Helâl be Sevgi...
Başka birşey demiyorum.
suyla oynamaya bayılan 2 yaşında ki yeğenim içmek için istediği suyun bile yarısını halıya dökmekten büyük zevk alıyor buna bir çare bulmalıydı ama ne ?
bir akşam abim ve yengem soruna çözüm bulmuş yüz ifadesiyle geldiler biberona benzeyen bir bardak almışlar.Ufak çaplı bir incelemeden sonra yengem ''Sevgi şunu yıka, su doldur getir bakim'' deme gafletinde bulundu , aynen dediği gibi yıkadım su doldurdum ve getirdim fakat biberon beklenenin aksine çevirince suyu akıtıyordu
Abim : Nilgün ben dedim sana bir plastiğe o kadar para verilmez diye
Yengem : Ya Engin bir tuhaflık var bu böyle olmamalıydı
Abim: Bencede öyle olmamalıydı o kadar paradan sonra böyle akıtmamalıydı
Yengem : Bi dur Engin akıtmaması lazım bir yrde hata yapıyoruz
Abim : Kazıklandık işte bardak ve kapaktan oluşan bir şeyin ne hatası olacak
Yengem : Sevgi bunun içinde başka bişey yokmuydu
Ben : Vardı yenge şöyle tıpa gibi bişey ama onu takınca su akmıyor
Yengem : şöyle uzunca bir bakıştan sonra ''lazsın kızım lazzzz'' kalk getir şunu
meğersem o tıpayı takınca sadece çekince su geliyormuş başka türlü su akmıyormuş
Helâl be Sevgi...
Başka birşey demiyorum.
bugün arkadaşımdaydım.. çocuğunun odasındaki tv yi bozduğunu söyledi,nasıl becerdi dedim (5 yaşında ) eve geldiğinde annesine;
annecim nolur kızma ben 3 tane filmi peşpeşe seyretmek istedim demiş..
yani 3 cd yide üst üste koymuşş kapamış,tabi artık açmak ne mümkün...
amcam elektrik idaresinde şeftir. yaz tatillerinde onunla o yana bu yana gider hemde gezmiş olurdum. bi gün yine göreve gittik merkezi aradı.
- şef napıyosun
el cevap :
- hıyar soyuyorum gel yardım etde yemek yiyelim...
aradan 10 dakikia geçer. biz elektrikidaresine gidiyoruz.
amcam başlıyor oradaki adamın gömleğinin düğmelerini çözmeye...
şaşırdım tabi:
- amca ne yapıyorsun...
el cevap:
- hıyar soyacağız demedimi bende hıyar soyuyom işte.....
Konu Faik Yılmaz tarafından (25.01.2007 Saat 11:22 ) değiştirilmiştir.
Ne mutlu Türk olana değil , Ne mutlu Türk'üm diyene !
"Cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol." Mevlana
eylül ayının 2004'ü
daha yeni başlamışız öğretmenliğe
siz deyin 1 ay olmuş ben diyeyim evet bir ay olmuş...
Sabah kalkıp saate baktığımda geç kalktığımı anlamış ve acele ile giyinmiş koşa koşa okula varmışım. içimde bir korku üstüne üstlük mahçubiyet.
okula vardım bizim müdür bey sırada öğrencileri azarlıyor. bilirsiniz müdürler hep konuşur ve ne hikmetse de çok konuşur.
içimdeki mahcubiyetle vardım sıranın arkasına gözükmek istemiyorum fazla. bir tedirginlik var üzerimde. çocukların gözlerine baktım. onlarda da sıkılmışlık bitse de gitsek havası.
Müdür bey kızdı kızdı ve sanki bir ara bakışlarıyla da beni süzdü. derken müdür beyden gür bir ses.
- Günaydın arkadaşlar
ve sıranın en arkasından başkagür bir ses. tahminiizce benden. kimse cevap vermemiş bir tek ben bağırmışım
- Sağol
o sırada herkesin bana bakarak gülümsemesini hiç unutamam yahu
sana yine bir kere olmuş cihan.
ben her maç şu ''bordooo,maviii,şampiyoon,Trabzoon'' cümlesi stadyumda dolaşırken sıramız geldiğinde zamanlamayı hiç tutturamamışımdır.ya erken,ya geçönceden gülüyolardı ama etrafımdakiler alıştı artık
T R A B Z O N S P O R
hatta bu hocayla ilgili bi anı daha yazıyım.
benim kankam sınava gircek bu dersten.bir ders önce başka bir sınıfı sınav yapıyo hoca.tenefüste karışıklıktan yaralanıp soruların cevaplarını alıyoruz ve arkadaş bütün cevapları aynen yazıyo aldığı not 65
inadına TRABZON
---Sürmeneli Piranalar---
az önce müşteri bu pc nin mausu çalışmıyor dedi..kabloları kurcaladım yine yok..neyse başka masaya alalım sizi dedim.. içeri geçtim beyfendi seslendi hanfendi bu masanın mausu diğer masaya takılı.. dedim nasıl olur bi baktım takılı değilmiş ama sabah toz alırken bi masanın mausunu diğer masanın üstüne koymuştum,mauslar karışmış anlıcanızzzzz
Konu Serap tarafından (25.01.2007 Saat 13:18 ) değiştirilmiştir.
Bir müşteriyi arıyorum ve tam o sırada da Son Dakika Haberlerinde Fatih'in tekrar dönebileceği haberini okuyorum. Müşteri "-alo" dedi. Ben direkt "-Fatih Biye mi ? " diye sordum. "-Evet" dedi . Masamda ki ki nota baktım evet Fatih Biye'ymiş firmanın ismi Direktan döndük yani .Ben o kadar Fatih haberine odaklanmışım ki Allah'tan firmanın ismi de Fatih Biyeymiş ...Yoksa rezil olmuştum
"-Ben ALLAH'ın adaletine inanıyorum.." Onur Recep Kıvrak!
Trabzonspor maçlarını oturduğum yerde bir Trabzonlular lokalinde izliyoruz. o kadar Trabzonlu bir araya ğelince müthiş maç yorumları ortaya çıkıyor. bugüne kadar niye kayıt altına almadım bilmiyorum ama bundan sonra her hafta alıntılar yapacam...
hafızamda kalanlardan bir iki tanesini aktarayım...
Yahya Abi vardır tonyalıdır ve lokalin en sesi gür insanıdır
sürekli bağırır maçta. bir ara başka birisi futbolculara "topu sağa at,orta yap..." gibi direktiflar verince Yahya Abi o gür sesiyle gayet ciddi bir şekilde "la yandan müdahale etmeyin uşakların kafası karışayi!"
başka bir maçtayız... atak üstüne atak yiyoruz... Yahya abi fırladı yerinden tv'yi kapattı... millet ya napıyorsun dediki Yahya abi bombayı patlattı.."la ben evde gol yiyeceğumuz zaman kapayrum televizyonu gol atamayiler!"
bu hikayeler her hafta burda...
Ben Kuzeyin Oğlu, sen Bizans Torunu! Ben Asaletin Rengi, Sen Entrikanın Başkenti! Ben TRABZONUM, BİZ TRABZONSPORUZ!!!
eee artık küçüklüğüme mi yoksa ahmaklığıma mı yorumlarsınız onu bilmem ama
küçükken bosna da olan savaşın ayrıntılarını izlerken büyüklerimiz ben hep şu soruyu sorardım. askerleri ve kafalarında yazılı olan yazıyı okuyunca;
-ne yapacaklar o kadar UN'u başka şeyde yollasalar ya...
bu konuyu açana ve yazanlara teşekkürler.hepsini tek tek okudum hepsi de çok güzel
bu da benden:
Vakfıkebirde oturuyoruz babam bi gün eve geldiğinde yüzünde garip bi gülümseme vardı.ne olduğunu sorduk ilk önce hiç bi şey söylemeden biraz güldü ve anlatırken bile gülüyordu zor tamamladı
arkadaşına beşükdüzü terminale bi çuval patetes bırakmışlar arkadaşıda arabası olamadığından babama demiş beşikdüzüne gidelim de alalım çuvalı diye.Üç arkadaş yola çıkıyolar.Tonyalı arkadaşı öne çuvalın sahibide arkaya oturuyor.Terminale gelip çuvalı alıp bagaja koyuyolar.Babamla tonyalı arkadaşı Vakfıkebire dönmek üzere arabaya biniyolar bu sırada bi adam çuvalın sahibine bişey soruyor.O, adamla konuşurken terminale otobüs giriyo ve dışardaki kişi arabanın kapısını kapatıyo.babamlar v.kebire gelene kadar yanıdakiyle konuşuyo gelince de abi senin ev neredeydi diye sorduğunda arkadan ses çıkmıyo adamı beşikdüzünde unutmuşlar o dolmuşla patatesler arabayla gelmiş.
anlatmasını bitirdiğinde gözünden yaşlar geliyordu.Bizimde...
canım babam benim
12 Eylül ihtilalini niye yaptılar biliyor musunuz?
- Trabzonspor'u durdurmak için.(Nihat Genç)
Darbe sırası bizde...
geometri dersindeyiz öğretmen tahtaya biraz karışık bi üçgen şekli çiziyor açıları ve bikaç uzunluğu veriyor.şekilde üçtane x var.Arkadaş soruyor hocam hangi x i bulacaz
hoca dumur biz koptuk
12 Eylül ihtilalini niye yaptılar biliyor musunuz?
- Trabzonspor'u durdurmak için.(Nihat Genç)
Darbe sırası bizde...
yazları köydeki meyvaları toplar trabzon hal de 1 hafta kadar süreyle satardım.Yine bi yaz günü erik satıyorum fiyat neyse gelen biraz aşağı fiyatı söylüyo bu kadar yaparsan 3 kilo 5 kilo alırım diyo benim de önümde 4 çuval erik var:
bi teyze geldi; olum erik kaç para?
ben : soldaki çuvaldakileri göstererek bunlar 1 milyon sağdakiler 1.25 milyon
teyze:sağdakini 1 milyon yap alayım
ben : kaç kilo alacan
teyze : 3 kilo
ben : peki öyle olsun
deyip satışın bundan sonrasını böyle yapmıştım
Not: erik aynı erik satış fiyatı 1 milyondu ve yine hemen hhemen hepsini 1 milyona sattım
Konu capa tarafından (25.01.2007 Saat 23:58 ) değiştirilmiştir.
12 Eylül ihtilalini niye yaptılar biliyor musunuz?
- Trabzonspor'u durdurmak için.(Nihat Genç)
Darbe sırası bizde...
Yüzüncü Yıl parkının içindeki tesislerde Bursaspor - Trabzonspor maçını izliyoruz. Ben hep orada izlerim. Orada bizim takımın maçını izleyen kadro hiç değişmez zaten, toplam altı kişi! Maçı kaybettik, herkes söyleniyor yine. Birisinin "ya bi kere de doğru dizgun fudbol izleyelum da!" feryadına yanımdaki şişman, orta yaşlardaki amca hiç istifini bozmadan ciddi ciddi cevap verdi:
- Habu televizyon pozuk olmasun?
Çok yaşa Trabzonspor
koptuk yahuuuu
yetter daaaaaaaaaaaa.
ehtiyar bi emicemiz doktora gider. tabiki sağlık sorunları çok fazladır....doktor başlar saymaya:
- yağlı yemeyeceksin, tuz yasak şeker yasak et yasak
emice dayanamaz:
- doktor bey tabancanuz varmidıur....
doktor:
- varda bu mevzuyla benim tabancamız ilgisi ne anlamadım.
emice:
- ula haunlari yiyemedukten sonra çek vur beni da.. daha iyi....
olay bizzat hastanede önümde olmuştur....
Ne mutlu Türk olana değil , Ne mutlu Türk'üm diyene !
"Cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol." Mevlana
Bu sabah Kahvaltıda hayvanlarımızla ilgili konuşurken annemle babam anılarını anlatmaya başladılar. Tokat'tayken bir gün hastalanan horozu ameliyat ettiklerinden bahsediyorlar. Kursağındaki yemekleri sindiremediğinden ölmek üzere olan horozu eterle bayıltıp ameliyata almışlar. Annem konuyu anlattıktan sonra "ama ameliyattan sonra yaşadı" dedi gururla.
-"hadi yaa Kaç gün yaşadı peki?"
-"iki"
-"iki mii?" dedikten sonra dalga geçer gibi gülüyorum
-"e kızım ameliyat masasından kaldıramayan doktorlar var"
Fanatik Pacci
Doğru valla iki gün yaşamış işte hayvancık
"-Ben ALLAH'ın adaletine inanıyorum.." Onur Recep Kıvrak!
Annemden incilerle devam mı etsem
Ramazan bayramında annem birini telefonla arıyor annemin konuşmaları:
- Hayırlı bayramlar
-Aysel ablam evdemi?
- Ben Teyzesiyim
Ama burda suç annemde değil. Yeğeni ondan çok çok büyük olunca kadıncağız ne yapsın
Fanatik Pacci
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)