biz trabzonluyuz herkezi yeneriz lıverpool inş yenecegiz seni
kazanılmış bir maçtan hemde bir feenrbahçe maçından sonra bu kadar eleştri fazla kaçıyor. bizde maçı izledik bizde eksiklikleri gördük ama kazanılmış bir maçtan sonra biraz sevinelim. kaybedince eleştiriyi zaten yapacağız.
EN IYISI BIZIZ:
MAÇ ANALİZİ
Oncelikle 3 puan aldığımız için çok mutluyuz, diğer taraftan maçın gidip gelmesi karşısında neden çaresiz kaldığımız ve tarihimizin en farklı maçını kazanma şansını yakaladığımız ki 15. dakikada 2-0 olan bir maçtı, bu fırsatı tepekerek ve anlamsız bir dağınıklıkla rakibe oyun üstünlüğü fırsatı vermek bizim son 6 aydır alıştığımız bir oyun değildi...
Buna neden olan faktörlerin başta formsuz olan Alanzinyo ve Colman olduğunu düşünüyorum. Ikıncı yarıda UMut'un girmesiyle maç toparlandı ve yine farkı kaçıran takım olduk, UMut Bulut'un sertve mücadelesci oyununu tribünlerde oturanların görmemesi mümkün değil. Umut'un bu güvenli futbolunda Şenol hocanın payı çok büyük. nedeni ise ''Gol atmak işi yükünü onun sırtından almasıydı''..Umut'un oyuna girmesiyle Fenerbahçe adeta kendi sahasında topla gevelemeye başlayınca, Anı kapılan toplarlar %100 lük goller kaçtı..
Gününde bir COLMAN la trabzonspor'un dağıtmayacağı bir takı yoktur, Sahanın en kötü oyuncularından olan Colman, attığı milimetrik paslarla Pozisyon zenginliğimizde katkısı olsada, Ücretinde iyileştirme istediği ve bunun da Şenol Hoca tarafından kabul edilmemeiş olduğu bir isteksizlikle oynadı, Şu andakı formuyla ancak 45 dakika oynayabilecke durumda olduğu kesindir..
Defans Bloğunda CALE anormal derece kötü ve yer tutuşlarıyla adeta maçı sabote eder gibiydi, Yediğimiz ilk golde sol bede durması gerekirken anlamsız bir şekılde ortasaha da çakılı kaldı ve Semih'in orta yapma sına neden oldu.. Yine ikinci golde de ağır ve kademe hatasından gelen bir topla, pasif bir şuta bile ayak koyamayarak maçın tehlikeli bir noktaya gelmesini sağladı, maçın kopmasına ramak kalan dakiklarından CALE'nın bireysel hataları ile yediğimiz ıkı golle maçı riske ediyorduk...
YATTARA geçkin yaşına ve geçiridği ağır sakatlıklara rağmen bu takımda her zaman en az 50 dakika oynayabilecekkadar kaliteli ve yetenekli bir oyuncu, Yattara varsa muz orta vardır, yattara varsa maçta estetk vardır, Yıldızına yıldız katacağı bir maçta maalesef kendisinin de şaırıdığı bir gol kaçırdı..
SELÇUK futboluna futbol katıyor barcelona'dakı Xavi ve İniesta tarzi oyjnuyla mükemmele yakın futbol oynuyor, Dunku maçta Fenerbahçe'nın kalabalık orta sahasında CEYHUN ile birlikte mükemmele yaıın bir futbol oynadı, duran toplardakı usta orataları sonucunda gelen ilk gol pek de yabancı olmadığımız bir orta şekliydi..
-----
Şunu belirtmeden edemeyeceğim, fenerbahçe her ne kadar bize kaybetmiş olsada Dün gecekı azmi ve mücadele yapısıyla bence ligde çok daha iddalı olacaktır, NIANG denen adamları gerçekten çok etkili ve yıllardır Fener'de oynuyormuş gibi oynadı..
JAJA bu maç 3 farka gitseydi muhtemelen sahaya girecekti ama maç riskli olduğu için onu oyuna alıp taraftarın gözünde kötü bir vitrin haline gelmesine engel olduğu için teşekkürler Şenol hoca, Tam olarak hazır değilse oynamasın var aletenatifi
Sonuç olarak:
Formda bir ENGİN BAYTAR
Form da bir ALANZİNYO
Form da bir COLMAN
Forma da bir GİRAY
Forma da bir UMUT
Form da bir TEO
Form da bir JAJA
Buyurun siz karar verin kımı oynatacaksınız)
adalet bir gün mutlaka yerini bulacaktır...ŞENOL GÜNEŞ
Sizin seviyesizce bi git işine dediğiniz insanlar yüzünden 26 yıldır bekliyoruz , arkadaş mükemel tespitler yapmış dedikleri yanlış mı değil mi? varsa argümanın onu belirt mahalle ağzıyla bi git işine demek olmuyor kazanmak bazı gözleri kör etmiş anlaşılan 60 ile 85 arası fener bir gol bulsaydı bu forumun halini görürdüm o zaman ortasaha düşmür yol geçen hanı gibi şenol güneş bizim gibi seyretti 85 e kadar , neyse daha fazla bişey demeyeyim böyle devam edi arkadaşım....
Kahpe Bizans;
Ölünüzü Dirinizi ,Hergün Birinizi ,Birgün Hepinizi
Trabzonspor da oynayan futbolcu nefes aldığı sürece onun için kaybedilmiş birşey yoktur...
Evet çok üst düzey oynamadık belki ama sonuçta sezonun en zor maçlarından birisi,rakibinle oynuyorsun,kendi sahanda ilk maç biraz baskı var haliyle,3 gün önce Liverpool ile başa baş oynamışsın,3 gün sonra bir maç daha yapacaksın.
Bu şartlar altında normal arkadaşlar biraz düşüş.Ki rakip fb olmasına rağmen girilen çok net pozisyonlar ve oyunun genelinde ciddi bir hakimiyet vardı.Evet aksadığımız dönemler ve verilen pozisyonlar var ama eleştirler bence dünkü tabloya göre biraz ağır.
Süper kupa finalini 7 ağustosta oynadık dün 23 Ağustostu. Bu çok uzun sayılamayacak 15 günlük dönem içerisinde Bursa,Liverpool ve fb ile oynadık.Arada birde Ankaragücü maçı.2 gün sonra bir Liverpool maçı daha. Takım daha soluk alamadı bu tempoda.
ÖNCE TRABZONSPOR DİYECEKSİN…ENDÜSTRİYEL FUTBOLA HAYIR!!! #DİREN TRABZONSPOR
UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN...#KORAY ÇAPOĞLU
Vallahi dün izlediğim şenol güneş çoook şeyler koymuş üstüne!!!
Maçın 30. dakikalarında alanzinhonun sırıttığı belli oldu, dışarı alındı, yerine umut girdi!
Tam beklediğim değişiklikti!!!
Sonlarda orta sahayı kaybetmeye başladık, yattara yoruldu, yattara çıktı, yerine barış girdi!!
Bence son derece doğru hamleler yaptı, 3. değişiklik hakkı glowacki ile zorunlu olarak harcanmasa idi büyük ihtimalle onu da burak teo olarak kullanacak ve rakibin orta sahasını iyice zorlamak isteyecekti!!
Şenol hoca çok büyümüş oyunu okumak olarak!
Ama tekrar söylüyorum, maça yanlış kadro ile çıktı!
Alan-yattara kadrosu ancak buca muca maçlarında ilk 11 çıkar!
Çok güzel oldu çok Bjk Gs Fb üçü d aynı hafta yenildi!
Kadir Has Üniversitesi
"When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”
zemin çok kötüydü dün.
96'dan beri şampiyonluk kelimesini yüksek sesle telaffuz ettiğimiz her sezon, bu tür derbi maçlarını hem de evimizde hiç kazanamadık...
Bu açıdan bakıldığında, üzerine takımımızın hiç de alışık olmadığı bir maç sıklığında birbirinden zorlu rakiplerle oynadığımız bir dönemde, Liverpool maçındaki tempolu oyundan sonra aynı tempolu oyunu yine oynayarak kazanmak benim için çok önemli...
Şampiyon olabilecek bir direnci ve arzuyu taşıdığını gösteriyor takımın...
Fenerbahçe'nin olabilecek en mücadeleci takımını sahaya sürerek ve bence gösterebilecekleri maksimum mücadeleyi gösterdiğini düşünürsek galibiyet daha da bir anlam kazanıyor benim için..
adalet bir gün mutlaka yerini bulacaktır...ŞENOL GÜNEŞ
Şurdan sonrası fikir kısmı orayı aldım!!
45-60 arası biz kaç gol kaçırdık??
Takım soyunma odasına baskı altında gitti, yani sahada kötü idi.
Döndüğünde net 4 tane %100 gol pozisyonuna girdi 15 dk içinde.
İçeri zor durumda giren takım, hoca bizim gibi izlerken nasıl bir anda ikinci yarının başında feneri kitledi ve pozisyon üstüne pozisyon buldu?
Eeleştiri mekanızması doğru çalıştığı aman başarı mutlaka gelir, İlk yarıdakı oyun anlayışı ile pekde sağlam bir futbol oynamyışımız ve Alanziyonyo tercihindekı hata dan ikinci yarının başında Umut'u alarak dönmesi bence bahsettiğiniz 85 dakşikaya kadar seyretti sözünü geçerli kılmıyor. Kaldı özellikle 2. yarıda oynadığımız Futbol ile 6-2 bitmesi gereken bir maçın.. Berabere bitme olasılığının olması da normaldir...
Mutlaka yenilecek bir gol ile hepimiz üzülecektik, ama atacağımız bir gol ile daha da hepimiz coşacaktık. En iyi ihtimalle Penaltı gol olsaydı, İş bitmiş olacaktı
Sonuç olarak 2. yarıda oynadığımız futbol ile farkı kaçırdık ve Maalesef bir gol yiyerek berabere kalacağımız dakikalarıda yaşadık.. Futbol bu işte..
Skor 2-0 olduğunda paniklemeden ve ayağa paslar yapsaydık bu eleşritilere gerek kalmayacaktı. Ama unutmayın karşımızdaki de Fener)
....
Alanzinho'nun varlığı hep sorun olacak.
Daha iyi savunma yapabilmeliyiz.Bunun için dirençli ve güçlü bir kaç adama ihtiyaç var...
Birincisi ben avukat değilim.
İkincisi sen bu kadar kesin konuştuğuna göre teknik direktörsün herhalde.
Kimlerin futbolu bildiğini bir zahmet yazıver de bilmeyenler yer işgal etmesin.
Ha, bu arada ben de arkadaşla benzer şekilde düşünüyorum, listeye beni de ekleyebilirsin.
Önce iletişim düzelmeli...
Bazen böyle olur, hep 10 numara futbol oynayamazsınız ki bence dün yine de tatminkar bir oyun vardı.Sonuçta rakip hıncalın deyimiyle çatladıkapıspor değildi.
Galiba türkiye kupasında fbyi süper kupada bursayı dağıtmamız, Liverpool ile başa baş oynamamız neticesinde hep aynı oyun bekleniyor.Bu dünyanın hiçbir takımının yapamadığı bir şey.düşüde olacak,formsuzlukta,yenilgide.Önemli olan sorunları çözmek ve en az hata yapmak. Bir de çok üst düzey oynamadığın zamanda bile maç kazanabilmek.Onu yavaş yavaş başarıyoruz galiba
Konu winner tarafından (24.08.2010 Saat 13:33 ) değiştirilmiştir.
ÖNCE TRABZONSPOR DİYECEKSİN…ENDÜSTRİYEL FUTBOLA HAYIR!!! #DİREN TRABZONSPOR
UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN...#KORAY ÇAPOĞLU
Maç öncesindeki en büyük beklentim perşembe günü oynayacağımız ve bizim açımızdan azami önem taşıyan Liverpool rövanşı öncesinde takıma moral aşılayacak bir sonucun ortaya çıkmasıydı. Bu beklentiye mükemmel bir oyun sonucunda alınacak beraberlik ya da vasat bir futbol ile alınacak bir galibiyet de dahildi. Neyse ki en azından ikincisi gerçekleşti. Fenerbahçe önünde seyri son derece keyifli olmasına karşın oyun kalitesi ve futbolcu performansları bakımından vasatı aşamayan bir oyun sergilemiş olmasına karşın rahat bir galibiyet almayı başardı Trabzonspor..
Her iki teknik adamın sahaya sürdüğü kadrolara baktığımızda Trabzonspor’ un inisiyatifi elinde bulunduran bir futbol ortaya koyma düşüncesini, karşılığında Fenerbahçe’ nin ise öncelikle Trabzonspor’ u durdurup orta alandaki pas trafiğini bozarak ani hücumlarda gol üretme planını görebiliyorduk. Nitekim karşılaşma da bir bakıma bu tablonun sahaya yansıması şeklinde geçti aslında..
Defans hattını gene klasik dörtlüsüyle şekillendiren Trabzonspor’ da Serkan kendi bölgesini her zaman olduğu gibi başarıyla savundu. Hatta Fenerbahçe maç boyunca kendi sol kanadını neredeyse hiç kullanamadı. Tabii ki bunda Yattara’ nın da etkisi çok büyüktü. Belki çok da muhteşem bir oyun ortaya koyamamış olsa da sahadaki varlığı ile dahi kendi kulvarındaki Özer ile Dos Santos’ u pasifize etmeyi başardı. Atmış olduğu ikinci gol ise buram buram kalite kokuyordu. Sağ kanatta pek sorun yaşamayan Trabzonspor’ un başı bir çok kez olduğu üzere gene sol kanattan ağrıdı. Alanzinho’ nun takıma katıldığı günden bu yana belki de en etkisiz oyununu sergilediği maçta Cale her zamanki gibi takımın en yumuşak karnı olarak gözümüze çarptı. Fenerbahçe’ nin kazanmış olduğu iki gol ve gene M. Topuz’ un değerlendiremediği gol pozisyonu maalesef gene onun savunmaya çalıştığı bölgeden türedi. Takımının üçüncü golünü atan Glowacki sakatlanıp oyundan çıkana dek Lugano’ nun kafa vuruşuna müdahale edemediği pozisyon haricinde nerdeyse sıfır risk ve hata ile oynarken ilk müdahalelerde çok etkili bir oyun ortaya koyan Egemen hem kendi bölgesini savundu hem de Cale’ nin geri gelemediği anlarda sol kanada yama oldu. Ayrıca bu ikili Fenerbahçe' nin iki gol ümidi Niang ve Semih' e maç süresince tek gol pozisyonuna girebilme fırsatı dahi tanımadı..
Sahaya çift forvet ile çıkabilmesi adına bence en doğru hamleyi yapan ve defansif özellikleri zayıf olan Alex ile Stoch’ u kulübeye yollayarak orta sahasını dinamik oyunculardan oluşturan Aykut Kocaman’ ın planları M. Topuz’ un ters kafa vuruşu ve hemen ardından Yattara’ dan gelen klas gol sonucunda sekteye uğradı. Göbekte Emre ve Baroni’ nin agresif oyununa karşı aynı agresiflikle yanıt veren Ceyhun-Selçuk ikilisi bu bölgede amansız bir savaş verdi maç boyunca. Ancak hemen önlerinde oynayan ve maç 3-2 devam ederken bir de penaltıdan yararlanamayan Colman’ ın gününde olmayışı Trabzonspor’ un hücum zenginliğine büyük sekte vurdu. Sola yakın oynayan, göbekte kazandığı toplarda ise kendisine geniş alan bulamayınca adeta sahadan silinen Alanzinho’ nun yerine ikinci yarının hemen başında sahaya sürülen Umut, Fenerbahçe’ nin en etkili gücü olarak gözüken sağ kanadının etkinliğini azalttığı gibi o bölgeden getirdiği bir topta Yattara’ ya hayatının en kolay golünü atma fırsatını dahi sundu. Ancak Yattara birkaç dakika önce kendisinin hazırladığı pozisyonda topu boş kaleye itemeyen Teofilo’ ya nazire yaparcasına bu topu dışarıya gönderdi..
İkinci yarıdaki doğru hamleleriyle takımını farklı bir galibiyete ulaştıracak pozisyonların da bir anlamda yaratıcısı olan Şenol Hoca’ nın bu maç ile ilgili bana göre eleştirilebilecek tek tercihiyse sahada etkisiz bir görüntü çizen, tek gol pozisyonu dahi hazırlayamadığı gibi yakalamış olduğu yüzde yüzlük fırsatı da gole çeviremeyen ve maçın son bölümlerinde iyiden iyiye yorulan Teofilo’ yu 90 dakika boyunca sahada tutmuş olmasıydı. En azından ikinci yarının ortalarında onun yerine Jaja ya da Burak’ ı oyuna sokarak takıma ekstra bir enerji katabilirdi..
Son olarak Aykut Kocaman' a da bir paragraf açmam lazım. Şu meşhur 1996 senesinde şampiyonluğu elimizden son anda söküp aldıkları maç sonrası vermiş olduğu demeç ile başta Trabzonsporlu olmak üzere bir çok sporseverin gözünde asil bir adam portresi çizen Aykut Hoca' nın bir nevi sorumluluktan kurtulma ya da kendisini temize çıkarma içgüdüsü kokan bazı demeçlerini hayretle izlemekteyiz maalesef..
Daha önce de kötü gidişatı üstü kapalı bir şekilde de olsa bazı futbolcularının üzerine hem de nokta atışlı eleştiriler eşliğinde yönelten teknik adamın dünkü maçtan sonraki ilk demecinde genç kalecisini hedef gösteren açıklaması kendisine hiç yakışmadı doğrusu. Üstelik yediği gollerin hiçbirinde hatası olmadığı gibi (mesela Onur ikinci golde çok hatalıydı) üzerine kritik bir penaltı da kurtaran kalecisini en başta kendisinin koruması gerekirdi. Yani şık olmuyor; hele ki Aykut Hoca' ya hiç yakışmıyor..
"söylediklerin kimseyi rahatsız etmiyorsa hiçbi' şey anlatmıyorsun demektir"
GW
Elbette kazanırken de eksikleri görebilmek büyük bir erdemdir. Ama bazılarımız bunun dozunu kaçırıyor. Şenol Güneş açısından değişen birşey yok. İşler biraz bozulduğunda yine hoca aleyhine sesler yükselecektir. Bakın, bu sezon şampiyonluktan bahsediyoruz. Unutmayalım ki, bunun anahtarı taraftarın direnci olacaktır. Olumsuzluklarda da takıma ve hocaya destek olmayı başaramazsak bu işin sonunu getiremeyiz. Kaybedilecek kötü bir maçtan sonra "Canınız sağolsun, moral bozmadan devam edin" demeyi bilmeliyiz. Dün gece maçtan sonra da bu konuya değindi Şenol hoca. Elbette eksikleri söyleyelim, ama dozunu ayarlayarak ve önyargılardan sıyrılarak.
Bertrand Russell : "İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır."
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)