Atletizm takımımız nasıl balkan 5. oldu..??

[Tunga]

Rezaletin böylesi!..

Fanatik Gazetesi / Hamit Turhan

Hangisinden başlasam, bilmiyorum. Barda dayak yiyenlerden mi, stat görevlisi kızı taciz edenden mi, yarış öncesi sigara içenlerden mi, animasyon ekibi gibi dolaşan kafileden mi? İşte tam tekmili birden Atletizm Milli Takımı!..
Hafta sonu Zenica'da yapılan Balkan Atletizm Şampiyonası'nı izlemek için Vestel'in davetlisi olarak Bosna Hersek'e gittik. Aslında bu tür davetlere prensip gereği itibar etmeyen biri olarak, Türk Birliği'nin görevli olduğu Zenica'nın benim için ilginç bir deneyim olacağını düşündüm ve gitmeye karar verdim. Gerçekten de öyle oldu!
Ama Türk Birliği'yle atletlerimizin kucaklaşması, Bosna Hersek'in savaş sonrası yeni yüzü, toprağının her santimetrekaresine sinmiş kaybedilenlerin acısı, Müslüman Boşnaklar'ın gülen gözlerinde bile farkedilen derin elem ve keder değildi, benim için ilginç olan deneyim. Elbette sizlere aktaracağım yürek burkan Bosna Hersek izlenimleri de var. Fakat bunlar, başka bir yazının konusu olacak.

Kafile başkanına: Çık da sen koş!

Bugün ülkemizi temsil etmek için Devlet'ten harcırah alıp, sırtına milli formayı geçirenlerin yüz kızartacak davranışlarından söz edeceğim. Dördünün henüz ülke bile kabul edilemeyeceği, toplam dokuz ülkenin katıldığı Balkan Atletizm Şampiyonası'na 22 atletle gidip, sadece üç altın madalya ile dönen, takım halinde ise erkeklerde ve bayanlarda beşinci sırayı alan Atletizm Milli Takımı'nın Bosna Hersek'e nasıl damga (!) vurduğunu okuyacaksınız. İçlerinde bu yazıdan tenzih ettiklerim de var elbette... Kemal Koyuncu, Ayşegül Baklacı, Özge Gürler, Binnaz Uslu, Berk Tuna, Yağmur Damla Demiralp, Bahar Doğan, ve daha adını hatırlayamadığım diğer bir kaç atletimiz gibi... Ama sepetteki çürük elmaların ne kadar etkili olduğu, hepimizin malumu... İşe önce en hafifini anlatmakla başlayayım:
Şampiyona başlarken kafile başkanı Edip Akarsu start listesini eline alıyor. Sporculardan biri bakmak istiyor. Listedeki rakiplerin dereceleri bizimkilerden daha iyi olduğu için Akarsu, sporcunun morali bozulmasın diye göstermek istemiyor. Aldığı yanıt ise kafiledeki otoriteyi gözler önüne seriyor: O zaman çık sen koş! Devam edelim:

Ülke beşinciliği işte böyle kutlanır!

Müsabakalar başlıyor. Bütün sporcular yarış öncesi antrenman alanında çalışıyor. Bizimkiler de... Ama bakıyorsunuz içlerinden bazıları bir köşeye sinmiş sigara tüttürüyor. Oysa Avrupa statlarının tribününde bile sigara yasaktır. Tabii bu yasaklar bizimkilere vız geliyor. Belki de sigara onlarda doping etkisi yaratıyordur! Ya da, ne de olsa sigara strese iyi geliyor ya!.. Onlar da yarış öncesi heyecanlarını böyle yeniyorlar! Gördüklerim karşısında yaşadığım ilk şaşkınlığımı attıktan sonra, biraz daha dikkatli izlemeye devam ediyorum. Hem müsabakaları, hem de perde arkasını...
Ve beni şoke edecek olay ikinci gün gerçekleşiyor. Atletlerimizden biri ödül töreni için bekleyen kızlardan birinin arkasına geçiyor. İki eliyle açık olan beline sarılıyor. Neye uğradığını şaşıran kız aniden geriye dönüyor ve tacizi yapan milli atlete (!) tepki gösteriyor. Eliyle atletimizin ellerini ittikten sonra ileriye bir hamle yapıyor ve ondan uzaklaşıyor. Bizimki ise pişkince gülüyor. Aklınca şaka yapıyor!
Derken, şampiyona sona eriyor. Ama rezaletler bitmiyor. Son günün akşamı her şampiyonada olduğu gibi banket var. Oraya gidiyoruz. Başlangıçta anormal bir durum yok. Atletlerimiz yiyor, içiyor, eğleniyor. Buna kimsenin bir sözü olamaz. Tüm sporcuların olduğu gibi eğlenmek onların da hakkı. Ancak bazıları köşe başlarına çekiliyor ve mahalle bitirimleri gibi yabancı ülkelerin sporcu kızlarına kesik atıyor. Hani belki götürürüm misali! Başka hiç bir ülkenin erkek sporcusu bunu yapmıyor. Elle tacizin yerini bu kez gözle taciz alıyor. Biz banketten çıkarken, Türk kafilesinin masasında bir bayan sporcumuz göbek atıyordu. Takım olarak beşinciliğimizi kutluyorlarmış meğer!

İdareciyi ekip, tekrar bara gidince...

O gece yaşanan rezaletin son perdesi ise bir barda sahneleniyor. Atletlerden Mukadder Ulusoy, Zübeyde Yıldız, Metin Durmuşoğlu ve idareci Cumhur Can banket sonrası bir bara gidiyorlar. Bardaki sarhoş Bosnalı gençlerden biri Mukadder Ulusoy'a laf atıyor. Bunun üzerine Metin Durmuşoğlu tepki gösteriyor. Tartışmanın büyümesi üzerine idareci Cumhur Can tarafları yatıştırarak bizim sporcuları otele götürüyor. Ancak kısa bir süre sonra sporcular bu kez yanlarında Cumhur Can olmadan tekrar aynı bara gidiyorlar. Barın önünde tartıştıkları gençlerle karşılaşıyorlar. Gençler bu sefer daha kalabalık ve ellerinde sopalar, demir çubuklar var. Ve malum sonuç: Sporcularımız dayak yiyerek otele geri dönüyorlar. Ertesi gün havalimanında Metin Durmuşoğlu'un mosmor gözü ve yüzündeki darbeler olayın vehametini anlatmaya yetiyor. Havalimanı dedik de, son izlenimlerimizi aktaralım:
Yurtdışına ülkesini temsil etmek için çıkan bütün kafileler belli bir disiplin içinde gider gelirler. Bunun için onlara formalar, Ay-Yıldızlı eşofmanlar ve takım elbiseler alınır, federasyonlar tarafından. Ancak bizim kafilemizin milli takım kafilesi olduğunu anlamak için ancak içlerinden biri olmak gerekir! Bir kaçı dışında üzerinde takım üniforması taşıyan yoktu. İçlerinde plaj kıyafetiyle dolaşan bile vardı. Otel animatörleri mi, milli sporcular mı, belli değil.
Neyse ki, uçaktan indik de bu kabus bitti.

[Emre B.]

Ülkeyi rezil etmişler

[İslam Sezer]

Futbol dışındaki branşlarda tüm başarısızlıkları parasızlığa bağlayanlar ne diyecekler çok merak ediyorum.Son zamanlarda halterinden su topuna hep rezillikler yaşanıyor.Alkol bağımlısından sapığına türlü türlü antrenörü,sporcusu.Yazık oluyor gerçekten,tamam hakkıyla yapanlara helal olsun ama baksanıza atletlerimiz bosna ya milli amaçlarla değil sadece ''milli'' olmaya gitmiş...

[Cengiz Çubukcu]

peki bunu yapanların yüzüne tükürmeyecek miyiz?

[immortal_TS]

Bunlar ayyuka çıkan olaylar kimbilir daha neler vardır bizim bilmediğimiz, ülkemizin adını kötüye çıkaran bu adamlar biranönce cezasını çekmelidir!! ve bunları yönetenlerde tabiki!

[Cengiz Çubukcu]

arkadaşlar yıllardan beri takip ederim, bu bireysel sporlarda özellikle de dövüş sporlarında sporcular milli bile olsa hem ahlaktan hem de beyinden yoksun oluyorlar...atatürk ne demiş zevi, çevik, ahlaklı...bunlardan hiçbiri bunlarda yok..bir iki örnekle zamanında genç milli boksörlerimiz rusya vb. bir yerde tutuklanmıştı, bar kavgaları sürekli yaşanan birşeydi...düşünün boluda güreş milli takımı kamp yaptığı yerde köylülerle birbirine giriyor, doping yapan halterciler zaten biliniyor....hepsini allah bildiği gibi etsin...

[Talat YAVUZ]

onlar atletizim takımlarına kendi hocalarının öğrencilerini almaya devam etsinler benim bir sürü yetenekli arkadaşlarım da 500 ylt aylıkla oratalıkta koşsunlar..olacağı budur tabi..

[Tunga]

peki bunu yapanların yüzüne tükürmeyecek miyiz?

Aslında adam olsalar, bu haberin ortaya çıkmasıyla bile yerin dibine girerler ama nafile. Adam olsalar bunları yapmazlar zaten.

Bizim tükürmemizle olacak iş değil de, özellikle bu sporcuları yetiştiren antrenörleri suçlu buluyorum ben. Zira "yetiştirmek" sadece antreman yaptırmak değildir. Kişisel ve karakter olarak da yetiştirmediğimiz sporcuların hiçbirinden bu ülkeye bir menfaat yok. Zaten sportif başarısızlıklarımız ile milletin ağzına sakız ediyorlar bu ülkeyi, bari centilmenlik ile şanımız yürüsün.

Ahlak konusunda o kadar hızlı dejenere oluyoruz ki.

[Ozan]

nasıl işdir anlamış değilim rezil kişilikler yaa bunları linç etmek lazım rezil ediyorlar ülkeyi oraya ülkemizi temsil etmeye gidiyorlar ama çıakrmadıkları rezalet kalmıyor

[Cengiz Çubukcu]

federasyona faks çektim bu rezilliği açıklayın diye...cevap genel sekreterden geldi, ne tür bir bilgi istiyorum diye..şimdi ben de bunun doğru olup olmadığını teyid etmelerini istediğimi belirtir fas yazıyorum..

[Nebiye]

Rezalet.
Yazdıklarını okuduğumda kaldım yani.Hiç yakıştıramadım.İnsanın inanası gelmiyor böyle bişiye.
Bencede önce antrenörlerinden işe başlanmalı.Bi güzel silkelendirilmeli.Hani disiplin hani kurallar hani sporcu ahlakı.Yuhh yani.Ben müsabakalara gittiğimde hocamızın gözüne bakardık.Ne mümkün iki dakika muhabbet edelim biriyle.
Ayyıldızımız altında bu tür yarışmalara katılıyorsalar hakkını vermeliler.Edepleriye gidip yarışıp dönmeliler.Yazık yaaa.O mertebeye ulaşmak için kıyıda köşede spor yapan bir sürü insan vardır be.Yazık.
Teşekkürler şimalyıldızı.
Gönül isterdiki bu başlık altında farklı şeyleri okusaydık.

[sweetrose]

Bunlar daha önceleride yaşanmıştı. Medyaya ilk defa yansıyor böle şeyler... Bunu sadece atletizm değil başka spor takımlarımızda yapıyor yurt içi ve yurt dışı müsabakalarında...

Sporcunun zeki, çevik ve en önemlisi ahlaklısını seçmeliyiz... Ey ATAM sen ne kadar büyüksün ki; sözlerin bazılarının beynine mıh gibi çakılıyor...

[Naim]

Aslında adam olsalar, bu haberin ortaya çıkmasıyla bile yerin dibine girerler ama nafile. Adam olsalar bunları yapmazlar zaten.

Bizim tükürmemizle olacak iş değil de, özellikle bu sporcuları yetiştiren antrenörleri suçlu buluyorum ben. Zira "yetiştirmek" sadece antreman yaptırmak değildir. Kişisel ve karakter olarak da yetiştirmediğimiz sporcuların hiçbirinden bu ülkeye bir menfaat yok. Zaten sportif başarısızlıklarımız ile milletin ağzına sakız ediyorlar bu ülkeyi, bari centilmenlik ile şanımız yürüsün.

Ahlak konusunda o kadar hızlı dejenere oluyoruz ki.

Sporcu yetiştiren antrenörler bir iki yetenekli kız bulup hemene nikahı basıp kkariyerini ve ekonomisini kurtarmak telaşında

Biz Süreyyanın kuyruğuna binmiş giderke Halili eşrefi daha nicelerini unuttuk gitti onlarda beceriksiz atletizim federasyonu ve spor cahili ve art niyetlisi Bakan yüzünden heba oldular
Zümrüdü anka diye yutturulan süreyya hanım ne oldu? Keyfine göre avrupada müsaakalara gitmekden caydı
200 bin dolarılık kamp parası istemeye başladı ama sonuç garantiside yok ? yani yarışmayı bile garanti etmiyor
Vel hasılı kelam
!!Süreyya Milli Forma Giymesin!! Atletizim Federasyonu İstifa etsin!!

[6Şafak Aydın1]

allah allah. ilginc