Ellerine saglik. Birazdan okumaya baslicam. Meraklandim...
Size bir kitaptan alinti yapacagim. Bana oldukça degisik geldi. Kendi yorumumu ise birkaç gün sonra konunun gelisimine göre yapacagim.
Önce yazari taniyalim:
Gündüz Vassaf
1946?da ABD?de dogan Gündüz Vassaf, liseyi Istanbul Robert Kolej?de tamamladiktan sonra 1968?de George Washington Üniversitesi?nde psikoloji egitimi gördü. 1977?de Ankara Hacettepe Üniversitesi?nden doktorasini alan Vassaf, uzun bir süre Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi?nde ögrencilere psikolojik danismanlik yapti. Uluslararasi Psikologlar Konseyi yönetim kurulu üyeliginde bulunan Gündüz Vassaf, 12 Eylül askeri darbesinden sonra ögretim üyeligi yaptigi Bogaziçi Üniversitesi?nden istifa etti. O tarihten sonra Kasel, Bremen ve Marburg Üniversitelerinde ögretim üyeligi, Kanada?da McGill Üniversitesi Center for Developing Area Studies?te konuk akademisyen, Amsterdam?da Averoes Stichting?de klinik psikolog, Viyana?da Instutude für Hohore Studium?da konuk arastirmaci olarak bulundu. Gündüz Vassaf?in yayimlanmis olan kitaplari: Zekâ ve Zekâ Testleri Nedir Ne Degildir?, Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi Yayinlari, Ankara, 1977, Temel Zihin Yetenekleri Testi, Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi Yayinlari, Ankara, 1977, Introduction to Psychology (Editör), Bogaziçi Üniversitesi, Istanbul, 1978; Wir Haber unsere Stimme noch nicht laut gemacht; Türkische Arbeitkinder in Europa, Res Publicae, Felsberg, 1985, Cehenneme Övgü: Gündelik Hayatta Totalitarizm, Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1999, Cennetin Dibi: Modern Zamanda Eglencelik Hayat, Iletisim Yayinlari, Istanbul, 1999, Annem Belkis, Iletisim Yayinlari, Istanbul, 2000.
Simdi de su kitabindan alinti:
Üsenmeden okumanizi ve "bir oyun" olarak gördügümüz futbolun "baska bir oyun" haline dönüstürülme çabalarini bir kez daha gözlemlemenizi tavsiye ederim.
Ellerine saglik. Birazdan okumaya baslicam. Meraklandim...
@simalyildizi
yatmaya yönlendirilmis bedenimi yeniden meraka sevk ettigin için çok tesekküler.yerinde tespitlerde bulunmus yazar.
benim nacizane fikrimse her ne kadar bunun adini bir "oyun" koymus olsak da futbol asla bir oyun degildir.
bu bir hastalik olsa gerek.sömürüye açik,müptelalik yaratan birsey.kimisi bir dindir dedi futbol için kimisi kitlelerin afyonu.bazilari iktidar için kullandi bazilari para kazanmak için ama hiçbir sey onun popülerligini azaltmadi.
futbolun sadece futbol olmadigini bilsem de ben bu "oyunu" seviyorum...
futbol bazilarina göre toplumlari uyutmaya yarayan günün olaylarindan ayriliklarindan uzaklastiran bir sey olarak görür...
bazilarida normal olarak "ne kadar daha para kazaniriz" diye görür...
futbolun amerikada ilgi görmemesinin sebebi sikici olmasi degil...
tv.lerin reklam gelirlerinin futbolda diger spor dallarina göre çok düsük olmasidir.. söyle ki futbolda 45+45 oyun vardir ve 15dakika reklam..
ancak bir basketbolda buz hokeyinde durum çok daha karlidir..
paylasimin için sagiol.
Yahu bu kadar ugras verdik, okuya okuya 3-5 kisi okumus.
Neyse bir kere daha hatirlatma yapmak ve konunun üste çikmasini saglamak için bir mesajdir bu. Görüslerim var bu konu ile ilgili. Yarini bekliyorum.
Bu kitabi çiktigi yil okumustum. (Ayni zamanda Cehenneme Övgü kitabini da. Gündüz Vassaf halen Radikalgazetesinde haftada birgün yazmaktadir. Ilgilenenlere duyurulur)Epey bir zaman geçti. Tazelemek adina dün tekrar okudumamaburaya not düsmedim. Ben de konuyu yukarda tutmak içindestek vereyim Konuyla ilgilisöyleyeceklerim var ama çok yorgunum, bagislayin. Bir ara firsat buldugumda yazacagim.
Mesaj zaten son cümlede canalici ve çok net bir biçimde verilmis.:
''Her zaman,her yerde ve her çagdaki 'Büyük Aldatma' hep bu degil mi zaten ? Birbirlerine karsi oynadiklarini sanip taraf tutarak seyrettiklerimiz,aslinda bize karsi oyun oynamak için birlesmis kendi aralarinda''
O zaman tek birsey söylenebilir: ALDATILDIK VEYA ALDATILIYORUZ.Bunun sonucundada gönüllü olarak ihanete ugruyoruz.[img]smileys/smiley5.gif[/img]
bence futbolu bir oyun olarak gormuyoruz. oyun olarak gorsek insanlarin yuzune karsi küfür etmedigimiz halde stadlarda toplu halde ailelerine varan igrenç küfürleri etmeyiz, döner biçaklariyla rakip taraftarlara girmeyiz, yabanci takimlarla oynadigimiz maçlari milli bir dava haline getirmeyiz, futbolculara alimlerden fazla deger vermeyiz... futbol artik milyonlarin sahsiyetinin bir parçasi, kendini ilkönce filan takimin taraftari diye niteleyen milyonlarin... bu derece deger atfedilip ilgi gösterilen bir "oyun"a güç odaklarinin müdahale etmemesi mümkün mü? gözgöre göre ahlaki yozlastirilan, emekleri sömürülen, kaderiyle oynanan toplumlarin havasi "yüzbinlik besikler"de aliniyor. oyun dedigin oynandigi yerde biter, bu hiç bitmiyor.. milli maç kazanildiginda borsa yükseliyor! bazi güç odaklarinin oyunu manipule etmesinden daha dogal birsey yok, öneme haiz neyi menipüle etmiyorlar ki.. asil sorgulanmasi gereken bizim bu "oyun"a atfettigimiz önem..
Bu yaziyi bizimle paylastigi için degerli Simal Yildizi'na tesekkürlerimi iletiyorum. Basligi ilk açildigi zaman görmüs olmama ragmen, kafamin daha net olmasini beklemek amaciylayaziyi okumayi su saate kadar erteledim ve sonunda okuyabildim ve fikirlerimi sizinle paylasmak istiyorum.fficeffice" />
Öncelikle futbolun aslinda ne oldugu ve nasil olup da günümüze kadar artan bir popülerlikle geldigini irdelemek gerekli. Futbolun bu popülerliginin sebeplerinieminim ki okuma yazma bilen ve futbolu kiyisindan da olsa takip eden herkes bilir. Anlatmak istedigim düsüncenin bütünlügünü bozmamak için bu konulara girmiyorum, ancak yazinin ilerleyen bölümlerinde bazi düsüncelerimi desteklemek adina bu konudaki bazi yargilari kullanacagim.
Söz konusu yazinin inceledigi düsüncenin, yani futbolun nasil demokratik hale geleceginin ve bunun gerçeklesmesi adina yapilan uygulamanin futbolun dogasina tamamen aykiri oldugunu düsünmekteyim ve bu yüzden yukarida anlatilan uygulamanin tüm dünyada sonuç vermesinin nasil imkansiz bir olay oldugunu açiklamak istiyorum. Insanlarda yaratilislarindan gelen bir çok özellik, kaba anlamiyla refleks vardir. Bunlarin en önemlileriyeniligi kabullenememe, degisime ayak uyduramama olarak göze çarpar. Gerçekten de tarihi bu açidan inceledigimizde bunun pek çok örnegini görebiliriz. En basitinden düsünecek olursak hayatimizda büyük bir yer alan bilgisayarlarin her eve girecegini büyük bir saçmalik ve gerçeklesmeyecek bir rüya olarak görenler çogunluktaydi zamaninda. Simdi ayni seyi aslinda ben burada futbolun gelismesi adina Amerika?da yapilan bu uygulama için düsünüyorum, bir nevi kendi kendimi inkar ediyorum çünkü ben de yenilige ve degisime merakli ve açik biri olarak düsünüyordum kendimi, ta ki bu uygulamayi okuyana kadar.
Dünya futbolunun patronu olan FIFA, 1974 yilinda aldigi radikal kararlarla futbolun pazarlanmasi yönünü ortaya çikararak daha fazla insanin bu sporu seyretmesini ve böylece gelirlerin artirilmasini saglamistir. Günümüzde futbolun etrafinda bu kadar para dönmesinin en büyük sebebi, 1974 yilinda alinan o kararlardir. Amerika?da yapilmak istenen de ilk bakildiginda buna benzer bir sey. Sonuçta hedefler ayni: futbolu daha izlenebilir ve sevilir bir hale getirmek ve bu sayede gelirleri artirmak. Ancak burada çok ince bir fark var. FIFA?nin 1974 yilindaki çabalari seyircinin daha rahat sekilde maç izlemesini saglamaya yönelikti ve bunda da son derece basarili oldu. Artik günümüzde dünyanin en issiz yerinde bile rahatlikla bir dünya kupasi finali canli olarak izlenebilir. Futbolun daha zevkli olarak izlenmesi adina FIFA bir takim kurallar koydu futbol dünyasina ve izleyici sayisi sürekli artti. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum son birkaç cümledir ?izlemek? fiilini kullaniyorum ve izleme imkanin ve kalitesinin artirilmasina yönelik fikirleri destekliyorum. Amerika?da yapilan ise futbolun izlenmesine yönelik degil temel anlaminda. Evet, stadyumlarin daha konforlu hale getirilmesi düsünülüyor, ancak bunun da asil sebebi uygulanmak istenen ?seyircinin oyuna katilimi? düsüncesi için altyapi hazirlamak. Yani Amerika?da uygulanmak istenen sey izlemek adina degil katilmak adina, hem de futbol oynandigi sirada. Futbol seyircisi futbola katilmali bence de görüsünü belirtmeli ancak futbol için o kutsal 90 dakikada olmamali bu. O 90 dakikada yapilabilecek en yararli sey baska hiçbir seyi düsünmeden takimina destek vermektir. Maç biter ve daha sonra seyirci düsünceleriyle futbola katilir. Genelde haftada bir oynar takim maçini. Bir haftada 24*7=168 saat var ve bu 168 saatin 2 saati benim dedigim anlamda izlemeye ayrilir. Amerika?da yapilmak istenen bu iki saati de yok ediyor yani futboldan alinacak o iki saatlik canli zevki yok ediyor. Evet bu yeni sistemde kimsenin elinden maç izlenme hakki alinmiyor belki ama kendinizi böyle bir uygulamanin içerisinde düsünsenize bir kere. Bana göre tamamen futbolun özüne aykiri bir durum yerlestirilmeye çalisiliyor.
Bu uygulamada dikkatimi çeken bir diger nokta futbolun içine eklenmeye çalisilan yan eglence unsurlari; opera, arya, mizrakli sövalyeler gibi. Futbol öyle bir oyundur ki en temel düsüncesinden en ince kuralina kadar evrenseldir. Doguda gol olan pozisyon batida da goldür. Kuzeyde elle oynamanin cezasi neyse güneyde de elle oynamanin cezasi odur. Düsünün bakalim bu evrensellik acaba dinlerde var mi? Evet tahmin edebileceginiz gibi dinler de bile bir birliktelik söz konusu degil. Peki evrensel diyerek göklere çikardigimiz futbolun içine sokulmak istenen sövalye kavrami ne derecede evrensel bir kavram sizce? Hatta yetmezmis gibi bir de sonuç açisindan bir kriter olacak bu sövalyeler. Peki ya 1998 Dünya Kupasi?nda oldugu gibi bir ABD-Iran maçi olursa ne olacak. Alin iste size bir savas sebebi, ne gerek var nükleer silah aramaya. Yani kisacasi evrenselligiyle bir deger kazanan futbolun içine siz popülerlik adina kurallar koyup resmen dinamitleyeceksiniz. Hani derler ya ?Gölge etme baska ihsan istemez?. Iste o hesap.
Aslinda bu uygulamanin basarisizlikla sonuçlanmasina yol açabilecek bir çok etken siralanabilir. Ben su anda sadece yukarida anlattigim iki tanesiyle düsüncelerimi paylasmak istedim sizlerle. Ben bir isletme ve ana dal olarak pazarlama ögrencisiyim ve pazarlamanin günümüzde hayati bir fonksiyona sahip oldugunu düsünmekteyim, ancak burada durum farkli. Bu pazarlama stratejisi, pazarlanacak konuyu tamamen yok etmeye yönelik bence. Yani siz bunu yaparak futbolu daha da gelistirmeye çalisirsiniz ve basarili da olursunuz ki bu stratejik ve teknik bir durumdur. Ama gelistirdiginiz seye futbol denemez artik, çünkü futbol çoktan ölmüstür.
Üzerinden yaklaşık 6 ay geçmiş konunun ve yalnız 12 mesaj (4 ü yukarı çıkarma amaçlı) yazılmış.Görüş bildirecekler buyrun...(Tunga abi )
Her daim TRABZONSPOR!Türkiye Kyoto'yu imzaladı"7"
Yerinde tespitler olmuş... Gerçekten bireyselleşmiş düşünce yargılarının bir sonucudur...
Güzel bir yazı
Soluksuz okudum
Yanlız Yazar Avrupa Kültürü değilde Amerikan spor kültürü üzerinden gitti için belki bizim kabullenemeyeceğizmiz bazı tanımlamar ve varsayımlarda bulunmuş yada örneklemeli deneyler
Yinede Çok farklı bir bakış açısı
Pele Raporunu okumak istiyorum
Bu arada Madem Bu yazıyı okudunuz
O zaman bunada Hayır Demezsiniz
http://72.14.221.104/search?q=cache:...2&client=opera
Konu Naim tarafından (26.09.2006 Saat 11:33 ) değiştirilmiştir.
ts1983-
arkadaş güzel yazmışsın ...
uruçlu bir şekilde 2 yazıyı birden okudum gözlerim bulanmaya başladı
__________________SÜRMENE'Lİ______________________
1.5 sene olmuş neredeyse gözden kaçırılmamalı,yukarı!!!
Her daim TRABZONSPOR!Türkiye Kyoto'yu imzaladı"7"
Futbolun endüstirilmesiyle ilgili güzel bir yazı.Teşekkürler @Tunga paylaştığın için
1974 karalarının aslında futbol için mi yoksa dev şirketler için mi alındığını ortaya koyuyor?
Futbol inanılmaz bir sektör her açıdan.Truzime dahi katkısı var.
Bu pastanın büyütülmesi lazım.Örnek için yapılan bir deneme.Verilen örnek sadece amerika için uygun olabilir ama tüm dünyaya uygulamak olanaksız.
@ts1983 çok net bir şekilde açıklamış.
Peki bu pastayı nasıl genişlemek için seyirciyi oyuna katmaktan ziyade izlenebilirliği artımak için çalışmalar yapılacaktır.Reklam sürelerininde artırılması gereklidir tabi ki de...
Bunun içinde oyun kurallarında değişiklikler yapılması gerekecektir.Amaç izlenebilir futboldur sadece.!Dev şirkelerin beslenmesi gibi bir düşünce olabilir mi hiç?
Nasıl değişiklikler olabilir?Ütopik gelebilir ama benim ilk aklıma gelenler:
-Maçın süresi uzatılabilir.devreler 50 dak olur.Her devre için hocaların;top oyun dışındayken kullanmak için birer 2 yada 3 dak.mola verilebilir.Bu molalardaki artan reklam geliri şirkeler için mükemmel olurken seyircide hoca nasıl taktik verecek diye bekler.
-Puanlama sistemi değiştirebilir.
Mağlubiyet:0 puan iken bir takımın 3 yada daha fazla gol attığı ve farkın sadece bir gol olduğu durumlarda
yenilen takıma 1 puan.Yani 4-3,5-4 gibi bir skorla yenilmişsen 1 puanın cepte .
beraberlik:1 puan
galibiyet:3 puan iken bir takım 3 yada daha fazla gol atarak galip gelmişse 4 puan verilebilir
Bunun sonucu bol gol atarsam yenilsem dahi puan var düşüncesiyle.1 gol atıp üzerine yatarım formülünden uzaklaşmak hedeflenebilir.Daha hızlı bir oyun.Daha izlenebilir futbol.Yaşasın izlenme oranlarının getirdiği paralar.
Tabi rekabeti artırmayı unutmamak gerek
Bunlar ütopik şeyler olabilir ama yavaş yavaş oyun kuralları dev şirkelerin istediği gibi düzenlenecek her şey futbol için nidalarıyla.
“Nerelerin aktığını tek tek bildiriniz...” “Efendim, musluklar hariç her yan akıyor!"Artık sadece musluklar akacak...
Sizler var ya .....
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)