Ayasofya üzerinde oynanan oyunlar

http://www.internethaber.com/images/news/1176.jpg

Ülkemizi bekleyen tehlikelerden biri daha... Muhtemelen eylül veya ekim ayinda Türkiye'ye gelecek olan papa bilmem kaçinci bene-dit Istanbul'a gelip Ayasofya'yi kutsarsa bütün katolikler için Ayasofya kutsal bir mekan haline gelecek. Bu sefer cephe ayni ama baska tabyadan saldiri var, bu seferde Ortodokslar ayaklaniyor. Bakalim neler yapabilecekler.

Yada birisi çikip diyecek mi "ula biz Cami olarak kullanamayiruz, siz kilise mi yapmak istiyisunuz he, ula ne kuvari adamsunuz ! "
<DIV =news_title>Ayasofya için kampanya</DIV>
<DIV id=content style="PADDING-RIGHT: 10px; PADDING-LEFT: 10px; FONT-SIZE: 13px; PADDING-BOTTOM: 10px; COLOR: #000000; LINE-HEIGHT: 18px; PADDING-TOP: 0px; FONT-FAMILY: verdana, arial">

Ayasofya"nin Ortodoks kilisesi olarak ibadete açilmasi amaciyla uluslararasi kampanya baslattigini açiklayan Yunan-Amerikan Birligi (Hellenic-American Union) Baskani ve Demokrat Parti"nin New Hampshire eyaleti eski baskani Kris Spiru, Hürriyet"e "mücadelemiz hakli ve mantiklidir" dedi.

Geçen hafta Manhattan"da "Free Agia Sophia Consil of America" adli bir örgüt kuran Spiru, hedefinin Ayasofya"yi Ortodokslugun "kraliyet merkezi"ne dönüstürmek oldugunu belirterek "Nasil milyonlarca Katolik Roma"da, milyonlarca Müslüman Mekke"de, milyonlarca Musevi Kudüs"de ibadetini yerine getiriyorsa, biz Ortodokslar da hangi milletten olursak olalim Ayasofya"da ibadet edebilmeliyiz" dedi.

Internette www.freeagiasophia.org adresinden propaganda yapan Spiru, birkaç gün içinde 30 bin kisinin bu siteyi ziyaret ederek destek verdiklerini belirti.

"Tüm Ortodokslarin hür bir sekilde ibadetlerini yerine getirebilmeleri için Türk hükümetinden Ayasofya"yi zincirlerinden kurtarmasini isteyecegiz" diyen Spiru, bunu hukuki yollardan nasil yapabileceklerini henüz belirmediklerini, ancak imza kampanyasini düsünmediklerini açikladi. Baskani oldugu Yunan-Amerikan Birligi"nin kaç üyesi bulundugu sorumuza ise yanit alamadik.</DIV>

Her ne kadar yazan kisiyi pek sevmesem de bu konuda iyi bir arastirma yapmis. (Milletvekili Emin Sirin)

<TABLE =3dpanel cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%">
<T>
<TR>
<TD>
<H1 =HB align=center>Ayasofya, Ayasofya.... Cami-i Kebir Ayasofya... </H1></TD></TR></T></TABLE>
<TABLE =3dPanel style="WIDTH: 100%; BORDER-COLLAPSE: collapse" cellSpacing=0 cellPadding=0>
<T>
<TR>
<TD colSpan=2>29 Mayis, Istahbul?un Fethi münasebetiyle Prof.Dr. Necmettin Erbakan?in yaptigi bir konusmada, ?Fetihle birlikte bizzat tapusu alinarak vakif mali yapilan ve camiye çevrilen bir mabettir Ayasofya? ifadesini kullandigini gördüm.

Sayin Erbakan?in bu ifadesi hakikaten dogruydu. Iyi de, Vakif olan Ayasofya, vakif sartlari degistirilemeyecegine göre nasil oldu da müze olmustu?

Durumu tetkik etmeye basladim ve ortaya, dogrusu kanunlara aykiri, kanunlarin zorlandigi hukuk disi bir durum ortaya çikti. Ayasofya tereddütsüz Fatih?in Vakifnamesine göre bir Camii idi. Sonra, Abdülmecit döneminde Fossati tarafindan yapilan bir restorasyon çalismasinda Ayasofya?ya, hem Kilise, hem Camii, hem de tarihi anit görüsü getirilmisti. 1931?de, Amerika?daki Bizans Enstitüsü Ayasofya?nin Müze yapilmasi konusunda talepte bulunmustu. Rivayete göre, Bulgaristan?da toplanan, ?Bizans Asarini Ihya Kongresi? Ayasofya?nin müze yapilmasi talebinde bulunmus. Amerikan Bizans Enstitüsü?nden Thomas Whittemore Istanbul?a gelmis, Ayasofya?da mozaik arastirmalari yapmis, yazdigi rapor Maarif Vekili Abidin Özmen?in ilgisini çekmis, Abidin Özmen Ayasofya Camii?nin müzeye çevrilmesi için Bakanlar Kurulu?nda büyük bir gayret sarfetmistir.

Kimbilir, Kurtulus Savasi?nda ve Lozan Müzakereleri sirasinda Türkiye ile didisen Ingiliz Disisleri Bakani Lord Curzon?un 2 Ocak 1918?de söyledigi, ?Istanbul özellikle dogu dünyasinin kozmopolit ve uluslararasi bir sehridir. Ayasofya ki, 9 yüzyil önce bir Hiristiyan Kilisesiydi, elbette eski durumuna getirilecektir? sözleri de etkili oldu.

Bir baska görüs de, Ismet Bozdag?dan. Ismet Bozdag, 28-29 Mayis 1994 günü Vakit Gazetesinde çikan mülakatinda söyle diyor:

?Atatürk ile arasinda geçen gizli bir konusmayi daha sonra ifsa eden Bayar?in anlattiklarina göre; Yunan Basbakaninin Atina?da kendisini karsiladigi sirada Balkan Pakti?ni kabul edebilmeleri için Ayasofya konusunu açtigini, Yunanlilar?in Kurtulus Savasi sirasinda Anadolu?da ugradiklari yenilgiyi unutmadiklarini üzgün bir halde ifade ederek, ?kamuoyunu memnun edecek bir ortam dogsa, belki bundan yararlanip bir seyler yapilabilir? sözlerini nakletmesi üzerine Atatürk su açiklamada bulunmus:

?Az önce Vakiflar Umum Müdürü buradaydi. Ayasofya Camii?ni tamir edecek para bulamiyorlar. Bugünkü hali ile de harap ve bakimsiz! Hatta mezbelelik. Ayasofya?yi müze yapsak, hem harabiyetten kurtarsak, hem Yunanlilar?a bir jest yapsak Balkan Pakti?ni kurtarabilir miyiz? Öyleyse yapalim? demis.? Böylece Ayasofya Müze olmus.

Bu anlatilanlarin dogru olup olmadigini bilemem, onun için kaynagi özellikle gösterdim.

****

Yaptigim tetkikler Ayasofya?nin Camii halinden Müzeye çevrilmesinin hukuki dayanaklarinin saglam olmadigini gösteriyor.

Siyasi, dini ve ideolojik hiçbir degerlendirmede bulunmadan (ki rahatlikla bulunulabilir), tamamen hukuki sebeplerden Ayasofya?nin müze haline getirilmesi gereken kararnamenin geçersiz oldugunu düsünüyorum ve Ayasofya?nin Fatih Vakifnamesine göre tekrar camii haline getirilmesi gerektigi kanaatindeyim.

Bugün bu konuda bir soru önergesi verdim. Soru önergesini verme sebebim, tekrar ediyorum; hukuki? Bu soru önergesinden gerekli cevabi ve neticeyi alamazsam, Ayasofya?yi müze haline getiren kararnamenin iptali için gerekli hukuki yollara basvuracagim ve dava açacagim.

Basbakan Sayin Tayyip Erdogan?a yönelttigim soru önergesini aynen asagiya aliyorum: Ekleyecek baska bir sey yok?

****

Soru önergesi:

Halen Müze olarak kullanilan Ayasofya Camii?nin, Müze haline getirilisi 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayili Bakanlar Kurulu Karari ile olmustur.

Kararnamenin güvenilirliligi konusunda çesitli görüsler ortaya atilmis olmasina ragmen, konuyla ilgili bir netice hasil olmamis, Içisleri Bakanligi Emniyet Genel Müdürlügü?nün 03.01.1997 tarih ve 96/007 imza incelemesinde Kararnamede bulunan Mustafa Kemal Atatürk?ün imzasinin, Mustafa Kemal Atatürk?e ait olup olmadigi konusunda, ?Mevcut sartlarda sihhatli bir tetkikat yapilabilmesi mümkün olmamistir? denilmistir.

Ayasofya, Istanbul?un fethedildigi 1453 senesinde Vakif haline getirilmis, Fatih Sultan Mehmet, tanzim edilen Vakifnamesinde Ayasofya?yi Camii olarak vakfettigini bildirmis ve su ifadeler kullanilmistir:

?Fetihten sonra Sultan-i Azam, fethedilen beldede bulunan çok sayida kiliseyi, tevabi?i ile birlikte ser?i serife uygun ve sahih bir tarzda vakif yapmistir. Bu hayra tahsis edilen yerlerden biri Constantiniye beldesinin içinde bulunan Ayasofya diye isimlendirilen nefis kilisedir? ifadesinden sonra Ayasofya?nin sinirlari açikça belirtilmistir.

Ayni belgede, Ayasofya Camii ile alakali vakfin sartlari ve vakfin vazifeleri de bulunmaktadir. Fatih Sultan Mehmet ayni belgede, ?Bütün bu serh ve tayin eyledigim seyler, tespit edilen sekilde ve vakfiyede yazili haliyle vakif olmustur; sartlari degistirilmez., kanunlari tagyir edilemez, asillari maksatlari disinda bir baska hale çevrilemez; tespit edilen kurallari ve kaideleri eksiltilemez, vakfa herhangi bir sekilde müdahale Allah?in diger haramlari gibi haramdir?

ifadesini kullanmistir.

Mart-2002?de, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi?ne, Ayasofya?nin tekrar kilise yapilmasi için verilen teklif üzerine, dönemin Ak Parti Grup Baskan Vekili Mehmet Ali Sahin yaptigi açiklamada, ?Ayasofya?nin su an müze olarak kullanilmasi dahi yasalara aykiridir. Çünkü, Vakif Senedi tetkik edildiginde ve Küçük Ayasofya Bölgesine ait, Eminönü Tapu Sicil Müdürlügü?ndeki kayitlara bakildiginda buranin sadece camii olarak kullanilmaya tahsis edildigi görülecektir? demistir.

Ayasofya Camii, Medrese ve sair müstemilati ile birlikte vakiftir. 19.02.1936 tarihli Tapu Senedine göre, Türkiye Cumhuriyeti tapu kayitlarinda bu gayrimenkul 57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmet Vakfi adina, ?türbe, akaret, muvakkithane ve medrese-i müstemil Ayasofya?yi Kebir Cami-i Serifi? olarak tapuludur. Vakiflar Genel Müdürlügü Emlak Dairesi arsivindeki 1967 tarihli Istanbul Mazbut Hayrat Kütük Defterinde ayni sekilde Camii olarak kayitlidir.

05.06.1935 tarihli, 2762 sayili Vakiflar Kanunu?nun 17. maddesi su sekildedir:

?Vazife ve sartlarinin yerine getirilmesine maddeten imkan kalmiyan vakiflarda bu vazife ve sartlari degistirmede Idare Meclisinin karari ile Umum Müdürlük selahiyetlidir.

Mülhak vakiflarda Idare Meclisi karar vermeden evvel mütevellilerin mütalaasini alir.?

Ayasofya?nin müzeye çevrilme kararnamesinin tarihi, 24.11.1934 olduguna göre, bu kararnamenin, 2762 sayili Vakiflar Kanunu?nun 17. maddesine dayandirilmis olmasi tarih itibariyle imkansizdir. Ayrica, Fatih?in vakifnamesinin vazife ve sartlarinin yerine getirilmesine maddeten imkan kalmadigini belirten herhangi bir emare ve delil de yoktur. Dolayisiyla vakfin sartlarinin degistirilmesi de bu kanuna dayandirilamaz.

Bu bilgi dogrultusunda asagidaki sorularima cevap verilmesini arz ederim.

Sorular:

1- 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayili kararname ile Ayasofya?nin müzeye çevrilmesinin hiçbir hukuki dayanagi olmadigina göre, bu Bakanlar Kurulu kararinin, yine bir Bakanlar Kurulu karari ile yürürlükten kaldirilmasi ve Ayasofya?nin Fatih Vakfi sartlarina uygun olarak tekrar camii seklinde hizmete açilmasi gerekmez mi?

2- Sözü edilen kararnamede zamanin Maarif Vekaletinin, ?Bizans mozaiklerinin korunmasi ve teshiri? mütaalasi, sözü edilen kararnamenin önemli bir mesnedini teskil ettiginden, Ayasofya?nin cüz?i bir kisminin mozaik teshiri içinde müze olarak ayrilmasi, ancak esas merkezi kisimlarin Vakfin amaci çerçevesinde camiye çevrilmesi veya mozaiklerin uzmanlar tarafindan baska bir mahale tasinmasi hukuken vakif senedine daha uygun bir sekil olmayacak midir?

****

Not: Konuyu merak edenlere Prof.Dr. Ahmet Akgündüz, Doç.Dr. Sait Öztürk ve Yasar Bas?in hazirladiklari, Osmanli Arastirmalari Vakfi?nin bastigi, ?Üç Devirde Bir Mabet-Ayasofya? adli eseri hararetle tavsiye ederim.

</TD></TR>
<TR>
<TD colSpan=2></TD></TR>
<TR>
<TD align=right colSpan=2>Emin Sirin</TD></TR>
<TR>
<TD align=right colSpan=2>Yayin Tarihi : 4 Haziran 2005 Cumartesi</TD></TR></T></TABLE>

Bu konuda bir baska yazi..

Küskün Mabet: Ayasofya

Fatih Sultan Mehmet Han, Istanbul? u fethettiginde sehir halkindan birçok kisi, canlarini kurtarmak amaciyla Ayasofya? ya siginmislardi. Ayasofya? ya ulasan padisah, önce halkin can ve mal güvenligini saglayip onlari sehre tekrar gönderdi. Ardindan bu muazzam yapi karsisinda, öylece kaldi. Karsisinda, yeryüzünün en muhtesem yapilarindan biri vardi. Ayasofya, ihtisami ile Cihan Fatihi?ni bile hayretler içerisinde birakmis ve ona iki satir misra söyletmistir.

Fatih Sultan Mehmet Han, ardindan Ayasofya? da ilk namazi büyük bir husu içerisinde kildirmis ve tez elden Ayasofya?nin cami olmasini emretmis, ardindan da bu mabedi korumak amaciyla vakif kurarak altmis bes kisiyi görevlendirmistir. Vakfa ya da Ayasofya? ya zarar verecekler için bizzat kendi ?beddua? etmis ve onun bu hassasiyeti ile de yüzyillarca Ayasofya? ya özen gösterilmistir.

Peki, Ayasofya?yi bu kadar özel yapan neydi? Neden bir Cihan Fatihi bile onun karsisinda hayrete düsmüs ve onu üç gün içerisinde camiye çevirmisti? Bunu anlayabilmek için, önce biraz Ayasofya?yi tanimak gerekiyor?

Ayasofya, iki defa yandiktan sonra üçüncü ve son defa olmak üzere Imparator Justinianus tarafindan yaptirilmistir. Yapimi için o alanda bulunan saraylar ve evler yikilmis, her bir parçasi özel olarak seçilmistir. Efes, Atina, Roma ve Delf gibi sayisiz sehirden özel getirtilen sütun ve parçalarin yani sira, yeryüzünün en ünlü mermer ocaklarindan kirmizi, pembe ve yesil mermerler yapim için getirtilmisti. Günde bin isçi çalisarak bes yilda bitirilmis olan bu büyük eser karsisinda, Imparator Justinianus ?Ey Süleyman, seni bu eserle yendim!? demisti.

Ardindan 918 yil boyunca kilise olarak kullanilan Ayasofya? çesitli depremler, yanginlar ve haçli yagmalarina ragmen ayakta kalabilmeyi basarmistir. Tarih 1453? ü gösterdiginde, Istanbul? un fethedilmesiyle birlikte üç gün içerisinde camiye çevirtilen bu yüce mekân, 482 sene boyunca da yine ibadet amaciyla kullanilmisti. Bu zaman zarfi boyunca, Mimar Sinan? da dâhil olmak üzere, birçok usta mimar tarafindan kuvvetlendirilmis olan Ayasofya, yüzyillar boyu insanlar tarafindan ibadet, ilim ve irfan için kullanilmisti. 1934 yilinda ise, Resmi Gazete? de bile nesredilmeyen bir Bakanlar Kurulu karari ile müzeye çevirtildi?

Dünya?nin yedi harikasinin belirlendigi tarihte, henüz yapilmamis olan Ayasofya, bugün yasayan milyarca insan tarafindan taninmakta ve eger o tarihlerde yapilmis olsaydi, kesinlikle Dünya?nin harikalari arasina girecegine inanilmaktadir. Is bu muhtesem mabet, 1934? te küsmüstür insanliga. O zamandan bu yana, gözlerini kapatmis ve sessiz sedasiz eski günlerini yâd etmektedir.

Ayasofya?nin insa edilis amaci ve yüzyillarca var olus gerçegi inançtir. O ki, içinde nice padisahlar, nice imparatorlar barindirmistir. Içinde 1500 sene boyunca ibadet edilmis ve ilim yapilmis bir yapi, sade bir müze olmayi hak etmez. Birileri hak etmesine karar verse bile, bu mabet bunu sindiremez. Iste bu yüzdendir küskünlügü ve mahzunlugu?

Inanin, Ayasofya?nin tekrar ibadethane olmasini arzu etmenin, din ile yahut inanip, inanmamak ile hiçbir alakasi yok. Her seyden önce Ayasofya, mukaddes bir sanat ve bilim merkezidir. Zira bu kadar yil boyunca, korunmus, gözetilmis ve imrenilmis bir esere, biraz saygi duymak gerektigi kanaatindeyim. 918 yil duvarlarinda ayinler yankilanmis, 482 yil kubbesinde Kuran dinlemis ve duvarlari arasinda büyük âlimler yetistirmis olan Ayasofya? yi sade bir müze yapmak, Ayasofya?nin manevi kültürüne ve dogasina karsi islenmis bir ayiptir?

Tarihe, sadece tarih bilgisi ile sahip çikilmaz. Tarihin verileri arasinda, mutlaka gözetilmesi gereken manevi havasi da vardir. Kafasini çevirip biraz yurtdisinda bulunan sehirlere, örnegin bir Roma? ya bakabilecek herkes, ne dedigimi çok daha iyi anlayacaktir. Tarihimizden utanan ve sahip çikmayanlar, tüm insanligin saygi ile önünde egildigi eserleri perisan edenler ve Ayasofya?yi bilgi, birikim, ilim ve kültür merkezi haline getirmekten çekinenler; bir gün mutlaka bunun utancini duyacaklardir?

Sami Güzel

Bu da Fatih Sultan Mehmed'in Ayasofya ile ilgili vasiyeti...

Fatihin Ayasofya Kitabesi (Vasiyet)

"Kim Ayasofyayi Cami olmaktan çikarip baska bir sekle koyarsa; Önce Peygamberin ve Ashabinin, Ondan sonra Tabiinin, Tebau Tabiinin, Sonra Bana kadar gelen tüm ecdadimizin, hulasa benim ve benden sonra gelen bütün nesillerin laneti onlarin üzerine olsun"

http://www.referansgazetesi.com/habe...?HBR_KOD=42824

ben de dün bu haberi okudum, uyanigin biri bir çikar yol aramaya çalisiyor, hem cami hem kilise olsun diyor, on sene sonra da ya bizim camimiz var tamamen kilise olsun derler, asil dis düsmanlardan degil bu tip içimizdeki düsmanlardan çekinmemiz ve dikkatli olmamiz lazim...

Bu da Fatih Sultan Mehmed'in Ayasofya ile ilgili vasiyeti...

Fatihin Ayasofya Kitabesi (Vasiyet)

"Kim Ayasofyayi Cami olmaktan çikarip baska bir sekle koyarsa; Önce Peygamberin ve Ashabinin, Ondan sonra Tabiinin, Tebau Tabiinin, Sonra Bana kadar gelen tüm ecdadimizin, hulasa benim ve benden sonra gelen bütün nesillerin laneti onlarin üzerine olsun"

Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yi kiliç hakki olarak camiye çevirmistir.Osmanli bir beldeyi,sehiri,ülkeyi fethettiginde oranin en güzel ibadethanesini camiye çevirirmis diye biliyorum.Sanirim reddi miras kültürünün bir ürünü olarak müze haline dönüstürülmüstür.Bugün için camiye çevrilme sansi yoktur.Katolikler içinde bu durum geçerli olmalidir.

AYASOFYA bizimdir bizim kalacak...!!!

bence camii yapilmasi lazim çünkü yanlis bilmiyomsam 2 rekat namaz kilan cennete girer diye duymustum bir programda hatta eyüp el ensar hazretleri istanbula isgale geldiginde ayasofyada 2 rekat kilabilecegi böylece isgalden vazgeçilmistir bildigim kadariyla

Ayasofya'nin cami olmasi, dini meseleden çok milli meseledir. Ayasofya'nin bizde kalmasi Istanbul'un bizde kalmasidir. Olaya böyle bakmasi lazim herkesin.

Alıntı:

halil ibo Nickli Üyeden Alıntı

Bu da Fatih Sultan Mehmed'in Ayasofya ile ilgili vasiyeti...

Fatihin Ayasofya Kitabesi (Vasiyet)

"Kim Ayasofyayi Cami olmaktan çikarip baska bir sekle koyarsa; Önce Peygamberin ve Ashabinin, Ondan sonra Tabiinin, Tebau Tabiinin, Sonra Bana kadar gelen tüm ecdadimizin, hulasa benim ve benden sonra gelen bütün nesillerin laneti onlarin üzerine olsun"

Fatih`in bu muthis ongorusune hayran olmamak elde degil. Bu caminin basina gelecekleri onceden hissetmis olmasa herhalde boyle bir vasiyete ihiyac duymazdi.

Ikincisi, bu vasiyet, vasiyetten ote beddua ozelligi tasiyor. Millet olarak belimizi bir turlu dogrultamamizda buyuk ecdadimiz Fatih`in bedduasinin tesiri olmasin sakin!?

Allah bize Ayasofya'da Cuma nasip etsin...

Fazlasöze gerek yok...[img]smileys/smiley1.gif[/img]

bu hükümet varken bu meseleyi hallederler biraz bastirsalar.adamlar dinimizide degistirecek nerdeyse üç kurusu.ama bunu izin vermeyecegiz tabi onlar için sadece hayal olacak bu

Bu arada küçük bir bilgi vereyim arkadaslar..

Ayasofya'da Topkapi Sarayinin girisi tarafinda, ayri bir kapisi olan bir cami/mescit var. Küçük bir yer belki ama sembolik etkisi var tabii ki.

Umarim bir gün Ayasofya "kubbesinin altinda" da Cuma namazi kilinir. (Bu tabiri birkaç hafta önceki Cuma namazinda Sultanahmet Camii imami kullanmisti.)

Ayasofya ebediyen TÜRK ve MÜSLÜMANkalacaktir...