Sayfa 1 Toplam 7 Sayfadan 1 2 3 ... SonuncuSonuncu
Toplam 159 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 25 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Tarihe Düşülen Notlar...

  1. #1
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart Tarihe Düşülen Notlar...

    Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık
    kalmazsa, değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır.(1931)

    Tarih bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiç bir
    zaman inkâr edemez.(1919)

    Tarih; hayal mahsulü olamaz. Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya
    çalışmalıyız. Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan
    cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim. (10 Kasım 1935, Ulus.)

    Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, özellikle ahlâkla gelişmemiş
    kavimler, en büyük kutsal kavramlar karşısında bile hasis duygulara
    tâbi olmaktan nefislerini men edemiyor. Tarihin sinesine geçen büyük
    hâdiselerde bu hadiseler içinde uygulayıcı ve etkili olanların hâl
    hareket ve muameleleri onların ahlâk seviyelerini ne açık
    gösterir.(1915)

    Mustafa Kemal Atatürk

    Evet arkadaşlar Tarih'le ilgili tüm konuları bu başlık altında konuşabiliriz.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  2. #2
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    İlk konuyu ben açayım o zaman. Metin abinin önerdiği kitabı daha okuyamadım ama okumadan bana Cengizhan'ın kim olduğunu anlatırmısınız.

    Ayrıca bir bilgi..İstiklal Marşının bestecisi Zeki Üngör'de ki yeteneği Sultan Abdülhamid keşfetmiştir ve açtığı Musiki okullarında yetişmiştir.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  3. #3

    Üyelik tarihi
    23.02.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    43
    Mesajlar
    3,440

    Standart

    Alıntı Gökhan KAN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ayrıca bir bilgi..İstiklal Marşının bestecisi Zeki Üngör'deki yeteneği Sultan Abdülhamid keşfetmiştir ve açtığı Musiki okullarında yetişmiştir.
    Sultan 2.Abdülhamid, klasik müziği ve operayı saraya yerleştiren kişidir. Beethoven hayranıdır. Gece yatmadan önce arya dinlemek en büyük zevklerinden biridir. Müzik okullarında da geleneksel müzikten ziyade yabancı hocalar vasıtasıyla klasik batı müziği eğitimi verilmekteydi. Ancak bana sorarsanız Osman Zeki Üngör'ün İstiklal Marşı bestesi marş olarak kulağa hoş gelse de, sözlerin besteyle uyumu açısından BERBATTIR.

    İşin içine siyaset gireceği için bugün bazı "Abdülhamitçilerin" davranışlarına girmek istemiyorum. Ancak onun izlediği "ümmetçi" politika, imparatorluğun kurtarılması ve İngiliz'in ekonomik baskısına karşı Bismarck Almanya'sı ile yapılan zorunlu ittifakın ürünüdür. 33 yıllık istibdat döneminde büyük haksızlıklar, jurnal (ispiyon) sistemiyle de bazı yalakaların hak etmedikleri yerlere gelmesi gibi sıkıntılar sözkonusu olmuştur. Ancak Sultan 2.Abdülhamit, Osmanlı'nın son dirayetli padişahı olup, aynı zamanda büyük bir ekonomi dehasıdır. Yaşadığı en büyük trajedi ise, onun görevden alınma kararının -çoğu iyiniyetli- İttihatçıların arkasındaki büyük mason, siyonistlerin Türkiye'deki taşeronu Emmanuel Karasu tarafından kendisine tebliğ edilmesidir.

    Alın size bir 2.Abdülhamit tartışması. Bu mesele çok su kaldırır
    BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?

  4. #4
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    Abdülhamit'i zaten bir tanıyamadım. Bazı tarihçiler onu kötü tanıttı bizlere. Bazılarıda Abdülhamit olsaydı 1. Dünya Savaşına girmezdik diyorlar. Bir şekilde yaptığı politikalarla sokmazdı savaşa diyorlar. Abdülhamit'in padişahlık döneminde Osmanlının tamamen bölünmesinin yaptığı politikalarla süresini uzatarak karşılarına belki bir gün daha güçlü çıkarım düşüncesi olduğunu söylüyorlar. Örnek vermişler birde. diyor ki kaleleri bir yerden deliyorlar o içerden başka bir kale yapıyor. Topraklar Küçülsede içerde huzur olması için falan. Yani o olmasa daha erken paraçalanabilirdik diyorlar.

    Dediğin gibi çok su kaldırır bu konu değiştirelim bana Cengizhan'ı anlatın çok merak ediyorum.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  5. #5
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    13.07.2008
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    37
    Mesajlar
    7,284

    Standart

    Başlık güzel olmuş. Umarım bu Bedri Rahmi Eyüboğlu Kültür ve Sanat Forum'una olan düşük ilgiyi artdırır. Trabzon tarihi hakkında ayrı bir başlık da açılabilir.

    Cengizhan hakkında pek bilgim yok, ancak anladığım kadarıyla Cengizhan türkdü deyip övünenler var, ama alanında uzman olan bir Marmara Üniversitesi öğretim üyesinden (adını şu an hatırlıyamıyorum) duyduğuma göre Cengizhan türk değil moğuldu ve tarihin en eli kanlı liderlerinden olmasından dolayı bugün itibariyle övünelecek bir lider değil.

    Bu konuya dair yazışmalara yardımcı olması amacıyla aşağıya iki harita ekliyorum.

    Birincisi Moğul İmparatorluğunun büyüyüşünü gösteren bir harita:



    İkincisi ise Moğul İmparatorluğunun bölünmesi sonrasında ortaya çıkan harita:


  6. #6
    Oğuzhan İnce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.07.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    33
    Mesajlar
    1,444

    Standart

    Alıntı Seferoğlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Başlık güzel olmuş. Umarım bu Bedri Rahmi Eyüboğlu Kültür ve Sanat Forum'una olan düşük ilgiyi artdırır. Trabzon tarihi hakkında ayrı bir başlık da açılabilir.

    Cengizhan hakkında pek bilgim yok, ancak anladığım kadarıyla Cengizhan türkdü deyip övünenler var, ama alanında uzman olan bir Marmara Üniversitesi öğretim üyesinden (adını şu an hatırlıyamıyorum) duyduğuma göre Cengizhan türk değil moğuldu ve tarihin en eli kanlı liderlerinden olmasından dolayı bugün itibariyle övünelecek bir lider değil.

    Bu konuya dair yazışmalara yardımcı olması amacıyla aşağıya iki harita ekliyorum.

    Birincisi Moğul İmparatorluğunun büyüyüşünü gösteren bir harita:



    İkincisi ise Moğul İmparatorluğunun bölünmesi sonrasında ortaya çıkan harita:


    Sanırım bahsettiğiniz hocanın adı Osman... idi
    İlber ortaylı,murat bardakçı ve bir moğol tarihçisinin katıldığı bir programda,Cengiz'in moğol olduğunu,Türk olması halinde dahi bize birşey kazandırmayacağını söylemişti...
    Ayrıca Sultan Abdül mecid olması gerekli kızlarından birisi Cengiz'in bir torunuyla evliydi...
    Bilindiği üzere moğolların çoğu bugün moğolistan'da değil Hindistan topraklarında yaşarlarmış buna da çok şaşırmıştım ben...


    -ayrıca bu bölümü açtığınız için de teşekkür ederim.
    Hes Trabzonspor'a Kazım'a ve Trabzonspor'un ifade ettiği tüm değerlere küfürdür
    Trabzonspor Hes yapma kendi kalene gol atma!!!

  7. #7
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    Sultan Abdülmecid dedinde aklıma geldi. Arkadaş ne kadar israfçı bir adammış. Saraydan giden altınların haddi hesabı yok. Cariyeler har vurup harman savurmuş. Onun döneminden çok borç kalmış galiba. Abdülhamit birazını ödemiş yanılmıyorsam. Hatta İsrail'in Filistin'de toprak karşılığında borçların büyük bölümünü karşılayabileceğini söylemiş. Sonra araya başka bir çözüm yolu girince öyle borçların bir bölümü kapanmış. Hatta bu borçların bir bölümü 1970 80 lere kadar sarkmış galiba. O dönemde ödenmiş.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  8. #8
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    13.07.2008
    Nereden
    Almanya
    Yaş
    37
    Mesajlar
    7,284

    Standart

    Alıntı Oğuzhan İnce Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sanırım bahsettiğiniz hocanın adı Osman... idi
    İlber ortaylı,murat bardakçı ve bir moğol tarihçisinin katıldığı bir programda,Cengiz'in moğol olduğunu,Türk olması halinde dahi bize birşey kazandırmayacağını söylemişti...
    Ayrıca Sultan Abdül mecid olması gerekli kızlarından birisi Cengiz'in bir torunuyla evliydi...
    Bilindiği üzere moğolların çoğu bugün moğolistan'da değil Hindistan topraklarında yaşarlarmış buna da çok şaşırmıştım ben...


    -ayrıca bu bölümü açtığınız için de teşekkür ederim.
    Evet benim bahsetdiğim hoca o. O günüsü internetden araştırıp hakkında bilgi edinmiştim, ama bugün bulamadım. Hindistan'daki Moğol İmparatorluğu çok ilgi çekici bir konu. Tac Mahal örneğin o imparatorluk döneminde yapılmış. Bir alman dergisinde (GEO Epoche) bu konu hakkında bir makale okumuştum. Orda da yazdığı gibi Hindistan'da ki Moğul İmparatorluğunu kuran ve yönetenler Timur'un torunları. Timur hakkında bazı yerlerde Türk olduğu bazı yerlerde ise türkleşmiş moğul boylarından olan Barlaslar'dan olduğu yazılıyor.

  9. #9
    Oğuzhan İnce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.07.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    33
    Mesajlar
    1,444

    Standart

    Alıntı Seferoğlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Evet benim bahsetdiğim hoca o. O günüsü internetden araştırıp hakkında bilgi edinmiştim, ama bugün bulamadım. Hindistan'daki Moğol İmparatorluğu çok ilgi çekici bir konu. Tac Mahal örneğin o imparatorluk döneminde yapılmış. Bir alman dergisinde (GEO Epoche) bu konu hakkında bir makale okumuştum. Orda da yazdığı gibi Hindistan'da ki Moğul İmparatorluğunu kuran ve yönetenler Timur'un torunları. Timur hakkında bazı yerlerde Türk olduğu bazı yerlerde ise türkleşmiş moğul boylarından olan Barlaslar'dan olduğu yazılıyor.
    Timur'un moğul kokenli olduğunu bugün ortaasya Türk cumhuriyetlerinden herhangi birinde söyleseniz alacağınız tepki çok sert olur
    Gelin görün ki,Timur bize şeytan bayezid melek gösterildiği için Biz de pek kimsenin umurunda olmaz...
    Zaten ben ankara savaşında da Timur'un kazanmasını isterdim açıkçası.Birbirlerine yazdıkları mektuplarda bayezid'in gödnerdiği dansöz kıyafetinden sonra,bayezid'in köy köy köle gibi dolaştırılması da pek abest değil bence (:
    bu arada Osmanlı tarihinde devlet gururunu ciddi manada zedeleyen 2 padişah varsa birincisi bayezid ikincisi de genç osman'dır.
    Hes Trabzonspor'a Kazım'a ve Trabzonspor'un ifade ettiği tüm değerlere küfürdür
    Trabzonspor Hes yapma kendi kalene gol atma!!!

  10. #10
    Yönetim Kurulu
    Üyelik tarihi
    20.08.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    21,596

    Standart

    Alıntı Gökhan KAN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abdülhamit'i zaten bir tanıyamadım. Bazı tarihçiler onu kötü tanıttı bizlere. Bazılarıda Abdülhamit olsaydı 1. Dünya Savaşına girmezdik diyorlar. Bir şekilde yaptığı politikalarla sokmazdı savaşa diyorlar. Abdülhamit'in padişahlık döneminde Osmanlının tamamen bölünmesinin yaptığı politikalarla süresini uzatarak karşılarına belki bir gün daha güçlü çıkarım düşüncesi olduğunu söylüyorlar. Örnek vermişler birde. diyor ki kaleleri bir yerden deliyorlar o içerden başka bir kale yapıyor. Topraklar Küçülsede içerde huzur olması için falan. Yani o olmasa daha erken paraçalanabilirdik diyorlar.

    Dediğin gibi çok su kaldırır bu konu değiştirelim bana Cengizhan'ı anlatın çok merak ediyorum.
    Gökhan sana daha önce Leon CAHUN'un "Asya Tarihi'ne Giriş / Türkler ve Moğollar" kitabını tavsiye etmiştim. Bulabildin mi?

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/defa...58&sa=60801906
    Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

  11. #11
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    Alıntı bigben Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Gökhan sana daha önce Leon CAHUN'un "Asya Tarihi'ne Giriş / Türkler ve Moğollar" kitabını tavsiye etmiştim. Bulabildin mi?

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/defa...58&sa=60801906
    Daha bakamadım yarın kitapçıya gidicem hem buna hemde Metin abinin önerdiği kitaba bakıcam..

    Ayrıca bu başlık pek fazla reyting almayacak galiba. Tarih meraklıları az galiba.

    Aşağıdaki haritada iç anadolu ve karadeniz'in yarısına kadar gelmiş öyle mi Cengizhan..Hatta Akdeniz'e gelmiş Ege'ye az kalmış..

    Konu Gökhan KAN tarafından (30.06.2010 Saat 22:47 ) değiştirilmiştir.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  12. #12
    Yönetim Kurulu
    Üyelik tarihi
    20.08.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    21,596

    Standart

    Tutar tutmasına da... Çok geniş bir yelpazesi var konunun. Senin ilgi alanın benimkiyle uyuşmayabilir, benimki bir başkasıyla...

    Mesela bu Cengizhan konusu... Çeşitli kaynaklarda çeşitli rivayetler var.

    Ben bildiklerimi özetle paylaşayım:

    * Moğollar, Altay grubundan Turani bir millettir. Dilleri Türkçe'ye çok yakındır (von Gobain'e göre)...

    * Marko Polo'ya göre Türkler ve Moğollar birlikte Tatarları oluşturur.

    * Kaşgarlı Mahmud ise Tatarlar'ı lehçeleri farklı bir Türk kavmi olarak gösterir.

    * Aşıkpaşaoğlu'na göre ise Anadolu'ya gelen Türkleri "göçer Türkmen ve Tatar" olarak belirtir.

    * 2. Murad zamanında başta Cengiz olmak üzere Ogeday, Hülagü gibi Moğol hakanları anılmıştır.

    * Prof. Dr. Zeki Velidi Togan'a göre Cengiz TÜRK'tü. 1941 yılında yayınlanan " Cengiz, Moğollar ve Türklük" ve 1946 basımlı "Umumi Türk Tarihine Giriş" eserlerinde bu konuyu detaylandırıyor.


    Bu konu çok karmaşık. Tarihçi değilim, insanların kökenini çok da merak etmiyorum (kendi soyumdan şüphem de yok). Benim için Cengiz, Moğolmuş Türkmüş çok önemli değil. Çünkü ben Moğolu Türk'ten uzakta görmüyorum.

    Ayrıca bahsedilen tarihler asırlar aşmış. Bugünün gözüyle bakmak bizleri hep hataya sürükleyecektir. İnsanların tarihi yorumlama şekilleri ve olayları algılama yöntemleri de ulaşacakları sonuçları etkileyecktir.
    Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

  13. #13
    macka61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.04.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    11,505

    Standart

    birbirimizr benzediğimiz için vede hangimizin gücü hangimize yetmişse birbirine hükmetmiş türkleşmiş moğolda var çok karmaşık bir konu ama şahsen milyonlarca insanı öldürmüş birisinin bizden olmasını istemem ama herkesin dediği gibi aramazıda hç bir fark yok

  14. #14
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Külünkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    51
    Mesajlar
    14,662

    Standart

    Cengizhan bir Türk olamaz.
    Soysuz bir katilden başka birşey değil ! Tarihte Türk'lere neler yaptığına bakınca bunu daha iyi görürsünüz.
    Trabzonspor √
    Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
    İki Renk ve Asalet √
    BordoMavi.Net √

  15. #15
    Trabzonspor Kongre Üyesi

    BMN Yönetim Kurulu
    Cengiz Çubukcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.03.2005
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    47
    Mesajlar
    14,026

    Standart

    Alıntı Külünkoğlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Cengizhan bir Türk olamaz.
    Soysuz bir katilden başka birşey değil ! Tarihte Türk'lere neler yaptığına bakınca bunu daha iyi görürsünüz.
    değiştirteceksiniz bu saatten sonra ismimi bana

  16. #16
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    Külünkoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.07.1999
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    51
    Mesajlar
    14,662

    Standart

    Cengiz, ismi Cengiz'de değil ki.
    Trabzonspor √
    Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
    İki Renk ve Asalet √
    BordoMavi.Net √

  17. #17
    macka61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07.04.2006
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    11,505

    Standart

    evet tükçede değildir

  18. #18
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    Abdülhamit hakkında ne düşünüyorsunuz ? Bir çok kesim onu kızıl sultan olarak anlatır..
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  19. #19
    Oğuzhan İnce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.07.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    33
    Mesajlar
    1,444

    Standart

    Alıntı Gökhan KAN Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abdülhamit hakkında ne düşünüyorsunuz ? Bir çok kesim onu kızıl sultan olarak anlatır..
    Vallahi abdülhamit hakkında konuşmaya cesaret edemiyorum,çünkü dönemin gerçeklerine bakarsak bugün edindiğimiz bilgilerin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
    Bir de abdülhamitçiler var onlara sor istersen,ya da kızılsultancılar var onlara sor(:
    iki farklı adam anlatsınlar sana
    Hes Trabzonspor'a Kazım'a ve Trabzonspor'un ifade ettiği tüm değerlere küfürdür
    Trabzonspor Hes yapma kendi kalene gol atma!!!

  20. #20
    Tangerine Dream - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.07.2006
    Nereden
    Balıkesir
    Mesajlar
    3,749

    Standart

    Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, ben bu konularda Mustafa Armağan'ın yazılarına ve araştırmalarına güvenirim. Abdülhamitçi ilan edilme riskini de göze alarak onun konu hakkındaki yazılarından bir tanesini eklemek istiyorum.



    Suçları masonluk modayken; modaya uymamak!

    1870ler... Abdülaziz’in son yılları. Abdülaziz israfçılığına rağmen imanlı bir padişah. Komploları engellemeye çalışıyor. 1872’de Sultan Murad mason yapılıyor. Abdülhamid’in 2 kardeşi de mason yapılıyor sonra. Abdülaziz bir yıl sonra tahttan indiriliyor. Bilek damarları kesilmiş olarak bulunuyor. Tahta, mason yapılmış olan V. Murad geçiyor. Büyük umutlarla tahta getirilen V. Murad, amcası Abdülaziz’in ölümünden sonra cinnet geçiriyor.

    Abdülmecid’in 3 oğlu sırf mason olmadıkları için tarih kitaplarına kötü olarak geçiyorlar.

    1- Abdülhamid Han- Kızıl Sultan olarak

    2- Sultan Reşat- Pısırık Padişah

    3- Vahdettin- Vatan haini olarak geçiyor.

    Abdülhamid Han kendisini çok iyi gizleyen, kamufle eden bir kişiydi. Darbeciler Osmanlı tahtı bizden sorulur diyorlar. Öyle mi, öyle diyor Abdülhamid. “Ne istiyorsunuz?” diye soruyor onlara. ‘Meşrutiyet’ istiyoruz diyorlar. Tamam diyor, benim için sakıncası yok. Sonra şartname sunuyorlar Abdülhamid’e. Şartları kabul eden Abdülhamid 1876’da tahta oturuyor. Ardından o korkunç 93 Harbi’nde buluyor kendini. Bu felaketten sonra kollarını sıvıyor ve darbecileri tasfiye ediyor, yani “kurtlarla dans” o zaman başlıyor.

    İngilizler haber yolluyorlar. Amcasının ve ağabeyinin başına gelenler bir kere daha tekrarlanabilir diye. Anlıyor ki İngiltere ülkeyi eskisi gibi yöneteceğini zannediyor. Abdülhamid ise kendimizden başka kimseye güvenemeyiz diyor ve çalışmalarını hızlandırıyor. Okullar açıyor, hastaneler açıyor, Darülaceze... 1890’larda tam teşekküllü bir çocuk hastanesi açıyor. Saraydayken ‘Hatice Sultan’ adındaki kızı teşhis edilemeyen bir hastalıktan dolayı vefat ediyor. “Ben bir padişahken kızım sebebi bilinmeyen bir hastalıktan ölüyorsa Ümmet-i Muhammed kim bilir neler çekiyor?” diyor ve kendi parasıyla bir hastane yaptırıyor. Adı Hamidiye Etfal Hastanesi, yani bugünkü Şişli Etfal Hastanesi.



    Kötüleyen kötüleyene

    Denizciliğe düşman diyorlar onu için. Oysa ilk denizaltısını alan, yaptıran da Abdülhamid Han’dır.

    Tanzimat’ın başlangıcı... Fransız kültürünü yayalım, memleketi kurtaralım hesabı yapılıyordu. Böylece Galatasaray Lisesi’ni kurdular. Hocaları kim: Rahipler ya da yerli rahipler. Tevfik Fikret, Ali Suavi gibi isimler. Okulun mezunlarına bakıyoruz. % 75’i yabancı, %25’i Müslüman. Abdülhamid Han ders müfredatını değiştirdi. Arapça, Farsça ve din dersleri koydu. 1908’lerde mezunların %72’i Müslüman, geri kalanı gayrimüslimdi. Hatta namaz kılmak zorunluydu. İşte bu da yeterince düşman edinmesi için geçerli bir sebepti.

    Kızıl Sultan... Ermenilerin ortaya attığı bir tabir. Ermeniler, sürekli Doğu’da isyanlar çıkarıyorlardı. Abdülhamid de bu isyanları bastırdığı için kan döken anlamına gelen Kızıl Sultan tabirini kullanmaya başladılar. Ermenileri anladık ama Ermeni olmayanlar neden böyle diyorlardı? Ülkeye hürriyet getirdiklerini söyleyenler çatır çatır insan asarken, bir tane dahi siyasi idam infaz ettirmeyen Abdülhamid Han neden bu şekilde anılıyor? Hiç merak etmeyin, ellerine fırsat geçse yine asar bu adamlar.

    İttihatçılar, Sultan’ın baskıcı, sansürcü bir padişah olduğu söylüyorlar. Peki onların dönemine bakalım. Bırakın sansürü, kendilerini eleştirenleri dahi sokakta vuruyorlardı (Ahmet Samim, Hasan Fehmi vb.).



    İstediğiniz yeri vereyim; Filistin hariç

    Theodor Herzl, Siyonist kongreyi düzenledikten sonra Avrupa’daki Yahudi zenginlerden para toplayıp Abdülhamid’den toprak satın alayım diyor. Ama Sultan ile hemen görüşemiyor. Bir aracı ile haber yolluyor. Abdülhamid Hana Kont Nevlinski adlı bu aracıyı paylıyor. Herzl yılmıyor. Bu yöntem uygun olmadı diyor ve kendisiyle görüştüğünde: “Osmanlı’yı kalkındırma karşılığında bize Filistin’de başımızı sokacağımız toprak verin diyor.” Abdülhamid kabul etmiyor. Toprağımız geniş, gelin benim istediğim yerlere yerleşin ama toplu olarak olmaz, hele Filistin hiç olmaz, diyor.



    En sivil dönem Abdülhamid dönemidir

    Balkan Savaşı’nı kaybetme nedenimiz: askerin siyasete bulaşmasıdır. Abdülhamid, ısrarla askeri siyasetten uzak tutmaya çalıştı. Hatta geçenlerde Sabancı Üniversitesi hocalarından Cemil Koçak bir söyleşisinde “En sivil dönem, Abdülhamid dönemidir” dedi.

    27 Mayıs Darbesi’ni yapan ekip 1957’de Üsküdar’da bir yalıda toplandılar. Mahmut Şevket Paşa yalısında. Yani 31 Mart Olayı’nın bastırılmasında ve II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinde etkin rol oynamış kişidir kendisi.

    ...

    Not: Yazının bundan sonrasını silinme nedeni olabileceği için kopyalamadım.
    Konu Tangerine Dream tarafından (03.07.2010 Saat 12:23 ) değiştirilmiştir.
    Sizler korktunuz... Dinlemekten bile korktunuz...

  21. #21
    Gökhan KAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17.07.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    11,909

    Standart

    Mustafa Armağan'ı bende şu sıralar okuyorum malum Kurtlarla Dansı. Anlattıkları bana diğerlerinden daha inandırıcı geldi.
    Mario Alberto Kempes - El Matador

  22. #22
    Oğuz B. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.09.2006
    Nereden
    Asya Diğer
    Mesajlar
    9,703

    Standart

    Cengiz Han Moğol mu yoksa Türk mü tartışmalarıyla ilgili....

    Cengiz Han'ın ırk kökeni hakkında yapılan incelemeler sonucu çeşitli görüşlere varılmıştır.Bu görüşlerin en geçerli olanına göre Cengiz Han, Türk'tür. Bunun kanıtları olarak şunlar gösterilebilir:

    1. Cengiz Han, Moğolca ile birlikte Türkçe de konuşmakta idi.

    2. Cengiz Han konuşmalarında kendini Türk olarak tanımlamıştır.

    3. Cegiz Han'ın soyu Çinliler'ce ''Şa-To'' adı verilen Türkler'e dayanır ki bu Türkler, Kök-Türkler'in devamıdır.

    4. Cengiz Han, (3. maddeye bağlı olarak) tıpkı Kök-Türk kaganları gibi kumral ve açık renk gözlüdür.

    5. Efsaneler, Cengiz Han'ın soyunu (tıpkı Türkler'in Bozkurt Destanı'nda olduğu gibi) Bozkurt'a bağlar. Eğer Cengiz Han Moğol olsa idi efsaneler onun soyunu kurda değil köpeğe bağlardı; çünkü Moğol geleneğinde kurt değil köpek önemlidir ve Moğol kültüründe Cengiz Han'dan önce kurt önem taşımamaktadır.

    6. Cengiz Han, bugünkü Afganistan'da kendisini ziyeret eden Kadı Vahideddin Fuşanci'ye ''Peygamberimiz Hz.Muhammed her şeyi önceden bilmiş diyorsunuz; acaba benim ortaya çıkışım için ne demiş ?'' diye somuş; kadı da ''Uturkû al-Turka mâ tarakûkum, yani Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız'' demiş olduğunu nakletmiş ve Cengiz Han da bunun çok bilgece bir söz olduğunu söyleyerek kendisinin Türk olduğunu belirtmiştir.

    7. Bir Arap, Cengiz Han'ın oğlu Ögedey Kağan'a, babasını düşünde gördüğünü ve kendisine bir söz söylediğini naklettiğinde Ögedey Kağan ona ''Babam bunu sana hangi dille anlattı'' diye sormuş. O da Arapça anlattı deyince Ögedey, babasının Türkçe ve Moğolca'dan başka bir dil bilmediğini söylemiştir. Sonuç olarak Cengiz Han, Türk soyundan gelir. Fakat Türk ve Moğollar'ca ortak olarak hükümdar kabul edilmiş ve saygı duyulmuş bir kişidir.

    CENGİZ HAN ve BOZKURT

    ''Moğollar'ın Gizli Tarihi'' adlı eski eser, Cengiz Han'ın soyu hakkında şunları söyler: ''Cengiz Han'ın kökeni, yücelerdeki göğün takdiri ile doğmuş ''Börteçine (Gökkurt, Bozkurt) idi.''
    Bu açıkça, Türk Bozkurt Destanı'nın moğollaştırılmış halidir. Fakat burada önemli olan, Cengiz Han'ın tıpkı Eski Türk kaganları gibi, Bozkurt'a bağlanmak istenilmesidir. Türkler'de, önemli şahsiyetler ile Bozkurt arasında bir ilişki kurmak gelenektir. Ve bu gelenek Cengiz Han'la birlikte, Türkler'den Moğollar'a da sirayet etmiştir.

    ***********

    Cengiz Han büyük bir Türk Başbuğudur.Türk'ün kutlu ülküsü TURAN'ı gerçekleştirmiştir.

    Nihal ATSIZ ATA'dan alıntı yapıyorum.

    "ÇENGİZ HAN" VE "AKSAK TEMİR BEK" HAKKINDA


    Millî şuurun ve ilmî tarihçiliğin hâlâ gereğince gelişememesi, dinî taassubun hâlâ ruhlara hükmetmesi dolayısıyla tarihimizin bazı büyüklerine karşı saygısızlıkta bulunmak, yahut Türk ırkının şu veya bu bölümlerini birbirine düşman saymak gibi yanlışlıklar sık sık yapılmaktadır. Bunların arasında en yaygını Çengiz ve Temir düşmanlığıdır. Bu düşmanlığı yapanlar arasında Şarlman'la Şarlken'i birbirine karıştıran felsefeciler bulunduğu gibi tarihçi geçinenler de vardır.

    Bu tarihçi geçinenlerden biri Türk soyunun güzelliği hakkında yazdığı bir gazete makalesinde yine dinî taassup sebebiyle Çengiz ve Temir'den "mahlûkat" diye bahsederek onların sarı "Moğol" ırkından olduğunu Türklerin ise beyaz ırkın mümessili olduğunu ileri sürdü.

    Artık ilmî bir değeri kalmayan bu eskimiş sarı ırk, beyaz ırk tabirleri yanında muharririn Çengiz ve Moğollar hakkındaki son neşriyattan da habersiz olduğu, bu yazıları kırk yıl önceki ilmin kırıntılarıyla yazdığı anlaşılmaktadır.

    Burada tafsilâta girişerek, bazı gençlerin sorularını cevaplandırmak üzere, şimdiye kadar varılan ilmî sonuçların özetini vereceğim:

    1- Türklerle Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ve Moğolca eskiden tek dil olup ancak Hunlar çağında iki ayrı dil haline gelmiştir. "Hun - Türk münasebetleri" adlı tebliğ ile bunu iddia ve ispat eden Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain olmuştur. (İkinci Türk Tarih Kongresi, s. 895- 911, İstanbul, Kenan Matbaası).

    2- Moğol kelimesini tarihe tanıtan Çengiz Han olmuştur. Kendisinden önce Moğollar'a (yani Moğolca konuşan boy ve uruklara) ne dendiği kesinlikle belli değildir. Sekizinci yüzyıla ait Orkun yazıtlarında görülen "Otuz Tatar" ve "Dokuz Tatar" adlı birliklerin Moğol olduğu ileri sürülmüşse de bu, bir faraziyeden ibaret kalmıştır: Çünkü bugün Moğolistan denilen eski Gök Türk ülkesinin ancak onuncu yüzyıldan başlayarak Moğollar'la dolduğu ortaya konduktan sonra Sekizinci Yüzyılın Otuz Tatar ve Dokuz Tatarlar'ın da Türk olduğu kendiliğinden belli olmuştur. Gök Türkler çağında adı geçen "budun"lardan Moğol olduğu kesinlikle bilinen ancak Kıtaylar'dır ki daha sonraki zamanlarda da tarihe Moğol olarak geçmişlerdir.

    3- Fakat Çengiz'in "Moğol" topluluğu etnik değil, tıpkı "Osmanlı" tabiri gibi siyasî bir isimdir ve aralarında Türkçe konuşan veya Türk olan boylar ve uruklar da vardır.

    4- Eserini On Birinci Yüzyılda yazan Kaşgarlı Mahmud, Tatarlar'ı, ayrı lehçeleri olan bir Türk kavmi olarak göstermiştir.

    5- On Üçüncü Yüzyılda Büyük Çengiz İmparatorluğunu gezen Marko Polo, "Tatar" kelimesini Türkler'le Moğollar'ın ikisini birden kapsayan bir deyim olarak kullanmıştır.

    6- Türkler'in kendileri de "Tatar"ı Türkler'in bir parçası ve belki de Doğu Türkçe'siyle konuşan Türkler olarak saymışlardır. Âşıkpaşaoğlu, tanınmış tarihinde Süleymanşah'la birlikte Anadolu'ya gelen Türkleri "elli bin miktarı göçer Türkmen ve Tatar evi" olarak kaydeder.

    7- Osmanlı padişahlarından II. Murad zamanında, hicrî 843'te yazılıp tarafımdan yayınlanan bir tarihî takvimde Çengiz, Ögedey, Güyük, Mengü, Hülegü, Abaka, Keyhatu gibi Müslüman olmayan Çengizli kaanlar rahmetle anılmıştır. (Osmanlı Tarihine ait Tarihî Takvimler, s. 92-94, İstanbul 1961, Küçük aydın Basımevi). Yani On Beşinci Yüzyıl ortalarına kadar Türkiye'de aydınlar arasında bir Tatar düşmanlığı, Müslüman olmayan Türk'e düşmanlık diye bir şey yoktu. Bu müsamahakârlık Doğu Türkleri'ni veya Tatarlar'ı yabancı saymaktan, Çengiz Hanedanını millî bir hanedan saymaktan ileri geliyordu. Umumî bir müsamaha olsaydı aynı hoşgörürlük Bizanslılara, Ermeniler ve Gürcülere, Batılılara karşı da gösterilirdi.

    8- Türkler'le Moğollar aynı kökten gelen iki kardeş millet olmakla beraber Çengiz Han, Moğol değil, Türk'tü. Çengiz'in Türklüğü tarihî geleneklerin dışında tarafsız çağdaş Çinlilerin tanıklığı ile de sabittir. Profesör Zeki Velidi Togan, 1941'de yayınladığı "Moğollar, Çengiz ve Türklük" adlı küçük eserinde, (s. 18) ve 1946'da yayınladığı "Umumî Türk Tarihine Giriş" adlı büyük ve değerli eserinde (s. 66) Çengiz Kaan'ı 1221'de ziyaret eden Çao-hong adlı bir Çin elçisinin verdiği bilgiyi nakletmiştir. Bu elçi, Çengiz'in eski Şato Türklerinden indiğini gayet açık olarak belirtmiştir. Şatolar ise, bilindiği üzere eski Gök Türkler'den inen büyük bir uruktur. Çengiz'in tipi hakkındaki tarihî bilgiler de (uzun boy, kumral saç, beyaz ten, yeşil göz) eski Gök Türk kağanlarınınkine uymaktadır. Çengiz'in aile adı olan "Börçegin", "Börü Tegin'in Moğolca söylenişinden ibaret olduğu gibi "Çengiz" kelimesi de "Tengiz" yani "Deniz" kelimesinin Moğolca söylenişinden başka bir şey değildir. Türkçe'de "t" ile başlayan kelimelerin Moğolca'da "ç" ile başladığını Altay dilleri uzmanları söylemektedir.

    Çengiz'in ailesi hiç şüphesiz eski Türk devlet geleneğine uygun olarak çok eski zamandan beri Moğollardan bir kısmı üzerinde (belki de Moğollaşmış Türkler üzerinde) beğlik eden bir Eçine Hanedanı kolu idi. Bu hanedanda Türk geleneklerinin devam etmekte olduğu Çengiz'in oğullarından Çağatay ve Ögedey'in adlarından gözükmektedir. "Çağa" ve "Öge" bilindiği üzere, Türkçe kelimelerdir.

    9- Aksak Temir Bek'in bir Barlas gibi olması ve Barlasların Moğol uruğu sayılmasında Temir'in Türklüğüne engel değildir. Temir'in ailesi de Çengiz ailesinin bir kolu olup Barlas uruğu üzerinde beğlik etmiştir. Ruslar tarafından Temir'in mezarını açmak suretiyle yapılan incelemeler onun da uzun boylu ve beyaz tenli olduğunu ortaya koymuştur ki eski Arap ve Fars edebiyatlarındaki Türk tavsifine tamamen uygundur. Üstelik Temir'in anadili de Türkçe'dir.

    10- Ne Çengiz ne Temir Bek, Aryanî tipinde değildi. Klâsik Türk tipi bazı sahtekârların iddia ettiği gibi Hind Avrupa tipi olmayıp Çinlilerle Aryanîler arasında orta bir tiptir. Mezarlardan çıkan kafatasları, eski heykeller, eski duvar resimleri ve tarihî tavsifler bunu gösterdiği gibi Arap ve Fars şiirlerinde de çekik gözlü Türk güzellerinin övülmesine dair birçok örnek vardır. Milâdî 1114'te, yani daha Çengiz'in ve Moğollar'ın ortaya çıkmasından ne kadar önce ölmüş olan Zemahşerî'nin bir Türk güzeli hakkında yazdığı şu şiirlere bakın:

    "O ne kutlu bir gündü ki Yâfes kızlarından güzel ve cilveli bir kıza malik olmuştum. O güzel gözleri her ne kadar dar ise de sihir kârlık bakımından geniştir. Baktığı vakit gözlerinin karası görünürse de güldüğü zaman bu siyahlığın hepsi kaybolur."

    * * *

    "Türk"' neslinden bir güzel kız beni kendi isteğimle ölüme doğru götürmektedir. O kızın kendi fettan, gözleri de öldürücüdür. Zaten Türk'ün öldürücülüğü meşhur değil midir? Bu kızın kardeşinin kılıcı ne kadar kesici ve öldürücü ise de bu hususta onun gözü erkek kardeşinin kılıcından daha kesicidir. Kardeşi, aldığı esirleri azad ederse de bunun esirleri azad kabul etmez. Kardeşi bazı insanların kanını dökerse de bu herkesin kanını dökmektedir. Kardeşinin elinde kâfirler feryad etmektedir. Bu ise Müslümanları inletmektedir. Ben onun hicranı ile ağladıkça o benim karşımda güler ve güldüğü vakit büsbütün darlaşan gözleri kalbimi yaralar."

    * * *

    "Su'dâ (1) ya şöyle söyle: Bizim sana ihtiyacımız yoktur ve biz iri siyah gözlüleri istemeyiz. Dar gözler ve dar gözlüler bizim düşüncemizi ve hayalimizi doldurmuşlardır. Onlar baktıkları vakit yalnız gözlerinin siyahlıkları görünür. Fakat gülecek olurlarsa o siyahlık da görünmez olur. Türk yüzü-ki Tanrı onları kem gözden esirgesin-gökteki ay gibidir" (Atsız Mecmua, Sayı: 15, 15 Temmuz 1932, Sayfa: 66-67.)

    11- Oğuzlar'ın da vaktiyle tam klâsik Türk tipinde olduklarının en büyük delili daha Selçuklu devleti kurulmadan önce ölmüş bulunan Mes'ûdî'nin kaydıdır. Mes'ûdî "Oğuzlar çekik gözlüdür. Fakat onlardan daha çekik gözlü olanlar da vardır." demektedir. Genellikle Oğuzlar'ın torunları olan bugünkü Türkiye Türkleri'nin arasında da bu tipin tam veyâ biraz değişik örnekleri çok sayıda göze çarpmaktadır.

    12- Aksak Temir'in Türkiye Türkleri ile çarpışmasını bir millî dâvâ haline getirmeye çalışmak millî bir ihanetten başka bir şey değildir. Aksak Temir'in Yıldırım Bayazıda karşı savaşan ordusunda pek çok Doğu Anadolulu Türkmen vardı. Bu savaş gerçekte Osmanlı-Karaman, Osmanlı - Akkoyunlu, Osmanlı - Safevî vuruşmaları gibi bir iç savaştır. Osmanlı - Karaman ve Osmanlı - Safevî savaşlarında gösterilen sertlik Osmanlı - Çağatay savaşındakini bastıracak niteliktedir. Bu çarpışmalar Türk tarihinin oluşundaki bir kader sonucudur. Türk tarihi pek çok iç çârpışmalarla doludur. Nitekim Osmanlı tarihinde de prensler arasındaki kıyıcı savaşlar büyük bir bölüm teşkil eder.


    13- Son zamanlarda Kül Tegin anıtının bulunduğu yerde keşfedilip Kül Tegin'e ait olduğu iddia edilen heykelin tipi arkaik Orta Asya tipidir. Herhalde Kül Tegin'in veya Gök Türkler'in de "Moğol" olduğu iddia edilemez.


    14- Selçukluların İranlı saray şairlerinden "Dih Hudây Ebu'l-Ma-âlîyi'r Râzi" Selçuk sultanının sarayındaki Türk kölemenlerden bahsederken şöyle demektedir: "Hepsi Kırgız ve Çin kökünden olan servi boylular, hepsi Yağma ve Tatar tohumundan olan gül yüzlü güzeller. Aralarında gümüş çeneli Oğuz ve Kıpçak güzelleri, mis yüzlü ve ay gibi Kay ve Kimekler de var. Tanrım, bu Türk çocukları ne güzel şeyler ki onlara bakan insanın gözleri bahar gibi olur."

    Buradaki Çin'den maksat uzakdoğu Türkleri ve belki de Moğollardır. Tatarlar'ın Yağmalarla birlikte gül yüzlü güzeller olarak gösterilmesi onların su katılmamış Türklüklerine en büyük delildir.

    15- Bugün özellikle "Tatar" denilen Türkler Kazanlılarla Kırımlılardır. Kazanlılar eski Bulgar Türklerinin, Kırımlılar da Kıpçakların torunlarıdır. Yani bugün siyasî ve hatta coğrafi bir anlamı olan Tatar kelimesini bir Moğol uruğu, yahut Türk'ten başka bir şey diye düşünmek imkânsızdır.

    Bu şartlar içinde Türk tarihinin iki büyük şahsiyeti olan Çengiz Han ile Temir Bek'i Türk'ten gayrı ve hele Türk düşmanı olarak görmek, göstermek ve düşünmek tarihi tahrif etmekten başka bir şey değildir. Özellikle Tatar kelimesini Moğol veya gayrıtürk bir millet anlamında kullanmak hiçbir şey bilmemek demektir.

    Türkler, Türk tarihinin birinci sınıf insanlarından bazılarını tenkit etmek, beğenmemek, sevmemek hakkına maliktirler. Fakat hanedanlar arasındaki rekabetler dolayısıyla bunlardan birini tutarak onun hasmını millî düşman diye ilan edemezler. Irk davalarında coğrafyanın hiçbir değeri yoktur.

    Türkler'den bazılarını millî düşman diye göstermek hem tarihi değiştirmek, hem de yarınki Türk birliğini baltalamak olur. Bu baltalama, tarihî düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmektir.


    (1) "Su'dâ", Zemahşerî'nin Arap sevgilisinin adıdır. Bu şiirleri o zaman Kelâm Tarihi profesörü, sonra Diyanet İşleri Başkanı olan Şerefeddin Yaltkaya tercüme etmişti.

    Nihal ATSIZ
    Ötüken, 23 Temmuz 1966, Sayı: 31 � 32

    (Başka bir forumdan alıntır)



    Benim şahsi fikrim ise Türk olmasının fazla bir önemi yok.Yada olmamasının.
    Ama Cengiz Han ne arkasından sövüldüğü kadar kötü nede göklere çıkarılacak kadar mükemmel bir insandı.Sonuçta tarihin altını çizdiği hükümdarlardandı.En azından saygıyı hakediyor.


    Not:Yazıda yer alanlar kesin doğrudur diye bir iddaam yok.Tartışmaya açıktır.Tartışılmalıdır da.
    Haksızlığın envâını gördük. Bu mu kanun? En gamlı sefâletlere düştük. Bu mu devlet? Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun; Artık yeter olsun bu denî zulm-ü cehâlet.
    FIRTINAİHTİLALEFSANE
    we the north

  23. #23
    Oğuzhan İnce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.07.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    33
    Mesajlar
    1,444

    Standart

    Baki sanıyorum bu bilgileri,Tit blogundan aldın...
    Ben de orada okumuştum.Cengiz'in Türklüğe hayran bir moğol olduğunu düşünüyorum...
    Vel hasıl ileride mehmet altan'ı da fransız bir vatandaş olarak yad edebilirler
    Hes Trabzonspor'a Kazım'a ve Trabzonspor'un ifade ettiği tüm değerlere küfürdür
    Trabzonspor Hes yapma kendi kalene gol atma!!!

  24. #24
    Trabzonspor Kongre Üyesi
    mehmets61 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.02.2008
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    37
    Mesajlar
    2,201

    Standart

    abdulhamit ne kızıl sultan ne de ulu hakandır.yanlış zamanda dogmuş önemli bir devlet adamıdır. devletin daha iyi zamanlarında başa geçseydi daha iyi şeyler yapabilirdi.devletin gerçek anlamda son padişahıdır...
    Konu mehmets61 tarafından (04.07.2010 Saat 23:58 ) değiştirilmiştir.

  25. #25
    Forumdan Uzaklaştırılmıştır
    Üyelik tarihi
    24.06.2010
    Yaş
    37
    Mesajlar
    125

    Standart

    duyduguma göre mao ben çinin Atatürk'ü olacağım demiş bir zamanlar.

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •