Gazeteler; TGRT'den yuklu maas, luks cip ve araba alan unlu artistlerin dudak ucuklatan anlasmalarini yayinliyor. Bir sarkiciya toptan 3 milyon dolar, otekine ayda seksen milyar maas, berikine 700 bin Dolar...
Bu arada hediye edilen yuz bin dolarlik cipler, trilyonluk villalar da caba. Peki, bu durum sadece TGRT'de mi boyle?
Hayir! Son yillarda medya ve eglence sektorunde, Amerika'ya parmak isirtacak rakamlar telaffuz edilmeye baslandi. Milyonlarca dolarlik transferler, yuz-yuzelli bin dolar aylik maaslar herkesin cenesini yoruyor. kendisini dinleyenlere gobek attirma hunerine sahip sarkicilar, milyonlarca dolarlik servetin sahibi oluyor.
Gorgusuz "sosyete" dugunlerinde sarki-turku soyleyenler bir gecede iki "ekstra" cikarip 100 bin dolari cebe koyuyor, ertesi gun programlari icin sete, bir sonraki gun de dizilerine kosuyorlar.
Peki bu adamlar kadinlar, topluma hangi katkida bulunuyorlar da bu servetlere kavusuyorlar dersiniz? Bu paralari kim oduyor ve daha onemlisi neden oduyor?
Bu sorularin cevabi basit: Bir takim hanende sazende takimi, bizden enayilik vergisi aliyorlar. Onlara bu buyuk serveti kazandiran sey; bizim toplumsal enayiligimiz. Degerler sistemi asiri derecede bozulmus, ayaklarin bas baslarin ayak oldugu bir toplumda yasanan carpikligin, her el cirpan kisinin arkasindan agzi acik ayran budalasi gibi kosmamizin sonucu butun bunlar. Kendileri gibi erkek olan arabesk sarkicisinin ciplak ayaklarina dokunabilmek icin birbirini ezen kalabaligin psIkopatolojik yansimalari.
Her taraflarindan lopur lopur et veyag fiskiran terli escinsel sarkicilara hayranlikla bagli olan ve onlarin soyledigi sarkinin ritmine uyarak kalca tokusturan aslan parcasi erkeklerimizin eglence dunyasi. Adamlar ve kadinlar, boyle bir toplumdan enayilik vergisi tahsil etmesin de ne yapsin!
***
Siz siz olun; sakin Mehmet Akif'in, istiklal marsinin odulunu almamasini ya da son gunlerinde cektigi sefaleti unutun, Nazim Hikmet'e sahip cikmayin, Sabahattin Ali'yi kim oldurdu diye sormayin, Melih Cevdet Anday ne yapiyor diye merak etmeyin, Turkiye'nin AB'ye alinmasi karsiliginda hangi bedelle karsi karsiya olduguyla ilgilenmeyin, Fazil Husnu Daglarca nasil geciniyor diye akliniza takmayin, Avni Arbas'i ziyarete gitmeyin, Cemil Meric'in kitaplarina el surmeyin. Dogduklari ev muze yapilacak, adlarina enstituler kurulacak,
universite doktoralari hazirlanacak degerlerinizi bir an once tepelemeye bakin. Cunku kultur, siir, resim, nitelikli muzik, dusunce gibi kavramlar bu millete zararlidir. Allah korusun, onun aklini falan bozar! Bu insanlarin ciktigi televizyon kanallarini hemen "zap"layip, kalca-gobek lumpen eglence dunyasina ziplayin. Ve pasa pasa enayilik verginizi odeyin.
Sonra sokaklara cikip "Butun dunya sasirma, sabrimizi tasirma!" diye bagirin. Bizler gibi bir avuc insana da "damarlarimizda mevcut olan asil kani" arayarak omur tuketmek dussun.
Zulfu Livaneli