arayüzü

roketsan.com.tr


Yürüttüğünüz en önemli projelerden biri olan uzun menzilli tanksavar projesi (UMTAS) hangi aşamada?

- Uzun Menzilli Tanksavar Projesi (UMTAS), ATAK Projesi kapsamında hizmete girecek T129 taarruz helikopterlerinin uzun menzilli güdümlü tanksavar füzesi ihtiyacının "Yurt içi geliştirme yoluyla tedarik" modeli ile karşılanması için başlatılmıştır. UMTAS Projesi Dönem-1 (Tasarım Dönemi) Sözleşmesi kapsamı çalışmaları 2008 yılı ilk yarısında başarıyla tamamlayarak ikinci aşama olan ürün geliştirme safhasına, SSM ile Temmuz 2008’de imzaladığımız ayrı bir sözleşme kapsamında devam etmekteyiz. Şu anda alt sistem geliştirme ve test aşaması çalışmaları sürdürülmektedir. Proje kapsamında, Eylül 2008’de başarılı bir balistik uçuş testi gerçekleştirilmiştir. Proje tamamlandığında TSK envanterine tamamiyle müşteri istekleri ile şekillenmiş ve yüksek teknolojiye sahip modern tanksavar füze sistemleri kazandırılacaktır. UMTAS füze sistemi asgari 500 m, azami 5-8 km arası menzile sahip olacaktır. İlk atışlı testlerinin 2009’da gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.Abd

yapımı Hellfire ve İsrail üretimi Spike-ER gibi modern tanksavar füzeleriyle teknik açıdan rekabet edebilmesini hedeflediğimiz UMTAS, ülkemizin önemli bir ihtiyacını karşılarken, sahip olduğu bazı teknik avantajlardan doğan üstünlükleri ile dış pazarlarlarda da adından söz ettirmesi beklenmektedir.

ssm.gov.tr

Ömer SEVİNÇ
25.02.2009, 13:39
Kendi silahımızı kendimiz yapmamız oldukça büyük bir avantaj. Keşke tank ve uçak da yapabilsek..

Travelair
25.02.2009, 14:05
İnsansız hava aracı TİHA 2009'da hazır

Orkun Yazgan / CNN TÜRK

http://www.cnnturk.com/images/turkiye/tai5mart.jpg

http://www.cnnturk.com/images/turkiye/cin5marthii.jpg

Türk yapımı insansız hava aracı TİHA'nın tasarım ve geliştirme çalışmaları devam ediyor. Projeyi Türk Havacılık ve Uzay Sanayi'nin (TAİ) mühendisleri yürütüyor. 2009 yılında uçmaya hazır hale gelecek olan TİHA'lar terörle mücadelede TSK'ya büyük avantaj sağlayacak.

CNN TÜRK 24 saat havada kalma kapasitesi olan Türk Özgün İnsansız Hava Aracı'nın (TİHA) sanal ortamda hazırlanan tasarım görüntülerine ulaştı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin keşif, gözetleme ve istihbarat ihtiyacının karşılanması için TAİ tarafından geliştirilen TİHA terörle mücadelede önemli rol oynayacak.

İnsansız hava aracının gövde uzunluğu 10, kanat açıklığı ise 17 metre. 30 bin feet'e kadar yükselebilen TİHA 200 kilometrelik bir menzil içinde görev yapabiliyor.

Aracın burun kısmının hemen altındaki özel bölümde elektro optik bir kamera yer alıyor. TİHA kızılötesi ve lazer mesafe bulucuları ve lazer işaretleyicileri sayesinde görev bölgesi hakkında ayrıntılı bilgi gönderebiliyor.

TİHA'nın beynini oluşturan uçuş kontrol bilgisayarı, uçuş algılayıcıları, hareketlendiriciler, haberleşme ve tanıtma sistemleri, kayıt ve izleme sistemleri ve kontrol ünitelerinden oluşuyor.

Araç gece ve gündüz her türlü hava koşulunda keşif, gözetleme, hedef tespit, teşhis, tanımlama ve gerçek zamanlı görüntü istihbaratı gibi görevleri yerine getirmek için tasarlanıyor.

Araç henüz tasarım aşamasında

Henüz tasarım aşamasında olan TİHA hava aracının yanı sıra sistem hava platformu, yer kontrol istasyonu, taşınabilir görüntü kıymetlendirme sistemi, uzak görüntü terminali ve çeşitli yer sistemlerinden oluşuyor.

Aracın havadan çektiği görüntüler yer istasyonlarında eş zamanlı olarak kaydediliyor ve harekat merkezine gönderiliyor.

2004 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile TAİ arasında imzalanan anlaşmayla başlayan program Türk Silahlı Kuvvetleri'nin orta irtifada uzun havada kalışlı insansız hava aracı gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak yürütülüyor.

Program çerçevesinde geliştirilecek üç prototipin kontrol testleri tamamlanacak ve 2009 yılında da ilk uçuşlar gerçekleşecek.

Bu Tiha-A. Tiha-B ise 2012'de

Travelair
25.02.2009, 14:20
ASELSANIN YENİ SİLAHI: STAMP

Aselsan, hareket halinde yapılan atışlar yanında hareketli hedeflere dönük isabet oranını maksimuma yükselten, yeni 'stabilize Makinalı Tüfek Sistemi' geliştirerek, başarıyla denedi ve Türk Silahlı.
Savunma Sanayi Müsteşarlığında yapılan törende konuşan Aselsan Genel Müdürü Cengiz Ergeneman, geliştirilen silah sistemiyle hem isabet oranının maksimuma yükseltildiğini, hem de silah kullanım riskinin azaldığını belirtti, ''terörle mücadelede, özellikle karakollarda çok etkin ve caydırıcı bir sistem olacak'' dedi.

RÜZGARLI DENİZDE HAREKET HALİNDE YÜZDE 84 İSABET

Ergeneman, Sahil güvenlik botlarında bir yıldır sürdürülen deneme ve geliştirme safhasının başarıyla tamamlandığını, dalgalı ve rüzgarlı denizde hareket halinde yapılan atışlarda yüzde 84 isabet oranıyla büyük bir başarı sağlandığını söyledi.

Tamamen yerli tasarım olan sisteme daha büyük kalibrede top ve bomba atar türü mühimmatın entegre edilmesi yönünde de çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Ergeneman, ilk ihracatın da Gürcistan'a yapılacağını bildirdi.

Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can Erenoğlu da konuşmasında, sistemi bizzat denediğini belirterek Aselsan'ı kutladı ve ''bizler mavi vatanımızın güvenliğini sağlayan teşkilat olarak, iyi ki bu sisteme sahip olduk'' dedi.

Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ise Sahil Güvenlik Komutanlığı, Aselsan ve Yonca-Onuk tersanesini başarılı işbirliğinden dolayı tebrik etti.

Müsteşar Bayar, Aselsan'ın yerli sanayi ve küçük işletmelere verdiği işlerle savunma sanayinin tabana yayılması ve bu işletmelerin de gelişmesini sağlamasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

Törenin ardından Müsteşar Murad Bayar ile Sahil Güvenlik Komutanı Erenoğlu'na günün anısına plaket verildi.

Verilen bilgilere göre, çatışmalarda en fazla kaybın ilk ateşte verildiği düşünüldüğünde, sistem terörle mücadelede ciddi kazanımlar vadediyor. Hava şartlarından kaynaklanan görüş zorlukları, gerek ateş eden asker ve hedefin hareketliliği nedeniyle en aza inen isabet yüzdesi düşünüldüğünde, bu sistem gece görüş, termal görüş sistemleri ve radarları sayesinde zırhlı kabinde veya daha uzaklardan ekrandan joistikle adeta bilgisayarda savaş oyunu oynar gibi güvenle yönetilebilecek ve hedefe kilitlenerek hareketli hedefleri büyük başarıyla vurması sayesinde çok etkili bir güç olacak.

Sistem ayrıca karakol gibi sabit tesislerin korunmasında da gece gündüz büyük kolaylıklar sağlayacak ve güvenliği artıracak.

UZAKTAN KUMANDAYLA ÇALIŞIYOR

ASELSAN tarafından tasarlanıp geliştirilen 'Uzaktan Kumandalı 12,7 mm Stabilize Makinalı Tüfek Platformu (STAMP)', Yonca-Onuk tersanesinde üretilen sahil güvenlik botuna takılarak Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim edildi.

Yonca-Onuk tersanesi tarafından üretilen Sahil Güvenlik botuna STAMP Sistemi takılması için, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile 2 Haziran 2006 tarihinde sözleşme imzalanmıştı.

ASELSAN tarafından üretilen ilk STAMP Sisteminin Fabrika Kabul Testleri, Liman Kabul Testleri ve Deniz Kabul testleri başarıyla gerçekleştirildi. Deniz Kabul testleri kapsamındaki atışlı testler de Samsun açıklarında Karadeniz'de yapıldı. STAMP sisteminden deniz hedefine, seyir halinde hedef ve STAMP sistemi hareketli olmak üzere değişik senaryolarda atışlar gerçekleştirildi. Karadeniz gibi çetin bir denizde hedefte çok yüksek mermi isabet oranı elde edilerek, testler başarıyla tamamlandı.

STABİLİZE MAKİNALI TÜFEK PLATFORMU (STAMP)

Silahlı kuvvetler ve diğer güvenlik güçleri tarafından sabit veya kara/deniz araçları üzerine monteli değişik kalibrede makinalı tüfekler yaygın olarak kullanılmakta. Çıplak gözle görüşü ve kullanımı kısıtlayan olumsuz çevre koşullarında, bu silahların kullanılması güçleşiyor.

Özellikle hareketli hedeflere isabetli atış yapılması hemen hemen imkânsız hale gelirken, nişancı karşı ateşe hedef olabiliyor. Bu kısıtları gidermek ve silahı her koşulda daha etkin kullanabilmek üzere ASELSAN tarafından Stabilize Makineli Tüfek Sistemi geliştirildi.

Sistem, üzerine bulunan ısıya duyarlı termal kamera ve gündüz görüş kamerası ile gece, gündüz, soğuk, sıcak gibi olumsuz çevre koşullarında kullanılabiliyor. Sistem elektronik olarak stabilize edildiği için, üzerine yerleştirildiği aracın hareketinden etkilenmiyor. Sistem, otomatik olarak hedefe kilitlenebiliyor ve uzaktan kumanda edilmesi sayesinde nişancının karşı atışa maruz kalmadan zırh koruması altında sistemi kullanması sağlanıyor.
STAMP sistemi savaş gemilerinde, sahil güvenlik ve arama kurtarma botlarında, çıkarma gemilerinde, taktik araçlarda, sınır karakollarında, hassas bölge ve tesislerdeki gözetleme ve kontrol noktalarında kullanılabiliyor.

STAMP sisteminde silah olarak, 7,62 mm veya 12,7 mm makinalı tüfek, 40 mm bomba atar veya benzeri silahlar kullanılabiliyor.

ÜSTÜN GÖRÜŞ VE İSABET KABİLİYETİ

STAMP, üzerinde bulunan termal (gece görüş) ve gündüz görüş kameraları sayesinde gece ve kötü görüş şartlarında çıplak gözle görülemeyen uzaklıktan hedeflerin tespit edilebilmesini ve isabetli atış yapılmasını sağlıyor.

Bilgisayar ile kontrol edilen STAMP sisteminde sabit veya hareketli hedefleri otomatik olarak belirleme, tanımlama ve takip etme yeteneği var. Bu sayede hareket halinde olan hedefler bile otomatik olarak yakalanıp, takip edilebiliyor. Nişancıya ise sadece bilgisayara atış komutunu vermek kalıyor.

GÜVENLİ KULLANIM OLANAĞI

Sistemin kumanda birimi makinalı tüfekten uzağa, istenirse zırh korumalı bir bölmeye yerleştirilebiliyor. Nişancı, gece ve gündüz görüş kameraları aracılığı ile kumanda birimi ekranı üzerinde gördüğü hedefe ateş edebiliyor. Sisteme uzaktan kumanda edildiği için, nişancının karşı ateşe maruz kalma riski ortadan kalkıyor.

ASELSAN tarafından geliştirilen STAMP Sistemi, 2006 yılında Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından düzenlenen, Elektronikte Yenilikçilik ve Yaratıcılık yarışmasında Yenilikçi Ürün Ödülünü almıştı.

Travelair
25.02.2009, 14:25
ALTAY



Türkiye (http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye)'nin milli tank (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tank) projesidir. Projeyle ilgili olarak 30 Mart 2007 tarihinde Otokar firması ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) arasında bir anlaşma imzalanmıştır.
Otokar tasarladığı ve geliştirdiği 4 protiple 500 milyon ABD Doları tutarındaki teşviğe hak kazanmıştır.
Otokar, merkezi İstanbul'da bulunan Koç Holding'in bir iştirakidir.

Geliştirme

Türk savunma sanayinin son teknolojiyi kullanan milli tank projesi ulusal savunmaya önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda seçilen tasarım üstün bir katalizöre sahiptir ve yüksek ateş gücüyle modern tanklar sınıfına girmektedir.
Milli tankın geliştirilmesi için üç yerli firma seçilmiştir: Bu firmalardan biri olan ASELSAN (http://tr.wikipedia.org/wiki/ASELSAN) elektronik donanım geliştirmede uzmandır; Volkan atış-kontrol sistemini geliştirmiş ve Leopar 1T tanklarının yeni elektronik sistemlerle donatılmasını üstlenmiştir. Milli tank tasarımında işbirliği yapan ASELSAN ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) tankın kontrol ve istihbarat sistemlerini, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (http://tr.wikipedia.org/wiki/Makina_ve_Kimya_End%C3%BCstrisi_Kurumu) (MKEK) ise yivsiz topu üretecektir.
Milli tankta 120 mm’lik yivsiz top düzeneği kullanılacak ve tank kimyasal, biyolojik, nükleer korumaya sahip olacaktır. Tankın 1500 beygir gücünde bir motorunun olması, saatte 70 km hız yapabilmesi ve 4,1 metreye kadar sualtında çalışması planlanmıştır. Tank Güney Kore (http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCney_Kore)'nin geliştirdiği K2 Kara Panter (Black Panther) tankında kullanılan zırhla donatılacaktır. Bu konuyla ilgili olarak Güney Kore’yle 540 milyon dolarlık bir anlaşma yapılmıştır.
SSM tarafından seçilen motorla donatılacak olan projede 250 adetlik birinci seri için çalışmalara başlanmıştır. Tankın tüm teknik özellikleri Ocak 2008 itibariyle belirlenmiş olup Türk Silahlı Kuvvetleri’nin proje kapsamında 1000 tank alması planlanmaktadır.

İlk üretim'in 2012'de olması planlanıyor

Travelair
25.02.2009, 14:45
AIP U-214

Denizlerin yeni hakimi

Türk ordusunun kumanda edeceği 6 denizaltı, su altından hiç çıkmadan 50 günde 20 bin kilometre seyredebilecek

22.07.2008 11:39 / Habertürk

http://www.haberturk.com/2008/07/22/kuturesim/denizalti1.jpg

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, havadan bağımsız denizaltı tedariğini öngören yeni tip denizaltılara ilişkin 3 firmadan alınan tekliflerin değerlendirmesi sonucunda, HDW ve Marine Force ortak girişimi ile sözleşme görüşmelerine başlanması kararı alındığını bildirdi.
Gönül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısının ardından bir açıklama yaptı.
Bakan Gönül, Savunma Sanayi İcra Komitesinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacına yönelik yürütülmekte olan ve havadan bağımsız denizaltı tedariğini öngören yeni tip denizaltı projesini görüştüğünü söyledi.
Ortak üretim modeli ile yurt içinde imal edilecek denizaltılara ilişkin olarak 3 firmadan alınan tekliflerin değerlendirme çalışmaları sonucunda Howaldswerke-Deutsche Werft GMBH ve Marine Force International LLP ortak girişimi ile sözleşme görüşmelerine başlanma kararının alındığını söyledi.
Proje kapsamında denizaltıların Gölcük tersanesinde inşasına ilave olarak 20'ye yakın sistem, alt sistemin Savunma Sanayi tarafından imal edilerek deniz altılara entegre edileceğini kaydeden Gönül, toplamda proje bedelinin yüzde 80'inin Türkiye'de sanayi katılımı ve off-set olarak gerçekleştirilmesinin planlandığını da ifade etti.
Gönül, proje bedeline ilişkin bir soru üzerine, projenin 2,5 milyar avro yük getireceğini bildirdi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve sorularını yanıtladı.
Gönül, söz konusu ihalenin ilk defa havadan bağımsız denizaltı temini ihalesi olduğunu belirterek, temin edilecek denizaltıların şimdiye kadar olan denizaltı sistemlerinden farklı ve dünyada ilk defa geliştirilen, pek az ülkenin elinde bulunan denizaltılar olduğunu vurguladı.
Denizaltıların özellikleri konusunda bilgi veren Gönül, şöyle devam etti:
''Denizde kalma süresi 50 günü geçiyor ve mevcut denizaltılarımızın denizaltında kalma süresini birkaç defa katlıyor. 18-20 bin kilometre denizin altında seyir yapabilecek kabiliyete sahip. İlk teslim tarihi 2015 olacak. Bu ihale, her yıl diğerleri teslim edilmek üzere, 6 denizaltının ihalesidir. İlk defa bir deniz projesinde yüzde 80'lik off-set alınmaktadır. Bu çok önemli bir rakamdır. Yüzde 80 off-set alabilmemiz Türkiye'nin pazarlık gücünün ne kadar yükseldiğini ve Türk savunma sanayiinin ne kadar ileri bir teknolojiye ulaştığını gösteriyor.''
Bir soru üzerine, denizaltının tipinin 214 olduğunu belirten Gönül, aynı denizaltılara sahip Yunanistan'ın çeşitli mühendislik problemleri yaşadığını, Türkiye'nin bununla ilgili bir teminat alıp almadığına yönelik soru üzerine de ''Bunların hepsi görüşüldü ve bir çözüme ulaşıldı. Aslında bu firmanın tercihinde, bu gibi teknik problemlerin de çözülmüş olmasının büyük katkısı oldu'' diye konuştu.

-DENİZALTILAR, DİKEY İMAL EDİLECEK-
Milli Savunma Bakanı Gönül, söz konusu firmanın Gölcük'te ilk defa denizaltıların dikey imal edilebilmesi için teknoloji ve alt yapı getireceğini bildirdi.
Gönül, anlaşmaya varılması halinde Pakistan ile de denizaltı üretiminde işbirliğine yönelik temennileri bulunduğunu söyledi.
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısının ''neden acil toplandığı''na yönelik soruya da Gönül, şu karşılığı verdi:
''Önümüzdeki günlerde çok fazla merasimimiz var. Bilhassa Başbakanımızın ve Genelkurmay Başkanımızın takvimi çok doluydu. Şimdi 3 firmanın rekabet yaptığı ve bir sonuca ulaşılmış ihalede günlerce, aylarca sonuca imza atmadan beklemek yanlış olurdu. Hem firmalar bakımından hem Türkiye bakımından hem de ulaşılan sonucun tartışılması belki gündeme gelirdi. Bu sebeple, gerek Genelkurmay Başkanımızın, gerek Başbakanımızın müsait bulduğumuz saati bu saatti. O yüzden erken saatlerde yapmış olduk.''

İlk teslimat 2015

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 14:46
İlk Türk helikopteri Arıkopter 2010'da deneme uçuşuna başlayacak. İTÜ'de gerçekleştirilen ve sır gibi saklanan projeyi, Rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin ilk kez anlattı



Devlet Planlama Teşkilatı'nın talebi ve sağladığı 35 milyon lira kaynakla 2002'de başlatılan proje kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) ilk yüzde 100 Türk helikopteri tasarlandı. Helikopterin özgün tasarımının yapıldığı 'Havacılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Projesi' kapsamında üretilmekte olan prototip 2010'da tamamlanacak ve ilk deneme uçuşunu yapacak.
SIR GİBİ SAKLANDI

Ulusal proje olduğu için bugüne kadar gizli tutulan helikopterin daha sonra üretimine de geçilecek. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, şimdilik İTÜ'nün simgesi olan arıdan dolayı 'Arıkopter' denilen helikopteri ilk kez
AKŞAM'a tanıttı. Beş yolcu kapasitesine sahip olacak tek pilotlu ve tek motorlu geleneksel bir helikopter olarak tasarlanan 'Arıkopter', yüksek güvenilirliğe sahip olacak. Düşük gürültü seviyesinde çalışacak olan helikopter, bakım maliyeti de düşük olacak şekilde tasarlandı. 'Arıkopter', yüksek irtifa işletim kabiliyetine sahip. Askı durumu, düşük hızda gezinme ve uzun menzil seyir gibi çok yönlü işlevleri gerçekleştirebilecek şekilde tasarlanan helikopter, kamuda ve özel şirketlerde ticari amaçla, özel seyahatlerde ve daha pek çok görevde kullanılabilecek. Arıkopter ile acil tıp hizmetleri, yangın kurtarma, çok amaçlı askeri, keşif hizmeti yapılabilecek.

Tasarım ve Motor Entegrasyonu sorumlusu Aydın Mısırlıoğlu'nun yürütücülüğünde süren projede bugüne kadar dönüşümlü olarak 150'ye yakın mühendis ve araştırmacı görev aldı. Projenin Prof. Dr. Gülsün Sağlamer'in rektörlüğü döneminde bir prototip üretmek amacıyla başlatıldığını söyleyen Prof. Şahin, DPT'de projenin koordinatörü olarak görev aldığını belirtti. İTÜ'nün projeyi dışarıdan hizmet alımıyla tek başına yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Şahin, üniversitede bu amaçla Rotorlu Hava Araçları Tasarım ve Mükemmeliyet Merkezi'nin (ROTAM) kurulduğunu söyledi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ), Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Tataristan'daki AVIA, MVEN firmaları, Rus TSAGI ve Amerikalı Triumph, Georgia Tech firmalarından yapılan hizmet alımlarıyla oluşturulan prototip Ankara'daki TUSAŞ tesislerinde montajlanıyor. Şahin, üretime geçilmesinin ardından helikopterin bütün parçalarının kendilerince üretilebileceğini ifade etti.

http://www.haber7.com/haber/20090219/Ilk-Turk-helikopteri-2010da-ucacak.php

Travelair
25.02.2009, 14:48
MAVİ KÖPEKBALIĞI

TSK’nın köpekbalığı

DENİZ Kuvvetleri Komutanlığı’nın torpido ihtiyaçlarının milli olanaklarla karşılanması için çalışmalar yürüten Türkiye, “milli torpido” üretmek için Güney Kore ile yaptığı görüşmelerden olumlu sonuç aldı. Dünyanın sayılı torpido üreticilerinden Güney Kore, projenin Ar-Ge birimini ücretsiz olarak Türkiye’ye vermeyi de kabul etti.

Savunma sektöründe “Blue Shark” olarak tanınan Türkiye’nin ilk milli torpidosuna, “Mavi Köpekbalığı” ismi verilmesi düşünülüyor. Mavi Köpekbalığı, “fiber optik tel güdümü” adlı sistem sayesinde fark edilmeden hedefe yaklaşacak ve manevra yapmasına izin vermeden hedefi vuracak.

Türkiye son olarak Almanya’dan aldığı havadan bağımsız tahrik sistemli denizaltılara, yine bu ülkeden tanesi 2 milyon dolara DM2 A4 tipi torpidolar almıştı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından üretimi gerçekleştirilecek olan Mavi Köpekbalığı adlı torpidoların birim fiyati ise yaklaşık 500 bin dolar olacak. Böylece torpido başına 1 milyon 500 bin dolar civarında tasarruf sağlanacak.

Sessiz ve Hızlı Torpido

Torpidonun sonarının TÜBİTAK, harp başlığının MKE ve Roketsan, motorunun ise TEİ tarafından geliştirilmesi planlanıyor. Torpido, 55 kilometre menzile, 50 kilometre hıza sahip olacak. Tel güdümü sayesinde sonar dinlemesine takılmadan, hedefine sessizce yaklaşacak olan torpido bu dakikaya kadar denizaltındaki komuta merkezinden yönetilecek. Torpido, hedefe çok kısa bir mesafe kala tel güdümünü kopararak, aktif hale geçecek ve imha görevini yerine getirecek.

TSK, torpido üretimi sayesinde de dünyadaki sayılı ülkeler arasına girecek. Torpidoların, yabancı ülke silahlı kuvvetlerine satışı savunma sanayii alanında Türkiye’ye ek gelir sağlayacak.

Barkın ŞIK / ANKARA

Akşam Gazetesi

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 14:50
Otokar IDEX 2009’da KAYA’yı da Sergileyecek

http://www.milscint.com/images/1166.jpg
Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai’de 22-26 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek IDEX 2009 fuarı yaklaşırken, Türk firmaları da en yeni ürünlerini bu önemli etkinlikte görücüye çıkaracak olmanın heyecanını ve gururunu yaşıyor. Ülkemizin önde gelen savunma sanayi şirketlerinden Otokar, mayına dayanıklı pusuya karşı bekası arttırılmış (Mine Resistant Ambush Protected / MRAP) sınıfı KAYA aracını IDEX 2009’da ilk kez sergileyecek. Otokar’ın standında KAYA’nın yanı sıra, 4x4 ZPT (Zırhlı Personel Taşıyıcı) ve Gürcistan Ordusu saflarında muharebe tecrübesi de yaşayan Cobra taktik tekerlekli zırhlı aracı da yer alacak.

IDEX 2009 fuarı hakkında bir açıklama yapan Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, Otokar’ın cirosunun yaklaşık yüzde 50’sini ihracatın oluşturduğunu ve bu oranın çok büyük bir kısmının ise hedeflenen şekilde savunma sanayine yönelik ürünler olduğunu kaydetti. Firmanın yeni MRAP sınıfı aracı hakkında da açıklamalarda bulunan Görgüç, KAYA’nın seri üretime hazır olduğunu ve KAYA ile Otokar’ın taktik tekerlekli araç ailesinin büyüdüğünü belirtti. Görgüç; “KAYA ile hedefimiz ihracat pazarlarına açılmak. KAYA’nın çok kısa bir sürede benimsenerek, dünyada savunma alanında maliyet etkin ve uygun bir çözüm olacağına inanıyoruz. IDEX 2009 da yeni aracımızı tanıtmak için iyi bir fırsat” dedi.

Daimler Chrysler Unimog 5000 yürür şasisi üzerinde tasarlanan KAYA, en iyi balistik korumanın sağlanabilmesi için monokok bir zırhlı gövdeye sahip. 4x4 KAYA’nın sürücü ile mürettebat bölümleri ayrı olarak geliştirildi. 12 kişilik mürettebat taşıma kapasitesine sahip araçta, içerideki personeli korumak için özel olarak mayına ve patlamaya karşı korumalı koltuk sistemleri de bulunuyor. Aracın iç tasarımında ise gerektiğinde tahliyenin hızlı ve kolay sağlanmasının hedeflendiği belirtiliyor.

KAYA aracının mayın dayanım konsepti, Otokar tarafından sanal ortamda özel yazılımlar kullanılarak gerçekleştirilen mayın patlama simülasyonlarıyla oluşturuldu. Simulasyonlarda, aracın farklı yerlerinde gerçekleştirilen patlama denemeleri ile araca en etkin mayın koruması sağlandı. İlk prototipin 2008 yılında tamamlanmasının ardından aracın uluslararası askeri standartlara göre yapılan performans ve otomotiv performans testleri de başarı ile tamamlandı. KAYA aracı, farklı arazi koşullarında da başarıyla test edildi. Modüler bir tasarıma sahip olan KAYA, gerektiğinde mayın korumalı yük taşıyıcı araç olarak da kullanılabiliyor.

Gökçebey
25.02.2009, 14:53
Hayalet gemi projemiz vardı, ondan haberi olan var mı?

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 15:03
İlk Türk ’hayalet’ gemisi

http://www.hurriyet.com.tr/_np/2104/6522104.jpg

27 Eylül 2008 Özgür EKŞİ/ANKARA

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için "Milli Gemi Projesi" (MİLGEM) kapsamında üretilen ilk gemi "Heybeliada" bugün denize indiriliyor.

İŞTE 'GÖRÜNMEZ GEMİ'NİN FOTOĞRAFLARI (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=16254&rid=2) (Link)

Türkiye’nin yalnızca kendi imkanlarıyla tasarlayıp inşa ettiği ilk gemi, "stealth" (radara yakalanmama) özelliklerine sahip. Maliyeti toplam 260 milyon dolar olan gemiyi Türkiye, yurt dışından hazır almaya kalksa en az 500 milyon dolar ödeyecekti.

DENİZ Kuvvetleri Komutanlığı (DKK)için "Milli Gemi Projesi" (MİLGEM) çerçevesinde milli imkanlarla geliştirilen, özgün tasarımlı, radara görünmeyen ilk gemi "TCG Heybeliada" bugün denize indiriliyor.

Genelkurmay Karargáhı’nda dün düzenlenen basın toplantısında konuşan İletişim Dairesi Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, DKK’nin ihtiyacı çerçevesinde 12 adet korvet tipi geminin inşa edileceğini belirtti. Gürak, radara yakalanmadığı için "hayalet gemi" diye nitelenen TCG Heybeliada’nın Preveze Deniz Zaferi’nin 470. yıldönümünde denize ineceğini, 2011 yılında da hizmete girmesinin planladığını bildirdi.

260 milyon dolar

Toplam 260 milyon dolara mal olması beklenen gemiyi Türkiye yurt dışından hazır satın almaya kalksa en az 500 milyon dolar ödeyecekti. Türkiye bu gemilerden toplam 12 tane üretecek ve 5 gemi bedavaya gelmiş olacak.

Dünyada sadece Alman "F 124" firkateyninde kullanılan "Cross Connection" güç aktarımı sistemi, Heybeliada’da da uygulanacak. Bu sayede gemide güç üreten bir gaz, iki dizel tribünü birbiri ile uyum içinde çalışacak. Gemi hem uzun menzilli, hem de kolay hızlanır olacak. Motorların bakım maliyeti de benzerlerinden düşük olacak.

Özel tasarım kapı

Geminin radar izdüşümünün bir hücumbotunki kadar düşük olması için en önemsiz görünen detaylar bile ele alındı. Bu nedenle geminin dış kapı kolları dahi yeniden tasarlandı. Kapı mandalının yüzeyde neden olduğu şekil bozukluğu kaportanın altına gizlendi.

Kaptan Köşkünde bulunan camlar Trakya Cam’a özel olarak ürettirildi. Camların radar dalgalarına gemi kaportası gibi cevap vermesini sağlayan bu camlar kaptan köşkündeki elektromanyetik dalgaların dışarıya çıkmasına izin vermeyecek. Camlar gemi denize indirildikten sonra takılacak.

Hücrelere ayrıldı

Tamamıyla yerli tasarım olan kaportanın sahip olduğu özellikler gizli tutuluyor. Kaporta patlama, yangın gibi durumlarda sızdırmazlık özelliğini hep koruyacak. Bu sayede hem 100 kişilik gemi personeli zarar görmeyecek hem de bir yerde yangın çıkarsa bu başka bir Alana taşınmayacak. Bu sisteme hücre sistemi adı veriliyor ve başarısı kaportanın içinde gizli tutuluyor.

Malzemenin % 80’i yerli

Geminin inşasında kullanılan malzemenin yüzde 80’i yerli üreticilerden elde edildi. Yerli ürün toplam maliyetin yüzde 63’ünü oluşturuyor. Deniz Kuvvetleri’nin yerli sektöre verdiği katkı sayesinde bu ürünlerin yurtdışı piyasalara açılması da desteklenmiş oluyor. Denize indirilen gemi kısa süre sonra kuru havuza alınacak ve motoru takılacak.

Heybeliada’nın teknik özellikleri

"Heybeliada F 511" korvetinin proje çizimine 2004 yılında başlandı, ilk kaynağı 2007 yılında yapıldı.

Ağırlığı 2 bin ton, uzunluğu 99 metre.

Heybeliada’da 93 personel görev yapacak. Ana tahrik sistemi 2 dizel makine ve 1 gaz türbininden oluşan Heybeliada’nın maksimum hızı 29 knots (saatte yaklaşık 55 kilometre) olacak.

Gemide, 1 adet 76 mm top, 2 adet 12.7 mm makineli tüfek, 8 adet Harpoon füzesi, 21 adet RAM PDMS hava güdümlü füze nokta savunma sistemi ile torpidolar bulunacak.

Düşman radarlarında görünmeyecek.

Lojistik destekli olarak 21 gün, desteksiz olarak yani hiçbir ikmal yapmadan 10 gün süreyle denizde kalabilecek.

10 tonluk helikopterler gece ve gündüz iniş kalkış yapabilecek.

Son derece sessiz ve yedek motorlu

Geminin savaş durumunda uzun sure mücadele edebilmesi için öncelik vurulmamaya verildi. Bu amaçla elektromanyetik ve kızılötesi iz salınımı kısıtlandı. Geminin su içinde hareket ederken yaydığı motorun hareket ve suyun yarılma sesi en az seviyeye indirildi. Gemiye uzun hareket menzili ve yüksek sürat yeteneği sağlandı. Dümen her türlü patlamaya dayanıklı, kaptan köşkü balistik korumalı. Motorlar ve kritik sistemler yedekli.

Hekimoğlu
25.02.2009, 15:05
En önemlisi kendi üretimimiz bir uydumuzun olması ve uzun menzilli füze savunma sisteminin ülkemizde üretilmesi.

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 15:09
Göktürk’ün soluğu PKK’nın ensesinde

Türkiye PKK ile mücadeleyi uzaya taşımaya hazırlanıyor. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye’nin ilk askeri istihbarat uydusu “Göktürk” projesinin üç ay içinde tamamlanacağını açıkladı

SAVUNMA Sanayii Müsteşarı Murad Bayar (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/savunma-sanayii-mustesari-murad-bayar/), Türkiye (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/turkiye/)’nin keşif, gözlem ve uydu projesi olan “Göktürk Projesi (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/gokturk-projesi/)”nin, en geç üç ay içinde sonuçlandırılacağını düşündüğünü söyledi. Murad Bayar (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/murad-bayar/), keşif, gözlem, uydu projesinde Savunma Sanayi Müsteşarlığınca (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/savunma-sanayi-mustesarliginca/) yapılan değerlendirme çalışmaları sonucunda, İtalya (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/italya/)’nın Telespazio (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/telespazio/), Almanya (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/almanya/)’nın OHB (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/ohb/), İngiltere (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/ingiltere/)’nin Eads Astrium (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/eads-astrium/) firmaları ile görüşmelere devam edilerek, sonuçların bir sonraki icra komitesi toplantısında sunulmasına karar verildiğini hatırlattı.

İlk askeri uydumuz

Bayar, Türkiye açısından önemli olan bu projenin, çok uzamadan sonuçlandırılacağını düşündüğünü kaydetti. Özellikle sınır gözleme amacıyla projelendirilen ve Türkiye’nin askeri amaçlı ilk uydu projesi olarak kabul edilen Göktürk projesi kapsamında, yörüngede teslim edilecek bir adet elektro-optik gözlem uydusu, bir adet sabit yer istasyonu ve bir adet de mobil yer istasyonu tedariki bulunuyor. Projeyle yerli sanayinin bir sonraki uydu projesinin tasarım, entegrasyon ve test faaliyetlerini Türkiye’de gerçekleştirebilecek yeteneğe ulaşması da hedefleniyor. İlk aşamada Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yürütülen Göktürk Keşif Gözetleme Uydu Sistemi (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/gokturk-kesif-gozetleme-uydu-sistemi/) projesiyle yabancı bir firmanın ana yükleniciliğinde teknoloji aktarımı gerçekleştirilecek. Başta yerli ana iş ortağı TUSAŞ Havacılık (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/tusas-havacilik/) ve Uzay Sanayinin (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/uzay-sanayinin/)(TAI (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/tai/)) entegrasyon aşamasına doğrudan katılımı olmak üzere, yerli savunma sanayi firmaları ile araştırma merkezlerinin projenin tüm safhalarına katılması planlanıyor.

İlk Türk (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/turk/) devletinin ismi verilen Göktürk RFP (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/gokturk-rfp/) keşif ve gözetleme uydu sistemi ihale programını belirlerken, proje, yörüngede teslim edilecek bir adet Elektro-Optik Gözleme Uydusu (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/optik-gozleme-uydusu/), bir adet sabit yer istasyonu ve bir adet mobil yer istasyonunun oluşumunu kapsıyor.

Büyük avantaj Bir metrenin altındaki nesnelerin hareketlerini de rapor edebilecek kabiliyette olacağı belirtilen uydu, sınırdan terörist geçişlerin engellenmesi noktasında da fayda sağlayacak. Göktürk Uydusu (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/gokturk-uydusu/)’yla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/turk-silahli-kuvvetleri/), havadan kendi istihbaratını sağlama noktasında da önemli bir avantaja sahip olacak. 200 milyon dolar harcanacak ve Yüksek Çözünürlüklü (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/yuksek-cozunurluklu/) resimler gönderecek olan uydunun, yerli ve yabancı sanayii işbirliği içinde üretilmesi ve geliştirilmesi öngörülüyor. Bu (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/bu/) nedenle TAI, TÜBİTAK (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/tubitak/) ve ASELSAN (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/aselsan/) gibi kuruluşlar projede rol alacak. Uydunun (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/uydunun/) 600-650 kilometre yükseklikte yörüngeye yerleştirilmesi planlanıyor.

2007-12-24 HO Tercüman

Dursun Kaplan
25.02.2009, 15:11
PKK'yı bitirmek için bu denli çabalar görmek güzel. Aslında o şerefsizleri ait oldukları cehenneme göndermek zor değil ama nedense biz biyerlere girdikmi olay oluyor. Neyse fazla siyasi olaylara girmeyeyim. :)

MehmetGÜRSOY61
25.02.2009, 15:12
böyle güzel bir şeylerin Türkiye yapılması çok güzel yani işte bizlerin zaferi denebilir hayırlı olsun türk ulusumuza :)

Tuğba ÖZTÜRK
25.02.2009, 15:13
geminin iç mekanını çok merak ediyorum keşke üç boyutlarına ulaşabilsem :S

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 15:43
geminin iç mekanını çok merak ediyorum keşke üç boyutlarına ulaşabilsem :S

Savaş gemisi olduğu için ayrıntılı tasarımlara ulaşmak çok zor, ama ilgilenenler için alanında dünyadaki en iyi gemi ve hücüm botları üreten Türk firması Yonca-Onuk'un internet sitesinde çeşitli tasarımlar mevcut;).

http://www.yonca-onuk.com/main.htm

Gökhan Bozyiğit
25.02.2009, 15:47
O Türk firmasından bir tasarım.

http://img158.imageshack.us/img158/6289/yonca.jpg (http://imageshack.us)



http://www.yonca-onuk.com/images_800/tekneler/logo_33_pop.gif


DIMENSIONS

http://www.yonca-onuk.com/images_800/tekneler/33mtp_cizim_G.gif

LOA:35.60
mBeam, max:6.70
mDraught:1.40 m
OPERATIONAL CHARACTERISTICS

Maximum speed, at full load:47+ knots(Up to 65 knots available depending onengine selection and configuration)Propulsion:All Diesels: 2 x 2720 kW MTU, 16V4000M90 (Other engines available)
CODAG available

Drive system Water Jets, MJP 753 DD (for all diesels)
Water Jets, 3 x MJP 650/750 (for CODAG)

Range:800 nautical miles (at 33 knots)

CAPACITIES

Fuel capacity:20.00 m3
Fresh water:1.50 m3
Endurance:3 days
CrewUp to 20


http://www.yonca-onuk.com/images_800/tekneler/33mtp_cizim.jpg

http://www.yonca-onuk.com/main.htm

Travelair
25.02.2009, 15:49
B-611 Yıldırım

http://img85.imageshack.us/img85/9360/556173gv4.jpg

Çin J füzeleri baz alınarak geliştirilen füzeler 150 km civarında etkili. Yaklaşık yarım ton patlayıcı taşıyabiliyor. Menzil kapasitesi gerekirse 250km'ye kadar arttırılabilir şekilde olduğu iddialar arasında

Bazı istihbarat kaynaklarına göre Türkiye şu sıralar menzili 2000km'ye ulaşabilen füze yapabilecek kapasitede. Hatta Pakistan'la uzun menzilli Babür füzeleri için ilgilendiğimiz de belirtilmekte. Ancak bazı uluslararası anlaşmalar dolayısı ile bu konuda elimiz kolumuz bağlanmış durumda. 300km'lik bir tavan var

Travelair
25.02.2009, 16:09
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3a/AgustaA129_03.jpg/300px-AgustaA129_03.jpg

T-129

T-129 AgustaWestland firmasının (İtalyan/İngiliz) ürettiği A-129'un Türk Hava Kuvvetleri istekleri doğrultusunda değiştirilecek olan versiyonudur. İlk üretim 2014'de planlanmaktadır. Buna göre A-129'dan farklı olarak daha güçlü olan 2 adeT LHTEC CTS800-4N motorları (İptal olunan Amerikan Comanche motorları) kullanılacak. A-129'un tüm yazılım kodları Türkiye'nin olacak. Böylece Türkiye istediği silah sistemlerini helikoptere yükleyebilecek, dışardan bir sinyalle helikopterin devre dışı kalma ihtimalinin önüne geçilecek. Servis tavanı 6000 metreden yüksek olabilir. 40+50 şeklinde 2 parti halinde düşünülüyor. İlk parti yabancı sistemlerle, 2. parti Türk firmalar ağırlıklı ( Aselsan+Roketsan vs) donatılması planlanıyor. Motoru Tusaş'ta lisansla üretilecek. Böylece karmaşık helikopter motor üretim tecrübemiz artacak. Tek üretim Türkiye'de olacak. T-129'un satış hakları da bizde olacak, böylece talebe göre satarak para kazanabileceğiz. Projeye aktarılan para 3 milyar dolar

Diğer helikopterlere göre avantajları;

* Teknolojik transfere izin verilmesi
* Daha kompakt/küçük bir dizaynda olması
* Daha ucuz olması
* Daha bağımsız bir proje olması

Travelair
25.02.2009, 16:24
http://www.internethaber.com/images/other/1.20071212162439.jpg

BARIŞ KARTALI

Projenin Amacı : Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın keşif, gözetleme ve komuta kontrol ihtiyaçlarının karşılanması.
Kapsam : Proje, Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyacı olan 4 adet havadan erken ihbar ve kontrol uçağı ve 1 adet yer destek sisteminin teminini içermektedir.
Proje Modeli: Ortak Üretim
Ana Yüklenici Firma : Boeing (ABD)
Alt Yükleniciler : TAI, HAVELSAN, ASELSAN, MİKES, HAVELSAN TEKNOLOJİ RADAR, KALE KALIP, THY ve SELEX.
Sözleşme İmza Tarihi: 4 Haziran 2002
Mevcut Durum: Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) Uçağı Projesi kapsamında Boeing firması ile 4 uçak ve 1 Yer Destek Sistemi tedariği amacıyla 4 Haziran 2002 tarihinde Sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme 23 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe girmiş ve proje kapsamındaki faaliyetler resmen başlamıştır.
Türk Savunma Sanayii, bu projeden, proje bedelinin yaklaşık %12’si kadar net yerel pay alacaktır. İlave olarak proje kapsamında sözleşme baz fiyatı üzerinden 576 Milyon ABD Dolarlık off-set alınmıştır.
Türk firmalarından TAI, HAVELSAN, ASELSAN, MİKES, HAVELSAN TEKNOLOJİ RADAR, KALE KALIP, THY ve SELEX proje içerisinde birçok sorumluluk ve role sahiptir.
1 inci uçak modifikasyonu (yolcu uçağının HİK konfigürasyonuna dönüştürülme işlemleri) Mart 2005’de ABD/Seattle’da, 2 nci uçak modifikasyonu Mart 2006’da Ankara/TAI tesislerinde, 3 ncü uçak modifikasyonu Kasım 2006’da 4 ncü uçak modifikasyonu Mart 2007’de Ankara/TAI tesislerinde başlamıştır.
Boeing firmasının gecikmesi dolayısıyla program takvimi ve gecikmenin idari ve teknik etkileri hususlarındaki değerlendirmeler devam etmektedir.


Çok önemli bir proje; çok geniş bir alanda çok gelişmiş elektronik dinleme, izleme, karıştırma...
Yalnız sürekli geciken bir proje :(

Travelair
25.02.2009, 16:38
JSF-35 (F-35)

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/e/ec/F35ctolstores.jpg/796px-F35ctolstores.jpg

http://img528.imageshack.us/img528/8792/26892884yo8.jpg

F-35 ortak üretim bir uçak. Amerika önderliğinde 9 ülke tarafından destekleniyor. Böylece masraflar da makul seviyeye iniyor. Türkiye'nin projeye 11 milyar dolar üzerinde katkısı olduğu tahmin ediliyor ama bunun 6 milyar dolara yakın bir bölümünü ürün ve hizmetlerle geri kazanması gündemde.

Uçağın özelliği "Stealth" bir çok maksatlı savaş uçağı olması. Yani radardaki görünülürlük izi çok düşük. Aynı sınıftaki F-16 3. nesil, F-35 ise 4. nesil. Her alanda etkisi olmasına rağmen hava-kara fonksiyonları diğer uçaklara göre daha etkili. Türkiye geleneksel A tipini alıyor. Rakam net değil ama 10 aşağı yukarı 100 adet alınacak

İlk teslim yaklaşık 2016 yılında olacak

Çağatay Özmen
25.02.2009, 16:40
Bir sorum olacak F-16 uçaklarımızın yazılımlarının bizde olmadığını, bu yüzden o yazılımda bize dost olarak görünen ülkelere savaş çıkması halinde ateş açamayacağımızı ve Aselsan'da öldürülen mühendislerimizin bu sorunu çözecek bir proje üstünde çalışmakta olduklarını duymuştum. Bu söylenti hakkında bilgisi olan var mı?

Travelair
25.02.2009, 16:56
Bu konuda ancak söylentiler var. Kaynak kodlarına sahip olmadığımız bir gerçek. Ama sadece NATO ülkelerine silahlarımızın kilitlenememesi sorun değil, diğer yandan Amerika'nın bir sinyalle savaş uçaklarını "Uçan soba borusu" haline çevirebileceğini veya direk düşürebileceğini söyleyenler, fakat TSK'nın bu sorunu aştığını iddia edenler de var

Sinan SARI
25.02.2009, 23:27
Bir sorum olacak F-16 uçaklarımızın yazılımlarının bizde olmadığını, bu yüzden o yazılımda bize dost olarak görünen ülkelere savaş çıkması halinde ateş açamayacağımızı ve Aselsan'da öldürülen mühendislerimizin bu sorunu çözecek bir proje üstünde çalışmakta olduklarını duymuştum. Bu söylenti hakkında bilgisi olan var mı?


Evet bu konuda çok değerli bir abimiz anlattığına göre; bütün bu dediklerin önceden yazlımlar bize ait olmadığı için sorun teşkil ediyormuş hatta kendisi bunu amerikayla her restleşmemizden sonra bir jetimizin düşmesiyle örnek vermişti, yani bize bir uyarı olarak.

Tam bu yazılımların sonuçlanması aşamasında bunları geliştiren Türk mühendislerimiz intihar süsüyle öldürülmüş. Abimizin tanıdığı bildiği insanlarmış, onlar için; namazlı niyazlı vatanını milletini seven insanlardı Allaha inanan birisi intihar edermi hiç? demişti.

Ama sonunda o ölen mühendislerimizin arkadaşları bu projeyi bitirmiş galiba.

Travelair
25.02.2009, 23:48
Herhalde nükleer fizikçilerimizin uçağının karakutularının gerçekten bozuk olduğuna inanmıyorsunuz

Bunlar aynı zamanda beyin gücümüzü ürkütmeye yönelik hareketlerdir. Gücümüzün farkına varıp özgürlüğümüze ulaşıncaya kadar bunlar bizi yıldırmamalı

sakaryalı.61
25.02.2009, 23:49
Bir sorum olacak F-16 uçaklarımızın yazılımlarının bizde olmadığını, bu yüzden o yazılımda bize dost olarak görünen ülkelere savaş çıkması halinde ateş açamayacağımızı ve Aselsan'da öldürülen mühendislerimizin bu sorunu çözecek bir proje üstünde çalışmakta olduklarını duymuştum. Bu söylenti hakkında bilgisi olan var mı?

ÇOK GÜZEL BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİN KARDEŞİM ,ELİNE SAĞLIK..

aselsanda .üç mühendis arka arkaya intihar etti. bu size inandırıcı geldimi..
tabiki gelmedi, polis kayıtlarına intihar diye geçti..nasıl bir memelekette yaşıyoruz gerisini siz idrak edin vatan evladı ucuz paralara satılmaktadır.

üç mühendisin hemde aynı birimde aynı proje üzerinde çalışan üç mühendisin ölümüyle ilgili somut bir araştırma dahi yapılamadı..

ama bu işle alakalı şunu söyleyebilirim ülkemizde mossad ve cıa ajanları cirit atmaktadır hemde bu işin boyutu belkide bizim görebildiğimizin dahada üzerinde olduunu anlamak hiç de güç değil..

ne yazıktırki millet olarak dostu düşmanı tanıyamıyoruz sırtımızı yasladığımız avrupa ve amerika bizi hep sırtımızdan vurmuştur pkk,yı onlar beslemektedirler..
hertürlü desteği onlar sağlamıştır bugüne kadar.

aslında konu hakkında çok şey var yazacak fakat bize kimse inanmaz inansa bile yukarıda dediğim gibi .

dostu düşmanı tanımadıktan sonra hiç birşey değişmez ,selamlar.

Gökçebey
26.02.2009, 00:07
Böylesine kitlelelere hitap eden bir internet sitesinde gözü açılan pek çok Türk evladını görmek bazılarını ürkütebilir. :)

oguzlu
26.02.2009, 07:38
burda resmini koydugunuz ve haberini kopyaladiginiz silahlarla ancak amerikanin izni dogrultusunda pkk'yi bombalariz veya karadenizde rusya'ya dik gorunmek icin gemi dolastiririz.
yunanistana karsi bile kullanamayiz, kullandirtmazlar o silahlari.

artik nukleer silahlar bile devre disi kaliyor. ulkelerin elinde oyle silahlar varki atildigi cevredeki butun elektronik aletleri devre disi birakip calismaz hala getiriyor. marmara denizinin ortasina bir bomba atiyorsun, hic bir canliya zarar vermiyor ancak butun marmara bolgesindeki elektronik aletler calismaz duruma geliyor. uzun menzilli fuzelerinizi nasil atesleyeceksiniz daha?
dikkat ederseniz bizim diye tanittiginiz silahlarin cogunun yazilimi yabancilarin elinde. yani sadece paramizi aliyorlar tatli bir dille.

Faik Yılmaz
26.02.2009, 08:36
Bir sorum olacak F-16 uçaklarımızın yazılımlarının bizde olmadığını, bu yüzden o yazılımda bize dost olarak görünen ülkelere savaş çıkması halinde ateş açamayacağımızı ve Aselsan'da öldürülen mühendislerimizin bu sorunu çözecek bir proje üstünde çalışmakta olduklarını duymuştum. Bu söylenti hakkında bilgisi olan var mı?

Evet Natoya bağlı hiç bir ülkenin uçaklarını düşman kabul etmiyor. Buna Yunanistanda dahil. Yani ateş açmak için kilitlenemiyorsunuz.....

Bu yüzden Rusyadanda uçak alamadık. çünki kendi uçağımızı düşman olarak kabul edicektik...

Travelair
26.02.2009, 10:48
Bu kadar karamsar olmaya gerek yok. Bir yerden başlanması gerekiyordu ve başladık. Hiçbirşey yapmamak daha mı iyi? Altyapı olmadan yol katedemezsin. En azından bazı noktalarda üretimde aydınlanıyoruz. İlerde kendi silah sanayimizin gelişmesine yardımcı olacak

Yunanistan bu sorunu Fransız uçaklarıyla aştı. Bizim ise "Ermeni meselesi" yüzünden Fransız uçağı almamız söz konusu değil

Emirhan Ömeroğlu
26.02.2009, 10:55
Evet Natoya bağlı hiç bir ülkenin uçaklarını düşman kabul etmiyor. Buna Yunanistanda dahil. Yani ateş açmak için kilitlenemiyorsunuz.....

Bu yüzden Rusyadanda uçak alamadık. çünki kendi uçağımızı düşman olarak kabul edicektik...

oy oy oy bunların böyle olduğunu bilmiyordum çok üzücü.. inş. bu sorunları aşarız..

a d bacan
26.02.2009, 11:12
sevindirici bir haber
TSK inden devamını bekliyoruz...

macka61
26.02.2009, 11:34
sade dost düşman olsa yada uçakta olsa tank zırhlı araçlarda dahil hiç birini oynatamayız eğer o sorunu aşmazsak çünkü uydu kodlarıyla amerika durdurabiliyor ırakta büyükelçiliğimizde görevli birisi askerlerimize tankların milli sistemilazasyonu konusunda brifing verecekti ama öldürüldü ve dizüstü bilgisayrı bulunamamıştı

Ömer SEVİNÇ
26.02.2009, 11:51
Arkadaşlar;

Sonuçta askerler aptal değil. Neyin ne olduğunu bizden çok daha iyi biliyorlardır. Kaynak kodları meselesi çok önemli bir mesele katılıyorum ancak bunun çözümü mutlaka bulunmuştur. Yoksa kullanmayacağımız silahları neden alalım?

Amerikan'ın bir tek sinyalle uçaklarımızı bozabildiği iddialarına ise katılmıyorum. Amerika'nın bu uçaklarından pek çok ülke satın alıyor. Hepsi gerizekalı da bir tek biz mi akıllıyız?

Bütün bunlara karşı kendi silahımızı üretmemiz çok önemli çünkü adamların kendi teknolojileri ile onlara saldırmak sıkıntı yaratır.

Bana kalsa orduyu tümden kaldırırım aslında. Yaşasın Kosta Rika!

Hüseyin Kurt
26.02.2009, 11:51
Milli proje kapsamında yapılanların arasına sızmadıkları ne malum?!
Yada tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen F-16,F-5 yada bunun gibi bahsi geçen konularda söylenen "geliştirildi" kelimesiyle kastedilen uçağın elektronik aksamı dışında kalan kısımları mı?Kaputu,camı,çerçevesi,basit elektronik aksamları gibi...mi?

İmanımızın içine de çip takamazlar ya!!

Travelair
26.02.2009, 12:09
Önemli olan caydırıcılık. Hiç bir ülke bir diğerini kolayına işgal edemez, savaş da açamaz. Dünyanın süper gücü Amerika'nın kıytırık güçte Afganistan ve Irak'taki durumunu görüyorsunuz.

Mühim olan caydırıcılık ki kimse bir delilik yapmasın. Merak etmeyin mutlaka tedbirler ve açıklanlanmayan güçlerimiz de vardır.

Einstein'in sözü aklıma geliyor:

"3. Dünya savaşı nelerle yapılır bilmem ama 4. dünya savaşı taş ve sopalarla olacak"

Hekimoğlu
26.02.2009, 12:47
Youtube da seyrettiğim "it dalaşı" videolarında yunan uçaklarına gayet güzel kilitleniyor uçaklarımız.

Travelair
26.02.2009, 12:48
Onlar büyük ihtimal Fransız Mirage-2000 uçakları veya ilk parti aldığımız F-16'larla olabilir. Bu konularda o kadar çok değişik görüş var ki insanın kafası karışıyor

Faik Yılmaz
26.02.2009, 13:35
Youtube da seyrettiğim "it dalaşı" videolarında yunan uçaklarına gayet güzel kilitleniyor uçaklarımız.

Oarada sadece hedefi tesbit ediyor benim dediğim füzeyi atmadan önceki son aşama ...... Yani karşıda Yunan uçağı ateş açamazsınız. Ancak f-4 lerde bu durum yok bildiğim kadarı ile. Belki bir taraf f-16 bir taraf f-4 olursa onu bilmem kilitlenmede olabilir.

hiç bir nato uçağını yani F-16 yı düşma kabul etmiyor bilgisayar sistemi hatta bunla ilgili makalelerde çıktı ve yalanlanmadı....

Yeni f-35 lerdede bu durum var.... Ha diceksinizki abd neden bu uçakları üretiyor o zaman. mesela bze karşı hiç kullanamaz. adamlara değişik marka ve modellerde tam 20 bin uçak var. f-16 olmazda baişka ir uçakla saldırır...

Helikopter ihalesindede açık bilgisayar kodlarını bize vermeyecekti Abd. ayrıca teknolojisinide vermeyecekti sadece satacaktı. Bizde kabul etmedik. Aslında şu an en iyi helikopterler Abdnin Süper Cobraları hem motor gücü hemde diğer özellikler olarak ama üretemedikten sonra hiç bir anlamı yok. 1015 seneden sonra ıskartaya çıkacak zaten 90 lı yıllarda aldığımız helikopterlerde bir kaç yıl içinde ömürlerini dolduracaklar. Bu kapsamda acil ihtiyaçlarımıza binaen 15-20 tane saldırı tipi Süper Cobra daha almak için başvurduk.

İnşallah 2014 ten itibarende kendi helikopterimizi tam olarak olmasada ütermeye başlayacağız Kodlarınıda kendi mühendislerimiz yazıcak. gizli saklı bir şeyi olmayacak.

Travelair
26.02.2009, 13:41
"İt dalaşları"nda ilginç hikayeler anlatılır.

Bir it dalaşında yüksek G-force'a ( G-kuvveti / basınç) Yunan pilotun dayanamayıp bayıldığı ve Ege'ye düştüğü, bunun ardından ölen Yunan pilotun kardeşinin bir Mirage 2000 ile füzeyle F-16'mızı düşürüp pilotumuzu şehit ettiği, sonrasında bunun anlaşılıp karşılıklı anlaşmayla bir Mirage 2000'in düşürüldüğü... ( Mirage 2000 Yunanistan'ın elindeki Fransız yapımı uçaklardır. Fransa NATO'nun askeri kanadında bulunmamaktadır, dolayısı ile silah sistemlerine "Dost-Düşman tanıma, ayırt etme" gibi bir sistem koyma mecburiyeti yoktur

Faik Yılmaz
26.02.2009, 13:45
Dediğim sistem sadece F-16 uçaklarıyla ilgilidir. Diğer uçaklarda olduğuna ya da olmadığına dair bir bilgim yok....

Ayrıca uçakların içindeki bilgisayar sistemlerine müdahale edemediğimizde söyleniyor. Mesela GPS sstemşyle Abd uçaklara müadahale edebiliyormuş...

Körfez savaşlarında Irak ın hiç bir uçağını kaldıramamasıda insanı şüphelendirmiyor değil...

Travelair
26.02.2009, 14:14
Roketin bile delemediği zırh üretildi

12 Kasım 2008

A.A / Hürriyet

http://www.hurriyet.com.tr/_np/7266/6797266.jpg

TÜBİTAK, roketlere karşı üstün koruyuculu “kompozit zırh” geliştirdi. Sistemin suikast silahlarına karşı geliştirilmiş modeli, Cumhurbaşkanlığı Köşkü kabul ve tören salonunun pencere ve duvarlarında uygulandı.

Dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bu teknolojiyle kaplanan platformlar, roketlerin yarattığı tahribattan etkilenmiyor.

Kompozit zırh sisteminin suikast silahlarına karşı geliştirilmiş modeli, Cumhurbaşkanlığı Köşkü kabul ve tören salonunun pencere ve duvarlarında uygulandı.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Tarık Baykara, TÜBİTAK'ın Gebze Yerleşkesinde tamamen yerli mühendis ve malzemelerle geliştirilen “kompozit zırh” teknolojisini tanıttı.

Malzeme Enstitüsünün 15 yıldır “kompozit zırh” teknolojisi geliştirme çalışmalarını 35 kişilik mühendis ekiple sürdürdüğünü anlatan Baykara, ekibin hammaddelerin geliştirilmesi ile bunların entegre ve zırh haline getirilmesi ile tasarım, test, geliştirme, modelleme ve simülasyon çalışmaları yaptığını belirtti.

Enstitünün, Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) özel destekleriyle savunma sanayi alanındaki çalışmalarına son üç yıldır yoğun şekilde devam ettiğini kaydeden Baykara, kamu ve özel sektör ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin korumaya yönelik ihtiyaç duyduğu teknolojileri üreterek uygulamaya dönük ürünler çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Enstitüde geliştirilen kompozit zırhların, insan hayatını, ağır muharebe tanklarının da aralarında bulunduğu zırhlı araçlar, hava ve deniz savaş platformlarını korumak üzere özel olarak tasarlandığını belirten Baykara, “Bu zırhlar, silahların etkisini neredeyse sıfırlıyor” diye konuştu.

Baykara, dünyada çok az ülkenin kompozit zırh teknolojisine sahip olduğunu ifade ederek, bu teknolojinin “milli olması” gerektiğini vurguladı.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) yerli mühendislerinin geliştirdiği ilk kompozit zırhların 7.62 mm ve 9mm'lik tabanca ile 12.7, 14.5, 20 mm'lik kinetik enerjili mühimmata karşı etkili olduğunu anlatan Baykara, “Çok temel ve klasik özellikler içeren bu teknoloji, artık hiç bir şekilde başka bir ülkenin bağımlılığına gerek duyulmadan TÜBİTAK laboratuvarlarında yapılabiliyor” diye konuştu.

Baykara, bu uygulamanın özellikle güvenlik güçlerinin şehir içinde yaşanacak olası bir çatışmada korunması amacıyla geliştirildiğini kaydetti.

MAYINLARA KARŞI DA KORUYOR

Doç. Dr. Baykara, belli ağırlıklardaki TNT ve eşdeğeri infilak etkisine sahip mayınlara karşı da koruyucu tasarımları bir süre önce yine TÜBİTAK laboratuvarlarında geliştirdiklerini belirterek, bunları gerçek silahlarla test ettiklerini ve çok başarılı sonuçlar aldıklarını bildirdi. Baykara, bu zırhların, platformların alt bölmelerine entegre edilebildiğini belirtti.

Bomba ve mayınlara karşı geliştirdikleri kompozit zırh sisteminde 10 kilogramlık TNT patlayıcılarının etkisini hem malzeme hem de geometrik tasarımla ikiye bölerek infilak enerjisinin yok edildiğini aktaran Baykara, “Böylece korunan platformlarda tahribat neredeyse sıfıra iniyor, sadece yüzeyde bir takım ufak tefek hasarlar meydana geliyor. Böylece platform da insan da korunuyor” dedi.

M72 ROKETLERİNE KARŞI SÜPER KORUMA

Enstitüde kompozit zırh teknolojisi alanındaki geliştirdikleri son ürünün ölümcül bir silah olan M72 ve benzeri roketlere karşı üstün koruma sağladığını bildiren Baykara, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu silahın içindeki bakır huzme, büyük bir basınçta gördüğü her katı cismi sıvı gibi algılıyor. Yani onların içinden, sanki sıvının içinden geçer gibi geçiyor. Yani maddenin artık dördüncü haline geliyor. Bizim yaptığımız bu sistemler, bu ölümcül silaha karşı da son derece iyi sonuçlar verdi. Sıvı haldeki bakır huzme zırha çarptığı anda sapıyor. Yani delme, tahrip işlemi körelmiş oluyor ve zırh sisteminin içine hapsediyor, arkaya geçemiyor ve tahribat yapamıyor.”

Baykara, roketlere karşı geliştirdikleri bu kompozit zırhları gerçek silahlarla test ederek olumlu sonuçlar aldıklarını kaydetti.

HAMMADDE VE MÜHENDİS YERLİ

Kompozit zırh teknolojisini oluşturan malzemeleri yurt dışındaki örneklerine göre son derece uygun maliyetlerle geliştirdiklerini vurgulayan Baykara, “İlkelerimizden biri de bu ürünleri bulunabilir malzemelerle üretmek. Ürünlerimiz, tamamen Türkiye'den temin edilebilir malzemeler kullanılarak geliştirildi” dedi.

Baykara, zırh yapımında Türkiye'nin en büyük dünya rezervlerine sahip olduğu bor madeninin yanı sıra seramik, polimer alüminyum ve reçine, özel yapıştırıcılar ve nanoteknolojik malzemeler kullandıklarını anlattı.

ÇANKAYA KÖŞKÜ'NE UYGULANAN KOMPOZİT CAMLAR

Özellikle sert mermi çekirdeklerinin taşındığı özellikle Kanas suikast silahına karşı geliştirdikleri kompozit cam sistemi hakkında da bilgiler veren Baykara, bu sistemin normal bir cam görüntüsünde şeffaflık sağladığını, duvar ve pencere gibi platformlara da istenen boyutlarda uygulanabildiğini belirtti.

Baykara, zırhlara, merminin isabet ettiği kompozit cam parçalarının etrafa saçılmaması için bir takım yeni özellikler de eklediklerini kaydetti.

Bu kompozit zırh sistemiyle geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün kabul ve tören salonlarının pencere ve duvarlarını da kapladıklarını bildiren Baykara, sistemi 20 günde kurduklarını belirterek, “Şu anda burası belki dünyanın en emniyetli mekanlarından biri haline geldi” dedi.

Doç. Dr. Tarık Baykara, bu zırhların yalnızca askeri amaçlı değil, kamu binaları, bankalar gibi çok stratejik ve koruma gerektiren mekanlarda da rahatlıkla kullanılabileceğini sözlerine ekledi.

Travelair
26.02.2009, 14:16
14 Kasım 2007 Çarşamba

ODTÜ'den yeni bir buluş.. Uçak ve tanklar artık görünmeyecek. Nasıl mı?

ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, uçak, gemi, tank gibi askeri araçları radarda görünmez yapan bir kaplama geliştirdi.
ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek yeni radar soğurucu kaplamalar geliştirdi. Yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askeri araçların radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.

ALEV ALMIYOR

Hiçbir koşul altında alev almayan suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor.

ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, bu alandaki tüm eksiklikleri ortadan kaldıracak kaplamalar ürettiğini söyledi.
Toppare “Bu kaplamalar geniş bant aralığında yüksek soğurma sağlayıp uygulandığı cismin radar kesit alanını binde 1'e kadar düşürmesidir. Bu 100 metrekarelik bir cismin 0.1 metrekare olarak algılanması yani radarda görünmemesi ” dedi.

Travelair
26.02.2009, 14:28
ANKAFERD

Hüseyin Cahit Fırat'ın mucidi olduğu kan durdurucu ilaç Ankaferd, dünya üzerinde 195 ülkede patent alan ilk Türk ürünü oldu. Cahit Fırat'ın uzun deneyleri sonucu ortaya çıkan ve 'yüzyılın buluşu' olarak adlandırılan Ankaferd, trafik kazaları dahil her türlü kanamada etkili. Hüseyin Cahit Fırat'ın mucidi olduğu kan durdurucu ilaç Ankaferd, dünya üzerinde 195 ülkede patent alan ilk Türk ürünü oldu. Cahit Fırat'ın uzun deneyleri sonucu ortaya çıkan ve 'yüzyılın buluşu' olarak adlandırılan Ankaferd, trafik kazaları dahil her türlü kanamada etkili.

Antibakteriyel özelliği ile yaralı bölgede hücre ölümünü engelleyerek iyileşme süresini kısaltan ilaç, kısa sürede yaralıya ilk müdahalenin aracı haline geldi. Türk icadı ilaç, Sağlık Bakanlığı'ndan alınan ruhsatla Ankara ve İstanbul'da tampon, sprey ve ampul şeklinde üretilmeye başlandı. İlaçla ilgili çok fazla teklif aldıklarını anlatan Cahit Fırat, "Yapılan teklifleri ciddiye bile almıyoruz. Çünkü 10 yıl sonra Türkiye'nin yaptığı ihracatın büyük bölümünü bu ürünün karşılayacağını biliyoruz. Bu bilinçle ürünün burada kalmasını istiyoruz. Türkiye'nin de dünyaca ünlü ve hem de stratejik bir ürünü olsun istiyoruz." dedi. Dünyada muadili olmayan Ankaferd (Blood Stoper) kan durdurucu, İsrail saldırısında yara- lananların hayatını kurtarmak için Türk Kızılayı'na yapılan bağışla Gazze'ye de gönderildi.


Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Biyoteknoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akçelik'in yaptığı araştırmalar, hastane enfeksiyonlarına karşı Ankaferd'in başarılı olduğunu ispatladı. İzmir Çeşme'de yapılan uluslararası bir tıp kongresinde bu sonuçlar bilimsel tebliğ olarak sunuldu. Ancak bunun henüz nasıl tatbik edileceğine dair çalışmalar neticelenmedi. Türk mucit Cahit Fırat, kısa bir zaman içinde bunu da açıklığa kavuşturacaklarını dile getirdi. Ankaferd'in taklit edilebilmesinin imkansız olduğuna değinen Fırat, bütün buluşlarda formülasyon verilirken yüzde 30'luk kısmın sır olarak patent sahibinde saklı kaldığını sözlerine ekledi.


Askerimizin çok işine yarayacak bir buluş

Faik Yılmaz
26.02.2009, 14:37
Güzel haberlerin için sağol Travalier...

Ordumuz güçlü olursa başımız her zaman dik olur...

Travelair
26.02.2009, 14:39
Rica ederim bilmukabele

"Barış Kartalı" uçağımız, ama hala envanterimize geçmedi :(

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/eb/Turkish_Air_Force_Boeing_737_AEW%26C_MESA.jpg

Faik Yılmaz
26.02.2009, 14:42
bu uçağıda çok methettiler.....

Savaş olmaz inşallahta olursa çok büyük bir alandaki bütün hareketleri hedefleri takip edebilen sistemler var içinde.....

Ya arkadaşlar Ordumuz çok değil 5-6 yıl sonra Dünyanın en modern ordularından birisi olucak....Caydırıcılığımız bir kat daha artıcak...

Askerin tüfeğinden elbibisesinden yediği yemeğe kadar , savaştığı tanktan bindiği helikoptere kadar her şeyde teknolojinin eli olucak....

Hüseyin Kurt
26.02.2009, 15:10
Bide şu piyade tüfeklerini değiştirsek...
Hala 1981 lerden kalma G3 ler var...

Travelair
26.02.2009, 15:33
http://img1.blogcu.com/images/d/a/i/daimaileri/mehmetcik-1.jpg

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/97/HK416.jpg/800px-HK416.jpg

Mehmetçik-1

Henüz bildiğim kadarıyla seri üretime geçmedi. HK-416 benzeri bir piyade tüfeği. Ayrıntılı bilgi:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet%C3%A7ik-1

Muhammet
26.02.2009, 15:36
Üstteki silah oyunlarda olsa nasıl coşarım. :)

Şaka bir yana. Güzel atılımlar, haberler, resimler. Güzel ama kullanılmadığı sürece..

Faik Yılmaz
26.02.2009, 15:38
Allttaki daha spor duruyor..... :)

Abimle korku filmi izliyorum yaratıklar kadınla adama saldırmış..... Adam kadına m-16 kullanabilirmisin diyor....

Abimde o durumda sen m-16 kullanabilirmisin dedi...

Dedim valla abi değil m-16 , f-16 bile kullanırım :)

Tüfeği gördümde aklıma geldiiiii

Muhammet
26.02.2009, 15:41
İsimlerin Türkçe olması çok güzel.

"Mehmetçik-1 Piyade Tüfeği"

:ok

Travelair
01.03.2009, 12:09
T-155 Fırtına

Vikipedi, özgür ansiklopedi


http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/5/58/Firtina_obus_kzlsngr.JPG/250px-Firtina_obus_kzlsngr.JPG (http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Firtina_obus_kzlsngr.JPG)

T-155 Fırtına

Kundağı Motorlu Obüs Dönemi Prototip 2002, ilk batarya 2004 (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Prototip_2002,_ilk_batarya_2004&action=edit&redlink=1) Hizmet Tarihi 2004 (http://tr.wikipedia.org/wiki/2004)-2044 (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=2044&action=edit&redlink=1) Üretim Adeti 300 Üretici 1nci Ana Bakım Merkez Komutanlığı Fabrikası/Arifiye (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=1nci_Ana_Bak%C4%B1m_Merkez_Komutan l%C4%B1%C4%9F%C4%B1_Fabrikas%C4%B1/Arifiye&action=edit&redlink=1) Türk mühendisleri tarafından Türk, Güney Kore, Alman ve ABD teknolojisi kullanılarak üretilen kundağı motorlu bir obüstür. Fırtına;şoför, nişancı, yardımcısı ve doldurucu olmak üzere 5 kişilik mürettebata sahiptir. Allison X1100-5 tam otomatik transmisyon ile eşleştirilmiş 1.000bg güç üreten MTU-881 KA 500 Dizel Motoru (http://tr.wikipedia.org/wiki/MTU-881_KA_500_Dizel_Motoru) sayesinde yüksek hareket kabiliyetine sahip olan obüs, dışarıdan monte edilmış 12 adet hidro-pnömatik süspansiyon ünitesi ve tekerlerinden oluşan gelişmiş süspansiyon sistemi sayesinde engebeli arazi dahil her türlü arazide rahatça harekat icra edebilmektedir. Güç Ağırlik oranı 21bg/t olan Fırtına`nın harekatlarını uzun süreli destekleyebilir. ADOP-2000 sistemine sayisal olarak entegre edilmiş olan Fırtına,sahip olduğu Aselsan (http://tr.wikipedia.org/wiki/Aselsan) ürünü 9600 serisi frekans atlamalı sayisal telsizler vasıtasıyla emniyetli, güvenilir, esnek, süratli, mobil, beka kabiliyeti yüksek, elektronik harp korumalı etkin bir ses ve veri haberleşmesinin tesisine ve atış esaslarının süratle takibine imkân tanımaktadır.Obüsdeki muharebere sistemleri Aselsan (http://tr.wikipedia.org/wiki/Aselsan) BAIKS-2000`nin hesapladığı atış komutlarını alma ve gönderme yeteneğine sahiptir.Fırtına hareket halindeyken 30sn içinde atışgörevine hazır olabilmekte ve ilk 15sn içinde ani atış (darbe) olmak üzere 8 atımlık bir atış görevini bir dakika içinde tamamlaybilmektedir. Obüs atış görevinin tamamlanmasına müteakip 30sn içinde mevziini terk edebilmektedir. Obüs, sahip olduğu içeriden komuta edilebilen otomatik namlu yol kilit sistemi vasıtasıyla, kisa sürede mevzi değistirebilmekte ve böyle düşmanın karşı ateşine maruz kalma riskini minimum düzeye indirmektedir. TSK topçu birliklerinde kısaca, "Topçuluğun Ferrarisi" adı ile tanımlanmaktadır.

Atış Kontrol Sistemi

Fırtına`nın Aselsan (http://tr.wikipedia.org/wiki/Aselsan) tarafından geliştirilen özgün atış kontrol sistemi dört ana bölümden oluşmaktadır


Ataletsel Seryrüsefer Sistemi (Inertial Navigation System)
Atış Kontrol Bilgisayar
Otomatik Namlu Yönlendirme Sistemi
Ilk Hız Ölçme Radarı

Obüs INS sayesinde tevcih hattı istikamet açısını 0,3 milyem, mevzi koordinatlarını 17,5m ve mevzi rakımını 10m doğrulukla tespit edebilmektedir. Obüs ayrıca, mevcut sistemlerin aksine, tevcih herekli nişan dairesi, nişan çubuğu, ´vb. alet ve avadanlığa ihtiyaç duyumadan çok kısa bir süre zarfında mevzilenebilmektedir.En önemli özelliği; farklı namlu açılarından ardarda atılan üç merminin, hedefe aynı anda ulaşması ile üç adet obüsün atış gücünü tek başına karşılayabilmesidir.

Silah Sistemi

Nato standardı her cins 155mm obüs mühimmatını kullanabilen Fırtına, 48 adet silah payı kıt`a yükü mühimmata sahiptir. Elektrikle çalışan ve elektonik olarak kontrol edilen otomatik mermi doldurma sistemi sayesinde obüs; ani atış için 15 saniyede 3 atım ve sürekli atış için dakikada 2 atım gereçekleştirebilmektedir. Obüs, 52 çap uzunluğunda, monoblok olarak imal edilen ve 23Lt`lik yanma odası hacmine sahip bir namlu ile donatılmıştır.

Mühimmat



M107(HE):18 km
M549A1(RAP/HE): 30 km
ERFB/BB: +40 km

Güney Kore ve Türkiye ortak yeni daha uzun menzili Mühimmat gliştirmektedir

Zırh

Fırtına tam zırh ve NBC korumalıdır. Bu sayede mürrettebat düşman NBC taaruzuna ve görerek veya görmeyerek ateş eden sılahların etkilerine karşı korunmakta ve aracın beka kabiliyeti artırılmaktadır. Fırtına`nın sahip olduğu korunması: kule ve gövde çepeçevre kaynaklanmış çelik zırh plakalar ile kaplanmıştır 14,5mm zırh delici mermi ve 155 mm mühimmatın parça tesirine karşı balistik koruma sağlamaktadır.

Geliştirme Programı

155mm M44 (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=M44&action=edit&redlink=1) T ve M52 (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=M52&action=edit&redlink=1)T K/M Obüs modernnizasyon programlarından alınan dersler ışığında, Türk topçusunn taktik ve teknik kulanım konseptleri ve geleceğin muharebe sahası ateş destek ihtiyaçları dikkate alınarak 1995 yılında T-155 Fırtına Modern Obüs Geliştirme Programına başlanmıştır. Program kapsamında tasarım ve prototip üretim çalışmalarına Kara Kuvvetleri Teknik ve Proje Yönetim Daire Başkanlığı silah ve Mühimmat Şube Müdürlüğü Proje Yönetiminde 1995 yılında başlanan ve azami menzili 30 km olan 155mm/39 kalibre namluya sahip ilk prototip 1997 yılında üretilmiş, ancak daha uzun menzil ihtiyacı neticesinde yeni obüsün 155/52 kalibre silah sistemine sahip olması kararlaştırılmıştır. Kara Kuvvetleri ihtiyacına yönelik olarak 40 km menzilli, 155mm/52 kalibre silah sistemine sahip ikinci prototip obüsün üretimine 2000 yılı içerisinde başlanmıştır. Obüsün gövdeve kule tasarımları ve analizleri modern tasarım programları kullanılarak tamamen bilgisayar ortaminda yapılmıştır. Prototip obüsün gövde, kule ve süspansiyon sistemlerinin üretimi Eylül 2000`de yurtdışından tedarik edilen komponentlerin entegrasyonu ise Aralık 2000`de tamamlanmıştır. Prototip obüs, Tek Top-tek Batarya Konsepti`ne uygun olarak at ve gözle(shoot and shoot) prensibine göre tasarlanmıştır. Proje başlangıçında ihtiyaç ilk olarak 500 adet olarak açıklannmış, ancak bu rakam halihazırda 300 civarına düşürülmüştür. Obüsün birim maliyeti Alman Pzh 2000 obüsünün satış fiatının yarısı kadardır. Halihazırda yerli üretim katkı payını %70 lerin üstüne çıkmıştır.Güç paketi haricindeki diğer sistemler Türkiye'de üretilmektedir.


http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/11/T-155_FIRTINA_155mm_Self-Propelled_Howitzer.jpg/300px-T-155_FIRTINA_155mm_Self-Propelled_Howitzer.jpg (http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:T-155_FIRTINA_155mm_Self-Propelled_Howitzer.jpg)http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/8/82/F%C4%B1rt%C4%B1na02.jpg/300px-F%C4%B1rt%C4%B1na02.jpg (http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:F%C4%B1rt%C4%B1na02.jpg)

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:T-155_FIRTINA_155mm_Self-Propelled_Howitzer.jpg)

Ozan
01.03.2009, 13:03
MKE özelleştirilecek kurumlar listesinde ! Eğer özelleşirse TSK'nın en çok yararlandığı kurumlardan biri olan MKE yabancıların eline geçecek . Cephane ve silah araçları MKE'de yapılıyor biliyorsunuz ; yani bu sayfada gördüğünüz silahlar vs... Bağlantıyı kuran kurmuştur bence daha fazla açıklama yapmama gerek yok .

Her zaman ordumuzun yanındayız . Bu ülkenin belkemiği Şanlı Türk Ordusu'dur !

TURHAN
01.03.2009, 13:11
MKE, su haliyle oldukca hantal ve yaptigi uretimlerlede kalitesiz ve son derece amator bir kurulus izlenimi veriyor.

Hele su Mehmetcik-1 Piyade Tufeginin MKE yetkilisi tarafindan tanitimini izlediyseniz gulmekten olursunuz.

Bu kurum, daha etkin bir yapiya burundurulmeli ama kesinlikle suan oldugu gibi kalmamali...

Travelair
01.03.2009, 13:31
MKE önemli bir kurumumuz. Ama TURHAN'ın da dediği gibi çağın biraz gerisinde kalmış, iş organizasyonunda yetersiz bir kurum. En son Mehmetçik-1'den önce düşünülen HK-33 Piyade tüfeği MKE için bir fiyasko oldu. Silah dayanıksız çıktı. Üretimi durduruldu. Öte yandan özelleştirilmesi elbette dikkatle yapılmalı
Dikkatli incelersek aslında birçok kurumumuzun yabancı ortakları olduğunu ve bu dış lobiler sayesinde ihaleler aldığını görürüz

Hatta basit bir örnek "İddaa" bahis oyununun ihalesini kazanan firmanın Yunan ortağının bankasının Yunan savunma sanayi ile ortak olduğunu biliyor muydunuz? Bunu internette okumuştum, umarım doğru değildir. Yani eğer öyleyse Türk savunma sanayine yardım ederken Yunanlara da yardım ediyoruz :(

bmfırtına
01.03.2009, 14:39
yurtta sulh,cihanda sulh

Travelair
02.03.2009, 11:18
A-400M

http://www.flightglobal.com/airspace/photos/a400m/images/16213/airbus-military-a400m-roll-out.jpg

Geleceğin askeri nakliye uçağı olarak THK tarafından seçildi. Elimizdeki nakliye uçaklarının ekonomik ömrünün sonlarına yaklaşması sebebiyle ortak bir girişimle başlatılan proje bazı gecikmelerden dolayı aksadı. 10 siparişimizden ilkini 2009 yılında almamız beklenirken artık bu öngörü 2012 yılına sarkmış durumda

Travelair
03.03.2009, 23:45
Türk askerinin büyük buluşu (http://www.trsavunma.com/?q=node/39274)


Albay Prof. Dr. Tayfun Uzbay başkanlığındaki GATA ekibi, her yüz kişide bir görülen şizofreninin şifresini çözdü ve hastalığa beyinde fazla salgılanan ’agmatin’in neden olduğunu kanıtladı
Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Albay Prof. Dr. Tayfun Uzbay ve ekibi, yüksek dozda agmatin verilen farelerde şizofreninin modellendiğini ve hastalığın tedavisinde kullanılan mevcut ilaçların bu modelde hiçbir şekilde iyileşmeyi sağlamadığını belirledi. GATA Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Albay Prof. Dr. Uzbay başkanlığında Doç. Dr. Gökhan Göktalay, uzman Dr. Hakan Kayır ile uzman Dr. Murat Yıldırım, alkol-nikotin-eroin gibi maddelerin etkilerini deney hayvanları üzerinde araştırdı. Araştırmacılar, madde bağımlısı yapılan farelerle şizofreni hastalığı arasındaki ilişkiyi ele aldı ve “Alkol ve madde bağımlılığı ile şizofreninin nörobiyolojik temellerinin araştırılması” adlı projeyi başlattı.
Agmatin tetikliyor
5 yıl süren çalışmada laboratuvar ortamında alkolik yapılan farelere ayrı ayrı deneylerde şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar ve beyinden salgılanan “agmatin” isimli kimyasal bir madde verildi. Yüksek dozda agmatin verilen hayvanlarda, şiddetli şizofreni belirtilerini saptandı. Şizofreni ilaçları verildiğinde de iyileşme sağlanamadığını ortaya koyan araştırmacılar, agmatinin şizofreni yapabilecek önemli bir etken olduğunu saptadı. Türk araştırmacılar, bu durumun kullanılan şizofreni ilaçlarında tam başarı elde edilememesinin nedeni olabileceğini de ortaya koydu. Araştırmacılar, ABD’de tarımda parazit ve mantar öldürücü olarak kullanılan üç kimyasal maddenin veya buna benzer kimyasalların toksisite değerlendirmeleri yapıldıktan sonra yeni bir tedavi yöntemi olarak şizofrenide kullanılabileceğini ortaya koydu. Bilim adamları, tıp literatürüne giren ve patent alan araştırma kapsamında, şizofreniye neden olduğu saptanan maddenin kanda tahlil edilip edilemeyeceğine ilişkin yeni bir çalışmaya da imza attı.


trsavunma.com

Travelair
04.03.2009, 16:12
04.03.2009 - 03:56
Donanmanın Karadeniz’deki ikinci üssü Trabzon’a (http://www.trsavunma.com/?q=node/40523)


http://www.trsavunma.com/resimler/2009/03/03/bpyuyijw.jpg

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ABD’nin Gürcistan’a insani müdahale gerekçesiyle savaş gemisi soktuğu Karadeniz’de ikinci bir üs açıyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Trabzon’da Karadeniz Bölge Komutanlığı’na bağlı yeni bir üs açılmasına karar verdi. Yeni üssün adı Trabzon Üs Komutanlığı olacak ve Karadeniz Ereğlisi’ndeki Bölge Komutanlığı’ndan buraya güç kaydırılacak.

En az 100 asker

Yavuz sınıfı bir fırkateyn ve Preveze sınıfı bir denizaltı bu üsde görev yapacak. Gücün bir kısmı Karadeniz Ereğlisi’nden 600 kilometre daha doğuda olan Trabzon’a taşınınca Türkiye, Gürcistan’da yaşanan bir sorunu daha yakından izleyebilecek.
Bu sayede yalnızca gelişmelerden daha erken haber alınmayacak, Batum’a 150 kilometre mesafede olunduğu için yardımda zamandan tasarruf edilecek. Gürcistan’a insani amaçlı yardım gerekirse Türkiye bu yardımı çok daha kolay ve hızlı bir şekilde yapabilecek. Üsde, ilk aşamada bir albay görevlendirilecek. Albayın komutasında 10-15 subay, 40-50 astsubay ve en az 100 asker görev yapacak. Üssün kapasitesi zaman içinde arttırılacak.
Deniz Kuvvetleri’nin üs taşıma planı şu aşamada gizli tutuluyor. Trabzon’da çalışmalar yapıldığını doğrulayan Genelkurmay, bunların şimdilik lojistik ikmal olarak planlandığını ifade etti. Üs yapımı, yaz dönemindeki atamalarla uygulamaya konulacak. İlk aşamada önce lojistik hizmetler, ardından üs inşa edilecek ve gücün bir kısmı buraya kaydırılacak.

www.trsavunma.com (http://www.trsavunma.com)
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11129357.asp?gid=229

TURHAN
04.03.2009, 16:47
Yeni Nesil Piyade Tufekleri ile alakali HK-416/7 lisansli Mehmetcik-1 den vazgecildi.

Kale Grubu ile yeni sozlesme imzalandi. Yeni Nesil Yerli Piyade Tufeklerinin dizaynini ve gelistirmesini Kale Grubu ustlenecek.

Travelair
04.03.2009, 17:14
Önemli bir haber bu. Kaynak verebilir misiniz?

Buldum galiba:

Yerli Piyade Tüfeği İçin İlk Adım Atıldı ...

Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKE) Türk Silahlı Kuvvetleri için üretim yapacağı 7,62 Milli Modern Piyade Tüfeği'nin üretimi için protokol imzalandı.

Bunun yanında Devlet Demir Yolları'nın tekerleklerinin MKE'de üretileceği müjdesi verildi.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, MKE Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu, Kalekalıp Ltd. Şti. Müdürü Osman Okyay ve Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı Murat Bayar arasında Milli Modern Piyade Tüfeği'nin üretimi için sözleşme imzalandı. Sözleşmenin imzalanmasının ardından programa katılanlara şilt ve plaket takdim edildi. Törene ayrıca Kırıkkale Milletvekilleri Turan Kıratlı ve Mustafa Özbayrak, Korgeneral Engin Alan, Korgeneral Hasan Kemal Yardımcı, Tuğgeneral Nevzat Kılınç, Vali Yardımcısı Hüseyin Kılözü, Belediye Başkan Vekili Ali Danış, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Ahmet Murat Çakmak, MKE Genel Müdür Yardımcısı İsmail Tohumcu ve Tıp Fakültesi Dekanı Sedat Kaygusuz ile çok sayıda davetli katıldı.

MKE tesislerinde gerçekleşen sözleşme töreninde açılış konuşmasını yapan kurumun genel müdürü Önsipahioğlu, çalışmaları hakkında davetlilere geniş bilgi verdi. Sipahioğlu, "Milli Modern Piyade Tüfeği projesinde Kalekalıp şirketi alt yüklenici firmamız oldu. İlk aşamada 30 ay içerisinde 50 tüfek, ikinci aşamada 200 tüfek ve 30 ay sonunda tamamı üretilecek. MKE olarak bugün tarihi bir sözleşmeye imza atıyoruz. Hiçbir ülkenin ismi ve imzası olmadan tamamen kendi imalatımızla bu tüfeği üreteceğiz. Son model silahların üretimine öncülük edeceğiz." dedi.

Türk tarihi için önemli bir adım attıklarını belirten Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de, "Büyük gayretler sonucunda buna ulaştık. Parayı veren sanayi müsteşarlığı fonu bu merasimi orada yapacaktık. Ama MKE Kırıkkale ile o kadar özdeşleşmiş ki burada yaptık. MKE'nin yönetiminin merasimden hazır bulunması bizleri mutlu etti. Özgü tasarım piyade tüfeği üretmekle, kritik ürünleri hem kendi silahlı kuvvetlerimizin hem de yabancı silahlı kuvvetlerine girmesi böylece sağlanmıştır. Türk Silahlı kuvvetlerimiz için mili tüfeği tasarlayıp mal etmeyi gurur verici bir büyük adım olarak görmekteyiz." diye konuştu. Gönül, Devlet Demir Yolları'nın tekerleklerini de artık MKE'nin yapacağını müjdeledi.

Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı Murat Bayar ise, "Modern Piyade Tüfeği Projesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modern piyade tüfeği ihtiyacının yurt içi geliştirme yoluyla gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Proje ile; gece ile gündüz, her türlü arazi, hava şartlarında etkin, süratli ve sıhhatli ateş gücü sağlayacak." bilgisini verdi.

Kaynak: CİHAN Haber Ajansı

evet ssm demiş teşekkürler

TURHAN
04.03.2009, 17:21
http://www.ssm.gov.tr/TR/duyurular/basinaciklamalari/Documents/MPT_basin_aciklamasi.pdf

Ekleme: Burada kayde deger bir gelismede mermi capinin 5.56 dan 7.62ye cikarilmis olmasi

Ömer SEVİNÇ
04.03.2009, 19:30
Silahlarda mermi çapı, atış hızı çok önemli değildir. Önemli olan ağırlığı, ısınması, üstüste kaç atış yapabildiği ve nişangahıdır..

augustus
04.03.2009, 19:53
B-611 Yıldırım

http://img85.imageshack.us/img85/9360/556173gv4.jpg

Çin J füzeleri baz alınarak geliştirilen füzeler 150 km civarında etkili. Yaklaşık yarım ton patlayıcı taşıyabiliyor. Menzil kapasitesi gerekirse 250km'ye kadar arttırılabilir şekilde olduğu iddialar arasında

Bazı istihbarat kaynaklarına göre Türkiye şu sıralar menzili 2000km'ye ulaşabilen füze yapabilecek kapasitede. Hatta Pakistan'la uzun menzilli Babür füzeleri için ilgilendiğimiz de belirtilmekte. Ancak bazı uluslararası anlaşmalar dolayısı ile bu konuda elimiz kolumuz bağlanmış durumda. 300km'lik bir tavan var


Resimde gösterilen sistem B611 yıldırım değil, Kasırga topçu roketidir.Menzilinin de yaklaşık 100 km civarı olduğu düşünülmektedir.Ayrıca uluslararası anlaşmaların koyduğu 300 km sınırı teknoloji transferi ve direk satış ile ilgili.Yani kendiniz ürettikten sonra değil 300, 30.000km menzillisini bile yapabilirsiniz ,kimse karışamaz.

augustus
04.03.2009, 19:59
Evet Natoya bağlı hiç bir ülkenin uçaklarını düşman kabul etmiyor. Buna Yunanistanda dahil. Yani ateş açmak için kilitlenemiyorsunuz.....

Bu yüzden Rusyadanda uçak alamadık. çünki kendi uçağımızı düşman olarak kabul edicektik...


Yanlış bir bilgi bu Faik.F-16 savaş uçakları dünyada en çok kullanılan savaş uçaklarındandır.Neredeyse bütün dünya coğrafyasında kullanılmaktadır.Böyle büyük bir zaafiyeti olsa kimse bu silahlara bu kadar para harcamaz.Ege de her gün rutin uçuşlar yapılmakta ve çoğu zamanda yunanlılarla it dalaşına girilmektedir.Böyle bir zaafiyet söz konusuysa aynı olumsuz durum yunanlılar içinde geçerli olacaktır.Hiçkimse tespit edemediği bir düşmanla boy ölçüşmeye gitmez herhalde..

Ozan
04.03.2009, 20:00
Yeni gelişmelerin hepsi hayırlı olsun . Trabzon'a deniz üssü taşınması iyi oldu gibi görünüyor ilk bakışta . Batum önemli bir ticaret alanı . Oraya yakın olması ve kendi asayişimizi sağlamak güzel . ABD'nin Kırgızistan'daki üssünü kaybetmesinden sonra Trabzon'da üs isteme durumu azaldı gibi görünüyor bu gelişmeyle .

Travelair
04.03.2009, 20:34
Resimde gösterilen sistem B611 yıldırım değil, Kasırga topçu roketidir.Menzilinin de yaklaşık 100 km civarı olduğu düşünülmektedir.Ayrıca uluslararası anlaşmaların koyduğu 300 km sınırı teknoloji transferi ve direk satış ile ilgili.Yani kendiniz ürettikten sonra değil 300, 30.000km menzillisini bile yapabilirsiniz ,kimse karışamaz.

Haklısınız bir tuhaflık seziyordum. Fahiş bir hata yapmışım. Ek olarak verdiğiniz bilgiler doğru ve önemli onun için bir kez daha teşekkür ederim

Bu bilgiye ek olarak cep ( Hedeften sapma yarıçapı ) değerinin 150 75 veya 22 metre olduğu iddia edilmekte

B-611

http://img515.imageshack.us/img515/1396/dscn0260bq4.jpg

Travelair
04.03.2009, 20:48
Yanlış bir bilgi bu Faik.F-16 savaş uçakları dünyada en çok kullanılan savaş uçaklarındandır.Neredeyse bütün dünya coğrafyasında kullanılmaktadır.Böyle büyük bir zaafiyeti olsa kimse bu silahlara bu kadar para harcamaz.Ege de her gün rutin uçuşlar yapılmakta ve çoğu zamanda yunanlılarla it dalaşına girilmektedir.Böyle bir zaafiyet söz konusuysa aynı olumsuz durum yunanlılar içinde geçerli olacaktır.Hiçkimse tespit edemediği bir düşmanla boy ölçüşmeye gitmez herhalde..

Ben o kadar emin değilim Yunanlılar bu sorunu Fransız Mirage 2000 ile biraz olsun aşmış gözüküyor. Yani belki görünürde bir problem yok ama bu kadar yaygın bir inanış neden? Kim bunun garantisini verebilir? Falkland Savaşı'ndaki Exocet'lerin saçmalamaya başlamasını hatırlayın

TURHAN
04.03.2009, 21:15
Silahlarda mermi çapı, atış hızı çok önemli değildir. Önemli olan ağırlığı, ısınması, üstüste kaç atış yapabildiği ve nişangahıdır..

Mermi capi onemli olmaz olur mu...5.56mm capli mermiler yeterli kinetik enerjiye sahip olmadigi icin Afganistanda Amerikan ordusu tarafindan tasfiye ediliyor, 7.62mm ise oldukca guclu kinetik enerjiye sahip olmasina ragmen agirligi arazide kullanimi zorlastiriyor. Vel hasil kelam, hal boyle iken Barrett 6.8mm lik bir piyade tufegi piyasaya sundu. Bu Piyade Tufegi hem 7.62nin hemde 5.56nin avantajlarini bir tufekte topluyor.

augustus
04.03.2009, 22:19
Ben o kadar emin değilim Yunanlılar bu sorunu Fransız Mirage 2000 ile biraz olsun aşmış gözüküyor. Yani belki görünürde bir problem yok ama bu kadar yaygın bir inanış neden? Kim bunun garantisini verebilir? Falkland Savaşı'ndaki Exocet'lerin saçmalamaya başlamasını hatırlayın

yunanlılar egedeki it dalaşılarında f16larımızın karşısına bildiğim kadarıyla f16larla çıkmaktalar.özelliklede yeni aldıkları block/52 modelleriyle(hatlrlarsanız egede çarpışma sonucu düşen yunan ucağıda f16 block/52 ydi).böyle bi sorun olsa bile bunun sadece bize mahsus olduğunu düşünmek bana saçma geliyor.Türkiye şu an itibariyle eğitim konusunda (özelliklede f16 eğitimi konusunda )dünyada abd den sonra en tecrübeli ülkedir.Anadolu kartalı eğitim alanı hem eğitimin kalitesi hemde mevcut alt yapısıyla dünya havakuvvetlerinin gıpta ile takip ettiği bir kabiliyettir.ben kimsenin karşısındaki düşmanı bile ayırt edemeyen bir hava gücünden eğitim almaya geleceğini zannetmiyorum.

Falkland savaşındaki exocetlerle ilgili benim bilgim Arjantinin bu füzelerden topu topu 5 adet sahip olduğudur.Bunlarda zaten savaşın başında bir kaç ingiliz zırhlısını ve ikmal gemilerini batırarak görevlerini yapmışlardır.Daha sonra stoklar bitince savaşın İngilizlerin lehine döndüğüdür.

Travelair
04.03.2009, 22:23
Benim bildiğim İngilizlerin Fransızlara nükleer güç şantajı yaparak (Vermezseniz kullanırız) Fransızlardan ilgili kodları aldığı yönünde. Bildiğim demeyelim forumlardan okuduğum kadarıyla

augustus
04.03.2009, 22:31
Teknolojiye sahip olabilmek çok önemli bir güçtür.Teknoloji satın alan, satanın her zaman bir adım gerisindedir.bu da bir gerçek tabi..

Travelair
05.03.2009, 11:42
yunanlılar egedeki it dalaşılarında f16larımızın karşısına bildiğim kadarıyla f16larla çıkmaktalar

Öldüren it dalaşı 6 senedir AİHM'de (http://www.trsavunma.com/?q=node/40577)


http://www.trsavunma.com/resimler/2009/03/04/blkiayxa.jpg

Yunan jetiyle girdiği it dalaşı sonucunda Ege'ye düşen ve cesedi 13 yıldır bulunamayan pilot yüzbaşının ailesi, 6 yıldır AİHM'nin kararını bekliyor..
Yunan savaş uçağıyla girdiği "it dalaşı" sonucu Ege Denizi'ne düşen F-16'da şehit olan, ancak cesedi 13 yıldır bulunamayan pilot yüzbaşı Nail Erdoğan'ın ailesi açtığı tazminat davasında 6 yıldır AİHM kararını bekliyor. Ekim 1996'da Denizi Sakız Adası açıklarında Yunan savaş uçaklarıyla "it dalaşı"na giren Türk F-16 savaş uçağı düşmüş, pilot yarbay Osman Çilekli kurtuldu ancak pilot yüzbaşı Nail Erdoğan şehit olmuştu. Tüm aramalara rağmen de 2 çocuk babası yüzbaşının cesedi bulunamadı. Baba Nurettin Erdoğan da, acıya dayanamadı ve 8 ay sonra vefat etti. Anne Selvi Erdoğan da kalp, şeker ve yüksek tansiyon hastası oldu. Yıllar sonra bir Yunan gazetesi "Türk jetini biz düşürdük" başlığıyla çıktı. Hatta Yunan pilot Thanos Grivas'ın, hava savaşı geleneklerine uygun olarak kullandığı Mirage uçağının burnuna Türk bayrağı çizdiği görüntülendi.
CİNAYET BAŞVURUSU...
Bu gelişme üzerine şehit pilotun Kayseri'de yaşayan ailesi annesi, Yunan hükümetine karşı AİHM'ye 625 bin euro manevi tazminat istemiyle başvurdu. Ayrıca Erdoğan'ın cesedinin ve uçağın çıkarılması için de yine 4 milyon euro istendi. Ancak 6 yıldır bir sonuç çıkmadı. Nail Erdoğan'ın ilkokuldan sınıf arkadaşı olan, ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş, pilot hakkında da "cinayet" suçlamasıyla AİHM'ye başvurduklarını belirtti.

www.trsavunma.com (http://www.trsavunma.comKaynak/Devam%C4%B1:)
Kaynak/Devamı: (http://www.trsavunma.comKaynak/Devam%C4%B1:) http://www.sabah.com.tr/2009/03/04/haber,E11BAD281CDA4676A5FF203DBC168BE9.html


Ben o kadar emin değilim Yunanlılar bu sorunu Fransız Mirage 2000 ile biraz olsun aşmış gözüküyor

Kastettiğim buydu

Travelair
05.03.2009, 11:45
http://www.trsavunma.com/?q=node/40605

Yavuz sınıfı fırkateynlerimizi öğrenmek istiyorsanız faydalı bilgiler içeriyor

Travelair
05.03.2009, 12:19
"İt dalaşları"nda ilginç hikayeler anlatılır.

Bir it dalaşında yüksek G-force'a ( G-kuvveti / basınç) Yunan pilotun dayanamayıp bayıldığı ve Ege'ye düştüğü, bunun ardından ölen Yunan pilotun kardeşinin bir Mirage 2000 ile füzeyle F-16'mızı düşürüp pilotumuzu şehit ettiği, sonrasında bunun anlaşılıp karşılıklı anlaşmayla bir Mirage 2000'in düşürüldüğü... ( Mirage 2000 Yunanistan'ın elindeki Fransız yapımı uçaklardır. Fransa NATO'nun askeri kanadında bulunmamaktadır, dolayısı ile silah sistemlerine "Dost-Düşman tanıma, ayırt etme" gibi bir sistem koyma mecburiyeti yoktur


* 12 Haziran 1992'de Ege Denizi üzerinde devriye uçuşu yapan Yüzbaşı İlhan Filiz ve Üsteğmen Murat Yıldırım'ın pilotajındaki 2 Türk F-16 uçağı kendilerini taciz eden 2 Yunan Mirage F-1C uçağı ile it dalaşına girmişler, Yunan F-1 uçaklarından birisi denize doğru dalış yaparak peşindeki Yzb. İlhan Filiz'in komutasındaki uçağın denize çakılmasını sağlamaya çalışmış fakat kendisi manevrayı toparlayamayarak pilotumuzun gözü önünde denize çakılmış ve hayatını kaybetmiştir.

* 8 Ekim 1996'da Ege Limni Adasının güneyinde Uluslararası hava sahasında eğitim uçuşundaki 4 adet F-4E Phantom'a refakat eden ve ikili kol halinde uçan F-16 uçaklarımıza Tanagra'da konuşlu bulunan 331. Filoya bağlı Yunan Mirage-2000EG'leri tarafından önleme yapılmış, yaşanan it dalaşı sırasında daha önceden ağabeyi Ege Denizi'nde yaşanan bir angajman sonucu denize çakılarak ölen Yunan pilot Yüzbaşı Thanos Grivas'ın pilotajındaki Mirage-2000 kasıtlı olarak Magic IR füzesi fırlatarak 192.Filoya bağlı 91-0023 kodlu uçağımızı vurmuştur. Sakız Adasının 15 mil güneybatısında uluslararası sularda denize düşen uçaktaki pilotlardan Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan şehit olmuştur. Şehit pilotun naaşı uzun uğraşlara rağmen bulunamamıştır. Diğer pilot Hava Pilot Yarbay Osman Çiçekli paraşütle atlamayı başarmış ve olaydan 30 dk sonra Yunan Deniz Kuvvetlerince sağ olarak kurtarılmıştır. Şoka giren pilot hiçbir yetkiliyle konuşmamış, Yunanlılar kurtulan pilotun İsrailli bir öğretmen pilot olduğunu düşünmüşlerdir. Düşen uçağımız Limni Adası'nın güneyinde 450 kulaç derinliğe gömülmüş ve teknik imkanların yetersizliğinden çıkarılamamıştır.

* Türk F-16 uçağının düşürülüşünden iki gün sonra 10 Ekim 1996'da iki Türk uçağıyla angajmana giren Yunan Mirage-2000 uçağı Andros adasının doğusunda yanarak denize düştü. Bu olaylar kayıtlara motor arızası olarak geçti ve üzerinde durulmadı. Kanatlar isimli Türk havacılık dergisinde yayınlanan bir fotoğrafla Yunan pilot Thanos Grivas'ın Mirage-2000 uçağının burnuna Türk bayrağı resmi yaptırdığı ortaya çıktı. Mayıs 2003'te de Yunanistan'da çıkan Krama (Alaşım) adlı havacılık dergisinde yaşanan olaylar ilk defa dile getirildi fakat her iki ülke yetkilileri de bu yazıyı yalanladılar.


trmilitary'den bir alıntı

Ömer SEVİNÇ
05.03.2009, 18:27
Mermi capi onemli olmaz olur mu...5.56mm capli mermiler yeterli kinetik enerjiye sahip olmadigi icin Afganistanda Amerikan ordusu tarafindan tasfiye ediliyor, 7.62mm ise oldukca guclu kinetik enerjiye sahip olmasina ragmen agirligi arazide kullanimi zorlastiriyor. Vel hasil kelam, hal boyle iken Barrett 6.8mm lik bir piyade tufegi piyasaya sundu. Bu Piyade Tufegi hem 7.62nin hemde 5.56nin avantajlarini bir tufekte topluyor.

Sonuçta tüfek yakın çatışma için kullanılacak. Karşı tarafa verdiği zarar bakımından mermi çapının hiçbir etkisi yok. Kinetik enerji, dolayısıyla menzili de barut ve namlu sağlıyor.

Ayrıca genel bir inanış olarak makineli tüfeklerde merminin dönerek ilerlemesi, bu nedenle giriş deliğinin küçük olması, çıkarken ise büyük bir delik açması da safsatadır. Böyle bir şey de yok.

7.62'lik bir merminin vereceği zarar ile 5.56 mm'lik bir merminin vereceği zarar arasında hiçbir fark yoktur. Sadece birisi daha gösterişli duruyor:)

Travelair
05.03.2009, 18:42
Katılmıyorum. NATO doktrinine göre 5.56 mm savaştan en az 2 kişinin çekilmesine sebep olduğundan ağır etkili 7.62'ye göre avantajlıdır ve tavsiye edilmektedir. (5.56 yaralar çoğu zaman, öldürmez, dolayısı ile en az bir asker daha savaşı bırakıp yaralıya yardım eder) Oysaki 7.62 mermiler çok daha yüksek hasar verir. Biz de yeni piyade tüfeğimizde 5.56'ya dönmek istedik ama hem 7.62 stoğumuz hem de arazi şartlarında denenen 5.56 tüfeklerin teröristler karşısında gerekli hasarı vermemesi 7.62'de kalmamıza neden oldu. Ağır ama etkisi 5.56'dan daha fazladır. Yeni tüfeğimizde buna rağmen şarjörlü 4 kg civarında bir ağırlık bekliyorum. G3'te bu ağırlık sanırım 5.25 gibiydi. Ayrıca yivli tüfekler darbeyi, menzili ve isabeti arttırmak adına önemlidir

Ömer SEVİNÇ
05.03.2009, 19:19
Adli tıp bilimine göre mermi çekirdeği çapının insan vücuduna verdiği zarar bakımından hiçbir farkı yok. 5.56 mmlik bir mermi insanı öldürmeye yeter de artar bile. Genel inanış bu yönde ancak sadece yaralar diye bir şey kesinlikle yok. Merminin insanı öldürüp öldürmeyeceğini, ciddi yaralayıp yaralamayacağını sadece isabet ettiği organlar belirler. Yoksa aorta gelen 5 mm'lik bir mermi ani olüm yaparken batın kenarlarına isabet etmiş bir 7.62 mmlik bir mermi sadece önemsiz bir delik açabilir.

Yivli tüfekler özellikle menzili ve dolayısıyla isabeti artırdığı için çok daha avantajlı buna katılıyorum.

Travelair
05.03.2009, 19:34
Anlatamadım galiba. Bir zırh 5.56 ya dayanıklıyken 7.62'ye dayanıksız olabilir. Bu da şiddeti yüzündendir. Yani dediğiniz doğru olabilir fakat şöyle ki birisi vurdu mu az parça götürürken diğeri daha çok götürür daha çok parçalar. Bu da daha çok kan kaybı demek. Yani 5.56 öldürmez demedim, kıyasla 7.62'nin öldürme olasılığı daha yüksek demek istedim

Bu arada bir internet sözlüğünden alıntı:


namlusundan çıkan mermi hedefe çarptıktan sonra helezonik bir yol izlediğinden, klasik geyiği "olm önden açtığı delik ufacık ama arkadan çıkarken açtığı delik "nah bu kadar" (elle gösterilir.) mağara ağzı gibi" şeklindedir. estetikten oldukça uzak bir tüfetir ama darp gücü çok yüksektir. mesela bir keleşle veya m-16 ile göğüsten bile vurulsanız ölmeyebilirsiniz ama g3'le ayağınızdan bile vurulsanız, tıbbi müdahale gecikirse kan kaybından ölebilirsiniz. zaten kan kaybından ölmeseniz bile moral bozukluğundan kesin ölürsünüz. öyle pislik bir icat.Elbette bunda g3'ün gücünün de katkısı olabilir

Ömer SEVİNÇ
05.03.2009, 19:59
Zırh delme bakımından bir fikrim yok açıkçası. Ben çıplak vücut yaralanmalarından bahsediyorum.

Merminin helezonik bir yol izlemesi nedeniyle çıkış deliğinin büyük olduğu yanlış bilgi. Çıkış deliği "genellikle" daha büyük olur ve bunun nedeni merminin çıkarken doku artıklarını yırtarak dışa doğru bir krater oluşturmasıdır. Girerken içeri doğru krater oluştuğu için farkedilmez. Hatta bitişik atışlarda çıkış deliği daha küçük bile olabilir.

Biraz kulaktan dolma yazmış söz konusu yazar arkadaş. Tıbbi müdahale gecikirse her vuruş ile ölme olasılığı vardır. Esas ciddi zarar veren mermiler vücuda giren fakat çıkmayan mermilerdir. Bunlar da yarım gömlekli mermiler olarak bilinirler. Çarpma etkisi yaratarak kineik enerjilerini vücut içinde çok daha fazla bölgeye yayarlar.

Türk Tabipler Birliğinden aldığım bir yazıyı alıntılayım;

Mermi çekirdeğinin vücutta harabiyet oluşturması için sahip olduğu kinetik enerjinin bir kısmının veya tamamının ısı, ses ve mekanik enerji olarak doku tarafından absorbe edilmesi gerekir. Mermi yumuşak dokudan hızla geçtiğinde kinetik enerjisinin önemli bir kısmını dokuya aktaramadığından, direkt etkiyle oluşan delik dışında doku nisbeten intakt kalabilir. Hele bu yaralanma kasta olup da damarlarda da yaralanma olmazsa hiçbir ciddi etki görülmez. Ancak beyin, kalp veya akciğer gibi hayati önemi bulunan yumuşak dokularda sadece oluşan bu delik bile öldürücü vasıftadır. Enerjisinin tamamını dokulara aktarabilmesi için bazı mermiler vücut içinde yavaşlayan, duran veya parçalanan özellikte imal edilmektedir.

Ateşli silahlarla vücutta meydana gelen yaranın türü merminin hızına bağlıdır. Tabanca ve havalı tüfek gibi maksimum ses hızında mermi atabilen silahlarla meydana gelen yaralanmalarda; merminin dokuda meydana getirdiği laserasyon, damar ve diğer yapıların rüptürüyle oluşan sekonder harabiyet ve kemik, kıkırdak, tendon ve sert doku parçalarının sürüklenmesiyle oluşan primer ve tersiyer lezyonlar görülür. Mermiden açığa çıkan fragmanların etkisiyle de sekonder yaralanmalar oluşabilir. Düşük hızlı olan bu mermilerin etkisiyle dokularda laserasyon ve kontüzyon oluşur. Lokal kan damarlarının leze olduğu hallerde yaygın kanamalar izlenir. Sesten hızlı, yüksek kinetik enerjili mermiler ise (harp silahları mermileri) çapları ile orantısız bir şekilde oldukça ciddi yaralanmalar oluştururlar. Bu mermiler düşük hızlı mermilerin yukarıda belirtilen etkilerinin yanında, oluşturdukları şok dalgası ve kavitasyon etkileriyle de dokularda harabiyet yaparlar. Bu etkileriyle geçtiği yerlerden uzak mesafelerdeki damarlarda ve organlarda da harabiyet oluştururlar. Ayrıca merminin geçtiği dokularda meydana gelen yaralanma mermi çapından daha geniş olur. Kavitasyon etkisi özellikle beyin ve karaciğer gibi solid organlarda akciğer gibi spongioz organlara oranla daha çok görülür. Yüksek kinetik enerjili mermilerle meydana gelen doku yaralanmalarında esas sorumlu mekanizma, merminin geçtiği alanlardaki dokuların birkaç milisaniye süreyle ileri ve yanlara doğru kaviteleşmesi ve sonra tekrar kollabe olmasıdır.

Ateşli silah yaralanmalarında ölüm genellikle hızla gelişir. Ancak bazen geç ölümler de görülebilir. Bu geç ölümlerde doku infarktları, kas ve organların lokal nekrozu ve enfeksiyon gibi sekonder nedenler araştırılmalıdır. Yüksek enerjili mermilerin özellikle direkt travmadan uzak yerlerde damar harabiyeti, gerilme ve trombozis yaparak infarkt gibi iskemik lezonlara neden olabileceği unutulmamalıdır.

Ateşli silah mermi çekirdeği vücuda isabet ettiğinde ciltte bir giriş deliği oluşturarak vücuda girer. Vücut içinde traje ismi verilen bir yol izledikten sonra ya vücut içinde kalır ya da ciltte bir çıkış deliği oluşturarak vücudu terk eder. Bitişik atış mesafesinden kafaya isabet eden yüksek enerjili harp silahları mermileri kafatasında infilak gibi bir patlamaya neden olurlar. Bu tür yaralanmalarda giriş ve çıkış deliği ayırımı pek mümkün değildir. Gerek giriş deliğinin, gerek trajenin, gerekse çıkış deliğinin dikkatli incelemeleri ile olayla ilgili önemli bilgiler edinmek mümkündür. Örneğin; kafatasındaki giriş deliklerinin etrafında genellikle ışınsal tarzda etrafa yayılan lineer fraktürler görülür. Kafaya birden fazla merminin isabet ettiği vakalarda bu kırıklardan yararlanarak hangi merminin daha önce kafatasına girdiğini tespit etmek mümkündür. Sonra giren merminin oluşturduğu radiyal kırık hatları bir önceki merminin oluşturduğu kırık hatlarında veya delikte sonlanır.

Travelair
05.03.2009, 20:26
1.Askerin taşıyabileceği mermi miktarı ve şarjörün kapasitesi yükselir.
2.5.56mm silahlar genelde daha hafif olur,hafif olduğu için reaksiyon süresi daha kısadır.
3. En önemlisi doktrin derki 7.62mm ile vurulan askerin anında ölme ihtimali yüksektir,5.56mm de ise öldürücü noktalara isabet almaz ise yaralanma ihtimali yüksektir.Yaralanan asker;savaş dışı kalır,yaralı askeri taşımak için en az 1-2 asker gereklidir.Buna birde sıhhiyeyi eklersen 1 yaralı için 3 asker savaş dışı kalır.İşte 5.56mm nin doktrindeki yeri insan hakları ıvır zıvırlarından sonra budur.

Silahını kullanmayı biliyorsan 5.56 da öldürür 7.62 de.Yeterki düzgün nişan al...

bu liste uzar gider ama temeller bu şekilde özetlenebilir...''
Böylece, "G-3" serüveni 1959 senesinde başlamış olur.
"G-3" saldırı tüfeği gerek kullandığı aşırı güçlü mermiden, mekanizma özellikleri(FN FAL'daki gaz tahriki yerine geri tepme gücünü kullanır)dolayı da servisi sırasında birçok sorun çıkarabildiği meydana çıkmıştır.
Özellikler 997 yılına kadar Alman ordusunun standart piyade tüfeği olarak kullanılan G3, günümüzde bazı silahlı kuvvetler tarafından halen kullanılmaktadır. Şarjörsüz ağırlığı 4.250 gr olan G3 piyade tüfeği günümüz tüfeklerinin ortalama özelliklerine sahiptir; yarı otomatik ve seri ateşleme yapar, süngü desteği vardır ve değiştirilebilen şarjör sistemine sahiptir. G3, askerler arasında genellikle ağır, hantal ve sık tutukluk yapan tüfek olarak bilinir. Güvenilir, isabet oranı yüksek tüfeklerin temel sorunu bakımının zorluğudur. Görünümünün aksine hassas bir tüfek olan G3 tüfeğini dezavantajlı kılan diğer özellik de mekanizması ve kurma kolunun kötü tasarlanmış olmasıdır. Seri atış yapılabilen tüfekte, destek ve kabzanın namlu yatağından çok uzak konumlandırılması nedeniyle oluşan geri tepme çok fazla olduğu için, silahı tam otomatik kullanmak isabet oranını çok düşürmektedir. Bunlara mukabil, G-3 piyade tüfeği, 4 yiv ve 4 set sahip olması, namlusunun muadili silahlardan uzun olası nedeniyle, çok muazzam bir tahrip gücüne sahiptir.

Anladım, bu alıntılarda da 5.56 mm mermili tüfek ile 7.62 mm mermili tüfek arasındaki fark ve G-3 özellikleri açıklanmış

TURHAN
06.03.2009, 07:20
Sonuçta tüfek yakın çatışma için kullanılacak. Karşı tarafa verdiği zarar bakımından mermi çapının hiçbir etkisi yok. Kinetik enerji, dolayısıyla menzili de barut ve namlu sağlıyor.

Ayrıca genel bir inanış olarak makineli tüfeklerde merminin dönerek ilerlemesi, bu nedenle giriş deliğinin küçük olması, çıkarken ise büyük bir delik açması da safsatadır. Böyle bir şey de yok.

7.62'lik bir merminin vereceği zarar ile 5.56 mm'lik bir merminin vereceği zarar arasında hiçbir fark yoktur. Sadece birisi daha gösterişli duruyor:)

Iki mermi tipinin avantajlari ve dezavantajlari var. Kullanim amacina gore ufak ve ozel birlikler 5.56mm lik tufekleri tercih ediyorlar. Ancak acik sahada olan birlikler ulkemizde 7.62lik G3leri kullanirlar.

Piyade tufeklerinin etkili menzili 0-400 arasindadir. Verecegi etkiyede bu mesafede bakmak lazim. Sahada, dusman karsina 5 adim otendede cikabilir 200 metre uzaginda da o yuzden iki tip merminin verecegi etki bir olmaz.

Kinetik enerjiyi mermi, namlu beraber saglar.Zaten buyuk capta mermiye daha fazla barut koymalisin ki buyuk olmasi dolayisiyla yavas gitmesini bir nebze engelleyebilmelisin. Bunlar biraz hesap kitap isi ama tabiki olay yanlizca mermide bitmiyor ama etkisi yadsinilmaz.


Katılmıyorum. NATO doktrinine göre 5.56 mm savaştan en az 2 kişinin çekilmesine sebep olduğundan ağır etkili 7.62'ye göre avantajlıdır ve tavsiye edilmektedir. (5.56 yaralar çoğu zaman, öldürmez, dolayısı ile en az bir asker daha savaşı bırakıp yaralıya yardım eder) Oysaki 7.62 mermiler çok daha yüksek hasar verir. Biz de yeni piyade tüfeğimizde 5.56'ya dönmek istedik ama hem 7.62 stoğumuz hem de arazi şartlarında denenen 5.56 tüfeklerin teröristler karşısında gerekli hasarı vermemesi 7.62'de kalmamıza neden oldu. Ağır ama etkisi 5.56'dan daha fazladır. Yeni tüfeğimizde buna rağmen şarjörlü 4 kg civarında bir ağırlık bekliyorum. G3'te bu ağırlık sanırım 5.25 gibiydi. Ayrıca yivli tüfekler darbeyi, menzili ve isabeti arttırmak adına önemlidir

7.62de karar kilmalarinda ki nedenlerden birisi ellerindeki mermi-tufek uymunu bozmak istememeleri diye dusunuyorum. Ileride olacak bir seferberlikte stoktaki tufekler ortaya cikacaktir ve 5.56mm ye gecis olursa ellerindeki mermi cesitli sikintilara sebeb olacaktir.

Asagidaki linkte bahsettigim 6.8mm lik Barrett M468 piyade tufeginin tanitimi var. Burada kinetik enerjinin ne menem birsey oldugunu gosteriyor.
http://www.youtube.com/watch?v=3zMpN_-pcas

Faik Yılmaz
06.03.2009, 08:55
Yanlış bir bilgi bu Faik.F-16 savaş uçakları dünyada en çok kullanılan savaş uçaklarındandır.Neredeyse bütün dünya coğrafyasında kullanılmaktadır.Böyle büyük bir zaafiyeti olsa kimse bu silahlara bu kadar para harcamaz.Ege de her gün rutin uçuşlar yapılmakta ve çoğu zamanda yunanlılarla it dalaşına girilmektedir.Böyle bir zaafiyet söz konusuysa aynı olumsuz durum yunanlılar içinde geçerli olacaktır.Hiçkimse tespit edemediği bir düşmanla boy ölçüşmeye gitmez herhalde..

Yunanlıların elinde Mig ler ve diğer savaş uçaklarıda var...

Ayrıca füzel ile vurulan Türk ya da Yunan Savaş uçağı yok bildiğim kadarıyla.... birbirine çok yaklaşması ve sıkıştırması sonucu düşen 1-2 uçak var. bu da dediğimi doğruluyor. bu bilgiyi bir savunma dergisinde ve bir makalede okudum akside henüz ispat edilmedi...

Travelair
07.03.2009, 12:27
http://www.milscint.com/images/7.jpg

Amerikan Kongresi Türk F-16’larını Konuşuyor

Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan F-16 C/D Savaşan Şahin muharebe uçaklarının modernizasyonu için çalışmalar sürüyor. Amerikan Kongresi’nin onayını bekleyen ve toplam tutarı 3.88 milyar dolar olan proje, toplam teslim alınan 240 adet F-16’nın kırım ve lav edilmesinde kalan 218 uçağı kapsıyor. Envanterdeki bu uçakların 38 adeti F-16 Block30+, 104 adedi F-16 Block40+ ve 76 adedi F-16 Block50 modelinde.

Yapılması planlanan modernizasyonun önemli unsurlarını, 200 adet NVG Gorrles gece görüş sistemi, 200 adet JHMCS gelişmiş pilot kaskı, SPEWS2 öz savunma sistemi ve geleceğin savaşlarında önemli bir yer tutacağına inanılan 180 adet AN/APG-68(V)9 ile bu sisteme bağlı elektronik donanım ve bilgisayarlar oluşturuyor.

Yenilenen uçaklar, ayrıca çok çeşit yeni silah sistemlerini de kullabilir hale gelecek. Bu yeni mühimmatlar içerisinde deniz hedeflerine karşı kullanılan Penguin güdümlü mermileri ile AIM-9X ve Python-5 gibi havadan havaya sistemler de mevcut.

Proje, Türk Hava Kuvvetleri’nin geleceğin muharebe ihtiyaçlarının karşılamansı yolunda büyük önem taşıyor. Modernizasyon programın yürütüleceği TAI tesisleri de bu çalışma sayesinde önemli bir birikime kavuşmuş olacak. Elde edilecek bilgi birikimi ve deneyim sayesinde benzer programlar yürütülmesi ve muhtemel F-16 kullanıcısı ülkeler üzerinden de kara geçilmesi mümkün.

Kaynak: http://www.milscint.com/haberdetay.asp?hid=3&haberid=7

Ozan
15.03.2009, 16:03
Aden Körfezi’nde deniz haydutluğuna karşı keşif karakol görevine devam eden TCG GİRESUN 14 Mart 2009 tarihinde saat 08.28'de Mukalla/Yemen Güneyinde Vietnam Bandralı M/V DIAMOND FALCON isimli gemiye deniz haydutluğu girişimini Danimarka Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait HDMS ABSALON Gemisi ile birlikte önlenmiştir. Harekat sırasında TCG GİRESUN'a konuşlu iki AB-212 helikopteri de görev yapmıştır.

Bölgede bulunan Türk Ticaret Gemileri M/V CRISTINA ve M/V İZMİR CASTLE ile 13 Mart 2009 saat 20.53'den itibaren otomatik tanımlama cihazından takip edilmeye başlanmış ve her iki gemiyle irtibat kurularak herhangi bir talebinin olmadığı öğrenilmiştir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Kaynak : Genelkurmay Başkanlığı

augustus
21.03.2009, 08:07
Yunanlıların elinde Mig ler ve diğer savaş uçaklarıda var...

Ayrıca füzel ile vurulan Türk ya da Yunan Savaş uçağı yok bildiğim kadarıyla.... birbirine çok yaklaşması ve sıkıştırması sonucu düşen 1-2 uçak var. bu da dediğimi doğruluyor. bu bilgiyi bir savunma dergisinde ve bir makalede okudum akside henüz ispat edilmedi...

Yunanlıların elinde mig değil mirage var.Füze ile düşen uçak bilgisine kesin olarak kimse sahip değil zaten.Sahip olsaydık emin ol savaş çıkmış olurdu :).Sadece bu konuda bir yunan dergisinin yazısı vardı.Bunlar resmi olarak açıklanmıyor tabi.madem ki uçaklarımız yunanlılar dost görüyor nasıl oluyor da neredeyse hergün onlarda it dalaşına girebiliyor.Ege de hava üstünlüğü yarışına kalkışabiliyor.Belki çok önceleri böyle bir sorun olmuş olabilir.Ama şu an şehir efsanesinden ibaret bir konudur.

Travelair
30.04.2009, 13:35
IDEF'09"un yerli yıldızları


http://www.trsavunma.com/resimler/2009/04/29/shivkkxb.jpg

IDEF'09 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda yerli firmaların yenilikçi ürünlerinin sergilendiği stantlar yoğun ilgi görüyor.

Fuarda, savunma teknolojileri alanında Türkiye'nin en büyük kuruluşu olan Aselsan tarafından geliştirilen ve sınır güvenliğini elektronik donanımla sağlayarak, askeri personelin can güvenliğini artıracak sistemi dikkati çekiyor.
Uzun kara ve deniz sınırlarına sahip Türkiye'nin mevcut sınır güvenliği sisteminin daha ileri götürülmesine yönelik çözümlerin sergilendiği Aselsan standında, sınır karakollarında ve sınır gözetleme kulelerinin tamamen elektronik olarak denetlenmesine imkan tanıyan sistemler tanıtılıyor.

Sistem, askerlerin ilk saldırılara karşı güvenliğini sağlamada önemli rol oynayacak İzci ve Gezgin adlı insansız kara araçları, kapalı ve güvenli alanlardan kontrol edilebilen STAMP stabilize makineli tüfek platformu ve STOP stabilize top gibi ürünleri içeriyor.

Aselsan'ın radyo frekans kontrollü el yapımı patlayıcı düzeneklerinin köreltme/karıştırma ve benzer yöntemlerle patlatılmasını engelleyen MİLKAR-5T3 sırt tipi karıştırıcı sistemi de keşif sırasında askerlerin uzaktan kumandalı patlayıcılara karşı güvenliğini sağlıyor.

İzciHollanda, ABD, Mısır'ın da aralarında bulunduğu 34 ülkeye ihracat gerçekleştiren, Pakistan'da gerçekleştirdiği teknoloji transferi ile telsiz üretimi yapan Aselsan, fuarda Kalkan Hava Savunma Radarı ile Alper Gemi LPI radarını da sergiliyor.

ASELSAN fuar kapsamında çok sayıda ikili anlaşmalara da imza attı. Bunlardan biri de, Finmeccanica grubu şirketi Wass S.Pa ile denizaltı savaş sistemlerine yönelik uzun dönemli bir endüstriyel işbirliğine ilişkin mutabakat muhtırası oldu.

Bu işbirliği kapsamında yapılacak ilk işin, Türkiye'nin denizaltı projesi kapsamında torpido karşı tedbir sistemleri ve Black Shark torpidosunun entegrasyonuna yönelik olması bekleniyor.

Roketsan

Roketsan Pazarlama ve tanıtım Müdürü Hüdai Özdamar, Roketsan'ın güdümsüz topçu roketlerinin yanı sıra güdümlü sistemlerle ilgili çalışmalara başladığını belirtti.

Güdümlü sistemlerle ilgili 3 projeleri bulunduğunu söyleyen Özdamar, helikopterden yer hedeflerine karşı 2,75 inç lazer güdümlü füzenin, bu yılın sonunda ve önümüzdeki yılın başında seri üretime geçmesini hedeflediklerini kaydetti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra yurt dışına da ihracat yaptıklarını kaydeden Özdamar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile 50 milyon dolarlık bir sözleşmelerinin tamamlanmak üzere olduğunu, 90 milyon dolarlık bir projeye yeni başlandığını ve fuar kapsamında yine BAE ile ortak mühimmat üretimi için 70 milyon dolarlık ayrı bir sözleşme imzaladıklarını anlattı.

Deniz altından, uzaya kadar bütün ürünlere yönelik çalışmaları bulunduğunu dile getiren Özdamar, şunları kaydetti:
"Misyonumuz bu sektörde önümüzdeki 4 yıl içinde dünyadaki ilk 50 arasına girebilmek. Şu anda savunma sanayi şirketlerine bakacak olursanız, Avrupa'da zaten gittikçe bir tekelleşmeye doğru gidiliyor. Türkiye'de şirketlerin hacimleri bu kadar büyük değil. Çünkü savunma şirketleri ilk önce kendi silahlı kuvvetlerine yaptıkları satışla gündeme geliyorlar. Ondan sonra yurt dışı pazara açılıyorlar.
Türkiye'deki teknolojik altyapı bütün bu ihtiyacı karşılamaya yeterli değildi. Ama son 10 yılda hem şirketlerin hem devletin altyapı geliştirmeye yönelik çok ciddi projeler geliştirmeleri gündeme geldi ve bu projelerde belli aşamaya gelindi."

Özdamar, Roketsan'ın henüz dünyada çok sözü geçen bir şirket olmadığını, ancak Orta Doğu bölgesinde güçlü olduğunu belirterek, yabancı şirketlerin de Roketsan'ın altyapısını ve ismini kullanarak bu ülkelere ulaşmak istediklerini söyledi.

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu

IDEF'09 Fuarında ilgi gören ürünler arasında Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından geliştirilen ve 1960'lı yıllardan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan G3'lerin yerini alacak modern piyade tüfeği yer alıyor.

Kamuoyunda "mehmetçik" olarak bilinen modüler yapıya sahip, dürbün, gece görüş, lazer pointer gibi ekipmanın takılmasına uygun modern piyade tüfeklerinin, önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde seri üretime hazır hale gelmesi bekleniyor.
Yine MKE tarafından, Jandarma Genel Komutanlığı ile işbirliği içinde geliştirilen BORA-12 keskin nişancı tüfeği ise, 4 yıl süren çalışmaların ardından seri üretime hazır hale gelmiş bulunuyor.
Azerbaycan'dan sipariş alan BORA-12 de tasarımından üretime kadar Türkiye'nin ilk yerli yapım keskin nişancı tüfeği olarak dikkati çekiyor.

MKE standında tanıtılan T155 Çekili Panter Obüs adlı top da yerli üretim bir savunma cihazı olarak öne çıkıyor.
40 kilometre menzile sahip, koordinatlara uygun olarak yönlendirilebilen top, 3 dakikada mevzi alıp hedefi vurabilen ve yeri tespit edildiğinde, 3 dakika içinde yerini değiştirebiliyor.
TSK tarafından kullanılan topun, ihracatı için görüşmeler sürüyor.

Havelsan

Havelsan da IDEF kapsamındaki standında Genesis adlı Savaş Harekat Merkezi (SHM) yenilenmesi projesi tanıtılıyor.
Proje hakkında bilgi veren Genesis Projesinden Uzman Mühendis Cem Öney, halihazırda 3 gemide uygulanan sistemin, Deniz Kuvvetlerine ait toplam 8 gemide 2012 yılına kadar hayata geçirileceğini söyledi.
Öney, geminin ana parçalarını aynen koruyarak, sadece komuta merkezinde gerçekleştirilen değişim ile gemilerin kullanım ömrünün uzadığını belirterek, fuar sırasında Raytheon firması ile sistemin, dünyada bu tip gemileri kullanan 8 ülkeye de pazarlanması için çalışmak üzere işbirliği anlaşması imzaladıklarını kaydetti.
SHM'sini yenileyerek gemilerin kullanım ömrünü yüzde 50 uzatma şansı bulunduğuna işaret eden Öney, gemilerin etkinliğinin de artırıldığını vurguladı.

Öney, fuarda Ukrayna, Polonya gibi ülkelerin yanı sıra, gemilerin üretildiği ABD'den gelen ekiplerin de projeye yoğun ilgi gösterdiğini bildirdi.

Havelsan stantlarında tanıtılan diğer önemli ürünler arasında geçtiğimiz günlerde 100 milyon dolarlık bir anlaşma ile Güney Kore'ye de ihraç edilen Elektronik Harp Test ve Eğitim Sistemi ve çeşitli simülasyon sistemleri yer alıyor.

TÜBİTAK

Fuarda, TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma Geliştirme Enstitüsü (SAGE) tarafından geliştirilen akıllı bomba da tanıtılıyor.

TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği, uçaktan atılan bombalara güdüm yeteneği kazandıran Hassas Güdüm Kiti (HGK), 2000 Ib Mk-84 genel maksat bombalarını akıllı bombalara dönüştürüyor. Böylece mevcut bombalar, her tür hava koşulunda, uzak bir mesafeden atıldığında bile yüksek hassasiyetli vuruş yeteneği kazanıyor. Bu da uçakların tehlikeli bölgeye yaklaşmadan, güvenli bir şekilde görevlerini tamamlamalarına imkan tanıyor.
TÜBİTAK SAGE standında tanıtılan diğer bir yeni ürün ise, Isıl Pil Tasarım Altyapısında tasarlanıp üretilen ısıl piller olarak ortaya çıkıyor.

Verilen bilgiye göre, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu bu teknoloji, ulusal savunmada stratejik önem taşıyor. Bugüne kadar yurt dışından temin edilen ısıl pillerin TÜBİTAK SAGE tarafından üretilmesi, maliyet avantajının yanı sıra ülke savunmasına ilişkin stratejik bilgilerin yurt dışına çıkmasını da önlüyor.
Hassas Güdüm Kiti güç gereksinimini karşılayacak ısıl piller, askeri mühimmatın akım ve voltaj gereksinimlerini, tüm çevresel koşullarda sağlayabiliyor.

Otokar

Otokar standında ise taktik tekerlekli zırhlı araç Cobra'nın silah taşıyıcı 3 farklı tipi, yeni Land Rover Defender modelleri, mayına karşı dayanıklı zırhlı araçlar Kaya ve Kale ile Otokar Zırhlı Personel Taşıyıcı yer alıyor.
Verilen bilgiye göre, 2008 yılında savunma sanayii ürünlerinin ihracatından 70 milyon dolar gelir elde eden Otokar, geçtiğimiz yıl zırhlı araç satışlarında yüzde 25 artış kaydetti.
Otokar, mayına karşı dayanıklı zırhlı araç ailesinin, Kaya aracının personel ve yük taşıyıcı modelleri, Kale aracının personel taşıyıcı prototipinden oluşan 3 yeni modelini de ilk defa IDEF'te sergiliyor.

STM

STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş de Türkiye'de geliştirdiği ilk Tank Komuta Kontrol Bilgi Sistemi'ni fuarda tanıttı. Sürekli emniyetli ve güvenilir veri iletişimini sağlayan ve kısa adı TKKBS olan sistem, gelişmeye açık ve modüler tasarımı sayesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterindeki tanklarda ve Tabur Görev Kuvveti'nin tüm unsurlarında kullanılacak.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçları doğrultusunda Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve TÜBİTAK'ın desteğiyle milli olarak hayata geçirilen TKKBS'den, tek tanktan tabur görev kuvveti seviyesine kadar tüm unsurlar arasında komuta, kontrol, haberleşme ve istihbarat faaliyetlerinin icra edilmesine yönelik olarak harekatın planlama dahil her aşamada faydalanılacak.

Kaynak/Devamı: http://www.cnnturk.com/2009/bilim.teknoloji/teknoloji/04/29/idef09un.yerli.yildizlari/524526.0/
İleti: http://www.trsavunma.com/?q=node/41776

AKSOY_61
03.12.2009, 13:14
Yunanlıların elinde Mig ler ve diğer savaş uçaklarıda var...

Ayrıca füzel ile vurulan Türk ya da Yunan Savaş uçağı yok bildiğim kadarıyla.... birbirine çok yaklaşması ve sıkıştırması sonucu düşen 1-2 uçak var. bu da dediğimi doğruluyor. bu bilgiyi bir savunma dergisinde ve bir makalede okudum akside henüz ispat edilmedi...

Hocam yunanın elinde şuan sadece f-16, f4 ve mirage lar var.
Bir de millattan kalma bişeyler var ama onlar müzeliktir büyük ihtimalle.


Yunanlıların elinde mig değil mirage var.Füze ile düşen uçak bilgisine kesin olarak kimse sahip değil zaten.Sahip olsaydık emin ol savaş çıkmış olurdu :).Sadece bu konuda bir yunan dergisinin yazısı vardı.Bunlar resmi olarak açıklanmıyor tabi.madem ki uçaklarımız yunanlılar dost görüyor nasıl oluyor da neredeyse hergün onlarda it dalaşına girebiliyor.Ege de hava üstünlüğü yarışına kalkışabiliyor.Belki çok önceleri böyle bir sorun olmuş olabilir.Ama şu an şehir efsanesinden ibaret bir konudur.


Bildiğim kadarıyla zamanında iki ülke de natoda olduğu için uçaklar birbirlerini dost olarak görüyordu ancak bu sorun yıllar önce aşıldı.

Artık bizim uçaklarımız da yunan uçakları da birbirlerini düşman olarak görüyor.
Eğer böyle olmasaydı yıllardır f-16 lar it dalaşı sırasında birbirlerine kilit atamazdı.
Bilirsiniz savaş zamanı dışındaki it dalaşı düşman uçağıyla halkalar çizip, füzeyi kitleyerek tehdit etmekten ibarettir.

Mustafa ÖZDEMİR
23.12.2009, 09:12
büyük ordumuz olmasa halimiz ne olurdu?...

Dursun Kaplan
23.12.2009, 09:22
Komutanlarımız bir bir intihar ediyor. Çok garip çook.

Mustafa ÖZDEMİR
23.12.2009, 09:25
bu intihar olaylarında sanki başka parmaklar var...

SEDAT
23.12.2009, 17:53
arkadaşlar güneydoğudan öyküler isimli okumanızı kesinlikle tavsiye ederim...okuyunca bana hak vericeksiniz..o kadar akıcı bir anlatım varki kendinizi resmen çatışmada zannediyorsunuz..bizim için orda hiç düşünmeden hayatlarını veren er erbaş subay astsubayların hikayesi..bazen gülüyor çoğu zaman gözyaşlarınıza hakim olamıyacaksınız..

Bilâl ÇOBAN
23.12.2009, 18:21
Türkiye'nin İran olmasına karşıyız, ama Suriye olmasına da izin vermeyeceğiz demişti yiğidin biri.

Ordumuz temel taşlarımızdan birisidir.

Hele ki Cia'den besleme bazı gazeteler bu sağlı sollu yıpratma çalışmaları yaparken, ordu bünyesindekilerin de dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.

O kuruma kimse laf uzatamaz, iki üç kendini bilmezin yaptıkları tüm kuruma mal edilemez. TSK'nın ismi bile nefeslerini keser birilerinin.

AKSOY_61
23.12.2009, 19:03
http://4.bp.blogspot.com/_uW0duCWKU0E/SszkBPihntI/AAAAAAAAEnA/gC32l8L1ucQ/s400/kkk.jpg


logodaki tarihe bakalım arkadaşlar, M.Ö. 209 . TSK dünyadaki en eski en köklü ordudur, abdnin ordu ambleminde bile 1900 lü rakamlar var

Eee Türkiye silahlı kuvvetleri değil sonuçta Türk silahlı kuvvetleri.
Abd ise dünkü devlet zaten millet anlayışı yok yanlız dehşet bir ordusu var.

Mustafa ÖZDEMİR
23.12.2009, 20:17
şanlı ordumuza sahip çıkalım.onu lekelemeye çalışanlara izin vermeyelim...

AKSOY_61
24.12.2009, 01:39
ordusu dehşet ama sırf teknoloji, paralı askerler. o askerlerinde çoğu meksikadan bilmemnereden gelen adamlar, toplama

O askerler de işini görüyor aslında.(ırak ve afganistanda)
Bunun nedeni de ilk önce paranın bol olması teknolojiyi sonuna kadar kullanmaları.

Sadece bir örnek
Adamlar ırakda çatışmadalar 30..40 mt uzaklarındaki binada bi kaç tane ıraklı militan var ama iyi eğitilmediklerinden ve maçaları yemedğinden dolayı binaya giremiyorlar.
Sorunu 5..10 dakika sonra predator dan atılan hellfire füzesi çözüyor bina yerle bir oluyor.

Şimdi imkan olmasaydı o korkak askerler binaya girebilir bi kaçı ölebilirdi ama giden sadece 50..60 tane M-16 mermisi bi kaç tane de el bombası olurdu.
Yani bi kaç yüz tl.

Para ve imkan bol olduğu için adamlar hiç riske girmeden insansız hava aracından atılan bilmem kaç bin dolarlık lazer güdümlü füzeyle direk binayı yıkıyorlar.

Artık profesonel ordularda insan faktörü giderek azalıyor.Sadece karada değil
F-22,F-35, pakfa gibi uçaklarda son insanlı uçaklar büyük ihtimalle.

Durum böyleyse abd neden afganistana türk askeri istiyor diye sorulabilir.
Asimetrik savaş bambaşka.
Abd nin de iyi eğitim almış bizim bordobereliler kadar olmasa da onların ayarında askerleri var bunları oraya sürmüyorlar işlerine gelmiyor.
Afganistan gibi yerlere genelde düşük rütbeli, eğitim masrafı düşük askerler gönderilir bunların dışında operasyonel yardım edecek ülke bulunursa hele bu ülke de türkiye gibi müslümansa afgan militanlarının saygı gösterdiği askerlerse tadından yenmez.

Bizimkiler bu oyuna gelmemeli orda yeterinde askeri gücümüz var zaten.

AKSOY_61
09.04.2010, 11:52
Merakla beklenilen ALTAY tankının ilk görüntüsü.
Tank %95 böyle olacak.
7 tekerleği var yani bayağı büyük ve ağır, ayrıca özgün tasarlanmış.

http://i39.tinypic.com/vpwx7a.jpg

SEDAT
09.04.2010, 12:36
- Allah ordumuza zeval vermesin....

Hekimoğlu
09.04.2010, 12:47
Muhteşem görünüyor.

AKSOY_61
09.04.2010, 15:18
Muhteşem görünüyor.

Bence de öyle
Son derece modern ve yakışıklı duruyor.

Ayrıca reaktif ve kalın zırhı var 55..60 ton olacak
mtu nun 1500 hp lik motoru kullanılacak.
İnsansız makinalı tüfek ve en son kullanılan elektronik atış kontrol,
hedef tespit ve işaretleme sistemleri olacak.
Bence ilerde dünyanın en iyi 4 tankı içersinde yerini bulur.

Leopard A4A6, Abrams A1A2, Callenger ve Altay Tankı.

Hekimoğlu
09.04.2010, 15:28
Bence de öyle
Son derece modern ve yakışıklı duruyor.

Ayrıca reaktif ve kalın zırhı var 55..60 ton olacak
mtu nun 1500 hp lik motoru kullanılacak.
İnsansız makinalı tüfek ve en son kullanılan elektronik atış kontrol,
hedef tespit ve işaretleme sistemleri olacak.
Bence ilerde dünyanın en iyi 4 tankı içersinde yerini bulur.

Leopard A4A6, Abrams A1A2, Callenger ve Altay Tankı.Bilgiler için sağol bu MTU yabancı firma mı motoru yerli değil sanırım??

AKSOY_61
09.04.2010, 16:32
Bilgiler için sağol bu MTU yabancı firma mı motoru yerli değil sanırım??

Yok hocam yerli değil.
Mtu çok büyük bir alman firması.
Trenlerin, devasa gemilerin, tankların motorlarını üretebiliyorlar.

Dünyadaki güncel tankların belki de yarısı mtu motorlarını kullanılır.
Şuanda tankın arka bölümü gibikısıtlı bir mekana bile 1800 hp lik motoru sığdırabiliyorlar.